Dutch speed skater
 
			POPULARITY
“İyi ki” demek, sadece bir teşekkür değil — bir farkındalık hali.Bazen her şeyin anlamını o anda göremeyiz; ama zaman geçtikçe fark ederiz ki, en zor anlar bile bizi bugünkü halimize getirmiştir.Bu bölümde, “iyi ki” demenin psikolojik, kültürel ve duygusal yönlerine yakından bakıyoruz.
#KöşedekiKitapçı'da
#KöşedekiKitapçı'da
#KöşedekiKitapçı'da
Olağanüstü direnişlerden olağanüstü kongreye: Tekgıda-İş nereye gidiyor?Tekgıda-İş sendikası 27 Eylül'de olağanüstü kongre yaptı. Bir sendika ya da herhangi bir kurum neden olağanüstü kongreye gider? Adı üstünde olağanüstü bir şeyler olmuş olmalı değil mi? Gerçekten de oldu! 2024 yılında Tekgıda-İş işçi sınıfı tarihine geçen eylemlere imza attı. Bunlardan en önemlisi 6 ay süren Polonez direnişiydi. Ama aynı zamanda tütün işçilerinin grevi, Eker işçilerinin ve Perfetti işçilerinin direnişi de bu dönemde oldu. Bu sürecin arkasında ise Banvit ve Cargill gibi direnişler, Belkarper ve Adkotürk grevleri gibi oldukça sert geçen mücadeleler vardı. Tekgıda-İş bu mücadelelerle Türkiye'nin gündemine geliyor ve işçi sınıfı için umut oluyordu. Tekgıda-İş tüm sendikalardan çok önemli bir özelliği ile ayrılıyordu. Sadece yasal prosedür sonucu çıkılan grevlerdeki işçilere değil sendikal örgütlenme dolayısıyla işten atılan ve direnen işçilere de güçlü bir maddi destek sunuluyordu. İşçinin aidatı işçiye harcanıyordu. Biz de bunu tüm sendikalara örnek olarak gösteriyorduk. Tüm bu başarılarda sahada iki mücadeleci işçi önderi Suat Karlıkaya ve Yunus Durdu'nun, sendikanın yönetiminde de Genel Başkan Mustafa Türkel'in önemli bir rolü vardı.Bu hakkı her zaman teslim ettik. “Polonez işçisi nasıl kazandı?” yazımızda şöyle demiştik: “Polonez işçisi, Tekel'in direniş geleneğini bugüne taşıyan, işçiden aldığı aidatı direnişteki işçiye harcayan Tekgıda-İş'le ve bu sendikal anlayışı yıllardır hayata geçiren Mustafa Türkel'le buluştu. Tekel'in önderlerinden Yunus Durdu Polonez işçisinin komutanı oldu. Polonez işçisi barikatları aşarken yine Tekel'in önderlerinden Suat Karlıkaya'yla birlikte savaştı. Polonez işçisi, önderliği ile bütünleşti, zorluklar karşısında yılmadı, birliğini bozmadı. A planı tıkandığında B planına geçti. Bazen gelişine vurdu. Yeri geldi keçi gibi direndi yeri geldi tırtıl gibi ilerledi. Kelebek gibi uçmaya arı gibi sokmaya da hazırdı. Polonez işçisi böyle kazandı!”Sonrasında Polonez işçisinin meydanda kazandığını masada kaybettiğini de gördük. Perfetti sözleşmesi büyük hayal kırıklığı yarattı. Sendika kötü sözleşmelere imza atmaya başladı. İşler en son Eti Gıda'da patronla kol kola işçi kıyımı yapmaya kadar vardı. 2024'ün olağanüstü mücadeleleri birilerini olağanüstü rahatsız etmişti. Biz bu rahatsızlığı Polonez direnişi sırasında sezmeye başlamıştık. Gün gün, saat saat tarihi yazılacak. Polonez işçilerinin günlüklerinde hepsi var. Perfetti işçilerinin hafızasında saniye saniye her şey kayıtlı. Kimse merak etmesin, bu tarih bu mücadelenin önderlerinin hatalarını da yazacak. Ama Tekgıda-İş'i Türk Metal gibi bir sarı sendikaya dönüştürmek isteyenlerin ihanetini de yazacak. Hatalar düzeltilmelidir, muhasebesi yapılmalıdır, işçilere hesap verilmelidir ve gelecek mücadeleler için dersler çıkarılmalıdır. Ama ihanetin izahı da affı da yoktur!
Bazen bir pasta, sadece bir pasta değildir.Bazen o, bir hikayedir. Bu pasta anneliğimden öğrendiklerimin hikayesi olsun. Anneliğin kabaran, taşan, yerleşen hallerine dair bir hikaye. ~ Görülmenin ve ötekini duymanın iyileştirici gücünü deneyimlemek için bir araya geldiğimiz Anne Çemberi (0-12 ay bebeği olan anneler) ve büyüyen çocuklarla değişen hayatımızı birlikte keşfettiğimiz Anneliğin İkinci Perdesi (+1 yaş) anne grubumuzun bilgilerine @annelikiklimi instagram hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz. Ig: @annelikiklimi
TikTok'ta popüler olan “Save the day” trendi bize küçük bir şeyi hatırlatıyor: Bazen günü kurtarmak, bir nefes almak kadar basit. Ama ya daha fazlası mümkünse? Bu bölümde, günü sadece “kurtarmak” yerine nasıl “genişletebileceğimizi” konuşuyoruz. Kemal Sayar'ın “Yavaşla” kitabından ilhamla, hayatı yavaşlatmanın, anlamı derinleştirmenin ve kendi iç ritmimizi yeniden bulmanın yollarını ele alıyoruz. Belki de bazen mesele günü kurtarmak değil… Onun içine gerçekten sığabilmek.
