POPULARITY
Bu bölümde, Peter Sellers'ın başrolünde olduğu kült film Being There üzerinden toplumsal algıların gücünü ve birey olarak olaylara kendi penceremizden bakmanın etkilerini sorguluyoruz. Medyanın ve televizyonun zihinlerimizi nasıl şekillendirdiği, gündelik yaşantımızda fark etmeden maruz kaldığımız manipülasyonlar ve “görmek” ile “anlamak” arasındaki fark üzerine derin bir yolculuğa çıkıyoruz. Algılarla oynanan bir dünyada kendi gerçekliğimizi nasıl yaratabiliriz? Cevaplar bu bölümde!---Ben Saati Podcast Instagram:https://www.instagram.com/ben_saati/
Metilasyon nedir? Bedenimizde nasıl bir rol oynar? Odaklanma, enerji, stres yönetimi ve hatta uzun yaşamla nasıl bir bağlantısı var?Otizm, dikkat eksikliği, kronik hastalıklar ve metilasyon arasındaki ilişki nedir?Bu bölümde Dr. Deniz Şimşek, yıllardır üzerinde çalıştığı, klinik deneyimlerinden süzülen bilgilerle metilasyonun vücudumuzdaki etkilerini anlatıyor. DNA'dan bağışıklık sistemine kadar uzanan bu karmaşık sürecin sağlığımızı nasıl şekillendirdiğini keşfetmeye hazır mısınız?Cevapları keşfetmek için şimdi dinleyin!
Sevdiğiniz bölümlerden bir tanesi daha yayında. Keyifli dinlemeler!
Tefsîr yapacak âlimin aşağıda zikredilen on beş ilmi gâyet mükemmel şekilde bilmesi lâzım gelir. Bu ilimleri kemâliyle (tam ve en olgun şekilde) bilmeyen kimselerin Kur'ân' tefsîr etmeye çalışması, şer'an câiz değildir. (Şerîat'ın buna izni yoktur.) 1. Lûgat (Arap dili) 2. Tasrif (Sarf ilmi) 3. Nahv ilmi 4. İştikak 5. Me'ânî ilmi 6. Beyân ilmi 7. Bedi' ilmi 8. Kıraat ilmi 9. Usûl-i dîn ilmi 10. Usûl-i fıkıh ilmi 11. Esbâb-ı nüzûl 12. Nâsih ve mensûh 13. Fıkıh ilmi 14. Hadis ilmi ki mücmel ve mübhemin tefsîri ancak bununla yapılır. Müfessirin sahip olması gereken 15'inci ilim, ilmü'lmevhibedir. Bu öyle bir ilimdir ki, onu Cenâb-ı Hâkk Hazretleri, ilmiyle amel eden bahtiyar kuluna ihsân eder. (Sırrı Paşa'nın saydığı bu 14 ilim kesbîdir, yâni çalışıp öğrenmekle elde edilebilir. 15'inci ilim ise vehbîdir, yâni Allâh (c.c.) vergisidir. O, verirse verir; vermezse, çalışmakla öğrenilip elde edilemez.) İşte bu 15 ilim, müfessirin (tefsîr âliminin) mutlaka, kesin sûrette ve hiç şüphesiz ve eksiksiz mükemmel bir şekilde sâhip olması zorunlu bulunan ilimlerdir. Ama bunlardan başka, Kur'ân-ı Kerîm'i tefsîr edebilmek için müfessirin diğer ilimlerde ve çağının gerektirdiği genel kültür bilgilerinde derinleşmiş olması da şarttır. Yakın dönemde kaleme alınan tefsirlerin sahipleri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bir kısmı Arap edebiyatına vakıf olmasına rağmen, önemli bir bölümü hadîs ilminde zayıftır. Yakın dönemde tefsir yapmaya çalışanların kelime tahlillerinden uzak durmaları ve âyetleri derinlemesine tahlile yaklaşmamaları, sahip oldukları yüzeysel mâlumatın doğal bir yansımasıdır. (Misvâk Neşriyât, Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, s.134)
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Tottiler Messiler yeni bölümüyle yayında! Fritz Fassbender ve Koray Gök, milli ara öncesi ligin z raporunu aldı, sorularınızın da tamamı yanıtlandı. İlginize teşekkürler, iyi dinlemeler.
Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü'nün mahalli idarelerin personele yönelik sorularına ilişkin cevaplardan okuyucularımıza yol ve yön gösterecek nitelikte olanlardan sıklıkla karşılaşılanları paylaşacağız.
