POPULARITY
Ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın gölgesinde dünya ve Türkiye ekonomisindeki son günlerin önemli gelişmelerini Ekonomi Gündemi'nde yorumladı.
Ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın gölgesinde dünya ve Türkiye ekonomisindeki son günlerin önemli gelişmelerini Ekonomi Gündemi'nde yorumladı.
Prof Eser Karakaş ile Güldem Atabay, Ekonomi Gündemi'nde Ukrayna-Rusya krizinin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
Prof Eser Karakaş ile Güldem Atabay, Ekonomi Gündemi'nde Ukrayna-Rusya krizinin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
Ekonomi Gündemi'nde ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, son günlerin önemli ekonomi olaylarını yorumladı.
Ekonomi Gündemi'nde ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, son günlerin önemli ekonomi olaylarını yorumladı.
Ekonomi Gündemi'nde ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Türkiye'nin uygulamaya geçtiği "Kur korumalı TL vadeli mevduat" ürününü ve kullanıma geçilmesiyle birlikte ortaya çıkacak olası sonuçları değerlendiriyor.
Ekonomi Gündemi'nde ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Türkiye'nin uygulamaya geçtiği "Kur korumalı TL vadeli mevduat" ürününü ve kullanıma geçilmesiyle birlikte ortaya çıkacak olası sonuçları değerlendiriyor.
Profesör Eser Karakaş ve Ekonomist Güldem Atabay, Ekonomi Gündemi'nde MB'nin faiz kararı, asgari ücret kararı ve ekonominin son durumunu ele aldı.
Profesör Eser Karakaş ve Ekonomist Güldem Atabay, Ekonomi Gündemi'nde MB'nin faiz kararı, asgari ücret kararı ve ekonominin son durumunu ele aldı.
Ahval Ekonomi yazarı Güldem Atabay ile Prof Eser Karakaş, Türkiye ekonomisindeki son gelişmeler ışığında, uygulanan yeni ekonomik planı, enflasyonu ve Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararının ekonomiye etkilerini konuştu.
Ahval Ekonomi yazarı Güldem Atabay ile Prof Eser Karakaş, Türkiye ekonomisindeki son gelişmeler ışığında, uygulanan yeni ekonomik planı, enflasyonu ve Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararının ekonomiye etkilerini konuştu.
Dolar/TL kuru, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizini yüzde 16'dan 15'e düşürmesi sonrası günlük yüzde 4'ün üzerinde artışla 11'i geçti. Türk Lirası, bu yıl Amerikan Doları karşısında yüzde 30'dan fazla değer kaybetti.Gün içinde Dolar/TL kuru 11,31'e, Euro/TL kuru 12,79'a, Sterlin/TL kuru da 15,20'ye kadar yükseldi.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Eylül, Ekim ve Kasım aylarında piyasaların beklentisinin aksine toplamda 400 baz puan faiz indirimine gitmesi, TL'deki değer kaybını hızlandırdı.Enflasyonun yüzde 20'ye yakın olmasına rağmen TCMB'nin faizleri yüzde 15 seviyesine çekmesi, TL üzerindeki baskıyı artırıyor.Peki, bundan sonra Türkiye'yi nasıl bir ekonomik gelecek bekliyor?Ahval yazarları Prof Eser Karakaş ve Güldem Atabay, Ekonomi Gündemi'nde son durum analizi yaptılar.Eser Karakaş, "Milli para devletin egemenlik simgesidir" diyor ve ekliyor:"Devlet çıldırmış. Milli para demek devlet demektir. Dolayısıyla devlet çıldırmışsa devletin tekelinde olan bir şeyden herkes kaçar. Yabancı yatırımcı da bu aklın her şeyi yapabileceği varsayımıyla kaçıyor."
Dolar/TL kuru, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizini yüzde 16'dan 15'e düşürmesi sonrası günlük yüzde 4'ün üzerinde artışla 11'i geçti. Türk Lirası, bu yıl Amerikan Doları karşısında yüzde 30'dan fazla değer kaybetti. Gün içinde Dolar/TL kuru 11,31'e, Euro/TL kuru 12,79'a, Sterlin/TL kuru da 15,20'ye kadar yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Eylül, Ekim ve Kasım aylarında piyasaların beklentisinin aksine toplamda 400 baz puan faiz indirimine gitmesi, TL'deki değer kaybını hızlandırdı. Enflasyonun yüzde 20'ye yakın olmasına rağmen TCMB'nin faizleri yüzde 15 seviyesine çekmesi, TL üzerindeki baskıyı artırıyor. Peki, bundan sonra Türkiye'yi nasıl bir ekonomik gelecek bekliyor? Ahval yazarları Prof Eser Karakaş ve Güldem Atabay, Ekonomi Gündemi'nde son durum analizi yaptılar. Eser Karakaş, "Milli para devletin egemenlik simgesidir" diyor ve ekliyor: "Devlet çıldırmış. Milli para demek devlet demektir. Dolayısıyla devlet çıldırmışsa devletin tekelinde olan bir şeyden herkes kaçar. Yabancı yatırımcı da bu aklın her şeyi yapabileceği varsayımıyla kaçıyor."