Her gün binlerce küçük-büyük karar veriyoruz. Kahvaltıda ne yiyeceğimizden, işte hangi maili önce yanıtlayacağımıza kadar… Peki bu kadar çok seçim yapmak neden bizi bu kadar yoruyor?Bu bölümde, karar yorgunluğunun ne olduğunu, kadınların mı erkeklerin mi daha çok yaşadığını, hayatımıza etkilerini ve ondan korunma yollarını konuşuyoruz.Bazen en iyi karar, her şeye karar vermek zorunda olmadığımızı hatırlamaktır.
Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. Çok özledim seninle bu muhabbeti. Bazen elimizdekinin değerini böyle aralarda ya da kayıplarda anlıyoruz. Oyuncak ayıların bile ardından ağlayanlar yok mu mesela? Bazısı çok sevdiği için ağlar ardından bazısı da günah keçisi olarak gördüğü için. Hayatın tüm hıncını ondan çıkarıyordu çünkü. Hayatta insanların seni böyle günah keçisi olarak görmesine müsaade etmemelisin. Seni, beni yani biz kendi yolunda olanları keçilerden ve oyuncak ayılardan ayıran en önemli farkımız bu irademiz ve rızamız. Rıza gösterme bunlara. Seni duvardan duvara atmalarına izin verme. Çünkü kendi yolunda olmak oyuncak ayıların suçsuz olduğunu bilen olmaktır.
Muhtelif yerlerden Peygamberimiz (s.a.v.)'e birçok ziyâretçi ve misafir gelirdi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) bunların hizmetini bizzat görür ve ağırlarlardı. O (s.a.v.)'i görmeğe gelen hiçbir kimse ağırlanmadan bırakılmazdı. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ihsan ve ikramlarında müslimi, gayr-i müslimden tefrik etmez ve herkesi ağırlardı. Bir def‘a müşriklerden biri O (s.a.v.)'i ziyârete gelmiş ve misafirleri olmuştu. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) misafirine doyuncaya kadar keçi sütü ikram etmişlerdi. Bazen misafirler çok gelir, evdeki bütün yiyecekler biter, ev halkı aç sabahlardı. Yine bir gün Gifârîler'den biri Peygamberimiz (s.a.v.)'e misafir olmuş, evde bir miktar sütten başka bir şey yoktu. Onu da misafire ikram ederek bütün ev halkı aç kalmışlardı.Ashâb (r.a.e.) içinde en fakiri Suffalılar (Suffa Ashâbı) idi ki, bunlar cemâatin devâmlı misafiri idiler. Resûlullâh (s.a.v.), bunların ağırlanmasını, zaman zaman Ashâb (r.a.e.)'e ikâz buyururlardı. Kendilerinin ancak dört kişi tarafından taşınabilecek bir kazanı vardı ki, öğle zamanı bu kazan getirilir ve Suffa Ashâbı (r.a.e.) dizilerekResûl-i Ekrem (s.a.v.) ile birlikte ondan yerlerdi. Bazen o kadar kalabalık olurdu ki, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) oturacak yer bulamaz ve çömelirlerdi. (Müslim) Bir gün de Resûl-i Ekrem (s.a.v.), bütün Suffalıları alarak Hz. Âişe (r.anhâ)'nın evine gittiler. Hz. Âişe (r.anhâ)'ya ne varsa getirmesini söylediler. Mevcûd yemek getirilince yenilmiş ve biraz daha da istenmişti. Hurma ve müteâkiben süt verilmişti. Bu sûretle de Suffalılar ağırlanmıştı. (Müslim)(Ömer Muhammed Öztürk,Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in Yüce Ahlakı, s.83)
Bazen düşündüğümüz kişi karşımıza çıkar, kafamızdaki sorunun cevabı bir şarkının sözlerinde gizlidir ya da tam ihtiyacımız olan anda doğru insanla tanışırız. Bunlar sadece rastlantı mı, yoksa hayatın bize gönderdiği işaretler mi?Bu bölümde Carl Jung'un senkronisite kavramından yola çıkarak “anlamlı rastlantıları” konuşuyoruz. Ayrıca bu işaretleri nasıl fark edebileceğimizi ve hayatımıza nasıl dahil edebileceğimizi keşfediyoruz. Belki de evren bizimle kelimelerle değil, tesadüfler aracılığıyla konuşuyordur. ✨
Bazen verdiğimiz en küçük karar , farkında olmadan hayatımızın akışını değiştirir.Bugün söylediğin bir söz, attığın bir adım ya da aldığın küçük bir karar…Yarınını bambaşka bir yere taşıyabilir.Ben bu bölümde “kelebek etkisi”ni konuştum ve hayatımdaki küçük ama büyük etkileri paylaştım.Senin hayatındaki kelebek etkileri ne?✨
Yıl Bitiyor: 3 Ayda Gerçekten Ne Yapabilirsin?Yılın bitmesine sadece 3 ay kaldı… Peki bu seni panikletiyor mu? “Bu yıl hiçbir şey yapamadım” diye düşünüyor musun? Oysa yılın son ayları, eksiklerini telafi etmek için değil; küçük ama etkili adımlar atmak için harika bir fırsat.
