POPULARITY
#KöşedekiKitapçı'da bugün
İnsan bazen kendini geçmişin içinde, hatta bir metnin içinde, adım adım yol alışını gözlerken buluyor. Benim böyle bir nasibimin olduğunun yeni farkına vardım. Cumartesi günü Ezel Erverdi Beyefendi ve İsmail Kara Hocamızın birlikte hazırladığı Nurettin Topçu'nun Bütün Yazıları adlı eser iki cilt olarak elime ulaştı. Kitapları açarken Besmele çekip tefeül ederim. Bahtıma çıkan ilk yazıda bir müddet oyalanırım. O gün dahi öyle yaptım. Elimdeki cildin ikinci cilt olduğunu fark etmeksizin açtım: “Günah”. Metni okudum. Tekrar okudum. Pek çok satırını evvelinden bildiğimi fark ettim. Metin, Mart 1961'de Düşünen Adam'da yayınlanmış.
Bu bölümde Kemal Sayar bize "Yavaşla" diyor. Arka kitap yazısında da dediği gibi; büyüğün küçüğü yendiği bir dünyadan, hızlının yavaşı yuttuğu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Afrika sözünde söylendiği gibi, "O kadar hızlı gidiyoruz ki ruhlarımız arkada kalıyor." Biz de bu bölümde Kemal Sayar'a kulak verip yavaşlamaya çalışalım.
#KöşedekiKitapçı'da bugün
Giorgio Agamben'i bilirsiniz. Kitaplarının büyük çoğunluğu Türkçe'ye de tercüme edilen Agamben, Yahudi asıllı İtalyan bir filozoftur. Gazze'yi Modern Kamp olarak niteleyen Agamben, Filistin Meselesi'ndeki hakkaniyetli görüş ve yorumlarıyla namuslu entelektüel grubunda yer alır. Bu yönünü nasipse ayrıca ele alacağım ancak şimdi felsefi-politik düzeydeki ilk kullanım hakkı ona ait olan şu terim üzerinde duracağım: Muselmann!
#KöşedekiKitapçı'da bugün
Bu bölümde kitaplar ve insanlar hakkında konuşuyoruz. Hem ortak paydalarını, hem de kitap okumanın faydalarını masaya yatırıyoruz. Ama elbette ki İyi Ki Podcast tarzıyla. Kitaplar zihnimizi, empati yeteneğimizi, duygularımızı, algılarımızı, hayata bakış açımızı geliştirmenin yanı sıra, insan okuma becerilerimize de çok büyük katkı sağlıyor. Ancak ömrümüz boyunca okuyabileceğimiz kitap sayısı maalesef sınırlı. O yüzden de soruyoruz birlikte, “Bu kitap ömrüm boyunca okuyabileceğim maksimum 3.000 kitabın içine girmeye değer mi?” Değmiyorsa bırakma cesaretine değinelim diye düşünüyorum birlikte. Okumayla birlikte gelişen keskin algılarımızın, keskin burnumuzun, gelişen zihin kaslarımızın zevklerimize ve tercihlerimize inanılmaz katkılar sağlıyor. Bize hitap etmeyen kitaplardan vazgeçmeyi değerlendirirken, bize hitap etmeyen insanlardan da vazgeçmeyi irdeliyoruz eş zamanlı olarak. Hadi gelin hep birlikte, kitapları, hikayeleri, seçmeyi ve vazgeçmeyi konuşalım. Benay Durmaz GünerWeb: www.iyikipodcast.comInstagram: instagram.com/iyikipodcastLinkedIn: www.linkedin.com/company/iyikipodcastDigiHead Media
Ekin Yayınları, Süleyman Ceran dostumuzun editörlüğünde Gazze'de yaşananların çok boyutlu biçimde ele alındığı ve birçok yazarın farklı bakış açılarıyla katkıda bulunduğu üç kitaplık bir ‘külliyat' yayınladı. Üç kitabın ortak ismi: ‘Kızıl Kapı'… Bu isim Mısırlı şair Ahmet Şevki'nin “Hürriyetin kızıl bir kapısı vardır ki/ Onu ancak kana bulanan eller açar” dizelerinden mülhem… Kitapların üst başlığı ise ‘Gazze'nin Hafızası'. Gerçekten çok derinlikli bir hafıza oluşturma çalışması bu. Farklı kalemler Gazze'yi farklı noktalardan bakarak görüyor, yorumluyor ve tarihe çok zengin notlar düşülüyor. Üç kitabın ‘Sembol', ‘İnsan' ve ‘Mekân' şeklinde üç farklı bağlamı var.
Yüksek sesle okumanın çocuk gelişimindeki etkisini biliyor musunuz?
