Podcasts about ohal

  • 46PODCASTS
  • 116EPISODES
  • 23mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • May 17, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about ohal

Latest podcast episodes about ohal

Gerçek gazetesi
İstibdadın zulmü hem bir güç gösterisi hem de bir güçsüzlük göstergesidir!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later May 17, 2025 8:21


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali ve ardından, çok sayıda belediye görevlisi ile birlikte rüşvet, yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla gözaltına alınıp tutuklanması, 19 Mart süreci olarak adlandırılan bir siyasi çalkantı ve toplumsal hareketlilik dönemini açtı. Süreci kurgulayan, başlatan ve devam ettiren irade tümüyle siyasi iktidara aitti. Yargı ve polis teşkilatı bu süreçte bir araç olarak kullanıldı. İstibdad dört koldan bu taarruzu yürütürken mutlaka bir dirençle karşılaşacağını hesap ediyordu. Bu yüzden gözaltılarla eş zamanlı olarak İstanbul Valiliği şehirde fiilî OHAL ilan etti ve her türlü gösteriyi yasakladı. Ancak eylemler sürdü. Özellikle üniversitelerde öğrenciler büyük bir mücadeleye giriştiler. Mücadele liselere de yayıldı. Kitle mücadelesinin ilk etkisi CHP'nin pazarlık gücünü arttırmak oldu ve İBB'ye kayyım atanması, yargının bir “ince ayar” ile İmamoğlu'nu terör suçlamasından değil de rüşvet ve yolsuzluktan tutuklamasıyla engellendi. Bundan sonra CHP, eylemleri sönümlendirmek ve süreci İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı kampanyasına eklemlemek için çabalarken, istibdad da eylemleri bastırmak için polis şiddetinin dozunu gittikçe arttırdı. Kitlesel gözaltılara, hukuksuz ve keyfi tutuklamalar eklendi. Ne var ki CHP'nin tutumu gençliğin düzen siyasetinden uzaklaşma dinamiklerini güçlendirirken, istibdadın baskısı da öfkeyi ve dayanışmayı pek çok yerde daha da arttırdı. İstibdad cephesi, muhalefeti parçalamaya çalışırken kendi içinde bölündüİstibdad cephesinin en önemli argümanı bu işin iktidarla ilgisinin olmadığı, operasyonların kaynağında CHP'nin içinden çıkan insanların itiraflarının ve şikâyetlerinin yer aldığı idi. İstibdad cephesi belli ki İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığının engellenmesi ile Mansur Yavaş üzerinden bir tartışmanın derinleşeceğini, CHP kongresinin iptali ile birlikte ise Kemal Kılıçdaroğlu çevresinin atağa kalkarak partiyi böleceğini umuyordu. İkisi de olmadığı gibi CHP'de oluşması beklenen çatlaklar, istibdad cephesinin kendi içinde görüldü. Devlet Bahçeli'nin sürecin kısa sürede sonuçlanmasına yönelik açıklamaları bir iç tartışmanın göstergesi olarak yorumlandı. Bahçeli'nin bir erken seçimi gündeme getirebileceği dahi konuşulmaya başlandı. AKP'liler kendi içlerinde birbirlerini suçlamaya başladılar. Nihayet İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, eleştirilerin odağında olduğu, Ümit Özdağ'ın tutuklanması ya da Genel Merkezi Ankara'da olan Eğitim Sen merkez yöneticilerine dava açması gibi görev alanının dışına çıkmakla eleştirildiği bir aşamada Ankara Cumhuriyet Savcılığı çıkıp istibdadın propagandistlerinden Rasim Ozan Kütahyalı hakkında soruşturma açıp gözaltı kararı verdi. AKP kurucularından Bülent Arınç bu parçalı hali fırsat bilerek bir kez daha ortaya çıktı ve kendine yakıştırdığı özgül ağırlığı ile basına açıklamalar yapmaya başladı. Unutulmasın, AKP saflarından dışlanmış gibi gözükse de Bülent Arınç ve Abdullah Gül gibi figürler Erdoğan'ın ordu ve MHP ile kurduğu (kurmak zorunda kaldığı) taktik ittifaktan kaçış kapısını açık tutan görevli rolündedirler. İstibdad bölünürken CHP'nin burjuva sınıf karakteri de emekçi halkı bölüyorNe var ki tüm bunlar istibdadın inisiyatifi tamamen elden kaçırdığı bir duruma da işaret etmiyor. Halen istibdad rejimi yargıyı ve polisi kullanarak, İmamoğlu operasyonunu eşeleyerek, CHP'nin iç fay hatları üzerinde tepinerek taarruzunu derinleştirmeyi sürdürüyor. CHP'ye ilk kayyım hamlesi olağanüstü kongre hamlesiyle püskürtülmüş gözükse de yine CHP delegelerinin açtığı dava ile Özgür Özel'in üzerinde yeni bir Demokles'in kılıcı sallandırılıyor. Bu sefer açılan iptal davası yeni bir kongre yapılmasından önce yönetimin doğrudan Kılıçdaroğlu'na ve ekibine devredilmesini talep ediyor. CHP saflarında henüz açık bir dağılma emaresi görülmüyor olsa da alttan alta çelişkiler sürüyor. Ayrıca bu, partinin burjuva ve düzen içi karakteri, kitlelerin istibdada karşı hürriyet talebinin zayıf karnını oluşturmaya devam ediyor.

Gerçek gazetesi
Başyazı: Kandırılmadık, kandırılmayacağız! (Mart 2025)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Mar 13, 2025 5:29


Türkiye'de baş döndürücü savrulmalar yaşanıyor. İktidar daha dün sövdüklerini bugün övüyor. Terörist ilan ettiklerini barış elçisi olarak takdir ediyor. Hangisi doğru? Muhalefet deseniz, daha dün Erdoğan-Bahçeli'yi faşistlikle suçlayanlar, şimdi “Allah uzun ömürler versin” diye edilen dualara el açıyor. Daha dün nefes alamıyoruz diye karalar bağlayanlar bugün barış için kaçırılmaması gereken tarihsel fırsattan bahsediyor. Hangisine inanmalı? Hiçbirine!İşin gerçeği şu ki dün milliyetçi hamasetle emekçi halkın saflarına ekilen kin ve nefret tohumları bugün sahte bir barış ve çözüm masalıyla sulanmaktadır. Tamamen gizli diplomasi ile kapalı kapılar ardındaki pazarlıklarla yürütülen bu sürecin arkasındaki motivasyon ne Kürt halkının barış özlemidir ne de Türk emekçi halkının millî gururudur. Birinci Körfez Savaşı'nda Amerikan emperyalizmi Irak'a saldırırken Özal'ın deyimiyle “bir koyup üç alacağız” diyerek yağmadan pay kapmaya çalışan sömürgeci İkinci Cumhuriyet projesinin yeni versiyonu ile karşı karşıyayız. Özal'ın takipçisi olan bugünün iktidar sahipleri bir kez daha aynı yolun yolcusudur. Amerikan emperyalizminin başındaki faşist Trump ve hempası soykırımcı Netanyahu Batı Asya'yı hallaç pamuğu gibi atmaya hazırlanırken, yağmadan pay kapmanın peşine düşmektedirler.. Amerikan ve İngiliz emperyalizmi, Siyonizm ile el ele, Filistin'de, Lübnan'da direniş odaklarının belini kırmaya, Körfez'den Mısır'a işbirlikçi kralların, emirlerin, generallerin hizmetleriyle Suriye'yi, Irak'ı ve tüm Arap dünyasını paramparça etmeye, İran'a karşı Batı Asya'da bir mezhep kavgasını kışkırtmaya çalışıyor. Böyle bir süreçte Sünni İslam temelinde bir Türk-Kürt ittifakından bahsetmek halkların kardeşliğine değil boğazlaşmasına hizmet eder. Barışa değil savaşa giden yolun taşlarını döşer. Biz başka halklara karşı Türk-Kürt ittifakından değil emperyalizme ve Siyonizme karşı tüm halkların ittifakından yanayız! Biz Türkün ne hakkı varsa Kürdün de aynı haklara sahip olduğu onurlu barış istiyoruz. “Kürtlerle barış, ABD'yle savaş” diyoruz!Güvenme! Gizli diplomasinin sürecin sabote edilmesine karşı bir emniyet tedbiri olarak sunulması aklımızla alay edilmesidir. Gözlerden ırak pazarlıkları yürütenlerin emekçi halkın çıkarlarını gözettiğine nasıl güvenelim? Sözde darbecilere karşı OHAL ilan edip sonra bunu sermayenin önünü açmak için kullananlara, askerî vesayete karşıyız diyerek “yetmez ama evet”lerle yarı-askerî rejim inşa edenlere, ticareti kestik deyip soykırımcı İsrail'e kesintisiz petrol ve mal taşıyanlara, lafta Batı'ya atıp tutarken NATO'ya yaptıkları hizmetlerle, onun en büyük ordularından biri olmakla övünenlere, İncirlik'e, Kürecik'e asla dokunmayanlara, yerli ve millî edebiyatı yapıp memleketin işçisinin hak arayışının karşısına çıkıp, grev yasaklarıyla emperyalist tekellerin çıkarlarını savunanlara, ekonomiyi İMF'nin memuru İngiliz Mehmet'e teslim edenlere, milyonlar hayat pahalılığı ve işsizliğin pençesindeyken, emeğin vergi yükünü arttırıp patronlara vergi silmeler, muafiyetler ve teşvikler yağdıranlara neden güvenelim? Tüm bunları herkesin gözü önünde yapanların kapalı kapılar ardında Türk ve Kürt yoksullarının menfaatine çalışacağına neden inanalım? Tabii ki güvenmeyeceğiz! Tabii ki inanmayacağız! Bugüne kadar kandırılmadık, bugünden sonra da kandırılmayacağız!Örgütlenme ve mücadele yılı ilan ettiğimiz 2025'te sınıf mücadeleleri sürüyor, önümüzde kamu işçilerinden metal işçilerine randevusu verilmiş sınıf kavgaları var. İngiliz Mehmet'in işçi düşmanı Orta Vadeli Programı işçinin, kamu emekçisinin, yoksul köylünün kemerlerini sıktıkça her an patlamaya hazır bir toplumsal öfke birikiyor. Türkiye'nin kaçırmaması gereken tarihî bir fırsat varsa bu, kapalı kapılar ardındaki pazarlıklarda değil, Türk ve Kürt yoksullarını birleştiren sınıf mücadelesi alanlarındadır. İşgallerde, grevlerde, direnişlerde apaçık gözler önünde yaşanmakta olan uyanıştadır! Memlekete hürriyet, işçilerin birliği, halkların kardeşliği ile gelecektir!

