POPULARITY
7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in soykırım ve açlık dayattığı Gazze'de hayatlarını kaybeden Filistinlilerin sayısı 66 bini geçti. Binlerce çocuğun da yaralanıp öldürüldüğü Filistin'de yaşananları, 1 Ekim Dünya Çocuk Günü çerçevesinde Yeryüzü Doktorları Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Çalım ile konuştuk.
En zorlandığım yazı bu olacak sanırım. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı, duyguların kaleme sığmadığı o anlardan birindeyim. Filo'ya katılmak için 31 Ağustos akşamı İtalya'ya ayak basmamın üzerinden tam bir ay geçti. 18 gündür aralıksız deniz üzerindeyiz. Tekneler evimiz, dalgalar yoldaşımız oldu. Allah nasip etti, şartlarımız ne olursa olsun bu tarihi seyre dair şahitliklerimi gün gün yazdım ve sizler şimdi günlüklerimin 30'uncusunu okuyorsunuz. Her bir kelimesi, Akdeniz'in tuzu ve Filistin'in hasretiyle yazılmış 30 yazı…
Pazartesi akşamı Başkan Trump ile İsrail soykırımcısının açıkladığı “Gazze Barış Planı”, sadece Filistin ve Hamas'ı köşeye sıkıştırmakla kalmıyor, Netanyahu'nun karşında yükselen uluslararası camiayı da çıkmaz sokağa sürüklüyor. Hoş, o camianın Batı bölümü zaten timsah gözyaşları döküyordu ve planı hemen kucakladılar…
Çavuşesku'nun Termometresi'nde, Ekin Keleş moderatörlüğünde, Prof. Dr. Burak Bilgehan Özpek, Doç. Dr. Yunus Sözen ve İlkan Dalkuç; Hakan Fidan'ın KAAN uçaklarına ilişkin açıklaması ile ardından gelen tepkileri ve Filistin meselesini konuşuyor. (Yunus Sözen, 55. dakika dahil oluyor.)Bizi Patreon'dan Destekleyin
İsrail'in 75 yıllık Filistin işgali 7 Ekim'de bambaşka bir evreye girmişti. İzzettin Kassam Tugayları'nın Gazze sınırını aşıp esirlerle geri dönmesi bütün dünyada büyük bir şok etkisi yaptı. Dünyayı kuşatmış Siyonist medyanın gücünü düşündüğümüzde, yeryüzünde medya gürültüsünün ve gücünün tamamı Filistinlilerin aleyhineydi. 50 yıl boyunca meşruiyetini Filistin davasını savunarak sağlayan Arap devletlerinin yöneticileri de dahil bütün otoriteler için “Hamas teröristtir” demeye çok müsait bir iklim vardı.
Kanada, Avustralya, İngiltere ve Portekiz'in 21 Eylül 2025'e Filistin'i tanımalarının hemen ardından, 80. Birleşmiş Millet Genel Kurulu'nda gerçekleştirilen "Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması İçin Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans"ta Fransa, Monako, Lüksemburg, Malta ile San Marino da Filistin'i tanıdıklarını açıkladılar.
New York'ta bu yılki BM Genel Kurulu geçmiş yıllara nazaran oldukça renkli, hareketli ve bir o kadar da önemli olaylara sahne oldu. Genel Kurul Gündemine de, bu vesileyle orada bulunan devlet adamlarının etkinliklerine Filistin ve Gazze damgasını vurmuş oldu. Genel Kurul'da Gazze ile ilgili özel oturum bütün dünyaya bir İsrail meselesini enine boyuna bütün tarihiyle, günümüzle ve sorunun bütün kökenleriyle anlatmaya vesile oldu.
Tramp bir saatlik konuşmasında her zamanki gibi ABD'nin iç meselelerinden bahsetti. Önceki başkanı kötüledi. BM'de boş lâflar duyduğunu söyledi. Gazze'yi de unutmadı. Barıştan yana olduğunu belirtti fakat hemen ardından “Filistin'i tanımak Hamas'a ödüldür” dedi. Bir şey daha öğrendik onun sözlerinden. “Dünyada en çok yargılanan din Hristiyanlık” imiş. Yargılayan mı demek istedi, sormak gerekir.
