POPULARITY
Farkında mısınız? Son birkaç aydır Türkiye'ye bir sükûnet hâkim. Yanlış anlaşılmasın: Ekonomik sıkıntılardan kaynaklı huzursuzluklar elbette var. Sokakta, çarşıda, trafikte her zamanki gibi gerilimler yaşanıyor. Yine ekonomi kaynaklı suç oranlarında da bir miktar artış var. Ancak siyasetteki gerilimin topluma yansımasının belirgin şekilde düştüğünü hissedebiliyoruz. Yine yanlış anlaşılmasın: Siyaset oldukça gergin. Muhalefet partileri iktidarı kıyasıya eleştiriyorlar. Karşılıklı atışmalar en üst perdeden sürüyor. Lâkin siyasi zeminde devam eden gerilim tabana sirayet etmiyor; siyasi gerginlik sokağa yansımıyor, kutuplaşmanın, kamplaşmanın dozu epeyce düşmüş durumda.
Berlin'in merkezinde Sudan halkıyla dayanışma gösterisi düzenlendi. Gösteride, “Özgür Sudan” ve “Tüm sömürgeler yıkılacak” sloganları atıldı. Yağmur altında gece toplandılar. Bir ellerinde şemsiye diğer ellerinde çocuk.
Geçtiğimiz günlerde Vinnies hayır kurumunun geleneksel olarak düzenlediği CEO Sleepout 2025 organizasyonuna katılan Ömer İncekara, yaklaşık 200 üst düzey yöneticiyle birlikte geceyi Sydney limanında, iki karton parçası üzerinde geçirdi.
Birkaç haftalık bir aranın ardından yeni bölümle karşınızdayız, bu sıra hepimizin üzerine çokça düşündüğü bir şey üzerine, "mücadele etmek" üzerine konuşuyoruz. Bireysel ve elbette ki toplumsal mücadeleler verirken ne yaşadığımızı anlamaya çalışıyor, bu dayanıklılık testini çözümlemeye çalışıyoruz - her zaman olduğu gibi kitaplar ve filmlerden de destek alarak.Bölümde adı geçen tüm kitap ve filmlerin listesini @1kitap1film.us instagram hesabımızda bulabileceğinizi hatırlatalım.Bu bölüme sponsor olarak bizi destekleyen vitruta'ya katkılarından ötürü çok teşekkür ederiz. vitruta.com'dan yapacağınız alışverişlerde, 1kitap1film kodu ile indirimsiz ürünlerde %20 indirim avantajından faydalanabilirsiniz. vitruta.com'dan yapacağınız alışverişlerde geçerli olacak 1kitap1film özel avantaj kodunu, ürünü sepete ekledikten sonra çıkan sayfadaki “hediye kartı veya indirim kodu” alanına ödeme işlemi öncesinde tanımlayabilirsiniz.Kapak görseli: Kusbudiyanto, Solidarity (2020)
NOW Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk ile gazeteciler Murat Yetkin, Nevşin Mengü, Çiğdem Toker ve Deniz Zeyrek kulis bilgileri ve yorumlarıyla Orta Sayfa'da gündemi değerlendirdi.Bizi sosyal medyadan takip edin: X: https://twitter.com/nowhaberFacebook:https://www.facebook.com/nowhaber.trInstagram:https://www.instagram.com/nowhaber.tr/Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Beyaz Saray'ın ‘Ortadoğu Özel Temsilcisi', aynı zamanda Rusya-Ukrayna müzakerecisi ve hissediliyor ki kısa sürede İran'a da vaziyet edecek Steve Witkoff'un, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump arasında gerçekleşen görüşme üzerine düşünceleri, “istikbal” vadediyor… Tam şöyle; “Başkan, birkaç gün önce Erdoğan ile harika bir görüşme yaptı. Ben bu konuşmayı gerçekten ‘dönüşüme' sebep olacak bir temastı diye tanımlardım”…
Yerel Saat başlıyor, halkın gündemi Yerel Saat'te tartışılıyor… İzmir'den Van'a, Diyarbakır'dan Antalya'ya, Trabzon'dan Mersin'e halk neyi konuşuyor? Ceren Deniz'in moderatörlüğünde Gazete Duvar muhabirleri halkın gündemini Yerel Saat'te aktarıyor… Yerel Saat'te bu hafta Mersin'de Akdeniz Belediyesi'ne atanan kayyımın bölgedeki yankısı, Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti, Özel'in İzmir'de CHP İl Kongresi kürsüsünden gösterdiği kırmızı kart, Van'da 25 Ocak'ta yapılacak AK Parti İl Kongresi öncesi siyasi kulisler, CHP Antalya'da Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilen bir yöneticinin ihracı, Trabzon'da 3 gün arayla yaşanan iki deprem ve yurt genelinde yapılan KESK eylemleri var.
Çalar Saat Hafta Sonu, samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla Türkiye'nin dört bir yanından derlediği haberleri izleyicilerle buluşturup ülkenin nabzını tutmaya devam ediyor. Türkiye'nin lider sabah haber programı Çalar Saat Hafta Sonu NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber Twitter: http://www.twitter.com/NOWhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Taceddin Kutay ile Mevzubahis'in 39. Bölümü'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM konuşmasını, Ümraniye'de polise yönelik saldırıyı, Arnavutluk'ta kurulacak Bektaşi Devleti'ni konuştuk. 00:00 Giriş 01:30 Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM konuşması 16:43 Sokakta dolaşan potansiyel zanlı 29:27 Arnavutluk'ta Bektaşi Devleti
Sokakta bırakılmış hayvanların son yasayla birlikte akıbetini, hayvan sahiplerinin hatalarını, bizi nelerin beklediğini, şu saatten sonra nelerin yapılabileceğini, STK gözüyle, Başka Bir Hayat Diliyorum Derneği kurucularından Burçak Beşlioğlu ile konuşmaya devam ediyoruz.
