POPULARITY
Categories
ABD Başkanı Donald Trump yönetimi ile İsrail arasında Suriye konusunda yaşanan çatlağın derinleştiği ileri sürüldü. Wall Street Journal gazetesi söz konusu anlaşmazlığı irdeleyen bir haber yayımladı. Buna göre ABD yönetimi İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarından oldukça rahatsız ve bunların bir an önce son bulmasını istiyor.
Trump Dünyası, Trump Kapitalizmi ve Suriye
Dünya Alem programında, gazeteci İslam Özkan moderatörlüğünde bir araya gelen Ümit Aktaş ve Cihangir İslam, 8 Aralık 2024'te Esad rejiminin devrilmesinden bu yana geçen bir yılı değerlendirdi. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Türkiye'nin ulusal güvenliğini, yaşamsal çıkarlarını doğrudan ilgilendiren bu üç konunun hangi yöne evrileceğine ilişkin soru işaretleri var. Kandil'den gelen maksimalist açıklamalar… SDG'nin 10 Mart anlaşmasına uymaması… Gazze'de ikinci aşamaya geçilememesi… Bu üç dosyada eğilim neyi gösteriyor, araştırdım. Son durum raporunu özetleyeyim:
Bindik Bir Alamete - Bölüm 22 (11 Aralık 2025)
Libya, Suriye iç savaşı, Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze soykırımında arabuluculukta Türkiye'yi barış masasına güvenilir aktör olarak davet etmeleri, Ankara'nın yürüttüğü insani diplomasisinin de bir tezahürüdür. Yazan: Prof. Dr. Muharrem EkşiSeslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Bir yıl önce HTŞ liderliğindeki cihatçılar İdlib'den başlayıp Şam'a kadar ilerledi ve Beşar Esad hanedanlığının Suriye'deki 53 yıllık yönetimine son verdi. Böylelikle Suriye'de bir devir sona erdi ve yeni bir devir başladı. Colani adını geride bırakan Ahmet eş-Şara yönetimi ülkeye ne getirdi, ne götürdü? Ülkedeki değişime Suriyeli kadınların penceresinden bakarak cevap aranan programda Göksel Göksu ve Abir Naeseh Bilgin, Suriyeli kadının toplumsal yaşamda ve kamusal alandaki varlığını konuşuyor. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Çavuşesku'nun Termometresi'nde Dr. Enes Özkan ve Prof. Dr. Burak Bilgehan Özpek 2025 sonu yeniden değerlemelerini, TOKİ başvurularını, 1. senesinde yeni Suriye yönetimini ve süreci konuşuyor.Bizi Patreon'dan Destekleyin
İmralı'ya bir heyetin gitmesine yönelik tartışmalar uzun süre gündemin en ön sırasında yer aldı. Bir anda Bahçeli'nin çıkıp MHP grup toplantısında İmralı'ya gidilmesi için nutuk atması ve MHP milletvekillerinin ayakta alkışlarıyla bunun için icazet alması son dönemde artık alışmaya başladığımız trajikomik sahnelerden birini daha bizlere izletti. Tabii bu sahne belirli bir amaç için kurgulanmıştı. Erdoğan ve Bahçeli arasında “petrol açılımı”nın temposu konusunda bir açı farkı var. Erdoğan yarı askerî rejimin sürece mesafeli yaklaşan unsurlarının basıncı altında biraz daha ihtiyatlı hareket ederken, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çok daha hızlı hareket etme eğilimi gösteriyor. Nitekim süreç, özellikle Suriye bağlamında yeniden tıkanma emareleri gösterince, ikisi de fazla mesai yapmaya başladı. Hakan Fidan'ı Vaşington'a uçuran, Devlet Bahçeli'yi de alelacele