POPULARITY
Herkesin bir ederi var. Ederi sevdiği kadar.Herkesin bir sevgisi var.Sevgisi ederi kadar***Sevdiğin kadar edersin.Ederin kadar seversin.Ederim ne kadar dersen?Sevmediklerine bak sen.***Bu sevgi artar mı dersen?Uyanasın sabah erkenYalvarasın Hakk'a hemenYeter buna Allah demen***Niçin sevdin neden sevdin?Derler mi ki seven için?Ederinden fazla niçin?Sevmeyesin sev kardeşim.***
Ne dediğimin bilincindeyim. Bugün önümüze “hayvan sevgisi” olarak paketlenerek sunulup konulan şey tamı tamına bir “kapitalist davranış bozukluğu”dur. Bütünüyle endüstriyel bir hikayedir ve ne hayvanlarla ne de sevgiyle ilgisi vardır.
Hayvan sevgisi konusunda kafamız bir hayli karışık. Kafamızı karıştıran durumlardan biri, cani karakterli insanların, hayvanlara verdiği zarar. Gün geçmiyor ki ya bir kedinin ya bir köpeğin iki ayaklı caniler tarafından işkence görüntülerine tanık olmayalım. Bu görüntüler hepimizi üzüyor. Hayvanlara olmadık işkenceyi yapan iki ayaklılarla aynı varlık kategorisini paylaşıyor olmak kanımızı donduruyor. Fakat bu durum marazi hayvan sevgisi gösterilerini görmemize engel olmamalı. Hayvan severlerin besledikleri hayvanlar için sınırsız özgürlük alanı kullanmaya kalkmaları, bazen hayatımızı bir hayli zorlaştırabiliyor. Mesela boyu neredeyse 1,50 m civarında olan bir köpeği marketin önüne bırakıp, “Hadi oğlum sen burada bekle” diyerek alışveriş yapan kadının “köpek terbiyesi”; marketteki çoluk çocuk bir sürü insanın içerden dışarıya çıkamamasına sebep olduğu gibi, “annesi”nin terbiyesini ihlal etmek isteyen “oğul”un markete şöyle bir dalması ile market küçük bir deprem sarsıntısı geçirebiliyor. Kim suçlu? Elbette (!) boyu 1,50 m olan köpekten korkan bizler. Sahibi “Bir şey yapmaz, bir şey yapmaz” dediği halde biz korkmaya devam ettik. Biz, yani 70 yaşlarındaki karı koca, 5 yaşındaki kız çocuğu, kızını nasıl susturacağını bilemeyen anne ve bendeniz. Kafeteryada, restoranda, hastanede köpek dostlarımızın aşırı yakın iletişimlerine dair tanıklıklarımı yazmakla bitiremem. Ama sahiplerinin “Bir şey yapmaz, aşıları tam” cümleleri ile köpeklerine yer açmaları karşısında yapacak pek bir şey yok. Ki ben böyle bir sahibin köpeğinin “bi şey yapmazlığı” yüzünden evladıma dokuz yaşında göbeğinden kuduz aşısı yaptırmak zorunda kalan bir anne olarak yazıyorum bunları... Üzerinden yıllar geçtiği halde o günleri unutmam mümkün değil. Köpek severlerle bir şekilde anlaşabiliriz, hâlâ umudumu yitirmedim... Lâkin karga severlerle anlaşabilmemiz imkânsız ve durum çok vahim. Evet, yanlış okumadınız, başımıza bir de karga bahsi çıktı. Şehirli insanın hayvan ile iletişimi doğal olmadığı için, hayvanı sevme potansiyeli ile etrafına nasıl zarar verdiğini bir türlü görmek, kabullenmek istemiyor. Biraz sonra anlatacağım olayı ...'nin sosyal tesislerinde yaşadım. Lâtif bir İstanbul gününde kan tahlili için gerekli olan 12 saat açlığın ardından kahvaltı yapmak için kendimi mekâna attım. Aman ne kadar sâkin, ne kadar hoş derken olanlar oldu. Yaşı 50 civarında bir karı koca oturdu masalardan birine. Otursunlar. Oturur oturmaz kargalara ekmek atmaya başladılar. Düşünebiliyor musunuz, şemsiyelerin altında biz ve başımızın üstünde uçan kargalar. “Hayvan sever karı koca” hayvan severliklerini kem gözlere karşı tescillemiş olmaktan pek mutlu mesut, bizim korkmamızdan olağanüstü zevk alarak lokma lokma ekmek atmaya devam etti. Ne yapacağız? Bir “hayvan sever” ile tartışamayacağımızı biliyoruz.
