Podcasts about mevcut

  • 103PODCASTS
  • 270EPISODES
  • 20mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • May 31, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about mevcut

Latest podcast episodes about mevcut

Yirmibir, Bitcoin Podcasti
002 - Kriptografinin Sihirli Tozu: Bilgi Çağı Değişimi

Yirmibir, Bitcoin Podcasti

Play Episode Listen Later May 31, 2025 7:07


Toplum olarak fiziksel dünyadan dijital bilgi alanına doğru hızlı bir geçiş yapıyoruz. Kaynakta ele alınan konulara göre, artık biletler, kartlar ve hatta para gibi pek çok şey sıfır ve birlerden oluşan dijital bilgiye dönüştü. Dijital bilgi, fiziksel nesnelerden çok farklı özelliklere sahip. Kolayca parçalara ayrılabilir, birleştirilebilir, mükemmel şekilde kopyalanabilir, anında doğrulanabilir ve fiziksel bir alana bağlı değildir, bu da onun neredeyse sonsuz form almasını sağlar.Kaynakta, bu değişimi anlamak için bir benzetme kullanılıyor: Her şeyi toza dönüştüren sihirli bir çekiç ve tozu eski haline getiren sihirli bir iksir. Dijital dünyada da benzer bir belirsizlik var; örneğin şifrelenmiş dijital bir pasaportun veya bir Bitcoin özel anahtarının ("paranızı harcamanızı sağlayan bilgi") nerede olduğu sorusu fiziksel anlamını yitiriyor. Bitcoin'de paranız saf bilgidir, yani özel anahtarınızdır. Bu bilgi, sayılar, kelimeler veya görseller gibi birçok farklı şekilde kodlanabilir.Bu durumun önemli sonuçları var. Mevcut yasa ve düzenlemelerimiz fiziksel dünyaya göre şekillenmiştir, dijital alan için pek kullanışlı değildir. Hükümetlerin ve şirketlerin belirli bilgi türlerini (örneğin algoritmaları) yasa dışı ilan etme çabaları, bilginin doğası gereği giderek zorlaşmaktadır. Bilgi bir "şey" değildir; fiziksel alemi aşar.Bu yeni kavramlar toplumdaki güç dengesini değiştiriyor. Kriptografi gibi araçlar hem özgürleştirici olabilir hem de suç veya baskıya yol açabilir. Durdurulamaz ve sansüre dayanıklı kodların sonuçlarını anlamaya çalışmalıyız. Fiziksel nesnelerin dijital olarak indirilip basılabildiği, değerin anında aktarılabildiği bir çağa giriyoruz. Herhangi bir şeyi sihirli kriptografik toza dönüştürebilir ve sadece sihirli kelimelerle eski haline getirebiliriz.Kaynak

Anadolu Ajansı Podcast
Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes ve barış ihtimali

Anadolu Ajansı Podcast

Play Episode Listen Later Apr 3, 2025 6:28


Mevcut konjonktürde Moskova ve Kiev, savaşın uzun vadede neden olacağı riskleri, getirisi muğlak olan bir ateşkes veya barış antlaşmasına tercih etmektedir.Yazan: Mehmet Çağatay GülerSeslendiren: Halil İbrahim Ciğer

DijitalHayatTV
"Çağımıza Has Bir Sorun: Görsel Kirlilik" | Bölüm525

DijitalHayatTV

Play Episode Listen Later Mar 14, 2025 23:20


14.03.2025 | Dijital Hayat Bölüm525 - TRT Radyo1 | "Çağımıza Has Bir Sorun: Görsel Kirlilik" Bilal Eren'in hazırlayıp, sunduğu Dijital Hayat programımızda bu hafta; Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Eker ile; - Görsel Kirlilik ve Görüntü Kirliliği Nedir, Nasıl Tanımlanabilir? - Farkları Neler, Nasıl Sınıflandırılabilir? - Görüntü/Görsel Kirlilik Çeşitleri/Türleri Neler? - Görüntü Kirliliği Gözümüze, Görsel Kirlilik Zihnimize mi Zarar Verir? - Dünya ve Ülkemizde Her İki Kirlilik ile İlgili Ortak Bir Mutabakat Var mı? - Görsel ve Görüntü Kirliliği ile İlgili Çarpıcı Örnekler Neler? - Görüntü/Görsel Kirlilik ile Mücadele için Hukuki Bir Düzenleme Mevcut mu? - Merkezi ve Yerel Yönetimler, Görüntü/Görsel Kirlilik ile İlgili Neler Yapıyor, Yapmalı? - Teknoloji Çağında Daha Çok Reklam, Artan Nüfus, Çarpık Kentleşme gibi Hangi Nedenler, Görüntü/Görsel Kirliliğe Sebep Oluyor? - Toplumsal ve Bireysel Olarak Neler Yapabiliriz? Başlıklarını konuştuk. Dijital Hayat, her cuma saat 15:30​​​​​​​​​​​​​'da TRT Radyo1 mikrofonlarında canlı yayında... Tüm geçmiş ve gelecek yayınlarımız için; Web: https://www.dijitalhayat.tv

Gerçek gazetesi
Ertuğrul Oruç: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Mar 13, 2025 4:37


Türk Tabipleri Birliği (TTB), 14 Mart Tıp Bayramı'na giderken mevcut sağlık sisteminin çöktüğünü söyleyerek “Başka bir sağlık sistemi mümkün” başlığıyla eylem programını açıklamıştı. Başka bir sağlık sisteminin nasıl oluşturulabileceğine ve 14 Mart günü yapılması planlanan eyleme dair katkı ve önerilerini sunmak için Türkiye'nin dört bir tarafından yüzlerce hekim TTB'nin çağrısıyla 1 Mart'ta Ankara'da “Büyük Hekim Buluşması”nda bir araya geldi.Eylem programı kapsamında TTB, Şubat ayı içinde sağlık sisteminin her bir alt başlığında farklı illerde sempozyumlar ve çalıştaylar düzenledi. Mevcut sağlık sisteminin çöktüğüne ve başka bir sağlık sisteminin mümkün ve ihtiyaç olduğuna dair tespitlerini hekimlerle, sağlık emekçileriyle ve halkla konuşmak ve tartışmak için İstanbul'dan Ankara'ya sembolik bir Beyaz Yürüyüş organize etti. Yürüyüş Türkiye'nin dört bir tarafındaki tabip odalarının temsilcilerinin katılımıyla 25 Şubat'ta İstanbul'dan başlayarak sırasıyla Gebze, İzmit, Balıkesir, Bandırma, Bursa ve Eskişehir rotasını takip ederek 1 Mart'ta Ankara'da Büyük Hekim Buluşması'nda son buldu.Türkiye'de sağlık sistemi 1980'lerin başından itibaren özelleştirme ve piyasalaştırma saldırıları altında. Bu anlamda en büyük sıçramayı 2003 yılında AKP iktidarının başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” yaptı. Sağlık hizmetleri yıldan yıla paralı hale getirilerek, özel sermayenin belirleyici olduğu bir sağlık piyasası yaratıldı. Hekimler ve sağlık emekçilerinin örgütsüzleştirilmesi ve güvencesizleştirilmesi için pek çok adım atıldı. Bunların doğal bir sonucu olarak halkın sağlığı da zarar gördü. Nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşmak güçleşti.Derdine derman arayıp bulamayan halkımız o doktor senin bu doktor benim dolaşmaya başladı. 2002 yılında kişi başı 3 civarı olan doktora başvuru sayısı 12'ye dayandı. Bunun sonucu olarak özellikle büyükşehirlerde randevu bulmak zorlaştı. Çözümü randevu süresini 3-5 dakikaya sıkıştırmakta bulan bakanlık yüzünden nitelikli sağlık hizmeti ve hekimlik yapılamaz hâle geldi. Oysa çözüm için en önemli adımlardan biri, vatandaşların ilk başvuru merkezleri olması gereken Aile Hekimliklerinin (eskinin Sağlık Ocakları) her bakımdan güçlendirilmesiyken bakanlık tam tersi yönde adımlar atarak sistemi daha da kilitledi.İş yeri hekimleri, taşeron şirketlere (OSGB'lere) mahkûm kılındı, işçi lehine tutum almamaları için ücretleri patronlar tarafından ödenir hâle getirildi. Meslek hastalıklarına tanı koyacak meslek hastaneleri kapatıldı, meslek hastalığının tanı koyma süreçleri zorlaştırıldı. Sağlığı korumayı, hasta olmamayı önceleyen değil, tedavi etmeye uğraşan bir sistem hâkim kılındı. Oysa TTB'nin çağrısında söylediği gibi başka bir sağlık sistemi mümkün ve aynı zamanda da gerekli. Herkese eşit, nitelikli, ücretsiz, kamu eliyle verilen bir sağlık sistemi hayal değil. Türkiye'de böyle bir sağlık sistemine yetecek kaynak da var sağlık emekçisi de. Ancak siyasal iktidarın buna niyeti yok, tercihini patronlardan, piyasadan yana kullanıyor. TTB olmaksızın işçilerin ve emekçi halkın çıkarına bir sağlık sistemi mücadelesi olamaz ancak yalnızca TTB ile de olmaz. Hükümetin arka bahçesi olmayan ve emekten yana tavır alacak sağlık sendikaları ve emek-meslek örgütleri sürece dâhil olmalı, olabildiğince birleşik ve ortak mücadelenin yolları aranmalıdır. Mücadele hedefsiz olmaz. Kamuda grev hakkını kazanmak, özel hastanelerde ise kamulaştırma perspektifiyle sendikalaşmak ana hedef olmalıdır. Ancak bu hedefe ilerlerken ara hedefler de mutlaka olmalıdır. TTB'nin, SGK'nın özel hastanelerden hizmet alımını durdurması, maaşların tamamının emekliliğe yansıması gibi talepleri bu uzun yolda öncelikli hedefler olmalıdır.1 Mart Büyük Hekim Buluşması'nda söz alan hekimlerin çoğu 14 Mart günü taleplerimizi iktidara duyurmak ve başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu göstermek için bir günlük iş bırakma eylemi yapılmasını önerdi. Bu 14 Mart'ın, uzun soluklu mücadelemizin başlangıç günü olması dileğiyle.

