City in East Azerbaijan, Iran
POPULARITY
Categories
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Hem yurt içi borsalarda hem de Amerikan borsalarında ücretsiz anlık veri, düşük komisyon oranları, detaylı analizler ile yatırıma başlayın. Üstelik yurt içi borsalarda dijital şube ile hesap işletim ödemeden işlem yapma imkanı!
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Hem yurt içi borsalarda hem de Amerikan borsalarında ücretsiz anlık veri, düşük komisyon oranları, detaylı analizler ile yatırıma başlayın. Üstelik yurt içi borsalarda dijital şube ile hesap işletim ödemeden işlem yapma imkanı!
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Hem yurt içi borsalarda hem de Amerikan borsalarında ücretsiz anlık veri, düşük komisyon oranları, detaylı analizler ile yatırıma başlayın. Üstelik yurt içi borsalarda dijital şube ile hesap işletim ödemeden işlem yapma imkanı!
Muhterem Ömer Öztürk anlatıyor: “Avrupalı'nın demokrat ve insan haklarına saygılı olduğuna dair senelerdir çok büyük propaganda yapıyorlar. Avrupalı, hâkimiyet sahasına tecavüz etmediğin müddetçe demokrat görünür. Hele bir onların hâkimiyet sahasına girmeğe teşebbüs edin de o zaman görün demokrasiyi, özgürlüğü… Biz lise üçüncü sınıftayken (Galatasaray Lisesi) bir gün derste Fransız edebiyatı hocası şöyle demişti: “Biz 16. asırda Türkleri, Osmanlıları aydan gelmiş adamlar zannederdik.” Ben parmak kaldırdım.Bizim okulda böyle şeyler serbestti. Fikir münakaşası yapılırdı. Elimi kaldırınca hoşlanmadı ama ne diyeceğimi de merak ettiği için: “Buyurun” dedi. Bunun üzerine şu tarihi bilgiyi naklettim ve sordum: “Fransa kralı Fransuva, 1525'te Şarlken'e esir düşmüştü. Avrupa devletleri ne yaptılarsa onu esaretten kurtaramamışlardı. En sonunda sizin kralınız Fransuva'nın annesi ve Fransız sarayı, krallarının esaretten kurtarılması için Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istemişti. Peki Kral Fransuva'nın annesi oğlunun kurtarılması için nereye müracaat etmişti? “Ay”a mı müracaat etmişti, yoksa Osmanlı sultanına, İstanbul'a mı müracaat etmişti?” “Sen zaten her zaman mevzu dışına çıkarsın” dedi. “Sizinki mevzu dışı olmuyor da neden benimki mevzu dışı oluyor? Siz dediniz ki biz Osmanlı'yı uzaydan gelmiş bilirdik, ben de sizin kralınızın annesinin Osmanlı'ya müracaatını sordum.Aya mı müracaatını yapmış, yoksa İstanbul'a mı, cevabını verin bunun. Burada mevzunun dışına çıkacak bir durum yok.” dedim. “Peki, söylediğiniz anlaşıldı. Buyurun yerinize oturabilirsiniz” dedi. Dışarıdan bakıldığında modern ve demokrat görünürler; ama gerçekte bunların hepsi masal. Kendi hâkimiyet sahalarına dokununca ne demokrasi tanırlar ne de insan hakları!”(Misvâk Neşriyat, Ömer Öztürk'ün Hayatı ve Hatıraları)
Kudüs'ün fethinde ilk hutbeyi okuyan, hâkimler başkanı (Kadı'l-kudat) Muhammed bin Ali Zekiyyüddin bin Muhammed hem hâkimler kurulu başkanlığı yapar, hem medresede ders verir, hem de Allah için cihada çıkardı. Çok âlim, fazıl,âbid bir insan olduğu gibi mücahitliği ile günümüz İslam âlimlerine örnek olacaklardan biri idi. Onun için Selahaddin Eyyubi ilk hutbeyi okuma şerefini ona verdi.Hutbede geçen bazı ayetler:O, göklerde ve yerde tek Allah'tır. Sizin gizli nizi de açığınızı da bilir. Kazandıklarınızın hepsini bilir.” (En'am 1-3) “İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua etmekte. İnsan pek aceleci oldu.” (İsra s. 11) “Allah'ın insanlar için açtığı rahmeti tutacak yoktur, O'nun tuttuğunu,O'ndan sonra salıverecek yoktur. O her şeye gücü yeten, hükmünde hikmet sahibi olandır.”(Fatır s. 1-2) “Gizliyi de açığı da bilendir. Onların ortak koştuklarından yücedir.” (Mü'minun 91-92)“Ey ehli kitap, Peygamberlerin gönderilmediği bir zamanda “Bize cenneti müjdeleyen ve cehennemden sakındıran bir peygamber gelmedi” deme yesiniz diye, size açıklaması için elçimizi gönderdik. İşte size cenneti müjdeleyen, cehennemden sakındıran gelmiştir. Allah her şeye gücü yetendir.” (Maide 17-19) “Kulunu bir gece Mescid-i Haramdan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya ayetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksiklik lerden) münezzehtir.Şüphesiz O,işitendir, görendir.” (İsra s. 1) “İlk sürgünde ehli kitap kâfirlerini (Beni Nadr) yurtlarından çıkaran O'dur. Siz çıkacakların zannetmiyordunuz. Onlar da kalelerinin kendilerini koruyacağını sanıyorlardı. Allah (‘ın azabı) onlara hiç hesap etmedikleri yerden geldi. Kalplerine korku saldı. Evlerini kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriyle yıkıyorlardı.Ey akıl sahipleri, ibret alınız.” (Haşr s.1-2)(İmam Zehebi, Tarih'ül-İslam c.42 s.37)
“Uyandırdığın İhtimaller” Mevlana Hüdavendigar der ki, ağızdan çıkan söz yaydan fırlayan ok gibidir.Hoşgeldin sevgili dostum, ben Hasan Basri Budak.Bir insan “hastayım” dedikçe hastalığını büyütür. “Mutsuzum” dedikçe mutsuzluğu derinleşir. “Kötüyüm” dedikçe kötülüğü besler. Çünkü insan, ağzından çıkanla imtihan olur. Ama bu sadece sözlerde kalmaz; düşündüğün, hissettiğin her şey de bu imtihanın parçasıdır. Fark etmeden “şanssızım, borçlarım bitmeyecek, çocuğumun huyu değişmeyecek” diye düşünmek ve buna uygun hisler taşımak, dua yerine geçer. Bu konu kutsal kitabımızda şöyle geçer: İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua eder. Mevlana Hüdavendigarda şöyle der: Dünyada olabilecek her bir olay için misal aleminde sayısız ihtimal uyur. Siz ağzınızdan çıkardığınız sözlerle o ihtimalleri uyandırırsınız. Güzel kelimeler söyleyin ki güzel ihtimaller uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır.Bugün seninle, zihninden ve kalbinden çıkan her şeyin nasıl hayatını şekillendirdiğini konuşacağız. Hazırsan başlayalım.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/hasan-basri-budak-ile-kendine-gel--5728974/support.
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Hem yurt içi borsalarda hem de Amerikan borsalarında ücretsiz anlık veri, düşük komisyon oranları, detaylı analizler ile yatırıma başlayın. Üstelik yurt içi borsalarda dijital şube ile hesap işletim ödemeden işlem yapma imkanı! https://infoytrm.com/infoxindir
İtalya'da muhalefetten çok güzel bir hareket… 5 Yıldız Hareketi vekilleri parlamentoda kıyafetleriyle Filistin bayrağı oluşturdu. “Elimizde Filistin bayrağı ile gelseydik, onları alırdınız. Siz de Netanyahu'nun suç ortağısınız. Niye karşı çıkmıyorsunuz? Niçin Filistin'i tanımıyorsunuz?” diyen sözcü, Filistin bayrağının insanlık için mücadele edenlerin evrensel bayrağı haline geldiğini söyledi. Gazze'de insanlık dramını sona erdirmek gerektiğini ve soykırım kelimesinin yetersiz kaldığını da belirtti.