Hayvanları seveceğiz ama nerede onlar. Nereye gittiler? Meselâ hiç, çoktan beri hasretine yandığımız öküz'ü gören var mı? “İrençberler hoşça tutun öküzü” diyen şairin kemikleri sızlıyor mu? Öküz; o mütevekkil, mütehammil, mütevazı hayvan kim bilir kaç bin yıldır insanoğlunun hizmetinde çalışıyordu. Bunca yıllık sevgiliyi motora değişiverdik. İlginç bir yanı yok ki, hayvanat bahçelerinde de bulunsun. Unutulup gitti işte. Ya deve, ya at, ya arkadaşımız “eşşek”. Her gün işe giderken geçtiğim yol kenarında, nasılsa boş kalıvermiş bir arsada, epeyce bir zamandan beri sabahları bir ağaca bağlı yaşlı bir eşek görüyorum. Hâlâ bu hayvanla, yolculuk ve yoldaşlık edip, süt taşıyan, ot taşıyan, odun kömür taşıyan, ne bileyim bir şeyler taşıyan insanlar var. Orada kuyruğunu, kulağını ağır hareketlerle kıpırdatan bir eşek işte. Mahzun gözleriyle gelip geçenlere bakıyor, “Bir ben kaldım emektar, benden sonra çocuklar resmime bakar ancak” diye düşünüyor. Balkon çocukları horozu da tanımıyor. Tavuk diye, marketlerde soyulmuş, ayıklanmış sarı-pembe gövdeleri biliyor. Kümesteki arkadaşın yumurtalar üzerinde bir uzun zaman kuluçkaya yatmasını, sonra bir gün, cıvıltılar saçarak arkasına bir sürü civciv katarak çayırda kurum satarak yürümesini görmediler ki. Bir anaç tavuğun civcivler üzerine yönelecek herhangi bir tehlike anında nasıl çırpındığını izlemediler ki. Civcivler makinalardan çıkıyor artık. Bir otomobilin yedek parçaları gibi tornadan veya presten pıtır pıtır dökülüyorlar. Bir yabani ot ile, bir çocukla, bir köpekle, tatlı tatlı eşinecek bir çöplükle, bir küçük solucan, bir mısır tanesi, avlanacak bir böcekle karşılaşmadan büyüyorlar. Kangal itleri artık sürülerin ardında dik dik dolaşmıyor; apartıman aralıklarında, fabrika önlerinde, villa girişlerinde bağlı bulundukları zincirleri yalıyor. Sadece ve sadece sürünün yanında yürürken kimlik ve kişiliğini bulan, bu yüzden meşhur olan, bu asaletli hayvanların şehirde fiyaka olsun diye kullanılan iri jeeplerden farkı kalmadı. Hayvanlar hayatımızda yüzbinlerce yıldan beri tuttukları yeri bir bir terk ediyor. Aldığımız bilgilere göre her yıl bir yığın hayvanın nesli kesiliyor. Artık kırda bir çalılıktan ansızın bir tavşan fırlamıyor. Önümüzden pırrr diye bir keklik sürüsü havalanmıyor. Bülbül şiirlerde, turnalar türkülerde kaldı. Bana lütfen şehirlerde aksesuar misâli beslenen süs köpeklerinden, muhabbet kuşlarından bahsetmeyin. Hayvanat bahçelerinden, akvaryumlardan söz etmeyin. Evet, biliyorum, hayvanların yerine de, insanların yerine de artık âletler geçiyor. Genetik mühendisliği aldı başını gidiyor. Çok geçmez o çizgi filmlerde, bilim-kurgularda gördüğümüz yarı insan-yarı hayvan yaratıklar da arz-ı endam ederler. Çocuklar robotlarla dostluk kurar. Can kuşu kafesinden uçar. Hayvan sevgisi neden sonra mevzuatın, kanunların, derneklerin, tartışmaların, filmlerin, kitapların konusu hâline gelir. Geldi bile. “Hayvan sevgisi tarım toplumunun hissiyatına aittir, sanayi toplumunda hayvana yer yoktur.”
