POPULARITY
Olmaz oldu Devlet Bahçeli ile Kandil arası mesajlaşmalar başladı. Kandil ile Bahçeli arasındaki mesajlaşmaların tüm detayları ve analizi. Erdoğan ile Bahçeli arasında ayrılık olduğuna ilişkin iddialar ne durumda? Saray'ın gayriresmi sözcüsü Selvi neden "Abdullah Öcalan diri diri gömüldü" diye karalar bağladı?
CHP'li belediyelerin seçimler de hizmetlerinden birinci derecede yararlandıkları ajanslara sanat organizasyonu namıyla bütçelerinin halkı eğlendirme kaleminden(!) milyonlarca lira akıttıklarına dair haberler ayyuka çıkınca, önceliği hep yer değiştiren siyaset ve sanat / sanat ve siyaset mizahı da yeniden yükselişe geçti.
Turizm Kafası (26 Ekim 2024) - Reklamın İyisi Kötüsü Olur Mu Olmaz Mı ? by Kafa Radyo
Resûlullâh (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: “Vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz!..” (Buharî) Meclisde hazır bulunanlar tarafından: “Yâ Resûlallah (s.a.v.)! bu iman etmiş olmayan kimdir?” diye soruldu. Resûl-i Ekrem (s.a.v.)” Komşusu zulmünden emin olmayan kişi.” buyurdu. Sehl-i Tüsterî (r.âleyh)'in mecûsî bir komşusu varmış. Komşusunun patlayan helâsından sızan lağım Sehl (r.âleyh)'in evinin bir odasına akarmış. Sehl (r.âleyh) de her gün lâğımın önüne bir lazımlık koyar, biriken pis suları kimse görmeden gece karanlığında dışarı dökermiş. Bu hâl uzun bir süre Sehl (r.âleyh)'in ölüm hastalığına kadar devam etmiş. Sehl (r.âleyh) vefat edeceğini anlayınca komşusu mecusiyi çağırtır ve ona: “Şu odaya gir ve orada olana bak” der. Mecusi içeri girer, lağım sızan aralığı ve dolu olan çömleği görünce, “Bu da nesi?” diye sorar. Sehl (r.âleyh), “Uzun süredir senin evinden şu odaya lağım akmaktadır. Gündüz biriken pis suları gece çöplüğe döküyordum. Ecelim yaklaşmasaydı size yine haber vermezdim. Korkuyorum ki, başkaları buna tahammül edemez. Şimdi ne gerekiyorsa onu yap.” Mecusi: “Ey ihtiyar, uzun süre sen bana bu şekilde davranacaksın da ben hâla küfrümde direteceğim mi? Uzat elini “Şehâdet ediyorum ki, Allâh (c.c.)'den başka ilâh yoktur, Muhammed (s.a.v.), Allâh (c.c.)'un elçisidir” der ve müslüman olur. (İmâm Şemsüddin ez-Zehebî, İslâm Şeriatinde Büyük Günâhlar, s.185-186)
Gazeteci Yavuz Oğhan, Türkiye'deki son bir haftanın gündemini değerlendirdi.
ICRYPEX Yönetim Kurulu Danışmanı Ferhat Yükseltürk ve Ekonomist Ali Perşembe küresel piyasalardaki önemli makroekonomik verileri ve kripto piyasalarındaki önemli gelişmeleri ICRYPEX Podcast Kanalında değerlendiriyor.
Galatasaray'ın Sami Yen'de Kasımpaşa ile 3-3 ile berabere kaldığı Süper Lig 7. hafta mücadelesini bu kayıtta konuştuk. Gece ve Gündüz Gibi İki Devre Okan Buruk'un Rotasyonu Osimhen'den Siftah Taraftar Tepkisi ve Alpaslan Dikmen Hakem Kararları Torreira'sız Olmaz
"Qaydaları Pozma" verilişində qəza əleyhinə kursların məşqçisi Aqil Rəhimovla birlikdə paytaxt yollarında rast gəlinən hadisələrdən, sürücüyə narahatlıq yarada biləcək geyimlərdən danışdıq və dinləyicilərin suallarını cavablandırdıq.
Bayılıyorum şu bizim dangalaklara. Aksa Tufanı'ndan bu yana bizi “bize ne Filistin'den, bize ne Gazze'den, bize ne İsrail'den” cümlesine ikna etmeye çalışıyorlar. Filistin'i, Gazze'yi, İsrail'i, Lübnan'ı, Suriye'yi Türkiye'nin beş bin kilometre uzağında zanneden, Filistin davasını da İsrail'in kıyamet savaşını da Türkiye'yi teğet geçer zanneden bir akıl tutulmasıyla birlikte yaşayıp gitme zorunluluğu düşüyor bize de.
Pusula'nın yeni bölümünde Ömer Rıfat Gencal Kerim Rota ve Ali Çuhadar Türkiye'nin enflasyona mücadele sürecini ve Merkez Bankası'nın para politikasını tüm boyutlarıyla masaya yatırıyor. Merkez Bankası bundan sonra ne yapacak? Enflasyon hedefleri nasıl tutar? Asgari ücrete ne kadar zam gelir? Gencal, Rota ve Çufadar tartışıyor.
Turizmci Murat Serim ile turizmdeki kötüleşmeyi, Türklerin Yunan adalarını tercih etme nedenlerini ve otel ve restaurantlardaki ücretlerin fahiş olup olmadığını konuştuk.
