Podcasts about olarak

  • 191PODCASTS
  • 651EPISODES
  • 27mAVG DURATION
  • 5WEEKLY NEW EPISODES
  • Jun 7, 2024LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about olarak

Show all podcasts related to olarak

Latest podcast episodes about olarak

Yeni Şafak Podcast
ÖMER LEKESİZ - Dindarlık, Hayatı Sanat Olarak Yaşamaktır

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 7, 2024 4:48


Arapça din, Farça dâr'dan oluşan dindar kelimesinin sözlüklerdeki anlamlarının fevkinde -siyasetten de yalıtılmış olarak- İslam'a özel bir tanımına ulaşmak istediğimizde, Hâce Abdullah Herevî'nin “Kişinin din ve dünya işlerinin medarı iki şey üzerinedir: Hakikatine ulaştığı ameller, şahsiyeti ile doğruladığı mürüvvet.” sözünden yola çıkabiliriz. Çünkü “amellerin hakikatine ulaşmak” şeylerin yaratılış özelliklerine göre davranmak, varlığının haddinde durmak; bir şeyi kendisine ait olmayan yere koymamak, yanlış yere yerleştirmemek, yanlış kullanmamaktır. Bunların tersi zulüm olarak adlandırılır ki, zulümden kaçınmanın en garantili yolu da adalete tutunmaktır. (Bkz.: S. Muhammed Nakib el-Attas, İslam Metafiziğine Prolegomena, trc.: İlker Kömbe, Küre, 2016) Bir insanın, hakkında zulümden kaçınacağı, adalete tutunacağı ilk şey ise önce kendi nefsidir. “Her insan, insanlığa mahsus fıtrî istidatlar ile doğar. Bu fıtratın muhteviyatının tamamı ‘fazilet-redâet (kötülük, azgınlık, habaset)' ile ‘ruh-nefs' gibi iki büyük sınıfa taksim edilir. Lakin fıtrat yumuşak balmumuna benzer. Ona şekil verecek olan avâmil-i sâni'anın (Allah tarafından yaratılan sebeplerin, âmillerin) tümü de ‘muhit, terbiye' kelimelerinde mevcuttur.” (Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, Terbiye İkinci Yaratılıştır, haz.: Eren Yavuz, Büyüyenay, 2024). Bir muhitte ve buranın terbiyesinde karar kılmak ise dine tabi olmak demektir ki, din dairesi içinde hareket etmenin adı da dindarlıktır. Buradan Herevî'nin sözüne tekrar dönerek söyleyecek olursak, din yoluyla amellerin hakikatine ulaşarak insaniyetin (adamlığın) kemaline (mürüvvete) varmayı dindarlık olarak niteleyebiliriz. Bu dindarlığın usul ve esasları, Kur'an'ın ilgili ayetlerinden ve Peygamberimiz Aleyhisselam'ın haberlerinden hareketle ahlak kitaplarında, tasavvufî eserlerde, Fütüvvetnâmelerde detaylı olarak anlatılmıştır. Biz bunlardan edinebildiğimiz bilgilerin ışığında, sanatın kaynağı olması bakımından fazilet – rezilet esasında bıçak sırtı bir durum arz eden hevâ ve hevesin terbiyesi için önce dindarlığın ve sonra onun şatlarına uyarak sanatçı olunmasının gerektiğini söylemekle yetinmeliyiz. Bunu derken, kendi inançlarının temel kavramlarından olan Kutsal İnsan'ı / İsa Mesih'i hayatın dışına iterek, bundan doğan boşluğu sanatçılara, yazarlara a priori olarak üstünlük vasfını yükleyerek doldurmaya çalışan Batılı anlayışa rakip bir anlayışı önerme ihtiyacı duymadığımız gibi, kendi toplumumuzda da hevâ ve hevesin özgür düşünme ve eyleme kastında parlatılmasından kaynaklanan sanatçı, yazar olma eğiliminin giderek artmasını da gözetmediğimizi, salt dindarlığın kendi usul ve esasları dahilinde gerektirdiği bir halden söz etmeye çalıştığımızı ve dolayısıyla sanat ve terbiye bahsinde Batıyla rekabet içinde olmadığımızı; bir şeyhin terbiyesini yani seyr-i sülûku da dayatmadığımızı ifade ediyoruz.

TR724 Podcasts
Bülent Korucu | Bir intifada bastırıcısı olarak Abdullah Gül

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Jun 5, 2024 10:57


Bülent Korucu | Bir intifada bastırıcısı olarak Abdullah Gül by Tr724

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - Bir Nostalji Olarak Gezi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 2, 2024 5:44


Türkiye sosyo-politik tarihi açısından farklı bir momente karşılık gelen Gezi süreci, yakın siyasi tarihi okumak açısından da önemli bir dönem. Bugün muhalefetin önemli ölçüde sahiplendiği ve yıldönümlerinde andığı bu dönem, 2013 Mayısının son günlerinde küçük ölçekli bir protesto olarak başlamış ve süreç içerisinde yurt ölçeğinde etkisini gösteren bir boyuta ulaşmıştır. Facebook ve Twitter gibi platformlar üzerinden etki alanını genişleten ve Türkiye'nin hemen her yanına taşınan Gezi muhalefeti, zamanla ivmesini kaybetmiş ve nostaljik bir atfa dönüşmüştür. Hemen her yıl dönümünde Gezi'yi sahiplenen siyasilerin yanı sıra süreci yöneten ve talepleri ile iktidarı ikna ya da icbar etmeye çalışan platformların tavırları, bu nostaljinin sürdürülmesine katkı sunmaktadır. Nihayetinde Gezi, 2002 yılından itibaren aralıksız olarak iktidarda olan ve Türkiye'nin kadim sosyal ve siyasi sorunları ile yüzleşerek önemli devrimlere imza atan bir siyasi anlayışa karşı güçlü ve geniş katılımlı bir muhalefeti temsil ediyordu. Her ne kadar Gezi, bir çevre hareketi olarak tanımlansa da olayların yaşandığı dönemde yapılan saha araştırmaları, hareketin politik saiklerle oluşan bir eylem olduğuna işaret etmektedir. Nitekim o dönemde neden buradasınız ve neye karşısınız sorusuna muhatap olanların verdikleri cevaplara bakıldığında, çevresel taleplerin ikincil öneme sahip olduğu ve dönemin iktidarına yönelik öfkenin daha baskın bir motivasyon kaynağı olduğu görülebilmektedir. Bu nedenle Gezi, dünden bu güne iktidarın karşısında konumlanan muhalif tavrın kendisine dayanak oluşturduğu bir tarihsel moment olarak kabul edilmektedir. Bu açıdan Gezi, muhalefetin kendisini güçlü hissettiği ve her aşamada referans vererek yeni anlamlar yüklediği bir sürecin kendisi olarak konumlandırılmakta ve her sene yeniden üretilmektedir.

Medyascope.tv Podcast
PODCAST | Bugün Ne Oldu? (30 Mayıs 2024): Slovenya Filistin'i devlet olarak tanıdı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later May 30, 2024 7:06


İyi akşamlar! Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba. Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

Yeni Şafak Podcast
Taha Kılınç - Zalimin mühleti

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 29, 2024 4:41


Dünya tarihinde “şiddetle” kınandığı için durdurulan herhangi bir katliam veya soykırım yoktur. Keza “Bir daha asla!” denen nice acı hadise de sürekli ve sürekli tekrarlanmıştır. “Suçlular mutlaka cezasını çekecek!” şeklindeki hamasî vaatlerin ne derecede gerçekçi olduğunu anlamak isteyenler ise, yakın ve uzak tarihteki nice trajedinin mimarına nasıl muamele edildiğine bakabilirler. Yukarıdaki cümleler, geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda düzenlenen “Srebrenitsa Soykırımı'nı (1995) Uluslararası Anma Günü Olarak İlân Etme” konulu oylamayı izlerken zihnimde dönüp durdu. 84 ülkenin “evet” oyuyla kabul edilen tasarıya 19 ülke “hayır” derken, tam 68 ülke de “çekimser” kaldı. Sırbistan'la birlikte Rusya'nın “hayır” demesi elbette şaşırtıcı değildi. Çin ve Suriye de -akla gelebilecek sebeplerle- aynı kervana katıldı. Ancak çekimser kalan ülkeler arasında Cezayir, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Umman ve Sudan'ı görmek, söz konusu ülkelerin dış bağlantıları hakkında önemli noktalara işaret ediyordu. Orta Asya'da Kazakistan ve Tacikistan “çekimser” kalırken Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan temsilcileri oylamaya katılmadı. Bu tablo da Rusya'nın bölgedeki etkisini ve etkinliğini göstermesi bakımından oldukça çarpıcıydı. Avrupa'nın göbeğinde ve sözde “barış gücü” askerlerinin gözetimi altında binlerce Müslümanın katledilmesini boş gözlerle izleyen “modern” dünya, aradan neredeyse 30 yıl geçtikten sonra “Srebrenitsa Soykırımı'nı Anma Günü” adlı bir merasimi kucağımıza bırakıp geri çekildi. Üstelik çeşitli ülkelerin menfaat haritalarını da gözlerimizin önüne sererek… Srebrenitsa'ya bakarken, Gazze'den bir başka katliamın haberi geldi. İsrail işgal güçleri, devam eden soykırımda yeni bir perde açarak, Refah'a sığınan masum sivillerin yaşadığı bir çadır kenti gece yarısı bombaladı. Çok sayıda insanın yanarak can verdiği feci saldırı, gündemi kısacık meşgul etti, sonrasında insanlar yeniden rutin programlarına döndüler. Soykırım uzadıkça ve zamana yayıldıkça alışıldı, normalleşti ve “haber değeri” düştü çünkü.

