Podcasts about Arkas

Yıl 2020. Pandeminin dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Sokağa çıkma ve seyahat kısıtlarının olduğu tarihlerde 911'e bir ihbar geldi. İhbarda gecenin karanlığında yasakları delen bir arabadan bahsediliyordu. Polis bunun sıradan bir yasak ihlali olduğunu düşündü ve aracın peşine düştü. Ancak olay hiç de öyle basit değildi. Aracı bulan ekipler korkunç bir şeyle yüzleşeceklerdi. Arkasında tüyler ürpertici bir hikaye yatan karanlık bir vakayı aydınlatacaklarını bilmiyorlardı. Bu bölümde sizleri ada ülkesi İngiltere'ye götürüyorum. Yaşananları benden dinlemeye hazırsanız başlıyoruz. İyi dinlemeler...Burada dinlediğiniz vakalar üzerine hazırladığım belgeselleri izlemek için YouTube'a gelin.Cem'den Dinle YouTube: https://www.youtube.com/c/CemdenDinleInstagram: cemdendinleİletişim & İşbirliği: cemdendinle@gmail.comFon Müziği / Music:CO.AG Music https://www.youtube.com/channel/UCcavSftXHgxLBWwLDm_bNvAMusic from https://filmmusic.io "Undaunted & Echoes of Time" by Kevin MacLeod (https://incompetech.com) License: CC BY (http://creativecommons.org/licenses/by/4.0/)

Aslında ‘Batı' durmuyor. Yani ABD de uzak duruyor. ‘Karışmadığını' da söyledi, gazetecilere, ‘konuyla ilgili her gelişmeyi ikide bir getirip sormayın' mealinde dahi konuştu. Avrupa'yı başlığa çekmemin sebebi, ana muhalefet partisinin AB ile ilişkisinin siyasi düşünce ve politika inşasında, pratiğinde öncelikli olmasıdır…

Almanya son zamanlarda savunma politikalarına ağırlık vererek savunma bütçesini artıyor ve ordusunu modernize etme yolunda adımlar atıyor. Öte yandan Alman medyasında savaş hazırlıkları yönünde haberler geçmeye devam ediyor. Almanya'daki hareketliliğin arka planını, Anadolu Ajansı Berlin Muhabiri Cüneyt Karadağ ile konuştuk.

https://www.youtube.com/watch?v=Ax9hR4clMX0 1000 Pound Kazandım ve Şimdi E-Ticaret Sırlarımı Açıklıyorum!

İngilizcede bir deyim var. “Too good to be true.” Yani “Gerçek olamayacak kadar iyi.” Kandil, İmralı çağrısına uyacağını açıkladı. SDG, Şam'la masaya oturdu. Şu tabloya bakar mısınız? Arka planda kırk yıllık bir bagaj olmasa bunu sevinçle karşılardık. Ama erken heyecanların bize ağır bedeller ödettiğini yaşayarak öğrendik. Bu yüzden temkinliyiz.

Bu bölümde, Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısından çıkarak sürecin daha geniş bağlamına odaklanıyoruz. Neden şimdi böyle bir çağrı yapıldı? Arkasındaki dinamikler neler? Ve en kritik soru: Bundan sonra ne olacak?Sadece iç politik gelişmelerle değil, bölgesel ve küresel dengelerle şekillenen bir süreç içindeyiz. Türkiye'nin siyasi atmosferi, uluslararası aktörlerin hamleleri ve değişen güç dengeleri, bu çağrının anlamını ve olası sonuçlarını belirleyecek.Bu bölümde önce ‘neden' sorusuna odaklanacak, ardından ‘ne olacak' sorusunu tartışacağız. Hazırsanız başlayalım.------- Podbee Sunar -------Bu podcast Garanti BBVA BonusFlaş hakkında reklam içerir.Ramazan alışverişlerine 1.200 TL bonus!Ramazan'da Bonus üye işyerinde yapacağınız 2000 TL ve üzeri market alışverişlerinize toplam 1.200 TL bonus!Ramazan avantajlarını kaçırmamak için BonusFlaş'ı şimdi indirin.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Bu bölümde, Celcelutiye Duası'nı bir beyit Arapça olarak İhsan Atasoy'dan dinleyeceksiniz. Arkasından o beytin Türkçesi Alperen Kaplan'ın sesiyle size ulaşacak. Dinlediğiniz kısmın manasını anlamanız ve duadan daha ciddi bir verim alabilmeniz böylece mümkün olacak.

 "Hattatların Reisi" kabul edilen ve rahatsızlığı sebebiyle bir süredir tedavi gören Hasan Çelebi, dün İstanbul'da vefat etti. Dünyanın dört bir yanında camilere nakşettiği hat sanatıyla iz bırakan, Reisü'l-Hattatin Hasan Çelebi'yi, öğrencilerinden Hattat Ahmet Kutluhan ile konuştuk.

Gelişmeler baş döndürücü bir hızla yaşanıyor. Birine odaklansak, bir diğeri eksik kalıyor. Bu yüzden Türkiye'yi yakından ilgilendiren konularla ilgili, satır arası okumalar ve perde arkası bilgilerle kısa bir demet sunacağım. Başlayalım…

Ali Rıza Güngen ve Ümit Akçay, Kriz Notları'nın son bölümünde TÜSİAD ve AK Parti arasındaki gerilimin Mehmet Şimşek programıyla bağlantısını ve yaşanan krizin siyasi sonuçlarını değerlendirdi.