Gerçek gazetesi
Başyazı: Ekmeğin kokusu (Şubat 2025)

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Feb 11, 2025 5:37


Baskıcı ve keyfî yönetim yani istibdad rejimi yargıyı bir sopa gibi kullanarak kendisine muhalif olarak gördüğü herkesi bastırmaya çalışıyor. Belediye başkanlarından teğmenlere, siyasi parti başkanlarından gazetecilere kadar çok geniş bir kesim bu baskıdan nasibini alıyor. Böylesine keyfî yönetim ve baskı rejimi elbette ki haklı bir tepkiye neden oluyor. İstibdad bu tepkinin sokaklarda ve meydanlarda kendini ifade etmesini bir suçmuş gibi göstermeye çalışıyor. Halkın haklı ve meşru mücadelesinin bir örneği olan Gezi ile başlayan halk isyanı, her fırsatta sanki bir darbe girişimiymiş gibi gösterilerek bugün hakkını sokakta arayan insanlara gözdağı veriliyor. Devlet Bahçeli çıtayı yükseltiyor ve “yüreğiniz yetiyorsa sokağa çıkın da görelim” diyerek hak arayan insanları tehdit ediyor. “Kınında beklemekten yorulmuş kılıç gibi buradayız” diyerek yaptığı şiddet iması faşizmin alametifarikası olan paramiliter tedhiş yöntemlerini gündeme taşıyor.Bu baskılar ve tehditler kimseyi yıldırmamalıdır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü, hak arama, örgütlenme, sendika ve grev anayasal haktır. Anayasal hakların kullanılmasının engellenmesi, hele ki hak arayanları kitlesel şiddetle tehdit etmek suçtur. Bununla birlikte temel hak ve hürriyetleri savunmak bu hak ve hürriyetleri kullanmaktan geçiyor. Kullanmadığın hak, hakkın değildir. Korkmadan yılmadan haklarımızı kullanmalıyız. “Nasıl korkmayalım?” diyecekler olabilir. Koskoca belediye başkanları, büyük medya kuruluşlarına bağlı gazeteciler hapse giriyor. Hakkımızı mahkemede savunacak avukatların kendisi parmaklıkların ardına konuyor. Eli silahlı teğmenler tek bir kararla ordudan atılıyor. En kudretli görünen siyasetçiler dahi tutuklanabiliyor, haklarında soruşturmalar açılarak baskı altında tutulabiliyor. Koca profesörler, aydınlar, sanatçılar susuyor, sütre gerisine çekiliyor. Sıradan vatandaşlar haklarını nasıl savunacak?Cevabımız şudur: Belki de o çok güçlü ve kudretli gördüğünüz kişiler, ünlü olduğu için, zengin olduğu için, makam mevki sahibi olduğu için dokunulmaz zannettiğiniz kişiler o kadar da güçlü ve kudretli değildir. Paraları, malları, mülkleri, makam ve mevkileri, şöhretleri onların gücü değil zaafıdır. Düzenin muhalifleri, bir yandan hak mücadelesi verirken bir yandan da bu düzen sayesinde elde ettiklerini kaybetmekten korkuyor. Bu korku onları bu düzene bağlayan hareketsiz ve güçsüz bırakan bir zincir oluyor. İstedikleri kadar heyecanlı nutuklar atsınlar, onların korkusu etrafa bir burjuva kokusu yayıyor. Bu burjuva sınıfının kokusudur ki emekçi halka “onlar yine kendini kurtarır olan bize olur” duygusunu veriyor. Bu yüzden daha dün bu düzenden nemalanan burjuva siyasetçiler, daha dün istibdad rejimiyle normalleşme ve yumuşama dansına kalkanlar, müteahhitlikten siyasete sıçramış belediye başkanları, işçi sınıfının içinde olması gerekirken bunların arkasına katar katar dizilmiş solcular emekçi halkı hürriyet mücadelesinde seferber edemiyor. Edemezler de! Düzen siyaseti hürriyet mücadelesinin zayıf karnıdır… Erdoğan'ı işçi düşmanı İngiliz Mehmet'in ekonomi yönetimine karışma diye uyaranlar, işçiyi emekçiyi cahil görüp ona tepeden bakanlar, Batı'ya hayran olup emperyalizmin himayesinde demokrasi arayanlar, işçinin, köylünün, yoksulun derdiyle dertlenmeyip, kendi derdinin peşine düşenler istibdadın baskılarının arkasında sermayenin ve emperyalizmin çıkarlarının yattığını teşhir edemez. Edemiyorlar da!Hürriyeti kazanacak güç ve kudret işçi sınıfının ve emekçi halkın saflarında mevcuttur. İşte grev yasağını yırtıp atan grevci metal işçileri! İşte sendika hakkını her türlü baskıya rağmen savunan, yürüyüş hakkını polis barikatlarını aşarak kazanan Polonez işçileri! İşte istibdadın açık çek verdiği, OHAL'i sizin önünüzü açmak için ilan ettik dediği, “millî güvenlik” gerekçesiyle fabrikalarındaki grevleri yasakladığı Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, Japon tekellerine karşı göze göz dişe diş sınıf kavgası veren Türküyle Kürdüyle Sünnisiyle Alevisiyle bu memleketin işçisi!

Aposto! Altı Otuz
Aposto Altı Otuz | 26 Ağustos Pazartesi - Karşılıklı saldırı, Durov'a gözaltı

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Aug 26, 2024 10:03


İsrail ile Hizbullah arasında karşılıklı saldırılar yaşanırken İsrail, 48 saatlik OHAL ilan etti. Telegram'ın kurucusu Pavel Durov, Paris'te gözaltına alındı. Bu bölüm Türkiye İş Bankası hakkında reklam içermektedir. Bugün, çok özel bir gün. Cumhuriyetimizin ilk millî bankası olarak 26 Ağustos 1924 tarihinde Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, “siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olamazlar” sözünün bir tezahürü olarak kurulan İş Bankası, 100. yılını kutluyor. Aposto Gündem'e buradan ulaşabilirsiniz.

