Podcasts about bunlar

village in Lorestan, Iran

  • 345PODCASTS
  • 1,920EPISODES
  • 17mAVG DURATION
  • 5WEEKLY NEW EPISODES
  • Oct 15, 2025LATEST
bunlar

POPULARITY

20172018201920202021202220232024

Categories



Best podcasts about bunlar

Show all podcasts related to bunlar

Latest podcast episodes about bunlar

Kerem Önder
Sana gelen nimetleri engelliyorsun? - Mektubat 164 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Oct 15, 2025 47:45


164. Mektup Bu mektûb, hâfız Behâeddîn-i Serhendîye yazılmışdır. Allahü teâlânın feyz ve ni'metleri, her ân, herkese gelmekdedir. Bunları almak ve alamamak arasındaki ayrılık insanlarda olduğu bildirilmekdedir: Allahü teâlâ hepimizi, islâmiyyet yolunda bulundursun! Allahü teâlânın feyzleri, ni'metleri, ihsânları, ya'nî iyilikleri, her ân, insanların iyisine, kötüsüne herkese gelmekdedir. Herkese mal, evlâd, rızk, hidâyet, irşâd ve selâmet ve dahâ her iyiliği fark gözetmeksizin göndermekdedir. [Kullarının küfrlerini, günâhlarını yüzlerine vurmuyor. Kendisine karşı gelenlerin, inkâr edenlerin, günâh işliyenlerin rızklarını kesmiyor. Dünyâ için çalışanlara karşılıklarını, fark gözetmeksizin veriyor]. Fark, bunları kabûlde, alabilmekde ve ba'zılarını da alamamak sûretiyle, insanlardadır. [Allahü teâlâ, kullarına zulm etmez, haksızlık etmez. Onlar, kendilerini azâba, acılara sürükleyen bozuk düşünceleri, çirkin işleri ile, kendilerine zulm ve işkence ediyorlar. Beyt: Hâşâ, zulm etmez kuluna, Hüdâsı, herkesin çekdiği, kendi cezâsı!] Nitekim güneş, hem çamaşır yıkayan adama, hem de çamaşırlara, aynı şeklde, parlamakda iken, adamın yüzünü yakıp karartır, çamaşırlarını ise beyâzlatır. [Bunun gibi, elmaya ve bibere aynı şeklde parladığı hâlde, elmayı kızartınca tatlılaşdırır; biberi kızartınca acılaşdırır. Tatlılık ve acılık hep güneşin parlaması ile ise de, aralarındaki fark, güneşden değil, kendilerindendir.] İnsanların, Allahü teâlâdan gelen ni'metlere nâil olmamaları, Ondan yüz çevirdikleri içindir. Yüz çeviren, elbette birşey alamaz. Ağzı kapalı bir kap, Nisân yağmuruna elbette kavuşamaz. Evet, yüz çeviren birçok kimsenin, ni'metler içinde yaşadığı görülüp, mahrûm kalmadıkları zan olunuyor ise de, bunlarda ni'met olarak görülenler, hakîkatde azâb ve felâket tohumlarıdır. Mekr-i ilâhî ile, istidrâc olarak, ya'nî Allahü teâlânın aldatarak, ni'met şeklinde gösterdiği musîbetlerdir. O kimseleri harâb etmek için ve dahâ ziyâde azıp, sapıtmaları içindir. Nitekim, Mü'minûn sûresinin ellialtıncı âyetinde meâlen, (Kâfirler, mal ve çok evlâd gibi dünyâlıkları verdiğimiz için, kendilerine iyilik mi ediyoruz, yardım mı ediyoruz sanıyor. Peygamberime “sallallahü aleyhi ve sellem” inanmadıkları ve dîn-i islâmı beğenmedikleri için, onlara mükâfat mı ediyoruz, diyorlar? Hayır, öyle değildir. Aldanıyorlar. Bunların ni'met olmayıp, musîbet olduğunu anlamıyorlar) buyurulmuşdur. O hâlde, Hak teâlâdan yüz çevirenlere verilen dünyâlıklar, hep harâblıkdır, felâketdir. [Şeker hastasına verilen tatlılar, helvalar gibidir. Onu bir ân evvel helâke sürükler.] Allahü teâlâ, bizleri, böyle olmakdan korusun! Vesselâm. 166. Bu mektûb, molla Muhammed Emîne yazılmışdır. Dünyânın birkaç günlük hayâtına aldanmamağı ve bu kısa zemânda, çok zikr ederek, kalb hastalığını gidermeğe çalışmak lâzım olduğu bildirilmekdedir: Yavrum! Annenin yavrusuna karşı yapdığı gibi, dahâ ne zemâna kadar kendine böyle titreyeceksin? Dahâ ne güne kadar, nefsin için üzülecek, sıkıntılara düşeceksin? Yakında, elbet öleceksin! O hâlde! Kendini ve herkesi ölmüş bil! Duymaz, kımıldamaz bir taş gibi düşün! Zümer sûresi, otuzuncu âyetinde meâlen, (Sen elbette öleceksin! Onlar da elbette ölecekler!) buyuruldu. Bu kısa zemânda, yapılması gerekli en mühim şey, çok zikr yaparak, kalbi hastalıkdan kurtarmağı düşünmekdir. Çabuk biten bu zemânda, Allahü teâlâyı hâtırlayarak, ma'nevî hastalığa ilâc yapmak en büyük vazîfe olmalıdır. Allahdan başkasına düşkün olan bir gönülden hiç hayr umulur mu? Dünyâya eğilmiş olan rûhdan, nefs-i emmâre dahâ iyidir. Orada, hep kalbin selâmetini isterler. Rûhun, kurtulmuş olmasını ararlar. Biz, kısa görüşlüler ise, hiç durmadan rûhumuzu ve kalbimizi bu dünyâya bağlayacak sebebleri elde etmeği düşünmekdeyiz. Yazıklar olsun! Yazıklar olsun! Ne yapalım? Âl-i İmrân sûresi, yüzonyedinci âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ onlara zulm etmedi. Onlar, kendilerine zulm ediyorlar) buyuruldu.

Disket Kutusu
Cronos: The New Dawn İnceleme - Bu Oyunun Bir Derdi Var Ama...

Disket Kutusu

Play Episode Listen Later Oct 14, 2025 23:22


#reklam #işbirliğiCronos: The New Dawn videomuzdaki sistem:► https://ggentr.co/SILVERSTONE-5060Ti 00:00 İlk yorumlar...06:03 Sponsorumuz Gaming.Gen.TR08:40 Dövüş sistemi nasıl olmuş?11:49 Eleştiriler14:30 Cronos: The New Dawn'dan ne bekliyorduk?16:20 Oynanış, hikaye ve dünya inşası20:00 Son sözlerCronos: The New Dawn incelemesi nihayet geldi. Sinan Akkol ve Faruk Akıncı, makine gibi oyun basan Bloober Team'in yeni korku hayatta kalma oyununu incelemeye alıyor. Cronos: The New Dawn nasıl olmuş? Silent Hill 2 Remake ile zirvelere kanca atan Bloober Team, Cronos: The New Dawn ile ne yapmış? İzleyelim, yorum yapalım ve abone olalım. Bunlar hep güzel şeyler.RTX 50 Serisi ile güçlendirilmiş sistemlere göz atın: ► https://ggentr.co/GeForceRTX50 NVIDIA GeForce Türkiye kanalını ziyaret edin:    / nvidia geforce türkiye  

SBS Turkish - SBS Türkçe
Gazzeliler yıkıma geri dönüyor

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Oct 13, 2025 7:09


Gazze'de ateşkesin üçüncü gününe girdik. Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını beklerken yüz binlerce Gazzeli evlerinin yerini alan enkaza geri dönüyor. Ateşkesin kalıcı barışa dönmesi için Mısır'da düzenlenecek zirveye de onlarca dünya lideri bekleniyor. Bunlar arasında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump da var.

Gerçek gazetesi
Başyazı: Başyazı: İnsanlık onuru örgütlü olmayı gerektirir! (Ekim 2025)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Oct 13, 2025 3:20


Gazze'nin direnişi insanlığın uyanışına vesile oluyor. Bu uyanışın işaret fişeğini Gazze'de elinde silah vatanını savunan Filistinliler yaktı. Ablukayı yarmak için gemilerle Akdeniz'e açılanlar yardımlarla birlikte insanlık onurunu da beraberlerinde taşıdılar. Ve bir de kanlı ticaretin gemilerinin Akdeniz'e açılmasına mâni olanlar vardı: İtalyan liman işçileri! Onların gösterdiği yol çok önemli.Geçtiğimiz ay “Sadece kalbimizle değil, eylemimizle, örgütlü gücümüzle de Filistin halkının yanında olalım!” demiştik. Şu çağrıyı yapmıştık: “Onlar ticareti kesmiyorsa biz üretimden gelen gücümüzle, örgütlü gücümüzle keselim. Limanların İsrail'e yük taşıyan gemilere kapatılması için, o gemilerin yüklenmesine engel olmak için örgütlenelim ve seferber olalım.” Ne yazık ki Siyonist korsanlar Sumûd filosuna uluslararası sularda saldırırken Türkiye limanlarından çıkan kanlı ticaretin gemileri İsrail'in Aşdod limanındaydı. Türkiye'nin liman işçileri bu zillete mâni olamadı.Türkiye'nin işçileri İtalya'nın işçilerinden daha mı az duyarlı? Asla değil! Tek fark şu: İtalya'da liman işçisi örgütlü! Türkiye'de liman işçisi ise örgütsüz! O halde yol belli… Örgütlenmek sadece ekmek için değil hürriyet ve insanlık onuru için de gerekli.İstanbul'da binlerce Filistin dostu Taksim'den Dolmabahçe'ye yürürken, en ön safta en kalabalık kortejle yürüyen metal işçilerinin verdiği mesaj çok önemli! Onlar, ucuz emeği sömürmek için ülkeye gelen emperyalist şirketlere buranın dikensiz gül bahçesi olmadığını gösterenler! Onlar 1 Mayıs meydanlarında Filistin bayraklarını taşıdıkları gibi Filistin eylemine de ekmek ve hürriyet mücadelesinin örgütlü gücünü getirdiler.Bu örgütlü güç büyümeli! Fabrikalardan madenlere, tersanelerden limanlara, tren yollarından hava meydanlarına yayılmalı. İnsanlık onuru işçi sınıfının örgütlü gücüyle yükselmeli. Sermayenin iktidarı limanları kanlı ticarete kapatmıyorsa işçiler kapatmalı. Devletin tepesi ABD'yle soykırım suçlusu Boeing şirketinden yüzlerce uçak alıp İsrail'e boykotu deliyorsa işçiler o uçakları uçurmayacaklarını açıklamalı! Bunları ancak örgütlü olursak başarabiliriz. O halde emperyalizme ve Siyonizme karşı savaşır gibi örgütlenmeliyiz.Örgütlü işçiler sınıf siyasetine katılmalı ve emekçi halkın önüne düşmeli, ekmeğini ve haklarını patronlardan söke söke aldığı gibi memlekete zilleti yaşatan, emperyalizmin hizmetinde mazlum halklara kan kusturan İncirlik ve İsrail'e kalkan olan Kürecik gibi üsleri söküp atmalı. Tüm bunlar için önüne hedef olarak sermayenin iktidarını yıkmayı, işçi sınıfının iktidarını kurmayı koymalı! Safları sıklaştırma ve örgütlenme zamanı!

