POPULARITY
Categories
Bir takipçimizin sorusu üzerinden Kıvılcım'la yapay zeka (AI) üzerine yaptığımız sohbetin ilk bölümü. * İnsanoğlu düşünmeye bu kadar mı gocunuyordu arkadaş falan diyorum.Kime kitap tavsiye etsem “abi bunu vereyim yapay zekaya özetini çıkartsın diyor.” Tamam olsun çıkartsın tabii de yani... Ben hani o yüzden tavsiye etmedim ki. Ben yapay zeka ile yaparım onun muhabbetini çok tatminkar olmaz ama ben senin o kitaba bakışın nasıl olacak ve bir miktar böyle konuşabilmek için de onu tavsiye ediyorum ve ben insanlardanaçtığım mevzulardan besleniyorum.* Pusulasızız bir şeyiz biz nasıl geldik buraya ya nereden niye geldik ki falandiyecek bir durumda kalıyoruz.* Söylenende bir anlam bulmaya, hani küçük bir çocuk bir şeylersöylediğinde bir iki cümle kurduğunda aa ne kadar akıllıca şeyler söylüyor falan demeye insanoğlunun bir eğilimi var. Yani ne kadar akıllı çocuk bilmem ne falan. Evet, hakikaten akıllı ama işte ne bileyim bir yetişkinin anında cevap vereceği bir soruyu sorduğunuzda “ık” diye kalıyor. Niye ık diye kalıyor? Çünkü hani o bilgi özümsenmiş ya da işte sindirilmiş bir bilgi ya da yaşanmışlığa dayanan bir bilgi değil.Keyifli dinlemeler.[Kayıt tarihi: 8 Temmuz 2025]Güncellemelerden haberdar olmak ve daha fazlası (bölüm notları, soru ve yorumlarınız) için: tersaci.substack.com Twitter: @trscbrs @kivilgymNot: Twitter Spaces üzerinden iki defa kopan bağlantının ikinci bölümünü de yakında yükleyeceğim. This is a public episode. If you'd like to discuss this with other subscribers or get access to bonus episodes, visit tersaci.substack.com/subscribe
Bir ilişkinin ayrılığa doğru gittiğini anlamamız mümkün mü? Ayrılığa doğru giden ilişkilerde görülen uyarıcı işaretler nelerdir? Peki bu işaretleri gördüğümüzde müdahale edip ilişkiyi kurtarabilir miyiz, yoksa çoktan bitmiş midir? Yakın İlişkiler'in bu bölümünde ayrılık ve ayrılığın aşamaları ele alınıyor. ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını keşfet!
Bir kağıt parçası, algılama şeklimizi nasıl değiştirebilir? Söz konusu haritalar olduğunda bu soruya verebileceğimiz cevabın ucu bucağı yok. Dünya'nın coğrafi okumasını yaptığımız bu araçların çok büyük bir kısmı, esasında gerçeği yansıtmıyor. Haritalar siyasi bir kararı ya da stratejik bir aracı temsil ediyor aslında. Hiçbir Şey Tesadüf Değil'in 100'üncü bölümünde adımızın hakkını verip, haritaların matematiğine odaklanıyoruz. Bir kağıt parçasının, hayata bakış şeklimizi ve dünya algımızı nasıl şekillendirdiğini konuşuyoruz. ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını keşfet!
Susipažįstame su spaudos publikacijomis kultūros tema.Kiek kalbų nuo mažų dienų gali išmokti vaikai? Kuo skiriasi dvikalbis ugdymas ir integruotas užsienio kalbos mokymas?Antrasis LRT KLASIKA ciklo „Čiurlioniai“ epizodas, kuriame pasakojama apie M.K.Čiurlionio mamą Adelę Čiurlionienę.Biržų krašto muziejuje „Sėla“ pristatyta paroda „Husarija – mūsų pasididžiavimas“.Šiandien baigiasi pagrindinis priėmimas į Lietuvos universitetus ir kolegijas. Kokio susidomėjimo iš stojančiųjų sulaukė menų krypties studijos?Kaip aktualiomis aplinkosaugos temomis nekalbėti vien tik klišėmis?Lietuvos nacionalinėje Martyno Mažvydo bibliotekoje veikia grupinė jaunosios kartos menininkų paroda „miela, gražu, žavu / Cuuute!!!“.Lietuvos iliustratorių asociacija Vilniuje „Raštinėje“ atidaro risografijų ir printų parodą „ėėėkosistema“.Ved. Marius Eidukonis
Emeğiyle ulaşamayacağı şeyleri, parayla alma usulsüzlüğü ne yazık ki çokça karşılaştığımız durum. Son birkaç gündür gündemimizi meşgul eden sahte diploma olayı bunlardan biri. Bir şebeke, bir çete, e-imza sahtekarlığıyla para karşılığı birilerine sahte diploma ve ehliyet sağlamış.
Bir Başka Gündem tüm hızıyla devam ediyor.Haftanın gündeminde şunlar var:Gazetecilik ülkemizde neden bu durumda? (Bir örnek olay üzerinden)Türkiyelilik ve Türklük tartışması1,5 milyar dolar maaş diye bir şey olabilir mi?Yapay zekanın Netflix'i Showrunner13 milyar ışık yılı uzaktan bir selam var dünyayaİyi dinlemeler.Biliyorsunuz Yeni Haller sizlerin desteğiyle yayın hayatına devam eden bir podcast kanalı.Beni aşağıdaki link'lerden destekleyebilirsiniz:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerBölümde bahsi geçen Yeni Haller'in T24 Youtube kanalındaki özel içeriklerine şuradan ulaşabilirsiniz:T24 Youtube Yeni Haller ListesiBana ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com
*Bu bölüm Hiwell hakkında reklam içerir. Yaşamak denen şey öyle kitaplardan falan değil hayatı gerçekten yaşayanlardan öğreniliyor, buna eminim artık. Bir senedir Bali'nin yerli insanlarından öğrendiklerimi bu bölümde anlatıyorum. Hiwell'den faydalanmak için tıklayın.Hiwell'de ilk seansınız aşağıdaki kodla sadece 499 TL!Kod: merdiven499Daha önce seans satın almış ve yeniden almak isteyenler için indirim kodu: 15merdiven
Renkler Neden Sadece Bir Görsel Tercih Değil, Bir Strateji?Renkler hayatımızın her alanında bize bir şeyler fısıldar. Duygularımızı tetikler, kararlarımızı etkiler, güven verir ya da heyecanlandırır. Bu yüzden bir markanın rengi asla tesadüf olamaz. Bu bölümde, renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkisinden başlayarak markaların neden ve nasıl bu kadar dikkatli şekilde renk stratejisi oluşturduğunu detaylıca konuşacağız.Renklerin İnsan Psikolojisi Üzerindeki EtkisiKırmızı neden iştah açar? Mavi neden güven verir? Yeşil neden huzurla eşleştirilir? Sarı neden dikkat çeker ama aynı zamanda neden rahatsız edici olabilir? Bu soruların yanıtı beynimizin derinliklerinde yatıyor. Renkler, bilinçaltımızla iletişim kuran en güçlü araçlardan biridir. Bu yüzden pazarlamada kullanıldığında, müşterinin karar verme sürecini doğrudan etkiler.Markaların Renk Seçimindeki Stratejik KararlarCoca-Cola'nın kırmızısı, Facebook'un mavisi, Starbucks'ın yeşili… Bunlar sadece estetik tercihler değil, marka kimliğiyle bütünleşmiş bilinçli seçimler. Bu bölümde, dünyaca ünlü markaların neden bu renklere yatırım yaptığını, bu renklerin markaya kattığı değerleri ve tüketiciyle kurduğu bağı detaylı örneklerle ele alıyoruz.Hedef Kitleye Göre Renklerin Anlamı Nasıl Değişir?Bir genç için canlı renkler heyecan vericiyken, bir profesyonel için koyu renkler daha güven verici olabilir. Kadın-erkek, yaş grubu, kültürel arka plan gibi demografik değişkenler renk algısını tamamen değiştirebilir. Bu yüzden renk seçerken sadece “güzel duruyor” demek büyük bir hata olur. Doğru renk, doğru kitleyle duygusal bağ kurar.Duygulara Dokunan Renk Stratejileri Nasıl Oluşturulur?Markanızın ruhunu, değerlerini ve vizyonunu yansıtan renkler seçmek, doğru bir iletişim kurmanın ilk adımıdır. Bu bölümde, sıfırdan bir marka yaratırken renk paletinin nasıl seçilmesi gerektiğini, mevcut bir markada nasıl dönüşüm yapılabileceğini ve sektörel farklılıklara göre hangi renklerin öne çıktığını anlatıyorum.Dönüşüm Odaklı Renk Kullanımı: Sadece Güzel Olması YetmezDijital pazarlamada renk, dönüşüm oranlarını doğrudan etkiler. Özellikle CTA butonlarında kırmızı, turuncu gibi dikkat çekici renkler dönüşümü artırırken; arka plan uyumu, kontrast kullanımı gibi detaylar da önemlidir. Bu bölümde A/B test örnekleriyle hangi sektör için hangi renk daha fazla dönüşüm getirmiş inceliyoruz.Kültürel Farklılıklar: Aynı Renk Her Yerde Aynı Etkiyi YaratmazBatı'da beyaz saflığı, doğu kültürlerinde yas'ı temsil edebilir. Bu yüzden global markalar, renk stratejilerini her ülke için yeniden düzenlemek zorundadır. Özellikle e-ihracat yapan markalar için kültürel renk kodlarını bilmek kritik önemdedir.Sonuç: Marka Kimliğinin Görsel Temsilcisi RenklerdirBu podcast bölümüyle birlikte, marka yaratımında ve dijital pazarlama stratejilerinde renklerin neden bu kadar önemli olduğunu ve nasıl daha bilinçli kullanılabileceğini kapsamlı bir şekilde öğrenmiş olacaksın.Bölümü Beğendiysen…Daha fazla içerik için joykek.com'u ziyaret edebilir, Instagram'da @frktprk hesabımdan beni takip edebilirsin.Sormak istediklerin varsa faruk@joykek.com üzerinden bana ulaşabilirsin.Ve unutma, renkleri doğru kullanan markalar sadece dikkat çekmekle kalmaz, zihinde de kalıcı olur.
