Podcasts about Bunun

  • 390PODCASTS
  • 2,414EPISODES
  • 17mAVG DURATION
  • 5WEEKLY NEW EPISODES
  • Jun 15, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024

Categories



Best podcasts about Bunun

Show all podcasts related to bunun

Latest podcast episodes about Bunun

Mevlana Takvimi
YATSI NAMAZINDAN SONRA KILINACAK NAMAZLAR-15 HAZİRAN 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jun 15, 2025 2:39


Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in bizlere vermiş olduğu emir ve vasiyetlerinden biri, yatsı namazından sonra vitri kılmadan 4 rekât namaz kılmamız hakkındadır. Vitir namazını ise bu dört rekât namazdan sonra kılarız. Hadîs-i şeriflerde şöyle buyrulmuştur: “Vitir namazı haktır, vitir namazını kılmayanlar bizden değildir.” (İmâm Ahmed) “Gecenin sonuna doğru kalkamayacağından korkan kişi vitir namazını yatmadan evvel kılsın. Gecenin sonunda kalkacağını ümid eden de bu vitir namazını gece sonunda kılsın. Zira gece sonundaki namaz meşhuttur ve mahzurdur (yani edası vaktinde rahmet melekleri hazır bulunur). Bu da daha çok fazileti celbeder.” (Müslim) buyrulmuştur. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in bizlere vermiş olduğu emir ve vasiyetlerinden biri de, her gece yatmadan önce bedenî temizliğimizi yapıp, gece teheccüdüne kalkmaya niyet etmemizdir. Allâh (c.c.) sevgisini kazânmanın sırlarından biri de âdeti olsa da olmasa da kulun teheccüde kalkmasıdır. Şer'î zaruret, uyku yenilgisi olmayınca abdestsiz, kirli ve cenâbet olarak yatmayı hiçbir vakit kendimize âdet edinmeyelim. Bununla berâber uyumadan önce ve uyandıktan sonra okunması iktizâ eden duâları okuyalım. Zira Allâh (c.c.) bu gibi şeyleri sever. Bir yönden de Nebi (s.a.v.)'in bildirdiği gibi, bu duâlar okunduğu takdirde okuyan kişi uyurken dahi şeytanların şerrinden sabaha kadar kendini kurumuş olur. Uyku esnasında ruh temiz olarak cesetten ayrılırsa, kişi uyanıncaya kadar ruha Allâh (c.c.)'un huzur meclisinde secde etmesine izin verilir. Şayet kirli olarak, temizlenmeden uyur, yani abdestsiz uyursa, ruh cesetten ayrılarak ilâhî çevrede Hâkk'ın huzurundan uzakta kalır.Bunlar, uykuya abdestli varmanın sırlarından bazılarıdır. Bunun içindir ki, Allâh ehli ulu kişiler, abdestli yatmaya titizlikle riayet ederler.(İmâm Şarani, Büyük Ahidler, s.131-135)

Yeni Şafak Podcast
Mehmet Metiner - Sürecin neresindeyiz? Bundan sonra atılacak adımlar ne olmalı?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 13, 2025 10:35


PKK kendisini feshettiğini açıkladı. Sıra silahların teslimine geldi. Peki bu mümkün olacak mı? Ben olacağı kanaatindeyim. Bunun için vakte ihtiyaç var. Bunun şekli, yöntemi ve zamanlaması konusunda gerekli müzakereler yapılıyor elbette.

Kuran Time
Allah İsmi Neden Erkek Zamiriyle Anılıyor? | bi' din'leyelim 5

Kuran Time

Play Episode Listen Later Jun 12, 2025 5:39


Bu podcast Allah'a atıfta bulunulurken neden genellikle eril zamirlerin kullanıldığına dair bir soruya yanıt sunmaktadır. Açıklama bu durumun Allah'ın bir cinsiyeti olduğu anlamına gelmediğini vurguluyor. Bunun yerine, bu dilsel eğilim dillerin oluştuğu tarihsel dönemlere dayanmaktadır, bu dönemlerde erkeklerin daha değerli kabul edildiği ve bu nedenle önemli kavramlar için eril zamirlerin kullanıldığı belirtilir. Ayrıca bazı dillerde eril çekimlerin genel anlamda kullanılabildiği ve saygının bu şekilde ifade edildiği de belirtiliyor. Binlerce yıldır var olan dillerde sırf bu nedenle değişiklik yapmanın pratik olmadığı da dile getiriliyor.

COSMO Köln Radyosu
Almanya'da radikalleşme - Aşırı sağcı, aşırı solcu ve İslamcılar

COSMO Köln Radyosu

Play Episode Listen Later Jun 12, 2025 21:01


Almanya'da aşırı uçlar yükselişte. Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın 2024 yılı raporuna göre, aşırı sağcıların sayısı 50 binden fazla. Bu grubun üçte biri şiddet eğilimli. Bunun yanı sıra anayasa karşıtı aşırı solcu ve İslamcılarda da bir büyüme gözleniyor. Özellikle Gazze'deki savaştan dolayı genç Müslümanlar arasındaki radikalleşmenin tırmandığı aktarılıyor. Bu gelişmelerin sebepleri neler? Aşırı güçlerin yükselişi toplum huzuru için nasıl bir tehdit oluşturuyor? Köln Uluslararası Üniversitesi'nden Sosyolog Prof. Dr. Emre Arslan ile konuştuk. Mikrofonda Aydın Işık ve Erkan Aslan var. Von Aydin Isik und Erkan Aslan.

Gerçek gazetesi
Başyazı: Bardak doldu taştı! Ne yapmalı? (Haziran 2025)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jun 12, 2025 6:26


Bir halk neden isyan eder? Aslında herhangi bir sebep olabilir bu. Bardağı taşıran son damla misali… Gezi'de olduğu gibi ağaçların kesilmesine karşı çıkanların çadırlarının yakılması ya da 19 Mart'ta olduğu gibi seçilmiş bir belediye başkanının, müstakbel bir cumhurbaşkanı adayının siyasi bir operasyonla içeri atılması bardağı taşırabilir. Halk sokağa dökülebilir. İktidara bakarsanız bunlar hep dış güçlerin işleridir. Kişi kendinden bilir. Kendileri Amerika'dan aldıkları talimatla hocalarını terk edip yine Amerika'dan aldıkları icazetle iktidar oldukları için kendi iktidarlarını tehlikede gördüklerinde de hemen “dış güçler” diye feryada başlarlar. Oysa her şeyin sebebi kendileridir! Bardak taşınca sadece iktidar halkın karşısına çıkmaz. İktidara karşı olsa da düzene sonuna kadar bağlı olan düzen muhalefeti de rolünü oynamaya başlar. Halkın isyanını soğutur, böler, saptırır. Sebep onlardır, çözüm ise bizdedir. Emekçi halktadır!Emekçi halk kendi gündemine sahip çıkmalı ve bu gündemi siyasetin merkezine taşımalıdır. Çünkü bardağı taşıran son damlanın ne olduğu kadar, bardağın nasıl dolduğu da önemlidir. Türkiye işçi sınıfı için bardak, işsizlik ve yoksulluk ile ağzına kadar dolmuş durumda. Bunun da sebebi iktidarın emperyalist para babalarına, yerli ve yabancı tekellere hizmet eden, sermayeye dost, işçiye düşman politikaları. Ekonomiyi teslim ettikleri İngiliz Mehmet'e (kendisi resmen İngiliz vatandaşıdır) Orta Vadeli Program diye bir kemer sıkma programı hazırlatıp kemeri işçi sınıfının boynuna taktılar, sıktıkça sıkıyorlar.İşte rakamlar! TÜİK'in resmî rakamları ile atıl işgücü oranı yani gerçek işsizlik oranı yüzde 32,1'e ulaştı ve rekor kırdı. Pandemi döneminde dahi bu rakam en fazla yüzde 30'a (Ocak 2021) çıkmıştı. Bugün her üç kişiden biri işsiz! Vestel'in krizin faturasını işçiye çıkartmak için 2.000 işçiyi işten atma planı kamuoyunda ses getirdi. Ancak hâlihazırda sanayide fabrikalar onar onar, yüzer yüzer işçi çıkartıyor. İşsizler ordusu büyüdükçe patronlar işten çıkarma tehdidiyle çalışanlar üzerinde terör estiriyor. Çıkartılan işçiler yeniden iş bulmakta zorlanıyor. Bir şekilde iş bulduklarında ise eski işlerindeki ücret ve sosyal hakların altında şartlara, çoğu zaman da asgari ücrete mahkûm oluyorlar.Asgari ücret bu ülkede açlık ücreti demek. Yılın ilk 5 ayında açlık sınırı 25.092 lira, yoksulluk sınırı 81.734 liraya yükseldi. Bekar bir işçinin yaşam maliyeti ise 32.463 lira. Bunlar Mayıs ayı rakamları. Mevcut enflasyonla yıl sonuna kadar açlık sınırı 30 bin lirayı, yoksulluk sınırı 100 bin lirayı aşacak, bekar bir işçinin yaşam maliyeti de 40 bin lirayı bulacak. İşte böyle bir ortamda işçi sınıfımız asgari ücret adı altında 22.104 liralık açlık ücretine mahkûm edilmiş durumda. Hâliyle ve haklı olarak işçiler, Temmuz'da asgari ücrete zam bekliyor. İktidarın tutumu belli! İngiliz Mehmet “kemer sıkmaya devam” diyor. Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan “daha erken” diye top çeviriyor. Sürpriz yok. Ama düzen muhalefetine de dikkat! Özgür Özel mitinglerde asgari ücrete zam nutukları atarken sermayeyi ürkütmemek için CHP'nin sözde emek komisyonu başkanı Gamze Taşcıer devreye giriyor: “Yükü sadece işverene bırakırsanız bu ekonomik ortamda işverenin bunu kaldırabilmesi mümkün değil!” Vermeyecekler! Almak için örgütlü mücadeleye! Unutma, sadece sendikalı olursan iş güvencesini savunabilirsin ve açlık ücretini reddedebilirsin! Devletten vermesini beklemeyeceğiz, örgütlü mücadeleyle patronlardan teker teker, söke söke alacağız! Devlete de gücün işçide olduğunu ancak böyle gösterebiliriz. Bardak doldu taştı! Emekçi halk isyanlarda ama bize işçi iktidarı gerek! Ancak işimiz için patronların karşısına birlik olup çıkarsak, ancak her lokmamız için birlikte savaşarak işçi iktidarının yolunu açabiliriz. İşçi düşmanı Orta Vadeli Programı çöpe atmak, İngiliz Mehmet'e “go home” demek için işçiler siyasete! Memlekete iş, aş, hürriyet getirmek için öncü işçiler göreve, Devrimci İşçi Partisi'ne, örgütlü mücadeleye!

Yeni Şafak Podcast
Yaşar Süngü-Küçük patronlar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 11, 2025 5:44


2010'da işgücüne katılanlar arasında lise altı eğitime sahip olanların oranı yüzde 63,7 iken 2024'te bu oran yüzde 43,9'a gerilemiş. Aynı sürede işgücüne katılanlar arasında lise mezunlarının oranı yüzde 26,5'e; yüksek-öğretim mezunlarının oranı yüzde 29,6'ya yükselmiş. Bu veriler, işgücüne katılanların eğitim düzeyinin 2010'dan bu yana hızlı yükseldiğini gösteriyor. Bunun en önemli nedeni artan üniversite sayısı ile birlikte bu okullardan mezun olan genç kuşaklar.

bu bunun patronlar
Yeni Şafak Podcast
Yahya Bostan-Ruslar memorandum değil muhtıra vermiş

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 10, 2025 7:21


Kimsenin elinde sihirli değnek yok. Yeni dünya düzeninin ilk büyük konvansiyonel savaşı bu. Bir milyondan fazla kişi öldü. Ateşkesi sağlamak, barış şartlarını oluşturmak ve bunu imza altına almak için çetin ve sabırlı bir mücadele gerekiyor. Tarafların talepleri arasında uçurum var. Bu makas konuşmadan kapanmaz. Türk diplomasisinin İstanbul'da yapmaya çalıştığı şey tam da bu: Tarafları konuşturarak barışı mümkün kılmak. Bunun için geçilmesi gereken merhaleler var. İstanbul'da 16 Mayıs ve 2 Haziran'da yapılan müzakereler bunun parçasıydı. Ancak müzakereler, bu yolun ne kadar çetrefilli olduğunu da gözler önüne serdi. İlk turda yaşanan tartışmalarla ilgili bazı bilgileri paylaşmıştık. İkinci tur müzakerelerle ilgili yeni yansımalar ortaya çıkıyor. Aktaralım…

Mevlana Takvimi
ANA-BABAYA TATLI SÖZ SÖYLEMEK-10 HAZİRAN 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jun 10, 2025 2:21


Tâbiînden Taylese bin Meyyâs (r.a.) şöyle dedi: “Ben, bir zamanlar Hâricî Necedât fırkasına katılmış, büyük günâhlardan olduğunu sandığım bazı günâhlar işlemiştim. Bu durumu Ashâb-ı kiram (r.a.e.)'den Abdullah ibni Ömer (r.a.)'e anlattım. O da bana: “O günâhlar neydi?” diye sordu. Ben de onları: “Şunu yaptım, bunu yaptım…” diye sayıp döktüm. İbni Ömer (r.a.) bana şunları söyledi: “Bu saydıkların büyük günâhlardan değildir. Büyük günâhlar şu dokuz şeydir: 1. Allâh (c.c.)'dan başkasını ilâh kâbul etmek, 2. Haksız yere adam öldürmek, 3. Savaştan kaçmak, 4. İffetli bir kadına iftirâ etmek, 5. Fâiz almak, 6. Yetim malı yemek, 7. Mescid-i Harâm'da günâh işlemek, 8. Bir kimseyle alay etmek, 9. Ana babayı ağlatmak.” Abdullah İbni Ömer (r.a.) bunları söyledikten sonra bana: “Sen cehennemden korkuyor, cennete girmeyi istiyor musun?” diye sordu. Ben de: “Vallâhi, evet” dedim. Bana: “Annen ve baban hayatta mı?” diye sordu. “Yanımda yalnız annem var.” dedim. Bunun üzerine Abdullah İbni Ömer (r.a.) bana şunu söyledi: “Annene tatlı sözler söyleyerek onun gönlünü alır ve geçimini üstlenirsen, Allâh (c.c.)'a yemin ederim ki, büyük günâhlardan sakındığın takdirde, mutlaka cennete girersin.” Yine Tâbiîn âlimlerinden Urve bin Zübeyr (r.a.), “Onlardan biri veya her ikisi yaşlanıp eline bakarsa onlara “öf” bile deme, onları azarlama, kendilerine tatlı ve gönül alıcı sözler söyle! Onlara merhamet gösterip alçak gönüllü davran ve kendileri için şöyle duâ et: “Râbbim! Onlar beni küçükken nasıl şefkât ve sevgiyle büyüttülerse, sen de onlara öyle merhamet eyle!” (İsrâ s. 24) ayet-i kerîmesini şöyle açıkladı: “Anne ve babanın hoşlanıp istediği şeyleri, onlardan esirgeme!”(İmâm Buhârî, Edebü'l-Müfred, c.1, s.26-27)

