Her Güne Bir Hediye

Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz mikemmel bir gün!! :))))))) KORKU VARSA, SEVGİ YOK!

Bugün dün bahsettiğim, köy okulları ve sokak hayvanları için olan seansımızı yaptık! Öyle umut dolu ki içim... Köy Enstitülerinde her sabah, 6'da tüm okul halay çekerlermiş.. Halayda herkes ortak olur, herkes eşit... Sonra marşlar okurlarmış, Köy Enstitüleri marşı... Bu hal beni hep çok etkiledi.. Belki bu gün'ü yazmamın nedenlerinden biri de bu.. Ve bu kaydı koymadan, yine evrenin işi, ne hikmetse; seansın ardından, önce bir sirtaki açtım evde.. Zorba'dan! Neden Sirtaki, okuyan anlar... Sonra bir Egeli olarak Arabım :))) oynadım evde o çocuklar için.. Düğünlerin olmazsa olmazıdır bizim oralarda.. Evde düğün var! Düşünsene ya, 80+ çocuğun gülümsemesine bir parça varlığınız... Düşünsene... İzmir Tepecik Onkoloji bölümüne tiyatro dersi için gittiğimde de hissetmiştim.. Her çocuk gülmeyi hak ediyor ve her insan... 80+ köy okullarındaki pırıl pırıl çocuğa gidiyooooor bugüüünnn!!

Bu ses kayıtlarının isimleri yok üstünde, hepsi rakamlarlarla belirtilmiş.. Sırasıyla her gün, rakamlara göre koyuyorum.. Dinleyip başlığını yazıyorum.. Her güne bir hediyenin 25. günü bugün! Yuuuuh 25. güüüün!! Hayatın ve evrenin şakası gibi, diyorum ki kayıtta; belki kitaplığındaki yığınla kitaplardan bazıları başka bir çocuğun hayali oluverir... Tam da bu cümle üzerine; Köy okulları ve sokak hayvanları için bir seans düzenledim.. Tüm geliri, onlara hediye verilecek... İçim nasıl kıpır kıpır... Sen bu ses kaydını dinlediğinde, tarih belki çoktan geçmiş olacak, ama bil ki, hiçbir şey için geçmiş değil... belki de aynı gün dinlersin bilmiyorum; Yani 12.12.2019'da... Saat 21.00'de.. İşte o anda, somurtuk sen sen olmadığın için, frekansını değiştirme gücün senin elinde!! Çünkü senin kendine verdiğin hediye, bir başka canlıdadır belki kim bilir?

"Çocuksu" olmaktan değil; çocuk ruhumuza izin vermek oyun oynamak dediğim... Oyun oynarken, unuturuz çünkü nasılları... Kurgudan değil, akıştan yaşarız... Oyun oynarken, paslaşırız... Bambaşka dünyalar kurarız... İşte o gün, bugün! :))))))))))

Geçen gün, hava nasıl soğuk.. Karaköy'de soğuk yüzüme yüzüme... Tam bu kayıtta söylediğim şey oldu biliyo musun? Ara sokakların birinde, yere çizilmiş kutucuklar gördüm... Sek sek çizikleri... Öyle güzeldi ki... Tabi ki, zıpladım, kaçırır mıyım ya ben... Soğuk mu durdurmuş insanı! Yeter ki kalbi buz olmasın insanın... Yeter ki, içindeki çocuk nefes alsın... He bu arada, yakar top mu, yakan top mu? Ne demişim ya ben hahahahha:))))))))) Neyse ne! Ne güzel demişim... Mis gibi demişim...

Aman ayıp olmasın.. ammaaan yanlış anlaşılmasın .diye susmak... Amaaaan arkadaşımsa, istediği gibi at koşturabilir hayatımda?! hallerine göz yummak... Ya da meşhur tahammül edelim yalanından yaşamalara SON deme günü!! HAYIR! HAYIR! HAYIR! HAYIR HAYIRDIR. NEDENİ SİZİ HİİİİÇ İLGİLENDİRMEZ. Hayır demek! Güçlü ve net! Hayır demek! Tüm bağımlılık hallerine! Hayır demek! Şiddetin her türlüsüne! Yargıya, kıyasa, eleştiriye! Hayır demek! Ölüme! Hayır demek! Kibre, hadsizliğe, sevgisizliğe! Evet demek! Yaşama! Yaşatmaya! Bir tohumdan bir dünya kurmaya! KAHKAHAYA! KADIN OLMAYA! EVET DEMEK! GÜCÜMÜZE! TÜM RENKLERİMİZE! EN ÇOK SEVGİYE! SINIRLARIMIZA! HAYATIMIZA.. Yaşayın. Kendiniz gibi.