Medyascope.tv Podcast
Sinan Ateş ve ABK: Ankara'da ne oluyor? | Filistin'in devlet olarak tanınmasının anlamı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later May 28, 2024 45:57


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ülkücü Şehitleri Anma Günü'nde Sinan Ateş cinayetinde geçen Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım'ı yanına alarak basın mensuplarının karşısına çıktı. İkilinin birlikte verdiği fotoğraf, Bahçeli'nin Yıldırım'a sahip çıkması olarak yorumlandı. İsim vermeden Sinan Ateş davasıyla ilgili konuşan Bahçeli, “Bizden olmadığı halde bizimle ilgili konuşan, kokuşmuş zevatın kuyruk acısını biliyoruz” dedi. NOW, Halk TV ve Sözcü Televizyonlarını hedef alan Bahçeli “Hesaplaşacağız, helalleşmeyeceğiz” dedi. Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında tutuklu bulunan Ankara Emniyeti Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, soruşturmada adı geçtiği belirtilen iki isimden birinin eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, diğerinin ise Halk Bankası Genel Müdürü Osman Arslan olduğunu söyledi. İspanya, İrlanda ve Norveç, bugün itibarıyla Filistin'i devlet olarak tanıdı. Üç Avrupa ülkesi, Filistin'i devlet olarak tanıyarak Ortadoğu'da yıllardır devam eden bu savaşın sona ermesini ümit ediyor. Uzmanlara göre ülkelerin attığı bu adımın nedeni, “uluslararası toplumun İsrail ve İsrail'i destekleyen ülkeler üzerinde baskısını artırmak” CHP, MHP ve DEM Parti bugün Meclis grup toplantılarını yaptı. Ankara Muhabiri Mahir Bağış Ankara'daki son gelişmeleri ve açıklamaları aktardı. Kayda Değer'de Gamze Elvan soruyor Yıldız Yazıcıoğlu, Kerem Gülay değerlendiriyor!

Medyascope.tv Podcast
Bugün Ne Oldu? (28 Mayıs 2024): İspanya, Norveç ve İrlanda Filistin'i devlet olarak tanıdı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later May 28, 2024 7:41


İyi akşamlar! Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba. Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

Kısa Dalga Podcast
Teknoloji okur yazarı Ümit Alan: Yapay zekayı tehdit olarak görenler için iş dünyasında iyi şeyler olmayacak

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later May 27, 2024 29:23


Uzun yıllardır teknoloji okur yazarlığı yapan Ümit Alan'la yapay zeka teknolojisini konuştuk. Alan, "bu aslında sanayi devriminde yaşanandan çok farklı bir süreç değil. Sanayi devrimi nasıl 1800'lerin sonunda insanların, özellikle el emeğine dayalı işlerin otomasyona geçmesine devredilmesini ve bunun sonucunda da yeni işlerin yaratılmasını sağlamıştı. Yapay zeka devrimi de aslında biraz insanın zihin gücüne bağlı işlerin, yeteneklerine bağlı işlerin, yavaş yavaş makinelere devredilmesiyle ilgili bir süreç. O yüzden tabii ki geçiş aşamasında bazı işler yok olacak. Bazı işler çalışan insan sayısı çok azalacak. Bir geçiş aşaması olacak. Fakat bu da aslında onu yazıyorum son zamanlarda." görüşünde...

ERKAM RADYO
İlim ve Edep Yuvası Olarak Medreselerimiz

ERKAM RADYO

Play Episode Listen Later May 25, 2024


İSLAM VE HAYAT

İSLAM VE HAYAT
İlim ve Edep Yuvası Olarak Medreselerimiz

İSLAM VE HAYAT

Play Episode Listen Later May 25, 2024


Medyascope.tv Podcast
Güne Başlarken (23 Mayıs 2024): Üç ülke Filistin'i devlet olarak tanıyacak

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later May 23, 2024 5:04


Günaydın! Perşembe sabahından herkese merhaba. Medyascope'un podcast'i Güne Başlarken'de günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

T24 Podcast
Jimnastikçilerin, yeteneklerini geçici olarak kaybetmesine ne denir? // 60 Saniyede Olimpiyatlar

T24 Podcast

Play Episode Listen Later May 14, 2024 1:15


Olimpiyat, sporcuların sadece fiziksel yeteneklerini değil; mental, yani zihinsel sağlığını da test eden bir sınav. Sporcular, dünya çapındaki rakiplerle yarışırken, ülkelerinin beklentilerini, rekabeti ve kamuoyu gözlemini sürekli omuzlarında taşır.Bu beklenti basıncı, kimi zaman sporcular üzerinde performans kaygısının yanı sıra depresyon gibi ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Bunu dünyaya büyük bir özgüvenle duyuran sporculardan biri Amerikalı jimnastikçi Simone Biles oldu. Rio 2016 Olimpiyatları, Biles için bir dönüm noktası olmuştu. Kadınlar jimnastikte, takım altın madalyası dahil, toplam dört altın, bir bronz madalya kazandı ve olimpiyat tarihindeki “en başarılı Amerikalı jimnastikçi” ünvanını kazandı. Ancak Biles, sporun zirvesindeyken Tokyo 2020 Olimpiyatları'nda herkesi şaşırtarak takım finali ve ardından birkaç bireysel final müsabakasından çekilme kararı aldı ve bunu jimnastikte sporcuların havada kendilerini yönlendirme yeteneklerini geçici olarak kaybettikleri bir durumla açıkladı. Peki, bu duruma sporda ne deniyor?  Berna Abik'in sunumu ile dünden bugüne Olimpiyat'taki ilginç olayların anlatıldığı '60 Saniyede Olimpiyatlar' serisinin yeni bölümünde Simone Biles'ın nasıl bir ilham kaynağına dönüştüğü anlatılıyor. Video

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Kıyılara herkesin eşit ve serbest olarak erişimi ve yararlanması anayasal haktır / Kıyılara herkesin eşit ve serbest olarak erişimi ve yararlanması anayasal haktır: Uygulamalar bu hakkı çiğnemektedir / Danıştay'dan kanun değişikliğin

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later May 13, 2024 25:52


Bu akşam kıyılarımızın başına gelenleri konuşuyoruz. Son günlerde İstanbul'un Prens Adalarında yaşanan iki vaka üzerinden Anayasa ve Kıyı Kanunu hükümlerine rağmen, kıyıların nasıl özel şirketlere kiralanmak istendiğini, eşitlik, serbestlik ve kamusal yarar ilkesinden nasıl uzaklaşıldığını ele alıyoruz. Değerlendirdiğimiz bir diğer konu da Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'te 16 Nisan 2022 tarihinde yapılan değişiklik neydi ve bu değişikliğin Danıştay tarafından iptali neden önemli; bu soruları da konuğumuz Pervin Çelik'e soruyoruz.

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?
Kıyılara herkesin eşit ve serbest olarak erişimi ve yararlanması anayasal haktır / Kıyılara herkesin eşit ve serbest olarak erişimi ve yararlanması anayasal haktır: Uygulamalar bu hakkı çiğnemektedir / Danıştay'dan kanun değişikliğin

Kültürel Miras Ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?

Play Episode Listen Later May 13, 2024 25:52


Bu akşam kıyılarımızın başına gelenleri konuşuyoruz. Son günlerde İstanbul'un Prens Adalarında yaşanan iki vaka üzerinden Anayasa ve Kıyı Kanunu hükümlerine rağmen, kıyıların nasıl özel şirketlere kiralanmak istendiğini, eşitlik, serbestlik ve kamusal yarar ilkesinden nasıl uzaklaşıldığını ele alıyoruz. Değerlendirdiğimiz bir diğer konu da Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'te 16 Nisan 2022 tarihinde yapılan değişiklik neydi ve bu değişikliğin Danıştay tarafından iptali neden önemli; bu soruları da konuğumuz Pervin Çelik'e soruyoruz.

