POPULARITY
Categories
Siyasi gündemin tüm çalkantıları ve tartışmaları içinde değişmeyen bir gerçek var, o da milyonların yaşadığı derin yoksulluk ve geçim sıkıntısı. İşsizlik ve hayat pahalılığı ekonomik bir sorun olarak yaşansa da sebepleri de, sonuçları da, çözümleri de eninde sonunda siyasete dayanıyor. Dolayısıyla işçi sınıfının bunun farkına varmasının ve mücadelesini siyasallaştırmasının zorunluluk olduğu bir döneme gidiyoruz. Asgari ücrete zam yoksa, kamu işçisine, memura para yoksa kaynak olmadığından değil tüm kaynaklar sermayeye harcandığından, faize gittiğinden, emperyalizm tarafından gasbedildiğindendir. Vermediler, vermiyorlar, vermeyecekler. Almak zorundayız. Hakkını almak için sendikalaşan işçi işten atılıyorsa, direnen işçinin karşısına devletin polisi jandarması çıkıyorsa, sendikalı işçinin grevi devlet tarafından yasaklanıyorsa, o zaman iş ve ekmek mücadelesi de siyasi hale geliyor demektir.
Neden bir kişi ellerindeki ayrıcalıklarla mutlu olma ve sessiz kalma şansı varken başkalarının haksızlığı ile uğraşır, ya da uğraşsın?Referanslar:The Atlantic - Lincoln's Great Depression: https://dowellness.us17.list-manage.com/track/click?u=db1b9719bcce5a51e9774ed89&id=5118e80e32&e=faf7adb4e5IMDB - Lincoln (2012): https://dowellness.us17.list-manage.com/track/click?u=db1b9719bcce5a51e9774ed89&id=c8ab21c14c&e=faf7adb4e5IMDB - Dead Poets Society (1989): https://dowellness.us17.list-manage.com/track/click?u=db1b9719bcce5a51e9774ed89&id=6169f64b65&e=faf7adb4e5Goodreads - Team of Rivals: https://dowellness.us17.list-manage.com/track/click?u=db1b9719bcce5a51e9774ed89&id=9df08e6836&e=faf7adb4e5Goodreads - Lincoln's Melancholy: https://dowellness.us17.list-manage.com/track/click?u=db1b9719bcce5a51e9774ed89&id=a13005327a&e=faf7adb4e5The New Yorker - The Suicide Poem: https://dowellness.us17.list-manage.com/track/click?u=db1b9719bcce5a51e9774ed89&id=ce64cb6887&e=faf7adb4e5The Atlantic - Lincoln's Great Speech?: https://dowellness.us17.list-manage.com/track/click?u=db1b9719bcce5a51e9774ed89&id=54fd4face0&e=faf7adb4e5İletişim ve bilgi almak için: deniz@dowellness.co
Yerli ve milli imkanlarla TEKNOFEST girişimcisi gençler tarafından hayata geçirilen sosyal medya platformu NeXT Sosyal, kısa sürede yüz binlerce kullanıcıya ulaştı. NeXT Sosyal'in öne çıkan özelliklerini, Mastodon alt yapısını ve açık kaynak kodun sunduğu avantajları Siber Güvenlik Uzmanı Hamza Şamlıoğlu ile konuştuk.
Bir mü'minin en büyük gayesi ve hedefi ne olmalı? Allah'ı nasıl sevebiliriz ve Allah'ın bizi sevdiğini nasıl anlarız? Allah'a itaat yolları içinde en selametli ve en kolay yol hangisidir? Sünnet-i Seniyye ne demektir? Sünnete ittiba insana ne kazandırır? ve benzeri konuları konuştuk. İyi seyirler..0:00 Intro0:58 Bir mü'minin en büyük gayesi ve hedefi ne olmalı?4:32 Bu gayelere en kolay nasıl ulaşılır?7:08 Cenab-ı Hak bizden ne istiyor?12:03 Cenab-ı Hakk'a itaat yolları içinde en makbul ve en kısası15:00 Sünnet-i Seniyye ne demektir?15:50 Sünnet-i Seniyye üçe ayrılır16:47 Sünnet-i Seniyye insanı iki hedefe ulaştırır20:56 Sünnete yapışana 100 şehit sevabı22:06 Neden hac, zekat sevabı değil de "şehit" sevabı?26:13 "Doğrudan doğruya" sünnete uymak28:49 Sünnete uymak ne kazandırır?30:32 Sünnete ittiba iman mı kurtarır?31:51 Allah'ı sevmenin ve O'nun tarafından sevilmenin yolu34:32 SONTakip Etmeyi Unutma:Instagram: @maksat114bursaYouTube: @maksat114Spotify: Maksat 114X: @maksat114bursa
Avustralya'da emeklilik yaşı artık 67 olmasına rağmen, 51-55 yaş arası çalışanlar işe alım süreçlerinde genellikle yaşlı olarak kabul ediliyor. Bu bulgu, Avustralya İnsan Kaynakları Enstitüsü ve Avustralya İnsan Hakları Komisyonu'nun yeni araştırmasıyla ortaya çıktı. Ancak bu, bu yaş grubundaki çalışanlar için yeni bir haber değil; çünkü daha önceki bazı araştırmalar, 50'li yaşlardaki kişilerin iş yerinde yaş ayrımcılığına maruz kaldığını ortaya koymuştu. Peki, iş gücünde yaşlılığa karşı ayrımcılığa karşı mücadele etmek neden bu kadar zor?
Fotoğraf Paylaşmadan Tatil Yapmak Mümkün mü? İyi Ki Podcast serisinin YAZ sezonunun yeni bölümünde sıcacık bir bölümle daha birlikteyiz.Bu bölümde özellikle tatil dönemlerinde tavan yapan sosyal medyadaki paylaşım sıklığının sebeplerini masaya yatırıyoruz ve birlikte soruyoruz "Fotoğraf Paylaşmadan Tatil Yapmak Mümkün mü?"Neden paylaşıyoruz? Ne zaman paylaşıyoruz? Hangi duygularla paylaşıyoruz?Hadi gelin İyi Ki Podcast YAZ konseptiyle yazın da birlikte düşünelim! Benay Durmaz Günerwww.iyikipodcast.cominstagram.com/iyikipodcasthttps://www.linkedin.com/company/iyikipodcastDigiHead Mediaİyi Ki Podcast'in diğer bölümlerini de dinlemek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:https://open.spotify.com/playlist/5bHVefMy6JpOCm2sBbGZPP?si=203565b7bccd4d4d&nd=1&dlsi=583a0678adb146c1İyi Ki Podcast WhatsApp grubuna katılmak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:https://chat.whatsapp.com/BwOcT0MYeQM1m83fzaqEs1
Konuğumuz Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji bölümü öğretim üyesi, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği YK üyesi, Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA) üyesi ve Antalya Müzesi Müze Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Gül Işın ile sahip olduğu arkeolojik koleksiyonuyla Antalya Müzesi‘ni konuşuyoruz.