Bu bölümde Altı Çizili Kitaplar'ın konuğu Mahir Ünsal Eriş'in Tatil Kitabı. Tatil dönemine girmeye hazırlandığımız bugünlerde, bu kitap zihninizde hoş bir tat bırakacak, sizi hem gülümsetecek hem de içinizi ısıtacak…
#KöşedekiKitapçı'da bugün
Yeni bölümde yasaklar üzerine konuşuyoruz. Pek çok yasakla kuşatıldığımız bir dönemden geçerken nasıl ilişkileniyoruz yasaklarla? Yasak neyi yasaklar, nasıl bir söylem üretir? Arzuyla ilişkisi nedir? Yaratıcılığı nasıl besler? Kitapların ve filmlerin yardımıyla anlamaya çalışıyor, akıl yürütüyoruz.Bölümde adı geçen tüm kitap ve filmlerin listesini @1kitap1film.us instagram hesabımızda bulabileceğinizi hatırlatalım.Bu bölüme sponsor olarak bizi destekleyen vitruta'ya katkılarından ötürü çok teşekkür ederiz. vitruta.com'dan yapacağınız alışverişlerde, 1kitap1film kodu ile indirimsiz ürünlerde %20 indirim avantajından faydalanabilirsiniz. vitruta.com'dan yapacağınız alışverişlerde geçerli olacak 1kitap1film özel avantaj kodunu, ürünü sepete ekledikten sonra çıkan sayfadaki “hediye kartı veya indirim kodu” alanına ödeme işlemi öncesinde tanımlayabilirsiniz.Kapak görseli: Pablo Picasso, Les Demoiselles d'Avignon (1907)
#KöşedekiKitapçı'da bugün
Konuklarımız Ayşe Sarısayın ve Serenad Demirhan ile Behçet Necatigil arşivinden yayımlanan kitapları ve mektupları konuşuyoruz.
Konuklarımız Ayşe Sarısayın ve Serenad Demirhan ile Behçet Necatigil arşivinden yayımlanan kitapları ve mektupları konuşuyoruz.
Bu bölümde Altı Çizili Kitaplar'ın konuğu Beşinci Dağ kitabıyla Paulo Coelho… Beşinci Dağ, İlyas Peygamberin romanlaştırılmış öyküsü. İ.Ö. 870 yılında İsrail'den ve bu ülkenin korkunç kraliçesi Yezavel'den kaçıp Fenike'ye sığınan İlyas, orada, Tanrının İsrail'e yeniden dönmesine izin vereceği günü beklerken, ona kucak açan, evinde ağırlayan dul kadına ve oğluna büyük bir sevgiyle bağlanır. Ne var ki, Asurluların saldırısıyla yerle bir olan Akbar kentinde, sevdiği ve hiçbir zaman açılamadığı bu güzel kadın yıkıntılar altında kalarak can verir. İlyas, sevgisinin gücüyle, ona verdiği sözü yerine getirmek için, Akbarlılara önderlik edip kentin yeniden kurulmasını sağlar. Tanrının çağrısı üzerine, sevdiği kadının, sonradan kenti yönetecek olan oğlunu orada bırakarak İsrail'e geri döner. Beşinci Dağın doruğunda, başımıza gelen felâketlerin birer ceza değil, aşmamız gereken bir meydan okuma olduğunun bilincine varır.
#KöşedekiKitapçı'da bugün
#KöşedekiKitapçı'da bugün
#KöşedekiKitapçı'da bugün
Bu bölümde kitapların hayatımıza etkisini, düşünce yapımızı nasıl şekillendirdiğini ve gerçekten bir kitabın hayatımızı değiştirip değiştiremeyeceğini tartışıyoruz. Kitaplar sadece bilgi mi sunar, yoksa dünyaya bakış açımızı tamamen değiştirme gücüne de sahip midir?
#KöşedekiKitapçı'da bugün
Bu hafta konumuz "biriciklik" meselesi. Hepimizin büyük ihtiyacı biricik hissetmek hayatta ama bir yandan da başkalarına öykünüyoruz istemsizce, değil mi? Biricik olmak, özgün olmak bir seçim mi, bize dayatılan bir şey mi? Ve bu çağda gerçekten biricik olmak mümkün mü? Kitapların ve filmlerin izinde anlamaya çalışıyor, akıl yürütüyoruz.Bölümde adı geçen tüm kitap ve filmlerin listesini @1kitap1film.us instagram hesabımızda bulabileceğinizi hatırlatalım.Bu bölüme sponsor olarak bizi destekleyen vitruta'ya katkılarından ötürü çok teşekkür ederiz. vitruta.com'dan yapacağınız alışverişlerde, 1kitap1film kodu ile indirimsiz ürünlerde %20 indirim avantajından faydalanabilirsiniz. vitruta.com'dan yapacağınız alışverişlerde geçerli olacak 1kitap1film özel avantaj kodunu, ürünü sepete ekledikten sonra çıkan sayfadaki “hediye kartı veya indirim kodu” alanına ödeme işlemi öncesinde tanımlayabilirsiniz.Kapak görseli: Jisbar, True Pop Joconde (2024)
#KöşedekiKitapçı'da bugün
#KöşedekiKitapçı'da bugün
#KöşedekiKitapçı'da bugün
İlk ve ikinci bölümde Pakrat Estukyan ile özellikle Ermeni toplumu açısından yoğun ve tartışmalarla geçen haftayı ve ayrıca Türkiye'nin gündemini konuşuyoruz. Son bölümde ise Norayr Daduryan ile bu haftaki konumuz Ermenice harfli Türkçe kitaplar.
