POPULARITY
L'or Espresso'nun katkılarıyla hazırlanan Yeni Medya 451'in 56. bölümünde Can Öz ve Ümit Alan, yeni medya çağında okuma alışkanlıklarını konuşuyor. Dijital devrimin okumaya etkileri, kuşaklar arası farklılıkların yarattığı yeni okuma alışkanlıkları, yapay zekânın bu alışkanlıklara katkısı, iki dilli beyin ve okuma algısı üzerine konuşurken, konuyla ilgili birçok soruya da yanıt arıyoruz. Okumak ne kadar ve neden önemli? Derin okuma nedir? Dijital okuma bilgiyi okuma sürecini nasıl etkiliyor? Hepsi ve daha fazlası bu bölümde.
L'or Espresso'nun katkılarıyla hazırlanan Yeni Medya 451'in 56. bölümünde Can Öz ve Ümit Alan, yeni medya çağında okuma alışkanlıklarını konuşuyor. Dijital devrimin okumaya etkileri, kuşaklar arası farklılıkların yarattığı yeni okuma alışkanlıkları, yapay zekânın bu alışkanlıklara katkısı, iki dilli beyin ve okuma algısı üzerine konuşurken, konuyla ilgili birçok soruya da yanıt arıyoruz. Okumak ne kadar ve neden önemli? Derin okuma nedir? Dijital okuma bilgiyi okuma sürecini nasıl etkiliyor? Hepsi ve daha fazlası bu bölümde.
Temu'nun yükselişi ve gümrük vergilerindeki değişiklikler, e-ticaret dünyasında büyük bir dalga yarattı. Peki, bu yeni düzenlemeler Dropshipping ekosistemini nasıl etkiledi? 30€ sınırı ve %60 gümrük vergisi, dış pazarlardan ürün tedarik eden satıcıları nasıl yeni stratejiler üretmeye zorladı? Bu bölümde, Türkiye'de Dropshipping'in geleceğini, iç pazara yönelmenin avantajlarını ve yurtdışı satışlarını sürdürebilmek için alternatif yöntemleri konuşuyoruz. Ayrıca, Oppaze gibi platformların bu süreçte nasıl bir fark yaratacağını tartışıyoruz. Dropshipping yapıyorsanız veya bu ekosisteme ilgi duyuyorsanız, bu bölümü kaçırmayın!Okumak isteyenlere yazının linki: https://www.emreyazici.blog/post/temu-ve-gümrük-vergilerinden-sonra-dropshipping-in-akibetiBizi Instagram'da mutlaka takip edin! https://www.instagram.com/girisenlerofficial/Twitter' da hem flood hem de içeriklere ulaşabilirsiniz! https://x.com/girisenlerYoutube' da ise her şeyi konuşuyoruz!
Girişimcilik dünyasında sadece bilgi edinmek yeterli mi? Okuduğumuz kitapları gerçekten anlıyor muyuz, yoksa sadece tüketiyor muyuz? Bu bölümde, girişimcilerin kitaplardan en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğini, okumanın ötesine geçerek bilgiyi nasıl sentezleyebileceğimizi konuşuyoruz.Bizi Instagram'da mutlaka takip edin! https://www.instagram.com/girisenlerofficial/Twitter' da hem flood hem de içeriklere ulaşabilirsiniz! https://x.com/girisenlerYoutube' da ise her şeyi konuşuyoruz!
Bu bölümün konusu genel hatlarıyla İngilizce kitap okuma pratiğimizi ele almak üzerine.
Sinan Tınar'la yaptığımız söyleşinin son bölümünde Lacan'ın teorisinin ötekiyle olan diyalektik ilişkiye yaptığı vurguya değindik. Psikanalizin neden kendi başına yürütülebilecek bir süreç olmadığından bahsederek psikanalizi teorik olarak öğrenme sürecinin de ötekilerle ilişkide olmayı gerektirdiğini konuştuk. Keyifli dinlemeler. Instagram: https://www.instagram.com/psikanalizsohbetleri/ Twitter: https://twitter.com/PsikanalizS https://www.oguzhannacak.com/
Kitaplar gerçekten bizi iyileştirir mi? Bu bölümde “Bibliyoterapi” yani “Kitap Terapisi”ni konuşuyoruz. Hiwell Terapi Erişim Linki: link: https://hiwell.app/-a-bensaati kod: bensaati15 Bu kod ile takipçilerimiz tüm seanslarda geçerli %15 indirimden faydalanabilecekler Ben Saati Podcast Instagram: https://www.instagram.com/ben_saati/
Beliz Güçbilmez ile Ankara Üniversitesi'nde İktisat okuduğu yıllardan başlayarak DTCF Tiyatro Bölümü'ne evrilen hikâyesine; Tersine Mühendislik: Yazmak İçin Okumak ile başlayan yazarlık atölyesi serisinden kurmacalara neden muhtaç olduğumuza ve hiçbir kurmacanın hikâyesinden ibaret olmadığına ve de sanat yapıtını hayattan ayıran şeyin bi' tasarımı olması gerçekliğine dair keyifli bi' söyleşi gerçekleştirdik. Kendisine bu hoş sohbet için teşekkür ederiz. 21 Kasım 2024 | tiyatro.co
Sinan Tınar'la yaptığımız söyleşinin 2. bölümünde Lacan'ın nasıl ve hangi yöntemlerle okunabileceğini konuştuk. Lacan'ın okuması elzem metinlerinden bahsederek Lacan'ı okumak isteyen dinleyicilerimize birtakım önerilerde bulunduk.Keyifli dinlemeler.Bu bölümde adı geçen eserler sırasıyla şunlar:Lacan, J. (1953). The Function and Field of Speech and Language in Psychoanalysis. In Écrits: A Selection (A. Sheridan, Trans.). Routledge. (Original work published 1953)Lacan, J. (1949). The mirror stage as formative of the I function as revealed in psychoanalytic experience. In Écrits: A Selection (A. Sheridan, Trans.). Routledge. (Original work published 1949)Lacan, J. (2022). Freud'un Teorisinde ve Psikanalizin Tekniğinde Ben: Seminer II. Kitap (J.-A. Miller, Ed.; Savaş Kılıç, Çev.). Metis Yayınları. (Orijinal çalışma 1954–1955 yıllarında sunulmuştur)Hook, D., Vanheule, S., & Neill, C. (2017). Reading Lacan's Écrits: From ‘The Freudian Thing' to ‘Remarks on Daniel Lagache'. Routledge.Hook, D., Vanheule, S., & Neill, C. (2018). Reading Lacan's Écrits: From ‘The Instance of the Letter in the Unconscious' to ‘The Seminars'. Routledge.Hook, D., Vanheule, S., & Neill, C. (2018). Reading Lacan's Écrits: From ‘Signification of the Phallus' to ‘Metaphor of the Subject'. Routledge.Hook, D., Vanheule, S., & Neill, C. (2019). Reading Lacan's Écrits: From ‘The Purloined Letter' to ‘Signs, Symbols and the Imaginary'. Routledge.Instagram: https://www.instagram.com/psikanalizsohbetleri/ Twitter: https://twitter.com/PsikanalizS https://www.oguzhannacak.com/
Psikanaliz Sohbetleri'nin yeni bölümünde Sinan Tınar'la üç bölüm boyunca Lacan'ı okumak üzerine konuşacağız. Lacan'ı okumanın imkanları ve imkansızlıklarını ele aldığımız bu keyifli sohbetin ilk bölümünde Lacan'ın metinlerinin zorluğunun nereden geldiğini tartıştık. Keyifli dinlemeler. * 7 Aralık Cumartesi günü İzmir Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek toplantıyla ilgili detaylı bilgiye Psikanaliz Sohbetleri'nin Instagram hesabından ulaşabilirsiniz. Etkinlikte görüşmek dileğiyle. Instagram: https://www.instagram.com/psikanalizsohbetleri/ Twitter: https://twitter.com/PsikanalizS https://www.oguzhannacak.com/
ABD-İsraili'nin Filistin'deki vahşetini, Gazze'deki soykırımını asla ve asla unutmayalım ve unutturmayalım. Çünkü Filistin meselemiz dinmeyen bir yürek acımız olmasının yanı sıra coğrafyanın başka yerlerinde Müslümanlara yönelen tedhiş, baskı, yıldırma ve mülk gaspının da aynası hükmündedir.