Peribacası Fakültesi rektör dekan ve profesörü Dr. Güleç sizin için çalışmaya devam ediyor. Bir önceki bölümde üniversite okumanın boş iş olup olmadığını konuşmuştuk. Bu bölümde de TÜİK'in açıkladığı "2024'ün en çok kazandıran meslekleri" listesini göz önüne alarak; ne okuyalım, neden okuyalım, akıllıca tercih nasıl yapalım, neye göre meslek seçelim bunları konuşuyoruz. ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını keşfet!
Mindaugas Sinkevičius apsisprendė nesiekti premjero posto, nepaisant to, kad būtent jis sulaukė didžiausios socialdemokratų skyrių paramos. Kiti pagrindiniai kandidatai - Inga Ruginienė, Juozas Olekas ir Robertas Duchnevičius sulaukė panašios skyrių paramos. Buvo pasiūlyta ir naujų kandidatų - susisiekimo ministras Eugenijus Sabutis ir švietimo ministrės patarėjas Rimantas Vaitkus.Generalinė prokurorė Nida Grunskienė komentuos Gaižiūnų poligone surasto bepiločio orlaivio patekimo į Lietuvą aplinkybių tyrimą.Birželį nuo pareigų nušalintas karinės žvalgybos vadas Elegijus Paulavičius abipusiu susitarimu su krašto apsaugos sistemos vadovybe palieka karinę tarnybą, o tarnybinis patikrinimas dėl jo elgesio su pavaldiniais yra nutraukiamas. Karinės žvalgybos vado advokatas pranešė, kad Paulavičius atsiims ieškinį teismui dėl nušalinimo nuo pareigų birželį.Žemės ūkio ministerija stebi sudėtingą situaciją Lietuvos žemės ūkio sektoriuje, susijusią su daug aukštesniais nei kaimyninėse šalyse grūdų džiovinimo įkainiais.Klaipėdoje šiandien savo jėgas išmėgino paplūdimiuose budintys gelbėtojai, kurie varžėsi tradiciniame čempionate. Na ir šiemet jie juokauja, jog vasaros – nėra, esą dienas, kai nebuvo iškelta maudytis draudžianti raudona vėliava, galima suskaičiuoti kone ant rankos pirštų. Tai kokia gi ši vasara gelbėtojams, ar daug darbo jie turėjo?Ved. Agnė Skamarakaitė
Bir dostum aradı, “Cengiz Çandar'ın yazısını okudun mu?” dedi. Belki 20 yıl olmuştur en son bir Cengiz Çandar yazısı okuyalı; ismi bende eski Türkiye'yi çağrıştırıyor. Yine de açıp okumaya başladım. Çandar, Suriye Kürtlerinin ve Dürzilerin İsrail'in piyonu olduğu söyleminin gerçeklerin ters yüz edilmesi olduğunu, Suriye Devrimi'ni ABD'nin yaptığını yazıyor. Süveyda'da bir Dürzi katliamı yaşandığı, Lazkiye'de Alevi katliamı yapıldığı satırlarına gelince okumayı bıraktım. Cengiz Çandar'ın yaşını araştırdım, 76 olmuş. Değişen bir şey yok.
Geleneksel metinlerde bilmediğini bilmek insan için hep bir fazilet merhalesi olarak görülmüş, bilinmiştir. Bilmediğini bilmek iki türlü kazanç sunar insana… Bir, bilmediğini bilen kişi bilmeye giden yolun kapısını daima açık tutar kendisi için. Ve iki, bildiği vehmiyle yanlış adımlar atmaktan, yanlış kanaatler edinmekten korur kendini. Uzun zamandır insanlar kendi kararlarını vermek konusunda ölçüsüzce cesaretlendiriliyor. Bu kararların arkasında tam teşekküllü bir kişilik oluşumu ve insanın doğal sınırlarının getirdiği kısıtlılıklara dair bir farkındalık varsa, bu cesaretlendirmelerde yarar görülebilir. Ancak kişiliğin kolay kazanılan bir şey olmadığı da hatırda tutulmalı bu noktada. İnsan, varlık içindeki yeri ve konumunu makul bir şekilde tespit edememiş, buna uygun bir hayat görüşü ve muhakeme kazanamamış ise, dünyanın en keskin zekâsına sahip olması bile hata yapmaktan, yanlış istikamete yönelmekten emniyette tutamaz onu. Keskin bir zekâ; insanlık bilgisinden mahrum ve varoluşun hakikati ile irtibatsız bir zihniyetle çıkılan yolda, insanın dramatik yanlışlara düşmesine sebep olduğu gibi, bu kötü gidişatı daha da hızlandırabilir.
Câbir bin Abdullah (r.a.)'den rivayet edilmiştir. Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İsrailoğullarından söz edebilirsiniz; çünkü onlar, içlerinde hayret veren garip işlerin cereyan ettiği bir millettir.” Sonra şöyle anlattı: “Benî İsrail'den bir grup insan çıkarak, mezarlığa gittiler. Orada, aralarında şöyle konuştular: “Biz şimdi bir namaz kılsak, sonra Râbbimize duâ etsek, O da, bize ölülerden birini çıkarsa da gelip, bize ölümden haber verse.” Namaz kıldılar, Râblerine duâ ettiler. Onlar bu hâl içinde iken, bir ölü başını kabrinden çıkardı. Yüzü simsiyahtı. Alaca bulaca bir hâli vardı. Onlara bu hâli ile göründü ve şöyle dedi; Ey buraya gelmiş kimseler! Allâh'a yemin ederim ki, öleli doksan yıl oldu. Hâlâ ölüm acısı benden gitmedi. Tıpkı şimdi ölmüş gibi. Allâh'a duâ edin; beni eski hâlime getirsin. Kabrinden çıkan o şahsın alnında, secde izi vardı.” Hasan (r.a.)'den naklen şu hadîs-i şerifi anlattılar: “Mü'mine gelecek ölümün şiddeti ve zorluğu üç yüz kılıç darbesi kadardır.” Bir kimse, ölüme inanır, onun mutlaka geleceğine kani olursa, iyi amel işleyip kötü davranışları bırakarak ölüme hazır olması gerekir. Çünkü, onun ne zaman geleceği belli değildir. Resûlullâh (s.a.v.) ölümün şiddetini ve acısını beyân buyurdu. Bu, ümmetine onun öğüdüdür. Tâ ki, onu duysun, hazırlıklı olsun, dünya güçlüklerine de sabırla karşı dursun. Çünkü, dünya sıkıntılarına sabırla karşı koymak, ölümün şiddetine maruz kalmaktan, âhiret azabına uğramaktan daha kolaydır.(www.mevlanatakvimi.com)
Vaktiyle bir çamaşırcı kadınla üç kızı yaşarlarmış. Kadın çamaşır yıkayarak ailesini geçindirirmiş. Günlerden bir gün, ailenin büyük kızı kısmetini bulmak için evden ayrılmış. Az gitmiş, uz gitmiş. Dere tepe dün gitmiş... Bir falcının evine varmış...
