POPULARITY
Türk Tabipleri Birliği (TTB), 14 Mart Tıp Bayramı'na giderken mevcut sağlık sisteminin çöktüğünü söyleyerek “Başka bir sağlık sistemi mümkün” başlığıyla eylem programını açıklamıştı. Başka bir sağlık sisteminin nasıl oluşturulabileceğine ve 14 Mart günü yapılması planlanan eyleme dair katkı ve önerilerini sunmak için Türkiye'nin dört bir tarafından yüzlerce hekim TTB'nin çağrısıyla 1 Mart'ta Ankara'da “Büyük Hekim Buluşması”nda bir araya geldi.Eylem programı kapsamında TTB, Şubat ayı içinde sağlık sisteminin her bir alt başlığında farklı illerde sempozyumlar ve çalıştaylar düzenledi. Mevcut sağlık sisteminin çöktüğüne ve başka bir sağlık sisteminin mümkün ve ihtiyaç olduğuna dair tespitlerini hekimlerle, sağlık emekçileriyle ve halkla konuşmak ve tartışmak için İstanbul'dan Ankara'ya sembolik bir Beyaz Yürüyüş organize etti. Yürüyüş Türkiye'nin dört bir tarafındaki tabip odalarının temsilcilerinin katılımıyla 25 Şubat'ta İstanbul'dan başlayarak sırasıyla Gebze, İzmit, Balıkesir, Bandırma, Bursa ve Eskişehir rotasını takip ederek 1 Mart'ta Ankara'da Büyük Hekim Buluşması'nda son buldu.Türkiye'de sağlık sistemi 1980'lerin başından itibaren özelleştirme ve piyasalaştırma saldırıları altında. Bu anlamda en büyük sıçramayı 2003 yılında AKP iktidarının başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” yaptı. Sağlık hizmetleri yıldan yıla paralı hale getirilerek, özel sermayenin belirleyici olduğu bir sağlık piyasası yaratıldı. Hekimler ve sağlık emekçilerinin örgütsüzleştirilmesi ve güvencesizleştirilmesi için pek çok adım atıldı. Bunların doğal bir sonucu olarak halkın sağlığı da zarar gördü. Nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşmak güçleşti.Derdine derman arayıp bulamayan halkımız o doktor senin bu doktor benim dolaşmaya başladı. 2002 yılında kişi başı 3 civarı olan doktora başvuru sayısı 12'ye dayandı. Bunun sonucu olarak özellikle büyükşehirlerde randevu bulmak zorlaştı. Çözümü randevu süresini 3-5 dakikaya sıkıştırmakta bulan bakanlık yüzünden nitelikli sağlık hizmeti ve hekimlik yapılamaz hâle geldi. Oysa çözüm için en önemli adımlardan biri, vatandaşların ilk başvuru merkezleri olması gereken Aile Hekimliklerinin (eskinin Sağlık Ocakları) her bakımdan güçlendirilmesiyken bakanlık tam tersi yönde adımlar atarak sistemi daha da kilitledi.İş yeri hekimleri, taşeron şirketlere (OSGB'lere) mahkûm kılındı, işçi lehine tutum almamaları için ücretleri patronlar tarafından ödenir hâle getirildi. Meslek hastalıklarına tanı koyacak meslek hastaneleri kapatıldı, meslek hastalığının tanı koyma süreçleri zorlaştırıldı. Sağlığı korumayı, hasta olmamayı önceleyen değil, tedavi etmeye uğraşan bir sistem hâkim kılındı. Oysa TTB'nin çağrısında söylediği gibi başka bir sağlık sistemi mümkün ve aynı zamanda da gerekli. Herkese eşit, nitelikli, ücretsiz, kamu eliyle verilen bir sağlık sistemi hayal değil. Türkiye'de böyle bir sağlık sistemine yetecek kaynak da var sağlık emekçisi de. Ancak siyasal iktidarın buna niyeti yok, tercihini patronlardan, piyasadan yana kullanıyor. TTB olmaksızın işçilerin ve emekçi halkın çıkarına bir sağlık sistemi mücadelesi olamaz ancak yalnızca TTB ile de olmaz. Hükümetin arka bahçesi olmayan ve emekten yana tavır alacak sağlık sendikaları ve emek-meslek örgütleri sürece dâhil olmalı, olabildiğince birleşik ve ortak mücadelenin yolları aranmalıdır. Mücadele hedefsiz olmaz. Kamuda grev hakkını kazanmak, özel hastanelerde ise kamulaştırma perspektifiyle sendikalaşmak ana hedef olmalıdır. Ancak bu hedefe ilerlerken ara hedefler de mutlaka olmalıdır. TTB'nin, SGK'nın özel hastanelerden hizmet alımını durdurması, maaşların tamamının emekliliğe yansıması gibi talepleri bu uzun yolda öncelikli hedefler olmalıdır.1 Mart Büyük Hekim Buluşması'nda söz alan hekimlerin çoğu 14 Mart günü taleplerimizi iktidara duyurmak ve başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu göstermek için bir günlük iş bırakma eylemi yapılmasını önerdi. Bu 14 Mart'ın, uzun soluklu mücadelemizin başlangıç günü olması dileğiyle.