Konuğumuz Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji bölümü öğretim üyesi, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği YK üyesi, Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA) üyesi ve Antalya Müzesi Müze Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Gül Işın ile sahip olduğu arkeolojik koleksiyonuyla Antalya Müzesi‘ni konuşuyoruz.
Ekstrem sporlar ya da deneyimler her geçen yıl daha da popüler hale geliyor. Yüzlerce metre yükseklikteki dağlara ekipmansız tırmananlar, kendini gökyüzünden aşağı bırakanlar, okyanusların dev dalgalarına meydan okuyanlar ve dahası... Peki ama ne uğruna? Neden ucunda ölümün dahi olduğu aktivitelere dahil oluyoruz? 111 Hz'in bu bölümünde ekstrem deneyimlere olan ilgimizin kaynağını sorguluyoruz. Adrenalin tutkusunu nörolojik, psikolojik, felsefi ve kültürel bağlamda inceliyoruz. Sunan: Barış Özcan Hazırlayan: Özgür Yılgür Ses Tasarım ve Kurgu: Metin Bozkurt Yapımcı: Podbee Media ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, Opet reklamı içermektedir. Lezzetlerin enfesti diyeceğiniz. Fasty lezzetleri Opet istasyonlarında sizi bekliyor! Fasty lezzetlerini keşfet!
Çocuklar için Akaid serimizin bu bölümünde yine akla takılan , iman ve akaidle ilgili bir konuya daha evlatlarımzın seviyesine uygun örnekli anlatımlarla cevap buluyoruz .Okul dönme çocuk ve gençler için uygundur
Bugün kulağa basit gelen ama hayatınızı tamamen değiştirme gücüne sahip bir kavramı konuşuyoruz: İstikrar.Hepimiz bir Pazartesi gazıyla diyete, spora, yeni bir projeye başlıyoruz… ama neden çoğu yarım kalıyor? Bu bölümde istikrarsızlığın psikolojisini, Robin Sharma'nın bakış açısını, Michael Phelps'in olimpiyat başarısının arkasındaki tekrarları ve beynimizin nasıl değişime adapte olduğunu bilimsel temellerle ele alıyoruz.Ayrıca:✅ İstikrar neden özgürlük getirir?✅ Yeni alışkanlıkları nasıl oturturuz?✅ Beyninizin nöroplastik yapısından nasıl faydalanırsınız?✅ "Uzay Mekiği Kuralı" nedir ve hayatınıza nasıl uygularsınız?Son olarak sana 10 pratik araç veriyorum. Hem içsel motivasyonunu yeniden ateşlemen, hem de sürdürülebilir bir değişim inşa etmen için birebir!
Neden yaşlandıkça saç azalırken kulak, burun ve kaştaki kıllar artar?
Bazı erkekler olası bir ilişki için, çok fazla çaba harcayabilir. Bu maddi olabileceği gibi manevi de olabilir. Bu davranışa simping deniliyor. Bu videoda bu davranışlardan ve çözüm önerilerinden bahsediyorum.
Bazı kuşların yumurtası desenli, bazılarınınki düz. Kimi mavi, kimi beyaz. Bazı yumurtalar, anne kuştan daha büyük! Neden? Hepsinin bir nedeni var. Kuşların hikayesi yumurtadan başlar. Kerem Ali Boyla ve Yaz Güvendi'yi dinleyin. NEDEN ŞEHİR KUŞÇULARI? Profesyonel kuş gözlemcisi, ekolog Kerem Ali Boyla ve amatör kuş gözlemcisi Yaz Güvendi ile kuşları tanıyor, doğayı keşfediyoruz. Şehir Kuşçuları cumartesi 09.15, pazar 15.30'da NTVRadyo'da. Radyoda kaçıranlar için programın tüm kayıtları ntvradyo.com.tr adresinde ve podcast platformlarında.
Her seferinde tuğla gibi titri yazıp-okumaktan herkes sıkılmış olmalı, son olsun, bundan sonra ‘Bay Barrack' diye analım… ABD Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, perşembe günü şöyle bir harita çizdi; “Başkan Trump, çok sayıda ülke ve farklı planlar arasında yaşanan karmaşayı ayırmaya, ‘refah içinde yaşayabilirsiniz' diyerek ilerlemeye çalışıyor. Düşünün, sadece İbrahim Anlaşmaları'nı bölgenin güçlü oyuncularından Türkiye'yi -ki, Türkiye bölgedeki önemini her geçen gün artırıyor- birleştirdiğinizi. Ama sadece Türkiye değil, Arap olmayan nüfusu, Müslüman ağırlıklı bir ülke olarak Türkiye, İsrail, Körfez ülkeleri, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün, kuzeye çıkarak Azerbaycan, Ermenistan... Bunları birleştirdiğinizde dünyanın en güçlü bölgesi ortaya çıkar. Neden olmasın?”…
Hız çağında anılarımıza bile yetişemezken, telaşla geçen günlerin arasında kaybettiğimiz o derin, dolu, tatmin edici hayat deneyimini yeniden keşfetmek için...“Yavaşlamak” bir lüks değil, bir ihtiyaç olabilir mi? Peki yavaşlamak daha derinleşen bağlar kurmayı, daha etkili ilişkileri, daha verimli olmayı sağlar mı? Bugün neden birçok insan "slow living"i konuşuyor? Neden tatiller bile bir yarış gibi geçiyor, sohbetler yüzeysel kalıyor, ilişkiler hızla tüketiliyor? Hızlanırken kaçırdıklarımızı yeniden kazanmak için yavaşlamaya ihtiyacımız var. Hayatı doyasıya yaşarken deneyimlerini ayrıcalıklı hâle getirmek için Wings seni bekliyor.Sen de Akbank Mobil'den hemen Wings'e başvurabilirsin---Bölüm akışı:(00:00) meraklı sorular(02:10) Hızlandık, hızlandırıldık(03:50) Yavaş Yaşamak - Slow living nedir?(04:50) Slow Food vs. Fast Food(05:56) Sütçü kızın hikayesi(07:00) Sen de Akbank Mobil'den hemen Wings'e başvurabilirsin(10:20) Hız çağında anı yaratamamak(12:20) Zen ustası ve çay servisi(13:25) Slow living'i nasıl yapabiliriz?--Hayatı doyasıya yaşarken deneyimlerini ayrıcalıklı hâle getirmek için Wings seni bekliyor.Sen de Akbank Mobil'den hemen Wings'e başvurabilirsin.* Bu bölüm Wings hakkında reklam içerir.