A Time WarpBy FinalStand. Listen to the Podcast at Explicit Novels.What follows is a diversion from the central storyline, but it is crucial to understanding why certain members of the supporting cast are behaving the way they are.808 BCE near Halab in what is today's Northern Syria:For me, Cael Nyilas, it was a return to last night's horrifying scene that engulfed me. The screams of dying horses and moribund men crying the pantheon of life's final regrets. Blood, piss, voided bowels and the stench of comingled sweat and leather filled my nostrils. The true cacophony of battle was all about. The battle shock faded into an innocuous background distraction.In my heart of hearts, I felt at ease, even content. We were cut off and surrounded yet hardly hopeless. Men, my brothers-in-arms and the younger noble sons of Assur and Nineveh combined to put a press of shields, armor and flesh encircling us. Those 'pampered' aristocrats stank with fear and well they should. Death was still possible before their relief arrived.I hurt, Shara (my deity?), I was wounded, but it meant nothing. I laughed; a primitive version of 'atheists and foxholes' passing through my mind. This body had lived through much worse. The closest man, her deceased husband's cousin, and I lifted the shattered wooden chariot off the person our circle was centered on. My arm was extended to her.She was glorious, fierce and half-drunk with battle lust. I could feel her talon-like fingers through the leather and 'parzillu' scales guarding my bicep. She half jumped and was half pulled to her feet. Her kinsman presented her 'misplaced' sword, hilt first. In her eyes, I saw the burning intensity of the Shamash (Sun God, consort of Aya?) at the height of the Burning Season.Her martial mirth exceeded any other noise as it passed her lips."You took your time getting here," Shammuramat taunted me, not a true reproach. "I was so bored, I decide to take a nap in the shade of my conveniently overturned chariot." She defied all fortunes that conspired toward her demise; her own breed of madness."You looked so peaceful in your sleep, I didn't want to wake you," I bantered back. Her 'kinsman' scowled at my familiarity with his monarch. My champions, more like brothers to me than any kin born of my blood, had carved a gory swath to her stranded bodyguard. Mounted on Median steeds, we had pressed back the entourages of two Aramean kings bent on her violent passing.A barricade of overturned, or unattended chariots gave us space to dismount and perform our very visible rescue mission. All the pieces were right where she wanted them; everything unfolding according to her plan. Focus the enemy in the center with her person and the banner of Assur while the rest of her chariots and all of her cavalry swept through an unguarded wadi and fell upon them from behind.Brilliant. Somewhat less brilliant when faced with the desperate energy of our enemies, but her victory was already a certainty. The allied Western Kings were sure my command was attempting to snatch the Queen back to the safety of her infantry. Those hardy, foot-bound souls were still holding their own against the greater mass of the enemy footmen.The children of rebellious nobles bent every bit of their remaining energy, squandered their last reserves to ensure Shammuramat didn't escape. If the positons were reversed, they would have eagerly abandoned their troops and sought safety to the rear. The idea of Shammuramat being overwrought with terror was absurd.Our opponents' bellows for our blood turned into wails of despair. The charging, plumaged steeds of Assyria had appeared behind them. Our enemies had nothing left to slow the new arrivals down, much less stop them. For those who dared defy Shammuramat, Queen of all the Akkadians, the slaughter was just beginning."Come 'Alal' (that was me); I promised 'Atarshumki' I would kick his head over his own city walls before sunset and I always keep my promises," she shoved one of my horse-holders aside and took one of my steeds. 'Alal' was not the name my father gave me. It meant destroyer and it was blasphemy to lay claim to it."Killing kings will cost you extra," was my impious response.Assyrians nobility barely tolerated mercenaries most of the time. My men and I didn't care. I hadn't taken up the killing business to make friends and my troops felt the same way. What mattered to us was that their coin was good and delivered on time. That was a good thing because whores and merchants were loath to advance 'our kind' anything on credit."I'll meet you half way," she grinned manically at me while my fighters and I raced for our mounts. (Saving the junior nobility wasn't what she were paying us for.) "I'll let you take any prince you capture as a hostage." I nodded. My men cheered hungrily, despite the choking dust. As long as I didn't get too greedy, the Kings would pay for their sons. Now we had to capture the bastards."Tūbātu," I reminded them. 'Goodwill'. It was a polite way of saying 'stop your chariot, rest your arms and your mother won't have to come begging for your corpse'. It was best to let opposing nobility keep their dignity in our business. Today's enemy might be tomorrow's paymaster.I blinked and things changed.Planting followed harvest and harvest followed planting. It had long ago become a blur. Shammuramat had grown older. Her first son became king when he was of age. I had long exceeded my welcome and my desire to stay. I was fixed to this small patch of the greater world by a rare emotion, empathy.It had come out of nowhere. We were campaigning against the Scythians raiding over the Zagros Mountains and followed them into Urartu. Night had fallen and I walked the camp as was my habit; being killed a few times in your sleep will make you err on the side of caution. Shammuramat was gazing out over the river Arkas."I though all the scouts have returned," I asked as I stepped to her side. A cool, early autumn breeze blew down the valley, tossing a few loose locks of her greying hair. She always had one patch shorn short which made her left-side braids prone to unwind."They have. We head back for Nineveh with the dawn," she murmured, her mind elsewhere."Do you ever dream of home?" she asked me out of the blue."No. I don't dream anymore. I rarely sleep and if I did, I would hope to dream of something less boring," I snorted in amusement. She had never talked about her home, to anyone as far as I knew."You will be going to Lydia when winter comes," she stated tensely."King Gyges needs someone with experience beating Cimmerians," I answered. The true reason was that I was no longer welcome on the Assyrian payroll because I insisted on recruiting only non-Assyrians into the ranks of my ferociously effective little band of one hundred; never more and rarely less."Shemtsu is a fool," she grumbled."That is unfair," I countered. My willingness to argue with her was one of my charms in her eyes. "He is an excellent Treasurer and he makes sure your vassals pay their tribute on time and in its full amount."The silence was hurtful to me because Shammuramat was never one to obfuscate her thoughts, especially around me. It was one of her charms, to my way of thinking."Salmu Eretu, the northern night sky has no answers for what ails you. Get some sleep. Tomorrow is going to start out cold before it bakes us." I called her 'Black Cloud' in Akkadian.I had first used that name twenty years ago to insult her, highlighting her tempestuous nature. In the Assyrian court, having just received recognition for my quick thinking, Shammuramat had belittled my accomplishment, throwing my body between her, her unborn child (the man who was now not-so-gently ushering me to the border) and a Kassite noble and his retainer bent on killing them both.Had my deed not been witnessed by half a dozen reliable sources, I wouldn't even have received that tawdry token."He sought glory without risk," she spat out her insult in a Hittite tongue alien to this court. Unfortunately for us both, I had worked for a Babylonian family for a few generations and they had been kind enough to turn me from an illiterate commoner to a man of some education.Ironically, they even taught me my native cuneiform long after my birthplace was barely a memory."Well aren't you a black cloud on an otherwise waste of a day," I replied somewhat bitterly. Her eyes widened, then narrowed and then I heard her laugh for the first time."Should I tell them what you said?" she mocked me and my predicament."But of course," I grunted in Akkadian. I'd screwed up. My inner thoughts were 'please not decapitation, please not decapitation' because getting my head on straight after that was a real bitch."You've been nothing but a black cloud bent on turning the choking dust at my feet into a grasping, muddy morass. Why stop now?" I announced loudly. If you are going to die, die well. Having died too many times to count, remembering my last words were all I had left to look forward to.The guards, familiar with the Queen's temper and stunned into inaction by me clearly embracing a long, messy death, stood around uselessly. Had I been allowed a weapon in the royal presence, I might have thought which one to kill first."I gift you, a lowborn man of the South (Sumerian), with honors and you respond by insulting my wife?" King, Shamshi Adad V growled as he rose from his throne."Husband," she stood to join him. I thought it was a pity she rarely smiled. "You asked that I too give a gift to