Hiç reddedilme korkusuyla fırsatları elinin tersiyle ittiğiniz oldu mu? İş görüşmeleri, ilişkiler, dostluklar… Bazen “ya hayır derlerse” düşüncesi bizi adım atmaktan bile alıkoyuyor.Bu bölümde:Reddedilme korkusunun kökenlerini,Kariyer ve ilişkilerde nasıl görünmez engeller yarattığını,Jia Jiang'ın “100 gün reddedilme deneyi”nden en çarpıcı örnekleri,Ve bu korkuyla başa çıkmak için günlük hayatında uygulayabileceğiniz teknikleri bulacaksınız.#reddedilme #reddedilmekorkusu #psikoloji #ilişkiler #kariyer
Bazen bazı değişimleri heyecanla bekleriz. Bir yere taşınmayı, bir okula girmeyi ya da belki yeni telefona geçmeyi... Ama o değişim anı geldiğinde içimizi bir hüzün kaplar yine de bazen. İşte bu bölümde Psikolog Dr. Gizem Sürenkök, güzel şeylerin de yasının tutulabileceğinden bahsediyor ve bunun nedenlerini anlatıyor. Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et! ------ Podbee Sunar ------- Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını keşfet! BonusFlaş'la kartlar ve kampanyalar bir arada! Kart bilgileriniz, yeni nesil ödeme teknolojileri ve bol ödüllü kampanyalarınız BonusFlaş'ta sizi bekliyor!
Hepimizin içinde birçok “ben” var…Evde başka, işte başka, ilişkilerde bambaşka…Çocukken kurduğumuz hayaller, büyürken öğrendiğimiz roller, zor zamanlarda geliştirdiğimiz savunmalar… Hepsi bugün bizi biz yapan parçalar.Ama bazen bu parçalar çatışıyor. İşte o noktada:• Migren, panik atak, romatizmal ağrılar gibi semptomlar ortaya çıkabiliyor.• Evlilik, iş değişiklikleri veya büyük kırılmalar bizi yeni bir “ben” inşasına zorluyor.• Ezberlediğimiz roller, gerçek benliğimizle çatışmaya başlıyor.Bazen kaygılar, bazen bedensel semptomlar… Hepsi bize bir şey söylüyor olabilir.Belki de hayat, seni içindeki o gerçek ben ile tanıştırmak istiyordur.
Herkese merhaba! KLİMİK podcast yayınlarından bir yenisi ile karşınızdayız. Bazen sadece sayılar yetmez, olayın derinine inmek, insanların ne yaşadığını, nasıl hissettiğini de anlamak gerekir. Nitel araştırmalar da tam burada devreye giriyor. Bugünkü konuğumuz Karabük Üniversitesi Sosyoloji bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Zeynep KURNAZ'ın deneyimleri eşliğinde, bu yöntemin tıpta nasıl bir dönüşüm yapabileceğini, geçerlilik ve güvenilirliğin nasıl sağlandığını konuştuk. Tez yazanlar, sayıların ötesine geçmek isteyenler, merak edenler, verilerden fazlasını arayanlar ve sorgulayanlar için bu bölüm kaçmaz! Keyifli dinlemeler dileriz!
İnsanın taşıdığı vücut ve can aslında kendisine ait olmayıp, Allâhü Teâlâ'nın insanlara verdiği bir emânettir. Biz de Allâh'ın verdiği bu emâneti hakkıyla muhâfaza etmek zorundayız. Dikkat etmemiz gereken hususlar vücûdumuzun sıhhatini korumak, vücûdumuzun kuvvetini korumak ve vücûdumuzun huzur ve sükûnunu korumak yani fenâ işlerle meşgul olup onların vereceği sıkıntı ile vücûdumuzun rahat ve huzûrunu kaçırmamaktadır. Nitekim bu hususların korunmasında herhangi bir aksaklık meydana gelse o zaman işlerimizi yürütmemiz de imkânsızlaşır. Bundan başka diğer din kardeşlerimizin ve ihtiyaç sâhiplerinin yardımına koşamayız, yine bunun gibi nankörlük ve sabırsızlık gibi kötü alışkanlıklar kazanırız. Zira bu gibi karışık işlerle uğraşmak imânı zayıflatır ve yer bitirir.Huzeyfe (r.a.) rivayet ediyor: Resûlullâh (s.a.v.): “Mü'mine kendi nefsini rezil etmek yakışmaz.” buyurdu. Sahâbîler (r.a.e.) sordular: “Yâ Resûlullâh! Nefsini rezil etmekten maksat nedir?” Allâh Resûlü (s.a.v.): “Altından kalkamayacağı sıkıntılı işlere kendini sokar.” buyurdu. Bu hadîs-i şeriften insanın vücûdunu gıdasızlık veya fazlaca yıpratmak suretiyle kendi idâresinden çıkarıncaya kadar perişan etmemesi gerekir denilmiştir. Abdullah b. Amr (r.a.) anlatıyor: Peygamberimiz (s.a.v.) bana hitaben: “Ey Abdullah! Senin sürekli gündüzleri oruç tuttuğun, geceleri de ibâdetle geçirdiğin bana haber verilmedi mi sanıyorsun?” dedi. Ben de: “Evet öyle yapıyorum ey Allâh'ın Resûlü” dedim. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.): “Böyle yapma. Bazen oruç tut bazen tutma. Geceleri de hem ibâdetini yap, hem de uyu. Bedeninin sende hakkı var. Gözlerinin sende hakkı var. Eşinin sende hakkı var.” buyurdu.(Misvâk Neşriyat, Eşref Ali et-Tehânevî, Hayâtü'l Müslimîn, s.185)
Bastığınız bir ceket askıdan kurtulur ve düşer ya bazen, işte her şey biraz böyledir. Her yeri donatabileceğinizi sandığınız bir duygu, günün sonunda elinizde kalır, solgun, kırık. Her şeyi anlatabileceğinizi sanarak girersiniz söze, sonra siz onları çağırdıkça kelimeler kaçar olur zihninizden. Güzel bir hayal kurarsınız ama o sizi kurmaz.