Mevlana Takvimi
ANA-BABAYA TATLI SÖZ SÖYLEMEK-10 HAZİRAN 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jun 10, 2025 2:21


Tâbiînden Taylese bin Meyyâs (r.a.) şöyle dedi: “Ben, bir zamanlar Hâricî Necedât fırkasına katılmış, büyük günâhlardan olduğunu sandığım bazı günâhlar işlemiştim. Bu durumu Ashâb-ı kiram (r.a.e.)'den Abdullah ibni Ömer (r.a.)'e anlattım. O da bana: “O günâhlar neydi?” diye sordu. Ben de onları: “Şunu yaptım, bunu yaptım…” diye sayıp döktüm. İbni Ömer (r.a.) bana şunları söyledi: “Bu saydıkların büyük günâhlardan değildir. Büyük günâhlar şu dokuz şeydir: 1. Allâh (c.c.)'dan başkasını ilâh kâbul etmek, 2. Haksız yere adam öldürmek, 3. Savaştan kaçmak, 4. İffetli bir kadına iftirâ etmek, 5. Fâiz almak, 6. Yetim malı yemek, 7. Mescid-i Harâm'da günâh işlemek, 8. Bir kimseyle alay etmek, 9. Ana babayı ağlatmak.” Abdullah İbni Ömer (r.a.) bunları söyledikten sonra bana: “Sen cehennemden korkuyor, cennete girmeyi istiyor musun?” diye sordu. Ben de: “Vallâhi, evet” dedim. Bana: “Annen ve baban hayatta mı?” diye sordu. “Yanımda yalnız annem var.” dedim. Bunun üzerine Abdullah İbni Ömer (r.a.) bana şunu söyledi: “Annene tatlı sözler söyleyerek onun gönlünü alır ve geçimini üstlenirsen, Allâh (c.c.)'a yemin ederim ki, büyük günâhlardan sakındığın takdirde, mutlaka cennete girersin.”Yine Tâbiîn âlimlerinden Urve bin Zübeyr (r.a.), “Onlardan biri veya her ikisi yaşlanıp eline bakarsa onlara “öf” bile deme, onları azarlama, kendilerine tatlı ve gönül alıcı sözler söyle! Onlara merhamet gösterip alçak gönüllü davran ve kendileri için şöyle duâ et: “Râbbim! Onlar beni küçükken nasıl şefkât ve sevgiyle büyüttülerse, sen de onlara öyle merhamet eyle!” (İsrâ s. 24) ayet-i kerîmesini şöyle açıkladı: “Anne ve babanın hoşlanıp istediği şeyleri, onlardan esirgeme!”(İmâm Buhârî, Edebü'l-Müfred, c.1, s.26-27)

Mevlana Takvimi
KAZA NAMAZI BORCU OLAN KİŞİNİN NAFİLE NAMAZ KILMASI CAİZ MİDİR?-08 HAZİRAN 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jun 8, 2025 2:21


Hiç şüphesiz kişinin kaza namazlarıyla meşgul olması, nafile namazlarla meşgul olmasından evladır. Ancak farz namazların evvelinde ve sonunda kılınan sünnetler velev ki sünnet-i gayr-i müekked olsun bundan istisna edilmiştir. Yani kişinin bu sünnetleri terk edip yerine kaza namazı kılması evla değildir. Hatta kuşluk ve tesbîh namazları gibi hakkında eserler varit olan nafile namazlar da bu kabildendir. Zira bu emsal namazlar farz namazları ikmal eder. Ve bunlar belli bir vakitle mukayyet olduklarından dolayı vaktinin kaçırılması durumunda telafisi mümkün değildir. Kaza namazlarının ise muayyen vakitleri olmadığından kerahet vakitlerinin dışında her zaman kılınmaları mümkündür. Her iki namazın bir niyetle kılınması da caiz değildir. Kaza namazını kazaya niyetle, nafile namazı da nafileye niyetle kılınmalıdır. Namazları kazaya bırakmak bir günâhtır. Bu günâhtan mümkün mertebe kurtulmak için sünnetleri feda etmek münasip olamaz. Böyle bir günâhı işleyen kimsenin fazla ibadette bulunarak affı İlâhîye sığınıp, hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şefaatine nail olmaya vesile olacak bir kısım mübarek sünnetleri, nafileleri terk etmesi nasıl muvafık olabilir? Hem bir kısım vakit namazlarını kazaya bırakmak, hem de diğer bir kısım vakit namazlarını tamamlayıcı olan sünnetlerden tecrit etmek, iki kat kusur olmaz mı? Bunun hilafına olan bazı nakiller muteber değildir, fetva verilen kavle muhaliftir. Hem sünnetleri, hem de kaza namazlarını kılmaya müsait vakit bulamadıklarını iddia edenler bulunursa, bunlar insaflı bir iddiada bulunmuş sayılamazlar. Beyhude yere en kıymetli vakitlerini zayi eden insanlar, böyle bir iddiaya ne yüzle cüret edebilirler?(Sualli Cevaplı İslam Fıkhı, c.3, s.49-50)

SBS Turkish - SBS Türkçe
Çok kültürlü Avustralya'da palyatif bakım

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jun 7, 2025 5:31


Ulusal Palyatif Bakım Haftası 30. yılında ve bu yılki teması: 'Planınız nedir?', yaşam sonu bakımı hakkında konuşmaları teşvik etmeyi amaçlıyor. Bunun bir parçası, sakinler ve aileleri için ölüm ve ölmeyle ilgili kültürel olarak uygun gelenek ve görenekleri tartışmak ve uygulamak olabilir, bu konu yeni bir online kurs aracılığıyla ele alınıyor.

Kuran Time
Hz. Yusuf'un Zindana Giden Yolu | Yusuf Sûresi 30-35. Ayetler | En Güzel Kıssa 8

Kuran Time

Play Episode Listen Later Jun 7, 2025 21:48


Bu bölümde işlenen ayetler:30: Şehirde birtakım kadınlar, “Aziz'in karısı, (hizmetçisi olan) delikanlısından murad almak istemiş. Ona olan aşkı yüreğine işlemiş. Şüphesiz biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz” dediler.31: Azizin karısı, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını işitince, onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazırladı. Her birine bir bıçak verdi, beri taraftan da Yusuf'a "çık karşılarına" dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (şaşkınlıkla) ellerini kestiler. Dediler ki: "Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, olsa olsa yüce bir melektir."32: "İşte" dedi, "bu gördüğünüz, beni hakkında kınadığınız (gençtir). Yemin ederim ki, ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de o, namuslu davrandı. Yine yemin ederim ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atılacak ve kesinlikle zelillerden olacaktır".33: Yusuf dedi ki: "Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum".34: Bunun üzerine Rabbi, onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkıyla işiten, hakkıyla bilendir.35: Bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de Yusuf'u bir süre için zindana atma düşüncesi ağır bastı.Kurantime olarak daha kaliteli çalışmalar yapabilmemize destek olmak isterseniz bize Gofundme üzerinden katkıda bulunabilirsiniz.https://www.gofundme.com/f/kuran-time...

Ruggets
#59 Sokratik Düşünelim

Ruggets

Play Episode Listen Later Jun 7, 2025 36:02


Kitap 1 (ing)Kitap 2 (tr)Kitap 3 (tr)Sokratik Sorular PDFChatGPT soruları:Bu durumun tam tersi ne olurdu? – Bir durumu ya da argümanı tersine çevirmek, farklı perspektifler kazanmanızı sağlar.Bu görüş, ne tür bir çıkar sağlıyor? – Hangi değerler veya çıkarlar bu düşünceyi savunmayı tetikliyor olabilir?Buna tamamen katılmasam da, savunulan görüşün güçlü yönleri nedir? – Karşıt görüşleri anlamak ve takdir etmek, daha yapıcı bir tartışma ortamı yaratır.Bu konuya dair göz ardı ettiğimiz temel bir faktör var mı? – Tartışmanın gölgede kalan, belki de önemsenmeyen unsurlarına dikkat çekmek faydalıdır.Bu durumu daha geniş bir bağlama yerleştirsek, ne gibi çıkarımlar yapabiliriz? – Küresel, tarihsel veya daha geniş bir toplumsal bağlamda bir durumu ele almak, derinlemesine analiz yapılmasına olanak tanır.Bu durumda, en büyük risk nedir? – Kararların ve düşüncelerin olası olumsuz sonuçları üzerine düşünmek, daha dikkatli ve sorumlu bir yaklaşım gerektirir.Eğer bu düşünceyi sadece mantıklı bir şekilde savunmamız gerekseydi, nasıl savunurduk? – Duygusal veya ideolojik etmenlerden bağımsız bir mantıklı savunma yapmayı düşündürür.Bu görüş, insan doğasıyla ne kadar uyumlu? – İnsan psikolojisini ve doğasını göz önünde bulundurmak, felsefi derinlik kazandırabilir.Birinin bu görüşe katılmasının ardında ne tür bir yaşam deneyimi olabilir? – İnsanların düşünce biçimlerinin kişisel geçmişlerinden nasıl etkilendiğini anlamak, empati kurmayı sağlar.Gerçekten de bu çözüm, uzun vadede gerçekten etkili olabilir mi? – Kısa vadeli çözümlerin yanıltıcı olabileceğini göz önünde bulundurmak, daha derin bir perspektif sunar.Bu önerilen çözüm, en çok kimlere yarar sağlar? Kimler zarar görebilir? – Farklı sosyal grupların çıkarlarını incelemek, daha adil ve dengeli çözümler üretmeye yardımcı olabilir.Bu görüş, hangi varsayımlar üzerine inşa ediliyor? – Temel inançlar veya kabuller üzerine düşünmek, daha sağlam ve tutarlı argümanlar üretmeye yönlendirir.Bu fikir sadece teorik mi, yoksa pratikte de uygulanabilir mi? – Gerçek dünya uygulamaları, soyut düşüncelerle yüzleşmeye olanak tanır.Bu durumu kabul edersek, bundan sonra ne yapmalıyız? – Somut adımlar ve pratik sonuçlar üzerine düşünmek, tartışmayı daha verimli hale getirebilir.Eğer bu görüşün geçerliliği sınanırsa, hangi kriterlerle ölçmeliyiz? – Ölçülebilir kriterler ve somut veriler, tartışmaların daha objektif hale gelmesini sağlar.Bunun karşısındaki düşüncenin savunucusu olsaydım, nasıl bir argüman kurardım? – Empati kurarak karşı görüşü anlamak, daha adil bir tartışma ortamı oluşturur.Bu argüman ne kadar genellenebilir? Her durumda geçerli mi? – Her durum için geçerli olup olmadığına dair bir sorgulama, sağlıklı bir tartışmanın temelini atar.Bunu savunmak, belli bir ideolojiye ya da dünya görüşüne hizmet ediyor olabilir mi? – İdeolojik etkilerin farkında olmak, daha bilinçli bir şekilde tartışmayı yönlendirebilir.Bu düşünceyi ne kadar 'kesin' kabul etmemiz gerekir? – Mutlak doğrular yerine, olasılıkları ve belirsizlikleri tartışmak daha esnek bir yaklaşım yaratır.Bu durum, bizim için hangi ahlaki sorumlulukları doğuruyor? – Ahlaki sorumlulukları tartışmak, kişisel değerlerin tartışmaya dahil edilmesini sağlar.

Yeni Şafak Podcast
Levent Yılmaz - Zombi şirketler ve finansmana erişim

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 7, 2025 3:50


İyi bayramlar. Bu mutlu bayram gününde biraz can sıkıcı bir konu ile karşınıza çıkıyorum ancak bu durum bayram dönüşü herkesi bekleyen bir gerçek. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayının başında “Faiz indiriminden daha kritik bir konu var!” başlıklı bir yazı yazıp KOBİ'lerin içinde ciddi miktarda ‘zombi şirket' olduğunu ifade etmiştim. Bugün bu konu yeniden gündemde ve Toplum Çalışmaları Enstitüsü'nün son hazırladığı rapor durumun o güne göre bir miktar daha bozulduğunu gösteriyor. Literatürde ‘zombi şirket', gelirleri borçlarını ödemek için yetersiz olan şirketler için kullanılır. Kavramın ilk kullanılışı 1991 yılına kadar gidiyor. Japonya'da varlık fiyat balonunun yaşandığı yıllarda Japon bankaları zayıf ve kötü yönetilen şirketlerin iflasına izin vermemek için onları desteklemeye devam edince bu şirketler uzun bir süre yalnızca borçlarının faizini ödemeye yetecek kadar nakit üretme kabiliyeti kazandı. Sonrasında benzeri bir durumu 2008 Küresel Finansal Krizi döneminde önce ABD'de sonra dünyanın geri kalanında gördük. Bunun üzerine Amerika'nın Sorunlu Varlık Kurtarma Programı bu şekilde kurtarılan ve yüzdürülen şirketleri tanımlamak üzere “zombi şirket” tanımını kullanmaya başladı.