Fenerbahçe v Admira Wacker Gol: Dzeko (p) Fenerbahçe XI: Ertuğrul, Osayi, Becao, Djiku, Oosterwolde, Bartuğ, Fred, Zajc, Krunic, Cengiz, Dzeko Fenerbahçe'nin 1930'lardaki Kaptanı Esat Kaner'in torunları Edip ve Timuçin Uras, İstanbul - Chicago arasında Fenerbahçe ve Milli Takım maçlarını yorumluyor. Her maçtan sonra canlı yayındayız.
Bazen bir fotoğraf, bin lafa bedel ‘kilit mesajı' verir… Tıpkı beden dili gibi işlev görür bu fotoğraflar… ‘Algılama Yönetimi'nin olmazsa olmazı; görüneni seyretmek ya da izlemek değil, okumaktır… Bu çerçevede CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i, TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ı, DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan'ı Sivas'ta omuz omuza açıklama yaparken gösteren fotoğraf da ne kadar çok şey ifade ediyor. Bilindiği gibi 2 Temmuz 1993'te; 33 yazar ve sanatçı ile 2 otel görevlisi ve 2 gösterici de dâhil 37 kişi Madımak Otel'deki Sivas katliamında yaşamlarını yitirmişti. 30 yıllık zaman aşımı dolduğu için geçen eylül ayında Dava düşmüştü… Özgür Özel ve yanındaki siyasi figürlerin bu konuyu, bu elim olayı çeşitli taleplerle bir tür ‘siyasi eylem' biçiminde ele almalarını anlamak mümkündür. Bizim anlamadığımız; CHP Başkanı'nın ve kurmaylarının özellikle 14 ve 28 Mayıs 2023 seçim hezimetinin nedenleri hususunda gereken dersleri bir türlü çıkarmamaları… Siyasi iletişim okumacıları yenilgiyi sadece ‘yanlış Cumhurbaşkanı adayına' bağlamıyorlardı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerde elde edilen başarıyı DEM ile kurulan ittifaka bağlamadıkları gibi… Atatürk'ün vazettiği ve temel kabul edilen millî bağımsızlık ile bölünmez bütünlük ilkelerine gönül vermiş CHP tabanı, DEM ile iş tutulmasına hiç de sıcak bakmadığını basbayağı gösteriyordu… PKK'yla ya da Kandil'le bağlantısını hiçbir zaman reddetmeyen DEM'i ve de doğal olarak proletaryanın diktatörlüğünü savunan TİP'i, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partinin “askerleri" nasıl hazmedecekler ki… Özgür Özel, kurmayları, Saraçhane medyası ve bunların ‘kapıkulu' yorumcuları diyeceklerdir ki; “Aslolan doğrular, gerçeklerdir; onu söyleyen herkesle yan yana durulabilir, ortak hareket edilebilir, birlikte fotoğraf verilebilir…"
"Yol əhvalatı"nda qonağımız Ofelya Yusif bizə Dohada yaşamaq təcrübəsindən və BƏƏ-də insanların həyat tərzindən danışdı.
"Faydalı saat" verilişində qonağımız Azərbaycan Kulinariya Mütəxəssisləri Assosiasiyasının icraçı direktoru Fərhad Aşurbəyli ilə müxtəlif ölkələrin mətbəxlərindən, birlikdə yeyilməməsi lazımlı olan qidalardan danışdıq.
Vergi avantajlarının cazibe oluşturduğu ekonomilere vergi cenneti denir. Genellikle adalar zihinlerdeki cennet tasavvurunu temsil eder. Vergi avantajları sunulan ekonomiler de genellikle ada ülkeleridir. Çokları zanneder ki vergi cennetleri, cennetten bir köşe gibi yerler oldukları için vergi cennetleridir. Yok, öyle değil. Buralara vergi cenneti denir, çünkü verginin olmadığı yer cennettir. Yani vergi, ancak cennette olmaz. Burada bir parantez açmak istiyorum; İslam kaynaklarından çıkan cennet teorisi üzerine titiz bir düşünün, boşluk bulamazsınız. Parantezi kapatıyorum. Evet, vergi cennette olmaz, olmaz da böyle vergi paketi de olmaz. Ya da böyle vergi iletişimi olmaz. Astronomik yurtdışı çıkış harcı, ikinci eve ilave vergi, gübre, yem, kitap, bir kamyon dolaylı vergi. Engellilere altı üstü bir ÖTV muafiyeti sağlandı diye 10 yıl bir araçla Katolik nikahı… Hem de otomotiv teknolojileri değişirken. Elektrikli otomobiller şimdilik engelli ÖTV muafiyeti limitleri dışındayken… İkamet edilen konuttan vergi alınmayıp ikinci, üçüncü konuta vergi yüklense ayrı mesele… Doğrudan vergilerle dolaylı vergilerin payının doğrudan vergiler lehine düzeltilmesi gerekiyor, kabul. Ama bu, amacı dışına çıkmış dolaylı vergilerin kaldırılmasıyla da yapılabilir. ÖTV mesela, gümrük vergisi yerine kullanılmaya başlandı. Ve engelli muafiyetine dair haberler 10 yıl daha ÖTV'nin hayatımızda olacağını düşündürmekten başka işe yaramaz. Türkiye'de ÖTV 10 yıl daha hayatımızda olmayacak. Olursa Türkiye'nin ilerlemesinden feragat edildiği mutlaka anlaşılacaktır. Verim sorunumuzun bir parçası da ÖTV. Dünyada işletmeler %15-20 kârla çalışıp vergisini de ödeyebiliyorken neden Türkiye'de %100 hatta %200 kârlarla çalışıp bir de vergiden kaçınıp hâlâ işletmeler sürdürülebilirlik sorunu yaşıyor? Bu soruna yol açan nedenlerden birisi ve en önemlisi finansman problemleri, diğeri de ÖTV.