my savior and the savior of our son (all unborn babies were sons back then until roughly half had the audacity to gender switch while exiting the womb). I have chosen." I was expecting my life for the moment and a day's head start to the border."It is your choice to make," the King allowed."From this day, until my passing, this man may always speak his mind in our lands," she demanded. She had a habit of fatally correcting anyone who saw her as less than co-ruler. The hesitation was deafening."As you will," Shamshi Adad V acquiesced to yet another of his wife's odd 'requests'. From that day forth we had been fast friends. She never asked about my immortality, where I was from, or how I ended up with my elite band of professional killers. I returned the favor. It was an unspoken understanding that in a few years, or decades, she would die and I would leave, not necessarily in that order. We had shared more years than I had given to any one person in quite some time."There is nothing left for me but ash," she declared with morbid certainty."Should any of us expect any better?" I did my best to offer words of comfort she would accept."Oh no," her noise was too bitter to be a laugh. "I had my own 'Life beyond Death' and it was stolen from me, along with my birthright.""We are chasing the thieves?" I asked."Yes and no," her face grew grim once more. "These were not the ones I was looking for. They share some bonds with some of the Scythian tribes who live on the far side of the Sea of Death (the Black Sea). These raiders weren't from those tribes.""Why are you turning back?" I questioned. "You know your Assyrians are loyal. They will follow wherever you lead. Your son won't begrudge you these few hundred. I'll come too.""Why?" she turned and looked into my eyes. She still had that blazing fire in her eyes. She was teasing me. If she asked, I too would follow and my men would follow me."The Scythians have been raiding the Lands of the Two Rivers from, well, before I graduated from 'spear for hire' to a 'seeker of a mastery of war'. The rich plunder of their camps will provide plenty of incentive for my men plus we can sell the horses when we come back," I stated."I do not have the years left to spend on such a campaign," she sighed. I had never heard a hint of defeat in her speech before. It was unsettling and rather tragic."I have squandered my years in marriage, being Queen and raising my boys. I tried to make Assyria my new family and I am revealed to be a fool. You had it right. We will always be outlanders. No matter how brave, loyal, just and smart, we would never be allowed in their sanctimonious circle," she said. "You. I should have ridden off with you after my first born was acknowledged (the present King Adad-nirari the 3rd).""We could have gathered up some more fighters, ridden over shattered Phrygia, to the narrows (Bosporus) and into the lands of the Thracians. There is a legend of a great river that pours out from the western shore of the Death Sea. What I seek is up that river.""How many would we face?" I grew equally serious."One," she coughed. "Me." My confusion was obvious. "I am not asking you to fight me, Alal. I want you to come back for me.""I can't. That is not how it works," I stated."How does it work then?" she looked into my eyes. The fire was there, but banked and waning. I didn't say anything. "I have never seen, or heard of you entering a temple.""Your men go. You do not stop them, but you have given up any pretense of worship," she pressed. "Do you not believe that anything exists beyond your senses?""I believe," I sighed. "I believe people are fools for giving offering, pledging their fidelity, pleading for mercy, or extending thanks to any deity. Those Shar-an (gnats) do as they will, unless it is to punish us for treating them like the spoiled children they are."Shammuramat regained her long-stilled laughter."I have always felt a kinship with you through our mutual bitterness.""Bitterness comes with familiarity," I snorted in amusement. Lovers had passion. We shared a simmering anger that came from being irredeemably wronged."I was born Baraqu, the first son of a potter in some city that no longer matters. I was a failure as a potter and an embarrassment to my house and my clan," I began a story I hadn't told another soul in, I couldn't recall. "In those days, the Priest-Kings declared wars and demanded each clan of the city give forth a certain number of males to fight. My family volunteered me and two rowdy cousins.Outside the gates, my clan elder gave each of us a cowhide shield and a spear with a small spindle of copper at the tip so we wouldn't think it was a staff. We marched, I forget which city we were fighting that time. Three days later we found the enemy behind a deep irrigation ditch that had dried out for the season. Our orders were simple, 'There they are. Attack!'My elder was at the back of our mob, making sure none of us ran away. My older cousin made it across the ditch first, but was speared twice; once in the right kidney, I can still remember my first sight of blood, and once, piercing the shield and lodging in his ribcage. My second cousin and I were pushed from behind into the fighting. I stabbed at one shield, doing no harm.Then my surviving cousin's morale broke and he tried to claw his way back into our ranks. He was stabbed in the back, his dying body tangling with mine and bearing us both to the ground. I saw this howling mad face over me. He was a commoner, like me, driven to violence by the terror of battle. His shoddily crafted spear plunged first into my right lung. The second stab found my heart. I died.From there, my spirit fell down toward the wretched dank caverns where all pitiful lowborn dregs are doomed to end up without hope of parole. Instead of endless misery, the Goddess Sarrat Irkalli appeared before me, barring my descent. With icy claws, she trisected my soul. I cannot begin to describe that agony. She snatched up my tattered bits and dragged me back into the world.Sarrat Irkalli is Goddess of the Netherworld, whispered a word that penetrated my brain through the left ear of my cooling corpse. It was an utterance so catastrophic to the fabric of the Veil I dare not repeat it even now.Baraqu? she blew a dark wind upon the first bit of my essence and it flew away.Cael, she whispered to the second portion and off it went in another direction. You are Baraqu no more. The second name was meaningless to me at the time but my name. Do you know that if you have your true name, your spirit can not find its way to your reward, no matter how foul, or pleasing? To the third part of my soul. I name you Alal, he who stands witness to the end of all he desires; their destroyer. Powerful yet powerless.}With that, she left me. My body was stiff from being dead so long. The next few hours were extremely painful. The Sun had set and the Moon was not in evidence. Jackals barked and hyenas laughed as they fought and feasted on the dead. I pushed the body of my cousin off me then crawled down into the ditch to hide. Hardly the reaction of a hero.""Not the actions of the man I know," Shammuramat smirked. "So, your name is Baraqu.""Was and I never much liked the name," I countered. "The priests gave it to me because right before my naming ceremony, a bolt of lightning from a spring storm struck the temple of Shara. So they named me Baraqu, which means 'struck by lightning'.""That sound likes a good name," the Queen Dowager regarded me."That is the noble meaning. The common meaning is less eloquent, it means 'idiot'."Another deep laugh from my treasured compatriot. So few had ever mattered so much to me."Struck by lightning, stricken dumb," she guffawed. "Still not the 'you' I know.""What does the other name mean?""I have no idea. In all my travels I have never found a people familiar with it," I shrugged. She looked out over the low waves lapping against the stony shore."No explanation?" she grudgingly inquired. She had wanted me to continue."No. I have never again come face to face with Sarrat Irkalli, been visited by a messenger, divine, or demonic, received an omen, or any otherworldly presence of any kind," I shrugged. I was long past any resentment. "After the battle I made my way back home, we'd lost, and resumed my life for a few years. My father took the excuse of me 'letting' my kinsmen die to place my younger brother over me.I didn't care. I always hated being a potter, so I ended up being a piddling nuisance all the time and a drunken brawler whenever I had wrangled some beer. I was always the first choice of my clan to send into battle. Despite my lack of training, I began surviving more battles than I died in. At some point, the priests began getting suspicious that I was still hanging around my great-grandnephew's house, so my house Elder suggested I leave the city.I was given a nice copper-headed mace that I had taken in a recent skirmish. Tradition dictated I offer it to the Elder, so he could give it back to me as a sign of my value to the clan. He had taken it for his own. Now he was giving it back out of fear that it held some part of my taint. I had no idea how to live on my own. Two days out, I was robbed and murdered for the first, but not last, time. That inaugural event, I got really angry and hunted those two farmers down.I got my mace back. I also relieved them of an onager, three slaves and a few ingots of silver. I guessed they had been rather successful robbers until they met me."