Sağlık hizmetlerinin kendi içinde hiyerarşik bir yapısı bulunur. Bir ülkenin sağlık sistemi, öncelikle vatandaşlarını ve ülkede yaşayan her türlü yabancıyı hasta etmeyecek şekilde planlanmalıdır. Dolayısıyla koruyucu sağlık hizmetlerinin önceliği vardır. Keza benzer şekilde tedavi edici sağlık hizmetleri o ülkede görülen her bir hastalığa aynı önemi verecek şekilde planlanamaz. En çok hasta eden, en çok sakat bırakan ve en çok öldüren hastalıklar diğerlerine göre önceliklidir. Ülkemizde bu görevleri yerine getirmesi ve yönetmesi gereken esas sağlık birimleri Aile Sağlığı Merkezleridir (ASM'ler). Bu nedenle ASM'lerin sağlık sistemimiz içinde en güçlü yapılar olmaları gerekir. Ancak, bizimki gibi, esas olarak hastalar üzerinden kâr etmek üzerine kurgulanmış sağlık sistemlerinde bu önceliklendirme uygulanmaz. ASM'ler her bakımdan zayıf bırakılmış, hastane ve hastalık merkezli bir sağlık sistemi modeli tercih edilmiştir. Sağlık hizmetlerinin devlet eliyle merkezî ölçekte planlanarak sunulmasının ilk örneği Prusya (Almanya) İmparatoru Bismarck tarafından başlatılan ve sigorta primi ödemesi üzerinden kurgulanan sağlık hizmeti sayılabilir. Sonrasında bazı başka Avrupa devletleri de benzer uygulamalara gitmiştir. Ancak bu sağlık sistemleri tüm vatandaşlarını eşit şekilde kapsamıyor, ücretsiz sunulmuyor, koruyucu sağlık hizmetlerini önceliklendirmiyordu. Bu anlamda dönüm noktası hiç kuşku yok ki Ekim devrimi olacaktı. Ekim devrimi öncesi Rusya'da merkezî bir sağlık sistemi bulunmuyordu. Yaşam beklentisi çok düşüktü, bulaşıcı hastalıklar başta olmak üzere önlenebilir hastalıklar kol geziyordu. Devrimin ilk Sağlık Bakanı Nikolay Semaşko, Bolşeviklerin programıyla uyumlu şekilde sağlık organizasyonunda devrim niteliğinde değişikliklere gitti. Tüm vatandaşları kapsayan, ücretsiz ve ülkenin en ücra köşelerine dahi ulaşan bölgesel tabanlı ve basamaklı bir sağlık sistemi kurdu. Bu sağlık sistemi, vatandaşın başvurusunu beklemeden yaşam ve çalışma alanları ile iç içe olacak şekilde kurgulandı. Önceliği vatandaşların hasta olmasını önlemekti. Vatandaşlar, basamaklandırmanın bir gereği olarak yaşadığı ve çalıştığı yerdeki sağlık birimiyle irtibat halinde olmak zorundaydı. Bu birimler kişileri yalnız hastayken değil, sağlıklıyken de hasta olmaması için düzenli aralıklarla izlerdi. Bu sağlık birimleri gerekli görürse bir üst basamaktan yardım talep edebilir veya hastayı en yakın ilçe veya il merkezindeki sağlık birimine yönlendirebilirdi. Ülkemizde 1961 Anayasası ile kurulan Sağlık Ocakları'yla birlikte sağlık hizmetlerinde basamaklı bir sisteme geçilmiştir. Sağlık Ocakları koruyucu ve tedavi edici hizmetlerin beraber sunulması, koruyucu hizmetlere öncelik verilmesi, sistemin bölgesel ve nüfus tabanlı olması, basamaklı bir sağlık sistemi içinde kurgulanması nedeniyle sağ iktidarların hep hedefinde olmuştu. Zamanla zayıflatılan Sağlık Ocakları'na “incir ağacını diken” AKP iktidarı oldu. Sağlıkta piyasalaştırmayı, sağlık emekçilerini örgütsüzleştirmeyi hedefleyen Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ilk icraatlerinden biri Sağlık Ocakları'nı kapatıp ASM – Aile Hekimliği sistemine geçmekti. Sağlık ekipleri dağıtıldı, çalışanlar sözleşmeli statüye geçirildi, bölgesel ve ilk basamak niteliği kaldırıldı, poliklinik hizmetleri odaklı bir çalışma düzeni dayatıldı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve emekten yana sendikalar ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir bir sağlık hizmeti için birinci basamak sağlık merkezlerinin hem sağlık çalışanları (yalnızca doktorlar değil) hem tıbbi malzeme hem de yetki anlamında güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Oysa Kasım 2024'te çıkarılan yönetmelikle ASM'ler, bırakalım güçlendirilmeyi daha da zayıflatılıyor. Sağlık çalışanlarının ücretleri düşürülüyor, performans sistemi getiriliyor, vatandaşların ödemesi gereken muayene ve ilaç ücretleri arttırılıyor.
4-5 Mayıs tarihlerinde İstanbul Tabip Odası (İTO) seçimli genel kurulu yapılacak. Bu yıl seçimlere toplam dört grup girecek. Bu seçimlerin ana tartışma konusu, Tabip Odası'nın işlevinin ne olması gerektiği olacak. Bir tarafta Tabip Odası'nı meslekçi bir hekim örgütü yapmak isteyenler yerini almış durumda. Diğer tarafta ise yıllardır olduğu gibi hekimlerin haklarını savunma ve iyileştirme mücadelesini, halkın sağlık hakkı için, sağlık emekçileri başta olmak üzere işçi ve emekçilerin hakları için, genel olarak demokratik haklar için verilen mücadeleyle harmanlayan Demokratik Katılım Grubu (DKG) var. İTO seçimleri her daim çekişmeli geçmiştir. Kuruluşu otuz yıldan fazla olan DKG grubunun karşısına milliyetçi ve hükümete yakın pek çok grup çıkmıştır. Bu seçimde de milliyetçi hekimler Türk Hekimleri Birliği adıyla seçimlere giriyor. Türkçü-milliyetçi söylemlerine ek olarak bu grup, odanın siyasetten uzak durmasını ve yalnızca hekimlikle ilgili sorunlara eğilmesini savunuyor. Seçimlere giren bir başka grup, Değişim Grubu. Son dönemin moda söylemi olan “değişim”i, İTO yönetimini DKG grubundan almak hedefini vurgulamak için kullanıyorlar. Söylemlerinin merkezinde siyasetten uzak ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenen bir oda vaadi bulunuyor. Diğer grup olan Çağdaş Hekimler Birliği'nin ise diğer gruplara benzer şekilde siyasetten uzak ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenen bir oda vaadinin yanında Kürt siyasetine mesafeli bir söylemi benimsediği anlaşılıyor. Milliyetçilik ve şoven söylem bizden uzak olsun. Ama “değişim” üzerinde durulabilir. Değişim kendi başına olumsuz bir şey değil. Ancak neyi değiştireceğiniz ve nereye doğru değişeceğiniz önemli. DKG grubu, hükümetlere muhalif, hekim haklarını halkın sağlık hakkını gözeterek şovenizme karşı halkların kardeşliğini, istibdada karşı hürriyet mücadelesini savunan bir çizgiye sahip. Değişimden kastın, bu değerleri değiştirmek olduğu anlaşılıyor. Böyle bir değişim geriye gitmek olur. Tam tersine odanın mücadeleci çizgisini korumak ve bu çizgiyi daha da ileri taşımak gerekir. Siyasetten uzak olmak da tam bir demagojidir. Bugün siyasete bulaşmamak basbayağı gerici ve şoven bir siyasetin savunulması, odanın iktidarın temsil ettiği siyasetin gölgesine sokulması anlamına gelir. Sağlık Bakanı'nın Tabip Odaları'nı işaret etmesi sonrası, Hekim-Sen başta olmak üzere hekim sendikalarının Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İTO'ya yönelik hamleleri hükümetle bir düzeyde ilişkilendiklerini düşündürüyor. Nitekim bugün için başhekimlerin ve hükümete yakın oldukları bilinen hocaların DKG aleyhine üye faaliyeti yürütmesi kuşkuya yer bırakmıyor. Siyasetten uzak durma ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenme söylemi de benzer şekilde, hükümetle uzlaşı siyasetine işaret ediyor. Hekimler, yalnızca halkın sağlığı ve hürriyet için değil bizzat kendi haklarını korumak ve ileriye taşımak için de tabip odalarında örgütlenmek ve mücadele etmek durumunda. İşte DKG, hekimlere çarenin göç etmek değil bu topraklarda mücadele etmek olduğunu göstermek, mesleğimizin itibarını yeniden tesis etmek, hekim haklarını savunmak ve iyileştirmek, halkın sağlık hakkını korumak, herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli, anadilinde kamu eliyle sunulacak sağlık ortamını yaratmak için, memlekete halkların kardeşliğinin ve hürriyetin gelmesini sağlayacak mücadeleyi büyütmek için, önümüzdeki dönem de İTO'yu yönetmeye talip. Biz de bu doğrultuda yine görev almaya ve elimizi taşın altına sokmaya hazırız. İstanbul'daki hekimleri DKG grubunu desteklemeye davet ediyorum.