Değer için hep bir şart... hep bu şurt... Okursam Boğaziçi'nde...değerliyim! Kazanıyor Boğaziçini, değerli mi hissediyor? Belki 2-3 ay..Vizelere kadar :)) Çok para kazanırsam... Kazanıyor yar yar? Değerli mi hissediyor? O hal gelene kadar... Belki yok... Evlenirsem... Çocuğum olursa... tamam hadi bunlar da oldu, çünkü bir toplumsal düzen var.. Eğer kendi merkezimizde değilsek, toplum BİZDEN daha değerliyse yani... Oluyo mu yok? Şartlara, sıfatlara, statülere bağımlı olmasaydın, değerli hissetmek için... KİM OLMAYI SEÇERDİN?

Çooook heyecanlıyım şu an... Bunu belki sen sabah dinleyeceksin... Günaydııın sana!! Ama içim öyle heyecanlı ki... Anadolu'daki çocuklara da ulaşıyor sesimiz! Yaşasıın! İşte tam da bu yüzden, elalemden değil, KENDİ HAYATIMIZI YAŞAMAYA GELDİK!

Bugün enfes bir gün!

Yine özgürlük koktu :)))))))

Sizin için sürpriz bir kayıt aldım şimdi... Doğaçladım, içimden nasıl geldiyse öyle... Şimdi gözlerini kapat... Uzun ve derin ve sakin nefeslerle... Sıra sende! Mantralar: Seda Bağcan- Long Time Sun / Snatam Kaur Long Time Sun

Bugüüüüüüüün! SENİN GÜNÜN!

"Gülümse...Bulutlar gitsin" günü bugün :)) Sorunlar ona gülümsemeyi becerebildiğinde, sistemden düşer çünkü.. Gülümsemeyi öğrendiğinde yeni kapılar açılır seninle.. Çünkü aynaya bakıp o sorunları kahkahayla anlatmaya başladığında, ne kadar boş olduğunu gördüğüm çok oldu.. Bu mu lan dediğim? Bu mudur yani dediğim... Gülümsemek, görmezden gelmek değil; aksine ordasın biliyorum, yas tutmuyorum varlığınla, aksine KENDİM GİBİ devam ediyorum demektir belki; kim bilir?

Yine içimizde güneşler açtığına göre, hadi bana müsaade... :))) İnciler dökülmez teşekkür ettiğinizde, kesin bilgi yayın :)))

Dün şikayete son dedik bitti.... Dün dünde kaldı... Bitti. Bugün flüt hocam dedi ki, o kayıtlardaki gibi konuşsana bi kez ahhahaha :))) Allahım ne tatlıı! Flüt hocam kalp ben.. Çaldığım ve çalamadığım tüm notalara gelsin bu kayıt, başardığım ya da başaramadığım, kahkahalarla sıçtık ya dediğim, ağladığım güldüğüm öfkelendiğim kudurduğum, sonra ammaaaan siktir et be dediğim, ohhh beee diye zıpladığım tüm anlara gelsin... Boğaza baka baka yediğim, mahşerin 3 atlısı gevrek peynir çaya gelsin... Tavuk gibi uçan martılara gelsin... Güneşin batışına gelsin.. Ayın doğuşuna gelsin... Bana gelsin, sana gelsin... Yaşa hayatını, acele etmeden... Tadına vara vara... Somurtucaksan da illaha, gudubetlikte kararlıysan yani; bari hakkını vere vere gülüp somurt sonra... :))))))))) Ne güzel bi gün, bugün!