‘Bir Başka Mesele' serisinin ilk sezonunu, 7 bölüm yayın ve bu yedinci yazı ile bitiriyoruz. Psikiyatr Mustafa Merter ile kaleme aldığı ‘Hekaton'la Son Tango' kitabı üzerinden yaptığımız söyleşiler beklediğim gibi büyük ses getirdi. Video ve yazı serisi üzerine bana gelen dönüşlerden edindiğim bilgiye göre şu anda farklı şehirlerdeki okuma atölyelerinde, çoğu öğretmen ve eğitimci 2 bine yakın kişi, ‘Hekaton'la Son Tango' kitabın mütalaasını yapıyorlar. Buradan KETEBE yayınlarına teşekkür etmeliyim, okuma atölyeleri için alımlarda büyük kolaylıklar sağlıyorlar. Peki ben bu kitabı neden bu kadar önemsedim de hem video hem de yazı serisi yaptım? Yazılarımı takip edenler, son 3 yıldır; sosyal bir kült haline gelen ve özellikle de ergenlik çağındaki çocuklarda geri dönüşü mümkün olmayan hasarlara yol açan eşcinsel yaşamın dayatılmasına karşı harekete geçilmesi gerektiğini vurguladığımı bilirler. LGBT ekosisteminin görünenin çok ötesinde sahte bir dünya inşa etmeye çalıştığını ve neticesinde ailenin yok edildiği, nesillerin devamını durduğu dönemin kapıda olduğunu anladığımdan beri, bu büyük tehlikeyi fark edenlerle hareket ediyorum. Mustafa Merter bu mücadelenin öncülerinden. Büyük bir değer. Psikiyatri hekimi ve psikoterapist olması nedeniyle de otorite olma sorumluluğu var. Eğitimini Batı'da almış ve eşcinsel yaşamın sosyal etkileşimle gençleri virüs gibi sardığı toplumlarda görev yapmış biri olarak büyük cesaretle ön cepheye attı kendisini. Meslektaş ve lobilerin baskılarına boyun eğmeden uyarılar yaptı. Eşcinselliğin kültürel kodlarına dikkat çeken önemli eserleri Türkçeye kazandırttı. Ön sözlerini yazdı.
Milletimizin Turgut Özal Sevgisi | Pensilvanya Sohbetleri 7 | M. Fethullah Gülen by Çınar Medya
Adem Yavuz Arslan | Seçimin özeti; CHP sevgisi değil, Erdoğan nefreti! by Tr724
Allah Korkusu Allah Sevgisi - Hutbe - 18 Ocak 1985
Arayı arayı bulsam izini / Kerem Önder 24.12.2016 Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü. Hak nasip eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed canım arzular seni. Bir mübarek sefer olsada gitsem Kabe yollarında kumlara batsam Hup cemalin bir kez düşte seyretsem Ya Muhammed canım arzular seni. Zerrece kalmadı kalbimde hile Sıtk ile girmişim ben hak yola Ebu Bekir, Ömer, Osman'da bile Ya Muhammed canım arzular seni. Ali ile Hasan Hüseyin anda, Sevgisi gönülde, muhabbeti canda. Yarın mahşer gününde, ulu divanda Ya Muhammed canım arzular seni. Arafat dağıdır bizim dağımız Anda kabul olur bizim duamız Medine'de yatar Peygamberimiz Ya Muhammed canım arzular seni Yitirdim o dostu bilmem ne yanda? Sevgisi gönülde, muhabbet canda. Yarın mahşer günü ulu divanda, Ya Muhammed canım arzular seni. Yunus senin methin eder dillerde, Sevilirsin bütün bu gönüllerde. Ağlayı ağlayı gurbet ellerde, Ya Muhammed canım arzular seni. Yunus Emre
Kay Harel'ın yazdığı Darwin'in Yaşam Sevgisi kitabında, Charles Darwin'in hayatını, düşüncelerini derinlemesine ve özgün yollarla keşfetmek için biyofiliyi mercek olarak kullanıyor. Kitapta, biofilinin / yaşam sevgisinin onun nasıl evrimsel gerçekleri görmesini sağladığını anlatıyor. Harel, Darwin'in özel defterlerindeki az bilinen şeylerden yola çıkarak, Darwin'in köpeklere, gerçeklere, düşünceye, duyguya ve güzelliğe ilişkin görüşleri üzerinde biyofilinin etkisinin izini sürüyor.
Oyun Planı yeni bölümüyle sizlerle! Bu bölümümüzde Berkem Çağlayan'ı konuk etti. Basketbol sevgisini, hangi oyunculara hayran olduğunu, bu sezonu, All Star seçimlerini ve takas önerilerinin konuştuk.. İyi dinlemeler..
