POPULARITY
ABD Başkanı Trump'ın Çin'e yönelik başlattığı ticaret savaşının küresel etkisi ne olacak? Söz konusu dönemin, Türk sanayisine sunduğu fırsatlar neler? Tüm boyutlarıyla, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin ile konuştuk.
ABD'nin başlattığı ticaret savaşında dün keskin bir dönüş yaşandı. Başkan Trump, Çin dışındaki ülkelerden ithalata getirdiği gümrük vergilerini 90 gün dondurdu. ABD Başkanı Trump'ın ülkesine ithalatı zorlaştırarak neyi amaçladığını, küresel ekonominin nasıl değişeceğini ve ülkeler arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceğini Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yüksel Okşak ile konuştuk.
ABD Başkanı Trump'ın ticaret savaşı başlatması dünya borsalarında “Kara Pazartesi”ye yol açtı. Dünya ekonomisi nereye gidiyor? İstanbul Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Dirican ile konuştuk.
Avrupa'da devam eden Rus tehdit algısının, kıta ülkeleriyle Türkiye arasındaki savunma işbirliklerini derinleştirmesi ve genişletmesi beklenebilir.Yazan: Rıfat Öncel Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
2010'da yüksek teknoloji ihracatı 1,9 milyar dolar olan ülkemiz 140 ülke arasında 42'nci sıradayken 2023'te bu alandaki performansını 8,5 milyar dolara yükselterek 35'inci sıraya yükseldi.Yazan: Dr. Ömer ÖzdinçSeslendiren: Halil İbrahim Ciger
Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payının yüksek olması, üretimin artması, yüksek GSYH'ye ulaşılması, kişi başı gelirin yükselmesi ve dolayısıyla ülke ekonomisinin yüksek gelirli ülkeler grubuna yükselmesi anlamına gelmektedir. Yüksek teknolojik ürün ihracatı, global ticaret politikaları, dünyadaki ticaret pastası ve dolayısıyla ülkelerin ticaret politikaları üzerinde ciddi bir etkiye sahiptir. TEKNOLOJİK ÜRÜNLERİN İHRACAT İÇİNDEKİ PAYI YÜKSEK OLAN ÜLKELER Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüksek olan ülkelere bakıldığında öne çıkan birçok ülke bulunmaktadır. Güney Kore, İrlanda, İngiltere, Avustralya, Hollanda, ABD, Çin, Japonya, Almanya gibi ülkeler öne çıkan ülkelerdir. Bu ülkeler yüksek teknolojik ürün ihracatı ile sürekli olarak ihracatını arttıran ve bunun sonucunda gerçekleşen yüksek miktardaki ihracat bu ülkelerin ekonomik büyümesinde önemli bir itici gücü konumundadır. Yüksek teknolojik ürün, ihracat yapan ülkeler ile teknolojik seviyesi düşük ürün ihracat yapan ülkeler arasında kişi başı gelir farklılıklarının artmasının önemli sebeplerinden birisidir. Ayrıca, yüksek teknoloji ihracatında öne çıkan birçok ülke, genellikle Ar-Ge alanına önemli miktarda kaynak ayıran ve dolayısıyla sürekli yatırım döngüsünde olan ülkelerdir. Ülkeye nitelikli işgücünün akması nedeniyle Ar-Ge ekosisteminin olumlu açıdan değişimini de beraberinde getirecektir. Bu döngü sayesinde ekonomide ürün yeniliğinin ve teknolojik gelişmelerin sürekli olarak desteklenmesi ve sürdürülebilir olması adeta zorunlu bir tercih haline gelmektedir. YÜKSEK EKONOMİK BÜYÜME, YÜKSEK MİKTARDA İHRACAT VE YÜKSEK KİŞİ BAŞI GELİR İÇİN YÜKSEK TEKNOLOJİK ÜRÜN ÜRETİMİ ŞARTTIR Ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması ihracat içindeki yüksek teknolojik üretiminin artırılması olmazsa olmaz koşullardandır. Yüksek teknolojik ürün ihracatı sayesinde, ülkenin dünya ticaretinden daha fazla pay almasını sağlayacak, dış ticaret açığını azaltacak, cari açığın azalmasına hatta cari fazlanın oluşmasına önemli katkılar sağlayacaktır.