Almanya'nın gururla sunduğu tarihi başarılarından biri de ikili meslek eğitimi. Bir yandan okula devam edilirken diger yandan da bir işletmede çıraklık eğitimi alınması. Ancak son yıllarda bu sistem krizde. İşletmeler çırak bulamıyor. Peki sorun nasıl çözülecek? Türkiye gibi ülkelerden de gelip eğitim alınabilir mi? Cevaplar kıdemli uzman Nihat Sorgeç'te. Mikrofonda Gökçe Göksu ile Ceyhun Kara var. Von Gökce Göksu.
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Dizilerden tanıdığınız oyuncuları daha yakından tanımak ister misiniz? Oyunculuk hayalleri neler? İdol olarak gördüğü sanatçılar kimler? En sevdiği yemek hangisi? Tüm bu soruların cevabı artık “Oyuncu” da!
Büyüyorum serisi devam ediyor. Çünkü her şeyin cevabını yavaş yavaş buluyorum. Buldukça büyüyorum, büyüdükçe buluyorum. Keyifli dinlemeler!
Allâhü Teâlâ şöyle buyuruyor. “Allâh'ın, bir kısmınızı bir kısmınıza onunla faziletli kıldığı şeyi temenni etmeyin...” (Nisa s. 32) Allâhü Teâlâ, herkesin Allâh (c.c.)'un kısmetine, taksimine râzı olmasını emrediyor; aksi hâlde kişi, hasede düşmüş olur. Bu âyetin iniş sebebi olarak zikredilenlerden biri şudur: Allâh (c.c.), mîrasta kadının hissesini erkeğinkinin yarısı kılınca kadınlar, “Biz daha muhtacız, çünkü zayıfız; hâlbuki erkekler, hayatını kazanmaya bizden daha fazla kudret sahibidirler.” dediler. İkinci olarak zikredilen de şudur: Ümmü Seleme (r.anhâ) dedi ki: “Ey Allâh'ın Resûlü! Erkekler cihada gidiyor, biz gitmiyoruz. Hâl böyle iken mirasta, onlara bizim iki katımız veriliyor.” Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu. Daha sonra da şu âyet nazil oldu: “Erkekler, kadınlar üzerinde kavvamdırlar (kadınların işlerini mübalağa ile görenlerdir). Bu da, Allâh'ın, bir kısmınızı bir kısmınız üzerinde fazîletli kılması ve erkeklerin mallarından infâk etmeleri sebebiyledir. Artık sâliha kadınlar da, Allâh'a itaatkâr olanlar (Allâh'ın hükümlerine cân-ı gönülden razı olanlardır ki miras hukuku da bunlardan biridir.) kadınların, kocalar üzerindeki haklarını korumasına mukabil (karşılık), kocalarının haklarını gıyabında da (arkalarından) koruyanlardır...” (Nisa s. 34) Miras âyetinden sonra şu ayetin gelmesi dikkat çekicidir: “İşte bunlar hudûdullahdır (Allâh'ın çizdiği sınırlardır). Kim ki Allâh ve Resûlü'ne itaat ederse; onları, altlarından nehirler akan cennetlere koyar. Onlar orada ebedîdirler, işte bu büyük bir saadettir (kazançtır). Kim de Allâh ve Resûlü'ne âsî olur (koyduğu bu hükümlere muhalefet ederse) ve O'nun hududuna tecavüz ederse, onu orada ebedî olduğu hâlde cehenneme koyar ve onun için çok büyük (azîm) bir azâb vardır.” (Nisâ s. 13-14) (Misvâk Neşriyât, Hâkk Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, s.277)
En basit haliyle, en azından bugünkü deneyim özelinde, ekonomide denge bozulduğunda bir kural bütünlüğü içinde para politikasıyla göstergeleri manipüle ederek dengeyi yeniden kurmaya ortodoksi diyoruz. Fakat genellikle dengeyi bozan faktörler çokludur. Üstelik para politikasıyla sahici bir denge kurulması mümkün olmaz. Bu nedenle ortodoksiyi savunanlar, bir noktadan sonra “para politikası yetmez yapısal reform da gerekir,” demek durumundadır. Çünkü doğası arz yönlü olan iktisadın dengesini, talep yönlü regüle etmenin imkânsız olduğunu bilirler. Ya da çünkü; enflasyonun ancak çıktı miktarı artırılarak, yani arz artırılarak, düşürülebileceğini gizleyemezler. İşte yapısal reformu bu yüzden yorumlarına ek yapmak durumundadırlar. Nedir yapısal reform diye sorunca da kavramın içine bir kamyon meseleyi yükleyip aslında reform dedikleri şeyin çözümü 10 yıllar alacak çok boyutlu konular olduğunu söylerler. Bir anlamda “örtük” olarak para politikasının getirebildiği çözümle yetinilmesi gerektiğini söylerler, yani. Kısaca