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: CHP damgası

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jul 14, 2024 5:45


Şu eleştiriye bir göz atar mısınız? “15 Temmuz'un ardından, ‘terörle mücadele' adına girişilen iki yıllık OHAL süreci, başkanlık referandumunun yolunu açarken, muhalefet 15 Temmuz sonrasında birçok kritik gündemde ‘Yenikapı ruhu' ile iktidarın arkasına dizildi.” Ya da şuna? “Hileli referandum olarak tarihe geçen 2017 Başkanlık Referandumunda yapılan hukuksuzluklara seçim sonrası itirazlar sürerken (…) Kemal Kılıçdaroğlu ise YSK kararı sonrası sessizliğini ‘Karşı tarafın silahları vardı' şeklinde açıklayacaktı.” Başka da var: “Bakanlar Kurulu iki yılda 36 Kanun Hükmünde Kararname yayınladı (…) Üniversitelerden sol görüşlü akademisyenler tasfiye edildi (…) Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Enis Berberoğlu gibi birçok milletvekili tutuklandı. (…) Tüm bunlar olurken, CHP ve yeni kurulan İYİ parti liderlikleri, halka ‘itidal' ve ‘seçimi bekleme' çağrısı yapmakla yetindi.” 2023 seçimleri bile: “Kişisel ikballerin ve parti çıkarlarının ön plana çıktığı aday belirleme süreçleri azınlığa düşmüş dinci gerici iktidar cephesine (…) yol açmış oldu.” Çıkarılan sonuç da firaklı: “Tüm kurumların çürüdüğü, Meclis'in göstermelik bir hale geldiği, yargının bağımsızlığının kalmadığı, ‘illegal faşist yargı çetelerinin' devreye girdiği bir ülkede tek umut halkın örgütlülüğü için uğraşacak olan devrimcilerdir.” Bunları okuyan okurlarımız soracaklardır: “Acaba yazarımız Gerçek gazetesinin eski sayılarından alıntılar mı yapıyor uzun uzun?” Bazıları, “yahu dil benzemiyor, ama söylenenleri biz Gerçek gazetesinde çok okuduk. Ne olsa gerek bu alıntılara dikkat çekilmesinin nedeni?” diyebilir Biz size anlatalım, değerli okurlarımız: Türkiye'nin Menşevik, yani burjuvazinin partilerini destekleyip ekmek ve hürriyeti onlardan bekleyen solu kendini manevralarla kurtarmaya çalışıyor. “Uyandı” diyeceğiz ama uyandığı falan yok. Bu tür fikirler, son zamanlarda Özgür Özel “normalleşme” patikasına gireli beri bu tür partilerin hepsinde görülüyor. Sol Parti'nin organı olduğunu hâlâ sadece Pazar Eki'nde hatırlayan, geri kalan sayfalarında hem CHP propagandası yapan hem CHP'li yazarların zehrini hitap ettiği emekçi halka yaymaya devam eden BirGün gazetesinde de sık sık dile getiriliyor. Evet, gazetemiz Gerçek ve partimiz Devrimci İşçi Partisi, farklı bir dille de olsa, AKP-MHP istibdadına, Türkiye'nin tepesine çökmüş bu gerici ittifaka karşı CHP'nin mücadele aracı olamayacağını yıllardır döne döne anlattı. Bu sözde “muhafelet”in, sonunda iktidarla uzlaşacağını çok daha zengin örneklerle, çok daha bütünsel, çok daha Marksist bir dille izah etti. BirGün'ün ekinde şimdi bir politik merkez görüşlerini ifade ediyor. Tarihî çağrışımlar yaratmak amacıyla kullandığı ad “Yol Politika Kolektifi”. Savunduğu politikanın Marksizmden, yani sınıf mücadelesinden fersah fersah uzak olduğunu anlamak için, yukarıda verilen alıntılarda OHAL dönemini nasıl tarif ettiğine bakmak yeter. Erdoğan'ın bizzat kendisinin patronlara, “biz OHAL'i grevleri engellemek için getirdik” dediğini ve o dönemde gerçekleşen çok sayıda tek imzalı grev yasağını zikretmeyi unutanlar, (kendisi de elbette önemli olan) üniversiteden uzaklaştırmaları hatırlıyorlar. Kürt halkının temsilcilerinden Demirtaş'ın yedi yıldır hapiste olmasına yolu açan dokunulmazlıkların toptan kaldırılması oylamasında, Kılıçdaroğlu'nun CHP milletvekilleri ile birlikte olumlu oy kullandığını unutuyorlar ama tarihte bir virgül olan CHP'li Enis Berberoğlu'nun adını zikretmeyi unutmuyorlar. Ne de olsa Kılıçdaroğlu'nun “Adalet Yürüyüşü”nde yanında yer aldılar! Proletarya sosyalizmi işçiye, emekçiye, halka sadece her zaman doğruyu anlatmaz. Aynı zamanda fikri ile zikri birdir. Gerekirse özeleştiri de yapar. Küçük burjuva sosyalizmi ise kendini manevralarla korumayı politikanın baş sanatı sayar. Kararı tarih verecektir.

Kısa Dalga Podcast
Sürgünde bir çınar: Celal Başlangıç | Banu Güven - Kemal Göktaş - Akıntıya İnat 16

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later May 8, 2024 43:44


Celal Başlangıç, hak haberciliğinin öncüsüydü. İşkencelerin, yargısız infazların, gözaltında kayıpların, emek sömürüsünün karşısında keskin bir kalem, titiz bir muhabir, usta bir röportajcı olarak dikiliyordu. Güneydoğu'da, 1990'larda hayatını riske atarak yaptığı gazeteciliği 2016'dan sonra OHAL koşullarında da devam ettirdi. Bu ısrarı yüzünden kendini bir anda Almanya'da, sürgünde buldu. Türkiye'de iken çalışmalarına başladığı Artı TV ve Artı Gerçek'i orada kurmak zorunda kaldı. Banu Güven ve Kemal Göktaş, Celal Başlangıç'ı ve Türkiye basınının son 40 yılını konuşuyor.

Yeni Şafak Podcast
ALİ SAYDAM - İğne Ve Çuvaldız…

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 1, 2024 3:45


Dikkatle baktım… Saraçhane'de polisin Taksim Meydanı'na geçişi engellemek adına oluşturduğu barikatı yarmak için saldıran marjinal küçük grupların elinde her türden flama vardı… Bir tek şey yoktu: Türk Bayrağı… Dikkatle baktığım ve diğerleriyle karşılaştırdığım ikinci tablo ise ‘Saraçhane Medyası'nın özellikle Bozdoğan Kemeri'nin önündeki olayları veriş biçimleriydi… Onlara göre polis, ‘anayasal haklarını kullanmak isteyen göstericilere' saldırıyordu, İstanbul'da Ohal ilan edilmişti ve İstanbul abluka altındaydı… Bu arada AK Parti'yi desteklesin desteklemesin diğer tüm kanallarda yayınlanan görüntüler ve yapılan yorumlar çok farklıydı… Marjinal grupların polise taş ve sopalarla saldırdıkları net bir şekilde görülüyordu ve hiçbirinde “Keşke bir olay çıksa da biz de yayınlayıp ratingi artırsak, hükümete çaksak” tavrı yoktu… Kutlamaların barış içinde sürmesi ve sonuçlanmasından Saraçhane Medyası dışında kimse mutsuz değildi. Bu arada CHP, KESK ve DİSK'in Bozdoğan Kemeri önündeki polis engelini şiddet kullanarak aşmaya çalışmak için çaba harcayan küçük grupların gazına gelmemeleri ve Saraçhane Medyası'nın provokasyonlarına uymayıp, konuşmalarını yaptıktan sonra alanı terk etmeleri de çatışmadan nemalanmak istemediklerinin bir göstergesi olarak kayda geçmeli… Öte yandan kayda geçecek bir fotoğraf karesinin de altını çizmeden geçmeyelim: Saraçhane'deki buluşmada Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun yanı başlarında kim vardı dersiniz? CHP'nin Eş Başkanlarının büyük teveccüh ve ilgi gösterdikleri o kişi, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ‘kimyasal silah kullanıyor' iftirası atan ve PKK propagandası yapan Türk Tabipler Birliği'nin görevden alınmış eski Başkanı Şebnem Korur Fincancı'dan başkası değildi… Hani ünlü sözdür: “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim…” derler… O misal işte… Gelelim “Çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendine batırmayı” öğütleyen o ünlü atasözüne… 1 Mayıs ne bayramı? Yanıt çok yalın: Resmi adı ile Emek ve Dayanışma Günü, halk arasındaki kullanımı ile İşçi Bayramı… Ya da başta solcular olmak üzere, halkın bazı kesimlerince benimsenen marştaki ifadeyle İşçinin Emekçinin Bayramı… Hayat bize, bir konunun ifade edilişinde ne kadar değişik kavram varsa, kafalar o kadar karışıktır, sözünün ne kadar doğru olduğunu defalarca göstermiştir… Gelişmekte olan ülkeler… Az gelişmiş ülkeler… Üçüncü dünya ülkeleri kavramlarında olduğu gibi…

Artg musical
La festa federala da musica populara a Bellinzona

Artg musical

Play Episode Listen Later Dec 3, 2023 58:26


Ina revista da la pli gronda festa da musica populara da noss pajais. L'emprima ura da l'Artg musical dad oz è deditgada plainamain a la Festa federala da musica populara dals 21 fin ils 24 da settember. Quella ha gì lieu per la 14avla giada – e per l'emprima giada en il Tessin a Bellinzona. Da gievgia fin dumengia han passa 80'000 visitadras e visitaders pudì giudair musica populara preschentada da var 2'000 musicantas e musicants e da 250 furmaziuns. Quellas han sunà sin 14 tribunas passa 400 concerts. Da la partida: bleras furmaziuns e chapellas da tut la Svizra, mintgina cun ses stil e quai ha procurà per gronda variaziun. Però questa giada hai era dà blera musica dal sid da las Alps, cun bandellas, furmaziuns da mandolina e chanzuns popularas tessinaisas. RTR ha registrà diversas da quellas chapellas e furmaziuns e perquai udis Vus oz in Artg musical deditgà a la festa da Bellinzona. Nus avain preparà in'ura cun blers tocs sco: La Lingera, Grappa di Gordola, La bella Ernestina, Auf dem Plomberg, I campan da Bellinzona e La bucca è scu'na porta. E sunar sunan las chapellas Ländlerkompass, Quartetto Prisma, Wybergstürm, ils Fränzlis da Tschlin, Ohalätz e Lisa Stoll, Vent Negru e Flavio Calderari.