Avustralya Filistin'i devlet olarak tanıyan 150'den fazla ülke arasına katıldı... Ancak Gazze'de çatışmaların iki senedir sürmesinin ve ölü sayısının 65 bini aşmasının ardından, bir Filistin Devleti ne anlama gelecek? Filistin'i devlet olarak tanıma, tamamen sembolik bir anlam mı taşıyor yoksa gerçek hayatta bir karşılığı olacak mı? En önemlisi de çatışmayı sona erdirebilecek mi?
Birleşmiş Milletlerde (BM) var olan trafiğe bakıldığında konuşulacak çok şey olduğu söylenebilir. Filistin'in tanınması konusunda özellikle Fransa ve İngiltere'nin ortaya koyduğu tavır BM nezdinde en fazla tartışılan hususlardan biri. Henüz, İsrail soykırımını durdurma noktasında herhangi bir somut faydası söz konusu olmasa da tanınma yolunda atılan adımlar, İsrail'in izolasyonu anlamında sembolik bir öneme sahip.
Siyonizm'le ilgili kitaplarda dikkatimi çeken hususlardan biri bu ideolojinin Anglosaksonlar tarafından icat edilmiş olması, diğeri de Siyonist Yahudilerin aynı ideolojinin tarihî Filistin topraklarına kök salmasıyla ilgili korkularıydı. Bu açıdan Siyonizm'in kaynağı Anglosakson edebiyatıdır, ifadesi yadırgatıcı olmamalıdır. Buna rağmen birçok defa ifade etmeye çalıştığım gibi bizde Siyonizm ideolojisi ya da Yahudilerin İsrail devletini kurma süreci Yahudi ilahiyatına dayandırılmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Gazze'de bir soykırım yaşandığını söyledi ve liderleri Filistin'in yanında durmaya çağırdı. Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonda 13 kişi gözaltına alındı.Bu bölüm Garanti BBVA Portföy hakkında reklam içermektedir. Bugünden geleceğe yatırım yapmak için siz de birikimlerinizi Garanti BBVA Portföy'ün fon evreni ile çeşitlendirebilirsiniz. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'de “Filistin davasının artık dünyaya mal olduğu” şeklindeki sözleri Filistin meselesiyle ilgili algının tamamen değiştiğine işaret ediyor. Öteden beri İsrail-Arap çatışması olarak kodlanmaya ve Arap ülkeleriyle İsrail'in ilişkilerinin normalleşmesi gündemiyle unutturulmaya çalışılan Filistin meselesinin temelde İsrail'in işgaliyle alakalı olduğu bütün çıplaklığıyla dünya kamuoyuna mal oldu.
Çavuşesku'nun Termometresi'nde, Ekin Keleş moderatörlüğünde, Prof. Dr. Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç; Erdoğan-Trump zirvesi, Batı devletlerinin Filistin'i tanımaya başlaması ve ABB'ye yapılan soruşturma üzerine konuşuyor.Bizi Patreon'dan Destekleyin
İngiltere, Kanada, Avustralya ve Portekiz dün Filistin'i tanımış, Fransa'nın ise bugün BM Genel Kurulu'nun 80. oturumunda Filistin'i tanıması beklenmektedir. Bu kararlar, Avrupalı devletlerin artık bu hususta ABD'den farklılaştığını göstermektedir. Yazan: Dr. Hasan Basri BülbülSeslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Fırtına gibi bir hafta başladı. Türkiye'den ABD'ye, Avrupa'dan Filistin'e, Gazze'den Suriye'ye neredeyse bütün kartların masaya sürüldüğü bir olağanüstülük başladı. İngiltere, Avustralya, Kanada, Portekiz Filistin Devleti'ni tanıma kararını açıkladı. Fransa, Belçika ve daha birçok Avrupa devleti bu yönde karar açıklayacak. ABD-İsrail soykırım ekseni dünyanın tamamında zaten mahkûm edilmişti. Şimdi geleneksel ortakları Avrupa tarafından da mahkûm ediliyor. Almanya hariç, Avrupa ülkelerinin soykırımdan uzak durma temayülü, güçler haritasında bir kırılmaya yol açabilir mi?
Birçok Avrupa ülkesinin Filistin'i devlet olarak tanıdığını ilan etmesi, diplomasi sahnesinde nasıl bir dönemeç oldu? Bu kararlar uluslararası hukukta ne ifade ediyor? İsrail ve Filistin arasında iki devletli çözüm mümkün mü? Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan ile konuştuk.