ABD Başkanı Trump'ın başkenti federal kontrol altına alma kararı sonrası Ulusal Muhafızlar, Washington DC'ye indi. Memur-Sen, yılın ilk 6 ayı için yapılan %10 zam teklifini reddetti.Bu bölüm Pizza V hakkında reklam içermektedir. 20 şubesiyle her gün pizzaseverleri gerçek lezzetle buluşturan Pizza V, ilk günkü heyecanını büyüterek sürdürüyor. Pizza V'nin başarısı yalnızca sayılarda değil; dokunduğu mahallelerde, memnun ettiği insanlarda, paylaştığı hikayelerde. Siz de bu başarının, bu büyümenin bir parçası olmak istiyorsanız burayı ziyaret edin.
Üç farklı zamanın ama aynı İstanbul'un hikâyesi Rölanti Çıkmazı... Siz de o sokaklarda gezip, o yıllara tekrar sıcak bir merhaba, demek istiyorsanız; sizi Rölanti Çıkmazı'nda bekliyoruz...
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bu bölümde birbirimizin genel kültürünü test ediyoruz! Farklı konulardan sorular soruyor, üç ipucu ile doğru cevabı tahmin etmeye çalışıyoruz. Siz de dinlerken ipuçlarını takip edin, cevaplarınızı bizimle karşılaştırın. Bakalım kaç soruyu bizden önce bulabileceksiniz?
ÇİKOLATA Aşağıdaki metni okuyunuz. Bu yazıyı okurken canınız nefis bir çikolata çekebilir. Okumaya başlamadan önce, çikolatanızı yanınıza hazır edin. Yalnızca çikolatanın tadına varmakla yetinmeyin, o tadın nereden geldiğini de keşfedin. Çikolata, kakao ağacının çekirdeklerinden yapılmaktadır. Çikolatanın ilk olarak Orta Amerika Bölgesi'nde yaşayan Mayalar zamanında üretildiği sanılmaktadır. Kristof Kolomb ve Hernando Cortes gibi kâşifler 1500'lü yıllarda Amerika kıtasını keşfettikleri zaman burada olan birçok şeyi ülkeleri İspanya'ya götürmüşlerdi. Bunların arasında kakao çekirdekleri de vardı. Çikolatanın ana maddesi olan kakao çekirdekleri o zamanlar Avrupa'da yeniymiştir ve bilinmiyordu. Avrupalılar, önceleri kakao çekirdeklerini ne yapacaklarını bilememişler. Çünkü elde edilen içeceğin tadı çok acıymış. Sonunda çok parlak bir fikir bulunmuş: kakaonun içine şeker eklemek! Şeker eklendikten sonra bu karışım saraylarda içilmeye başlar hâline gelmiş. O dönemlerde kakao ve şeker kolay bulunamadığından çikolata yalnızca zenginlerin içebileceği bir içecekmiş. Daha sonra şeker üretiminin artması, çikolatanın tüketimini çok açmış. Fakat kakao üretimi arttıkça daha da ucuzlayarak yaygınlaşmaya başlamış. Çikolata, 1800'lü yıllara kadar sıvı olarak tüketilmiş. Daha sonra bugün tadına doyamadığımız şekilleri ortaya çıkmış. Çikolatanın tadı yıllar geçtikçe çeşitlenmiş. Ancak ham maddesinin elde ediliş yöntemi hiç değişmemiş. Çikolata yapmak için ilk olarak kakao çekirdekleri ayıklanır ve acılığının azalması için mayalanır. Ardından da kurutulur. Kurutulan çekirdekler fabrikalarda kavrulur. Kavurma işleminden sonra çekirdekler ezilir. Bunun sonucunda üç ayrı madde elde edilir: acı sıvı, kakao yağı ve kakao tozu. Biliyorsunuz, çikolataların birçok çeşidi var. Siyah çikolatada acı sıvı, kakao yağı ve şeker bulunur. Sütlü çikolataya bunların yanında bir de süt eklenir. Beyaz çikolata ise yalnızca şeker, süt ve kakao yağından yapılır. Bunun içine acı sıvı konulmaz. İşte, çok sevdiğiniz çikolata böyle yapılır. Fakat çok fazla çikolata yemek sağlık sorunlarına yol açabilir. Örneğin, çikolata diş çürüklerine yol açabilir. Çikolatanın doğrudan dişte çürüklerle neden olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur ama çikolatanın içine konulan şeker, dişlerde çürümeye yol açabilir. Tıpkı içinde şeker bulunan diğer yiyecekler gibi. Aynı zamanda enerji deposu olan kakao, kalorisi yüksek olan bir yiyecektir. Bunun için sporcular genellikle enerji almak için çikolata yerler. Siz de sınavlardan ya da yapacağınız spor faaliyetlerinden önce çikolata yiyebilirsiniz. Ama çikolata yerken aşırıya kaçmamalısınız. Başka yiyeceklerden de enerji elde edebileceğinizi unutmamalısınız. Banu BİNBAŞARAN (Düzenlenmiştir.)
Bir Başka Gündem'e devam.Bu defa iki konum var sadece:Biri yangınlar, diğeri Suriye.İstedim ki size Suriye'de olan biteni baştan sona bir anlatayım. Neler olabileceğine dair senaryoları sıralayayım. Siz de gelişmeleri buna göre okuyun.Aslında sadece Suriye bölümü çekecektim ama orman yangınları meselesinde tutamadım kendimi.Buyurun.İyi dinlemeler.Biliyorsunuz Yeni Haller sizlerin desteğiyle yayın hayatına devam eden bir podcast kanalı.Beni aşağıdaki link'lerden destekleyebilirsiniz:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerBölümde bahsi geçen Yeni Haller'in T24 Youtube kanalındaki özel içeriklerine şuradan ulaşabilirsiniz:T24 Youtube Yeni Haller ListesiBana ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com
Herkese merhaba! KLİMİK Podcast yayınlarının yeni bölümüne hoş geldiniz. Bu hafta konuğum, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği'nden Uz. Dr. Eda Alp. Kendisiyle birlikte 29 Haziran–4 Temmuz tarihleri arasında İrlanda'nın Dublin şehrinde gerçekleşen ESCMID Summer School 2025 programına katıldık. Bu yayında, yaz okulu süresince edindiğimiz akademik ve sosyal deneyimleri, farklı ülkelerden gelen meslektaşlarımızla olan etkileşimleri ve Avrupa'daki infeksiyon eğitimiyle ülkemizdeki sistem arasındaki farklılıkları konuşacağız. Siz dinleyicilerimize de keyifli ve ilham verici bir yayın diliyoruz.