Potzmusig HD
Potzmusig vom 02.09.2023

Potzmusig HD

Play Episode Listen Later Sep 2, 2023 32:00


Drei Tage voller Musik, Tanz, Gesang und fröhlicher Gesichter – das ist das Appenzeller Ländlerfest. Nicolas Senn mischt sich unter die Festbesuchenden des 27. Appenzeller Ländlerfests und trifft in verschiedenen Beizen und mitten auf der Gasse hochkarätige Volksmusikanten. Das Appenzeller Ländlerfest hat eine grosse Tradition. Schon seit 27 Jahren geben sich jedes Jahr volkstümliche Formationen aus Appenzell und der ganzen Schweiz ein kunterbuntes und fröhliches Stelldichein. Drei Tage lang wird in Ländlerbeizen und auf den schmucken Plätzen und Gassen von Appenzell musiziert, getanzt, gesungen und gefestet. Nicolas Senn geht auf Entdeckungsjagd, trifft auf allerlei musikalische Talente und jede Menge Überraschungen. Die Kapelle Gontner Loft spielt von traditioneller Appenzeller Musik über lupfige Innerschweizer Tänze bis hin zu gepflegter Ländlermusik und Oberkrainer. Vom Toggenburg erklingen Jodelklänge des Jodlerklubs Ebnat-Kappel. Die Appenzeller Formation Altfrentsch vereint meisterhaft traditionelle Klänge mit modernen Einflüssen, während die Gruppe Bodäständix aus der Innerschweiz mit traditioneller, aber frischer Musik begeistert – erstmalig am Appenzeller Ländlerfest. Vom Toggenburg erklingen Jodelklänge des Jodlerklubs Ebnat-Kappel, während der Berner Örgeliplausch mit fröhlicher Örgelimusik aufwartet. Ohalätz bringt mit Klarinetten einen Hauch Bündermusik nach Appenzell, während die Oberallgäuer Formation Burgglöckler Fehla aus Deutschland den typischen Volksmusikstil ihrer Region präsentiert. Die Vielfalt dieser Klänge füllt das Appenzeller Ländlerfest mit Freude und Tradition, verspricht unvergessliche Momente und lässt die Zuschauerinnen und Zuschauer in die reiche Welt der Volksmusik eintauchen.

Gerçek gazetesi
Levent Dölek: Nefes almak için

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jun 6, 2023 4:45


Sosyalistler için seçimler kapitalizmden sosyalizme geçiş taleplerinin ve işçi sınıfının devrimci çözümlerinin propagandası için bir fırsat olarak görülmelidir. Ancak son seçimlerde tam tersi bir durum gördük. Sosyalistlerin birçoğu Kılıçdaroğlu'nu desteklemelerine gerekçe olarak devrimin imkansızlığını, sosyalizmin gerçekçi bir alternatif olmadığını anlattı durdu. Seçim bitti sosyalistlerin devrim ve sosyalizm aleyhindeki propagandası bitmedi. Demirel'in 70'lerde meşhur olmuş “petrol vardı da biz mi içtik” sözünü anımsatırcasına “sosyalizm gelecekti de biz mi mani olduk” türünden ifadeler dört yanı sardı. Ne yalan söyleyeyim ben kapitalistinden liberaline, siyasal İslamcısından faşistine sosyalizmin ve devrimin mümkün olmadığına dair bu derece iman eden görmedim. Halbuki tam tersi doğru. Duvar yıkılmış, Sovyetler gitmiş, Çin kapitalistleşmiş, Kuzey Kore Allahlık, Küba kıvranıyor ama yine de dünyanın kapitalistleri devrim ve sosyalizm korkusuyla titremeye devam ediyor. Bizim sosyalistler “bir oy Kemal'e” diyor! Sosyalizmden zaten çoktan vazgeçtiler. Bundan kastımız seçimlerle sosyalizmin geleceğine dair bir ham hayal değil tabii ki. Sosyalizmden vazgeçmek derken, sosyalizmin imkansızlığına iman etmek derken, sınıf mücadelesine olan güvensizlikten, işçi ve emekçi kitlelerin ne yapsak etsek de sosyalizme yönelmeyeceğine dair kesin kanaatten bahsediyorum. Tabii kulağa daha akla yatkın gelen başka bir argüman daha var. Ona da değinmek lazım. Sosyalistler çoğunlukla faşizm gelmesin diye savundular Kemal için topladıkları oyları. Hani faşizm vardı zaten? Daha kaç defa gelecek bu faşizm? “Faşizme karşı faşistlerle cephe!” Meral Akşener'i faşistten saymadılar Ümit Özdağ geldi… Yüzde 50+1'i toplamak için sustular yol verdiler. Nasıl olsa Kemal solcu diye düşündüler. İki tur arasında solcu Kemal'in içinden çıkan faşisti gördük değil mi? Avrupa'nın değme faşistlerinin cesaret edemeyeceği kadar ırkçı-faşist bilbordlarla donattı dört bir yanı. Erdoğan bir gitsin de sosyalizmi o zaman savunuruz dedi pek çokları. Çok mantıklı geliyor insanlara biliyorum. Bir sağduyu var bu söylemin altında. Baskının daha az olduğu bir ortam, kitlelerin zihninin şovenizmle, mezhepçilikle, dogmalarla daha az yıkanması fena mı olur? Olmaz elbette de gerçek hayat öyle değil işte… İnsanlar zihinleri dogmalarla dolu olduğu ya da iktidarın ideolojik hegemonyasının etkisinde olduğu için mücadele etmiyor değiller tam tersine mücadele etmedikleri için bu gerici ideolojilerin etkisi altında kalıyorlar. Kanıtımız gerçek hayattır. Kapitalist sömürüye karşı işçiler her daim mücadeleler içinde oldu. İşgaller, grevler, direnişler OHAL döneminde de pandemide de eksik olmadı. Ve işçilerin bu mücadelelere atılmasına, hatta bu mücadelelerde istibdadın polisiyle jandarmasıyla göğüs göğüse dövüşmesine ne AKP'li ne de MHP'li olmaları engel oldu. Bu işçiler mücadeleye girdikçe aydınlandılar. Sosyalist fikirlerle tanıştılar. Mesela pek çokları Devrimci İşçi Partisi'ne de katıldılar. Önce aydınlanıp sonra mücadele etmediler. Mücadele ettiler ve öyle aydınlandılar, sınıf bilincine kavuştular ve etraflarına sınıf bilincinin ışığını yaymaya başladılar. Bazılarına bu anlattığımın hâlâ hayal gibi geldiğini biliyorum. Böyle bir şeyin olabileceğine akıl sır erdiremiyorlar. Ne diyeyim. Yemin mi edeyim! En iyisi şöyle söyleyeyim. Gelin bizimle takılın biraz. Fabrikalara, tersanelere, emekçi mahallelere gidelim apaçık gerçeği anlattığımızı göreceksiniz. Sınıf mücadelesi alanlarına gelseniz... Her kimlikten memleketten işçilerle emekçilerle sınıf mücadelesinde hemhal olsanız... İşçi sınıfının sosyalist ve devrimci fikirlere ne kadar açık olduğunu göreceksiniz. Haydi sınıfın saflarına! Nefes alırsınız nefes! Umut depolarsınız. Güç alırsınız. Kapitalistler boş yere korkmuyorlar görürsünüz. Bir oy Kemal'e diye verdiğiniz emeklere acır, hürriyet için devrim için sosyalizm için güven ve umutla kolları sıvarsınız!

Enerji Günlüğü Enerji Bülteni
Enerji Günlüğü 25 Mayıs 2023 Enerji Bülteni

Enerji Günlüğü Enerji Bülteni

Play Episode Listen Later May 25, 2023 5:21


Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net

Medyascope.tv Podcast
Alper Kaliber ile Avrupa Günlüğü (113): İtalya'da göçmenler nedeniyle OHAL | Almanya nükleerden çıktı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Apr 19, 2023 21:22


İtalya, göçmen akınını gerekçe göstererek altı aylık olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Aşırı sağcı Meloni hükümeti böylece belli konularda parlamentoyu devre dışı bırakarak kararlar alabilecek. OHAL kararı muhalefet cephesinde tepkiyle karşılandı. İktidar ise diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin kendilerini yalnız bıraktığı iddiasında. Almanya nükleer santrallerini devre dışı bırakma kararını üç buçuk aylık gecikmeyle uygulamaya geçirdi ve ülkenin son nükleer santralleri 15 Nisan günü faaliyetlerini sonlandırdı. Ancak nükleer santrallerin sökülmesi ve nükleer atıkların yok edilmesi de zor, uzun ve zahmetli bir sürece tabi. Avrupa Parlamentosu bugün AB İklim Yasaları'nın önemli bazı maddelerini oyluyor. Bu yasalar AB'nin 2050 yılına kadar iklim nötr olmasını hedefliyor. Yeni getirilecek düzenlemeler Türkiye'nin ihracatını da etkileyebilir. Alper Kaliber, Avrupa Günlüğü'nde yorumluyor.

Medyascope.tv Podcast
Femfikir (300): Depremde yıkılan kentler, köyler nasıl inşa edilecek? – Aslı Odman ve Gül Köksal ile söyleşi

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Mar 15, 2023 47:35


6 Şubat depremlerinin ardından henüz depremden etkilenenlerin geçici konut sorunları çözülememişken AK Parti hükümeti OHAL kapsamında aldığı kararlarla TOKİ aracılığıyla hızla kalıcı konut inşaatlarına başladı. Moloz kaldırma süreci de aynı hız ve plansızlıkla, insan ve çevre sağlığı göz ardı edilerek devam ediyor. Bu yayında İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) gönüllüsü Aslı Odman ve kent hakkı, kültürel miras ve mimarlık politikası konularında üreten mimar Gül T. Köksal ile deprem bölgesindeki inşaat sürecinin nasıl işlediğine -geçmiş “kentsel dönüşüm” örneklerinden de yararlanarak- odaklandık.

