Ceyda Karan, Eksen’le her gün RS FM'de. Eksen'de Rusya'dan Avrupa'ya; Amerika'dan farklı bölgelere kadar pek çok noktadaki sıcak gelişmeler masaya yatırılıyor.
Prof. Dr. Hasan Ünal, dünyadaki kriz alanlarını, ABD Başkanı Donald Trump hükümetindeki ayrılıkları, Trump'ın Ukrayna ile imzaladığı anlaşmayı ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdi.
Dr. Barış Adıbelli, Pakistan ve Hindistan arasında bir haftadır devam eden gerilimi yorumladı.
Gazeteci ve dış politika yazarı Mehmet Ali Güller'e göre SDG, federasyon vurgusunu artırdı. ABD ve İsrail'in Şam'ı zayıflatmak için Dürzilere ve Kürtlere odaklandığını kaydeden Güller, ayrıca yaptırımlar ile Ahmet eş-Şera'nın kıskaca alındığını ve taviz vermeye zorlandığını belirtti.
Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay'a göre Kamışlı'daki Kürt konferansının arkasında ABD ve Fransa var. Konferanstan çıkan ortak bildiride Kürt gruplarının resmen Şam yönetimini tanımadığını ilan ettiğini vurgulayan Atabay, Suriye'deki emperyalist planların, Suriye'yi parçalamaya dönük olduğunu kaydetti.
Gazeteci Erdal Tekin, Almanya'nın yeni koalisyon programının militarist yapısına dikkat çekti. Sosyal Demokratlar-Yeşiller hükümetinin giderayak Türkiye'ye uyguladığı Eurofighter vetosuna da değinen Erdal Tekin, Merz'in NATO ortaklarına silah satışı vurgusu yapmasına karşın ABD'nin politikalarının da belirleyici olabileceği uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Emin Gürses'e göre İngiltere, Ukrayna'da çatışmaların devam etmesini sağlayan baş aktör. ABD'nin Avrupa'ya yönelik baskılarının esasında Çin'i sıkıştırmayı hedeflediğini kaydeden Gürses, diğer yandan Batı'nın finansal sorunlarına çözüm bulamazsa altyapı sorunları sebebiyle ciddi zarara uğrayacağını kaydetti.
Yazar Cemil Fuat Hendek'e göre Almanya'nın yeni hükümeti, bir savaşa hazırlık hükümeti. Alman emperyalizminin bu yeni dönemde Türkiye'yi adeta Avrupa Birliği projelerinin "eş başkanı" yapmak istediğine dikkat çeken Hendek, Alman emperyalizminin Türkiye'deki etkisine dikkat çekti.
Gazeteci ve belgeselci Sedat Aral'a göre Avrupa için dünya jeopolitiğinde yer kalmadı. Avrupa Birliği'nin şirketler ve politikacılar aracılığı ile emperyalizmi sürdürmek istediğine dikkat çeken Aral, diğer yandan Avrupa'nın böyle bir gücü olmadığı gerçeğine de vurgu yaptı.
Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan'a göre ticaret savaşlarının sonucunda, Afrika ve Avrasya ortaklığı yeni bir güç merkezi olarak öne çıkabilir. ABD'nin de Çin'in de akıllı liderler tarafından yönetildiğine dikkat çeken Özcan, yaşanan gelişmelerin ticaretten de öte bir jeopolitik alan savaşı olduğunu vurguladı.
Gazeteci Musa Özuğurlu'ya göre ABD, Suriye'de Kürt meselesinin çözümünde Türkiye'yi de tatmin edecek bir formül arıyor. ABD'nin bölgede Türkiye ve İsrail arasında da gerginlik istemediğine dikkat çeken Özuğurlu, Türkiye'nin bu konuda Amerika'ya güvence verebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteci Hasan Erel'e göre İsrail, İran'a yönelik bir saldırı için ABD'ye baskı kuruyor. Bölgenin İran ile savaş istemediğinin altını çizen Erel, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ise kendi iktidarını korumak ve içerideki sorunları bastırmak için savaş çıkartabileceğini vurguladı.
Dr. Altay Atlı'ya göre Çin, ABD ile ticareti sıfırlamayı ve dünya pazarının geri kalanına yönelmeyi göze alıyor. Tarafların geri adım atmadığını kaydeden Atlı, bu ticaret savaşı sonucunda Batı medyasının iddialarının aksine ABD ve Çin arasında sıcak savaş çıkmayacağı değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Mehmet Hasgüler'e göre Türk Devletleri Teşiklatı üyeleri, Avrupa Birliği'nin kurduğu ilişkiler sonrasında Güney Kıbrıs'ı tanıma kararı aldı. Sorumluluğun her zaman dışarıda alınmaması gerektiğini söyleyen Hasgüler, Türk tarafının KKTC'nin tanınırlığı için doğru adımları atmadığını belirtti.
Dr. Barış Adıbelli'ye göre ABD Başkanı Trump, Çin konusunda yalnız bırakıldığını düşünerek tüm dünyayı gümrük vergileriyle cezalandırıyor. Trump'ın Asya-Pasifik'te müesses nizamın planlarını sürdürdüğünü aktaran Adıbelli, diğer yandan Trump'ın savaş ekonomisine geçmek için İran ile çatışmaya girebileceğini belirtti.
Prof. Dr. Barış Doster'e göre Türkiye ve İsrail'in Batı ile ilişkileri sebebiyle, iki ülke arasındaki çatışma senaryolarının ihtimali oldukça düşük. ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye açıklamalarına temkinli yaklaşmak gerektiğinin altını çizen Doster, Trump'ın diplomaside taviz koparmayı sevdiğini hatırlattı.
Gazeteci Gökhun Göçmen'e göre gümrük politikaları sebebiyle Amerikalı şirketler dahi ABD'yi terk edebilir. Bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının öne çıkabileceğini kaydeden Göçmen, diğer yandan Çin'in de ABD'ye karşı bir dizi önlem aldığını belirtti.
Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian'a göre Suriye'de kurulan kabine teknokrat değil. Kabinenin tamamen HTŞ'ye bağlı olduğunu vurgulayan Kassargian, Suriye'de Irak modelinden ziyade Somali benzeri bir otorite boşluğu olabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay'a göre İsrail, Suriye üzerinden Irak'a kadar genişleyerek İran'ı köşeye sıkıştırmak istiyor. Gelişmelerin Türkiye'nin ulusal güvenliğini ve çıkarlarını yakından etkilediğini kaydeden Atabay, Türkiye'nin Suriye'deki gücünü tahkim etmesi gerektiğini belirtti.
Gazeteci Sarp Sinan Hacır'a göre Donald Trump, Signalgate skandalına ilişkin olarak ekibinden birisini Demokratlara kurban etmek istemiyor. Skandalın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un hatası olduğuna dikkat çeken Hacır, istihbarat direktörü Tulsi Gabbard'ın da ciddi bir baskıyla karşılaşacağı değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Hasan Köni'ye göre ABD, Türkiye'ye birtakım jeopolitik "ödevler" verdi. Türkiye'nin Batı savunma sanayisi işbirliği içinde yer almak istediğini vurgulayan Köni, Hamas ile ilgili söylemlerin tezat oluşturduğuna dikkat çekti.
Ekonomist Arda Tunca'ya göre para piyasalarındaki yabancı sermaye, olaylar yatışınca geri dönebilir. Türkiye'nin yerli üretim için yapısal reformlara ağırlık vermesi gerektiğini kaydeden Tunca, diğer yandan dünyada ekonomik büyümede düşüş ve enflasyonda artış beklendiği uyarısında bulundu.
Gazeteci Nalan Yazgan'a göre ABD Başkanı Trump, "Savaş yok" sözünü tutamadı. Yemen'e, Lübnan'a ve Gazze'ye yönelik yeni saldırılara dikkat çeken Yazgan, ABD'nin Hizbullah'ın finansal akışını kırmak için CIA'i Beyrut Havalimanı'nda görevlendirmesine dikkat çekti.
Gazeteci Mehmet Ali Güller'e göre Batı, emperyalizm ile birlikte aydınlanmacı ve ilerici değerlerini kaybetti. Batı'nın demokratik erozyona uğradığına dikkat çeken Güller, Ukrayna'da ve Ortadoğu'da yaşananların bunu gözler önüne serdiğini belirtti.
Gazeteci Kutalmış Gürbüz, yeni açıklanan JFK belgelerinde sansürü kaldırılan ifadelerde “İsrail” yazdığını belirtti. Suikastta CIA içindeki paralel yapılanmaya yönelik şüphelerin arttığını kaydeden Gürbüz'e göre, Amerika'nın milliyetçi kanadı artık JFK suikastıyla ilgili doğrudan İsrail'den şüpheleniyor.
Savunma ve dış politika uzmanı Suat Delgen'e göre ABD'nin artan Yemen saldırılarının arkasında, hem bölgesel hem de Çin'e karşı küresel jeopolitik amaçlar yatıyor. ABD'nin Somaliland açılımına da değinen Delgen, orada kurulacak bir askeri üssün Çin için Babülmendep'i kırılgan hale getirebileceğini vurguladı.
Dr. Bilgehan Alagöz'e göre ABD Başkanı Trump, başka tarafları dahil etmeden İran ile doğrudan nükleer müzakere yapmak istiyor. Türkiye'nin de İran ile jeopolitik rekabet içinde olduğunu vurgulayan Alagöz, Türkiye'nin endişeleri ile ABD-İsrail'in endişelerinin birbiriyle örtüşmediğini de sözlerine ekledi.
Gazeteci ve yazar Musa Özuğurlu'ya göre Suriye'nin sahil kesiminde örgütlü bir Alevi hareketi yok. “Esad artıkları” argümanının kanunsuzluklar için bir kılıf olduğunu vurgulayan Özuğurlu, Suriye'deki yabancı savaşçıların da devlet düzeyinde bir aktör tarafından yönlendirildiğini kaydetti.
Doç. Yasin Atlıoğlu'na göre Suriye'de yaşananlar mezhepçi politikalardan kaynaklanıyor. Dürziler, Kürtler ve Aleviler'in Suriyelilik kimliğinde buluşabileceğini belirten Atlıoğlu, mevcut Suriye yönetiminin bunu yapabileceğinin şüpheli. Atlıoğlu Dürzilerin İsrail'e kayma ihtimalinin ortaya çıktığı görüşünde.
Prof. Mehmet Yuva'ya göre İran-Türkiye ilişkileri büyük önem arz ediyor. Suriye'nin müdahil olan yabancı ülkeler eşliğinde 100 yıl öncekine benzeyen bir durumda olduğunu söyleyen Yuva, HTŞ'nin asli unsur olduğu geçiş hükümetinin ülkenin toprak bütünlüğünü sağlamasının mümkün olmadığını dile getirdi.
Prof. Hasan Ünal'a göre Trump ‘ne yaptığını bilmeyen bir lider değil'. Ukrayna krizinde Avrupalıların irrasyonelliğine işaret eden Ünal, uygulanan politikaların Rus düşmanlığı ve liberal elitlerden kaynaklandığını söyledi. Ünal, ‘Bu liberal elit zeka özürlü mü, jeopolitik özürlü mü, anlamakta güçlük çekiyorum' dedi.
Yavuz Alogan'a göre Öcalan'ın mektubu ve PKK'nın silah bırakma kararı ‘tiyatro gösterisi'. PKK'nın artık neredeyse Türkiye'de var olmadığı ve ‘dışsal' hale geldiğini belirten Alogan, yaşananların ABD'nin yeni BOP'unun ikinci perdesi olduğunu söyledi. Alogan, ABD ve AB'nin bölgedeki boşluğu Türkiye ve İsrail'in doldurmasını istediği görüşünde.
Hukukçu ve Yazar Onur Sinan Güzaltan'a göre Batı'nın ilerleyişinin sonlandığı nokta Ukrayna krizi. Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasının ardından ABD-Avrupa arasındaki bağların kopma noktasına geldiğini dile getiren Güzaltan, Batı blokunun dağılış sürecine girdiği görüşünde.
Erdal Tekin'e göre Almanya'da CDU/CSU'nun buruk zaferi ekonomi ve göç sorununun yansıması. AfD'nin başarısında egemen siyasetin ötekileştirilmiş Doğu'ya yönelik hatalarının etkili olduğunu belirten Tekin, BSW'ye ise müesses nizamın engel çıkarmış olabileceğini vurguladı. Tekin'e göre ‘büyük koalisyon' zorlanacak.
Okay Deprem, Ukrayna Özel Harekat'nın üçüncü yılında krizin tarihsel gelişimini aktardı. 2014 darbesiyle başlayan süreçte Rus nüfuza derin ayrımcılık ve NATO genişlemesine atıf yapan Deprem, Rusya'nın diplomasi masasında çözüm çabalarının boşa çıkarıldığını vurguladı.
Hasan Erel'e göre Trump yönetimiyle ABD'deki dönüşümün ardından Avrupa'da Atlantikçi liderlerin tasfiye sürecine girilecek. ABD'nin Avrupa'yı ‘ortada bıraktığını' belirten Erel, NATO ve AB'nin geleceğini parlak bulmuyor. Erel, Avrupa'nın Türkiye'nin askeri gücünü kullanmak istediği görüşünde.
Doç. Merve Suna Özel Özcan'a göre Trump, ‘şirketini korumak için hareket eden bir aktör' görünümünde. ABD Başkanı'nın ‘korumacı realizmiyle' çatışmaları dondurma politikasına yöneldiğini belirten Özcan, Avrupa kanadının ise karşılıklı bağımlılık mantığını anlayamadığı için sistemden dışlandığı görüşünde.
Prof. Barış Doster'e göre Avrupa Rusya'nın direncini doğru okuyamadı, kendini yeni bir dünyada buldu. “Bunlar Avrupa'nın iyi günleri, asıl turbun büyüğü heybede” diyen Doster, Trump sözünü tutarsa Rusya ile barışın sağlanacağını belirtti. Doster, Zelenskiy için artık çok geç olduğu görüşünde.
Prof. Erol'a göre Trump'ın tasarımı salt dış politikayı değil ABD'nin içini de düzenlemeyi içeriyor. Güvenliğini ABD'ye ipotek eden AB'nin hiç bu kadar aşağılanmadığını belirten Erol, büyük ölçüde deşifre edilmiş ABD devletinin eski kurum, kural ve kavramlarla gidemeyeceği görüşünde. Erol, Rusya'nın ise Batı ile güven meselesine atıf yaptı.
Mehmet Ali Güller'e göre Trump yönetimi yetkilileri Münih Güvenlik Konferansı ve Brüksel'deki tutumlarıyla Avrupalıların ‘canını yaktı'. Ukrayna savaşını Biden yönetiminin çıkardığını anımsatan Güller, Avrupalıların Trump'a kızacaklarına kendilerini de olumsuz etkileyen bu krizi çözmesini istemeleri gerektiğini vurguladı.
Ekonomist Arda Tunca'ya göre Trump gümrük tarifeleri ile ekonomi politikasını dış politikasında kullanırken, bir süre sonra enflasyonu olumsuz etkileyen unsurları dengeleyebilir. Küreselleşmiş dünyada bloklaşmalara işaret eden Arda, yapay zekanın yeni dönemin en önemli başlığı olduğunu belirtti.