Kerem Önder
Abdülkadir Geylani sohbetleri 25 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Oct 11, 2025 41:24


“İsa Peygamberi (a s.) şöyle anlatırlar: Güzel bir koku aldığı zaman, burnunu tıkar ve: - «Bu, dünyakokusudur,» dermiş. Bu size güzel bir örnektir. Ey zühd iddia edenler, hâlinize bir bakın. Sözünüz ve işiniz, İsapeygamberinkine uyuyor mu? Elbisenize bakılırsa, dünyadan elini çekmiş derviş kılığı var; fakat içinizdünyalık hasreti ve sevgisi ile dopdolu. Bu libasınızı çıkarıp içinizde olanı açığa vursaydınız benim için dahaiyi olurdu. Ve siz, içi başka, dışı başka olmaktan uzak olurdunuz. Dünyalık şeylere karşı kalp zenginliği duyananasibi rahat varır. O kimse dışına desinler için hiçbir şey giymez. Kalbi gerek dünyalık işlere gereksebaşkalarına karşı istiğna duyar. Şu da bir vakıadır. Bizim Peygamberimiz (S.A.), İsa (a s.) ve diğerlerindendaha fazla dünyaya karşı istiğna duyardı. Onun zühdü herkesten daha fazla idi. Herkese yazılmış olanı bilirdi.Ve: - «Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: Güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz,» buyururdu.Dünyalıktan tamamen kalbini almasına rağmen, bunlar kendisine sevdirilmişti. Bunlar İlâhî bilginin geçmişteverdiği hükümdü. Rabbi tarafından verilen bir hisse idi. Almak ve faydalanmak zorunda idi. Yaratanın emrinegöre alır ve yerdi. O'nun emrine uymak, tâat sayılır. Buna benzer şekilde kısmetini alıp yiyen tâat içindedir.Dış cephesi ile dünyaya karışmış dahi olsa ibadet ehli arasındadır.Ey niyeti bozuk, Hakk'a muhatap olmaktasın. Ve O'nu görür gibi konuşmaktasın. Her namazda: - «Yalnız sanakulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.» (Fatiha/5) Derken anlattığımız gibi yapmaktasın. - «Ya Rabbi,yanımdasın. Ey beni bilen ve bütün hâlime şahit olan, kulluğum sana, yardım talebim senden,» demekistiyorsun. Her zaman Hakk'a hitap ediniz. O'na hitabınız yalnız namaz vaktine inhisar etmesin. O'nunvarlığını hazır bilin; kulluğunuzu o niyetle yapın. Peygamber (S.A.) efendimiz şöyle buyuruyorlar: - «Allah'ıgörür gibi ibadet et; sen O'nu görmesen bile O seni görür.»Ey evlâd! Helâl yiyip içerek kalbini temizle. Rabbini bilirsin. Giydiğini, yediğini ve kalbini temiz tut. Bu yoldaniç âlemi temiz olanlar zümresine dâhil olabilirsin. Tasavvuf, safâdan gelir. Suf (kalın yün elbise) giymektengelmez. Tam mânası ile sofi olan, kalbini Allah sevgisi ile doldurur. Başka sevgilere yer vermez. Bu hâl birbaşka hâldir. Kolay elde edilecek cinsten değildir. Elbise değiştirmekle ve renk sarartmakla olmaz. Omuzeğmek, bu hâli veremez. Geçmiş büyüklerin hikâyesini dil gürültüsü ile anlatmak bu hâle vardıramaz.Parmak aralarına tesbih almak insanı o yola götüremez. O yola ileten şey, sadık kalple Allah'ı aramakla olur.Allah'ın size gönderdiği peygambere iyi bağlanınız. Ona bağlılığınız doğru olsun. O'na bağlılık, getirdiklerineuymakla olur. Peygamberin emirlerini ne kadar iyi yaparsanız uymanız o kadar iyi olur. Dünyadapeygamberin sözlerini tutup yaptığı işleri yaparsanız öbür âleme göçtüğünüzde ona arkadaş olursunuz.Allahü Teâlâ'nın şu yüce kelâmını duymadınız mı? - «Peygamberin size yapmanız için getirdiği şeyi alınız;yasak ettiği şeylerden kendinizi çekiniz.» (Haşr/7) Peygamberin emirlerini tutunuz. Yasak ettiği şeylerdenberi durunuz. Bunu yaptığınız takdirde, Rabbinize yakınlık kazanmış olursunuz. Dünyada kalbinizle yakınolursunuz. Öbür âlemde ise, varlığınız ve cesedinizle yakınlık duyarsınız.

TheValiyevShow  4-cü Epizod
Həyat sənə mənasız gəlirsə, bunları dərhal et.

TheValiyevShow 4-cü Epizod

Play Episode Listen Later Oct 6, 2025 16:46


bunlar lirs
TheValiyevShow  4-cü Epizod
Həyata məğlub olma — 10 saniyəyə ayağa qalx!

TheValiyevShow 4-cü Epizod

Play Episode Listen Later Oct 4, 2025 12:41


Bu epizodda həyatın qaçılmaz və qarşısıalınmaz bir reallığından danışıram — alacağımız ağır zərbələrdən. Bunlar baş verdikdə nə etməliyik? Nələri edə bilərik? Və ən əsası — 10 saniyəyə ayağa qalxa biləcəyikmi?

Mevlana Takvimi
KURAN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ-01 EKİM 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Oct 1, 2025 2:08


Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır. “Kur'ân'ı gereği gibi güzel okuyan kimse vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle berâberdir. Kur'ân'ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.” Burada bahsedilen iki kat sevaptan birinin sebebi şudur: Bu kimse önce Kur'ân okumuştur. Elbette Kur'ân okuduğundan dolayı bir sevap veriliyor. İkinci sevâbın sebebi ise bu kimsenin zahmet çekip üzerinde dikkatle durarak, düşünerek ve yorularak okumasıdır ki zahmet çektiği ve yorulduğu için de ayrıca bir sevap daha veriliyor. Sevabı iki katlı oluyor. Bu hadîs-i şerîfte Efendimiz (s.a.v.)'in müslümanların gönüllerini nasıl aldığını, teşvik edip ümîd verdiklerini şöyle bir düşünelim. Kur'ân-ı Kerîm'i okumak için zahmet çeken kimseleri ümitsiz bırakmak şöyle dursun, zorluk çektiklerinden dolayı kendilerine iki kat sevap müjdelemişlerdir.Resûlullâh (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Her kim Kur'ân'dan bir harf okursa bir hasene (bir sevap) kazanır. Bu hasene de on katı ile amel defterine yazılır. Ben, Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Elif bir harftir, Lâm bir harftir, Mim de bir harftir.” Meselâ bir kimse “el-hamdü” kelimesini okursa burada “Elif, Lâm, Hâ, Mîm, Dâl,” olarak beş harf vardır. Öyleyse bu kimse elli iyilik kazanmış olacaktır. Biraz gayret ve himmet sarf etmeyip Kur'ân-ı Kerîm'i okumayan veya ondan bir kısmını öğrenmeyen zavallıların hâlini düşünelim. Bunlar ne kadar bedbaht ve zavallıdırlar ki çok az bir gayreti esirgerler de kendilerini bütün bu iyilik, ecir ve sevaptan, nimet ve servetler kazanmaktan mahrum bırakırlar.(Eşref Ali et-Tehânevî, Hayâtü'l Müslimîn-Müslümanın Günlük Hayatı, s.93)

Ben Saati
Kimseyle Tesadüfen Karşılaşmazsın

Ben Saati

Play Episode Listen Later Sep 29, 2025 14:09


Bazen düşündüğümüz kişi karşımıza çıkar, kafamızdaki sorunun cevabı bir şarkının sözlerinde gizlidir ya da tam ihtiyacımız olan anda doğru insanla tanışırız. Bunlar sadece rastlantı mı, yoksa hayatın bize gönderdiği işaretler mi?Bu bölümde Carl Jung'un senkronisite kavramından yola çıkarak “anlamlı rastlantıları” konuşuyoruz. Ayrıca bu işaretleri nasıl fark edebileceğimizi ve hayatımıza nasıl dahil edebileceğimizi keşfediyoruz. Belki de evren bizimle kelimelerle değil, tesadüfler aracılığıyla konuşuyordur. ✨

Mevlana Takvimi
NAMAZLAR CEM EDİLEREK KILINABİLİR Mİ?-10 EYLÜL 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Sep 11, 2025 2:05


Belli çevrelerin vakitleri birleştirmekten maksatları, öğle ile ikindi namazını öğle veya ikindi vaktinde; akşam ile yatsı namazını da akşam veya yatsı namazının vaktinde kılmaktır. Şayet namaz, önceki namazın vaktinde kılınırsa buna,“cem‘-i takdim”, sonraki namazın vaktinde kılınırsa buna da “cem‘-i te'hir” denir. Ayet-i kerimeler, hadîs-i şerifler ve Peygamberimiz (s.a.v.)'in hayat boyu fiilî tatbikatı gereğince, “her namazın kendi muayyen vakti içinde kılınması” Ehl-i Sünnet mezhepleri müctehidlerinin icmâı (söz birliği) ile kararlaşmış bir esastır. Fıkıhta temâyüz etmiş Sahâbe-i Kiram (r.a.e.)'den Abdullah bin Mes'ûd, Abdullah bin Ömer (r.a.e.), Tâbiin'den Hasan-ı Basrî, İbn Sîrîn, İbrahim Nehaî, Ömer bin Abdülaziz (r.a.e.),müctehid imamlardan İmam Sevrî, İmam Evzaî ve Hanefi mezhebine göre, “Her namazın kendi vakti içinde kılınması esası”nın sadece iki istisnası vardır:1. Hacıların, arefe günü Arafat'ta, vakfeden önce öğle ile ikindi namazını, tek ezân ve iki ikâmetle öğle vaktinde birleştirerek, cem‘-i takdimle kılmaları. 2. Yine hac yapanların Arafat'tan Müzdelife'ye geldikleri bayram gecesi, Müzdelife'de, akşam ile yatsı namazını, yatsı vaktinde birleştirerek, cem‘-i te'hirle tek ezân ve ikâmetle kılmalarıdır. İşte, yeri ve zamanı belirli bu iki durumun dışında “cem‘-i takdim” veya “cem‘-i te'hir” yapmak Hanefî mezhebine göre kesinlikle caiz değildir. Çünkü Cebrâil (a.s.), Peygamberimiz (s.a.v.)'e beş vakit namazın vakitlerini bizzat bildirerek, her namazı kendi vakitleri içinde kılması gerektiğini öğretmiştir. Bunlar içerisinde, bir vakit içinde iki namaz kılma uygulaması yoktur. Bundan öte, özürsüz olarak iki namazı aynı vakitte kılanlar hakkında tehditler de vârid olmuştur.(www.mevlanatakvimi.com)

Mevlana Takvimi
ALİMLER İLMİN KORUNMASINA VESİLEDİR-09 EYLÜL 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Sep 11, 2025 2:00


Yüce Allâh, Hz. Peygamber (s.a.v.)'i hak üzere göndermiş, O (s.a.v.)'e Kur'ân-ı Kerîm'ini indirmiş ve bu Kitâbı muhâfaza etmeyi garanti ettiğini bildirmiştir. Nitekim Yüce Allâh bu konuda şöyle der: “Kur'ân'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.” (Hicr s. 9) Yine Yüce Allâh, Resûlü Hz.Peygamber (s.a.v.)'i, dînini ve Kitâbı'nı açıklamakla görevlendirmiştir. Nitekim bu husûsta Allâhü Teâlâ “İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'ân'ı indirdik.” (Nahl s. 44) buyurmaktadır. Yüce Allâh, Peygamber (s.a.v.)'i, açıklamakla görevlendirdiği husûsları açıklamak üzere ümmeti içinde belli bir süre bırakmış, sonra da O (s.a.v.)'i ve ümmetini apaçık bir yol üzere bırakmış olarak kendi râhmetine almıştır. Artık müslümanlar, herhangi bir olayla karşılaştıklarında Allâh (c.c.)'un Kitâbı'nda ve Peygamberi (s.a.v.)'in sünnetinde o olayın açıklamasını ya açıktan açığa veya delâlet yoluyla bulacaklardır. Yüce Allâh, her asırda Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ümmeti arasından İslâm'ı açıklayan,ümmeti için muhâfaza eden ve bid‘atı ondan uzak kılan âlimler çıkarmıştır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) “Bu ilme her nesilden onların âdil olanları vâris olur. Bunlar, aşırıların tahrîfini, haksızların haksız isnâdlarını ve câhillerin te'vîlini ilimden uzak ederler” (Beyhakî) buyurmuştur. Bu haber, sahâbe döneminden günümüze kadar her asırda doğru çıkmıştır. Her çağda sünnetin râvîlerini tanıyan belli bir topluluk mevcûd olmuş, cerh ve ta‘dîl açısından onların durumlarına vâkıf olmuş, durumlarını beyân etmiş ve bunları kitaplarda zikretmişlerdir.(Muhammed Abdurreşid En-Nûmanî, İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe (r.a.)'in Hadis İlmindeki Yeri, s.27-28)

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ
der ya Kitap Kulübü ile Başkalarının Aklı