Taceddin Kutay ile Mevzubahis'in yeni bölümünde üniversitelerde 2. öğretimlerin kaldırılmasını, motosiklet sürücülerini, Türkiye'deki trafik kültürünü, fenomen hocaları konuştuk.
Uzun bir dersten çıkmıştı. Hava soğuk ve pusluydu. Puslu da değil düpedüz kirliydi, kurum yağıyordu sanki havadan. Trafik yine tıkanmıştı, arabaların camlarından kederli insan yüzleri sabit nazarlarla dışarı bakıyordu. Bir ahmak ıslatan biteviye yağıyordu. Ellerini ağabeyinden kendisine intikal eden gocuğun cebine soktu, sırtını kamburlaştırdı. Beyazıt'a doğru yürümeye başladı. Hoca uzun bir “okunacak kitaplar listesi” yazdırmıştı. Bu listedeki kitapların bir kısmını kendisi daha önceden keşfetmişti. Kıymetli yazarlarımızın kıymetli eserleri. Lakin biri hariç ötekileri alamamıştı. Onu da sergiden edinmişti, üçte bir fiyatına. Derin bir nefes aldı, içini geçirdi. Kitaplara ulaşmak gittikçe zorlaşıyordu. Güç bela sığındığı bir arkadaş evinde kalıyordu. Şehrin kıyıcığında, kendisi gibi Anadolu'dan gelmiş birkaç arkadaş, bir göz oda bulmuşlardı zorlukla. Islak odunlar, tüten bir soba, yıkanmamış çamaşırlar, yemek nöbeti, kuru-pilav. Kuru neyse de pilav yapmayı öğrenememişti bir türlü, her seferinde lapa oluyordu ve bir gürültüdür kopuyordu odada. Bir kot pantolon bir milyona fırlamıştı. Ayakkabıcı vitrinlerinde ne botlar vardı oysa. Botlar da milyonun üzerinde. Gel gelelim “fukaralık edebiyatı” yapmak bir kararname ile yasaklanmıştı. Kimseye derdini açamıyordu, hele eve yazmak. O, hiç... Bir yandan paralı eğitim tartışılıyordu. Bu cepheden olanlar devletin eğitim yükünün altından kalkmasının artık mümkün olmadığını söylüyor, üniversitelerin özelleştirilmesini istiyor, eğitime ancak bu şekilde bir kalitenin getirilebileceğini savunuyordu. Hocaların da canına tak demiş olmalı ki, yürümeye başlamışlardı işte. Bir taksi hayli yakın geçti, üzerine kara- sıvaşık su sıçrattı. Taksinin ardından sövmek, bağırıp çağırmak geçti içinden. Bir an. Takati yoktu. Başını iki yana sallamakla yetindi. Yaşlı, gün görmüş insanlar gibi hissetti kendini. Midesi kazınıyordu. Şöyle sıcacık bir çorba içebilse, bir soba başına oturup biraz ısınabilse. Otobüs durağında kızlı-erkekli bir küçük kalabalık, neşeli devinimlerle kıpırdıyordu. Bakımlı saçlar deri çantalar, gün yüzü görmemiş yüzler, muhallebi çocukları. Şimdi onlar buradan doğru Beyoğlu'na çıkar, sıcak salonlarda sıcacık salepler içer, AKM'ye veya tiyatroya gider, birlikte son açılan sergileri gezerlerdi. Paralı eğitime karşı çıkanlar bunun fırsat eşitliğine aykırı olduğunu, parası olanlara avantaj sağlayacağını, diplomaların parayla satılacağını ileri sürüyorlardı. Ara yerde kalanlar ise öğrencilerin katkı paylarının artırılmasını, ödeyebilecek olanlardan bu payın alınmasını, ödeyemeyenlere ise devletin burs vermesini istiyordu. Bir de vakıf üniversiteler meselesi açılmıştı. Şu anda devletin bunlara katkısından söz ediliyordu. Ulan, şunlardan birine kapağı atabilsek, diye düşündü delikanlı. Sonra birden meyus oldu. Doğum yerini, anasını-babasını, bitirdiği mektepleri, bildiği lisanları falan soracaklardı elbette. Mülakata girecekti. Yarışa yüz metre geriden başlamıştı o. Geçilecek kulvar hakkında da bilgisi yoktu. “Okumak senin neyine be oğlum” dedi, “herkes okuyacak diye bir kaide yok ya, bir iş bulup çalışaydın...” İyi de, nerde o iş?.. Üniversiteyi kazanıp büyük şehre okumaya giderken, mahalle arkadaşları, işte o “senin neyine okumak” diye yarışı terk edenler, ardından gıpta ile bakıyor “Vay be gidiyorsun ha, yakında dönüp gelince bizi tanımazlıktan gelme sakın ha!” diye takılıyorlardı. Onlar orada ne yapıyor şimdi acaba?.. Küçük esnaflık, berber kalfalığı, belediyede temizlik işçiliği veya talihi yaver gidenler için Rusya'da, Orta Doğu'da inşaat işçiliği... Çarşıkapı'nın kalabalığına katıldığında yağmur hızlanmıştı. Ayakkabıları su çekiyordu. Delikanlı ömrü de işte öyle geçip gidiyordu. Birden oralardaki vakıf medreselerden birinin duvarı üzerinde bir hana takıldı. “Üniversite Meselesi” tartışılıyordu içeride. Islak saçlarını eliyle düzelterek girdi.