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Faiz düşerse enflasyon da düşer” tezi ile Merkez Bankası'ndan gelen faiz indirimleri sonrası piyasalarda çalkantılı dönem derinleşerek sürüyor.TÜİK verilerine göre ekimde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 19,89'a yükseldi. Eylülde enflasyon yüzde 19,58 idi. Ekonomi Gündemi'nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, son durum analizi yapıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Faiz düşerse enflasyon da düşer” tezi ile Merkez Bankası'ndan gelen faiz indirimleri sonrası piyasalarda çalkantılı dönem derinleşerek sürüyor. TÜİK verilerine göre ekimde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 19,89'a yükseldi. Eylülde enflasyon yüzde 19,58 idi. Ekonomi Gündemi'nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, son durum analizi yapıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Faiz düşerse enflasyon da düşer” tezi ile baskılamasının ardından 16 ay aradan sonra faizin bir puan indirilmesi piyasalarda çalkantılı bir haftayı da beraberinde getirdi.Dolar/TL'de 8,95 ile tüm zamanların rekoru kırılırken Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun, “Dolarda yükselişin sürmesi için neden yok; rezervlere 1 yılda 50 milyar dolara yakın gelecek” öngörüsü de boşa düşmüş oldu.Kavcıoğlu'nun, para politikasında sorun yoksa Türkiye'nin risk priminin (CDS) yükselerek yeniden 400'ü geçmesinin sebebine ilişkin olarak, “Türkiye'nin risk priminin bu kadar yüksek olmasına çok anlam veremiyorum. Bazı gelişmekte olan ülkelerde gündelik hayattaki riski Türkiye'den çok daha fazla, zenginler saldırılardan korunmak için çok yüksek duvarlar arkasındaki evlerde yaşamak zorunda kalıyor. Buna karşılık bu ülkelerde risk primi 170 iken Türkiye'nin 400'ün üzerinde olması mantıklı ve haklı değil” yorumu ise tartışma konusu oldu.Ekonomi Gündemi'nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, bu açıklamalar ve Sayıştay raporu üzerinden genel bir durum değerlendirmesi yaptılar.Kavcıoğlu'nun tartışma yaratan açıklamalarına gönderme yapan ekonomistler, “Para politikasından iyice umudu kestik” görüşünü dile getiriyorlar. 2021'deki Saray ve kamu harcamaları ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet içindeki ihalelerin şaibeli olduğuna dikkat çeken Eser Karakaş, “Sayıştay'ın eceli geldi galiba” ironisi yapıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Faiz düşerse enflasyon da düşer” tezi ile baskılamasının ardından 16 ay aradan sonra faizin bir puan indirilmesi piyasalarda çalkantılı bir haftayı da beraberinde getirdi. Dolar/TL'de 8,95 ile tüm zamanların rekoru kırılırken Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun, “Dolarda yükselişin sürmesi için neden yok; rezervlere 1 yılda 50 milyar dolara yakın gelecek” öngörüsü de boşa düşmüş oldu. Kavcıoğlu'nun, para politikasında sorun yoksa Türkiye'nin risk priminin (CDS) yükselerek yeniden 400'ü geçmesinin sebebine ilişkin olarak, “Türkiye'nin risk priminin bu kadar yüksek olmasına çok anlam veremiyorum. Bazı gelişmekte olan ülkelerde gündelik hayattaki riski Türkiye'den çok daha fazla, zenginler saldırılardan korunmak için çok yüksek duvarlar arkasındaki evlerde yaşamak zorunda kalıyor. Buna karşılık bu ülkelerde risk primi 170 iken Türkiye'nin 400'ün üzerinde olması mantıklı ve haklı değil” yorumu ise tartışma konusu oldu. Ekonomi Gündemi'nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, bu açıklamalar ve Sayıştay raporu üzerinden genel bir durum değerlendirmesi yaptılar. Kavcıoğlu'nun tartışma yaratan açıklamalarına gönderme yapan ekonomistler, “Para politikasından iyice umudu kestik” görüşünü dile getiriyorlar. 2021'deki Saray ve kamu harcamaları ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet içindeki ihalelerin şaibeli olduğuna dikkat çeken Eser Karakaş, “Sayıştay'ın eceli geldi galiba” ironisi yapıyor.