Sokakta bırakılmış hayvanların son yasayla birlikte akıbetini, hayvan sahiplerinin hatalarını, bizi nelerin beklediğini, şu saatten sonra nelerin yapılabileceğini, STK gözüyle, Başka Bir Hayat Diliyorum Derneği kurucularından Burçak Beşlioğlu ile konuşuyoruz.
Bir yanda sahipsiz hayvanlarla ilgili yasa çıkmasın diye ortalığı ayağa kaldıran ve sokakları harekete geçirmeye hazırlanan muhalefet vekilleri. Diğer yanda evladını köpek saldırısında kaybetmiş acılı bir anneye TBMM'de edilen hakaretler. Beri tarafta ise kendisini ‘Köpek Velisi' ilan eden ve Meclis'i basıp “Bu yasayı çıkarttırmam” diyen ticari hayvan severler. At izinin it izine karıştığı bir tablo söz konusu. Sahi kimlerdi bu “mama lobisi” ve nasıl bir yapılanmaydı? Aybike Eroğlu imzalı haberlerden öğrendik ki; yıllardır konuşulan ve sokak köpekleri terörünü “besleyerek” sorunun büyümesinde etkili olan, ancak kimler oldukları hep muamma kalan “mama lobisi” MASAK raporuyla deşifre olmuştu. Raporu inceleme fırsatım oldu. Şunu ifade edeyim, Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun araştırması sadece bir derneği ve etrafındaki şahısları kapsıyor. Birazdan aktaracaklarım “mama lobisinin” küçük bir ayağı olabilir sadece. Rapor, sokaklardaki sahipsiz hayvanların nasıl istismar edildiğini ve oluşturulan ticari sektörün nasıl işletildiğini çok net gösteriyor. Yeni Şafak'ın haberlerinde tomografisi çekilmişti. Ben ise ilginç detaylara gireceğim. Biraz uzun olacak ama sabırla okursanız çarpıcı bilgiler edineceksiniz. *** DENETİM RAPORU YOK Twitter'da ‘Köpek Velisi' isimli bir hesap var. Eylül 2021 tarihinde açılmış. Uzantısı Köpek Velisi ancak kullanıcı adı ‘Buket Özgünlü' (@buketozgnl) şeklinde alınmış. Hesabın profilinde ise ‘Yaşama Tutunan Patiler Derneği'ne atıf yapılarak, “Sokakta yaşamayı başaramayan 560 cana (köpek) yuva olduk” deniliyor. Derneğin web sitesinde 2019 yılında kuruldukları ve “Kurucu başkanımız Buket Özgünlü, 2017 yılından beri sokaklarda sürdürdüğü sokak hayvanları mücadelesini dernekleştirerek daha çok cana yetebilmek için faaliyete geçirmiştir” deniliyor. Dernek gerçekten de Ankara Gölbaşı'nda 20 dönümlük alanda engelli köpeklerin bakımını yapmış. Geçtiğimiz nisan ayında derneğin barınağına gidilerek yürüyemeyen, uzuvları eksik ve yaralı köpekler görüntülenmiş. Buket Özgünlü ile de röportaj yapılmış. Fakat derneğin web sitesindeki “Yaşam Alanımız” sekmesi boş çıkıyor. Google aramalarında geçmişte bazı fotoğraf olduğu görülse de tıklandığında boş bir sayfa açılıyor. yasapati.org uzantılı siteye girdiğinizde ise ana sayfada “Yardıma muhtaç canlara sahip çıkın” çağrısı yapılıyor ve “Bağış Desteği, “Koruyucu Aile” ve “Mama Desteği” seçenekleri sunuluyor. Beş yıldan fazladır faaliyette olan ve bağış toplayan derneğin herhangi bir denetim raporu ise web sitesinde yer almıyor. *** IBAN BAĞI GÜÇLÜ AKRABALAR
Sokakta mikrofonu uzattığı adamın 96 yaşında olduğunu öğrenince, "İnsanlara hayatta ne tavsiye edersiniz amca" dedi. İhtiyar adamın tavsiyeleri kitabın tam ortasından; * Geriye gitmeyi sevmem, çünkü geçmişle ilgili yapabileceğin bir şey yoktur. * Olduğun yeri kabullen, ilerle ve anın içinde olmaya çalış. * Sahip oldukların için minnet duy ve merhametli ol. * Değiştirebiliyorsan tamam ama değiştiremiyorsan bırak gitsin. ** Birleşmiş Milletler (BM), 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nde binlerce sivili öldüren İsrail'i "çatışma bölgelerinde çocuklara zarar veren ülke ve gruplar listesine" ekledi. İsrail artık dünyada tescilli çocuk katili olarak kayda geçti. ** "Çocuklar böylece öldürülürken, günlük hayatıma devam edemem" diyen Fransız aktör, komedyen ve eski basketbolcu Ragnar Le Breton, Clique TV'ye verdiği röportajda gözyaşlarını tutamadı. Merhamet nefretten güçlüdür. ** Üniversite öğrencileri bunaltıcı sıcağa rağmen İsrail'e desteği ile bilenen Coca- Cola'nın okul bahçesinde ücretsiz dağıtılan ürünlerini bırakın almayı yüzüne bile bakmadılar. Paranın satın alamayacağı insanlar çoğaldıkça onlar azalacak. ** Sivil Toplum Kuruluşları, Vakıflar, Dernekler, Kamu Kuruluşları, Belediyeler, Üniversiteler, Platformlar, Medya ve İş Dünyası Temsilcileri dahil olmak üzere 121 paydaşı ortak bir hedefte bir araya getiren Sosyal Etki Zirvesi'24, sosyal, ekonomik ve çevresel eşitsizliklere dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak ve herkesi eyleme davet etmek hedefiyle gerçekleştirildi.
