Genre of electronic music originating in the United Kingdom
POPULARITY
Categories
Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz doksan dokuzuncu bölüm sizlerle.Kaydımızı yaptığımız günden bir önceki gün olan 13 Mayıs 2025 itibarıyla Eurovision Şarkı Yarışması başladı. Yarışma bu yıl İsviçre'de yapılıyor. Birbiriyle alakası olmayan parçaların yarıştığı; pop, rock, elektronik, dans, etnik, trance gibi türlerin birbirine girdiği ama herkesin bir şekilde eğlendiği bu yarışmaya değindik.Ardından Webby Ödülleri'nden, bu ödül töreninde kazananlardan, öne çıkan podcast'lerden bahsettik. Hazır söz podcast'lerden açılmışken, Open AI ile ilgili bir haberden yola çıkarak iki Türk doktorun hazırladıkları ilginç bir podcast'i konuştuk.Son olarak, Walt Disney şirketinin geçen hafta yaptığı bir duyuruyu değerlendirdik. 2020'lerin Disneyland parkı Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Yas Adası'nda açılacak. Bu ülkenin turizmden para kazanma konusundaki büyük planına değindik.
Trump'ın Ortadoğu ziyareti programı çerçevesinde ziyaret ettiği Suudi Arabistan, Amerika'ya 600 milyar dolar yatırım yapacağını duyurdu. Çinli SWM Motors, Eskişehir'de yıllık 25 bin adet kapasiteli fabrika kuracağını açıkladı. Bu bölüm Brewfuture hakkında reklam içermektedir. Anadolu Efes, iş birimlerinin öncelikli ihtiyaçlarına çözüm sunabilecek, ticari ürünü bulunan ileri aşama girişimleri Brewfuture'a bekliyor. Anadolu Efes'in uzman ekipleriyle yakın temas içinde çalışmak, ürün ve hizmetlerinizi pilot çalışmalar ile test etmek için son başvuru tarihi 30 Mayıs. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
09.05.2025 | Dijital Hayat Bölüm533 - TRT Radyo1 | "Dijital Zilyetlik: Kontrol Kavramının Doğuşu" Bilal Eren'in hazırlayıp, sunduğu Dijital Hayat programımızda bu hafta; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Adem Yelmen ile; - Dijital Zilyetlik Nasıl Tanımlanabilir? - Geleneksel Anlamda Zilyetlik Nedir, Mülkiyet ile Arasındaki Fark Ne? - Elinde Bulundurma, Üzerinde Söz Sahibi Olmak için Yeterli mi? - Sosyal Medya Hesapları, Kripto Varlıklar, Tasarımlar, Elektronik Dosyalar gibi Dijital Varlıklar Üzerinde Hangi Haklara Sahibiz? - Dijital Varlıklar Üzerindeki Hakkımız, Zilyetlik mi, Mülkiyet mi, Yoksa Kontrol mü? - Dijital Varlıkların Kontrolü, Yeni Bir Mülkiyet Tanımı mı? Başlıklarını konuştuk. Dijital Hayat, her cuma saat 15:30'da TRT Radyo1 mikrofonlarında canlı yayında... Tüm geçmiş ve gelecek yayınlarımız için; Web: https://www.dijitalhayat.tv
Beyaz elbise giymek müstehabtır. Siyah giymek de müstehabtır. Çünkü siyah giymek Abbasoğullarının alâmetidir. Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz'in, siyah bir sarığı vardı. Bayramlarda onu giyer ucunu da iki omuzu arasından arkaya sarkıtır (taylasan yapar)dı. Mekke'nin fethinde başında o sarık olduğu halde Mekke'ye girmişti. Erkekler için giyimde uygun olan, çok pahalı da çok âdî de olmayan ve kendisiyle maddî bakımdan aynı seviyede olan kimselerin giydiği gibi giyinmektir. Aşırı lüks elbise giymek dînen yasaklanmıştır. Çok düşük kaliteli elbise giymekle de insanların gıybet etmesine sebep olunur. Peygamberimiz (s.a.v.), giyimde iki şekilde tanınmayı yasaklamıştır: Aşırı pahalı ve çok kalitesiz elbise giymek. Buna dikkat edilirse, düşüncesiz ve haddini bilmeyen kimselerce de aklı başında kimselerce de ayıplanmaz. Şemsül Eimme İmam Serahsî (r.âleyh) şöyle buyuruyor: “İnsan, çoğu zaman günlük fakat yıkanmış temiz elbise giymelidir. Bazen de Allâh (c.c.)'un verdiği nimeti ortaya koymak için en güzel elbisesini giymelidir. Böyle yapmak mendubtur.” Çünkü, hadis-i şerifte “Allâhü Teâlâ verdiği nimeti kulunun üzerinde görmek ister” buyuruluyor. Kişi en güzel elbisesini her zaman giymemelidir. Çünkü, bunu görenler kendileri öyle elbise giyemedikleri için üzülür ve sıkıntı duyarlar. Şir'a Şerhi, Mişkât isimli eserden şunu naklediyor: “Eski ve yamalı elbise giymek İslâm'ın sünnetlerindendir. Rivayet olunuyor ki, Peygamberimiz, (s.a.v.) Hz. Fâtıma (r.anhâ)'yı Hz. Ali (r.a.) ile evlendirdiğinde, Fâtıma (r.anhâ) Validemiz'in üzerinde yünden 12 yamalı bir örtü, pelerin vardı. Hz. Fâtıma (r. anhâ) el değirmeniyle arpa öğütürken, diliyle Kur'an okur, kalbiyle mânâsını düşünür, ayağıyla beşik sallardı.” (Allame Şeyh Alaüddin Abidin, Üç Boyutuyla İslam,S.736)
Socrates FC'de bu hafta İlhan Özgen, Atahan Altınordu ve Buğra Balaban sizlerle birlikte. Bu haftaki bölümümüzü şampiyonluğunu ilan ederek Trendyol 1. Lig'e çıkma başarısı gösteren Sarıyer'le ve şampiyonluk kutlamalarıyla açıyoruz. Sertaç Çam, Kemal Rüzgar ve Serdar Cansu üçlüsünün olası ayrılığını konuştuktan ve “Mustafa Sarıgül hoca kalır mı?” sorusuna yanıt aramamızın ardından Atahan'dan hayli ibretlik bir anı dinliyoruz. Atahan'ın anlattığı anının etkisinden çıktıktan sonra Arda Güler'in Celta Vigo karşısındaki 1 gol, 1 asistlik performansa uzanıyoruz. Arda Güler'in takımda kalma ihtimali, Real Madrid'in santrfor arayışına girip girmeyeceği denklemlerini enine boyuna değerlendirdikten sonra sezon sonunda Liverpool'dan ayrılacağını resmen açıklayan Trent Alexander-Arnold'ın Real Madrid'de hangi rolde neler yapabileceğini tartıyoruz. Profesyonel lige yükselen Eskişehirspor, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi, Mourinho'nun açıklamaları, Beşiktaş'ın inişli çıkışlı sezonu, Ole Gunnar Solskjaer'li takımın önümüzdeki sezona dair hedefleri… Hepsi ve daha fazlası bu bölümde!