ortodoks bakış açısının temsilcilerinin samimiyetine dair oluşan şüphecilik, sürekli yapılagelen özde değil, sözde yapısal reformculuk tartışmasını da gerekçelendirir. Yapısal reform denilen olgu, arzın artırılması ve arzın daha fazla artırılması için ortamın kurulması, iyileştirilmesi veya elverişlileştirilmesini ifade eder. Fakat arzın artırılması, reel kesimi merkeze alan bir durumken finansal kesimi merkeze alan ortodoksinin söylemine böyle dolaylı da olsa eklenmesini biri çelişki olarak değerlendirse haksız sayılmaz. Sözde yapısal reformculuksa; mevcudun olduğu gibi korunmakla beraber Batı eksenli düşünülüp yönetilip yönlendirilmesinden başka bir şey kastetmez. Türkiye'de böyledir. Türkiye'de liyakat denen olgu da Batı eksenlilikten ibarettir. Hatta biraz zorlasam yerli-milli olmak liyakatsizlikle eşdeğer anlam taşır da denebilir. Liyakat postunu giyebilmek için Türkiye'ye yabancı olunması gerektiği üzerinden… Bu savlarımın delili ise geçtiğimiz genel seçimde apaçık ortadaydı. Hatırlanırsa, Sn Kılıçdaroğlu'nun seçilmesi halinde masanın birden fazla olan ekonomi bakanı adayları vardı ve her birinin tek söylediği “biz gelince ekonomide her şey birden bire düzeleceğiydi.” Merak edip “ne yapacaksınız da düzelecek” diye soranlar olmuştu. Cevapları bir tekrardan ibaretti “geleceğiz o kadar.” İşte size sözde yapısal reform ve arşa çıkan bir liyakat ölçütü; “geleceğiz ve idareyi sahibine teslim edeceğiz.” Neden bu konuyu açtığıma geleyim. Bugün Türkiye'de yapısal reform ihtiyacının ilk adımının anayasa değişikliği olduğu açıktır.
“Birkaç sorum var. Elimden geldiğince kısa tutmaya çalıştım” diyor, bir bayan, sorular da soru değil, itham ve iftiralardan oluşuyor. Cevaplarımla beraber paylaşıyorum. 1. Hamilelik dolayısıyla kadına verilen ödül nedir? Çünkü bildiğim kadar bir kadın ancak anne ise değerlidir ve bu durumda bile erkekten sadece yüzde 1 daha iyi duruma geliyor. Cevap Hz. Aişe hiç anne olmadı, ama Peygamberimizin (s.a.) en sevgili ve değerli eşi idi. Kadının da erkeğin de çocuk yapmaya müsait yani biyolojik ve fizyolojik durumu tam olması her yerde, her devirde istenen bir durumdur. Çocuğu olmayan erkek ve kadın bu bakımdan eksik sayılır ama İslâm'a göre insanlık değeri eksilmez. 2. İslâm, kadının duygusal ihtiyaçlarını neden ihmal eder? Kadınlar duygusal olduğu için bin kısıtlamaları vardır ama söz konusu faydalanma objesi olduğu zaman hiçbir şeyde kısıtlama yoktur. Örnek: Bir erkek cinsel isteklerini kontrol etmekte zayıf olduğu için dört kadınla evlenebilir ama kadınlar da duygusal olduğu halde onların sorunu kimsenin umurunda değil. Cevap Kadının cinsellik ve duygusallığı İslâm'da gözden uzak tutulmamıştır. Örneğimiz olan Peygamberimiz (s.a.) eşleri ile yakından ilgilenmiş, onları mutlu etmek için nezih eğlencelere götürmüş, gönüllerini hoş etmek için koşu yapmış, yarışmış, cinsel temasta onların da tatmin olmaları için gerekenin yapılmasını istemiştir. Erkeklere hitaben “Ailenizin de sizin üzerinizde hakları vardır…” buyurmuştur. Eşine karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen erkekten zarar gören kadının ayrılma ve tazminat talep etme hakkı vardır. İslâm'da erkek, sırf cinsel arzusunu tatmin için değil başka mücbir sebeplerle birden fazla kadınla evlenebilir. Buna maddi ve manevi gücünün yeterli olması ve evlendiği takdirde adalete riayet etmesi şarttır. İlk kadın razı olmazsa ya evlenemez veya o kadının (tahammül edemediğinde) ayrılma hakkı doğar. İkinci kadınla evlenmek farz değil, vacip değil, dîne dâhil sünnet de değildir; âdettir ve bir âdete sınırlayarak şartlı izin verilmiştir… Böyle olmasaydı bir kadınla yetinen bütün erkekler dînî sünneti terk etmiş sayılırlardı; 2 hâlbuki böyle bir anlayış yoktur.