M. Fethullah Gülen
Müslüman Olarak Ölmeye Çalışın | Zekat Hutbeleri 8 | M. Fethullah Gülen

M. Fethullah Gülen

Play Episode Listen Later May 11, 2024 24:24


Müslüman Olarak Ölmeye Çalışın | Zekat Hutbeleri 8 | M. Fethullah Gülen by Çınar Medya

Salon 208
#121 Kapitalizm Şirketinde Köpeği Olarak Çalışıyor

Salon 208

Play Episode Listen Later May 9, 2024 26:03


oturan muhtar, unicef kızları & epstein yolları taşlı

Yeni Şafak Podcast
Nedret Ersanel - Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 8, 2024 6:13


Hadi ismini vermeyeyim, büyük gazetelerimizden birinin dış politika sayfasının manşeti, İsrail'in Refah'a yönelik saldırısıydı. Kenarına yapıştırılmış, nispeten küçük dursa da gözden kaçması istenmeyecek tasarımla sunulan diğer haber de şöyleydi… “Nazi canavarının evi mezarlık gibiymiş - Alman Diktatör Adolf Hitler'in sağ kolu ve ilk toplama kamplarının inşasından sorumlu Hermann Göring'in, eski evinin altında, elleri ve ayakları olmayan çıplak gömülmüş 5 iskelet bulundu. Şu an Polonya'da bulunan evde araştırma yapan amatör arkeologlar polise haber verirken, iskeletlerden birinin bebeğe ait olduğu, tüm kemiklerde işkenceyle oluştuğu düşünülen deformasyonlar bulunduğu belirtildi”… Müthiş değil mi? Haberin doğruluğu, yanlışlığı, zamanlaması, vs, geçtik-soru işareti koyacağınız yerler daha siyahtır-, “ne söylüyorsunuz yani” demek şart. Bu şüpheli hatırlatma yüzünden hepimiz İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımı lanetlediğimiz için utanmalı mıyız? Büyük ya da tek örnek değil bu. Dünya basınında neler neler oluyor. Ama önemli; ‘zihin tohumlama' rezil ama ince iştir. Yoksa, soykırım orada dururken, daha aynı gün İsrail'in El Cezire'ye yasak getirip, yayınını kesmesi bile kaçıncı sıradadır… BARIŞ ARAYIŞI İLE ‘SAVAŞA DEVAM'…

Yeni Şafak Podcast
BÜLENT ORAKOĞLU - Başkan Erdoğan Soykırım Davasının Müdahili Olarak ABD'ye Gidecek Mi?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 5, 2024 6:02


TBMM Halkla İlişkiler binasına girdiğim bir sırada eski gazeteci ve MHP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcılığı yapmış Nazif Okumuş ile karşılaştım. Kendisi ile bugüne kadar yüz yüze bir görüşmemiz olmamıştı. Bu nedenle selamlaşıp ayrılmak niyetindeyken Nazif Okumuş yanıma gelerek nezaketle yazılarımı beğenerek okuduğunu belirtti. Ancak ayak üstü yaptığımız görüşmede son yazımda belirttiğim gibi Başkan Erdoğan'ın ABD Başkanı Biden ile görüşme randevusunun bizzat Erdoğan tarafından iptal edildiği yazıma CHP milletvekillerinin tamamı nasıl karşı çıkmışlarsa Nazif Okumuş ta karşı çıkmıştı. Şahsım olarak TC Devlet Başkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Biden ile ilk defa yüz yüze yapılacak bir görüşme davetini ABD Başkanı yapmasına rağmen Başkan Erdoğan'ın iptal etmesini nedenleri üzerinde durmak isterken Nazif Okumuşun bu fikrime ve yazıma karşı çıkması ve iptalin ABD Başkanı tarafından yapıldığı iddiasında ısrar etmesi üzerine randevuya gecikmemek ve bir neticeye varmamızın mümkün olmadığını görerek Nazif Okumuş'tan izin isteyerek ayrılmıştım. Zira yaptığım araştırmalarda görüşmenin iptali konusunun Türkiye'den mi yoksa Amerika'dan mı geldiği konusunda tüm medya dünyasının kafası karışmış durumda. Ancak Reuters Haber Ajansı'nın görüşmenin ertelenmesinin Türk tarafından geldiğini, açıklaması da önemli sanırım. Başkan Erdoğan'ın son konjonktürde İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği özellikle çocuk ve kadınları hedef alan katliam ve soykırımları karşısında davaya müdahil olunması ve yine İsrail'i ekonomik olarak dumura uğratan İsrail ile ticareti tamamen kesilmesi karşısında Başkan Erdoğan'ın bu süreçte anormal bir durum olmadıkça Biden'den davet gelse de bu görüşme talebine sıcak bakmayacağını düşünüyorum. Zira Gazze kasabı Netenyahunun arkasında azmettirci ABD Başkan Biden olduğunu tüm dünya biliyor. MUHALEFET MEDYASI'NDA TAM KAOS VAR? Muhalefet medyasında 9 Mayıs'ta Başkan Erdoğan ve ABD Başkanı Biden ile 9 Mayıs'ta yapılması planlanan görüşmenin Biden tarafından iptal edildiğine yönelik tam bir mutabakat var. Başkan Erdoğan'ın HAMAS'ı Ulusal Kurtuluş hareketi' olarak tanımlayan ve Kuva-yi Milliye'ye benzeten açıklaması ve Haniye ile verdiği görüntüler ABD Başkanı BİDEn'i kızdırmış ve bu nedenle Biden 9 Mayısta yapılacak görüşmeyi iptal etmiş yönündeki iddialar ciddi anlamda dillendiriliyor. Diğer asparagas bir iddia ise Amerikan Başkanı Biden'in böyle bir daveti olmadığına yönelik kara propaganda kokan iddialar da söz konusu? Ancak muhalefet medyasından sayabileceğimiz Ceyda Karan gerek ABD gerekse Türkiye tarafından resmen deklere edilmiş bir toplantı olmadığını belirterek son konjonktürde özellikle ABD Başkanı Biden'in herhangi bir resmi deklere olmadan Mısır Devlet Başkanı SİSİ ile görüşmesi bu duruma örnek veriliyor. Ancak Ceyda Karan'ın Erdoğan Biden görüşmesi ile ilgili Amerikalı bir yetkilinin 9 Mayıs'ta yapılacak görüşmeyi dile getirdiği konusu Türkiye'ye atılmaya çalışılan iftirayı da gözler önüne seriyor. Reuters Haber Ajansı'nın görüşmenin ertelenmesinin Türk tarafından geldiğini, açıklaması da önemli sanırım. OSMANLI'NIN ‘'ASLANLI PAŞASI'' ABD'Yİ VERGİYE BAĞLADI DÜNYADA TARİHE GEÇTİ İLKİ BAŞARDI! Osmanlı Devleti tarihin en önemli imparatorluklarından biri olarak uzun yıllar boyunca dünyada ‘Süper Güç' olarak yer aldı. Osmanlı Devletinin cihana nam salan sultanları gibi kudretli paşaları da vardı. Onlardan biri de Aslanlı ‘Paşa olarak bilinen Cezayirli HasanPaşaydı. Cezayirli Hasan Paşa

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Kaplan - Kendini bil, Rabbini bil, haddini bil: Ya da kültürel olarak “iktidar” değilseniz...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 21, 2024 6:33


Kendini bil, Rabbini bil, haddini bil: Ya da kültürel olarak “iktidar” değilseniz, siyasî olarak iktidar olamazsınız!   Müslümanlar için iktidar olmak, iktidar kurmak hedef olamaz hiçbir zaman. Müslüman sadece Allah'ın rızasını kazanmak için nefes alıp verir. Allah'ın rızasını kazanmayı ihmal edenler, dünyayı da, hayatı da imha edecek, cehenneme dönüştürecek, orman kanunlarının hâkim olduğu bir arenaya çevirecek tohumları ekerler.   ARAÇLARIN HÜKÜMRANLIĞI: İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YİTİRMESİ   Dünkü yazıda da dikkat çekmiştim: Kültür / medya çağında yaşıyoruz ama kültür çağında en büyük sorun, kültürün buharlaşması; medya çağındaki en büyük sorun da, iletişimsizlik sorunu. Büyük bir paradoks var burada. Bu paradoksun nedeni, araçların amaç katına yükseltilmesi, insanın sonunda kendi ürettiği araçların kölesine dönüşmesi. Böyle bir dünyada insan özgürlüğünü de, özgür iradesini de yitirmekten kurtulamaz. İzi sürülmesi ve cevabı verilmesi gereken soru şu öyleyse: İnsan, neden araçları amaç hâline getirir ve araçların amaçların önüne geçmesine engel olamaz ki? Kültür de, medya da, bilgi de birer araçtır. Oysa seküler dünya tasavvuruna göre hayatı dizayn etmeye çalışanlar için, bilgi de, kültür de, medya da, yeryüzünde hâkimiyet kurmak amacıyla kullanılan araçlardır. Siz, herhangi bir aracı hâkimiyet kurmak için kullanmaya kalkışırsanız, o aracın mahkûmu olmaktan kurtulamazsınız. Siz herhangi bir aracı ele geçirmek için yola koyulursanız, o araç sorunda sizi ele geçirir, yoldan çıkarır, yolda bırakır. Siz herhangi bir araca sahip olma kaygısı güderseniz, o araç sonunda size sahip olur. Eğer araçları ele geçirmeyi amaç olarak belirlerseniz, “araçsal akıl” üretmiş, kendinizi araçların kölesine dönüştürmüş olursunuz.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Avustralya Filistin'i devlet olarak tanımayı düşünüyor

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Apr 11, 2024 5:25


Dışişleri Bakanı Penny Wong'un Filistin'in devlet olarak tanınabileceğine yönelik sözleri Başbakan Anthony Albanese tarafından da desteklendi. Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye üç oğlunun ve dört torununun Gazze'de İsrail'in düzenlediği bir hava saldırısında öldüğünü açıkladı. İsrail saldırıyı doğruladı ve Hamas'ın askeri kanadından üç kişinin hedef alındığını söyledi.