Socrates FC'de bu hafta İlhan Özgen, Atahan Altınordu ve Buğra Balaban sizlerle birlikte.Bu haftaki bölümümüzü şampiyonluğunu ilan ederek Trendyol 1. Lig'e çıkma başarısı gösteren Sarıyer'le ve şampiyonluk kutlamalarıyla açıyoruz. Sertaç Çam, Kemal Rüzgar ve Serdar Cansu üçlüsünün olası ayrılığını konuştuktan ve “Mustafa Sarıgül hoca kalır mı?” sorusuna yanıt aramamızın ardından Atahan'dan hayli ibretlik bir anı dinliyoruz.Atahan'ın anlattığı anının etkisinden çıktıktan sonra Arda Güler'in Celta Vigo karşısındaki 1 gol, 1 asistlik performansa uzanıyoruz. Arda Güler'in takımda kalma ihtimali, Real Madrid'in santrfor arayışına girip girmeyeceği denklemlerini enine boyuna değerlendirdikten sonra sezon sonunda Liverpool'dan ayrılacağını resmen açıklayan Trent Alexander-Arnold'ın Real Madrid'de hangi rolde neler yapabileceğini tartıyoruz.Profesyonel lige yükselen Eskişehirspor, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi, Mourinho'nun açıklamaları, Beşiktaş'ın inişli çıkışlı sezonu, Ole Gunnar Solskjaer'li takımın önümüzdeki sezona dair hedefleri… Hepsi ve daha fazlası bu bölümde!
Türkiye'nin toplumsal yapısının en önemli, geleneksel olarak en güçlü kurumu olan aile alanında son zamanlarda ciddi tehlike çanları çalınıyor. Şaka değil, bizi başka toplumlara nazaran avantajlı kılan en güçlü yanımızdan vuruluyoruz. Artan boşanma oranları, evlilik yaşının giderek yükselişi, yalnız yaşayan insanların sayısının rekor kırışı ve en nihayetinde doğurganlık oranlarındaki tehlikeli düşüş ve bunun nihai sonucu olan toplumsal yaşlanma. Bunlar şu anda Türkiye'de toplumsal değişimin istikametinin olumsuz yönde seyrettiğini anlatan veriler.
Eski Mossad Terörle Mücadele Daire Başkanı Oded Eilam, İsrail'in Türkiye ile askeri kapasitesinden dolayı Suriye'de bir çarpışmaya girmekten korktuğunu belirtti. Oded Eilam İsrail'in ABD'yi Türkiye'yi durdurmaya çağırması gerektiğini savunuyordu. Eilam, Israel Hayom'da yayınlanan yazısında, Türkiye ile İsrail'in Suriye'de çatışma yolunda ilerlediğini yazdı.
TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİ Sizlere Ord. Prof. Dr. Anna Masala'nın kendi ağzından Türk mutfağını ve Türk misafirperverliğini anlattığı bir anısını aktarmak istiyorum: “Yanlış hatırlamıyorsam tanıdığım bütün Türklerin evinde yemek yedim. Konya'da Selçuklu yemeği, Eskişehir'de Tatar yemeği yedim. Zenginlerin ve fakirlerin evinde kahvaltı ettim, öğle ve akşam yemekleri yedim. Bazen birbirleriyle aynı günde evlerine davet eden dostları kırmamak için üç kez akşam yemeği yediğim bile oldu. Türkiye'de misafirperverlik anlayışı çok farklıdır. Anadolu'da en fakir köylü bile tek tavuğunu misafiri için keser ve ona yedirir. Ben, dünyanın en iyi mutfaklarından biri olan Türk mutfağını ve Türk sofrasını çok severim. Her sofra bir gökkuşağı gibidir: altın renkli börekler, gümüş baklalar, yeşil kırmızı çoban salataları, beyaz peynirler, her çeşit et yemeği, imam bayıldı, pilavlar, fasulye, tarhana ve tatlılar... Bir kere Prof. Ziya Umur, Suha Umur ve eşleriyle birlikte Prof. Sahir Erman'ın misafiri oldum. Büyük bir otelin lokantasındaydık. Yemek çeşitleri gerçekten kırk bir miydi bilmem ama çok çeşitli vardı. O akşam “imam bayıldı” veya “hünkarbeğendi” gibi yemek adlarının anlamını çözdüm. Her birimiz için içinde gül yaprakları olan bir tasla ılık su ve muhteşem sıcak peçeteler geldi. Otel, o akşam gözümde âdeta bir Osmanlı sarayına dönüşüverdi. Türk misafirperverliği sadece yemeğe dayanmaz; sanırım sadece Türkiye'de “diş kirası” âdeti vardır. Yani misafirlere ev sahibi tarafından bir hediye verilir. Eski dönemlerde büyükler misafirlere altın para hediye ederlermiş. Şunu bilmelisiniz ki bir Türk'ün misafiri olursanız ondan mutlaka bir hediye alırsınız. Mesela bana, boncuklar, bilezikler, yemeniler, kıymetli kitaplar, el işçiliği tabaklar, gümüş bir ayna ve daha birçok güzel hediye verildi. Anadolu'da bazı köylerde misafir odalarında, işlemeli divanlar, yastıklar ve renk renk halılar arasında uyuduğum da olmuştur. Halının üzerinde bir tepsi, tepside çay, meyve ve fıstık görüntüsü unutamadığım anlardandır. Sabah erken saatte, namaz vaktinde, küçücük bir minareden gelen ezan sesleriyle ev halkı uyanır ve kahvaltı edilirdi. O köy evi de bir saray oluverirdi.