Kitap okumak insana ne kazandırır? Eğitimci ve Yazar Hüseyin Akın'a kitap okuma algısı ve tatilde okunacak kitap önerilerini sorduk.
Kitap Okumanın Zorlukları ve Nedenleri Kitap Okumak Neden Zorlaşabiliyor? Dijital Ekranlar ve Okuma Alışkanlıkları Bilgi ve İyi Niyet: Ömer Hayyam'ın Bakış Açısı Kitap Okumamanın Sosyal ve Kültürel Sonuçları Sosyal İlişkiler ve Kitapların Rolü Kitapların Sosyal İlişkilerdeki Yeri Kitap Okumanın Sosyal Yorgunluğu Hafifletmedeki Rolü Sosyal Medya ve Okuma Alışkanlıkları Üzerine Etkiler Dijital Ekranlar ve Okuma Şeklimiz Dijital Ekranların Odaklanma Yetisi Üzerindeki Etkileri Ekran ve Basılı Kitap Arasındaki Farklar Dijital Çağın Okuma Davranışları Üzerindeki Etkileri Neden Okumaya İhtiyaç Duyarız? Merak ve Öğrenme İhtiyacı Kendini Tanıma ve Geliştirme Süreci Toplum İçinde Ortak Bir Anlam Bulma Okuma Alışkanlığının Faydaları Okuma ve Zihinsel Bakım --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/turkan-bakrl/message
Kısa Dalga, Türkiye'nin önemli sorunlarını çarpıcı haber dosyalarıyla gündeme taşıyor. Gazeteci Dilek Gedik, Kısa Dalga'da 5 gün yayınlanan “Eğitimde engelli kampları” başlıklı yazı dizisinde özel gereksinimli çocukların yıllardır çözülemeyen eğitim sorunlarını araştırdı ve çok çarpıcı bir durumu gündeme getirdi. Milli Eğitim'in 'müjde' olarak duyurduğu ‘özel eğitim kampüsleri'nin amacı ne? Bir tür engelli toplama kamplarını çağrıştıran kampüsler nerelerde yapılacak? Aileler ve uzmanlar neden karşı çıkıyor… Karadeniz Ereğli'de devam eden kampüs inşaatının tartışmalı ihale süreci … Gazeteci Dilek Gedik, çarpıcı haber dosyasının detaylarını anlattı. Okumak için tıklayınız... Bölüm : Milli Eğitim'in tartışmalı projesi: Engelli kampları inşa ediliyor Bölüm: Kanunlar, sözleşmeler hiçe sayılıyor... Engelli öğrencilere adım adım izolasyon Bölüm: Engelli çocukların eğitiminde vahim durum Bölüm: Bir AKP klasiği: Tarihi binayı 'engelli kampı' için yıktılar, ihaleyi AKP'li müteahhit aldı Bölüm: Aileler, 'engelli kampına' karşı hukuk mücadelesi başlatıyor
okurlarımızın Filistin kitapları rafı için yeni kitap teklifimizi, bu kez Şiraze dergisinin Ocak-Şubat 2024 sayısındaki yazımızda yer alanlardan yapalım. Merke-zindeki Kudüs şehriyle özdeşleşmiş bulunan Filistin üzerine yazmak ve okumak, ilmî metododların hemen hiçbirisiyle uyuşmaz. Çünkü onun hikâyesi ilahî ve dünyevî olarak iki katmanlı olduğu gibi, bu katmanlar da kendi içlerinde yaratılış, nebevî süreklilik, medeniyetler... şeklinde birçok katmanlardan oluşur. Bu yanıyla Filistin'in hikayesi, mezkûr katmanların ihtiva ettiği Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam inançlarına ve siyasi yorumlarına göre özelleşip, tıpkı bir soğana ya lahanaya teşbihen daha da karmaşık hale gelir. Müstakil bir devlet haline getirilmediği sürece bitmesi mümkün görülmeyen Filistin direnişinde, Siyonistlerin gerek kendileri adına bir meşruiyet temin etmek gerekse savaş propagandasında moral bir üstünlük sağlamak için medyatik düzeyde kullanıma soktukları Eski Ahit, Arz-ı mev'ud, Yeşaya Kehanetleri vb. kelime ve kavramlar havada uçuşmakta, bunlar tek başlarına somut bir bilgiye kapı aralamadıkları gibi, hep birlikte inanç ve tarih planında ne normatif (sahih), ne de sistematik bir sonuca da bağlanamamaktadır. Filistin meselesinin “nasıl” okunması gerektiği hakkındaki bu yöntem problemlerine kısaca işaret ettikten sonra, zikrettiğimiz yazıdan şu üç kitaba tekrar dikkat çekelim: İlahi Mesajlar Toprağı Filistin: Roger Garaudy'nin bu kitabı (Trc.: Cemal Aydın, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul 2011) Filistin meselesini en geniş çerçevede ele alan bir çalışmadır. “Filistin nedir?” sorusuyla açılan kitap Bir Toprağın Tarihi; Bir Mitin Tarihi; Bir İstilanın Tarihi adını taşıyan üç ana başlık altında yazılmış olup, yukarıda zikrettiğimiz katmanlılığa da vurgu yapan bir yazım-yorum tarzına sahiptir. Şöyle ki, “Bir Toprağın Tarihi” başlığı alında Kenan Medeniyeti, İbraniler, Hıristiyan Filistin, İslamlaşan Filistin konuları tarihsel – kronolojik olarak işlenirken, “Bir Mitin Tarihi” başlığını taşıyan ikinci bölümde Batı'nın Hayalindeki Filistin, Eski Ahit ve Hıristiyan Siyonizminin Doğuşu, Yahudilikten Siyonist Milliyetçiliğe ve Siyasi Siyonizmin Başarısının Sebepleri ara başlıkları altında ilgili konular yer yer Filistin'in / Kudüs'ün kozmolojik tarihiyle ilişkili olarak ya da güncel sebep ve sonuçlarla birlikte incelenmiştir. “Bir istilanın Tarihi” adlı üçüncü bölümde ise, Filistin meselesi İsrail Devleti Nasıl Doğdu ve Nasıl Ayakta Kalıyor, Siyonist Devletin İç Politikası ara başlıkları altında siyasal bir gerçeklik ve mevcut etkileri yarınlara da uzanacak olan fiili uygulamalar eşliğinde işlenmiştir.