‘Kırmızı çizgi' ön kesmektir. Bazen de üzerlerinden geçer, ‘üstü çizilmek' olur. Suriye-İsrail arasında olası anlaşma adına Tel Aviv'in Amerika'ya getirdiği şartlardan birinin, “Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığını tamamen çekmesi” olduğu yazılıp, söylendi. Haberdir, doğrudur, yanlıştır ayrı bahis olmakla beraber, “söz konusu” değildir. Söz başka yerdedir. Böyle bir şey olmayacak…
“Verdikçe Çoğalan Şeyler” Mevlana Hüdavendigar derki; “İnsanın kalbinde saklı öyle şeyler vardır ki, verdikçe çoğalır.Hoş geldin sevgili dostum. Ben Hasan Basri Budak.Bazen bir gülümseme, bir selam, bir avuç su, o kadar sade bir iyiliktir ki; yaparken fark etmezsin. Ama sen unutsan da, Hakk unutmaz. Çünkü kalpten verilen her şey verdikçe çoğalır. Bugün, içinden geldiği için yapılan bir iyiliğin nasıl hakikatle buluştuğunu anlatan kıssaya kulak vereceğiz.Keyifli dinlemeler.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/hasan-basri-budak-ile-kendine-gel--5728974/support.
İnsan zihni büyük sayılarla başa çıkmakta iyi değildir pek. Garip ve ender rastlanan olaylarla karşılaştığında, hemen anlam yüklemeye başlar. Tesadüf der kimi zaman. Bazen kader, bazen mucize diye tanımlar bu tür durumları. Fakat çoğu zaman bu mucizeler, yeterince tekrar eden sistemlerde, kaçınılmaz olan şeylerdir aslında. Hiçbir Şey Tesadüf Değil'in bu bölümünde, sırtımızı istatistik bilimine dayıyoruz. Rastlantının gerçekliğini sorguluyor, istatistiğin neye çare olup, neyi yok saydığını değerlendiriyoruz. ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ 'u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et! Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. GENC2025 kodu ile 3342'ye SMS atıp Garanti BBVA Mobil'den müşteri olun.
"Bazen bir bakıştan, bazen bir sözden ve bazen kendimiz olmaktan korkarız. Bazen de korkmamız gerekenlerden korkmayarak yaşarız. Bu korku hissi neden verilmiş ki insana? Hikmeti nedir? Nelerden korkmalı ve ne kadar korkmalı?" 0:00 Intro0:32 Korku hissi neden kaynaklanır?1:56 Korku hissi neden verilmiştir?8:29 Gelecek endişesi10:08 Ölüm, tüm korkuları yener10:41 Asıl kimden/nelerden korkmalı?11:45 Yunus (as) kimden/nelerden korktu?12:30 SON*Takip Etmeyi Unutma:Instagram: @maksat114bursaYouTube: @maksat114Spotify: Maksat 114X: @maksat114bursa
Termometreler hava sıcaklığının mevsim normallerinin çok üstünde seyrettiğini söylüyor; nasıl oluyorsa bu aşırı sıcaklıklar bile buz tutmuş kalpleri ısıtmaya yetmiyor! Bazen insan içinden gelip geçenlerin nereden gelip nereye gittiğini merak ediyor. “Seni birkaç kez aradım ama bulamadım” dedi kırmızı desenli tişörtü olan. “Bazen beni ben de bulamıyorum!” diye öylesine cevapladı onu düz yeşil gömlekli olan.
Bazen içinde bulunduğumuz an, bize garip bir şekilde çok tanıdık geliyor; sanki daha önce yaşamışız gibi... Peki bu bir zihin yanılsaması mı? 111 Hz'in bu bölümünde, oldukça gizemli bir deneyim olan Deja Vu'ya daha yakından bakıyor; hatırlamak ve unutmak aslında birbirlerinden ne kadar farklı, sorguluyoruz. Sunan: Barış Özcan Hazırlayan: Gülşah Dim Ses Tasarım ve Kurgu: Metin Bozkurt Yapımcı: Podbee Media ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir. Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/ 'u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et! Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. GENC2025 kodu ile 3342'ye SMS atıp Garanti BBVA Mobil'den müşteri olun.
“Taşa Çarpınca Anladım” Mevlana Hüdavendigar der ki; Sıkıntı yok efendiler, dert; insana yol gösterir…Hoş geldin sevgili dostum. Ben Hasan Basri Budak.Bazen hayat, biz yönümüzü değiştirelim diye sarsar bizi. Dert diye ağladıklarımız, bir bakmışsın dönüm noktası olur. Bir hastalık, bir kayıp, bir iflas… Aslında bir çağrıdır bunlar. İçine dönmen, yavaşlaman ve başka bir yoldan yürümen için bir çağrı.Bu podcastte, etkileyici bir kıssa eşliğinde, dertlerin aslında nasıl bir rehbere dönüşebileceğini konuşacağız.Keyifli dinlemeler…Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/hasan-basri-budak-ile-kendine-gel--5728974/support.
Bu ülke Müslüman bir ülkedir. Ülke ile rejim birbirine karıştırılmamalıdır. Rejimler, ülkeye giydirilmiş gömleklerdir. Bazen iktidarı ele geçirenler tarafından zorla giydirilen ideolojik gömleklere bakarak ülkelerin asıl karakterlerini yanlış tanımlamaya kalkışmak, sözgelimi artık o ülkenin Müslüman olmadığını söylemek hem telefisi zor bir inhiraftır hem de o rejim sahiplerinin tuzağına düşmektir. Aziz milletimizin Cumhuriyetle bir sorunu yoktur. Ama Cumhuriyetçilik kisvesi altında bu ülkenin dini inancı ve diğerleriyle kavgalı olanların milletimizle hep bir sorunu olmuştur.