Şu anda Başbakan Anthony Albanese liderlik yaptığı Avustralya İşçi Partisi, 1890'lardan siyasetin bir parçası. Köklerindeki işçi hakları odaklı politikalarından daha geniş bir yelpazeye hitap etse de sendikalarla bağlarını sağlam tutmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz hafta içinde Nuray Mert hakkında “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla bir dava açılmış olduğunu duyduğumdan beri Türkiye'de yaşadığımız son 40 yıl önümde defalarca seyrettiğim bir uzun film şeridi gibi geçip duruyor. Ne oluyoruz? Nereye gidiyoruz? Haberi birçok arkadaşa yolladım ve aynı soruyu sordum, ne oluyoruz? Eski ortak arkadaşlarımızın çoğu benden duymuş oldu haberi. Onlarda da bir şaşkınlık.
Phoenix Beverages à travers Eski, dévoile une compétition de talents exceptionnelle de la jeunesse mauricienne ! Phoenix Beverages, à travers sa marque emblématique Eski, lance officiellement la compétition nationale « Wello Ena Talan », une initiative exceptionnelle visant à révéler et valoriser les talents et la créativité des jeunes mauriciens, âgés entre 13 et 19 ans. L'annonce officielle a été faite le vendredi 28 mars 2025 à la Mauritius Glass Gallery (MGG) à Pont Fer, en présence d'un parterre d'invités de prestige. Ouverte à tous les jeunes résidents mauriciens, cette compétition accueille une variété impressionnante de disciplines artistiques, notamment le chant, la danse, la comédie, le slam, les acrobaties et la magie, entre autres. Des auditions seront organisées dans cinq régions stratégiques (Nord, Est, Sud, Ouest et Centre) afin de garantir une participation inclusive et accessible à tous. Les inscriptions s'effectuent très simplement, soit via WhatsApp (5255 4464) en envoyant une vidéo de 30 secondes accompagnée des informations personnelles requises, soit directement en se rendant aux centres régionaux d'audition. Phoenix Beverages Limited a placé les valeurs ESG (Environnement, Social et Gouvernance) au cœur de « Wello Ena Talan ». L'entreprise s'engage ainsi activement en faveur de pratiques écoresponsables, tout en mettant l'accent sur l'inclusion sociale, l'engagement communautaire et la transparence lors de ce concours. Virginie Felenc, Mauritius Marketing Manager, souligne : « Wello Ena Talan dépasse largement le cadre d'une simple compétition. C'est une opportunité unique pour notre jeunesse de s'exprimer pleinement tout en s'impliquant activement dans une démarche citoyenne et responsable. Nous sommes convaincus que cette initiative aura un impact positif et durable sur la jeunesse mauricienne.» Gerard Merle, Sr Manager Technical Operations and Sustainability, ajoute avec enthousiasme : « Ce projet nous tient particulièrement à cœur, car il permet à chaque jeune de poursuivre ses rêves avec passion. En tant que producteur responsable, nous souhaitons non seulement sensibiliser les participants aux enjeux environnementaux et sociaux, mais aussi générer un véritable impact social positif dans nos communautés. » Les candidats sélectionnés lors des auditions régionales participeront à la grande finale nationale après une période intensive de préparation, comprenant des répétitions encadrées par des professionnels du secteur culturel et artistique. Les performances, d'une durée maximale de 2 minutes 30, seront évaluées par un jury indépendant selon des critères rigoureux : originalité, créativité, présence scénique et impact global. À la clé : des récompenses alléchantes, notamment des prix en ‘cash', des trophées, ainsi que des opportunités concrètes pour la valorisation des talents sur des plateformes reconnues. Le grand gagnant se verra offrir un chèque de Rs 100,000, le deuxième un chèque de Rs 25,000, et Rs 15,000 seront offerte à celui ou celle qui terminera à la troisième position. Pour récompenser l'effort de ceux qui auront atteint la finale, Rs 10,000 seront offertes à ceux qui finiront entre la 4ème et la 10ème place ainsi que Rs 5,000 entre la 11ème et la 20ème. Phoenix Beverages Limited invite chaleureusement les jeunes talents à saisir cette opportunité et à faire découvrir leur créativité, leur passion et leur authenticité au grand public. « Wello Ena Talan » entend ainsi inspirer et dynamiser une nouvelle génération mauricienne engagée, créative et responsable. Nous saluons aussi la collaboration du ministère de la jeunesse et des sports ainsi que la représentante de l'Ile Maurice à l'UNESCO, Mme Jasmine Toulouse. Pour toute information complémentaire ou pour vous inscrire, rendez-vous sur le site officiel www.wello.mu ou contactez directement les organisateurs via WhatsApp.