BM Genel Kurulu öncesi Avustralya, Kanada ve İngiltere, Filistin Devleti'ni resmen tanıdı. Özgür Özel iki yılda üçüncü kez CHP Genel Başkanlığına seçildi.Bu bölüm Darüşşafaka Cemiyeti hakkında reklam içermektedir. Darüşşafaka'ya yapacağınız aylık düzenli bağışlarla öğrencilerin yanında olabilir, hayatlarına dokunabilirsiniz. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
RTÜK, yayımladıkları bazı içeriklerin “millî ve manevi değerlere aykırı” olduğu gerekçesiyle 5 dijital platforma ceza verdi. 400'den fazla sanatçı ve plak şirketi, müziklerini İsrail'de erişimden kaldıracağını açıkladı.Bu bölüm Borusan Contemporary hakkında reklam içermektedir. Borusan Contemporary, 2025–2026 kültür sanat sezonunu, çağdaş fotoğrafın öncü isimlerinden Edward Burtynsky'nin Türkiye'deki ilk büyük kişisel sergisi ile açıyor. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
İsrail'in saldırıları Gazze'yi cehenneme çevirmişken, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları için geri sayım başladı. İsrail'in Gazze'yi enkaza, Gazzelileri de açlığa mahkum etmesine tepki gösteren bazı Batılı ülkeler, Filistin Devleti'ni resmen tanımak için harekete geçiyor. Halihazırda BM'ye üye 193 ülkeden 146'sı Filistin'i bağımsız bir devlet olarak resmen tanıyor. Bunlara dünyanın en zengin yedi ülkesi; Amerika, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya dahil değil. Ancak gelecek hafta Fransa bu gruptan çıkarak Filistin'i tanıyan ülkeler arasına katılacak. Fransa Cumhurbaşkanı Macron artık aleni şekilde Tel Aviv'i eleştiriyor. İngiltere de Filistin'i "tanıma" kararı almak üzere. Avrupa Birliği ise ticaret anlaşmasını askıya almaya hazırlanıyor. Sadece siyasi ve ekonomik değil, İsrail sanat ve spor arenasında da yalnızlaşıyor. İspanya bu alanda girişimleriyle dikkat çekiyor. İspanya önce İsrail'in men edilmemesi nedeniyle Eurovizyon şarkı yarışmasına katılmayacağını açıkladı. Ardından “2026 Dünya Kupası'na İsrail gelirse biz yokuz” dedi. Artık birçok ülke İsrail'e karşı ses yükseltiyor. Ekonomi, diplomasi, sanat ve spor alanlarında Tel Aviv'in yalnızlaştırılması, Gazze'deki katliamları durdurabilecek mi? Filistin'in tanınması neden önemli? Kayıttayız'da bu sorulara yanıt arandı.
20.yy'da Almanya, diğer küresel sömürgeci devletler gibi tarihin kanlı soykırımlarından birini gerçekleştirdi. Namibya'da Herero milletinin %70'ini katletti.Suçunu telafi etmek için hala adım atmadı. Gazze'de işlenen insanlık suçları karşısında İsrail'den yana tavır aldı. Bu durum Namibya hükümeti ve halkının tepkisine yol açtı. 19. yüzyıl sonlarında Almanya tarafından sömürgeleştirildi.1904: Yerli Herero halkı, mızraklarla donatılmış savaşçıları ile Almanlara karşı isyan başlattı. Almanların sert müdahale ile bastırdıkları isyanda Hereroların yüzde 70'i katledildi. Hererolar çöle sürülürken çölde yaşayan Nama halkı da isyan başlattı. Hererolar ile aynı akıbeti paylaşan Nama halkı, nüfusunun yarısını kaybetti.1904-1908: Nama ve Herero katliamları Avrupa sömürgeciliğinin en kanlı örnekleri olarak tarihe geçti.1990: Namibya bağımsızlığını kazanmasının ardından Almanya'nın gerçekleştirdiği soykırımı tanıması için girişim başlattı.2004: İsrail devletini Filistin'de işlediği suçlara rağmen savunan Almanya, Namibya'da da tarihin en kanlı soykırımlarından birini gerçekleştirmişti. Namibya'ya bir ziyarette bulunan Almanya Kalkınma Yardımları Bakanı soykırımı kabul ederek özür diledi.2011: Almanya yerli halka ait 20 kafatasını iade etti.2021: Berlin hükümeti, Namibya'da işlenen suçları soykırım olarak kabul etti, tazminat ödemeyi kabul etmedi.(www.aa.com, 16.01.2024)