Bir hayalim var. Bir vizyon. Şimdiye dek gerçekleşmemiş ama artık düşünülmesi, konuşulması ve çalışılması gereken bir hedef: bir Müslümanın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olması. Bu ülke bugüne değin kariyer alanlarının en zirvesine çıkardı onca kişiyi ama gidip kendi karşılıklarını dünyada arayacak bir vizyon gösteremediler. Abdullah Gül boşta mesela. Onca bakan, bürokrat, diplomat, temsilci, genel müdür, banka genel müdürü, sigorta yöneticisi, rektör, başhekim vesaire vesaireden hiçbiri bir adım sonraya geçemedi. Misyonları bitince bir altta kendilerine verilene razı oldular hep.
Citações e trechos do livro “Radically Happy: A User's Guide to the Mind”, de Kyabgön Phakchok Rinpoche Kyabgön Phakchok Rinpoche (nascido em 1981) é um monge e professor da Escola Nyingma de Budismo Tibetano, detentor da linhagem dos Tesouros Profundos de Chokgyur Lingpa.Phakchok ingressou no Instituto Dzongsar de Estudos Budistas Avançados em Bir, na Índia, onde recebeu o título de Khenpo, comparável a um doutorado em Filosofia Budista, de Dzongsar Khyentse Rinpoche e do 14º Dalai Lama. Phakchok recebeu instruções e iniciações de muitos professores, incluindo Dilgo Khyentse Rinpoche, Chogye Trichen Rinpoche, Taklung Tsetrul Rinpoche, Nyoshul Khen Rinpoche, Tsikey Chokling Rinpoche e outros.Ao longo da sua vida, Phakchok viajou extensivamente, ensinando e partilhando a sabedoria do Budismo Tibetano com pessoas de diversas origens.Seus ensinamentos concentram-se em métodos práticos para cultivar a atenção plena e a consciência, tanto em orientações sobre as práticas meditativas quanto na exploração de ensinamentos profundos, como o vazio e a interdependência.Phakchok também incentiva seus alunos ao serviço comunitário e no envolvimento social, a contribuir ativamente para o bem-estar dos outros e a trabalhar para criar uma sociedade mais compassiva e harmoniosa. Integrando os princípios budistas na vida cotidiana, Phakchok aponta para a compaixão, a atenção plena e a sabedoria como as chaves para a transformação pessoal e a paz interior.
“Kendilerine yasak edilen şeyler karşısında küstahça diretince onlara, ‘Aşağılık maymunlar olun!' dedik.” (Araf s. 166) Rivayet edildiğine göre Yahudiler, bizim emrolunduğumuz Cuma günüyle emrolundukları halde onu terkedip Cumartesiyi seçtiler. Yüce Allâh'ın şu sözü bunu ifade eder: “Cumartesi ibadeti, ancak onda ihtilâf edenlere farz kılınmıştı.” (Nahl s. 124) Böylece onunla imtihan oldular, avlanma kendilerine haram kılınıp o güne saygıyla emrolundular. Balıklar kendilerine Cumartesi günü gelir, çokluğundan dolayı suyun yüzü görülmezdi. Diğer günlerde gelmezlerdi. Bunun üzerine balıkların girmeleri kolay, fakat çıkmaları zor olan havuzlar yaptılar. Cumartesi balıkları oraya doğru sürüp pazar günü de balıkları oradan alıyorlardı. Şehir halkı üç gruptu. Üçte biri yasaklamaya devam etti, üçte biri öğütten usandı ve öğüt verenlere “niye öğüt veriyorsunuz?” dediler. Diğer üçte biri de yasağı işlemeye başladılar. Onlar bundan vazgeçmeyince, müslümanlar, “Biz sizinle oturmayız” dediler ve şehri bir duvarla böldüler. Müslümanların bir kapısı, mütecavizlerin de bir kapısı vardı. Davud (a.s.) onları lanetledi.Yasaklayanlar bir gün sabah olunca kendi kapılarından çıktılar, işlerini görmek üzere dağıldılar. Mütecavizlerden hiçbir kimse çıkmadı. Dediler ki: “Belki içki onlara galip geldi.” Duvara çıkıp baktıklarında, hayretler içinde gençlerin maymun, yaşlıların da domuz olduklarını gördüler. Kapıyı açıp yanlarına girdiler. Maymunlar insanlardan olan soylarını tanıdılar. Oysa insanlar onları tanımıyorlardı. Bir maymun soydaşına geliyor, elbiselerini kokluyor ve ağlıyordu. Üç gün bekledikten sonra öldüler. Nitekim İbn Abbas (r.a.), insan şeklinden değiştirilip hayvan şekline giren hiçbir kimsenin üç günden fazla yaşamadığını belirtmiştir.(İsmail Hakkı Bursevi, Ruh'ul Beyân Tefsiri, c.3, s.260)
İSRAF, AÇLIK VE ÖLÜM İnsanoğlu, 21. yüzyılı yaşarken israf ve tüketimde sınır tanımaz hâle gelmektedir. Tüketim çılgınlığı, kör bir kuyu gibi insanları içine doğru çekmeye devam etmektedir. Yapılan aşırı tüketim ve savurganlık göz önüne alındığında, insanlık tarihi boyunca israfın bu derece aşırı yaşandığı bir dönem daha olmamıştır. Öyle ki artık bu davranış normal karşılanmaya başlanmıştır. “Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz.” sözünü unutan bizler; boşa geçen zamanın, gereksiz yere yanan ışıkların, lüzumsuz çalışan aletlerin, çöpe giden ekmeklerin, fazladan alınan eşyaların, çizilip atılan kâğıtların, israf olduğunun farkına bile varamıyoruz. İşte bunların hepsi israf ve tüketim girdabının ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Hz. Muhammed'in “Nehir kenarında bile abdest alırken israf etmeyiniz.” sözünü unutuyor ve lüks hayat adına yeni yeni tüketimlere giriyoruz. İsraf önce insanı, sonra da devletleri yoksulluk içine düşürür ve iflas ettirir. Bir toplum, içtiği suyu israfla ne olur diye düşünmemeliyiz. Küçük zannedilen şeyler yan yana geldiğinde büyük rakamlar ortaya çıkar. Dakikada 10 damla su kaçıran musluğun ayda 170 litre su akıtmış olması bize bunun göstergesidir. Günlük hayatta değişik alanlarda kullandığımız suyun israf edilmesi, su en bilin tehlikeli boyutlara ulaşmasına sebep olur. Suya her zaman ihtiyaç duyduğumuz en önemli madde olduğunu unutmamalıyız. Susuzluktan ve susuzluğa bağlı nedenlerden dolayı 1 dakikada 15 kişi hayatını kaybetmektedir. Diğer bir ifadeyle yılda yaklaşık 8 milyon kişi, sudan kaynaklanan hastalıklar sonucu ölmektedir. Bir başka problem de ekmek israfıdır. Türkiye'de günlük 100–120 milyon ekmek üretilmektedir. Bunun da yaklaşık 10–12 milyonu çöpe gitmektedir. Çöpe giden ekmeklerin yıllık maliyeti ise 8,2 milyon lirayı bulmaktadır. İsrafla ilgili buna benzer başka örnekler verilebilir. Türkiye'de bu kadar ekmek israf edilirken dünyada 854 milyon insan açlık sınırındadır. Özellikle çocuklar açlıktan ve susuzluktan çok etkilenmektedir. Bu yüzden dünyada beslenme bozukluğu ve açlıktan dolayı her yıl 5 yaşın altında 11 milyon çocuk ölmektedir. Ne yazık ki israf, dünyanın birçok ülkesinde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yerinde ve faydalı kullanılmayan her şey israftır. Zamanı yerinde kullanmayıp vakti boşa harcamak, yiyeceklerimizin kıymetini bilmemek, kâğıdı mı yazı yerine boş çizgiler çizerek kullanmak, yemek yemede ölçüyü kaçırmak da israftır. Sonuçta, bir davranış hâline getirdiğimiz israfı engellemenin birinci yolu, onu fark etmektir. Günümüzde birçok insan, israfı dahi edemez hâle gelmiştir. İsrafı fark ettiğimiz anda ise hayatımızı yeniden gözden geçirmeli, kendi davranışlarımızı kontrol etmeli, israfın her çeşidinden uzak durmalıyız. Sonuç olarak israf, açlığı; açlık ise ölümü getirmektedir. Derleyen: Ahmet KAMALAK
Cenk Dereli ile her ayın son haftasında gündemdeki konuları değerlendirirken bu ay Avrupa'daki aşırı turizm karşıtı kitlesel protestoları ve Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkım kararını konuşuyoruz. Dünyanın en zengin üçüncü kişisi Jeff Bezos ve Lauren Sanchez'in Haziran ayında Venedik'te gerçekleşen ve 40-48 milyon Euro harcandığı tahmin edilen düğün töreni kentte çok sayıda protesto gösterisine neden oldu. Düğün misafirlerinin kaldığı adaların kamuya kapatılması, alınan olağanüstü tedbirler ve Venedik'in kırılgan ekosisteminin aşırı turizmde daha da kırılgan hale gelmesi tepkilerin nedeniydi. Bu yaz Barcelona, Mallorca, Lizbon'da da aşırı turizme karşı binlerce kişinin katıldığı eylemler gerçekleşti, kimi kentlerin idareleri daha sürdürülebilir turizm modelleri için kimi kararlar aldı.Bir başka konumuz ise 53 yıldır hizmet verdikten sonra depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle hakkında yıkım kararı verilen, tescil başvurusu reddedilen Antalya Arkeoloji Müzesi. Tekeli-Sisa-Hepgüler tasarımı olan ve Türkiye'de yarışma ile yapılan ilk müze binası olan bu yapı, 1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü'nü almıştı. Yapının mimarlarından Doğan Tekeli, yıkım kararını gazete haberinden öğrendiğini belirtirken yeni bir proje için 2,5 milyar liralık bütçe ayrılan müzenin mevcut yapısının 100 milyon TL ile güçlendirilebileceğine dikkat çekiyor.