Edeb kaynağı, haya madeni, emîn, merhametli, gerçek dost, Allâh Resûlü (s.a.v.)'in arkadaşı, mahremi, mazlum, Kur'ân şehidi, Emîrü'l Mü'minîn Osman b. Affân (r.a.). Onun hayatını inceleyen kimse görecektir ki; yönetimdeki siyaseti, yumuşaklık ve öğüt vermek istikametindeydi. Hz. Ömer (r.a.) ve Hz. Ebûbekir (r.a.) döneminde olduğu gibi keskinlik, kesin tavır ve korkutma siyaseti gütmüyordu. Onun bu siyasetinin belirtilerini halife seçildikten sonra yaptığı şu konuşmada görmek mümkündür:“Sizler yok olacak bir dünyadasınız. Ebedilik ifade eden bir dünyada değilsiniz. Ömrünüzden bir kısmını geçirmiş bulunuyorsunuz. Kalan ömrünüzde gücünüzün yettiği kadar hayırlı işler yapmakta acele ediniz. Dünya aldanma üzerine kurulmuştur. Şu dünyaya aldanmayınız. Sizden önce geçenlerden ibret alınız. Dünyayı imar edenler ve dünyadan bir takım şeyler elde edenler nerede? Onlar dünya hayatının sonuna gelmediler mi? Yapmanız gerekli olan şeylerden gafil olmayınız. Yoksa o yapmanız gereken şey sizden gafil olmaz. Dünyayı bir kenara atıp âhireti isteyiniz.”Hz. Osman (r.a.) valilerine gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu:“Hz. Allâh, yarattıklarını hak üzere yarattı. O hak'tan başkasını kabul etmez. Aman ha! Emanete dikkat ediniz, koruyunuz. Siz bu yolu tutunuz ki sizden sonra gelip bu yolu tutanlarla ortak olasınız. Aman ha! Vefalı olunuz. Yetime ve İslâm devleti ile antlaşması olana zulmetmeyiniz. Çünkü Hz. Allâh bunlara zulmedenlerin hasmıdır. Hz. Allâh yöneticilere, yönettiklerini gütmekte ve onlardan vergi almakta hırslı olmamakla emretmiştir. Tutulacak en adaletli yol, müslümanların işlerini dikkatle yerine getirip onlara haklarını vererek, görevlerini yerine getirmelerini sağlamaktır.”(Muhammed Mütevelli Şaravî, Cennetle Müjdelenen On Sahâbî, s.89)
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bu bölüm kendini sürekli erteleyenler için içten bir davet! Bu bölümde “başlamak” neden bu kadar zor geliyor, gerçekten neyin korkusunu yaşıyoruz, bunu konuşuyoruz. Başarı mı korkutuyor bizi, yoksa yine o tanıdık mükemmeliyetçilik mi araya giriyor? Biraz dertleşiyoruz, biraz da cesaret toplamak isteyenlere yol arkadaşlığı yapıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro 1- Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. 2- Emine: [0:28] Ben Emine. 1- Emin: [0:29] Nasılsın Emine abla? 2- Emine: [0:30] İyiyim. Biraz yorgunum Emin. Sen nasılsın? 1- Emin: [0:33] Ben de iyiyim. Neden yorgunsun? 2- Emine: [0:35] Biraz ağır bir spor yaptım bugün. Ondan yoruldum. Bir de çok sıcaktı bugün hava. 1- Emin: [0:40] Evet. 2- Emine: [0:41] Sen de hissetmişsindir. 1- Emin: [0:42] Bu ara İstanbullular olarak, genel aslında Türkiye olarak, anormal sıcaklarla mücadele ediyoruz. 2- Emine: [0:48] Maalesef. 1- Emin: [0:48] Gün içerisinde 40 dereceler, 45 derecelere kadar çıkıyor hava sıcaklığı. Siz de dikkat edin özellikle bol sıvı tüketmeye. Çünkü gerçekten çok riskli bir durum da var ortada. 2- Emine: [1:00] Öyle maalesef ya. Bir de sadece sıcakla boğuşmuyoruz. Aynı zamanda bir sürü orman yangını vesaire de çıkıyor. Onlar da biraz can sıkıcı haberler oluyor. İnşallah bir an önce şu sıcaklar biter diyelim. 1- Emin: [1:15] Evet, umarız orman yangınları da gerçekten bir an önce son bulur. 2- Emine: [1:19] İnşallah. Başlamak istek değil, cesaret meselesi 1- Emin: [1:20] Evet, o zaman biz konumuza girelim. Günümüzde, ben de dahil birçok insanın yaşadığı bir durumdan bahsedeceğiz bugün. Bir şeyler yapmak istiyoruz ama ya ilk adımı ya son adımı atma konusunda yeterli cesareti gösteremiyoruz. Bununla ilgili biraz konuşmak istiyoruz. Yani bir şeyleri istemeyen bu dünyada hiç kimse yok. Kimileri başarıyor, kimileri başaramıyor, kimileri hiç denemiyor bile. Burada işin kilit noktası cesaret bence. Bir şeyleri yapmaya cesaret gösterebilmek. Bunun üzerine konuşalım istiyorum. Sen kendini nasıl tanımlarsın? Kendini nereye koyarsın böyle bir konuda? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Birkaç gündür, yeni sosyal medya platformu Next'te hesap açanların ilk mesajlarını okuyorum. O kadar hızlı büyüyor ki ben bile 10 günde eskisi oldum. Siz bu satıları okurken Next Sosyal'in kullanıcı sayısı 200 bini geçmiş olacak. Gözünüze düşük bir rakam olarak gelebilir fakat ülke olarak bir kırılmanın eşiğindeyiz. Dijital ekosistemde platformlar zamanla değil çarpan etkisi ile büyür. Her yeni kullanıcı sosyal çevresini de taşır. Başta da anne-baba, kardeş ve arkadaşlar gelir. Etkileşimde olmak, yeni bir mecrayı tecrübe etmek bir sosyal ihtiyaca dönüştü diyebiliriz.
Bugün, modern dating dünyasının karmaşıklığını, sağlıklı ilişkiler kurmanın sırlarını nasıl daha derin bağlar kurabileceğimizi konuşuyoruz. Dating uygulamaları, sınırlar, sevgi ve yalnızlık hissi üzerine gerçek hayat hikayeleriyle dolu bir bölüm hazırladım. Eğer siz de bu dünyada kaybolmuş hissediyorsanız, haydi gelin konuşalım
İnsanların tebessüm halinde bile olsa gülmeye, gülümsemeye ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacın tatmin edilmesi için de mizah en verimli ve en geniş kapsamlı bir kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır. Mizahın izahı sadedinde söylenen sözleri, yazılan yazıları ben burada uzun uzun sıralayacak değilim. Kısa bir cümleyle ifade etmek gerekirse, tebessümle tefekkürü izdivaç ettiren her cümle mizahtır diyebiliriz. Mizahın olmazsa olmaz şartı hem güldürmesi hem düşündürmesidir. Siz buna ister fıkra deyin ister latife deyin ister nükte olarak kabul edin hatta isterseniz espri tesmiye edin, hepsi aynı kapıya çıkar.
Optimar'ın uzun süreden bu yana sürdürdüğü Türkiye'nin Nabzı Araştırması'nın son sayısında oldukça önemli bir soru vardı. Soru şöyle: “Son dönemde enflasyonun düştüğüne dair açıklamalar yapılıyor. Siz günlük harcamalarınızda enflasyonun düştüğünü hissediyor musunuz?” Gerçekten de yıllık enflasyonda düşüş belirgin bir şekilde devam ediyor ve devam eden dezenflasyon programının önümüzdeki dönemde enflasyonu düşürmeye devam edeceğini bekliyoruz. Ancak dönem dönem enflasyondaki düşüşün hanehalkı tarafından hangi seviyede hissedildiğine ilişkin tartışmalar da oluyor. Optimar'ın araştırması bu tartışmalara ışık tutacak sonuçlar içeriyor.
“Dilemma” kelimesi, Türkçede “ikilem” anlamına gelir. Kişinin iki (veya daha fazla) eşit derecede olumsuz veya zor seçenek arasında karar vermesi gereken durumları ifade eder.Hahahahahha arkadaşlar dilemma kelime anlamından bende emin değildim o yüzden buraya bırakayım istedim. Siz bu dilemma da hangi taraftaasınız? İş yerinde kim olmayı seçiyorsunuz?Ps: Dikkat! Teknik sebebplerden dolayı kaydı editleyemediğim için uykunuzu getirecek esnemelerime maruz kalabilirsiniz. Cevaplarınızı Ya Tutarsa? Instagram adresinden iletebilirsinizz :)https://www.instagram.com/yatutarsa.podcast/?igsh=MWQyNTRhcTJ1NjBneg%3D%3D&utm_source=qr
Bugün PKK silahlarını bırakıyor. Siz bu satırları okuduğunuzda belki de silah bırakma görüntüleri çoktan önünüze düşmüş olacak. O görüntüler sadece silahların bırakılma görüntüleri olarak izlenirse yanlış bir okumaya sebebiyet verebilir. O görüntülerin ardındaki gerçeği görmek lazım asıl. O da silahların bırakılmasıyla birlikte sadece Türkiye'de değil bölgede de yeni bir dönemin kapılarının ardına kadar açılacağı gerçeğidir.