En sevdiğiniz bölümleri birleştirdik bu kez. Keyifli dinlemeler:)
Oruç Vaazları-5 | Soru-Cevaplar | Fethullah Gülen Hocaefendi by
Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü'nün mahalli idarelerin personele yönelik sorularına ilişkin cevaplardan okuyucularımıza yol ve yön gösterecek nitelikte olanları paylaşmaya devam ediyoruz. Hukuk müşaviri kadrosunda görev yapanlar sınavsız avukat kadrosuna atanabilir mi? Hukuk müşaviri olarak sözleşmeli pozisyonda çalışmakta iken 7433 sayılı Kanun kapsamında kadroya geçen personelin avukat kadrosuna sınavsız olarak atanması mümkün müdür? Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin "Kapsam" başlıklı 2 nci maddesinde, "Bu Yönetmelik, özel kanunlardaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla; a) 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda, b) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, c) Düzenleyici ve denetleyici kurumlara ait memur kadrolarında, d) Özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere yapılacak görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanır. Ancak; ... ı) Avukat kadro veya pozisyonlarından hukuk müşaviri kadro veya pozisyonlarına, yapılacak atamalarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz." hükmü yer almaktadır. Ayrıca, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin; "Görevde yükselme ve unvan değişikliğine tabi kadrolar" başlıklı 5 inci maddesinde, "(1) Görevde yükselmeye tabi kadrolar aşağıda belirtilmiştir: ... b) Hukuk hizmetleri grubu; 1) Hukuk müşaviri. ... (2) Unvan değişikliğine tabi kadrolar aşağıda belirtilmiştir: a) ... avukat, ..." hükmü, "Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 6 ncı maddesinde, "(1) Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda; a) Görevde yükselme sınavında başarılı olmak, b) 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde belirtilen atanabilme şartlarını taşımak, 2 c) Bu Yönetmelik kapsamındaki kadrolara atanabilmek için son müracaat tarihi itibarıyla en az bir yıl süreyle atamanın yapılacağı yerel yönetimde çalışmış olmak, genel şartları aranır. Ancak, ilan edilen kadro için yerel yönetimde bir yıl çalışma şartını taşıyan personel bulunmaması durumunda, söz konusu kadro için yapılacak başvuruda bu şart aranmaz." hükmü, "Görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar" başlıklı 7 nci maddesinde, "(1) 5 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan unvanlara görevde yükselme suretiyle yapılacak atamalarda aşağıdaki özel şartlar aranır: ... b) Hukuk müşaviri kadrosuna atanabilmek için; 1) Hukuk fakültesi mezunu olmak, 2) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan görevler ile unvan değişikliğine tabi kadrolarda ayrı ayrı veya toplam en az iki yıl çalışmış olmak, ..." hükmü, "Hizmet grupları arasında geçişler" başlıklı 19 uncu maddesinde, "(1) 5 inci maddede belirtilen hizmet grupları arasındaki geçişler aşağıdaki esaslar çerçevesinde yapılır: ... ç) Avukat kadrolarından hukuk müşaviri kadrolarına sınavsız, genel hükümlere göre atama yapılabilir. ..." hükmü bulunmaktadır.