Sağlık Olsun'da Kübra Kırımlı'nın konuğu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı. Dr. Karahancı, TBMM'de kabul edilen ve sağlık alanında değişiklikler içeren kanun teklifinin ne anlama geldiği, TTB'nin bu değişikliklere dair ne söylediği, toplum sağlığınının bu değişikliklerden nasıl etkileneceği ve hekimlerin acil olarak çözüme kavuşturulmasını bekledikleri sorunların neler olduğu konusunda Kübra Kırımlı'nın sorularını cevapladı. Sağlık Olsun her hafta Evrensel'de.
2024 yılında bizi bekleyen tek seçim 31 Mart yerel seçimleri değil. Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) ve tabip odalarının da seçimleri bu yıl içinde olacak. Nisan-Haziran döneminde yapılacak olan bu seçimlere iktidar müdahil olacağı mesajını Sağlık Bakanı aracılığıyla verdi. Hekim sendikaları mesajı aldı ve harekete geçti. TTB'yi ve tabip odalarını, iktidarın arka bahçesi olmasına karşı başta hekimler olmak üzere tüm sağlık emekçilerinin sahiplenmesi çok önemli. TTB, sağlığın; eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde, kamu eliyle verilmesi gerektiğini, ayrıca sağlık emekçilerinin güvenceli, sendikalı, grevli toplu sözleşme hakkının olduğu şartlarda çalışmasını savunuyor. Biz, tabip odalarında örgütlenmeyi, sendikalaşmaya alternatif olarak görmüyoruz. Tamamlayıcı bir unsur olarak görüyoruz. Gelecekte hekimler, kamuda olsun özelde olsun, mücadele güçleri arttıkça üretimden gelen güçlerini kullanmak için mutlaka sendikal haklara ihtiyaç duyacaklardır. O nedenle hekimler mutlaka sendikalarda da örgütlenmelidir. Hekimleri üretimden gelen gücünü kullanma olanaklarından yoksun bırakma isteğini dile getirmektedir. Aralık ayı sonunda, Hekimsen Başkanı Adil Kurban ise sosyal medya hesabından, tüm üyelerini TTB'ye üye olmaya çağırarak, üyelik için gereken tüm desteğin verileceğini, kayıt ücreti dışında bir ücret ödememelerini söyledi. Ocak ayı başında ise Hekimsen, “TTB ve Tabip Odalarının Kurtuluş Savaşını Başlatıyoruz” başlıklı bir bildiri yayınladı. Peki, Bakan sendika düşmanlığı yaparken, bir sendika olan Hekimsen'in Bakan'a göz kırpan bu çıkışlarını neye yormalı? Hekim sendikalarının en önemli işlevi, hekimleri diğer sağlık çalışanları ile birlikte mücadele etmekten alıkoymak, kendi dar bencil çıkarları etrafında örgütlemektir. Mücadele ederek kazanma perspektifini, pazarlıkla elde etmeye indirgemektedir. Bu da hekimlerin uzun vadede alabilecekleri kazanımların azalmasına neden olmaktadır. Hekimsen başkanı da bakana “Biz tam da böyle bir sendikayız, iktidar ne derse onu yapacağız” demekte, bakanın uygun göreceği ulufeye talip olduğunu belirtmektedir. Ayrıca sendika içinde seçimleri yaptırmaması ve sendika kasasını tabip odası üyeliğine hasredeceğini açıktan söylemesi iktidarın desteğini aldığını göstermektedir. Diğer hekim sendikalarından Tabip-Sen'in Hekimsen ile benzer düşündüğü görülmekte. Ayrıca söze gerek yok. Hekim Birliği Sendikası ise düşmanca bir tutum takınmış değil ancak İstanbul başta olmak üzere oda seçimlerine ayrı bir liste hazırlığında oldukları anlaşılıyor. Biz buradan hekim sendikalarına üye olan olmayan asistan hekimlere, iş yeri hekimlerine, özel hekimlere, statüsü her ne olursa olsun tüm hekimlere çağrı yapıyoruz: TTB ve onun çizgisindeki tabip odaları hekimler başta olmak üzere sağlık emekçilerinin özlük haklarının korunmasının ve çalışma şartlarının iyileştirilmesinin teminatıdır. Bu örgütler sağlık hakkının savunulabilmesinin bir parçası ve gereği olan hürriyet mücadelesinin de yılmaz savunucusudur. Memleket yanarken hekimlerin özlük hakları da, çalışma şartları da iyiye gidemez. Mücadele etmeksizin, ulufe dilenerek de ne hakkımızı alabiliriz ne toplum sağlığını koruyabilir ne de memlekete hürriyeti getirecek yolda ilerleyebiliriz. TTB ve tabip odaları, bugün mükemmel işleyen örgütler olmayabilir, daha fazla hekim omuz verdikçe büyüyecek ve daha iyiye gidecektir. Ama önce sahip çıkma zamanı. İktidarın arka bahçesi olmaya hayır demenin zamanı.
Sağlık Olsun'da Kübra Kırımlı'nın konuğu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Üyesi Dr. Mehmet Zencir. Dr. Zencir, yetersiz beslenmenin çocukların okul sağlığını nasıl etkilediği, deprem bölgesindeki 0-5 yaş arası çocukların beslenme durumunun ne olduğu, okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesinin önemi ve çocukların yeterli beslenmesi için acil olarak alınması gereken önlemlerin neler olduğuna dair Kübra Kırımlı'nın sorularını yanıtladı. Sağlık Olsun her cuma Evrensel'de.