Peribacası fakültesi bugün hep birlikte tüm diğer fakülteler hakkında konuşuyor. İngilizce öğrenmenin üniversite okumaktan daha zor olduğu bu zamanlarda biz ne yapacağız, ne edeceğiz, üniversite okuyalım mı, okumayalım mı, NEDEN? Sorular çok ama merak etmeyin bacınız burda. Çok güzel bilgiler derledim sizin için. Üniversite ve kariyer yolculuğumda kendi yaptıklarımı da tüm detaylarıyla anlattım. Hadi gelin, love uuuu!!!! ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını keşfet!
25 yıl önce umreye gittim. Hava o kadar sıcaktı ki, öğle saatlerinde Kabe-i Muazzama'nın etrafında 2 tavaf safı ancak oluyordu. Kabe'ye dokunarak, doya doya tavaf yapıyor, yorulunca Osmanlı revaklarının gölgesinde dinleniyor, Zemzem'le serinliyor, dünyanın dört bir yanından gelmiş Müslümanları seyrediyordum. O sıcağa ve avludaki o sükunete rağmen Hacerü'l-Esved'in başında kalabalık, kaos ve izdiham hiç azalmıyordu. Çok arzu etmeme rağmen o itiş-kakışa giremiyor, o mübarek taşa dokunamıyor, sadece uzaktan izliyor ve “Bu Müslümanlar neden böyle? Neden birbirlerini eziyorlar? Şurada bir sıra olsa da herkes dokunsa taşa” diye hayıflanıyordum.
Türkiye konut piyasasında bir anomali deneyimliyor. Nereye bakarsanız bakın içe sinesi oturulabilecek konutun metrekaresi 100 bin lira. Bağcılar'da yahut Arnavutköy'de yeni siteler ile Ataşehir'de, Kadıköy'de, Florya'da yeni olmasa da 99 depremi sonrası yapılan konutların metrekare fiyatı aynı…
Müzik Habercisi podcast dizisinin bu bölümünde Michael Kuyucu, Attila Atasoy ve Nükhet Duru'nun neden Hadise yüzünden birbirine girdiğini açıklıyor.
Ezber Bozan 4. Sezon Başlıyor! Yeni sezona güçlü bir soruyla başlıyoruz: Antidepresanlar gerçekten işe yarıyor mu? Yoksa sadece semptomları susturuyor mu?Bu bölümde: • En çok reçete edilen ilaç grubu olan antidepresanların etki mekanizmalarını, • Serotonin – dopamin dengesini nasıl etkilediğini, • Neden bazı kişilerde isteksizlik, dikkat dağınıklığı, cinsel isteksizlik gibi sonuçlara yol açtığını, • Plasebonun gerçekten "yalancı" bir iyilik mi yoksa bedensel bir biyolojik değişim mi olduğunu konuşuyoruz.Peki ya antidepresan kullanmadan önce gözden kaçırdığımız başka gerçekler var mı? Beslenme, uyku, bağırsaklar, karaciğer, inflamasyon... Hepsi bu bölümde bütünsel bir bakışla ele alınıyor.
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bu bölüm kendini sürekli erteleyenler için içten bir davet! Bu bölümde “başlamak” neden bu kadar zor geliyor, gerçekten neyin korkusunu yaşıyoruz, bunu konuşuyoruz. Başarı mı korkutuyor bizi, yoksa yine o tanıdık mükemmeliyetçilik mi araya giriyor? Biraz dertleşiyoruz, biraz da cesaret toplamak isteyenlere yol arkadaşlığı yapıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro 1- Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. 2- Emine: [0:28] Ben Emine. 1- Emin: [0:29] Nasılsın Emine abla? 2- Emine: [0:30] İyiyim. Biraz yorgunum Emin. Sen nasılsın? 1- Emin: [0:33] Ben de iyiyim. Neden yorgunsun? 2- Emine: [0:35] Biraz ağır bir spor yaptım bugün. Ondan yoruldum. Bir de çok sıcaktı bugün hava. 1- Emin: [0:40] Evet. 2- Emine: [0:41] Sen de hissetmişsindir. 1- Emin: [0:42] Bu ara İstanbullular olarak, genel aslında Türkiye olarak, anormal sıcaklarla mücadele ediyoruz. 2- Emine: [0:48] Maalesef. 1- Emin: [0:48] Gün içerisinde 40 dereceler, 45 derecelere kadar çıkıyor hava sıcaklığı. Siz de dikkat edin özellikle bol sıvı tüketmeye. Çünkü gerçekten çok riskli bir durum da var ortada. 2- Emine: [1:00] Öyle maalesef ya. Bir de sadece sıcakla boğuşmuyoruz. Aynı zamanda bir sürü orman yangını vesaire de çıkıyor. Onlar da biraz can sıkıcı haberler oluyor. İnşallah bir an önce şu sıcaklar biter diyelim. 1- Emin: [1:15] Evet, umarız orman yangınları da gerçekten bir an önce son bulur. 2- Emine: [1:19] İnşallah. Başlamak istek değil, cesaret meselesi 1- Emin: [1:20] Evet, o zaman biz konumuza girelim. Günümüzde, ben de dahil birçok insanın yaşadığı bir durumdan bahsedeceğiz bugün. Bir şeyler yapmak istiyoruz ama ya ilk adımı ya son adımı atma konusunda yeterli cesareti gösteremiyoruz. Bununla ilgili biraz konuşmak istiyoruz. Yani bir şeyleri istemeyen bu dünyada hiç kimse yok. Kimileri başarıyor, kimileri başaramıyor, kimileri hiç denemiyor bile. Burada işin kilit noktası cesaret bence. Bir şeyleri yapmaya cesaret gösterebilmek. Bunun üzerine konuşalım istiyorum. Sen kendini nasıl tanımlarsın? Kendini nereye koyarsın böyle bir konuda? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
The representation of Indigenous Australians in media has historically been shaped by stereotypes and exclusion, but this is gradually changing. Indigenous platforms like National Indigenous Television (NITV) and social media are breaking barriers, empowering First Nations voices, and fostering a more inclusive understanding of Australia's diverse cultural identity. Learning about these changes offers valuable insight into the country's true history, its ongoing journey toward equity, and the rich cultures that form the foundation of modern Australia. Understanding Indigenous perspectives is also an important step toward respectful connection and shared belonging. - Yerli Avustralyalıların medyadaki temsili tarihsel olarak klişeler ve dışlama ile şekillendi. Ancak bu durum yavaş yavaş değişiyor. Aborijin ve Torres Boğazı Adalılara odaklanan Yerli odaklı Ulusal Yerli Televizyonu (National Indigenous Television - NITV) gibi portallar ve sosyal medya engelleri aşıyor, İlk Ulusların seslerini güçlendirirken Avustralya'nın çokkültürlü kültürel kimliğine dair daha kapsayıcı bir anlayışı teşvik ediyor. Medyadaki değişim hakkında bilgi edinmek, ülkenin gerçek tarihi, eşitliğe doğru devam eden yolculuğu ve modern Avustralya'nın temelini oluşturan zengin kültürler hakkında değerli bilgiler sunuyor. Yerlilerin bakış açılarını anlamak da saygılı bir bağ ve ortak aidiyet için önemli bir adım.