Bu hafta açıklanan en önemli verilerden bir tanesi TCMB'nin hesapladığı reel efektif döviz kuruydu (REDK). Zira ekonomi yönetiminin uyguladığı dezenflasyon programının en önemli sac ayaklarından birisi TL'nin reel olarak değerli olması. Bunun da en önemli nedeni “döviz kuru geçişkenliği” yani kurdaki artışın enflasyona etki etme düzeyi. REDK ile ilgili son verilere bakmadan önce kısaca döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkisine bakalım. Son dönemde özellikle pandemiden bu yana olan dönemde döviz kuru geçişkenliğinin oldukça yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Her ne kadar Merkez Bankası Enflasyon Raporu içerisinde kur geçişkenliği %25-26 seviyelerinde hesaplansa da beklentiler kanalını da dahil ettiğimiz bu geçişkenliğin son dönemde %60'lar seviyesinde olduğunu gözlemliyoruz. Yani kurdaki %10'luk artış yıllık enflasyona 6 puan civarında yukarı yönlü etki ediyor. Döviz kuru geçişkenliğinin bazı sektörlerde %90'lar seviyesinde olduğunu düşünürsek konunun ciddiyeti daha iyi anlaşılır sanıyorum. Gelelim REDK'ndaki son gelişmelere. TCMB'nin yayımladığı Temmuz ayı verilerine göre; TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru Temmuz'da 62,90 ile Mart 2021'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Böylelikle TL'nin reel olarak değeri son 40 ayın en yüksek seviyesine ulaşmış oldu. Yurtiçi ÜFE bazlı REDK da yükselmeye devam ediyor. Temmuz verisi 94,69 ile bir önceki aydaki 94,40'ın üzerinde. Şimdi de başlıkta neden” karpuz” kelimesini kullandığıma değineyim. Hafta içinde Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe bir konuşmasındaki “Türkiye'de şu anda en ucuz şey döviz. Karpuzdan da ucuz.” ve “Doların 33 lira olmasıyla 37 lira olması arasında bir fark yok yap 37 lira” açıklamaları dikkatimi çekti. Elbette TL'nin reel olarak değerli olması özellikle fason üretimin yoğun olduğu sektörlerde ihracatta rekabetçiliği olumsuz etkiliyor olabilir. Ancak birim ihracat verilerine baktığınızda mevcut durum gelen şikayetlerde olduğu gibi görünmüyor. Ayrıca ihracatın ana dinamiğinin kur seviyesi değil dış pazardaki talep olduğuna ilişkin çok sayıda teknik ve akademik çalışma da var. Diğer yandan kurun 33 yerine 37 olması demek %12,5'lik bir artış anlamına gelir ki bu da yıllık enflasyona neredeyse 7,5 puanlık ilave yukarı yönlü etki demek. Yani kurda önümüzde dönemde yüksek oranlı bir artışa izin verileceğini düşünmek veya istemek pek doğru bir yaklaşım olmayabilir. İhracatçıyı ve yerli üreticiyi korumak için kurdan daha ziyade tüm dünyada karşımıza çıkan korumacı politikaları ve daha uygun finansman imkanlarını gündeme almak daha yerinde bir yaklaşım olacaktır.
Küresel finans piyasalarında “satış baskısı”nın sebeplerini ve muhtemel senaryoları, Anadolu Ajansı Finans Haberleri Müdür Yardımcısı Murat Aslan ile konuştuk.
Torun annesi için sipariş verdiği hediye paketini açıyor. İncecik bir paket. Belli ki yükte hafif, pahada ağır bir hediye. Paketin içindekini görmeyen babaanne “Ne o, içi boş mu çıktı?” diye soruyor tedirgin bir eda ile. 23 yaşındaki genç kız “Eski kuşağın internet alışverişine bakışı.” diyor, ablasına göz kırparak. Babaanne kendisi ile alay edildiğinin farkında “Bu kulaklar neler duydu neler. Bir zamanlar hayali ihracatçımız olduydu, Başbakan'ın yeğeni hem de...” diyerek sitem ediyor. 23 yaşındaki genç kız, babaannesinin cümlelerini sevinçle karşılıyor: “Ah ne hoş bir isimlendirme ‘hayal ihracatçısı' ” “Hayal ihracatçısı değil, hayali ihracatçı.” “İkisi de bana uyar. Hayal ihracatçısı da hayali ihracatçı da.” Abla her zaman olduğu gibi “eski kuşak” ile “yepisyeni kuşak” arasında ara bulucu olmaya çalışıyor. “Bak sevgili Z kuşağı, babaannem bir dönemin siyasi çalkantılarından bahsediyor. Süleyman Demirel Başbakan...” “Ha ben biliyorum o şarkıyı. Süleyman hep başbakan. Bak size de dinleteceğim şimdi. Uğur ile Ceyda TİKTOK çekti bu şarkı ile. Oradan biliyorum.” Şarkıyı dinlerken babaanne bağırıyor: “Adı Yahya idi. Yahya Demirel. Ahretliğim torununa Yahya ismini koyacaktı da kaderi benzer diye koymaktan vazgeçmişti.” “Ne alaka babaanne ya!” “Alakayı sen kur sevgili Z kuşağı. Bas tuşa gelsin sana.” Ablasından komutu olan “Z kuşağı” derhal gugulluyor. Gugullarken soruyor:
Türkiye bir yandan dezenflasyon programını kararlılıkla sürdürmeye devam ederken diğer yandan da ihracat ve üretim tarafındaki verileri dikkatle takip ediyor. Elbette hali hazırdaki sıkılaştırma programının iç piyasadaki daraltıcı etkileri gün geçtikçe daha da hissedilecektir ancak dış pazarlardaki talebin yavaş yavaş toparlanması Türkiye'nin dış ticaret verilerine olumlu yansımaya devam ediyor. Şimdi hızlıca verilere bakalım. Söz konusu üretim ve büyüme olunca yakından takip ettiğimiz öncü göstergelerden birisi olan İSO İmalat PMI verisi uzun süre eşik değer olan 50'nin altında kaldıktan sonra birkaç aydır eşik değerin üzerine çıkmış durumda. Son veri olan Mart ayı gelişmeleri ile uyumlu bir şekilde üretimde üst üste ikinci ay artış gözlemleniyor. Üretim demişken hemen Sanayi Üretim Endeksi'ne göz atalım. TÜİK'in hesaplamalarına göre Şubat ayında Sanayi Üretim Endeksi yıllık %11,5 artarken aylık bazdaki artış ise %3,2 oldu. Ancak hemen belirteyim yıllık artıştaki ana etken geçtiğimiz yıl Şubat ayında yaşanan deprem felaketi nedeni ile yaşanan hızlı düşüş. Bu bakımdan yıllık değil aylık veriye odaklanmakta fayda var. Aylık veriye baktığımızda da %3,2'lik bir artış gözlemliyoruz. Şubat ayında sanayi üretiminde aylık bazda en yüksek artış %46,4 ile yüksek teknoloji ürünlerinde gerçekleşmiş. Sektörel açıdan baktığımızda ise en yüksek artışın %3,8 ile imalat sanayi sektöründe gerçekleştiğini görüyoruz. Bu veri de ihracat rakamları ile uyumlu bir seyir izliyor.