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ

Play Episode Listen Later Sep 8, 2025 21:59


Kitap Kulübü'müzün 54.buluşmasında Tali Sharot'un “Başkalarının Aklı” adlı kitabını konuştuk.Tali Sharot İsrail, İngiliz ve Amerikan vatandaşı bir sinir bilimci. Ekonomi lisans eğitiminin üzerine psikoloji mastırı ve sinir bilim doktorası yapıyor. Duygu, karar verme ve iyimserlik üzerine çalışmaları var.Bu kitabının alt başlığı “Neden bazılarımız ikna etmekte daha başarılı“, sinir bilim perspektifinden bu konuyu işliyor.Birkaç alıntı yapıp bizim de kulüp olarak faydalandığımız, beğendiğimiz bu kitaba ilginizi çekmek istiyorum.Beyniniz size ait değildir, mirastır. Kodları milyonlarca yıl içinde tekrar tekrar yazılmıştır.Bu alıntı hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir söz. Çok beğendiğimiz beynimizi ilk günden biz işlemiyoruz. Doğuştan, farkında bile olmadığımız yollar, patikalar, kısa yollar var beynimizde, bir karar verirken bunları izliyoruz. Bunlar insanlığın ortak mirası hayatta kalma şemaları.Kayıtlı bilgi ise çok yeni bir olgu medeniyet için. Bilginin düzenlenmesi ve yayılması çok yeni insanlık tarihinde. Ekonomi teorisinde bile bize öğretilen insan, sahip olduğu bilgilere göre çıkarını maksimize eden bir varlık yok. Kararlarını kulaktan kulağa dolaşan hikayeler, duygular ve sahip olduğu inançlarla alan varlıklarız.Değişim yaratmak için tek akçe, ortak motivasyonları keşfetmektir.İnsan aklı mevcut inanışını, düşüncesini korumaya meyilli, sorgulamaktan çok savunmaya çalışıyor. O nedenle birisinin düşüncesini değiştirmek için savunmaya geçmesine engel olacak ortak motivasyonlar bulmak gerekiyor. Ancak o sayede yeni bilginin değerlendirilme şansı var. Bu küçük bilgi bile sosyal hayatımızı değiştirmeye yetebilir aslında, twitter'da veya diğer sosyal medya platformlarında insanların görüşlerini karşı tarafa kabul ettirmek isterken saflarını belli etmek için nasıl çırpındıklarını ve sonra nasıl hiçbir konuda anlaşamadıklarını bol bol görüyoruz.Bu buluşmada üyemiz Sezgin İldeş, yapay zekada oluşturduğu çok faydalı bir prompt paylaştı. Herhangi bir kitabı yapay zekaya önce okutup ardından interaktif bir kurs oluşturmasını isteyebiliyorsunuz. Açık ve kapalı uçlu sorularla bilginizi ölçüp geri bildirim alabiliyorsunuz. Bunu her kitap için yapmak mümkün. Prompt'u siz de kullanmak isterseniz meteyurtsever.com'da bu bölümün sayfasında bulabilirsiniz.Bu buluşmada görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım (03:00) Gözde Gülbaş, (05:44) İpek Altuner, (07:30) Murat Koca, (09:28) Uğur İyidoğan, (10:40) Suat Soy, (14:29) Mete Yurtsever, (15:20) Feyza Demir, (18:42) Dilek Geçit ve (19:27) Sezgin İldeşŞimdi sizi söyleşimizle baş başa bırakıyorum.Support the show

Gerçek gazetesi
Başyazı: Sadece kalbimizle değil, eylemimizle, örgütlü gücümüzle de Filistin halkının yanında olalım! (Eylül 2025)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Sep 7, 2025 5:02


İsrail, Eylül ayı itibarıyla Gazze'de 60 bin Filistinliyi katletmiş durumda. Bu, resmî rakam. Gerçek ölü sayısı muhtemelen 100 binin üzerinde. Çünkü Gazze kentlerinin büyük bölümü enkaz halinde ve yıkıntıların altında yatan, cesedine ulaşılamayan genç yaşlı çoluk çocuk binlerce insan var. Ve henüz bombalarla enkaz altında kalmayan çocuklar toprak yiyor, açlıktan ölüyor.  Birleşmiş Milletler verilerine göre bile Gazze'de şu an yarım milyondan fazla insan açlıkla boğuşuyor. Bu sayı her geçen gün artıyor. 2025'in başından bu yana 8 ayda 300'den fazla Filistinli açlıktan yaşamını yitirdi. Bunların en az 100'ü çocuk! Kamplardaki çocukların kağıtlara çizdikleri çiçekler, kuşlar, parlayan güneş, bulutlar değil, yiyecek özlemi hatta ölüm isteğini gösteren resimler!

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz-Filistinliler bağımsızlık fikrine yeniden hayat verdi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 27, 2025 5:15


II. Dünya Savaşı'ndan sonra emperyalist ülkelerin hâkimiyetine karşı mağrip ülkelerinden Endonezya'ya kadara uzanan bir coğrafyada bağımsızlık mücadeleleri yoğunlaşmıştı. Bunlar arasında Cezayir gibi çok ağır bedeller ödeyen ülkeler vardır. Batı karşısında Asya veya Afrika gibi genelleştirici ifadelerin belirli bir karşılığı olsa da kurtuluş hareketlerine verilen destekler çok sınırlıydı. Bunun birçok sebebi vardır fakat asıl olarak II. Dünya Savaşı sonrasının ayırıcı vasfı gereğince bağımsızlık savaşları yalnız kalmaya mahkûmdu.

Paradigma
Evdeki Siyaset: Bağlanma ve Duygular

Paradigma

Play Episode Listen Later Aug 25, 2025 71:31


Politik Psikoloji'nin Temelleri adlı podcast serimizde yeni bir bölümle karşınızdayız! Bu bölümde, Psikolog Doktor Özge Sarıyer Yılmaz ile bağlanma ve duygular üzerinden evdeki siyaseti konuşuyoruz.Psikolog Doktor Özge Sarıyer Yılmaz, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden lisans ve yüksek lisans düzeyinde mezun olup yüksek lisansının bir bölümünü İsveç'teki West Universtiy'de misafir araştırmacı olarak sürdürmüştür. Dokuz Eylül Üniversitesi Psikoloji Doktora Programı'nı ise ‘Stres Yönetimi Modeli Açısından Hastalık Dönemindeki Çiftlerde İlişki Kalitesinin İncelenmesi' başlıklı tez ile bitirmiştir. Bunların yanında yakın ilişkiler, çift dinamikleri ve aile yapıları konusunda birey, çift ve ailelerle çalışmaktadır. Duygu Odaklı Bireysel Terapi ve Çift Terapisi, İlişki Travmaları ile Aile Danışmanlığı eğitimlerini ve süpervizyonlarını tamamlayarak Duygu Odaklı Terapi ekolünün çeşitli eğitimlerinde kolaylaştırıcı olarak yer almaktadır. Türk Psikologlar Derneği Çift ve Aile Birimi ile Duygu Odaklı Birey, Çift ve Aile Terapileri Derneği üyesi olan Özge Sarıyer Yılmaz, lisans ve yüksek lisans düzeyinde “Yakın İlişkilerde Çift ve Aile” başta olmak üzere çeşitli dersler/seminerler vermekte ve çift ve aile danışmanlığına devam etmektedir.

Turkish Stories
ÇİKOLATA / Türkçe Hikayeler

Turkish Stories

Play Episode Listen Later Aug 7, 2025 3:09


ÇİKOLATA Aşağıdaki metni okuyunuz. Bu yazıyı okurken canınız nefis bir çikolata çekebilir. Okumaya başlamadan önce, çikolatanızı yanınıza hazır edin. Yalnızca çikolatanın tadına varmakla yetinmeyin, o tadın nereden geldiğini de keşfedin. Çikolata, kakao ağacının çekirdeklerinden yapılmaktadır. Çikolatanın ilk olarak Orta Amerika Bölgesi'nde yaşayan Mayalar zamanında üretildiği sanılmaktadır. Kristof Kolomb ve Hernando Cortes gibi kâşifler 1500'lü yıllarda Amerika kıtasını keşfettikleri zaman burada olan birçok şeyi ülkeleri İspanya'ya götürmüşlerdi. Bunların arasında kakao çekirdekleri de vardı. Çikolatanın ana maddesi olan kakao çekirdekleri o zamanlar Avrupa'da yeniymiştir ve bilinmiyordu. Avrupalılar, önceleri kakao çekirdeklerini ne yapacaklarını bilememişler. Çünkü elde edilen içeceğin tadı çok acıymış. Sonunda çok parlak bir fikir bulunmuş: kakaonun içine şeker eklemek! Şeker eklendikten sonra bu karışım saraylarda içilmeye başlar hâline gelmiş. O dönemlerde kakao ve şeker kolay bulunamadığından çikolata yalnızca zenginlerin içebileceği bir içecekmiş. Daha sonra şeker üretiminin artması, çikolatanın tüketimini çok açmış. Fakat kakao üretimi arttıkça daha da ucuzlayarak yaygınlaşmaya başlamış. Çikolata, 1800'lü yıllara kadar sıvı olarak tüketilmiş. Daha sonra bugün tadına doyamadığımız şekilleri ortaya çıkmış. Çikolatanın tadı yıllar geçtikçe çeşitlenmiş. Ancak ham maddesinin elde ediliş yöntemi hiç değişmemiş. Çikolata yapmak için ilk olarak kakao çekirdekleri ayıklanır ve acılığının azalması için mayalanır. Ardından da kurutulur. Kurutulan çekirdekler fabrikalarda kavrulur. Kavurma işleminden sonra çekirdekler ezilir. Bunun sonucunda üç ayrı madde elde edilir: acı sıvı, kakao yağı ve kakao tozu. Biliyorsunuz, çikolataların birçok çeşidi var. Siyah çikolatada acı sıvı, kakao yağı ve şeker bulunur. Sütlü çikolataya bunların yanında bir de süt eklenir. Beyaz çikolata ise yalnızca şeker, süt ve kakao yağından yapılır. Bunun içine acı sıvı konulmaz. İşte, çok sevdiğiniz çikolata böyle yapılır. Fakat çok fazla çikolata yemek sağlık sorunlarına yol açabilir. Örneğin, çikolata diş çürüklerine yol açabilir. Çikolatanın doğrudan dişte çürüklerle neden olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur ama çikolatanın içine konulan şeker, dişlerde çürümeye yol açabilir. Tıpkı içinde şeker bulunan diğer yiyecekler gibi. Aynı zamanda enerji deposu olan kakao, kalorisi yüksek olan bir yiyecektir. Bunun için sporcular genellikle enerji almak için çikolata yerler. Siz de sınavlardan ya da yapacağınız spor faaliyetlerinden önce çikolata yiyebilirsiniz. Ama çikolata yerken aşırıya kaçmamalısınız. Başka yiyeceklerden de enerji elde edebileceğinizi unutmamalısınız. Banu BİNBAŞARAN (Düzenlenmiştir.)

Türkiye'de Dijital Pazarlama
"Renklerin Gücü Adına

Türkiye'de Dijital Pazarlama

Play Episode Listen Later Aug 5, 2025 10:01


Renkler Neden Sadece Bir Görsel Tercih Değil, Bir Strateji?Renkler hayatımızın her alanında bize bir şeyler fısıldar. Duygularımızı tetikler, kararlarımızı etkiler, güven verir ya da heyecanlandırır. Bu yüzden bir markanın rengi asla tesadüf olamaz. Bu bölümde, renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkisinden başlayarak markaların neden ve nasıl bu kadar dikkatli şekilde renk stratejisi oluşturduğunu detaylıca konuşacağız.Renklerin İnsan Psikolojisi Üzerindeki EtkisiKırmızı neden iştah açar? Mavi neden güven verir? Yeşil neden huzurla eşleştirilir? Sarı neden dikkat çeker ama aynı zamanda neden rahatsız edici olabilir? Bu soruların yanıtı beynimizin derinliklerinde yatıyor. Renkler, bilinçaltımızla iletişim kuran en güçlü araçlardan biridir. Bu yüzden pazarlamada kullanıldığında, müşterinin karar verme sürecini doğrudan etkiler.Markaların Renk Seçimindeki Stratejik KararlarCoca-Cola'nın kırmızısı, Facebook'un mavisi, Starbucks'ın yeşili… Bunlar sadece estetik tercihler değil, marka kimliğiyle bütünleşmiş bilinçli seçimler. Bu bölümde, dünyaca ünlü markaların neden bu renklere yatırım yaptığını, bu renklerin markaya kattığı değerleri ve tüketiciyle kurduğu bağı detaylı örneklerle ele alıyoruz.Hedef Kitleye Göre Renklerin Anlamı Nasıl Değişir?Bir genç için canlı renkler heyecan vericiyken, bir profesyonel için koyu renkler daha güven verici olabilir. Kadın-erkek, yaş grubu, kültürel arka plan gibi demografik değişkenler renk algısını tamamen değiştirebilir. Bu yüzden renk seçerken sadece “güzel duruyor” demek büyük bir hata olur. Doğru renk, doğru kitleyle duygusal bağ kurar.Duygulara Dokunan Renk Stratejileri Nasıl Oluşturulur?Markanızın ruhunu, değerlerini ve vizyonunu yansıtan renkler seçmek, doğru bir iletişim kurmanın ilk adımıdır. Bu bölümde, sıfırdan bir marka yaratırken renk paletinin nasıl seçilmesi gerektiğini, mevcut bir markada nasıl dönüşüm yapılabileceğini ve sektörel farklılıklara göre hangi renklerin öne çıktığını anlatıyorum.Dönüşüm Odaklı Renk Kullanımı: Sadece Güzel Olması YetmezDijital pazarlamada renk, dönüşüm oranlarını doğrudan etkiler. Özellikle CTA butonlarında kırmızı, turuncu gibi dikkat çekici renkler dönüşümü artırırken; arka plan uyumu, kontrast kullanımı gibi detaylar da önemlidir. Bu bölümde A/B test örnekleriyle hangi sektör için hangi renk daha fazla dönüşüm getirmiş inceliyoruz.Kültürel Farklılıklar: Aynı Renk Her Yerde Aynı Etkiyi YaratmazBatı'da beyaz saflığı, doğu kültürlerinde yas'ı temsil edebilir. Bu yüzden global markalar, renk stratejilerini her ülke için yeniden düzenlemek zorundadır. Özellikle e-ihracat yapan markalar için kültürel renk kodlarını bilmek kritik önemdedir.Sonuç: Marka Kimliğinin Görsel Temsilcisi RenklerdirBu podcast bölümüyle birlikte, marka yaratımında ve dijital pazarlama stratejilerinde renklerin neden bu kadar önemli olduğunu ve nasıl daha bilinçli kullanılabileceğini kapsamlı bir şekilde öğrenmiş olacaksın.Bölümü Beğendiysen…Daha fazla içerik için joykek.com'u ziyaret edebilir, Instagram'da @frktprk hesabımdan beni takip edebilirsin.Sormak istediklerin varsa faruk@joykek.com üzerinden bana ulaşabilirsin.Ve unutma, renkleri doğru kullanan markalar sadece dikkat çekmekle kalmaz, zihinde de kalıcı olur.