Benim canım kadim topraklarım ve onların masalları... Çocukluğumda annem anlatırdı bu masalı ve ben çocuk aklımla çok gülerdim. Hırlı ve Tırlı olarak biliyordum. Sonra bu masalın yazılısını çok aradım. Bu yıl Kahramanmaraş Masalları kitabında ve yakın zamanda yazarı silinmiş başka bir kitapta daha rastladım. Eee vakti gelmiş... "Kardeşler çok akıllı olmazsa ne kadar idare edilir? Her yardım eden niyeti iyi de olsa gerçekten yardım mı eder? Bir çocuk masalı gibi görünse de yediden yetmişyediye herkesin dinleyebileceğini sanıyorum. Ayrıca bu masalı instagramdan özellikle bana ulaşıp "Uyku problemim var.... Sizi dinleyerek uyuyorum. Yeni bir masal yükler misiniz ?"diyen Büşra için anlattım. Keyifli dinlemeler...
Cenk Dereli ile her ayın son haftasında gündemdeki konuları değerlendirirken bu ay Avrupa'daki aşırı turizm karşıtı kitlesel protestoları ve Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkım kararını konuşuyoruz. Dünyanın en zengin üçüncü kişisi Jeff Bezos ve Lauren Sanchez'in Haziran ayında Venedik'te gerçekleşen ve 40-48 milyon Euro harcandığı tahmin edilen düğün töreni kentte çok sayıda protesto gösterisine neden oldu. Düğün misafirlerinin kaldığı adaların kamuya kapatılması, alınan olağanüstü tedbirler ve Venedik'in kırılgan ekosisteminin aşırı turizmde daha da kırılgan hale gelmesi tepkilerin nedeniydi. Bu yaz Barcelona, Mallorca, Lizbon'da da aşırı turizme karşı binlerce kişinin katıldığı eylemler gerçekleşti, kimi kentlerin idareleri daha sürdürülebilir turizm modelleri için kimi kararlar aldı.Bir başka konumuz ise 53 yıldır hizmet verdikten sonra depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle hakkında yıkım kararı verilen, tescil başvurusu reddedilen Antalya Arkeoloji Müzesi. Tekeli-Sisa-Hepgüler tasarımı olan ve Türkiye'de yarışma ile yapılan ilk müze binası olan bu yapı, 1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü'nü almıştı. Yapının mimarlarından Doğan Tekeli, yıkım kararını gazete haberinden öğrendiğini belirtirken yeni bir proje için 2,5 milyar liralık bütçe ayrılan müzenin mevcut yapısının 100 milyon TL ile güçlendirilebileceğine dikkat çekiyor.
Bugün 30 Temmuz 2025 #doğatakvimi
Renginiai Dzūkijoje - kas vyksta Druskininkuose ir Birštone 08.01-08.03? Kviečiame sužinoti ir turiningai praleisti savaitgalį net ir orams nelepinant.
Ormanlar sadece ağaçlardan ibaret değil, yanan sadece ağaçlar değil. Toprağın altındaki ve üstündeki milyonlarca böcek ve yeşillik yok oluyor. Ekolojik dengeyi sağlamakla görevli milyarlarca canlıyı kaybettik yangınlarla. Bir yandan Gazze'deki ateş bir yandan yanan ormanlar bir yandan aşırı sıcaklarla yüzyılın en sıcak temmuz ayını yaşıyoruz. Zamanın Sahibi aşırı sıcaklar ve orman yangınlarıyla Gazze için yapamadığımız empatiyi zorla yaptırıyor sanki.
Amazon Drıopshipping'i 2018'de Türkiye'de tanıtan Ekim Nazım Kaya, New York'ta İstifade Ettiren Fikirlere konuk oldu. Bir çok kişinin dolandırıcı olarak etiketlediği Ekim Nazım Kaya ile tarafsız bir şekilde röportaj yaptık ve hakkında sorulan tüm soruları kendisine sordum. Bir çok girişimcinin ilgiyle dinleyeceği bu podcast, tarafsız olarak Tuğer Akkaya'nın sunumuyla İstifade Ettiren Fikirler'de.
Bitcoin'in ardındaki gerçek sır nedir? Göründüğü gibi sadece bir teknoloji mi, yoksa çok daha derin, politik bir amaca mı hizmet ediyor? Carl Schmitt'in 'Politik Kavramı'nı merkeze alarak, bu podcast, Bitcoin ve genel olarak kripto dünyasını eşsiz bir perspektiften inceliyor.Bitcoin'in özünün teknolojik değil, politik olduğunu keşfedeceğiz. Kriptografi, devletin her türlü kontrolüne meydan okumak için bir araç olarak kullanılıyor. Bu, günümüzdeki devletler için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor; çünkü Bitcoin, interneti doğrudan politikleştirmenin yolunu açıyor. Ama bu, bildiğimiz parti siyasetinden farklı, siber uzayda yeni dost ve düşman sınıfları yaratan bambaşka bir politik form.Podcastimizde, Bitcoin'in gerçek misyonunun, devletin kısıtlamalarından ve itibari para köleliğinden arındırılmış zenginlik olduğunu ortaya koyacağız. Bitcoin, paranın ve zenginliğin gücünü devletin elinden alarak, tüm modern devletlerin tartışmasız düşmanı haline geliyor.Diğer kripto projelerinin neden sadece "para kapma" veya reformist girişimler olduğunu, Bitcoin'in devrimci doğasından nasıl ayrıştıklarını tartışacağız. Bitcoin'in düşmanları, yeni bir dijital düzenleme standardı yaratmanın politik önemini kavrayamıyor.Bitcoin'in işleyişine daha yakından baktığımızda, insanları kriptografik araçlarla dost ve düşman sınıflarına göre organize etme amacını göreceğiz. Bu, sadece yeni bir para biçimi değil, aynı zamanda eski politik düzenin yıkımı anlamına geliyor. Bir yanda parayı, değeri ve zenginliği kontrol eden devleti meşru tek güç olarak görenler; diğer yanda ise kripto-anarşistler var. Onlar, itibari paranın boyunduruğundan kurtularak **"Gerçek"**in doğuşunu arzuluyorlar."Otorite değil, gerçek meşruiyet sağlar" ilkesiyle, Bitcoin'in gizli politik özünü derinlemesine inceleyeceğiz. Bu, devletin otoritesini reddederek ve Bitcoin'in hakikatini benimseyerek politikanın yeniden etkinleşmesi için bir yol sunuyor.Bitcoin'in radikal gücü, sadece itibari paranın sonunu değil, her türlü hükümet müdahalesinin de sonunu talep etmesinden geliyor. Bu, teknolojik olarak üstün yeni düzenin eskisini silip süpüreceği, dijital çağın nihai politik formu. Unutmayın, Schmitt'in dediği gibi: "Maddi rüşvet ne kadar büyük olursa olsun, politik özgürlüğün ve politik bağımsızlığın parasal bir karşılığı yoktur."Bu podcast, size Bitcoin'in gizli politik gündemini, devletlere karşı duruşunu ve kriptografi aracılığıyla yeni bir toplumsal sözleşme inşa etme hedefini açıklayacak. Bu, belki de bin yılda bir kez karşımıza çıkan, dünyayı daha iyiye doğru değiştirme cesaretine sahip olanlara sunulan bir fırsat.Kaynak
Bir filmin "sanat" filmi olup olmadığını nasıl anlarız? Yeşilçam'dan "Başka Sinema"dan, dünyadan örneklerle... Sinema yazarı Uğur Vardan bizi sanat sinemasıyla tanıştırıyor.