Günün en sıcak ve çarpıcı gelişmelerini bulabileceğiniz; güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi NOW Ana Haber; deneyimli gazeteci Selçuk Tepeli'nin sunumuyla izleyicileriyle buluşuyor. Sıradanlaşmış bültenlerden çok daha farklı, interaktif bir sunum ile izleyiciye aktarılan NOW Ana Haber, her gün 19.00'da NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: X: https://twitter.com/nowhaber Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber.tr Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Meltem Suat ve Cem Özen, gündemin öne çıkan konularını, Murat Kurum'un yaptığı gafları, Zelensky'nin Türkiye ziyaretini ve Türkiye'nin silah ihracatını konuşuyor.
Dünyada yeniden başlayan silahlanma yarışında Türkiye yerini arıyor. Türkiye'nin küresel çapta silah ihracatçısı olma yolunda ilerlediğine yönelik öngörüler, Alman uzmanlar tarafından da dillendirilmeye başlandı. Yeni savunma stratejileri oluşturan ABD, F16'ları satarak Türkiye'nin önünü açtı, Almanya ise kararsız. Eurofighter uçak satışı konusunda Alman hükümetinin hala çekinceleri var. Uluslararası siyaset uzmanı gazeteci Barçın Yinanç'a Türkiye'nin savunma sanayiindeki atağının, NATO'daki dendengelere ve dış politikaya etkisini sorduk. Mikrofonda Ceyhun Kara ve Gökçe Göksu var. Von Gökce Göksu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır'a yaptığı ziyaret, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra bölge için hangi anlamları taşıyor? ORSAM (Ortadoğu Araştırmaları Merkezi) Bölge Uzmanı Fuat Emir Şefkatli ile konuştuk.
Türkiye ekonomisinin büyümesinde, yüksek GSYH'ye ulaşılmasında ve yüksek kişi başı gelire sahip olmasında ihracatın çok önemli etkisi bulunmaktadır. Çünkü ihracat devam ettikçe ekonomik büyüme devam eder ve ekonomide canlılık sürekli hale gelir. En önemlisi de Türkiye, dünyanın birçok ülkesine ve bölgesine ihracat yapan ve dünyada farklı bölgelerde veya ülkelerde yaşanılan ekonomik koşullara göre ihracatına yön veren nadir ülkelerden birisi olması nedeniyle de ihracatı ekonominin merkezinde olan bir ülkedir. 2023 YILINDA İHRACAT Türkiye, 2023 yılında ihracatını geçen yıla göre yüzde 0,6 oranında artırarak yıllık olarak 255 milyar 809 milyon dolara ulaştırdı. İhracat miktarı hem yaşanılan deprem hem de dünya ekonomisinde devam eden siyasi ve ekonomik belirsizliklere rağmen gerçekleşmesi mevcut ihracat miktarını daha da önemli hale getirmektedir. Küresel talepte meydana gelen düşüş ve özellikle de ihracatın en fazla yapıldığı Avrupa ülkelerinde meydana gelen yavaşlamaya rağmen Avrupa Birliği (AB) ülkelerine toplamda gerçekleştirilen 104,3 milyar dolar ihracat ile bu bölge ihracatta ilk sırada bulunmaktadır. Bununla beraber, gerçekleşen 255 milyar 809 milyon dolar ihracat miktarı Cumhuriyet tarihimizin rekorunu da ifade etmektedir. İHRACAT VE İLLER Türkiye'de ihracat yapmayan il olmadığı gibi ihracat için kritik değer olan bir milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayısı 30 olmuştur. 2023 yılında en fazla ihracat yapan 5 il sıralamasına bakıldığında, 59,4 milyar dolarlık ihracatla İstanbul birinci sırada yer alırken, 30,7 milyar dolar ile Kocaeli ikinci sırada, 23,8 milyar dolar ile İzmir üçüncü sırada yer aldı. 17,7 milyar dolarla Bursa dördüncü sırada yer alırken beşinci sırada ise Tekirdağ 12,5 milyar dolarla yerini aldı. 2024 YILINDA İHRACAT BEKLENTİSİ Orta Vadeli Program'da 2024 yılı için belirlenen ihracatın 267 milyar dolar olacağı öngörülmektedir. Bununla berber, ihracatın kilogram birim kıymeti olan 1,6 dolar değerinin arttırılması önemli bir hedef olmalıdır. Bunun için de ihracat içindeki yüksek teknolojik ürünlerinin payının yükseltilmesi için adımların hızlandırılması önemlidir.