Gerçek gazetesi
Ertuğrul Oruç: Hekim hakkı, halk sağlığı ve hürriyet mücadelesinin bir parçası olarak İstanbul Tabip Odası seçimi

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Apr 7, 2024 5:33


4-5 Mayıs tarihlerinde İstanbul Tabip Odası (İTO) seçimli genel kurulu yapılacak. Bu yıl seçimlere toplam dört grup girecek. Bu seçimlerin ana tartışma konusu, Tabip Odası'nın işlevinin ne olması gerektiği olacak. Bir tarafta Tabip Odası'nı meslekçi bir hekim örgütü yapmak isteyenler yerini almış durumda. Diğer tarafta ise yıllardır olduğu gibi hekimlerin haklarını savunma ve iyileştirme mücadelesini, halkın sağlık hakkı için, sağlık emekçileri başta olmak üzere işçi ve emekçilerin hakları için, genel olarak demokratik haklar için verilen mücadeleyle harmanlayan Demokratik Katılım Grubu (DKG) var. İTO seçimleri her daim çekişmeli geçmiştir. Kuruluşu otuz yıldan fazla olan DKG grubunun karşısına milliyetçi ve hükümete yakın pek çok grup çıkmıştır. Bu seçimde de milliyetçi hekimler Türk Hekimleri Birliği adıyla seçimlere giriyor. Türkçü-milliyetçi söylemlerine ek olarak bu grup, odanın siyasetten uzak durmasını ve yalnızca hekimlikle ilgili sorunlara eğilmesini savunuyor. Seçimlere giren bir başka grup, Değişim Grubu. Son dönemin moda söylemi olan “değişim”i, İTO yönetimini DKG grubundan almak hedefini vurgulamak için kullanıyorlar. Söylemlerinin merkezinde siyasetten uzak ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenen bir oda vaadi bulunuyor. Diğer grup olan Çağdaş Hekimler Birliği'nin ise diğer gruplara benzer şekilde siyasetten uzak ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenen bir oda vaadinin yanında Kürt siyasetine mesafeli bir söylemi benimsediği anlaşılıyor. Milliyetçilik ve şoven söylem bizden uzak olsun. Ama “değişim” üzerinde durulabilir. Değişim kendi başına olumsuz bir şey değil. Ancak neyi değiştireceğiniz ve nereye doğru değişeceğiniz önemli. DKG grubu, hükümetlere muhalif, hekim haklarını halkın sağlık hakkını gözeterek şovenizme karşı halkların kardeşliğini, istibdada karşı hürriyet mücadelesini savunan bir çizgiye sahip. Değişimden kastın, bu değerleri değiştirmek olduğu anlaşılıyor. Böyle bir değişim geriye gitmek olur. Tam tersine odanın mücadeleci çizgisini korumak ve bu çizgiyi daha da ileri taşımak gerekir. Siyasetten uzak olmak da tam bir demagojidir. Bugün siyasete bulaşmamak basbayağı gerici ve şoven bir siyasetin savunulması, odanın iktidarın temsil ettiği siyasetin gölgesine sokulması anlamına gelir. Sağlık Bakanı'nın Tabip Odaları'nı işaret etmesi sonrası, Hekim-Sen başta olmak üzere hekim sendikalarının Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İTO'ya yönelik hamleleri hükümetle bir düzeyde ilişkilendiklerini düşündürüyor. Nitekim bugün için başhekimlerin ve hükümete yakın oldukları bilinen hocaların DKG aleyhine üye faaliyeti yürütmesi kuşkuya yer bırakmıyor. Siyasetten uzak durma ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenme söylemi de benzer şekilde, hükümetle uzlaşı siyasetine işaret ediyor. Hekimler, yalnızca halkın sağlığı ve hürriyet için değil bizzat kendi haklarını korumak ve ileriye taşımak için de tabip odalarında örgütlenmek ve mücadele etmek durumunda. İşte DKG, hekimlere çarenin göç etmek değil bu topraklarda mücadele etmek olduğunu göstermek, mesleğimizin itibarını yeniden tesis etmek, hekim haklarını savunmak ve iyileştirmek, halkın sağlık hakkını korumak, herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli, anadilinde kamu eliyle sunulacak sağlık ortamını yaratmak için, memlekete halkların kardeşliğinin ve hürriyetin gelmesini sağlayacak mücadeleyi büyütmek için, önümüzdeki dönem de İTO'yu yönetmeye talip. Biz de bu doğrultuda yine görev almaya ve elimizi taşın altına sokmaya hazırız. İstanbul'daki hekimleri DKG grubunu desteklemeye davet ediyorum.

TR724 Podcasts
Mahmut Akpınar | Hayal kırıklığı olarak Meral Akşener | 01.04.2024

TR724 Podcasts

Play Episode Listen Later Apr 1, 2024 7:35


Mahmut Akpınar | Hayal kırıklığı olarak Meral Akşener | 01.04.2024 by Tr724

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
Zafer İşareti Olarak Kullanılan Parmakları V Şeklinde Açma Davranışının Kökeni Nedir?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

Play Episode Listen Later Mar 31, 2024 6:08


1415 Agincourt Savaşı'nda okçuların parmaklarının kesildiğine ve nihayetinde bu kesilen parmakların gösterilmesinin bir zafer işaretine dönüştüğüne yönelik hikayeyi doğrulayan tarihsel hiçbir kaynak bulunmamaktadır. Aksine, hareketin Belçika'da Fransızca yayın yapan BBC'nin başkanı Victor de Laveleye… Seslendiren: Selçuk Kandemir

Cullu Orta Aforizma
yargılancaksam kendim olarak yargılanmayı tercih ederim

Cullu Orta Aforizma

Play Episode Listen Later Mar 28, 2024 13:23


dikte edilerek hissettirilmeye çalışan hiçbi şeyde yokum ben

Yeni Şafak Podcast
İsmail Kılıçarslan - Tam bir operasyon olarak Karabük Üniversitesi yalanları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 26, 2024 5:01


Gördünüz değil mi sosyal medyada ışık hızıyla yayılan, içine grup seks iddialarından HIV ve HPV vakalarına kadar bin türlü nane sokuşturulan, odağında Karabük Üniversitesi'nin olduğu o sosyal medya kampanyasını. Ağırlıklı olarak Ümit Özdağ'ın faşist yavrularının yaygınlaştırdığı kampanyada bütün iddialar, üniversitede fiili olarak okuyan 5.000'e yakın ve çoğu Afrikalı misafir öğrenciler üzerinden döndürüldü. Güya Karabük Üniversitesi'nde okuyan Türk kız öğrenciler, üniversitelerinde okuyan Afrikalı öğrencilerle grup seks de dâhil olmak üzere olmadık sapkınlıklar yapıyorlarmış da bu yüzden de şehirde HIV ve HPV pozitif vakaları tavan yapmış. Eskilerin “Doğru ortaya çıkana kadar yalan dokuz köy dolanırmış” dediği yere geldik yine. İl Sağlık Müdürlüğü'nün açıklamaları HIV ve HPV vakalarında herhangi bir artış olmadığı yönünde. Üniversite, sosyal medyada dolaşan iddiaların tamamının yalan olduğunu açıkladı falan ama dert değil ki… İçine Beşiktaş'ın ünlü taraftar grubu Çarşı'nın Karabük yapılanmasının falan da katıldığı “insan düşmanı bir koro”, Türkiye'ye doğrudan ve cepheden ateş eden leş bir kampanyayı yapıp geçtiler. Niçin “doğrudan ve cepheden” diyorum. Soruya cevap vereceğim ama önce bu güya “Türklüğü çok önemseyen” aptallar sürüsünün Türkiye'ye ateş etmek için Türk kızlarının ne namussuz, ne ahlaksız, ne sapkın olduğuna dair bir düzlem geliştirdiklerini de akıldan çıkarmayalım derim.

Yeni Şafak Podcast
Turgay Yerlikaya - Siyasete müdahale aracı olarak kamuoyu araştırmaları

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 25, 2024 5:50


Daniel Bell, “Sanayi-Sonrası Toplumun Gelişi” (The Coming of Post-Industrial Society) kitabında, 2. Dünya savaşından sonra etkisini hissettirecek sanayi-sonrası toplum teorisini ortaya atmıştır. Dönemin liberal ve sosyalist tezlerinin aksine Bell farklı bir yol izlemiş ve sanayi-sonrası toplumun temel özelliğinin iş gücü kollarında yaşanan farklılaşma olduğunu vurgulamıştır. Bu dönemin en temel ayırt edici özelliğinin “bilgi” olduğu düşüncesi, Bell ve onu takip eden düşünürler tarafından sıklıkla vurgulanmış ve bilgi merkeze koyularak yeni yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bilgi toplumu yaklaşımlarının da ekseni olan bu teorik perspektif, bilgiyle birlikte yeni teknolojilere de büyük önem atfetmektedir. Uydu televizyonları, bilgisayardaki gelişmeler, online bilgi servisleri ve yeni ofis teknolojileri bilgi toplumundaki yenilikler arasında gösterilmektedir. Söz konusu yenilikler, toplumsal hayatımızı yapılandıran ve ona yeni bir biçim veren gelişmeler olarak değerlendirilmektedir. BÜYÜK VERİ VE KAMUOYU ARAŞTIRMALARI Bilgi toplumundaki en temel hususlardan birisi de veri tabanlarının oluşturulması ve bilgiye erişimin bu yolla mümkün olabilmesidir. Bu nedenle özellikle yeni medya teknolojileri ve yapay zekanın da katkısıyla ortaya çıkan büyük veri (big data) hem toplumsal hem de politik değişim açısından oldukça mühimdir. Verinin derlenmesi ve elde edilmesinin büyük önem arz ettiği bu dönemde, bireylerin herhangi bir konuda ne düşündükleri ve nasıl eğilim gösterdiklerini ölçen kamuoyu araştırmaları bu açıdan oldukça mühimdir. Nitekim kamuoyu araştırmalarının ortaya koydukları veriler hem karar alıcılar hem de bireyler nezdinde önemli çıktılar üretmektedir. Özellikle siyaset alanının işleyişi ve geleceği açısından büyük önem arz eden kamuoyu