Allah Sevgisi | Sultanahmet Camii Vaazı | M. Fethullah Gülen by Çınar Medya
Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Türkiye'nin lider sabah haber programı İlker Karagöz ile Çalar Saat, podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: https://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber
“Benim merak ettiğim ise bilmediğim ve duymadığım şeyler. Onlar da bazen 11 yaşından, bazen 15 yaşından bazen 21'den çıkıyor.” Pubinno ekibiyle gerçekleştirdiğimiz canlı podcast serisi "BİRAz Sohbet" in ilk konuğu Tuğrul Ağırbaş oldu. Anadolu Efes'in eski genel müdürü, genwise'ın kurucu ortağı Tuğrul Bey ile ilk işe başladığı dönemden, genwise'ı kurma yolculuğunda BİRAz aralar vererek, gelen dinleyicilerin soruları ile konuştuk.Teras'ta kayıt yaptığımız için arkaplanda bazen vapur, helipkopter, martılar ve deniz sesi gelebilir. Sohbet kadar manzarası da harikaydı. Zorlu bir ortamda bize en iyi sesi alabilmek için destek olan Poddy ekibine ve Ali'ye de çok teşekkür ederim. Bölüm Akışı: (0:00) Giriş (2:22) Tuğrul Ağırbaşı'ın birayla en ilginç anısı (7:00) “Çekoslovakya'da bira fabrikası geziyoruz.” (8:40) Muhtar Kent ile Rusya'ya gitmeme pazarlığı (10:00) Rusya Genel Müdürlüğü teklifi (11:37) Tuğrul Ağırbaş ve Beyoğlu Sevgisi (16:59) Bira deyince aklınıza gelen ilk kelime (19:00) İngiltere'de Pub alma isteği (20:30) genwise ve uzgörü (Tuğrul Ağırbaş'ın bahsettiğim yazısı: Uzgörü yazısı için buraya tıklayın) (23:16) Bozcaada Caz Festivali - Keşif Programı (27:00) Impact Hub Ankara - Berivan Eliş (28:30) ilker Canıklıgil ile Rahat Battı (29:40) Kısa bir ara ve şarkı: A Tam - Глум - (31:30) Hangi anda genwise'ı kurma ihtiyacı hissettiniz? (36:56) Efes neden alkolsüz biralar üretmedi? Radler vs Shandy farkı için tıklayın (40:00) Anadolu Efes'te 30 yıl nasıl geçti? (45:00) Girişimci olmak için kurumsal deneyim mi, yoksa gençken hemen atılmak mı? (48:55) Pubinno ile yolları nasıl kesişti? (55:40) Gençler girişimciliğe teşvik ediliyordu ne oldu da şimdi 45+ girişimciliğe teşvik ediliyor? (58:22) Girişimci Tuğrul Ağırbaş, Genel Müdür Tuğruş Ağırbaş'a hangi nasihatı verirdi? --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/meraklistesi/message
Merhaba Arkadaşlar, Bugünkü Podcastimizde Sohbet konseptimizin bu bölümünde en faziletli amelleri ve Allah'a yaklaştıracak yolları sizler için ele aldık. Keyifli Dinlemeler...