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
Gazze'de sürmekte olan Siyonist soykırımın sonucu olarak, geçtiğimiz ayın son günleri itibarıyla Siyonistler tarafından katledilen Filistinlerin sayısı 64 bine yaklaştı, yaralı sayısı en az 160 bin, Gazze Şeridi'ndeki çoğu yerleşim biriminde binaların ve tarım alanlarının tamamına yakını İsrail tarafından yok edildi.Siyonist soykırım tüm hızıyla sürerken İsrail hükümeti Ağustos ayında yaptığı açıklamada Gazze Şeridi'nin kuzeyini kalıcı olarak işgal edeceğini duyurdu. Bu arada Trump'ın Gazze için tasarladığı imha planı ile ilgili yeni ayrıntılar da basına yansıyor. Yani ABD emperyalizmi ve Siyonist İsrail, etnik arındırma ve soykırımda son aşamaya girmiş bulunuyor. Öte yandan Gazze'deki Filistinliler soykırımcı İsrail'in insanlık dışı uygulamalarının bir sonucu olarak büyük bir açlık tehlikesi ile karşı karşıyalar. İsrail hükümetinin yalan beyanlarının aksine Gazze, orada yaşayanlar için bir cehenneme dönmüş durumda. Tüm altyapı ve geçim olanakları yok edilmiş olan Gazzelilere dünyanın farklı yerlerinden gönderilen gıda yardımları ve sağlık malzemelerinin ulaştırılması İsrail tarafından sistematik olarak engelleniyor. Bu durum özellikle çocuklar, yaşlılar ve hastalar arasında ölüm vakalarının hızla artması sonucunu doğuruyor. Şimdiye kadar açlıktan ölenlerin sayısı 322 ve bu sayının hızla artması bekleniyor. Tüm bunlara ek olarak, Siyonist soykırımı en başından bu yana belgeleyerek Filistin halkının haklarının müdafaası yolunda çok önemli bir görevi ifa eden basın emekçileri de İsrail tarafından hedef alınıyor. 25 Ağustos günü Gazze'deki Nasr Hastanesi'ni vuran İsrail, ilk saldırısını takiben ikinci bir saldırı yaparak yaralılara müdahale eden sağlık emekçilerini ve gazetecileri katletti. Netanyahu göstermelik bir açıklama ile bunun bir kaza olduğunu söylerken, İbranice basın organlarında İsrail makamları katlettikleri gazetecilerin aslında Hamaslı olduğunu iddia ediyordu.
İsrail, Eylül ayı itibarıyla Gazze'de 60 bin Filistinliyi katletmiş durumda. Bu, resmî rakam. Gerçek ölü sayısı muhtemelen 100 binin üzerinde. Çünkü Gazze kentlerinin büyük bölümü enkaz halinde ve yıkıntıların altında yatan, cesedine ulaşılamayan genç yaşlı çoluk çocuk binlerce insan var. Ve henüz bombalarla enkaz altında kalmayan çocuklar toprak yiyor, açlıktan ölüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre bile Gazze'de şu an yarım milyondan fazla insan açlıkla boğuşuyor. Bu sayı her geçen gün artıyor. 2025'in başından bu yana 8 ayda 300'den fazla Filistinli açlıktan yaşamını yitirdi. Bunların en az 100'ü çocuk! Kamplardaki çocukların kağıtlara çizdikleri çiçekler, kuşlar, parlayan güneş, bulutlar değil, yiyecek özlemi hatta ölüm isteğini gösteren resimler!
Hükümetin düşmesi halinde Macron'un üç seçeneği bulunuyor: Birincisi, yeni hükümet kurmak üzere bir aday atamak, ikincisi erken milletvekili seçimi düzenlemek, son ihtimal ise istifa etmek. Yazan Dr. Nevzet Çelik Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Filistin konusunda ABD-İsrail cephesiyle, dünyanın geri kalanı arasında amansız bir mücadele var. Bir yanda soykırım sürüyor. Diğer yanda soykırımı durdurmak ve Filistin devletinin tanınmasını sağlamak için büyük bir çaba harcanıyor.