Enerji Günlüğü Enerji Bülteni
Enerji Günlüğü 3 Mart 2023 Enerji Bülteni

Enerji Günlüğü Enerji Bülteni

Play Episode Listen Later Mar 3, 2023 5:07


Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net

Kısa Dalga Podcast
Yeşil Dalga 16: Hatay'ı Amanoslar'a taşımak çözüm mü?

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Mar 2, 2023 37:41


Afet bölgesinin hızla yeniden inşası bir avuç şirkete emanet edildi. Peki coğrafya hala sallanırken, altyapı çökmüşken, kentlerin "fay hattının dışına" taşınmasındaki sorunlar ne     Maraş depremlerinin 18.gününde, afet bölgesinin yeniden inşası için sözleşmelerin yapıldığı açıklandı. TOKİ, toplam dokuz mimarlık şirketine yüzbine yakın konutun inşasını emanet edecek. 24 Şubat'ta OHAL kararnamesiyle orman ve meraların inşaya açılacağı ilan edildi.  Peki nerede, nasıl bir kentin inşa edileceğine kim, nasıl karar veriyor?  Tek bildiğimiz, AFAD üzerinden Çevre, İklim ve Şehircilik Bakanlığı'na yetkinin verildiği. Bu kadar kısa sürede ne jeolojik etütler tamamlanabildi, ne de altyapı sorunları çözüldü.  Doğa bilimleri ve sürdürülebilirlik uzmanı Ferdi Akarsu ile gazeteci Mehveş Evin, Yeşil Dalga podcast'inde "afet bölgesinin yeniden inşası"nı masaya yatırıyor.

Kısa Dalga Podcast
Nasıl Oldu? 2: Deprem ve yağma

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Feb 17, 2023 33:13


Depremden sonra devlet fotoğrafı 48 dakikada çekmişti ama 48 saat boş kalan alanı dün olduğu gibi bugün de suçlular doldurdu. Onlar; dün Taksim'de pala sallıyordu, Gezi'de çadır yakıyordu, bugün Hatay'da cop sallıyordu, duvar diplerinde insan öldürüyordu. Dün camide içki deniyordu, bugün telefon hırsızı Suriyeli deniyordu. Bebeğinin süt ve ekmek ihtiyacını karşılayanlar bugün yağmacı ilan edilip OHAL'in dayanağı yapılıyordu. Ve insanlar kendi ülkesinde mülteci oluyordu. Peki bütün bunlar nasıl oldu? Ersan Atar'ın podcastinde, devletin boşluğunda, yokluğunda oluşan atmosferi ve o atmosferin içindeki tehlikeyi dinleyeceksiniz.

Enerji Günlüğü Enerji Bülteni
Enerji Günlüğü 17 Şubat 2023 Enerji Bülteni

Enerji Günlüğü Enerji Bülteni

Play Episode Listen Later Feb 17, 2023 4:02


Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net

Medyascope.tv Podcast
Güne Bakış (9 Şubat 2023): Depremde 16 bin 546 can kaybı | Siyasetçiler deprem bölgesinde

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Feb 9, 2023 45:05


Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 6 Şubat günü 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde deprem gerçekleşti. Deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana yoğun şekilde hissedildi. Aynı gün Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kilis Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça Devlet Hastanesi'nde yaralı depremzedeleri ziyaretinin ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 16 bin 546 kişinin hayatını kaybettiğini, 66 bin 132 kişinin yaralandığını bildirdi. Depremin vurduğu 10 ili kapsayan OHAL tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. 10 ilde 3 ay süreyle OHAL uygulanacak. YÖK, tüm yükseköğretim kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışının ikinci bir duyuruya kadar ertelendiğini açıkladı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ''Yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle eğitim öğretime verdiğimiz arayı tüm Türkiye'de 20 Şubat'a kadar uzatma kararı aldık" dedi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile bulundukları bölgede depremin tahribatını konuştuk. Editör: Egemen Gök

Kısa Dalga Podcast
Bülten/ Tablo ağır

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Feb 9, 2023 10:42


Enkazlardaki arama kurtarma çalışmaları sürerken can kaybı sayısı saat başı artıyor. Arama kurtarma çalışmaları zor koşullarda yürütülüyor. Kentlerde elektrik yok, su yok, hava çok soğuk... OHAL kararı bugün Meclis'e geliyor... Büyük yıkımın üçüncü gününe dair tüm gelişmeler bültende...

Kısa Dalga Podcast
Bülten/ Üç ay OHAL

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Feb 8, 2023 12:07


Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremde 3 bin 500den fazla kişi yaşamını yitirdi on binlerce kişi yaşamını yitirdi. Yıkılan bina ise 5 binden fazla. AFAD, 5 bin 775 binanın yıkıldığını, henüz teyidi yapılmamış ancak 'yıkıldı ihbarı' gelen bina sayısının 11 bin 302 olduğunu açıkladı. Büyük yıkımın ikinci gününden önemli gelişmeler bültende...

Aposto! Altı Otuz
Aposto Altı Otuz | 8 Şubat Çarşamba - Büyük Kahramanmaraş Depremi: OHAL

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Feb 8, 2023 17:04


Fuat Oktay can kaybının 6 bine, yaralıların 35 bine yaklaştığını duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan OHAL ilan etti. Uçan Süpürge Vakfı Yerel Kadın Muhabirler Ağı, gelişmeleri sahadan bildirdi. Bugünün bülteni Yatsan ile birlikte ulaşıyor. Fotoğraf: AA

evrensel podcast
Deprem sonrası ilan edilen OHAL'in yetkileri ve OHAL'e itirazlar neler? - Prof. Dr. Levent Köker | ANKARA BASKISI

evrensel podcast

Play Episode Listen Later Feb 8, 2023 20:12


Ankara Baskısı'nda Birkan Bulut'un konuğu Kamu Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker. Prof. Dr. Köker'le Maraş'ta meydana gelen iki büyük depremin ertesinde depremden etkilenen illerde AKP iktidarı tarafından 3 ay süreli bir OHAL ilan edilmesini, bu OHAL'in yetkilerinin ne olduğu ve OHAL kararına yönelik itirazların neler olduğunu konuştuk. Ankara Baskısı her çarşamba Evrensel'de.

Medyascope.tv Podcast
Güne Bakış (7 Şubat 2023): Türkiye iki büyük depremle sarsıldı | 10 ilde OHAL ilan edildi

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Feb 7, 2023 43:15


Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) açıklamasına göre merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık'ta 04:17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 04.26'da Gaziantep-Nurdağı'nda 6,4, saat 04.36'da ise Gaziantep-İslahiye'de 6,5 büyüklüğünde deprem gerçekleşti. Deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana yoğun şekilde hissedildi. Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AFAD merkezinde Kahramanmaraş depreminden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle Olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini açıkladı ve “3549 vefatımız, 22 bin 168 yaralımız var. En büyük tesellimiz şu ana kadar 8 binin üzerinde vatandaşımızın enkaz altından sağ olarak kurtarılmış olmasıdır” dedi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ile OHAL kararını konuştuk. Editör: Egemen Gök

Aposto! Altı Otuz
Aposto Altı Otuz | 7 Şubat Salı - Deprem özel

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Feb 7, 2023 14:53


Geçmiş olsun Türkiye. Hayatını kaybedenler 3 bin 549 kişiye yükseldi. Depremden etkilenen 10 ilde OHAL ilan edildi. İskenderun Limanı'ndaki yangın henüz söndürülemedi. Fotoğraf: BBC Türkçe

COSMO Köln Radyosu
Depremde ikinci gün: Almanya'dan afet bölgesine yardım

COSMO Köln Radyosu

Play Episode Listen Later Feb 7, 2023 30:15


Türkiye tarihindeki en ağır felaketlerden birini yaşıyor. Deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmaları devam ederken, 10 ilde üç ay boyunca OHAL ilan edildi. Almanya ve Avrupa'daki Türkiye kökenli vatandaşlar kaygılı. Yakınlarına ulaşamayan pek çok kişi yola çıktı. Çok sayıda dernek, kuruluş ve inisiyatif para ve yardım malzemesi topluyor. Almanya dahil bütün dünyadan arama-kurtarma ekipleri Türkiye'ye ulaştı. Von Tuba Tuncak.