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bu bölüm kendini sürekli erteleyenler için içten bir davet! Bu bölümde “başlamak” neden bu kadar zor geliyor, gerçekten neyin korkusunu yaşıyoruz, bunu konuşuyoruz. Başarı mı korkutuyor bizi, yoksa yine o tanıdık mükemmeliyetçilik mi araya giriyor? Biraz dertleşiyoruz, biraz da cesaret toplamak isteyenlere yol arkadaşlığı yapıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro 1- Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. 2- Emine: [0:28] Ben Emine. 1- Emin: [0:29] Nasılsın Emine abla? 2- Emine: [0:30] İyiyim. Biraz yorgunum Emin. Sen nasılsın? 1- Emin: [0:33] Ben de iyiyim. Neden yorgunsun? 2- Emine: [0:35] Biraz ağır bir spor yaptım bugün. Ondan yoruldum. Bir de çok sıcaktı bugün hava. 1- Emin: [0:40] Evet. 2- Emine: [0:41] Sen de hissetmişsindir. 1- Emin: [0:42] Bu ara İstanbullular olarak, genel aslında Türkiye olarak, anormal sıcaklarla mücadele ediyoruz. 2- Emine: [0:48] Maalesef. 1- Emin: [0:48] Gün içerisinde 40 dereceler, 45 derecelere kadar çıkıyor hava sıcaklığı. Siz de dikkat edin özellikle bol sıvı tüketmeye. Çünkü gerçekten çok riskli bir durum da var ortada. 2- Emine: [1:00] Öyle maalesef ya. Bir de sadece sıcakla boğuşmuyoruz. Aynı zamanda bir sürü orman yangını vesaire de çıkıyor. Onlar da biraz can sıkıcı haberler oluyor. İnşallah bir an önce şu sıcaklar biter diyelim. 1- Emin: [1:15] Evet, umarız orman yangınları da gerçekten bir an önce son bulur. 2- Emine: [1:19] İnşallah. Başlamak istek değil, cesaret meselesi 1- Emin: [1:20] Evet, o zaman biz konumuza girelim. Günümüzde, ben de dahil birçok insanın yaşadığı bir durumdan bahsedeceğiz bugün. Bir şeyler yapmak istiyoruz ama ya ilk adımı ya son adımı atma konusunda yeterli cesareti gösteremiyoruz. Bununla ilgili biraz konuşmak istiyoruz. Yani bir şeyleri istemeyen bu dünyada hiç kimse yok. Kimileri başarıyor, kimileri başaramıyor, kimileri hiç denemiyor bile. Burada işin kilit noktası cesaret bence. Bir şeyleri yapmaya cesaret gösterebilmek. Bunun üzerine konuşalım istiyorum. Sen kendini nasıl tanımlarsın? Kendini nereye koyarsın böyle bir konuda? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Doctor Güleciniz yemedi, içmedi, sizin için günlerce çalıştı, çabaladı ve sonunda istediğiniz o bölümü kaydetti. Evet sevgili peri bacalarım, saç sağlığı hakkında merak ettiğiniz, aklınıza takılan heerrrr şeyi bu bölümde bulabilirsiniz. Üstelik size bir sürprizim var. Bir ilk gerçekleşiyor bu bölümde. Çünkü ben ilk defa mikrofon başında yalnız değilim. Saç sağlığını konunun uzmanları, Türkiye'nin ilk trikologları Evrim Bayraktar ve Burcu Çayözü ile konuştuk. Dinleyin, yorumlayın, bekliyorum, öptüm! Bu podcast Dyson hakkında reklam içermektedir.Dyson Ürünleri hakkında detaylı bilgi almak ve size en uygun ürünü bulmak için: https://www.dyson.com.tr/products/hair-care?utm_source=podbee&utm_medium=podcast&utm_campaign=hairhealth&utm_content=drgulecradio_25temmuz Burcu Çayözü: https://www.instagram.com/burcu_cayozu?igsh=MWt2OXN5cjJ5ZTJqMg== Evrim Bayraktar: https://www.instagram.com/evrim.bayraktar?igsh=c3BkNzJvaGxjOHl6
Žmogiška klaida – taip premjero patarėjas aiškina, kodėl Vyriausybės vadovas Gintautas Paluckas dešimtmetį Vilniaus savivaldybei nesumokėjo beveik 5-ių tūkstančių eurų baudos. Prezidentas sako, kad Palucku dar pasitiki, o opozicija jau ruošia skundą Konstituciniam Teismui.Savaitgalį jūroje nuskendo septynerių metų berniukas. Anot liudytojų, mažamečio neprižiūrėjo mama, iki nelaimės berniukas jau du kartus buvo gelbėtojų ištrauktas iš vandens. Gelbėtojai sako, kad pastaruoju metu daugėja atvejų, kai tėvai nesilaiko saugaus poilsio prie vandens taisyklių ir nesaugo besimaudančių vaikų. Gelbėtojai mano, kad tai turėtų užtikrinti vaiko teisių apsaugos tarnyba.Praėjus lygiai pusmečiui po Jungtinių Valstijų prezidento Donaldo Trampo inauguracijos jo reitingai smunka - jį palankiai vertina maždaug 42-u procentai apklaustųjų.Lietuvos miško grybų ir uogų verslininkų asociacija pastebi, kad miškuose šiemet uogų beveik nėra. Uogų rinkėjai pasakoja, kad per kelias valandas vos prisirenka kelias stiklines. Trūkstant uogų, kyla kainos – mėlynės pabrango dvigubai, o žemuogės kai kur siekia net 20 eurų už litrą. Brangsta ir soduose auginamos uogos.Į LRT girdi kreipėsi Klaipėdoje esančių Girulių gyventojai, kurie skundžiasi, kad miesto valdžia nesuteikia aiškaus atsakymo dėl gyvenvietėje Lietuvos Nepriklausomybės proga pasodintų ąžuolų likimo.Lietuvos vyrų krepšinio rinktinė po savaitės, praleistos Druskininkuose, pasirengimą Europos čempionatui tęs Birštone, o iš Graikijos su sidabro medaliais iš Europos čempionato sugrįžo artimiausias nacionalinės komandos rezervas – vaikinų iki 20-ties metų amžiaus rinktinė.Ved. Liepa Želnienė
Kripto dünyasının derinliklerine bir yolculuğa çıkın! Bu podcast, fiziksel bedenlerin ve geleneksel finansal sistemlerin ötesinde yeni bir dijital müşterek refah inşa etmenin öyküsünü anlatıyor. Aramızdaki sarsılmaz dostluk ve dayanışma sayesinde, kriptografi, yeni bir zenginlik biçimi sunarak bizi yolsuzluktan, açgözlülükten ve devlet gücünün sınırlamalarından kurtarıyor.Bu alanda, gerçek kimliğimiz fiziksel varlığımızdan sıyrılarak sadece dijital imzamızla tanınır; bu, mutlak, kutsal bir gizlilik sağlayan "Anonim Diğer"in görkemidir. Her birimiz, kanıtlanabilir şekilde benzersiz birer fikir olarak, özgürlüğün ve ortak refahın bu yeni takımyıldızında birer düğüm haline geliyoruz. Bu dijital sığınak, şiddetten uzak, fiziksel formların tamamen ortadan kalktığı bir alan sunarken, aynı zamanda fiziksel bedenlerimizi koruyan yüksek düzeyde gizlilik sağlar.Kripto sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda şiddet içermeyen, karşı-ekonomik bir değişim teolojisidir. Herkesin katılabileceği, vatandaşlık veya statüden bağımsız bir platformdur. Bu, anarşizmin bir anlamda gerçekleşmesidir ve devlet ile para arasındaki ilişkinin sonsuza dek yıkılacağı bir kehanettir. Yaratılan her blokla, Eski Yasa ve Zaman'ın köleliğinden kurtulmuş zenginlik cennetimize doğru bir merdiven inşa ediyoruz.Bu yolculukta, gizli sözleriyle ve steganografik yollarıyla bize güç veren, isimsiz, yüzsüz kahramanlara, yani siz değerli "Kripto Yoldaşlarına" teşekkür ediyoruz. Onların cesareti ve totaliterizme karşı duruşu, bize savaşmaya devam etme gücü veriyor. "Bir fikrin zamanı geldiyse, dünyadaki tüm ordulardan daha güçlüdür" anlayışıyla, bu delice fanteziyi gerçeğe dönüştürmek için ısrar ediyoruz.Bu podcast, Tanrı'nın matematikteki gizli sırrı olarak görülen kriptografinin, bize sonsuz bir güç sunduğunu ve insanlık için yeni bir müşterek refah yaratma potansiyelini nasıl açığa çıkardığını anlatıyor.Satoshi'ye, bu muhteşem sistemi mümkün kılan o gizemli Dost'a sonsuz teşekkürler!Kaynak