Melbourne'da yaşayan inşaat mühendisi Volkan Kocabalkan, genç yaşta evsiz kalanları desteklemek için bir araya gelen 1000 kişi arasındaydı.
Sokakta küçük bir çocuğa saldıran kuduz köpeği, elinde ne varsa sopayla taşla ya da bağırarak korkutmaya çalışmayanın kuduz köpekten tek farkı seyretmesidir. Siyasi gücü olan BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere devletler ve ekonomik gücü olan yerli şirketler seyredenler. Yani seyirciler. Yalnız ABD, İngiltere ve Almanya kuduz köpeğin çocuğu parçalamasını seyredenlerden farklılar. Onlar kuduz köpeği besliyor. ** İngiltere kurdu, Almanya ülkesindeki yahudileri gönderdi, ABD'de koruyuculuğunu üstlendi. 7 Ekim'den hemen sonra İsrail'i ziyaretinde Tel Aviv'de konuşan ABD Başkanı Joe Biden, "Eğer İsrail olmasaydı, mevcut olmasaydı onu icat etmemiz gerekirdi" diyerek ABD'nin sahipliğini gizlemiyor. Geri kalanlar da birkaç tanesi hariç korkudan sesini çıkaramıyor ya da sesi cılız çıkıyor. ** Güney Afrika'nın açtığı soykırım davasında uluslararası mahkeme israil'e sadece “dur” diyebildi. Mahkeme daha fazlasını yapabilir miydi? Yapabilirdi. Yapmayarak insanlık suçuna ortak oldu. Yaptırım gücünü kullanmayarak bu işin hukukla, diplomasi ile çözülemeyeceğini göstermiş oldu. ** İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Filistin Devleti'ni tanıma kararına gelen eleştirilere cevap olarak: "Biz tarihin doğru tarafındayız." dedi. Doğru tarafta yer almak yetiyor mu? Hayır. Doğru tarafta yer alanlar kalabalık gibi gözüküyor ama değil. Bilerek isteyerek iradesiyle yani tercihiyle hiçbir şey yapmayan, parmağını ile kımıldatmayan milyonlarca kalabalık bizi yanıltmasın. Hem doğru tarafta yer almak hem de doğru davranmak gerekiyor.
Alman atasözünü Almanya yöneticilerine hatırlatalım: “Kargalarla yârenlik eden güvercinin tüyleri beyaz kalır ama kalbi kararır.” İngiliz atasözünü İngiltere yöneticilerine gönderelim: “Kör ata ha göz kırpmışsın ha başını sallamışsın.” Fransız atasözü, Fransa yöneticileri için gelsin: “Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür.” Sıradaki, Amerikan atasözü. Kimlere gideceği malum: “Bir kişi sana ‘eşek' derse umursama, ama beş kişi sana ‘eşek' derse git kendine bir semer al.” * Konu İsrail, Filistin, Gazze, Refah… Konu saldırı, katliam, soykırım… Konu insanlık. Bu hatırlatmalarımız o tepe koltuklarda oturanlara ulaşır mı? Ulaştı diyelim, durup iki dakika düşünürler mi? Düşündüklerini varsayalım, etkilenirler mi? Pek zayıf ihtimal. Neredeyse ‘yok' mesabesinde. * ABD yöneticileri dünya çapında araştırma yaptırsınlar. Her ülkeye birer ekip gönderip sokaklarda dolaştırsınlar. Basın yayın taraması istesinler. Yeryüzünde yaşayanların ne kadarı onlara neler diyor, liste ortaya çıksın, görsünler. ‘Eşek' benzetmesi gayet masum kalacaktır. * Almanya'nın tepesindekiler kimlerle yârenlik ettiklerini hatırlasın. İngiliz'i Fransız'ı da şapkayı önüne koyup düşünsün. Ve hepsi birden şu soruyu akıllarından geçirip cevap arasınlar: “Danimarka kralı, niçin Kopenhag Sarayı balkonuna çıkıp Filistin bayrağı salladı? Sokakta gösteri yapan halka nasıl el salladı? Biz niye onun gibi yapamıyoruz?” “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin için yıllardan beri nasıl bu kadar samimiyetle çırpınıyor da biz niye aksine davranmaktayız?”