ChatGPT ‘deki son gelişmeleri ve yapay zekanın yaklaşmakta olan dünya hakimiyetini konuştuğumuz bu bölümün konuğu bilim kurgu yazarı Murat Beşiroğlu oldu. Kendisiyle yapay zekaya kaptırmayacağımız işleri, robotların cezai ehliyetini ve genel olarak insanlığın geleceğini konuştuk.
Bizim okuldan Meral Kuraş kardeşimiz, sosyal medya tartışmasına ufaktan ışık tutacak, ebadı küçük fakat anlamı büyük birkaç satır yollamış bizim gruba… Peter White (Holbrook, Derbyshire) imzalı metinde şöyle deniyor: “Kendi sosyal medyam… Efendim; bir bilgisayarım yok, ama bana Facebook ve Twitter'dan söz edildi ve ben de Facebook ve Twitter'ı hiç kullanmadan, oradaki prensiplerin aynısını uygulayarak arkadaşlar edinmeye çalışıyorum. Her gün sokaklarda yürüyor ve yanımdan geçenlere o gün ne yediğimi, kendimi nasıl hissettiğimi, önceki gece ne yaptığımı ve günün geri kalan kısmında neler yapacağımı anlatıyorum. Onlara eşimin, kızımın, köpeğimin ve benim bahçeyle uğraşırken, tatildeyken, havuz başında vakit geçirirken çekilmiş fotoğraflarımızı veriyorum. Ayrıca onların ne konuştuklarına kulak veriyorum ve konuştuklarını beğendiğimi söylüyorum; konuştukları konular içinde ilgimi çeken olursa, bunların hepsi hakkında onlara, merak etseler de etmeseler de fikrimi sunuyorum…
Hallstatt bizim kəndlərimizə bənzəyir I Bu şəhəri bələdçisiz gəzmək olmaz I Bu ölkədə kart sistemi işləmir "Yol Əhvalatı"nda qonaq olan Ceyhun Mustafayev Soçi, Krasnodar və Hallstat haqqında maraqlı və faydalı fikirlərini bizimlə bölüşdü.
#acıtatlımayhoş #iftarmenüsü Mercimek çorbası, kıymalı yumurta, hoşaf. Aylin Öney Tan eskiden iftarda muhakkak yumurta yemeği olduğunu anlatıyor. Mesela çılbır, pastırmalı, hatta hurmalı yumurta. Bugünün tarifi kıymalı yumurta, hem de tarçınlı.
#acıtatlımayhoş #iftarmenüsü Mercimek çorbası, kıymalı yumurta, hoşaf. Aylin Öney Tan eskiden iftarda muhakkak yumurta yemeği olduğunu anlatıyor. Mesela çılbır, pastırmalı, hatta hurmalı yumurta. Bugünün tarifi kıymalı yumurta, hem de tarçınlı.
Bugünlerde hayret verici gelişmelere şahit oluyoruz. Hiç umulmayacak isimler Yeniden Refahçı oldular. Kimler, kimler! Meğer hepsi Erbakan hayranıymış. Öve öve bitiremiyorlar. * İleride bu modellerin hepsi Erdoğancı olur. Hiç utanmadan överler. Büyük hizmetler yaptığını anlatırlar. Gerçek bir devrimciydi derler. Göklere çıkarırlar. Geceleri evinden çıkıp Ankara ve İstanbul semalarında uçtuğunu bile iddia ederler. Olmaz demeyin, bal gibi olur. * Ne zaman? Yaklaşık yirmi sene sonra. Fatih Erbakan iktidara gelmiştir. Seçimlerden zaferle çıkmaktadır. Bizim aslan tosuncuklar onu devirmek için formüller ararlar. Erdoğan'ın oğlu Yeniden Ak Parti'yi kurmuştur. İşte o zaman. Seçim arifesinde, Erdoğan dönemine dair yapılan övgüler arşa yükselir. YERLİ VE MİLLÎ SEVMEYENLER Millî Muharip Uçağımız Kaan uçtu, biz de uçtuk. Onun kanatları var, motoru var, hem de iki tane; uçar tabii. Bizim de mangal gibi yüreğimiz, dağlardan yüce gönüllerimiz var. Hep beraber iftihar ettik. Dostlar bizimle beraber sevindi, heyecan duydu, mutlu oldu. Düşmanlar korktu, üzüldü. Bir de bizim tosuncuklar var. Kim onlar? Etrafa bakınca ilk önce gördüklerimiz. Büyük işlerin başarılması durumunda ne yapacağını bilemeyen, kararsız şaşkın ördekler… Kimi elma yanaklı, kimi kiraz dudaklı.
