Küçük Düşünürler Topluluğu programı, felsefeci ve eğitmen Dr. Özge Özdemir'in kolaylaştırıcılığında çocukların bir soru ya da kavram üzerine felsefi tartışma yürüttükleri bir tartışma programı. İki haftada bir bir araya gelen 12 yaşındaki felsefeciler nitelikli düşünme ve yargıda bulunma becerisinin nasıl geliştiğini hep birlikte işliyor.
Ayda, Doğa, Sami ve Yekta yayın döneminin son bölümünde radyo deneyimlerini anlatıyor; radyoyla, felsefeyle, hayatla ilgili anılarını ve duygularını paylaşıyorlar.
Başkalarının mutsuzluğundan mutlu olunur mu? Genç Felsefeci Ödülleri yarışmasına günler kala küçük düşünürler mutluluk üzerine felsefi soruşturmalarına devam ediyor.
Küçük düşünürler, Chris Haughton'ın Merak Etme Küçük Yengeç adlı resimli kitabından bir felsefi tartışma yürütüyor. Yengeç, küçük ve güvenli su birikintisinden büyük ve bilinmez denize açılabilecek mi? Kaygı, korku ve tedirginlikle başa çıkamayıp geri adım atsın mı? Hiç denememiş olmak pişmanlık yaratır mı?
Küçük Düşünürler Topluluğu bugün Genç Felsefeci Ödülleri yarışması için örnek bir mutluluk tartışması gerçekleştiriyor!İlk kez bu yıl düzenlenen Genç Felsefeci Ödülleri'nin teması mutluluk olunca, küçük düşünürler bu konuyla ilgili bir soru tartışmak istedi: Mutluluk artırılabilen ya da azaltılabilen bir şey midir? Ölçüsü var mıdır? Öyleyse nasıl?
'Konuşmak iyileştirir' iddiası üzerine düşünüyoruz. Konuşmak neyi iyileştirir? Fiziksel acı ile psikolojik acı arasında fark var mıdır? İkisi arasında bir bağlantı var mıdır, biri diğerini etkiler mi? Konuşan kim; acı çeken mi yoksa ona konuşan kişi mi? Peki konuşmak kötüleştirir mi?
Çıtır Çıtır Felsefe serisinin “Söz ve Sessizlik” başlıklı kitabından bir hikaye üzerine tartışıyoruz. Hikayede iki karakter aynı olayı farklı sözcüklerle anlatmaktadır. Peki sözcükler kişiliğimizi yansıtır mı?
Alçak gönüllülüğün kendini önemsemekle ya da yaptığını önemsemekle ilişkisi nedir? Alçak gönüllülüğün karşıtı kibir midir?Küçük düşünürler, bu bölümde alçak gönüllülük kavramını sorguluyor.
Aziz Nesin'in Ben Hayatta Daima adlı öyküsü üzerinden tedbirli ve korumacı olmak kavramlarını tartışıyoruz. Küçük düşünürler, 'aşırı tedbir ve koruma hem anın neşesini öldürür hem deneyimden öğrenmeyi engeller' diyor. Aşırı tedbirsizlik de tehlikeli sonuçlar yaratabilir. Peki bunun ölçüsünü nasıl bulacağız?
Yeni yılın başlangıcını kutladığımız bu bölümde, 'Başlangıç nedir?' sorusu üzerine düşünüyoruz. Başlamak, gelecekteki hedefi içine alan gelecek odaklı bir eylem midir ya da geçmişte yaşananların sona erdiğine işaret eden geçmiş odaklı bir eylem midir? Buyurun, küçük düşünürlerden dinleyelim.
Eğlenmenin ne olduğunu sorgulayan küçük düşünürler, gerçek ve yapmacık eğlence, iyi ve kötü eğlence, düşük ve yüksek eğlence gibi ayrımlar yapıyorlar.