Kuzen Sevgisi: İdil ve Aren’in Çocuklarla Macerası Bir zamanlar, güzel ve sıcak bir şehir olan Girne’de sevimli bir aile yaşardı. Bu ailenin küçük kızı olan İdil, daha bir yaşına bile girmemişti. İdil her gün annesi ve babasıyla birlikte deniz kenarında dolaşır, ağaçların altında oynar ve leziz yiyecekler tatardı. Ancak en çok sevdiği şey, kuzeni Aren ile vakit geçirmekti. Aren, İdil’den bir yaş büyük olmasına rağmen, İdil ve Aren birbirlerinin en yakın arkadaşıydı ve sürekli birlikte oyunlar oynarlardı. 1. Bölüm: Kuzenler İdil ve Aren Bir gün, İdil ve Aren birlikte parka gitmeye karar verdiler. Bu park, büyük bir oyun alanının yanında yer alan ve içerisinde kaydıraklar, salıncaklar, tünel ve kum havuzu bulunan büyük ve renkli bir parktı. İdil ve Aren salıncaklarda sallanarak başladıkları eğlenceli günlerine, kaydıraklardan kayarak ve tünellerde saklambaç oynayarak devam ettiler. O gün parkta başka çocuklar da vardı; Defne, Ada, Ceylin ve Emre. İdil ve Aren, bu çocuklarla tanışarak arkadaş olmaya karar verdiler ve onlarla birlikte daha da eğlenceli oyunlar oynadılar. Bu yeni arkadaşlarla geçirdikleri zaman boyunca, İdil ve Aren kuzen sevgisinin ne kadar güzel bir şey olduğunu daha iyi anladılar ve bu sevgiyi diğer çocuklarla da paylaşmaya karar verdiler. 2. Bölüm: Eğlenceli Park Oyunları İdil ve Aren, Defne, Ada, Ceylin ve Emre ile birlikte çeşitli oyunlar oynayarak parkın tadını çıkardılar. Önce yumurta taşıma yarışı düzenlediler. Her çocuk, bir kaşık ve bir yumurta alarak başlangıç çizgisinde sıraya dizildi. Amaç, yumurtayı düşürmeden en hızlı şekilde bitiş çizgisine ulaşmaktı. Yarış başladığında, herkes yumurtalarını dikkatlice taşımaya çalıştı. Kimi zaman düşen yumurtalar oldu, kimi zaman başarıyla taşınarak yeniden başlayanlar oldu. Sonunda Ceylin, yumurtasını düşürmeden bitiş çizgisine ulaşan ilk çocuk oldu ve büyük alkışlar aldı. Yumurta taşıma yarışından sonra, çocuklar eşleşerek çuval yarışı yapmaya karar verdiler. İdil ve Aren, kuzen oldukları için bir çift olarak yarışacaklardı. Diğer çocuklar da kendi çiftlerini oluşturarak çuval içinde zıplayarak yarışacaklardı. Yarış heyecanlı başladı ve tüm çocuklar çuval içinde neşeyle zıpladılar. İdil ve Aren, birlikte hareket ederek daha hızlı zıpladılar ve yarışı kazandılar. Bu başarı, kuzenlerin sevgi ve işbirliğinin güzelliğini gösterdi ve diğer çocuklar da bunu gördüler. 3. Bölüm: Kuzen Sevgisinin Öğrettikleri Eğlenceli park oyunlarının ardından, İdil ve Aren çocuklara kuzen sevgisinin önemini anlatmaya karar verdiler. İdil, “Kuzenler, ailemizin önemli bir parçasıdır ve onlarla birlikte güzel anılar biriktirmek çok önemlidir.” dedi. Aren ise, “Kuzenlerimizle sevgi ve saygı çerçevesinde büyüdüğümüzde, daha güçlü ve mutlu aile bağları oluştururuz.” şeklinde ekledi. Defne, Ada, Ceylin ve Emre, İdil ve Aren’in anlattıklarını dikkatle dinlediler ve kendi kuzenleriyle de bu tür güzel anılar biriktirmeyi istediklerini söylediler. Parkın dışında vedalaşırken, tüm çocuklar kuzen sevgisi ve aile bağlarının ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anladılar ve bu güzel duyguları, kendi aileleriyle de paylaşmaya söz verdiler. Böylece İdil ve Aren, sadece kendi aralarında değil, diğer arkadaşlarının da hayatında kuzen sevgisini yayarak, güzel ve öğretici bir gün geçirip evlerine döndüler. Bu masal, çocukların aile bağlarının ve kuzen sevgisinin ne kadar değerli olduğunu hatırlamalarına yardımcı oldu ve tüm çocuklar bu duygularla mutlu ve huzurlu bir şekilde büyüdüler.
Philips'in destekleriyle hazırlanan Teras Noir'ın 42. bölümünde Meriç Aral ve Efe Tunçer, aslında çok ilgilenmedikleri 2023 Oscar Ödülleri'ni masaya yatırıyor. İkili, Everything Everywhere All At Once'ın başarısını değerlendirken Banshees of Inisherin'in geceden eli boş dönmesine hüzünleniyor. Idris Elba'ya tavır koyulan, Lady Gaga'ya tepki gösterilen, Rihanna'ya sevgi gösterisinde bulunulan ve sonunda herkese hakkı verilen program, takipçilerden gelen soruların cevaplanmasıyla son buluyor.