Her şey hakkında ileri geri konuşan, her meselede son sözü söyleyen ord. Prof. Doçent doktor yayıncılar ve türevleri. Bir kamera… Bir mikrofon ve iki kelimede yüzlerce yıllık fikirleri “çürütüyolar”. Bu videomuzda 1400 senedir yüzbinler dahi müdakkik alimlerin ömürlerini vererek bütün gayretleriyle tetkik edip tasdik ettikleri İslam dinini, zamanımızda hiç bir ehliyeti olmayan bazı insanların bir iki defa Kuran meali okuyup İslam'ı çürüttüklerini zannetmelerini konu aldık.Sonuna Kadar İzleyin.Siz de görüş ve önerilerinizi bizimle yorumlarda paylaşabilirsiniz. ⬇️İyi Seyirler.*Takip Etmeyi Unutma:Instagram: @maksat114bursaYouTube: @maksat114Spotify: Maksat 114X: @maksat114bursa
Paranın gerçek anlamını unuttuğumuz bir çağda, Bitcoin'in paranın yeniden keşfi olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu podcast bölümünde, karşı taraf riskini ortadan kaldıran, en saf, en hızlı ve en sağlam para biçimi olarak Bitcoin'i inceliyoruz. Güven gerektirmeyen, hesaplamalı kanıtlarla işleyen ve güvenilen üçüncü tarafların güvenlik açığı olduğunu gösteren bir sistem. Bitcoin, güveni yeniden işin içine sokan "kripto" dünyasının aksine, Satoshi'nin icadını harika kılan prensipleri korur.Bitcoin bir şirket değil, iflas edemez ve etkilenebilecek bir lideri yoktur. Tıpkı gelgit gibi bir doğa olayıdır. Parasal politikası sabittir, değiştirilemez, politikadan ve talepten bağımsızdır. Para kazanması gerektiğine inanılan zayıf kopyaların aksine, Bitcoin sadece çalışır. Eğer paranız harcamak için izin istiyorsa, risk taşıyorsa veya sizden çalıyorsa, o para değildir—belki kredidir. Gerçek para getiri aramaz, kredi değildir, kimlik sormaz.Bitcoin, itibari paranın ahlaki kusurlarına bir yanıttır. Para basmak ahlaki bir başarısızlıktır. Bitcoin ise dürüst, adil, gönüllü ve şiddet içermez; o bir çıkıştır. Karşı taraf riskinin olmaması onu para yapar, liderliğinin olmaması onu merkeziyetsiz kılar. Dünya kırılırken, Bitcoin her 10 dakikada bir "çalmayacaksınız" diyerek yoluna devam eder.Siz de bu keşfin parçası olabilirsiniz. Kendi anahtarlarınızı tutarak ve kendi düğümünüzü çalıştırarak, Bitcoin'i sizin paranız yapabilir ve egemen bir bireye dönüşebilirsiniz. İhtiyacınız olan tek şey merak. Bitcoin sizi bekliyor.Kaynak
Liseden mezun olduktan sonra mimar olma hayaliyle yola çıkan Dilara Ekici, bugün Birleşmiş Milletler'de uluslararası bir kariyer sürdürüyor. Londra'da SOAS'ta master yaptıktan sonra Türkiye'ye dönüyor. 7 yıl boyunca Türkiye'de UNHCR ve UNICEF'te çalıştıktan sonra önce hayalini kurduğu Oslo'ya, ardından 2024 itibariyle Addis Ababa'ya taşınıyor. Bu bölümde Dilara'yla Norveç'ten Etiyopya'ya geçişin ona neler hissettirdiğini, UN ile saha çalışmasının zorluklarını ve güzelliklerini, Türkiye ile dünya arasında insani yardım politikaları açısından ne gibi farklar gördüğünü konuştuk.Ayrıca uzun yıllar tatil için gittiği Oslo'ya taşındığında hayal ettiği yerin aslında ona göre olmadığını fark etmesiyle, göç etmeden önceki beklentiler ve gerçeklerle yüzleşme deneyimini de masaya yatırdık.Uluslararası kariyer, hayaller, dönüşümler ve göç üzerine içten bir sohbet sizi bekliyor! Siz de Akbank Mobil'den Wings'e başvurarak ayrıcalıklar dünyasına adım atabilirsiniz: linkhttps://qw3y.tr.adj.st/path?Jn=eyJUIjoiMCIsIkYiOiIyMDMiLCJDIjoiIiwiRSI6e319&adj_t=1otajse1&adj_fallback=https%3A%2F%2Fwww.wingscard.com.tr%2Fhemen-basvur&adj_redirect_macos=https%3A%2F%2Fwww.wingscard.com.tr%2Fhemen-basvur
Bu yeni ayda aşırıya kaçmak hiç de şaşırtıcı değil. Ay, içinizdeki çocuğun ihtiyaçlarına, çığlıklarına ve kaprislerine boyun eğmeniz için size bir davetiye çıkarıyor. Biraz irkilten bir Sabian sembolümüz var ama açıklamasını okuyunca öyle olmadığını göreceksiniz. Siz yeter ki kırılganlığınızı kabul edin ve duygularınızı yemeyin, her şey yolunda gidecek... Sezon 3 Bölüm 131Dinlemek yerine okumak ya da enerjisi mesaja uygun, özenle seçilmiş görselleri görmek, bahsedilen bağlantılara ulaşmak için https://moralev.com/Meditasyonlar, yöntemler ve zamansız makaleler için https://moralev.com/Mor Alev'i Instagram'dan takip etmek için: @moralev1111
“Ey Peygamber'in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.” Ahzap 32Hak Teâlâ'nın, "Siz diğer kadınlardan biri gibi değilsiniz" ifadesi de aynen böyle olup, "Sizlerde, diğerkadınlarda bulunmayan özellikler var. Meselâ siz, bütün mü'minlerin annelerisiniz ve seyyam beri erin enhayırlısının hanımlarısınız" demektir.Bu ifade sonraki kısımla ilgili olup, "Eğer ittikâ ediyorsanız, siz yabancı erkeklere yumuşak konuşmayın. Çünkü Allah, çirkin bir iş olan zinadan menedince, götüren öncü şeylerden de menetmektedir. Bu da kadınların erkeklerle îması ve konuşma şeklinde fâsık erkeğe uymaktır" demektir.Sözü maruf şekilde söyleyin. Yani, "Allah'ı zikir veya lüzumu kadar konuşma kabilinden söz edin" demektir.“Evlerinizde oturun ve daha önce Câhiliye döneminde olduğu gibi açılıp saçılmayın, namazı güzelce kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Ey peygamber ailesi! Allah sizi sadece günah kirlerinden arındırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” 33Allah Teâlâ "Evvelki câhiliyyet yürüyüşü gibi yürümeyin" buyurmuştur. Bunun, "Kırıla döküle, kırıtarak yürümeyin" manasına olduğu söylenmiştir. Yine bundan muradın, "Süslerinizi ortaya koymayın, göstermeyin" manası olması da muhtemeldir.Kendini büyük gören zorbalara benzememe demek olan namazınızı kılın, kerîm ve rahîm olana benzemek demek olan zekâtınızı verin ve Allah'a itaat edin" buyurmuştur.Emirler Arındırmak İçindirDaha sonra Allah Teâlâ "Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler" yani "Size verilen mükellefiyetlerden istifâde edecek olan Allah değildir. Allah yaptıklarınızdan faydalanmaz. Bunun faydası size aittir. Allah'ın bu şeyleri size emretmesi, sizin menfaatiniz içindir" buyurmuştur.Bu ifadede şöyle bir incelik vardır: Bazan kirin-pisliğin bizzat kendisi ortadan kalkar, giderilir, ama o yeri tam temizlenmiş olmaz. O halde "Allah sizden ancak kiri gidermek... diler" ifadesi, "Günahlarınızı silip, giderir" manasına; "Sizi tertemiz yapmak diler" ifadesi de, "Size keramet (şeref) elbiselerini giydirir" manasınadır.“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz."İslam dinamik bir dindir. Hristiyanlık gibi miskinlik dini değildir. Hristiyanlıkta sana bir tokat attılar mı karşılık verme diğer yanağını çevir der. Bu, zalimin zulmünü arttırmasına destek vermekdir. İslam'da biri sana tokat attı mı devlete şikayet edersin. İslam devleti o adamı yakalar ve ellerini bağlayıp senin karşına getirir. Sana kaç tokat attıysa hakkındır, aynı şiddette sen de vur der.Emîrü'l-Mü'minîn Hazreti Ali şöyle dedi: "Amellerin en faziletlisi iyiliği emrederek kötülükten alıkoymaktır.Fasığa buğzetmek bir çeşit iyiliği emretmektir. Böylesi mü'mini desteklemiş, ona arka çıkmış olur. Buna karşılık kötülükten alıkoyan kimse de münafığın burnunu yere sürtmüş olur."“Dünyaya muhabbet eden kimse başkaları için toplar. Kişi, bilmediği şeyin düşmanıdır.İnsanı vaktinden evvel yıpratan bir şey varsa o da tembelliktir.” Hazreti Ali r.a.
