1981 yılının muhtelif aylarında doğmuş, Milli Eğitim'in çeşitli aşamalarının travmatik (Evet, tramva değil, tramvaya girdi demek, bir ulaşım aracına başarıyla bedenini yerleştirdi demek) bir şekilde geçilmesinin ardından ODTÜ amfisinde buluşmuş iki genç irisiyiz. 30'larımızın ortasına doğru ilerlerk…
Tükenmişlik (burnout) üzerine duyduklarımızın çoğu iş işten geçtikten sonrasını kapsıyor. Bu bölümde erken işaretleri yakalayarak kendimize önleyici müdahalelerde bulunmanın mümkün olup olmadığını ele aldık.
Kısa bir süre önce Oksijen TV'deki söyleşimizde yıllardır gelmekte olan ve şimdilerde kendini iyice hissettiren "ilişki resesyonu"ndan bahsettik. Bu bölümdeyse resesyonda henüz dibi görüp görmediğimizi ve bizi gelecekte nelerin beklediğini kestirmeye çalıştık.
Liderlere yaranma, yaranan için avantajlar getirebilir. Peki yaranmaya şahit olanların gözünde liderin imajına ne olur? Bonus içerik: Melih Kavukçu'nun mutfakta beslediği kefirle fırtınalı ilişkisi!
Yeni bölümde stresin farkında bile olmadan diğer insanlardan bize bulaşabileceğini konuştuk. İkili ilişkilerden büyük arkadaş ağlarına kadar farklı büyüklüklerdeki gruplarda stresin nasıl yolculuk ettiğini ele aldık.
En sevdiğimiz dizinin yeni bölümünü bir hafta boyunca sabırla beklediğimiz günler çok geride kaldı. Artık sınırsız sayıda video arasında zap yapabiliyoruz. Dijital zaplamaya neden meylediyoruz? Dijital zaplama can sıkıntısını azaltmak için iyi bir yöntem mi? Yeni araştırmalar ışığında bu sorulara yanıt aradık. Bonus: Eski bölümlerimize atıfta bulunurken bölümü hangi sezonda çektiğimizi tahmin etmeye çalıştık. Sizce ne kadar isabetli tahminler yapmışızdır?
İlişkiler üzerine beş bölümlük kısa serimizin son halkasında fedakarlıkların fayda-maliyet analizini yaptık.
Bölümün açılışında Melih Kavukçu Google NotebookLM'in podcast yaratabilen yapay zekasına meydan okudu. Ardından bir ilişkide sürekli değişe değişe "ben"i yitirmek ne kadar ciddi bir risk olabilir diye tartıştık.
Son iki bölümde konuştuğumuz süreçlerin ilişki mutluluğuna etkisinin tahmin edilenden az olması Melih'i kızdırınca serinin üçüncü bölümünü ilişkide mutluluğu artıran süreçlere ayırdık.
Yurt gezilerine İç Anadolu'da devam eden Melih Kavukçu telefondan yeni bölüm kaydı için bağlandı. 43 ülkeden 49 laboratuvarın zihnimizdeki ideal eş standartlarının ilişki doyumuna etkisini incelediği yeni bir araştırmayı konuştuk.
Eşinizin yaşadığı stresli bir olay karşısında sizin olumsuz duygularınızın artması eşinizi ilişkinizde daha mutlu mu yapar daha mutsuz mu? Mevzu mühim, tüyolar kritik olunca Melih Kavukçu seyahatti, internet erişim problemiydi dinlemedi; bir kafede cep telefonundan bağlandı ve bölümü kaydettik.
Bir işi iyi yapmak için en iyi tavsiyeyi o işin ustasının mı vereceğini düşünüyoruz? Peki ustalardan alınan tavsiye usta olmayanlardan alınan tavsiyeye göre performansı gerçekten artırıyor mu? Artırmıyorsa niye ısrarla ustalardan tavsiye istiyoruz?
GPT-4o'nun sahne almasıyla ortamlarda AI sohbetleri yeniden ısındı. Sosyal psikoloji araştırmalarında AI'ın yeni ve henüz çok basit uygulamalarını konuştuk. Sınırını göremediğimiz olasılıklar bizi bir gün AI sevgiliyle ilişki üzerine bölüm yapmaya götürür mü sorusuna ilişkin spekülasyonlarımızı kayda geçirdik.