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ
Prof. Dr. Türker Kılıç ile Beyinbilim Perspektifinden Yaşamı Anlamlandırmak

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ

Play Episode Listen Later Mar 3, 2025 67:01


Bu bölümde, kitap kulübümüzün yazarla buluşma etkinliğinde ağırladığımız Dünya ve Avrupa Bilim ve Sanat akademileri üyesi, beyin ve hipofiz cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç ile söyleşimizden bir derlemeyi sunuyorum.Son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmalara rağmen beyin vücudumuzun hakkında en az şey bildiğimiz parçası olmaya devam ediyor. En büyük gelişme ise bu çalışamlarda sadece beyni değil tüm yaşamı anlamamıza kapı açan yeni bir matematiğin keşfedilmiş olması.Türker Hoca, yaşamın aslında bir enformasyon sistemi olduğu fikrini ele alarak, beyin nasıl düşünce üretiyorsa yaşamın da aynı şekilde gerçeklik ürettiğini vurguluyor. Bu bakış açısı, modern bilimin temel taşlarını yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor. Peki, yapay zeka gerçekten “yapay” mı? Kılıç'a göre, her enformasyon işleyen sistem er ya da geç zeka üretiyor. Bu durumda, insan zekası ile yapay zekanın gelecekte nasıl bir etkileşim içinde olacağını anlamak büyük önem taşıyor.Eğitim sistemimiz ise başka bir önemli konu. Mevcut sistemin sahip olmaya dayalı bir yapı üzerine kurulu olduğunu, ancak çocukları geleceğe hazırlamak için sahip olmaya değil anlamlandırmaya dayalı bir modelin gerekliliğini vurguluyor. İhtiyacımız olan eğitim modelini şöyle tanımlıyor: Merakla başlayıp çalışkanlıkla zeki olmanın üzerine eklemlendiği, yaratıcılık ve iyilik haliyle devam eden, anlamlandırmayla sonuçlanan bir eğitim.Hocanın canlı hayat, bilinç, yaşamın anlamı üzerine dile getirdiği düşünceler çok etkileyici. Üzerine düşünmek şart ve eminim podcastimin en uzun bölümünün bazı kısımlarını tekrar tekrar dinlemek isteyeceksiniz.Bilim ve felsefenin kesiştiği, zihninizi açacak bu bölümü kaçırmayın!Türker Hoca'nın geçtiğimiz Eylül ayında çıkan “Nasıl Daha İyi ve Güzel Bir Yaşam Kurarız? Beyinbilimin Yanıtı” adlı kitabını okumanızı hararetle tavsiye ediyorum.(04:40) Beyin hakkında bilmemiz gerekenlerin ne kadarını biliyoruzdur? (09:53) Kadim bilgi ile bilim kavuştu mu? (Ufuk Çarşıbaşı'nın sorusu) (17:05) Çocuklarımızın eğitimine nasıl yön vermeliyiz? (Fatma Saniye Canbek'in sorusu) (29:17) Fizik-Kimya-Biyoloji, canlılığın kaynağı hangisi? (36:08) Yapay zeka beynimizle nasıl bir ilişki içinde olacak (Aycan Acar Şahin'in sorusu) (44:56) Bilinç nedir? (49:55) Yeni bir yaşam nasıl kurulacak? (Feyza Demir'in sorusu) (01:02:08) En yetkin öğretmen yaşamın kendisi (01:04:17) Türker Hoca'nın kardeşi Yasemin Şahin'in kitaptan alıntısıSupport the show

Sapien Podcast
Din, Okullarda Öğretilmeli Midir? | Sinan Canan ile Büyük Sorular

Sapien Podcast

Play Episode Listen Later Feb 9, 2025 15:53


Eğitim sisteminde dinin yeri ne olmalı? Din eğitimi, bireyin gelişimini nasıl etkiliyor? Okullarda verilen din dersleri gerçekten kapsayıcı mı? Bu bölümde, okullarda din eğitimi konusunu tüm yönleriyle ele alıyoruz!

Yeni Şafak Podcast
ÖMER LEKESİZ - Siyasal Alevîliğin mevcut kimi suretleri ve fiilleri

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 9, 2025 5:04


Siyasal Alevîliğin günümüzdeki suretlerine ve fillerine dair kimi örnekleri iletmeden önce, son yazımızda bir kısmını alıntıladığımız söyleşiden (vurguları bize ait) bir soru ve cevabı daha aktaralım: “Soru: 12 Eylül'den sonra Aleviler üzerindeki baskı bir çeşit ray değiştirdi. Anayasaya zorunlu din dersi konuldu, Alevi köylerine zorla cami yapmak gibi politikalar geliştirildi. Silahlar susmuştu. 1993'te Madımak Oteli'nde gerçekleştirilen saldırı fikrini neler canlandırmış olabilir? 

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - İhtiyatlı iyimserlik ve sürecin geleceği

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 9, 2025 5:04


Bahçeli'nin 22 Ekim çıkışı ile gündem olan ve Cumhur ittifakının projeksiyonu ile önemli ölçüde şekillenen içerisinde bulun-duğumuz süreç, ihtiyatlı bir iyimserlik üzerinden ilerle-mektedir. Mevcut koşullarda, henüz ayrın-tılarının netleş-mediği ama sonucuna ilişkin beklentilerin en açık biçimde dile getirildiği bu süreçte, kısmi muhalefet şerhlerine rağmen pozitif bir atmosfer söz konusu. Sürecin çözümü adına TBMM'nin işaret edilmesinin ardından DEM heyetinin partilerle görüşme trafiği sonrasında ortaya çıkan tablo, bu konudaki iyimserliğin belirli çekincelerle ilerlediğini göstermektedir.

JUG Istanbul
Dijital Yolculuklar #3: Yurtdışına Ülkemizde Remote Çalışmak

JUG Istanbul

Play Episode Listen Later Dec 22, 2024 27:42


JUG İstanbul⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ Dijital Yolculuklar podcast serimizin yeni bölümünde, moderatörlerimiz ⁠Özlem Güncan⁠ ve ⁠Tahir Murat Ağın⁠ ile birlikte, kariyer yolculuğunu yurt dışına remote çalışarak şekillendiren Abdullah Sunça'yı ağırlıyoruz. Remote çalışma yolculuğunuzda rehberlik edecek ipuçları ve ilham verici hikayelerle dolu bir sohbet sizleri bekliyor, keyifli dinlemeler! Konuk: Abdullah Sunça (Full Stack Typescript Engineer) Bölümün Konu Başlıkları: Geçmiş remote, hibrit ve ofis çalışma deneyimlerinizden bahseder misiniz? Mevcut çalışma şekliniz remote'un avantajları ve dezavantajları? Yurtdışı firmada çalışmanın sağladığı avantajlar ve dezavantajlar nelerdir? ⁠Türkiye'den yurtdışındaki bir firmada çalışmak için neler yapmalıyız? Tavsiyeleriniz nelerdir?

DijitalHayatTV
"Elektronik Cihazlarda Gümrük Vergisi" | Bölüm513

DijitalHayatTV

Play Episode Listen Later Dec 21, 2024 22:24


20.12.2024 | Dijital Hayat Bölüm513 - TRT Radyo1 | "Elektronik Cihazlarda Gümrük Vergisi" Bilal Eren'in hazırlayıp, sunduğu Dijital Hayat programımızda bu hafta; Teknoloji Gazetecisi Özgür Çetin ile; - Elektronik Cihazlarda Gümrük Mevzuatı ve Vergisi Nedir, Şartları Neler? - Elektronik Cihazlarda Gümrük, Hangi Bölgelerde Hangi Oranlarda Uygulanıyor? Hangi Platformlardan Neyi, Ne Kadara Satın Alabiliriz? - Elektronik Cihazlarda Gümrük Uygulamasının Amacı ve Nedenleri Ne? - Amaç; Distribütor, Esnaf, Üreticiler gibi Tarafları Korumak mı, Yok ise Tasarruf Tedbirleri mi? - Cihazlar için Kullanım Amacı ile Ticaret Amaçlı Gümrük Mevzuatı Farklı mı? - Sipariş Edilen ile Yolcu Beraberinde Getirilen Elektronik Cihazlar Arasındaki Gümrükleme Farkları Ne, Nasıl Ayırt Ediliyor? - Gümrük Muafiyeti Olan Elektronik Cihazlar Mevcut mu? - ARGE, Proje gibi Çalışmalar için Gerekli Elektronik Cihazlar için Bir İstisna Mevcut mu, Değilse Neler Yapılabilir? Başlıklarını konuştuk. Dijital Hayat, her cuma saat 15:30​​​​​​​​​​​​​'da TRT Radyo1 mikrofonlarında canlı yayında... Tüm geçmiş ve gelecek yayınlarımız için; Web: https://www.dijitalhayat.tv

Yeni Şafak Podcast
AHMET ÜNLÜ - Memur sendikalarının e-Devlet'le imtihanı

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 15, 2024 7:15


Başlığa bakarak bu da nereden çıktı diyebilirsiniz. Milenerjisen Başkanı ve ekibiyle Gazetemizin Ankara Temsilciliğinde görüş alışverişinde bulunduk. Mevcut sendikacılığın sorunları ve yapılması gerekenler hakkında görüşlerimi paylaştım. Sendika yöneticilerinin feryatlarından birisi de e-Devlet üzerinden üye kaydı yapamamak. Bu yazımızda bu konuyu ve diğer sorunları açıklamaya çalışacağız.

Kısa Dalga Podcast
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan "yeni süreci"ni anlatıyor I Akıntıya İnat

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Oct 19, 2024 67:34


Akıntıya İnat'ta, canlı yayın konuğu DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan oldu. Gazeteciler Banu Güven ve Kemal Göktaş sordu, Ayşegül Doğan yanıtladı: - Yeni bir çözüm süreci mi geliyor? - Bahçeli'nin "el sıkma" hamlesinden sonra yapılan açıklamalar ne anlama geliyor? - DEM Parti yeni bir sürece nasıl bakıyor? Ayşegül Doğan, Türkiye'deki Kürt meselesinin çözümüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Barışın sağlanması için onurlu, eşit ve adil bir yaklaşım gerektiğini vurgulayan Doğan, çatışan tarafların yok sayılmasının sorunu derinleştireceğini belirtti. Geçmişteki çözüm süreçlerinden örnekler veren Doğan, Türkiye'nin bu konuda ciddi bir deneyime sahip olduğuna dikkat çekti. Mevcut hükümetin tutumunu eleştirerek İmralı'da tutulan Abdullah Öcalan'ın rolünün göz ardı edilemeyeceğini ifade eden Doğan, Kürt meselesinde kalıcı bir çözüm için anayasa yapım sürecinin kritik olduğunu söyledi. Anayasa çalışmalarında şeffaflık ve diyalog çağrısında bulunan Doğan, bu sürecin toplumun tüm kesimlerinin beklentilerini karşılaması gerektiğini belirtti. Programda ayrıca CHP'nin tutumu da ele alındı ve Kürt meselesinde toplumun beklentilerine karşılık verilmesi gerektiği vurgulandı. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices

Yeni Şafak Podcast
Bülent Orakoğlu - Münevver Karabulut davasında güçlü FETÖ izleri mi mevcut?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 7, 2024 6:41


Erkek arkadaşı Cem Garipoğlu tarafından 2009'da vahşice parçalanarak öldürülen Münevver Karabulut'un cinayetine ilişkin bir çok dava daha açıldı. Bunlardan biri de, olay gecesi villada inceleme yapan 6 polisin buldukları 700 bin Euro'yu tutanağa geçirmedikleri ve kamera kayıtlarını sildikleri iddiasıyla açılan dava oldu. Cinayetin üzerinden geçen 8.5 yılda polislerin davası hariç tüm davalar karara çıktı.

VOA Türkçe
Başkan adayları ABD'deki mevcut sağlık hizmetleri politikalarını devam ettirecek mi? - Eylül 04, 2024

VOA Türkçe

Play Episode Listen Later Sep 4, 2024 3:17


“Obamacare” olarak da bilinen Hesaplı Sağlık Hizmetleri Yasası, milyonlarca Amerikalı'nın sağlık hizmetlerine erişimini arttırdı; ancak programın geleceğinin bir sonraki başkan döneminde ne olacağı belirsiz. Ne Harris ne de Trump kampanyası yasaya ilişkin vizyonları hakkında ayrıntı verdi; ancak seçmenler olasılıkları dikkatle izliyor.

NTVRadyo
23 Ağustos 2024

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Aug 23, 2024 24:31


Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık seçimi için geri sayım başladı. Demokrat Parti'nin başkan adayı resmiyet kazandı. Mevcut başkan yardımcısı Kamala Harris, adaylığı resmen kabul etti. Ülkesi için “yeni bir yol çizme” vaadinde bulundu. Tüm Amerikalıların başkanı olacağını söyledi. Harris, Gazze, Ukrayna ve NATO'yla ilgili de önemli mesajlar verdi. Rakibi Donald Trump'ı eleştiri yağmuruna tuttu. Kayıttayız'da bu hafta Amerikan seçimlerine mercek tutuldu. Harris'in mesajları, 5 kasım'da kimin daha avantajlı olduğu,, Amerika'nın yeni dönemde izleyeceği politikalar konuşuldu.