Hiçbir şey kendine kendine olmaz. Allah nasıl meydana gelmiştir? | Fethullah Gülen Hocaefendi by
Dürüste edilen küfürler, hayatımdaki atlar, Sıradaki sıradan, Güzel Cadı, Yeni teknolojiye temkinli yaklaşmak, Şiyir şiyir dedin başımın etini yedin, Ödüle koşana çelme atmak, Dudullu'da Brat Pitt ile karşılaşmak, Evrimle g.tte g.t cebi çıkması, Zayıf yaşlı adamın günahları, Polisler ile yaşadığım gerilim, Arkadaşa ayıp olmasın diye bungee jumping yapmak, Yaramaz çocuk, Otobüs dayısının sabrı konuları kıyasıya konuşuldu.
The fall of the web was not as easy as it seemed. Even the planning stages were tense and filled with doubt. Frustration was in the eyes of some members as they had truly had their fill of this god-forsaken city. Things went according to plan as they could until they didn't. Bringing back Duo and the stone was not the hard part. It was having him hand over the stone that seemed the most troublesome. He even threatened to leave the group if they planned on taking it away from him. Thankfully with the combined efforts of the team, they successfully killed the Web, retrieved the stone, and freed the city of Invenas. All in a days work for our heroes, right? Enter a man lost out of time. Once a statue, a man by the name of Hoshino, a victim of the Web, has now joined the group. We find ourselves saying goodbye to Voyas and meet a distant cousin of Rig. Eventually, they made it back to The Heartwood and Amina. They give her the stone and she assures the group that Nymora is indeed safe. They return back to Nymora and it is as if the siege of Nymora had never taken place. We return to Bosco, Thai, and Morz in the midst of their gem heist. There the three of them encounter a gem dragon who does a significant amount of damage to the group. There's a plead for their lives and a fragile truce is forged. Morz will stay behind and the two rogues will travel with the dragon that they name Sage. Together they aim to put a stop to Olmaz and his Infinity Bazaar. On their way to Mechfall Bosco and Thai exchange details of their past, and Thai tells Bosco of the party he briefly ran with which led him back to the bazaar. Eventually, they arrive at “The Twisted Antler”, a speakeasy where your coin is of no value, but the real currency is information. They meet with some old associates and allies. With their help, they set forth a plan to take down Olmaz, but first, they have to stop their pursuer. The three set a trap that is successful though things don't always go to plan. In a fit of rage, Bosco removes his amulet, alerting The Ringleader that he is in fact alive. There's so much happening and we pick up with arc 16, “Return On Investment ”. How will the rest of this story unfold? Find out next time on the Medusa's Cascade: Collateral Damage! Theme Music is written and performed by The Floating Lighthouse Mixed by Thomas Lapierre III Check out the show at themedusascascade.com
Podcastin sosyal hali Poddy'yi hemen denemelisin www.poddy.net/indir. Özellikle yaz aylarının baş belası rakipsizdir: sivrisinekler. Sıtma, sarı humma, deng ateşi gibi Dünya'nın en ölümcül hastalıklarının taşıyıcısı olan ve doğada toplam 3500 farklı türü bulunan sivrisinekler, iflah olmaz kaşıntılar, kulağın dibindeki sinir bozucu vızıltılar ve vücutta rahatsız edici… Seslendiren: Gülfem Akdemir
“Ey münafıklar! Bulunduğunuz hâlden dönünüz! Bu kaçak hâlinizden vazgeçiniz. Hâlinize şeytan da gülüyor. Neden şeytanı güldürüyorsunuz? Size ayıp değil mi? Siz böyle yaptıkça şeytan neşeleniyor. Siz, bu durumda ne yapsanız makbul olmaz. Çünkü, kıldığınız namaz halk için, tuttuğunuz oruç yine halk için. Hiçbiri Hak için değil. Hep işleriniz böyle... Sadaka verseniz halktan fayda umuyorsunuz. Bir düşküne zekât verseniz, karşılığında onu çalıştırmak dilersiniz. Siz alnına kötü damga vurulacak insanlarsınız; ne çare ki, bu âlemde hatâlar gizli kalmaya mahkûm... Yakında canınız cehenneme girer; hiç üzülmeyiniz. Kurtulmak isterseniz derhal Peygambere uyun. Sakınınız, dinde icad çıkarmaya kalkmayasınız. Yaparsanız kızgın ateş sizi bekliyor. Cehennemin zemin katına siz gireceksiniz. Özür dileyin. Yaptığınıza pişman olun. Geçmişteki büyüklerin yolunu tutun. Doğru yolda yürümeye alışın. Bu yolda yabancılara benzemek yoktur. Bu yolun sağlam ve gerçek yolcuları, hep birbirine