Önünüzde iki iş teklifi var: Birinin ücreti yüksek fakat işi anlamlı bulmuyorsunuz, diğer işi anlamlı buluyorsunuz ama ücreti düşük. Hangisini seçersiniz? Haliniz vaktiniz yerindeyse seçiminiz ne olur? Tüm bunların Matrix'te Morpheus'u satan Cypher karakteriyle ne ilgisi var? Bütün soruların cevapları yeni bölümümüzde!
Her sene Mart ayında yaptığımız gibi önce olabildiğince cehaletimizle Oscar'ları yorumladık. Sonra dümeni biraz daha iyi bildiğimiz bir alana kırdık ve sosyal psikolojinin kendimizce beş büyük fikrini sıraladık.
Yardıma ihtiyacı olan biri var ve etrafta sadece siz varsınız. Yardım eder misiniz? Peki ya etrafta başkaları da varsa? Yardım etmeye yatkınlığınız halen aynı mı olur yoksa düşer mi?
Onuncu yılımızın ilk bölümünde yeni yıl kararlarına farklı bir perspektiften bakalım dedik. Hiç yeni yıl kararı almasak karar alanlardan bir farkımız olur mu? Kararları aldık diyelim, büyük ihtimalle hepsinin gereğini yerine getiremeyeceğiz. O durumda ne yapmak lazım?
Yakın ilişkilerimizin esenliğimize etkisini bu podcastte çok konuştuk. Yakın olmadığımız tanıdıklar ya da hiç tanımadığımız insanlarla yaşadığımız günlük küçük etkileşimler de mutluluğumuzu artırıyor olabilir mi? Yeni bölümde, KONDA ile iş birliği yaptığımız Türkiye genelindeki bir araştırmamızın ışığında bu soruya yanıt aradık.
Yeni bölüme kendimizi ait hissettiğimiz grupların üyelerinin ahlaki ihlallerine neden sert tepki veriyoruz sorusuna cevap arayarak başladık. Laf lafı açıp nazımızın geçtiği yakınlarımıza neden sert davrandığımıza kadar geldi.
Bazı kültürlerin görece daha bireyci bazılarınınsa toplulukçu olmasının belirleyicilerinden biri o kültürlerin nasıl bir sosyal, fiziksel, ekonomik çevrede oluştuğu. Yeni bölümde kültürlerin oluşumunda tarihsel olarak baskın geçim kaynaklarının rolünü konuştuk. Atası buğday yetiştirenin mi pirinç yetiştirenin mi Starbucks'ta ortamın sahibiymiş gibi davranacağı sorusunu irdeledik!
Son haftalarda sosyal psikoloji ve davranışsal ekonomi alanları iki büyük araştırma yolsuzluğu ile çalkalanıyor. Ünlü bilim insanları Dan Ariely (Duke Üniversitesi) ve Francesca Gino'nun (Harvard Üniversitesi) araştırmalarında usulsüzlük olduğuna dair ciddi iddialar var. Dan Ariely'nin çalışmalarından bazılarına biz de 8 sene önceki bir bölümümüzde değinmiştik. Olayların iç yüzünü, neler yaşandığını, 8 sene önce bahsettiğimiz hangi çalışmaların artık hükümsüz olduğunu uzun uzun konuştuk. Magazini, gıybeti bol bir bölüm oldu.
Kapın bir avuç çiğdem gelin! Melih Barbie filminin çekilmesini dünyanın kötüye gittiğini gösteren kanıt olarak sundu. Gerçekten her şey kötüye mi gidiyor yoksa iyiye giden şeyler de var mı? Her şeyin kötüye gittiğini düşünmenin riskleri neler? Bu risklerden korunmak için ne yapmak gerekir? Siz iyisi mi iki avuç çiğdem alın gelin, muhabbet uzadı!
İşler birbiri ardına yığılıp hepsi nasıl yetişecek stresi başlayınca ne yapacaksınız? Önce derin bir nefes alıp ardından da bir yandan üretkenliği korurken diğer yandan veriminizi artıracak beş önerimizi dinleyeceksiniz. Sonra her şey hallolacak!
Bu bölümün ana sorusu yine bir dinleyicimizden: Herkesin kaynaklarının, imkânlarının, sermayelerinin birbirinden farklı olduğu bir ortamda başarılı olup olmadığımıza karar vermek için kendimizi kimle karşılaştıracağız? Bu güzel sorunun yanına biz de bir bonus soru ekledik: Madem oyunu oynadığımız şartlar, kimin neyi başardığında bu kadar etkili, o halde şartları eşitlemek önemli bir toplumsal katkı. Şartları eşitlemeyi ve dezavantajlı grupları desteklemeyi amaçlayan programlar etkili oluyor mu?