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - Hiçbir zaman Akdenizli olamadılar

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 22, 2024 5:10


Sadece işgal altındaki bölgelerde değil, bir zamanlar Filistinlilere ait bütün topraklarda Siyonist İsrailliler yerleşimci kolonyalist yayılmacılardı. Bunun ne anlama geldiğinin bilindiğini zannetmiyorum. Siyonist İsrail'le ilgili tartışmalara bakıldığında yanılmadığımız anlaşılıyor. Yerleşimci kolonyalizm bir kavramdır ve on dokuzuncu yüzyıl Avrupa yayılmacılığının devamı olarak görülmelidir. Daha da özelleştirdiğimizde yerleşimci kolonyalizm Anglosakson ve Fransız kolonyalizminin bir özelliğidir. Tamlamada geçen yerleşimci kavramının farklı anlamlara çekilmesinin tabiî sonucu, bu kavramın taşıdığı fikrin ve ideolojinin tartışılmamasıdır. Modern tarihin en önemli kavramlarından biri olarak yerleşimcilik, kolonyalizmin bir özelliğidir ve yerleşimcilerin yayılma sürecinde ortaya çıkan şiddeti ancak köle ticareti ile kıyaslayarak tasavvur edebiliriz. Ne yazık ki bu kavramın gösterdiği durum tasvir edilmediği için Türkiye'de tuhaf tepkiler ortaya çıktı. İşgal altındaki bölgelerde İsrail'in yayılmacı politikalarının asıl temsilcileri yerleşimcilerdir ve bu kavramı yok saydığımızda Siyonistlerin yayılmacı saldırganlığı belirsizlik içinde kaybolur. Kavrama itiraz edenlerin bunu bilmesi gerekir. Kolonyalizm bir yapıdır ve bütün yönleriyle ele alınmalıdır. Mevcut küresel sorunları da aynı bağlam içinde ele almak gerekir. Örneğin Anglosakson kolonyalizmi Hindistan örneği ile sınırlı tutulursa anlaşılmaz. Hatta Afrika örneği de tek başına Anglosakson kolonyalizmini açıklamak için yeterli değildir. İngilizler Kuzey Amerika'da koloniler kurduktan sonra tedricen yerliler aleyhine topraklarını genişlettiler. Anglosaksonlar toprağı tam manasıyla İngilizleştirmek için üstünde yaşayan yerlileri etnik temizliğe tabi tuttu. Böylelikle uzaktaki topraklarda yeni Avrupalar icat ettiler. Yerleşimci kolonyalizmi ve yerleşimcileri tasavvur edebilmek için ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda örneklerine bakmak gerekir. Bu bölgelerde tatbik edilen sistemi göstermek bakımından “sömürgecilik” kavramı yanlış ve yanıltıcıdır. ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda hiçbir zaman İngiltere'nin sömürgesi olmadı. Orada koloniler kurdular ve yayılmacı yerleşimcilerin şiddetiyle yerlilerin kökünü kazıdılar.

Yeni Şafak Podcast
ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - Ekonominin Karanlık Üçlüsü

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 14, 2024 5:47


Sanayi üretim endeksi ve işsizlik oranları ekonomik performans ve enflasyonla mücadele politikalarının sonuçları açısından kritik göstergeler olarak öne çıkıyor. Türkiye ekonomisinin enflasyonla mücadelede uygulamış olduğu faiz artırım politikasının ilk acı sinyalleri bu iki gösterge ile kendisini gösteriyor. Düne kadar faiz artırım politikasını olmazsa olmaz olarak niteleyenlerin bugün durgunluğun ayak sesleri karşısında eleştirel bir tavır almaları da aslında ne kadar samimiyetsiz olduklarını gösteriyor. Diğer yandan da işsizliğin ve reel sektörün belirli bir süre direnmesine şaşıran faiz artırımcı çevrelerin sanayi üretim endeksi ve işsizlik rakamları ile olimpiyat meşalelerini yeniden yaktıklarını görüyoruz. Gelinen noktada enflasyonla mücadelede izlenen ve işlediği öne sürülen dezenflasyon programının durgunluk, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik olgularını birlikte yaşattığı gerçeği ile yüzleşiyoruz. İSŞİZLİK SORUN OLMAYA BAŞLIYOR Haziran 2024 işgücü istatistikleri, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyor aslında. İşsizlik oranının %9,2 seviyesine yükselmesi piyasanın yeterince canlı olmadığı bir döneme girilirken işgücü piyasası açısından ciddi sorunların yaşanma ihtimaline işaret ediyor. Ortaya çıkan sonuç olimpiyatlarda ülke olarak altın madalya alamamanın, sıralamada 64. olmanın verdiği sonuçtan daha büyük bir hayal kırıklığını beraberinde taşıyor. Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranının %49,3'e gerilemesi ve işgücüne katılım oranının %54,4'e düşmesi ekonomik büyüme performansının istihdam oluşturmadan uzak kaldığını, işgücü piyasasından ekonomik kesimlerinin giderek soğuğu bir durumu yansıtıyor. Genç nüfus işsizlik oranının %17,6 gibi bir seviyeye ulaşmış olması sürekli gündemde olan nitelik uyuşmazlığı, beceri uyuşmazlığı gibi yapısal sorunların sorun olmaya devam ettiğini gösteriyor. Özellikle eğitimli diye nitelendirdiğimiz gençlerde işsizlik oranlarının yüksek olması uzun vadede sürdürülebilir ekonomik büyüme potansiyelini olumsuz etkilemenin yanı sıra toplumsal huzurun bozulma riskini de beraberinde getiriyor. Sosyal medyaya erişimin kısıtlanmasının ortaya çıkardığı derin sosyal bunalımın ötesinde bir cesareti kırılan işsiz ordusu riski ile karşı karşıya olduğumuz gerçeğini de gözler önüne seriyor. DURGUNLUĞUN AYAK SESLERİ 2024 yılı Haziran ayı sanayi üretim endeksi verileri, Türkiye ekonomisinin zorlu bir süreçten geçtiğini net bir şekilde gösteriyor. Sanayi üretiminin, yıllık bazda %4,7 oranında azalması, imalat sanayinde yaşanan %6,9'luk gerileme ise bu endişelerin temel kaynağını oluşturuyor. Sanayi üretimindeki bu düşüş, özellikle iç talebin zayıf seyrettiği küresel belirsizlik riskinin sürdüğü bir dönemde ekonominin toparlanma sürecini de olumsuz etkileme riskini beraberinde taşıyor. Mevcut durumda, sanayi üretiminde yaşanan düşüş ve buna bağlı olarak imalat sektöründeki daralma, işgücü piyasasındaki sorunları daha da derinleştiriyor. Yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve durgunluğun ayak sesleri ekonominin karanlık üçlüsüne işaret ediyor; Stagflasyon, slumpflasyon ve resesyon, namıdiğer stagflumpresyon.

Yeni Şafak Podcast
TAHA KILINÇ - Hamas'ın Geleceği

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 10, 2024 4:20


İsmail Heniyye'nin İran'ın başkenti Tahran'da şüpheli bir suikasta kurban gitmesinin ardından, İslâmî Direniş Hareketi (Hamas) liderliğine Yahyâ Sinvâr getirildi. Hamas'ı yakından ve içeriden takip edenler için, bu görevlendirme sürpriz değildi şüphesiz. Son birkaç yıldır teşkilât içindeki ağırlığını giderek artıran Sinvâr, Aksâ Tufanı'ndan sonra kitlelere de mal olmaya başlamış bir isim. Dolayısıyla, Sinvâr'ın seçilmesi, Hamas açısından bir tür mecburi istikamet sayılabilir. “Arap Baharı” adı verilen bölgesel türbülânsın oluşturduğu yeni atmosfer ve bilhassa 2013'te Mısır'da gerçekleştirilen askerî darbenin ardından, Hamas içinde bir ayrışma giderek bariz hale gelmişti. İç politik kaygılarla “Siyasal İslâm'la mücadele” konseptini uygulamaya koyan bazı bölge ülkelerinin Hamas'ı “terörist organizasyon” olarak değerlendirmesi nedeniyle, teşkilât saflarında merhum İsmail Heniyye ile birlikte Yahyâ Sinvâr'ın da dâhil olduğu bir kamp, İran'la yakınlaşmaya başladı. Bazı Arap devletlerinin açık düşmanlığına karşın İran'ın Hamas'a sağladığı destek, bu yakınlığın ana gerekçesini oluşturuyordu. Hâlid Meşal'in içinde bulunduğu diğer kamp ise, Türkiye- Katar eksenine yakın duruyor, hareketin istikbali açısından, Hamas'ın bölge ülkeleriyle ilişkilerinde denge politikası gütmenin daha mantıklı olacağını savunuyordu. Hem söz konusu Arap devletlerinin gittikçe artan düşmanlığı hem de 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırımın korkunç boyutlara ulaşması, İran-Hamas ilişkilerini “stratejik ortaklık” seviyesine yükseltti. Nihayet Yahyâ Sinvâr'ın liderliğe seçilmesi, bu durumun somut bir kanıtı olarak karşımızda duruyor. İran mahfillerinin Hâlid Meşal'in yeniden Hamas liderliğini üstlenmemesi için yoğun şekilde kulis yaptığı, Meşal'in de baskılardan dolayı epey bunaldığı biliniyor. Mevcut atmosferde, Hamas içinde İran'ın desteklediği bir adayın kazanması gayet anlaşılır. Zira Gazze'de yaşanan fiilî durum, “Şimdiye kadar diplomasi ve müzakere kanalları kullanıldı da ne oldu? İnceldiği yerden kopsun!” düşüncesini benimseyen insanların çoğalmasına yol açtı. Keza şu yorum da epey taraftar buluyor: “Arap ve Müslüman kardeşleri, Hamas'ı yeterince desteklemiyor. Hatta birçoğu itiyor, öteki haline getiriyor ve düşmanlaştırıyor. Hamas'a İran'dan başka gidecek kapı bırakmadılar!” Meselenin “konjonktürel mecburiyetler” kısmını bir yana bırakırsak, İran-Hamas yakınlaşması, teşkilâtın geleceğiyle alakalı bazı durumların konuşulmasını gerektiriyor. Şu üç noktanın anlaşılması, özellikle çok mühim:

Yeni Şafak Podcast
İSMAİL KILIÇARSLAN - İngiliz Yahudi medeniyetinin ölümü kimin eliyle olacak?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 26, 2024 5:24