Yeni Şafak Podcast
Nedret Ersanel-Büyükelçi'nin DNA'sına bakarken, ‘Amerikan DNA'nızı mı kullanıyorsunuz?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 2, 2025 7:13


Her seferinde tuğla gibi titri yazıp-okumaktan herkes sıkılmış olmalı, son olsun, bundan sonra ‘Bay Barrack' diye analım… ABD Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, perşembe günü şöyle bir harita çizdi; “Başkan Trump, çok sayıda ülke ve farklı planlar arasında yaşanan karmaşayı ayırmaya, ‘refah içinde yaşayabilirsiniz' diyerek ilerlemeye çalışıyor. Düşünün, sadece İbrahim Anlaşmaları'nı bölgenin güçlü oyuncularından Türkiye'yi -ki, Türkiye bölgedeki önemini her geçen gün artırıyor- birleştirdiğinizi. Ama sadece Türkiye değil, Arap olmayan nüfusu, Müslüman ağırlıklı bir ülke olarak Türkiye, İsrail, Körfez ülkeleri, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün, kuzeye çıkarak Azerbaycan, Ermenistan... Bunları birleştirdiğinizde dünyanın en güçlü bölgesi ortaya çıkar. Neden olmasın?”…

Yeni Şafak Podcast
Yahya Bostan-Türkiye-İsrail: Geri dönülmez noktaya doğru

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 1, 2025 6:37


İsrail Hayom Gazetesi yazarı Shay Gal “Kuzey Kıbrıs'taki Türk varlığı sadece Rumlar için değil İsrail için de tehdit” dedi. “Adanın kuzeyini kurtarmak için acil durum operasyonu hazırlamalı” diye yazdı. ABD Başkanı Trump'ın temsilcisi, Büyükelçi Barrack, İsrail'in Suriye'yi bölmek istediğini ima etti. SDG'den silah bırakmayacağına ilişkin açık mesajlar gelmeye başladı. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılıdır. İsrail kaynaklıdır. Türkiye ve İsrail, ilişkilerde geri dönülmez bir noktaya doğru ilerlemektedir. Nedenini anlatayım.

Mevlana Takvimi
KAMİL ÜNVANLI YİĞİT: HZ. USEYD BİN EL-HUDAYR (R.A.)-25 TEMMUZ 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jul 28, 2025 2:39


İsmi Hz. Useyd b. el-Hudayr (r.a.), künyesi Ebû Yahya ve Ebû Atik'tir. Hz. Useyd b. el-Hudayr (r.a.) ilk Müslüman olanlardandır. Hz. Musab b. Umeyr (r.a.)'in vesilesiyle Hz. Sad b. Muaz (r.a.)'den önce müslüman olmuştur. Akâbe Biatı'na katılanlar arasındadır. İbn Sad (r.a.) şöyle demiştir: “Tam bir şeref sahibi idi. Resûlullâh (s.a.v.) onunla, Hz. Zeyd b. Harise (r.a.) arasında kardeşlik kurdu. Uhud savaşına katılmış, o gün yedi yara almıştı.Savaş dönüşü yaralarını tedavi etme fırsatı bulamadan Hamrâülesed Gazvesi'ne iştirak etmek üzere yeniden silâhlandı.” Uhud ve Tebük gazvelerinde Evs kabilesinin sancaktarı, Hendek Gazvesi'nde hendeği korumakla görevlendirilen 200 kişilik grubun kumandanıydı. Câhiliye döneminden beri olgunluğuyla tanındığı, okuma yazma bildiği, iyi bir okçu ve yüzücü olduğu için “Kâmil” unvanıyla tanınan Hz. Useyd b. el-Hudayr (r.a.), Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in kâtiplerinden ve zaman zaman danıştığı kişilerdendi. Aynı zamanda muallimlik de yapıyordu.Hz. Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet ediliyor: “Resûlullâh (s.a.v.): “Useyd b. Hudayr ne iyi bir kimsedir” buyurdu. İbn İshak (r.a.) Hz. Aişe (r.anhâ)'dan rivayet ediyor: “Ensar'dan şu üç kimsenin fazîletine katılan başka bir kimse yoktur. Bunlar hepsi de Abduleşheloğullarından olan; Hz. Sa'd b. Muaz, Hz. Useyd b. Hudayr ve Hz. Abbad b. Bişr (r.a.e.)'dir.” Vakıdî (r.âleyh) rivayet ediyor: Hz. Talha b. Ubeydullah (r.a.) dedi ki: “Hz. Ebubekir (r.a.) Ensar'dan hiç kimseyi Hz. Useyd b. Hudayr (r.a.)'in önüne geçirmezdi.” Buhari, Hz. Useyd b. Hudayr (r.a.)'ın Hz. Ömer (r.a.) döneminde vefât ettiğine dair bir kıssa rivayet etmiştir.(İbnu Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.437)

Mevlana Takvimi
TESETTÜRE AYKIRI DURUMLAR-08 TEMMUZ 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jul 28, 2025 2:31


Hâkk Teâlâ hazretleri “Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur.” (Ahzab s. 59) buyurmaktadır. Buna karşın bugün öyle başörtüler üretiliyor ki; renkli, güzel tasarımlı özelliklerle donatıyorlar ve birkaç bin dolara satılanları oluyor. Bu başörtüsünü takan kadın dikkat çekmese başörtüsü dikkatleri üzerine çekiyor. Bu, kadının zinetini saklamaya yönelik bir giyim tarzı olmadığı için böyle tesettür olmaz. Tesettür kadının vücut hatlarını da göstermeyecek şekilde olmalıdır. Nebî (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde “Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi bir şeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allâh'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dâhi almazlar. Hâlbuki onun kokusu şu kadar uzak mesafeden duyulur.” buyurmuşlardır. Burada “giyinmiş, çıplak kadınlar” ifadesi ile Tesettür-ü Şer'inin sınırlarına aykırı durumlar vurgulanmıştır.Tesettür-ü Şer'iye tam mânâsıyla uyabilmek için bu durumlardan kaçınmak gerekir. Hâkk Teâlâ hazretlerinin emir buyurduğu bu örtünme şeklini bugün bir kısım insanlar kendilerince eleştirmektedirler. İslâmi tesettürü eleştiren bu güruhun moda konusunda örnek aldığı ünlü modacılardan bazıları kendi aralarında yaptıkları toplantılarında “Öyle bir moda yapmaya başladık ki kadının üzerinde giysi kalmadı, kadın çirkinleşti. Biraz da kapalı moda yapmaya çalışalım.” diyecek duruma gelmişlerdir. Yani demek ki çirkin olmasa o üzerlerindeki iç çamaşırını da çıkartıp çırılçıplak bırakacaklar. Maalesef ülkemizdeki hâkim sistem de bunu destekleyip kadınların bu modaya uygun hareket etmesinde bir sakınca görmemektedir.(Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler 5, s.89-90)

Mevlana Takvimi
AYASOFYA ‘HİLAL'İN ZAFERİDİR-24 TEMMUZ 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jul 28, 2025 2:36


“Hilal”in “haç”a olan üstünlük ve zaferinin bir sembolü olan Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması Müslümanlar arasında büyük bir sevince; kâfir ve münafıklarca ise gizlemeye çalıştıkları bir utanç ve üzüntüye sebep olmuştur. Bununla birlikte caminin üst katının müzeye dönüştürülmesi, giriş kısıtlamaları, Hristiyanlığa ait resim ve fresklerin açıkta durmaya devam etmesi gibi uygulamalar bu sevince gölge düşürmektedir. Halbuki Ayasofya vakfiyesi ortadadır.Bir cami olan Ayasofya'da bulunan Hıristiyanlığın teslis (üçlü tanrı inancı) sembolü olan haç, İsa Meryem resimleri, kanatlı melek tasvirleri, Hıristiyan azizlerin tabloları vs. gibi nesneler, tevhide tamamen aykırıdır. Bunlar, Ayasofya'nın cami olma vasfına gölge düşürmekte, mekana şirk bulaştırmaktadır.Buna razı olmak da Allah muhafaza kişinin imanını tehlikeye sürükler. Ayasofya'daki Hıristiyanlık sembollerinin Fatih tarafından reddedildiğinin fiilî ispatı, fetihten sonraki üç gün içinde, hummalı bir çalışma ile içerideki taşınabilir bütün teslis unsurlarının çıkarılması, duvarlarda kalanların ise alçı, kireç gibi maddelerle sıvanarak kapatılmasıdır. Gayet açık bir şekilde ortadadır ki, Ayasofya her türlü tartışmadan uzak bir şekilde, İstanbul'un fethinin sembolü olarak, Fatih'in vakfiyesiyle tanımlanmış, Müslümanlara ait bir camidir. Bu hüküm hukuken de gayet nettir.Yapılması gereken Ayasofya'nın, Sultan Ahmet gibi; Fatih, Beyazıt, Selimiye Camileri gibi, tartışılmaz bir hüviyetle Müslümanların ibadetine tahsis edilmesidir. Fatih'in vakfiyesinde, Ayasofya'nın ‘cami' oluşuna muhalif olarak yapılacak değişiklikler reddedilmekte ve bunlara teşebbüs edeceklere lanet okunmaktadır. Yüzlerce sayfadan oluşan bu vakfiyede; cami olan bu mekanın, cami vasfının değiştirilmesi, başka maksatlara hizmet ettirilmesi hususu, her ihtimal teker teker zikredilerek reddedilmektedir. Bu kadar teferruatlı bir anlatım, deha ve basiretten de öte, bir nevi Fatih'in ‘kerameti' olsa gerektir.(Basından Derleme)

Kendine Ait Bir Oda
Bölüm 44 / Orhan Şener Deliormanlı & Türkiye'de Popüler Medyayı Anlamak

Kendine Ait Bir Oda

Play Episode Listen Later Jul 27, 2025 55:07


Nevşin Mengü ile her Pazar yaptıkları “Bunlar” programında ve diğer işlerinde gündeme getirdiği yorumlarla toplum, medya ve teknolojiye dair birçok zihni açan Orhan Şener Deliormanlı'nın kendi hikayesini, bakışını oluşturan detayları ben de merak ediyordum. Bu vesileyle kendisi Kendine Ait Bir Oda Podcast'in ilk erkek konuğu oldu. :) Hem onun hikayesine hem de medyaya, popüler olana, dizilere, Türkiye'ye dair birçok şey konuştuk.

Yeni Şafak Podcast
SÜLEYMAN SEYFİ ÖĞÜN-Rüzgâr tersine mi dönüyor?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 21, 2025 7:42


“Dünyâ düzeni” diye bir kavramın hayâta geçmesinin bâzı şartları var. Bir defâ târihî verilerin işâret ettiği üzere, tek bir gücün kesin hâkimiyetine dayalı olarak dünyâ düzeninin kurulduğu vâkî değildir. Bunun için birbirini dengeye getirebilecek, kendi aralarında yenişememiş en az iki ana gücün varolmasına ihtiyaç vardır. Bu iki güç kendi peyk sistemlerini oluşturabilirler. Burada da blokların dengeli bir dağılımının olması gerekir. Bunlar asgârî şartlardır. Blokların kendi iç yapılarında da bir tutarlılık ve bütünlük olması gerekir. Bu yapılar, ekonomik,siyâsî, hukukî ve ideolojik yapılardır. Denge,ilk bakışta sistemik görülmemektedir.