benzerler. Yalnız Peygamberin âdetlerine uyarlar. Bu yolda ne zor vardır ne de fıtrî hâllere aykırı bir hareket. Akla ve düşünceye hükmeden bir dinden daha iyisi olur mu? Olsa da onun gibi olur. Sizden önce gelenleri, bihakkın yetiştiren bir din, sizi neden yetiştirmesin? Onlar sizden daha bilgisizdi. Akılları sizin kadar iyiyi seçemiyordu. Ama, onlarda manevî çöküntü yoktu. Manevî çöküntü sizleri yıktı, berbat eti. Maddî olan her şeyin iyisini ararsınız, manevî olunca durmaz kaçarsınız. Aklınız gözünüzün gördüğünü kabul ediyor. Görmediklerinizi hiç kabul etmiyorsunuz. Ama işinize gelen olursa kabul etmekten de dönmüyorsunuz. Yazıktır, Kuran'ı ezber ediyor, sonra onun buyurduklarını tutmuyorsun. Peygamber (S.A.) efendimizin âdetleri hep ezberinde; ama onun yaptığını yapmaya bir türlü yanaşmak elinden gelmiyor. Neden? Bu hâlinle ne olmak ve ne yapmak sevdasındasın? İnsanları iyiliğe çağırıyorsun; ama kendin yapmıyorsun. Kötülüğü onlara anlatırken en fenasını yapıyorsun. Allahü Teâlâ bir Âyet-i Kerimede şöyle buyurdu: - «Allah katında ceza büyüdü, neden yapamayacağınızı dediniz?” (Saf/3) Ey evlâd! Şiarın sessizlik olmalı. Varlığına hâkim olarak sükûtu libas gibi giymelisin. Bütün arzun, halkın şerlilerinden kaçmak olmalı... Hattâ bütün yaratıkları birden bırakmalısın. Bu hâli kazanmak için yere sığınak eşip girmek gerekirse yap... Ve orada gizlen. Bunu âdet edin; tâ ki, imanın ölmesin, ikan hâlin (tam imanın) kuvvet bulsun... Doğruluk kanatların böyle açılır, gelişir. Kalp gözlerin de görmeye başlar. Varlığın genişler, İlâhî bilginin boşluğunda uçmaya başlarsın... Şarkı, garbı, denizi, deryayı gezersin. Sahilleri ve dağları dolaşırsın.. Semaya yükselirsin, yere iner, sessiz gezersin. Çünkü himmetin yücedir. Arkadaşın büyüktür. İşte bundan sonra dilin çözülür, sözlerin anlaşılır. Sessizlik libasını çıkarır atarsın; halktan kaçmana artık lüzum kalmaz. Sırrınla halka gidersin, onların derdini iyileştirecek bir tabib olursun... Sen bizzat onlara şifasın. Senden zarar beklenmez. Onların azlığı, çokluğu, senin için bir mâna taşımaz. Seni övmeleri, kötülemeleri bir kıymet teşkil etmez. Hak'tan uzaklığınız daha ne kadar sürecek? Ne zamana kadar O'ndan kaçacaksınız? Ne zamana kadar dünyayı yapıp, öbür âlemi yıkacaksınız? Her birinizin ancak bir kalbi vardır; nasıl ona iki şeyi sığdırabiliyorsunuz? Ona hem Hak hem halk sığabilir mi, bunlar nasıl olabilir?.. Biri girince öbürü kaçar. Olmaz dersen, yalan edersin. Yalan ise, Peygamber (S.A.) efendimizin buyurduğu şu hükmü giymiştir: - «Yalan İmanı kaçırır.» Her kap içindekini sızdırır. Yaptığın iş inancına delildir. Dışın, içini gösterir. Bazı büyükler: - Dış, için örneğidir, derler. Hak ehli, yani Allah'ın has kulları, seni çabuk anlar. Onlardan birine düşersen edepli ol. Onu karşılamadan önce günahlarına tevbe et. Onların yanında küçüldüğünü bil. Onlara tevazu göster.
YOK ARTIK! BU KADAR DA OLMAZ!
Dış politikanın nabzını tutan tek program, analizleriyle gündemi sarsmaya devam ediyor. Küresel bakış açısıyla dünyadaki gelişmeler masaya yatırılıyor, diplomasi analiz ediliyor. Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Prof. Dr. Hasan Köni ve Avni Özgürel'in konuk olduğu, 12 Eylül 2023 tarihli Akıl Odası'nda bu hafta: 00:00 Giriş 7:01 Libya sel ile nasıl mücadele ediyor? 10:02 Hindistan yükselişine nasıl bakılmalı? 20:52 G-20 Zirvesi'nde neler yaşandı? 11:29 G-20'nin içi boşalıyor mu? 13:59 G-20 Zirvesi'nden ne çıktı? 14:58 G-20'nin Rusya'ya karşı tutumu değişiyor mu? 25:25 BRICS G-20'yi yendi mi? 28:25 Türkiye, Hindistan'a neden kızdı? 30:46 G-20 ‘Kuşak Yol'a alternatif olabilir oluşturabilir mi? 32:00 Hindistan'ın 41. tanrısı ‘Biden' 34:30 Yeni koridor Türkiye'yi dışlama projesi mi? 41:42 Yeni dünyadan Türkiye ve Rusya'yı silme planı kimin? 1:02:10 G-20'nin oluşturduğu koridorun içinde ABD ne kadar var? 1:11:59 Türkiyesiz nakliye koridoru ne kadar mümkün? 1:16:40 Türkiye'nin lojistik değerinin ekonomik ve siyasi yansıması ne olacak? 1:24:25 Küresel ulaşım alanında koridorların önemi ne? 1:30:02 Karabağ'da nasıl gelişmeler yaşanıyor? 1:33:11 Azerbaycan-Ermenistan geriliminde ABD nerede? 1:41:36 ABD Rusya'yı Kafkaslar'da nasıl kuşatıyor? 1:47:14 Kafkaslar'da Azerbaycan'ın önü açılacak mı? #hindistan #rusya #libya Nedret Ersanel moderatörlüğünde Akıl Odası her salı ve perşembe 20.45'te TVNET'te.