Yeni Şafak Podcast
Gökhan Özcan - Sesin sözü bastırdığı yer!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 5, 2025 4:19


Herkes her şeyin ve her yerin ne kadar gürültülü olduğundan şikâyet ediyor. Bunun tersi olsa, mesela mutlak sessizliğe yakın bir sessizlik ortamı oluşturulabilse insanlar böyle bir yerde yaşamayı ister miydi? Dünyada hâlâ insanların ulaşamadığı yerler var, muhtemel ki bir kısmı son derece sessiz ortamlara sahip!

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz - Siyonist İsrail, İngiltere adına vekâlet savaşı yürütüyor

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 5, 2025 5:25


Almanya'nın İsrail'e desteğinin İkinci Dünya Savaşı'nda Orta Avrupa Yahudilerine yönelik soykırım suçuyla doğrudan bir ilişkisinin olmadığını ifade etmeye çalıştık. Bunun yanında Doğu Akdeniz sahillerinde Yahudilere yeni bir yurt inşa etme ideolojisi olan Siyonizm'e Orta Avrupa milletlerinin düşman olmadığı da bilinir.

Kerem Önder
İtaat etmeyen, itaat bekliyor demektir! - Mektubat 150,151 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later May 30, 2025 47:08


150. Bu mektûb, hâce Muhammed Kâsıma gönderilmişdir. Aranılmağa, gönlünü vermeğe lâyık olan ancak Vâcib-ül-vücûd teâlâ olduğu bildirilmekdedir: Hâce Muhammed Kâsım kardeşimizin okşayıcı mektûbu geldi. Bizleri sevindirdi. Dünyâ işlerinin bozuk gitmesinden ve hâlinizi toparlayamadığınızdan hiç sıkılmayınız! Çünki dünyâ işleri, üzülmeğe değmez. Bu dünyâda olan herşey geçecek, yok olacakdır. Allahü teâlânın râzı olduğu şeylerin arkasında koşmak lâzımdır. Güç olsa da, kolay olsa da, bunları yapmağa çalışmalıdır. Aranılacak, gönül verilecek (Vâcib-ül-vücûd)dan, ya'nî hep varlığı lâzım olandan başka hiçbir şey yokdur. Hele sizin gibi kıymetli ve akllı insanların, geçici, yok olucu şeylere gönül vermesi, pek yazık olur. Bununla berâber, bir hizmet ve bir iş için işâret buyurulursa, onu seve seve yaparız. Vesselâm.152. Bu mektûb, nakîb seyyid şeyh Ferîde yazılmış olup, Resûlullaha itâ'at, Allahü teâlâya itâ'at demek olduğu bildirilmekdedir: Cenâb-ı Hak, Nisâ sûresi, sekseninci âyetinde, Muhammed aleyhisselâma itâ'at etmenin kendisine itâ'at etmek olduğunu bildiriyor. O hâlde, Onun Resûlüne “sallallahü aleyhi ve sellem” itâ'at edilmedikçe Ona itâ'at edilmiş olmaz. Bunun pek kat'î ve kuvvetli olduğunu bildirmek için, âyet-i kerîmede, (Elbette, muhakkak böyledir) buyurdu ve ba'zı doğru düşünemiyenlerin, bu iki itâ'ati birbirinden ayrı görmelerine meydân bırakmadı. Allahü teâlâ, yine Nisâ sûresinin, (Kâfirler, Allahü teâlânın emrleri ile Peygamberlerin emrlerini birbirinden ayırmak istiyor. Yahûdîler diyor ki, biz Mûsâ aleyhisselâma inanırız. Îsâ ile Muhammed aleyhimesselâma inanmayız. Hıristiyanlar ise, yalnız Îsâ aleyhisselâma inanıp, ona hâşâ, Allah'ın oğlu diyor. Bu inanışları ve dinleri kıymetsizdir. Hepsi kâfirdir. Bunların hepsine Cehennem azâbını hâzırladık) meâlindeki yüzellinci âyetinde, bu iki itâ'ati ayrı görenlerden şikâyet buyurmakdadır. Meşâyıh-i kirâmdan birkaçı, aşk serhoşluğu ve kendinden geçdikleri zemânda, bu iki itâ'atin birbirinden ayrı olduğunu gösteren sözler söylemişlerdir. Birini ötekinden dahâ çok sevdiğini bildirmişlerdir. İşitdiğimize göre, sultân Mahmûd-i Gaznevî, bütün Asyâya hâkim olduğu zemânda, Harkan şehrine yakın gelmişdi. Adamlarından birkaçını, Harkana, Şeyh Ebül-Hasen-i Harkânî hazretlerinin huzûruna göndermişdi. Şeyh hazretlerini yanına çağırmışdı. “Şeyh efendi gelmek istemezse, (Allahü teâlâya ve Onun Resûlüne ve siz müslimânlardan olan âmirlere itâ'at ediniz!) meâlindeki âyet-i kerîmeyi kendisine okuyunuz” demişdi. Sultânın adamları, şeyh hazretlerinin gelmek istemediğini görerek, bu âyet-i kerîmeyi okudular. Şeyh hazretleri buna karşılık, (Allahü teâlânın itâ'atine o kadar çok dalmış bulunuyorum ki, Resûle itâ'at etmekden hayâ ediyorum. Âmire itâ'ate vakt nerede?) buyurdu. Şeyh hazretlerinin bu sözü, Allahü teâlânın itâ'atini, Resûlünün itâ'atinden ayrı bildiğini göstermekdedir. Bu söz, doğru yoldan ayrılmış olmanın alâmetidir. Hâlleri doğru olan büyükler, böyle sözler söylemezler. İslâmiyyetin ve tarîkatin ve hakîkatin bütün basamaklarında, Resûlullaha itâ'atin, Allahü teâlâya itâ'at olduğunu bilirler. Resûlullaha itâ'at ile olmayan Allaha itâ'atin, dalâlet, sapıklık olduğuna inanırlar. Yine işitiyoruz ki, Mehene şehrinin şeyhi, şeyh Ebû Sa'îd-i Ebül Hayr ile oturuyordu. Horasandaki seyyidlerin büyüklerinden olan Seyyid Ecel de yanlarında idi. Şü'ûru yerinde olmıyan bir meczûb içeri girdi. Şeyh hazretleri, bu meczûbu, şeyh Ecelin üst yanına oturtdu. Bu hâl, seyyide ağır geldi. Şeyh hazretleri, seyyide dönerek, (Size olan saygımız, Resûlullahı sevdiğimiz içindir. Bu meczûbu ise, Allahü teâlâyı sevdiğimiz için yüksek tutuyoruz) dedi. Allahü teâlânın sevgisi ile, Resûlullahın sevgisini ayırd eden, böyle sözleri de, doğru yolun büyükleri uygun görmezler. Allah sevgisinin, Resûlullaha olan sevgiden çok olmasının, tarîkat serhoşluğundan ileri geldiğini bilirler. Böyle sözlerin söylenmesine izn vermezler. Şu kadar var ki, vilâyet derecelerinde yükselmiş olanlarda, Allahü teâlânın sevgisi dahâ çokdur.

Kerem Önder
Mahşerde korkmayacak olanlar? - Yunus 62-64 tefsiri / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later May 30, 2025 38:33


“Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Yunus 62)“Onlar iman etmiş ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.” 63“Korku ancak gelecekle ilgili olur, yani ileride korkutan bir şeyin meydana gelmesinden dolayı korkulur. Hüzün ise ancak geçmişte olan birşeyle ilgili olur. Bu, ya geçmişte insanın hoşuna gitmeyen birşeyin meydana gelmiş olmasından ötürü, yahut da arzu edip sevdiği bir şeyi elde edememiş olmasından dolayı olur.Bazı muhakkikler şöyle demişlerdir: "Veliler için, korku ve hüznün olmamasının söylenmesi, ya onlar bu dünyada iken olur, yahut ahirette iken olur. Birincisi, şu sebeplerden ötürü olamaz;Bu, dünyada olmaz. Çünkü burası, korku ve keder yurdudur. Hele mü'min, Hz. Peygamber (s.a.s)'in şuhadislerinde de buyurduğu gibi, bundan hiç kurtulamaz: "Dünya, mü'minin (adetâ) hapishanesi, kâfirin de cennetidir"“İman etmek" kelimesi nazarî kuvvetin {tefekkür kuvvetinin) mükemmelliğine, "takvaya ermek" tabiri de amelî kuvvetin mükemmelliğine işarettir. Burada bir başka husus da, imanın, itikad ve amelin toplamına hamledilmesidir. Sonra biz "velî"yi, bütün bu hususlarda ittikâ sahibi olarak tavsif ederiz. Takva, ilim hududunda olur ve o hududu aşar. Çünkü Allah'ın celâli, beşer aklının ihata edip kavrayamayacağı derecede yücedir. Binâenaleyh sıddîk, Allah Teâlâ'yı, celâl sıfatlarından bir sıfatla tavsif ettiğinde, Allah'ın kemâl ve celâlinin, kendisinin bildiğine münhasır olmasından tenzih eder. Yine o, Allah'a ibadet ettiğinde Allah'ı,böylesi bir hizmet ve ibadete layık olmaktan tenzih eder. (Yani O'nun pek çok mükemmel tarzda yapılacak ibadetlere müstehak olduğunu düşünür.) Böylece o kimsenin devamlı olarak havf ve takva makamındaolmuş olduğu sâbıt olur.Hz. Ömer (r.a), Hz. Peygamber (s.a.s)'in: "Onlar, aralarında bir akrabalık ve alıp-verecekleri bir malolmadığı halde, birbirlerini Allah için seven kimselerdir. Allah'a yemin olsun ki onlann yüzleri nurdur ve insanlar korkup hüzünlendikleri zaman, onlar korkup hüzünlenmezler" dediğini ve bu ayeti okuduğunu rivayet etmiştir.Yine, Hz. Peygamber (s.a.s)'in: "Onlar öyle insanlardır ki, onları görenler Allah'ı hatırlarlar" buyurduğu rivayet edilmiştir. Bunun sebebi şudur: Onlarda görülen, huşu ve huzû alâmetlerinden ötürü, bir de Hak Teâlâ onlar hakkında, "Secde izinden nişanları yüzlerindedir" (Fetih, 29) buyurduğu için, onların bütün bakıp müşahede edişleri, ahireti hatırlamaya yöneliktir.Herşeyin "velî"si, ona yakın olan demektir. Allah'a mekân ve cihet bakımından yakın olmak imkânsızdır. O halde ona yaklaşmak, ancak insanın kalbi, Hak Teâlâ'yı bilmenin nuruna garkolduğunda olur. Bu kimse, baktığında, Allah'ın kudretinin delillerini görür; dinlediğinde Allah'ın ayetlerini dinler; konuştuğunda, Allah'ı sena eder; hareket ettiğinde, Allah'a kulluk ve hizmet için hareket eder, çalışıp çabaladığında, Allah'a taat için çalışıp çabalar. İşte bu şekilde de, Allah'a son derece yaklaşmış olur. İşte bu şahıs, Allah'ın velîsidir.İnsan böyle olduğunda, Allah da onun dostu ve velîsi olur. Nitekim Hak Teâlâ, "Allah imân edenlerin velîsi (yardımcısı)dır. Onları karanlıklardan nura çıkarır" (Bakara 257)Bu müjdeden maksad, sâlih rüyadır. Hz. Peygamber (s.a.s)'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Büşrâ (müjde), müslümanın kendisinin gördüğü veya senin, onun için gördüğün salih (güzel) rüyadır," Yine Hz. Peygamber (s.a.s) “Peygamberlik gitti (bitti), geriye mübeşşirât (müjdeci rüyalar) kaldı.”Bil ki ayetteki, "büşrâ" tabirini "sâdık rüya" manasına aldığımızda, ayetin zahiri bu halin ancak veliler için söz konusu olmasını gerektirir. Akı! da buna delalet eder. Çünkü Allah'ın velisi, kalbi ve ruhu zikrullaha gömülmüş kimsedir. Binâenaleyh kim böyle olur ise, uyurken de ruhunda sadece marifetullah bulunur.Marifetullah'ın ve Allah'ın celâlinin nurunun da, ancak hakkı ve doğruluğu göstereceği malumdur. Ama fikri, bu bulanık ve karanlık âlemin hallerine dağılmış kimse, uyuduğu zaman da böyle dağınık kalır.

Barış Özcan ile 111 Hz
185 - Şanslı Olmak Nasıl Bir His?

Barış Özcan ile 111 Hz

Play Episode Listen Later May 26, 2025 24:13


Bu bölümü dinliyor olmanız, aslında düşündüğünüzden çok daha karmaşık bir tesadüfler zincirinin sonucu… Kontrolümüz dışında gelişen pek çok unsur bir araya gelip hayatımızın gidişatını oluşturuyor. Bu anlamda şansın gerçekten de kritik olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bazı insanlar şanslı olduklarına inanırken bazıları da her ne yaparlarsa yapsınlar kötü şanslarının dönmediğini düşünürler. Bunun bilimsel bir dayanağı var mı, ya da daha şanslı olmak mümkün mü? 111 Hz'in bu bölümünde, şanslı insanların ortak özelliklerini konuşuyoruz. Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Gülşah DimSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir. getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol.Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Yeni Şafak Podcast
Mahmut Ay - İslâm hukukunda küçüklerin nikahı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 23, 2025 11:09


Kedi, yavrusunu yemeye karar verince, onu fareye benzetirmiş. İnsan da birine itibar suikastı yapmak istediğinde, tetiğe basmadan evvel o kişiyi bir şeylerle yaftalıyor ki yaptığı şey meşru görünsün. Öyle anlaşılıyor ki, dinden hazzetmeyen, dindarlığı tehdit olarak gören insanın, din konusundaki tutumunun, doğru olduğunu kendisine ispatlaması gerekiyor. Bunun için de dindarlığı temsil eden kişilerin ne kadar iğrenç olduklarına, yalan yanlış ithamlarla da olsa kendisini inandırması gerekiyor.