“İngiliz-Yahudi medeniyeti” tanımı malum, büyük düşünürümüz, rahmetli Teoman Duralı'nın kavramsallaştırdığı bir tanım. Meraklısı mutlaka okumalı hocanın “Çağdaş İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyeti” kitabını. Duralı çok temel bir soru sorar bu kitabında: “Bugün, dünyayı ve insanlığı sarmış dev sorunların halledilmesi için elzem gözüken çağdaş İngiliz-Yahudi medeniyetine seçenek oluşturabilecek yeni bir medeniyet biçimini ortaya çıkarmanın zihni ve maddi zemini var mıdır?” Netanyahu kasabının ABD Kongresi'nde alkışlanan konuşmasının ardından yeniden geldi bu temel soru aklıma. Dünyanın bugün geldiği “sürdürülemez nokta”yı aşabilmek için yapılması elzem olan şey elbette İngiliz-Yahudi medeniyetini bir daha belini doğrultamayacak şekilde yok etmek, orası kesin. Fakat sorumuz şu: Nasıl? “Nasıl?” için elimizde bazı veriler var. Onları bir didikleyelim. Birincisi ve en önemlisi, ABD Kongresi'ndeki tiyatronun dünyadaki karşılığı meselesi. Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, Hindu ve diğer inanışlardan Siyonistleri bile büyük oranda ikna edemeyen bu tiyatro bize Gazze sürecinin başından itibaren ortaya çıkan gerçeği bir kez daha gösterdi. Dünya sakinleri artık belli belirsiz bile değil açıktan anlıyor ve hissediyorlar ki bu açık zulüm düzeneği yoluna devam edemez. Fakat biliyoruz ki anlamak başka, harekete geçmek başka. Açık konuşmak gerekirse “nasıl”ı cevaplamak için elimizdeki tek olumlu gerçeklik de işin burasıdır. Dünyanın yönetimi konusunda hemen hemen hiç karşılıkları olmayan milyarlarca insanın “değişim talebi” yani. İngiliz-Yahudi medeniyetinin en büyük başarısı malumdur ki hiçbir boşluğa izin vermeyen bir “big brother” düzeneğini kurup işletmesidir. Bugün dünyada finans ve küresel kültür endüstrisi başta olmak üzere İngiliz-Yahudi medeniyetinin tasallut etmediği herhangi bir alan yoktur. Dünyada yerleşik faiz ve sermaye düzeni, bu tasalluttan en çok payı alan kalemdir. Böylelikle aslında parasını ve geleceğini bu düzeneğe teslim etmiş ülkelerin tamamı bu big brother düzeninin devamının mecburi savunucusu durumundadırlar. Petro-dolarlarının tamamı ABD ve İngiliz bankalarında kuzu gibi yatan Körfez ülkeleri için de böyledir durum, çok zengin Japonya için de böyledir, bir sürü başka ülke için de böyledir. Dahasını da söyleyelim. Muktedir olma güçlerini büyük oranda İngiliz-Yahudi medeniyetinin varlığına ve desteğine borçlu olan iktidarların da bir şey yapma şansları yoktur, olmayacaktır. Hadi dahasını da söyleyelim. Rusya, Çin hatta İran ve Türkiye gibi ülkeleri de bu İngiliz- Yahudi medeniyetinden ayrı ülkeler olarak tasavvur edemeyiz. O halde “nasıl” sorusuna vereceğimiz ilk olumsuz cevap şu olsun: “Mevcut ülkelerin mevcut yönetimleriyle değil.”

Yeni Şafak Podcast
LEVENT YILMAZ - Sıkılaştırmanın reel kesim üzerindeki etkileri giderek belirginleşiyor!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 26, 2024 2:47


Bir süreden bu yana devam eden ve enflasyonu düşürmek amacı ile uygulanan sıkılaştırma programının finansal göstergeler üzerindeki olumlu etkisi sevindirici sonuçlar üretmeye devam ederken, reel sektör tarafındaki bazı gelişmelerden gelen uyarı sinyallerinin frekansı artıyor. Geçtiğimiz günlerdeki yazılarımda sıkça vurguladığım üzere sanayi üretimi tarafında yavaşlama belirginleşirken kapasite kullanım oranı da her geçen ay düşüyor. Örneğin son veriye göre kapasite kullanım oranı Temmuz ayında da 0,3 puan geriledi. Diğer yandan Merkez Bankası'nın her ay düzenli olarak yaptığı İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) sonuçlarına göre; Temmuz ayında mevsimsellikten arındırılmış RKGE, 1,8 puan daha azalarak 98,7 seviyesine geriledi. Endeksin 100'ün Ankete katılan ve imalat sanayinde faaliyet gösteren 1778 işletmenin verdiği yanıtların sonuçlarına göre;  Son üç ayda üretim hacmi hem aylık bazda hem de geçen yılın aynı ayına göre azalmış.  Son üç ayın ve mevcut dönemin toplam sipariş miktarlarındaki düşüş sürerken gelecek üç ayda da siparişlerin düşeceği öngörülüyor. Aynı durum iç piyasadaki siparişler için de geçerli.  Mevcut toplam siparişler mevsim normallerinin altında seyrediyor.  Katılımcılar ihracat sipariş miktarının da son üç aydır düştüğünü ve gelecek üç ayda da düşüşün devam edeceğini belirtiyor.  Gelecek üç aylık dönemde toplam istihdamın da düşeceği öngörülüyor.  İşletmeler içinde bulundukları sektördeki genel gidişat konusunda da ağırlıklı olarak kötümserler. Ekonomideki ve iç talepteki yavaşlama her ne kadar dezenflasyona destek veriyor olsa da reel sektörün içinde bulunduğu durumu da yakından takip etmek gerekiyor. Reel sektörde kalıcı hasar bırakma riski olan kredi kısıtlamalarının gözden geçirilmesi gerekiyor. Elbette şu aşamada prematüre bir faiz indirimi süreci konusuna piyasaların hazır olmadığını biliyoruz. Öte yandan her ne kadar Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay “henüz gündemimizde yok” demiş olsa da yılın son çeyreği için faiz indirimlerinin başlayabileceği konusunda yabancı yatırımcılar da dahil olmak üzere yavaş yavaş bir fikir birliği oluşuyor. Ancak faiz indirimleri başlayana kadar mutlaka başta KOBİ'leri desteklemek üzere, TL kredilerdeki aylık %2'lik büyüme sınırının gözden geçirilerek bankaların elinin rahatlatılması gerektiğini düşünüyorum.

Yeni Şafak Podcast
NEDRET ERSANEL - Mevcut Başkanı indiren, müstakbel Başkan'ı vuran güç…

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 24, 2024 5:52


“Kurşun Trump'a sıkıldı ama Biden'ı vurdu” yazmıştık, zaten ‘zar zor yürüyen' Başkan'ın siyaseten can çekiştiğinin işaretiydi, artık ölmüş bulunuyor… Aslında, suikast girişimi gerçekleştiği an Biden'ın gideceği anlaşılmış olmalıydı! Biden'ın başkanlıktan vazgeçirilmesi, ‘seçimi nasıl kazanırız' arayışının değil, ‘Trump'ı nasıl durdururuz' korkusunun sonucu. İki yaklaşım arasındaki fark, ‘düzen üzerimize çöküyor, hepimiz altında kalacağız, artık her şey mübah” kararıdır. Biden yine direnseydi, azil de olurdu, dahası da olurdu!.. 'Kamala, Trump'la baş edebilir mi, sürpriz aday çıkar mı, hangi Demokratlar hangi adayı destekler, kaç para lazım' gibi seçim sandığına el atan okumalardan evvel, ABD'nin “görünümüne”, çıkan kısmın özetine bakmak gerekiyor… Dünya, ‘özgür dünyanın lideri' ABD'ye baktığında ne görüyor? Açık zafiyet/savrukluk tablosu Kongre baskınından bu yana devam etti ve geldiğimiz nokta tarihi açıdan yine bir ilktir… Artık Biden'a verilen oylar -verenler dahil- kimsenin umurunda değildir. Demokrasiyi, halkın iradesini umursamama halinin, önceki seçimlerden bu yana alenileştiğini tespit edebiliriz. İlk kez hem ulusal ve hem uluslararası hegemonyalarını tehdit altında hissettiklerinden, zaten kolay satsın için şişirdikleri abartılmış demokrasilerinin ipini çekiyorlar… ARTIK UMUTLARI VAR… Şu açık; Trump ne kadar, “Kamala'yı yenmek daha kolay olacak” dese de, olmayacak! Ama Kamala'nın veya bir başkasının tartıya çıkmasından evvel, “ABD Başkanı'nın, dünyanın en güçlü insanının” ikna edilmesi, son çıkıştan evvel masa devirmektir, bunu başardılar.

DijitalHayatTV
"Mental Gizlilik Hakkı" | Bölüm491

DijitalHayatTV

Play Episode Listen Later Jul 19, 2024 23:17


19.07.2024 | Dijital Hayat Bölüm491 - TRT Radyo1 | "Mental Gizlilik Hakkı" Bilal Eren'in hazırlayıp, sunduğu Dijital Hayat programımızda bu hafta; Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Başak Ozan Özparlak ile; - Hukuki Kapsamda Mental Gizlilik Hakkı Nedir, Nasıl Tanımlanabilir? - Düşünme Hakkının Çerçevesi, Nöro Haklar mı? - Mental Gizlilik Hakkının Tarihçesi Ne? - Mental Gizlilik Hakkı, İlk Ne Zaman, Kimler Tarafından Hangi Ülkelerde Konuşulmaya Başlandı? - Mental Gizlilik Hakkının Yasalaştığı Yerler Var mı? - Mental Gizlilik Koruma Hakkı Neleri İçeriyor? - Beynimizin Bizimdir Sloganı, Bu Hakkı Doğu ve Kısaca Anlatıyor mu? - Düşünce Hakkı, Bir Kişisel Verileri Korunması Hakkı mı veya Daha mı Ötesi? - Mental Gizlilik Hakkına Karşı Hangi Teknolojiler Tehdit Oluşturuyor? - Sağlık Teknolojilerindeki Gelişmeler veya Beyin İmplantı Gibi Çalışmalar, Mental Gizlilik Hakkını mı Ortaya Çıkardı? - Mental Gizlilik Hakkı İhlallerine Karşı Koruma ve Caydırıcılık Modelleri Neler? - Mental Gizlilik Hakkı İhlaline Karşı Örnek Dava ve Durumlar Var mı? - Türkiye'de Mental Gizlilik Hakkı ile ilgili Çalışmalar Mevcut mu? Başlıklarını konuştuk. Dijital Hayat, her cuma saat 15:30​​​​​​​​​​​​​'da TRT Radyo1 mikrofonlarında canlı yayında... Tüm geçmiş ve gelecek yayınlarımız için; Web: https://www.dijitalhayat.tv

Yeni Şafak Podcast
YAHYA BOSTAN - Ankara - Şam Diyaloğu Başlamadan Bitecek Mi?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 18, 2024 5:30


Türkiye-Suriye diyalog sürecini yakından takip ettiğimi biliyorsunuz. Son günlerde yaşanan gelişmeler nedeniyle “Bu iş olmaz” yaklaşımının filizlendiği görülüyor. Esad'ın yaptığı son -şartlı- açıklama buna delil olarak gösteriliyor. Sürecin başarıya ulaşmaması için birden çok kara kedinin devreye girdiğine işaret ediliyor. Ankara-Şam diyalog süreci başlamadan bitecek mi? İzlenimim ve edinebildiğim bilgiler aksini söylüyor. Anlatalım. Ankara'nın konuya yaklaşımı malum. Cumhurbaşkanı Erdoğan sıcak bir mesajla başlangıç vuruşunu yaptı. Şam'ın kaygılarını öngörerek, toprak bütünlüğü ve egemenliğine vurgu yaparak. Haziran ayında yapılan bu açıklamanın damdan düşer gibi yapıldığını zannediyoruz. Hayır. Bu açıklama iki ay süren, dolaylı diyaloğun bir ürünüydü. Mevcut süreç Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Nisan ayında Bağdat'a yaptığı ziyaretle başlamıştı. Irak'ın “Görüşmeler Bağdat'ta olsun” teklifine olumsuz yanıt verilmedi. Irak'ın geçen sürede iki başkent arasında mekik dokuduğu anlaşılıyor. Son tahlilde iş gündem belirleme arayışına kadar geldi. Biz bunları elbette şimdi öğreniyoruz. ESAD'DAN KAFA KARIŞTIRAN AÇIKLAMA Ankara'dan gelen bu sıcak mesaja Esad'ın ilk tepkisi de -Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Lavrentiev'in nezaretinde- olumlu oldu. Rejim “Askerinizi çekin” şartını esnetti. “Çekilme yönünde takvim oluşturun” dedi. Bu yumuşama adımıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun üzerine “Esad'ı davet edebileceğini” söyledi. Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin'in “Irak, Türk ve Suriyeli yetkililerin buluşmasına ev sahipliği yapacak” açıklaması bundan birkaç gün sonraya rastlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Görevi Fidan'a verdim. Yol haritası çıkaracak” ifadeleri ise Irak'tan gelen açıklamayla aynı gün medyaya düştü. Daha sonra kafa karıştıran o açıklama geldi. Suriye Dışişleri Bakanlığı daha önce esnettiği şartları yeniden tedavüle soktu. İşte “Diyalog başlamadan bitecek mi” sorusu tam olarak burada gündeme geliyor. GÖRÜŞMELER BAĞDAT'TA YAPILACAK