Bölüm 25 - Block Yüksekliği 807375 - Kemal ve Tuna ve Kaan ile - $500,000 islem ücreti - Jameson Lopp analizi - F2Pool CEO'su Chun - Fatih Faruk Özer - Thodex hapis cezasi - Swan X PrimeTrust X Fortress X Ripple #ChangeTheCode - FASB Accounting Rule - Bitcoin Magazine makalesi - Basvuru yapanlar listesi - BIS sinirlari Websitemizi ziyaret edin, Telegram grubumuza katılın. Bir sonraki Istanbul Bitcoin Meetup - 13 Eylül 2023 Dostlarimiz - Selambitcoin.com - Nakamoto Enstitüsü - Blink
Ekonomist Atilla Yeşilada ile ekonomideki son gelişmeleri ve tartışmaları konuştuk.İyi dinlemeler...#atillayeşilada #ekonomi #imf
Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'de…
Her zamankinden farklı bir formatta, 2023 Türkiye seçimlerinde lubunyaları konuşuyoruz.LGBTİ+lar 2023 seçimlerinin neresinde? Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın LGBTİ+lara karşı tutumu yıllar içerisinde nasıl değişti?Lubunyaların seçim talepleri neler?Sandıkları koruyan LGBTİ+lar neler yaşadı?Kemal Kılıçdaroğlu'nun milliyetçi söylemlerinin mülteci lubunyalardaki yansıması ne? gibi soruları lubunyaların anlatımıyla cevaplayacağız. Lubunyalar Sandıklara Sahip Çıkıyor başvuru formuSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Yeşil Sol Parti Ankara milletvekili adayı Emirali Türkmen, Zor Soru'da Kemal Göktaş'ın sorularını yanıtladı. TİP Ankara adayını geri çekecek (Sosyalist partiler neden tek listeyle seçime giremedi?) Küçük ayrılıklar büyük iddialarımızın önüne geçti Yurttaşlara ‘Oyunuz boşa gitmesin' diyoruz Hasan Cemal ve Cengiz Çandar'ın adaylığına yapılan eleştiriler Asgari müştereklerde buluşan herkesle birinci önceliğimiz bu tek adam rejimini yıkmak Çandar ve Cemal'in Kürt sorununda rol oynayacakladı iddiası: Eski ağaçtan yeni ev olmaz Çoğulculuğu esas alan anlayış toplumda güçlendi Yeşil Sol sürpriz yapacak, Ankara'da bunun işaretlerini görüyorum Cumhur ittfakı kazanırsa faşizm kalıcılaşacak; artık seçimlerin olmadığı bir düzen gelecek Bu muhafazakar, sağcı ve faşist rejimi yıkmamız gerekiyor (AKP seçimle gitmeyi reddeder mi?) Birlikte hareket edersek paşa paşa giderler Bir daha kedilerin trafolara gireceği veya atı alanın ‘Üsküdarı geçtim' diyeceği bir atmosfere izin vermeyiz Sorunların parlamentoda çözülmesi toplumun kazancına olur
❤ Kazıklı Maria ile bu hafta ❤ Bu bölümde Twitter ile olan toksik ilişkimi, Deniz Akkaya ve Söylemezsem Olmaz ekibinin Selin Ciğerci'nin taşıyıcı anneden olan çocuklarını masaya yatırmaları densizliğini ve ikiyüzlülüğünü, Selin Ciğerci gibi ayrıcalıklı sayılabilecek bir trans kadının İç Anadolu'da bir şehirde uğradığı ayrımcılığı konuştuk. Şarkı: Such Great Heights 00:00 - 11:05 twitter'ı kapatmam, instagram reels'a düşmem 11:06 - 12:58 selin ciğerci'nin konya'da uğradığı ayrımcılık 12:59 - 44:43 deniz akkaya, söylemezsem olmaz yorumlama 44:44 - 52:01 her şey zok güzel olazak ❤ Beni Patreon'dan destekleyin: https://www.patreon.com/kaziklimaria ❤ Youtube: https://www.youtube.com/c/kaziklimaria ❤ Twitter: http://www.twitter.com/kaziklimaria ❤ Instagram: http://www.instagram.com/theyoungturd
“Âfitâb-ı hüsn-ü hûbân âkıbet eyler ufûl / Ben muhibb-i lâyezâlim lâ uhibbü'l-âfilîn” (Anonim) “Bütün güzel şeylerin güzellikleri bir gün mutlaka kendileri gibi fena bulur. Ben fânî güzelleri değil, batmayan ve sonu olmayan Biricik Güzel'i severim.” Güneş çehreli güzeller, güzellikleriyle beraber ufûl eder, batar giderler. Ben muhibb-i lâyezâlim; lâyezâl olan, batmayan, gitmeyen bir güzelliğin hayranıyım; batıp gidenlere dilbeste olmam, gönül kaptırmam, onlara karşı aşk u şevke düşmem. Öyle birine iştiyak duyarım ki, O batmaz, O gitmez, O her zaman bizimle beraberdir. *O virdiniz ise, O'nunla alakalı vâridâtınız da sağanak sağanak olur. Virdi olmayanın varidâtı da olmaz; onun kalbi katı, duyguları hissiz, kendi de Allah'la münasebeti açısından hareketsizdir. *Günümüzün dökülen insanlarının dökülmelerinin en büyük sâiki, Rabbimizle münasebet açısından boş olmaları, atâlet yaşamalarıdır. Fizikî cisimler gibi atâlet içinde sağa sola savruluyorlar; bir gün orada, bir gün burada; bir gün başka türlü, öbür gün başka türlü; bir gün bir türlü beyan, diğer gün başka türlü beyan; bir gün bir türlü strateji, öbür gün onu yıkan başka türlü strateji… Oysa aktif olmak, aktif olma yolunda bulunmak lazım ki insan çizgisini koruyabilsin. Allah, tevâzu ve mahviyetten yüzü yerde olanı yükselttikçe yükseltir. *Hakiki imanın ve halis ubudiyetin bir yanını Rabbimizle münasebet, diğer yanını da tevazu, mahviyet ve hacâlet teşkil eder. Mü'min, Allah'la münasebeti ölçüsünde kendisini hiçlemeli, sıfırlamalı ve mahviyetle iki büklüm olmalıdır.