Türkiye ekonomisinde bir yanda döviz krizi yaşanmaya devam ederken diğer yanda işsizlik rakamları üzerindeki tartışmalar da sürüyor. TÜİK verilerine göre Türkiye'de işsizlik oranı, martta bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 13,1 oldu. Geniş tanımlı işsizlik rakamları ise hâlâ gerçek tablonun önüne geçiyor. Zira Metropoll’ün anketlerine göre halkın yüzde 26,6’sı temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Yüzde 53,6’sı ise sadece barınma ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Öte yandan Türk ekonomisini de yakından ilgilendiren mafya-siyaset-devlet üçgeninde sıcak gelişmeler yaşanıyor. Suç örgütü lideri Sedat Peker’in “kısmi ifşa” olarak yorumlanan açıklamaları kamu kaynaklarının nerelere kullanıldığını, uyuşturucu işinde siyasetin ne denli etkin olduğunun sorgulanmasına yol açıyor. Ahval ekonomi uzmanları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi’nde son durum analizi yapıyorlar. Ekonomistlerin yorumlarından öne çıkan dört başlık şöyle: - Kriz dönemlerinde zaten sorunlu olan işsizlik verileri gerçeklerden iyice kopuyor -TÜİK kendi verisine güvense ENAG ile uğraşmaz - Kamu kaynakları AKP'de, uyuşturucu işi MHP'de; "mukayeseli üstünlük" kavramına göre paylaşım -Türkiye'de açlık pandeminin kötü yönetilmesi ile çoğaldı
Türkiye ekonomisinde bir yanda döviz krizi yaşanmaya devam ederken diğer yanda işsizlik rakamları üzerindeki tartışmalar da sürüyor.TÜİK verilerine göre Türkiye'de işsizlik oranı, martta bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 13,1 oldu.Geniş tanımlı işsizlik rakamları ise hâlâ gerçek tablonun önüne geçiyor. Zira Metropoll’ün anketlerine göre halkın yüzde 26,6’sı temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Yüzde 53,6’sı ise sadece barınma ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.Öte yandan Türk ekonomisini de yakından ilgilendiren mafya-siyaset-devlet üçgeninde sıcak gelişmeler yaşanıyor. Suç örgütü lideri Sedat Peker’in “kısmi ifşa” olarak yorumlanan açıklamaları kamu kaynaklarının nerelere kullanıldığını, uyuşturucu işinde siyasetin ne denli etkin olduğunun sorgulanmasına yol açıyor. Ahval ekonomi uzmanları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi’nde son durum analizi yapıyorlar. Ekonomistlerin yorumlarından öne çıkan dört başlık şöyle:- Kriz dönemlerinde zaten sorunlu olan işsizlik verileri gerçeklerden iyice kopuyor-TÜİK kendi verisine güvense ENAG ile uğraşmaz- Kamu kaynakları AKP'de, uyuşturucu işi MHP'de; "mukayeseli üstünlük" kavramına göre paylaşım-Türkiye'de açlık pandeminin kötü yönetilmesi ile çoğaldı
Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, İstanbul Sözleşmesi, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın görevden alınması ve Kanal istanbul gibi gündem başlıklarını Ekonomi Gündemi'nde değerlendirdi.Ekonomistler, "TL'de beklenen sert değer kaybının ekonomide nelere kapı açabileceği" sorusuna cevap aradılar.
Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, İstanbul Sözleşmesi, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın görevden alınması ve Kanal istanbul gibi gündem başlıklarını Ekonomi Gündemi'nde değerlendirdi. Ekonomistler, "TL'de beklenen sert değer kaybının ekonomide nelere kapı açabileceği" sorusuna cevap aradılar.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, piyasaların merakla beklediği 'Ekonomi Reform Paketi’ni cuma günü açıkladı.Konuşmasının başında Cumhur İttifakı birlikteliğindeki Cumhurbaşkanlığı sisteminin süreceği mesajını veren Erdoğan, "Siyasi istikrarı kurumsallaştıdık" iddiasını öne sürdü. "İlk reform alanımız, risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi yapısını oluşturmak olacaktır" diyen Erdoğan, "Makroekonomik istikrar kapsamında, kamu maliyesi, enflasyon, finansal sektör, cari açık ve istihdam alanlarına odaklandık. "Açıklayacağımız reformların omurgasını, makroekonomik ve yapısal politikalar oluşturuyor" ifadesini kullandı.Erdoğan, "Salgın döneminde esnafımızın yaşadığı zorlukları biliyoruz" diyerek, "850 bin esnafa gelir bildiriminden muaf tutuyoruz. Dar gelirli küçük esnafa yönelik vergi muafiyeti reform paketimizde yer alıyor" dedi.Erdoğan ayrıca yandaş firmalara verilen usulsüz kamu ihaleleri konusunda da, "Uluslararası yatırımcıların vergi hususunda karşılaştıkları sorunları da reform kapsamına aldık. Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz. Vergi denetiminde standart, öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz. Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için Sanayileşme İcra Komitemizin çatısı altında merkezi izleme sistemi kuruyoruz" vaadini dile getirdi.Erdoğan'ın açıkladığı ekonomi paketi, piyasada ciddi bir değişiklik yaratmadı.Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, açıklanan paketi Ekonomi Gündemi’nde değerlendirdi.Ekonomistlerin ortak görüşü, “bunun bir reform olmadığı” yönünde.Güldem Atabay, 2015 yılında dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan paket üzerinden kopyala-yapıştır yapıldığını belirterek, “Karman çorman bir paket ortaya çıkartılmış” ifadesini kullanıyor ve ekliyor:“20 yıla yakın bir iktidar dönemi sonucunda bana ilginç gelen, öyle çaresiz bir programla çıkılmış ki; bu da aslında AKP iktidarının en azından ekonomi tarafında vizyonun sona geldiğini gösteriyor. Ekonomik sorunları hissetmesine rağmen yeni bir şey üretemediğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla buradan bir yere varılamayacaktır.” Eser Karakaş da çok özensiz bir paket hazırlandığını ifade ediyor.“Mesela anayasa ile başlıyor” diyen Karakaş, şunları kaydediyor:“Mesela böyle bir programla anayasa arasında nasıl bir ilişki olabilir. Sayıştay lafı mesela hiç geçmedi programda. Öyle ifadeler var ki, insan inanamıyor. Kamu ihalelerinin istisnalarını disiplin altına alıyoruz diyor. 19 yıldır iktidardasın, bugüne kadar 21B olmak üzere demek ki bunlar tamamen kanunlara uygun bir şekilde yapılmamış demektir. Bu şunu gösteriyor; bunun adı ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesidir.”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, piyasaların merakla beklediği 'Ekonomi Reform Paketi’ni cuma günü açıkladı. Konuşmasının başında Cumhur İttifakı birlikteliğindeki Cumhurbaşkanlığı sisteminin süreceği mesajını veren Erdoğan, "Siyasi istikrarı kurumsallaştıdık" iddiasını öne sürdü. "İlk reform alanımız, risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi yapısını oluşturmak olacaktır" diyen Erdoğan, "Makroekonomik istikrar kapsamında, kamu maliyesi, enflasyon, finansal sektör, cari açık ve istihdam alanlarına odaklandık. "Açıklayacağımız reformların omurgasını, makroekonomik ve yapısal politikalar oluşturuyor" ifadesini kullandı. Erdoğan, "Salgın döneminde esnafımızın yaşadığı zorlukları biliyoruz" diyerek, "850 bin esnafa gelir bildiriminden muaf tutuyoruz. Dar gelirli küçük esnafa yönelik vergi muafiyeti reform paketimizde yer alıyor" dedi. Erdoğan ayrıca yandaş firmalara verilen usulsüz kamu ihaleleri konusunda da, "Uluslararası yatırımcıların vergi hususunda karşılaştıkları sorunları da reform kapsamına aldık. Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz. Vergi denetiminde standart, öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen modellere geçiyoruz. Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için Sanayileşme İcra Komitemizin çatısı altında merkezi izleme sistemi kuruyoruz" vaadini dile getirdi. Erdoğan'ın açıkladığı ekonomi paketi, piyasada ciddi bir değişiklik yaratmadı. Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, açıklanan paketi Ekonomi Gündemi’nde değerlendirdi. Ekonomistlerin ortak görüşü, “bunun bir reform olmadığı” yönünde. Güldem Atabay, 2015 yılında dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan paket üzerinden kopyala-yapıştır yapıldığını belirterek, “Karman çorman bir paket ortaya çıkartılmış” ifadesini kullanıyor ve ekliyor: “20 yıla yakın bir iktidar dönemi sonucunda bana ilginç gelen, öyle çaresiz bir programla çıkılmış ki; bu da aslında AKP iktidarının en azından ekonomi tarafında vizyonun sona geldiğini gösteriyor. Ekonomik sorunları hissetmesine rağmen yeni bir şey üretemediğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla buradan bir yere varılamayacaktır.” Eser Karakaş da çok özensiz bir paket hazırlandığını ifade ediyor. “Mesela anayasa ile başlıyor” diyen Karakaş, şunları kaydediyor: “Mesela böyle bir programla anayasa arasında nasıl bir ilişki olabilir. Sayıştay lafı mesela hiç geçmedi programda. Öyle ifadeler var ki, insan inanamıyor. Kamu ihalelerinin istisnalarını disiplin altına alıyoruz diyor. 19 yıldır iktidardasın, bugüne kadar 21B olmak üzere demek ki bunlar tamamen kanunlara uygun bir şekilde yapılmamış demektir. Bu şunu gösteriyor; bunun adı ekonomide reform paketi değil, 19 yıllık kanunsuzluk itirafnamesidir.”