Ekrem İmamoğlu “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyerek Çağlayan'da mahkemeye ifade vereceği gün için herkesi eyleme çağırdı. Ümit Özdağ tutuklandıktan sonra taraftarları “kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet” sloganları atıyor, sosyal medyada sağa sola “haklıyız kazanacağız” yazıyor. Tersine dünya! Müteahhit Ekrem İmamoğlu, sosyalist şair Brecht'in dizelerinden esinlenerek kamu emekçilerinin eylemlerinde atılmaya başlanmış sonra tüm işçi sınıfına mal olmuş bir sloganı çalıyor. Karşı-devrimci Ümit Özdağ ise 1908 Hürriyet devriminin sloganına, Grup Yorum'un 1 Mayıs marşıyla dilden dile yayılan sözlere çökmeye çalışıyor. Bunların hepsi bizim sloganlarımız, işçi sınıfının, emekçilerin, devrimcilerin sloganları! Ne güzel işte sloganlarımız yayılıyor diye düşünemeyiz. Burjuvaların, gericilerin, faşistlerin sloganlarımızın içini boşaltmasından hoşnut olamayız.Biz pankartlarımıza “kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet” yazdık, bu sloganı 1 Mayıs meydanlarında, sınıf mücadelesi meydanlarında haykırdık. Her zaman peşine kahrolsun emperyalizm ve Siyonizm diye ekledik! Başımıza geleceği biliyoruz çünkü… Ümit Özdağ, İttihat ve Terakki'ye sahip çıkıyor. Ama onun devrimci dönemine değil karşı-devrimci dönemine elbette. Yani İttiihat ve Terakki'nin Hürriyet devrimine yüz çevirip, işçi sınıfının grevlerini ve örgütlenmesini yasakladığı, Alman emperyalizminin himayesinde müstebit bir rejim kurduğu dönemine… Hakkını da veriyorlar doğrusu. Daha dün 2023 seçimlerinde istibdad rejiminin içişleri bakanı olmak için pazarlık eden o! Gazze'de soykırım sürerken İsrail Siyonizminin ekmeğine yağ süren Arap düşmanlığını pompalayan, her fırsatta iktidarı eleştiriyorum kisvesi altında Filistin davasını gözden düşürmeye çalışan o! Uğradığı haksızlığa karşı çıkarız ama bu adamı ve partisini asla hürriyet mücadelesinin bir bileşeni olarak görmeyiz. Sol içinde öyle görenlere de hayret ediyoruz.Ne yazık ki İmamoğlu işçi sınıfının ve solun sloganlarının içini boşaltmakta çok daha etkili. Kendisi hakkında istibdadın ısmarlamasıyla açılmış bir soruşturmaya karşı halkı ona destek vermeye çağırıyor. Görüntü bu. Ama içerik seçim mitingi! Kendi imzasıyla bir çağrı bildirisi yazıyor “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” diye söze başlayıp meseleyi, Cumhurbaşkanı adaylığındaki rakibini alt etmek için ortaya atılan ön seçime getiriyor. “Ya ben ya hiçbiriniz” demeye getiriyor. Elbette onun da uğradığı haksızlığın karşısındayız. Ama yüzüne taktığı maskeyle emekçi halkı kandırmasına da izin veremeyiz. O slogan kapitalizmin yaydığı bireysel kurtuluş hülyasını reddetmeyi anlatır.Peki onunla aynı kadraja gireceğim diye omuz omuza mücadeleye giren sosyalistlere ne demeli? Ekrem İmamoğlu'nun arkasına dizilen solcular en iyi niyetli yorumla bunu baskı rejimine karşı bir sorumluluk olarak görüyorlar. Oysa gerçekte CHP içindeki kavgada Mansur'un karşısında Ekrem'in safında dizilmiş oluyorlar. Aynı sosyalistlerin daha önce Ankara seçimlerinde de Mansur'un arkasında dizilmiş olmaları ise en hafif deyimle trajikomik. Yine itiraz edecekler biliyorum. “Tek adam” rejimine karşı, “faşizme” karşı diye başlayan aynı cümleleri duyacağız yine.Burjuvalar sloganlarımızın lafzını çalabilir, emekçi ve devrimci ruhunu asla! Biz alanlarda “kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet” demeye devam edeceğiz. Arkasından Amerikan ve İngiliz emperyalizmine, Avrupa Birliği'ne lanet okuyacağız! Yıkılsın Siyonist İsrail diyeceğiz! Çünkü emperyalizmin gölgesinde bir hürriyet mücadelesi olmayacağını biliyoruz. Hürriyet işçilerle gelecek diyeceğiz. Çünkü işçi sınıfına güveniyoruz. İstibdada karşı “iş, aş, hürriyet” diyerek direnen Polonez işçisi, grev yasaklarını grevle yırtıp atan metal işçileri yüzümüzü kara çıkarmadı. Biz düzen muhalefetinin müteahhitleriyle değil geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsun ekmeği için örgütlü mücadelede birleşen işçi ve emekçilerle birlikte haykıracağız: “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”