Türkiye'de E-ticarete ve E-ihracata Genel Bakış Ticaret Bakanlığı'nın E-ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) verilerine göre; 2019 yılında 136 milyar TL olan e-ticaret hacmi 2020 yılında 226 milyar liraya ve 2021 yılında 381,5 milyar liraya ulaştı. 2022 yılında ise Türkiye'de e-ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 109 artarak 800 milyar TL oldu. Euromonitor tahminlerine göre Türkiye'deki e-ticaret hacmi, 2020- 2025 yılları arasında yüzde 23,7 yıllık bileşik büyüme oranı ile 2025'te mevcut hacminin 2,3 katı bir büyüklüğe ulaşacağı tahmin ediliyor. Aynı şekilde küresel yıllık bileşik büyüme oranı ise yüzde 11,7 olacağı tahmin ediliyor. ETBİS verilerine göre, e-ticaret yapan işletmelerin sayısı 2019 ve 2022 yılları arasında yüzde 701 oranında arttı. 2019-2021 yılları arasındaki 3 yıllık dönemde internet üzerinden verilen siparişlerin sayısı yüzde 252 oranında artarken, söz konusu büyüme hızı 2021'de de sürdü. Euromonitor verilerine göre, küresel sınır ötesi e-ticaret perakende değeri 2017 yılında 1,4 trilyon dolar iken 2022 yılında 3,5 trilyon dolara ulaştı. ETBİS verilerine göre yurt içi harcamaların payı 2021 yılında yüzde 92 iken 2022'de yüzde 91.3'e geriledi, diğer ülkelerin ülkemiz e-ticaret sitelerinden yaptığı harcamalar ise yüzde 4'ten yüzde 4.2'ye yükseldi. Ek olarak yurt dışından yapılan alımlar, yüzde 4'ten yüzde 4.5'e artış gösterdi. Popüler E-ticaret Altyapı Firmaları Türkiye'de bilinen ve kullanımı yaygın e-ticaret platformları: Shopify WooCommerce ikas ideasoft Magento Ticimax T-soft vb. Shopify'ın Türkiye'de Yükselişi Türkiye'de Shopify altyapısıyla mağaza açan işletmelerin sayısında, 2023 yılı 3. çeyrek bazında %66 bir yükseliş bulunmakta. Özellikle son dönemde ve yıllarda bir çok işletme online mağazası için Shopify'ı tercih etmekte diyebiliriz. KOBİ'lerin E-ihracatta Başarılı Olamama Sebepleri Türkiye'de KOBİ'lerin e-ihracat yolculuğunda başarıya ulaşamamalarının başlıca sebepleri şu şekilde: Hedef pazarlara erişim, ürünlerin pazarlanması ve tanıtımı eksikliği Yerelleşememe problemleri Altyapı ve teknik bilgi eksikliği Vergisel ve finansal problemler E-ticarette Yapay Zeka Kullanımı E-ticarette yapay zekanın en çok kullanıldığı ana başlıklar ve bunları Türkiye'de en iyi uygulayan başlıca firmalar. Kişiselleştirilmiş Ürün Önerileri (Netflix) Kullanıcının geldiği trafik kanalına ve geçmiş verilerine göre ürün listeleme ve önerme. Dinamik Fiyat Güncellemeleri (MediaMarkt) Satışın gerçekleşmesi için öngörülen maksimum ve minimum indirimleri otomatik sağlayacak AI teknolojisi. Gelişmiş Müşteri Temsilcisi (Amazon) Satış öncesi ve sonrası müşteri memnuniyetini artırmaya yönelik yapay zeka destekli online chat sistemi. Akıllı Lojistik Ağı (Hepsiburada) Kullanıcının lokasyonuna göre ürünün ne kadar sürede teslim edileceğinin AI tarafından planlanması. Akıllı Stok Yönetimi (mem ai) AI aracılığıyla tüm ürünlerinizin stok yönetimini hızlı ve mantıklı oluşturabilme ve planlayabilme. Müşteri Kaybı Oranı (mem ai) Müşterilerinizden kaçının sizden alışveriş yapmayı bırakacağının tahminini yapay zeka aracılığıyla tespit etme. E-ticarette En İyi 8 Yapay Zeka Uygulamaları ve Örnekleri Türkiye'de bilinen ve kullanımı yaygın e-ticaret platformları: Mokker Surewriter BHuman Tidio MEM AI Holler AdCreative AI Jasper Bölüm içeriğine ve kaynaklarına www.faruktoprak.com dan ulaşabilirsiniz. Bölümel ilgili sorularınız için faruk@joykek.com'dan bana ulaşabilirsiniz. Ayrıca bölüm için yayınladığımız ankete de katılmayı unutmayın. --- Support this podcast: https://podcasters.spotify.com/pod/show/dijital-pazarlama/support