Kabilesini Arayan Kadınlar
349- Yoklama Yapıyorum, Mevcut musun? :)

Kabilesini Arayan Kadınlar

Play Episode Listen Later Jun 25, 2024 18:22


Heltia uygulamasını indirmek için link: https://heltia.go.link/?adj_t=1d3smbye_1daaf80t %10 indirimden hemen yararlanmak için indirim kodu: KABİLE10

Yeni Şafak Podcast
LEVENT YILMAZ - Sıkılaştırma, rezervler ve tüketici güveni

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 22, 2024 3:14


Ekonomi yönetiminin bir süreden bu yana sürdürdüğü dezenflasyon programının etkileri verilere yansımaya devam ediyor. Hem Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafının hem de Merkez Bankası'nın attığı adımlar ve uyguladığı politikalar neticesinde beklentiler de şekilleniyor. Elbette henüz enflasyon beklentilerinde piyasa ve Merkez Bankası arasındaki fark oldukça yüksek. Ancak daha önceki yazımda belirttiğim üzere orada da gözle görülür bir toparlanma var. Son dönem ekonomi politikalarının etkisi belki de en çok ve en hızlı Merkez Bankası rezervlerinde görülüyor. Geçtiğimiz hafta net döviz pozisyonunun 4,1 milyar dolar artıda olduğunu ve artmaya devam ettiğini takip ediyoruz. Ayrıca swap hariç net rezervler de 14 Haziran haftası itibariyle 11,4 milyar dolara yükseldi. Burada hemen bir hatırlatma yapayım. Normal koşullarda Merkez Bankası rezervleri brüt veriler üzerinden takip edilir. Ancak yakın döneme kadar bu konuda çok ciddi tartışmalar olduğu için hayatımıza “swap hariç net rezerv” kavramı da girmiş oldu. Bir dönem Merkez Bankası'nın ağırlıklı olarak swap kanalından rezerv biriktirmiş olması ve bu rezervden swaplar düşülünce eksi rakam çıkması nedeniyle konu daha da yakından takip edilir hale gelmişti. Bu bakımdan biz bir süre daha swap hariç net rezerv gelişmelerini izleyeceğiz. Tabi bu dönemde haber değeri olan konu; swap hariç net rezervlerin pozitife dönmesi. Yakından takip ettiğimiz bir diğer veri de Tüketici Güven Endeksi. Endeks, TÜİK ve TCMB işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketlerinin sonuçlarından hesaplanıyor. Amaç; tüketicilerin kişisel mali durumu ve genel ekonomiye ilişkin mevcut değerlendirmeleri ve buna ek olarak gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerinin ölçülmesi. Endeks, Haziran ayında bir önceki aya göre %2,7 gerileyerek 78,3 olmuş. Alt endekslere baktığımızda tüketicilerin;  Mevcut dönemde hanenin maddi durumunda %2,2 düşüş,  Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisinde %4,4 düşüş,  Gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisinde %2,8 düşüş,  Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesinde %1,6'lık bir düşüş olduğunu görüyoruz. Yani alt endekslerin tamamında da tüketicilerin süreç hakkındaki beklentileri kötüleşmiş. Özellikle gelecek 12 aylık dönemdeki maddi durum beklentisindeki düşüş çok daha belirgin. Bu veriden yola çıkarak tüketicilerin harcamalarını kısmaya başlamasını bekleriz.

DijitalHayatTV
"Bilgi Güvenliği Yöntemi: Kriptoloji" | Bölüm487

DijitalHayatTV

Play Episode Listen Later Jun 21, 2024 20:10


21.06.2024 | Dijital Hayat Bölüm487 - TRT Radyo1 | "Bilgi Güvenliği Yöntemi: Kriptoloji" Bilal Eren'in hazırlayıp, sunduğu Dijital Hayat programımızda bu hafta; Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkay Savaş ile; - Kriptoloji Nedir, Nasıl Tanımlanabilir? - Kriptoloji Bir Bilim mi? - Kriptolojinin Tarihçesi Nedir? - Kriptolojinin Amacı Sadece Veri Güvenliği mi? - Kriptolojinin, Anonimleştirme, Güvenlik, Kişiselleştirme gibi Hangi Amaçları Var? - Gündelik Hayatta Kriptoloji Yöntemleri Nasıl Kullanılıyor? - Bankacılık, Savunma gibi Hangi Sektörlerde Kriptoloji Kullanım Örnekleri Mevcut? - Kriptoloji Nasıl Yapılıyor, Yöntemleri Neler? - Bilgi Güvenliğine Dair En İyi Çözüm, Kriptoloji mi? Başlıklarını konuştuk. Dijital Hayat, her cuma saat 15:30​​​​​​​​​​​​​'da TRT Radyo1 mikrofonlarında canlı yayında... Tüm geçmiş ve gelecek yayınlarımız için; Web: https://www.dijitalhayat.tv

Yeni Şafak Podcast
YAHYA BOSTAN - Bu dört madde sokak köpekleri düzenlemesinde var mı?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 20, 2024 5:06


Sokak köpekleri meselesinde “uyutma” (ötenazi) seçeneği rafa mı kalktı? Düzenlemeye son şekli henüz verilmediği için bilemiyoruz. Ancak sürecin olgunlaştığı ve bayram tatilinin ardından düzenlemenin TBMM'ye geleceği belirtiliyor. Dolayısıyla yakında detayları öğreneceğiz. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın koordinasyonunda, dört bakanlığın yaptığı çalışma köpeklerin sokaklardan toplanmasını, 30 gün içerisinde sahiplenilmeyen hayvanların uyutulmasını öngörüyordu. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı açıklamadan da anlıyoruz. Erdoğan “İstiyoruz ki barınaklara alınan tüm hayvanlar sahiplenilsin. Bunu başarabilirsek bir sonraki adıma ihtiyaç kalmayacak” demişti. Sonraki adımın adını koymamıştı ama bunun uyutma seçeneği olduğunu hepimiz anlamıştık. Sonra dosya AK Parti grubuna geldi. Farklı kesimlerden görüşler alındı. AK Parti'nin Kızılcahamam'da düzenlediği kampta ve sonrasında sokak köpekleri gündemli toplantılar yapıldı. Bu toplantıların ardından yaklaşımın değiştiği iddia edildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “Orta yolu TBMM'deki milletvekillerinin bulacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. DENKLEMDE DENGE BOZULDU Uyutma seçeneğinin neden gündeme geldiğini daha önce yazmıştık. Bilimsel verilere göre kısırlaştırma, Türkiye'de sokak köpeği popülasyonunu yönetmeye artık yetmiyordu (İşlemin başarıya ulaşabilmesi için popülasyonun yüzde 70'inin aynı zaman dilimi içinde kısırlaştırılması gerekiyor). Simülasyonlara göre, müdahale edilmezse, sokak köpeklerinin sayısı 2030 yılında 50 milyonu bulacaktı. Mevcut durum sokak köpekleri-insan-çevre denkleminde, dengeyi köpekler lehine bozmuştu. Bu durum sadece insanları değil, sokak köpekleri dışındaki hayvanları da tehdit ediyordu. (Detaylı bilgi için bakınız; Yıl 2030: Sokak Köpekleri Simülasyonu, Mayıs 2024). AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ise çarşamba günü yaptığı açıklamada “Ötenazi olmak zorunda” dedi. Güler'in konuyla ilgili açıklamasında birkaç önemli husus var. “Barınaklarda barınma imkanı olmayan, kuduz hastalığı taşıyan, saldırganlığı artmış, rahabilite edilmesi imkansız hayvanların” uyutulması bunlardan biri. Ötenaziye karar verecek kişilerin veteriner hekimler ile barınak yöneticilerinin olması diğer bir ayrıntı. Merdiven altı, kaçak üretim merkezlerine ve hayvanları başka ilçelere taşıyanlara cezai müeyyide uygulanacak olması da önemli bir konu. YA BELEDİYELER SORUMLU DAVRANMAZSA?

Gerçek gazetesi
Yarı askeri rejimde iç hesaplaşma: Onlar aralarında anlaşır, olan yine işçiye emekçiye olur!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jun 16, 2024 7:41


Devlet içinde uzun süredir devam eden bir hesaplaşma var. Bu hesaplaşma, devlet içindeki gruplaşmaların basit bir koltuk kavgası ya da çekişmesi olarak görülebilecek düzeyi çoktan aştı. Darbe girişimi, kalkışma iddiaları havada uçuşuyor. Yerel seçimlerden önce Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay arasında ortaya çıkan krize, yerel seçimlerin ardından Ayhan Bora Kaplan mafyatik suç örgütü davasıyla polis teşkilatı ve MİT'in de dahil olduğu yeni bir kriz daha eklendi. MHP'nin üst düzey yöneticilerinin adının geçtiği Sinan Ateş cinayeti davası da Cumhur İttifakı içinde her an büyük ve yıkıcı bir deprem üretebilecek bir fay hattı niteliğine kavuştu. Yüksek yargıda kavga ertelendi, Can Atalay hapiste kaldı Bu süreç yaşanırken iki tarafın üzerinde en kolay anlaştığı konu, TBMM marifetiyle Can Atalay'ın dokunulmazlığının kaldırılması ile meselenin en azından kısa vadede yüksek yargının tasarruf alanından çıkartılması olmuştur. CHP'sinden İyi Partisi'ne düzen muhalefeti bu süreçte bir süre itirazda bulunduysa da hızla Can Atalay'ı unutmuş ve unutturmuştur. Oysa Can Atalay'ın partisi TİP, bu süreçte CHP'den başlayıp İyi Parti dahil Millet İttifakı partilerini gezerek “ortak strateji” üretmek için yoğun bir çaba sarf etmişti. Ayhan Bora Kaplan üzerinden Yerlikaya-Soylu kavgası: Kavga yatışıyor, pisliklerin üzeri örtülüyor! Kriz, iktidarın kendi iç mekanizmalarıyla soğutulurken, bu soğutma faaliyetinde Ali Yerlikaya da başat bir rol oynadı. Ayhan Bora Kaplan davası vesilesiyle ortaya saçılan ve iktidarın kalbine kadar uzanan kirli ilişkilerin ise şimdiden üstünü örtmeye başladılar. Sinan Ateş cinayeti bir iç hesaplaşmadan çok daha ötesidir Nihayet eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili siyasi cinayet davası da Cumhur İttifakı'nın içinde büyük bir fay hattı oluşturmuş durumda. İşçi sınıfı tehlikeyi görmelidir. Geçmişten bugüne NATO kontrgerillasıyla iç içe olan bu faşist teşkilatın elinde Kemal Türkler gibi öncü sendikacıların, işçilerin, Kürtlerin, gençlerin kanı vardır. Mesele bir iç hesaplaşmanın açığa çıkarılması değildir, faşizm işçi sınıfının ve ezilenlerin karşısındaki en büyük tehdittir. İşçi sınıfının ve ezilenlerin sorunu, rejimin çatışan gruplarıyla değil, istibdad rejiminin kendisiyledir! Tüm bu gelişmeler bize rejimle ilgili çok somut bazı gerçekleri gösteriyor. Öncelikle bize izletilen bir düzen siyaseti tiyatrosu var. Halka sandığa gidip AKP'ye ya da CHP'ye oy vermekle bir şeylerin değişeceğine ya da iktidarın bu oylarla belirlendiğine dair koca bir yalan söyleniyor. Gerçek ise başka. Mevcut iktidar bir yarı-askeri rejime dayanıyor. İktidar, kimin kaç oy aldığına göre değil, kimin bu rejim içinde poliste, jandarmada, orduda ve bunlara ek olarak sokaklardaki mafyatik yapılar ve faşist çetelerden oluşan paramiliter örgütler üzerinde daha etkin olduğuna göre belirleniyor. Bu iktidar mücadelesinde iktidar ve muhalefet iç içe geçmiş durumda. Bazen bu kavga sertleşiyor. Ama biliyorlar ki Mehmet Ağar'ın deyimiyle tuğla çekilirse duvar yıkılır. Tuğlayı çekmeden, duvarı yıkmadan aralarındaki hesaplaşmayı yürütüyorlar. İşçi sınıfı ve emekçi halkımız bu gerçeği görmeli ve hangi çıkar çatışması dolayısıyla ortaya çıktığına bakmaksızın, gün yüzüne çıkan her gerçek kırıntısının peşinden gitmeli. İşçi sınıfının ve emekçi halkın bağımsız bir siyasal odağı kurulmalı, iktidarıyla muhalefetiyle bu düzenin pisliğine bulanmış siyasete bel bağlamadan tuğlayı çekmek ve duvarı yıkmak için bağımsız bir mücadele yürütülmeli.