Philips'in destekleriyle hazırlanan Teras Noir'ın 42. bölümünde Meriç Aral ve Efe Tunçer, aslında çok ilgilenmedikleri 2023 Oscar Ödülleri'ni masaya yatırıyor. İkili, Everything Everywhere All At Once'ın başarısını değerlendirken Banshees of Inisherin'in geceden eli boş dönmesine hüzünleniyor. Idris Elba'ya tavır koyulan, Lady Gaga'ya tepki gösterilen, Rihanna'ya sevgi gösterisinde bulunulan ve sonunda herkese hakkı verilen program, takipçilerden gelen soruların cevaplanmasıyla son buluyor.
Vefatının 86. yıl dönümünde Mehmet Akif Ersoy'u, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Sağlık ile konuştuk.
O Değil De'nin ilk bölümünde Boğaç Soydemir, perdeyi yüksekten açıyor ve Erman Yaşar'ı konuk ediyor. İkili, Medya Devi'nin oldukça yoğun geçen "dinlenme" sezonunu konuştuktan sonra Erman Yaşar'ın ekran önü ve ekran dışı personasını, tutma ihtimali yüksek olmayan maç anlatım projelerini, alışılmışın dışında anlatım tarzını ve Eurosport'taki eğlenceli yayın deneyimini, artan popüleritenin beraberinde getirdiği geri dönüşleri ve doksanlar Türkçe pop sevgisini konuşuyor.
Allah korkusu saygıyı sağlar. Saygı olmadan sevgi olmaz. Allah korkusu ve Allah sevgisi iç içedir. Allah korkusunun içinde en yoğun duygu Allah'a karşı mahcup olmamak isteğidir.Fear of God provides respect. There is no love without respect. Fear of God and love of God go hand in hand. The most intense emotion in fear of God is the desire not to be ashamed of God.
Habil Quliyev I Yol Əhvalatı #121 I Tam Vaxtı #305
''Allah Sevgisi'' üzerine verdiğim konferansın podcast versiyonu.
Allahü teâlâ, Peygamberlerin en üstünü hurmetine “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât” size selâmet ve âfiyet versin! Hadîs-i şerîfde, (Kişi, sevdiği ile birlikde olur) buyuruldu. Kalbinde, Allahdan başka hiçbirşeyin sevgisi kalmayan ve ancak Onu “teâlâ ve tekaddese” dileyen kimselere “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în” müjdeler olsun. Bu hadîs-i şerîfe göre, bu kimse, Allahü teâlâ ile berâber olur. Görünüşde insanlar ile birlikde ve onlarla alış verişde ise de, hakîkatde Allahü teâlâ iledir. Kâin ve bâin olan sofînin hâli böyledir. Bu sofî, Allahü teâlâ ile (Kâin)dir. Ya'nî Allahü teâlâ ile bulunur ve insanlardan (Bâin)dir. Ya'nî ayrıdır. Yâhud, görünüşde insanlar ile kâindir. Hakîkatde ise insanlardan bâindir. Kalb, ya'nî gönül birden fazla şeyi sevmez. Bu bir şeye olan sevgisi kesilmedikçe başka şeyi sevemez. Kalbin mal, evlâd, mevkı', medh olunmak gibi çeşidli arzûları ve bağlantıları ve sevdikleri görülür ise de bu sevgilileri hakîkatde hep bir sevgilisi içindir. O biricik sevgilisi de, kendi nefsidir. Onların hepsini, kendi nefsi için sevmekdedir. Bunları, hep kendi nefsi için istemekdedir. Onların nefslerini düşünmemekdedir. Nefsine olan sevgisi kalmazsa, nefsi için onlara olan sevgisi de kalmaz. Bunun içindir ki, kul ile Rabbi arasındaki perde, kulun kendi nefsidir. Çünki hiçbirşeyi o şey için sevmemekdedir. Onun için hiçbirşey perde olmaz. Kul, hep nefsini düşünmekdedir. Bunun için perde, yalnız kendisidir. Başka hiçbir şey değildir. Kul, kendinin nefsini düşünmekden büsbütün kesilmedikçe Rabbini düşünemez. Allahü teâlânın sevgisi onun kalbine yerleşemez. Bu büyük ni'met, ancak tam fenâ hâsıl oldukdan sonra elde edilebilir. Mutlak olan Fenâ da, Tecellî-i zâtîye bağlıdır. Çünki, ortalıkdan karanlığın kalkması, ancak, parlak olan güneşin doğması ile olur. (Muhabbet-i zâtiyye) denilen bu sevgi hâsıl olunca, sevgilinin ni'metleri ve elemleri, sevenin yanında eşid olur. Bu zemân, ihlâs hâsıl olur. Rabbine ancak Onun için ibâdet eder. Kendi nefsi için değil. İbâdeti, ni'metlere kavuşmak için olmaz. Çünki, ona göre ni'metlerle azâblar arasında başkalık yokdur. İşte bu hâl mukarreblerin derecesidir.