Bugün 2. haftaadayıızzzzzzzzzzz!! Harikaaaaa!!! Bugünün anlam ve önemi belli... Hadi hayırlı işleeeer!! :)))))))) Durum yeterince açık ve net bence bugünün... Sanki şikayet edince, değişeceğini sanıyorsunuz ya... Ne biliiim komik! :)))))))))

Naber? diye sorarlar ya mesela, otomatik olarak yanıt verirsin ya "iyiyim"... Sahiden o "naber, nasılsın" diye mi sordu.. yoksa laf olsun diye mi? Ben harbiden "iyi" miyim, yoksa öylesine mi söyledim geçtim? Ve cidden dinliyor muyum önce kendimi?Duyabilseydim, o müziğin ötesine ne olurdu? Yoksa karşımdakine laf ebeliğimi yapma peşindeyim? Sorular sorular sorular... Yanıtlarının hepsi bizde olan sorular... Ve yepyeni kapılar...

Daha bugün Melo'yla konuştuğumuz konuydu bu... Kayıtları numaralarına göre koyuyorum her gün, üzerinde isimleri yok; ama cuukkkaaaa olması bu konuştuğumuz durumların üzerine tesadüf mü? Elbette değil :)))) Belki Melo'yla podcast yaparık belli mi olur, vuruşuna sallarız.. ooooohhh hahahahaha yakışır heee :)))))))))) "İzin ver" dışarıdan amaan ne olucak, sal gitsiin demek gibi oluyor.. salsam zaten salarım, armut muyuz derdim yani... Sanıyorum ve deneyimliyorum ki, 2 kelimeden çok daha ötede bir hal.. Her seferinde balık yapıyor insanı.. Bir felsefeden çıkıp uygulamaya girdiğinde yani.. Yok tabi, her şey kontrol altında olmalı... Her boka burnumuzu sokmazsak olmaz.. Sürekli bir yerden bir şey çıkacak telaşı... Ve o bi yerden bi şeyler de mutlaka çıkar... Beklentimiz neredeyse, yaratım orada hikayesi... İşte o yüzden, izin vermeyi "asalak" olmayla karıştırıyordum geçmişte.. Halbuki ne alakası var!

Helloooooooooooogg!! Yine başka bir kayıtla geldiiimmm:)))) Ne eğlenceliymiş bu şekilde de paylaşıyor olmak... Teşekkürleeeer ve biraz daha lütfen!! Bu kayıtları ben çok öncesinde kaydettim, şimdi hiç dinlememişim, hiç yapmamışım gibi dinliyorum tekrar.. Heyecanlanıyorum da bi taraftan.. Aferin kız diyorum.. Kendimi yanaklarımdan öpüyorum..Bi yerde sizinle beraber ben de, o güne kendimi arkadaş olarak davet ediyorum.. Mesela bugünün konusu, hayatın kahramanı olmak ya... Düşündüm, okuduğum tüm tiyatro eserlerini... Myhtos'ları, romanlar, izlediğim filmleri, belgeselleri, dizileri... O "kahramanlar"ı... Kahramana ihtiyaç varsa bir yerde, orada sorun var diyenleri mesela... Kirke'yi düşünüyorum sonra.. Kaderini kendi yazan kadınları... Devam edenleri... En azından 1 dakikalığına bile, başkalarının gözünden hayatı yaşamayı bırakmak kendi hikayeni yazmaya başlamak, haliyle hayatının kahramanı olmaya geçmek değil mi zaten? Şimdi sıra sen de... Bu hikayeyi sen yaz.. Bugünü sen yaz... Şimdi'yi sen baştan yaz... Not: Aslında elalem çok da fifi günü de olabilirmiş bugünün adı... Neden olmasın, bi de böyle bir seri yaparmışım kendi kendime di mi hahaha? Şimdilik yolunuza yoldaş olma umudu, o zaman goygoy'a dönüşür iki güleriz n'olucak:)))))

İçimizdeki çocuk ruhumuza uyanmak bence en büyük bereket

Ya da şunu şunu yapayım ki, bu olsun

Hoopppaaaa! En sevdiğim günlerden bugün!! Bizim bence en çok kabule, inanca ihtiyacımız var.. İlham almaya, ilham olmaya... Tutkuya. Devamlılığa.. Yargıdan, boklamadan vazgeçip "iyiye bakmaya"... Bi dakka lan olmadı mı diyosun, bambaşka yoldan bambaşka ben'le devam ederim deme gücüne.. Ve sevgiye..♥️ Senin ilham aldığın şeyler ne?