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Kaplan - Bir milat olarak Gazze

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 25, 2024 4:09


Gazze'de insanlık tarihinde görülmemiş bir vahşet işleniyor: Üç nesil aynı anda yok ediliyor. Gelmekte olan, Filistin'in geleceğini inşa edecek çocuklar; Filistin toplumunun şimdi'sini temsil eden, toplumu ayakta tutan orta nesil ve geçmişten geleceğe büyük bir hafıza'nın, mücadele ve mücahede repertuarının kaynağı yaşlı kuşak aynı anda yok ediliyor. Bir halk, geçmişiyle geleceğiyle yok ediliyor… Bir halk, şehirleri, tarihi, kültürü ve hafızası ile yok ediliyor. Bir halk, haritadan ve tarihten topyekûn silinmeye çalışılıyor. Fakat bir halk, en vahşî saldırılara karşı direnme iradesi ortaya koyuyor. Kendilerine diz çöktürmeye çalışan, terör devleti İsrail'e aslâ boyun eğmiyor, İsrail'in önünde diz çökmeyeceğini dünya âleme ilan ediyor büyük bir kahramanlık ve destansı bir direniş örneği ortaya koyarak… Filistin direnişi, Filistinlilerin ölüme, şehadete düğüne bayrama koşar gibi koşmaları, imanlarındaki metanet ve sarsılmazlık, gençler başta olmak üzere Batılı halkları kendilerine hayran bıraktırmaya yetti, bütün dünyada İslâm'la ilgili üretilen ezberleri yerle bir etti ve İslâm'ın çok büyük ilgi ve sempati toplamasına yol açtı. Bütün bunlar bize görünmeyen, ilk bakışta kolaylıkla farkedilemeyecek bir şeyi gösteriyor: Osmanlı'nın durdurulmasından bu yana son yüzyıllık tarihte İslâm ilk defa özne konumuna yükseldi. Gazze, bunun nihâî noktası oldu.

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - ABD'li Siyasetçiler De İsrail'i Bir Batı Kolonisi Olarak Görüyor

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 18, 2024 5:04


ABD ve İngiltere'de, İsrail'in katliamlarının gün yüzüne çıkması ve saklanamaz bir boyuta ulaşmasıyla birlikte ciddî bir kutuplaşmanın yaşandığı anlaşılıyor. Her iki ülke geleneksel devlet politikalarının bir devamı olarak 7 Ekim'den sonra İsrail'e açık destek verdi. Bu destek daha önce sorgulanmamış ve herhangi bir kutuplaşma yaşanmamıştı. Dolayısıyla 7 Ekim'den sonra İsrail'i desteklemekte bir mahzur görmediler. Fakat İsrail ilk defa Filistinliler karşısında çaresizlik içindeydi. Hiç beklemedikleri bir anda Hamas karşılarına çıkmış ve İsrail'in dengesini bozmuştu. 7 Ekim'den sonra dengesini kaybeden sadece İsrail değildi. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere Almanya ve Fransa gibi ülkeler Hamas'ın dirayeti karşısında şaşkına dönmüşler ve geleneksel soğukkanlı yaklaşımları bir kenara bırakmışlardı. Şiddeti yeniden sistemli bir politik araç olarak kullanacaklardı. Böylelikle Filistinliler boyun eğecekti. Bu olmadı, Filistinliler boyun eğmedi. İsrail'in sistemli şiddeti Filistinlilerin kanının Batı sokaklarına sıçramasına yol açtı. Seçkinler ve kamuoyu arasındaki kutuplaşma da böyle ortaya çıktı. Önceki yazılarımızda ifade etmeye çalıştığımız gibi 7 Ekim'den sonra ABD ve İngiltere ordusundan askerlerin İsrail saflarında soykırım suçu işledikleri çokça konuşuldu. İngiltere'nin Güney Kıbrıs Rum kesiminde yer alan üsleri, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında kullanıldı ve bu gerçeği saklama gereği duymadılar. Çünkü daha ilk günden itibaren dehşet duygusunun coğrafyanın tamamında hissedilmesini istemişlerdi. Sadece fiilî savaşın içinde yer aldıkları izlenimi vermek istemediler. Muhtemelen bu durum İngiltere ve ABD'de herhangi bir kutuplaşmaya yol açmayacaktı. İsrail geçmişte birçok defa Gazze'yi yaşanılmaz hâle getirmişti fakat olayların üstü çabuk örtülmüştü. Çünkü Filistinliler direnişi zamana yayamıyordu. Fakat bu sefer Filistinliler İsrail'e çıkarma yapmak suretiyle görülmedik bir başarıya imza attı. Bu sebeple Filistinlilerin dünyanın gözü önünde cezalandırılmasına karar verdiler. İsrail'in vahşice saldırılarına destek verirken sonuçtan emindiler. İsrail yine kazanacaktı. Bunun için İsrail'in bütün suçlarına ortak oldular. Çünkü İsrail onların eseriydi. ABD ve İngiltere Doğu Akdeniz'de yeni bir koloni devlet kurmuş fakat bu koloninin varlığını Hitler döneminin Yahudi politikası ile meşrulaştırmışlardı. Ortada büyük ve güçlü bir hikâye vardı. Fakat bu hikâyenin etkisi İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki başarısına bağlıydı. Filistinlilerin bu yeni kolonide yeri yoktu. Filistinliler zararlı bir unsur olarak temizlenmeliydi. Böylelikle Anglosaksonlar yeni bir köprübaşını çok sağlam temeller üzerine kurmuş olacaklardı. Evet, bu yeni bir koloni devletti fakat Yahudilikle ilgili hikâye jeopolitik

Yeni Şafak Podcast
TURGAY YERLİKAYA - ABD Ve Bir Ulusal Güvenlik Tehdidi Olarak TikTok

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 18, 2024 5:55


Medya ve demokrasi ilişkisinde medyanın güç temerküzü, literatürde önemli bir tema olarak tartışılmaktadır. Özellikle Batı'nın ekonomik, askeri ve bilişsel kapasitesi ile konvansiyonel medyada oluşturduğu tekelin küresel enformasyon akışında ciddi bir asimetri ürettiği bilinmektedir. Birkaç büyük şirketin etkisiyle oligopol bir görüntü kazanan küresel medya sistemi, dünyadaki güç ilişkileri açısından da belirleyici bir öneme sahiptir. Alternatif olma iddiasıyla ortaya çıkan ve kısa süre içerisinde medya ekosisteminde radikal değişiklikler ortaya çıkan yeni medya platformları da beklenen değişiklikleri ortaya çıkartamamıştır. Bilakis ilgili platformların son dönemde özellikle seçimlere müdahale, radikalleşme, nefret suçları gibi birçok kritik konuda araçsallaştırılması, demokrasi açısından ciddi bir tehdit olarak değerlendirilmektedir. Son yıllarda hem Batı hem de dünyanın muhtelif yerlerinde hükümet ve sosyal medya şirketleri arasında ciddi sorunların yaşandığı görülmektedir. İlgili mecraların regüle edilmesi tartışmaları, hükümetler ve şirketlerin ihtilafa düştükleri temel alandır. Regülasyon konusunun yanı sıra bahse konu platformlar üzerinden seçim dönemlerinde dezenformasyon ve manipülatif içeriklerin üretimi, devletler açısından önemli bir tehdit olarak görülmektedir. Özellikle espiyonaj ve veri güvenliği bağlamında ulusal güvenlik sorunu olarak görülen sosyal medya platformları, son dönemde hükümetlerin en önemli tartışma konularından birisidir. Türkiye'nin son yıllarda ilgili platformlar üzerinden karşılaştığı risk ve tehdit alanları da düşünüldüğünde, söz konusu sorunun ne denli önemli olduğu görülebilmektedir. ABD ve Çin Gerilimi: TikTok Son günlerde ABD'nin ulusal güvenlik gerekçesiyle TikTok'a yönelik Temsilciler Meclisi aracılığıyla attığı adım, uzun süredir ADB ile Çin arasında cereyan eden teknoloji savaşının geldiği noktayı göstermektedir. Temsilciler Meclisi, ulusal güvenlikle ilgili sorun oluşturduğu gerekçesiyle Çinli ana ortağı ByteDance şirketinin TikTok'u ABD hükümeti tarafından onaylanan bir şirkete satmasını, aksi takdirde TikTok'un 5 ay süreyle veya tamamen yasaklanmasını öngörmektedir. “Amerikalıları Yabancı Düşmanlarca Kontrol Edilen Uygulamalardan Koruma Yasası” gereğince atılan bu adım, Senato ve Başkan'ın vereceği karar sonrasında kesinleşecek ve TikTok ile ilgili yeni arayışlar söz konusu olacaktır.