Fehmi Karaarslan'la Eskişehir'de İngilizce-Fransızca Öğretmenliği okurken amatör olarak yaptığı ve ‘kendini ifade etmenin en iyi yolu' olarak gördüğü tiyatro pratiğinden başlayarak Fransa'da Tiyatro eğitimi almaya uzanan yolculuğuna; oyunculukta derinlemesine metin analizi ön koşulundan yazar-yönetmen-oyuncu denkleminin yarattığı o dünyada buluşma çabasına ve dünya kültüründe iz bırakmış bir sanatçı olan Gomidas Vartabed'in var olma hikâyesinin dile geldiği ve Lusavoriç Korosu eşliğinde etkileyici bi' performansla seyirciyle buluşan hem Türkçe hem de Fransızca sahnelenen oyunu Gomidas'a dair oldukça güzel bi' söyleşi gerçekleştirdik. Kendisine bu hoş sohbet için çok teşekkür ederiz. 27 Mart 2025 | tiyatro.co27 Mart Dünya Tiyatro Günü Kutlu Olsun
Çarşamba günü yolsuzluk ve terör şüphesiyle başlayan soruşturmaların akabinde meydana gelmesi beklenen eski Türkiye manzaralarının artık olmadığını görmekteyiz. Yapılan operasyonun ardından yayılan bin bir türlü tezvirattan biri Morgan Stanley isimli kurumun Türkiye'den çekilme kararıydı. Morgan Stanley Türkiye'den çekilmişti çekilmesine ama bunun başvurusunu aylar evvel yapmış ve neticesi ise 12 Mart'ta alınmıştı.
Bülent Orakoğlu-CHP'li 4 belediye, Ataşehir, Maltepe, Şişli ve Sarıyer'de ihale örtüsü altında DHKP/C terör örgütüne finans sağlayan görevlilere yapılan operasyonlarda eski Sarıyer Belediye Başkanı ‘Şükrü Genç tutuklandı? by Yeni Şafak
Bu bölümde, akıl yürütmeye dayanan yeni yapay zeka modellerinin tam olarak ne yaptıklarını, kısa zamanda kaydettikleri ilerlemeleri, eğitimlerini ve Deepseek'in neden meşhur olduğunu anlayacağız. İyi Pazarlar.Yeni Kitap: Fularsız Felsefe: Dört Önemli Mesele (önsatış).Konular:(00:04) Sansasyonel giriş(02:11) Yapay zekaya kibar davranmak(03:08) Eski modellerin aptallığı(05:41) Chain of Thought(08:18) Test performanslarındaki inanılmaz değişim(11:20) Gerçek akıl yürütme(12:28) Akıl yürütme eğitimi(16:25) Deepseek'in farkı(19:18) Fularsız Felsefe: Dört Önemli Mesele (önsatış).Kaynaklar:Video: Cold FusionVideo: Deepseek R1 TheoryMakale: Large Language Models are Zero-Shot ReasonersBlog: Demystifying Reasoning ModelsARC-AGI See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Eski İstanbul âlimlerinin ve vâizlerinin en önemlilerinden biri de Manastırlı İsmail Hakkı Efendi idi. Merhumun en önemli özelliği dört başı mamur bir hatip olmasıydı. İstanbul'un selatin camilerinde, özellikle Ayasofya'da yaptığı vaazlarla bu tarihi mâbedleri doldurup taşırıyor, cemaati âdeta galeyana getiriyordu. Bu hususiyetinden dolayı ona “Ayasofya Vâizi” ünvanı verilmişti. Ayasofya vâizlerine ayrıca “Kürsü Şeyhleri”de deniliyordu.
Osmanlı tarihinin en kritik dönemeçlerinden birisiyle karşınızdayız. Henüz kuruluş aşamasında, büyük devlet olma yolunda ilerleyen Osmanlı Devleti, yeni bir rakiple karşı karşıya geliyor. İlhanlı Devleti'nin parçalanmasını iyi değerlendiren Emir Timur ya da nam-ı diğer Timurleng, meşhur Çin Seferine çıkmak için gözünü Yıldırım Bayezid'in yönettiği Anadolu topraklarına diker. Osmanlı ve Timur Devletleri arasında mektuplaşmalar yoluyla başlayan gerilim, gün geçtikçe iki ülkeyi savaşa yaklaştırır. Ankara Savaşına giden yolu açan sürtüşmeler kalemle başlarken kılıçla sona erer.Memlukların, Ahmet Celayir'in, Kara Yusuf'un ve daha birçok şahsiyetin dahil olduğu bu çetin mücadelenin; Ankara Savaşı'na giden yolun ilk aşamasını bu bölümde görebilirsiniz. Özellikle seslendirme konusunda oldukça profesyonel bir çalışma yapıldı. Yıldırım Bayezid'i ünlü aktör, seslendirme sanatçısı Tansu Biçer seslendirmekte. Eski günlerde olduğu gibi podcast formatına geri dönmenin hatta bir nevi radyo tiyatrosu formatında içerik üretmenin mutluluğu içerisindeyim :)Sizlere bu bölümü bir video olarak sunmak isterdim ancak basit haritalı çalışmalar içime sinmeyeceği için bu şekilde yayınlamak istedim. Kulaklığınızı takıp bu özel yapımın tadını çıkartmanızı diliyorum. Normalde bu içerik bir podcast şirketi çatısı altında yayınlanacaktı. Ancak yaşanan gelişmelerin ardından Tarih 101 kanalından yayınlama fırsatı buldum. Umarım hoşunuza gider, keyif alırsınız. Geri dönüşlerinizi her zamanki gibi bekliyorum. Keyifli dinlemeler dilerim.Credits:Music: Ghost Island by SoundridemusicLink to Video: https://youtu.be/6mgzeZeTlBc?si=U08np-nTnTKjE8bKCredits:Music: Bloodlust by SoundridemusicLink to Video: https://www.youtube.com/watch?v=dLybt8Vs-4EKanalımızı desteklemek ve ek içeriklere ulaşmak için;https://www.youtube.com/channel/UCPlTdUoi8jAjEdk1wf5cQug/join
Shostakovich's Eleventh Symphony unfolds with the immediacy of a newsreel as it depicts the harrowing events of the 1905 Russian Revolution. Brimming with rebellious anthems and prisoners' songs, the Cold War-era score is widely heard as a veiled critique of the Soviet regime. Rachmaninov's First Piano Concerto, a farewell to Russia, features the captivating Simon Trpčeski. Learn more: cso.org/performances/24-25/cso-classical/hrusa-trpceski-and-rachmaninov
Fatma Nur Kaptanoğlu 1993 yılında Marmaris'te doğdu. Eskişehir'de Osman Gazi Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Sanat ve Tasarım Plastik Sanatlar bölümünde yüksek lisans yaptı. Yazıya görseli kattı yani. Kısa film yönetmenliği eğitimi de aldı. İlk kitabı Kaplumbağaların Ölümü 2017 yılında buluştu okurlarla. İkinci öykü kitabı Homologlar Evi ise 2019'da geldi. Bunu 2021'de iki uzun öyküiçeren Ateşten Atlamak takip etti. Ve son olarak da 2024 yılında Babam, Ev ve Yumurta Kabukları adlı ilk romanı buluştu okurlarla. Bir yandan sanat yönetmenliği yapan Fatma Nur'un, söyleşi sırasında siz de fark etmişsinizdir,yazmayı sürdürmeye kararlı olduğu da belli. İyi ki! Yeni sesler güçlendiriyor edebiyatımızı. Yolu açık hep olsun diyelim mi?