Tuğlaları üst üste koymak tekrar değil tesistir, hedefe adım adım gitmektir, elinden geleni sabırla yapmaktır yani geleceği inşa etmektir. Dünyanın merhamet sahibi yüzlerinin aylardır cadde ve meydanlardaki eylemleri, sözleri, çığlıkları, boykotları karşılıksız kalmayacak. Tıpkı tuğlaları tek tek üst üste koymak gibi. İnsanlık tarihi, dünyayı güzelleştirmeye çalışanlarla, her türlü çıkar ve menfaatleri için dünyayı yaşanmaz hale getirenler arasındaki sessiz mücadeleden başka bir şey değil. Ha bir de seyirciler var. Onlar her zaman çoğunluktalar. ** Cevaplarını bildiğimiz ama işimize gelmediği, vicdanları rahatsız ettiği için zihnimize sokmak istemediğimiz sorular çok. Geçtiğimiz dokuz yılda 36 ABD eyaleti, kişilerin ve şirketlerin iş sözleşmelerinin bir parçası olarak İsrail'i boykot edemeyeceklerini öngören yasalar çıkardı. Bu yasalar, kamu kuruluşlarının İsrail'i boykot eden şirketlerle çalışmasını veya onlara yatırım yapmasını yasaklıyor. Biz devlet ve kamu kurumları olarak ne yapıyoruz?
Bugün Gazze'yi yazacağım ama başka, bambaşka bir yerinden. Kendi muhasebemi yapmaya çalışacağım. Umulur ki başkaları da bu muhasebeye cesaret eder. İlk soru şu olsun: “Gazze konusunda nerede duruyorum?” Cevabı şöyle bu sorunun: Gazze'nin ve Gazze'nin lehine olabilecek her durumun yanında, İsrail'in ve İsrail'in lehine olabilecek her durumun karşısındayım. Bu pozisyonumu korumak ve berkitmek için yapabileceklerimin tümünü yapabildiğimi söyleyemem. Yapabileceklerimin tamamını yapmak cesaretle alakalı bir şey çünkü. Ya Siyonist asker öldürmek yahut Siyonist asker öldürmeye çabalarken başıma gelecek her ihtimale razı olmak istiyorum. Henüz bunun için cesaretimi toplayabilmiş değilim. Ama hiçbir şey yapmadım da demem, bu da haksızlık olur kendime. Hesabım kolaylaşsın diye yazı yazmak, programda konuşmak, boykot etmek, maddi yardımda bulunmak, Gazze hakkında konuşmaya devam etmek başlıklarında emek veriyorum. Hesabımın kolaylaşıp kolaylaşmayacağını ise cidden bilmiyorum. Pek umudum yok aslına bakarsanız. İsrail isimli terörist organizasyon Gazzeli kardeşlerimizi şehit edip dururken elimden gelenin bu kadarcık olması, hesabımı kolaylaştırmıyor, göğsümü genişletmiyor. Yine de yapıp ettiklerimi yapıp etmekten başkası gelmiyor elimden. Acziyet beyan ettiğimin farkındayım ama en azından burada bir cesaret gösterdiğimi söyleyebilirim bu itirafla. İsrail'i ve tüm Siyonistleri haritadan siline kadar hesabımız kolaylaşmayacak. İkinci soru şu olsun: “Erdoğan ve AK Parti destekçisi olmam Gazze konusunda çifte standart yaptırıyor mu bana?” Bunun cevabı da şu: Hayır. Kesinlikle hayır. Bu böyle olsaydı Aksa Tufanı'nın ilk gününden bu yana limanlarımızın ve hava sahamızın İsrail'e kapatılmasını savunamaz, İsrail ile tüm ticari ilişkileri bitirme çağrısı yapamaz, Türkiye de dahil olmak üzere tüm İslam dünyasını “yeteri kadar inisiyatif almamak”la suçlayamazdım. Burayı daha da açayım. İsrail ile, bu soykırıma rağmen ticaretini devam ettiren, tatlı kârından vazgeçemeyen adamın Tüsiad ya da Müsiad üyesi olması, seküler ya da muhafazakar olması umurumda değil. Daha da açayım. Türkiye'nin mevcut iktidarının Gazze konusunda tarihin doğru tarafında durduğuna bir anlığına ikna olmasam bu duruma isyan ederim. Türkiye, evet, tarihin doğru tarafında duruyor ama benim tam olarak istediğimi de yapmıyor ve/veya yapamıyor. Limanları ve hava sahasını kapatmaması, ticareti ebediyyen durdurmaması falan benim açımdan sorun elbette. Hatta ordumuza “hedefiniz İsrail'i haritadan silmektir” emrinin verilmemesini de “asıl sorun” olarak tanımlıyorum. Ancak mevcut durumda Türkiye bunları yapmıyor ve/veya yapamıyor diye mevcut iktidarın Gazze konusunda aldığı bir dünya inisiyatifi de görmezden gelmiyorum. Üçüncü soru şu olsun: “Türkiye'de başka bir iktidar olsaydı Gazze konusundaki tavrım farklı olur muydu?” Cevap şöyle: “Hem evet hem de hayır. Hayır, çünkü Gazze'ye ve bir bütün olarak Filistin'e bakışım iktidarlardan bağımsız bir bakış çünkü. Üstelik bu