Yeni Şafak Podcast
YUSUF KAPLAN - Ramazan Medeniyeti - 3 “Kur'ân” Olarak Ramazan

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 15, 2024 5:39


Önceki iki yazıda da dikkat çektiğim şaşmaz gerçek şuydu: Ramazan'ın da, orucun da en temel özelliği, ikisinin de “benzersiz”liğidir… Ramazan ayını da, orucu da “benzersiz” kılan en önemli fenomen, Kur'ân'ın “bu ayda vahyedilmiş” ve bu ayın “Kur'ân ay'ı” olmasıdır. Ancak bu, meselenin yalnızca bir boyutu. Meselenin son derece hayatî bir başka boyutu daha var. Şöyle ki: Tırnak içine aldığım yancümlelerin “tamcümle”ye dönüştürülmesi gerekiyor: Ramazan'ın önemli olması, Kur'ân'ın Ramazan ayında nâzil edilmesinden ziyade, Kur'ân'ın bu ayda bihakkın hayata geçiriliyor olmasıdır. Hatta Ramazan'ın önemi, “Kur'ân” olmasıdır. Peki, ne demek Ramazan'ın “Kur'ân” olması?   RAMAZAN'IN “KUR'ÂN” OLMASI NE DEMEK?   Ülkemizde de, diğer Müslüman coğrafyalarda da, Ramazan ayının Kur'ân ayı olduğu özellikle vurgulanır. Bununla birlikte, önümüzde çok esaslı ve hayatî bir mesele var: Ramazan ayına da, oruca da, Kur'ân'a da, bizzat Kur'ân'ın kendi diliyle yani tefekkür ederek, tefakkuh ederek, taakkul ederek, tedebbür ederek, tezekkür ederek yaklaşmayı bütünüyle terketmiş, bu meseleleri avama ya da özellikle televizyonlardaki reyting canavarına dönüştürülen tele-teologların avamî, sığ dillerinin insafına bırakmış durumdayız. Ramazan ayının önemi, Kur'ân'ın anlamının ve öneminin en sarsıcı şekilde Ramazan'da idrak edilebileceği gerçeğidir. Başka bir ifadeyle, Ramazan, önemini ve benzersizliğini Kur'ân'ın nasıl hayata geçirileceğini bizzat ortaya koyan bu diriltici oruç ikliminin aynı anda hem bir vasat hem de vasıta olmasından ve sunmasından alıyor.   KUR'ÂN ASIL, RAMAZAN USÛL'DÜR   O yüzden, Ramazan anlaşılmadan Kur'ân anlaşılamaz, diyorum. Çünkü Kur'ân asıl'dır, Ramazan ise usûl: Usûl olmadan, asıl anlaşılamaz ve vusûl / varış gerçekleşmez. Ramazan'da Kur'ân her bakımdan hayata damgasını vurur. O yüzden Sünnet-i Seniyye gibi, Ramazan da, Kur'ân'ın hayata geçirilmesinin kanatlandırıcı yollarını, canlı, diriltici usûllerini sunar bize. Ramazan'ın önemi ve benzersizliği, asıl'ın nasıl hayata geçirileceğinin usûl'ünü bizzat gözler önüne seriyor olmasında gizlidir. İyi de görebiliyor muyuz bunu? Maalesef, hayır. Eğer Kur'ân'ı hakkıyla anlamakta zorlanıyorsak, işte bunun nedeni, Ramazan'ı anlayamayışımız, Ramazan üzerinde bihakkın kafa yormayışımızdır. Özür dilerim ama çok esaslı bir noktaya dikkat çekiyorum: Meselemiz, elbette ki, Kur'ân'ın anlaşılması, hayatımıza aktarılması ve Sünnet'e gidebilmektir. İyi de nasıl?   RAMAZAN NİMETİNİN KIYMETİNİ BİLELİM   Cevabını veremediğimiz soru bu, birkaç yüzyıldır. Benim cevabım: “Ümmîleşerek”... Çağın en dibinden en dışına... ötesine... çağlar ötesine... uzanarak: Yani Ramazan ay'ıyla buluşarak ve Ramazan orucuyla kuşanarak.

Gerçek gazetesi
Armağan Tulun: Bir hürriyet mücadelesi olarak iş ve aş mücadelesi

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Mar 14, 2024 4:43


Seçimin hemen ardından işçi ve emekçileri ciddi bir kemer sıkma dayatmasının beklediği, kıdem tazminatı başta olmak üzere kazanılmış haklara saldırıların gündeme geleceği kimsenin inkâr etmediği bir gerçek. Sermaye zaten istiyor, iktidar da inkâr etmek bir yana bunu Orta Vadeli Plan'a yazarak ilan etmiş durumda. Bu saldırıyı püskürtmenin yolu örgütlenmekten ve mücadeleden geçiyor. Ve dün olduğu gibi bugün yaşanan mücadelelerin neredeyse hepsi, bu mücadelenin sadece bir ekmek mücadelesi olmadığını, aynı zamanda örgütlenme hakkına sahip çıkma anlamında bir hürriyet mücadelesi de olduğunu gösteriyor. Çünkü sendikaya üye olmak anayasal bir hak ve bir tuşa basmak kadar kolay olduğu halde iş onunla bitmiyor. Sendikanın çoğunluğu yakalaması lazım. Çoğunluğu elde edince bakanlığın yetki tespiti gerekiyor. Yetki geldiğinde bu kez de patronun yetki itirazı, işkolu değişikliği gibi oyunları ile gündeme geliyor. Yetkinin mahkeme tarafından tescil edildiği durumlarda bile patron ne mahkeme tanıyor ne memleketin yasasını, anayasasını. Hâl böyle olunca da ekmeğine sahip çıkmak, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için örgütlenen işçilerin neredeyse hepsi, karşısında sadece anayasa tanımaz sermayeyi değil, sermayenin çıkarına dokunmamak için yasaların çiğnenmesine göz yuman hatta çanak tutan istibdadı karşısında buluyor. İşte bu yüzden iş, aş mücadelesi hürriyet mücadelesi ile birleşiyor, birleşmek zorunda kalıyor. Sadece son dönemde bile çok sayıda örnek var. Ankara Ostim'de bulunan Patiswiss fabrikasında Öz Gıda-İş sendikasında işçilerin örgütlenmesini kırmak için patron bir işçiyi işten attı. Patiswiss işçilerinin direnişi devam ediyor. Silivri'de bulunan Ekol Ofset'te patron, işçilerin DİSK Basın-İş'te örgütlenmesini kırmak için, küçülme bahanesiyle sendika üyelerini işten çıkarıyor. İşçiler sendikalaşma hakkına sahip çıkmak ve atılan işçilerin geri alınması için eylemlerine devam ediyor. İzmir Çiğli'de bulunan Iffco Turkey isimli gıda fabrikasında ise Tekgıda-İş sendikası geçtiğimiz aylarda örgütlendi, Ağustos ayında yetkiyi aldı. Patron yetkiye itiraz etti ama sendikanın toplu sözleşme yetkisi Aralık ayında mahkeme tarafından tescil edildi. Buna rağmen toplu sözleşme hakkını gasp etmeye devam eden patron, örgütlülüğü kırmak amacıyla bir yandan süreci uzatmak için istinafa başvururken diğer yandan 6 işçiyi de işten çıkardı. Yine Tekgıda-İş sendikası bir süre önce Eker Süt ürünlerinde örgütlenmiş, yetkiyi almıştı. Patron sendikanın Eker'in depolarında da örgütlenmesi gerektiği gerekçesiyle yetkiye itiraz edince Tekgıda-İş depolarda da örgütlenmeye başladı. Sonuç yine aynı: Örgütlenmeyi engellemek için işten çıkarma saldırısı. Ve nihayet İstanbul Esenyurt'ta bulunan Perfetti van Melle'de de durum benzer. Tekgıda-İş sendikası çoğunluğu sağladı, yetkiyi aldı, patron yetkiye itiraz etti ve sendikanın atadığı temsilcilerden birini işten çıkardı. O da yetmedi baskıyı arttırmak için mola yerlerindeki oturma alanlarını, bankları söktü, giriş çıkışlara, yemekhanelere kameralar yerleştirdi, işçilerin her hareketini izlemeye başladı. Son dönemdeki örnekler derken devam eden mücadelelerden örnekler verdik. Bir de yine yakın zamanda yaşanan ve ama şimdi devam etmeyen, kazandığı için bu muharebesi sona eren bir örnekle bitirelim. Dilovası'ndaki Esitaş Elektrik'te de benzer bir durum yaşandı. Birleşik Metal-İş sendikası örgütlendi, yetkiyi aldı ve yetkinin ulaşmasının ardından patronun işten atma saldırısı geldi. Bu saldırıya Esitaş işçileri şalteri indirerek cevap verince atılan işçiler geri alındı. Esitaş işçisi kazanmanın yolunun işgal, grev, direnişten geçtiğini bir kez daha göstermiş oldu. Şimdi sıra Perfetti'de, Eker'de, Iffco'da, Patiswiss'te, Ekol Ofset'te ve nicelerinde! Onların mücadelesi hepimizin mücadelesi! İş, aş, hürriyet için örgütlenen, işgal, grev, direniş diyerek mücadele eden işçilerle dayanışmaya!