Beyin göçünün ve genç bireylerin yurt dışında yaşama isteğinin çok konuşulduğu bu dönemde 10 yıldan fazladır yurt dışında yaşayan bir dinleyicimizden samimi bir mesaj geldi. Gitmek mi kalmak mı? Gitmeden önceki beklentilerle gittiğindeki gerçekler ne kadar örtüşüyor? Kendini ne oraya ne buraya ait hissedip arada kalma riski var mı? Yeni bölümde gurbetin kısa ve uzun vadede hissettirdikleri üzerine konuştuk.
6 Şubat depreminden sonra çektiğimiz ilk bölümümüzü savaş, sığınma, doğal afet gibi travma yaratma potansiyeli olan olayların etkilerini inceleyen çalışmalara ayırdık. Böylesine vahim olaylarda bile insanlarda gözlemlenen psikolojik dayanıklılık bir meslektaşımızın söylediği gibi umutlarımızı taze tutabilmemize yardımcı oluyor.
Bu bölümü 6 Şubat 2023 depreminden önce çekmiştik. Deprem felaketinin ardından yayınlarımıza bir süre ara verdik. Tekrar yayınlarımıza dönerken hem bu bölümü (152) hem de deprem sonrası çektiğimiz ilk bölümü (153) aynı anda yayınlamaya karar verdik. Çiğdemle Baş Başa'nın bu bölümünde konumuz pesimizm.
Son Dünya Kupası'nda birçok maçın penaltılara kalmasıyla biz de futbolcuların penaltı atışları sırasında yaşadıkları yüksek baskı ve bu baskının performanslarına etkisi üzerine verileri inceledik. Ardından bu verilerin kendi hayatımızda yüksek baskı altında kaldığımızda bununla nasıl başa çıkacağımıza dair ne fikir verebileceğini konuştuk. Ve sonunda dedik ki, buradan çıkaracağımız dersler her şeyden önce bizi iş hayatında öngöremediğimiz performans kazalarından korur.
Aralık sonuyla birlikte iddialı yeni yıl kararları kayda geçirildi, 1 Ocak ile birlikte de kararların peşinden koşulmaya başlandı. Biz de Kaçık Prens olarak yeni yıl kararlarınızda sizi yalnız bırakmıyoruz. 2023'teki ilk bölümümüzde, büyük bir örneklemle yapılmış bir deneyin bulguları ışığında sizleri neyin bekleyebileceğini konuştuk. İnsanlar en çok hangi konularda değişimi hedefliyor? Yeni yılın hangi ayları hedeflere bağlılığımızın düştüğü aylar? Çok spesifik hedefler koymak işimizi kolaylaştırır mı yoksa geri mi teper? Hedeflerimize ulaşmak için en gerçekçi planı nasıl yapabiliriz? Yeni yıl hedeflerinize doğru ilerlerken bu bölüm yoldaşınız olacak!
“Ben bana söylenenin içeriğine bakarım, başka bir şeyine bakmam” diyorsanız tekrar düşünmekte fayda var. Bazen bir mesajın bizi ikna etmesinin sebebi muhteviyatından ziyade paketi olabilir.
Çok para kazanmanın kişinin sağlığından, mutluluğundan çaldığına dair yaygın bir inanışımız var. Bu gerçekten böyle mi yoksa biz garibanların teselli arayışı mı? Araştırmalar ışığında, eğrisiyle doğrusuyla tartıştık.
“Başarısızlıktan ders çıkarın” tavsiyesine bir itirazımız yok da neden bir türlü bunu yapamıyoruz yahu? Bu bölümde zihnimizin başarısızlıklardan ders çıkarmaya engel olan tuzaklarını ve bu tuzaklara düşmemek için neler yapabileceğimizi konuştuk.
Çok inandığımız bir şey eleştirildiğinde söz konusu fikre eskisinden daha sıkı sarılıyoruz. Çiğdemle Baş Başa'nın yeni bölümünde birçoklarına göre günümüzdeki kutuplaşmayı da artıran bu bilişsel eğilimi ele aldık.