Sahipsiz hayvanlar meselesiyle ilgili tartışmalar dinecek gibi değil. Gün aşırı önümüze düşen bir saldırı haberi münakaşayı yeniden alevlendiriyor. Bir tarafta hayvanseverlik adı altında topluma parmak sallayan, marjinal bir grup var. Sayıları az ama sesleri çok çıkıyor. Jakoben üslupları nedeniyle gerçek hayvanseverleri de zor duruma sokuyorlar. Diğer tarafta güven içinde sokağa çıkabilmek isteyen geniş kitleler var. Sorun çözülmediği için bu kitle de kemikleşiyor. Gri alan ortadan kalkıyor. Makul sesler daha cılız çıkıyor. “Hayvanları uyutacaksanız ilk beni uyutun” gibi tuhaf açıklamalar, “Sokakta tek bir canlı görmek istemiyoruz” gibi ileri çıkışlarla yarışıyor. Sokak köpekleri meselesinin çözümü için Tarım Bakanlığı koordinasyonunda İçişleri, Adalet ile Çevre ve Şehircilik bakanlıklarının ortak çalışma yürüttüğünü ve bir düzenleme hazırlığı yapıldığını geçtiğimiz yıl Aralık ayında yazmıştım (Bakınız, A'dan Z'ye Sokak Köpekleri Düzenlemesi.) Düzenlemenin yılbaşından sonra TBMM'ye gelmesi bekleniyordu ancak henüz bir adım atılmadı. Bu ertelemenin, meselenin vicdani yönünü etraflıca tartışmaktan ve teenni ile hareket etme kaygısından kaynaklandığını düşünüyorum. BAKANLAR TOPLANTI YAPACAK Ancak anladığım kadarıyla süreç artık hızlanacak. Bu kapsamda ilgili bakanların önümüzdeki günlerde sahipsiz hayvanlar toplantısı yapacağını, hatta bu toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın riyaset edebileceğini öğrendim. Burada mevcut durumun masaya yatırılması, alınacak tedbirlerin ve düzenleme hazırlığının gözden geçirilmesi, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir sunum yapılması, nihai kertede düzenlemenin TBMM'ye getirilmesi bekleniyor. O halde konu yeniden ısınacak. Şimdi sizlerle karar alıcıların da detaylarına vakıf olduğu bir çalışmanın ayrıntılarını paylaşacağım. Meselenin üzerinde düşünürken bu verileri göz önünde bulundurmakta fayda var. TÜRKİYE'DE KÖPEK SAYIMI YAPILDI Bir. Türkiye'de 8 milyon sokak köpeği olduğu iddiası gerçeklerle örtüşmüyor. Valilikler üzerinden Türkiye'de köpek sayımı yapıldı. Rakam 2 milyon çıktı. Ancak tüm köpeklerin sayılamayacağı düşüncesinden hareket edersek Türkiye'deki tahmini köpek popülasyonunun 3-4 milyon olduğunu söyleyebiliriz. İki. Sayı belirlendikten sonra geleceği öngörmek açısından bir simülasyon yapıldı. Simülasyon yapılırken köpeklerin çoğalma hızı esas alındı. Buna göre eğer hiçbir tedbir alınmazsa, 2030 yılında Türkiye'deki sahipsiz köpek sayısının 50 milyonu bulabileceği söyleniyor. Yani bir kaç yıl içinde sokaklar yürünmez hale gelebilir.
Aile içi ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin 'ulusal acil durum' olarak tanımlanan durumla ilgili, daha sert eyleme geçmeleri için eyalet ve federal hükümetlerine yönelik yapılan çağrılar artıyor. Bu hafta kurbanların tanıdığı kişiler tarafından işlendiği iddia edilen iki ölümün ardından ülke çapında gösteriler yapılıyor.
Bugün 4 Nisan 2024 #doğatakvimi
Konuğumuz BİPATİVER - Düzce Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Dursun Altıntaş ile 'Sokakta Yaşayan Hayvanların Sorunlarına Çözüm Dosyası' şeklinde başlıklandırdıkları projeleri üzerine konuşuyoruz.
Almanya tarihi günler yaşıyor. Göçmenleri sürmeye yönelik gizli bir toplantının ortaya çıkması ile halk aşırı sağa karşı sokağa dökülmeye başladı. Hafta sonunda Berlin, Münih, Köln, Hamburg gibi pek çok şehirde düzenlenen protesto gösterilerine 1 milyonu aşkın kişi katıldı. Berlin'de duvarın yıkılmasından sonra ilk kez bu kadar çok sayıda vatandaş sokağa çıktı. Mitinglerin önümüzdeki günlerde de devam edeceği bildiriliyor. Gösterileri düzenleyenler arasında sivil toplum örgütleri ve sendikaların yanı sıra, işverenler ve kiliseler de var. COSMO TÜRKÇE çok fazla protestocu geldiği için yarıda kesilen Münih'teki gösteriye katılan milletvekili Cemal Bozoğlu ile konuştu. Mikrofonda Çelik Akpınar ve Elmas Topcu var. Von Celik Akpinar.
Sokakta bir kamyon dolusu bulut satan bir bulutçu ile karşılaşsan, alacağın bulutlarla ne yapmak isterdin? Bu soruyu Instagram hesabımızda sorunca aldığımız cevaplardan sıcacık bir uyku hikayesi hazırladık. Çocukların cevaplarını duymak için sizi "Bir Kamyon Bulut" hikayemizi dinlemeye davet ediyoruz. Yaklaşık 32 dakika süren hikayemiz uykuyu derinleştiren müziğiyle 45 dakikaya tamamlanıyor.