Açık Dergi
'İktidarın metaforu olarak araçlar ve dünyadaki yerimiz' - Bölüm 2

Açık Dergi

Play Episode Listen Later Mar 13, 2024 28:15


Sanatçı İhsan Oturmak ile Öktem & Aykut'ta yer alan 'Çift Başlı' solo sergisi için bir araya geliyoruz. Söyleşimizin ikinci bölümü Açık Dergi'de!

Açık Dergi
'İktidarın metaforu olarak araçlar ve dünyadaki yerimiz' - Bölüm 1

Açık Dergi

Play Episode Listen Later Mar 12, 2024 13:48


Sanatçı İhsan Oturmak ile Öktem & Aykut'ta yer alan 'Çift Başlı' solo sergisi için bir araya geliyoruz. Söyleşimizin ilk bölümü Açık Dergi'de!

Yeni Şafak Podcast
Yasin Aktay - İslamofobi ile Mücadelede Bakü Girişimi

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 11, 2024 7:00


BAKÜ İslamofobi ile mücadele adına düzenlenen “Çeşitliliği Kucaklamak: 2024'te İslamofobiyle Mücadele” başlıklı uluslararası konferans dolayısıyla Bakü'deyiz. 2022 yılında BM tarafından 15 Mart gününün Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü ilan edilmesinden sonra Bakü'de İslamofobi üzerine düzenlenen ikinci konferans bu. Geçtiğimiz yıl ilk defa düzenlenen konferans "Irkçılık ve Ayrımcılığın Özel Bir Biçimi Olarak İslamofobi: Yeni Küresel ve Ulusötesi Sorunlar" başlığını taşıyordu. Tabii geçtiğimiz yıldan bu yana İslamofobi suçları veya hastalık belirtilerinin sergilenmesi alanında bir iyileşme olduğunu söylemek mümkün değil. Aksine belki sergilenen suçlar veya hastalıklarla ilgili çok daha fazla örnekler ortaya konuldu. Avrupa'nın ortasında göstere göstere, önceden resmi makamlardan izin alınarak bir ritüel gibi Kur'an-ı Kerim yakılması, Hindistan'da Müslümanlara yönelik giderek artan ve resmi bir söyleme ve politikaya bağlanan saldırılar ve ayırımcılıklar koca Hindistan ülkesini Müslümanların Müslüman olarak ayırımcılığa tabi tutulduğu bir apartheid ülkesi haline getirmeye doğru hızla ilerliyor. Aynı rejim uzun yıllardır en ağır biçimde Doğu Türkistan'da insanlara sadece Müslüman oldukları için uygulanıyor. Konu artık sadece bazı insanların İslam'la ilgili algıları ve duygularının tezahürleri olmaktan çoktan çıkmış durumda. Konu birçok yerde üzerinde iyi düşünülmüş, tasarlanmış bir politika meselesi haline gelmiş durumda.

Gergedan Dergi
Fortuna: Bir Seçim Yılı Olarak 2024 | Bölüm 03

Gergedan Dergi

Play Episode Listen Later Mar 1, 2024 29:08


Oğul Tuna ve Temmuz Yiğit Bezmez, Fortuna'nın üçüncü bölümünde 2024 yılında dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleşecek olan seçimleri ele alıyorlar. Seçimler etrafında, uluslararası politikayı bekleyen gelişmeleri, yeni politik aktörleri ve gerilim eksenlerini konuşuyorlar.

Bi' Gidene Soralım | Türkçe Podcast
6.10 Dijital Göçebe Olarak Dünyayı Gezmek | Nergis Yüksel

Bi' Gidene Soralım | Türkçe Podcast

Play Episode Listen Later Feb 22, 2024 59:09


Bu bölümde Güney Amerika'ya gidiyoruz ve dijital göçebe olarak iki senedir dünyayı gezip bir yandan kendini işini kurup çalışan Nergis Yüksel konuğum. Üsküdar Amerikan ve Boğaziçi Sosyoloji ve Psikoloji çift anadal mezunu Nergis, 10 sene önce 2013'te İngiltere'ye taşındı. Reading Üniversitesi'nde klinik psikoloji üzerine yüksek lisans yaptıktan sonra etkinlik yönetimine geçiş yaptı ve Ankara Anlaşması ile bu alanda çalışmaya başladı. Hatta 3. sezon 4. bölümde kendisiyle İngiltere'de düğün ve etkinlik yönetimi üzerine konuşmuştuk. Pandemi sırasında etkinliklerin bitmesiyle dijital pazarlamaya ve SEO'ya yönelen Nergis, İngiliz vatandaşlığını aldıktan sonra dijital göçebe olarak kendi işini kurarak dünyayı gezmeye karar verdi. Yaklaşık bir sene Bali, Malezya ve Tayland'da yaşadıktan sonra Türkiye, İtalya ve İngiltere'de zaman geçirdi ve 2023 sonunda, 6 ay önce, Güney Amerika'ya taşındı. Önce Buenos Aires, şimdi Cusco'da yaşayan Nergis ile bu bölümde kendi işini kurarak uzaktan çalışma deneyimini konuştuk. Uygun kur ve düşük gönderim ücretiyle yurt dışı para transferlerinizi kolayca yapabileceğiniz TransferGo uygulamasını ⁠⁠⁠⁠⁠http://bit.ly/bigidenesoralim⁠⁠⁠⁠⁠'dan indirip inceleyebilirsiniz. Dijital göçebelik ile alakalı diğer bölümler: 6.4 Koh Samui'de Yaşamak | Esra Güzeloğlu 5.26 Lizbon'da Yaşamak ve Dijital Göçebe Vizesi | İmren Tütüncü 4.30 Dijital Göçebe Vizesi ile Portekiz | Özge Oldaç Nergis'in SEO websitesi: https://www.nergisyuksel.com/ IG @nergisyukseluk

SBS Turkish - SBS Türkçe
Batılı liderler Alexei Navalny'nin ölümüyle ilgili olarak Putin'i suçladı

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Feb 21, 2024 6:10


Rusya Cezaevi Servisi, tutuklu Rus muhalif isim Alexei Navalny'nin 47 yaşında öldüğünü açıkladı. Ölümünün nedeni belirsizliğini koruyor ancak haber, suçu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yükleyen Batılı liderlerin sert tepkisine neden oldu.

Hizmetten
Harun olarak yola çıkıp Kârunlaşan kimseler... | Mizan | M. Fethullah Gülen Hocaefendi

Hizmetten

Play Episode Listen Later Feb 16, 2024 5:42


*Bir hadis-i şerifte, Rasûl-ü Ekrem Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) hasır üzerinde istirahat buyurması ve hasırın da vücudunda iz bırakması sebebiyle Hazreti Ömer'in gözleri dolu dolu, “Yâ Rasûlallah! Sasaniler şöyle, Romalılar böyle…” diyerek O'nun da dünya nimetlerinden biraz istifade etmesi gerektiğini ima etmesi üzerine Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğu rivayet edilir: مَا لِي وَمَا لِلدُّنْيَا مَا أَنَا فِي الدُّنْيَا إِلَّا كَرَاكِبٍ اسْتَظَلَّ تَحْتَ شَجَرَةٍ ثُمَّ رَاحَ وَتَرَكَهَا “Benim dünya ile ne alâkam olabilir ki! Benim dünyadaki hâlim, bir ağacın altında gölgelenip azıcık dinlendikten sonra yoluna devam eden bir yolcunun hâline benzer.” (Tirmizî, Zühd 44) Hepimiz biliyoruz ki, O (sallallâhu aleyhi ve sellem) isteseydi, Ashab-ı Kiram evinde barkında ne varsa getirir ve O'nun altına sererlerdi. Fakat İnsanlığın İftihar Tablosu, kendisini, muvakkaten bir ağacın altında ârâm eden ve sonra da çekip giden bir yolcuya benzetip dünyayla olan münasebetinin bundan ibaret olduğunu ifade ediyor; ruhunun ufkuna yürüyeceği âna kadar da hep bu ölçüye göre yaşıyor ve ümmetine de istiğna ruhunu talim buyuruyordu. (22:55) *İnsanlığa hizmete kendini adamış olanlar, peygamber yolunda yürüdükleri zaman kalıcı eserler bırakırlar. Yoksa Harun olarak yola çıkıp sonra Kârunlaşan kimseler, bir gün hazineleriyle beraber yerin dibine batarlar da lanet ile yâd edilirler. Hiç olmazsa imana ve Kur'an'a hizmete kendini adamış bu daire-yi mübareke içinde bulunan insanlar, yaptıkları hizmetler içinde, konumları itibarıyla “Ben şunu kendi hesabıma bir avantaj olarak değerlendirebilirim. Hatırımı kullanarak ‘şöyle bir mukavelede/ihalede bana da şu kadar şey düşünün' diyebilirim” mülahazalarından uzak olmalıdırlar. Eğer dilimde tel'in etmeye, “Yerin dibine batsın!” demeye azıcık açıklık bulunsaydı, dilimin bir parçasında bedduaya yer olsaydı, ‘millete hizmet ediyoruz' dedikleri halde o iş içinde kendi çıkarlarını düşünenler, meseleleri çıkar çarkına bağlayanlar, ihalelerde kendilerine pay ayıranlar ve kendilerine pay verenleri mabeyn-i hümayun insanı haline getirenler hakkında “Allah sizi çoluk çocuğunuzla, beklentilerinizle, ümitlerinizle yerin dibine batırsın, mahvetsin!” derdim. Ama demedim; çünkü dilimde öyle bir şeye yer yok. İkbal'in dediği gibi, “Dua dua yalvardım; tel'ine, bedduaya ‘amin' demedim!” (23:47) *Yol, İnsanlığın İftihar Tablosu'nun, Hazreti Ebu Bekir'in, Hazreti Ömer'in yoludur. Onların yol ve yöntemlerinin dışında yürümeye “yolsuzluk” denir. İnsan farkına varmadan elli türlü yolsuzluğa kaymış olur.. ve yolsuzluk, bir yerde insanı güldürse bile, bir gün öyle bir ağlatır ki, orada “Ah keşke ölüp gitseydim, toprak olsaydım da bunları duymasaydım!” dedirtir insana.