Bazı kişiler neden kortizole daha duyarlıdır? Bu duyarlılığı artıran faktörler nelerdir?
#DoğaKonuşmaları
Türkiye, 41 yıldır devam eden, 10 bin güvenlik görevlimizin şehit olmasına, 40 bin vatandaşın ölmesine, trilyonlarca doların kaybe-dilmesine sebep olan kanlı terörü nihayet bitirme noktasına geldi. 11 Temmuz'da PKK sembolik bir törenle silahlarını yaktı. 12 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan Kızılcahamam'da gelinen noktayı “yeni bir gün” olarak tanımlarken, milletin sevinmesi, coşması, bayram etmesi gerektiğini söyledi hatta cadde-sokakların bayraklarla donatılması çağrısını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasına yatıştırıcı, güven verici bir üslup hakimdi. Şehit ailelerine, gazilere, kafasında soru işareti olan kesimlere özellikle seslendi Erdoğan. “Türkiye'nin başını asla öne eğdirmeyiz” dedi, bir müzakere, bir al-ver sürecinin olmadığını ifade etti, projenin arkasında Sayın Bahçeli ve kendisinin olduğunu bir “garanti” olarak vurguladı.
Rusya-Ukrayna savaşında diplomasi yeniden devrede. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, savaşın sona ermesi için Rusya ile üçüncü tur müzakerelerin Türkiye'de yapılmasını önerdi. Bu görüşmeler neden önemli? Türkiye süreçte nasıl bir rol üstleniyor? Müzakere masasından kalıcı bir çözüm çıkabilir mi? Detayları, Milli İstihbarat Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney ile konuştuk.
“Sürekli kendinden bahsediyorsa bu bir red flag sinyali olabilir.”Peki başka neler bir red flag? İlk date'te dikkat etmen gereken, küçük gibi görünen ama büyük sorunların habercisi olan davranışları bu bölümde ele alıyoruz.Psikologlara göre en sık yapılan hatalar, takipçilerimden gelen çarpıcı örnekler ve mini senaryolar seni bekliyor.Bu bölümde birlikte öğreneceğimiz:Red flag tam olarak nedir? Nereden geliyor?Empati eksikliği, manipülasyon, kontrol... Nasıl anlaşılır?İlişkiyi başlatmadan önce hangi davranışlar seni uyarmalı?Green flag nedir? Sağlıklı ilişkilerin sinyalleri ne?“İlk başta fark etmiştim ama kendimi susturdum…” Bu cümleyi kurduysan, yalnız değilsin. Senin için dikkat etmen gerekenleri derledim. Soğuk kahven hazırsa başlıyoruz.---Bölüm akışı:(00:00) Konuya giriş(00:50) Bu 2 date tanıdık geliyor mu?(02:45) Red Flag'in tarihçesi(03:20) İlişkilerde ilk kez Red Flag tabiri kullanılması(04:00) Bilişsel çarpıtmalar red flagleri göstermiyor(05:23) Neden red flagleri gözden kaçırıyoruz?(06:45) Neler sizler için Red Flag (Instagram yanıtları)(11:00) Psikologlara göre 10 Red Flag(12:20) 5- Duygusal Manipülasyon(15:25) Telefon masanın üzerindeyse dikkat olmuyor(16:10) İnsanların en çok şikayet ettiği red Flag'ler(16:55) Peki Red Flagl'erle ne yapmalı? Psikologlara sorulan 5 soru ve yanıtları(17:20) 1. “Bir davranışın red flag olup olmadığını nasıl anlarım?”(17:48) 2. "Red flag'leri fark ettim ama hâlâ vazgeçemiyorum, neden?"(18:10) 3. "Kırmızı bayrakları görmezden gelmemin nedeni ne?"(18:50) 4. "İyi biri ama birkaç red flag var. Her red flag için ilişki bitmeli mi?"(20:10) 5. "Ben de bazen red flag gibi davranıyorum. Bu normal mi?" (20:54) Psikologlara göre 10 Green Flag(24:20) Mini test: en son date'inde kaç tane red flag kaç tane green flag vardı?