Yeni Şafak Podcast
YUSUF DİNÇ - Konut Fiyatlarında Düşüş Beklentisinin Anlamı Var Mı?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 15, 2024 6:30


Bugün Müminlerin bayramı. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Gazilerimizin ömrüne bereket olsun. Hacılarımız Arafat'tan henüz döndü. Birazdan kurbanlar kesilecek. Müslümanların yükselen duaları İsrail'in dizlerini titretecek. Çünkü bu dualar bugün değilse yarın mutlaka tutacak. Belki çokları sadece Gazze için yaptığı içten duası yüzü suyu hürmetine cennetlerde ağırlanacak. İşte öyle bir gün… Bayramın konularının en başında Gazze. Diğer taraftan ekonomik problemlerin hanehalkı üzerindeki baskısı bayram sohbetlerinde de hissediliyor. Mesele de konut… Bazı fenomenolojik durumlar da var. Önce bir fotoğraf çekip en son değineceğim bunlara. Türkiye'nin içinden geçtiği ekonomik krizin en derin hissedildiği alan oldu konut, olmaya da devam ediyor. Aslında çok şiddetli bir otomobil krizi falan da yaşandı ama otomobilin ikamesi olduğundan o denli rahatsız edici olmadı. Motosiklet sayılarının hızlıca ikiye katlaması, scooter gibi elektrikli mobilite ürünlerine artan talep, toplu taşıma izdihamları durumu açıklıyordur. Fakat konutta ikame bulunamadı. Üstüne üstlük depreme dair endişeler de yükseldiğinden konut ihtiyacı sadece kiracı durumdakileri değil, konut sahiplerinin bir bölümünü de içine aldı. Mevcut yapılarına güvenmeyenler dönüşümden göçe kadar birçok opsiyonu değerlendirmek durumunda kaldı. Fakat bir çözüm geliştirmek de mümkün olamadı. Gerçi taşınabilir evlere olan talep patladı ama mesele barınma değil, pandemi bunaltmasından kaçıştı. İhtiyacın şiddetine rağmen konut satışları da istikrarlı biçimde düşmeye başladı. Birçok gerekçe bu durumun nedenleri arasında sayılabilir. Mesela güvenilmez durumdaki evlerin satış imkanının azalmış olması bunların arasındadır. Fakat temel belirleyici olarak konut fiyatlarının yüksekliği gözükse de asıl etken kredi kanalının kapatılması oldu. Sadece konut kredi oranlarının yüksekliğinden ibaret değil durum. İlk konuttan sonraki konutlarını almak isteyenlerin bankalarla aralarına duvar örüldü, dense yeridir. Bu noktada bir tespitimi hatırlatıp öyle devam edeceğim; ortodoks politikaların konut ve araca olan talebi hedef alması boşa değildir. Bu varlıkların fiyat kıyaslamalarında davranışsal gücü vardır. Politika yapıcılar farkında olmasalar dahi talebi baskılarken hedef olarak bu yüzden araç ve konutu seçerler. Farkında olmayıp bir taraftan enflasyonla mücadele ederken diğer taraftan bu iki varlığın fiyatını yukarı itmek yapılmaması gereken bir hatadır. Bu tespiti böylece hatırlattıktan sonra konuya döneyim. Kredi kanalının kapatılmasıyla düşen satış adetleri, konut fiyatlarında bir düşüş beklentisi oluşturuyor. Herkes bu beklentinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini soruyor. Peki, gerçekleşse dahi konut fiyatlarındaki düşüşün hanehalkında gerçek bir karşılığı olabilir mi?

Medyascope.tv Podcast
Kayda Değer: Cumhur İttifakı yerine yenisi mi geliyor? | Nagehan Alçı, Rasim Ozan Kütahyalı'yı ifşa etti

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jun 14, 2024 56:05


AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında başlayan ve “yumuşama” ya da “normalleşme” olarak adlandırılan müzakere sürecinin ardından MHP'den art arda dikkat çeken açıklamalar geldi. “Cumhur İttifakı yol ayrımında mı?” dedirten gelişmelerin ilki Erdoğan-Özel ikilisinin ikinci buluşması öncesi başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin üzerinde “Bana Allah yeter” yazan yüzükle önce imalı bir mesaj vermesi, görüşmenin ardından da yazılı bir açıklamayla “AKP ve CHP ittifakı dileğimizdir” diyerek temennisini dile getirmesi “İttifakta ne oluyor?” sorusunu gündeme getirdi. Ali Bayramoğlu değerlendirdi. İYİ Parti Ankara Milletvekili Koray Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in görüşmesiyle ilgili parti yönetimine çağrıda bulundu. Aydın, “Mevcut parti yönetimimiz tarafından İYİ Parti Kurucu Genel Başkanı ve Kurucular Kurulu Üyesi Sayın Meral Akşener'in, İYİ Partililerin bir haftadır yüzünü yere eğdiren gelişmeler hakkında bir an önce açıklama yapmaya davet edilmesi şarttır, elzemdir” dedi. Özgecan Özgenç son gelişmeleri aktardı. Rasim Ozan Kütahyalı'dan 3 Ekim 2023'te anlaşmalı olarak tek celsede boşanan Habertürk yazarı Nagehan Alçı, uzun yıllardır süren ve boşandıktan sonra da devam ettiğini söylediği şiddet sarmalını sosyal medya hesabından ifşa etti. Alçı, Kütahyalı'nın evliliği süresince kendisine şiddet uyguladığını ve şiddetin boşandıktan sonra da sürdüğünü yazdı. İfşasına “Hayatımın en büyük pişmanlığı” diyerek başlayan Alçı, bugüne kadarki suskunluğunu, “İnsan bazen hayatla tuhaf mücadele yöntemleri buluyor. Çeşit çeşit savunma mekanizmaları icat ediyor. Başkaları için avaz avaz bağırırken kendi için hep susuyor, içine atıyor” sözleriyle açıkladı. Avukat Yelda Koçak değerlendirdi. Almanya'da düzenlenecek 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024), 14 Haziran Cuma günü başlayıp 14 Temmuz Pazar günü sona erecek. Medyascope Spor'dan Doğa Üründül ve Yahya Kemal Doğan gelişmeleri anlattı.

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Kıyıları erişime kapatan mevcut kullanım biçimleri sonlandırılmadan denizler nasıl halkın olacak?

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Jun 10, 2024 25:15


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘Denizler Halkındır' diyerek sahillerin işgaline izin vermeyeceklerini söyledi. Konuğumuz Ali Boratav ile kıyıların halka açılmasının mevcut kıyı kapatmaları düzeni karşısında mümkün olup olmadığını konuşuyoruz. MUÇEV adlı kamu ortaklığı şirketinin kıyıları işletmek ile görevlendirilmesi sorunu çözecek mi yoksa daha da mı derinleştirecek?

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Kıyıları erişime kapatan mevcut kullanım biçimleri sonlandırılmadan denizler nasıl halkın olacak?

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later Jun 10, 2024 25:15


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘Denizler Halkındır' diyerek sahillerin işgaline izin vermeyeceklerini söyledi. Konuğumuz Ali Boratav ile kıyıların halka açılmasının mevcut kıyı kapatmaları düzeni karşısında mümkün olup olmadığını konuşuyoruz. MUÇEV adlı kamu ortaklığı şirketinin kıyıları işletmek ile görevlendirilmesi sorunu çözecek mi yoksa daha da mı derinleştirecek?

Sürdürülebilirliği Konuşalım
Döngüsel ekonomiye uyum sağlamada eğitimin rolü

Sürdürülebilirliği Konuşalım

Play Episode Listen Later May 31, 2024 5:59


Mevcut ekonomik modelimiz olan doğrusal ekonomi, "al - yap - at" zihniyetine dayanır. Bu sistemde kaynaklar çıkarılır, işlenerek ürünlere dönüştürülür ve ardından atık olarak atılır. Bu doğrusal modelin çevresel bozulmaya, kaynakların tükenmesine ve iklim krizinin ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkıda bulunduğu artık bilinen bir gerçek. Gelin, podcast'imizin bu bölümünde döngüsel ekonomiye uyum sağlamada eğitimin rolüne odaklanalım.

DijitalHayatTV
"Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı: TARLA" | Bölüm484

DijitalHayatTV

Play Episode Listen Later May 31, 2024 22:55


31.05.2024 | Dijital Hayat Bölüm484 - TRT Radyo1 | "Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı: TARLA" Bilal Eren'in hazırlayıp, sunduğu Dijital Hayat programımızda bu hafta; Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve TARLA Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Serdar Öztürk ile, - Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı Nedir? - TARLA Projesi'nin Amacı Ne? - TARLA Merkezi'nin Tarihçesi ve Aşamaları Neler? - TARLA, Türkiye'nin Cern'ü mi? - Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı'nın Yetenekleri Neler? - TARLA'da Hangi Alanlarda Hangi Projeler ve Testler Yapılabiliyor? - Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı'ndaki Başarılı Örnek Projeler Neler? - Örneğin Kanser Hastaları Işınlama ile İlgili Tedavi Bu Tip Bir Laboratuvar'da mı Bulundu? - TARLA, Yetenekleri İtibariyle Dünyada Kaç Ülkede Mevcut? - Yerli Süper İletken Elektron Hızlandırıcı Ne İşe Yarayacak? - TARLA'nın Bundan Sonraki Fazlarında Neler Yapılacak? Başlıklarını konuştuk. Dijital Hayat, her cuma saat 15:30​​​​​​​​​​​​​'da TRT Radyo1 mikrofonlarında canlı yayında... Tüm geçmiş ve gelecek yayınlarımız için; Web: https://www.dijitalhayat.tv

EKSEN
‘Filistin devletinin tanınmasının olumlu yönleri olsa da mevcut denklemde büyük fark yaratmayacak'

EKSEN

Play Episode Listen Later May 29, 2024 84:06


Emir Aşnas'a göre, Gazze savaşı kapitalist-emperyalist sistemin merkez ülkelerini etkilerken, BM sistemini büyük ölçüde felç etti. Barış gücü önerilerini işlevsiz bulan Aşnas, Filistin'in devlet olarak tanınmasının sahada durumu değiştirmediğine işaret etti. Aşnas'a göre, ‘İsrail ve ABD aslında Filistin'i tanımayarak kendi mezarlarını kazıyorlar'.