Türkiye ekonomisinde bu hafta hesaplama yöntemi değişikliği sonrası TÜİK, ilk revize işsizlik verilerini açıkladı.İlk defa yayımlanmaya başlayan “atıl işgücü” oranı yüzde 29,1 olarak açıklandı.Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi programında son gelişmeleri ele aldı.Güldem Atabay, “İşsizlik verisi 2019 başında 13,5 iken, yeni düzenleme ile 2021 ocak başında bir anda 12,2’ye iniyor. Biraz daha geniş kapsamlı baktığımızda 2019 başında 14,6 ile başlayan işsizlik oranı, 2020 başında 15,4’e yükseliyor. 2021 ocak başında ise 19,7’ye yükseliyor” diyor ve ekliyor:“TÜİK, ‘atıl işgücü’ diye bir şey yaratmış yeni düzenlemede. Bu zannediyorum geniş işsizlik olarak hesapladığımız bir oran. Yüzde 29,1 olarak açıklanan işsizlik oranı, her üç kişiden birinin toplumda işsiz olduğunu ortaya koyuyor.” Eser Karakaş ise, tarımda 5,1 milyon kişinin çalıştığı verisine dikkat çekiyor. Türk tarımının 70 milyar Euro’luk çıktısı olduğundan bahseden Karakaş, şunları kaydediyor:“Fransa da tam 70 milyar dolar çıktı üretiyor ama bunu 450 bin kişi ile üretiyor. Şu anda ben Türkiye tarımından 3 milyon insanı çektiğin zaman Türkiye’de tarımsal üretimin düşmeyeceği kanaatindeyim. Bunlar işsizlik hesaplamalarına nasıl katılır bilemiyorum ama bunlar TÜİK verilerinde açıklanmıyor.Dolayısıyla işsizlik görünenden çok daha fazla. İşini kaybeden biri, köyüne gidip dönüyor ama ailesine yardım ettiği için resmi olarak çalışmasa da beyan üzerinden istihdam gösteriliyor. İş dönüp dolaşıp Türkiye’de kötü yönetime geliyor.”Öte yandan ekonomistler, bir süredir siyaset gündeminin de öne çıkan başlıkları arasında yer alan eski Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak döneminde 128 milyar dolarlık döviz rezervinin eritilmesini de değerlendiriyor.Güldem Atabay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Merkez Bankası rezervlerinin toparlandığını ileri sürüp CHP’nin Berat Albayrak’ı suçlayan 128 milyar dolarlık rezerv eritilmesi karşısında “Damat kadar taş düşsün başınıza” sözlerine atıf yaparak, “Erdoğan, ‘bu para Merkez’in hesabında’ diyor ama bu doğru değil. Merkez’in elindeki rezervler - 43 milyar dolar geçen hafta itibarıyla. Yok bu para, kuru sabitlemek için satıldı ama kime satıldığı belli değil. Bunun toplamı 1,5 senede 128 milyar doları buldu. Çok kötü yönetiliyoruz” ifadesini kullanıyor.Eser Karakaş ise, “Erdoğan yalan söylemiyor olabilir çünkü bilmiyor” görüşünü dile getiriyor ve şöyle devam ediyor:“Etrafında bir tane ciddiye alınabilecek iktisat danışmanı yok. Ağzından çıkan her şeyi onaylayan bir danışman güruhu var. Varlık Fonu’nun başına dahi ekonomi eğitimi olmayan birini getirdiler. Arda Ermut diye bir çocuk. Tek özelliği Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip’ten sınıf arkadaşı olması. Kötü yönetim tam da bu demek. Bu kadar kötü yönetilen bir ülkede nükleer santral açılışı yapılıyor. Bunun işletebilmesi mümkün mü diye soruyorum. Yarın bir gün Allah muhafaza 'Nükleer santrallerin radyasyon patlatması fıtratında var' diyebilecek mi bu yönetim. Bu, becerebileceğimiz bir şey değil.”Siyasetin geldiği nokta üzerinden ekonomi piyasalarına etkileri için de ayrı bir parantez açan ekonomistler, Bahçeli’nin İYİ Parti lideri Meral Akşener'e yönelik ağır ifadeler kullanıp hedef göstermesi ve Gazeteci Levent Gültekin'in 25 kişilik bir grubun saldırısına uğramasının olumlu beklentiler yaratmaya engel olduğunun altını çiziyorlar.Eser Karakaş, Levent Gültekin’e yapılan saldırıyı “bir Türkiye faciası” olarak yorumluyor ve ekliyor:“Nasıl düzenlendiği herkesin malumu olan bir saldırıyı polisin ve istihbaratın haber almaması akla gelebilecek bir şey değil normal bir ülkede. Bu kabul edilebilir değil. Sağda solda çalışan kişileri örgütlüyormuş malum kişiler ve parti. Bir olay olacağı zaman ‘Gidin, şunu halledin’ diye haber veriyorlarmış. Çok yakın bir kaynaktan aldım bu bilgiyi. Bir genç kadın müdahale etmiş. Necip ve ulu Türk milleti deniyor ya, yere yatmış birisine tekme atıyor birileri ve etraftan müdahale yok. Bir tek o kadın şahit olurum demiş, başka kimse de bunu yapamamış.”Güldem Atabay da Bahçeli’nin Akşener’i hedef göstermesini yorumlarken, “Kadın olmayı geçin, politik olarak bile saygısı yok” ifadesini kullanıyor ve şunları kaydediyor:“En bel altı en aşağılık ve çirkin bir şekilde muhatap alıp ondan sonra da kadın haklı olarak cevap verdiğinde de onu ‘edepsizlikle’ suçlayacak kadar da artık çığrından çıkmış vaziyette. Gerçekten diyecek bir şey bulamıyorum.”Amerika’nın 10 yıl vadeli Hazine kâğıtlarında faiz oranları 1,52’ye kadar düşmesini yorumlayan ekonomistlerden Atabay, bir sonraki Fed toplantısında piyasanın getiri eğrisine müdahale beklediğini belirterek, şu değerlendirmeleri yapıyor:“Her ne kadar Powell’dan gelen hem de diğer Fed üyelerinden gelen açıklamalar, bu yönde bir müdahale olacağını düşündürtmese de, bu tartışmalar devam ediyor. Dolayısıyla o bir oynaklık. Şu anda bir atakla panik olarak yükseliyor, arkasından sakinliyor. Ama hani burada konuşulan şeyler, gerçekten mayıs ayında elle tutulur bir şekilde ABD’de enflasyonun yükseleceği. Hatta bir tartışmada, son iki aydaki hızında devam etmez, sakin sakin ilerlerse Fed buna müdahale etmek taraftarı da değil. Çünkü piyasanın bir şekilde çok büyük depremler olmadan normalleşmesini de istiyor. Dolayısıyla ben buradaki düşüş hareketini çok kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Sene sonu beklentiler 10 yıllık tavil beklentisi yüzde 2’ler civarına oturmuş durumda.”