Nasentampons vorbereitet? Beruhigungstee am Start? Bequeme Sitzposition eingenommen? Dann seid ihr bereit für unsere Up and Downs vom Januar 

Almanya'nın İsrail'e koşulsuz desteğinin nedenlerini sorgulayan ve Berlin'in İsrail-Filistin politikasını konu alan Germany's Blind Support of Israel (Almanya'nın körü körüne İsrail desteği) adlı belgesel hakkında, belgeselin Yapımcı ve Yönetmeni Tülin Tezel ile konuştuk.

Suriye'de 54 yıl halkına en büyük zulmü reva gören bir rejimin devrilmesini ne devrimciler ne de bu devrime sevinenlerin hiçbiri herhangi bir dinin, mezhebin veya milletin zarar hanesine kaydetmediler. O yüzden büyük çilelerin sonunda ulaştıkları devrimi herhangi bir kavmi, herhangi bir etnik grubu şimdiye kadar çektikleri ağır çileler dolayısıyla intikam hedefine koymadılar. Dahası intikamsız bir zafer bizim en büyük hedefimizdi dedi devrimin lideri Ahmet el-Şara ve arkadaşları ve gerçekten de ilk günden itibaren bunu yapmaya çalıştılar.

Eskişehir-Odunpazarı'nda “Burası şeriat ülkesi! Putların hepsini yıkacağız!” diyerek yılbaşı pazarına zarar veren kişinin “fitil gibi sarhoş” bir saldırgan olduğu anlaşıldı. -Şaşırdık mı? Hayır! İki yıl önce, Samsun'daki Atatürk heykelini halatlarla alaşağı etmek isteyen iki şahsın da “ayyaş” olduğu ortaya çıkmıştı.

Geçen hafta Halep dönüşü Kahramanmaraş'ta hariciyemizin en tecrübeli isimlerinden birinin, eski ABD Büyükelçimiz Murat Mercan'ın şahane bir konferansına moderatörlük yaptım. Konferansın başında samimiyetle şunu söyledim: “Aslında ben dış politikadan anlamam. Dolayısıyla bir dış politika oturumuna moderatörlük etmek haddime değil diye düşünmüştüm önce.

Wir freuen uns euch Arkas und Elodie vorstellen zu dürfen! Elodie und Arkas kommen aus dem Tierschutz (SpecialDogs e.V.) und haben nun ganz offiziell bei uns ihr Zuhause gefunden. In dieser Special Folge beantworten wir euch alle Fragen, die ihr uns zu den beiden gestellt habt und wenn ihr mehr von ihnen sehen wollt, folgt uns gerne auf Instagram! "Elodie", Hütehund Mix, als Welpe mit ihren Geschwistern in Rumänien gefunden - bei Kai "Arkas" , Malinois, als Welpe mit Gesichtsverletzungen gefunden in Rhodos - bei Klara

Konuğumuz İnci Eviner ile Arkasında Mahrem Bir Şeyler adlı kitabı üzerine konuşuyoruz. 

Konuğumuz İnci Eviner ile Arkasında Mahrem Bir Şeyler adlı kitabı üzerine konuşuyoruz. 