İsrail'in Gazze soykırımına karşı tüm dünyada başlatılan boykot küresel şirketler üzerinde çok güçlü etki oluşturmaya başladı. Örneğin kahve şirketi Starbucks'ın piyasa değeri, Anadolu Ajansı'nın haberine göre, son 20 günde 12 milyar dolar azaldı. İsrail'e destek açıklayan diğer şirketlerin canhıraş reklama sarılmalarından görüyoruz ki oralarda da işler iyi değil. Bu boyutta bir boykot ve etki muhtemeldir ki dünyada ilk kez yaşanıyor. Devasa küresel markalar para ile İsrail arasında sıkışmış durumda. Gerek Türkiye'de, gerek dünyada bazı firmalar boykot korkusuyla Gazze'ye destek açıklaması yaptılar hatta maddi destek vaadinde bulundular. Diğer firmaların ne yapacağını izleyip göreceğiz. Boykot aynı heyecanla, aynı duyarlılıkla, kararlılıkla devam ederse, çok sayıda şirket diz çökecek, boyun eğecektir. Boykot İsrail soykırımına karşı müşterinin elinde önemli ve güçlü bir silah. Türkiye bu alanda iyi bir sınav veriyor. Arap düşmanı ve İsrail aşığı ırkçı tayfayı ve vicdanı olmayan duyarsız kitleyi dışarda bırakırsak boykota çok geniş bir katılım var. Türkiye, gerek İslami, gerek insani, gerekse milli kaygılarla İsrail'e ve soykırıma karşı esaslı bir duruş sergiliyor. Milletin büyük çoğunlukla boykota katıldığı bir ortamda gözümüzden kaçan bir alan var: İhracat. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2022 yılında Türkiye'den İsrail'e 6 milyar 690 milyon dolarlık ihracat yapılmış. 2022 ihracatı 2021 yılına göre yüzde 9 oranında artmış. Geçen yıl Ocak-Kasım arası İsrail'e yapılan ihracat 6 milyar dolar; bu yıl Ocak-Kasım arası yapılan ihracat ise 4,7 milyar dolar. İsrail'in Gazze soykırımının aralıksız devam ettiği Kasım 2023 rakamlarına da bakalım: 1-30 Kasım 2022'de Türkiye'den İsrail'e 539 milyon dolarlık ihracat yapılmış; bu yıl Kasım ayında yapılan ihracat ise 302 milyon dolar. Kasım ayında İsrail'e yapılan ihracatta yüzde 44 oranında bir düşüş olmuş. Ancak bunun ne kadarının İsrail'deki iç talep düşüşünden, ne kadarının da boykottan kaynaklandığını bilemiyoruz. Gerçek olan şu ki, İsrail
ABD piyasalarına yönelik ekonomi haberleri, yani akşam bültenimiz yayında! Bugünkü bültenimizin menüsünde; Hollywood grevlerinin sona ermesi, Eli Lilly'nin yeni ilacı ve Nvidia'nın ilginç çip hamlesi yer alıyor. Akşam bülteni serimizde bahsi geçen haberleri okumak isterseniz, getmidas.com/midasin-kulaklari adresindeki haberlerimize göz atabilirsiniz. Midas uygulamasını indir: https://app.getmidas.com/gmih/mie6gpeu Midas'ın Kulakları: https://www.getmidas.com/midasin-kulaklari Twitter: https://twitter.com/getmidas Instagram: https://www.instagram.com/get_midas/ Not: Bu içerik, içeriğin yayınlandığı günkü veriler ve haberler baz alınarak hazırlanmıştır. Eğer varsa içerikte geçen hedef fiyat tahminleri, uzman ve analist yorumları bu içeriğin yayınlandığı tarihte geçerlidir. Bu tahmin ve yorumlar zaman içinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu podcast'te yer alan haberler ve haberlerin içerdiği şirketler hakkındaki bilgiler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bahsi geçen hisselerdeki; hisse adı, fiyatı ve grafikleri de dahil temsilidir, yatırım tavsiyesi değildir.