Açık Mimarlık
Macar mimarların Türkiye projeleri

Açık Mimarlık

Play Episode Listen Later Jul 17, 2025 49:39


Türkiye-Macaristan diplomatik ilişkilerinin yüzüncü yılı dolayısıyla geçtiğimiz yıl Macar-Türk kültür yılı ilan edildi ve pek çok etkinlik ve çalışma düzenlendi. Bunlardan biri de Macar mimarların Türkiye'deki gerçeklemiş ve gerçekleşmemiş çeşitli projelerini bir araya getiren ve İstanbul'daki Macar Kültür Merkezi'nden sonra iki ülkede çeşitli şehirleri dolaşan sergiydi. Serginin ardından, bu yıl "Macarların Tasarımları Türkiye'de: 19. ve 20. Yüzyılda Macar-Türk Mimarlık İlişkileri" kitabı Türkçe (YEM Yayın) ve Macarca olarak yayımlandı. Kitapta on dokuzuncu yüzyıldan bugüne, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyet'e, Macar mimarların bu coğrafyadaki projeleri tarihsel bağlamları ile tartışılıyor, mimari çizimler, fotoğraflar, belgeler inceleniyor. Bunların arasında József Vágó'nun TBMM binası projesi (1937), Alfréd Bardon ve Károly Dávid'in Karaköy'deki Uluslararası Liman Ziyaretçi Salonu yarışma projesi (1938), Bruno Taut'un öğrencisi olan Ferenc Hillinger'in Boğaziçi'nde konut projesi (1956), LAKÓTERV bürosunun Fenerbahçe'deki modern otel projesi (1957), Şandor ve Sevinç Hadi'nin 1960'dan günümüze çeşitli çalışmaları yer alıyor. Kitabın editörlerinden ve Lizst Enstitüsü-Macar Kültür Merkezi'nden Gergö Kovács bu programda konuğumuz.

Açık Mimarlık
Macar mimarların Türkiye projeleri

Açık Mimarlık

Play Episode Listen Later Jul 17, 2025 49:39


Türkiye-Macaristan diplomatik ilişkilerinin yüzüncü yılı dolayısıyla geçtiğimiz yıl Macar-Türk kültür yılı ilan edildi ve pek çok etkinlik ve çalışma düzenlendi. Bunlardan biri de Macar mimarların Türkiye'deki gerçeklemiş ve gerçekleşmemiş çeşitli projelerini bir araya getiren ve İstanbul'daki Macar Kültür Merkezi'nden sonra iki ülkede çeşitli şehirleri dolaşan sergiydi. Serginin ardından, bu yıl "Macarların Tasarımları Türkiye'de: 19. ve 20. Yüzyılda Macar-Türk Mimarlık İlişkileri" kitabı Türkçe (YEM Yayın) ve Macarca olarak yayımlandı. Kitapta on dokuzuncu yüzyıldan bugüne, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyet'e, Macar mimarların bu coğrafyadaki projeleri tarihsel bağlamları ile tartışılıyor, mimari çizimler, fotoğraflar, belgeler inceleniyor. Bunların arasında József Vágó'nun TBMM binası projesi (1937), Alfréd Bardon ve Károly Dávid'in Karaköy'deki Uluslararası Liman Ziyaretçi Salonu yarışma projesi (1938), Bruno Taut'un öğrencisi olan Ferenc Hillinger'in Boğaziçi'nde konut projesi (1956), LAKÓTERV bürosunun Fenerbahçe'deki modern otel projesi (1957), Şandor ve Sevinç Hadi'nin 1960'dan günümüze çeşitli çalışmaları yer alıyor. Kitabın editörlerinden ve Lizst Enstitüsü-Macar Kültür Merkezi'nden Gergö Kovács bu programda konuğumuz.

Yeni Şafak Podcast
Gökhan Özcan - Canımızın sesi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 9, 2025 4:25


Pek çok şey söylenebilir bugünün insanı için, zaten söyleniyor da… Kimisi çok yerinde, kimisi laf olsun diye söylenmiş ciddi-gayrı ciddi tespitler… Bunlar içinde üstünde en çok kafa yorulması gerekenlerden biri, bugünün insanının ‘kendisiyle baş başa kalamayan insan' olduğu tespitidir diye düşünüyorum. Bu tespit kendine, yani kendi hakikatine yabancı bir insanı işaret ediyor çünkü. Kendine yabancı yaşayan insan biyolojik olarak varlığını sürdüren bir canlı olmanın dışında gerçekten hayat sahibi olabilir mi? Yaşadıklarının farkında olduğu söylenebilir mi? Bunlar olmadan yaşanıp geçilmiş bir ömre, hayat denebilir mi?

Açık Yeşil
Teksas'da seller, Türkiye'de sıcak dalgası ve orman yangınları

Açık Yeşil

Play Episode Listen Later Jul 9, 2025 27:23


Teksas'da seller, Türkiye'de sıcak dalgası ve orman yangınları... Bunların iklim krizi ile olan ilişkisine göz atıyoruz. 

Barış Özcan ile 111 Hz
Bedenin Alarm Verdiğinde: Tükenmişlik Sendromu

Barış Özcan ile 111 Hz

Play Episode Listen Later Jul 7, 2025 27:04


Sürekli başarılı olmak arzusu, daima iş odaklı yaşamak, kendimizden beklendilerimiz, iş yerindeki insanların bizden beklentileri... Bunlar ilk bakışta çok normal durumlar gibi gelse de, kronikleştiği zaman insanın beden ve ruh sağlığını ciddi şekilde etkileyebiliyor. 111 Hz'in bu bölümünde modern çalışma yaşamının getirdiği en büyük tehlikelerden biri olan tükenmişlik sendromunu inceliyoruz. Bu meselenin psikolojik, nörolojik ve fizyolojik etkileri kadar sosyolojik açıklamasını da yapmaya çalışıyoruz. Sunan: Barış Özcan Hazırlayan: Özgür Yılgür Ses Tasarım ve Kurgu: Metin Bozkurt Yapımcı: Podbee Media ------- Podbee Sunar ------- Bu podcast, ⁠getirfinans hakkında reklam içerir.⁠ getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de ⁠getirfinanslı ol.⁠ Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. ⁠Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!⁠ Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz-Francesca Albanese'nin raporu

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 7, 2025 5:25


İsrail'in Gazze'de devam eden saldırganlığını, Batı Şeria'yı Filistinlilerden temizlemeye yönelik yerleşimci terörünü ve nihayet Siyonistlerin bölgemizin tamamını savaşa sürükleme çabalarını hangi bağlamda tahlil etmek gerekir ve bunları nasıl tanımlamak gerekir? Bunlar bir din savaşı olarak mı değerlendirilmeli yoksa çatışma Doğu ve Batı medeniyetleri arasında mıdır? Ya da uluslar birbiri ile yeni bir hesaplaşma dönemine mi girdi? Yeni bir tanımlama için bu soruları ve benzerlerini çok önemsemek gerekiyor. Çünkü doğru ya da yanlışlığından bağımsız olarak II. Dünya Savaşından sonraki uluslararası düzen neredeyse tamamen yıkılmak üzeredir. Bilindiği gibi bu düzen Cemiyet-i Akvam'ın kuruluşundan itibaren İngiltere'nin öncülüğünde ve Anglosaksonların bakış açısına göre şekillenmişti. Fakat bugün İngiltere ve ABD bu düzeni geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyor. Böyle bir gerçeklik karşısında yakınmanın anlamlı bir tarafının olmadığını söyleyebilirim. Bu sebeple sorduğumuz soruların cevapları hayatî derecede önemlidir.

Oradan Buradan Bilgi
Yeşil Uzaylıları Unut! Bilim Asıl Bunları Arıyor

Oradan Buradan Bilgi

Play Episode Listen Later Jul 5, 2025 17:14


. Yeşil uzaylıları unutun. Bu bölümde konuştuklarımız çok daha büyük: Evreni gezegen gezegenini tarayan teleskoplar, aslında canlı değil, enerji üreten uygarlıklar arıyor.Kardaşev Ölçeği nedir? İpucu 0'dan İpucu 4'e kadar uzanan medeniyet seviyelerine göre bunlara mi? İnsanlık şu an hangi aşamada? İlk dönemde bu yana enerji üretimimiz kaçıp gitti mi? Gelecekteki yıldızlar saran Dyson kürelerine sahip olabilir mi?Bu bölümde sadece kayıtlı sınıflamalar değil, insanların enerjileriyle sağlanan varlıklar, medeniyetin evrimi ve büyük anahtar alımları:“Biz gerçekten gelişmiş bir uygarlık mıyız, yoksa genel evren bebekleriyiz?”Instagram: www.instagram.com/oradanburadanbilgi/ Youtube: youtube.com/oradanburadanbilgi Twitter: https://x.com/oradanburadanbReklam ve İş bağlantıları için: oradanburadan7@gmail.com

Kerem Önder
İtaat etmeyen, itaat bekliyor demektir! - Mektubat 150,151 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later May 30, 2025 47:08


150. Bu mektûb, hâce Muhammed Kâsıma gönderilmişdir. Aranılmağa, gönlünü vermeğe lâyık olan ancak Vâcib-ül-vücûd teâlâ olduğu bildirilmekdedir: Hâce Muhammed Kâsım kardeşimizin okşayıcı mektûbu geldi. Bizleri sevindirdi. Dünyâ işlerinin bozuk gitmesinden ve hâlinizi toparlayamadığınızdan hiç sıkılmayınız! Çünki dünyâ işleri, üzülmeğe değmez. Bu dünyâda olan herşey geçecek, yok olacakdır. Allahü teâlânın râzı olduğu şeylerin arkasında koşmak lâzımdır. Güç olsa da, kolay olsa da, bunları yapmağa çalışmalıdır. Aranılacak, gönül verilecek (Vâcib-ül-vücûd)dan, ya'nî hep varlığı lâzım olandan başka hiçbir şey yokdur. Hele sizin gibi kıymetli ve akllı insanların, geçici, yok olucu şeylere gönül vermesi, pek yazık olur. Bununla berâber, bir hizmet ve bir iş için işâret buyurulursa, onu seve seve yaparız. Vesselâm.152. Bu mektûb, nakîb seyyid şeyh Ferîde yazılmış olup, Resûlullaha itâ'at, Allahü teâlâya itâ'at demek olduğu bildirilmekdedir: Cenâb-ı Hak, Nisâ sûresi, sekseninci âyetinde, Muhammed aleyhisselâma itâ'at etmenin kendisine itâ'at etmek olduğunu bildiriyor. O hâlde, Onun Resûlüne “sallallahü aleyhi ve sellem” itâ'at edilmedikçe Ona itâ'at edilmiş olmaz. Bunun pek kat'î ve kuvvetli olduğunu bildirmek için, âyet-i kerîmede, (Elbette, muhakkak böyledir) buyurdu ve ba'zı doğru düşünemiyenlerin, bu iki itâ'ati birbirinden ayrı görmelerine meydân bırakmadı. Allahü teâlâ, yine Nisâ sûresinin, (Kâfirler, Allahü teâlânın emrleri ile Peygamberlerin emrlerini birbirinden ayırmak istiyor. Yahûdîler diyor ki, biz Mûsâ aleyhisselâma inanırız. Îsâ ile Muhammed aleyhimesselâma inanmayız. Hıristiyanlar ise, yalnız Îsâ aleyhisselâma inanıp, ona hâşâ, Allah'ın oğlu diyor. Bu inanışları ve dinleri kıymetsizdir. Hepsi kâfirdir. Bunların hepsine Cehennem azâbını hâzırladık) meâlindeki yüzellinci âyetinde, bu iki itâ'ati ayrı görenlerden şikâyet buyurmakdadır. Meşâyıh-i kirâmdan birkaçı, aşk serhoşluğu ve kendinden geçdikleri zemânda, bu iki itâ'atin birbirinden ayrı olduğunu gösteren sözler söylemişlerdir. Birini ötekinden dahâ çok sevdiğini bildirmişlerdir. İşitdiğimize göre, sultân Mahmûd-i Gaznevî, bütün Asyâya hâkim olduğu zemânda, Harkan şehrine yakın gelmişdi. Adamlarından birkaçını, Harkana, Şeyh Ebül-Hasen-i Harkânî hazretlerinin huzûruna göndermişdi. Şeyh hazretlerini yanına çağırmışdı. “Şeyh efendi gelmek istemezse, (Allahü teâlâya ve Onun Resûlüne ve siz müslimânlardan olan âmirlere itâ'at ediniz!) meâlindeki âyet-i kerîmeyi kendisine okuyunuz” demişdi. Sultânın adamları, şeyh hazretlerinin gelmek istemediğini görerek, bu âyet-i kerîmeyi okudular. Şeyh hazretleri buna karşılık, (Allahü teâlânın itâ'atine o kadar çok dalmış bulunuyorum ki, Resûle itâ'at etmekden hayâ ediyorum. Âmire itâ'ate vakt nerede?) buyurdu. Şeyh hazretlerinin bu sözü, Allahü teâlânın itâ'atini, Resûlünün itâ'atinden ayrı bildiğini göstermekdedir. Bu söz, doğru yoldan ayrılmış olmanın alâmetidir. Hâlleri doğru olan büyükler, böyle sözler söylemezler. İslâmiyyetin ve tarîkatin ve hakîkatin bütün basamaklarında, Resûlullaha itâ'atin, Allahü teâlâya itâ'at olduğunu bilirler. Resûlullaha itâ'at ile olmayan Allaha itâ'atin, dalâlet, sapıklık olduğuna inanırlar. Yine işitiyoruz ki, Mehene şehrinin şeyhi, şeyh Ebû Sa'îd-i Ebül Hayr ile oturuyordu. Horasandaki seyyidlerin büyüklerinden olan Seyyid Ecel de yanlarında idi. Şü'ûru yerinde olmıyan bir meczûb içeri girdi. Şeyh hazretleri, bu meczûbu, şeyh Ecelin üst yanına oturtdu. Bu hâl, seyyide ağır geldi. Şeyh hazretleri, seyyide dönerek, (Size olan saygımız, Resûlullahı sevdiğimiz içindir. Bu meczûbu ise, Allahü teâlâyı sevdiğimiz için yüksek tutuyoruz) dedi. Allahü teâlânın sevgisi ile, Resûlullahın sevgisini ayırd eden, böyle sözleri de, doğru yolun büyükleri uygun görmezler. Allah sevgisinin, Resûlullaha olan sevgiden çok olmasının, tarîkat serhoşluğundan ileri geldiğini bilirler. Böyle sözlerin söylenmesine izn vermezler. Şu kadar var ki, vilâyet derecelerinde yükselmiş olanlarda, Allahü teâlânın sevgisi dahâ çokdur.