Geçen ay köşe yazımızda TTB (Türk Tabipleri Birliği) Merkez Konseyi'ne kayyım atanmasını protesto etmiş ve TTB'ye destek vermiştik. TTB, bir doktor örgütü olarak kurulmuş olsa da sağlığı işçilerin ve emekçi halkın çıkarına yorumlamış işçi sınıfı müttefiki bir meslek örgütüdür. TTB'ye göre sağlıklı olmanın koşulu yalnızca sağlık merkezine gidip muayene olduktan sonra ilaç alabilmek değil, aynı zamanda kötü şartlarda yaşamamak ve çalışmamaktır. MESS gündemi, yalnızca metal işçilerinin değil Türkiye'de çalışan işçi ve emekçilerin tamamını ilgilendiren, pek çok başka hakların yanında yaşama ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi yönünde çok önemli yeri olan bir mücadele gündemidir. Memlekette gündem yoğun. Ancak çoğu yapay gündem. Bir de memleketin gerçek gündemleri var. Örneğin 2024'ün asgari ücret tespit gündemi böyle gerçek bir gündemdi. İktidar, patron sendikası ve Türk-İş yönetimini yanına alarak işçiye sefalet ücretini dayattı. Şimdi ise önümüzdeki gerçek gündem MESS gündemidir. Sanayi işçilerinin sınıf mücadelesi içindeki stratejik önemi kapitalizmin başından beridir devam etmektedir. Türkiye için de bu tahlil aynen geçerlidir. Tarihî dönüm noktası hiç kuşkusuz Kavel grevidir. Grev hakkının yasak olduğu dönemde grev hakkını 1963 yılında yaptıkları grevle kazanan işçiler bir metal fabrikası olan Kavel'de çalışan işçilerdi. 12 Eylül darbesine kadar, işçi sınıfının ayakta olduğu yıllarda sanayi işçilerinin, özel olarak da metal işçilerinin yeri çok önemli olmuştur. Keza yakın tarihimizden, “metal fırtına” olarak bilinen 2015 yılında gerçekleşen büyük fiilî metal grevleri örnek verilebilir. MESS ile yapılan görüşmeler tıkanınca metal işçileri greve çıkmış, grev dalga dalga fabrikalara yayılarak işgallere evrilmişti. İşçiler; patronları ve patron yalakası sendikacıları fabrikalarından kovmuştu. Esas önemli nokta: Tüm bu eylemler süresince memleketin gündemi işçinin gündemi olmuş, sadece metal işçilerinin değil tüm işçilerin gözü kulağı bu greve çevrilmişti. Patron sendikası MESS'e bağlı metal fabrikalarında çalışan işçi sayısı 160 bin civarında olup Türkiye'de toplam ücretli çalışan sayısı ise yaklaşık 15 milyondur. Yani MESS fabrikalarında çalışan işçilerin, toplam çalışanlara oranı yaklaşık %1'dir. Sayılar yalan söylemez ancak sınıf mücadelesi sayılardan büyüktür. MESS gündemi o kadar kritik bir yerdedir ki iktidar, bunu doğrular şekilde greve gidilmemesi için daha şimdiden arka kapılarda tehditler savurmakta, greve gidildiğinde ise grevi yasaklamak için planlar yapmaktadır. Yerel seçimler öncesinde MESS gündemi iktidarın zayıf karnıdır. Metal işçileri bu zayıf karna olanca gücüyle yüklenmek için uzunca bir süredir çalışmalarını sürdürüyor. Onlar üzerlerine düşeni yapacaktır. Özelde veya kamuda çalışan sağlık emekçileri de yeni yıla sefalet ücreti ile girdi. Sağlık alanında, kamuda grev hakkımız var ama yasal olarak tanınmamakta. Özelde ise toplu iş sözleşmesi yapacak sendikal örgütlülük bulunmadığı için grev hakkı kâğıt üzerinde kalmaktadır. Eylül ayındaki köşe yazımızda sağlık alanında grev hakkının Kavel işçilerinin yolundan gidilerek kazanılabileceğini yazmıştık. Bugün metal işçileri yeni Kavel'ler yaratma yolunda. Sağlık emekçileri, metal işçilerinin kazanımlarından güç almak ve grev hakkını grevle kazanacağı mücadelelere girmek için bugün metal işçilerine MESS'e karşı mücadelelerinde elinden gelen desteği vermelidir.
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) en üst yönetim organı olan Merkez Konseyi (MK), “amaç dışı faaliyet” gösterdiği gerekçesiyle yargılandığı dava sonucu görevden alındı. Yerine, delegeler içinden beş kişilik bir heyet, bir ay içinde TTB'yi olağanüstü genel kurula götürmesi için atandı. Bu, iktidarın yargı eliyle TTB'yi susturma girişimidir. MK'nın görevden alınmasına yönelik dava, TTB MK Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken açıklaması sonrası açılmıştı. Fincancı gerekçe gösterilerek TTB'nin susturulması amaçlanmıştı. Biz de Gerçek gazetesinde Kasım 2022'de yayınlanan köşe yazımızda konuyu işlemiştik. Burjuva iktidarlar kendisine tehdit olarak gördüğü kişilere ve kurumlara sudan sebeplerle dava açıp, kendince elverişli ana kadar bekletir, o ana kadar sonuçlandırmaz. Bu davanın seyri de aynı şekilde oldu. TTB kanununda, MK'ya karşı açılan görevden alma davasının 3 ay içinde karara bağlanması gerektiği belirtilmiş. Davanın açılmasının üzerinden 13 ay, ilk duruşmanın görülmesinin üzerinden ise 11 ay geçti. Son görülen iki duruşmaya kadar ise MK üyelerinin isim listesi, Fincancı'nın ceza aldığı davanın dosyası gibi davanın ana unsurunu oluşturan bilgiler mahkemece talep edilmemişti bile. Sanırız davanın bu seyri bile, meselenin hukuki değil siyasi saiklerle açıldığını ve davanın sonuçlandırılması için uygun zamanın beklendiğini gösteriyor. Ancak davanın usule ve esasa dair sorunlarından ziyade açılış gerekçesi esas ipucunu veriyor: “Amaç dışı faaliyet”. TTB, kamu kurumu niteliğinde Anayasal bir meslek kuruluşu. Kanunda TTB'nin görevleri sayılırken daha ilk maddede halk sağlığını koruması ve geliştirmesi gerektiği yazılmış. Örneğin, üyelerine dair yapması gereken ödevler daha sonraki maddelerde sıralanmış. Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, sağlığa erişim önündeki tüm engellerin kaldırılmasını içerir. TTB'nin savunduğu ücretsiz, erişilebilir, nitelikli, anadilinde, kamu eliyle örgütlenecek bir sağlık sistemi, bunun olmazsa olmaz şartıdır. Ancak halk sağlığını korumak ve geliştirmek yalnızca sağlık hizmetleri ile sağlanamaz. Bununla birlikte insanca çalışma şartlarının sağlanması, sağlıklı bir çevrenin temini, sağlıklı gıdalara ve temiz suya erişim, örgütlenme özgürlüğünün varlığı ve daha pek çok sosyal, ekonomik ve siyasal şartları da gerektirir. Meseleyi bu şekilde ortaya koyduğumuzda TTB'nin sağlık ve yaşam hakkı başta olmak üzere temel hak ve hürriyetleri, halkların kardeşliğini, Kürt halkı ve Filistin halkı başta olmak üzere tüm ezilenlerin ve elbette emekçilerin haklarını savunmasının “amaç dışı faaliyet” olmadığı, bilakis TTB'nin başlıca amacı olduğu ortaya çıkmış olur. İktidarlar, kendi çizdiği sınırların dışına çıkan TTB'nin bu yaklaşımını hep tehdit olarak görmüş ve TTB'yi susturmaya çalışmıştır. Geçen yıl TTB tarihinde ilk kez bir TTB MK Başkanı tutuklanmıştı. Bu sefer de TTB tarihinde ilk kez bir TTB MK görevden alındı. Geçen yıl olduğu gibi şimdi de iktidar, hem TTB'nin temsil ettiği değerlere saldırıp hem de TTB üzerinden tüm kitle örgütlerine gözdağı vermeyi, halkı susturmayı ve sindirmeyi amaçlıyor. Geçen yıl, ortak mücadele ile TTB MK Başkanı Şebnem Korur Fincancı özgürlüğüne kavuşmuştu. Bu seferki taarruzda da yapılması gereken başta hekimler ve sağlık örgütleri olmak üzere, emekten ve ezilenden yana örgütler, sendikalar ve siyasal partiler ile ortak bir mücadele hattı oluşturup bu saldırıyı geri püskürtmektir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i dün ziyaret etti. Özel yerel seçimler için ittifak değil işbirliği teklif etti. İki genel başkan yaptıkları açıklamada İYİ Parti Genel İdare Kurulu'nun (GİK) seçimlere müstakil girme kararına saygı duyduklarını vurgulayarak son sözü 4 Aralık Pazartesi yapılacak GİK toplantısına bıraktı. Özel “ittifak kelimesi yoruldu” diyerek işbirliği ifadesini kullanmayı tercih etti, Akşener ise teklifin bazı şehirler için işbirliği teklifi olduğunu dile getirdi. Akşener ve İYİ Parti CHP'nin işbirliği teklifine ne diyecek, ittifakın yerini yerini işbirliği mi aldı, İstanbul ve Ankara'da ne olacak? Sezin Öney ve Murat Aksoy yorumladı. CHP'nin işbirliği teklifi İYİ Parti'de nasıl tartışılıyor? Medyascope muhabiri Özgecan Özgenç aktarıyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yıllardır “kapatılsın” ve “isminden Türk kelimesi çıkarılsın” diyerek hedef gösterdiği Türk Tabipleri Birliği'nin yönetimi görevden alındı. Mahkeme kararına göre görevden alınan üyelerin yerine bir ay içinde geçecek kişileri seçmek için beş kişilik heyet görevlendirilecek. Karar temyiz aşamasında, kesinleşinceye kadar mevcut yönetim görevine devam edecek. TTB ile ilgili karar meslek örgütleri seçim yasası değişikliği tartışmasının parçası. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı değerlendirdi. Editör: Aliye Altınışık
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Şebnem Korur Fincancı tahliye edildi. İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'yla ilgili karar açıklandı. Mahkeme heyeti, Kaftancıoğlu'nun beraatına karar verdi. Savcılık, Kaftancıoğlu hakkında üç ay 15 günden iki yıl dört aya kadar hapis cezası istemişti. Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinin Sarılar Köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018'de meydana gelen, yedisi çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği ve en az 300 kişinin yaralandığı tren kazasının ardından açılan davanın 12. duruşması Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope muhabiri Sahra Atila ile Şebnem Korur Fincancı'nın tahliyesini, Medyascope muhabiri Ali Deniz Çakır ile Kaftancıoğlu'na verilen beraat kararını, Medyascope muhabiri Edanur Tanış ile Çorlu tren kazası davasını, siyasal danışman Dr. İbrahim Uslu ile Altılı Masa'nın geleceğini konuştuk. Editör: Egemen Gök
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Mahkeme heyeti, reddi hakim talebini reddetti. Fincancı'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi, bir sonraki duruşma 11 Ocak 2023'te. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakan Nureddin Nebati ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesine ilişkin bir toplantı yaptı. Toplantının ardından açıklama yapan Erdoğan, “Bugün 2 milyon 250 bin vatandaşımız emekli olma hakkına kavuşuyor. Emeklilik hakkının kullanılması hususunda herhangi bir yaş sınırı uygulanmayacaktır” dedi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde MİT Başkanı Hakan Fidan ile Moskova'ya gitti. Bakan Akar ve MİT Başkanı Fidan; Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya Federasyonu ve Suriye istihbarat başkanlarıyla bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerle bir araya geldi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope muhabiri Sahra Atila ile Fincancı davasını, İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi ve Medyascope yorumcusu Prof. Dr. Öner Günçavdı ile EYT kararını, emekli diplomat ve Medyascope yorumcusu Aydın Selcen ile Türkiye-Suriye arasında 11 yıl sonra bakanlar düzeyinde gerçekleşen ilk teması, Medyascope Ankara muhabiri Cansu Timur ile Kılıçdaroğlu'nun gazeteciler ile buluşmasını konuştuk.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na hapis cezası verilmesinin ardından Saraçhane'ye gitmesiyle ilgili tartışmalara yanıt verdi. Akşener, ortak aday ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu'nun olası adaylığıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. Akşener, “Kimseden izin alma mecburiyetim yok, söyleyeni de fena çarparım, kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı için kimden izin alacağız!” dedi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Savcı, Fincancı'nın tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme heyeti, Fincancı'nın tutukluluğunun devamına karar verdi, duruşma 29 Aralık'a ertelendi. Fransa'nın başkenti Paris'te Ahmet Kaya Kültür Merkezi'ne, bir restoran ve bir kuaföre silahlı saldırı düzenlendi. Olayda en az üç kişi hayatını kaybetti, saldırganın da aralarında olduğu dört kişi yaralandı. Saldırıyla ilgili gözaltına alınan 69 yaşındaki şüphelinin 2021'de bir göçmen kampında iki kişiyi kılıçla yaraladığı, cezaevinden kısa süre önce adli kontrol şartıyla salıverildiği ortaya çıktı. 2022 FIFA Dünya Kupası'nın sona ermesinin ardından Spor Toto Süper Lig'de 15. hafta maçları oynanmaya başladı. Bugün (24 Aralık) saat 19:00'da Trabzonspor ile Fenerbahçe karşı karşıya geliyor. Medical Park'ta oynanacak mücadeleyi Halil Umut Meler yönetiyor.