Bildiğiniz üzere bir süreden bu yana döviz kurundan enflasyona geçişkenliğin yüksek olması nedeniyle kurun belli bir hızda artmasına müsaade ediliyor. Her ne kadar Merkez Bankası'nın bir döviz kuru hedefi olmasa da hem fiyat istikrarının sağlanması hem de finansal istikrarın tesisi için kurun baskılandığını biliyoruz. Dönem dönem bazı ihracatçı sektörlerin temsilcilerinin bu konuya itiraz ettiğini, kurun olması gereken yere gitmesi gerektiğini söylediğini hatta kurun enflasyondaki artış kadar artmasına müsaade edilmesinin bir zorunluluk olduğunu beyan ettiğini görüyoruz. Böylelikle ihracatçının daha rekabetçi olacağı ve ülkeye daha fazla döviz girişi olacağı ifade ediliyor. Yukarıdaki alışılagelmiş söylemin her zaman her koşulda işlemediğini biliyoruz. Örneğin ana ihracat pazarlarımızın daraldığı dönemlerde kurun seviyesi ne olursa olsun ve ihracatçı ne kadar teşvik alırsa alsın ihracatın artması çok mümkün olmuyor. Zira alıcı sizin ihraç etmek istediğiniz ürünü kendi iç dinamikleri yüzünden almıyor veya alamıyorsa sizin içeride izlediğiniz politikaların bir etkisi kalmıyor. Bu durum genellikle küresel ekonominin daraldığı konjonktürlerde sıklıkla karşımıza çıkıyor. Peki Türkiye'de ihracatın temel belirleyicisi ne? İşte bu noktada önemli bir referans çalışmadaki bulgular bazı ezberleri bozacak cinsten. Merkez Bankası araştırmacıları Demirhan Demir, Selçuk Gül ve Abdullah Kazdal tarafından hazırlanan “Üretimin İthal Girdi İçeriği ve İhracatın Reel Kur Esnekliği: Türkiye Örneği” başlıklı çalışma tebliğindeki bulgular “kuru serbest bırakın” çağrısı yapan pek çok sektördeki ihracatçıların iddialarını çürütecek bazı bulgular içeriyor. Çalışmanın temel bulgularına göre Türkiye'nin ihracatının temel belirleyicisi dış talepteki değişimler. Reel döviz kuru hareketlerinin ihracat hacmi üzerindeki etkisi görece olarak oldukça sınırlı. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da hem kısa hem de uzun vadede, Türkiye'nin ihracatında ihracat yapılan ülkelerin gelirlerindeki değişimlerin imalat sanayi sektörleri için ana belirleyici olduğu. Yani reel kur hareketlerinin ekonominin genelinde ihracatı artırıcı yönde belirgin bir etkisi yok. Peki ihracatın artması için ne yapmak gerekiyor? Yine aynı çalışma tebliğinde bu konuda önerilen değerlendirme şu şekilde: “ihracatta kalıcı ve sürdürülebilir kazanımlar temelde fiyat rekabetçiliğinden ziyade katma değeri yüksek ve teknolojik ürün çeşitlendirmesiyle sağlanabilir.” Yukarıda bahsettiğim çalışmanın bulgularından yola çıkarak ihracat teşvik mekanizmalarının gözden geçirilmesi gerektiği sonucunu çıkarıyorum. Zira teşviklerin cari konulara destek olmak yerine katma değeri yüksek ve teknolojik ürün çeşitlendirmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Yani her yurtdışına mal satana yönelik yeknesak bir teşvik mekanizması yerine sektörlerin yüksek katma değerli ürünlere geçişini sağlayacak daha teknik bir teşvik mekanizmasının inşa edilmesi gerekiyor.
ABD en büyük ‘drone' üssünü Nijer'e kurmuştu. Fransa ise komşulardaki darbeler sonrası askerlerini Nijer'e kaydırmıştı. Peki, Nijer'de darbe yapan yeni yönetim bu fiziki ve askeri varlıklara nasıl bakıyor? ASBÜ Afrika Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mürsel Bayram ile konuştuk.
Ekonomist Emrah Lafçı ile TCMB'nin seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımlarını konuştuk. Lafçı, bu adımın ekonomiyi, borsayı ve doları nasıl etkileyeceğini anlattı. İyi dinlemeler... #tcmb #faiz #kredi
Firmaların ihracata yönelik hazırlık yapması gerektiğini belirten Burak Önder, "İhracat yapmak çok değerlidir ama hep ihracat diyerek bir firmayı yabancı dil bilen personelleri olmadan, web sitesi kataloğu olmadan, gerekli test ve sertifikaları olmadan teşvik etmek doğru değildir” dedi.
Yeni serimize hoş geldiniz. Akşam bülteni serimizde; Amerikan borsaları, Borsa İstanbul ve iki borsada da işlem gören şirketlere yönelik en güncel haberler yer alıyor. Akşam bülteni serimizde bahsi geçen haberleri okumak isterseniz, getmidas.com/midasin-kulaklari adresindeki haberlerimize göz atabilirsiniz. Midas uygulamasını indir: https://app.getmidas.com/gmih/mie6gpeu Midas'ın Kulakları: https://www.getmidas.com/midasin-kulaklari Twitter: https://twitter.com/getmidas Instagram: https://www.instagram.com/get_midas/
Türk savunma sanayisi 2022 yılında ihracatta kendi rekorunu yeniledi. Yeni yıla da hızlı bir giriş yapan sektörün 2023 vizyonunu ve projelerini, Anadolu Ajansı Muhabiri Göksel Yıldırım ile konuştuk.