Kerem Önder
Abdülkadir Geylani sohbetleri 22 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later May 29, 2025 43:39


“Dünyaya kalbindeki gözünle bak. O gözle bakarsan, ayıplarını görürsün ve şerrinden emin olursun. Onu kalbinden çıkarmaya ancak gücün böyle yeter. Baş gözünü ona çevirir, süsleri ile uğraşmaya koyulursan ayıpları gözünden kaybolur; dolayısiyle kalbinden sevgisini çıkarıp atmak senin için mümkün olmaz. Onu, içinden atamazsın; ona ilgisizlik duygusu taşıman kabil olmaz. Bu yüzden seni öldürür. Başkalarına içirdiği zehiri sana da içirir ve öldürür.Nefsin islâhı için kalbin ve sırrın sözünün tutulması esastır. Nefis hem kalbe, hem de sırra uymalı. Onların yasak ettiği şeyi yapmamalı ve emrettiğini tereddütsüz yapmalı. Kalp ve sır nefse bir şey veriyorsa, az demeyip kanaatle yetinmeli. Hiç vermedikleri zaman da sabırlı olmalı. Nefsin iyi hâli böyle başlar; onda iyilik başladıktan sonra kötü hâlleri ölür. Kalbe döner. Onun emriyle hareket eder, öyle bir hâle gelir ki, artık ona nefis denmez; kalp denir. Başına takva tacını giyer. Yakınlık süsünü takar.Size, iman etmek ve dille imanınızı tasdik ettirmek gerekir. Allah yoluna baş koyanları inkâr etmek size yakışmaz. Onlara da inanınız. Onlarla mücadele etmeyi bırakınız. Onlarla çekişmek size düşmez. Onlar hem bu âlemde hem öbür âlemde şahtır.Bazı büyükler şöyle diyor: - Seni Allah'ı anmaktan alıkoyan her şey şomdur. O'nu dilden zikretmek kalbi gafil koymak şomdur. (uğursuz) Namaz, oruç ve diğer hayırlı işler O'nu anmak için yapılır. Yapılan işler O'nu anmaya iletmiyorsa onlar da şomdur.Şeytan sana neler yapmadı ki?.. Yalanı sana sevdirdi. Kötü işleri sana süsledi. Taa namazına kadar girdi. Şöyle ki, namaza başlarken: - «Allah, en büyüktür,» diyorsun, ama kalbinde küçük ilâhlar barınıyor. Her itimat ettiğin nesne sana ilâh oluyor. Korktuğun ve bir şeyler beklediğin şeyler sana putlardır. Sözün işine uymuyor. Sözlerinden de bir şey beklenmiyor. Ne dediğin ve ne yaptığın bilinmiyor.Kulun kalbi, Hakk'a vasıl olduktan sonra, halkın zenginliğini neyler?.. Hakk'a yakın olduktan sonra halkın yakınlığı ona ne yapar?.. Hak Teâlâ iç varlığından ona mülk verdikten sonra, halkın yönelttiği geçici mülkü ne eder?.. Yeter ki, insan iman sahibi olsun... Böyle olduktan sonra ona denir ki: - «Bugün mülkümüzde eminsin.» (Yusuf/54)O iman sahibi kutub olur; mülkün idaresi kendisine verilir. Mısır ülkesinin sahibi, Yusuf (AS.) peygambere itimat ettikten sonra, bütün mülkünü ona verdi. Ne kadar mülkü varsa hepsini ona teslim etti. Sonra ona şöyle dedi: - «Hazinelerimi ve her şeyi sana bıraktım.»Peygamber (S.A.) efendimiz şöyle buyuruyorlar: - «Bir kul, Allah'a kulluğu eksik kılarsa, Allah ona belâ verir. Kalbini kederle doldurur.» Eline geçmeyecek şeyi aramak en büyük belâdır. İbâdeti eksik eden, geçim sıkıntısı çeker. Evinden eziyetler çeker. Kazancı azalır, çocukları isyan eder. Hanımından nefret duygusu görür. Hangi tarafa yönelse ayağı tökezler. Bunların hepsi, az kulluk etmenin sonucudur. Onun ibâdetini bir yana atıp dünyalık işlerle uğraşmasının neticesidir. O'na kulluk eden herhalde rahat yaşar. Allahü Teâlâ şöyle buyurur: - «İman edip şükür yolunu tutarsanız, Allah size niçin azâb eylesin?» (Nisa/147).Çocuklarınız büyüdüğünde sanat sahibi yapınız. Onlar çalışsın ve kazansın. Siz de Mevlâ'ya kulluğa koyulun. İbâdeti bırakıp çocukların geçimi ile olma. Onlar büyüdüğünde beslenmeleri sana düşmez. Onlar için hatalar işleme. Onların geçimi için çalışmanın bir haddi ve zamanı vardır. Hak katında senin günahını bağışlamak, onlardan uzaktır. Kendine ve çocuklarına kanaati öğret. Kanaat sahibi olmayı, onlara yeter gör. Yalnız, lâzım olan şeyleri onlara temin et. Gereken şeyleri temin ettikten sonra onların da elinden tut; Mevlâ'nın tâatına koş. Rızkınız genişlesin diye, ibâdeti bir yana atmayınız; kaderinizde varsa kendiliğinden gelir. Zamanlar bellidir. Bir bolluğa erersen Haktan bil; al ye, yavrularına da yedir. Sakın halkın eliyle geldiği için Hakk'a ortak koşma. Onlar bir âlettir. Onu almak sana nasıl bir vazife ise onlara da getirmek bir vazifedir.

Fularsız Entellik
Bunlar Hep Amerika'nın Oyunu: Küresel Ticaretin Yeniden Düzenlenmesi

Fularsız Entellik

Play Episode Listen Later May 22, 2025 38:18


Modern dinimiz der ki: Cahiliye döneminde insanlar gümrük putlarına tapıyorlardı. Sonra Hazreti Adem Smith İskoç yaylalarından indi, putları kırıp ticareti serbestlestirdi. O günden beridir piyasaya inanan, ona sığınan toplumlara bereket yağdı, diğerlerine lanet.Peki madem öyle, binlerce yıldır ticaret yapılmasına rağmen alt tarafı iki asır öncesine kadar, serbest ticareti kimse akıl edememiş mi? Ve bir kez akıl ettikten sonra da artık tarihin sonuna kadar böyle mi gidecek?Bugün bu sorularla başlayıp, ABD merkezli ticaret sistemini ve MAGA fantezilerini konuşacağız. Böylece “dünyayı ahmaklar yönetiyor” serisine biraz daha ağır bir temel kazandırmaya çalışacağız. Kaynaklara bakmayı unutmayın, patronlara ekstra teşekkürler...Yeni Kitap: Fularsız Felsefe: Dört Önemli Mesele (bu seferki normal insan boyutunda, 200 sayfa).Konular:(00:04) İneklerle tatil(00:53) Bugünün Planı(02:32) Ticaret felsefesi(zliği)(04:50) Moğol karavanı(07:50) Merkantalizm(11:23) Hz Adem Smith ve mutlak üstünlük(14:48) Hz Davut Ricardo ve karşılaştırmalı üstünlük(18:36) Statik vs dinamik teori(20:02) Serbest Piyasanın zaferi: Corn Laws(23:04) Korumacı ABD(25:05) Dünya Ticaret Örgütü(28:28) Miran'ın Planı(32:00) Triffin Paradoksu(33:15) MAGA 1950 fantezileri(35:05) Otomasyon(37:40) Patronlara teşekkürler.Kaynaklar:Müzik: Team America World Police (adeta bir başyapıt)Kitap: Ways and Means (Xenophon)Podcast: Fall of Civs - MongolsKitap: On the Principles of Political Economy and Taxation (Ricardo)Blog: Bretton Woods (Fularsız)Makale: The Theoretical and Historical Origins of Trade Issues (pdf)Makale: The “Real” History of Free TradeKitap: Against the Tide: An Intellectual History of Free Trade (1996)Makale: The Development of Free Trade in EuropeVideo: Money & Macro - I was wrong about Trump's tariff masterplanMakale: A User's Guide to Restructuring the Global Trading System (pdf)​------- Podbee Sunar -------Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir. getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol. Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir. Bonus Platinum Dinamik'le tanışın!Kendiliğinden saatte bir değişen güvenlik koduyla internet alışverişlerinin en yeni ve daha da güvenli ödeme yöntemi!See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

NTVRadyo
Doğa Konuşmaları - 208.Bölüm - Çevremizi tanıma yolları

NTVRadyo

Play Episode Listen Later May 12, 2025 20:16


Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu ciddi ve derin bölümümüzde iki erkek olarak Emin ve Onur, kendi bakış açılarından ataerkil (erkek egemen) düzeni ele alıyorlar. Atarerkillik kavramının dünden bugüne büründüğü şekli ve toplum üzerindeki etkilerini biz nasıl değerlendiriyoruz? Dinleyip öğrenelim... Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:31] İyiyim Emin, teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:34] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Günümüz dünyasında çok sıklıkla konuşulan ve tartışılan bir bölüm hakkında biz de biraz düşüncelerimizi dile getirmek istedik. Neler düşünüyoruz, bir erkek olarak özellikle neler hissediyoruz? Biraz "Ataerkil düzen nedir? Erkeğin rolü neydi? Nereye gidiyor?" vesaire... Bunlar hakkında bahsetmek istiyoruz. Biraz tabii tartışmalı bir konu ama... Belli başlı mayınlara basmadan konuşmaya çalışmayı deneyeceğiz. Ataerkil düzende erkek olmak Onur: [1:02] Çuvaldızı kendimize batırarak... Yani iki erkek olarak belki bu konuda kendi perspektifimizi de ifade ederek sağlıklı bir sohbet edeceğiz diye düşünüyorum. Emin: [1:13] Evet. Öncelikle istersen biraz tanımlardan gidelim. Ataerkil ne demek? Onur: [1:18] Yani ataerkil kelime anlamı olarak erkek egemenliği anlamına geliyor. Yani bu şeyden geliyor birazcık... Eskiden soyadı mesela babadan oğula geçiyor, mal babadan oğula geçiyor, mülk babadan oğula geçiyor. Yani bu erkekliği ön plana çıkaran, erkeklerin bir şeyleri devralmasını, bir miras almasını ön plana çıkaran bir durum. Ve bu erkeklerin güç sahibi olmasına ve kadınların dışlanmasına, ikinci sınıf vatandaşı olarak görülmesine sebep olan geleneksel bir düzen diyeyim. Geçmişte bir norm olarak ve bugün de içinden çıkmaya çalıştığımız bir düzen diyeyim. Erkek egemenliği, erkeğin güç sahibi olduğu bir düzen. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

TheValiyevShow  4-cü Epizod
Davranışları Dəyişdirməkdə və Formalaşdırmaqda Ustalaşmaq Üçün Bunları Et.