Bir benzetme olarak 'çıkmaz sokakta kalmak', çıkmaz sokakta kalan kişinin karşısına çıkan bir duvarsa, bu duvarı birisi örmüş ve onu engellemiş midir? Yoksa kişi duygu ve düşüncelerinde o kadar zorlanmıştır ki karşısında bir duvar var gibi donup kalmış mıdır? Yoksa kişinin duygu ve düşünceleri o kadar tükenmiştir ki karşısında bir duvar var gibi hissizleşmiş midir? Peki çıkmaz sokakta kaldığını hisseden kişi için çözüm yolu nedir?
GAzze katliamının ilk günlerinden beri Avrupa'da hususan İngiltere'de yaşananlar fazlasıyla ilgimi çekti. Zira Avrupa'da hükümetler kitlesel ölümler yaratan siyonizme destek verirken halkların bu adaletsizliğe baş kaldırışı vardı. İngiltere'de ise sanki bunun da üzerinde bir şeyler yaşanıyordu. 10 Kasım itibarıyla geldiğimiz İngiltere'de 11 Kasım'da yapılan Gazze yürüyüşüne katıldık. Açıkçası böylesi mahşerî bir kalabalığı beklemiyordum. Yüzbinlerle dolu Hyde Park'a akın akın gelenlere Green Park'ta toplananlar eklenince olağanüstü bir kalabalık ile Londra merkezde yürüş yapıldı. Baştan sona barışçıl şekilde gerçekleşen yürüyüşe çevrenin de ilgisi yüksekti. İşin ilginç tarafı yürüyüş yapanların arasında göçmen olmayan beyaz ırktan onbinlerce insan vardı. Müslüman da olmayan bu insanları vicdanları buraya getirmişti. Hepsi üzgün, hepsi kırgındı. Şunu da söylemek gerek: Bu yürüyüşler 14 Ekim'den beri her cumartesi yapılıyor, bıkmadan, usanmadan. Hiçbir siyasi parti liderliğinde de değil ve bir konuşma yapılmıyor. Sadece bayraklar elde ve sloganlar eşliğinde yürüyüş yapılıyor. Çok yoğun çalışan Londralıların kıymet verdiği cumartesi tatilinde... Resmi açıklamalara göre, 11 Kasım yürüyüşü çatışmaların başlamasından bu yana Londra'da düzenlenen en büyük yürüyüş. Polis, Hyde Park'tan yaklaşık 3 mil (5 kilometre) ötedeki ABD Büyükelçiliği'ne kadar şehir boyunca yılan gibi kıvrılan yürüyüşe yaklaşık 300.000 kişinin katıldığını tahmin ediyor. İngilterede İçişleri Bakanı'nın görevine son verildi! İşin daha da ilginç tarafı İngiltere'de geçen haftasonu yapılan yürüyüş akabinde yürüyüşü “Nefret” yürüyüşü diye ifade eden aşırı sağcı İçişleri Bakanı Brawerman'ın görevine Başbakan Rishi Sunak'ın son vermesi oldu. Filistin yanlısı gösterilerle ilgili olarak Londra polisini taraf tutmakla suçlayıp hedef alan ve suçlamalarıyla tepkiye yol açan İçişleri Bakanı Suella Braverman görevden alınırken yerine Dışişleri Bakanı James Cleverly atandı. Eski İngiltere Başbakanı David Cameron ise yeni Dışişleri Bakanı oldu. Brawerman'ın görevden alınması büyük bir süpriz ve sevinçle karşılandı. Gelişmelerle ilgili açıklama yapan İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf, “Suella Braverman kadar kamu görevine uygun olmayan biri hiç olmamıştı” ifadesini kullandı. Savaşı Durdur Koalisyonu'nun açıklamasında ise “Suella gitti. Bu ülkede barış ve adalete inanan herkes için büyük bir zafer. Sokakta olmak sonuçlarını veriyor” ifadeleri kullanıldı. Koalisyon'un Başkan Yardımcısı Chris Nineham da, “Sokaktaki hareketin zaferi. Toplu eylemler ve protestolar için, ‘A noktasından B noktasına yürüme' ya da ‘Hiçbir şeyi değiştirmez' diyenleri dinlemeyin” ifadelerini kullandı. Kimse kusura bakmasın İngiltere'de Gazze katliamı için var olan şuur, çaba halk olarak bizde var mı diye sormak içimden gelmiyor, niye mi diyeceksiniz ya cevabım hayır olursa... Ne yazık ki bizim toplumumuzda rehavet, nasıl olsa Erdoğan yapar rahatlığı artık hakim. Evet Erdoğan yapar, peki sen ne yaparsın?