meclise koşturtan sürecin arkasında bu tıkanma vardı.Süreç Suriye'de tıkandı! ABD “sen tıkanıklığı açmazsan biz açarız” dedi!HTŞ lideri Ahmet eş-Şara Trump'ın huzuruna çıkacaktı ve HTŞ ile PYD arasındaki görüşme trafiği de hızlanmıştı. İktidarın petrol açılımının Suriye ayağı, HTŞ ve PYD'nin Türkiye'nin himayesinde bir anlaşmaya varmasını öngörüyordu. Oysa işin Türkiye ayağında süreç yavaş ilerlediği için HTŞ ve PYD'nin Türkiye'yi beklemeden ABD ve İsrail'in himayesinde bir anlaşmaya yönelmesi tehlikesi doğdu. Zira basına sızdırılan haberlerde PYD/YPG'nin kendi yapısını ve konuşlanmalarını koruyarak tümen ve tugaylar düzeyinde HTŞ yönetiminin silahlı kuvvetlerine entegre olacağı iddiaları yer alıyordu. Ayrıca Şam ordusunun üst düzey kademelerinde YPG'li komutanların bulunacağından da bahsedilmekteydi. Bu model 10 Mart'ta Şam'da HTŞ lideri Eş-Şara ve YPG lideri Mazlum Abdi arasındaki mutabakatın pek de Türkiye'nin hoşuna gitmeyen bir yorumuydu. Tüm bunlar olurken HTŞ rejimi İsrail'le İbrahimî anlaşmalara dahil olmak konusunda adımlarını hızlandırıyordu. Vaşington'dan çıkan bir diğer sonuç ise HTŞ'nin IŞİD karşıtı koalisyona katılmasıydı. IŞİD'in eski emirinin IŞİD karşıtı koalisyona katılması büyük bir kara mizah örneği elbette ama eş-Şara IŞİD emiriyken de şimdi de emperyalist/Siyonist çıkarlar için çalıştığından ortada anormal bir durum yok. Bu haberin esas önemi ise IŞİD karşıtı koalisyonda Türkiye resmen yer almadığı halde YPG'nin fiilen bu koalisyonun en aktif ve önde gelen kara gücünü oluşturması. IŞİD'e Karşı Uluslararası Koalisyon'un eski sözcüsü tarafından yönetilen bir Amerikalı danışmanlık şirketinin Rojava'da Amerikan yatırımlarını çekmek üzere ofis açmasının da aynı döneme gelmesi tabii ki tesadüf değil. Yarı askerî rejimde telaş: Hakan Fidan'ı Vaşington'a uçuran Devlet Bahçeli'yi meclise koşturan neydi?İşte süreç bu minvalde ilerlerken Hakan Fidan Vaşington'a uçtu. Trump'ın isteği doğrultusunda eş-Şara ile yapılan toplantıya katıldı. Trump'ın Suriye politikasında Türkiye'ye önemli bir rol vermek istediği başından beri biliniyor. Çünkü Trump, Türkiye'yi Amerikan ve İsrail çıkarları doğrultusunda İran'ın karşısına çıkartmak istiyor. Bu doğrultuda ABD, Türkiye sömürgeci burjuvazisinin yayılmacı emellerini gıdıklıyor ama aynı zamanda da Türkiye'nin Rojava'daki Amerikan vekilleriyle ve İsrail'le iyi geçinmesini de şart koşuyor. Hakan Fidan'ın toplantıya alınması da belli ki bu koordinasyonu sağlama amacını güdüyordu. Hakan Fidan, Vaşington'dan telaşla döndü. ABD'nin, HTŞ'nin ve PYD'nin tamam dediği modeli Türkiye'deki yarı-askerî rejimin tüm kanatları için daha kabul edilebilir hale getirmek için bir şeyler yapmalıydı. Sürecin başından itibaren gerek Hakan Fidan gerekse de Devlet Bahçeli'nin açıklamaları PYD'yle anlaşmaya daha yatkın bir eğilimi yansıtsa da yarı-askerî rejimde bu tür bir olasılığa şiddetle karşı çıkan eğilimler de var. Bu eğilimler Erdoğan'ı sıkıştırıyor. Eğer Vaşington'daki model bu kesimi tatmin edecek hale getirilmezse işlerin karışacağı belliydi.