Medyascope.tv Podcast
Sezin Öney, eski AYM başkanı ve Mert Duygun yorumluyor: Can Atalay ve hukuk devleti olarak Türkiye

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Feb 1, 2024 37:34


Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü. Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi iki kez hak ihlali kararı vermişti.  Avukatlar AYM'ye usul yönünden hata yapıldığı yönünde başvuru yapabilir mi?  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) YOLU açık mı?  AYM bir kere daha hak ihlali kararı verirse Meclis ne yapabilir?  Tıkanan hukuk sürecinin sorumlusu kim?  Can Atalay kararı hukuki mi, siyasi mi?  Açık Oturum programında siyaset bilimci Sezin Öney, anayasa hukukçusu Mert Duygun ve Eski AYM Başkanı Yekta Güngör Özden değerlendirdi.  01.02.202

SBS Turkish - SBS Türkçe
Hayvan refahı için kafeste yumurta üretimi aşamalı olarak kalkıyor

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jan 21, 2024 5:46


Avustralya'da kafeste ya da kümeslerde tutulan tavukların yumurtalarının aşamalı olarak piyasadan kaldırılmasına ilişkin bir zaman çizelgesi, ülkenin tarım bakanları arasında yapılan bir toplantının ardından eyalet ve bölge hükümetlerine geri verildi. Bakanlar, bazı kafesli tarım yöntemlerinin 2036'ya kadar aşamalı olarak kaldırılmasını görebilecek, hayvan refahını artırmak için yeni standartları onaylama konusunda anlaştılar.

SBS Turkish - SBS Türkçe
Otoparklar 'en güvensiz yerler' olarak derecelendirildi

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Jan 17, 2024 10:18


Yeni interaktif bir harita, kamusal alanda dolaşan kadınların ve cinsiyet çeşitliliğine sahip kişilerin, hava karardıktan sonra, kendilerini en güvensiz hissettikleri yerlerin otoparklar oldugunu gösteriyor.

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
Breaking Bad Dizisindeki Metamfetamin Üretim Yöntemi Bilimsel Olarak Gerçekçi mi?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

Play Episode Listen Later Dec 29, 2023 8:52


Eminiz ki okurlarımız arasında hatırı sayılır bir çoğunluk merakla Breaking Bad'i izlemiştir ve sonlandığı için derin ve tedavi edilemez bir üzüntü duyuyordur. Biz de onlara yönelik olarak, anılarını tazelemek ve hayranlıklarını geliştirmek amacıyla ufak bir çeviri derlemesi yapmak istedik. Hikayeyi… Seslendiren: Gülfem Akdemir

Açık Dergi
Okur ve Yazar Olarak Bilge Karasu

Açık Dergi

Play Episode Listen Later Nov 29, 2023 27:48


Müge Gürsoy ve Emine Bora'yla bu ay gerçekleşen Bilge Karasu Günleri'ni ve Aynalıgeçit'te devam etmekte olan belgesel Karasu sergisini konuşuyoruz.  

Fidiro Kahvesi
127- Filistinin Silinen Tarihleri: Bir Savaş Teknolojisi olarak Arkeoloji

Fidiro Kahvesi

Play Episode Listen Later Nov 10, 2023 76:04


Fidiro Kahvesi bu bölümünde Nadia Abu El- Haj'ın kitabı Topraktaki Gerçekler (Facts on the Ground)'i konuşuyor. Müdavimlerimiz kitabın rehberliğinde Filistin topraklarında İngiliz manda döneminden itibaren kazı çalışmaları ile ilgili yönetilen politikaları, arkeoloji biliminin kurumsallaşması sürecindeki tartışmaları ve bunların İsrail işgali nasıl tesis ettiğini ele alıyor. Bir yandan İsrail'in uluslaşma sürecine, bir yandan da dönüşen sömürgecilik teknolojilerine daha yakından baktığımız bu derin sohbete sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın.Bahsi geçen Filistinli instagram hesapları: @abod_bt77 @hindkhoudary @saleh_aljafarawi @wael_eldahdouh @wizard_bisan1 @byplestia @motaz_azaizaBölüm cover art'ı için May Alomari'ye teşekkür ederiz.Support the show

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!
Absent: Yeşil Peri Olarak da Bilinen Absent İçkisinin Alkol Oranı,Onu Halüsinojen Yapmaya Yeter mi?

Evrim Ağacı ile Bilime Dair Her Şey!

Play Episode Listen Later Nov 8, 2023 9:17


“Yeşil Peri” (Fr: "la fée verte") olarak da anılan Absent (veya orijinal ismiyle Absinthe), 1900'lerin başında Fransa, İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer birçok ülkede yasaklanmıştı. Yetkililer, bu yüksek alkollü içkiyi çocukları suçlulara dönüştürmek, ahlaksızlığa teşvik etmek ve cinayetlere… Seslendiren: Sema Tezel

Olumlu Dünya
84: Bir Antidepresan Olarak Friends (ve İçimizdeki Chandler Bing)

Olumlu Dünya

Play Episode Listen Later Nov 7, 2023 20:55


Efsane dizi Friends'in münferit bireyi Chandler'a veda ve bir tv klasiğini psikolojik analize tabi tutmak… Saygı duruşu gibi bölüm özetle.Bu podcast Salus hakkında reklam içerir.Sağlığınıza gereken önemi Salus'la verin. Psikolog, fizyoterapist ve diyetisyenlerle görüşüp, içerik dünyasını keşfetmek için buradan Salus'un websitesini ziyaret edebilirsin. OLUMLUDUNYA10 koduyla %10 indirimden hemen faydalanmak için şimdi buradan app'i indirebilirsin.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

SBS Turkish - SBS Türkçe
İtfaiye kültürel olarak ateş yakmanın nasıl daha erişilebilir hale getirilebileceğini araştırıyor

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Oct 16, 2023 5:51


2019 ve 2020'deki yıkıcı orman yangınlarının tekrarlanmasını önlemek isteyen itfaiye yetkilileri, kültürel olarak ateş yakmanın nasıl daha erişilebilir bir hizmet haline gelebileceğini araştırıyor. On bir Yerel Aborijin Toprakları Konseyinden temsilciler, uygulamalarının yangın tehlikelerini nasıl azaltabileceğini ve arazi yenilenmesini nasıl destekleyebileceğini tartışmak için diğer yangın azaltma gruplarıyla bir araya geldi.

Hizmetten
Dünyayı ahiretin mezrası olarak görüyor ve seviyoruz

Hizmetten

Play Episode Listen Later Sep 27, 2023 2:24


“Dünyayı ahiretin mezrası olarak görüyor ve seviyoruz. Allah'ın verdiği bütün lütuf ve imkanlar ile ahiret yurdunu araştıracaksın... Bütün hayatın boyunca şu faniyat içinde dahi Bâki sermediye gidecek yolları arayacaksın. Bu yönüyle dünya sevilir ve takdir edilir... Rabbim hakikati kameti kıymetine idrak etmeye bizleri muvaffak eylesin.”

SBS Turkish - SBS Türkçe
Cumhurbaşkanının New York gezisi içeriye 'başarı' olarak yansıtıldı

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later Sep 22, 2023 14:47


Yavuz Oğhan Merkez Bankası faiz artırımı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD gezisi, Atatürk'e saygısızlık eden genç ve CHP - İyi Parti'deki gelişmeleri değerlendirdi.

Medyascope.tv Podcast
Ferhat Kentel: “Toplumsal hareketin sonucu olarak ortaya çıkan AKP, artık uluslararası bir davanın yerli temsilcisine dönüştü”

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Aug 15, 2023 74:35


Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 22. kuruluş yıldönümü. Erdoğan liderliğinde 22 yıldır Türkiye siyasetine damga vurmayı başaran AKP nereden nereye geldi? “Dava” diyerek başlayan, reisçilikle devam eden bu süreç neden ve nasıl gelişti? AKP'nin bundan sonraki yolculuğu nasıl olacak? Prof. Dr. Ferhat Kentel ve eski AKP milletvekili Reha Çamuroğlu değerlendirdi.