Türkiye ekonomisinde bu hafta hesaplama yöntemi değişikliği sonrası TÜİK, ilk revize işsizlik verilerini açıkladı. İlk defa yayımlanmaya başlayan “atıl işgücü” oranı yüzde 29,1 olarak açıklandı. Ahval ekonomi yazarları Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi programında son gelişmeleri ele aldı. Güldem Atabay, “İşsizlik verisi 2019 başında 13,5 iken, yeni düzenleme ile 2021 ocak başında bir anda 12,2’ye iniyor. Biraz daha geniş kapsamlı baktığımızda 2019 başında 14,6 ile başlayan işsizlik oranı, 2020 başında 15,4’e yükseliyor. 2021 ocak başında ise 19,7’ye yükseliyor” diyor ve ekliyor: “TÜİK, ‘atıl işgücü’ diye bir şey yaratmış yeni düzenlemede. Bu zannediyorum geniş işsizlik olarak hesapladığımız bir oran. Yüzde 29,1 olarak açıklanan işsizlik oranı, her üç kişiden birinin toplumda işsiz olduğunu ortaya koyuyor.” Eser Karakaş ise, tarımda 5,1 milyon kişinin çalıştığı verisine dikkat çekiyor. Türk tarımının 70 milyar Euro’luk çıktısı olduğundan bahseden Karakaş, şunları kaydediyor: “Fransa da tam 70 milyar dolar çıktı üretiyor ama bunu 450 bin kişi ile üretiyor. Şu anda ben Türkiye tarımından 3 milyon insanı çektiğin zaman Türkiye’de tarımsal üretimin düşmeyeceği kanaatindeyim. Bunlar işsizlik hesaplamalarına nasıl katılır bilemiyorum ama bunlar TÜİK verilerinde açıklanmıyor.Dolayısıyla işsizlik görünenden çok daha fazla. İşini kaybeden biri, köyüne gidip dönüyor ama ailesine yardım ettiği için resmi olarak çalışmasa da beyan üzerinden istihdam gösteriliyor. İş dönüp dolaşıp Türkiye’de kötü yönetime geliyor.” Öte yandan ekonomistler, bir süredir siyaset gündeminin de öne çıkan başlıkları arasında yer alan eski Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak döneminde 128 milyar dolarlık döviz rezervinin eritilmesini de değerlendiriyor. Güldem Atabay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Merkez Bankası rezervlerinin toparlandığını ileri sürüp CHP’nin Berat Albayrak’ı suçlayan 128 milyar dolarlık rezerv eritilmesi karşısında “Damat kadar taş düşsün başınıza” sözlerine atıf yaparak, “Erdoğan, ‘bu para Merkez’in hesabında’ diyor ama bu doğru değil. Merkez’in elindeki rezervler - 43 milyar dolar geçen hafta itibarıyla. Yok bu para, kuru sabitlemek için satıldı ama kime satıldığı belli değil. Bunun toplamı 1,5 senede 128 milyar doları buldu. Çok kötü yönetiliyoruz” ifadesini kullanıyor. Eser Karakaş ise, “Erdoğan yalan söylemiyor olabilir çünkü bilmiyor” görüşünü dile getiriyor ve şöyle devam ediyor: “Etrafında bir tane ciddiye alınabilecek iktisat danışmanı yok. Ağzından çıkan her şeyi onaylayan bir danışman güruhu var. Varlık Fonu’nun başına dahi ekonomi eğitimi olmayan birini getirdiler. Arda Ermut diye bir çocuk. Tek özelliği Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip’ten sınıf arkadaşı olması. Kötü yönetim tam da bu demek. Bu kadar kötü yönetilen bir ülkede nükleer santral açılışı yapılıyor. Bunun işletebilmesi mümkün mü diye soruyorum. Yarın bir gün Allah muhafaza 'Nükleer santrallerin radyasyon patlatması fıtratında var' diyebilecek mi bu yönetim. Bu, becerebileceğimiz bir şey değil.” Siyasetin geldiği nokta üzerinden ekonomi piyasalarına etkileri için de ayrı bir parantez açan ekonomistler, Bahçeli’nin İYİ Parti lideri Meral Akşener'e yönelik ağır ifadeler kullanıp hedef göstermesi ve Gazeteci Levent Gültekin'in 25 kişilik bir grubun saldırısına uğramasının olumlu beklentiler yaratmaya engel olduğunun altını çiziyorlar. Eser Karakaş, Levent Gültekin’e yapılan saldırıyı “bir Türkiye faciası” olarak yorumluyor ve ekliyor: “Nasıl düzenlendiği herkesin malumu olan bir saldırıyı polisin ve istihbaratın haber almaması akla gelebilecek bir şey değil normal bir ülkede. Bu kabul edilebilir değil. Sağda solda çalışan kişileri örgütlüyormuş malum kişiler ve parti. Bir olay olacağı zaman ‘Gidin, şunu halledin’ diye haber veriyorlarmış. Çok yakın bir kaynaktan aldım bu bilgiyi. Bir genç kadın müdahale etmiş. Necip ve ulu Türk milleti deniyor ya, yere yatmış birisine tekme atıyor birileri ve etraftan müdahale yok. Bir tek o kadın şahit olurum demiş, başka kimse de bunu yapamamış.” Güldem Atabay da Bahçeli’nin Akşener’i hedef göstermesini yorumlarken, “Kadın olmayı geçin, politik olarak bile saygısı yok” ifadesini kullanıyor ve şunları kaydediyor: “En bel altı en aşağılık ve çirkin bir şekilde muhatap alıp ondan sonra da kadın haklı olarak cevap verdiğinde de onu ‘edepsizlikle’ suçlayacak kadar da artık çığrından çıkmış vaziyette. Gerçekten diyecek bir şey bulamıyorum.” Amerika’nın 10 yıl vadeli Hazine kâğıtlarında faiz oranları 1,52’ye kadar düşmesini yorumlayan ekonomistlerden Atabay, bir sonraki Fed toplantısında piyasanın getiri eğrisine müdahale beklediğini belirterek, şu değerlendirmeleri yapıyor: “Her ne kadar Powell’dan gelen hem de diğer Fed üyelerinden gelen açıklamalar, bu yönde bir müdahale olacağını düşündürtmese de, bu tartışmalar devam ediyor. Dolayısıyla o bir oynaklık. Şu anda bir atakla panik olarak yükseliyor, arkasından sakinliyor. Ama hani burada konuşulan şeyler, gerçekten mayıs ayında elle tutulur bir şekilde ABD’de enflasyonun yükseleceği. Hatta bir tartışmada, son iki aydaki hızında devam etmez, sakin sakin ilerlerse Fed buna müdahale etmek taraftarı da değil. Çünkü piyasanın bir şekilde çok büyük depremler olmadan normalleşmesini de istiyor. Dolayısıyla ben buradaki düşüş hareketini çok kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Sene sonu beklentiler 10 yıllık tavil beklentisi yüzde 2’ler civarına oturmuş durumda.”
Ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi'nde bu hafta gidişatın nereye doğru evrildiğini analiz ediyorlar.Merkez Bankası'nın faizi sabit tutması ve bu adımın yakın gelecekteki yansımalarından, kamu borcu ve reform vaatlerine kadar geniş yelpazede gündem başlıklarını masaya yatıran Atabay ve Karakaş, Türkiye ekonomisi için "saatli bomba" benzetmesi yaparken, nedenlerini madde madde sıralıyor.
Ekonomistler Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Ekonomi Gündemi'nde bu hafta gidişatın nereye doğru evrildiğini analiz ediyorlar. Merkez Bankası'nın faizi sabit tutması ve bu adımın yakın gelecekteki yansımalarından, kamu borcu ve reform vaatlerine kadar geniş yelpazede gündem başlıklarını masaya yatıran Atabay ve Karakaş, Türkiye ekonomisi için "saatli bomba" benzetmesi yaparken, nedenlerini madde madde sıralıyor.
Türkiye ekonomisinde çalkantılı dönem devam ediyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifası sonrası gündeme gelen reform söylemleri ise iktidar ortağı MHP’den gelen sert tepkiler sonrası askıya alınmış gözüküyor.Piyasalar da bu durumu gözeterek reform söylemini satın almış değil. Öyle ki, 475 baz puanlık faiz artırımı sonrası Türk lirasındaki artış, tekrar sert düşüşlere döndü.Öte yandan koronavirüs salgınının ekonomide oluşturduğu ağır hasar, şeffaflık sorunu ile tırmanıyor.Ekonomi Gündemi’nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Türk ekonomisindeki gidişatı ve iktidarın yönetim anlayışının mevcut tabloya etkisini analiz ediyor.Atabay ve Karakaş’a göre Erdoğan, tamamen Bahçeli'nin yörüngesinde…Ekonomide de kimsenin faiz artışı ötesi reform beklememesi gerektiği görüşünü dile getiren ekonomistler, Türk lirasının değer kazanamayacağını gerekçeleriyle açıklıyorlar.Atabay ve Karakaş, ilk çeyrek 2021'de daralmaya doğru dönüldüğüne dikkat çekerek, ekonomide 2021 yılının da çok karamsar olacağını öngörüyorlar.Eser Karakaş, ülkenin içinde bulunduğu tabloyu özetleyen bir örnek veriyor.Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, Bülent Arınç'ın "Demirtaş ve Kavala tahliye edilmeli" çıkışını yorumlarken sarf ettiği, "Sayın Arınç, belki kendisi tamamen hukuki açıdan bir mülahazada bulunuyor ama bunu yaşanan siyasi olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil" sözlerine dikkat çeken Karakaş, "Bir Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, bu bir intikam davasıdır diyorsa, hangi reformdan bahsediyorsunuz" eleştirisi yöneltiyor.Öte yandan Covid-19 salgınına da değinen ekonomistler, hasta sayısının dünya örnekleriyle örtüşmediğine vurgu yaparak, Gerçek vaka rakamları sonrası tam kapatmaya gidileceğini düşünüyorlar.
Türkiye ekonomisinde çalkantılı dönem devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifası sonrası gündeme gelen reform söylemleri ise iktidar ortağı MHP’den gelen sert tepkiler sonrası askıya alınmış gözüküyor. Piyasalar da bu durumu gözeterek reform söylemini satın almış değil. Öyle ki, 475 baz puanlık faiz artırımı sonrası Türk lirasındaki artış, tekrar sert düşüşlere döndü. Öte yandan koronavirüs salgınının ekonomide oluşturduğu ağır hasar, şeffaflık sorunu ile tırmanıyor. Ekonomi Gündemi’nde Güldem Atabay ve Prof Eser Karakaş, Türk ekonomisindeki gidişatı ve iktidarın yönetim anlayışının mevcut tabloya etkisini analiz ediyor. Atabay ve Karakaş’a göre Erdoğan, tamamen Bahçeli'nin yörüngesinde… Ekonomide de kimsenin faiz artışı ötesi reform beklememesi gerektiği görüşünü dile getiren ekonomistler, Türk lirasının değer kazanamayacağını gerekçeleriyle açıklıyorlar. Atabay ve Karakaş, ilk çeyrek 2021'de daralmaya doğru dönüldüğüne dikkat çekerek, ekonomide 2021 yılının da çok karamsar olacağını öngörüyorlar. Eser Karakaş, ülkenin içinde bulunduğu tabloyu özetleyen bir örnek veriyor. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, Bülent Arınç'ın "Demirtaş ve Kavala tahliye edilmeli" çıkışını yorumlarken sarf ettiği, "Sayın Arınç, belki kendisi tamamen hukuki açıdan bir mülahazada bulunuyor ama bunu yaşanan siyasi olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil" sözlerine dikkat çeken Karakaş, "Bir Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, bu bir intikam davasıdır diyorsa, hangi reformdan bahsediyorsunuz" eleştirisi yöneltiyor. Öte yandan Covid-19 salgınına da değinen ekonomistler, hasta sayısının dünya örnekleriyle örtüşmediğine vurgu yaparak, Gerçek vaka rakamları sonrası tam kapatmaya gidileceğini düşünüyorlar.