“Unutmadı” Yunus Emre der ki; Her kimde erlik var ise, elbet vefadan gelir.Hoş geldin sevgili dostum.Ben Hasan Basri Budak.Bugün sana uzak bir coğrafyadan ama çok tanıdık bir duygudan bahsedeceğim, vefadan.Bazen en derin hakikatler, sadece insanın değil, hayvanların kalbinde de yankılanır. Vefa, insanın değil; kalbin bildiği bir dildir. Ve bazen bir ormanın sessizliğinde, bizden olmayan bir canlının yaptığı şey, bize en insani olanı hatırlatır.Hazırsan, bu haftaki bölümde, gerçek bir hikayeden yola çıkarak, vefanın izini süreceğiz.Keyifli dinlemelerBecome a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/hasan-basri-budak-ile-kendine-gel--5728974/support.
Ja hoor, de Sjieke Bazen zijn terug met Mixtape 9.0! Mixtape 9.0 is gewoon weer pure sjiekheid, precies zoals je van ons gewend bent. Hier wordt je gewoon blij van, klaar. Dus zet je volume op 10 en geniet. Dit is er eentje om trots op te zijn
“İçindeki Kurbanı Keşfet” Kurban, senden seni alanı feda etmektir.Hoş geldin sevgili dostum. Ben Hasan Basri Budak.Kurban, bir koyun kesmekten çok ötedir.Kurban, içimizde bizi bizden alan her türlü dünyevi bağı, yaradana yaklaşmak uğruna feda edebilme cesaretidir. Bazen bir korkudur kurban edilen, bazen bir alışkanlık, bazen de “ben” dediğin şeyin ta kendisi.Kurban Bayramı; Hazreti İbrahim'in, yaradana olan teslimiyetini haykırdığı bir mihenk değil yalnızca, aynı zamanda bizlerin de her yıl içsel bir muhasebeyle neye yöneldiğimizi ve neyden vazgeçmeye hazır olup olmadığımızı sorguladığımız bir vakittir.Hazırsan, kurbanın ruhuna bir yolculuk yapacağız bu haftaki podcast'imizde.Keyifli dinlemelerBecome a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/hasan-basri-budak-ile-kendine-gel--5728974/support.
“Çöpe gitmesin”, “ayıp olmasın”, “kırılmasın”… Peki ya biz?”Bu bölümde yemekle kurduğumuz duygusal bağlara, yemeğin sadece fiziksel bir ihtiyaç olmaktan nasıl çıktığına, kıyamadıklarımız yüzünden kendimizi nasıl tükettiğimize birlikte bakıyoruz.Misafirlikte aç olmadığımız halde yediğimiz tabaklar, çöpe gitmesin diye zorla bitirdiğimiz bayat yemekler, biri üzülmesin diye söylediğimiz o sessiz “evet”ler… Hepsi bir tabaktan fazlasını taşıyor aslında.Yeme bozuklukları her zaman sadece açlıkla ya da toklukla ilgili değildir. Bazen yemek, bastırılmış duyguların dili olur. Bazen bir çatalla sustuğumuz duygular, bir tabakta kendini anlatır. Bu bölümde: • İnsanları kıramadığımız için kendimizi kırdığımız anları, • “Günah olmasın” diye sağlığımızı riske attığımız yemekleri, • Ve duygusal açlığı fiziksel doygunlukla bastırmaya çalıştığımız o anları konuşuyoruz.Yemekle barışmak, duygularla barışmakla başlar.Ve belki de en çok şunu hatırlamak gerekir:Her “hayır”, aslında kendine söylenmiş bir “evet” olabilir.
Damarlara sessizce zarar veriyor. Bazen tıkanma, bazen yırtılmaya kadar varıyor. Sessiz katil olarak tanımlanan hipertansiyon neden belirti vermiyor? Neyle karıştırılıyor? Ciddi sonuçların önüne nasıl geçilebilir? Kardiyoloji uzmanı Dr. Demet Erciyes'e sorduk.