Neden büyük lokma yiyebiliriz ama büyük konuşmamalıyız? Bu bölümde de bunu irdeleyelim dedik. Keyifli dinlemeler... organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
Almanya'nın AB'nin yeni dönem bütçesine itirazı sadece maliyet hesabı değil, çok katmanlı bir stratejik uyarı niteliğindedir Yazan: Dr. Makbule Yalın Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
1967'de İsrail ile bir dizi Arap ülkesi arasında yaşanan “Altı Gün Savaşı” hatırlanınca, İsrail'in İran'a açtığı, ABD'nin de bir günlüğüne karıştığı savaş için en uygun ad “12 Gün Savaşı”. İran'ın, gerek İsrail'in ilk günkü bombalamasından ve hedefini on ikiden vuran suikastlarından itibaren çok zayiat vermesi, gerekse Amerika'nın B-2 uçağından attığı dünyanın en ağır bombasının Fordo nükleer tesisinde ciddi hasar yaratması dolayısıyla bu savaşta ciddi bir dayak yediği izlenimi pek yaygın. Oysa ilk izlenimler her zaman en isabetli sonucu vermez.Savaş tarihi açısından çok özel bir yer tutan bir davranışla karşı karşıyayız: Trump neden bir gün dünyanın en tahripkâr bombasını İran'ın tepesine fırlattı, ama ertesi gün her iki ülkeyi de ateşkese zorladı? Bunu doğru yorumlamadan bu savaşın kazananını kaybedenini tespit etmek mümkün değil. Bunu doğru yorumlamak için de İsrail'in bu savaşı neden başlattığını ve (Trump'ın baskısı altında) neden bitirdiğini anlamak gerekiyor.İsrail için bu savaş, Ortadoğu'yu (Batı Asya'yı) “direniş ekseni”nden arındırma savaşının yeni (ve umuluyordu ki belirleyici olacak) bir evresi idi. Hamas'ı yenilgiye uğratamamakla birlikte Gazze'yi yerle bir etmişti. Hizbullah'ı, çok geniş bir lider kadrosunu öldürerek hareket edemez hale getirmişti. Suriye'deki Baas rejiminin varlığına (Erdoğan Türkiye'sinin yardımıyla) nihayet son vermişti. İran'a saldırı, rejimin devrilmesi için ortam hazırlamayı hedefliyordu. Gerekçe olarak da İran'ın nükleer silah geliştirmesinin yarattığı “hayati tehlike” kullanılıyordu. İran'ın ilk günden sonraki yanıtı bu ülkenin kolay yutulacak lokma olmadığını gösterdi. İsrail İran'da ağır zayiata yol açtı ama karşılığında kendisi de esaslı bir sille yedi. Belki bundan da önemlisi, İran halkının hatırı sayılır muhalif kesimleri, rejime karşı son derecede tepkili olmasına rağmen İsrail'in saldırısı karşısında vatan savunması uğruna safları sıklaştırdı.İki bölgesel düşman arasındaki ilişkiler bu minvalde iken Trump'ın “bir gece ansızın” B-2 ile İran semalarında görünmesinin ama ertesi sabah savaşı bitirmek için kolları sıvamasının tek bir anlamı vardı. Belki aylar, belki uzun yıllar sürecek ve kazananı olmayacak bu savaşı müttefiki Netanyahu'nun prestijini yerle bir etmeden bitirmek için onun arkasına sığınabileceği bir efsane yaratmak. İran'ın nükleer silah imal etme kapasitesini “yok etme” iddiası sadece bu anlamı taşıyordu. Pentagon istihbaratının CNN ve New York Times'a sızan raporu ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun sözcüsünün açıklaması İran'ın kapasitesinin sadece birkaç aylığına ertelenecek ölçüde hasar gördüğünü söylüyordu ama Trump “yok ettik” nakaratına devam etti. Neden? Çünkü Netanyahu aynen Suriye'de Beşar Esad'ı devirdiği gibi İran'daki rejimi de devirmek amacıyla savaşa girerken gerekçe olarak “nükleer silahlanma tehdidi”ni göstermişti. Trump, “nükleer tehdid”in “yok edildiği”ni söyleyerek Netanyahu'nun gerekçesini elinden alıyordu. Hem kazanılamayacak bir savaş bitsin hem de kendi MAGA hareketindeki Ortadoğu'da savaşa girmeye karşı unsurlar sussun diye bunu yapmak zorundaydı.O zaman demek ki İran “dayak” yememiştir! Aksine İsrail amacına ulaşamamıştır. Savaştan zararlı çıkan odur. Belki İran zafer kazanmıştır demek doğru değildir ama yenilmediği, savaşın esas İsrail'in İran'a tek başına ölümcül bir tehdit olmadığını kanıtlayarak güç dengesinde ibreyi İran lehine çevirdiği kesindir.
ABD Başkanı Trump'ın FED Başkanı Jerome Powell'a yönelik eleştirileri, Powell'ın görevden alınacağına dair haberleri de gündeme getirdi. Trump ise ağır eleştirilerine rağmen böyle bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. FED faiz indirmekte neden temkinli? Trump-Powell gerilimi piyasalara nasıl yansıyor? Anadolu Ajansı New York Finans Muhabiri Ceren Gökkoyun ile konuştuk.
Bu bölümde çocuğun kendilik değeri nasıl oluşur ve neden bu kadar önemlidir sorusuna odaklanıyoruz.Çocukla iletişimde öfke ve şiddetin etkileri, çocuğu tanıma yolları, özgüven geliştirme, iç sesin oluşumu, içsel denge ve içsel güç kazanımı gibi konuları ele alıyoruz.Aile içi etkileşimde verimlilik, sağlıklı sınırlar, kendini ifade etme becerisi ve sorun çözme stratejileri üzerine pratik öneriler sunuyoruz.
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bugünün temposu kimseye nefes aldırmıyor. Her şey hızla değişiyor, yetişmemiz gereken işler, mesajlar, hedefler bitmiyor. Ama bazıları bu hıza direnmeyi seçiyor. Yavaş yaşam gerçekten mümkün mü? Yavaşlamak bir lüks mü, yoksa ihtiyaç mı? Bu bölümde Emin ve Emine hızlı yaşam kültürünü, dijital dünyayı, kıyas baskısını ve sadeleşmenin yollarını konuşuyoruz. Belki de hayatın ritmini yeniden bulmanın zamanı gelmiştir. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro 1- Emin: [0:00] Sabah gözümüzü açar açmaz başlayan o koşuşturma. Mesajlar, toplantılar, sorumluluklar, yapılacaklar listeleri, hayaller... Üstüne üstlük her şeyin arasında durmak suç gibi hissettiriyor. Ne zaman gerçekten nefes aldık? Ne zaman hiçbir şey yapmadan sadece var olmanın tadını çıkardık? Bu bölümde yavaş yaşam kavramını konuşacağız. Bu hız çağında yavaşlamak mümkün mü? Yavaş yaşamak tembellik mi? Yoksa bilinçli bir tercih mi? Ve asıl soru, bu kadar koştururken nereye gidiyoruz? Eğer siz de zamanın nasıl geçtiğini anlamadan günleri tüketiyorsanız, belki bu bölüm size biraz durmak, düşünmek ve kendi ritminizi hatırlamak için bir fırsat sunabilir. Hazırsanız önce derin bir nefes alalım. Çünkü bu kez acelemiz yok. O zaman başlayalım. 1- Emin: [1:06] Nasılsın Emine abla? Nereye yetişmeye çalışıyoruz? 2- Emine: [1:07] İyiyim Emin. Konuşmanı dinledikten sonra daha iyi oldum. Sanki böyle bir meditasyona başlayacakmışız gibi hissettim. İyi geldi söylediklerin. Sen nasılsın? 1- Emin: [1:17] Ben de iyiyim. Bugün acelemiz yok. Sakin ve rahat bir bölüm çekeceğiz beraber. Biraz hayatın koşuşturmacasından uzaklaşıp kendimizi dinleyelim. Neden bu kadar hızlıyız? Ne yapıyoruz? Nereye gidiyoruz? Nereye yetişmeye çalışıyoruz? 2- Emine: [1:32] Evet İstanbul gibi bir şehirde yaşarken bu biraz gerçekten çok zor ama umarım başarabiliriz. 1- Emin: [1:38] Evet. Sen kendi hayatını değerlendirdiğinde sürekli bir şeylere yetişememe hâlinde mi hissediyorsun kendini? 2- Emine: [1:46] Ya ben kendimi aslında topluma kıyasla çok hızlı yaşıyor olarak görmüyorum. Genel olarak yapısal olarak daha sakin bir insanımdır ve yavaş hareket ederim bence. Çevreme ve aileme kıyasla diyeyim. Ama İstanbul'da yaşadığım için bu yavaşlık da gerçekten bana bir şeyleri kaçırıyormuşum hissiyatı veriyor. Yani hani herkes sürekli bir sürü bir şey yapıyor ama sen daha az şey yapıyorsun vesaire... Bu tarz şeyler biraz bana bir şeyleri kaçırıyormuşum hissiyatı veriyor. Sende durum nedir? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Bitcoin 14. yaşında ve hala tam anlaşılmıyor: Dijital para mı, elektronik altın mı, yoksa başka bir şey mi? Neden belirli özellikleri var ve neden 'mükemmel' özel değil? Bu yayın, Bitcoin'in neden şeffaf olduğunu ve bu şeffaflığın bir zorunluluk olup olmadığını derinlemesine inceliyor.Yazar, Bitcoin'in özünün ve varoluş nedeninin "bütünlük" (integrity) olduğunu vurguluyor. Satoshi'nin temel hedefi, sağlıklı paraya dönüş, yani paranın bütünlüğünü yeniden tesis etmekti. Kişisel bütünlük anonimlikle çelişse de, Bitcoin'deki bütünlük, verinin doğruluğu, tamlığı ve tutarlılığı anlamlarına gelir.Bitcoin'in getirdiği veri bütünlüğü, kullanıcıların özel anahtarlarının yanı sıra, kamusal bilgilerin tam, doğrulanabilir şekilde bozulmamış ve tamamen şeffaf olmasından kaynaklanır. Bu şeffaflık, doğrulanabilirliğin temelidir ve bu sayede başkalarına güvenmek zorunda kalmadan paraya sahip olabilir, sistemin bütünlüğünü kontrol edebiliriz. Örneğin, sistemde hile olup olmadığını, ne kadar Bitcoin olduğunu güven gerektirmeden doğrulayabiliriz. Güven gerektirmeyen bu kamusal veri bütünlüğü için enerji şarttır. Geleneksel bankacılık sistemleri veya yakında çıkacak CBDC'ler (Merkez Bankası Dijital Paraları) gibi diğer sistemler ise, veri bütünlüğünü sağlamak için güvenmek zorunda olduğumuz merkezi anahtarlara dayanır.Sistemin bütünlüğünü herkes için kolayca doğrulanabilir kılmak adına bir dereceye kadar şeffaflık şart olsa da, yazar net bir şekilde belirtiyor: Bitcoin daha özel olmalı ve olacak. Bunun en temel nedenlerinden biri, gözetimin özgürlüklerimizi kısıtlaması ve insan onuruna doğrudan bir saldırı olmasıdır. Gözetim, farkında olsak da olmasak da davranışlarımızı etkiler. İnternetteki HTTPS'ye geçiş gibi, Bitcoin için de mahremiyet katmanlarına acilen ihtiyacımız var. Lightning Network gibi üst katmanlar hız ve mahremiyet açısından şimdiden daha iyi ve gelecekteki sistemler (Hal Finney'nin bahsettiği Bitcoin destekli bankalar gibi) tasarımları gereği özel olacak.Özellikle, yakın zamanda hayatımıza girecek CBDC'ler total gözetim ve kontrol getirme potansiyeli taşıyor. Merkez bankaları, kimin ne zaman, ne kadar ve ne için harcama yapacağını merkezi ve otoriter bir şekilde belirleyebilecek. Bu dijital gözetim ve kontrol tehdidi karşısında Bitcoin bir sığınak sunuyor. Bu nedenle, otoriteler tarafından düzenleme ve yasaklama baskısı kaçınılmaz olacaktır; çünkü merkez bankacılarının bakış açısıyla, insanlar bu kontrollü sistemden kaçış yolu arayacaklardır ve otoriteler bu "kaçış kapılarını kapatmak" isteyecektir.Yazarın mesajı açık: Sağlıklı para tek başına yeterli değil, mahremiyet de şarttır. Özgür düşünce, özgür eylem, ifade özgürlüğü ve serbest ticaretin temelinde bu ikisi yatar. Bitcoin sistemi, işleyişinin temelinde çoğu insanın dürüst olduğuna dair bir güven barındırır. Bütünlük, takma adlar (pseudonymity) aracılığıyla sağlanır; bu, sistemin anahtarıdır. Bu bölüm, Bitcoin'in temel bütünlük prensibini, şeffaflığın gerekliliğini, mahremiyet arayışını ve dijital çağın getirdiği gözetim tehdidi karşısında Bitcoin'in konumunu derinlemesine ele alıyor.Kaynak
Her hafta Canlı Yayında sinema ve televizyon gündemini konuşuyoruz, haftanın öne çıkan dizi ve filmlerini yorumluyoruz, ilgimizi çeken konuları tartışıyoruz, listeler yapıyoruz, goygoydan geri kalmıyoruz...00:00 | Giriş06:35 | Jurassic World: Rebirth22:45 | Too Much28:00 | Dilan Hakkında Konuşmalıyız33:00 | Kısa Film Önerileri48:30 | Orijinalinden İyi 10 Uyarlama1:39:20 | Dune: Part 3 İlk Haberler1:47:40 | Bakanlık Desteğini Neden Çekti?2:01:20 | Yeniden HBO Max 2:04:15 | Larry David & Obama Projesi2:06:45 | Evangeline Lilly Oyunculuğu Bıraktı2:16:30 | Sene 2025 Yine Issız Adam 2:30:50 | Sinema Gündemi: Haber Turu
267.Bölümde Dünya Trendleri Podcast'ine Öykü Doğa Genç konuk oluyor ve günümüzün en çok konuşulan ama en az anlaşılan kuşaklarından biri olan Z kuşağını birlikte masaya yatırıyoruz. İş hayatından beklentiler, kariyer tercihleri, iş değiştirme nedenleri, sabırsızlık algısı, TikTok'ta var olma sorusu ve yapay zeka ile ilişkileri... Kısacası Z kuşağına dair merak edilen her şey bu sohbette! (00:00) – Açılış (00:50) – Çıkış noktamız ne oldu? Bizim Gibi - https://open.spotify.com/show/0FE3bIQLUTrCjbCVOI4Nvc (02:54) - Öykü Doğa Genç'i tanıyoruz. (03:40) – Tiktok'ta olmalı mıyız? (04:44) – Z Kuşağı olmak ne demek? (05:41) – Z Kuşağı ile çalışmak neden zor? (07:00) – Z Kuşağı nasıl iş yerlerini tercih ediyor? (09:00) – İlk iş deneyiminde en çok şaşırdığın şey ne oldu? (11:50) – Z Kuşağı sabırsız mı? (15:40) – İş görüşmelerinde Z Kuşağını en çok ne rahatsız ediyor? (20:33) – İş yerinde Z Kuşağı en çok neye değer veriyor? (22:15) – Z Kuşağı iş yerine bağlı mı? (23:25) – Hangi kuşak ile daha iyi anlaşıyor? (24:45) – Çatışma oluyor mu? (26:40) – Neden çok sık iş değiştiriyor Z Kuşağı? (27:54) – Uzun vadeli kariyer planlaması nasıl olmalı? Podcastinde neler konuşuyorsun? (29:50) – Yapay Zeka ve Z Kuşağı (30:33) – Sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik gibi konulara destek olan şirketler çalışmak için tercih sebebi olur mu? (31:30) – İşte anlam arayışı mı? Yoksa para mı? (33:45) – Kitap önerisi Z Kuşağını Anlamak https://www.goodreads.com/book/show/49001664-z---bir-ku-a-anlamak?ac=1&from_search=true&qid=ZulioxNJhe&rank=1 (34:25) – Patreon destekçileri (34:45) - Kapanış Sosyal Medya takibi yaptın mı? Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize bağış yapıp destek olmak için Patreon hesabımız – https://www.patreon.com/dunyatrendleri Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Geçtiğimiz günlerde Vinnies hayır kurumunun geleneksel olarak düzenlediği CEO Sleepout 2025 organizasyonuna katılan Ömer İncekara, yaklaşık 200 üst düzey yöneticiyle birlikte geceyi Sydney limanında, iki karton parçası üzerinde geçirdi.
Kriptografi küresel bir para sistemi için tek başına yeterli mi? Neden "anahtar" sahibi istemiyoruz? Bitcoin'de özel anahtar denklemin sadece bir yarısıdır. Peki ya kamusal verilerin bütünlüğü sır olmadan nasıl sağlanır? İşte burada iş ispatı devreye giriyor: Kriptografik değil, hesaplamalı bir ispat. Peer-to-peer ağlar, işlemlerin kronolojik sırasının hesaplamalı ispatını oluşturur. Bu ispat, verinin kendisinde bulunur; doğrulamak için anahtar gerekmez. Bitcoin'in gerçek güvenliği, birikmiş hesaplamalı ispattan gelir. Madalyonun bir yüzü kriptografi (anahtarlarınıza sahip çıkmak), diğer yüzü ise hesaplamalı ispatın oluşturulması ve doğrulanmasıdır (düğüm çalıştırmak). Bitcoin'in her 10 dakikada bir attığı kalp atışı, bu iki yüzü birleştirir. İş ispatı israf değildir. Tarihi kopyalamak mümkün değildir; bu yüzden Bitcoin'in ikincisi olamaz. Güvenilir üçüncü partilere ihtiyaç duymadan, açık verinin ve hesaplamalı ispatın gücünü keşfedin.Kaynak
İsrail'e nükleer başlık üretmek için gerekli malzeme ve uzmanlığı gizlice satan veya edinimine göz yuman ülkeler listesinde, bugün nükleer yayılmaya karşı en kararlı kampanya yürütenler de yer alıyor; ABD, Fransa, Almanya, İngiltere ve hatta Norveç. Yazan: Dr. Tolga Sakman Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Günümüzün büyük bir kısmını yemek yiyerek, yemek yaparak ya da yemek düşünerek geçiyoruz. Evet, şüphesiz ki ilk olarak doymak, gerekli enerji ihtiyacımızı karşılamak, yani yaşamak için yiyoruz. Peki sadece bu kadar mı? 111 Hz'in bu bölümünde neden yemek yediğimizi sorguluyor, adeta hayatımızın merkezinde yer alan bu "yemek" olgusunun aslında ne anlamlara geldiğini anlamak üzere bir yolculuğa çıkıyoruz. Sunan: Barış Özcan Hazırlayan: Kevser Yağcı Biçici Ses Tasarım ve Kurgu: Metin Bozkurt Yapımcı: Podbee Media ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir. getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın! Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi! See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Almanya'da ekonomik ve sosyal sistemin yürümesi için her yıl yaklaşık 400 bin kişinin ülkeye göç etmesi gerekiyor. Bu sayı ülkedeki nitelikli iş gücü açığını kapatmak için gerekli. Ancak yapılan bir araştırma Almanya'ya bu yolla gelen ve "Expat" diye tabir edilen insanların dörtte birinin burada kalmak istemediğini ortaya koydu. İş gücü açığını kapatan bu kişiler Almanya'dan ayrılmayı planlıyor. Konuyu Eren Mahir Gencer araştırdı. Almanya'dan İsveç'e göç eden Siyaset Bilimci Dr. Öykü İnci Yener-Roderburg, bu karara nasıl vardığını anlattı. Yayını Gökçe Göksu sunuyor. Von Gökçe Göksu und Eren Mahir Gençer.