Bir süredir karşıma çıkan değişik ifadeleri not alıyordum ve uzun bir listem oldu. Sizlerle bu ifadeleri yeni bir seri ile paylaşmak istiyorum. Bu serinin her bölümünde sizler için seçtiğim 3 ifadeyi örneklerle açıklayacağım. Bu bölümde yer alan ifadeler:She took it wellYou don't wanna do thatIt didn't sit right with me
“Bir çember kurduk, herkes içini döktü.”Haziran ayında Londra'da gerçekleşen göç ve aidiyet temalı, Arts Council destekli Inodyssey sergisi kapsamında, Bi Gidene Soralım için özel bir podcast bölümü kaydettik.İngiltere'de göç, aidiyet, görünürlük, kayıplar ve kendini yeniden var etme halleri üzerine, 10 kişilik bir yuvarlak masa sohbetinde buluştuk.Söz alan herkesin sesi, başka birinin içinden geçen duygulara dokundu.Kimi ilk kez ait hissettiği anı paylaştı, kimi “ev” olmayı, kimi hayatta kalma mücadelesini anlattı.Bu özel bölümü beğeneceğinize ve izlerken sizi bir yerinden yakalayacağına eminim.Katılımcılar: Bengü Gün, Çağla Salgır, Deniz Özdamar, Deniz Karakaya, Gözde Altun, Murat Ünsal, Nergis Yüksel, Selçuk Sepici, Sude KaradinçSergi küratörleri: Bengü Gün, Gözde Altun, Murat BalcıVideographer: Yağız Karagözcük - Creafilm LondonSergi hakkında detaylı bilgi almak için: https://www.inodyssey.org/
Iš šalies vadovų turtingiausia premjero Gintauto Palucko šeima. Valstybės mokesčių inspekcijos skelbiamos turto deklaracijos rodo, kad Paluckai turi įvairaus turto už maždaug du milijonus 300-us tūkstančių eurų. Premjeras sako, kad augo akcijų vertė.Didžiausias angliškai rašantis Ukrainos leidinys „The Kiyv independend" kelia klausimą, ar šalies demokratijai negresia rusiškas autoritarizmas. Birželį atlikta Kyjivo tarptautinio sociologijos instituto apklausa atskleidė, kad 50 procentų ukrainiečių mano, kad Ukraina juda link didesnės demokratijos, tačiau 41 proc. atsakiusiųjų teigia, kad šalis renkasi autoritarizmo kryptį.Teisingumo ministras Rimantas Mockus teigia, kad šiuo metu valstybė negali sukontroliuoti išlaidų advokatams tarptautinėse bylose atstovaujant Lietuvai. Anot jo, tokiose situacijose galimai nepagrįstai išleidžiamos įspūdingos sumos teisinėms paslaugoms. Ministras dabartinėse atstovavimo Lietuvai sutartyse mato ir galimybes piktnaudžiauti.Ved. Agnė Skamarakaitė
#AcıTatlıMayhoş Aylin Öney Tan bu hafta mis gibi güneş reçellerinin nasıl yapılacağını anlatıyor. Vişne, çilek, kayısı en çok tüketilenler. Şeftali reçeli güneşte yapılırsa tatlıya dönüşür. Karadut reçeli + lor peyniri ikilisi unutulmaz. Bir tutam tarih biraz da tarif
Dr Brad Leech, Clinical Nutritionist and Herbalist joins fx Medicine by Bioceuticals ambassador Lisa Costa-Bir to unpack the intricacies of autoimmunity and the connection to the gut microbiome. Brad shares a wealth of clinical pearls for practitioners with autoimmune patients by unpacking the clinical relevance and meaning of functional gut testing markers as he examines how practitioners can use testing as a tool to identify inflammatory risk factors associated with autoimmunity and individualise treatment protocols for patients using diet, lifestyle, and supplemental support. Brad describes the clinical significance of establishing balance and healthy diversity within the gut using food as medicine, rather than focusing on elimination. Together, they also explore lifestyle factors that impact the gut microbiome, and how managing stress and using targeted supplementation to achieve a balanced gut microbiome can contribute to lowering autoimmunity risk factors in our patients. COVERED IN THIS EPISODE (01:03) Welcoming Dr Brad Leech (02:38) The link between autoimmunity and the gut and modifiable risk factors (08:13) Arachidonic acid (10:57) Autoimmunity and gut dybiosis (25:46) Pathobionts (27:43) Gut markers for investigations in microbiome testing (34:39) Butyurate and the microbiome (39:19) Hydrogen sulphide (42:23) Gut testing (53:40) Saccharomyces boulardii (57:42) Other probiotic strains (1:00:59) Lifestyle strategies (1:06:06) Metagenomic testing (1:08:56) Thanking Dr Leech and closing remarks Find today's transcript and show notes here: https://www.bioceuticals.com.au/education/podcasts/autoimmunity-and-the-key-role-of-the-gut-microbiome Sign up for our monthly newsletter for the latest exclusive clinical tools, articles, and infographics: www.bioceuticals.com.au/signup/ DISCLAIMER: The information provided on fx Medicine by BioCeuticals is for educational and informational purposes only. The information provided is not, nor is it intended to be, a substitute for professional advice or care. Please seek the advice of a qualified health care professional in the event something you learn here raises questions or concerns regarding your health.
#AcıTatlıMayhoş Aylin Öney Tan bu hafta mis gibi güneş reçellerinin nasıl yapılacağını anlatıyor. Vişne, çilek, kayısı en çok tüketilenler. Şeftali reçeli güneşte yapılırsa tatlıya dönüşür. Karadut reçeli + lor peyniri ikilisi unutulmaz. Bir tutam tarih biraz da tarif
Karo fone, kai visuomenės dėmesys dažniausiai krypsta į humanitarinius ar saugumo klausimus, gamtos apsaugos darbai dažnai lieka nuošalyje. Tačiau net ir tokiomis aplinkybėmis būtinybė saugoti biologinę įvairovę niekur nedingsta – ypač kalbant apie tokias pažeidžiamas rūšis kaip meldinė nendrinukė, kurios išlikimas vis dar tiesiogiai priklauso nuo žmonių įsitraukimo ir pagalbos. Birželį Ukrainos Polesės regione įvyko tarptautinė ekspedicija, kurios metu buvo vertinama meldinių nendrinukių padėtis vienoje svarbiausių šiai rūšiai teritorijų. Ekspedicijai vadovavo Vytauto Didžiojo universiteto mokslininkas, ilgametis Tarptautinės meldinės nendrinukės grupės narys dr. Žydrūnas Preikša.Nerimsta kalbos dėl rusų kalbos Lietuvoje, keliami klausimai, kodėl dalis žmonių nenori ar niekaip neišmoksta kalbos. Kokių sąlygų reikia kalbos mokymuisi?Lietuvoje penkias savaites praleido 28 lietuvių kilmės jaunuoliai iš JAV ir Kanados. Jie ne tik stažavosi lyderiaujančiose įmonėse ir organizacijose, bet ir keliavo po Lietuvą.