Yeni Şafak Podcast
Gökhan Özcan - Ufku açık bir sergi: Medeniyet Kur/an Şehir

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 22, 2025 5:04


“Tarih olayının genetiğini incelemezsek, gelecek dünyayı inşa edecek bilgi temeline ulaşmak imkânımız da ortadan kalkar” diyor ‘İslam'da Şehir ve Mimari' kitabında merhum Turgut Cansever. Bunun ne kadar böyle olduğunu, doğru olarak kurulmuş şehirlere sonradan ilave ettiğimiz yanlışlık ve çirkinliklerde tam olarak teşhis edebiliyoruz bugün. Yazık ki bu kültürel cinayetlere işaret ederek bizi uyandırmaya çalışan çok fazla Turgut Cansever'imiz de yok!

Gerçek gazetesi
Başyazı: İşçinin çekiç tutan eli, öğrencinin kalem tutan eliyle nasıl kavuşur? (Mayıs 2025)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later May 19, 2025 6:55


Önce üniversite öğrencileri ardından da liseliler çıktı meydana. Onlara gemisini kurtaran kaptan olmayı öğütleyen bencillik çağının biçtiği renkli ama dar gömleği yırtıp attılar. Memleketi kurtarmaya soyundular. Tıpkı 68 kuşağından dedeleri, nineleri gibi… Heykelinin önünden geçip gittikleri ama şimdi tanıdıkları Hürriyet şehidi ağabeyleri gibi… Hiç yüzünü görmedikleri artık kitaplarda bile okutulmayan ama bir asır önce memleket elden gidiyor diye istibdada karşı hürriyet yoluna düşen Jön Türkler gibi… 20'lerinde canlarını memleket, hürriyet, devrim uğruna feda etmiş Denizler gibi… Bu daha başlangıç!İlla bir milat olacaksa gelin bunu 19 Mart'a değil 17 Temmuz'a koyalım. Çünkü Polonez işçilerinin mücadelesi kendi iş ve aş kavgasıyla kalmadı. Yaz ve sonbaharda “zordayız, geçinemiyoruz” şiarıyla son yılların en kitlesel işçi mitingleri yapıldı. Orada kalmadı. 2024 yılının Aralık ayında başlayan metal fabrikalarının grevleriyle ve istibdadın bu grevleri keyfi ve hukuksuz şekilde yasaklamasıyla kapattık. Metal işçileri 2025'e grev yasaklarını yırtıp atarak girdi. Türkiye'nin son çeyrek yüzyılında ilk defa yasağa rağmen bir aydan fazla süren ve zafer kazanan grevleri gördük! Grev yasaklarıyla birlikte, her şeyin tek bir adamın iki dudağı arasında olduğunu anlatan “tek adam rejimi” efsanesi de yerle bir oldu. İşçi mücadeleleri iş, aş, hürriyet mücadelesidir. Ne mutlu ki 2025'te istibdada karşı hürriyet mücadelesine gençlik de yetişmiştir. Hem de ne yetişme! Ama gençliğin hürriyet kavgası işçinin sınıf kavgasıyla henüz buluşmuş değildir. Mücadele İmamoğlu vesilesiyle başlamışsa da öğrenci gençlik içinde bu çerçeveyi aşma yönünde önemli eğilimler vardır. Bunlar çok önemli ve doğru eğilimlerdir. “İşçi, öğrenci el ele genel greve genel direnişe” sloganı dillerdedir. Öğrenciler hürriyet mücadelesini kazanmak için kendi çabalarının yetmediğini görmekte, her geçen gün daha fazla işçileri nasıl kazanabiliriz sorusunu sormaktadır. Bunun için CHP'den kopma eğilimlerinin ete kemiğe bürünmesi, fiziki polis barikatlarının aşıldığı gibi patron partisi CHP'nin mücadeleyi sınırlayan siyasi duvarının da aşılması gerekiyor. İşçileri kazanmak isteyen, patron partisinden kopmak zorunda. Öğrenciler önce işçi sınıfını tanımayı, işçi sınıfını dinlemeyi ve anlamayı önüne koymalı. Öğrenciler hürriyet sevdasıyla, memleketi kurtarma davasıyla işçileri kazanmanın yollarını tartışmaya başlamışken işin diğer tarafına da bakmak gerek. Neden işçiler, öğrencileri kazanmanın yollarını aramasın? Neden işçiler iş ve aş mücadelesini kazanmak için öğrencileri yanlarına kazanmanın derdine düşmesin? Neden işçinin çekiç tutan eliyle öğrencinin kalem tutan elinin kavuşması hepimizin ortak derdi olmasın? Birlikten kuvvet doğar! İşçilerin AKP'den olduğu kadar CHP'den de duydukları sınıfsal bir tiksinti var. Ama öğrenciler başka CHP başka… İşçiler de öğrenci gençliği anlamaya çalışmalı.Ve varsa yoksa örgütlenmek, örgütlenmek, örgütlenmek gerekiyor! Ne dedik 2025'i örgütlenme ve mücadele yılı yapacağız! Hareketler örgütsüz ve kendiliğinden başlayabilir ama kazanması için er geç örgütlenmek zorundadır. Moralsizliğin, dağınıklığın, hayat gailesinin (işçi için geçim derdinin, öğrenci için okul işlerinin) enerjiyi soğurup yok etmesinin ilacı örgütlenmedir. İşçiler, sendikasına üye olmalı, sahip çıkmalı denetlemelidir. Öğrenciler forumlardan, kulüplere, temsilci konseylerinden adı ne olursa olsun birleştikleri, tartıştıkları, ortak kararlar aldıkları örgütlenmelere sahip çıkmalı ve onları sürdürmelidir. Ve nihayet işçi ve öğrenci el ele hürriyet kavgasını kazanmaya yönelecekse bu, lamı cimi yok bir siyasi mücadele demektir. Bu siyasi mücadele düzen partilerinden bağımsız, iş, aş, hürriyet kavgasını bir bütün olarak kavrayan bir örgütü yani devrimci bir işçi partisini gerektirir. İşçileri kazanmak isteyen öğrencilerin, öğrencileri kazanmak isteyen işçilerin, hürriyet kavgasını kazanmak isteyen herkesin adresi burasıdır!

Yeni Şafak Podcast
Ersin Çelik - Hatice Ebrar Akbulut: İnanılmaz saldırı altındayız

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 18, 2025 10:09


Son zamanlarda insanın anlam arayışı ve mevcut sosyal medya düzeninden kaçışın yollarına dair denemeleri çok fazla görmeye başladım. Ya da dijital çağın sosyolojisi ilgi alanım olduğu için dikkatimi çekiyor olabilir. ‘Bir Başka Mesele' programında içinde bulunduğumuz sanal düzeni anlamlandırmaya çalıştığımız konukların ortak görüşü de böyle. Çok değil 30 yıl öncesinde büyük bir özlem var. Bunun adı da sahicilik. Gerçeği arama ve hissetme hasreti de diyebiliriz.

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Dünyaya savaş açan adam

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later May 17, 2025 10:50


Donald Trump Nisan sonunda ABD başkanı olarak 100 gününü doldurdu. Bütün dünya bu 100 günü tartışıyor. Ama hiçbir şey anlayamadan. Tam körlerin fili tarifi öyküsündeki gibi: Herkes hangi nokta kendi dikkatini çekerse onu öne çıkarıyor. Trump ekonomiyi batırıyor, devlet adabını bozuyor, ABD'yi dünyadan koparıyor, demokrasiyi çiğniyor, Amerikan üniversite sistemini mahvedecek, göçmenlerin haklarını çiğniyor falan filan. Şu soruya cevap arayan yok: Neden?Bizim, Türkiye'de Trump'a karşı nasıl bir politika izlenmesi gerektiğini tartışabilmemiz için önce bunu anlamamız lazım. Trump neden bu kadar Amerika'nın da çıkarlarına aykırı olduğu iddia edilen bir politik program uyguluyor?Trump kaprisli ya da deli mi?Biz bu soruya Trump daha ilk dönemine başlarken cevap verdik. O yüzden şimdiki deli dolu politikaların her birini yerine oturtabiliyoruz. Trump'ın sapık politikaları dünya kapitalizminin ta 1970'li yılların ortalarından beri uygulamaya giriştiği neoliberal stratejinin, hem de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra uygulamaya konulan “küreselleşme” olarak anılan politikalarla de güçlendirilmesine rağmen 2008'de yeniden çok derin bir ekonomik krize düşmesine bir yanıttır. Trump diyor ki, kapitalizmin sorunlarına dünya ölçeğinde bir cevap bulunamıyor. Ben Amerika'nın çıkarına bakarım. Amerika için iyi olan dünya için de iyidir.Altın kimdeyse…Trump savaşa sadece silahla gidilmeyeceğini biliyor. Ekonomik gücün savaşan ülkelerin en önemli kozu olduğunu, o olmadan silahların ve orduların gücünün ancak geçici olacağını anlıyor. Bunun son işaretini kendi kurduğu sosyal medya ortamı olan Truth Social'da son günlerdeki bir paylaşımı ile verdi. Yazdığı şu: “Altın kimdeyse kuralları o koyar.” (İngilizcesiyle “He who has the gold makes the rules.”) Bir bakıma “parayı veren düdüğü çalar” anlamına gelen bir söz. Amerikan popüler kültürünün çok içinden söylüyor bunu. Amerika'da savaş sonrası kapitalizmin en pürüzsüz gelişmekte olduğu 1960'lı yıllarda bir gazetede neşredilmeye başlanan, çok popüler olmuş “Wizard of Id” (yani “İd Büyücüsü”) başlıklı mizahi çizgi roman türü karikatür dizisinde “İd” ülkesinin kralının tebaasını toplayıp beyan ettiği bir “Altın Kural”a dayanıyor. Karikatürün orijinalini bu yazının başındaki fotoğrafta görüyorsunuz. Kral “Altın Kural'ı hatırlayın!” buyuruyor. Halktan biri “neymiş o?” diye soruyor. Bir başkası “Altın kimdeyse kuralları o koyar” diyor. Bu, Amerikan kültüründe yarım yüzyıl önce çok yayılmış ve hâlâ yaygın olarak konuşulan bir laf. Hani bizde diyelim Porof Zihni Sinir ya da Avanak Avni ya da Muhlis Bey hâlâ bilinir ya, öyle işte. Trump halkla iletişim kurmayı bilen bir milyarder. Popüler kültürden bir sayfa açmış. Zaten başka bir kültürü de yok.Trump karşıtı burjuva ve sözde sol cepheden sefalet manzaralarıABD'de güya sola yatkın Demokrat Parti nakavt durumda. Daha parmaklarını bile kıpırdatamadılar. Aralarında bir tek Bernie Sanders hayat emaresi gösteriyor: Bu beyefendi 2016 ve 2020'de bu partinin ön seçimlerine katılmış ve yenilse de epeyce başarılı olmuştu. ama sonunda Hillary Clinton ve Joseph R. Biden gibi Wall Street hizmetkârlarına biat etmiş, seçimlerde onları desteklemişti. Sınıf sorunlarını öne çıkaran ve kendine “demokratik sosyalist” sıfatı takan biri. Yanına aynı zamanda Democratic Socialists of America (Amerikan Demokrat Sosyalistleri) olarak anılan, ABD'nin en büyük sözde “sosyalist” örgütünün üyesi olan, Temsilciler Meclisi üyesi, Alexandra Ocasio-Cortez'i alarak Amerika'yı turluyor. On binlerce insanın katıldığı çok büyük toplantılar düzenliyor. Turun adı “Oligarşiyle Mücadele”. Dolar milyarderlerini (Elon Musk'ı, Jeff Bezos'u, Mark Zuckerberg'i ve benzerlerini) püskürtecek Sanders.“Komşuda pişer bize de düşer” mi?Filistin meselesi bizi Türkiye'ye getiriyor. Şimdi Trump, Esad'ı devirip yerine kravatlı tekfircileri geçirdiği için Erdoğan'ı övdü ya, AKP-MHP blokunun aklı evvelleri ellerini ovuşturuyor, “komşuda pişer, bize de düşer” hesapları yapıyorlar.

Mevlana Takvimi
SAHABE (R.A.E.) INDINDE HZ. ÖMER (R.A.) -15 MAYIS 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later May 15, 2025 2:40


Hz. Ebubekir es-Sıddik (r.a.), “Benim için yeryüzünde Hz. Ömer (r.a.)'den daha çok muhabbet duyduğum bir adam yoktur” demiştir. Hz. Ebubekir (r.a.) hasta olduğu vakit, “Ömer'i halife tayin ettiğinize göre Allâh (c.c.)'a ne diyeceksiniz?” diye soruldu. Hz. Ebubekir (r.a.) de, “Onlara içlerinden en hayırlı olanını tayin ettim diyeceğim” cevabını vermiştir. İbn Ömer (r.a.): “Resûlullâh (s.a.v.) vefat ettiğinden bu yana Hz. Ömer (r.a.)'den daha hiddetli ve daha cömert olan kimse görmedim” demiştir. İbn Mesud (r.a.): “Eğer Hz. Ömer (r.a.)'in hikmeti terazinin bir kefesine ve yeryüzünde yaşayanların hepsinin hikmeti de diğer kefesine konulacak olursa, Hz. Ömer (r.a.)'in bilgeliği ve ilmi hepsininkinden ağır basardı. Zira onlar, Hz. Ömer (r.a.)'in ilmin onda dokuzunu çektiğini bilirlerdi.” Huzeyfe (r.a.): “Beşeriyetin tüm hikmeti ve ilmi adeta Ömer'in bağrına gizlenmiş gibidir” demiştir. Yine Huzeyfe, “Andolsun ki, Ömer hariç Allâh (c.c.) yoluna hizmette kusur bulanların kınamalarının ilişmeyeceği başka kimseyi bilmem” demiştir. Hz. Aişe (r.anhâ) Hz. Ömer (r.a.)'i kastederek, “Andolsun ki, tek başına işleri üstlenirdi ve pek atılgandı” demiştir. Hz. Cabir (r.a.) şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Ali (r.a.) Hz. Ömer (r.a.)'in yanına gitti, bu sırada da Hz. Ömer (r.a.) namazdaydı. Bunun üzerine Hz. Ali (r.a.) ona, “Allâh (c.c.) size rahmet bahşetsin! Peygamber (s.a.v.)'in muhabbeti hariç bu namazını kılandan başka, Allâh (c.c.) ile buluşmak için yaptığı amellerin benim indimde daha sevgili olduğu kimse yoktur” demiştir. İbn Mesud (r.a.) şöyle söylemiştir: “Salih olanlardan bahsedildiğinde tez olunuz ve Hz. Ömer (r.a.)'den bahsediniz. Şüphesiz ki o, içimizde Kitabullâh'ı en iyi bilenimiz ve en alim olanımızdır.” (Celaleddin Es-Suyuti, Halifeler Tarihi,s.132)

Yeni Şafak Podcast
GÖKHAN ÖZCAN - Sufi Sinema Festivali'nin ardından

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 12, 2025 4:08


“Bu çok boyutlu dünyada biz tek bir boyuta mahkum edilmişiz. Bunun farkındayız ve hakikatten mahrum olma durumumuz nedeniyle işkence çekiyoruz. Bizim bilmeye ihtiyacımız yok. Bizim ihtiyacımız sevmek ve inanmak. İnanç, sevgi aracılığıyla bize bilmeyi öğretir” diyor ‘Zaman Zaman İçinde' kitabında Andrey Tarkovski.