İşçi Partisi'nin Superanuation Özel Emeklilik Fonları üzerindeki vergileri değiştirme planı toplumun bir kesiminde tepkiye yol açtı. Peki bu değişiklik ne anlama geliyor?
Büyük Sorular'ın bu bölümünde Sinan Canan'la insanın en eski tartışmalarından birini masaya yatırıyoruz: Kötülük gerçekten var mı? Varsa, yok edilebilir mi?Bu derin sohbette kötülük kavramının doğasını sorguluyoruz. Ceylanı avlayan aslanı kötü sayabilir miyiz? Hapishaneler kötülüğü önler mi? Neden bazı insanlar daha fazla kötülüğe eğilimli oluyor? Bilim, ahlak, kültür ve doğa üzerinden insanın ne olduğu ve ne olmadığı üzerine düşünmeye davet ediyoruz sizi.Sinan Canan'ın yaşamdaşlık kavramıyla tanıştırdığı bu bölümde; bireyden topluma, şehirlerden doğaya uzanan bir yolculuk yapıyoruz. Tabiatın içinde kötülüğün yerinin olmadığını, kötülüğün insanın şaşkınlığından doğduğunu ve bunun değiştirilebilir olduğunu tartışıyoruz.
ERDOĞAN NEDEN ULUSAL GÜVENLİK SORUNUDUR !
İSRAİL SALDIRI ÖNCESİ ERDOĞAN'I NEDEN AŞAĞILADI
Çoğu insan gibi siz de Bitcoin ile ilk karşılaştığınızda "Bu asla çalışmaz" diye düşündüyseniz, yalnız değilsiniz. Bitcoin'i anlama yolculuğu genellikle ilk başta reddetme ile başlar. Ardından gelen "Neden hala ölmedi?" sorusu ve nihayet "Bu ilginçmiş..." diyerek baş aşağı atladığınız Bitcoin tavşan deliği süreci başlar.Bu tavşan deliği, M.C. Escher tablosuna benzeyebilir; ilk bakışta kafa karıştırıcıdır. Ancak bu kafa karışıklığının iki temel sebebi var: Bitcoin'in aşırı disiplinlerarası yapısı (kriptografi, bilgisayar bilimi, oyun teorisi, ekonomi ve çok daha fazlası) ve karmaşıklığı. Bilgisayar biliminden finansa, tarihten psikolojiye kadar birçok farklı alandan gelen insanların aynı sonuca ulaşması ilginçtir: Bitcoin geleceğin parası.Peki Bitcoin'in kendi yolculuğu nasıl ilerliyor? "Sıfırdan Bire" bir buluş olan Bitcoin, dijital kıtlığı mümkün kıldı. Bu yolculuk üç aşamada incelenebilir: Yokluk, Varlık ve Değer Kazanma. Bitcoin'in değeri, onun "NgU (Number Go Up)" teknolojisi için kritik öneme sahiptir ve ebedi bir geri bildirim döngüsünü tetikler.Analizler, Bitcoin'in bir döngüsel doğası olduğunu gösteriyor. Fiyat, benimseme, gelişim, madencilik gibi birçok yönü dalgalar halinde ilerler. Farklı anlatılar (e-nakit, sansüre dayanıklı e-altın, finansal varlık vb.) ve modeller (Stock-to-Flow, HODL Dalgaları) bu aşama ve dalgaları tanımlar.Bitcoin topluluğu da sürekli gelişen, yaşayan bir sistem gibidir. Düğümlerin veriyi doğruladığı gibi, bitcoiner'lar da anlatıları ve zihinsel modelleri doğrulamaya çalışır. Bu ortak bilgi birikimi ve anlayış, bir Schelling Noktası'na benzetilebilir.Bitcoin tavşan deliği sonu olmayan bir yolculuktur; sürekli evrilen bu sistemi tam olarak anlamak belki de imkansızdır.Nihayetinde, eğer başarılı olursa, Bitcoin'in internet ve elektrik gibi arka plana çekilmesi, herkes tarafından kanıksanması beklenir. O gün geldiğinde, "bitcoiner" olarak tanımlanmaya gerek kalmayacak; bu, Bitcoin'in Omnipresent (Her Yerde Var Olma) aşaması olacaktır.Kaynak
Hayvanlar neden insanlar kadar nezle olmaz? İnsan diyetinin çeşitlilik arz etmesi bir kusur mu? DNA'mız kopyalanırken ne kadarı işlevsizdir? Eksik Olan'da bu hafta Alp Y. Kozanoğlu ve Ömer Çeşit yazar Nathan Lents'in Metis kitabevinden çıkan “İnsanın Kusurları” adlı kitabın ilk bölümünü yorumladı. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Bu videoda Saniye Bencik Kangal nam-ı diğer Akademisyen Anne ile çok keyifli bir söyleşi gerçekleştiriyoruz.Akademisyen Anne nasıl popüler oldu?Sosyal medyada anlattıklarını evde çocuğuna yapabiliyor mu?Neden kamudan istifa etti?Sosyal medyadaki anne hesapları insanları olumsuz mu etkiliyor?Akademik bilgiler çocuk yetiştirmek için yeterli mi?Akademisyen Anne Instagram: https://www.instagram.com/akademisyenanne/Akademisyen Anne Kitapları: https://www.kitapyurdu.com/yazar/doc-dr-saniye-bencik-kangal/200529.html
Hayatını neden gizli tutman gerektiğini anlatıyorum.