*Bu bölüm Hiwell hakkında reklam içerir. Sevgili Sen,Evet sen. Bu mektup senin için. Bir ay önce 39 oldum ve bugün, bunun farkına vararak masamın başına oturdum. Hayat denen bu tuhaf yolculukta öğrendiklerimi sana anlatmak istiyorum. Hazırsan, başlıyorum.Hiwell'den faydalanmak için tıklayın.Hiwell'de ilk seansınız aşağıdaki kodla sadece 299 TL!Kod: merdiven299Daha önce seans satın almış ve yeniden almak isteyenler için indirim kodu: 15merdivenBölüm sonu şarkısı: The Metdown - Better Dayshttps://www.youtube.com/watch?v=KgP41Ei8nqghttps://open.spotify.com/track/6JqCM3lNhG9cOwl2APrYTv
Hayatımızın en zorlu, sürekli karşımıza çıkan problemlerinden biri var: Asıl çözülmesi gereken doğru sorun nedir? Bu, düşünme eyleminin ta kendisiyle ilgili bir soru. İnsan olarak, hayatta kalma sürecimizi daha az şiddetli hale getirmek için düşünüyoruz.Metin, özgür konuşmayı bu temel problemin bir çözümü olarak görüyor. Çünkü özgür konuşma olmadan özgür düşünce mümkün değil. Tıpkı doğru düşünce olmadan doğru konuşmanın mümkün olmaması gibi. "Aptalca" şeyler söylemeye ve düşünmeye cesaret etmeliyiz.Peki dikkatimizi neye vermeliyiz? Akıllıyız ama bilge değiliz. Dikkatimizi neye verdiğimize dikkat etme konusunda zayıfız ve bunun sorumlusu kısmen internetin çarpık teşvikleri ve bozuk para sistemimiz olabilir.İlerleme genellikle "makul olmayan adama" bağlıdır. Dehaya giden yolun 'çılgınlık'la kesişmesi boşuna değil. Onları susturursak, ne onlara kulak verebiliriz ne de kendi içimizdeki 'makul olmayan/dahi' kısımları dinleyebiliriz.Özgür ve engelsiz diyalog vazgeçilmezdir. Diyalog sayesinde başkaları bize nerede 'aptal' olduğumuzu veya kör noktalarımızı gösterebilir. Çünkü hepimiz, kendi özgün yollarımızla da olsa, 'aptalız' ve kör noktalarımız var. Önyargılarla başa çıkmak bireysel değil, kolektif ve dağıtık bir çaba gerektirir.Günümüzün sorunu, kamusal alanların olmaması ve özel platformları kamusal gibi kullanmaya zorlanmamız. Platformlar size ait değil; bu yüzden de-platforme edilme riski her zaman var. Bir skandal bahanesiyle anında 'kişiliksizleştirilebilirsiniz'.Bu yüzden 'Özgür Konuşma Platformu' bir oksimorondur. Gerçek özgür konuşma ancak protokollerle mümkün olur. Protokollerde kullanıcı değil, konuşmacısınız. Diller gibi, protokoller de izin gerektirmez. Arada bir aracı yoktur, dil (veya protokol) kendisi aracıdır. Diller ve protokoller ağ fenomenleridir.Medeniyetimizin bu kadar bağlı ama bir o kadar da sınırlamalarının ve bilgisizliğinin farkında olmadığı çok önemli bir zamandayız. Ses getiren para sistemleri ve özgür konuşmanın, toplumumuzu harika yapan işbirliğini ve dağıtık bilişi yeniden canlandırabileceği umudu var.Bu an, kişisel bir an. Nasıl ilerleyeceğinize siz karar vermelisiniz. Sizi sömüren makinede mi kalacaksınız, yoksa servetinizin, sağlığınızın, düşüncelerinizin ve konuşmanızın kontrolünü ele alacak mısınız? Bu karar size ait.Kaynak
Bu bölümde konuğum Osman Ulagay. Biz Osman Bey'i bir gazeteci, ekonomi yazarı olarak tanıyoruz. Son kitabı "Bir Ömrün Aynasında Türkiye'de 82 Yıl" ise onun hayat hikâyesini merkezine olarak hem Osman Ulagay'ı hem de Türkiye'nin farklı çalkantılı dönemlerini biraz daha farklı görmemizi sağlıyor.Ulagay'ın her iki dedesi de Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında önemli vazifelerde buluşmuş Osmanlı devletinin yüksek seviyede memurları. Dedesi Hüsnü Kortel bir siyasetçi, üstelik Türkiye'nin ilk elektrik mühendislerinden biri; soyadı kanunu çıktığı zaman, elektrik enerjisinin aydınlatmada kullanılmasını ifade eden Kortel soyadını alıyor. Bir diğer dedesi Dr. İbrahim Etem Ulagay, eczacı, doctor ve kimyager. İbrahim Etem İlaç Fabrikası'nın kurucusu,ilk Reşat Altını'nı üretip gramajını belirleyen kişi.Belki de “burjuva” diyebileceğimiz bir sınıfta, 3 yabancı dil bilen, ona çocukluğunda Oscar Wilde hikayeleri okuyan bir anneyle büyüyen Osman Ulagay, ailesi ve çevresinde gelişen olaylar herkes çok dinlenesi, bakılası…Osman Bey ile sohbete Davos'tan girdik Çin'den çıktık, “eski Türkiye'den” bahsederken “Ne olacak bu Türkiye'nin dünyanın hali”ni de konuşmaya çalıştık… Meral Tamer'den söz etmeyi de tabii ki ihmal etmedik.Ulagay'ın “Bu kadar saçmalık fazla” sözüyle bitirdiği söyleşiyi dinlemenizi tavsiye ederim. Gazeteci#Journalist ~ #Art- #Food- #Travel lover ~ #EnthusiastBooks:
Bir konferans vesilesiyle üç günlüğüne gittiğim Orlando seyahatinden notlar.