7 Ekim 2023'ten sonra başta Güney Afrika Cumhuriyeti olmak üzere farklı kıtalardan birçok ülke Filistin bağımsızlık mücadelesine destek verdi. Bu ülkeleri Filistin'e destekleri itibarıyla bir kategoriye dâhil edebiliriz fakat birbirinden farklı bağlamları göz önünde bulundurmak gerekir. Örneğin İspanya gibi ülkeler İngiltere'nin kolonisi değildir ve aralarında tarihî bir rekabet vardır. Güney Afrika Cumhuriyeti ise İngiltere'nin eski kolonilerindendi. Daha 90'ların başına kadar Güney Afrika'da İngiltere kolonyal yönetim biçimleri tatbik edildi. Bu sistem, Hindistan kolonisinden biraz farklı olarak yerleşimci kolonyalizminin bütün özelliklerini barındırmıştır.
Catania Havaalanı'na indiğimizde tedbiren, üzerlerimizdeki Filistin kefiyelerini çantalarımıza koyduk. Ne olur ne olmaz diye düşündük. Birkaç ay önce Mısır'da yaşadıklarımızın etkisindeydik. Global Sumud Filosu'na katılmak için İtalya'dan hareket edecek kafilede yer alacak altı kişiyiz. Aramızda konuşuyorduk. Pasaport sırasındayken önümdeki hanımefendi dönerek, “Yardım götürecek gemiler için geldiniz sanırım” dedi. Türk'tü.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in Gazze saldırısı, Filistin halkına yaptığı soykırım ve zulüm ile kıtlık politikaları ve bölgede var olan güncel durumu görüşmek üzere olağanüstü toplanan TBMM Genel Kuruluna hitap etti.
7 Ekim sonrasında bütün dünyanın gözlerinin önünde cereyan eden soykırımın nasıl sonlandırılabileceği, hiç kuşkusuz sadece Müslüman dünyanın bir sorunu değil. Mevcut uluslararası sistemin sınırları içerisinde dile getirilen teklif ve önerilerin uygulanma ihtimali bir kenara sonuca ne tür bir katkı sağlayacağı da tartışmalı. Bu nedenle, son günlerde İrlanda Cumhurbaşkanının çağrısı ile gündem olan ve Türkiye'den de destek gören BM bünyesinde bir askeri operasyon seçeneği, BM Güvenlik Konseyi yapısı nedeniyle ihtimal dışı. Bu nedenle İsrail'i ne durdurabilir sorusunun mevcut hukuki düzlem içinde anlamlı bir cevabının olmadığı açık.
İngiltere ve ABD, İsrail'i İslam coğrafyasının merkezinde kolonyal bir vekil yapı olarak kurdu. Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa devleti tarafından bu yeni kolonyal yapı daimi olarak desteklendi. İsrail'e atfedilen birçok özellik de bu ilişkinin içinden doğdu.
Dünya tarihi yeniden yazıldığında muhtemelen en kritik dönüm noktalarından biri İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği katliamlar ve soykırım olacaktır. Bu durum hem İsrail'in 75 yıllık zulmünü ve katliamlarını gözler önüne serdi hem de küresel emperyalist sistemin nasıl işlediğini belirginleştirdi. Bir yönüyle işgal altında olan sadece Gazze değil; bütün dünyanın ve insanlığın Siyonizm'in işgali altında olduğu gerçeği de ortaya çıktı.
Caterpillar şirketine ait buldozerlerin Filistin ve Gazze'de Filistinlilere ait konutların yıkımında kullanılması milyar dolarlık uluslararası varlık fonu olan Norveç Varlık Fonu yöneticilerini rahatsız etti.