Türk Tabipleri Birliği (TTB), 14 Mart Tıp Bayramı'na giderken mevcut sağlık sisteminin çöktüğünü söyleyerek “Başka bir sağlık sistemi mümkün” başlığıyla eylem programını açıklamıştı. Başka bir sağlık sisteminin nasıl oluşturulabileceğine ve 14 Mart günü yapılması planlanan eyleme dair katkı ve önerilerini sunmak için Türkiye'nin dört bir tarafından yüzlerce hekim TTB'nin çağrısıyla 1 Mart'ta Ankara'da “Büyük Hekim Buluşması”nda bir araya geldi.Eylem programı kapsamında TTB, Şubat ayı içinde sağlık sisteminin her bir alt başlığında farklı illerde sempozyumlar ve çalıştaylar düzenledi. Mevcut sağlık sisteminin çöktüğüne ve başka bir sağlık sisteminin mümkün ve ihtiyaç olduğuna dair tespitlerini hekimlerle, sağlık emekçileriyle ve halkla konuşmak ve tartışmak için İstanbul'dan Ankara'ya sembolik bir Beyaz Yürüyüş organize etti. Yürüyüş Türkiye'nin dört bir tarafındaki tabip odalarının temsilcilerinin katılımıyla 25 Şubat'ta İstanbul'dan başlayarak sırasıyla Gebze, İzmit, Balıkesir, Bandırma, Bursa ve Eskişehir rotasını takip ederek 1 Mart'ta Ankara'da Büyük Hekim Buluşması'nda son buldu.Türkiye'de sağlık sistemi 1980'lerin başından itibaren özelleştirme ve piyasalaştırma saldırıları altında. Bu anlamda en büyük sıçramayı 2003 yılında AKP iktidarının başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” yaptı. Sağlık hizmetleri yıldan yıla paralı hale getirilerek, özel sermayenin belirleyici olduğu bir sağlık piyasası yaratıldı. Hekimler ve sağlık emekçilerinin örgütsüzleştirilmesi ve güvencesizleştirilmesi için pek çok adım atıldı. Bunların doğal bir sonucu olarak halkın sağlığı da zarar gördü. Nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşmak güçleşti.Derdine derman arayıp bulamayan halkımız o doktor senin bu doktor benim dolaşmaya başladı. 2002 yılında kişi başı 3 civarı olan doktora başvuru sayısı 12'ye dayandı. Bunun sonucu olarak özellikle büyükşehirlerde randevu bulmak zorlaştı. Çözümü randevu süresini 3-5 dakikaya sıkıştırmakta bulan bakanlık yüzünden nitelikli sağlık hizmeti ve hekimlik yapılamaz hâle geldi. Oysa çözüm için en önemli adımlardan biri, vatandaşların ilk başvuru merkezleri olması gereken Aile Hekimliklerinin (eskinin Sağlık Ocakları) her bakımdan güçlendirilmesiyken bakanlık tam tersi yönde adımlar atarak sistemi daha da kilitledi.İş yeri hekimleri, taşeron şirketlere (OSGB'lere) mahkûm kılındı, işçi lehine tutum almamaları için ücretleri patronlar tarafından ödenir hâle getirildi. Meslek hastalıklarına tanı koyacak meslek hastaneleri kapatıldı, meslek hastalığının tanı koyma süreçleri zorlaştırıldı. Sağlığı korumayı, hasta olmamayı önceleyen değil, tedavi etmeye uğraşan bir sistem hâkim kılındı. Oysa TTB'nin çağrısında söylediği gibi başka bir sağlık sistemi mümkün ve aynı zamanda da gerekli. Herkese eşit, nitelikli, ücretsiz, kamu eliyle verilen bir sağlık sistemi hayal değil. Türkiye'de böyle bir sağlık sistemine yetecek kaynak da var sağlık emekçisi de. Ancak siyasal iktidarın buna niyeti yok, tercihini patronlardan, piyasadan yana kullanıyor. TTB olmaksızın işçilerin ve emekçi halkın çıkarına bir sağlık sistemi mücadelesi olamaz ancak yalnızca TTB ile de olmaz. Hükümetin arka bahçesi olmayan ve emekten yana tavır alacak sağlık sendikaları ve emek-meslek örgütleri sürece dâhil olmalı, olabildiğince birleşik ve ortak mücadelenin yolları aranmalıdır. Mücadele hedefsiz olmaz. Kamuda grev hakkını kazanmak, özel hastanelerde ise kamulaştırma perspektifiyle sendikalaşmak ana hedef olmalıdır. Ancak bu hedefe ilerlerken ara hedefler de mutlaka olmalıdır. TTB'nin, SGK'nın özel hastanelerden hizmet alımını durdurması, maaşların tamamının emekliliğe yansıması gibi talepleri bu uzun yolda öncelikli hedefler olmalıdır.1 Mart Büyük Hekim Buluşması'nda söz alan hekimlerin çoğu 14 Mart günü taleplerimizi iktidara duyurmak ve başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu göstermek için bir günlük iş bırakma eylemi yapılmasını önerdi. Bu 14 Mart'ın, uzun soluklu mücadelemizin başlangıç günü olması dileğiyle.
Suriye'de sıcak saatler; Eski rejim yanlısı kalıntıların Tartus ve Lazkiye'de halka ve Suriye ordusuna ateş açması sonucu bölgede sıcak saatler yaşanıyor. İran destekli Beşşar Esed rejimi kalıntıları Suriye'yi bir kez daha yakmaya yıkmaya çaba gösteriyor. Lazkiye ve Tartus gibi eski rejim kalıntılarının yoğun olduğu bölgelerde Suriye ordu güçlerine ve halka ateş açan eski rejim unsurlarının darbe girişimine karşı Türkiye de harekete geçti. Türkiye'de Savunma Bakanlığı'na bağlı Hamza Özel Kuvvetler Tümeni'ne bağlı 2. Konvoy'un da sahil cephesindeki devrik rejim kalıntılarına karşı yürütülen operasyon bölgesine doğru hareket ettiği bildirildi.
#acıtatlımayhoş #ramazanmenüsü
#acıtatlımayhoş #ramazanmenüsü
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, geçtiğimiz günlerde 2000 model ve daha eski araçları kapsayan hurda teşvikiyle ilgili kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sundu.
Dizimiz "Bizden Biri"nde eski milletvekili ve yazar Özcan Mutlu'yu konuk ettik. Kelkit'te doğan, 1973'de çocuk yaşta Berlin'e gelen Mutlu, bir işçi ailesinden başlayan ve federal meclise kadar uzanan hayat hikayesini anlattı. Son kitabı "Almanya nasıl vatan oldu?"yu neden yazdığını aktardı. Gönüllü olarak görevler de yürüten Mutlu, Berlin Engelliler Spor Birliği'nin ve Alman-Türk kardeş şehir projelerinin çatı kuruluşunun başkanlığını yapıyor. Bu çok yönlü konuğumuzla Gökçe Göksu konuştu. Von Gökce Göksu.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, cari açık verilerini, Merkez Bankası'nın ödemeler dengesinde yaptığı revizyonu, ekonomide açıklanan verilerin 2025 için ne sinyal verdiğini ve ABD'de gelen yüksek enflasyon sonrası Fed'in neler yapabileceğini değerlendirdi.
Masalların Ardında Hayaller Oyunlaştıran: Bizim Çocuklar Tiyatro Ekibi Yöneten: Yahya Uluğ Ece Zehra Kayıhan Süpervizör: Alper Baytekin Müzik & Montaj: Çağrı Aygün Seslendirenler: Ceren Temizkan, Doruk Özer Ayaz, Ece Ayaz, Elif Eliaçık, İdil Su Tabakçı, Kayra Can Demirci, Maya Uygur, Mehmet Poyraz Taş, Olcan Mut, Salih Taha Yılmaz, TuanaSongür, Yağmur Erdoğan, Zeynep Polat, Zeynep Tütüncü Sadece istemekle gerçekleşse hayaller, mümkün olurdu o zaman mucizeler. Onlarca işe girmiş çıkmış genç bir çırağın hikâyesini anlatacağız sizlere. Yaşadığı kasabada “Çok Bilmiş” diye tanınan bu çırak her yeni kararında epey heyecan duyar. Eski dostu Rüzgâr'ı da yanına alıp hayallerinin peşinden sürüklenirken, kendini önünde bulduğu her kapıyı büyük bir istekle çalar. Ardını merak ettiği her kapıda emek vermek, hata yapmak, zorlanmak, bilmek, biliyor gibi yapmak başarının anahtarını bulmak için ne kadar işimize yarayacak? Ve kim bilir bu masal nasıl sonlanacak?
Yapay Zekâ, Teknoloji ve Küresel Rekabetin Yeni Dönemi!
Eski İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu aktif siyaseti bırakacağını açıkladı. Soylu, AKP döneminin en uzun süre görev yapan İçişleri Bakanı olarak tarihe geçti. Ruşen Çakır, Soylu'nun açıklamalarını yorumladı ve "Ben gazeteciliğe devam" dedi. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
IPI Medyada İnovasyon podcast serisinin 7. bölümü yayında! Medyada İnovasyon serisinin bu bölümünde Uraz Kaspar'ın konuğu Washington Post ve The New York Times (NYT) başta olmak üzere uluslararası medyada haberlere imza atan gazeteci Beril Eski. Uluslararası bir haber kuruluşunda çalışmanın Türkiye'deki habercilik ortamından farklılaşan yanlarını, NYT'nin Antakya Rönesans Rezidans özel haberini hazırlayan ekipte yer alan Eski ile bu haber dosyası üzerinden değerlendirdik. Bölümde değinilen konu başlıklarından bazılarını şöyle özetleyebiliriz: Uluslararası haber kuruluşlarıyla çalışan gazeteciler için inovasyonun anlamı ve önemi İnovasyon ve yaratıcı gazetecilik kavramı Reklamcılık ve gazeteciliğin yeni dönemde yakınlaşması NYT ve medyadaki inovatif rolü Gazetecilerin ekip olarak çalışması ve bunun haber çıktısına katkıları Türkiye'deki haber kuruluşlarının inovasyona bakış açıları, eksiklikleri Gazetecilerin inovatif araçlara hakimiyetinin ekip içindeki rolü ve önemi Eski'nin yayında bahsettiği içerikler ise şunlardır: Reuters World News Podcast BBC Global News Podcast Aposto 6.30 CNN This Morning Podcast The Washington Post NYT The Atlantic The New Yorker Sunday Times Financial Times The Guardian
Education https://archive.org/download/sesvekitap/eskisandikrukiyeaydin.mp3 772
Eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X'te AfD'yi öven sözler sarf eden Elon Musk, bununla yetinmeyip AfD'nin başbakan adayı Alice Weidel ile canlı bir sohbet de düzenledi. Musk, canlı yayında AfD'yi övmeyi sürdürürken, Weidel Hitler'in sağcı değil, komünist olduğunu iddia etti. Canlı yayına, bir tür seçim kampanyası olduğu için sert tepkiler geldi. Çok sayıda üniversite X'ten ayrılırken, Federal Hükümet ayrılma çağrılarına rağmen platformda kalmaya devam ediyor. Konuyu Siyaset Bilimci Prof. Dr. Emre Arslan ile konuştuk. Mikrofonda Serap Doğan ve Ceyhun Kara var. Von Ceyhun Kara.