Dr. Barış Adıbellİ'ye göre Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un sıkıyönetim kararı bir darbe girişimiydi. Joe Biden Amerikası'nın Asya-Pasifik politikalarını uygulayan Yoon Suk Yeol'un popülerliğini yitirdiğini kaydeden Adıbelli, Trump'ın gelişiyle birlikte Biden'a bel bağlayan liderlerin koltuğunun sallantıda olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 yılı çoktan aşan ağır küskünlüğün ardından Şam'a samimiyetle kucaklaşmayı teklif eden normalleşme çağrısıyla, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin haftalardır tartışılan ‘açılımlarının' iki ortak özelliği vardı…

Amin Maalouf, ‘Labirent' kitabının, ‘Yeniden İnşa Edilecek Bir Dünya' bölümünün girişine William Shakespeare'in, “Geçmiş artık yeni oyunun önsözü sayılmalı, gelecek ise senin ve benim gösterimize bağlı” sözünü koymuş…

Hamas'ın İsrail'e sızıp 1200 kişiyi öldürdüğü saldırının üstünden tam 1 sene geçmiş. Bir yandan sanki daha geçen ay olmuş gibi geliyor, bir yandan da arada 10 senelik şey yaşanmış gibi… Onbinlerce Filistinli öldürüldü, 1 milyondan fazla Lübnanlıı evini bırakıp göçtü, sayısız suikast gerçekleşti, filmlerde bile görmediğimiz istihbarat harekatları oldu ve bölgesel savaş fiilen başladı. Bugünkü amacım, son 1 seneyi bir zaman çizgisine oturtmak ve ara sıra açacağım parantezlerle eskiye gitmek. Arkası yarın...Konular:(00:42) Gündem(02:13) Hanibal Direktifi(03:52) İstihbarat(04:55) Abluka(06:39) Batı Şeria(08:08) Hizbullah(11:55) Kara Harekatı(12:55) Hamas ne bekliyordu(14:09) Suudi İsrail normalleşmesi(15:00) İsrailin amacı(17:21) Oslo Görüşmeleri(18:20) StatükoKaynaklar:Video: John Mearsheimer with Tom SwitzerAnket: Pew (Mayıs 2024)Blog: After a year of war, Hamas is militarily weakened — but far from ‘eliminated'------- Podbee Sunar -------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Podbee50 kodumuzla Hiwell'de ilk seansınızda geçerli %50 indirimi kullanmak için Hiwell'i şimdi indirin. 1400'ü aşkın uzman klinik psikolog arasından size en uygun olanlarla terapi yolculuğunuza kolaylıkla başlayınSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Gazeteci Yavuz Oğhan, Türkiye'deki gelişmeleri değerlendirdi.

Lübnan'da Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması sonucu biri çocuk 9 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Çağrı cihazlarına saldırı nasıl gerçekleştirildi? Detayları, Türkiye Araştırmaları Vakfı Savunma Sanayi Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük ile konuştuk.

Bu bölümde, Tiroid sorunları neden bu kadar yaygın? Tiroid hormonu bedende nasıl çalışır? Tiroidle ilgili bir sorun olduğunda belirtiler nelerdir ve kimler bu konuda şüphelenmeli? Tiroid bezinin oksidatif hasarla olan ilişkisi nedir? Tiroid çalışmadığında bedenimizde neler değişir? İyot, selenyum, çinko, D vitamini tiroid fonksiyonunda ne kadar önemli? Stres ve kortizol seviyesi tiroid fonksiyonunu nasıl etkiler? Tiroid hormonları optimal seviyede olmazsa bedenimiz ne durumda olur? Tiroid fonksiyonları ile karaciğer ve bağırsak sağlığı nasıl bağlantılı? Östrojen ve progesteron dengesi tiroid sağlığını nasıl etkiler? gibi birçok soruyu ele aldık. Bu soruların cevaplarını merak ediyorsanız, yeni bölümü kaçırmayın!

Türkiye-Irak ilişkilerinde tarihi sayılabilecek kararların alındığı günlerde bir kaynağıma “Nasıl oldu bu iş” diye sormuştum. Yanıt “Dışişleri Bakanı Fidan'ın saha bilgisi ve insani ilişkileri işimizi kolaylaştırıyor” şeklindeydi. Irak'taki aşiret liderleri dahil tüm aktörleri isim isim tanıyordu Fidan. İkili ilişkilerde bunun değeri meyveler toplanırken anlaşılıyor.

İyi akşamlar! Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba. Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

Günaydın! Ben Mert Gümüş. Perşembe sabahından herkese merhaba. Özge Elvan'ın prodüktörlüğünü yaptığı Medyascope'un podcast'i Güne Başlarken'de, günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

Linç etmenin anatomisi tam olarak nasıl? Öteki Sen'in bu bölümünde sosyal medyada gerçekleşen bir linç olayı üzerinden linç etmenin anatomisi ele alınıyor? Arkasında nasıl bir motivasyon var ve kimler hangi rolde?

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki duruşma salonunda başladı. Medyascope ekibi davayı yerinde takip ediyor. Mahir Bağış duruşma salonundan yaşananları, Özgecan Özgenç ise cezaevi önünde yaşananları aktaracak. Gazeteci Kemal Can ile davanın Cumhur İttifakı'na etkilerini konuşacağız. Kayseri'deki olayları da mercek altına alıyoruz. Bir taciz iddiası üzerine karışan şehirde Suriyelileri ev ve işyerleri hedef alındı, olaylar güçlükle bastırıldı. Tüm gelişmeleri bilmek ve olayların perde arkasını anlamak için bu podcasti mutlaka dinleyin! Editör: Aliye Altınışık

Prodüktör: Büşra Uygun İyi akşamlar! Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba. Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

Politi-Cast: Erdoğan ve Akşener görüşmesinin perde arkası Haftaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İYİ Parti'nin eski Genel Başkanı Meral Akşener'in görüşmesi damga vurdu. İYİ Parti ve CHP arasındaki vekil transferi krizi, Beştepe'de baş başa gerçekleşen Erdoğan ve Akşener görüşmesinin arka planı ve İYİ Partiye yansımalarını, Cumhuriyet Halk Partisi'nde istifası beklenen milletvekili ve geçtiğimiz hafta Kızılcahamam'da gerçekleşen AKP kampının bilinmeyenlerini gazeteci Sedat Bozkurt ve Berna Can Politi-Cast'de yorumladı. -Akşener ve Erdoğan görüşmesinin anlamı ne? Erdoğan ziyareti İYİ Parti'de nasıl yorumlandı? -Akşener- Erdoğan ilişkisinin perde arkası Anayasa mı? -Akşener- Erdoğan görüşmesine Devlet Bahçeli'nin tavrı ne olacak? CHP'den istifası istenen isim kim? -İYİ Parti ve CHP arasında vekil transferi gerilimi. -AKP'nin Kızılcahamam kampında ne oldu?