Mevlana Takvimi
HZ. NUH (A.S.), O ZAMANKI TÜM INSANLIĞA GÖNDERILMIŞTIR-11 MAYIS 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later May 11, 2025 2:36


Katâde şöyle demiştir: “Nuh (a.s.) bir adadan gönderilmiş ve onlara gitmiştir. O, çoğunluğun görüşüne göre azim sahibi (ulül-azm) peygamberlerin birincisidir. Şirke karşı ilk korkutucu da odur. Kavmi ise putlara tapardı. O, Şeyhu'l-Murselîn'dir. Kırk yaşında iken peygamber olarak gönderilmiş, halkı arasında 950 sene kalmıştır. Tufandan sonra da doksan sene yaşamıştır.” Bilginlerden birisi âyetteki “kavmine gönderdik” ifadesinin, Hz. Nuh (a.s.)'ın tüm insanlığa değil, sadece kendi milletine gönderildiğini söylemiştir. Eğer tüm insanlığa gönderilseydi Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'e, “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.” (Sebe s. 28) denildiği gibi, “insanlara” veya benzeri bir şey denilirdi. Peygamber (s.a.v)'in şu sözü de buna işaret etmektedir: “Peygamberler sadece kendi halkına gönderilirdi. Ben ise tüm insanlara gönderildim.” Eğer denilirse ki: “Madem ki sadece kendi halkına gönderildi. O halde diğer insanların suçu neydi ki duâsını tüm insanlığa teşmil ederek “Ey Râbbim! Yeryüzünde kâfirlerden dönüp dolaşan hiç kimse bırakma” (Nûh s. 26) dedi. Biz de şu cevâbı veririz: O zaman yeryüzünde yaşayanlar azdı. Nûh (a.s.) hepsine gönderilmişti. Ona sadece kendisiyle birlikte olanların, ki onlar kendisiyle gemiye binenler olup sayıları da kırk erkek, kırk kadın olmak üzere seksen kişidir, imân edecekleri haber verilince, kâfirlerin tümünün kökünün kazınması için duâ etti. Bunun üzerine de iman edenlerin dışında tüm yeryüzü halkının helâk olduğu tufan meydana geldi. Eğer hepsine gönderilmiş olmasaydı, putlara tapmak suretiyle kendisine muhalefet etmeleri sebebiyle onlara bedduâ etmezdi. Çünkü bir âyette “...Biz bir peygamber göndermedikçe kimseye azap edici değiliz.” (Isrâ s. 15) buyurulmaktadır. (Ismail Hakkı Bursevi, Ruhul Beyan Tefsiri,C.9 ,S.297-299)

MULTIVERSE
Marvel THUNDERBOLTS* İncelemesi | Bunun Nesini Beğendiniz?

MULTIVERSE

Play Episode Listen Later May 11, 2025 30:50


Son dönemde adından övgüyle bahsettiren yegâne Marvel Sinematik Evreni filmi Thunderbolts'u izledim ve anlaşılacağı üzere pek de memnun kalmadım. Neden memnun kalmadığımı ise dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.(00:00) - Giriş & filmin iyi yanları(01:54) - Senaryoda göze batan şeyler(04:14) - Tanıdık karakterleri görmek(06:17) - Klişe tufanı(09:20) - Kaçan potansiyel: Mental sorunların işlenmesi(13:57) - Film süresinin kısalığı(16:20) - Fragmanlarla yaratılan beklenti(20:14) - Marvel cesaretsizliği(24:51) - Hot take 1: MCU hep çöplüktü(27:57) - Hot take 2: Aslında Logan da böyleydiThunderbolts'un pazarlama stratejisinden bahsettiğim yazı: https://geekyapar.com/thunderboltsun-pazarlama-kampanyasini-konusalim/Sohbet muhabbet ve daha fazla içerik için Instagram @farklievrenn

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller
Sırrı Süreyya'nın Ardından...

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller

Play Episode Listen Later May 6, 2025 23:42


Öncelikle özür dilerim.Neredeyse yirmi gündür buralarda yokum.T24 yazılarımı takip ediyorsanız, Sırrı Süreyya Önder'in hastaneye kaldırılmasıyla birlikte İstanbul'da olduğum her günü hastanede geçirdiğimi görmüş, okumuşsunuzdur."Hastane Günlükleri" adı altında oradan her gün yazılar kaleme aldım.Bunun dışında da dünyayla ilişkim tamamen kopmuş gibi oldu.Ve tabii size, Yeni Haller'in dinleyicilerine de hem bu yirmi günün hikayesini hem de biraz Sırrı Süreyya'yı anlatmak istedim.Biraz dertleşmiş olalım dedim.Artık hayat bize başka dert vermezse (vermesin lütfen) podcast'lere tam gaz devam!Bir de olur da "Hastane Günlükleri"ni okumak isterseniz diye, şuraya bir link bırakayım.

NTVRadyo
Şehir Kuşcuları - 20.Bölüm - Kuşları korkutma!

NTVRadyo

Play Episode Listen Later May 6, 2025 24:00


KLİMİK Podcast
Kardiyovasküler Hastalıkları ve Tromboemboli Komplikasyonları Önleyen Aşılar

KLİMİK Podcast

Play Episode Listen Later May 5, 2025 6:28


Herkese merhaba! Podcastimize Klimik 2025'ten izlenimlerle devam ediyoruz. Klimik Erişkin Bağışıklama ve Çalışma Grubunun oturumundan bir kesit ile karşınızdayız. Bunun için İstanbul Bakırköy Dr Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümünde görev yapmakta olan Uzman Dr Ayşegül İnci Sezen ile birlikteyiz. Sizlere “Aşıların Kardiyovasküler hastalıkları ve tromboemboli komplikasyonları önlemesi” konusunda yapmış olduğu sunumu ile ilgili kısa ve özet bilgiler verecek. Değerli konuğumuza yayınımıza katıldığı için çok teşekkür ediyor ve sizlere keyifli dinlemeler diliyoruz.

Yeni Şafak Podcast
Yahya Bostan - Kandil'den sonra Suriye ne olacak?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 29, 2025 6:27


Terör örgütü PKK silah bırakmak zorundaydı. Bunun birçok nedeni var. Ama iki temel sebebi şudur: Bir. Örgüt, sahip olduğu jargon/ideolojiden yapılanmaya kadar her detayıyla Soğuk Savaş ürünüydü. Bu çağa ait değildi. Ömrünü tamamladı (Bunda, küresel güç mücadelesinin Orta Doğu'dan Uzak Asya'ya kayacak olması da rol oynadı.) İki. Türkiye, terörle mücadelede ciddi bir kapasite biriktirdi. Terörü kaynağında kurutma, doğrudan lider kadrosunu hedef alma stratejisine yöneldi. Örgütün alanı daraldı.

Kerem Önder
Güzel giyin ama israf etme! -A'raf 31, 32 tefsiri / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Apr 25, 2025 38:04


“Ey ademoğulları; her mescide güzel elbiselerinizi giyinerek gidin; yiyin için ama israf etmeyin. Çünkü O; israf edenleri sevmez.” (A'raf 31)“De ki: Allah´ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde müminlerindir. İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.” A'raf 32"Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir." (İsra 27)İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir: Cahiliyye Arap kabileleri, Kabe'yi çırılçıplak olarak tavaf ederlerdi. Bunu, erkekleri gündüz, kadınları da geceleyin yaparlardı. Minâ'da mescide, ibadet ettikleri yere geldiklerinde, elbiselerini tamamen çıkararak, o yere çırılçıplak girer ve "Biz, içinde (giyinik iken) günah işlediğimiz elbiselerle tavaf (ibadet) etmeyiz" derlerdi. Bazıları da şöyle derlerdi: "Biz bunu, uğur sayarak yapıyoruz. Elbiselerimizi soyup attığımız gibi, günahlarımızdan da soyunup kurtulmuş oluyoruz." Onlar elbiseleri ile ibadet ediyor, yaşayacak kadar yiyor, et ve iç yağı yemiyorlardı. Bundan dolayı, müslümanlar, "Ya Resûlallah, bizim böyle yapmamız daha münasiptir" deyince, Cenâb-ı Hak bu ayeti indirdi. Bu, "Elbiselerinizi giyiniz, et ve iç yağı yiyiniz, (içilecek şeyleri) içiniz, ama israf etmeyiniz" demektir.Ayetteki "Zînetinizi alın"sözü, bir emirdir. Emrin zahiri vücûb (farziyyet) ifade eder. Dolayısiyle bu, her namaz kılındığında setr-i avretin vacib olduğunu gösterir.Bu, Ebu Bekr el-Esam'ın görüşüdür. Buna göre ayette bahsedilen israftan murad, cahiliyye Araplarının "bahire" ve "sâibe" gibi hayvanları haram saymalarıdır. Çünkü onlar o hayvanları, mülkiyetlerinden çıkarıyor ve onlardan istifade etmiyorlardı. Yine onlar hacc yaparlarken, Allah'ın kendilerine helal kıldığı bazı şeyleri haram sayıyorlardı. İşte bu da israftır.Daha sonra Cenâb-ı Hak, "Çünkü O, israf edenleri sevmez" buyurmuştur. Bu cümle, tehdidin doruk noktasını ifade eder. Zira, Allah'ın sevmediği herkes, sevabtan mahrum olarak kalır. Çünkü, Allah'ın kulunu sevmesi, ona mükâfatını ve sevabını ulaştırarak vermesi demektir. O halde, bu sevginin olmaması, sevabın ve mükâfatın olmaması demektir. Her ne zaman sevab bulunmazsa, orada ceza söz konusu demektir.Bu, bütün zînet çeşitlerini içine alan bir kelimedir. Böylece, ayette bahsedilen zînetin hükmüne, her türlü süsleme çeşitleri, bedeni her türlü şeyden temizleme, binecek şeyler ve her türlü takı çeşitleri dahil olur. Çünkü, bütün bunların hepsi bir zînettir. Eğer erkeklere, altın ve ipeğin haram olduğu hususunda bir nass (hadis) bulunmasaydı, bunlar da bu umûmî ifadenin hükmüne dahil olurlardı.Yine, ayette bahsedilen "temiz ve hoş rızıklar..." ifadesinin kapsamına, her türlü yiyecek ve içeceklerden leziz ve iştah çekici olanları girdiği gibi, aynı şekilde bunun hükmüne kadınlar ve güzel kokulardan faydalanmak da dahildir. Osman İbn Maz'ûn'dan rivayet edildiğine göre o, Hz. Peygamber (s.a.s)'e gelerek, "Nefsimin bana telkini, kendimi hadım etmeme karar verme hususunda bana üstün geldi..." dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Yavaş ol, ey Osman! Benim ümmetimin hadımlığı, oruçtur" buyurdu. Bunun üzerine Osman, "Nefsim bana, ruhban olmamı telkin ediyor" dedi. Buna karşılık Hz. Peygamber, "Benim ümmetimin ruhbanlığı, namaz vaktini beklemek için, mescidlerde beklemektir" buyurdu. O, "Nefsim bana, yeryüzünde seyahat etmemi telkin ediyor" deyince, Hz. Peygamber "Benim ümmetimin seyahati, savaşmak, hacc ve umre yapmaktır"; O, "Nefsim bana, malik olduğum bütün şeyi elden çıkarmamı telkin ediyor" deyince, Hz. Peygamber, "(Bu hususta) evla olan, senin, kendin ve çoluk çocuğuna harcaman, yetim ve yoksula acıman ve onlara bundan daha iyisini vermendir." O, "Nefsim bana, eşimle cima etmememi telkin ediyor" deyince,

Yeni Şafak Podcast
Yahya Bostan - Netanyahu için yolun sonu görünüyor

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 25, 2025 7:12


Kapalı devre diplomasi günlerinden geçiyoruz. Çok önemli gelişmeler gündemde hak ettiği yeri bulamıyor. Bunun iki sebebi var. Bir. Küresel ve bölgesel gelişmeler öylesine hızlı ki yetişmek zor. İki. Yoğun bilgi bombardımanında kıymetli bilgiyi cımbızlamak güçleşiyor.