Yin-Yang yani eril-dişil prensipler nedir? Bunları bilmek ne işimize yarar? Yin-Yang dengesi bozulursa ne olur? Denge nasıl sağlanır?
Okumanın kutsal öğretilerine, CIA'in bilmenizi istemediği sırlarına kaldığımız yerden devam. Bugün işin teknik taktik kısmına dalacağız, pratiklerine bakacağız.Konular:(00:00) Geyik: Ağustos böcekleri. (02:10) Okumak diyaloga girmektir. (02:50) Beklentileriniz yazın. (03:27) Kitabı mundar edin. (04:33) Özet çıkarın. (07:00) Hiyerarşik not tutmayın. (08:35) Not kartları kullanın. (11:00) Commonplace Book. (11:50) Zettelkasten. (15:22) A Syntopicon (Patreon). (16:33) Hızlı Okuma Teknikleri. (18:00) Subvocalization: İç Seslendirme. (19:00) Kurgu Nasıl Okunur. (22:54) Patreon teşekkürleri. .Kaynaklar:Patreon: A Syntopicon: Kimsenin Bilmediği En Önemli KitapVideo: Ryan Holiday's 3-Step System for Reading Like a Pro Yazı: A Beginner's Guide to the Zettelkasten MethodYazı: IMPLEMENTING ZETTELKASTEN IN ROAM: A PRACTICAL GUIDEKitap: Great Books of the Western World (1952)Kitap: A Syntopicon (1952)Yazı: How subvocalization makes you a better readerYazı: HOW TO START READING FICTION (WHEN YOU ONLY READ NONFICTION)Yazı: How To Read A Book (Of Fiction), According to Mortimer J. AdlerSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
“Okumanın çoğu okuyarak yapılmaz." Üç yıl önceki popüler bir bölümün sıfırdan kaydedilmiş ve genişletilmiş hali.Konular:(01:11) Orijinal bölüm (Yazı)(03:36) Okumak mı izlemek mi dinlemek mi(08:40) Ekran mı kağıt mı?(10:11) Odaklanma periyodu(13:15) Alışkanlık oluşturmak(14:50) Mortimer Adler'e dönüş(21:42) Tekrar tekrar okumak.Kaynaklar:Yazı: Why we remember more by reading – especially printYazı: Reading vs Watching Videos: What Science SaysVideo: The Ideal Length of Time for Focused Work | Dr. Andrew HubermanKitap Listesi: Mortimer J. Adler's reading listSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
2013 Gezi kalkışması, darbe zeminini oluşturmak için düzenlendi. Doğrudan amaç, Reis'i devirmekti. Tabii bunu ağaçla ve çevre hassasiyetiyle kılıfladılar. Bir itirafın tam vaktidir: Ne yazık ki o tarihte başkaca şeyleri göremediğimiz gibi bu olayın ardındaki asıl failleri de göremedik. Sokağa çıkartılanların ideolojik-siyasi aidiyetleri üzerinden yorumlarda bulunduk. Oysa görünürdeki aktörler, birer figürandan ibaretti. Asıl niyeti görmüştük ama asıl failleri görmemiz çok sonraları mümkün olabildi. Hâlâ Gezi sürecini ağaç ve çevre üzerinden savunanları bence not ediniz. Zira onlar hangi surete bürünmüş olurlarsa olsunlar FETÖ'nün de iplerini elinde tutan güç odağının kullanışlı elemanlarından başkaları değillerdir. Biz Gezi'nin bir darbe kalkışması olduğunu farkedip bu yönüyle eleştirdiğimizde içimizde en tepemizde olan o birilerinin “uzlaşma” adı altında ne tür siyasi oyunlar içine girdiklerini de unutmadık. Unutmayacağız. Unutturmayacağız. Reis, sokaktan iktidar devşirmeye çalışan o gürûh için, isabetle, “Çapulcular” demişti. Vay sen misin bunu diyen! O içimizdekilerden birileri Reis'in bu yaklaşımını ve üslubunu yanlış ve sert bularak eleştirmeye başladı. Reis yalnızdı. Yalnızlaştırılmaya çalışıldı. O tarihte Adıyaman milletvekiliydim. Reis'in bu söylemini yürekten savunan bir kaç kişiden ibarettik biz. Metin Külünk ve Şamil Tayyar gibi... Dışarıda “Erdoğansız Türkiye!” isteyenler ile “Erdoğansız AK Parti!” İsteyenler amaç birliği etmişlerdi adeta. “Reis'i yedirmeyiz!” dedik. Televizyonlarda Reis'in söylemlerine alenen sahip çıktık. Tabii o içimizdeki etkili-yetkili pozisyonda olanların gözünde artık makbul değildik. Bizim tezimiz şuydu: “Bu bir kalkışmadır. Hedefteki kişi Erdoğan'dır. Erdoğansız bir Türkiye ve Erdoğansız bir AK Parti olsun isteniyor. Sokaklar karıştırılarak darbe ortamı oluşturulmak isteniyor. Ortaya konan eylemler, vandalizmle buluşan çapulcu eylemlerdir. Reis'i asla yedirmeyeceğiz. Gerekirse milyonları demokratik ve meşru çerçevede sokaklara dökerek bu sürecin önünü kesmeliyiz.” Reis bir resmi ziyaret için yurtdışındaydı. Yerine yardımcısı Başbakanlık yapıyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı ile ağız birliği içinde Reis'in söylemlerini boşa çıkartmak için farklı arayışlara girmişlerdi. Büyülü sözcük ise “uzlaşma” idi. Bizler de sabotatördük onların gözünde. Anlayışımızla, duruşumuzla ve dilimizle... Burada asla unutmayacağım bir hatıramı aktarmak isterim. Tarihe not düşmek adına. Bir gün Meclis'te bir grup milletvekili arkadaşımıza Gezi'nin asıl niyetini anlatıyordum. Bu süreci sonlandırmak için kitlesel halde demokratik tepkimizi ortaya koymamız gerektiğini, aksi takdirde sokaktan iktidar devşirmek isteyenlerin gemi azıya alacağını, o yüzden Reis döner dönmez ilk işinin milyonları sokağa indirmek olması gerektiğini anlatıyordum. Reis'in havaalanında görkemli bir kalabalıkla karşılanması gerektiğini de anlatıyordum ki grubun dışında bizi dinleyen yaşça da bizden büyük bir vekil abimiz bana dönerek aynen şunu dedi: “Mehmet Bey sen böyle mi düşüyorsun gerçekten? Çok üzüldüm.” Eskiden de tanıdığım, saygı duyduğum, geçmişte belediye başkanlığı yapmış Reisçi diye bildiğim bir ağabeyimizdi. Şaşırmıştım. Hatta onun adına üzülmüştüm. “Evet, aynen böyle düşünüyorum” demiştim. Adı bende saklı.