Bugün 13 Ocak 2025 #doğatakvimi
Education https://archive.org/download/sesvekitap/SehrineskisakiniMervebuyukcapar.mp3 660
İlk bölümde Pakrat Estukyan ile Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini konuşuyoruz. İkinci bölümde Norayr Daduryan ile Ermeni halk ozanları serimize bir hafta ara veriyor ve yılbaşı vesilesiyle eski ve yeni Ermeni takviminin tarihine, ay isimlerine yakından bakıyoruz. Son bölümde ise Yetvart Tomasyan'ı dostlarıyla anmaya devam ediyoruz; konuğumuz Zakarya Mildanoğlu.
Merhaba Arkadaşlar, Bugünkü podcastimizde Sorduk konseptimizin bu bölümünde eski hristiyan Paul Williams'ın müslüman olma hikayesini sizler için derledik. Keyifli dinlemeler...
Bugün 1 Ocak 2025 #doğatakvimi ❄️ Eski takvime göre kışın ikinci yarısına girdik. Halk meteorolojisine göre ocak ayı boyunca fırtına eksik olmaz. Denir ki; bir kuş, ocak ayından başlayarak 90 gün taş atar, 90'ıncı taşla kış uykusuna yatan hayvanlar uyanır, doğa canlanır.
Eski dostlar buluştu! Hilmi Çeltikçioğlu ve Kaan Özaydın tekrardan NFLTR Podcast'te bir arada! Noel ile birlikte neredeyse her güne bir NFL maçı düşmesi, yoğun trafiğin arasında kaynayan performanslar, playoff yarışı, wild card biletleri, işleri mucizlere kalanlar... Patrick Mahomes ve Kansas City Chiefs'in playoff formuna dönüşü, vites arttıran Lamar Jackson, sezonun flaş takımı olmaya devam eden Washington Commanders, geç de olsa kıpırdanan Dallas Cowboys, playoff şansı kalmayan Arizona Cardinals ve sezonun en büyük hayal kırıklığı 49ers, Netflix'teki Aaron Rodgers belgeseli ve dahası...
Kendi yaralarını iyileştirmek için yola düşmüş, Anadolu'nun şifacı kadınlarının hikayeleri... Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiğim programın bu haftaki konuğu Yadigar Özkan.1988 yılında Mersin'de doğan Yadigar, Eskişehir Üniversitesi'nde Eczacılık Fakültesi'nde okurken Tiyato eğitimi aldı. Yurtdışında yaptığı seyahatlerle birlikte hayatı, sistemi sorgulamaya başlayan Yadigar, toplumun normallerinin kendine, özüne uygun olmadığını fark etti. Kendi özüne, otantik kimliğine sahip çıkarak yeni bir hayat kurmaya çalışan Yadigar, birçok farklı eğitim alarak öğrenmeye, kendini geliştirmeye devam etti. Tüm bu yolculukta edindiği deneyimle eczanesini devrederek eczane eczacılığını bırakan ama doğanın şifasına kanallık eden bir eczacı olmaya karar verdi. Zaman ve mekan açısından özgürleşip, hayali olan nerede isterse orada yaşama dürtüsüyle yeni hayatının yolculuğuna Mısır'la başlayıp Japonya Tayland gibi bir çok ülkede keşfe çıkan Yadigar'ın çalışmalarını ve paylaşımlarını https://www.instagram.com/yadigarsosa/ Instagram adresinden takip edebilirsiniz, ürünleri için de https://yadoaromaterapi.com/ web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Keyifli dinlemeler :) ***** Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı Desteklemek İster Misin? :) Hiçbir maddi destek almadan 4 yıldır gönüllü sürdürdüğüm bu programın içeriğini beğeniyor ve hayatına bir katkı sunduğuna inanıyorsan, beni ve programı maddi olarak da desteklemek istersen, https://kreosus.com/ask üzerinden ister aylık, ister tek seferlik katkı sunabilirsin :) ***** Artık Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nın Whatsapp Grubu var :) https://chat.whatsapp.com/D29r8vCHBN6ARYI6UTJtYp Duyuruları, geri bildirimleri paylaştığımız bu alanda olmak istersen, yukarıdaki linkten gruba dahil olabilirsin. ***** Lütfen Youtube'da yeni bölümleri izlemek için kanala abone olmayı, bildirimleri açmayı unutma :) https://www.youtube.com/c/DidemMollaoglu ***** Yazılarımı ve yolculuklarımı takip etmek istersen; https://www.instagram.com/didemmollaoglu/ ***** Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı aynı zamanda Spotify ve Apple Music'den podcast olarak dinleyebilirsin. https://open.spotify.com/show/312t5k7BqvGSv7c9l88Y6Z https://podcasts.apple.com/tr/podcast/anadolunun-şifacı-kadınları/id1519077215 ***** Ben Kimim? 2016'da tüm eşyalarını satarak çıktığı yolculukta henüz kendine doğru bir yolculukta olduğunu bilmiyordu. Ta ki yuvasından binlerce kilometre uzaklıkta Anadolu onu çağırana kadar. Yuvasına dönüşüyle birlikte kendi şifa yolculuğu başladı. Çünkü bir ağacın yeşermesi için önce köklerinin iyileşmesi gerektiğini biliyordu ve kökleri bu kadim topraklardaydı. Çıktığı bu yolculukta Maya Şamanizmden yogaya, yogadan tasavvufa uzanan farklı ilimlerin peşinden gitti, birçok eğitim aldı. Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiği bir podcast yapan Didem kendi deyimiyle Aşk'ı arayan bir aciz kul, yolcu. ***** Light Of Daytime by Vlad Gluschenko | https://soundcloud.com/vgl9 Music promoted by https://www.free-stock-music.com Creative Commons / Attribution 3.0 Unported License (CC BY 3.0) https://creativecommons.org/licenses/by/3.0/deed.en_US