#beşerimünasebetler
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bazen mutluluk, hiç beklemediğimiz anda gelir. Cebimizde unutulan bir para, ansızın gelen bir hediye, hemen bulunan bir park yeri... Bugün Emin ve Emine hayatın küçük ama etkili mutluluklarını konuşuyorlar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:27] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Emine ablamla beraberiz. Nasılsın Emine abla? Emine: [0:36] İyiyim Emin, sen nasılsın? Emin: [0:38] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Bugünkü bölümümüzde nelerden bahsedeceğiz? Hayatımızdaki küçük mutluluklar Emine: [0:43] Bugünkü bölümümüzde böyle ansızın gelen ufak durumlardan bahsedeceğiz, bizi mutlu eden. Emin: [0:50] Haz veren. Emine: [0:51] Evet, haz veren. Beklemediğimiz anda gerçekleşen daha çok. Bunlardan bahsedeceğiz. Emin: [0:56] Evet. Böyle deyince aklına ne geliyor, ilk? Emine: [1:00] Yani ilk aklıma gelen herhâlde iltifat almak olabilir. Emin: [1:08] Beklemediğin bir anda mı? Emine: [1:10] Evet, beklemediğin bir anda bir iltifat almak olabilir benim için. Senin? Park edecek yeri hemen bulmak! Emin: [1:14] Daha taze oldu. Yani daha doğrusu olmadı, aklıma geldi. Bir yere gittiğimde, özellikle İstanbul gibi bir yerde, tam gideceğim yerin önünde park yeri bulmak. Emine: [1:26] Evet. Emin: [1:27] Bu da mesela inanılmaz mutlu eder beni. Emine: [1:30] Kesinlikle. Çünkü park etmek İstanbul'da çok büyük bir mesele. Emin: [1:35] Evet. Emine: [1:35] Bazen arabayla bir yere gitmemek için bir sebep bile. Emin: [1:39] Aynen öyle. Emine: [1:40] O yüzden gerçekten bu güzel bir mutluluk. Emin: [1:44] Evet. Çok sık olmaz bana. Zaten dediğim gibi bana bugün olmadı. Ama bu bölümü çekelim dediğimizde aklıma geldi. Ah dedim, böyle bir şey olsaydı çok güzel olurdu gerçekten şu anda. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
11 Dakika uzun süre sonra yeni bölümüyle “Uyanmak” temasına odaklanıyor. Uyanmak nasıl bir deneyimdir? Uyandığımızda hatırladığımız ve unuttuklarımız nelerdir? Rüyada olmadığımızdan nasıl emin oluruz? Nasıl uyandığımız kadar, neye uyandığımıza, neyi unutup neyi hatırladığımıza ve bunun bireysel ve toplumsal tezahürlerine farklı duraklara uğrayarak değiniyoruz.11 Dakika'nın bu bölümü HayySpace'te 17 Mayıs 2025 tarihine kadar açık kalacak olan Bazen de Gölgesi Düşüyor İçeriye adlı sergiye konuk oluyor. Instagram: https://www.instagram.com/11_dakika/YouTube: https://www.youtube.com/@11DakikaPodcast
TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİ Sizlere Ord. Prof. Dr. Anna Masala'nın kendi ağzından Türk mutfağını ve Türk misafirperverliğini anlattığı bir anısını aktarmak istiyorum: “Yanlış hatırlamıyorsam tanıdığım bütün Türklerin evinde yemek yedim. Konya'da Selçuklu yemeği, Eskişehir'de Tatar yemeği yedim. Zenginlerin ve fakirlerin evinde kahvaltı ettim, öğle ve akşam yemekleri yedim. Bazen birbirleriyle aynı günde evlerine davet eden dostları kırmamak için üç kez akşam yemeği yediğim bile oldu. Türkiye'de misafirperverlik anlayışı çok farklıdır. Anadolu'da en fakir köylü bile tek tavuğunu misafiri için keser ve ona yedirir. Ben, dünyanın en iyi mutfaklarından biri olan Türk mutfağını ve Türk sofrasını çok severim. Her sofra bir gökkuşağı gibidir: altın renkli börekler, gümüş baklalar, yeşil kırmızı çoban salataları, beyaz peynirler, her çeşit et yemeği, imam bayıldı, pilavlar, fasulye, tarhana ve tatlılar... Bir kere Prof. Ziya Umur, Suha Umur ve eşleriyle birlikte Prof. Sahir Erman'ın misafiri oldum. Büyük bir otelin lokantasındaydık. Yemek çeşitleri gerçekten kırk bir miydi bilmem ama çok çeşitli vardı. O akşam “imam bayıldı” veya “hünkarbeğendi” gibi yemek adlarının anlamını çözdüm. Her birimiz için içinde gül yaprakları olan bir tasla ılık su ve muhteşem sıcak peçeteler geldi. Otel, o akşam gözümde âdeta bir Osmanlı sarayına dönüşüverdi. Türk misafirperverliği sadece yemeğe dayanmaz; sanırım sadece Türkiye'de “diş kirası” âdeti vardır. Yani misafirlere ev sahibi tarafından bir hediye verilir. Eski dönemlerde büyükler misafirlere altın para hediye ederlermiş. Şunu bilmelisiniz ki bir Türk'ün misafiri olursanız ondan mutlaka bir hediye alırsınız. Mesela bana, boncuklar, bilezikler, yemeniler, kıymetli kitaplar, el işçiliği tabaklar, gümüş bir ayna ve daha birçok güzel hediye verildi. Anadolu'da bazı köylerde misafir odalarında, işlemeli divanlar, yastıklar ve renk renk halılar arasında uyuduğum da olmuştur. Halının üzerinde bir tepsi, tepside çay, meyve ve fıstık görüntüsü unutamadığım anlardandır. Sabah erken saatte, namaz vaktinde, küçücük bir minareden gelen ezan sesleriyle ev halkı uyanır ve kahvaltı edilirdi. O köy evi de bir saray oluverirdi.
Het kan gek lopen, zo bewijst Elon Musk. Leiding geven aan Tesla, daarna bezuinigen bij de Amerikaanse overheid en nu opeens een oorlog bekokstoven. Niet de kleinste ook nog, want het gaat over een tussen Amerika en China. Musk mocht als belangrijke adviseur van president Trump bij een briefing daarover zijn. Opvallend, want normaal gesproken zijn die briefings uiterst geheim. Nóg opvallender is het omdat Musk met zowel Tesla als SpaceX nogal actief is in China. Of we ons zorgen moeten maken over de invloed van Musk op een mogelijke oorlog, dat hoor je in deze aflevering. En daarin blikken we ook vooruit op ons pensioen. Als beursbedrijven trendsetters zijn, dan gaan wij over 30 jaar BNR uit de problemen redden. Steeds meer hebben een pensionado aan het roer. Dat gebeurt ook bij Nike. Daar werd gerekend op een dramatische terugval van de omzet in het eerste kwartaal. Maar de schade blijkt beperkt. Het gaat ook over een andere trend: kleine beleggers die het opnemen tegen grote hedgefondsen. En nee we hebben het niet over het Reddit-leger, maar over Europese beleggers die springen op defensie-aandelen. En we kijken terug op de beursweek. Een waarin Google z'n grootste overname ooit deed, Nvidia-topman Jensen Huang urenlang voor niks op een podium stond en Fed-baas Jerome Powell zich niks aantrok van Trumps handelsoorlog.See omnystudio.com/listener for privacy information.