15 Temmuz'a 8 gün kaldı. 15 Temmuz akşamı başlayan FETÖ'cü darbe kalkışması, öncesi bilinmeden doğru anlaşılamaz. Üzülerek belirtmek isterim ki ne 15 Temmuz ihanetinin tarihi yazıldı ne de o aşamaya kadarki süreçte yaşanan iç ihanetlerin tarihi... 15 Temmuz'a giderkenki süreç, o süreçlerde meydana gelen olaylar ve o olaylarda hangi siyasi aktörlerin nasıl bir siyasal tutum sergiledikleri bilinmeden 15 Temmuz'un gerçek tarihi yazılamaz. 15 Temmuz sadece darbe kalkışması boyutuyla ele alınır ve yalnızca hamaset üzerinden okunursa, korkarım ki FETÖ benzeri yeni oluşumların tekrar bir gaile olarak karşımıza dikilmesine kapı aralanmış olur. Dışımızdaki ihanetten önce içimizdeki ihaneti görmeliyiz. Unutulmasın ki içerdeki ihanet çok daha yıkıcıdır. O yüzden 15 Temmuz'u iç ihanet boyutuyla da enikonu anlatmak gerekir. Aksi takdirde ihaneti sadece dışarıda arayan bir bilinç körleşmesine maruz kalırız ki bunun sonucu çok daha tehlike ve komplike yeni FETÖ'cülükler olur. 15 Temmuz'a adım adım yaklaşırken kaba hatlarıyla bu konuya değinmeyi gerekli görüyorum. İzninizle. 7 Şubat 2012 MİT operasyonu. Reis'in Başbakan iken tam da ameliyata gireceği gün düğmeye basıldı. Zamanlaması manidardı. FETÖ'cü yargı üzerinden Reis'in ameliyata alınacağı zaman dilimine denk düşürülmüştü. Hesapta olmayan anlık bir gecikme FETÖ'nün ilk siyasi darbe girişimini bozdu. Bu, gerçekte Reis'e yönelik ilk siyasi darbe girişimiydi. Amaçlanan şey, Erdoğan'sız bir AK Parti'ydi. Burayı not edin. Şayet bu asıl amaç bilinmezse görünürdeki hedefler üzerinden patinaj yapılır ve asıl sonraki süreçte AK Parti içinde Reis'e yönelik hamleler doğru anlaşılmaz. FETÖ'cüler şunu çok iyi anlamışlardı: Erdoğan AK Parti'nin başında kaldığı sürece amaçlarına ulaşmaları asla mümkün olamazdı. O bakımdan diyorum ki Reis'e AK Parti içinde o kritik süreçlerde gösterilen direncin aktörleri mercek altına alınmalıdır. 7 Şubat'tan sonra derinden başlayan ama ihtiyatla sürdürülen FETÖ ile hesaplaşma süreci, çoğumuzun farkına bile varmadığı bir süreçti. FETÖ'cüler bunun farkındaydı elbet. FETÖ'nün siyasi ayakları da... Ama geniş AK Parti camiası diplerde başlayan ama henüz su yüzüne çıkmayan bu kavgadan bihaberdi. Dershanelerin kapatılması hamlesi bu kavgayı gün ışığına çıkardı. Reis'in hamlesi cesurcaydı. Ama geniş kitleler bu hamlenin FETÖ ile girişilen kavganın dışavurumu olduğunun bilincinde değildi. Bizler de dâhil henüz ayırdında değildik bu gerçeğin. Dershanelerin kapatılması için ortaya konulan kılıf üzerinden konuşuyorduk çoklarımız. Oysa asıl niyet farklıydı. Kılıçlar çekilmişti. Ve Reis gerekeni yapmaya başlamıştı. AK Parti'nin içinde bu hesaplaşmanın ayırdında olanlar vardı. Hem de en tepe noktalarda ve en içeride. Onlar Reis'in bu hamlesinden rahatsızdılar. Alttan alta homurdanmaya başladılar. Zamanla yüksek sesle itirazlarını dillendirdiler. Reis'e en yakınındakilerden ve devletin en tepesinden gelen direnç önemle not edilmelidir. O direncin aktörleri not edilmelidir. Henüz AK Parti camiası bu kavganın gerçek sebebini bilmekten uzaktı. Ama AK Parti'nin içi kaynıyordu. FETÖ'nün o dönemde içeride mebzul miktarda adamları vardı. Yeri gelmişken şu gerçeği teslim etmemiz gerekiyor: Erdoğan'ın AK Partisi FETÖ'nün siyasi ayağı değildi ama FETÖ'nün siyasi ayağının en etkin ve en etkili olduğu partiydi. O yüzden Erdoğan'sız AK Parti olsun isteniyordu. Çünkü Reis'in varlığı, FETÖ iktidarının önündeki en büyük engeldi. Reis'in içerdeki güçlü dirence rağmen dershaneler konusunda geri adım atmaması FETÖ'cüleri çılgına çevirmişti. İpler tamamen kopmuştu. Herkes pozisyonunu almaya başlamıştı.