Bir benzetme olarak 'çıkmaz sokakta kalmak', çıkmaz sokakta kalan kişinin karşısına çıkan bir duvarsa, bu duvarı birisi örmüş ve onu engellemiş midir? Yoksa kişi duygu ve düşüncelerinde o kadar zorlanmıştır ki karşısında bir duvar var gibi donup kalmış mıdır? Yoksa kişinin duygu ve düşünceleri o kadar tükenmiştir ki karşısında bir duvar var gibi hissizleşmiş midir? Peki çıkmaz sokakta kaldığını hisseden kişi için çözüm yolu nedir?
Küçük Düşünürler Topluluğu, bu bölümde' şımarıklık kavramı' üzerine düşünüyor. Şımarıklık, kendine dönük olmak, sadece kendi isteklerini önemsemek midir? Bir insanın şımarık olmasının nedeni ebeveynlerinin tutum ve davranışlarıyla mı ilgilidir? Şımarıklığın bir ölçüsü var mıdır? İyi şımarıklık diye bir şey olabilir mi?
5. sınıf öğrencileri Ayda Nil Akın, Cemal Sami Şenyuva, Doğa Karaağaç ve Yekta Özkasap 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözünü tartışıyor.
Bu sezonun 10 yaşındaki dört programcısı Ece, Hüseyin Kaan, İpek Defne ve Mehmet Alp, sezon kapanışını yaptığımız bu bölümde radyo deneyimlerini anlatıyorlar. Neler yaşadılar, neler hissettiler, çevrelerinden nasıl tepkiler aldılar, bu deneyim hayatlarına ne kattı? Bu kez sizi felsefi tartışmaya değil, çocukların kişisel hikayelerini, duygu ve düşüncelerini dinlemeye davet ediyoruz.
"Avatar: Son Hava Bükücü" çizgi dizisinin bir bölümüne odaklanıyor ve güç kavramı üzerinden etik bir tartışma gerçekleştiriyoruz.
Heinrich Böll'ün "Balık Tutma Dersi" kitabı üzerinden, ihtiyacı ölçüsünde balık tutan ve belli bir düzende yaşayan balıkçıyla ona büyüme hedefli üretimi tavsiye eden turistin bakış açılarını tartışıyoruz.
Bertrand Russell "Mutsuzluğun sebeplerinden biri, insanın kendisiyle fazla meşgul olmasıdır," der. Özge Özdemir "Öyle mi?" diye soruyor ve küçük düşünürler yanıtlıyor. Kendisiyle meşgul olan biri sadece kendisinin olumsuz yanlarına odaklanırsa ne olur? Peki ya sadece olumlu yanlarına odaklanırsa ne olur? Kişinin hem kendisiyle hem dünyayla dengeli biçimde meşgul olması mümkün müdür?
Küçük düşünürler, Brigitte Labbe'nin Güzellik ve Çirkinlik adlı kitabındaki bir iddiayı tartışıyor: İnsanlar çirkin ve pis buldukları şeylere karşı özensiz, güzel ve temiz bulduklarına özenli davranırlar. Bir kişi bir yeri kirletince ya da çirkinleştirince zincirleme olarak herkes mi kirletiyor? Bunun sebebi, üşengeçlik, boşvermişlik ya da başkasının kirlettiğini temizlemeyi adaletsiz bulmak mı? "Ben bu zinciri kırarım ve güzellik zincirini başlatırım," demek mümkün mü?
Küçük düşünürler radyoya giderken gördükleri duvar yazısını tartışıyorlar: "Umut Ölür, Eylem Başlar!" Umut etmek nedir? Hayal etmek mi, istemek mi? Umut ettiğin gerçekleşirse sevinç, gerçekleşmezse hayalkırıklığı mı yaşanır? Umut etmek mi bizi herekete geçririr, umudun bitmesi mi? Eyleme geçen kişi umudu bitene yeniden umut vermek için mi harekete geçer?
Son zamanlarda çok kullanılan bir sözcük: Toksik! Küçük düşünürler bu hafta toksiğin ne olduğunu tartışıyor. Psikoloji bozan insanlara mı toksik diyoruz? Toksik olan kişi mi, yoksa ilişki mi? Toksiklik bulaşıcı mı? Peki toksik bir ilişkiye yakalandıysak ne yapabiliriz?
Bu haftanın tartışma sorusu "Özlemek nedir?" Küçük düşünürler, özlemenin ayrılık, engellenmişlik ve kayıpla ilgili olduğunu tartışıyor. Kavuşma ihtimalinin olduğu özlem ile bu ihtimalin hiç olmadığı özlem arasındaki farkı sorguluyor.
Küçük düşünürlerimiz bu hafta duymak ve dinlemek arasındaki farkı tartışıyor. Kulaktan bir sesin girmesi duymak, ama o sese dikkat kesilmek dinlemektir diyorlar. Dinlemenin dikkat, ilgi, odak, konsantrasyon, karşılıklı olmak, katılımcı olmak gibi pek çok zihinsel ve duygusal bileşeni olduğunu tartışıyorlar.
Küçük düşünürlerin bu hafta bir iddiası var: "Okullar bize bazı şeyleri öğretiyor, bazı şeyleri unutturuyor." Buna katılıyor musunuz? Neleri unutturuyor diye sorunca ortak fikirleri hayalgücü ve eğlence oluyor. Bölümün sonunda büyüklere hayalgücü ve eğlenceyle ilgili küçük önerilerde de bulunuyorlar, bakalım neler diyorlar!
Küçük düşünürler yeni sezonun ilk bölümünde şu soruyu tartışıyor: "Bazı insanlarla farklı bir bağımız var. Aramız bozulsa da tekrar düzeliyor. Neden?" Sevgi ve saygıdan mı, yaşanmışlıklar ve anılardan mı, yaptıklarının tanıdık gelmesinden mi, değerlerimizin ortak olmasından mı, yoksa ayrılık acısına katlanamamaktan mı? Defne, Ece, Kaan ve Mehmet Alp tartışıyor, biz dinliyoruz ve düşünüyoruz...
Küçük düşünürler, sezonun son programında dinleyicileriyle vedalaşırken "Vedalaşmak" kavramı üzerine konuşmak istediler. Yaz tatilinin bitmesi, bir kişiden ayrılmak, bir kişinin sizden ayrılması gibi durumlar üzerine düşünüp bunların yarattığı duyguları sorguladılar. "Kavuşma umudunun olduğu vedalar daha acı vericidir" düşüncesiyle bizleri başbaşa bıraktılar.
Jon Agee'nin kitabı üzerinden şövalyenin hikayesi devam ediyor. Küçük düşünürler, korku içinde yaşayan şövalyenin duvarlar örerek fiziksel güvenlik sağlamaya çalışsa da zihinsel güvenliğini sağlayamadığını düşünüyorlar. Ayrıca belirsizliğinin hayatı daha dinamik ve eğlenceli kıldığını tartışıyorlar.
Küçük düşünürler bu bölümde Jon Agee'nin “Bu Kitabın Ortasında Duvar Var” adlı kitabı üzerinden önyargı, kanıta dayalı bilgi, kulaktan dolma bilgi kavramları üzerine felsefi soruşturma yapıyorlar.
Başarı kavramını bir de küçük düşünürlerden dinleyelim mi? Çocuklar, "Başarı yemek olsaydı hangi yemek olurdu?" sorusu üzerinden başarı, hedef, çaba, süreç-sonuç kavramlarını tartışıyor.
Küçük düşünürler, Arnold Lobel'in Kurbağa ve Murbağa hikayelerinden birinden yola çıkarak planlama ve akış kavramlarını tartışıyor. Plan yapmak hayatın akışına müdahale midir? Hayatın akışı nedir? Peki hayatın doğal akışı diye bir şey var mıdır? Birlikte düşünelim...