TheValiyevShow 4-cü Epizod

Play Episode Listen Later Feb 24, 2025 13:31


Davranışları Dəyişdirmək Niyə Çətindir? Necə Asanlaşdıra Bilərik?Yeni davranışlar formalaşdırmaq və köhnə, istəmədiyimiz vərdişlərdən qurtulmaq çox vaxt çətin olur. Bunun əsas səbəbləri bunlardır: beynin müqaviməti,Kimliklə bağlılıq, Avtomatik reflekslər.Davranış dəyişdirmək çətindir, çünki beynimiz status-kvonu qorumağa meyllidir. Amma kiçik addımlarla başlamaq, mühitimizi dəyişdirmək və kimliyimizi yeni vərdişlərimizə uyğun formalaşdırmaq prosesi asanlaşdırır. Əsas məsələ davamlılıqdır.

Türkiye'de Dijital Pazarlama
GTM Nedir ve Neden Her Pazarlamacının Kullanması Gerekir

Türkiye'de Dijital Pazarlama

Play Episode Listen Later Feb 18, 2025 11:44


Google Tag Manager (GTM), dijital pazarlamanın gizli silahı mı? Yoksa gereksiz bir araç mı? Eğer hala GTM kullanmıyorsan, büyük ihtimalle dönüşüm takiplerinde hatalar yapıyor, kampanyalarını yanlış verilerle yönetiyor ve en önemlisi, zaman kaybediyorsun! Bugünkü bölümde GTM'nin neden her pazarlamacının bilmesi gereken bir araç olduğunu konuşacağız. Teknik bir konu gibi görünebilir ama merak etme, GTM'yi en basit haliyle anlatacağım. Eğer Google Ads, Meta Ads, TikTok veya diğer platformlarda reklam veriyorsan ve dönüşümlerini takip etmek istiyorsan, bu bölümü sakın kaçırma! Bölümde Neler Konuşacağız? ✅ Google Tag Manager nedir, ne işe yarar? ✅ Pazarlamacılar neden GTM kullanmalı? ✅ GTM ile kod yazmadan etiket yönetimi nasıl yapılır? ✅ E-ticaret ve performans pazarlamasında GTM'nin sağladığı avantajlar ✅ GTM ücretli mi? Alternatifleri neler? ✅ GTM vs. Alternatif araçlar: Hangisi daha iyi? ✅ GTM'yi kullanmaya başlamak için yapman gerekenler Öncelikle, dijital pazarlamada en büyük hatalardan biri, dönüşümleri doğru takip etmemek! Belki Google Ads'te reklamlar veriyorsun, Facebook ve Instagram'da kampanyalar yürütüyorsun… Ama gerçekten kaç kişi sitene geldi, hangi sayfalarda vakit geçirdi, hangi butona bastı ve en önemlisi, alışveriş yaptı mı? Bunları yanlış ölçüyorsan, verdiğin reklam bütçesini boşa harcıyor olabilirsin! İşte tam burada Google Tag Manager devreye giriyor! Eskiden her bir takip kodunu web sitesine eklemek için bir yazılımcıya ihtiyacın vardı. Facebook Pixel mi eklemek istiyorsun? Geliştiriciye haber ver, kodu eklesin, sonra test edilsin… Günler sürebiliyordu! GTM sayesinde, hiçbir kod yazmadan tüm bu süreçleri tek bir panelden yönetebiliyorsun. GTM Nasıl Çalışıyor? Düşün ki GTM bir kontrol paneli gibi… Web sitene veya uygulamana eklediğin tüm etiketleri buradan yönetiyorsun. Örneğin:

Barış Özcan ile 111 Hz
171 - Büyülere İnanır mısın?

Barış Özcan ile 111 Hz

Play Episode Listen Later Feb 17, 2025 19:02


“Yeterince gelişmiş bir teknoloji, büyüden ayırt edilemez." Efsanevi bilim kurgu yazarı Arthur C. Clarke'ın bir sözü bu. Fakat teknoloji ve büyü, bilim ve sihir... Bunlar birbiriyle çatışan şeyler değil mi? Fakat geniş bir perspektiften baktığımızda, daha derin bir mesaj veriyor bize bu söz. Bilim ve büyünün, sihir ve teknolojinin birbiriyle bağlantılı olduğunu vurguluyor. 111 Hz'in bu bölümünde Arthur C. Clarke'ın söylemini daha iyi anlamaya çalışıyoruz. İnsanlık tarihinde bir yolculuğa çıkıp büyücülerin, bilim ve teknolojiye nasıl ilham verdiğini inceliyoruz. Büyünün tarihsel, toplumsal ve psikolojik yönlerini analiz ediyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Özgür YılgürSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell'de 1600'den fazla uzman arasından ücretsiz ön görüşmelerle size en uygun uzmanı seçebilir, kendinizi tanıma yolculuğunuza kolay ve güvenilir bir şekilde başlayabilirsiniz. Hiwell'i şimdi indirinSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

NTVRadyo
Herkese Sanat - 32.Bölüm - Heykel hayatınızı değiştirir!

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Feb 17, 2025 19:10


#HerkeseSanat “Heykelle ilgilenmeye başlayan kişinin hayatı, hayata bakışı yüzde 100 değişir” diyor Heykeltraş Seçkin Pirim. Bugün Seçkin Pirim bizi #heykel sanatıyla bizi tanıştırıyor, görmenin önemini anlatıyor. … Yıllar önce izlediğim bir sokak röportajında insanlara “Sizce heykel nedir?” diye sorulmuştu, cevap hep “Atatürk anıtı” olmuştu. Çünkü etrafta gördüğümüz anıtlar dışında, çağdaş heykeller yoktu. … Heykeller şehrin içinde, hayatın içinde olursa, “Bunlar nedir?” ve “Ne anlatıyor?” soruları gelecek, ilgi doğal olarak artmaya başlayacak. … Yıllar yıllar evvel İzmit'in Değirmendere beldesinde dünyanın en önemli ahşap heykel sempozyumu yapılmaya başlandı. Belki 15 yıl süreyle. Yapılan heykeller beldenin her yerine dikildi. Heykelin h'sini bilmeyen insanlar vardı. Bugün oradan heykeltraşlar çıkıyor. Çünkü gördüler heykelleri, sevdiler ve “Aaa ben de yapabilirim” noktasına geldiler. Bu yüzden görmek çok önemli. … Böyle söylüyor ve Seçkin Pirim ve heykelle hayatın nasıl değişeceğini, kendisinin heykelle nasıl tanıştığını anlatıyor. Heykellerin şehirlerin tarihinde yer aldığını, insanların buluşma noktası olduğunu anlatırken kamusal alanda ve mekana göre tasarlanmış olan, sevdiği eserlerden örnekler verdi: Eduardo Chillida - Dalgalar İlhan Koman - Akdeniz Anish Kapoor - Cloud Gate NEDEN SEÇKİN PİRİM? İstanbul'da Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi resim bölümünü bitirdi. Mimar Sinan Üniversitesi'nde heykel bölümünde lisans eğitimini tamamladı, aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. İstanbul ve Londra'da yaşıyor. 1996 yılından bu yana İstanbul, Ankara, Londra ve New York'ta kişisel sergiler açtı, Hong Kong'dan Finlandiya'ya, Zürih'ten Paris'e dünya çapında çok sayıda grup sergisine katıldı. Eserleriyle Türkiye ve dünyada 11 ödül aldı. Birçok müzede ve şehirde kalıcı eserleri bulunuyor. NEDEN HERKESE SANAT? Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz. Nacide Berber uzmanlara soruyor, Cengiz Saral yayına hazırlıyor. Herkese Sanat Cumartesi 12.30'da, Pazar 18.30'da NTVRadyo'da. Radyoda kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için programın tüm kayıtları ntvradyo.com.tr adresinde ve podcast platformlarında. #herkesesanat #ntvradyo #heykel #seçkinpirim #akdenizheykeli

Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin

Bu bölümü dinlemeniz için ısrar ediyoruz, çünkü bölümün konusu ısrar! Emin ve Onur ısrarcılık hakkında kendi düşüncelerini ve tutumlarını paylaşırken bir yandan Türkiye'de nasıl bir ısrar kültürüyle karşılaşabileceğinize dair eğlenceli örneklere değiniyorlar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:33] İyiyim Emin, sağ ol. Sen nasılsın? Emin: [0:35] Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Bu bölümü çektiğimiz anda, şu anda benim bulunduğum yerde kar yağışı var. Yerler karlı, her yer bembeyaz. Sende durum nasıl? Onur: [0:45] Ah ya! Bizde yağmur yağıyor sadece. Yani kar, bir göstermelik yağdı geçen hafta ama bu tarafta şu anda kar yok. Ama hafta sonu bekleniyor. İnşallah diyelim. Çünkü ben biliyorsun kışı seven bir insanım, karı seven bir insanım. Emin: [1:01] Evet. Onur: [1:01] Bursa da geçen sene hiç kar görmedi. İki senedir hasretiz. Emin: [1:05] Evet İstanbul da geçen sene kar görmedi. Bu arada İstanbul'un merkezi hâlâ karlı değil. Gerçekten çok keskin bir geçiş yaşıyorum ben işten eve, evden işe giderken. Bir anda yolun tam belli bir noktasından itibaren yağmura dönüyor. Bu tarafa geliyorum kara dönüyor. Onur: [1:23] Oyunlarda şey olur ya... Hani yeni bölgeye geçersin, yükleme ekranı çıkar falan... Emin: [1:27] Gerçekten birebir aynısını yaşıyorum yani. Onur: [1:31] Güzel ama ya. Emin: [1:33] Evet karın mutlulukla bir alakası var kesinlikle. Onur: [1:36] Bence de. Bilmiyorum, huzur çöküyor insana ya birazcık bence. Emin: [1:40] Evet kesinlikle. Ne kadar ısrarcıyız? Emin: [1:42] Evet, bugünkü bölümümüzün konusuyla devam edelim Onur. Ne hakkında konuşacağız bugün? Onur: [1:47] Bugün sana çok ısrar ettim bu konuyu konuşalım diye. Sen çok direndin ama konumuz da ısrar olacak. Israr hakkında konuşacağız. Yani ısrar nasıl bir şey? Tutumumuz nasıl? Israra karşı yaklaşımımız. İyi bir şey mi? Kötü bir şey mi? Bunları ele alacağız. Biraz hani Türk kültüründe de çok şeyi olan, yaygınlığı olan bir şey. Bunlara değineceğiz. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership

Kerem Önder
Abdülkadir Geylani sohbetleri 20 / Kerem Önder

Kerem Önder

Play Episode Listen Later Feb 12, 2025 45:38


“Ey şu beldenin halkı, sizde nifak çoğaldı; ihlâs azaldı. Sözler çok, fakat onlara uygun iş yok. İşi olmayan söz, hiçbir şeye yaramaz. Sahibine felâket getirir, kurtuluş getirmez. Önüne iş gelmeyen söz, kapısız eve benzer; merdivensiz binadır. İçinden iyilik geçmeyen hazineye benzer. Amelsiz söz, kuru dâvadan ibaretir. Boş söz, ruhsuz kalıba benzer, o bir put gibidir. Ayağı yoktur, eli yoktur, bir şey tutamaz. Yaptıklarının çoğu ruhsuzdur. İşlerin ruhu ihlâs, tevhid ve Allah'ın kitabına yapışmaktır. Peygamberin (S.A.) âdetlerine uymaktır. Gafil olmayınız. Şu anda yaptığınız kötülükleri iyiliğe çeviriniz; isabet olur. Emirlere uyunuz. Yasakları bırakınız; kader karşısında uysallık gösteriniz.Size gelen belâ Allah yolcularına da gelir. Onların bir kısmı sabreder. Diğer kısmı sabrı da bırakır. Kendinden geçer. Belâdan darlanmak iman zayıflığındandır. O anda iman çocuktur. Belâ zamanı sabretmek, imanın gençlik çağıdır. Belâ geldiği zaman, kaderin bir icabı bilip uymak imanın yetişkin çağıdır. Belânın getirdiği bütün hâllere razı olmak, Hak ilmine ermekten, O'na yakınlıktan İleri gelir. Kalp ve sır Hakk'a yakın olduğu zaman belânın hiçbir şeyi dokunmaz. Bu durum, müşahede ve hâl dili ile konuşma âlemidir. İman sahibi iç âlemini dış varlığına ve yaratılmış bütün varını Hakk'a iletir. Mevlâ katında bütün varlığını eritir. Mevlâ dilerse onu tekrar halka gönderir. Dağınık işlerini bir araya getirir. Kıyamet günü halkın cesedini diriltiği gibi onun dağınık hâllerini de toparlar.Sevginin şartı, sevilene karşı irade sahibi olmamaktır ve onu değil, dünyayı, âhireti ve halka dair cümle şeyi bırakmaktır. Allah sevgisi kolay değildir. O iddia ile olmaz. Sizden herhangi biri bu hususta iddia sahibi olursa, sevgiden uzaktır. Birçok iddia sahibi olmayanlar vardır ki, Hak katında mekân tutmuştur.İslâm dinine girmiş olanlardan hiçbirini hakir görmeyiniz. Hak sırrı onlarda boldur. Nefislerinizi, onlara karşı tevazua alıştırınız. Allah'ın kullarına büyüklük satmayınız. Gaflet hâlinden uyanınız. Siz büyük bir gaflet içindesiniz: Sanki hesabınız görülmüş, sıratı geçmişsiniz ve cennetteki yerinizi görmüşsünüz!.. Bu aldanış nedendir? Her birinizin Allah'a karşı çok isyanı vardır. Bu isyandan kimse tevbe etmiyor ve hâlini düşünmüyor, öyle sanıyor ki, hataları unutuldu. Halbuki, yerine ve tarihine göre onlar defterinize yazılıdır. Onların azı da çoğu da sorulacak, ona göre ceza veya mükâfat verilecek.Ayılınız, ey gafiller! Uyanınız, ey uykudakiler! İlâhî rahmete varlığınızı atınız. Bir kimsenin hatası çoğalırsa onun hâli fenadır. Bunlar üzerinde ısrar ederse küfre gidebilir. Yaptığına pişmanlık duymayanın sonu acı gelir. İşini derlemeyecek olursa sonundan korkulur.Yazık sana, ana karnında seni kim besledi, biliyor musun? O hâlde iken sen neydin, şimdi nesin? Kendi varlığına ve halka dayanmaktasın. Parana ve puluna itimat ediyorsun. Ticaret işindeki bilgine güvenmektesin. Bölgenin şahı, bugün var, yarın yok olabilir, ona güvenmek akıl kârı değil; sen, ona güvenmektesin. Allah'tan başka her kime itimat edersen o senin ilâhın olur. Her kimden korkuyorsan, ona tapıyorsun demektir. Her kimden, iyilik ve zararı görüyorsan onların asıl yürütücüsü olana inanmıyorsun, küfürdesin ve onlar sana ilâh oluyor...Ey Allah'ın yaratmış olduğu kimseler, tevbe ediniz. Benden bir şey saklayamazsınız. Malınızı nasıl kazandığınızı saklamış olsanız, onun helâl veya haram olduğunu anlarım. Eğer sadaka verirseniz, fakir kimselere mal dağıtırsanız, yavrularınıza bol yedirirseniz, o malınız helâldir. Aksi, oluyorsa değildir, doğru kimselere ve seçme insanlara malınız nasip oluyorsa; onun aslı tevekkül ve ihlâsla kazanılmış demektir.

COSMO Köln Radyosu
Almanya seçimleri: Türkiye kökenliler kime oy veriyor?

COSMO Köln Radyosu

Play Episode Listen Later Feb 12, 2025 24:31


Almanya'da 7 milyondan fazla göçmen kökenli seçmen var. Bunların 1 milyonunu Türkiye kökenliler oluşturuyor. Alman vatandaşı olup seçme hakkına kavuşan bu kesimin yıllarca en çok tercih ettiği parti sosyal demokrat SPD oldu. Ancak son yıllarda bu grubun tercihleri değişti. Bu değişimi Duisburg-Essen Üniversitesi bünyesindeki Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı'ndan Yunus Ulusoy ile değerlendirdik. Elmas Topçu, sonuçları açıklanan bir araştırmanın Almanya'daki Türkler'e yönelik verdiği ipuçlarını aktardı. Yayını Gökçe Göksu sunuyor. Von Gökce Göksu.

Fidiro Kahvesi
159- FİDİRO/RETRO: Mona Lisa Neden Gülemedi?

Fidiro Kahvesi

Play Episode Listen Later Nov 20, 2024 94:00


 Fidiro Kahvesi bu bölümünde 2003 yapımı klasiklerden Mona Lisa Smile (Mona Lisa Gülüşü) filmini konuşuyor. Julia Roberts, Kirsten Dunst, Julia Stiles gibi isimlerin başrolleri paylaştığı yapım, 1953 yılında Kaliforniyalı genç sanat tarihi hocası  Katherine'in, prestijli bir kadın üniversitesi olan Wellesley'deki muhafazakar idare ve öğrencilerin beklentileri ile karşılaşmasını konu alıyor. Amerika'nın 1950'ler toplumsal cinsiyet dinamiklerine dikkati çeken ve en önemlisi kadınlar arası ilişkileri incelikleriyle ele alan bu film müdavimlerimizi sanata, ‘ifsad'a, imtiyaz ve önyargıya dair derin bir muhabbete sürüklüyor. Ev hanımlığını Harvard hukuk fakültesine tercih eden Joan'ın gerçek bir tercih hakkı var mıydı? Bu zamanda Amerika'nın doğu yakasının tarihi bizi ne kadar ilgilendirmeli? Katherine Joan'ın hayatına müdahale etmekte haklı mıydı? Betty'nin dönüşümü bize filmin ideolojisi hakkında ne söylüyor? Bunlar gibi pek çok sorunun peşine düştüğümüz bu tartışmalı ve keyifli sohbete sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın! Salla-Demle filtre kahvelerinizi https://kahvegibikahve.com dan, internet pazar yerlerinden ve ulusal marketlerden edinebilirsiniz.Bu bölüm Kahvegibikahve Salla-demle filtre kahveleri hakkında reklam içerir.Reklam ve işbirlikleri için: fidirokahvesi@gmail.comInstagram: @fidirokahvesiTwitter: @fidirokahvesi Support the show

Fidiro Kahvesi
158- Love Is Blind Türkiye Nasıl Olurdu? Görücü Usulü mü Flört Becerisi mi?

Fidiro Kahvesi

Play Episode Listen Later Nov 13, 2024 88:42


Fidiro Kahvesi bu hafta son yıllara damgasını vurmuş Love is Blind reality show serisini ele alıyor. Amerika'daki flört kültüründen girip, Birleşik Arap Emirlikleri'nde çekilen ‘Habibi' versiyonundan çıkan ve sonunda yine soluğu Türkiye'nin şikayet edilen çöpçatanlık sahnesinde alan müdavimlerimiz, bu bölümde soluksuz dinleyeceğiniz bir tartışmaya sizleri kulak misafiri ediyor. Love is Blind formatı hangi sosyolojik meselelere dikkat çekiyor? Amerika'da kimler evliliği ötekileştiriyor? Reality televizyonun ‘gerçek'liği nerede yatıyor? ‘Bro code'  gerekli midir, zararlı mı? Arkadaşının hoşlandığından hoşlanmak erkekliğe/kızkardeşliğe sığar mı? Flört ederek tanışmak mı daha romantik yoksa evlilik için tanıştırılarak mı? Aşkı kimler kaçırıyor? Hangi sorunlar konuşulmadan evleniliyor? Tanışıp kaynaşmak neden bu kadar zor oluyor? Bunlar gibi pek çok sorunun peşine düşüp analiz üstüne analiz koyup romantizmin dibine kibrit suyu döktüğümüz, çok tartışıp, çok eğlendiğimiz bu sınır tanımayan sohbete sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!Salla-Demle filtre kahvelerinizi https://kahvegibikahve.com dan, internet pazar yerlerinden ve ulusal marketlerden edinebilirsiniz.Bu bölüm Kahvegibikahve Salla-demle filtre kahveleri hakkında reklam içerir.Reklam ve işbirlikleri için: fidirokahvesi@gmail.comInstagram: @fidirokahvesiTwitter: @fidirokahvesi Support the show

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
En Bilinen Yıldız İsimleri ve Anlamları: Meşhur Yıldızların İsimleri Ne Anlama Geliyor?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

Play Episode Listen Later Nov 1, 2024 5:20


Midterm ve finallere hazırlanmanın en iyi yolu! Nokta atışı içeriklerle sınavlardan istediğin notu kolayca al. Üstelik ilk ders ücretsiz!!! Ayrıntılı bilgi için: unicourse.co - Bu bölüm "⁠⁠⁠⁠⁠⁠Unicourse⁠⁠⁠⁠⁠⁠" hakkında reklam içerir. Geceleyin gökyüzüne baktığımızda, parlak sönük birçok yıldız görürüz. Bu durum, günümüzde şehrin ışık kirliliği yüzünden fena halde kısıtlanmış olsa da, özellikle karanlık bir gökyüzünde, yıldızlar adeta ışıldarlar. Bunlar binlerce yıl boyunca insanlığın dikkatini çekmiş ve farklı kültürler yıldızlara… Seslendiren: Gülfem Akdemir

Fidiro Kahvesi
156- The Power: Fiziksel Üstünlük Kadınlara Geçse Ne Olurdu?

Fidiro Kahvesi

Play Episode Listen Later Oct 30, 2024 73:22


Fidiro Kahvesi bu bölümünde İngiliz yazar Naomi Alderman'ın ‘The Power' (Güç) adlı romanını konuşuyor. Kadınların vücutlarında skein denilen ve elektriği manipüle etme gücü veren bir organın ortaya çıkmasıyla dünyadaki güç dengelerinin değişmesini anlatan bu kitap, bir yandan günümüze eleştirel bir yorum getirirken bir yandan da distopik bir geleceğin resmini çiziyor. Ataerkinin asıl kaynağı fiziksel güç üstünlüğü mü? Kadınlar daha güçlü olsa erkekler gibi mi davranırlardı? Güç ilişkilerine determinist bir şekilde bakarsak ne olur? Erkekleri koruyacak kadınlar kimler olurdu?Bunlar gibi pek çok sorunun peşine düşerek feminizme takla attırdığımız ve bu keyifli romanın altını üstüne getirdiğimiz bölümümüze sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!Support the show

Fidiro Kahvesi
155- Cüneyt Özdemir'in Modern Muhafazakar Belgeseli: Kim Bu İnsanlar?

Fidiro Kahvesi

Play Episode Listen Later Oct 23, 2024 53:15


Salla-Demle Filtre https://kahvegibikahve.com dan, internet pazar yerlerinden ve ulusal marketlerden edinebilirsiniz.Fidiro Kahvesi bu bölümünde Cüneyt Özdemir'in GAİN'de yayınlanan belgeseller dizisinden ‘Modern Muhafazakar' başlığını konuşuyor. Moda danışmanı Hülya Aslan'ın hayatı üzerinden bir seçmen kategorisini ele alan, Bekir Ağırdır ve sosyolog Esra Özdil Gümüş'ün uzman görüşlerine başvuran bu yapım, müdavimlerimizi belgeselin kurgu ve söylemine dair derin bir sohbete sürüklüyor. Kahvegibikahve sponsorluğunda salla-demle filtre kahvelerini yudumlayan müdavimlerimiz, bir yandan da sosyal bilimlere giriş niteliğinde bir dertleşme seansına imza atıyor. Belgeselin konusu başörtülü kadınlar mı olmalıydı? Hülya Aslan belgeselin öznesi mi yoksa nesnesi miydi? Zenginlik modernlik miydi? Hayat tarzı, oy davranışı ve muhafazakarlık arasında nasıl örtüşmeler veya fay hatları olabilirdi? Belgeselin anlatısı ile içinde konuşan kişilerin anlatıları nasıl farklılaşıyordu?Bunlar gibi pek çok sorunun cevabını aradığımız, memleket meselelerine daldığımız bu içten muhabbete sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!Bu bölüm Kahvegibikahve Salla-demle filtre kahveleri hakkında reklam içerir.Reklam ve işbirlikleri için: fidirokahvesi@gmail.comInstagram: @fidirokahvesiTwitter: @fidirokahvesiSupport the show

Fidiro Kahvesi
Neden Tetiklendik? Sağlık Bakanlığının Dokuz Doğurtan Kamu Spotu ft. Antropolog Ferhan Güloğlu

Fidiro Kahvesi

Play Episode Listen Later Oct 11, 2024 82:00


Fidiro Kahvesi bu bölümünde antropolog Ferhan Güloğlu (@dogumveantropoloji) ile Sağlık bakanlığının tartışmalı yaklaşımı ile gündem olan ‘Annecim başardık' kamu spotunu konuşuyor. Neden tetiklendik? ‘Doğal doğum' nedir? Doğum sürecinin faili, karar alanı, sorumlusu kimdir? Devlet- Hekim-ebe- anne- toplum beşgeninde neler dönüyor? Birlikte nasıl iyileşebiliriz? Tüm bunların neoliberalizmle ne alakası var? Konuşan fetüs mü bebek mi? Vajinal doğum demeyeni dövüyor muyuz? Bunlar gibi pek çok sorunun peşine düştüğümüz, kadınlığa, anneliğe dair tefekkür ettiğimiz; şahsi doğum hikayelerimizi, maruz kaldığımız doğum kültürünü paylaştığımız bu içten sohbete sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın! Support the show