Brick Institute eğitimleri, deneyimli eğitmenleri ve seçkin katılımcılarıyla birlikte Ürün Yönetimi Temelleri, Ürün Analitiği ve Ürün Liderliği programları çok yakında başlıyor. Bu eğitimler, gerçek hayat uygulamaları ve vaka çalışmaları üzerine odaklanarak, ürün yönetimi alanında uzmanlaşmak, ürün geliştirme süreçlerini kuvvetlendirmek isteyenler için oluşturuldu.Kontenjan sınırlıdır, bu nedenle hemen www.brick.institute adresinden başvuru yaparak yerinizi garantileyin ve eğitime katılmak için kaydolun!----Üretim Bandı'nın Slack grubu olduğunu biliyor muydunuz? 2700'den fazla ürün yöneticisi, girişimci, yazılımcı, tasarımcının bir arada bulunduğu aktif ürün topluluğuna siz de katılın:>>> uretimbandi.com/slackİki haftada bir yayınladığımız, ürün geliştirmeyle alakalı bültenimizi de aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz:>>> uretimbandi.com/bulten----KONUKAyşe Aktağ: https://www.linkedin.com/in/ay%C5%9Fe-akta%C4%9F/ KONUŞULANLAR(00:00) Başlangıç(04:55) Bilgisayar Mühendisliği Okumak(10:40) Siber Güvenlikten Emin Olmak(12:32) Kendini Geliştirmek için Yapılacaklar(17:58) Staj / İş Mülakat Aşamaları(19:38) Alaylı Olarak Siberci Olunabilinir mi?(22:29) Önderlik Eden Kadınlar(30:16) TurkNet'te Çalışma Ortamı(35:41) İş Dışında Kendini Geliştirmek(38:22) SistersLabs(46:51) Sektöre Gireceklere TavsiyelerBonus Bölüm: Kediler
Özellikle Anadolu'da ölünün ardından Kur'an okumak çok yaygındır. Peki, okuduğumuz Kur'anların sevabı ölülerimize ulaşır mı? Mevlit tarzı adetlerin İslami bir temeli var mıdır? Ölülerimize niçin en çok Yasin okuruz? Bu soruların ve daha fazlasının cevabı yeni videomuzda!
Barış Atay'ın konuk olduğu Oğuzhan Uğur yayını haftanın en çok izlenenleri arasında. Atay'ın sorulara verdiği cevaplar çokça konuşuldu, bizse bu bölümde sorulan soruları masaya yatırıyoruz. "Gençler neden bu kadar öfkeli?" sorusunu araştırıyoruz.Bu podcast, TAKK hakkında reklam içerir.Sadelik ile kaliteyi buluşturan Kişisel Bakım Markası TAKK hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Okumanın Değeri Okumayı alışkanlık hâline getirmek bugünkü okulun ve eğitimin başlıca amacıdır. Bütün eğitim ve öğretim kurumları, çeşitli araçlarla bu amacın gerçekleşmesine çalışmaktadır. Çünkü sadece bireylerin gelişmesi için değil, ulusların kalkınma ve yükselme davasında da bu nokta, ihmal edilmeyecek bir gerçektir. Okumak gibi soylu bir hareketten, kitap gibi iyi bir arkadaştan kim vardır ki kendini uzak tutsun, yararını ve gerekliliğini inkâr etsin? Muhakkak ki iyi memur, iyi işçi, iyi tüccar, iyi sanatçı… kısacası iyi vatandaş, daha çok okumuş ve okuyan kimseler arasından çıkmıştır ve çıkacaktır. Hoace Mann (Hos Man), okumanın gücünü şöyle anlatır: “Eğer mümkün olsaydı her karış toprağa buğday eker gibi kitap ekerdim.” Kitap, ruh dengesini sağlayan bir araç, bir teselli ve huzur kaynağı olduğu kadar uygar ve teknik bir gerekliliktir de. Bunun içindir ki toplumlar, uygarlık yolunda ilerledikçe kitaptan uzaklaşmak şöyle dursun, ona yaklaşmakta, ondan ayrılamamaktadır. Bir zamanlar sinema, radyo, televizyon gibi teknik araçlar karşısında kitabın gözden düşeceğini ileri sürenler görüldü ise de yıllar sonra anlaşıldı ki kitap için bir tehlike söz konusu değildir. Kitap hiçbir zaman değerini kaybetmeyecektir. Artık herkesçe benimsenmiştir ki bir insanın kültür ve bilgi düzeyini sadece gördüğü öğrenim derecesiyle değil, okuldan sonra, okuduğu kitaplarla ölçmek mümkündür. Çünkü hayatta, bir iş, bir meslek adamı olarak yapılan okuma, hayat için okumadır. Zoraki ve baskı altında olmayarak yapılan bir okuma, elbette daha verimlidir, daha anlamlıdır ve bir ihtiyacın karşılığıdır. Bu nitelikteki bir okuma insana araştırma, bulma ve bunları birleştirme zevki verir. İşte bütün sorun, bu geliştirici ve planlı okumayı okul sıralarında alışkanlık hâline getirebilmektir. Okuma alışkanlığı olan bir çocuk ise hızlı okuma yeteneği kazanarak kolaylıkla yeni bilgiler edinmenin, anlamanın, hissetmenin zevkini tadacak; okurken sıkılmayacaktır. Okudukları sayesinde kelime hazinesi zenginleşmiş olacağından sözlü ve yazılı anlatımda da güçlük çekmeyecektir. Okuma; önce harf yığınları üzerinde mekanik bir çalışma, sonra da onların altındaki gizli anlamları kavrama demektir. Okuduklarımızdan yararlanabilmede; hızlı okumanın ve tekrarlamanın önemi büyüktür. Ağır giden bir okumadan bazen hiçbir şey anlamak mümkün değildir. Okumaktan zevk alabilmek için hızlı okumak ve okuma tekniğini bilmek gerekir. Kekeleyerek ve karmakarışık konuşarak okuldan çıkan bir çocuk, hayatta okuma zevkini tadamayacağı gibi bildiğini de unutacaktır. Bir eseri tekrar okumak, ilk okumada görülemeyen, sezilemeyen yerleri görmek ve kavramak bakımlarından önemlidir. Kitap, dersini her zaman tekrarlamaya hazır bir öğretmen olduğuna göre her başvuruşumuzda bize yeni bir şeyler öğretecektir. Enver Naci GÖKŞEN
Okurmusunuzki gmail adresine atmış olduğunuz mailleri görmekteyim,şu aralar yoğun olduğum için ilgilenemiyorum,ilerleyen günlerde sırayla hepsini seslendireceğimden şüpheniz olmasın.okunmasını istediğiniz kitap pasajlarını veya şiirleri 'okurmusunuzki@gmail.com' adresinden ulaştırabilirsiniz.seslendirmelerin devamını sağlamak istiyorsanız ; takip et butonuna tıklayarak takip edebilir,youtube kanalıma aboneolabilir,youtube.com/mustafahazarsinstagramdan istek,destek,önerilerinizi bana ulaştırabilirsiniz. instagram.com/mustafahazar_sponsor ve işbirlikleri için instagram ve gmail hesabıyla iletişime geçebilirsiniz.diğer mecralardaki hesaplarıma ulaşmak istiyorsanız il.ink/mustafahazar linkine tıklayarak gidebilirsiniz.her daim şiirle kalın…
Yurtlardan sonra üniversite harçlarına da zam geldi / CHP'nin çağrısı karşılık buldu: Meclis olağanüstü toplanıyor, AKP katılmıyor / Musul Başkonsolosluğu'na saldırı / Çavuşoğlu'ndan ABD ve Rusya'ya: İkiniz de PKK ve YPG'yi kullanıyorsunuz / Covid-19'un ilk merkezi: Vuhan yeniden kapanmaya gitti... Gelişmeler bültende
Kaçık Prens Podcast: Psikoloji ve Günlük Hayat Üzerine Söyleşiler
Kaçık Prens'in yapımcı ve sunucularından Melih Kavukçu ani bir çıkışla “Çok gezmek, çok okumak ve paylaşmak köpürtülüyor arkadaş” dedi. İçerik danışmanımız Gül Günaydın'ın da katılımıyla döktük verileri masaya, köpürtülüyorlar mı gerçekten diye tartıştık. İyi dinlemeler!