Biz İsrail soykırımının hemen durdurulmasının peşinde koşarken, Beyaz Saray'da Jared Kushner ile Tony Blair'in katıldığı, ‘Gazze'nin geleceği' toplantıları yapılıyor. (‘Tony Blair and Jared Kushner to brief Trump on Gaza post-war plans', 27/08, Axios.) Başkan Trump'a savaş sonrası planı sunacaklarmış! Anlıyoruz ki, ‘sonrası' dedikleri, İsrail'in Filistin'i bitirmesi. İnsanların sürülmesi veya öldürülmesi. Yeni toprakların da İsrail'e katılması…
Bu podcast bölümünde, dünya ekonomisinin perde arkasındaki gizli bağlantıları mercek altına alıyoruz. Siyonizm ile günümüzdeki itibarî para (fiat para) sistemi arasındaki şaşırtıcı ilişkiyi derinlemesine inceliyoruz.Amerika Birleşik Devletleri Federal Rezervi ("Fed") ve küresel borca dayalı para sisteminin nasıl Siyonist bir araç olarak görüldüğünü keşfedin. Fed'in SWIFT ödeme ağını tek taraflı yönetimi ve diğer merkez bankalarının işlemlerini iptal etme yetkisi gibi konulara değiniyoruz. Rothschild bankacılık ailesinin Fed'in kuruluşu ve İsrail'in oluşumundaki kilit rolü vurgulanıyor. İngiliz hükümetinin Filistin'de bir "Yahudi ulusal yurdu"nu destekleyen Balfour Deklarasyonu'nun, Rothschild ailesinin önemli bir üyesine gönderilmesi bu ilişkinin bir kanıtı olarak sunuluyor.Ayrıca, itibarî paranın uzun süreli ve yıkıcı savaşların devamında nasıl bir rol oynadığını analiz ediyoruz. Altın standardı dönemindeki savaşların daha kısa ve insancıl olduğu karşılaştırması yapılıyor. Küresel merkez bankacılığı sisteminin Siyonist hareketin finansmanında temel bir rol oynadığını öğrenin. Filistinlilerin İsrail Şekeli'ni kullanmaya zorlanmasının ve bu paranın işgali finanse etmek için değer kaybetmesinin, Filistinlilere yönelik bir hırsızlık olarak nasıl yorumlandığını ele alıyoruz.Peki, bu sisteme karşı bir çözüm var mı? Bitcoin'in, Siyonist bankacılık sistemini ve itibarî paraları zayıflatma potansiyeli üzerine konuşuyoruz. Bitcoin, Filistinliler için ekonomik kısıtlamalardan kaçış ve merkezi banka kontrolünden bağımsız bir para sistemi umudu sunuyor.Kaynak
İsrail ve Avustralya arasındaki diplomatik anlaşmazlık, İsrail Başbakanı'nın Filistin devletini tanıma kararını tekrar eleştirmesiyle derinleşti - bu sefer Avustralyalı bir medya kuruluşunu tercih etti. Derinleşen diplomatik çatlaklar artık herkesin gözü önünde sergilenirken, bir kabine bakanı Benjamin Netanyahu'ya karşılık vererek Başbakan'ın gücünü övdü.
Kencan Dengan Tuhan - Sabtu, 23 Agustus 2025Bacaan: "... sehingga batu itu terbenam ke dalam dahinya dan terjerumuslah ia dengan mukanya ke tanah. Demikianlah Daud mengalahkan orang Filistin itu dengan umban dan batu, ia mengalahkan orang Filistin itu dan membunuhnya tanpa pedang di tangan" (1 Samuel 17: 49-50)Renungan: Tidak selamanya memiliki badan yang besar pasti akan selalu menang. Dalam dunia hewan kita mengetahui bahwa seekor gajah yang besar, bisa sangat takut kepada hewan kecil seperti tikus. Keadaan tersebut tentu berlaku juga bagi umat manusia, dimana tidak ada jaminan bahwa orang yang berbadan besar dan tinggi selalu bisa menang atas orang-orang yang lebih kurus atau kecil. Contoh nyata yang tercatat dalam firman Tuhan adalah seorang Daud yang berbadan kecil, bahkan tanpa pedang mampu mengalahkan Goliath seorang manusia berbadan besar seperti raksasa Filistin. Ilustrasi diatas juga berlaku untuk setiap masalah besar yang kita hadapi. Masalah sebesar apapun belum tentu bisa benar-benar mengalahkan iman serta keteguhan hati kita. Pertanyaanya adalah, apakah kita juga sering dikalahkan dan menyerah terhadap masalah besar di hadapan kita? Selama kita tahu kelemahan atau titik pusat permasalahan tersebut, maka kita bisa dengan mudah menaklukkan dan mengalahkan masalah sebesar apapun. Akan tetapi kita juga harus ingat satu hal, bahwa Daud juga tidak datang tanpa persiapan, sebelum maju perang, Daud tentu sudah datang terlebih dahulu kepada Tuhan. Jadi datanglah terlebih dahulu kepada Tuhan sebelum kita maju untuk menyelesaikan permasalahan kita! Mintalah agar Tuhan membukakan jalan, serta menunjukkan titik lemah dari permasalahan yang sangat besar tersebut. Maka kita dapat dengan mudah mengalahkan permasalahan besar dalam hidup kita! Tuhan Yesus memberkati.Doa:Tuhan Yesus, bukalah hatiku untuk dapat menemukan akar dari permasalahan yang aku hadapi saat ini. Jangan biarkan imanku dikalahkan oleh permasalahan dalam hidupku ini. Yakinkan dalam hatiku bahwa Engkau lebih besar dari masalah yang kuhadapi saat ini. Amin. (Dod).