Kısa Dalga Podcast
Bülten/ HDP, AKP'ye kapıyı kapattı

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Jan 10, 2023 11:59


HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın seçimlere kendi adaylarıyla gireceklerini açıklaması siyaseti hareketlendirdi. HDP'den yeni açıklamalar geldi... AKP yeniden Anayasa turuna çıkıyor, HDP randevu vermedi.../ Kırmızı et fiyatlarına yılbaşından beri 3 kere zam geldi... Bakan "Spekülatif hareketler var" dedi... / Zincir marketlerden sonra fiyat sabitleme sırası hazır giyimde.. / Brezilya'da OHAL../ Gündemin öne çıkan gelişmelerinden derleyerek hazırladığımız Kısa Dalga Bülten Başlıyor

Yeni Şafak Podcast
Hüseyin Likoğlu - Yenikapı ruhu ve ittifaklar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 11, 2022 3:52


15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin ardından tehlikenin farkına varanlar, siyasi görüş, düşünce, inanç ve farklılıklarını bir tarafa bırakarak, ülkenin geleceği etrafında bir araya geldiler. “Önce ülkem, sonra ülküm” anlayışı zihinlere hakim oldu. Bunun en somut simgesi şüphesiz 7 Ağustos'ta Yenikapı Meydanı'nda siyasi parti gözetmeksizin milyonlarca insanın bir araya gelmesiydi. Yenikapı ruhu diye sembol hale gelen o tarihi mitinge CHP dahil birçok partinin liderleri davet edildi ve Sayın Kılıçdaroğlu da katıldı. Aradan kısa zaman geçti, Kemal Kılıçdaroğlu farklı bir kulvara yöneldi. 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine “Tiyatro”, Fetullahçı hainlere karşı mücadele için 20 Temmuz'da ilan edilen OHAL için ise “Darbe” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli, mevcut Parlamenter

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Şili halkı postmodernizmi neden reddetti?

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Oct 9, 2022 10:53


Aradan bir ay geçti, unutulmuş olabilir. Şili halkı 4 Eylül günü düzenlenen referandumda Kurucu Meclis'in hazırladığı ilerici anayasayı reddetti. Hem de öyle böyle reddetmek değil. 4,8 milyon (%38) lehte oya karşılık 7,8 milyon (%62) ret oyuyla. Bu, sadece Şili'de değil, bütün dünyada eşitlikten, özgürlükten, temel haklardan yana insanları şaşkına çevirdi: Halk kendi lehine olan, 388 maddesinin 100 kadarında çeşitli hakları güvence altına alan bir anayasayı nasıl reddetmişti? Nefret edilen diktatör Augusto Pinochet'in tamamen halk düşmanı neoliberal 1980 Anayasası'nın yürürlükte kalmasına yol açan bu “hayır” oyu ne demekti? Kitlelerin yarım kalmış zaferinden… Gerçekten de Şili'yi Kurucu Meclis'e ve referanduma götüren süreci kısaca hatırlayacak olursak görünüm şaşırtıcı. Şili halkı 2019 Ekim ayında “İsyan” (İspanyolca “La Revuelta”) olarak anılan dev bir kitle hareketiyle Pinochet'den miras kalan 30 yıllık sözde demokrasiyi devirmeye girişmişti. 19 milyonluk bir ülkenin 7 milyonluk başkenti Santiago'da 1,5 milyon insanın bir meydanda toplanmış olması ne demektir? İstanbul'da 6-7 milyon insanın aynı anda sokağa çıkmasına karşılık verir! Bizce Şili'deki halk hareketi sadece bir isyandan ibaret değildi, bir devrimci kriz doğurmuştu. Kurulu düzen elbette böyle bir patlama karşısında (başta başvurduğu OHAL yoluyla askeri sokağa süren baskı da işe yaramayınca) birtakım tedbirler alacaktı. Düzenin temsilcileri ile halk hareketi adına konuşanlar bir müzakere sonucunda bir belge hazırladılar. Müzakerelerin başını düzen yanlılarından gerici bir senatör, halkın tarafından da Gabriel Boric çekiyordu. Boric'in hareketin önünde yürüyor olduğu söylenemezdi, daha ziyade hareketin önünü kesmeye çalıştığı söylenebilirdi. (Kendisine az sonra bir daha rastlayacağız.) “Toplumsal Barış ve Yeni Anayasa” adını taşıyan anlaşma 15 Kasım'da imzalandı. Ekim 2020'de yeni anayasa ve Kurucu Meclis önerisi halkoyuna sunuldu. Yüzde 80 olumlu oyla kabul edildi Kurucu Meclis! Mayıs 2021'de Kurucu Meclis seçimlerinde eski sahte demokrasinin temsilcileri bozguna uğradı. Sosyalist sol ve diğer isyancı katmanlar büyük başarı elde etti. İki ay sonra Kurucu Meclis toplandı ve yaklaşık bir yıl içinde yeni anayasa taslağını hazırladı. Üstelik bu arada, Ekim 2020 referandumu ve Kurucu Meclis seçimlerinden sonra bir de üçüncü zafer kazandı emekçiler-ezilenler cephesi: 1973 darbesinden beri ilk kez sosyalist solun bir adayı bu yılın başında başkanlık seçimlerini kazandı. (O Gabriel Boric bu Gabriel Boric!) Artık halkın güçlerini durdurmak mümkün değildi sanki! Şili solu bugün sadece bazı mevziler ve önemli bir moral kazanmıştır. 2019 devrimci yükselişinin rüzgârı devam ediyor. Bu devrimci dalga açısından Kurucu Meclis sadece bir merhaledir. Şimdi önemli olan, bu seçimlerin başarısının rüzgârı ve Kurucu Meclis'teki avantajlı konum sayesinde işçi sınıfı ve müttefiklerini gelecekteki daha büyük savaşlara hazırlamaktır. ‘İyi bir anayasa yaparsak rahatlarız' düşüncesi halkın en büyük afyonu olacaktır.” Marksizmin yakıcı önemini anlamayanlara ithaf edilir.

Yeni Şafak Podcast
Ahmet Ünlü - Tazminat isteyen FETÖ iltisaklısının Danıştay kararına yansıyan yazışmaları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 25, 2022 8:04


Bu yazımızda FETÖ iltisakı nedeniyle 672 sayılı KHK'nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden ihraç edilen kişinin Danıştay 5. Dairesi'nin E. No:2021/2776, K. No:2022/2992 karar No.'lu kararına yansıyan yazışmalarından bahsedeceğiz. IFETÖ iltisaklısı 1 milyon TL manevi tazminat istiyor ....idare bünyesinde görev yapmakta iken, 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yapılan başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı işlemin iptali ile anılan işlem nedeniyle mahrum kaldığı maddi tazminatın (alamadığı maaşlarının) hesap edilerek kendisine dönemsel aylık işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve 1.000.000,00 TL manevi tazminat talep ediliyor. Davacının talebi hem İdare Mahkemesi'nce hem de Bölge İdare Mahkemesi'nce reddedilmiştir. IFETÖ iltisaklısının dosyasında neler yer alıyor? Davacı temyiz başvurusunda bulunmuş ve şu iddiaları ileri sürmüştür; 1- Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden doğan haklarının ihlal edildiği, 2- OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı, 3- 19/07/2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesi nedeniyle uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin anayasal dayanağının kalmadığı, 4- MGK kararları ile kişi ya da kişi gruplarının suçlu ya da terör örgütü ilan edilemeyeceği, 5- ByLock verilerinin yasadışı delil olduğu, hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, 6- BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu'nun ByLock kullanmanın yasadışı hiçbir niteliğinin olmadığını tespit ettiği, 7- Bir kişinin yatırım amacıyla bir bankaya para yatırması ve yatırımdan kâr elde etmesinin mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, 8- Yatırım amacıyla yasal bir bankaya tamamen yasal olarak elde edilmiş bir miktar parayı yatırmanın soruşturma ve kovuşturma işlemlerine, tutuklama ve mahkumiyet kararlarına ve kamu görevinden çıkarma işlemine dayanak yapılmasının mülkiyet hakkına müdahale oluşturacağı, 9- Sendika üyeliğinin talimatla olmadığı, sendikanın faaliyetlerini yasal olarak sürdürdüğü, Devletin izin ve gözetiminde faaliyette bulunan kuruluşlara yapılan ödemelerin hiçbir şekilde ihraç gerekçesi olarak değerlendirilemeyeceği, sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiğini gösteren somut eylem olmadığı, 10- OHAL Komisyonu'nun insan hakları ihlallerini inceleme ve giderme görevinin gereklerini yerine getirmediği, darbe girişimiyle uzaktan yakından en küçük ilgisinin bulunmadığı, OHAL Komisyonu kararı ile idare mahkemesi kararında FETÖ/PDY üyesi olduğu sonucu çıkarılacak ifadelerin kullanıldığı, bu ifadelerin masumiyet karinesini ihlal ettiği, adli yardımdan yararlanmasına rağmen aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücreti hükmedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir. IDanıştay kararında neler yer alıyor?