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ve Kısa Dalga iş birliğinde hazırlanan Yasaksız Meydan'da Zeynep Duygu Ağbayır, konuğu avukat Sevinç Hocaoğulları ile Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın gözaltına alınması ve tutuklanması sürecinde yapılan basın açıklamaları ve gösterilere yapılan müdahaleler ve ihlalleri konuştu.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklandı. Adalet Bakanı Bozdağ resmen açıkladı: TTB ve mimar, mühendis odalarıyla ilgili düzenleme yapılacak… Meclis'e bir dönemde 1700 fezleke geldi… / Herkes hasta, peki grip mi, korona mı, zatürre mi? Uzmanlardan peş peşe uyarılar geliyor… / Türk-İş verilerine göre Yoksulluk sınırı 24 bin lirayı aştı… / Gündemin önemli gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırladığı bültende…
“Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla gözaltına alınan ve bu sabah Ankara Adliyesi'ne getirilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, tutuklama talebiyle 3. Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmişti. Fincancı sevk edildiği mahkemece tutuklandı ve Sincan Kapalı Kadın Cezaevi'ne gönderildi. Adli Tıp Kurumu, Kocaeli 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde Aralık 2016'dan beri tutuklu olan, bir süredir demans teşhisi konulması nedeniyle tahliyesi talep edilen eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk hakkında “Cezaevinde kalamaz” raporu verdi. Sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin kararı savcılık verecek. Tuğluk'un dün akşam saatlerinden beri tahliyesi bekleniyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini, yüzde 60,4'ten yüzde 65,2'ye yukarı yönlü güncelledi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları devam ediyor. Rusya lideri Vladimir Putin, Rusya'nın her yıl gerçekleştirdiği nükleer tatbikatı izledi. Böylece Moskova, sekizinci ayını geride bırakan Ukrayna savaşında ilk kez bir nükleer tatbikat düzenledi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope Ankara muhabiri Cansu Timur ile Şebnem Korur Fincancı'nın son durumunu, Medyascope muhabiri Ali Macit ile Aysel Tuğluk'un tahliye sürecini, hukukçu Kerem Altıparmak ile Fincancı'nın hakkındaki suçlamaları ve tutuklanmasını konuştuk. Editör: Egemen Gök
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı… / Tele 1' 'ekran karartma' cezasında yürütmeyi durdurma kararı… / AYM, sansür yasasını esastan görüşecek… / Veri paylaşma soruşturmasında Facebook'a para cezası… / Gündemin önemli gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırladığı bültende…
İYİ Parti TBMM'de grup toplantısı düzenledi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gruptaki konuşmasının öncesinde AKP'den istifa eden Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba'ya parti rozetini taktı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincanı'nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan gözaltına alındığını bildirdi. “Güne Bakış”ta Gamze Elvan‘ın konukları siyasetbilimci İlteriş Ergun, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ve Medyascope muhabiri Ufuk Çeri‘ydi. Yayında, İYİ Parti'nin beşinci yılı ve merkez sağın gidişatı ve Şebnem Korur Fincancı'nın gözaltına alınması konuşuldu. Editör: Egemen Gök
İlk bölümde Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer ile Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın adli tıp ve hak savunuculuğu alanında yaptığı çalışmaları konuşacağız. İkinci bölümde Prof. Dr. Ayhan Aktar 4-5 Kasım'da yapılacak "İstanbul, 1914-1922: Savaş, Çöküş, İşgal ve Direnişin Tarihi" başlıklı bilimsel toplantıyı anlatacak. Son bölümde spor yazarı ve yorumcusu Bağış Erten ile geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz, spor gazeteciliğinin ve spikerliğin duayeni Halit Kıvanç'ı anacağız.
Editör: Egemen Gök AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bugün Rusya'nın Soçi kentinde bir araya geliyor. Erdoğan ve Putin, 24 Kasım 2014'te Türkiye'nin Rusya'ya ait bir savaş uçağını düşürmesinin ardından geçen 81 ay içinde 28 kez yüz yüze görüştü. Öte yandan iki lider, son 17 günde ikinci kez yüz yüze görüşmüş oldu. İYİ Parti lideri Meral Akşener bugün Yalova'da. Akşener, Armutlu ve Termal ilçesi ile kent merkezinde esnafı ziyaret etti. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu, Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol'un aşı karşıtları tarafından tehdit edilmesine ilişkin Ankara'daki Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlık Parkı'nda açıklama yaptı. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Güvenç ile Soçi'deki Erdoğan-Putin zirvesini, Medyascope muhabiri Ali Deniz Çakır ile Akşener'in Yalova ziyaretini konuşacağız. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3QoMnrS
Yahudi mezarlığında vandalizm: 81 mezar taşı tahrip edildi, Valilik faillerin 11 ile 13 yaş arasında beş çocuk olduğunu açıkladı... Türk Tabipleri Birliği, vaka artışı uyarısı yaptı "Önlemler geri gelmeli" dedi... Türkiye'nin beş yıllık kredi risk primi 900'ü aşarak 2008 sonrası en yüksek seviyeye ulaştı. Bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe düşen kişi sayısı Ocak-Mayıs döneminde 403 bin kişi oldu.Gelişmeler bültende...
Editör: Egemen Gök Konya Şehir Hastanesi'nde görevli kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya'nın Mehmet Akçay tarafından katledilmesi tüm yurtta sağlık çalışanları tarafından protesto edildi. Görevi başında öldürülen Karakaya, memleketi Kayseri'de toprağa verildi. Türkiye genelinde hekimler ve sağlıkçılar iki gün iş bıraktı. Silahlı saldırıda hayatını kaybeden avukat Servet Bakırtaş için bugün birçok adliyede eylem düzenlendi. Bakırköy Adliyesi'nde yapılan eylemde, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu istifaya çağrıldı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Muhafazakâr Parti liderliğinden istifa etti. Johnson'ın başbakan olarak görevinde kalacak ve koltuğunu Muhafazakâr Parti Kongresi'nde seçilecek yeni lidere devredecek. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope muhabirleri ile İstanbul, Ankara, Diyarbakır, İzmir ve Konya'daki protestoları, Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten ile sağlıkçılara yönelik şiddete karşı eylemleri, İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz ile Türkiye ekonomisinde son durumu konuşacağız. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3Rgrb8G
Editör: Egemen Gök Konya'da Şehir Hastanesi'nde bir kişi, Kardiyoloji Uzmanı Ekrem Karakaya'yı tabancayla ateş ederek yaraladı. Saldırgan, ardından aynı tabancayla yaşamına son vermeye çalıştı. Konya Valisi Vahdettin Özkan, saldırıya uğrayan Doktor Ekrem Karakaya ve saldırgan M.A'nın yaşamını yitirdiğini açıkladı. Türkiye seçim atmosferine giriyor. Batı medyasında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında çıkan “sinir bozucu fakat vazgeçilmez bir ortak” yorumları yapılıyor. Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “İğneyi kendimize batırmadan önümüze gelene çuvaldızı batırmanın kimseye yararı yok” ifadeleriyle ‘değişim' çağrısında bulundu. Döviz kurlarında hareketlilik sürüyor. Gün içinde dolar/TL 17,22 seviyesini, euro/TL de 17,68 seviyesini geçti. Yaklaşık iki buçuk yıldır kullanıma kapatılan ve atıl durumda bulunan Ankapark hakkındaki dava sonuçlandı. Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi, Ankapark'ın tahliyesine ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne (ABB) devrine karar verdi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları ile Konya'daki saldırıyı, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Vahap Coşkun ile Demirtaş'ın yazısını ve HDP'ye yönelttiği eleştirileri konuşacağız. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3P7QrMn