Türkmenler, Suriye halkı ve devrim için her türlü fedakarlıkta bulunmuştur. Sivil gösterilere katılan Suriyelilerin ön saflarında yer alan Türkmenler, silahlı mücadele sırasında en çetin çatışmaların yaşandığı bölgelerde görev almıştır. Yazan: Dr. Tarık Sulo Cevizci Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
63 yıllık Esed rejiminin ardından Suriye 1 yılda nasıl bir çehreye büründü? Muhalefetin başarısında hangi faktörler rol oynadı? Yeni Suriye'nin önündeki sınavlar neler? Türkiye Araştırmaları Vakfı (TAV) Araştırmacısı Ahmet Arda Şensoy ile konuştuk.
Cumali Onal | ‘Kürt açılımı' Suriye'ye takıldı! | 12.07.2025 by Tr724
Trump'ın Netanyahu'yu Beyaz Saray'a davet etmesi, ABD'nin İsrail ile ilişkisini bu Suriye hamlesi-vizyonu ekseninde sürdürmek istediğini gösteriyor. Yazan: Prof. Dr. Tarık Oğuzlu Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Suriye iç savaşında Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) karşı karşıya gelmesi, Soğuk Savaş sonrası dönemin en büyük stratejik ayrışmalarından birini ortaya çıkardı. Bu kırılma, bölgesel jeopolitiği kökten değiştirmiş; son tahlilde Türkiye'nin lehine sonuçlar doğurmuştur. İç savaşın ilk yıllarında “Suriye'nin Dostları” adı altında 60 ülkeden oluşan bir koalisyon kurulmuş, Türkiye de bu yapının en etkili aktörlerinden biri olmuştu. O dönem sanki ABD ile Türkiye aynı hedeflere yürüyormuş gibi görünse de zaman içinde amaçların ne kadar farklı olduğu açık biçimde ortaya çıktı.
Silah bırakarak kendini feshettiğini ilan eden terör örgütü PKK, kuruluş yıldönümünü Suriye'de işgal ettikleri ilçede canlı PKK heykelleriyle kutladı. Dağ tiyatrosu adlı grubun gösterisinde dört dilde “Son değil yeni bir başlangıç” mesajları verilirken eğitimini tamamlayan 450 terörist için de mezuniyet töreni yapıldı.
Dünya Alem'in yeni bölümünde İslam Özkan, gazeteci Abir Naeseh Bilgin ile Humus'ta öldürülen Sünni çifti ve cinayet mahalline Alevilere aitmiş gibi görünen sloganların yazılmasını ele aldı. Bilgin, Suriye halkının büyük bir kısmının HTŞ yönetiminin mezhepçi yaklaşımına karşı durduğunu ve Türkiye'ye olan güvenin azaldığını belirtti. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Haftalık programında Fatma İnce ve Mert Büyükkarabacak geçtiğimiz haftanın politik gelişmelerini değerlendiriyor:→ Ukrayna'da barış yakın mı?→ Gine-Bissau'da darbe, Afrika'da hesaplaşma → Suriye'de Alevilere yönelik saldırılar→ İmralı görüşmesi sonrası→ TÜİK'in enflasyon numarası → KESK'in "Geçinemiyoruz" mitingleri → 25 Kasım'da kadınların sokak iradesi→ Köpeklerin beslenmesi yasağı→ Okuma ve izleme önerileri
Terör örgütü PKK'nın Suriye yapılanması YPG/DSG'nin elebaşı Abdi, geçen hafta terör örgütü DEAŞ ile mücadele koalisyonuna katılan Suriye askerlerine saldırıp, Suriye'yi DEAŞ ile ortaklık yapmakla suçladı. Suriye resmi medyasında yer alan haberlere göre Rakka'nın doğusunda DSG ile Şam hükümetine bağlı güçler arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Gelen bilgilere göre, DSG'nin Rakka kırsalındaki Medan çölünde bulunan Suriye ordusuna ait askeri üslere saldırı düzenlediği, Suriye ordusuna bağlı topçu birliklerinin ise bu saldırıya karşılık verdiği ileri sürülüyor.
Bindik Bir Alamete - Bölüm 20 (26 Kasım 2025)
Bindik Bir Alamete'de Gazeteciler Fehim Taştekin ve Hakkı Özdal, "Bahçeli ve Erdoğan nerede anlaşamıyor?", "Kürt hareketinde üç farklı yönelim mi?", "Mazlum Abdi'nin Şam ve Ankara'ya mesajları ne anlama geliyor?" sorularına yanıt aradı.