Yeni Şafak Podcast
Ersin Çelik - 15 Temmuz'la hesaplaşma ve FETÖ'ye iade-i itibar seçimleri

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 2, 2022 4:07


Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'dan bir yıl sonra başlattığı Adalet Yürüyüşü sürecinde verdiği röportajda, “20 Temmuz'da sivil darbe yaptılar. Şu anda Türkiye bir darbe süreci içinde” demişti. FETÖ'cüler daha sonra bu sözlerini 2021 yılında yaptıkları 15 Temmuz karşıtı belgeselde kullanmıştı. Hem de kendisiyle yeni röportaj yapmış gibi kurgulayıp yayına verdiler. Ne kendisi ne de CHP'den hiç kimse bu algı oyununa itiraz etmedi. Kılıçdaroğlu'nun “20 Temmuz darbesi” dediği gelişme, FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, 2O Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal süreciydi. Kılıçdaroğlu, FETÖ ile mücadelede ve özellikle de başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere devletin önemli organlarındaki yapılanmanın temizlenmesine “darbe” diyor. Sadece FETÖ değil PKK ile ilintili birçok isim de bu süreçte devletten tasfiye edildi. OHAL, üçer ay arayla 7 kez uzatıldı ve iki yıl sürdü. İki yıl süren OHAL döneminde 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildi. Geçtiğimiz aylarda Milli Savunma Bakanlığı açıklamıştı. 15 Temmuz sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 150'si general olmak üzere 24 bin 388 kişi ihraç edilmiş. Bu sayı emniyette ise 37 binlerde. KHK ile ihraç edilen herkes için FETÖ'cü, darbeci ve terör örgütü üyesi diyemeyiz. Bazı kamu görevlilerinin haksız ihraçları, OHAL İnceleme Komisyonu'nun raporuna da yansıdı zaten. Komisyon, itirazlar sonucu ihraç edilenlerden 17 bin 265 kişiyi görevlerine iade etti. Cumhurbaşkanı adaylığını kendisi ve ittifak ortakları ilan etmeden, partililere ilan ettiren Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün “KHK'lıların tamamını görevlerine iade edeceğiz. Bir arkadaşımız sadece bu işlerle ilgileniyor” açıklamasını yaptı. Kemal Bey, binlerce FETÖ'cü ve PKK'lıya açık çek verdi. Bu bir seçim vaadi. Sokakta yürürken ayaküstü yapılmış gibi görünse de bu çıkış şu anlama geliyor: “Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde beni destekleyin. Arkamda durun. Aday olayım ve seçimde de oy verip beni ülkenin Cumhurbaşkanı seçin. Sizden bunu istiyorum ve karşılığında da; devlete ve millete karşı hangi suçu işlemiş olursanız olun, yargı hakkınızda hangi kararı vermiş olursa olsun affedileceksiniz. Mevkilerinize, makamlarınıza, rütbelerinize geri döneceksiniz.” Kılıçdaroğlu ve CHP'liler, “biz böyle bir vaatte bulunmadık, söz vermedik” diyebilirler. Fakat sokakta ayaküstü yapılan açıklamanın başka bir anlamı yok. Dahası sunulan özel vaat, hem FETÖ'cülere 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyanlarla hesaplaşma yolunu açacak hem de devlette yeni bir tasfiye sürecinin başlatılacağının işaretlerini veriyor. Başvuruları OHAL İnceleme Komisyonu tarafından reddedilen 107 bin KHK'lı sorgusuz sualsiz devlete dönecekse, 2023 seçimlerinden hemen sonra olası iktidar değişikliğinde devlette cadı avı başlatılmayacağının hiçbir garantisi yok. CHP yönetimi tasfiye pratiğini İstanbul'da yaptı. Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu seçimlerden önce namus sözü vermelerine rağmen İBB yönetimi CHP'ye geçtikten sonra binlerce çalışanı işten çıkardılar. Birçoğunu da sosyal medya taraması yaparak tespit ettiler. Dünkü yazımda “Muhalefet, seçmeniyle birlikte 'Türkiye tufanına' hazırlanıyor” demiştim. Tabanın bir kısmı ve özellikle de söz verilen FETÖ'cüler bu anı bekliyorlar. Açık açık da ifade ediyorlar zaten. Bunu 15 Temmuz akşamı ve gecesi sosyal medyada darbe karşıtı paylaşım yapanlara gelen tehdit mesajlarında gözlemlemek mümkün.

Mundo Sabah Bülteni
⚡ Amazon E-Bisiklet, TÜİK Verileri

Mundo Sabah Bülteni

Play Episode Listen Later Jul 4, 2022 5:05


Salı gününden günaydın! Dünya'dan ipuçları ile başlıyoruz:-İtalya'da 5 bölgede kuraklık nedeniyle OHAL ilan edildi.-İsveç ve Finlandiya NATO'da üyelik müzakerelerine katıldı.-Almanya Başbakanı Scholz: Enflasyonda tarihi bir zorlukla karşı karşıyayız.-Polonya Başbakanı Morawiecki'den AB'ye yeşil enerjiden vazgeçerek geleneksel enerjiye dönmesi gerektiğini bildirdi.

Bir bakışta
İtalya'daki kuraklık hayatı nasıl etkiliyor?

Bir bakışta

Play Episode Listen Later Jun 21, 2022 7:48


İtalya'da bu yıl düşük seyreden yağış oranı ve son dönemde yüksek sıcaklıkların etkisiyle görülen kuraklık nedeniyle alarm verildi. Detayları Anadolu Ajansı Roma Muhabiri Barış Seçkin anlattı.

T24 Podcast
Murat Sabuncu // Türkiye'de adı konmamış OHAL ilan edildi, 'demokratik seçim' tehlikede! // 30 Mayıs 2022

T24 Podcast

Play Episode Listen Later May 31, 2022 4:49


"Ana muhalefet liderinin açıklamasına ilişkin haberlere bile ceza uygulaması başladı. Türkiye'de adı konulmamış OHAL ilan edildi. Bu koşullarda seçimlerin demokratik olacağını iddia etmek yanlış" Murat Sabuncu'nun 30 Mayıs 2022 tarihli yazısının seslendirmesidir. https://t24.com.tr/yazarlar/murat-sabuncu/turkiye-de-adi-konmamis-ohal-ilan-edildi-demokratik-secim-tehlikede,35455

Mundo Sabah Bülteni

Hafta ortasından günaydın! Dünya'dan ipuçları ile başlıyoruz:-Yunanistan: Tüm Avrupa ülkeleri gibi biz de Ukrayna'ya silah veriyoruz.-Macaristan, Ukrayna'daki çatışmalar nedeniyle bugünden itibaren ülke genelinde OHAL ilan etti.-Rusya: NATO, sınırlarımıza kadar yaklaştı ve muharebe potansiyelini artırdı.-Suudi Arabistan: İran'la ilerlemeler kaydettik ancak bu yeterli değil.-Taliban: Afganistan havalimanlarının işletilmesi konusunda Katar ve Türkiye ile müzakereler sürüyor.

Gerçek gazetesi
Sungur Savran: Saatleri ayarlama cephesi

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later May 18, 2022 4:22


Saatleri ayarlama cephesi Sol 1990'lı yılları AB üyeliği hülyalarına dalarak geçirdi. 2000'li yıllarda bu hayaller bir bölüm solcuyu AKP'nin destekçiliğine kadar düşürdü. 2010 anayasa referandumuna verilen destek bunun doruğu oldu. 2010-2015 arası ise AKP'nin “petrol açılımı” peşinde harcandı. 2015'te ayaklar suya erdi. Devrimci İşçi Partisi'nin “Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet!” şiarı solda bu kadar çok yankılanıyorsa, bunun bir hikmeti var demektir. 1990'lı yıllarda yaşanan ağır krizleri (en önemlisi Susurluk'u) bir yana bırakalım. 2000'li yıllarda Tekel işçilerinin Sakarya seferinin, 2010'lu yıllarda ise Gezi'nin (2013), Kobani eylemlerinin (2014) ve “metal fırtına” olarak anılan büyük metal işçisi isyanının (2015) mücadele için ne büyük olanaklar yarattığını sol göremedi, daha doğrusu görmek istemedi. Hem Türk solunda hem de Kürt hareketinde düzen partilerinin düzenindeki çatlaklar politikanın tek biçimi haline gelmişti. 2013-2014-2015'te yaşanan bu fırsatlar heba edilince Türkiye bir gericilik dönencesine girdi. 7 Haziran 2015 seçimleri, daha önceki atılımın kuğu şarkısı oldu. AKP'nin yenilgisinin doğurduğu fırsatlar “barışçı çıkış” hayalleriyle harcandı. 20 Temmuz 2015'te patlatılan bombanın sadece Suruç'a değil bütün Türkiye'ye atıldığı, 10 Ekim'de Ankara'da Gar katliamı ile anlaşıldı. 2016 başarısız darbe yılı, 2017 OHAL altında “atı alan Üsküdar'ı geçti” uğrağı, 2018 “adam kazandı” aşaması oldu. Bütün bu dönem boyunca kısmi ve mevzii mücadeleler yaşandı elbette. Ama son dönemin karanlığını yırtamadı bunlar. 2022 başka türlü açıldı. Ocak ve Şubat ayları boyunca metalden petrokimyaya, tekstilden gıdaya, perakendeden kargoya, belediyeden sağlığa birçok sektörde işçiler ve kamu çalışanları, yani bir bütün olarak proletarya yaygın bir mücadeleye girişti. Bu, tek atımlık bir mücadele değildi, tekrarlanacaktır. Zira ardında işçi sınıfını ve bütün emekçileri sarsan, emeklileri çok ağır bir hayat memat sorunu ile karşı karşıya bırakan bir büyük ekonomik kriz var. 2021 sonuna kadar enflasyonu yüzde 19,99'da sabitleyen köyün yalancısı TÜİK bile artık yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 70'e dayandığını itiraf ediyor. Bağımsız ölçüm yapan ENAG adlı kuruluşun ölçümü ise yüzde 150'nin üzerine çıkmış durumda. Hayat pahalılığı yakıyor kavuruyor. Çok ağır bir baskı mekanizması kurulmadıkça Ocak-Şubat aylarındaki yükseliş, bir kısa soluk almadan sonra yeniden bir atılım yapacaktır. Ve en önemlisi, bu genel bir harekettir, proletaryanın tamamının desteğini henüz alamasa bile onayını alıyor. İstibdad cephesi işçi sınıfı ve emekçilerin öfkesinin hedefi haline geliyor. Ama “altılı masa”da Ali Babacan oturuyor, masanın tepesinde TÜSİAD'ın ruhu dolaşıyor. Proletaryanın toplumsal hareketinin sosyalistler dışında bir politik ifadesi olması bugünün Türkiye'sinde mümkün değildir. Sosyalist hareketin bir atak yapması için ortam bütünüyle müsaittir. Seçimlere sadece bir yıl kaldı. Gün küçük hesaplarla, kısmi kazanımlarla geçiştirilecek gün değildir. Krize farklı bir çözüm önerisi temelinde berrak bir sınıf politikasının güdüleceği gündür. Sosyalist partiler sapasağlam bir ekonomik program temelinde, halkın acil sorunlarına ilişkin somut taleplerle, var olan siyasi çerçeveyi altüst edecek bir yönelişle, sermayeden, emperyalizmden, devletten bütünüyle bağımsızlaşmış bir sosyalist odak kurmak üzere bir araya gelmelidir. Türkiye solu saat ayarını yapmak zorunda. Gecikmeden, bir an önce, bir sosyalist masa kurulmalı!