Yeni Şafak Podcast
YASİN AKTAY - Aile Nasıl Kurtulur? Düşen Nüfus Nasıl Artırılır?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 24, 2024 7:17


Türkiye'nin dahil olmaya çalıştığı Avrupa içinde en büyük avantajlarından biri genç nüfusu. Gerçi bu nüfus aynı zamanda Avrupa'nın Türkiye'yi istememesinin en önemli sebeplerinden biridir de. Çünkü Türkiye'nin bu nüfusuyla geleceğe dönük Avrupa içinde daha büyük bir ağırlığa sahip olma potansiyeli de taşıyor. Tabi, bu gerçekten de bu genç nüfusun hep genç kalma veya orta ve uzun vadede hep aynı oranları koruması durumunda geçerli olabilecek bir potansiyel. Oysa belki 20 yıldır herkesin farkında olduğu bir gerçek var. Türkiye'de gittikçe yaşlanma süreci içinde hızla ilerliyor. Öyle bir hız ki, bir süre sonra Türkiye'nin de Avrupa ülkelerinden ciddi bir farkı kalmamış olma ihtimali bile beliriyor. Türkiye İstatistik Kurumunca son yayınlanan istatistikler bu konuda yıllardır görünen köye ulaşmış olduğumuzu gösteriyor. Nüfus artış hızımız yüzde 1,51'e gerilemiş durumda. Bu oran bundan sadece 22 yıl önce yani 2001 yılında 2,38 oranındaydı. Yani 22 yıl gibi kısa bir süre içinde nüfus artış oranımız trajik sayılabilecek hızda bir düşüş kaydetmiş. Bu gerçekten büyük bir tehlike ve üstelik bilhassa sayın Cumhurbaşkanımızın farkında olduğu ve herkesi uyarmaya çalıştığı bir tehlikeydi. O yüzden her vesileyle her çiftin en az üç çocuk yapması gerektiğini ifade ediyordu. Katıldığı nikah törenlerinde, evlenen genç çiftlere evlilik cüzdanlarını teslim etmeden yaptığı konuşmalarda bu konuya yaptığı vurgu her nikahın adeta vazgeçilmez ritüeli haline gelmişti. Geçtiğimiz günlerdeki son kabine toplantısının ardından Erdoğan bu tehilkeli gidişata bir daha değindi ve “nüfus kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındadır. Bu Türkiye açısından varoluşsal bir felakettir, tehdittir. Mevcut durum ülkemiz açısından tolere edilebilir durumdan çıkmıştır" dedi. Tabi bu konuda yıllardır yaptığı hatırlatmaları, bu konuda gerek Aile hayatının güçlendirilmesi konusunda başkanlığını yaptığı bütün hükümetlerce aldığı tedbirleri de anlattı Erdoğan. Bu konuda yaptığı vurgular dolayısıyla sözümona kadın hakları kuruluşlarından veya muhalefetten çok eleştiri aldı. Bilhassa sol ve feminist muhalefet için Erdoğan'ın bu vurguları kadını yok sayan veya yükü onun omuzlarına bindiren muhafazakar siyasetin bir tekrarından ibaretti. Oysa konunun muhafazakarlıkla alakası da kalmamış durumda. Konu alabildiğine insani ve toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Bugün hiç de muhafazakar olmayan Almanya'nın, İngiltere'nin, Hollanda'nın ciddiyetini hissettikleri ve önlemini almak için yol aradıkları bir konu haline gelmiştir. Komünist Çin'de bile yıllarca uygulanan devlet gözetimli nüfus kontrolünden vazgeçilmiş durumda. Toplumun kendini yenileyememesinin kadına verdiği hiç bir hak ve özgürlük olmayacak. Bilakis bundan bütün toplum ve herkesten önce yine kadınlar etkilenecektir. Erdoğan'ın bu konuda baştan beri yaptığı vurgular çok önemli ve çok faydalıydı. Belki bu vurguları yapmamış olsa acaba bu düşüş hızı daha mı fazla olurdu? Mesela yüzde 2,38'den yüzde 1,51'e kadar değil de yüzde 1,2'ye kadar mı düşerdi? Bunu şimdilik bilemiyoruz, ama bu konuda Erdoğan'ın en az 3 çocuk yapmaya dair yaptığı teşviklerin en azından şöyle bir toplumsal etkisi olmuştur:

Aposto! Altı Otuz
Aposto Altı Otuz | 22 Mart Cuma - Yeni başkan, sürpriz karar

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Mar 22, 2024 10:29


AYM'nin yeni başkanı Kadir Özkaya oldu. Mevcut başkan Zühtü Arslan'ın görevi 20 Nisan'da sona eriyor. TCMB Para Politikası Kurulu, beklenmedik bir kararla seçim öncesinde faizi 500 baz puanlık artışla %50'ye yükseltti. Bu bölüm Assembly Buildings hakkında reklam içermektedir. İş yaşamının geleceğine yön veren mekânlar ve ekosistemleri oluşturarak bir ‘iş kulübü' yaklaşımıyla iş dünyasını ağırlayan Assembly Buildings, İstanbul'dan sonra geleceğin ofis anlayışını Ankara'ya taşıdı. Assembly Buildings'in sunduğu tüm ayrıcalıklara ve detaylara bu bağlantı üzerinden ulaşarak siz de iş dünyası için aradığınız ilhamı bulabilirsiniz.

Politik Merkez - Robot Okuyucu Yayını

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.

Medyascope.tv Podcast
İstanbul'da çok adaylı seçim yarışı: İmamoğlu taban ittifakı kurmakta kararlı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jan 26, 2024 45:10


Yerel seçimlere az bir süre kala siyasi partiler gözünü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) çevirdi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Zafer Partisi ve İYİ Parti ve Saadet Partisi adaylarını açıklarken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Yeniden Refah Partisi'nin alacağı tavır merak ediliyor. Memleket Partisi ise aday çıkaracağını açıkladı ancak yarışacak isim henüz belli değil. Mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nun karşısında iktidarın yanında muhalefetin de adayları yarışacak. Peki İmamoğlu taban ittifakını kurabilecek mi? Gökçe Çiçek Kösedağı'nın konuğu Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu. Medyascope muhabirleri Cansu Timur, Dilhun Gençdal ve Berfin Bayır sahadan gelişmeleri canlı aktarıyor. Editör: Aliye Altınışık 26.01.2024

Cevheri Güven
İMAMOĞLU NE YAPMAK İSTİYOR?

Cevheri Güven

Play Episode Listen Later Aug 16, 2023 25:34


Sansürsüz dobra dobra! Prof. Dr. M. Efe Çaman, Erkam Tufan Aytav. Ekrem İmamoğlu ne yapmak istiyor? Türkiye'de muhalefet var mı? Mevcut muhalefet umut olabilir?

Dersimiz Fitness
38: Vücut Ağırlığıyla Yapılan Antrenmanlar Kas Yapımı Ve Yağ Yakımı İçin Ne Kadar Etkili? (Calisthenics, Kapalı ve Açık Kinetik Zincir Hareketleri, Ağırlık Kemeri Kullanımı)

Dersimiz Fitness

Play Episode Listen Later Jul 28, 2023 37:21


Dersimiz Fitness'ın bu bölümünde vücut ağırlığıyla yapılan hareketlerin direnç antrenmanlarındaki yeri ve önemli konuşuldu. Kapalı ve açık kinetik zincir hareketleri ne demek? Avantajları ve dezavantajları? Kas gelişimi ve yağ yakımı için antrenman programlasındaki yeri ve önemi? Ağırlık kemeri kullanmak mantıklı mı? Bu bölümde tüm bu sorulara ve çok daha fazlasına cevap bulabilirsin.  (01:03) Sadece vücut ağırlığıyla antrenman yaparak kas kütlesini arttırmak mümkün mü? (03:28) Farklı güç çeşitleri (05:45) Her direnç çeşidi kişinin kapasitesine göre ayarlanabilir.   (06:38) Bütün antrenman modellerinden faydalan (07:27) Direncin zorluk seviyesini belirleyen unsur nedir? (08:57) Mevcut antrenman rutinim nasıl?  (12:06) Direnç antrenmanı nedir?  (13:14) Reformer ve pilates kas gelişimi için ne kadar etkili?  (15:00) Vücut ağırlığınla yapabileceğin en etkili hareketler (16:10) Serbest ağırlığın faydalarından yararlan (17:10) Belli bir seviyeye geldikten sonrası kolay (az hareket, çok aktivasyon) (18:17) Vücut ağırlığıyla yapılan antrenmanların 2 önemli avantajı  (20:04) Kapalı ve açık zincir hareketlerinin (closed vs open chain) arasındaki temel farklar, kas gelişimi, yağ yakımı ve güç artışına katkıları (32:42) (S&C) Antrenmanlarda ağırlık kemeri kullanmak mantıklı mı? (Avantaj ve dezavantajları) 38. Bölüm YouTube: https://youtu.be/A0t_x_cj6oI Sosyal Medya: https://linktr.ee/dersimizfitness  Email: bilgi@dersimizfitness.com Hepinize güzel yorumlarınız için teşekkürler!  --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/dersimiz-fitness/message

Dersimiz Fitness
29: Kardiyo Antrenmanlarıyla Kas Kaybetmeden Yağ Nasıl Yakılır?

Dersimiz Fitness

Play Episode Listen Later May 16, 2023 48:15


Dersimiz Fitness'ın bu bölümünde kilo vermeye çalışırken uygulanması gereken doğru kardiyo antrenmanının detayları konuşuldu. Mevcut kas kütlesini koruyarak kardiyo yapıp yağ yakmak nasıl mümkün? Kardiyo antrenmanlarında yapılan en sık hatalar neler? Zone 1, 2 ve 3 kardiyo antrenmanları ne anlama geliyor? Bu bölümde tüm bu sorulara ve çok daha fazlasına cevap bulabileceksin.  (01:05) Tek başına yapılan kardiyo antrenmanları, yağ yakımı için neden mantıklı bir çözüm değil? Yağ yakımı için en etkili yöntem hangisi? (05:34) Kardiyo antrenmanlarının tanımı, önemi ve vücuttaki etkileri  (08:07) Resting Heart Rate nasıl ölçülür? İdeal “Beat Per Minute” (BPM) aralığı nedir?  (10:24) Burundan nefes almak yağ yakımını nasıl etkiliyor? (11:54) Squat ve Deadlift gibi çok eklemli, temel hareketlerde nefes rutininin önemi, kardiyonun etkisi (13:12) Resting Heart Rate'in düşük olması sana ne gibi bir avantaj sağlıyor?  (15:43) Kardiyo ve Direnç Antrenmanları bir değneğin iki ucu  (18:33) Dayanıklılık antrenmanlarının güç artışına etkisi (21:31) Dayanıklılık antrenmanı nasıl programlanmalı, ne zaman yapılmalı? (22:23) Kondisyon vs Dayanıklılık (23:29) Zone 1, 2 ve 3 kardiyo ne demek?  (24:24) Kardiyo yaparken kas kaybetmemek neden önemli? (26:37) Bilimsel araştırmalar bizi nasıl yanıltıyor?  (28:47) Güç vs Dayanıklılık  (30:05) VO2 Max nedir?  (31:18) Kas kaybetmeden kardiyo yapmak nasıl mümkün? (34:56) İç güdüsel HIIT antrenmanları (36:30) Vücudumuz yaptığımız antrenman modeline nasıl adapte oluyor? (38:04) Senin favori kardiyo antrenman modelin ne? (39:40) Kaslarını kaybetmenin en hızlı yolu :) (41:04) Kardiyo antrenmanlarını yaparken dikkat etmen gereken bir diğer konu (44:16) CrossFit HIIT kardiyo olarak yapılabilir mi?  (46:16) Uzun süre aralıksız olarak yapılan yüksek nabızlı kardiyovasküler antrenmanların kalp üzerindeki olumsuz etkileri    29.Bölüm YouTube: https://youtu.be/CZsS9Wjc0tw Sosyal Medya: https://linktr.ee/dersimizfitness  Email: bilgi@dersimizfitness.com Hepinize güzel yorumlarınız için teşekkürler!  --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/dersimiz-fitness/message