Editör: Egemen Gök Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK'e göre tüketici fiyatları (TÜFE) haziran ayında yüzde 4,95 arttı. Son 12 aylık enflasyon ise yüzde 78,62 olarak hesaplandı. Bu oran 2002'den bu yana kaydedilen en yüksek enflasyon olarak kayda geçti. Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göre ise enflasyon haziran ayında yüzde 8,31 artarken, bir yıllık artış yüzde 175,55 oldu. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, 13-19 Haziran 2022'de 10 bin 954 olan haftalık vaka sayısı, 20-26 Haziran 2022'de 26 bin 635'e yükseldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da vaka sayılarında bir süredir artış gözlemlendiğini belirterek, günlük binin altına inen vaka sayılarının şu anda 4 bine doğru ilerlediğini söylemişti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) sosyal medya üzeriden yaptığı çağrıda, kapalı alanlarda maske takılmasını, test sayılarının arttırılmasını ve vaka sayılarının günlük olarak açıklanmasını talep etti. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhun Elgin ile açıklanan enflasyon verilerini, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile koronavirüs salgınında son durumu konuşacağız. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3R81RBC
Hekimler ve sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığı'nın vaat ettiği ve çalışma koşullarını iyileştirecek yasal düzenlemeler geçen yıldan beri yapılmadığı için bugün ülke genelinde iş bıraktı. TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen yasa teklifinin yetersiz olduğunu dile getiren sağlık meslek örgütleri, yasa teklifi kabul edilirse eylül ayında da bir haftalık iş bırakma eylemine gidecek. Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, T24 için kaleme aldığı yazıda, Erdoğan'ın adaylık açıklamasının aldatıcı olduğunu, daha sonra geri çekebileceğini ileri sürdü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kanaat önderleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları buluşmaları kapsamında Ankara'da Sincan ve Etimesgut ilçe örgütleriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen “adil olmayan” kararı tanımadıklarını ve Kaftancıoğlu'nun görevinin başında olduğunu söyledi. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Medyascope muhabiri Dilek Şen, Ankara muhabiri Senem Büyüktanır, İzmir muhabiri Aytuğ Özçolak ve Diyarbakır muhabiri Ferit Aslan ile sağlıkçıların eylemini, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile eylemi ve sağlık çalışanlarının yasadan beklentilerini konuşacağız. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3zGtrQi
Editör: Buket Topaktaş Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve sağlık meslek örgütleri tarafından “Emek Bizim Söz Bizim Sağlık Hepimizin” sloganıyla Ankara Anıtpark'ta “Beyaz Miting” düzenlendi. İktidardan, sağlık çalışanlarının koşullarında ve ücretlerinde iyileştirme, randevu sistemi, doktorların güvenliği, istihdam politikaları, koruyucu sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi 10 acil talepte bulunan sağlık emekçileri, taleplerinin bir an önce hayata geçirilmesini istedi. Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hekimlerin yaşadığı sorunları, Senem Büyüktanır ise miting izlenimlerini anlattı. Güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefiyle bir araya gelen altı siyasi parti bugün bir kez daha toplanıyor. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun ev sahipliği yapacağı görüşmede geçen aylarda kurulan komisyonların çalışmaları için yeni bir aşamaya geçilecek. Haber Hafta Sonu'nun bir diğer konuğu Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş dördüncü kez toplanan altılı masada son durumu aktardı. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/38uW6MR
Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta bu akşam, Medyascope muhabirleri Dilek Şen, Özgecan Özgenç ve Aytuğ Özçolak İstanbul, Ankara ve İzmir'den sağlık çalışanlarının eylemini, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise sağlıkçıların taleplerini anlattı. Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ise Cumhur İttifakı tarafından TBMM'ye sunulan seçim yasasındaki değişikliği değerlendirdi.
Günaydın. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırıları devam ederken kentte savunma hazırlıkları sürüyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz bugün Türkiye'ye geliyor. Siyasette eski başbakan Tansu Çiller'in dönüşü iddiası tartışılıyor. Bugünün bülteni Zingat'ın destekleriyle ulaşıyor. Fotoğraf:Türk Tabipleri Birliği/Twitter
Psikiyatriden Gündeme'de bu hafta Dr. Öykü Özçelik‘in konukları Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı'nın uzmanlarından Dr. Koray Başar konuk oldu. Programda sağlık ortamlarındaki sorunlar, bu sorunların hastaları nasıl etkilediği, sağlık hizmeti sunumunu iyileştirmek ve sorunların giderilmesi için neler yapılması gerektiğine dair değerlendirmelerde bulunuldu.
Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Medyascope dış haberler editörü Senem Görür ile Rusya-Ukrayna savaşında gelinen son noktayı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları ile sağlıkta artan şiddeti konuştuk.
Güne Bakış'ta bu akşam, Medyascope muhabiri Ali Macit ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Süleymaniye Camii'nin siluetini bozan İlim Yayma Vakfı'na ait yurt binasının inşaatını mühürlemesini, Medyascope İzmir muhabiri Aytuğ Özçolak ile Isparta'daki elektrik kesintisinde son durumu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile sağlık çalışanlarının grevini, İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (İstanPol) Yönetim Kurulu Başkanı ve Medyascope yorumcusu Edgar Şar ile Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üçüncü dönem adaylığı tartışmalarını konuştuk. #Medyascope #GüneBakış #Süleymaniye #RecepTayyipErdoğan
Editör: İnan Ketenciler Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Prof. Dr. Derya Unutmaz ile Omicron varyantını ve aşıların ölümleri önleme oranlarını Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Onur Naci Karahancı ile sağlık çalışanlarının talepleri ve 8 Şubat'ta yapacakları eylemleri konuştuk.
Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile 2021 yılında sağlık alanında yaşanan gelişmeleri, koronavirüs salgınını ve sağlık çalışanlarının talebini konuştuk.
Türkiye'deki koronavirüs vaka sayıları hızla artmaya başladı. Son 10 günde günlük vaka sayısı iki kat artarak 40 bine yaklaştı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, salgında son durumu Medyascope'a değerlendirdi. Ökten, "Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 'Omicron'un görülme oranı yüzde 10' açıklaması gerçekçi değil" dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi, toplum sağlığı ve genombilim uzmanı Dr. Tomris Cesuroğlu ile dünyada koronavirüs salgını ile mücadeledeki stratejileri konuştuk. Salgınla mücadele stratejilerinde dünyada farklı ekollerin bulunduğunu söyleyen Cesuroğlu, bunların temel olarak ikiye ayrıldığını aktardı. Cesuroğlu, Güneydoğu Asya ülkeleri, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın “sıfır vaka” stratejisini uyguladığını, İngiltere, Hollanda ve İsveç'in salgına karşı kontrollü yayılmacı bir politikayı benimsediğini belirtti.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) bugün (15 Aralık) iş bırakıyor. TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, kendilerine 407 gündür randevu vermeyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı, toplum sağlığını önemsememekle suçladı. Eylem ve etkinliklerinin sonuç alınıncaya kadar devam edeceğini vurgulayan Yerlikaya, “Sağlık çalışanları tükenmiş ve sağlık koşulları dayanılamaz hale gelmiş durumda. Çalışma alanlarında ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Artık oyalanmak istenmiyoruz. İnsanca yaşayacağımız koşullar ve geçinebileceğimiz ücret istiyoruz. Sağlık sistemi çökmüş durumda. Artık hastane önündeki kuyruklar yerine evlerde telefon başında randevu alma kuyrukları oluşmuştur. Her ay 80-100 hekim yurtdışına gitmek için TTB'den iyi hal kağıdı almaya çalışıyor. Kamuda nitelikli ameliyat yapacak hekim neredeyse yok denecek kadar azaldı. Şartları dayanılmaz bulan hekimler kamudan istifa edip özel hastanelere geçiyor” dedi.