#KöşedekiKitapçı'da bugün
Kitap Kulübü'müzün 49uncu buluşmasında Yuval Noah Harari'nin “Neksus:Taş Devri'nden Yapay Zeka'ya Bilgi Ağlarının Kısa Tarihi” adlı kitabını konuştuk.Önce şu temel soruyu sormama izin verin: Daha çok bilginin bizi önünde sonunda doğruya ve iyiye götüreceğine mi inanıyorsunuz, yoksa daha fazla bilginin güç olduğuna, bunun da önünde sonunda balyoz gibi kullanılacağına mı inanıyorsunuz?Kitabın arka kapağındaki 6 cümlelik tanıtım yazısı hem kitabın hem de medeniyet tarihimizin iyi bir özetini oluşturuyor: Hikayeler bizi birleştirdi. Kitaplar düşüncelerimizi ve mitolojilerimizi yaydı. İnternet bize sonsuz bilgiyi vaat etti. Algoritma sırlarımızı öğrendi. Sonra da bizi birbirimize düşman etti. Peki yapay zeka ne yapacak?Öncelikle sürprizi bozma pahasına söyleyelim, kitapta bunun net bir yanıtı yok. Daha doğrusu senaryolar var. Teknolojinin deterministik olmadığını, yani bize bir kader dayatmadığını, sonucu seçimlerimizin belirleyeceğini söylüyor.Harari'nin önceki kitaplarından, insanlığın büyük işbirliği ağları kurarak muazzam bir güç elde ettiği anlatısını biliyoruz. Ancak internet ve özellikle de sosyal medya sayesinde bu ağların bizi yanıltıcı bilgilere ve yanlış yönlendirmelere de açık hale getirdiğini, dolayısıyla da bunun yanlış bilgilere dayalı tehlikeli hareketlere de zemin hazırlayabileceğine dikkat çekiyor. Kitapta bir çok yerde demokratik ve totaliter yönetimlerin karşılaştırması ve tanımlaması yapılırken Türkiye'nin yeri ve halleri de gözünüzde canlanıyor. Kitap, yapay zekânın yükselişiyle birlikte, bilgi ağlarının doğasında temel bir değişimin meydana geldiğini savunuyor. Harari, yapay zekanın sadece verimliliği artırmakla kalmayıp, insan özerkliğini tehdit eden ve insan olmanın anlamını yeniden tanımlayabilecek riskler barındıran bir güç olduğunu belirtiyor. Yapay zekanın veya algoritmanın bir çok gündelik konuda bizim yerimize karar aldığını kondurmasak da artık biliyoruz. Bu gidişle çok daha hayati konularda karar almayı bırakmamız işten bile değil, son kararın bir insanda olduğu (ya da öyle göründüğü) durumlar dahil.Toplantıya katılan arkadaşlarda benzer ve farklılaşan izlenimler bırakmış kitap. Yeni bir şey söylemediğine dair hayal kırıklığı, bazılarımızı çok düşündürerek sayfalarca notlar aldırmış. Hemen herkesin hem fikir olduğu ise Harari'nin iyi bir hikaye anlatıcısı olduğu ve kitabın kolayca okunduğu, daha önce duymadığımız hikayelerle bezenmiş olduğu. Bence okunmaya değer bir kitap, çünkü medeniyetimiz için bir yol ayrımında olduğumuz noktada bir kroki niteliği taşıyor.Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım:(03:11) Alim Küçükpehlivan, (07:30) Murat Yaman, (10:33) Uğur İyidoğan, (14:11) Gökberk Bilgin, (17:43) Suat Soy, (19:55) Hatice Ergüven Doydum, (23:17) Yasemin Karakaya, (27:20) Halime Özben Hacı, (29:14) Aydan İrem Sungur, (31:54) Erkil Bağlan, (36:33) Dilek Geçit, (37:27) Bahadir Balibaşa ve (42:32) Yavuz AbutSupport the show
#KöşedekiKitapçı'da bugün
#KöşedekiKitapçı'da bugün
#KöşedekiKitapçı'da bugün
#KöşedekiKitapçı'da bugün
/*-->*/ Deniz Goran'ın Sen Benle, İstanbul Benimle adlı ikinci romanı Ayrıntı Yayınları'nın Düşbaz Kitaplar serisinden çıktı. Yazar ile bu romanı Açık Dergi'de konuşuyoruz.