Cuma günü Fransa Cumhurbaşkanı Makron'dan şaşırtıcı bir mesaj geldi. “Hayırlı cumalar” deseydi, ancak bu kadar olurdu. Gazze'de ateşkes istedi hazret. “Sivilleri öldürmeyi bırakın” dedi. Yürürken başına kiremit düşmüş olamaz. Belli ki kamuoyu baskısı yüzünden ağız değiştirdi. Katliam, vahşet, soykırım demeden bunu söyleyebilmek de bir merhaledir. Diğer batılı liderler de yavaşça aynı yola geleceklerinin işaretini verdiler. Filistin'e destek gösterilerine karşı çıkan İngiliz İçişleri Bakanı görevden alındı. Sokakta gösteri yapan halkın oylarına muhtaç olduklarını fark etmelerinden dolayı bu tutum değişikliği. Yoksa hiçbirinin umurunda değil Gazze'de ölen çocuklar. Gazze'dekilerin hepsi öldürülse üzülmez o ensesi kalınlar. İsrail ordusu hakkında yaygın kanaat, çok güçlü olduğu yönündeydi. İki ay öncesine kadar dünyanın en güçlü orduları arasında yer aldığı sanılıyordu. Bugün kimse böyle düşünmüyor. Netanyahu bile görüyor artık. Korkak, beceriksiz, pısırık bir ordu. Bardak kırılsa, bir arabanın kaputuna taş düşse, tencere yuvarlansa, paniğe kapılan askerleri var. Gazze'ye bomba yağdırıyorlar ama esirleri kurtaramadılar. Sadece sivillere zarar verebiliyorlar. Hamas'la karşılaşmaya bile cesaretleri yok. Bu mu güçlü ordu? Bu mu güçlü istihbarat? İsrailli tank komutanı “savaş zorlaştı” açıklaması yaptı. Başlangıçta kolay mıydı? Eğer başta kolay sandılarsa, yanılma seviyesi çok yüksek demektir. Silahsız, masum sivillerin üstüne bomba yağdırmayı savaş sanmak, utanç verici bir değerlendirme. Gücü sadece bebeklere, çocuklara, kadınlara ve yaşlılara yeten bir ordu için savaş ahlâkından bahsedilemez. Netanyahu ABD ve batılı ülkelere sesleniyor: “Bu savaş yalnızca bizim savaşımız değil. Aynı zamanda sizin savaşınız.” Bu söz, tam kandırmaca. Dünyanın her köşesinde vicdan sahipleri karşı çıksa ve kabul edilemez bulsa bile bebekler ve çocukların öldürülmesi Netanyahu bakışıyla gayet normal. Onlar büyüyecekler ve her biri birer düşman hâline gelecekler. Kadınlar, o çocukları dünyaya getirenler ve yaşadıkları sürece birçok çocuk doğuracaklar. İhtiyarlar ise bugünkü Hamas askerlerini yetiştirenler. O yüzden kadınmış, bebekmiş, yaşlıymış ayırmıyor İsrail ordusu. Dahası, atını, eşeğini, keçisini, tavuğunu bile düşman biliyor. Nefes alan ne varsa canına kıymak için saldırıyorlar.
Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'de…
İ srail'in kurucu nesilleri, ağırlıklı olarak Doğu Avrupa kökenli Aşkenaz Yahudileriydi. Aşkenaziler çok dilli, seküler (hatta dinî inançlarının varlığı bile tartışmalı), Ortadoğu kültürüne tamamen yabancı, Araplarla bir arada yaşamaya kategorik olarak karşı ve düşünce dünyası olarak Batılı insanlardı. Bu yönlerden, 1492 sürgünüyle İspanya'dan göçüp Filistin topraklarına yerleşen ve asırlar içinde bölgeyle doğal bir uyum geliştiren Sefarad Yahudilerinden ayrılıyorlardı. Ortadoğu gibi dinlerin her şeyin temeline yerleştiği bir coğrafyada, Aşkenaziler “din-dışı” bir devleti sahada kabul ettiremeyeceklerinden, inanmadıkları bir tanrının inanmadıkları kitabına dayanmak durumunda kaldılar. İsrail, “din devleti ambalajlı bir kolonyal proje” olarak, böyle kuruldu. 1948'den itibaren, İsrail'deki dindar Yahudiler, kendilerini iki yönlü bir kıskacın içinde buldular. Devletin kurucularının ve nüfusları giderek çoğalan “İsrail vatandaşı” seküler Yahudilerin dine uzaklığının yarattığı siyasî baskı ile inandıkları dinin modern hayat karşısında giderek daha fazla mevzi kaybetmesinin doğurduğu manevî gerilimin arasına sıkıştılar. Bu noktada, yıllar içinde geri adım atmak zorunda kalan, Yahudilik oldu: Şabat'ta ateş yakma yasağı, cuma akşamüzerinden ertesi gün akşama kadar kesintisiz sıcak olarak kalan otomatik “Şabat ocakları”yla delindi örneğin. Cumartesi günü her katta duran ve kapıları kendiliğinden açılıp kapanan “Şabat asansörleri” icat edildi. Evlerin elektrikleri kendi kendine açılıp kapansın diye “Şabat şalterleri” yapıldı. Sokakta eşya taşıma yasağı, köylerin ve kasabaların etrafına fırdolayı halat çekerek ve böylece meskûn mahaller “kapalı alan” hale getirilerek aşıldı. Böyle sayısız “içtihat” yoluyla Yahudilerin giderek karmaşıklaşan modern hayata intibakları kolaylaştırılırken, “hile-i şer'iyye” diyebileceğimiz bu tür fetvaların yekûnu da epey yüklü bir miktara ulaştı. Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi, İsrail'de de sekülerlik bir moda halinde toplumda yayılıyor. Kudüs başta olmak üzere dindar Yahudilerin atmosferi domine ettiği şehirlerde Yahudi şeriatı hâlâ gözle görülür emareler halinde sokaklarda arz-ı endâm ederken, Tel Aviv ve diğer şehirleri herhangi bir Batılı şehirden ayırmak giderek güçleşiyor. Bu, aynı zamanda İsrail toplumundaki keskin ayrışmanın da en net göstergelerinden. Şu anda İsrail'i yöneten koalisyon, kâğıt üzerinde dindar Yahudilerin geniş desteğini almış görünüyor. Ancak aynı koalisyonun parçası olarak meclis başkanlığı koltuğuna oturan Amir Ohana, açıktan eşcinsel. Meclisin açılışına “eşiyle” beraber katılan Ohana, Başbakan Benyamin Netanyahu'nun partisi Likud üyesi. Öte yandan, LGBT bayrakları, aylardır Tel Aviv sokaklarını dolduran Netanyahu karşıtı blokun elinden hiç düşmüyor, o bayrağı da dindar Yahudilere ve Yahudiliğe karşı sallıyorlar üstelik. Nereden bakarsanız bakın, kelimenin tam anlamıyla kaotik bir manzara arz ediyor İsrail cephesi.