Elini Kirletenler serimizin 2.sezonunda sizlerleyiz! Moderatörlüğünü Elif Nazlıgül'ün üstleneceği serimizin ilk konuğu Türkiye G20 - Y20 Gençlik Delegesi Temsilcisi Berfu Ege Söbe oldu. Sevgili Berfu ile sürdürülebilirlikten, gençlik sorunlarından ve Gelecek Gelecekten bahsettik :) Gelecek Gelecek Youtube Kanalı: https://www.youtube.com/c/GelecekGelecek Berfu Ege Söbe LinkedIn: https://www.linkedin.com/in/berfu-ege/ Akış: 00:00 - 00:40 Giriş 00:40 - 02:10 Berfu Ege Söbe Kimdir? 02:10 - 03:23 Erasmus Sürdürülebilirlik Merkezi ve Faaliyetleri 03:23 - 03:45 Berfu'nun Yeni Pozisyonu ve SNV Faaliyetleri 03:55 - 05.12 2 Bölüm Okumak& Yoğunluk 05.16 - 07.10 Y20&G20 Nedir? Faaliyetleri Neler? 07.30 - 08.12 Temmuz Ayında Endonezya'da Gerçekleşecek Zirve 08.17 - 11.13 Diana Ödülü& Feyyaz Berker Ödülü& Imposter Sendromu 11.14 - 15.33 Gelecek Gelecek'in Hedefleri, Misyonu, Motivasyonu 11.50 - 19.40 Sosyal Sorunları Dert Edinmek& Network Yönetimi 20.45 - 25.15 Yurtdışında Üniversite Okumanın Avantajları& Dezavantajları 25.30 - 28.20 Dönüm Noktaları& Etkileri 28.30 - 31.05 Elini Kirletmek İsteyenlere Tavsiyeler 31.05 - 31.15 Kapanış Program Hostu - Elif Nazlıgül: https://www.linkedin.com/in/elif-nazligul/ Bize Ulaşmak İsterseniz: selam@sifirdanglobale.com
Kemal Sayar ve Prof. Dr. Sadettin Ökten hoş sohbetleri... Discord https://discord.gg/gpyGxZW4As Ahmet Çadırcı https://ahmetcadirci.com/podcast/
Okumayı gündelik hayatın bir parçası yapmak
İlker Gümüşoluk ve Kemal Ayça iftiharla sunar.
"Psikanalizin ortaya çıkışında histerinin merkezi bir rolü ve önemi vardır. Freud psikanalizi histerikler aracılığıyla icat etmiştir denebilir. Freud histerikler aracılığıyla serbest çağrışım, aktarım, bilinçdışı, bastırma, direnç gibi psikanalize temel oluşturan kavramları keşfetmiş ve ruhsallığın işleyişine dair derin ve güçlü öngörüler kazanmıştır." Bölümde sözü geçen kaynaklar şunlardır: Breuer, J. ve Freud, S. Histeri Üzerine Çalışmalar, çev. Emre Kapkın, İstanbul: Payel Yayınları, 2013. Laurent, E. The Certainty of Hysteria: https://www.lacan.com/symptom13/the-certainty.html Quinodoz, J. Freud'u Okumak, çev. Bahar Kolbay, Özge Soysal, İstanbul: Bağlam Yayınları, 2016. Instagram: https://www.instagram.com/psikanalizsohbetleri/ Twitter: https://twitter.com/PsikanalizS https://www.oguzhannacak.com/
İlk bölümde Harbiye'deki 45 metrekare boş arsa için çatışanları anlatmıştım. Onlar silahlarını ateşlerken yoldan geçen Okan Karaten ailesiyle birlikte arada kalmıştı. Bebek arabasındaki kızını korumak için kendini siper etmiş ve başından tek kurşunla vurularak ölmüştü. Ülke; çete çatışmasının arasında kalıp kızını korumak isterken ölen babaya birkaç gün üzüldü. Kısa bir vicdan sızısı, “Bu ülke ne hale geldi” serzenişiydi. Sonra mafya dizilerini zevkle seyretmeye devam etti insanlar. Sedat Peker ifşalarıyla ortaya saçılan çürümüş devlete, bataklığa sessiz kaldılar. Okumak için: https://kisadalga.net/podcast/detay/betonlasmis-vicdanlar-ulkesinde-45-metrekare-cinayeti2_26673
Okan Karaten'i hatırlar mısınız? 8 ay önce İstanbul'un göbeği Harbiye'de, gündüz vakti çeteler çatışırken arada kalmış ve bebek arabasındaki kızını korumak isterken öldürülmüştü. Bu dizide sadece onun dramını değil, bu ülkede vicdanların nasıl betonlaştığını, çetelerin adaletsizlikle nasıl kurtulduğunu dinleyeceksiniz. Okumak için: https://kisadalga.net/haber/detay/betonlasmis-vicdanlar-ulkesinde-45-metrekare-cinayeti_26672
Hepinize merhaba. Bu bölümde Tarkovsky'nin Nostalghia'sı üzerine Medium'da yazdığım bir yazıyı seslendiriyorum. Aynı zamanda birkaç yerde eklemede bulundum. Okumak isteyenler için, görece eksik bir versiyon olsa da: https://bit.ly/3qohwRz -Müzik: Marc Martel - Bohemian Rhapsody (Queen Cover) https://youtu.be/QkCxE2Lh458 Keyifli dinlemeler diliyorum.