mesele, dünyadaki bütün geçici iktidarlardan daha çok önem verdiğim bir mesele. Dolayısıyla hayır, bakışımda en küçük bir değişiklik olmazdı. Ve evet, çünkü Türkiye'yi yöneten mevcut iktidardan farklı bir iktidar olsaydı şu an, muhtemelen Gazze konusunda kılını kıpırdatmayacak, Hamas'a “terör örgütü” diyecek, İsrailli dostlarını üzmemek için her türlü naneyi yiyecek bir iktidar olurdu büyük ihtimalle bu iktidar. O bakımdan elbette bu iktidara karşı geliştirdiğim refleksle o iktidara karşı geliştirdiğim refleks birbirinden farklı olurdu. Hamas'a “mücahitler topluluğu” diyenle Hamas'a “terörist” diyene aynı tepki olur mu?”
Bu soruya Merhum Yusuf Kandehlevi (r.âleyh)'in cevabı: 1960'larda Hindistan'da büyük bir ekonomik kriz yaşanır. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları hiç görülmemiş bir şekilde artar. Eşyalardaki pahalılık artık halkın dayanamayacağı bir duruma gelir. Halk, “Hayatüs Sahabe” kitabının müellifi Yusuf Kandehlevî (r.âleyh)'in yanına gelip bu durumu şikayet ederek pahalılıktan ve fiyat artışından yakınır. Ondan bu duruma karşı ne yapmaları gerektiğini sorarlar. Kandehlevî (r.âleyh) onlara şu önemli nasihati yapar ve derki: “İnsanlar ve eşyalar Allâh (c.c.) katında iki elin iki terazisinin kefesi gibidir. Eğer Allâh (c.c.) katında insanın değeri artarsa eşyanın değeri düşer ve fiyatlar ucuzlar ama eğer Allâh (c.c.) katında insanın değeri düşerse eşyanın değeri artar ve fiyatlar yükselip pahalılık olur. Siz Allâh (c.c.) katındaki değerinizi yükseltmeye bakın ki böylece insanın değeri yükselsin ve eşyanın değeri azalıp fiyatlar düşsün. Sonra halka dönüp şu âyet-i kerimeyi bu söylediğine delil olarak okur: “Eğer o şehirlerin halkı hakkıyla imân edip takvâ sahibi olsalardı, muhakkak onlar üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık...” (Araf s. 96) ENFLASYON VE FAİZ İLİŞKİSİ “Enflasyon oranının altındaki fazlalık, fâiz değildir.” yaklaşımı ne derece sağlıklıdır? Bu yaklaşım yanlıştır. Nebî (s.a.v.), Veda Hutbesi'nde: “Biliniz ki, fâizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allâh (c.c.), böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım fâiz de Abdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın fâizidir.” buyurarak fâizle ilgili her türlü kapıyı kapatmıştır. Kapitalist toplumlarda borç, kredi işlemi; açıkça fâizli hâle getirilmişken, maalesef İslâm târihinin birçok döneminde, müslümanlarda bu duygu gerekli düzeye ulaşmadığından olmalı ki, açıkça fâiz almadan sakınılmışsa da, sermaye sahipleri hileli yollarla fâiz almanın telaşına düşmüşlerdir. (Misvâk Neşriyât, Hâkk Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, s.277)
Pozitif duygular, ruh ve beden sağlığımız için çok önemli, bunu biliyoruz. Ama sürekli olumlu duygular hissetme çabası, omuzlarımıza olumsuz duygulardan daha büyük bir yük bindirebilir. Her zaman iyi hissetmek ve öyleymiş gibi görünmek zorunda değiliz. Peki toksik pozitifliğin farkına nasıl varacağız ve ona karşı ne yapabiliriz? Cevaplar bu bölümde...Bu podcast, Salus hakkında reklam içerir.Psikopatika10 kodunu kullanarak, ilk kullanımda size özel %10 indirimden faydalanabilirsiniz.Salus'u indirmek ve daha detaylı bilgi almak için tıklayınız.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Pedagoji Okulu- Sorular & Cevaplar:02.31: Çocuklara kaç yaşından itibaren kumbarayla para biriktirmeye öğretmeliyiz?10.02: 3,5 yaşındaki oğlum 4 yaşındaki kuzeninin istediklerini kendi istemediği halde yapıyor Ne yapmalıyım?19.10: 5 yaş 1 aylık oğlum var. Geç konuştu son birkaç aydır kekelemeye başladı ne yapmalıyım?27.22: 3,5 yaşındaki oğlum altına altına kaçırıyor bir kez büyük abdestini de altına kaçırdı 1,5 yaşında kardeşi var nasıl davranmalıyız?31.42: 39 haftalık hamileyim doğumdan sonra en fazla 6-7 ay bebeğim ile kalabilirim güvenli bağlanmaya zarar verir mi?36.05: Mükemmeliyetçi bir yapıya sahibim, gelecek kaygısı taşıyorum o yüzden çocuk yapmakta kararsızım anneliğe kendimi hazır hissetmiyorum nasıl bir yol izlemeliyim?