Facebook veya Instagram reklamları veriyorsanız, CPA'nızın (Edinme Başına Maliyet) ne kadar olduğunu hiç kontrol ettiniz mi? Eğer etmediyseniz, bu yazı tam size göre! Bugün sizlere Facebook reklamlarında CPA'yı nasıl %50 oranında düşürebileceğinizi anlatacağım.CPA (Cost Per Acquisition), yani edinme başına maliyet, bir işletmenin her yeni müşteri veya dönüşüm için ödediği tutardır. Bazı işletmeler bunu CAC (Customer Acquisition Cost) olarak da adlandırır ve sadece yeni müşteri edinme maliyetine odaklanır. CPA'yı düşürmek, daha az maliyetle daha fazla müşteri kazanmak anlamına gelir ve dijital reklamcılıkta büyük bir avantaj sağlar.Bu yazıda CPA'yı düşürmenin en etkili 5 yolunu anlatacağım. Uygulamalı olarak denediğimiz bu stratejilerle ortalama %50'ye varan düşüşler elde ettik. İşte detaylar:1. Doğru Hedef Kitleyi Seçerek Gereksiz Harcamaları AzaltınReklamınızın yanlış kişilere gösterilmesi, gereksiz harcamalara ve düşük dönüşüm oranlarına neden olur. Bunu önlemek için hedef kitlenizi doğru şekilde belirlemeniz gerekir: Geniş kitleler yerine Lookalike (Benzer) Audiences kullanın. Sitenizi ziyaret eden, ürün görüntüleyen veya satın alma gerçekleştiren kişilere dayalı benzer kitleler oluşturun. Remarketing (Yeniden Pazarlama) stratejileri kullanın. Özellikle sepete ekleyip satın almayan kullanıcılara yönelik reklamlarla dönüşüm oranlarını artırabilirsiniz. Advantage+ Audiences özelliğinden yararlanın. Facebook'un akıllı hedefleme sistemini kullanarak daha düşük maliyetle daha iyi dönüşümler elde edebilirsiniz.2. Reklam Yaratıcılığını (Creative) Test Etmeden Harcama YapmayınReklamlarınızın görselleri ve videoları, CPA'nızı doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. İşte yaratıcılarınızı test ederken dikkat etmeniz gerekenler: En az 3-5 farklı reklam kreatifi (görsel veya video) test edin. Tek bir görsele veya videoya bağımlı kalmayın. En iyi performans gösteren kreatifleri belirleyin ve bütçeyi onlara yönlendirin. Carousel Ads, Video Ads ve Story Ads gibi formatları kullanın. Farklı formatlarla kullanıcı deneyimini geliştirin. Reklam yerleşimlerini geniş tutun. Facebook'un otomatik yerleşim ayarlarını (Advantage+ Placements) kullanarak reklamlarınızın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabilirsiniz.3. Düşük Bütçeyle Maksimum Sonuç Almak İçin Kampanya OptimizasyonuDaha az bütçeyle daha fazla dönüşüm almak için doğru kampanya yapılandırması yapmalısınız: CBO (Campaign Budget Optimization) kullanın. Kampanya bütçenizi, reklam gruplarınızın performansına göre Facebook'un otomatik olarak yönetmesine izin verin. Günlük bütçe mi yoksa ömür boyu bütçe mi kullanacağınıza karar verin. Kısa vadeli testlerde günlük bütçe, uzun vadeli kampanyalarda ise ömür boyu bütçe daha iyi çalışabilir. Yüksek CPA'li kampanyaları optimize edin veya yeni bir kampanya oluşturun. Bazen kötü performans gösteren kampanyaları optimize etmek yerine sıfırdan yeni bir kampanya açmak daha iyi sonuç verir.4. Reklam Metinleri ve Görsellerde Satın Almaya Teşvik Eden Taktikler KullanınDaha etkili reklam metinleri ve görsellerle CPA'nızı düşürebilirsiniz: Aciliyet ve sınırlı stok stratejileri kullanın. “Sadece bugün için geçerli!”, “Son 10 ürün kaldı!” gibi ifadelerle kullanıcıları harekete geçirin. Güçlü bir CTA (Call To Action) belirleyin. “Hemen Satın Al”, “Fırsatı Kaçırma” gibi dönüşüm oranını artıran ifadeler kullanın. Metin ve görsellerde kullanıcıyı yönlendirin. CTA'ları sadece butonlarda değil, doğrudan görsellerin ve videoların üzerinde de kullanın.5. Facebook Pixel ve Event Tracking'i Optimize EdinFacebook Pixel, reklamlarınızın başarısını ölçmek için kritik bir araçtır. Ancak yanlış yapılandırıldığında CPA'nızın gereksiz yere yükselmesine neden olabilir. İşte dikkat etmeniz gerekenler: Facebook Pixel'in doğru çalıştığını kontrol edin. Event Prioritization ayarlarını doğru yapın. Pixel verilerini kullanarak yapay zeka destekli optimizasyon yapın. Daha fazla içerik için beni Instagram'da takip etmeyi unutmayın @frktprk .
Bazen insanlar farkında olmadan (veya bilerek) saygısızca konuşurlar. Peki, böyle bir durumda ne yapmalısınız? Sessiz mi kalmalı, karşılık mı vermeli? Mert'in iş arkadaşı ona açıkça saygısızlık yaptı. Ama Mert, tek bir cümleyle saygıyı geri kazandı! Bu bölümde, saygısızlığın 3 temel işaretini, insanların sizi küçümsemesine nasıl engel olacağınızı ve saygısızlığı anında durduracak sihirli cümleyi öğreneceksiniz.