Suriye Türkmenlerinin en önemli isimlerinden, siyaset adamı ve mütefekkir Semîr Munîr Hâfız, geçtiğimiz pazar günü (16 Kasım 2025) İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede vefat etti. 77 yaşında hayata gözlerini yuman Hâfız, 2011'den itibaren siyaset sahnesinin tanınan figürlerinden biri haline gelmiş, Suriye Türkmen Cephesi'nin kurucu başkanlığını üstlenmişti. 1948'de Lazkiye'nin Bayırbucak mıntıkasına bağlı Sarây köyünde Türkmen bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Semîr Hâfız, lise eğitiminin ardından kimya mühendisliği alanında tahsil görmüş, bilahare ticarete atılarak Suriye içinde ve dışında hatırı sayılır bir çevre edinmiş, böylece istikbaldeki siyasî vazifelerine gençlik yıllarından itibaren hazırlanmaya başlamıştı.
Yazılanlara bakılırsa, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın son ABD gezisinde Başkan Trump, Suriye'nin güneyindeki gelişmeleri kastederek, “İsrail ile bu işi nasıl çözeceksiniz” diye sormuş. Sayın Fidan da “İsrail'in politikaları hem sizin sorunlarınızı hem bizim sorunlarımızı çözmeyi engelliyor” yanıtını vermiş. (‘Perde arkasında neler yaşandı', 15/11, H. Fırat, Hürriyet.)
Enerji Günlüğü Haber Bülteni:Türkiye'nin ve Dünyanın Enerji Gündemienerjigunlugu.net
İsrail'in bölgesel ricatını işaretleyen pek çok gelişme yaşanıyor. Netanyahu, Suriye'deki maksimalist taleplerinden vaz geçti. Daha önce Suriye'nin güneyinin tamamının silahsızlandırılmasını istiyordu. Bu talebini “Suriye'nin Golan Tepeleri'ne bitişik bölgesine” kadar çekti. Güneyde geniş silahsızlanmış bölge, SDG'nin kontrolündeki bölgeye uzanacak, Davut Koridoru oluşturulacaktı. Hayali koridor Deyrizor'a bağlanacaktı. Güney silahsızlanmayacak, Deyrizor Şam kontrolüne girecek. Yani… Büyük İsrail hayali suya düşüyor.
Trump'ın dayattığı Gazze mütarekesi Batı Asya'ya barış getirmedi. İsrail sürekli bu sözde ateşkesi bozuyor, yeni katliamlar yapmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Trump Türkiye, Mısır ve Katar'ı taşeronlaştırarak direnişi zapturapt altına almaya çalışırken, savaşmadan iktidarda kalması mümkün olmayan Netanyahu, İran'a karşı ABD ve Avrupa ile birlikte yeni bir cephe açmak için kolları sıvıyor. Aslında bu cephede yan yana gelenler El Aksa Tûfanı öncesinde iyice belli olmuştu, şimdi sözde ateşkes, İran'a karşı emperyalistler ve Siyonistlerle aynı safta olanları yeniden görünür kılıyor.Emperyalizm-Siyonizm cephesi ve karşısındakilerİran, İsrail'e karşı silahlı olarak Filistin halkının yanında durdu. Bunun karşılığı Ekim 2024'ten itibaren Siyonistlerin ve son olarak da ABD emperyalizminin İran'a yönelik onlarca saldırısı oldu. Yakın zamanda İsrail ve ABD İran'a yeniden saldırabilir. Yemen, Filistin halkını bir dakika bile yalnız bırakmadı. Tel Aviv'i yüzlerce kilometre uzaktan defalarca vurdu. Kızıldeniz'i emperyalist ve Siyonistlerin gemilerine kapattı. Karşılığı, bir seferinde Yemen hükümet üyelerinin dahi katledildiği karşı saldırılar ve acımasız bir ambargo oldu. Hizbullah, Lübnan'ın güneyini Siyonistler için bir cehenneme çevirdi. İsrail'in kuzeyinde yaşayan yerleşimciler bir yıldan uzun bir süre evlerine