Bugün 12 eylül 2023 salı #doğatakvimi
Ateş Ölçer'in bu haftaki bölümünde Ömer ile Yaşar sokak köpeklerini konuştu. Sokakta köpek olur mu? Sokak köpekleri sorun mu? Sokak köpekleri sorununun çözümü nedir? Dünyada sokak köpekleriyle nasıl mücadele ediliyor? En etkili çözüm yolu ne? Sorularının ve daha fazlasının. cevabı burada.
27 Haziran günü sabah saatlerinde Nahel Merzouk bir polis memuru tarafından, polisin emirlerine uymadığı için yakın mesafeden vurularak öldürüldü. Paris'in yakınlarında Nanterre'de gerçekleşen bu olayın ardından Fransa bir kez daha göçmen asıllı vatandaşlarının sokaklara çıkmasıyla karıştı. Yaklaşık 8 gün süren olaylarda binlerce bina ve otomobil yakıldı, yüzlerce polis yaralandı ve binin üzerinde gözaltı oldu. Sistematik olarak bu tarz banliyö isyanları yaşayan Fransa'nın sorunlarını ise Fransa doğumlu ekip üyemiz Mehmet Yaşar Altundağ anlattı.
İstanbul'u saran tarihi surların kenarlarında hayata tutunmaya çalışan insanların yerine kendini koyabilen, empati yapabilen insan sayısı çok azdır. Sokakta yaşayanlara doğum günü organizasyonu yapmak kimin aklına gelir? İşte o az sayıda insanların arasında yer alanlardan birinin aklına gelmiş. Onlara yardım elini uzatmak isteyen ama ulaşamayan, ulaşamadığı için de bunu kendine dert edinen ve onların gönlüne nasıl ulaşabilirimin hesabını yapan biri. Bu köşeyi takip edenlerin yakından tanıdığı bir isim o; Hayatla bağlantısı kopan veya kopmak üzere olan ya da bağlantıyı koparmamak için direnen, tutacak bir el arayanlara ulaşmak için kafa yoran İstanbul Balat semtindeki Hz. Kaab Camisi'nin hocası Emin Kır. Onun aklına gelir böyle güzel fikirler. “Her canlıya açığız” sözü konuya bakışını özetliyor zaten. Bir ülke için en büyük israfın insan israfı olduğunu bildiğini bugüne kadar yaptıklarıyla gösterdi. Cuma günü gönderdiği mesajı paylaşayım da hep beraber elimizden geleni yapmanın ne demek olduğunu öğrenelim; “Selamünaleyküm Yaşar abi çoktan beri görüşemiyoruz nasılsın ne yapıyorsun, neler yapıyorsun tatilde misin? Biz de çalışmalarımıza devam ediyoruz sokakta yaşayan arkadaşların doğum günlerini hatırlatmaya başladık. Bilgisayarımıza kaydettiğimiz arkadaşları telefonla arayarak doğum
Müzisyen, şarkı sözü yazarı, yayıncı ve daha bir çok alanda üretimlerine devam eden Can Temiz ile veganlık hikayesini ve içinde bulunduğu tüm sanat dallarını konuştuk, dövmeleri de ihmal etmedik. Can Temiz: https://instagram.com/baycantemiz O Tarz Mı? https://open.spotify.com/show/5tt6CXfQvqPxIn9ZKapcH1 Podcastia: https://open.spotify.com/show/29RWm1veokz0KlIiM5vd2U Bölümler: 00:00 Giriş 00:46 Can Temiz kimdir? 01:41 Nasıl vegan oldu? 05:44 Los Angeles'ta olmasının vegan olmasına etkisi oldu mu? 07:34 "Hayvan Yaralı", "Usturam Çelik" eserlerinde veganlığın etkisi var mı? 09:53 Nasıl besleniyor? 15:19 Veganlık ve Punk kültürü, "vegan straight edge" 18:22 Dövme 21:28 Sildirdiğin dövme var mı? 23:02 "O Tarz mı?" "Podcastia" podcastleri 25:32 Sokakta nereden tanıyorlar? 26:57 Son söz 29:21 Kapanış Müzik: Cartoons - Jam Morgan
"Sokakta yürüyen güzel bir kız gördüğümde aklımdan onu dışarı çıkarmak, onunla konuşmak ve ona çok iyi bir şekilde davranmak geçer. Ama bir yandan acaba kafası bir kazık üzerinde nasıl durur diye düşünmeden de edemem."
Ramazan için Malezya'ya kadar uzanmışken başka ne yemekler var, bakalım. Bir kere Ramazan'da iftarda sokak yemekleri önem kazanıyor. Sokakta birlikte oruç açmak önemli. Onun için mescitlerin önünde dağıtılan "bubur lambuk" gibi sokak pazarlarında yapılan yemekler ön plana çıkıyor. Bunların içinde, bizdeki böreklere benzer hamur işleri, tatlı tuzlu kızarmış yiyecekler de çok seviliyor. Mesela bir nevi börek olan “Murtabak” bizdeki serpme börek veya katmere benzer. "Katlanmış" anlamına gelen Arapça “mutabbak” kelimesinden türemiş. Fırında veya sacda pişmiyor, yağda kızartılıyor, harcı etli oluyor. Benzeri kızarmış börekler Malezya'da çeşit çeşit…
COVID-19 sıfır vaka politikası ile özdeşleştirilen Şi Cinping gittikçe yaygınlaşan protestoların ana hedefi olmuş durumda.
Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Türkiye'nin lider sabah haber programı İlker Karagöz ile Çalar Saat, podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber/
Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili biri tutuklu altı sanığın yargılandığı davanın karar duruşmasında sanık Cemal Metin Avcı'ya haksız tahrik indirimiyle 23 yıl hapis cezası verildi. Mahkemenin kararı infial yarattı. Kadınlar Türkiye'nin dört bir yanında eylem düzenledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bugün, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) grup toplantıları vardı. İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid, meclisi feshetme ve erken seçime gitme konusunda anlaştıklarını duyurdu. Bennett, meclisin feshi için gelecek hafta oylama yapılacağını açıkladı. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope muhabirleriyle İstanbul, Ankara ve İzmir'de Pınar Gültekin için düzenlenen eylemleri, gazeteci ve yazar Fehmi Koru ile erken seçim tartışmalarını konuştuk. Editör: Egemen Gök Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3OslYbC
Sokak ortasında arkadaşı olduğu iddia edilen kişinin saldırısına uğrayan bir kişi, boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden defalarca bıçaklanarak ağır yaralandı. Gencin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi
Sokakta yürürken kimi yerlerde, kaldırımlarda sarıya çalan altın renkli metal taşlar dikkatinizi çekmiştir. "Stolpersteine" denilen bu taşlar Türkçeye "tökezleme taşı" diye çevrilmiş. Bu taşlar Nazi döneminde katledilen çoğu yahudi kökenli insanın isimlerini içeriyor. Her binanın, evin önünde kaç taş varsa, o kadar insanın Nazi rejimi tarafından katledildiği veya sürüldüğü anlamına geliyor. Almanya'da ve Avrupa'da bugüne kadar toplam 75 bin tökezleme taşı yerleştirildi. Almanya'da hatırlama kültürünün önemli bir parçası. Von Celik Akpinar.
Tarık Toros | Sokakta ‘muhalefet kazanacak' duygusu yoksa kazanamazsınız | 27.04.2022 by Tr724
Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan seksendördüncü bölüm sizlerle. Tüm dijital platformlarda ve tabii ki menemenstudyo.com'da yayındayız. Artık klasikleşen haber turumuzla başladık. Oscar'lardaki tokat rezaleti, Foo Fighters'ın davulcusu Taylor Hawkins'in ölümü, Genesis ve Phil Collins'in son konseri ve Türkiye'nin Wordle karnesini değerlendirdik. 2 bölümdür lafı geçen ama oturaklı bir bilgi sunamadığımız “Türkiye'de en çok rastlanan köpek türleri” konusunda bu bölümde elle tutulur bilgiler var. Dinleyicilerimizden Urcun'un katkısıyla Türkiye'de evlerde büyütülen, yetiştirilen, sahiplenilen köpek cinslerini resmi olmayan, gözleme dayanan bilgilerle değerlendirdik. Sokakta yaşayan hayvanlara da dikkat çektik. Ardından, müzik dinlemenin zihnimize ve bedenimize ne denli pozitif katkılar yapabileceğini konuştuk. Odaklanma, verimliliği artırma, bedeni çalıştırma ve egzersiz yapma gibi konularda müziğin ne kadar önemli olduğunu bir araştırma ışığında tekrar düşündük. Bu bölümde bir değil iki kez “Bi de buna bak” dedik. Önce yeni bir 45'liğe baktık. Türkçe pop/rock'ının en iyi şarkıcılarından Özge Fışkın'ın yeni kaydını çok beğeneceksiniz. Sonrasında da Ukrayna için İngiltere'de düzenlenen yardım konseri için “Bi de buna bak” dedik. Haftanın istek parçası için 1980'lere dönüş yaptık. Ara ara bahsediyoruz, 80'lerde yoğun bir synthesizer pop akımı vardı diye. Seçtiğimiz parça o akımın bayraktarlığını yapar.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde İstanbul-Taksim'de 20. kez düzenlenecek olan Feminist Gece Yürüyüşü öncesi İstanbul Valiliği Beyoğlu'nda gösteri ve yürüyüş yapılmasına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Kemal Can, 5 Soru 10 Cevap'ta bu hafta şu sorulara yanıt arıyor: İktidar, ekonomiyi konuşturmak istemiyor mu? “Gündem saptırma” ekonomi başlığında yok mu? Ekonomik alternatifler sahiden konuşuluyor mu? Sokakta, ekonomi neden ve nasıl konuşuluyor? Ekonomiyi asıl gündem yapmak nasıl mümkün? #Medyascope #Ekonomi #GündemDeğiştirme #SezenAksu #SedefKabaş
Günaydın, perşembe sabahından herkese merhaba! Ben Gamze Elvan, Medyascope'un podcast'i “Güne Başlarken” ile karşınızdayım. Türkiye ve dünyanın gündemini, trafik ve hava durumunu, ekonomide son verileri, yani güne başlarken bilmeniz gereken her şeyi size aktaracağım. O zaman, başlayalım!