Ülker'in katkılarıyla hazırlanan Socrates FC'de bu hafta İlhan Özgen, Atahan Altınordu ve Buğra Balaban sizlerle birlikte. Bu haftaki bölümü yine Atahan'ın hiç dinlemediğimiz bir anısıyla açıyoruz. Oyunculuk kariyerinin derinliklerine inmemizin ardından futbol gündemine dönüyor ve Göztepe'nin Beşiktaş deplasmanında aldığı 4-2'lik galibiyeti konuşuyoruz. Beşiktaş'ta yaşanan krizi ve sezon başına kıyasla beklentileri değerlendirmemizin ardından Sarıyer'in liderliğini sürdürmesini konuşuyor, Yusuf Ziya Öniş'te yapılacak muhtemel değişiklikleri masaya yatırıyoruz. Çizi Çıtır'la Haftanın Olayı'nda Tottenham'ın 4-0'lık Manchester City zaferini konuşmaya yelteniyoruz ancak BBG, harika çocuk Selimcan ve Dokun Bana yarışması nostaljileri bizi biraz alıkoyuyor. Nihayetinde haftanın olayına geçiş yapıyoruz ve çok yakın tarihte sözleşme yenilemesine karşın Pep Guardiola'ya yeni takım arama ısrarımızı sürdürüyoruz. Fenerbahçe'nin 6-2'lik Kayserispor galibiyeti, Oğuz Aydın'ın çıkışı, Liverpool'un zirve yarışında arayı açması, Mohamed Salah'a henüz teklif edilmeyen sözleşme, Fernand Coulibaly'nin Eskişehir Valiliği ziyareti, hayali Atahan-Coulibaly röportajı… Hepsi ve çok daha fazlası bu bölümde!
Ülker'in katkılarıyla hazırlanan Socrates FC'de bu hafta İlhan Özgen, Atahan Altınordu ve Buğra Balaban sizlerle birlikte.Bu haftaki bölümü yine Atahan'ın hiç dinlemediğimiz bir anısıyla açıyoruz. Oyunculuk kariyerinin derinliklerine inmemizin ardından futbol gündemine dönüyor ve Göztepe'nin Beşiktaş deplasmanında aldığı 4-2'lik galibiyeti konuşuyoruz.Beşiktaş'ta yaşanan krizi ve sezon başına kıyasla beklentileri değerlendirmemizin ardından Sarıyer'in liderliğini sürdürmesini konuşuyor, Yusuf Ziya Öniş'te yapılacak muhtemel değişiklikleri masaya yatırıyoruz.Çizi Çıtır'la Haftanın Olayı'nda Tottenham'ın 4-0'lık Manchester City zaferini konuşmaya yelteniyoruz ancak BBG, harika çocuk Selimcan ve Dokun Bana yarışması nostaljileri bizi biraz alıkoyuyor. Nihayetinde haftanın olayına geçiş yapıyoruz ve çok yakın tarihte sözleşme yenilemesine karşın Pep Guardiola'ya yeni takım arama ısrarımızı sürdürüyoruz.Fenerbahçe'nin 6-2'lik Kayserispor galibiyeti, Oğuz Aydın'ın çıkışı, Liverpool'un zirve yarışında arayı açması, Mohamed Salah'a henüz teklif edilmeyen sözleşme, Fernand Coulibaly'nin Eskişehir Valiliği ziyareti, hayali Atahan-Coulibaly röportajı… Hepsi ve çok daha fazlası bu bölümde!
Dörtlü Masa teknik aksaklık sebebiyle 1 haftalık aranın ardından tekrardan 81. bölümüyle devam ediyor. Bölümün girişinde ilk olarak Önderizo'nun Eskişehir gezisi ve Berke'nin dinleyenle karşılaşması konuşuluyor. Bölümün devamında kız isimleri, ABD seçimleri, yemek zevkleri, kişiliklerle özdeşleşen filmler/şarkılar, aşk ve iş hayatı, testler, yaşanılabilir şehirler ve daha birçok konuya değiniliyor. Keyifli dinlemeler!
#acıtatlımayhoş Atatürk'e, Eskişehir ziyaretinde içme suyu olarak, soğutulmuş termal su veriliyor. Atatürk “Memba suyu yok mu” diye soruyor. Aylin Öney Tan sonra olanları, Kalabak yakınlarından getirilen suyun öyküsünü anlatıyor. Eskişehir'in “acı suyu”nu, içilmediğini ama güzel turşu kurulduğunu ekliyor.
Günaydın! Ben Mert Gümüş. Medyascope'un podcast'i Güne Başlarken'de, günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Sinan Tartanoğlu, Olası-Kast'ta bu hafta Eskişehir'de Nazi sembolleri taşıyan bir gencin rastgele beş kişiyi bıçaklamasının ardından gözlerin yeniden çevrildiği Türkiye'deki ırkçı akımlarını ele aldı. Irkçı ideolojilerin temelinde ne yatıyor? Neye karşı görünüyorlar, kime karşı geliyorlar? Şiddet çağrısı, öldürme özentisi, bireysel silahlanma çağrısı... Avrupa da olsa Amerikan da olsa, Uzak Doğu ürünü de olsa hiçbir video oyunun Nazizmi olumlayıcı bir tavır takınması mümkün değil. Çünkü pek çok ülkede Nazizmin sembollerinin bile kullanımı yasak. Peki, Nazi sembolleri Türkiye'de neden yasak değil? Olası-Kast yayında... Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
İyi akşamlar! Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba. Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.