yaklaşamadılar bile. Karşılığı, Hizbullah liderlerine ve komutanlarına yönelik suikastlar, güney Lübnan'a ABD ve İsrail'in yoğun saldırıları oldu. Özetle, El Aksa Tûfânı'nın ardından cesur bir şekilde Siyonizme kafa tutan kim varsa, ağır bedeller ödedi.Bunların karşısında, İsrail'i soykırım sürecinde bile destekleyenler var. Birleşik Arap Emirlikleri bu listenin başında. Karşılığında Emirlik tüccarları İsrail pazarına girdi ve ülke, ABD'den satışı ciddi kısıtlamalara bağlı yapay zekâ çipleri gibi malzemeler almayı başardı. Gazze'deki ablukanın destekçisi Mısır, soykırım boyunca Refah'ı açmaya yeltenmedi. Filistin halkını yalnız bıraktı. Karşılığında ABD askerî sanayii ürünlerinin Mısır'a satışına onay verildi. Elbette Mısır'da Sisi'yi başa getiren darbenin ABD destekli olduğunu söylemeye gerek bile yok. İngiliz ve Türk istihbaratı ortak yapımı olan, Suriye'nin tekfirci mezhepçi çeteleri, kravat takıp takım elbise giydikten sonra, İsrail'e dokunmayacaklarına yemin edince Şam'da bir devlete sahip oluverdiler. Son örnek Fas. İsrail ile kurduğu iyi ilişkilerin de sonucu olarak, yıllar önce sömürgeleştirdiği Batı Sahra'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden kendi istediği bir kararı çıkarmayı başardı.Emperyalizme ve Siyonizme hizmet eninde sonunda kaybettirir!“İyi ya işte, İsrail ile işbirliği yaparsak kazanırız” mı dediniz? Yanıldınız. Fas gençliğinin sefalete karşı 27 Eylül'de başlattığı gösterileri geçen ayki gazetemizde sizlere aktarmıştık. Eylemler şimdilik duruldu, ama halkın sefaleti devam ediyor. Mısır halkı, Sisi'nin Siyonizmin dostu olmasından hiçbir şey kazanmıyor, yarısına yakını yoksulluk sınırı altında. Sisi ise kendisine yeni bir başkent inşa etmekle meşgul. İsrail HTŞ'cilere inat Suriye'yi bir atış poligonuna çevirmiş durumda.Trump'ın silahsızlandırma planı Batı Asya'yı soykırımcı Siyonistler ve emperyalistler için dikensiz gül bahçesine çevirmeyi amaçlıyorTrump'ın Gazze planı, öyle ucuz uyanıklıklarla lehe çevrilebilecek bir proje değil, sadece Filistin'i ilgilendiren bir plan hiç değil. Filistin direniş örgütlerinden başlayacak bir “Direniş Ekseni güçlerini silahsızlandırma” planının ilk adımı. ABD basıncı ve tehditleriyle Filistin örgütleri, ardından muhtemelen İsrail'in saldırılarıyla Hizbullah ve belki de son aşamada Ensarullah hedef alınacak. Bölge emperyalizm ve Siyonizm için dikensiz gül bahçesine dönüşecek. İran, yıkılmasa bile sınırlarına hapsedilecek. Sonra da anne çakal Trump, bölge ülkelerinden oluşan yavrularının önüne dolar ambalajına sarılmış yeni İbrahimî anlaşmaları atıp, buradan gelecek zenginliği bağıra çağıra aralarında paylaşmalarını izleyecek.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Suriye'nin 1946'daki bağımsızlığından bugüne Beyaz Saray'da ağırlanan ilk Suriye Cumhurbaşkanı oldu. Ziyaretin yansımalarını ve ABD'in iç ve dış politikasında öne çıkan başlıkları, Anadolu Ajansı Muhabiri Hakan Çopur ile konuştuk.
Trump, “Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde” demişti. İsrail, Washington'ın Suriye dosyasını Ankara ile çalışmasından rahatsızdı. O dosyayı almak için çok uğraştılar.