Turnayı Gözünden Vurmak Herhangi konuda uzun süre suskun ve hareketsiz kalındıktan sonra gerek tesadüfen, gerekse bilinçli olarak büyük bir başarı elde edildiğinde "Durdu, durdu da turnayı gözünden vurdu." deriz. Tecrübeyle değil de zamanın akışıyla ölçülen hemen hemen bütün başarılar bu deyimin değişik zaman kiplerindeki bir versiyonu ile açıklanmaya çalışılır. Deyimin ortaya çıkışı bir avcı mübalâğasına dayanmaktadır. Avcılığın yaygın olduğu yörelerde genellikle avcılar kulübü gibi işleyen bir mekân bulunur. Bütün avcılar buraya gelip bol palavralı hikâyeler anlatırlar. Anlattıkları da konuştukları da saçma olan bu tip avcıların yalanlarına ve mübalâğalarına diyecek yoktur. Pek çoğu hayal ürünü olan bu hikâyelerden birisi şöyledir: Avcılar meclisinin en yaşlı ve güngörmüş üyesi olan Şikarizade Sayyad Ağa bu mecliste anlatılanların hepsini sessizce dinler, hepsine aferinler okur; ama kendisi hikâyesini anlatmazmış. Bu hâl diğer avcıların dikkatini çekince aralarında karar alıp demişler ki: -Sanatına aşk olsun ey büyük avcı! Bunca yıllık bir ömrün ve av peşinde geçen bir hayatın var. Lütfeyleyip, bir hatıra da sen anlatsan da dinleyip faydalansak... Hep bizler konuşuyoruz ve hep senin sustuğunu görüyoruz. Şikarizade bir süre nazlanmış, " Olmaz, bunu benden istemeyin lütfen!" gibi mazeretler ile geçiştirmeye çalışmış. Nihayet ısrar ve merak iyice artınca şöyle derinden derine bir iç geçirip: -Aaaah!... demiş. Ne olursunuz beni konuşturup meclisinizi yasa boğmayın ve beni gençliğimin en hazin hatırası ile yeniden yüzleştirerek derdimi tazelemeyin. Zaten ne zaman bu yürek parçalayan hatıra aklıma gelse ciğerimdeki ateş çevremdekileri yakıyor. O gençlik günlerinin utancı beni boğuyor... Şikarizade Sayyad Ağa'nın bu sözleri meclise bir alev topu gibi düşmüş. Herkes merak ve heyecan içerisinde "Demek ki ortada çok duygusal ve acıklı bir av hikâyesi var." diye geçirmişler içlerinden. Ona bu hikâyeyi anlattırmak için ısrarları artırıp bin dereden su getirmişler, teselli sözleri söylemişler. Avcılar meclisinde herkes tek kulak olup Seyyad Ağa'nın ağzına dayanmış. Çıt yok. Bizimki önce bir yutkunmuş, eski meddahlar gibi oturuşuna yeni bir çeki düzen katarak başlamış anlatmaya: -Efendim, avcılığımın ilk günlerindeydi. Toy bir delikanlı sayılırdım. Bir gün tüfeğimi omzuma, tazımı gölgeme alıp şöyle tek başıma ava çıktım. Bir sigara çekimlik mesafe gittikten sonra gökte bir turna gördüm. Baktım yolu doğrultmuş; aheste aheste süzülüyor. İçimden "Şunu, dedim, zararsız bir yerinden, ayağından vurayım." Ben bunları düşünürken turna biraz uzaklaşır gibi oldu. Tam sağ ayağına nişan alıp çektim tetiği. İşte ne olduysa o anda oldu. Zavallı turna, gagasıyla ayağını kaşımaya yeltenmez mi?!.. Ciğerim yandı gitti; ama elden ne gelir!?.. Kuşcağız şöyle iki yüz - üç yüz metre kadar ileriye düştü. Tazım aldı getirdi. Baktım, tam da düşündüğüm gibi zararsız bir atış idi. Saçmalarımdan yalnızca biri, ayağına isabet edecek yerde, başı siper olduğu için sağ gözünden girip, sol gözünden çıkmış? Kuşcağızın başka hiçbir şeyi yok. Fakat iki gözü iki çeşme kanıyor. Ben hayatımın en büyük pişmanlığı ile ne yapacağımı şaşırdım. Tabi biraz toyluk da var. Kan tutmuş gibi donakalmışım. Kuş çırpınıyor, benim içim sızlıyor. Böyle ne kadar zaman geçti bilmiyorum; asıl hazin sahne o zaman yaşandı... Sayyad Ağa sözün burasında bir ara verip önce iki kez bağrını yumruklar ve ağlamaklı bir eda ile iç geçirerek bir bardak su içer; sonra da acıyla yutkunup anlatmaya devam eder: -Nasıl geldiler, nereden geldiler, ne kadar zamanda geldiler, bilemiyorum, baktım çırpınan kör turnanın üstünde bir bölük turna dolanıp durmakta. Bana doğru öyle kanat çarpıyorlar ki hayatımda öyle dehşeti başka bir gün yaşamadım. Af dilesem, hangisinden dileyeceğim. Konuşsam ne diyeceğim!... Tam bir şaşkınlık hâli sizin anlayacağınız. Birden onların kendi dillerinde anlaştıklarını gördüm. Hayret ki hayret! Kör turnaya bir şeyler anlatıyorlardı. Sonra onu aralarına aldılar ve yıldırım gibi havalandılar. Dinleyenlerin şaşkın ve hayret dolu bakışları arasında Sayyad Ağa sözlerini bitirdi: -İşte yârenler!... Turnalar, katar halinde uçmaya o günden sonra başladılar. Aralarına aldıkları kör turnaya ses vererek istikametine yöneltmeyi o gün keşfettiler. Şimdi turnalar sırf o uğursuz günü bana hatırlatmak ve benden intikam almak için katar halinde uçmayı alışkanlık haline getirdiler. Hatta bu haber dünyadaki bütün turnalar arasında yayıldı ve onlar benim yüzümden katar teşkil eder oldular. Böylece bir yerde anadan doğma bir kör turna var ise seslerine gelip yollarını bulabilsin. Geçenlerde o kör turna ki, epey yaşlanmış, rüyama girdi ve bana dedi ki: -Ey bütün zamanların en büyük üstadı! Biz senden sonra bu cihanda böyle nazik düşünceli ve hassas bir üstad avcı görmedik. İki gözüm senin sanatına feda olsun! Şikarizade Sayyad Ağa'yı dinleyenlerden biri hayretinden patlar ve: Ehh!.. Üstat, der. Durdun, durdun; ama sonunda turnayı da gözünden vurdun. Pes doğrusu!..
Ahmet Karabay | Doktorun sahtesi olur da cumhurbaşkanının olmaz mı? | 30.11.2022 by Tr724
Aramızda'nın bu bölümünde, sonrasında hiç aranmadığımız date'lerden; daha en başında bitirdiğimiz ilişkilere, seninle o kadın arasındaki farktan; bu hayattaki rolüne kadar bir sürü aydınlanmayı birlikte yaşıyoruz. Zamanı gelen dersini alır, keyifli dinlemeler!
Mehmet Efe Çaman | Muhalefete giriş – muhalefet nasıl başarılı olur ve nasıl başarılı olmaz | 12.11.2022 by Tr724
Temel özgürlükler referandum konusu olur mu olmaz mı? Olur, bizim ülkemizde olur... ama şairin dediği gibi "Olmaz olsun!" #siyaset #referandum Jenerik müziği: Rahman Altın
Alevleri göklere yükselmiş yangında iman yanıyor, gelecek nesiller yanıyor, ümit dünyası yanıyor!.. Âlem-i İslam'ın sıkıntısı, her ân benim nöronlarımda bir yangın şeklinde bana kendisini hissettiriyor. İslam dünyası, şu ânda maruz kaldığı şeye hiç maruz kalmamıştır; kadınların iffetine dokunulmamış, tecavüzler yaşanmamış, evinde barkında olan masum insanlara saldırılmamış, bir “yok” uğruna insanlar tecrid edilmemiş, tevkif edilmemiş, ta'zib edilmemiş, ızdırara maruz bırakılmamıştır!.. Bütün İslam dünyası, böyle korkunç bir yangınla cayır cayır yanıyor… İçinde yanan şey de “gelecek nesiller”, onların ümit dünyaları ve “iman”. Hazreti Pîr o yangın karşısında şöyle diyor: “Bana: ‘Sen şuna buna niçin sataştın?' diyorlar. Farkında değilim; karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor, içinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise, bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler…” Bugün toplum paramparça, aileler paramparça… Evlat, babasına düşman; baba, evladına düşman; anne, evladından kopmuş… Ve bunu çağın ferâinesi, tiranları yapmışlar. Âlem-i İslam, böyle bir yangınla cayır cayır yanıyor. Şayet, bu yangının şöyle-böyle sızıntısı, sizin nöronlarınızda da kendini hissettirmiyorsa, tembih adına birer iğne vurdurmanızda yarar var. “İman-ı billah” iğnesi, “marifetullah” iğnesi, “muhabbetullah” iğnesi, “zevk-i rûhânî” iğnesi, “aşk u iştiyak” iğnesi vurdurmanız lazım. Yangını görmüyorsa, baktığı halde teessür duymuyorsa, nöronları uyarmak için öyle bir mualece gerekli. Allahım, ümmet-i Muhammed'e (sallallâhu aleyhi ve sellem) merhamet eyle!..
Levent Kenez | Bu kadar da olmaz! | 11.08.2022 by Tr724
Kötü haber şu; para yok. Daha kötü haber de şu; artık saklama ihtiyacı bile duymuyorlar. Jenerik müziği: Rahman Altın