Her hafta Canlı Yayında sinema ve televizyon gündemini konuşuyoruz, haftanın öne çıkan dizi ve filmlerini yorumluyoruz, ilgimizi çeken konuları tartışıyoruz, listeler yapıyoruz, goygoydan geri kalmıyoruz...00:00 | Giriş08:25 | Eddington37:10 | Night Always Comes39:50 | Late Night with the Devil46:10 | Alien: Earth 3. Bölüm53:10 | En Sevdiğimiz 10 Dizi Karakteri1:37:10 | Haber Turu: Sinema Gündemi1:59:20 | Criterion Closet: Adam Asmaca 2:03:10 | Gal Gadot'nun Açıklaması 2:06:28 | Chris Columbus'un Home Alone Açıklaması2:08:45 | Oscar İçin Sürpriz Yayıncı2:13:00 | The Beatles Filmlerinin Görüntü Yönetmeni 2:14:05 | Andrew Haigh'in Yeni Projesi 2:16:10 | Tarantino ile Saçmala Saati 2:19:20 | M:I - The Final Reckoning Kısa Bir Süre YouTube'da Kaldı 2:20:42 | Pelin Diştaş Geri Döndü! 2:24:35 | Sally Rooney'e Filistin'i Desteklediği İçin Soruşturma
Britanya, Kanada ve Fransa'dan sonra Avustralya da Eylül ayında Filistin devletini tanıyacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Eylül ayında yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında ülkesinin Filistin devletini resmen tanıyacağını açıklaması Avrupa'da önemli bir tartışmanın fitilini ateşledi. Yazan: Prof. Dr. Kemal İnat Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Fransa ve Birleşik Krallık'tan sonra Kanada da Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Filistin'i bir devlet olarak tanıma planlarını açıkladı. Üçü de ahlaki zorunluluklar ve stratejik gereklilikler yüzünden bu kararı aldıklarını açıkladı.
Fransa'nın ardından İngiletere de, İsrail Gazze'de gereken adımları atmazsa bir Filistin devletini tanıyacağını duyurdu.
Ibu. Monika Kusnandar (TB) 2 Raja-Raja 8 : 1-28:1 Elisa telah berbicara kepada perempuan yang anaknya dihidupkannya kembali, katanya: "Berkemaslah dan pergilah bersama-sama dengan keluargamu, dan tinggallah di mana saja engkau dapat menetap sebagai pendatang, sebab TUHAN telah mendatangkan kelaparan , yang pasti menimpa negeri ini tujuh tahun lamanya." 8:2 Lalu berkemaslah perempuan itu dan dilakukannyalah seperti perkataan abdi Allah itu .Ia pergi bersama-sama dengan keluarganya, lalu tinggal menetap sebagai pendatang di negeri orang Filistin tujuh tahun lamanya.
Ankara'da siyasetin gündeminde yeni sürece dair kurulacak komisyon var. İsrail'de iki insan hakları örgütü, hükümeti ve orduyu Filistin halkına karşı soykırım yapmakla suçladı.Bu bölüm Türkiye İş Bankası hakkında reklam içermektedir. Deniz yaşamının dörtte birine ev sahipliği yapan mercan türlerinin habitat ve popülasyonlarının korunması için Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ve Türkiye İş Bankası biraraya gelerek “Denizlerin Ormanları: Mercanlar” adlı yeni bir projeyi hayata geçirdi. Proje hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices