Ceyda Karan, Eksen’le her gün RS FM'de. Eksen'de Rusya'dan Avrupa'ya; Amerika'dan farklı bölgelere kadar pek çok noktadaki sıcak gelişmeler masaya yatırılıyor.
RİTB CEO'su Recep Haki'ye göre swap ve vadeli işlem altyapıları kurulursa, Türk-Rus ticaretinde yerel para birimlerinin önemi artacak. Türkiye ve Rusya ekonomik ilişkilerinde bilgi teknolojilerinin son dönemde ivme kazandığına değinen Haki, karşılıklı yatırımlardaki artışa dikkat çekti.
Orient Electronics İş Geliştirme Müdürü Vefa Ergin ve Siyaset Bilimci İlber Vasfi Sel, 28. St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'ndaki gözlemlerini aktardı. Foruma Küresel Güney'den genç girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği kaydedilirken, Türk şirketleri için de fırsatlar bulunduğu belirtildi.
ABD uzmanı ve araştırmacı Şanlı Bahadır Koç'a göre İsrail, İran ile olan çatışmalara önde başladı. ABD'nin saldırılar başlamadan birkaç saat önce Türkiye'ye haber verdiği iddialarını da değerlendiren Koç, Trump'ın Türkiye'ye güvendiğini ve İran'a bilgi sızdırmayacağına inandığını söyledi. Bahadır Koç'a göre Biden yönetimi böyle bir hamle yapmazdı.
Dr. Mehmet Akif Koç'a göre İran, Kasım Süleymani suikastına ve Şam büyükelçiliği saldırısına yanıt veremediği için caydırıcılığını kaybetti. İran'da rejim değişikliğinin karadan işgal olmadan pek mümkün olmadığını kaydeden Koç, İsrail'in yükselişinin 7 Ekim 2023'ten sonra gerçekleştiğine dikkat çekti.
Dr. Bilgehan Alagöz'e göre ABD Başkanı Trump'ın İran meselesine yaklaşımında, İsrail kadar Körfez'in güvenliği de öne çıkıyor. İsrail'in kendi başına İran'ı vurabileceğini ifade eden Alagöz, ABD desteği olmadan saldırıların çok ileri boyutta olamayacağını da sözlerine ekledi.
Gazeteci ve yazar Hüsnü Mahalli'ye göre Suriye'nin yeni dönemki dizaynında Türk-Amerikan ortaklığı önemli rol oynayacak. Suriye'deki yabancı teröristlerin Türkiye için de bir sıkıntı teşkil edeceğini ifade eden Mahalli, diğer yandan IŞİD kamplarının da gündemde olacağını belirtti.
Gazeteci Sarp Sinan Hacır'a göre Elon Musk, Trump'ın Big Beautiful Bill yasa tasarısına karşı söylemleri ile destek toplamıştı ancak Epstein paylaşımından sonra arkasındaki desteği önemli ölçüde kaybetti. Musk'ın tartışmanın kaybedeni olduğunu ifade eden Hacır, özellikle Elon'un güvenilmez bir figür olduğunun ispatlandığını söyledi.
Prof. Dr. Hasan Ünal, Ukrayna krizindeki gelişmeleri, Rusya-Ukrayna müzakerelerini, Almanya'nın Taurus kararını ve Kiev rejiminin terör saldırılarını değerlendirdi.
Doç. Dr. Yasin Atlıoğlu'na göre ABD, Suriye'nin İsrail'e toprak vermesine kadar gidebilecek tavizler koparmanın peşinde. Suriye'nin yabancı cihatçılar ve ekonomik darboğazla boğuştuğunu hatırlatan Atlıoğlu, Ahmed eş-Şara'nın kontrolü tamamen sağlayınca nasıl bir politika izleyeceğinin ise hala belirsiz olduğunu vurguladı.
Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay'a göre ABD'nin Ankara büyükelçisi Tom Barrack'ın ana hedeflerinden birisi, Türkiye ve İsrail ilişkilerini düzeltmek. ABD'nin YPG/SDG üzerinden Irak modelini sahaya sürmek istediğini kaydeden Atabay, Türkiye ve ABD arasında bu konuda ayrılığın sürdüğünü de sözlerine ekledi.
Gazeteci ve yazar Hasan Erel'e göre Rus hava üslerine yönelik terör saldırısının arkasındaki isim İngiltere. Batı'nın ekonomik duraksamadan çıkmak için savaşları uzatma ve büyütme yöntemini tercih edeceği değerlendirmesinde bulunan Erel, Moldova'daki gelişmelere dikkat çekti.
Prof. Dr. Emin Gürses'e göre Batı'nın Rusya-Ukrayna müzakerelerinde Vatikan ısrarı gerçekçi değil. Rusya'nın görüşmelerin İstanbul'da sürmesini arzuladığını aktaran Gürses, öte yandan Suriye'ye de değindi. Gürses, Suriye'de ABD'nin hazırladığı planın sürdüğünü vurguladı.
Emekli Büyükelçi Ahmet Süha Umar'a göre, Türkiye'nin 2011'den bu yana izlediği Suriye politikası, Türkiye'nin ulusal çıkarlarına hizmet etmiyor. Suriye'de ciddi bir belirsizliğin sürdüğünü kaydeden Umar, ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın Sykes-Picot açıklamasının ise maksadının iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Savunma ve güvenlik politikaları uzmanı Suat Delgen'e göre ABD-Husiler ateşkesinin İsrail'i kapsamıyor oluşu, Amerika'nın bölgeye bakış açısındaki değişikliği gösteriyor. ABD'nin yürüttüğü harekatın sürdürülebilir olmadığını da kaydeden Delgen, Batı'daki mühimmat üretimi eksikliğine dikkat çekti.
Dr. Barış Adıbelli'ye göre Trump'ın Altın Kubbe projesini ilan etmesi, ABD'nin savunma hattına çekildiğini gösteriyor. Donald Trump'ın asıl niyetinin füze kalkanı projesini Avrupa, Ortadoğu ve Pasifik ülkelerine pazarlamak olduğunu kaydeden Adıbelli, dünyada bir "füze kalkanı savaşları" döneminin başlayabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Mehmet Yuva'ya göre Türkiye'nin Dedeağaç'taki NATO tatbikatına davet edilmemesi, Suriye'deki gelişmelere paralel ilerliyor ve bir mesaj taşıyor. Suriye'de "coğrafi idari bölgeler" adı altında bölünmenin ilk adımlarının atıldığını aktaran Prof. Dr. Yuva, silahlı grupların Şam'a bağlanması konusunda da ilerleme olmadığının altını çizdi.
Gazeteci ve yazar Musa Özuğurlu'ya göre Batı, yaptırımların kaldırılması karşılığında Ahmed eş-Şera'nın yabancı savaşçılar ve enerji kaynakları meselesinde adımlar atmasını bekliyor. Suriye'nin devlet olarak özelleştirilmeye başlandığını kaydeden Özuğurlu, Türkiye'nin SDG'ye yönelik itirazlarının da devam ettiğini vurguladı.
Onur Sinan Güzaltan'a göre Vladimir Zelenskiy, mağlup olmuş bir ülkenin lideri. Zelenskiy'nin ve ona destek veren Batılı ülkelerin iktidarlarını korumak için çatışmaya ihtiyaç duyduğunu aktaran Güzaltan, Rusya'nın barış çağrısına karşın provokasyonların gelebileceği uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Barış Doster'e göre, ABD Başkanı Donald Trump, Körfez'in Çin ve Rusya'ya yaklaşma eğilimini durdurmak için büyük bir ziyaret düzenledi. Trump'ın ekonomik adımlarının da bu amaç doğrultusunda atıldığının altını çizen Doster, Trump'ın tüm çabalarına rağmen Körfez'in Rusya ve Çin eğilimini tamamen durduramayacağını belirtti.
Öğretim üyesi Dr. Gökhan Çınkara'ya göre Trump, Körfez turu sırasında ekonomik anlaşmalar ile Çin'i bölgeden uzak tutmayı hedefledi. ABD'nin Türkiye açılımını da değerlendiren Çınkara, Amerikan dış politikasının Türkiye ile anlaşmaya vararak Ortadoğu denkleminde ortak parametreler çerçevesinde ilerleyebileceğini belirtti.
Prof. Dr. Hasan Köni, Amerikan Başkanı Donald Trump'ın Körfez turunu ve Türkiye vurgularını yorumladı.
Gazeteci Gökhun Göçmen'e göre ticaret savaşlarında ABD'nin kibri, Çin'in ise sabrı öne çıktı. Cenevre'deki uzlaşıdaki gümrük oranı farkının ana sebebinin fentanil olduğunu belirten Göçmen, öte yandan ABD'nin 'Rusya ve Çin'in arasını açma' planlarının da gerçek dışı olduğunu vurguladı.
Gazeteci Faik Bulut'a göre artık KCK ağı içindeki örgütler, yerel bazda kendi yollarını çizecek. PKK kadrolarının Avrupa'da Norveç'e gidebileceğini belirten Bulut, diğer yandan meselenin çözümü için Bahçeli ve Erdoğan arasında fikir ayrılığı bulunduğunu da vurguladı.
Okay Deprem'e göre Rusya, Büyük Anayurt Savaşı'nın 80. yıldönümünde düzenlediği törenle, zaferin unutturulamayacağını Batı'ya gösterdi. Törene gelen dünya liderlerinin de Rusya'nın "Batı tarafından izole edildiği" algısını yerle bir ettiğine dikkat çeken Deprem, halkın da kutlamalara coşkuyla katıldığını vurguladı.
Gazeteci Kayahan Uygur'a göre Hindistan-Pakistan geriliminde bir dış gücün parmağı aranacaksa bu İngiltere'nin parmağı olabilir. Pakistan'ın ABD ile bağlarına ve İsrail ile Ukrayna'ya silah satmasına dikkat çeken Uygur, bir savaş çıkarsa bundan hiçbir ülkenin kazançlı çıkmayacağını vurguladı.
Gazeteci Hasan Erel'e göre Polonya'nın Üç Deniz Girişimi'nin arkasında İngiltere var. Romanya'nın Karadeniz'i NATO üssüne çevirme hamlesi için Batı nezdinde stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Erel, Türkiye'nin bu girişimlere karşı tarafsız ve barışçıl bir Karadeniz politikası yürütmesi gerektiğini ifade etti.
Gazeteci ve yazar Osman Çutsay'a göre Almanya'nın yeni hükümeti bir silahlanma hükümeti. Üç yıldır resesyonda olan Almanya'nın silah sanayisine milyarlarca euro yatırarak kurtulamayacağının altını çizen Çutsay, Merz'in ve Steinmeier'in açıklamalarının askeri anlamda endişe verici olduğunu da ifade etti.
Doç. Dr. Yasin Atlıoğlu'na göre Ahmed eş-Şera, silahlı grupları kullanarak Dürzilere güç gösterisi yapmayı hedefliyor olabilir. İsrail'in müdahalesinin Dürziler tarafından hoş karşılanmadığını aktaran Atlıoğlu, mezhepsel çatışmaların derinleşmesi durumunda Suriye'nin ulusal kimliğinin zayıflayabileceği uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Hasan Ünal, dünyadaki kriz alanlarını, ABD Başkanı Donald Trump hükümetindeki ayrılıkları, Trump'ın Ukrayna ile imzaladığı anlaşmayı ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdi.
Dr. Barış Adıbelli, Pakistan ve Hindistan arasında bir haftadır devam eden gerilimi yorumladı.
Gazeteci ve dış politika yazarı Mehmet Ali Güller'e göre SDG, federasyon vurgusunu artırdı. ABD ve İsrail'in Şam'ı zayıflatmak için Dürzilere ve Kürtlere odaklandığını kaydeden Güller, ayrıca yaptırımlar ile Ahmet eş-Şera'nın kıskaca alındığını ve taviz vermeye zorlandığını belirtti.
Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay'a göre Kamışlı'daki Kürt konferansının arkasında ABD ve Fransa var. Konferanstan çıkan ortak bildiride Kürt gruplarının resmen Şam yönetimini tanımadığını ilan ettiğini vurgulayan Atabay, Suriye'deki emperyalist planların, Suriye'yi parçalamaya dönük olduğunu kaydetti.
Gazeteci Erdal Tekin, Almanya'nın yeni koalisyon programının militarist yapısına dikkat çekti. Sosyal Demokratlar-Yeşiller hükümetinin giderayak Türkiye'ye uyguladığı Eurofighter vetosuna da değinen Erdal Tekin, Merz'in NATO ortaklarına silah satışı vurgusu yapmasına karşın ABD'nin politikalarının da belirleyici olabileceği uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Emin Gürses'e göre İngiltere, Ukrayna'da çatışmaların devam etmesini sağlayan baş aktör. ABD'nin Avrupa'ya yönelik baskılarının esasında Çin'i sıkıştırmayı hedeflediğini kaydeden Gürses, diğer yandan Batı'nın finansal sorunlarına çözüm bulamazsa altyapı sorunları sebebiyle ciddi zarara uğrayacağını kaydetti.
Yazar Cemil Fuat Hendek'e göre Almanya'nın yeni hükümeti, bir savaşa hazırlık hükümeti. Alman emperyalizminin bu yeni dönemde Türkiye'yi adeta Avrupa Birliği projelerinin "eş başkanı" yapmak istediğine dikkat çeken Hendek, Alman emperyalizminin Türkiye'deki etkisine dikkat çekti.
Gazeteci ve belgeselci Sedat Aral'a göre Avrupa için dünya jeopolitiğinde yer kalmadı. Avrupa Birliği'nin şirketler ve politikacılar aracılığı ile emperyalizmi sürdürmek istediğine dikkat çeken Aral, diğer yandan Avrupa'nın böyle bir gücü olmadığı gerçeğine de vurgu yaptı.
Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan'a göre ticaret savaşlarının sonucunda, Afrika ve Avrasya ortaklığı yeni bir güç merkezi olarak öne çıkabilir. ABD'nin de Çin'in de akıllı liderler tarafından yönetildiğine dikkat çeken Özcan, yaşanan gelişmelerin ticaretten de öte bir jeopolitik alan savaşı olduğunu vurguladı.
Gazeteci Musa Özuğurlu'ya göre ABD, Suriye'de Kürt meselesinin çözümünde Türkiye'yi de tatmin edecek bir formül arıyor. ABD'nin bölgede Türkiye ve İsrail arasında da gerginlik istemediğine dikkat çeken Özuğurlu, Türkiye'nin bu konuda Amerika'ya güvence verebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteci Hasan Erel'e göre İsrail, İran'a yönelik bir saldırı için ABD'ye baskı kuruyor. Bölgenin İran ile savaş istemediğinin altını çizen Erel, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ise kendi iktidarını korumak ve içerideki sorunları bastırmak için savaş çıkartabileceğini vurguladı.
Dr. Altay Atlı'ya göre Çin, ABD ile ticareti sıfırlamayı ve dünya pazarının geri kalanına yönelmeyi göze alıyor. Tarafların geri adım atmadığını kaydeden Atlı, bu ticaret savaşı sonucunda Batı medyasının iddialarının aksine ABD ve Çin arasında sıcak savaş çıkmayacağı değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Mehmet Hasgüler'e göre Türk Devletleri Teşiklatı üyeleri, Avrupa Birliği'nin kurduğu ilişkiler sonrasında Güney Kıbrıs'ı tanıma kararı aldı. Sorumluluğun her zaman dışarıda alınmaması gerektiğini söyleyen Hasgüler, Türk tarafının KKTC'nin tanınırlığı için doğru adımları atmadığını belirtti.
Dr. Barış Adıbelli'ye göre ABD Başkanı Trump, Çin konusunda yalnız bırakıldığını düşünerek tüm dünyayı gümrük vergileriyle cezalandırıyor. Trump'ın Asya-Pasifik'te müesses nizamın planlarını sürdürdüğünü aktaran Adıbelli, diğer yandan Trump'ın savaş ekonomisine geçmek için İran ile çatışmaya girebileceğini belirtti.
Prof. Dr. Barış Doster'e göre Türkiye ve İsrail'in Batı ile ilişkileri sebebiyle, iki ülke arasındaki çatışma senaryolarının ihtimali oldukça düşük. ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye açıklamalarına temkinli yaklaşmak gerektiğinin altını çizen Doster, Trump'ın diplomaside taviz koparmayı sevdiğini hatırlattı.
Gazeteci Gökhun Göçmen'e göre gümrük politikaları sebebiyle Amerikalı şirketler dahi ABD'yi terk edebilir. Bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının öne çıkabileceğini kaydeden Göçmen, diğer yandan Çin'in de ABD'ye karşı bir dizi önlem aldığını belirtti.
Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian'a göre Suriye'de kurulan kabine teknokrat değil. Kabinenin tamamen HTŞ'ye bağlı olduğunu vurgulayan Kassargian, Suriye'de Irak modelinden ziyade Somali benzeri bir otorite boşluğu olabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay'a göre İsrail, Suriye üzerinden Irak'a kadar genişleyerek İran'ı köşeye sıkıştırmak istiyor. Gelişmelerin Türkiye'nin ulusal güvenliğini ve çıkarlarını yakından etkilediğini kaydeden Atabay, Türkiye'nin Suriye'deki gücünü tahkim etmesi gerektiğini belirtti.
Gazeteci Sarp Sinan Hacır'a göre Donald Trump, Signalgate skandalına ilişkin olarak ekibinden birisini Demokratlara kurban etmek istemiyor. Skandalın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un hatası olduğuna dikkat çeken Hacır, istihbarat direktörü Tulsi Gabbard'ın da ciddi bir baskıyla karşılaşacağı değerlendirmesinde bulundu.