Mezheplerin Doğuşu ve İhtilafın Rahmeti | Tereddütlere Cevaplar by Çınar Medya
Sorular ve Cevaplar.VİDEONUN İÇERİĞİ:07.00: Bedel ödetme, cezalandırma ve pekiştireçler ile ilgili danışanla yapılan paylaşımlar14.10: 10 yaşındaki çocuğun raftan şişeyi düşürmesi ve babasının desteği17.17: Çocuğun teselli edilmeye olan ihtiyacı21.50: 5 yaşında ikizleri olan annenin erkek olan çocuğunun annesine olan dokunma ihtiyacıSORULAR VE CEVAPLAR25.12: Kitap okuyarak çocuk yetiştirilir mi? Bir annenin eşi tarafından destek görmemesi durumunda ne yapılabilir?32.31: 22 aylık kızıma yalancı emzik kullanmayı nasıl bıraktırabilirim?40.29: 4 yaşındaki kızım Bazı geceler bizim yanımıza gelip bizimle yatmak istiyor ne yapmalıyız?44.45: 6 buçuk yaşındaki kızımın arkadaşıyla doktorculuk oynarken özel bölgelerini açtığını fark ettik ne yapmalıyız?46.13: 13 yaşındaki oğlumun uygunsuz sitelere girmiş olduğunu fark ettik ne yapmalıyız?
Parçalıyoruz'un yeni bölümünde Ömer ve Yaşar'ın hedefinde bu sefer kendilerine gelen cevaplar var. Parçalıyoruz Besim Tibuk bölümüne gelen eleştiriler, yorumlar ve tepkilerden bir seçki oluşturan ikili, bu reaksiyonlara hem çürütmeler getiriyorlar hem de eğleniyorlar. Siyaset felsefesinden bir bihaberler mi, vergiye dairi bir fikirleri yok mu, devletin büyüklüğünü bilmiyorlar mı gibi gelen sorulara cevap veriyorlar. Bu sorulara cevap ararken de bir yandan da liberal/liberteryen gençlerin neden ideolojilere, hayata ve düşüncelere bu derece bağnaz yaklaştıklarını anlamaya çalışıyorlar.
Devrimler serisinin ikinci bölümünde sanayi devrimini konuştuk. Sanayi devrimi nasıl bir ortamda oldu? Neden İngiltere'de gerçekleşti? Sanayi devriminin ekonomik ve sosyal etkileri neler oldu? Bilim devriminden sanayi devrimine giden yolda hangi koşullar sanayi devrimine katkı verdi? Cevapları burada.