AİHM başkanı yargıç Robert Spano'nun, OHAL esnasında KHK kıyımının en çok yaşandığı kurumlardan biri olan İstanbul Üniversitesi'nden bu cuma günü törenle fahri doktora almayı kabul ettiği haberi Türkiye ve Avrupa'da sert tepkilere yol açtı. Kendisi de bir KHK mağduru olan Ahval yazarı Prof Eser Karakaş, Spano'nun ziyaretinin AİHM ve itibarı açısından son derece sakıncalı olduğunu anlatıyor.
Son gelişmeler iktidarın otoriterleşmede gaza bastığını göstermekte. RTÜK'ün iki TV kanalına verdiği ağır ceza, Erdoğan ve Bahçeli'nin sosyal medyayı zapt u rapt altına alma hazırlıkları, Ayasofya, Libya üzerinden Türkiye - Fransa gerilimi ve Rekabet Kurulu'nun Alman otomotiv devleri hakkında açtığı soruşturma, ülkenin seçmen tabanını da devre dışı bırakacak bir evreye geçtiğinin göstergeleri mi? Öyle ise, bu iktidarın ömrü uzar mı, kısa mı olur? Editör Masası'nda Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe editörü Ergun Babahan ve Ahval yazarı Prof Eser Karakaş ile tartışıyor. Varılan sonuç karamsar: Türkiye geri dönüş yolları bir bir kapatılan karanlık bir geleceğe doğru sürükleniyor.
Son gelişmeler iktidarın otoriterleşmede gaza bastığını göstermekte. RTÜK'ün iki TV kanalına verdiği ağır ceza, Erdoğan ve Bahçeli'nin sosyal medyayı zapt u rapt altına alma hazırlıkları, Ayasofya, Libya üzerinden Türkiye - Fransa gerilimi ve Rekabet Kurulu'nun Alman otomotiv devleri hakkında açtığı soruşturma, ülkenin seçmen tabanını da devre dışı bırakacak bir evreye geçtiğinin göstergeleri mi? Öyle ise, bu iktidarın ömrü uzar mı, kısa mı olur?Editör Masası'nda Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe editörü Ergun Babahan ve Ahval yazarı Prof Eser Karakaş ile tartışıyor. Varılan sonuç karamsar: Türkiye geri dönüş yolları bir bir kapatılan karanlık bir geleceğe doğru sürükleniyor.
Kovid-19 salgını hız kesmeden dünyanın dört bir yanına yayılırken birçok ülke başta üniversiteler olmak üzere, okullarda uzaktan eğitime geçti. Bu, yeryüzünün dört yanında milyonlarca öğrencinin hayatını kökten etkileyecek bir dönemi işaret ediyor. Aynı zamanda birçok gelişmiş ülkede yabancı öğrencilerin parasıyla geçinen büyük üniversiteleri de sarsıntılı bir gelecek bekliyor. Ahval Forum'da, Londra LSE öğretim üyesi Prof Esra Özyürek ile Ahval yazarları Prof Eser Karakaş ile Prof Cengiz Aktar, Türkiye ve dünya eğitim sistemlerini nasıl bir geleceğin beklediğini tartışıyor. Karakaş ayrıca marketlerde yeni tüketim modellerini de anlatıyor.
Kovid-19 salgını hız kesmeden dünyanın dört bir yanına yayılırken birçok ülke başta üniversiteler olmak üzere, okullarda uzaktan eğitime geçti. Bu, yeryüzünün dört yanında milyonlarca öğrencinin hayatını kökten etkileyecek bir dönemi işaret ediyor. Aynı zamanda birçok gelişmiş ülkede yabancı öğrencilerin parasıyla geçinen büyük üniversiteleri de sarsıntılı bir gelecek bekliyor. Ahval Forum'da, Londra LSE öğretim üyesi Prof Esra Özyürek ile Ahval yazarları Prof Eser Karakaş ile Prof Cengiz Aktar, Türkiye ve dünya eğitim sistemlerini nasıl bir geleceğin beklediğini tartışıyor. Karakaş ayrıca marketlerde yeni tüketim modellerini de anlatıyor.
Ahval yazarları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün Çankaya'da Korona salgınıyla ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Prof Eser Karakaş, Prof Nora Şeni, Dr Cengiz Aktar ve Alin Ozinian'a göre Ankara, durumun vahametini ve aciliyetini hala tam kavramış değil.