Avrupa ile Rusya arasındaki güç dengesi, kısa, orta ve uzun vadede sürecek çok boyutlu bir anlaşmazlığın varlığını açık biçimde ortaya koyuyor. Yazan: Doç. Dr. Orhan Karaoğlu Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Suriye'nin bağımsızlığını kazanmasının ardından ilk defa bir Suriye Devlet Başkanı'nın Beyaz Saray'da ağırlanması, beraberinde yeni tartışmaları da getirdi. Henüz birkaç sene önce başına on milyon dolarlık bir ödül konulan ve terörist olarak kabul edilen Şara'nın, 8 Aralık Devrimi sonrasında hızlıca yükselişi ve özellikle Batı kamuoyuna açılması sadece onun talihi/kaderi (fortune) ile ilgili mi yoksa hem iç savaş sürecini yönetme hem de elindeki imkan ve kapasiteyi stratejik düzeyde kullanma becerisi/yeteneğiyle mi(virtù)?
Bindik Bir Alamete - Bölüm 18 (12 Kasım 2025)
Suriye Devlet Başkanı Şara ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın eş-zamanlı Washington ziyareti/temasları bir “karar anı” oluşturabilir… Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff , Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack gibi bir “takımla” yapılan seri görüşmeler buluşmanın ne kadar ağır olduğunu gösteriyor…
Suriye'nin en tanınmış vaiz ve hatiplerinden Muhammed Hayr Şaâl, geçtiğimiz hafta, konuşma yaptığı iki ayrı camide cemaat içindeki bazı gençler tarafından kürsünden indirilerek dışarı kovuldu. Hadiselerden ilki Şam-Humus arasındaki Kârra şehrinde, ikincisi ise Şam'ın dış mahallelerinden Harasta'da gerçekleşti.
Donald Trump'la görüşen Ahmed Şara, Beyaz Saray'da ağırlanan ilk Suriye lideri oldu. Bahis operasyonunda aralarında Eyüpspor Başkanı Murat Özkaya'nın da olduğu 8 kişi tutuklandı.Bu bölüm Boyner hakkında reklam içermektedir. Yılın o zamanı geldi, Boyner'de 11.11 indirimleri başlıyor. Alışverişe başlamak için buraya tıklayabilirsiniz.
Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın ABD ziyareti sembolik anlamının ötesinde sonuçları önümüzdeki süreçte görülecek önemli bir dönüm noktası anlamına geliyor. Yazan: Ahmet Arda Şensoy Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Trump, "Hristiyanları koruyamadığı" gerekçesiyle Nijerya'ya askerî müdahale uyarısında bulundu. Dışişleri Bakanı Fidan, PKK'nın Irak, İran ve Suriye'deki faaliyetlerini de sonlandırması gerektiğini söyledi.Bu bölüm Mr. NO hakkında reklam içermektedir. Türkiye'nin en çok tercih edilen sandviçi Mr. NO, 3 Kasım Dünya Sandviç Günü'nü kutluyor. Sosuyla efsane, lezzetiyle tanıdık Mr. NO sandviçleri yenilikçi reçeteleri ve inovatif tariflerle her lokmada fark yaratıyor. Mr. NO sandviçlerle buradan tanışabilirsiniz.
