Hayatımızın her yanını kaplayan teknoloji bizim isteğimizle mi şekilleniyor yoksa o mu bizi şekillendiriyor? Araçlarının aracı haline gelmiş insanoğlunun yüzleşmesine dair bir ifade tutanağı. M. Serdar Kuzuloğlu'nun zihin kıvrımlarına davetlisiniz.
Yalnızlık sakınılması gereken, kötü bir şey mi? Yoksa kendimizle başbaşa kalmayı mı unuttuk?
Hayat mı çok yavaş akıyor yoksa biz mi tahammül yeteceğimizi kaybettik? Kendimi bile yoran bu sabırsızlığımızı nasıl açıklayabiliriz?
Bir küçük malumat uğruna gözlerimizi kahvenin telvesine, iskambilin destesine, göklerin haresine döndüren şey nedir?
İnsanın icat ettiği zaman, onun sahip olduğu en değerli şeye dönüşmüş durumda. Peki bu kadar önem ve kıymet verdiğimiz bu kavram hakkında ne biliyoruz?
Halimizden sürekli rahatsızlık duymamız ve her ne demekse, ‘ideal’ ölçülerde olmamız isteniyor. Bütün bu çaba ve stres sahiden gerekli mi?
Bireyin ve farklılıkların bu kadar kutsandığı bir çağda birbirimiz gibi olmak, birbirimize benzemek için bu kadar çabalamamızı nasıl açıklarız?
Uğruna onlarca yıllık borca girdiğimiz, bize sadece bir ev değil; aynı zamanda yaşam tarzı vaat eden yuvalarımızda dahi rahatsızız. İyi ama neden?
Karnımızı doyurmanın sebebi hayatta kalmak. Peki sofra kültürünü neyle açıklayabiliriz? Ya da evlenirken törenler yapıp, türlü şekle girmemizi?
Birini, bir şeyi sevmek bizi alabildiğine zorlarken nefret etmek nasıl bu kadar kolay geliyor?
Yaşamak adlı uğraşımızın gizli öznesi 'mutluluk'. Kovaladıkça kaçan bir ateşböceği. Peki onu bu kadar ulaşılmaz kılan ne?
Huzur vermesi gereken sessizliklerin verdiği sıkıntı nedendir? Kendimizle başbaşa kalmak nasıl en büyük korkumuz haline geldi? Bu telaşın sebebi ne?
Bir kelimenin, ismin varlığıyla yokluğu arasındaki fark nedir? Peki arkadan güzel, önden çirkin görünen kızlara ne ad verilir?
Google aramasında hakkında hiçbir sonuç çıkmayan insan sahiden yaşıyor mudur? Instagram arşivinden eski sevgiliyi silmek şart mıdır?
Zihnimin Kıvrımları adlı podcast serimin ilk bölümü: Yaşama arzusunun kökenine dair bir sorgulama.