Başkasının fikrini veya emeğini çalarak kendi çıkarları doğrultusunda kullanan kişilere emek hırsızı denir. Bu kişilere karşı nasıl önlem alabiliriz? Cevapları bu bölümde. Keyifli dinlemeler... organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
Bu kez başka sorulara başka cevaplar verdim. Sorunlar hemen hemen aynı... Hem de hepimizin. Dinlerken sarılıyoruz:)
Bu Dünyaya Gelmeyi Ben Mi Seçtim? Yanlış Sorulara Doğru Cevaplar, Anlamayamayanı Anlamak, Hidayete Yönelme Yolları
Hepimiz geçmişe dönmenin arayışı içerisindeyiz. Bazen bir şarkı, bazen bir film, bazen de bir dizi ile hayatın daha basit olduğu bir zamana dönmeye çabalıyoruz. O eski duyguların yoğunluğunu anımsatarak mutlu olmaya çalışıyoruz. Peki insan neden nostaljik hisseder? Nostalji gibi masum bir his de toksik bir hal alabilir mi? Cevaplar her zamanki gibi yeni bölümümüzde Trendyol yemeği keşfetmek için: https://www.ty.gl/bumuyani_tymeal_fixed_a1_3011 Instagram: https://www.instagram.com/bumuyanipodcast/ Twitter: https://twitter.com/bumuyanipodcast Destek: https://patreon.com/bumuyani İletişim: bumuyanipodcast@gmail.com Website: https://bumuyanipodcast.com Bu podcast justwork stüdyolarında kaydedilmiştir.
Gerçekleşen Dua Ile Kader Çelişir Mi l Tereddütlere Cevaplar by Çınar Medya
Audio, trk_t_rav_2022-09-10_lesson_sheelot-ve-tshuvot_n1_p2. Lesson_part :: Daily_lesson 1
Kaza Ve Kader Değişir mi? l Tereddütlere Cevaplar by Çınar Medya
Öfke Yönetimi Kardeş Çatışmaları 2 Kendini kötü hissetmek nedir ve nasıl baş edilir? İzle 2:10 Çocukluktaki değersizlik hissinin yetişkinlikteki karşılığı değersizlik hissidir. İzle 12:00Kendi duyguları ile karşısındaki kişiyi terbiye etmeye çalışmak nedir? İzle 20:22Duyguları davranışla ifade etmek nedir? İzle 22:25Çözemeyeceği problemlerin dinleyicisi olmak kişiye fayda sağlar mı? İzle 23:45Duyguları davranışla ifade etmek yerine sözel ifade ile yer değiştirmek? İzle 35:25Ben dili centilmenlik dilidir. İzle 39:13Sen dili çocuğu edilgen hale getirir. İzle 40:03Çocukla Eylem dili kullanılır. İzle 42:25Çocuğun neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmeye hakkı vardır. İzle 44:27Çocuklarda davranış eğitimi nasıl olmalı? İzle 48:07Kardeş çatışmalarında problem nasıl çözülür? İzle 51:11Soru ve Cevaplar. İzle 1:07:50
Bayram tatili ve yaz ayları demek, eskiden orta-sınıfın tatile gitmesi demekti. 2022 yazında ise pek çok şey değişti: Tatil beldelerinin ziyaretçi profili, orta-gelirlinin tatil standartları ve elbette otel fiyatları. 2022 Türkiyesinde kimler tatile gidebiliyor, kimler gidemiyor? Orta-sınıf diye bir şey kaldı mı? Cevaplar bu bölümde.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Trend Topic'in bu bölümdeki konuğu gazeteci Bahadır Özgür. Kendisiyle, demir-çelik sanayisindeki çeteleşerek, kamuyu 25 milyon TL dolandıran yeraltı gruplarını ve bu gruplara karşı yürütülen operasyonu konuştuk. Tefeci iş insanı Erol Evcil'in bu resimdeki rolü ne? Bu grupların siyasi aktörlerle nasıl bir bağlantısı var? Cevaplar bu bölümde.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Medyascope Haber Koordinatörü Kaya Heyse'nin sesi ve Spor Servisi Editörü Doğa Üründül'ün kaleminden, birçok otoriteye göre futbol tarihinin en kötü futbolcusu olarak görülen fakat kimilerine göre endüstriyelleşmeye başlayan futbola en hakiki tokat olan Ali Dia'nın hikayesini izleyebilirsiniz. Nasıl ve neden kendisini Southampton'a transfer ettirdi? Graeme Souness'i nasıl kandırdı? Sahada aldığı süreyi nasıl değerlendirdi? Cevaplar için sizi videomuza alalım.
Kaçık Prens Podcast: Psikoloji ve Günlük Hayat Üzerine Söyleşiler
Hepimiz günlük hayatta kendimize ayıracağımız hiç boş zamanımız olmadığından yakınıyoruz. Günde kaç saat boş zamanımız olması mutluluğumuz açısından iyi? Acaba çok boş zaman sandığımız kadar iyi bir şey olmayabilir mi? Cevaplar bu bölümde!