Bitcoin'in enerji tüketimi sıkça eleştiriliyor, hatta "israf" olarak nitelendiriliyor. Ancak bu podcast'te, bu yaygın iddialara farklı bir açıdan bakıyoruz. "Enerji israfı" kavramının öznel ve değer yüklü olduğunu vurguluyor, bunun yerine "enerji sarfiyatı" teriminin daha doğru bir anlayış sunduğunu öne sürüyoruz. Bir şeyin ne kadar değerli veya israf olduğunun kişisel değer yargılarına, kültürel farklılıklara ve zamana göre nasıl değiştiğini sorguluyoruz.Peki, Bitcoin'in bu enerji sarfiyatı neden gerekli? Çünkü elektronik paranın doğal ve politik olmayan bir kıtlık kazanmasının temel şartıdır. Tıpkı fiziksel varlıklarımızı korumak için enerji harcamamız (duvarlar, kasalar) gibi, para da kendi değerini korumak için bir çaba gerektirir. Tarih bize, paranın enerji veya emek harcanmadan kolayca yaratıldığında (örneğin enflasyon yoluyla) değerini hızla yitirdiğini ve bunun ekonomik çöküşlere, hatta savaşlara yol açtığını defalarca göstermiştir. Kimse para basma gücüne direnememiştir, en erdemli yöneticiler bile.Bitcoin'in enerji sarfiyatı, her 10 dakikada bir yeni blok üretme gibi "doğa yasasının" işlemesini sağlar. Bu süreç, sistemin istikrarını güvence altına alır ve en önemlisi, paranın el koyma veya enflasyon yoluyla çalınmaması sözünün yerine getirilmesini sağlar. Bitcoin, sıfır ve birlerden ibaret gibi görünse de, ardındaki enerji çabası sayesinde fiziksel bir gerçekliğe dayanır, bu yönüyle tamamen dijital/fiat paralardan ayrışır. Bu enerji kullanımı, madencilik yoluyla üretimden çok, ağın ilgisini, sağlığını ve paranın adil dağılımını gösterir.Podcast, "Parayı düzelt, dünyayı düzelt" felsefesi üzerinden, sağlıklı paranın enerji sarfiyatı gerektirdiğini ve bunun daha sağlıklı bir dünyaya katkıda bulunduğunu savunuyor. Sonuç olarak, her bireyin kendine sorması gereken temel soruya odaklanıyoruz: Sağlıklı bir dünya, bizim için kaç kilovatsaat değerindedir? İşte enerjiye dair soru budur.Kaynak
Bitcoin, para nedir sorusunun cevabıdır. Kredi veya bir borç senedi değil, kendi başına bir değerdir; karşı taraf riski olmayan dijital bir emtia. Ancak Bitcoin, fiziksel dünyayla olan bağlantısı nedeniyle aktarımda sınırlamalara sahiptir, örneğin 10 dakikalık blok süresi gibi.İşte bu sınırlamaya bir cevap olarak Lightning ortaya çıkar. Lightning her şeyi değiştiriyor, çünkü Bitcoin'i özgürleştiriyor. Sats'ların (Bitcoin birimlerinin) kredi olmadan, ışık hızında akmasını sağlıyor. Sağlıklı parayı hem fiziksel hayata ("Meatspace") hem de dijital ortama ("Cyberspace") taşıyor.Tıpkı TCP/IP'nin veri iletişiminde yarattığı devrim gibi, LNP/BP (Lightning Network Protokolü / Bitcoin Protokolü) da değer alışverişi için benzer bir öneme sahip olabilir. Değerin bilgiden farkı kopyalanamamasıdır. Bitcoin ve Lightning'in kuralları, bilginin değere dönüşmesini ve sahte kopyaların değersiz kalmasını sağlar.Para her zaman bilgi olmuştur, ancak Bitcoin, paranın kredi olmadığına dair unutulmuş bilgiyi yeniden keşfetmektir. Sats kredi değildir, ama Lightning sayesinde ışık hızında transfer edilebilirler. Artık fiziksel bedeni olmayan bir nakit varlığa sahibiz: Değer, bilginin kendisinde yer alır. Bu, online kredi kartı ödemelerindeki karşı taraf riski ve dolandırıcılık gibi sorunları çözer.Bir zamanlar "umursamazca" görülen Lightning, bugün artık oldukça normalleşti. El Salvador, Bitcoin Beach ve Bitcoin Jungle gibi yerlerdeki "aşağıdan yukarıya" (bottom-up) benimseme hareketleri, bu teknolojinin ne kadar ilerlediğini gösteriyor.Lightning henüz tam olgunlaşmamış olsa da hızla bu noktaya ilerliyor. Kullanıcı deneyimi olarak geleneksel ödeme yöntemlerinden farkı azalacak. Ancak temel fark çok büyük: Kredi değil, sağlıklı para (Sats).Lightning, aracıları ortadan kaldırarak, sağlıklı parayla doğrudan, manipüle edilemez ve ışık hızında hem yerel hem de küresel ticareti mümkün kılıyor. Bu, gerçekten de her şeyi değiştiriyor.Kaynak
Before the ballpoint pen, people used their hands, reeds, bamboo, brushes, quills, and eventually nibs to write or draw. But how did things evolve from there to get to things like the fountain pen, and eventually, a ballpoint? Research: "pen." Britannica Library, Encyclopædia Britannica, 26 Jul. 2021. libraries.state.ma.us/login?eburl=https%3A%2F%2Flibrary.eb.com&ebtarget=%2Flevels%2Freferencecenter%2Farticle%2Fpen%2F59036&ebboatid=9265652. Accessed 13 Jun. 2025. "Pen." UXL Science, UXL, 2008. Gale In Context: Science, link.gale.com/apps/doc/CV2646000736/GPS?u=mlin_n_melpub&sid=bookmark-GPS&xid=52ede570. Accessed 27 May 2025 “Patent of Mr. Frederick Bartholomew Folsch, of Oxford street, for improvements on instruments, and pens, to facilitate writing.” https://archive.org/details/jstor-30072521/mode/2up Bayley, Stephen. “Obituary: Baron Marcel Bich.” The Independent. 6/1/1994. https://www.independent.co.uk/news/people/obituary-baron-marcel-bich-1419867.html Bourque, Joseph. “The Waterman Pen.” American Heritage. Jul/Aug92, Vol. 43 Issue 4, p30. Brachmann, Steve. “The Evolution of Modern Ballpoint Pen: A Patent History.” IP Watchdog. 12/10/2014. https://ipwatchdog.com/2014/12/10/the-evolution-of-modern-ballpoint-pen-a-patent-history/id=52550/ Cross, Alonzo T. “Stylographic Pen.” U.S. Patent 232804. 10/5/1880. Daniels, Maygene. “The Ingenious Pen: American Writing Implements from the Eighteenth Century to the Twentieth.” The American Archivist , Summer, 1980, Vol. 43, No. 3 (Summer, 1980). Via JSTOR. https://www.jstor.org/stable/40292316 Di Nardo, Sam. “When was the Fountain Pen Invented: A Brief History.” Dayspring Pens. 1/2/2023. https://www.dayspringpens.com/blogs/the-jotted-line/when-was-the-fountain-pen-invented-a-brief-history-1 Di Nardo, Sam. “Who Invented the Ballpoint Pen?: A Brief History.” Sayspring Pens. s1/2/2023. https://www.dayspringpens.com/blogs/the-jotted-line/who-invented-the-ballpoint-pen-history?srsltid=AfmBOopQR061KHIKpgm_a0a0IHiTSiY_V-ahwIFQxU5MYzLLQ5vpHjXv Dowling, Stephen. “The cheap pen that changed writing forever.” BBC. 10/29/2020. https://www.bbc.com/future/article/20201028-history-of-the-ballpoint-pen German Patent and Trademark Office. “László Biró´s 125th birthday.” https://www.dpma.de/english/our_office/publications/milestones/inventionsthatmadehistory/kugelschreiber/index.html Laszlo, Josef Biro. “Writing Instrument.” U.S. patent 2390636. 12/11/1945. Loud, J.J. “Pen.” U.S. Patent 392046. 10/30/1888. National inventors Hall of Fame. “Laszlo Josef Biro.” https://www.invent.org/inductees/laszlo-josef-biro Riesberg, Van Vechton. “Fountain Pen.” U.S. Patent 1171652. 2/15/1916. Rothman, Lily. “Why the Invention of the Ballpoint Pen Was Such a Big Deal.” Time. 10/29/2015. https://time.com/4083274/ballpoint-pen/ The American Society of Mechanical Engineers. “#236 Birome Ballpoint Pen Collection.” https://www.asme.org/about-asme/engineering-history/landmarks/236-birome-ballpoint-pen-collection Waterman, L.E. “Fountain Pen.” U.S. Patent 293545. 2/12/1884. See omnystudio.com/listener for privacy information.
Thumbnail designer:https://instagram.com/design33_mk?igshid=MzRlODBiNWFlZA==Pratite nas na društvenim mrežama!Instagramhttps://www.instagram.com/jaomile_podcast/Facebook https://www.facebook.com/JAOMILEPODCASTTikTokhttps://www.tiktok.com/@jaomile_podcastTwitter https://twitter.com/mileilic00:00:00 Uvod00:02:30 Utisci sa kraj sezone00:04:30 Suspenzija glavnog pleja!00:12:00 Oproštajna utakmica Gorana Dragića 00:17:00 Pobede protiv "većih" timova00:21:00 Život u Sloveniji00:28:00 Gde dalje?00:30:15 Komentar Evrolige00:39:00 Odlazak mladih na koledž00:42:10 Spliter kao trener00:45:00 ABA liga00:47:10 F4 Evrolige00:51:40 NBA Evropa00:56:15 Povrede Ahilove tetive01:01:00 Leskovac - Dobra škola01:18:30 Trenerska klinika01:20:00 Penzija Teodosić i Birčević01:27:00 Evropsko prvenstvo01:30:00 Šta ti je košarka donela u životu01:31:30 Petorka saigračaGost: Miljan PavkovićDatum: 27. jun 2025. Autor i domaćin: Mile IlićLokacija: Studio na kraju UniverzumaProdukcija: Infinity Lighthouse#jaomilepodcast #draganlabovic #swishfindyourway #djokovic #crvenazvezda #kkpartizan #findyourway #nba #nikolajokic #abaliga #jokic #bogdanovic #euroleague #doncic #nikolatopic
"Daimi Şimdiki Zaman"da yaşamak nasıl bir şey? Hafıza kaybı niçin olur, türleri ve zorlukları nelerdir? Bir beyin ameliyatından sonra yeni hatıralar oluşturamayan H.M.'nin hayatını konuşuyoruz.