Adil paylaşım kavramı tartışması bu bölümde de devam ediyor. Ayı ile gelincik üç tane mantarı paylaşabilecekler mi? İstekleri adil paylaşımda bir kriter olabilir mi? Ya da mevcut durumları bir kriter olabilir mi? Üçüncü mantarı tilki çalınca "Mantarımız!" demeleri size ne düşündürdü? Bu olaydan sonra adil paylaşmayı öğrenmişler midir?
Küçük düşünürler, Jörge Mühle'nin "İki Bana, Bir Sana" adlı kitabı üzerinden adil paylaşım kavramını tartışıyor. Adil paylaşım, eşit paylaşım mıdır? Yoksa ihtiyaca göre paylaşım mıdır? Adil paylaşıma karar verirken kişilerin harcadığı emek bir kriter olabilir mi? Kimin ne kadar emek harcadığını nasıl ölçeriz?
Küçük düşünürler bu hafta Özge Özdemir'in yazdığı "Sözler Can Acıtır mı?" adlı kitaptan yola çıkarak "saldırı safsatalarını" tartışıyor. Sözlü saldırı, kişiyi karalama, hakaret etme gibi kavramlar üzerine birlikte düşünüyorlar. Sözlü saldırı nedir, sözlü saldırıya uğradığımızda nasıl karşılık veririz, bunu olgunlukla karşılamak mümkün müdür?
Küçük düşünürler, bu hafta Kumkurdu kitabından bir bölüm okuyor ve Özge Özdemir'in soruları eşliğinde tartışıyorlar. İnsanlar utangaçlıklarını nasıl sergilerler? Çok sessiz ya da çok gürültücü davranarak mı? Çok gürültücü davrananların 'hiç utangaç değilmiş' gibi gözükmek istemelerinin sebebi nedir? Güçlü gözükmek istemeleri mi? Kırılganlıklarını kabul etmemeleri mi?
Bu hafta, Küçük Düşünürler Topluluğu Asa Lind'in yazdığı "Kumkurdu" kitabındaki bir bölüm üzerinden ısrar kavramını tartışıyor.
Küçük düşünürler Duru, Sarp, Ömer Faruk ve Zeynep Ece, “Sıkı dostlar Kurbağa ile Murbağa” isimli resimli kitabı ve dostluk bağlarını konuşuyor.
Küçük Düşünürler bu akşam Julia Donaldson'ın yazdığı "İyi Yürekli Dev Memo" kitabını tartışmaya devam ediyorlar. Kavramlarımız: almak, vermek, yardımseverlik, iyilikseverlik ve fedakarlık.
Küçük Düşünürler Topluluğu yeni sezonun ilk yayınıyla karşınızda! Bu yayın döneminin programcıları on yaşında dört yeni isim: Duru Kayahan, Kuzey Sarp Levent, Ömer Faruk Dereli ve Zeynep Ece Asar. İlk programda, İyi Yürekli Dev Memo adlı resimli kitap üzerinden yardımseverlik kavramını tartışıyorlar.
Küçük düşünürler Mithatcan Özdemir, Ayşekiraz Akman, Deniz Sönmezateş ve Nural Atacan Çebi sezon finalimiz olan bu bölümde, pandemiyle geçirdikleri bir yıl üzerine konuştular. Hayatı eve sığdırabildiler mi, uzaktan eğitimin artıları ve eksileri neler oldu? Hiç radyoya gidemeden on üç bölüm radyo programı yapan küçük düşünürlerimize çok teşekkür ederiz.
Duyguya başvurma safsataları günlük hayatta sıklıkla karşımıza çıkar. Karşı tarafa kendini acındırıp suçluluk hissettirme ya da tehdit ederek korku uyandırma bir ikna taktiği midir? Karşı taraf zalim gibi gözükmekten çekindiği için mi ikna olur? Zalim olmak nedir?
Sır nedir? Sırrı veren ile sırrı alanın sorumlulukları nelerdir? Sır tutan kişiye ciddi ve güvenilir der misiniz? Peki ya sırrı tutmazsa ne olur?