İyi Ki Podcast YAZ sezonunun yeni bölümünde “Plajda Kant okunur mu?” sorusunun peşine düşüyoruz.Yaz tatilleriyle ve sıcak havayla birlikte zihnimizi dinlendirme isteğimiz artabiliyor ama okuma tercihlerimiz ikiye ayrılıyor. Çünkü her şey dinlenmek kavramından ne anladığımızla ilişkili sanırım. Bazılarımız sıcak havanın rehavetinde daha kolay okunan, akıcı, renkli, zihni yormayan kitaplara ya da kişisel gelişim kitaplarına yönelirken, bazılarımız da düşünmeden dinlenemem diyen tarafta geçirebiliyor yazı. Yazın vesile olduğu temiz zihinlerde daha da derinleşmek için kendime yepyeni bir alan sağlayabilirim diye düşünebiliyor. Siz hangi taraftasınız? Birlikte irdeleyelim. Benay Durmaz Günerwww.iyikipodcast.cominstagram.com/iyikipodcasthttps://www.linkedin.com/company/iyikipodcastDigiHead Mediaİyi Ki Podcast'in diğer bölümlerini de dinlemek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:https://open.spotify.com/playlist/5bHVefMy6JpOCm2sBbGZPP?si=203565b7bccd4d4d&nd=1&dlsi=583a0678adb146c1İyi Ki Podcast WhatsApp grubuna katılmak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:https://chat.whatsapp.com/BwOcT0MYeQM1m83fzaqEs1
İran'da meclis, stratejik ve ekonomik önemi büyük olan Hürmüz Boğazı'nın kapatılması yönünde karar verdi. Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tehditle suçlanarak tutuklandı. Bu bölüm Odea hakkında reklam içermektedir.Son 1 yılda %79,27 getiri sağlayan Odea altın fonu, birikimlerinizi güçlendirmenize olanak tanıyor. Ayrıca Haziran ayına özel kampanya kapsamında, 50.000 TL'lik fon yatırımınıza 5.000 TL'ye varan hediye fon kazanabiliyorsunuz. Siz de buradan Odea ile tanışarak portföyünüzü çeşitlendirebilir, yatırım hedeflerinize bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Bu bölümde çabasız lüks trendini konuşuyoruz! Gösterişten uzak, sade ama şık bir yaşam nasıl olur? Loro Piana'nın kaşmir trençkotlarından Kapadokya'daki mağara otellere, seramik tabaklarla süslü sofralardan Apple'ın minimalist tasarımlarına... Her şey az ama öz! Siz bu felsefeyi nasıl uygularsınız?
Yetkili Biri'nin bu bölümünde konuğumuz, dermatoloji uzmanı Doç. Dr. Ezgi Özkur!
Siz de bazen bir şeyleri yapmaya geç kalmış gibi hissediyor musunuz? "Bu yaştan sonra olmaz, artık yapılmaz, o tren kaçtı geç kaldım, herkes yaptı ben hala yapamadım" diye düşünürken buluyor musunuz kendinizi ara sıra? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Zira genç yaşlı fark etmeksizin herkesin sık sık yaşadığı bir his bu geç kalmışlık. 111 Hz'in bu bölümünde neden sürekli bir şeylere geç kalmış gibi hissettiğimizi anlamaya çalışıyor, her şeyin bir yaşı olup olmadığını sorguluyor ve bunu yaparken bazı "geç kalmış" isimlerin hayat hikayelerine göz atıyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Kevser Yağcı BiçiciSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir. getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol.Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
“Dünyaya kalbindeki gözünle bak. O gözle bakarsan, ayıplarını görürsün ve şerrinden emin olursun. Onu kalbinden çıkarmaya ancak gücün böyle yeter. Baş gözünü ona çevirir, süsleri ile uğraşmaya koyulursan ayıpları gözünden kaybolur; dolayısiyle kalbinden sevgisini çıkarıp atmak senin için mümkün olmaz. Onu, içinden atamazsın; ona ilgisizlik duygusu taşıman kabil olmaz. Bu yüzden seni öldürür. Başkalarına içirdiği zehiri sana da içirir ve öldürür.Nefsin islâhı için kalbin ve sırrın sözünün tutulması esastır. Nefis hem kalbe, hem de sırra uymalı. Onların yasak ettiği şeyi yapmamalı ve emrettiğini tereddütsüz yapmalı. Kalp ve sır nefse bir şey veriyorsa, az demeyip kanaatle yetinmeli. Hiç vermedikleri zaman da sabırlı olmalı. Nefsin iyi hâli böyle başlar; onda iyilik başladıktan sonra kötü hâlleri ölür. Kalbe döner. Onun emriyle hareket eder, öyle bir hâle gelir ki, artık ona nefis denmez; kalp denir. Başına takva tacını giyer. Yakınlık süsünü takar.Size, iman etmek ve dille imanınızı tasdik ettirmek gerekir. Allah yoluna baş koyanları inkâr etmek size yakışmaz. Onlara da inanınız. Onlarla mücadele etmeyi bırakınız. Onlarla çekişmek size düşmez. Onlar hem bu âlemde hem öbür âlemde şahtır.Bazı büyükler şöyle diyor: - Seni Allah'ı anmaktan alıkoyan her şey şomdur. O'nu dilden zikretmek kalbi gafil koymak şomdur. (uğursuz) Namaz, oruç ve diğer hayırlı işler O'nu anmak için yapılır. Yapılan işler O'nu anmaya iletmiyorsa onlar da şomdur.Şeytan sana neler yapmadı ki?.. Yalanı sana sevdirdi. Kötü işleri sana süsledi. Taa namazına kadar girdi. Şöyle ki, namaza başlarken: - «Allah, en büyüktür,» diyorsun, ama kalbinde küçük ilâhlar barınıyor. Her itimat ettiğin nesne sana ilâh oluyor. Korktuğun ve bir şeyler beklediğin şeyler sana putlardır. Sözün işine uymuyor. Sözlerinden de bir şey beklenmiyor. Ne dediğin ve ne yaptığın bilinmiyor.Kulun kalbi, Hakk'a vasıl olduktan sonra, halkın zenginliğini neyler?.. Hakk'a yakın olduktan sonra halkın yakınlığı ona ne yapar?.. Hak Teâlâ iç varlığından ona mülk verdikten sonra, halkın yönelttiği geçici mülkü ne eder?.. Yeter ki, insan iman sahibi olsun... Böyle olduktan sonra ona denir ki: - «Bugün mülkümüzde eminsin.» (Yusuf/54)O iman sahibi kutub olur; mülkün idaresi kendisine verilir. Mısır ülkesinin sahibi, Yusuf (AS.) peygambere itimat ettikten sonra, bütün mülkünü ona verdi. Ne kadar mülkü varsa hepsini ona teslim etti. Sonra ona şöyle dedi: - «Hazinelerimi ve her şeyi sana bıraktım.»Peygamber (S.A.) efendimiz şöyle buyuruyorlar: - «Bir kul, Allah'a kulluğu eksik kılarsa, Allah ona belâ verir. Kalbini kederle doldurur.» Eline geçmeyecek şeyi aramak en büyük belâdır. İbâdeti eksik eden, geçim sıkıntısı çeker. Evinden eziyetler çeker. Kazancı azalır, çocukları isyan eder. Hanımından nefret duygusu görür. Hangi tarafa yönelse ayağı tökezler. Bunların hepsi, az kulluk etmenin sonucudur. Onun ibâdetini bir yana atıp dünyalık işlerle uğraşmasının neticesidir. O'na kulluk eden herhalde rahat yaşar. Allahü Teâlâ şöyle buyurur: - «İman edip şükür yolunu tutarsanız, Allah size niçin azâb eylesin?» (Nisa/147).Çocuklarınız büyüdüğünde sanat sahibi yapınız. Onlar çalışsın ve kazansın. Siz de Mevlâ'ya kulluğa koyulun. İbâdeti bırakıp çocukların geçimi ile olma. Onlar büyüdüğünde beslenmeleri sana düşmez. Onlar için hatalar işleme. Onların geçimi için çalışmanın bir haddi ve zamanı vardır. Hak katında senin günahını bağışlamak, onlardan uzaktır. Kendine ve çocuklarına kanaati öğret. Kanaat sahibi olmayı, onlara yeter gör. Yalnız, lâzım olan şeyleri onlara temin et. Gereken şeyleri temin ettikten sonra onların da elinden tut; Mevlâ'nın tâatına koş. Rızkınız genişlesin diye, ibâdeti bir yana atmayınız; kaderinizde varsa kendiliğinden gelir. Zamanlar bellidir. Bir bolluğa erersen Haktan bil; al ye, yavrularına da yedir. Sakın halkın eliyle geldiği için Hakk'a ortak koşma. Onlar bir âlettir. Onu almak sana nasıl bir vazife ise onlara da getirmek bir vazifedir.