Hadisler bize ne diyor? Kısa dinlemelerle öğreniyoruz.
Tek seferlik bağışlarınız için: https://gofund.me/873fa74d YouTube kanalımızın "KATIL" (JOIN) özelliğine üye olan takipçilerimiz bu videonun metin haline ulaşabilecektir: https://www.youtube.com/channel/UCYNV...
Nizami Mehdiyev I Yol Əhvalatı #63 I Tam Vaxtı #246
Video, trk_t_rav_2021-12-26_lesson_bs-ahavat-ashem_n1_p2. Lesson_part :: Daily_lesson 1
Audio, trk_t_rav_2021-12-26_lesson_bs-ahavat-ashem_n1_p2. Lesson_part :: Daily_lesson 1
Video, trk_t_rav_2021-12-26_lesson_bs-ahavat-ashem_n1_p2. Lesson_part :: Daily_lesson 1
Nedim Hazar | Erdoğan'ın ağaç sevgisi! | 11.11.2021 by Tr724
Kültürümüzde Hayvan Sevgisi ve Hayvan Hakları
Beynelmilel serisinin 11. bölümü, EURO 2020 son 16 turunun ikinci kısmını ele aldı. 28 Haziran 2021 Pazartesi gününün futbol tarihine geçmesini sağlayan İspanya - Hırvatistan ve Fransa - İsviçre maçları da bu bölüme kısmet oldu. Kubilay Kahraman ve Müjdat Çetin; çeyrek finalden önceki son dönemeçteki bu dev eşleşmelerin yanı sıra, İngiltere'nin seyircisi önünde gövde gösterisi yaptığı Almanya galibiyetini ve Ukrayna'nın burun farkıyla aldığı İsveç galibiyetini de yorumluyor. EURO 2020 veya EURO 2021'in dinamiklerini tutan Beynelmilel 202(1) yeni bölümleriyle burada! --- Support this podcast: https://anchor.fm/bosyapma/support
*iyi dinlemeler. öptüm*
Bir Kadın programında bu hafta Gökçe Çiçek Kösedağı'nın konuğu, Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi ve iş insanı Sevil Becan.
Hazret-i Ömer bin Hattâbın “radıyallahü teâlâ anh” âdet-i şerîfleri şu idi ki, herkesden önce mescide giderlerdi. Bir gün mescide giderken gördü ki, bir çocuk, acele ile önünden gider. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” dedi ki, yâ sabî [çocuk], niçin bu kadar acele mescide gidersin. Sana henüz nemâz dahî farz olmamış. Çocuk dedi ki, yâ Ömer, ben niçin acele etmiyeyim ki, dünkü gün, benden küçük bir çocuk vefât etdi. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” çocukdan bu sözü işitince, o şeklde ağladı ki, gözünden yaş yerine kan geldi. Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn | Sayfa : 191
0:00 Giriş 1:05 Arkadaşlık Uygulamaları 15:17 Kızların Kötü Çocuk Sevgisi 26:22 Fobiler 34:14 Veganlık ve Hayvanseverler 46:32 Akp' nin Animasyon Reklam Filmi Videoda bahsettiğimiz link: https://www.youtube.com/watch?v=QxiJi0BDglY
"21. Mektup - Ümit Yaşar Oğuzcan - Sahibini Arayan Mektuplar" Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya Müzik: @can_atilla_official - Hamamda İlk Gözyaşları (Akustik Cover) "Kalabalığın arasında bir Robenson gibiyim. Oysa çevrem her çeşit insanla dolu. Kimi gösterişli, alabildiğine mağrur, kimi ezik ve yılgın. Kimi de boş vermiş her şeye, gününü gün etmekten başka düşündüğü yok... Şu adamı geçen yıl tanıdım; söylediğine bakılırsa, beni hiç kimse ondan fazla sevemezmiş. Oysa ki istediği fiyat verilirse dostluğunu derhal satmaya hazır olduğunu biliyorum. Fakat bile bile aldanmak da güzel. En feci şey insanın artık aldanmayacağı yere gelmesi. İşte ilk ölümümüz orada başlıyor... Ya öteki adam? O da dediğine göre en sadık ve vefalı dostlarımdan birisidir. Yanındayken bana iltifatlar