İslam Özkan, Dünya Alem programının bu bölümünde Gazze'deki kırılgan ateşkesi, ABD ve İsrail'in bölge politikalarını ve Suriye'deki son diplomatik gelişmeleri değerlendiriyor. Özkan, ABD-İsrail'in Gazze'yi “Sarı Hat” üzerinden bölme planının, bölgede kalıcı istikrarsızlığa yol açabileceğine dikkat çekiyor. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Suriye'nin askeri zayıflığının farkında olan İsrail, Şam'ın ülkenin güneyinde egemen konuma gelmemesini kesinleştirecek ve İsrail'e askeri bir tehdit oluşturmayacağını garanti altına alacak kapsamlı bir anlaşmayı muhatabına dikte etmeye çalışıyor. Yazan: Mehmet Emin Cengiz Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
Terörsüz Türkiye sürecinde Kandil'in İmralı'dan yapılan fesih çağrılarına rağmen zaman kazanmaya çalışması, YPG'ninse Şam'a entegre olmamak için oyalama taktiklerine başvurarak süreci sonuçsuz bırakmaya çalışması Ankara'nın dikkatinden kaçmıyor.Yazan: Doç. Dr. Hüseyin AlptekinSeslendiren: Halil İbrahim Ciğer
IŞİD, Türkiye'de gerçekleştirdiği kanlı saldırıların üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen faaliyetlerini sürdürüyor. Örgüt, Suriye ve Irak'taki güçlü döneminin ardından bölgesel yenilgilere rağmen hayatta kalma ve yeniden canlanma stratejileri uyguluyor. Coğrafi konumu nedeniyle cihatçı militanlar için kolay bir geçiş güzergahı olan Türkiye, IŞİD için de aynı zamanda lojistik, finans ve radikalleşme merkezi. Türkiye'deki yargı ve güvenlik bürokrasisinin IŞİD'e karşı sergilediği "yumuşak" tutum da IŞİD'in tutunmasında önemli bir etken. Hale Gönültaş'ın Kısa Dalga için kaleme aldığı yazı dizisini Notebook LM videoya çevirdi. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Ali Kemal Genc | Ankara'nın Suriye hamlesi: Davet mi, gözdağı mı? by Tr724
Türkiye'nin uzun yıllardır en yakıcı meselelerinden biri olan Kürt sorunu ve çözüm süreci, siyasetin merkezinde tartışılmaya devam ediyor. Bu bölümde İslam Özkan'ın sunduğu Dünya Alem programında Sosyal Adalet Hareketi'nden Zeki Kılıçarslan ve siyasetçi Mehmet Bekaroğlu, sürecin tıkanma sebeplerini, toplumsallaşma eksikliğini, muhalefetin sessizliğini ve Suriye bağlantısını mercek altına alıyor. Çözüm sürecinde toplumsallaşma eksikliği, muhalefetin sessizliği ve hükümetin güven bunalımı, Türkiye'de “birlikte yaşam” perspektifi, Suriye'deki Kürt yapılanmasının etkileri, barış ve çözüm süreci üzerine kapsamlı bir analiz için bu bölümü kaçırmayın Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Orta Doğu uzmanı Hüsnü Mahalli, Türkiye, İsrail ve bölgedeki güncel gelişmeleri değerlendirdi. Dünya Alem'in bu bölümünde İsrail'in Gazze politikası, Trump-Erdoğan görüşmesi, Ahmet eş Şara ve Suriye'nin geleceği üzerine kapsamlı değerlendirmeler yer alıyor. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Türkiye'nin kronikleşmiş sorunlarından biri olan "çözüm süreci"nin yeniden canlanması, siyasi ve güvenlik çevrelerinde tartışılmaya devam ediyor. Dünya Alem programına konuk olan aktivist Ahmet Faruk Ünsal, sürecin arkasındaki asıl dinamiğin, Türkiye'nin iç siyasi iradesinden çok, Suriye'deki jeopolitik değişimler olduğunu iddia etti. Ünsal, sürecin başlamasını mümkün kılanın, Suriye'de beklenen iktidar değişikliği ve Kürtlerin bölgedeki artan gücü olduğunu vurguladı. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Bir Başka Gündem'e devam.Bu defa iki konum var sadece:Biri yangınlar, diğeri Suriye.İstedim ki size Suriye'de olan biteni baştan sona bir anlatayım. Neler olabileceğine dair senaryoları sıralayayım. Siz de gelişmeleri buna göre okuyun.Aslında sadece Suriye bölümü çekecektim ama orman yangınları meselesinde tutamadım kendimi.Buyurun.İyi dinlemeler.Biliyorsunuz Yeni Haller sizlerin desteğiyle yayın hayatına devam eden bir podcast kanalı.Beni aşağıdaki link'lerden destekleyebilirsiniz:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerBölümde bahsi geçen Yeni Haller'in T24 Youtube kanalındaki özel içeriklerine şuradan ulaşabilirsiniz:T24 Youtube Yeni Haller ListesiBana ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com