Bir önceki yazımda Türkiye'nin 3. çeyrek büyüme verisini analiz edip ihracat tarafındaki gelişmelere kısaca dikkat çekmeye çalışmıştım. Yazımdan sonra gelen çok sayıda öneri ve isteğe binaen bugün ihracat tarafındaki duruma daha geniş bir perspektiften bakacağım. İHRACATTAKİ ARTIŞ VE İMALAT SANAYİ Türkiye'nin ihracatı her ay rekor tazeleyerek artmaya devam ediyor. TÜİK ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre Türkiye'nin ihracatı 2022 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %1,9'lüuk bir artış gösterdi. Ocak-Ekim dönemindeki artış ise %14 oldu. Böylelikle 2022 yılında ihracat 11 ayda 231 milyar doları aştı. İhracatın alt kırılımlarını ekonomik faaliyet kollarına göre incelersek toplam ihracatın %94,7'sinin imalat sanayinden geldiğini görüyoruz. Bu durum imalat sanayinin Türkiye için önemini bir kere daha gözler önüne seriyor. İMALAT PMI VERİSİ PMI yani Satınalma Yöneticileri Endeksi ekonomideki öncü göstergelerden birisi olarak değerlendirilir. PMI verisinin 50 puanın altında olması daralma 50 puanın üstünde olması ise büyüme sinyali olarak kabul edilir. Türkiye'nin İmalat PMI verisini İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) çalışmasından takip ediyoruz. İSO'nun Kasım ayı İmalat PMI verisi 45,7 oldu. Söz konusu veri 9 aydır 50 puanın altında seyrediyor. Ayrıca aynı veriye göre yeni siparişlerde son iki buçuk yılın en keskin düşüşü yaşanıyor. İmalat PMI verisinin TÜİK tarafından derlenen Sanayi Üretim Endeksi verisindeki aylık bazdaki artış hızının yavaşlaması ile TCMB'nin yayımladığı Kapasite Kullanım Oranı (KKO) verisindeki düşüşle uyumlu bir seyir izlediğini söyleyebiliriz. Zira Sanayi Üretim Endeksi'ndeki aylık bazdaki yavaşlama dikkat çekiyor ve KKO da son iki aydır düşüyor. DIŞ TALEPTEKİ OLUMSUZLUKLAR Dış talepteki olumsuz gelişmeler bir süreden bu yana gündemde. Hatta Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu karar metinlerinde de bu detaylı bir şekilde yer alıyor. İSO'nun hesapladığı Türkiye İhracat İklim Endeksi de dış pazarlardaki olumsuz havayı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Söz konusu endeks imalat sektörünün ana ihracat pazarları arasında yer alan ülkelerin PMI verileri kullanılıp ağırlıklandırılarak hazırlanıyor. Endeksin son verisi ihracat iklimindeki bozulmanın 3 aydır devam ettiğine işaret ediyor. VERİLERİ NASIL YORUMLAMAK GEREKİR? Elimizdeki verilere bakarak imalat sanayinin bir süre ihracat pazarlarından yeni sipariş almakta zorlanmaya devam edeceği çıkarımını yapabiliriz. Ayrıca Avrupa'daki enerji krizi ve Çin'in yeniden kapanması gibi faktörlerin etkisi henüz tam anlamı ile hissedilmiş değil. Buna ilave olarak ihracattaki artışın sürdürülmesi için Dolar/TL'deki mevcut seviyelere ilişkin ihracatçıların söylemlerini ve daha yukarıda bir noktada denge taleplerini de göz önünde bulundurmakta fayda var.
D ün Türkiye'nin 2022 yılı 3. çeyreğine ait büyüme rakamını gördük. Veriler küresel ekonomideki ve ihracat pazarlarımızdaki olumsuz koşullara görece olarak “güçlü” olarak ifade edilebilecek bir orana işaret ediyor. Öte yandan aynı koşullar önümüzdeki dönemler için ise olumsuz sinyaller veriyor. 3. ÇEYREKTE %3,9 BÜYÜDÜK TÜİK'in hesaplamalarına göre Türkiye ekonomisi 2022 yılının 3. çeyreğinde %3,9 büyüdü. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi ise bir önceki çeyreğe göre %0,1 azaldı. Büyüme verisi içerisinde benim en çok dikkatimi çeken konuların başında sanayideki büyüme oranının %0,3 olarak gerçekleşmiş olması geliyor. Zira sanayideki büyüme oranı bir önceki çeyrek verilerine göre belirgin bir şekilde azalmış durumda. Bu verinin daha önceki yazılarımda dikkat çektiğim öncü göstergelerden
Otomotiv endüstrisinin Eylül ayı ihracatı yüzde 12 artarak 2.75 milyar dolara ulaştı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, Ocak-Eylül döneminde otomotiv endüstrisi ihracatı yüzde 5 artarak 22.3 milyar dolara çıka...