yağdırdığına falan bakmayın. Ben gider gitmez arkamdan atıp tuttuğunu biliyorum. Fakat derim ya bile bile aldanmak güzel... İşte bir başkası daha; her halinden, samimiyet fışkıran bir adam... Karşılaştığımız yerde en gürültülü bir şekilde sevgisini açığa vurmaktan hoşlanır. En büyük zevklerinden birisi de beni dostlarıyla tanıştırmaktır. Bundan aşırı bir gurur duyar. Fakat söylemediğim sözleri, yapmadığım şeyleri uydurup yaymakta da bir eşi yoktur bay Samimiyetin... Ve daha niceleri bay Canayakın, bay Hüsnüniyet, bayan Şiir Sevgisi, bayan Hayranlık, hepsi hepsi benim dostlarımdır. Bir dediğimi iki etmezler görünüşe bakılırsa. Oysa ki ben her zaman her yerde yalnızımdır. Bir çok şölenlerde benim yerime adım oturur sandalyeye. Bütün ilgi adıma karşıdır. Adım sevilir adım övülür, adım alkışlanır... Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin. Çepçevre bir ilgi çemberi ile sarıldığı anda kişinin aslında nasıl bir yalnızlık kuyusuna düştüğünü göremezsin. Ün yapışık kardeş gibidir. Kurtulamazsın kaçamazsın ondan. Kendi hayatını yaşayamazsın... Sen bile beni yalnız ben olduğum için sevemezsin artık. Adımı benden ayıramazsın. Çevremdeki bütün insanlar aslında büyük yalnızlığımın şahitleri bence. Ya da oynadığım yalnızlık dramının seyircileri. Gözlerinden anlıyorum, biraz sonra hepsi sıkılmaya başlayacak, birer birer terk edecekler salonu. Perde indiği zaman birkaç meraklıdan başka kimse kalmayacak... Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin işte. Ve asıl bilmediğin en büyük yalnızlık da senin verdiğin yalnızlıktan başka bir şey değil. Senin yokluğundan gelen o yalnızlık olmasa, öbür yalnızlıklar bana bu kadar koymazdı..."
!!! Ses kalitesi için özür dileriz. Lütfen son ses açmayın. Clubhouse'ta perşembe günü bir yayın gerçekleştirdik. Startupta çalışmak, doğru stajyer seçimi, tecrübesiz insanları nasıl sektöre adapte ederiz gibi konuları canlı yayın katılımcılarımızla konuştuk. Clubhouse yayınından haberdar olmak isterseniz Twitter hesabımızı takip edebilir, slack kanalımıza gelebilirsiniz.00:00 - 00:30 İntro04:55 Abdüssamet Aslan 13:15 Startuplarda neden çalışırsın?18:20 Tecrübesiz biri ile çalışmak ister misiniz?25:30 Adnan Durmuşoğlu; startupta çalışmak32:00 Doğan Çağlaroğlu39:25 Onur Şencan; yeni mezunlar, startupta çalışmak55:18 Kurtuluş Yıldız59:47 Ayşe Kaya Yalçın01:03:50 Kapanış•Abdüssamet Aslan Linkedin:https://bit.ly/3jMoTOf•Abdüssamet Aslan'ın web sitesi:http://bit.ly/3jHlSPe•Adnan Durmuşoğlu Linkedinhttps://bit.ly/3jKO9nT•Doğan Çağlaroğlu Linkedin:https://bit.ly/3rRM38S•Onur Şencan Linkedin:https://bit.ly/3pgI2Jh•Kurtuluş Yıldız Linkedin:https://bit.ly/2ZLF5GF•Ayşe Kaya Yalçınhttps://bit.ly/2Ni4Tqx•Clubhousetan takip etmek isterseniz; Barış @bkocdur Tuna @tunayaprak Sami Can @sctandogdu
Wise - Esma-i Hüsna 9 - Allah Sevgisi | Prof. Dr. Ayhan Tekineş by Bahar Solukları
Bu podcast hem bir sürü şey hakkında ama aslında hiçbir şey hakkında. Hostunuz Ekmek bazen Muşmulası eşliğinde ilgilerini çeken konular hakkinda laflıyorlar ve aşağı yukarı durum bu. Bu sefer muşmula ile beraber yine konudan konuya atladık #shocker. Part 1e anca getirebildik 2yi ee geç olsun güç olmasın ama dimi?