Eylül'ün ikinci haftasında Kaçık Prens ekibinden Emre ve Gül Sabancı Üniversitesi'nden bir grup meslektaşla birlikte Nesin Matematik Köyü'ne misafir oldu. Emre, Psikoloji Yaz Okulu kapsamında köyün “sakinlerine” bir hafta Aşk Bilimi anlattı. Yeni sezonun ilk bölümünde Melih'in sorularıyla köyde konuştuğumuz araştırmaların üzerinden geçtik. Başta Ali Nesin hoca olmak üzere tüm Nesin Matematik Köyü ekibine ve Psikoloji Yaz Okulu'nun harika öğrencilerine teşekkürlerimizle…
Yeni sezon öncesi bir ısınma bölümü daha: Bildiğiniz bir şeyin size çok aşikâr geldiği ve karşınızdakine anlattığınızda anlamamasına şaşırıp kızdığınız oluyor ya… Sorun karşınızdakinde değil maalesef. Çiğdemle Baş Başa'da bu bölümün konusu bilginin laneti. Önemli not: Emre'nin çok önemli bir eseri masaya vurarak icra edişi Zoom'un azizliğine uğradı, yoksa şarkıyı çok güzel çalmıştı; hepiniz tak diye bilecektiniz hangi şarkı olduğunu :)
Yeni bir ülkede yeni evine taşınan Melih'in açılmamış kutular arasında zor şartlar altında katıldığı, yeni sezon öncesi ısınma bölümü. Önce Melih'in haklı isyanını dindirmek için insanların çağlar boyunca neden taşınmak zorunda olduğunu kısaca tartıştık, ama Melih'i yatıştıramadık. Ardından bölümün konusuna geçtik: Küçük ilerlemelere hakkını veriyor muyuz yoksa büyük hedefe ulaşılmadıkça kat edilen yolu hiçe mi sayıyoruz? Küçük ama anlamlı ilerlemeleri gözden kaçırmamak için ne yapmalıyız? Hem kendi yaşam hedeflerimizi değerlendirirken hem de etrafımızdaki kişilerin, kurumların ilerlemelerine bakarken dikkat etmemiz gereken dersler çıkardık. Bölüm sonunda Melih biraz sakinleşti!
Kaçık Prens'in yapımcı ve sunucularından Melih Kavukçu ani bir çıkışla “Çok gezmek, çok okumak ve paylaşmak köpürtülüyor arkadaş” dedi. İçerik danışmanımız Gül Günaydın'ın da katılımıyla döktük verileri masaya, köpürtülüyorlar mı gerçekten diye tartıştık. İyi dinlemeler!
Kendinizi bir kitabın sırf kapağı güzel olduğu için içeriğinin de güzel olduğunu; bir insanın sırf görünüşü güzel olduğu için diğer özelliklerinin de güzel olduğunu düşünürken bulur musunuz bazen (ya da sıkılıkla)? Cevabınız Evetse, yalnız değilsiniz; hepimiz böyleyiz. Çiğdemle Baş Başa'nın bu bölümdeki konusu hepimize çok çektiren “hale etkisi.”
Psikoloji biliminin son 10 yılı çoğu araştırmacıya göre en büyük krizlerden birine sahne oldu. Araştırma bulgularının doğruluğunun, güvenirliğinin, tekrar edilebilirliğinin sorgulandığı bu sürede popüler medyada da kendine yer bulmuş bazı bulguların gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı. Yeni bölümde krizin ortaya çıkışını, “tekrar edilebilir” bulgunun ne demek olduğunu ve sekiz sezonluk serüveninde Kaçık Prens'in size doğru ve güvenilir bulguları ulaştırmak için sahne arkasında nasıl kontroller yaptığını konuştuk.
Hepimizin mağduru olduğu bilişsel yanılgıları konuştuğumuz Çiğdemle Baş Başa serisinin üçüncü bölümünde konumuz adil dünya inancı. Bakalım Tarkan'ın bumerang felsefesinin hayatta karşılığı var mı?
Kaçan balık neden hep büyük olur? Farkında olmadan kaçırmak veya göre göre kaçırmak fark eder mi? Balığı kaçmadan yakaladığımızda nasıl büyütebiliriz ya da en azından küçülmesini nasıl engelleriz?
Çiğdemle Baş Başa'nın 2. bölümünde yine hepimizin canını yakan bir yanılgıdan bahsettik. Hani bazı konular hakkında “o işi iyi bilirim” diye hissederiz ya… Meğerse cahil olduğumuz konularda o hissi fazla yaşıyormuşuz!