Tarım sektörü, 9 aylık dış satımını 24,5 milyar dolara taşıyarak, tarihinin ocak-eylül dönemi ihracat rekorunu kırdı. Türkiye'nin tarım ihracatı, toplam ihracattan yüzde 14,5 pay aldı
Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri sektörü, yılın 8 ayında Türkiye ihracatına 5,45 milyar dolar katkı yaparken mobilya sektörünün ihracatı ise 3,11 milyar dolara ulaştı
Maden sektörü bu yılın ilk yedi ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,92 artışla 3,85 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.
İktidarın en önemli döviz silahı ihracat, teklemeye başladı | Zülfikar Doğan| Ankara Rüzgarı
Bugün Selim Gökşin bizlerle!
İsviçre'nin Cenevre kentindeki Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 12. Bakanlar Konferansı'nda anlaşmaya varılan konuları Anadolu Ajansı Cenevre Muhabiri Ömer Faruk Yıldız ile konuştuk.
Türkiye'nin 2022 yılı ilk çeyreğine ilişkin büyüme oranı TÜİK tarafından açıklandı. Son verilere göre Türkiye ekonomisi beklentileri aşarak %7,3'lük bir büyüme oranı yakaladı. BÜYÜMENİN DİNAMİKLERİ 2022'nin ilk çeyreğinde büyümeye en yüksek katkının yine hanehalkı tüketiminden geldiğini görüyoruz. Bununla birlikte diğer en yüksek
Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından bir yandan enflasyon diğer yandan büyüme hedeflerini küçültme olgusu dünya ekonomisinin gündemini işgal ediyor. Bu gelişmeler hangi kaygılara zemin hazırlıyor? Devletler vatandaşlarının bu çalkantıdan en az zararı görmesi için neler yapmalı? Dünyadaki ekonomik tabloyu Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu ile konuştuk.
Kaç farklı şekilde aracı firma vardır? Aracı firma nasıl olunur? Avantajları ve dezavantajları nelerdir?
İkili ilişkilerde yeni bir düzleme geçildi mi? İlişkilerin düzelmesi iki ülkeye hangi faydaları getirecek? Bölgesel gelişmeler bu süreci nasıl etkiledi? Bölge uzmanı Dr. Necmettin Acar anlatıyor.
Atak helikopterinin ilk yurt dışı teslimatıyla ihracat faaliyetlerinde önemli bir adım atan Türk savunma sanayisi, Filipinler ve farklı ülkelerde yeni ihracatları duyurmaya hazırlanıyor. Biz de Atak helikopterinin Filipinler yolculuğunu ve Türk savunma sanayisinin ihracat başarısını AA muhabiri Göksel Yıldırım'dan dinledik.
Kerim Rota: Kur Buralarda Kalırsa Ihracatçılar Sarayın Kapısında Yatıp Kalkar | Ekonomi Politik by Artı TV
"E-ihracat nasıl yaparım, kendi e-ticaret sitemi nasıl kurabilirim?" gibi soruları cevapladığımız, mikro ihracat alanında fırsatları ele aldık. İyi seyirler! ⚡️
Zaman geçtikçe lojistiğin önemi de arttı. Bu sektör, değeri 29 trilyon doları aşan küresel ticaretin omurgalarından biri. Peki Türkiye'nin küresel lojistikteki yeri nedir? AA muhabiri Bahattin Gönültaş anlattı.
Ukrayna'ya savaş açtıktan sonra karşılaştığı eşi görülmemiş yaptırımlara karşı sürekli yeni arayışlar içine giren Rusya şimdi doğal gazını “hasım” ülkelere kendi para birimi ile satmaya hazırlanıyor. Ruble ile ihracat mümkün mü? Rusya ABD öncülüğündeki koalisyonun yaptırımlarına karşı hangi devletlerle ticaret yaparak nefes alabiliyor? Moskova'daki AA muhabirlerinden Emre Gürkan Abay ile konuştuk.
Savunma ve havacılık sanayisi, 2021 yılını yeni ihracat rekoruyla geride bıraktı. Biz de bu başarılı tabloyu AA Ekonomi muhabiri Göksel Yıldırım'la konuştuk.
Atıf Ünaldı, Netizen'de bu hafta Yetkin Şekeroglu ile e-ihracat ve yenilikler üzerine konuştu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programının bu bölümünde Hafele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun konuğumuz oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programının bu bölümünde Hafele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun konuğumuz oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programının bu bölümünde Hafele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun konuğumuz oldu.
Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu Reel Piyasalar programının bu bölümünde Tezmaksan Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Berna Şikel konuğumuz oldu.
İnsanların ilgisini çekmek için artık menşei ülkeyle bağlantılı "zihin payına" da ihtiyaç var. Ülkelerin marka değerleri, pazara sundukları tüm ürünlerde bu zihin payıyla etkileşim içine girdiğinden ülke markası önemli. Dr. Yılmaz Ergüden