CHP'den rapor: En zengin yüzde 20'lik grup, en yoksul yüzde 20'lik gruptan 8 kat daha fazla kazanıyor Erdoğan: Seçim düzenlemesi en çok CHP'lileri rahatlacak... Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Sığınmacılara vatandaşlık verip, onlara oy kullandırarak koltuğunu mu korumak istiyorsun? Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'ndan TTB Başkanı Fincancı hakkında suç duyurusu... Kuvvet komutanlarının Covid-19 testi pozitif çıktı Biden'dan Putin'e: O bir savaş suçlusu... Kremlin'den tepki: "Bu söylem affedilemez"... Erdoğan'dan Putin ve Zelenski'ye Türkiye daveti... 6 ülke, Ukrayna'da 'savaş suçu' işlendiği gerekçesiyle BMGK'yi toplantıya çağırdı.. Merkez Bankası faize dokunmadı... Okumak için: https://kisadalga.net/haber/detay/bulten-_26347
Soru 1: Bazı doğa hadiseleri, deprem, sel vs ile Kuran'a, mazlumlara yapılan zulümler arasında ilgi var mıdır? İslam alimlerinin bu husustaki değerlendirmelerini nasıl buluyorsunuz? Soru 2: Allah'ın varlığı, evrim, big bang, ateizm, sosyalizm vb konularda tefekkür etmek, okumak, araştırmak imana zarar verir mi? İmanı artırır mı? Yoksa fuzuli midir bunlar hakkında düşünmek?
Bibliyoterapi'nin bu bölümünde Aslı ve Tuna, kız gibiliğin şifasına dalıyor.Aslı ve Tuna'ya bibliyoterapi@podbeemedia.com mail adresinden yazabilirsiniz. Bölüm Künyesi:Clarissa Pintola Estes - Kurtlarla Koşan Kadınlar,Astrid Lindgren - Pippi Uzunçorap,Ezgi Aksoy - Kız Gibi, Halide Edib Adıvar - Mor Salkımlı Ev. Bonus 1: Buket Uzuner - Su / Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları, Bonus 2: Emily Hughes - Özgür, Bonus 3: Stephen Davies - Hilda ve …------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir. GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın. Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bibliyoterapi'nin bu bölümünde bir paradoksla karşı karşıyayız. Aslı ve Tuna, Bibliyoterapi'nin altıncı bölümünde fazla kitap alma takıntısına derman arıyor.Aslı ve Tuna'ya bibliyoterapi@podbeemedia.com mail adresinden yazabilirsiniz. Bölüm Künyesi:Gustave Flaubert - Bibliyomani,Jules Payot - İrade Terbiyesi,Elias Canetti - Körleşme,Zülfü Livaneli - Kardeşimin Hikayesi,Bonus: Naim Dilmener - Obsesyon.------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir. GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın. Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın. See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bu bölümde Dune filmi üzerine sohbet edip, şans nasıl yaratılır konusu üzerine konuşup, son olarak da beğendiğimiz biyografi kitaplarına değindik.Bizi dinlemekten keyif alıyorsanız, kahve ısmarlayarak bizi destekleyebilirsiniz. :)Bölümde bahsettiğimiz bazı konular hakkında linkler:Zaman Çarkı fragmanı: https://www.youtube.com/watch?v=8ABgqUh8M98Dune: https://www.imdb.com/title/tt1160419Dune Serisi: https://www.goodreads.com/series/45935-duneBen, Robot: https://www.goodreads.com/book/show/32864707-ben-robotHow to Create Luck: https://www.swyx.io/create-luck/Project Hail Mary: https://www.goodreads.com/book/show/54493401-project-hail-maryMindset: The New Psychology of Success: https://www.goodreads.com/book/show/40745.MindsetBoyner Hopi Uygulaması: İyi, Kötü ve Çirkin: https://seyfedd.in/writing/boyner-hopi-uygulamasi-iyi-kotu-ve-cirkinBenjamin Franklin: An American Life: https://www.goodreads.com/book/show/10883.Benjamin_FranklinShoe Dog: A Memoir by the Creator of Nike: https://www.goodreads.com/book/show/27220736-shoe-dogLeonardo da Vinci: https://www.goodreads.com/book/show/34684622-leonardo-da-vinciWalden: https://www.goodreads.com/book/show/16902.WaldenHenry David Thoreau: A Life: https://www.goodreads.com/book/show/31939387-henry-david-thoreauInto the Wild: https://www.imdb.com/title/tt0758758/The Beatles: https://www.goodreads.com/book/show/29628371-the-beatlesAkira Kurosawa: https://www.goodreads.com/book/show/20763463-akira-kurosawaYorumlarınızı ve sorularınızı hey@seyfedd.in e-posta adresine iletebilirsiniz.
Kesintinin bir yazılım hatasından mı, bir grup hacker saldırısından mı kaynaklandığı yoksa bilinçli olarak Facebook tarafından mı yapıldığı henüz net olarak bilinmiyor. Yazan: Doç.Dr. Berrin Kalsın Seslendiren: Sefa Şengül
Üniversite tercih döneminin sonuna geldik ancak bu yıl da tartışılan, muhtemelen önümüzdeki yıllarda da tartışılacak bir meseleyle tekrar karşılaştık: Üniversite okuma mecburiyetimiz. Bizi Twitter'da gayrisafikirler adıyla takip edebilirsiniz. Ayrıca iTunes üzerinden yorumlayabilir, ekşisözlük üzerinde entrylerle tanımlayabilir ve gayrisafifikirler@gmail.com'dan bir sonraki bölümlerimizde incelememiz icin sorularınızla baş başa bırakabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Rus ve İngiliz büyükelçilerin verdikleri poz ile İranlıların siyasal bilinç dışında gömülü kolonyal hatıraları çağırdıkları muhakkaktır. Yazan: Mustafa Caner Seslendiren: Sefa Şengül
Her ay takipçilerimin arasından bir kişiyi podcast yayınlarıma konuk alıyorum. Bugünkü konuğum takipçim İç Mimar Öğrencisi Buse. Bizimle Türkiye'de bir vakıf üniversitesinde okumanın artılarını ve eksilerini paylaşıyor olacak. Özellikle Bilkent Üniversitesini düşünen izleyicilerimin çok severek bu röportajı dinleyeceklerini düşünüyorum.