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Ücretsiz anlık veri, dijital şube ile hesap işletim ücreti ödemeden, avantajlı komisyon oranları, günlük al-sat önerileri ile yatırıma başlayın
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Ücretsiz anlık veri, dijital şube ile hesap işletim ücreti ödemeden, avantajlı komisyon oranları, günlük al-sat önerileri ile yatırıma başlayın
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Ücretsiz anlık veri, dijital şube ile hesap işletim ücreti ödemeden, avantajlı komisyon oranları, günlük al-sat önerileri ile yatırıma başlayın
Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Ücretsiz anlık veri, dijital şube ile hesap işletim ücreti ödemeden, avantajlı komisyon oranları, günlük al-sat önerileri ile yatırıma başlayın: https://infoytrm.com/infoxindir
Gazeteci Erdal Sağlam, piyasanın dikiş tutmadığınu nedenleriyle anlattı. Reel sektörün zor durumda olduğunu anlatan Sağlam, yakın geleceğe dair ihtimalleri de sıraladı. İyi seyirler...Siz de yatırıma başlamak için hemen İnfo Yatırım'ın Akıllı Yatırım Uygulaması infox'u indirin, görüntülü görüşme ile dakikalar içerisinde yatırım hesabınız olsun. Ücretsiz anlık veri, dijital şube ile hesap işletim ücreti ödemeden, avantajlı komisyon oranları, günlük al-sat önerileri ile yatırıma başlayın: https://infoytrm.com/infoxindir
Bu mektûb, molla Sâdık-ı Kâbilîye yazılmışdır. Kendini kavuşmuş sanan, bir şey elde edemez. Büyüklerin rûhlarından fâidelenmeğe aldanmamalıdır. Onlar, kendi üstâdının latîfeleridir:“İki mektûbunuz arka arkaya geldi. Birinci mektûb, kavuşduğunuzu, doyduğunuzu bildiriyordu. İkincisi, susuzluğunuzu, boşluğunuzu anlatıyordu. Allahü teâlâya hamd olsun! Çünki her işin sonuna bakılır. Kendini doymuş sanan, birşeye kavuşmamışdır. Kendini boş, uzak sanan, kavuşmuş demekdir. Size arka arkaya bildirmişdim ki, büyüklerin rûhlarının zâhir olmasına, onların yardım etmelerine, sakın aldanmamalıdır.O büyüklerin sûretleri, kendi üstâdınızın latîfeleridir. O şekillerde görünmekdedir. Tek bir yere bağlanmak şartdır. Çeşidli yerlere bağlanan, birşey kazanmaz, zarar eder. Size çok söylemişdim ki, sona çabuk kavuşmak için, işe, vazîfeye sıkı sarılmalıdır. Lâzım olan şeyleri bırakarak, lüzûmsuz şeylerle uğraşmak, akla uygun değildir. Fekat siz, kendi görüşünüze uyuyorsunuz. Söz dinlemiyorsunuz. Siz bilirsiniz! Habercinin vazîfesi ancak bildirmekdir.”149.Bu mektûb, yine molla Sâdık-ı Kâbilîye yazılmışdır. Allahü teâlâ herşeyi sebeble yaratmakda ise de, belli bir sebebe bağlanmak lâzım olmadığı bildirilmekdedir:“Kardeşim molla Muhammed Sâdık! Bütün varlığınızla sebeblere bağlandığınıza şaşılır. Sebebleri yaratan “teâlâ ve tekaddes”, herşeyi sebeblerle yaratmakda ise de, herşey için belli bir sebebe yapışmak doğru değildir.Mısra tercemesi: Bir kapı kapanırsa, üzülme ey gönül, başkası açılır!Bu kısa görüşlülük, çok uygunsuz kimselerde bulunur. Sizin gibilerde bu hâli görmek pek çirkindir. Biraz kendinize geliniz! Bu kötülüğün derecesini anlayınız! Hem müttekî olmak, hem de Allahü teâlânın sevmediği şeylerin peşinde koşmak, çok çirkin bir işdir. Bu çirkinliğin, sizin gözünüze güzel görünmesine pek şaşılır. Çok lâzım olan şeyleri, ihtiyâcı giderecek kadar elde etmek için çalışmalıdır. Bütün vaktleri oraya vermek ve bütün ömrü onun arkasında geçirmek, tâm bir ahmaklıkdır. Fırsatın kıymetini biliniz! Bu fırsatı, sonu gelmez, lüzûmsuz şeyleri elde etmek için kaçıranlara binlerle yazıklar olsun! Mektûblaşmamız lâzımdır. Habercinin vazîfesi, yalnız haber vermekdir. İnsanların dedi-kodularına aldırmayın! Buna üzülmeyiniz! Size sürmek istedikleri lekeler, sizde bulunmadığı için, üzülmeniz doğru değildir. Herkesin kötülediği bir kimsenin iyi olması, çok büyük se'âdetdir. Fekat, bunun aksi olursa, çok tehlükelidir. Vesselâm.”"İnsanlar için hak yolunu kapatan beş şey vardır:Cahillikten rahatsız olmamak, dünya hırsı, cimrilik, amelde riya, kendi fikrini beğenmek." Hz. Ali ra.Şeytan taşlamaktan tavaf yapamıyoruz! Başarı, en iyi intikamdır.Yiğit 1000 gün yaşar fırsat bir gün düşerKorkularının üstüne git! Agresif ol ve yüzleş onlarla. Sert saldır! Vücudunda bir yer tutulup ağrıdığında, masör kişi o bölgeye sert bir masaj yapar, ödeme dönüşmüş olan kas yapını yumuşatır ve ağrı biter.Hasan-ı Basrî "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin talebeleri, şeytanın vesvesesinden şikâyet ederek; "Yâ Şeyh! Şeytandan gâyet incindik. Hep bizi yaramaz işlere teşvik ediyor. "Elinize geçen dünyâyı sıkı tutun, size lâzım olacak." diyor ve bizi hayırdan alıkoyuyor." dediler.Hasan-ı Basrî hazretleri gülümseyerek buyurdu ki: "Şimdi buradaydı. O da sizden şikâyet eti. Dedi ki: "Şu Âdemoğullarına nasîhat eyle de benim hakkıma tamah etmesinler. Kendi haklarına râzı olsunlar. Hak teâlâ beni huzûrundan kovduğu zaman, dünyâyı ve Cehennem'i bana mülk kıldı. Cennet'i ve kanâati ise onlara verdi. Şimdi bunlar kendi haklarını bıraktılar benim mülküme tamah ediyorlar. Ben de onların îmânlarını almayınca dünyâyı kendilerine vermiyorum." dedi. Eğer şeytanın vesvesesinden emin olmak isterseniz, dünyâyı terk edin ve endişesini gönüllerinizden çıkarın."Bu nasîhatleri dinleyen talebeleri başlarını öne eğerek huzûrundan ayrıldılar.4 şeytanı tanımadan Allah dostu olamazsın. İblis, nefis, daha kötüsü kötü arkadaş, daha kötüsü kötü din adamı.Kol saatını dusurursen ne olur? Zamannn!