Bugün tam 1 hafta oldu... Yeaaaaaaaaaaaaay beee!! Sizden bir sürü videolar almaya başladım... Öyle güzel ki, İstiklal'de, İstanbul'da gün batışında, Mudanya'da denizin kıyısında... Tam 7 günden beri yolculuğunuzu birlikte bu kısacık kayıtlarla arkadaş olmak ne güzel!! Ve çooooooooook teşeeekküüürrleeeeeeeeeeeer ve biraz dahaa lütfeeeeeeeeeeen!! Bu sefer daha çok ağaçla, rüzgarla, güneşle, yaprakla, yıldızla, daha çok nefesle lütfen!

"Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçları beklemektir." diyor ya Einstein hani... Rutin olarak ne yapıyorsak, yaptığımız şeyle beraber, ardındaki enerjiyi değiştirme günü bugün! Herkesin gittiği yoldan değil, ezberlediğin hallerden değil, kendine sorarak ne istiyorsun diye, kendi yolundan yürüme zamanı şimdi!

"Hayalkırıklığı yaşamayayım amaaaan!!"diye hayal bile kurmayı kendime yasakladığımı fark ettiğimde, yuhh demiştim kendime.. Öyle ya, geçmişte ne zaman hayal kursam, güç verdiğim bokyedibaşı arkadaşlarım ya da başka biri, yırtık dondan çıkar gibi fırlar: "Hayalperest olma! Saçmalama!" derdi. O hayal, söneeeer giderdiii... Ve aklıma şu soru geldi: ne zamana kadar başkalarının düşüncelerine göre yaşamayı düşünüyorsun Sinoş? Bu hayata başkalarına güç verip yaşamaya mı geldin? Yanıt: Hayır'dı. İşte hayal defteri böyle başladı... Halbuki her şey hayalle başladı... Önce bir hayaldi hepsi, bu dünya üzerinde ne varsa... Sonra gerçekleşti! Şimdi senin hayallerini gerçek kılma zamanı... Yaz yaz yaz... Hadiii!!

Neden kendimize hediye vermek için bişeyleri bekleyelim ki? Neden bişeyleri illahaaaa başarmayı, terfiyi, sınavı, statüyü bekleyelim, neden doğum günlerini, yeni yılı bekleyelim? Beklemek yok bundan sonra... Şimdi'yi bir kutlayalım da :))))) Şimdi sıra sende, bugünün hediyesi ne? Ohhh mis gibi özgürlük korktu... :)))))))))

Bazen canımız hiçbir şey yapmak istemez ya, mırmırmır ya da dırdırdır kafa sesiyle içinde kalırız bazı şeylerin... İşte tam da o anda, bence rutini kırmanın çok tatlı bir yolu hareket!! "Ya dışındasındır çemberin / Ya da içinde yer alacaksın" diyor ya Murathan Mungan... Çemberin dışına çıkmak için hareket! Şimdiii! Hadiii!!

Yıllar yılı, cesareti "korkusuz" olmak sandım... Değilmiş! Sıçtığımın korkusu bir yere gidemezmiş meğer :))))) O meğer, en güzel halmiş... Gel korkuu ben burdayım demekmiş cesaret!! İyi ki'lerin çiçek açmasıymış cesaret... İyi ki'ler cepte, keşkeler çöpte... Cesareeeeet kalbiiiiiiiimmm!! Ben burdayım, sen neredesin? Cesaret kalbiiim!

Merhabaaaa! Bu seri senin için hazırlandı... Aynı gökyüzünün altında, aynı yıldızlara bakan insanlar için... Senin için... Her gününe ayrı bir hediye olsun diye... Çünkü her gün, bir hediye.... İstediğin bölümü seçip dinle... O gün senin günün olsun diye... Ve hatırla, "sen bu dünyanın başına gelmiş en güzel şeysin" Ve karanlık olduğunda hatırla, kapa gözlerini bas aydınlığa... O gün, bugün!