Çeşitli bir şeyler konuşuldu yine.

The Rolling Stones'un 30 tırla gelerek İstanbul'da verdiği dev konserin perde arkasında ne kadar zorlayıcı olaylar yaşandığını Ahmet San'dan dinliyoruz.

Rusya'nın başkenti Moskova'da 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği kanlı saldırının ardından Rusya'nın 11 Eylül'ü benzetmesi yapıldı. Rusya'da birçok sorunun henüz yanıt bulamadığı saldırıyla ilgili CGNT Haber Koordinatörü Erkin Öncan, Kısa Dalga'da Parantez programında Berna Can'ın sorularını yanıtlıyor. Öncan, saldırganların Ukrayna'ya kaçmaya çalışmalarına dikkat çeken Öncan saldırganlardan birkaçının Türkiye'den geçmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu, bunun da bölge ülkeleri açısından ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu vurguluyor. Öncan, bunun resmî açıklamalara yansımadığını ancak saldırganların ilk ifadelerinde yer bulduğuna dikkat çekerken Rusya merkezli ajansların bu görüntüleri birbiri ardına servis ettiğine dikkat çekiyor. Öncan'a göre "böyle cüretkâr ve başarılı bir saldırının herhangi bir istihbarat örgütünün ya da devletin lojistik desteği olmadan gerçekleştirilmesi mümkün değil."  

Kafeslerde kümeslerde neler oluyor, önümüzdeki tabakta ne var? Kafessiz Türkiye Kampanya Koordinatörü Emre Kaplan, ‘kafes yumurtacılığı' sistemini şöyle anlatıyor: “Kafes yumurtacılığı endüstriyel hayvancılıktaki en kötü sistem. Kimisi endüstriyel hayvancılıkla eş anlamlı sanıyor ama değil. Hayvanların tel tabutlara kapatıldığı, kanatlarını bile açamayacakları kadar sıkışık olduğu, tavuk başına A4 kağıdı kadar alan düştüğü, 1.5 sene boyunca hiç çıkamadıkları bir sistem...."

Prodüktör: Büşra Uygun İyi akşamlar! Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba! Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.

Yaşar Üniversitesi SKS Müdürü Taylan Dündar'ın sunumuyla gerçekleşen bu programa alanlarında başarılı sporcular konuk oluyor ve kendilerinin pek de bilinmeyen yönlerini anlatıyor. Arkas Sailing Team ekibinden Tolga Yağlı'nın konuk olduğu bu bölümde kendisiyle yarış yelkenciliği ve yelken sporuna etki eden faktörleri konuştuk. Aynı zamanda Arkas yelken ekibinin hedeflenenden çok daha erken gelen başarılarını ve arkasındaki motivasyonu kendisinden dinledik.

Yaşar Üniversitesi Spotify'da⁠⁠⁠⁠ Yağmur Melisa Kalkan'ın sunumuyla bu bölümde insanlık var olduğundan beri gizemini hala koruyan, üstüne defalarca kez araştırmalar, çalışmalar yapılan ancak hala tam olarak çözülememiş bir kavramı ele alıyoruz: Rüyalar.

Bilgisel'in yeni bölümünde Türk sinemasının en kült yapımlarından olan Vizontele'nin kahkahaların arkasına gizlediği sosyo-politik saptamalarını sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım.------- Podbee Sunar -------Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir.GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın.Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Almanya'da son dönemde gündeme ülkedeki grevler damgasını vurdu. Demiryollarında, hava taşımacılığında, hastanelerde uyarı grevleri yapılıyor. Sendikalar, uzun yıllar boyunca zam, prim, ikramiye ve istihdam güvencesi gibi talepleri dile getiriyordu. Ancak son toplu sözleşme görüşmelerinde haftalık çalışma gününün veya saatinin azaltılması, yıllık iznin artırılması, evden çalışma gibi konular öne çıkıyor. Grev dalgasının arkasında yatan sebeplerin neler olduğunu deneyimli sendikacı Serdar Derventli ile konuştuk. Mikrofonda Ceyhun Kara ve Erkan Aslan var. Von Ceyhun Kara.