Cosplay nedir, nasıl yapılır, neden yapılır? Türkiye'nin ilk profesyonel cosplayer'ı Melodi Kızılgün ile bu renkli dünyanın detaylarını konuştuk!
Bizdən ən çox istənilən qonaqlardan biri filosof Müşfiq Ötgün idi. Onunla həyata dair bir çox mövzu danışdıq
Dijital dünyada her şey giderek daha fazla otomatikleşiyor. Günde onlarca, belki de yüzlerce tekrar eden iş yapıyoruz. Peki ya bunları yapay zeka destekli bir sistemle otomatize etsek? İşte tam bu noktada Make.com ve AI Agent uygulamaları devreye giriyor! Bu bölümde, Make.com'un ne olduğunu, AI Agent sistemleri ile neler yapabileceğimizi ve bu teknolojileri kendi işimizde nasıl kullanabileceğimizi konuşacaktız.Make.com Nedir ve Ne Sunar? Make.com, kod yazmadan otomasyon senaryoları oluşturmanıza olanak tanıyan, Zapier'e alternatif ama daha esnek ve güclü bir otomasyon aracıdır. API entegrasyonları, çok adımlı iş akışları ve yapay zeka destekli otomasyonlarla, hem bireysel hem de kurumsal seviyede verimliliği inanılmaz ölçülerde artırabilir.AI Agent Nedir? AI Agent, yapay zeka destekli sistemlerin belirli görevleri kendi başına yüretmesini sağlayan bir yaklaşımdır. Yani, AI destekli bir otomasyon sisteminiz olduğunda, belirli çıktılar doğrultusunda kendi kararlarını alabilen, eyleme geçebilen bir "ajans" oluşturmuş oluyorsunuz.Make.com ve AI Agent Kullanarak Hangi Otomasyonlar Kurulabilir?E-Ticaret Otomasyonları: Shopify, WooCommerce ya da Trendyol gibi platformların sipariş sistemlerini AI ile otomatize etmek. Stok bildirimleri, iade süreçleri ve kargo takibi gibi işleri AI destekli botlara bırakabilirsiniz.Müşteri Hizmetleri Otomasyonu: Kommo CRM veya HubSpot gibi platformlarla entegre çalışan AI destekli sohbet botlarınız, destek taleplerini otomatik olarak işlemler.Sosyal Medya Pazarlama: Instagram, Facebook, LinkedIn veya Twitter'da paylaşımları belirli zamanlarda yapacak ve kullanıcı etkileşimlerini analiz edecek AI sistemleri oluşturabilirsiniz.E-Posta ve Bülten Otomasyonu: AI destekli segmentasyon ile doğru kitleye, doğru zamanda e-posta gönderimini sağlayabilirsiniz. "Açılma oranı yüksek olan kullanıcıları tespit et, onlara özel bir teklif gönder" gibi bir sistem düşünebilirsiniz.Muhasebe ve Fatura Takibi: Satış yaptığınızda, AI sistemleri otomatik olarak fatura oluşturup müşteriye gönderebilir.Veri Analizi ve Raporlama: İşletmenizin her alanından veri toplayarak görsel ve anlamlı raporlar oluşturan sistemler kurabilirsiniz.Shopify'da AI Destekli Otomasyonlar: Shopify'da stok takibi, fiyat optimizasyonu, terk edilen sepetlerin otomatik takibi, AI destekli kişisel öneri sistemleri gibi gelişmiş otomasyonlar kurabilirsiniz. AI, hangi ürünlerin daha fazla satılacağını tahmin ederek dinamik fiyatlama yapabilir ve en iyi satış stratejilerini belirleyebilir.Bu Otomasyonlar Nasıl Kurulur?İlk olarak, Make.com'a kaydolup hangi platformları entegre etmek istediğinize karar verin.Ardından, yapay zeka entegrasyonlarının nasıl çalıştığını anlayın. OpenAI gibi modellerle doğru entegrasyonu kurun.Otomasyon akışlarını test edin ve gerekirse optimize edin.Uzun vadede AI'nin öğrenmesini sağlamak için belirli dönemlerde performans analizleri yapın.AI ve Otomasyonun Geleceği Otomasyon, şu an geldiği noktada sadece "süreci hızlandıran" bir çözüm değil, aynı zamanda stratejik kararları otomatize eden bir sisteme dönüşüyor. Yapay zeka ajanslarının giderek daha fazla sektöre yayılmasıyla, insan müdahalesini minimuma indiren çözümler hayatımızın bir parçası olacak.Bugün sizlere AI destekli otomasyonların neler yapabileceğini anlattım. Artık bu teknolojiyi kullanarak işlerinizi daha verimli hale getirebilirsiniz! Siz de Make.com'u deneyerek kendi AI Agent'larınızı oluşturmaya başlayabilirsiniz. Podcastimi beğendiyseniz, Spotify'da takip etmeyi unutmayın! Bir sonraki bölüme kadar görüşmek üzere!
Bu bölümde konuğum Teknoloji Evangelisti Koray Çandır.Bu ünvanı hak ettiğine inandığım teknoloji ile iç içe bir kariyeri var Koray Çandır'ın. Son 12 yılını geçirdiği Intel'de son yıllarda küresel inovasyona öncülük etmekle ve Yapay Zeka gelir fırsatlarını üst düzeye çıkarmakla görevliydi.Intel gibi dijital teknolojinin kalbinde yer alan bir şirketten bir profesyonele teknolojik yenilikleri takip etmeye çalışan ama işin teknik tarafından bihaber bir kişinin merak ettiği soruları sormaya çalıştım süremizin elverdiği kadarıyla. İşlemcilerin gelişiminden başladık, kuantum bilgisayarlara, oradan yapay zekadaki son gelişmelere, ajanlara ve DeepSeek'e uzandık.Sohbetimizin ikinci bölümünde ise şu an henüz kuruluş aşamasındaki girişimi Longeva'dan bahsettik. Girişimin amacı bireylerin longevity yol haritalarını belirleyip, yaşamlarına kalite kattıkları bir yolda onlara destek olmak. Bunu kişiye özel yapabilmek danışanlarını tanımaktan geçiyor, bunun için de teknolojiden ve yapay zekadan faydalanıyorlar. Longevity'den beklenti ve bu hayatımıza yeni giren kavramın algısı değişiklik gösterebilir, Koray'ın ilgi duyduğu alan ve danışanlarına vaadi ise “sağlığı, enerjiyi ve gençliği korumaya yardımcı olacak bir dizi yaşam tarzı değişikliği” kazandırmak.Siz de bu konularla ilgiliyseniz Koray'la 25 yılı aşkın tanışıklığımızın verdiği samimiyetle sürdürdüğümüz bu söyleşiye kulak vermenizi öneririm.Koray Çandır'ın Linkedin sayfasıhttps://www.linkedin.com/in/koraycandir/ (02:11) İşlemcilerin hayatımızdaki rolü (10:35) yapay zekadaki gelişmeler (14:16) Prompt (istem) mühendisliği (16:34) yapay zeka ajanları (18:45) DeepSeek (25:42) Teknoloji evangelistliği ve Longevity konusu (27:15) Longeva'nın amacı (31:12) Teknolojiyi kişiyi tanımada kullanma (35:06) Koray Çandır'ın değer yaratma formülüSupport the show
Bu bölümde Prof. Dr. Emre Alkin'le borçlanmanın ekonomik etkilerini, bireysel ve küresel boyuttaki sonuçlarını konuşuyoruz!