Kerem Önder
Abdülkadir Geylani sohbetleri 21 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Apr 23, 2025 41:18


“Peygamberlerin, sıddıkların ve salihlerin geniş ve doğru yoluna nasıl girilir? Dünya âhirete perdedir. Ahirete dalmaksa dünya ve öbür âlemin sahibine perdedir. Yaratılmışlara dalmak, Yaratan'dan ayırır. Hangi yaratılmışa gönül kaptırırsan, ruh pencerene perde çekmiş olursun. Halka [yaratıklara] bakma. Dünyaya, kalpten sevgi gösterme. Hakk'tan gayri şeylere iltifat etme, onun kapısına varıncaya kadar böyle devam et. Sır adımlarını aç. Zühd hâlini geliştir. Her kötü histen soyun. O'nun varlığında hayran ol. O'ndan yardım iste. O'na sığın., O'na bak. Geçmişteki İlâhî bilginin hükmünü gözet. Kalbini O'na vardırmaya çabala. Sırrını O'na ilet, bunu gerçekleştirdiğin an, O'nun yakınlık eli seni tutar, kendine çeker. Yeni hayatla tevhid verir ve kalpler üzerine sultan olursun. Kalp âlemi tüm emrini senden alır. Hastalığı olursa şifasını sen verirsin, işte bundan sonra dünyaya bakman caiz olur. Bu üstün hâlleri benliğinde topla, sonra dünyaya dön...Velayet hâlinin işareti vardır; o işaretler velîlerin yüzlerinden okunur. Onu anlayış sahipleri sezer. O işaretler velayet hâlini anlatmaya yeter; dile ne hacet...Ruh esenliği dileyen, nefsini atsın... Malını kalbine koymasın... Neyi varsa Hak uğruna harcasın. Hamurdan ve sütten kıl alırcasına dünyayı iç âleminden atsın. Âhireti de aynı şekilde yapsın. Hakk'ın gayri şeylerden üryan olsun, işte o zaman her şeyin hakkı verilir. Dünya ve âhiretten gelecek şeyler gelir. Sen onların peşine koşmazsın. Dünya, yerinde otururken yanaşma; onu ayağa kaldır. Tepsiyi başı üstüne aldır; sonra al ye! Hakk'ın kapısına durana böyle hizmet edilir; çünkü büyüktür. Nefis, önünde el pençe divan duranı zelil eder, perişan eder. Nefse hâkim olanların hemen hepsi, istiğna sahibidir. Nefse ihtiyaç arz etmekten beridirler.İman yolcuları dünyayı yitirmeye gönüllüdür. Allah'tan her zaman hoşnut olurlar. Allah onlardan razı olduktan sonra âhiret onlara göre hiçtir. Onlar Allah'tan, Allah'ı talep ederler. Dünyalık şeylerin taksimli olduğunu bilirler; bu sebeple ona kalplerini kaptırmaktan vareste olurlar. Öbür âlemde vaad olunan cennet ve nimetlerin, sahipleri için ayrılmış olduğunu bildiklerinden onun da peşine düşmezler. İşleri O'nun içindir; O'nun zatından öteye bir talep sahibi değillerdir.Faraza onlar bir gün cennete girseler. Hak nurunu göremeyince hiçbir yere bakmazlar. Kalbinde maddî varlıklar besleyen, yalnız kalmayı ve huzura dalmayı elde edebilir mi?.. Halkı ve sebepleri tesirsiz görmeyen, peygamber kervanına katılamaz. O büyük zincire halka olamaz; olmak dileyen azla yetinmeli. Çoğu, kader eline bırakmalı. Dünyalığın azı da yeter. Çok malın olsa, çok mu yiyeceğini sanıyorsun? Rahat mı bulacağını ümit ediyorsun?..Çok şeyleri bulmak için taarruza geçme; yıkılırsın. Çok mal istenmeden gelirse iyi olur. Onun saklanması da kolaydır. Giderse üzülmezsin. Gece sabahlara kadar mal hesap edip uykunu kaçırmazsın, rahatın bozulmaz.Hasan-ı Basrî (Allah ondan razı olsun) şöyle der: “İnsanlara sözünle ve işinle öğüt ver.”Ey vaiz, iç âlemin temizliği ile insanlara öğüt ver. Kalbini nurlandır. Ve onun nuru ile halka nasihat et. İçin kirli olduğu zaman dışın süsü ile onlara öğüt vermeye kalkma. İman sahiplerinin kalbi yaratılmadan imanları yazıldı. Bu geçmişin bilgisidir. Bunun üzerinde durmak caiz değildir. Ona dayanarak hüküm yürütmek doğru olmaz.Kalplerimiz iman nuruna ermek için gayretli olursa, Rabbimiz bize onu verir. Dilerse, çalışmadan da... O bizim çalışma ve yorulma hâlimize acır ve nurunu nasip eder. Utanmaz mısınız; nasıl tevil eder, tebdile uğraşırsınız?.. Mevlâ, zâtını vasfetmiş; onu başkası ile değiştirmek sizin ne haddinize?.. Sizden önce gelen sahabeye ve onlara uyanlara yeten bir din, size nasıl yetmiyor? Aziz ve Celil olan Rabbimiz, yaratıcılık sıfatını Arş'da yerleştirmiştir. Bunun şekli ve benzeri yoktur; yokluğu da iddia edilemez.

Boş Yapma Enstitüsü
Dollywood #19 - Pan's Labyrinth - Pan'ın Labirenti Filmi İncelemesi: Pan'a Güvenemezsiniz Abiciğim!

Boş Yapma Enstitüsü

Play Episode Listen Later Apr 13, 2025 46:46


Dollywood'un, Pan's Labyrinth - Pan'ın Labirenti'ni ele aldığımız, Dr. Burcu Alkan'ın konuk olduğu yeni bölümü yayında!Bu zamana dek bilimkurgu filmlerini daha çok pozitif bilimler perspektifinden incelediğimiz Dollywood'da, bundan böyle farklı türlerden filmleri gerek pozitif bilimler, gerekse de sosyal bilimler açısından değerlendiriyor olacağız! Bu bakımdan bizim adımıza bir ilkin yaşandığı bu bölümde, Pan'ın Labirenti filmini Yeditepe Üniversitesi'nden Dr. Burcu Alkan ile birlikte sosyal bilimler açısından ele aldık. Gerçek dünyayla, alıştığımızdan oldukça farklı şekilde resmedilmiş olan masal dünyası arasındaki tezatları merkeze aldığımız sohbetimizde, ilk bakışta oldukça farklı görünen bu iki statükonun aslında hem hikâyesel hem de sinematografik açıdan filme ne kadar başarılı şekilde hizmet ettiğini ele aldık. Bunun yanı sıra muhabbetimiz ataerkillikten Frankenstein'a, Gandalf'tan Luciferase proteinine dek uzandı. Film hakkındaki yorumlarınızı bekliyoruz. Keyifli seyirler!

NTVRadyo
Kayıttayız - 04 Nisan 2025

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Apr 4, 2025 23:53


Dünya ticaret savaşlarının arefesinde. ABD Başkanı Donald Trump, “Amerika'nın altın çağı başlıyor” diyerek yeni gümrük vergisi kararını imzaladı. Yeni gümrük vergilerinin oranı yüzde 10 ila yüzde 50 arasında değişiyor. Çin'e yüzde 34,, Avrupa Birliği'ne yüzde 20,, Japonya'ya yüzde 24 oranında ek gümrük vergisi getirildi.. Türkiye'ye ise yüzde 10 oranında ek vergi uygulanacak. Trump, "ticaret açığı tehdidi ortadan kalkana kadar yeni tarifeler yürürlükte kalacak" dedi. Amerika'nın bu adımına dünyadan karşılık gelecek. Başta AB olmak üzere birçok ülke ABD'ye karşı gümrük tarifeleri duyuracak. Bunun dünyada ticaret savaşlarını doğurmasından endişe ediliyor. Kayıttayız'da yeni tarifelerin Amerika ve dünyaya olası etkileri konuşuldu.

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümde burçlara inanıp inanmadığımızı, en sevdiğimiz ve en kaçtığımız burçları konuştuk! Bir Akrep ve bir Oğlak olarak kendi burçlarımızı masaya yatırırken, astrolojiye dair eğlenceli stereotipleri de tartıştık. Sizce burçlar gerçekten karakterimizi yansıtıyor mu, yoksa hepsi tesadüf mü?

Turkish Stories
TÜRK MUTFAĞI / Türkçe Hikayeler

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Mar 15, 2025 4:29


TÜRK MUTFAĞI Türk mutfağı, Türkiye'nin ulusal mutfağıdır. Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Türk mutfağı, Balkan ve Ortadoğu mutfaklarından etkilenmiş ve aynı zamanda bu mutfakları da etkilemiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöre kendine ait zengin bir yemek kültürüne sahiptir. ÇORBALAR Çorba özellikle kış aylarında Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçasıdır. Mercimek çorbası, ezogelin çorbası, yoğurt çorbası ve tarhana çorbası en çok tercih edilen çorbalardır. Ancak Türk mutfağı bunların yanı sıra sayısız miktarda çorbalar içerir. Etler, sebzeler ve baklagiller genellikle çorbaların ana malzemeleridir. Et suyu, un, yoğurt ve sebzeler çorbaların besleyici bir hale getirmek için kullanılır. ET YEMEKLERİ Türk mutfağındaki et yemeklerinin çoğu kebaplar, köfteler ve tencere yemeklerinden oluşmaktadır. Kebaplar genellikle lokantalarda yenen ve ızgara yöntemiyle pişirilen yemeklerdir. Kebaplar arasında döner kebap en sevilenler arasındadır. Ayrıca Bursa iskender kebabı, Adana kebabı, Urfa kebabı ve pirzola da çok yaygındır. Köfteler, kıymanın, ekmek içi, soğan ve çeşitli baharatlarla yoğurulmasıyla hazırlanır. Köfteler, ızgara, fırınlama, kızartma veya sulu yemek olarak yapılabilir. Akçaabat köftesi, İnegöl köftesi, Tekirdağ köftesi yurt çapında en çok sevilen köfteler arasındadır. SEBZE YEMEKLERİ Türk mutfağı sebze yemekleri açısından da çok zengindir. Dolmalar ve etli sebze bunların en meşhurlarındandır. Etli fasulye, karnıyarık, etli kabak, etli bezelye, etli türlü, etli mercimek ve nohut, etli ıspanak, lahana ve pırasa dâhil çok sayıda yemek mevcuttur. Aynı zamanda birçok sebze ızgara yöntemiyle ve kızartılarak pişirilebilir. HAMUR İŞLERİ Lahmacun, etli ekmek, pide, mantı ve börekler, Türk mutfağının en sevilen hamur işleri arasındadır. Ayrıca pilav ve makarnalar da bu sınıfa katıldığında çok geniş bir çeşitlilik ortaya çıkar. SOĞUK VE SICAK İÇECEKLER Dünyanın her yerinde sevilen gazlı içecekler ve meyve sularının yanı sıra Türk mutfağının kendine has içecekleri de mevcuttur. Yoğurdun sulandırılmasıyla yapılan ayran tamamen Türkiye'ye özgü bir içecektir. Bunun dışında şalgam suyu ve şerbet de Türkiye'nin kendine özgü soğuk içecekleri arasındadır. Sıcak içecekler arasında Türk kahvesinin ve Türk çayının özel bir yeri vardır. Türk kahvesi kabaca çekilmiş kahvenin cezve denilen uzun saplı kaplar içinde pişirilmesiyle hazırlanır. Dünya çapında ün kazanmış olan Türk kahvesi fincan denilen küçük bardaklar içinde servis edilir. TATLILAR Türk mutfağı tatlılar açısından oldukça zengindir. Baklava, kadayıf, lokma gibi hamurlu tatlılar; muhallebi, keşkül, kazandibi, sütlaç gibi sütlü tatlılar; hoşaf ve kompostolar, revani, helva, aşure ve kabak tatlısı gibi tatlılar Türk mutfağında geniş yer tutar. Baklava, Türk mutfağının en tanınmış tatlıları arasındadır. Çok ince açılmış yufkanın arasına fındık, ceviz veya Antep fıstığı konulur ve fırında pişirilir. Bu karışım daha sonra şerbetle tatlandırılarak servise hazır hâle getirilir. Revani, irmik helvası gibi bazı tatlıların yapımında irmik kullanılır. Türkiye'deki dini inançlar arasında yer alan aşure; buğday, kuru üzüm, fasulye ve nohut gibi birçok bitkisel malzeme kullanılarak hazırlanan bir tatlıdır. Kabak tatlısı, bal kabağının üzerine şeker eklenerek pişirilir. Bu tatlı sonbahar ve kış aylarında tercih edilen Türk mutfağına has bir tatlıdır.

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller
Google güncellemesi haber sitelerini nasıl ve neden çökertti?

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller

Play Episode Listen Later Mar 14, 2025 29:11


Selamlar,Bu bölüm biraz "flaş haber" gibi oldu.Şöyle ki; Gazete Duvar haber sitesi hafta ortasında kapanacağını açıkladı. Kapanma gerekçesi gelirlerin düşmesiydi ve en büyük neden de Google algoritmasının 2024 Eylül'ünde ve bu yılın başında bağımsız haber platformları için bazı ürünlerinden gelen trafiği neredeyse sıfırlaması olarak ifade edildi.Akabinde dokuz bağımsız medya platformu (Artı Gerçek, BirGün, Diken, Ekonomim, Gazete Pencere, ilketv.com.tr, Kısa Dalga, Medyascope, T24) Google algoritmasındaki değişimin kendileri için de hayati tehlike arz ettiğini duyurdu.Ve ben tam bu esnada Google Search (Arama) küresel sözcüsü Danny Sullivan'la bir röportaj yaptım.Bunun üzerine tüm gözler iki güne yayarak T24'te yayımladığımız bu röportaja çevrildi.Birkaç TV canlı yayınına katıldım vs...Sonra dedim ki; "E benim bunları Yeni Haller dinleyicilerine de anlatmam lazım. Ne oldu? Nasıl oldu? Neden oldu?..."İşte bu bölümde bunları anlatıyorum size.Röportajı da okumak isterseniz link'leri bırakıyorum buraya:BölümBölümİyi dinlemeler...Biliyorsunuz Yeni Haller sizlerin desteğiyle yayın hayatına devam eden bir podcast kanalı.Beni aşağıdaki link'lerden destekleyebilirsiniz:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerBölümde bahsi geçen Yeni Haller'in T24 Youtube kanalındaki özel içeriklerine şuradan ulaşabilirsiniz:T24 Youtube Yeni Haller ListesiBana ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com

Kerem Önder
Allah, üzülmeni istiyor? - Mektubat 140, 146 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Mar 2, 2025 37:10