2022 Oscar Töreni'nde Will Smith'in Chris Rock'a attığı tokadı konuşmasak olmazdı. Rock'ın şakasıyla başlayıp Smith'in tokadıyla devam eden ve Smith'in konuşmasının ayakta alkışlanmasıyla sona eren garip silsileyi dört sosyal psikolojik süreç bağlamında inceledik.
Dinleyicilerimizin “nerede kaldınız, yeni bölüm ne zaman geliyor” şeklindeki bizi hem mutlu hem de mahcup eden serzenişlerine deva olarak yeni bir seri başlatıyoruz. Klasik Kaçık Prens bölümleri arasında Çiğdemle Baş Başa isminde bölümler yer alacak, her bölümde zihnin bir yanılgısını konuşacağız. Çiğdem kim mi? Buyurun bölümü dinlemeye…
Hepimiz günlük hayatta kendimize ayıracağımız hiç boş zamanımız olmadığından yakınıyoruz. Günde kaç saat boş zamanımız olması mutluluğumuz açısından iyi? Acaba çok boş zaman sandığımız kadar iyi bir şey olmayabilir mi? Cevaplar bu bölümde!
Şubat ayı Kaçık Prens dinleyicilerinin aşk-meşk işleriyle ilgili sorularını içeren bir bölüm yapmak gelenek oldu. Aşk ömür boyu sürer mi? Ayrılık iki tarafın da kararı mı? Ayrılık acısı fiziksel acı gibi mi? Bu sorular etrafında dönen gündelik sohbetlerin köpüğünü alınca geriye ne kaldığını bilimsel verilerin ışığında değerlendirdik.
Kaçık Prens'in önemli bir kısmını günlük hayatta nasıl daha mutlu olabiliriz sorusuna ayırıyoruz. Yeni bölümde bu soruyla ilgili bazı popüler inançları sorguladık. "Hayatınızda şunlar gerçekleşirse mutlu olursunuz" gibi tavsiyeler ne kadar doğru? Mutluluğa aşırı değer vermek tehlikeli olabilir mi? Belki de hayatı mutsuzken kötümser değil de gerçekçi görüyoruzdur; gerçeklikten bizi uzaklaştıran mutluyken taktığımız pembe gözlüklerdir. İlla kişisel gelişim yolculuğuna çıkacağım diyorsanız önce yeni bölümümüzü dinleyin!
2022'nin son bölümünde içerik danışmanımız Gül Günaydın'ın da katılımıyla her yıl sonunun popüler kavramları yeni yıl hedefleri, geçmiş yıl panoramaları ve (elbette) Oscar'lık filmleri masaya yatırdık. Bunların ne kadarı köpük, ne kadarı gölgede kalıyor, ne kadarının hakkı teslim ediliyor diye tartıştık. Tabi ki yine bol bol sosyal psikoloji araştırmaları eşliğinde...
Geçmişte yaptıklarımız ve yapmadıklarımız şimdi yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı nasıl etkiliyor? Önemli kararlarınızı gözden geçirmeden önce bu bölümü mutlaka dinleyin deriz.
Melih evin duvarında bantlı muz eserini sergilemeye karar verince, orijinal eserin sahibi Maurizio Cattelan'dan izin almam gerekir mi diye sordu. Temple Üniversitesi'nde sanat tarihi çalışan sevgili Özlem Yıldız'a sorduk. Sağolsun hem sorumuzu cevapladı, hem de bize sanatın ne olduğu ve yüzyıllar içinde nasıl evrildiğini anlattı. O bizi aydınlattıkça biz de elden geldiğince öğrendiklerimizi sosyal psikoloji çerçevesinden yorumlamaya çalıştık. Ortaya çok keyifle kaydettiğimiz yeni bölümümüz çıktı.
Hepimizin insan ilişkileriyle ilgili sık duyduğu üç kavram: İyi izlenim bırakmak, insan sarrafı olmak, doğru ortamlarda takılmak. Bunlar ne kadar önemli? Günlük hayatımızdaki rolü köpürtülüyor mu yoksa gölgede mi kalıyor? İçerik danışmanımız Gül Günaydın'ın da bize katıldığı yeni bölümde masaya yatırdık.
Zengin hayat üzerine ikinci bölümde kimlerde zengin hayatı görüyoruz, hangi durumlarda psikolojik zenginlik artıyor gibi sorularla yola çıktık; hayatı zenginleştirelim derken başımıza gelebilecek kaygı ve streslerden bahsettik, en sonunda da tadında zengin hayatın bir ölçüsü var mıdır acaba diye düşündük.