Leus Capital, mobil uygulama stüdyolarının herhangi bir hisse, sahiplik veya teminat göstermeden finansmana erişerek büyümesini sağlıyor. Henüz operasyonlarına yeni başlamasına rağmen 15'ten fazla stüdyoya finansman desteği sunan Leus Capital'in kurucusu Halil İbrahim Özdemir ile ürünlerini ve gelecek hedeflerini konuştuk. Swipeline Podcast'in 221. bölüm konuğu Leus Capital'ın kurucusu Halil İbrahim Özdemir. Leus Capital: https://leus.capital/ Halil İbrahim Özdemir: https://www.linkedin.com/in/halilibrahimozemir/ 00:00 - Swipeline Intro 00:45 - Leus Capital ne yapıyor? 04:50 - Tutar nasıl belirleniyor? 09:25 - Ekip ve önceki tecrübeler 11:35 - Ürünler 14:10 - Operasyona ne zaman başladınız? 15:05 - Siz finansmanı nasıl sağlıyorsunuz? 16:30 - Katma değerler 17:26 - Stüdyoların Türkiye'ye taşınması 20:53 - Leus ve Ludus'un birlikte çalışması 22:47 - Gelecek hedefleri 25:13 - Swipeline Outro -
Casi ningún dictador se ha resistido al atractivo de un buen coche. De alguna manera es una forma de exponer y expresar su poder. Vamos a hacer un repaso a los coches de unos cuantos dictadores muy conocidos y, como siempre en Garaje Hermético, habrá sorpresas y curiosidades. El Bonus Track… te va a sorprender. Antes un par de aclaraciones: No voy a hablar de colecciones privadas ni cosas así, sino de los coches que usaban en eventos públicos. Y como los coches son lo importante, en este listado primero van los coches y luego, el personaje. Aurus Senat. Kim Jong-Un. Esta limusina Aurus Senat de fabricación rusa fue regalo de Vladimir Putin, y el mismo utilizado una igual como coche presidencial. El líder norcoreano acude a todos los actos públicos con este modelo, ya que sus diseñadores aseguran que “podrás sentirte tan seguro en un vehículo militar blindado”. Chevrolet Bel Air 1957. Rafael Leónidas Trujillo. En realidad, el coche de Trujillo no fue un Chevrolet, sino un Packard pintado de rojo llamado por los habitantes de la República Dominicana, “El carro de la muerte”. Trujillo era muy aficionado a los coches y tenía una buena colección, incluidos coches americanos y algún Ferrari. ¿Por qué hemos elegido este? Porque fue el coche en el que un confiado Trujillo sufrió un atentado desde una motocicleta, desde la que dispararon más de 60 balas… HongQi CA770. Mao Tse Tung. A pesar de que Stalin le regalo uno de los exclusivos SIZ soviéticos, Mao quiso que se le viese en un coche chino, el HongQi, en castellano “bandera roja” CA770. ¿Fabricado en China?, pues sí, pero era una copia, en realidad otra copia, del Chrysler Imperial con motor V8 de 215 CV. Lancia Astura “Presidenziale”. Benito Mussolini. El líder italiano conto con un Alfa Romeo 6C 2300 B Lungo Torpedo B y un Lancia Astura azul, diseñado por Sergio Pininfarina en exclusiva para el “Duce", que fue el más usado, aunque Mussolini prefería el Alfa. El Lancia contaba con un motor V8 de 3 litros de cilindrada y 82 CV a 4.000 revoluciones y el exclusivo interior estaba revestido de cuero azul. Como curiosidad, este coche ha estado en la colección privada de Bernie Ecclestone. Mercedes-Benz 600 Pullman. Pol Pot. Nada impidió a este personaje disfrutar del lujo de un buen coche capitalista. Nada menos que una limusina Mercedes-Benz 600 Pullman de 1973, un coche extraordinario y que fue la limusina preferida por muchos jefes de estado durante dos décadas. Solo se fabricaron 428 con motor V8 de 6.23 litros y 250 CV, su peso superaba las 2,5 toneladas y superaba los 200 km/h de velocidad máxima. Mercedes-Benz 770. Adolf Hitler. O como algunos lo llamaban, el Großer Mercedes (en alemán "Gran Mercedes"). Por supuesto hablamos del coche de Hitler, aunque tanto el español Francisco Franco como el italiano Benito Mussolini tuvieron uno por regalo del propio Hitler. El coche contaba con un motor de 8 cilindros en línea casi 8 litros y 150 CV. Con el blindaje el peso alcanzaba los 5.420 kilos totales y el consumo nada menos que 50 litros a los 100 km. Rolls-Royce Phantom IV. Francisco Franco. Se supone que el “Caudillo”, como él mismo se autoproclamó, era hombre bastante austero en su vida privada. Pese a ello y a que tampoco tenía carné de conducir, contó con un garaje espectacular con coches como un Cadillac Fleetwood, un Chrysler Imperial o el super exclusivo Mercedes 770 regalo de Hitler. Pero… su favorito fue siempre el Rolls Royce Phantom IV del que solo se fabricaron 18 unidades entre 1959 y 1956, estas fueron vendidas únicamente a miembros de la realeza y jefes de Estado. España adquirió tres unidades, que se conservan en el parque móvil de la Casa Real y son las mismas que ahora emplea el Rey Felipe VI en sus desplazamientos oficiales. Cuentan con matrículas militares: ET-42926-O, ET-42927-O y ET-42928-O. El motor es un 8 cilindros en línea de 5.675 cm3 y algo menos de 200 CV. Rolls-Royce Phantom VIII. Teodoro Obiang. Os hablo de la nación africana que fuese una colonia española, Guinea Ecuatorial, antes llamada Guinea Española. Ahora es un régimen dictatorial mandado desde 1982 por Teodoro Obiang, que cuenta como coche de estado con un impresionante Rolls-Royce Phantom VIII. ZIS 115. Lósif Stalin. Stalin, que había usado coches occidentales decidió hacer uno “Made in Rusia” pero a medida. Así que encargó a la SIZ rusa que se inspirase… por no decir que copiase un Packard Custom Super Eight. El coche fue entregado en 1949 y este 115 era un verdadero carro blindado, de 5 toneladas, capaz de soportar el impacto de cualquier tipo de proyectil y con motor de 8 cilindros, 6 litros y 162 CV. La velocidad máxima, debido al peso, apenas era de 120 km/h. Se construyeron varias unidades, porque Stalin era un paranoico respecto a su seguridad personal y nunca viajaba dos días seguidos en el mismo coche. ZIL 115. Fidel Castro. El revolucionario cubano tuvo diferentes coches: Un viejo Oldsmobile, incluso un Alfa Romeo, un Mercedes-Benz “Adenauer” que le encantó, motivo por el cual compró un Mercedes 560 SEL para desplazamientos particulares. Cuando Fidel se, digamos, “asoció” al régimen comunista de la extinta URSS, rápidamente cambió a un ZIL 115 soviético regalo del Kremlin. Castro llegó a tener tres ZIL115 completamente blindados, coche de 6 metros de largo y 2 de ancho, motor V-8 de 7.6 litros y que, debido a su blindaje, alcanzaban las 3.6 toneladas de peso. Bonus Track: Renault 5 GTL. Thomas Sankara. Rodrigo: “¿No te habrás equivocado?”. Pues no… y todo tiene explicación. Los habitantes de Burkina Faso, antes llamada Alto Volta, utilizan la palabra “Wabenzi” para referirse a los políticos corruptos que utilizan coches de la marca Mercedes-Benz… y es que “Wabenzi” significa literalmente “gente de Benz”, en referencia al coche. Sankara tomó el poder en 1983 en Burkina Faso y para demostrar que él no era un “Wabenzi” se deshizo de todos los Mercedes-Benz y convirtió a su modesto y abollado Renault 5 verde en el coche presidencial. El 15 de octubre de 1987 Sankara fue derrocado y más tarde asesinado. Conclusión. Ya la hemos dicho al comenzar: Los coches son para todos los gobernantes, y sobre todo para los dictadores, un verdadero escaparate… para bien y para mal. Os advierto que me he dejado unos cuantos en el tintero…
Cem Vardar'ın ölümündeki sis perdesinin bu bölümde kalkacağını düşünenler yanılmadı. Aslında yanıldı...Her şeyin bir isminin olduğu bir dünyayı kollarımız el verdiğince kucaklayalım derim. Siz ne dersiniz? Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
"Söhbətgan Türkiyə"nin növbəti buraxışı Caner Taslaman ilə oldu, İslamdan, fəlsəfədən və bizə maraqlı olan bir neçə müəmmadan danışdıq