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'la ilgili ilk tartışma bir gazete röportajıyla başlamıştı. Son tartışma ise işten çıkarılan bir çalışanın, “Beni babası işten çıkardı, babası genel müdür yardımcılarına bile talimat veriyor” iddiası ile başladı. Arkasından birçok iddia gündeme getirildi. Bunlar aynı minval iddialardı. Babasına oda tahsis edildiği, banka sosyal tesislerinin ailesine tahsis edildiği, çalışanların annesi ve babasına hizmet verdiği gibi… Fakat bu gibi iddiaların ötesinde iki önemli iddia daha ortaya atıldı. Gazeteci Erdal Sağlam dile getirdi ilk: Erkan, yatırımcı sunumu için gittiği ABD'den 18 gündür dönmedi Erdoğan, Erkan'dan rahatsız, seçimler sonrası görevden alınabilir. Birincisi çok manidar. Çok da görülmüş şey değil. Bir açıklama da getirilmedi. 18 gündür ne yapılıyor? İkincisi ise iddia, söylenti. Ama aslı olabilecek bir söylenti olduğu için tartışması oldu. Erdoğan, özellikle de program sonuçlarından memnun kalmazsa, yerel seçimleri atlattıktan sonra böyle bir görevden alma ile yine hem başarısızlıkların kendisine (“Ekonominin sorumlusu benim ben…” dediği halde ve gerçekten de öyle olduğu halde) yapışmasını önler hem de “daha iyisi geliyor, geldi” havasıyla süreci de umudu da yenilemiş olur. Ancak ne olursa olsun… Burada konu kapansın ve başka da bir gelişme olmasın… MB Başkanı Erkan yıprandı. Hakkında, bir hazımsızlık, bir olmamışlık hissi yarattı. “Yaptı, etti” denilenlerin herhangi bir AKP'li bürokratın yapıp ettiklerinden farklı olduğunu düşünmüyorum ama sorun şu ki, kendisinden beklenmiyordu. MB Başkanlığı gibi bir göreve, “kurtarıcı ekibin kilit iki isminden biri” olarak gelmiş, atama az çok liyakatli kabul edilmişti. Hayal kırıklığının nedeni bu ve uyguladıkları programın itibarı bakımından da sonuç doğuracak nitelikte. Fakat bizi asıl ilgilendiren tarafı şu: Eğer bir istifa, bir görevden alma gerçekleşirse, bu benim pek de sevmediğim tabirle, “piyasada” bir dalgalanmaya yol açabilir. Diyelim kuru, enflasyonu biraz hareketlendirebilir. Çünkü olayın bir de anlaşıldığı kadarıyla içeriye, banka içine uzanan bir boyutu bulunuyor. Kulis haberlerine göre başkan yardımcıları arasında da hoşnutsuzluklar var çünkü. Bunu önümüzdeki döneme ilişkin bir risk olarak akılda tutmak gerekir.

Türk hukuk tarihinde emsalsiz bir skandal yaşanıyor. Ülkenin iki yüksek mahkemesi Yargıtay ile Anayasa mahkemesi birbirine girmiş durumda. Yargıtay, Anayasa Mahkemesinin tutuklu avukat Can Atalay hakkında tekrar verdiği hak ihlali kararını ikinci kez hiçe saydı. Türkiye'deki yargı düzenini sarsan bu krizin perde arkasını ve siyasi boyutunu Prof, Baskın Oran ile konuştuk. Mikrofonda Ceyhun Kara ve Erkan Aslan var. Von Ceyhun Kara.

Türkiye'den ve dünyadan gelişmeler Çalar Saat Hafta Sonu'nda! Hafta içi meydana gelen tüm olayları özetleyen ve canlı bağlantılarla süslenen "Çalar Saat Hafta Sonu" Her Cumartesi ve Pazar 08.30'da FOX'ta! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://www.facebook.com/foxhaber⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ Twitter: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠http://www.twitter.com/FOXhaber⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ Instagram: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://www.instagram.com/FOXhaber/⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠ Podcast: ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠https://anchor.fm/fox-hab⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠er

Bu bölümde "Counter Strike'ın Arkasındaki Karanlık Gerçek" videosu üzerine konuşuyoruz.Mücadele'ye hoş geldiniz.Bölümde konuştuğumuz kaynaklar:Video, "Counter Strike'ın Arkasındaki Karanlık Gerçek": https://youtu.be/JT17l53Fkj0Twitter'dan Mücadele'yi takip etmeyi unutmayın: twitter.com/mucadelepodcastBizi dinleyebileceğiniz tüm platformlar:Spotify: https://open.spotify.com/show/3wZOwKwgFBsGmfG4ucjdd1Apple Podcasts: https://podcasts.apple.com/tr/podcast/m%C3%BCcadele/id1360454797?l=tr?l=trSpreaker: https://www.spreaker.com/show/3093942YouTube: / @mucadelepodcastHer türlü geri bildiriminiz için;mucadelepodcast@gmail.com twitter.com/mucadelepodcastadreslerinden bize ulaşabilirsiniz. Keyifli dinlemeler!

Gazeteciler Ayşe Yıldırım ve Sedat Bozkurt, bu hafta gazetecilere uygulanan gözaltı ve tutuklamaları masaya yatırıyor, basının üzerindeki baskının neden bir anda artırıldığını değerlendiriyor. 2.30 Bu fütursuzluğun kaynağı ne? 5.00 Amaç sadece yargıdaki çürümeyi gizlemek mi? 10.00 Adalet Bakanı konuya hakim mi? 13.00 Söz konusu yargıda 'keyfilik' mi? 16.30 Gazeteciye ekstra baskı ve ceza mı? 18.00 İktidar bağımsız medyadan niye rahatsız? 28.00 Bu sırada muhalefet ne yapıyor?

Nurullah Albayrak | Nefret söyleminin arkasındaki vahşet | 22.06.2023 by Tr724

Bir tiyatro oyunu sahnelenmeden önce neler olur? Oyun, seyirciyle buluşmadan önce nasıl bir hazırlık süreci gerçekleşir? 111 Hz'in yeni bölümünde bu sorulardan yola çıkarak, Nora 2 oyununun provasına misafir oluyoruz. Oyunun yönetmeni Saim Güveloğlu ve oyuncuları Tülin Özen, Tansu Biçer, Zeynep Çötelioğlu ve Nihal Geyran Yoldaş ile Alan Kadıköy'de buluşuyoruz. Bir hikayeyi yaşamanın inceliklerini, onlarla birlikte deneyimliyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Özgür YılgürSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtDış Kayıt: Cemre DalyanYapımcı: Podbee MediaBu podcast Odea hakkında reklam içerir.Sen de Odea ile yatırım fırsatlarını yakalayıp yatırımın merkezinde yer almak istiyorsan buradaki linke tıkla.Bu podcast Nespresso hakkında reklam içerir.Sen de Nespresso ile kahve içme deneyimini eşsiz kılmak istiyorsan buradaki linke tıkla.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.