Bu mektûb, Muhammed Ma'sûm-i Kâbilîye yazılmışdır. Sevenlerin sıkıntılara, üzüntülere dayanmaları lâzım geldiği bildirilmekdedir:“Fakîrleri seven kardeşim! Kalbinde sevgi taşıyanların sıkıntı ve üzüntü çekmeleri lâzımdır. Dervîşliği seçenlerin dertlere, sıkıntılara alışması lâzımdır.Fârisî beyt tercemesi: Seni sevmek, dert ve gam tatmak içindir, Yoksa, râhat etdirecek şeyler çokdur.Sevgili, sevenin çok üzülmesini ister. Böylece, kendinden başkasından büsbütün soğumasını, kesilmesini bekler. Sevenin râhatlığı, râhatsızlıkdadır. Âşıka en tatlı gelen şey, sevgili için yanmakdır. Sükûnet bulması çırpınmakdadır. Râhatı, yaralı olmakdadır. Bu yolda istirâhat aramak, kendini sıkıntıya atmakdır. Bütün varlığını sevgiliye vermek, ondan gelen herşeyi seve seve kapmak acısını, ekşisini, kaşları çatmadan almak lâzımdır. Aşk içinde yaşamak böyle olur. Elinizden geldiği kadar böyle olunuz! Yoksa, gevşeklik hâsıl olur. Sizin çalışmanız iyi idi. Bunun dahâ artmasını beklerken, azalıverdi. Fekat üzülmeyiniz. Eğer, kendinizi bu duraklamadan kurtarırsanız, eskisinden dahâ iyi olur. Sizi bu dağınıklığa sürükleyen şeylerin, toparlanmanıza da sebeb olacaklarını biliniz! Böylece, çalışmanız artar. Vesselâm.”146.“Oğlum Şerefeddîn Hüseynin mektûbu geldi. Allahü teâlâya hamd olsun ki, fakîrleri hâtırlamakla şereflenmekdesiniz. Aldığınız vazîfeyi çok yaparak zemânlarınızı kıymetlendiriniz! Fırsatı elden kaçırmayınız. Geçici olan şânlar, şerefler sizi aldatmasın. Dünyâ lezzetleri, hakîkî lezzetlerden mahrûm etmesin.Fârisî beyt tercemesi:Sana söyliyeceğim hep şudur: Çocuksun, yol ise korkuludur.Allahü teâlâ, bir kulunu gençlikde tevbe etmeğe kavuşdurursa ve bu tevbesini bozmakdan korursa, ne büyük ni'met olur. Diyebilirim ki, bütün dünyâ ni'metleri ve lezzetleri, bu ni'metin yanında, büyük deniz yanındaki bir damla su gibidir. Çünki bu ni'met, insanı Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşdurur. Bu ise, dünyâ ve âhıret ni'metlerinin hepsinin üstündedir. Âl-i İmrân sûresinin onbeşinci ve Tevbe sûresinin yetmişüçüncü âyetinde meâlen, “Allah'ın râzı olması nimeti dahâ büyüktür” buyuruldu. Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafâya “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ” uymakla şereflenenlere selâm olsun!” RabbaniSahabîlerden biri şöyle dedi: Bir gün Peygamberimiz, aramızda gülüşürken çıkagelmişti. Bize, “Cehennem ardınızdayken nasıl gülersiniz? Vallahi, sizi gülerken görmemeliyim!" dedi ve yüzünü dönerek giti. Sanki başlarımıza birer kartal konmuş gibi olmuştuk. Fakat, az sonra yanımıza gelerek şu müjdeyi verdi: "Biraz önce Cebrail gelerek bana şöyle dedi. Yüce Allah buyuruyor ki: "Niçin kullarımın ümidini rahmetimden kesiyorsun? Kullarıma Benim affedici ve merhametli olduğumu, bunun yanında azabımın da ağır olduğunu bildir."ّدَاصرملابلّكَ برّنَ اBütün peygamberlerin ortak nasihati. Utanmadıktan sonra dilediğini yap.İyilikte kötülükte bulaşıcıdır."İnsanlar için hak yolunu kapatan beş şey vardır:Cahillikten rahatsız olmamak, dünya hırsı, cimrilik, amelde riya, kendi fikrini beğenmek." Hz. Ali ra.Bir vehabi yazdı sen ölünce cenaze namazına asla gelmicem. Hiç cevap vermem ama buna yazdım: Benim cenaze namazıma 1000 Peygamber gelecek, sen eksik kal nolur.“Güneşin Görevi Işık Saçmaktır! Yarasalar Rahatsız oluyor Diye, Güneş Bu Görevinden Vazgeçecek Değil Ya!” Şems-i TebriziŞeytan taşlamaktan tavaf yapamıyoruz!Başarı, en iyi intikamdır.Yiğit 1000 gün yaşar fırsat bir gün düşerBereket diye bişey var İslam'da. Kurtuluş savaşında Yunan nüfusu 10 milyon; Türkiye 10 milyon. Yıl 2025. Yunan yine 10 milyon; Türkiye 85 milyon.Korkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter.Mülk Allahındır yazıyo apartmanda. Altında sahibinden satılık yazısı var!“Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimseye müjdeler olsun." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, II, 46)

Türkiye'de Dijital Pazarlama
Ramazan'da %300 Dönüşüm! Reklam Kampanyalarına Bu Dokunuşu Yap!

Türkiye'de Dijital Pazarlama

Play Episode Listen Later Feb 25, 2025 13:44


Dijital pazarlama ve e-ticaret dünyasındaki en güncel stratejileri ve yenilikleri paylaştığım podcast kanalımıza hoş geldiniz. Bugünkü bölümümüz, Ramazan ayında reklam kampanyalarının nasıl daha etkili hale getirilebileceği ve markaların bu kutsal ay boyunca satışlarını nasıl artırabileceği üzerine olacak. Ramazan, sadece dini bir dönem değil, aynı zamanda tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarında büyük değişimler yaşadığı bir süreç. Özellikle online alışveriş, mobil kullanım ve dijital reklamlarda büyük bir artış görülüyor. Peki, bu fırsatlardan en iyi şekilde nasıl yararlanabilirsiniz? İşte detaylar! Ramazan Ayında Tüketici Davranışlarındaki Değişimler Ramazan ayında tüketici davranışlarında gözle görülür değişiklikler yaşanıyor. Özellikle yemek, giyim, hediyelik eşya, hijyen ve sağlık ürünlerinde artan bir talep söz konusu. Bunun yanında, dijital platformların kullanım oranları da hızla yükseliyor. * Mobil Kullanım Artıyor: Ramazan ayında insanların mobil cihazlarda geçirdiği süre %30 oranında artıyor. İftar sonrası saatlerde internet kullanımında büyük bir yükseliş gözlemleniyor. * İçerik Tüketimi Fırlıyor: YouTube, Instagram ve TikTok gibi platformlarda yemek tarifleri, ibadet içerikleri ve alışveriş önerileri en çok aranan konular arasında. * Gece Alışveriş Oranları Artıyor: İftardan sonra tüketiciler online alışverişe daha fazla yöneliyor. Özellikle saat 21:00 – 02:00 arasında e-ticaret sitelerinde yoğunluk yaşanıyor. * Hediyeleşme Eğilimi Güçleniyor: Ramazan ve Bayram dönemlerinde hediyeleşme oranı yükseliyor. Parfüm, kıyafet, aksesuar ve dekorasyon ürünleri daha fazla talep görüyor. Bu noktada, reklam kampanyalarınızı Ramazan'ın dinamiklerine uygun şekilde planlamak büyük bir avantaj sağlayacaktır. Ramazan İçin Özel Reklam Kampanyaları Nasıl Olmalı? 1. Tüketicinin Önceliklerini Anlayın ve Mesajınızı Uygun Hale Getirin Ramazan ayı, birçok insan için manevi ve toplumsal bir dönemi simgeliyor. Dolayısıyla reklamlarınıza samimi ve insani bir dokunuş eklemek önemli. Kampanyalarınızı dini ve kültürel hassasiyetleri göz önünde bulundurarak hazırlayın. İnsanlara sadece bir ürün satmaya değil, onların hayatına bir değer katmaya odaklanın. 2. Reklamları Günün Doğru Saatinde Yayınlayın Ramazan boyunca tüketici davranışlarında belirli saatlerde büyük değişimler oluyor. Sabah saatlerinde iş ve günlük ihtiyaçlarla ilgili içeriklere talep varken, iftar öncesinde yemek tarifleri ve alışveriş içerikleri popülerleşiyor. Gece saatlerinde ise alışveriş ve video içerik tüketimi zirve yapıyor. Bu yüzden reklamlarınızı doğru saat aralıklarına denk getirmek büyük önem taşıyor: * Sabah 06:00 – 10:00: Motivasyon, sağlık, iş odaklı içerikler * Öğle 12:00 – 15:00: Hafif eğlenceli ve bilgilendirici içerikler * İftar Öncesi 16:00 – 19:00: Yemek tarifleri, indirim duyuruları, yemek sipariş kampanyaları * İftar Sonrası 21:00 – 02:00: Online alışveriş, e-ticaret reklamları, özel indirimler 3. Mobil Optimizasyonu Unutmayın Ramazan ayında tüketicilerin büyük bir bölümü alışverişlerini mobil cihazlardan yapıyor. Mobil uyumluluk, site hızlandırma ve kullanıcı deneyimini geliştirme gibi faktörlere önem vermek dönüşümlerinizi ciddi oranda artıracaktır. 4. Video İçeriklerle Bağ Kurun Ramazan ayında YouTube ve Instagram gibi video içerik platformlarında büyük bir etkileşim artışı yaşanıyor. İnsanların ilgisini çekecek kısa ve etkili video içeriklerle marka bilinirliğinizi artırabilirsiniz. 5. Kampanyalarınızı Ramazan'a Özel Hale Getirin Özel indirimler, Ramazan'a uygun promosyonlar ve hediye kampanyaları yaparak markanızı öne çıkarabilirsiniz. İşte bazı örnek kampanya fikirleri: * İftar ve Sahur İndirimleri: Günün belirli saatlerinde özel kampanyalar yapabilirsiniz. * Bağış ve Yardım Kampanyaları: Satışlarınızın bir kısmını hayır kurumlarına bağışlamak marka imajınızı güçlendirebilir. * Ramazan'a Özel Paketler: Ürünlerinizi paket haline getirerek özel fiyatlarla sunabilirsiniz. Daha fazla detay ve yeni içerikler için beni IG'de takip edin @frktprk

TheValiyevShow  4-cü Epizod
Davranışları Dəyişdirməkdə və Formalaşdırmaqda Ustalaşmaq Üçün Bunları Et.

TheValiyevShow 4-cü Epizod

Play Episode Listen Later Feb 24, 2025 13:31


Davranışları Dəyişdirmək Niyə Çətindir? Necə Asanlaşdıra Bilərik?Yeni davranışlar formalaşdırmaq və köhnə, istəmədiyimiz vərdişlərdən qurtulmaq çox vaxt çətin olur. Bunun əsas səbəbləri bunlardır: beynin müqaviməti,Kimliklə bağlılıq, Avtomatik reflekslər.Davranış dəyişdirmək çətindir, çünki beynimiz status-kvonu qorumağa meyllidir. Amma kiçik addımlarla başlamaq, mühitimizi dəyişdirmək və kimliyimizi yeni vərdişlərimizə uyğun formalaşdırmaq prosesi asanlaşdırır. Əsas məsələ davamlılıqdır.

Kerem Önder
Allah kafirlere rahmet eder mi? - A'raf 56 tefsiri / Kerem önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Feb 19, 2025 48:40


“Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah'ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.” (A'raf 56)“Allah rahmeti yüz parça yaratmış, doksan dokuzunu kendi nezdinde tutmuş, yeryüzüne bir parçasını indirmiştir. İşte mahlûkât bu bir parçadan dolayı birbirlerine merhamet ederler. Hatta at (bazı rivayetlerde “hayvan” geçmektedir), yavrusuna basmamak için tırnağını (ayağını) kaldırır.” (Buhârî, Edeb 19)“Allah'ın yüz rahmeti vardır; bunlardan bir rahmeti yeryüzü halkı arasında paylaşmış ki, onların ecelleri gelene kadar (hayatları boyunca) onlara kâfi gelir. Rahmetin doksan dokuz kısmını ise kıyamet günü evliyaları, dostları için saklamıştır.” (Buharî, Rikak,19; Müslim, Tevbe, 18-21)“Eğer kâfir, Allah'ın katındaki rahmeti kavrayabilse, asla cennetten ümidini kesmez” (Buhari, Rikak 19)"Yeryüzünde, o iyi hale getirildikten sonra da, bozukluk çıkarmayın" buyruğunun manası, "Yeryüzünde hiçbir surette fesatçılık etmeyin" şeklindedir ki, buna öldürmek veya uzuvları kesip koparmak suretiyle nefisleri, canları; gasb, hırsızlık ve çok çeşitli hilelerle malları; küfür ve bid´at ile dinleri; zina ve livataya yönelme ve iftirada bulunma sebebiyle nesebleri ve sarhoş edici şeyler sebebiyle de akılları bozup ifsat etmekten men etmek girer. Bu böyledir, çünkü dünyada muteber olan menfaatler beş tanedir: Can, mal, neseb, din ve akıl. Buna göre Cenâb-ı Hakk´ın, "bozukluk çıkarmayın" yasağı fesatçılık etmenin mahiyetini varlık âlemine sokmaktan mendir. Kötülük çıkarmanın mahiyetini varlık âlemine sokmaktan men etmek ise, onun her çeşidini yasaklamayı gerektirir. Öyleyse buradaki men, bu beş kısımda da bozukluk çıkarmaktan men etmeyi de içine alır.Allah Teâlâ sanki şöyle demek istemiştir: "Ben, peygamberler göndermek, kitaplar indirmek ve hükümleri açıklamak suretiyle yeryüzünü iyi hale getirdiğimde, sizler bu hükümlere boyun eğin, peygamberleri yalanlamaya, kitapları inkâr etmeye ve hükümleri kabulden yüz çevirmeye yeltenmeyin! Çünkü bu, yeryüzünde fitne ve karışıklıkların vuku bulmasına, böylece de, ıslâh etmeden sonra bozukluğun ortaya çıkmasına yol açar.Bu duanın kabul edilmesi için, muteber olan bazı şartlar içinde bir kusur ve hataya düşme korkusu ile, Allah´a dua edin. Bu şartların tamamıyla yerine getirilebilmesi İçin de, O´na umarak dua edin.Kulun, kat´î ve kesin olarak, duanın kabul edilebilmesi için, gerekli ve muteber olan şartların tamamını yerine getirmiş olması mümkün değildir. İşte bundan ötürü kulun kalbinde bir korku (endişe) bulunur. Yine kul, bu şartların tam bulunmamış olduğunu da kesin olarak bilemez, işte bundan dolayı da onun, duasının mutlaka kabul edileceğini umması gerekir. Yine deriz ki: Dua eden kimse, ancak böyle olduğu zaman, gerçek manada dua etmiş olur. Buna göre Ayetteki "O´na korkarak ve umarak dua edin" buyruğu "Nefsinizde (gönlünüzde), bütün amellerinizde korku ile ümidi birleştirmiş olarak dua ediniz ve bütün gayretinizle çaba sarfetmiş olsanız bile, Rabbinizin hakkını yerine getirmiş olduğunuzu da katî olarak söylemeyiniz" demektir. Bu "Rablerinin huzuruna döneceklerinden yürekleri korku ile çarparak, (zekatlarını) verenler..." (Mü´min, 60) âyeti ile te´kid edilir.Allah´a iman eden ve tevhid ile nübüvveti ikrar eden (kabul eden) herkes, "muhsin"dir. Bunun delili şudur: Çocuk bir kuşluk vakti buluğa erdiğinde Allah´a, peygamberine ve ahiret gününe iman etse, ama öğle (namazı) vaktine ulaşamadan ölse, ümmet-i Muhammed, onun, "İyi iş, güzel amel yapanlara (muhsin olanlara), daha güzel iyilik vardır" {Yunus, 26) âyetinin hükmüne girdiği hususunda itifak etmişlerdir. Malumdur ki, bu şahıs marifet ve ikrarın dışında, başka bir tâat işlememiştir. Çünkü o, sabah vaktinden sonra buluğa erdiği için, ona sabah namazı farz olmamıştır. Öğlen vaktinden önce de öldüğü için, ona öğle namazı da farz olmamıştır. Görünen odur ki, diğer ibadetler de ona vacib olmamıştır.