Kısa Dalga Podcast
BÜLTEN / ​​​​​​​PAZARTESİ ZAMLARI: ÇAY, KAHVE, ŞEKER, RAKI, TUVALET...

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later May 17, 2022 11:06


Zam yağmuru aralıksız devam ediyor. Bir günde çaya, kahveye, şekere ve rakıya zam geldi. İlaç sektörü de yüzde 75 zam istiyor. Dövizdeki artış sürüyor. Türkiye yine yeniden bir iptal kararını konuşuyor. Sanatçı Aynur Doğan'ın konseri iptal edildi. Bileti olanlar İstanbul'da 28 Mayıs'taki konsere davet geldi. Bu arada Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'dan da dikkat çekici OHAL uyarısı geldi. Gündemin tüm gelişmelerini bültende bulabilirsiniz..

Medyascope.tv Podcast
Ülkü Doğanay yazdı: Öyle OHAL komisyonları vardı ki onlar aslında hiç yoktular

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Dec 23, 2021 18:52


Medyascope Podcast'ten herkese merhaba. Hafta Sonu Yazıları köşemizde yayınlanan yazılarımızın seslendirmesiyle karşınızdayız. Ülkü Doğanay'ın “Öyle OHAL komisyonları vardı ki onlar aslında hiç yoktular” başlıklı yazısını ben Volkan Kutluer sizler için seslendirdim. Beğenerek dinlemenizi umuyorum.

Cevheri Güven
DOLAR PATLADI..ERKEN SEÇİM STARTI VERİLDİ PERDE ARKASI-MoonStar

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Dec 16, 2021 15:59


DOLAR PATLADI..ERKEN SEÇİM STARTI VERİLDİ PERDE ARKASI #Erdoğan #Dolar #Faiz #ErkenSeçim #OHAL

Cevheri Güven
EN KÖTÜSÜ... EKONOMİK OHAL İLE EL KOYACAKLAR ÖZGÜR DÜŞÜNCE-MoonStar

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Dec 15, 2021 42:13


EN KÖTÜSÜ... EKONOMİK OHAL İLE EL KOYACAKLAR ÖZGÜR DÜŞÜNCE

Cevheri Güven
KAPIDAKİ SORUN EKONOMİK BUHRAN VE OHAL-Savaş Genç

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Dec 13, 2021 15:35


KAPIDAKİ SORUN EKONOMİK BUHRAN VE OHAL

Medyascope.tv Podcast
"OHAL kararlarıyla anayasal düzen askıya alınmıştır"

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Dec 10, 2021 25:17


CHP İstanbul Milletvekili ve anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kurulan olağanüstü hal (OHAL) işlemlerini inceleme komisyonuna yaptığı başvurunun reddedildiğini söyledi. Barış imzacısı olan ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerinden alınan akademisyenlerin “üçlü haksızlık zincirine vurulduğunu” belirten Kaboğlu, “Akademisyenler özgürlüklerinden edilmiş, ayrımcılık ve adaletsizliğe uğramıştır. Üçlü yaptırım zincirine vurulmak dünya ölçeğinde eşine az bulunur uygulamalardır” dedi.

Cevheri Güven
EKONOMİK OHAL; HER ŞEYE ÇÖKEBİLİRLER-Moonstar Tv

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Nov 27, 2021 31:41


EKONOMİK OHAL; HER ŞEYE ÇÖKEBİLİRLER

Cevheri Güven
AĞIR EKONOMİK BUHRAN OHAL GELEBİLİR..!-Moonstar Tv

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Nov 26, 2021 32:56


AĞIR EKONOMİK BUHRAN OHAL GELEBİLİR..!

Medyascope.tv Podcast
Sevilay Çelenk ile Yeri Gelmişken: Peki, OHAL Komisyonu Suç İşlemiyor mu?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Nov 2, 2021 21:25


"Yeri Gelmişken"de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bürokrasiye ve memurlara yönelik olarak yaptığı görev ve yetkileri hukuka uygun biçimde kullanma uyarısı çerçevesinde, AKP hükümetleri döneminde gerçekleştiği düşünülen hukuka aykırılık ve "zincirleme suç" edimleri değerlendiriliyor. Programda, Kılıçdaroğlu'nun uyarısını ve CHP'nin tezkereye 'hayır' demesini müteakip, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çubuk'ta yaşanan linç girişiminin görüntülerini AKP grup toplantısında bir gözdağı ifadesi eşliğinde izlettirmesi de irdeleniyor. Bu çerçevede ayrıca OHAL Komisyonu'nun işlemlerinin "suç" niteliği taşıyıp taşımadığı tartışılıyor. OHAL Komisyonu'nun bu hafta dört barış imzacısı akademisyenin başvurusuna verdiği ret kararı örnek vaka olarak ele alınıyor.

Medyascope.tv Podcast
Sosyal Hukuk: Esra Demir Gürsel ile OHAL Komisyonu'ndan Barış Akademisyenleri ile ilgili ret kararı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Oct 31, 2021 23:31


Sosyal Hukuk: Esra Demir Gürsel ile OHAL Komisyonu'ndan Barış Akademisyenleri ile ilgili ret kararı

Cevheri Güven
Cüneyt Özdemir- EGEDE OHAL YAŞANIYOR CÜNEYT ÖZDEMİR-02-08-2021

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Aug 3, 2021 112:42


Cüneyt Özdemir- EGEDE OHAL YAŞANIYOR CÜNEYT ÖZDEMİR-02-08-2021

Cevheri Güven
Cevheri Güven-İki memurun hikayesi... Biri KHK'lı... Biri AKP'li...

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Aug 3, 2021 10:08


Fatih Murat Coşkun KHK'yla ihraç edilmiş bir memur... Ali Rıza Altunel ise AKP döneminin yıldızlarından... İkisi de Diyanet'te başladıkları meslek kariyerlerini çok farklı noktalarda devam ettiriyorlar. Coşkun, KHK'yla ihraç edildi, tutuklandı, hapis yattı, beraat etti, haksız yere yattığı hapis nedeniyle devleti mahkum edip tazminat kazandı. Yine de OHAL komisyonu görevine iade etmedi. Şimdi lokantada çalışıyor... Altunel ise imamlıktan, sürekli olarak paranın bol olduğu konumlara, genel müdürlüklere atandı. Hakkında yolsuzluk, zimmete para ve mal geçirme soruşturmaları açıldı ama hiçbiri onun yükselişini durduramadı...

Tabs Out Cassette Podcast
Episode #114 | 11.5.17

Tabs Out Cassette Podcast

Play Episode Listen Later Nov 5, 2017


Skip Club Orchestra, Inner Travels, Modus Pony, Steve Roach, Toiret Status, Odd Person, Zod1ac, Ohal, List of Moths, Joe Mygan, Trappis, and Matthias Urban.

Virgin Radio - Modern Sabahlar
Modern Sabahlar 147: 21.07.2016 Perşembe | Türkiye'de OHAL ilan edilmesinin ardından... Bireysel olarak, bu zorlu günleri sağlıklı olarak nasıl geçirebiliriz? Klinik Psikolog Dr. Özge MERGEN ile konuşuyoruz... Uzun zamandır proje halinde olan

Virgin Radio - Modern Sabahlar

Play Episode Listen Later Jul 21, 2016 35:03


Beginnings
Episode 266: Ohal Grietzer

Beginnings

Play Episode Listen Later May 12, 2016 87:17


On today's episode I talk to musician Ohal Grietzer. Born and raised in Ashkelon, Israel, Ohal moved to New York in 2001, where she began collaborating on a number of musical projects with people like Tunde Adebimpe of TV On The Radio, Tyondai Braxton, and Kyp Malone's Rain Machine. Her latest album Acid Park is out this month on Styles Upon Styles Records. Separate from her work as a musician, Ohal is also a Palestinian-rights activist, a member of Anarchists Against the Wall, and is involved in the Boycott, Divestment and Sanctions Movement, having recently written an article with Brian Eno urging musicians to support the movement. This is the website for Beginnings, subscribe on iTunes, follow me on Twitter.