Bazen ısrarla, bazen de umutla değer vermeyi sürdürürüz. Ne zaman bu ısrarımızdan vazgeçmeliyiz veya umudumuzu kaybetmemize neler sebep olabilir? Keyifli dinlemeler... organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
When you find yourself more and more interested in non-ordinary states of consciousness and cultivating a deep relationship to Divine Intelligence, but have spent a dizzying amount of time apologizing, downplaying, or sanitizing your visions, gifts and ‘out-there' theories on reality, my friend, you may be hauling around the Mystic's Grief. Let's sort through some of that, shall we? Grief Threads winter edition begins February 23 - are you in? Five weeks of cozy sewing and intuitive quilting while getting about the grief stored in our hearts and bodies. Work with Narinder 1:1 or learn about her Death Midwifery Training. 10/10 recommend! Book 1:1 Creative Coaching time with Melissa Free Resources — Download Attention Reset - my free digital art zine on getting outta your head and into your body Stay Connected — Follow Melissa's Instagram for hot spirit memes Join Melissa's weeklyish newsletter for creative musings and first dibs on workshops and art Big thanks to Ben Coleman for composing our theme music, and Gavin Bernard for vocals Erin Palovick made our stunning cover art
İnternetin ücra köşelerinde dolaşan siber hafiyeler unutulmuş ya da eksik araştırılan dosyaları çözmeye çalışıyorlar. Bazen başarılı, bazense zararlı sonuçlar veren dijital dedektiflerin eylemlerini ve yarattıkları araştırmacı kültürü anlattık!Patronumuz Olun: https://www.patreon.com/hkbupodcast
(Mevsimsel hastalıklar sebebiyle bu haftaki bölümümüzü kaydedemedik. Dinlememiş olanlar için 66.bölümü yeniden yayına aldık.) “Çok mu kalender sandınız dert anlatmayınca” diyor Candan Erçetin şarkısında. Bazen karşımızdaki insanı anlamadan, onunla konuşmadan direkt yargılayıp, sadece sanıyoruz. Aslında hayatınızdaki birçok şey sandığımız gibi değil. Bu bölümde işte bu konuyu tartışıyoruz… organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
Sizden gelen soruları yanıtlamaya devam ediyoruz. Soru: İslam'da namazları cem etmenin yeri nedir? Bazen zorlanıyoruz, namazları cem etmeye ihtiyaç duyabiliyoruz. Hangi durumlarda cem edebiliriz namazlarımızı?
Dünya zor bir dönemden geçiyor ve biz de bu süreçte zaman zaman çaresizliğe kapılabiliyoruz. Bazen de bu his bir türlü geçmek bilmiyor. Peki hep böyle mi olmak zorunda? Öğrenerek edindiğimiz bu çaresizliğin bir panzehri yok mu? 111 Hz'in bu bölümünde o panzehri arayışa koyuluyoruz. İlhamımızı hikayelerden alarak, umudun peşine düşüyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Özgür YılgürSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Podbee50 kodumuzla Hiwell'de ilk seansınızda geçerli %50 indirimi kullanmak için Hiwell'i şimdi indirin. 1400'ü aşkın uzman klinik psikolog arasından size en uygun olanlarla hiçbir ücret ödemeden tanışın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bazen eşsiz lezzetlerini bize sunuyor, bazen de hastalıklarımıza ilaç oluyorlar. Mantarlar, neredeyse Dünya var olduğundan beri canlarını dişlerine takmış bir halde doğanın dengesini sağlamaya çalışıyor. Peki bunu nasıl yapıyorlar? 111. Hz'in bu bölümünde bir doğa gezintisine çıkarak mantarların fantastik dünyasının kapısını aralıyoruz. Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Kadir Can DeğerSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell'in klinik psikologlarıyla ücretsiz tanışma görüşmeleri yapmak ve terapi seanslarınızda pod10 koduyla %10 indirimden faydalanmak için linkten Hiwell indirin.Bu podcast, ON Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.ON Dijital Bankacılık ile her zaman avantajlı faiz oranları ve farklı bir çok avantaj seni bekliyor! Hemen tıkla, "ONBEE" kodunu davet kodu alanına girerek ON'lu ol, rahat bankacılığın avantajlarla dolu dünyasıyla tanış!See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Duygular hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Benzer olaylar karşısında farklı duygular gösterebiliyor, aynı duyguları paylaşmamıza rağmen farklı tepkiler verebiliyoruz.. Bazen bu duygularımızı bir başka duyguyla bastırıyor, bazen de kendimizi ve kararlarımızı tamamıyla onların hakimiyetine bırakıyoruz. Tıpkı geçtiğimiz hafta vizyona giren Inside Out filminde olduğu gibi. 111 Hz'in yeni bölümünde duygular üzerine bir yolculuğa çıkarken Inside Out'a da bir bakış atıyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Kadir Can DeğerSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
This episode is such a heartfelt deep dive into grief, creativity & enchantment with the wonderful Narinder Bazen. Here is some of what we talked about: The space that death awareness inhabits in our lives Making simplicity & minimalism our own Thresholds & finding a place in the world Meaning making and ritual through hard times Narinder Bazen is an artist, death midwife, enchanted life guide and death midwifery trainer, living on unceded Penobscot land. (Maine, USA) Her greatest passions include helping to midwife new paradigm death care and grief care and living as a minimalist full of enchantment because of all of the bounty found in nature. When she's not guiding new death midwives, she's spending time painting with watercolors, writing, and playing with her dog Oak. https://www.narinderbazen.com/ You can sign up for the next Spark session over here: https://yarrow.substack.com/ Thanks for listening! Love, Yarrow