Editör: Egemen Gök Güne Bakış'ta bu akşam, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Ankara muhabirimiz Zelal Direkçi, İzmir muhabirimiz Aytuğ Özçolak, İstanbul muhabirimiz Ayhan Eren Babayiğit ve Diyarbakır muhabirimiz Ferit Aslan ile Türk Tabipleri Birliği'nin çağrısı ile Türkiye'nin birçok noktasında sağlık emekçilerinin gerçekleştireceği bir günlük “G(ö)REV”i, Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığı açıklamasını konuştuk.
- Medyascope'un sabah haberleri bülteni Gündem'de Şükran Şençekiçer'in konuğu Prof. Dr. Harun Öztürkler, ekonomide son gelişmeleri yorumluyor. -CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifak'ı kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olabileceğini açıkladı. -Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) ve Genel Sağlık İş Sendikası bugün iş bırakıyor.
Prof. Dr. Esin Şenol, yeni koronavirüs varyantı Omicron'la ilgili son bilgileri, üçüncü ve dördüncü dozlarla ilgili ayrıntıları, Türk Tabipleri Birliği'nin 15 Aralık'ta yapacağı grevi Şükran Şençekiçer'e anlattı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Vedat Bulut sağlık sistemine ve sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına ilişkin güncel gelişmeleri Medyascope'a değerlendirdi. Medyada yer alan zam haberlerinin doğru olmadığına dikkat çeken Bulut “Maliye Bakanlığı'nın bloke etmesinden, bütçede para olmadığından bahsediliyor” dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın dün (5 Aralık) açıkladığı verilere göre 19 bin 357 kişinin testi pozitif çıktı, 185 kişi ise yaşamını yitirdi.18 yaş üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 81,44 olarak açıklanırken, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 90,73 olarak açıklandı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, salgında son durumu Medyascope‘a değerlendirdi. Ökten, “Sağlık Bakanlığı 18 yaş üzerindekileri hesapladığı için aşılama yüzde 80 görünüyor ama bu gerçekçi değil” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs salgınında gerçek ölümlerin açıklananın üç katı olduğu yönünde bir açıklama yaptı. Fazladan ölümlerle ilgili resmi makamlardan ilk kez bu kadar açık bir itiraf geldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Güçlü Yaman, Bakan Koca'nın açıklamasını Medyascope'a değerlendirdi.
Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ile TTB'nin 23 Kasım'da İstanbul-Kadıköy'den başlattığı ve bugün (27 Kasım) Ankara'da bitirdiği “Beyaz Yürüyüş”ü, yürüyüşü neden yaptıklarını ve hekimlerin taleplerini konuştuk.
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı son (7 Kasım) verilere göre, Türkiye'de 25 bin 304 yeni vaka tespit edildi, 200 kişi ise koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Vaka sayısının 25 binlere kadar gerilemesini ve dünyada koronavirüs ilacı çalışmalarında son durumu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile konuştuk. Fincancı, “Koronavirüs ilaçları etkili fakat hastalıktan tümüyle korumuyor” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün (3 Kasım), Bilim Kurulu toplantısının ardından yazılı bir açıklama paylaştı. Koca açıklamada, "Yarından itibaren mRNA aşısı olanlara risk gruplarına göre hatırlatma dozu uygulanacak. İkinci doz mRNA aşısının üzerinden altı aya kadar süre geçmiş sağlık çalışanları, 18-60 yaş arasındaki kronik hastalar, 60 yaş üstü kişiler hatırlatma dozu yaptırabilecek" dedi. Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten ile üçüncü doz aşı uygulaması hakkında konuştuk. Ökten, “Gerekirse dördüncü doz aşı uygulanmalı, bu salgın aşılama ile bitecek” dedi. KATIL butonuyla Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://bit.ly/3fmHOfPPATREON'dan Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://www.patreon.com/medyascopetvTeşekkürler!
Sağlık Bakanlığı'nın 21 Ekim'de açıkladığı son verilere göre koronavirüs salgınında Türkiye'de 24 saatte 28 bin 465 yeni vaka tespit edildi. 198 kişi ise yaşamını yitirdi. 18 yaş üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 77,04, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 88,71 olarak kaydedildi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ile salgında gidişatı ve aşılamada son durumu konuştuk. Ökten, “Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı aşılama oranları doğru değil” dedi
Koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye'de son 24 saatte 28 bin 370 yeni vaka tespit edildi, 196 kişi ise yaşamını yitirdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından, “Henüz toplum bağışıklığı aşamasında değiliz. Aşının sonucunu hastalığın hafif geçirilmesinde görüyoruz. Vaka sayısı? Aşı artıyor ama tedbir azaldı” diye yazdı. Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ile birlikte salgında son durumu konuştuk. Ökten, “İktidar şeffaf değil, ölüm ve hasta sayılarını değiştirdiği gibi aşı oranlarını da değiştiriyor” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Güçlü Yaman, salgının başından, eylül ayının sonuna kadar olan fazladan ölüm verilerini Medyascope‘a değerlendirdi. Güçlü Yaman, fazladan ölüm verilerinin salgın erken dönemi ve sonraki sürecinin etkilerini ölçmek için önemli bir gösterge olduğunu belirtti. Yaman, “Fazladan ölüm sayıları resmi koronavirüs ölümlerinin üç katı” dedi.
Türkiye'de son 24 saatte 357 bin 853 koronavirüs testi yapıldı, 29 bin 104 kişinin testi pozitif çıktı, 216 kişi yaşamını yitirdi. 18 yaş ve üzeri nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 71,69 iken birinci doz aşılananların oranı yüzde 86,74 olarak kayıtlara geçti. Türkiye'de bugüne kadar uygulanan toplam aşı sayısı 109 milyon 495 bin 613'e yükseldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ile salgının ne zaman bitebileceği üzerine konuştuk. Ökten, “Toplumsal bağışıklığı sağlamak için gerekli yüzde 85 aşılama oranından çok uzaktayız” dedi.
Koronavirüs salgınında aşılama tüm hızıyla sürerken vaka ve ölüm sayılarındaki artış devam ediyor. Sağlık Bakanlığı, dün (20 Eylül Pazartesi) itibariyle koronavirüs verilerine iki doz aşılama oranlarını da ekledi ancak bakanlık tarafından açıklanan verilerin şeffaflığı hala sorgulanıyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın veri paylaşımını ve salgında son durumu Medyascope'a değerlendirdi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), ABD'li bilim insanlarının araştırmasını kaynak alarak, koronavirüsün uzun dönem etkilerini gösteren bir görsel paylaştı. Buna göre koronavirüsün en yaygın uzun dönem etkileri halsizlik, baş ağrısı, dikkat bozukluğu, saç dökülmesi ve nefes darlığı. TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı araştırmanın dikkat çekici detaylarını Medyascope yayınında anlattı.