New Books Network
Robin Visser, "Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan" (Columbia UP, 2023)

New Books Network

Play Episode Listen Later Jan 18, 2025 59:05


Indigenous knowledge of local ecosystems often challenges settler-colonial cosmologies that naturalize resource extraction and the relocation of nomadic, hunting, foraging, or fishing peoples. Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan (Columbia UP, 2023) explores recent ecoliterature by Han and non-Han Indigenous writers of China and Taiwan, analyzing relations among humans, animals, ecosystems, and the cosmos in search of alternative possibilities for creativity and consciousness. Informed by extensive field research, Robin Visser compares literary works by Bai, Bunun, Kazakh, Mongol, Tao, Tibetan, Uyghur, Wa, Yi, and Han Chinese writers set in Xinjiang, Tibet, Inner Mongolia, Southwest China, and Taiwan, sites of extensive development, migration, and climate change impacts. Visser contrasts the dominant Han Chinese cosmology of center and periphery that informs what she calls “Beijing Westerns” with Indigenous and hybridized ways of relating to the world that challenge borders, binaries, and hierarchies. By centering Indigenous cosmologies, this book aims to decolonize approaches to ecocriticism, comparative literature, and Chinese and Sinophone studies as well as to inspire new modes of sustainable flourishing in the Anthropocene. Robin Visser is professor and associate chair of the Department of Asian and Middle Eastern Studies at the University of North Carolina at Chapel Hill. She is the author of Cities Surround the Countryside: Urban Aesthetics in Postsocialist China (2010). Li-Ping Chen is a teaching fellow in the Department of East Asian Languages and Cultures at the University of Southern California. Her research interests include literary translingualism, diaspora, and nativism in Sinophone, inter-Asian, and transpacific contexts. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices Support our show by becoming a premium member! https://newbooksnetwork.supportingcast.fm/new-books-network

New Books in East Asian Studies
Robin Visser, "Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan" (Columbia UP, 2023)

New Books in East Asian Studies

Play Episode Listen Later Jan 18, 2025 59:05


Indigenous knowledge of local ecosystems often challenges settler-colonial cosmologies that naturalize resource extraction and the relocation of nomadic, hunting, foraging, or fishing peoples. Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan (Columbia UP, 2023) explores recent ecoliterature by Han and non-Han Indigenous writers of China and Taiwan, analyzing relations among humans, animals, ecosystems, and the cosmos in search of alternative possibilities for creativity and consciousness. Informed by extensive field research, Robin Visser compares literary works by Bai, Bunun, Kazakh, Mongol, Tao, Tibetan, Uyghur, Wa, Yi, and Han Chinese writers set in Xinjiang, Tibet, Inner Mongolia, Southwest China, and Taiwan, sites of extensive development, migration, and climate change impacts. Visser contrasts the dominant Han Chinese cosmology of center and periphery that informs what she calls “Beijing Westerns” with Indigenous and hybridized ways of relating to the world that challenge borders, binaries, and hierarchies. By centering Indigenous cosmologies, this book aims to decolonize approaches to ecocriticism, comparative literature, and Chinese and Sinophone studies as well as to inspire new modes of sustainable flourishing in the Anthropocene. Robin Visser is professor and associate chair of the Department of Asian and Middle Eastern Studies at the University of North Carolina at Chapel Hill. She is the author of Cities Surround the Countryside: Urban Aesthetics in Postsocialist China (2010). Li-Ping Chen is a teaching fellow in the Department of East Asian Languages and Cultures at the University of Southern California. Her research interests include literary translingualism, diaspora, and nativism in Sinophone, inter-Asian, and transpacific contexts. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices Support our show by becoming a premium member! https://newbooksnetwork.supportingcast.fm/east-asian-studies

New Books in Literary Studies
Robin Visser, "Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan" (Columbia UP, 2023)

New Books in Literary Studies

Play Episode Listen Later Jan 18, 2025 59:05


Indigenous knowledge of local ecosystems often challenges settler-colonial cosmologies that naturalize resource extraction and the relocation of nomadic, hunting, foraging, or fishing peoples. Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan (Columbia UP, 2023) explores recent ecoliterature by Han and non-Han Indigenous writers of China and Taiwan, analyzing relations among humans, animals, ecosystems, and the cosmos in search of alternative possibilities for creativity and consciousness. Informed by extensive field research, Robin Visser compares literary works by Bai, Bunun, Kazakh, Mongol, Tao, Tibetan, Uyghur, Wa, Yi, and Han Chinese writers set in Xinjiang, Tibet, Inner Mongolia, Southwest China, and Taiwan, sites of extensive development, migration, and climate change impacts. Visser contrasts the dominant Han Chinese cosmology of center and periphery that informs what she calls “Beijing Westerns” with Indigenous and hybridized ways of relating to the world that challenge borders, binaries, and hierarchies. By centering Indigenous cosmologies, this book aims to decolonize approaches to ecocriticism, comparative literature, and Chinese and Sinophone studies as well as to inspire new modes of sustainable flourishing in the Anthropocene. Robin Visser is professor and associate chair of the Department of Asian and Middle Eastern Studies at the University of North Carolina at Chapel Hill. She is the author of Cities Surround the Countryside: Urban Aesthetics in Postsocialist China (2010). Li-Ping Chen is a teaching fellow in the Department of East Asian Languages and Cultures at the University of Southern California. Her research interests include literary translingualism, diaspora, and nativism in Sinophone, inter-Asian, and transpacific contexts. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices Support our show by becoming a premium member! https://newbooksnetwork.supportingcast.fm/literary-studies

New Books in Environmental Studies
Robin Visser, "Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan" (Columbia UP, 2023)

New Books in Environmental Studies

Play Episode Listen Later Jan 18, 2025 59:05


Indigenous knowledge of local ecosystems often challenges settler-colonial cosmologies that naturalize resource extraction and the relocation of nomadic, hunting, foraging, or fishing peoples. Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan (Columbia UP, 2023) explores recent ecoliterature by Han and non-Han Indigenous writers of China and Taiwan, analyzing relations among humans, animals, ecosystems, and the cosmos in search of alternative possibilities for creativity and consciousness. Informed by extensive field research, Robin Visser compares literary works by Bai, Bunun, Kazakh, Mongol, Tao, Tibetan, Uyghur, Wa, Yi, and Han Chinese writers set in Xinjiang, Tibet, Inner Mongolia, Southwest China, and Taiwan, sites of extensive development, migration, and climate change impacts. Visser contrasts the dominant Han Chinese cosmology of center and periphery that informs what she calls “Beijing Westerns” with Indigenous and hybridized ways of relating to the world that challenge borders, binaries, and hierarchies. By centering Indigenous cosmologies, this book aims to decolonize approaches to ecocriticism, comparative literature, and Chinese and Sinophone studies as well as to inspire new modes of sustainable flourishing in the Anthropocene. Robin Visser is professor and associate chair of the Department of Asian and Middle Eastern Studies at the University of North Carolina at Chapel Hill. She is the author of Cities Surround the Countryside: Urban Aesthetics in Postsocialist China (2010). Li-Ping Chen is a teaching fellow in the Department of East Asian Languages and Cultures at the University of Southern California. Her research interests include literary translingualism, diaspora, and nativism in Sinophone, inter-Asian, and transpacific contexts. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices Support our show by becoming a premium member! https://newbooksnetwork.supportingcast.fm/environmental-studies

New Books in Chinese Studies
Robin Visser, "Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan" (Columbia UP, 2023)

New Books in Chinese Studies

Play Episode Listen Later Jan 18, 2025 59:05


Indigenous knowledge of local ecosystems often challenges settler-colonial cosmologies that naturalize resource extraction and the relocation of nomadic, hunting, foraging, or fishing peoples. Questioning Borders: Ecoliteratures of China and Taiwan (Columbia UP, 2023) explores recent ecoliterature by Han and non-Han Indigenous writers of China and Taiwan, analyzing relations among humans, animals, ecosystems, and the cosmos in search of alternative possibilities for creativity and consciousness. Informed by extensive field research, Robin Visser compares literary works by Bai, Bunun, Kazakh, Mongol, Tao, Tibetan, Uyghur, Wa, Yi, and Han Chinese writers set in Xinjiang, Tibet, Inner Mongolia, Southwest China, and Taiwan, sites of extensive development, migration, and climate change impacts. Visser contrasts the dominant Han Chinese cosmology of center and periphery that informs what she calls “Beijing Westerns” with Indigenous and hybridized ways of relating to the world that challenge borders, binaries, and hierarchies. By centering Indigenous cosmologies, this book aims to decolonize approaches to ecocriticism, comparative literature, and Chinese and Sinophone studies as well as to inspire new modes of sustainable flourishing in the Anthropocene. Robin Visser is professor and associate chair of the Department of Asian and Middle Eastern Studies at the University of North Carolina at Chapel Hill. She is the author of Cities Surround the Countryside: Urban Aesthetics in Postsocialist China (2010). Li-Ping Chen is a teaching fellow in the Department of East Asian Languages and Cultures at the University of Southern California. Her research interests include literary translingualism, diaspora, and nativism in Sinophone, inter-Asian, and transpacific contexts. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices Support our show by becoming a premium member! https://newbooksnetwork.supportingcast.fm/chinese-studies

Turkish Stories
Milli Değerlerimiz / Türk Hikayeleri

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Jan 14, 2025 3:02


MİLLÎ DEĞERLERİMİZ Tarih boyunca milletlerin vazgeçmedikleri, gönüllerinden çıkarmadıkları önemli değerler vardır. Bu önemli değerler, milletlerin heyecanını ve yaşama hevesini artırır. Çünkü bu değerler, toplumların ve milletlerin varoluş sebebidir. Bir milleti millet yapan değerlerin başında millî ve manevi değerler gelmektedir. Vatan, bayrak, millî marş, kültür, dil gibi unsurlar millî değerlerimizi; din ise manevi değerlerimizi ifade etmektedir. Bütün milletler için bu değerler çok önemlidir ve devletler, başka devletler ve milletlerle ilişkilerinde bu millî değerleri göz önüne almak zorundadır. Ancak Türk milletinin gönlünde bu değerler, olmazsa olmaz dedirtecek kadar çok önemlidir. Bu değerler için ne bedeller ödendiğini millet olarak çok iyi biliyoruz. Örneğin İstiklal Marşı'mız: İstiklal Marşı bizim millî gururumuzdur. Çünkü İstiklal Marşı'nı incelediğimizde, Türk milletinin kurtuluş mücadelesindeki kahramanlığını ve bu marşın yazılmasına neden olan olayları anlayabiliriz. Bunun için İstiklal Marşı'nı söylerken pür dikkat oluruz. Vatan, sadece toprak parçası değildir. Vatan, üzerinde yaşayan milletler için hürriyet demektir. Esaret altında olmamak demektir. Türk milleti için bunun ne demek olduğunu şanlı tarihimize baktığımız zaman örnekleri ile görürüz. Bayrak, devletlerin bağımsızlığını temsil eder. Ay yıldızlı bayrağımız Türk milletinin bağımsızlığının sembolü olduğu için onurumuzdur. Ay yıldızlı bayrağımız Türk milletinin kendisidir. Çünkü şanlı bayrağımız, kırmızısını, aziz şehitlerimizin kanından almıştır. Bayrağımız bizim sevdamızdır. Onu her zaman, her yerde hatırlar ve onda yüce Türk milletinin onur ve gururunu hissederiz. Millet olarak; örf, âdet, gelenek, şiir, hikâye, müzik ve edebiyatımıza sahip çıkmakla birlik ve beraberliğimizi güçlendirmiş oluruz. En önemli değerlerinizden biri de dilimizdir. Bizim dilimiz Türkçedir. Nesiller arası çatışma çıkmaması için dilimizi çok iyi bilmeliyiz. Gelecek nesillerle sağlıklı bir iletişim kurabilmemiz, dilimizin bozulmadan kullanımına bağlıdır. Millî değerlerine sahip çıkamayan devletlerin geleceğini başkaları belirler. Türk milletinin bütün fertleri bunu çok iyi bildiği için millî değerlerine sahip çıkar. Onu her şeyden üstün tutar, gerektiğinde çekinmeden kendini feda etmesini bilir. Eyüp ÜMİT (Düzenlenmiştir.)