News in Simple Turkish/Basit Türkçe ile Haberler

To enjoy all 100+ episodes, please subscribe on https://anchor.fm/turkish-learners-network/subscribe We publish new episodes weekly!  Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by Turkish Learners Network Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz.  Cumhurbaşkanlığı: Presidency Meclis: Parliament Aday: Candidate Milletvekili: Member of Parliament İttifak: Alliance Çoğunluk: Majority Bugün 15 Mayıs 2023 Pazartesi. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Seçimleri Türkiye'de 14 Mayıs Pazar günü cumhurbaşkanlığı ve meclis için seçimler yapıldı. Cumhurbaşkanı olmak için dört aday vardı. Bir aday seçimden üç gün önce adaylıktan çekildi. Türkiye'de cumhurbaşkanı seçilmek için yüzde 50'den fazla oy almak gerekiyor. Adaylardan hiçbiri yüzde 50'yi geçemedi. Mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oyların %49,50'sini aldı. En yakın diğer aday Kemal Kılıçdaroğlu'nun oy oranı %44,89 oldu. Üçüncü aday Sinan Oğan ise %5,17 oranında oy aldı. Bu nedenle Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında 28 Mayıs Pazar günü ikinci tur seçimi olacak. İlk turda Sinan Oğan'a oy veren kişilerin ikinci turdaki oyları sonucu etkileyecek. Sinan Oğan özellikle göçmen karşıtı seçmenlerden oy aldı. Adaylar ve onları destekleyen partiler ikinci tur hazırlıklarına başladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde toplam 600 milletvekili var. Meclis çoğunluğu için 300 milletvekili gerekiyor. Erdoğan'ın partisi Ak Parti mecliste 267 milletvekili kazandı ve meclis çoğunluğuna ulaşamadı. Ak Parti, ekonomi yönetimindeki hatalar nedeniyle metropollerde oy kaybetti. Ancak Ak Parti seçimden önce farklı partiler ile ittifak yaptı. Bu ittifakın adı Cumhur İttifakı. Cumhur İttifakı toplamda 322 milletvekili kazandı ve mecliste çoğunluk kazandı. Kılıçdaroğlu'nun partisi Cumhuriyet Halk Partisi 169 milletvekili kazandı. CHP diğer beş partiyle Millet İttifakı içindeydi. Bu beş partiden İyi Parti farklı bir parti olarak, diğer dört parti ise CHP altında seçime girdi. İyi Parti 44 milletvekili kazandı. CHP altında seçime giren partiler CHP'ye çok oy getirmedi. Millet İttifakı ise toplamda 213 milletvekili kazandı. Emek ve Özgürlük İttifakı da toplamda 65 milletvekili ile mecliste olacak. Dinlediğiniz için teşekkürler!  Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın!  Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!

Medyascope.tv Podcast
Kemal Can ile 5 Soru 10 Cevap (215): Akşener, tribünde Toros ve milletin isteği

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Mar 6, 2023 28:14


Kemal Can, 5 Soru 10 Cevap'ın bu bölümünde, aşağıdaki sorulara cevap aradı: Bu noktadan dönüş ve muhalefetin geleceği nasıl? Beyaz Toros ve Yeşil tribüne nasıl ve neden çıktı? Seçime giderken gerilim hatları nereye kuruluyor? Mevcut imkanlar, değiştirme hevesine çok mu uzak? Siyasi krizlerin öznesi ve çözümün adresi kim?

Medyascope.tv Podcast
Açık Oturum (382): Altılı Masa, HDP, yetki ve adaylık krizi

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jan 12, 2023 61:11


382'inci Medyascope Açık Oturumu'nda Edgar Şar, konukları Osman Sert, Şebnem Yardımcı Geyikçi ve Tanju Tosun ile Altılı Masa'nın geçiş süreci yol haritası kapsamında ortaya çıkan tartışmaları ve HDP'nin aday çıkarma kararı sonrası oluşan dengeleri konuştu. “Önemli olan masada kararların nasıl alacağı” Siyaset bilimci Prof. Tanju Tosun, son günlerdeki yetki tartışmasını bir iletişim sorunu olarak değerlendiriyor: “Bu mesele genel başkanların hali hazırda üzerinde anlaştığı bir metni parça parça ve ağır aksak kamuoyuna iletme çabasının yarattığı problemlerden kaynaklanıyor. Geçiş sürecinde bir şekilde ortak yönetim ve eşgüdüm olacağı belli. CHP'li İbrahim Kaboğlu da son zamanda yazdığı yazılarda buna dikkat çekiyor. Eleştirilen asıl nokta burada partileri arasındaki oy oranı farklarına rağmen liderlerin eşit söz hakkına sahip olacağı fikri. Ancak Kılıçdaroğlu'nun son yaptığı açıklamada, bakanlık dağılımındaki sayıların oy oranına göre belilrneceği de yer alıyor. Önemli olan kararların nasıl alınacağı.” “Muhalefetin henüz seçim öncesi ayrıntılar içinde boğulması seçmene iyi bir mesaj değil” Siyaset bilimci Dr. Şebnem Yardımcı Geyikçi, Altılı Masa'nın en başında önemli bir heyecan yarattığına dikkat çekiyor: “Demokrasinin tüm partilerlerin katılımıyla inşa edilmesi halen kıymetli ve önemli. Ancak mevcut belirsizliler ve son krizler masada bazı konularda anlaşmanın sağlanmadığına işaret ediyor. Masadan beklenti de çok büyük. Temel sorun bence masada bazı önemli ayrımların yapılamaması. Seçimlerden önce yapılması gerekenler ve sonrasındakiler ayrımı çok önemli. Masa ise uzun bir süredir seçimler kazanılmış ve sonra ne yapılması gerekiyor buna odaklanmış durumda. Bu konuda yaptıkları da önemli ancak muhalefetin henüz seçim öncesi ayrıntılar içinde boğulması seçmene iyi bir mesaj değil.” “Bir aktöre yürütme erkinde oy oranından bağımsız ve orantısız bir yetki verilmesi hiç iyi bir mesaj değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu kullanıyor. Özellikle Davutoğlu'nun ‘kriz çıkar, çözeriz' ifadeleri Erdoğan'In bunu daha rahat kullanmasını sağlıyor.” “Bu tartışmalardan sonra 30 Ocak'ta açıklayacakları belgede liderler revizyon yapabilirler” PanaromaTR Direktörü Osman Sert, asıl sorunun sistem sorunundan kaynaklandığını düşünüyor: “Liderler aslında bu krizi çözmeye çalışıyorlar. Mevcut krize yeni bir çözüm üretmeye çalışıyorlar ama o çözüm de başka bir kriz ve sorunun başlangıcı olarak algılanıyor haklı olarak. Cumhur İttifakı, iktidarda olmanın avantajını kullanıyor ve muhalefete göre daha bütünlüklü bir fotoğraf verebiliyor. Muhalefetin işi ise daha zor. Ortak bir aday bulunması gerekiyor ama adayları seçilse bile yönetimin nasıl olacağını kurgularken sıkıntılar ortaya çıkıyor. Bu tartışmalar hayırlı da olmuş olabilir. Belki bu tartışmalardan sonra 30 Ocak'ta açıklayacakları belgede revizyon da yapabilirler.”

Medyascope.tv Podcast
Dördüncü Yol (138): CHP'nin ekonomi vizyonu & masanın ve adayın kaderi

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Dec 4, 2022 56:28


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) dün (3 Aralık) İstanbul'da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda “İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması”nda vizyon belgesini açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun için yönetim anlayışımızı kökten değiştirmeliyiz. Ancak bunun çaresi ‘Mevcut tek adam gitsin, başka bir tek adam gelsin' değildir. Bugün bizden bambaşka bir sistemin altyapısını dinleyeceksiniz” dedi. Dördüncü Yol'un 138. bölümünde siyaset bilimci Alphan Telek, Gülçin Karabağ, Nezih Onur Kuru ve avukat Gürkan Çakıroğlu CHP'nin ekonomi vizyonu ile stratejisini ve Altılı Masa'nın bundan sonra nasıl bir yol izleyebileceğini ele aldı. 

Daktilo1984
Arabesk | Fatih Bora Ekim & Mert Kayhan | Politik Psikoloji

Daktilo1984

Play Episode Listen Later Jun 15, 2022 49:10


Politik Psikoloji'de bu hafta, Fatih Bora Ekim ve Mert Kayhan; Arabesk konusunu politik, sosyolojik ve psikolojik yönden irdeliyor. Frankfurt ekolü ve Birmingham ekolü üzerinden Arabesk nedir, bize ne anlatmak istiyor sorularına yanıt bulmaya çalışıyorlar. Mevcut iktidar ile arabesk kültürün nasıl bir ilişkisi var tartışılacak. Bir alt-kültür olarak Arabesk.

Glocal
Mobil Oyun Şirketinden, ML Dünyasının Github'ına

Glocal

Play Episode Listen Later Apr 26, 2022 22:15


cc: growth journeys from emerging ecosystems to global markets. (Episode in Turkish - live recording during cc: Nights in Istanbul) Mehmet, 2008 ve 2011 yılları arasında Oyun Studyosu'nun kurucu CEO'luğunu üstlendikten sonra 2012'de mobil oyun geliştiricisi Gram Games'i kuran ortaklar arasında yer aldı ve yaklaşık 8 yıl boyunca Gram'ın da CEO'luğunu yürüttü. Daha sonrasında ML modelleri üzerine ekiplere birlikte çalışma ortamı sağlayan Layer'ı kurdu ve günümüzde CEO'luk görevini üstleniyor. Bölümde sizi neler bekliyor? 1) “Büyük veri”yi anlamak için MLOps ekiplerinin yaklaşımları 2) 2000'lerin başındaki yazılım dünyasına kıyasla MLOps'un ihtiyaçlarındaki farklılaşmalar 3) Mevcut yazılım ortamları neden ML geliştiricileri için yetersiz kalıyor? 4) Layer'ın aktif bir yazılım topluluğu kurma stratejisi You can reach us through our website or @getcced on Instagram, Twitter, Youtube, Facebook, and Linkedin. Hosted by Enis Hulli, Rina Onur and Arin Ozkula.

Ahval
Fransa'da aşırı sağ kazanır mı, Türkiye muhalefetinin çıkarması gereken ders ne? - Samim Akgönül

Ahval

Play Episode Listen Later Apr 11, 2022 18:12


Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. Mevcut başkan Macron ile aşırı sağ lider Marine Le Pen iki hafta sonra ikinci turda karşı karşıya gelecek. Fransa'da aşırı sağ bir lider iktidar olur mu? Fransa seçimlerinden Türkiye'deki muhalefetin çıkarması gereken dersler var mı? Strazbourg Üniversitesi'nden Prof Samim Akgönül, Dicle Baştürk'e anlattı.