POPULARITY
Categories
Herkes her şeyin ve her yerin ne kadar gürültülü olduğundan şikâyet ediyor. Bunun tersi olsa, mesela mutlak sessizliğe yakın bir sessizlik ortamı oluşturulabilse insanlar böyle bir yerde yaşamayı ister miydi? Dünyada hâlâ insanların ulaşamadığı yerler var, muhtemel ki bir kısmı son derece sessiz ortamlara sahip!
Attila, Hun imparatorudur. Tarihin gördüğü en büyük hükümdarlardan/liderlerden biridir. Siyasette ve diplomaside mahir olduğu kadar askerlikte de pek hünerlidir. Başarılı bir devlet adamı ve göz dolduran seçkin bir komutandır. Kolay lider olunmuyor. Herkes lider olamıyor. Hükümdar olmak, lider olmak anlamına gelmiyor. İkisi birbirinden farklıdır. Her hükümdar lider değildir ama her lider hükümdardır. Tarihte pek çok hükümdar lider olamadığı için unutulup gitmiştir. Çoklarının adı bile bilinmez. Ama Attila gibiler ise ölümsüzleşmiştir.
Amerika'nın Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack'ın sosyal medya hesabından paylaştığı ‘Batı tipi nedamet' ile ‘verdiği sözler' ilgi çekiciydi. Herkes üzerine atladı. Biz de ucundan tutalım bakalım… Şöyle…
Bölüm içeriği ve zaman damgaları:00:00 Giriş | Takip Et, Bildirimleri Aç01:07 100 Haftalık Challenge ve Yeni Yayın Düzeni06:07 100 Bölümü Dinlemiş Olmanın Önemi07:42 Finans Podcasti'nin Genel Önemi ve Farkı09:05 Mutlaka Dinlenmesi Gereken Bölümler13:13 100 Bölümlük Podcast Yayınımın Maddi Karşılığı16:06 Yeni Düzenle İlgili Bilmenizi İstediklerim17:16 Hayatımdaki En Düzenli 3 Şeyden Biri18:34 100 Bölümle İlgili Benimle Paylaşabilecekleriniz20:31 Benimle İlgili Merak Ettikleriniz21:19 Kırılma Noktası, Amaç ve Sizin Rolünüz24:47 Kapanış | Bölümü PaylaşBölümle ilgili notlar:100 bölümü de dinleyen “farkında insanlar”, tebrikler! Bundan sonraki süreçte de sizler için faydalı olacağına inandığım içerikler üretmeye devam edeceğim. Takipte kalın, bölümleri paylaşın ve geri bildirimlerinizi bana iletin. Sevgiler.Bir "Zorlu Ekonomilerde Servet Edinme ve Varlık Yönetimi" yayını olan Finans Podcasti, tüm sosyal ağlarda @finanspodcasti kullanıcı adıyla, tüm podcast platformlarında ise adıyla bulunabilir. Soru, öneri ve diğer iletişim ihtiyaçları için finanspodcasti@gmail.com e-posta adresinden bana ulaşabilirsiniz. Tüm önemli sayfaların bağlantıları https://linktr.ee/finanspodcasti adresinde.Bölümü bulmanızı kolaylaştıracak diğer ilgili konu başlıkları: Finansal Yayın Serisi, Herkes İçin Finans, 7'den 70'e Finansal Okuryazarlık, Geniş Konu Yelpazesi, Finans Dünyasının Her Yönü, Kapsamlı Finansal İçerik, Ekonomi Sohbetleri, Yatırım Rehberi, Para Yönetimi, Bütçe Planlaması, Gelir Artırma Yolları, Tasarruf Stratejileri, Emeklilik Planlaması, Finansal Özgürlük, Zenginlik Psikolojisi, Kişisel Finans Eğitimi, Hisse Senedi Analizi, Kripto Para Bilgilendirmesi, Arsa ve Gayrimenkul Yatırımı, Girişimcilik ve İş Kurma, Yatırım Fonları, Döviz ve Altın Yatırımı, Finansal Davranışlar, Yatırım Stratejileri, Bilinçli Harcama Alışkanlıkları, Yatırım Kararlarında Psikoloji, Eğitimle Finansal Güçlenme, Finansal Bilinç Kazanma, Finansal Hedeflere Ulaşma
Konu dün ABD'nin de gündemindeydi… Trump, bahşiş ve fazla mesai gelirlerinden alınan vergilerin kalkacağını açıkladı… Aynı konu, ülkemizdeki turizmciler ve yeme-içme sektörü tarafından uzun süredir çalışılıyordu… Geçen yaz TURYİD (Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) Başkanı Kaya Demirer'in açıklamalarıyla kamuoyunun gündemine de girmişti: Kredi kartı ile bahşiş ödenmesi meselesi…
Donald Trump Nisan sonunda ABD başkanı olarak 100 gününü doldurdu. Bütün dünya bu 100 günü tartışıyor. Ama hiçbir şey anlayamadan. Tam körlerin fili tarifi öyküsündeki gibi: Herkes hangi nokta kendi dikkatini çekerse onu öne çıkarıyor. Trump ekonomiyi batırıyor, devlet adabını bozuyor, ABD'yi dünyadan koparıyor, demokrasiyi çiğniyor, Amerikan üniversite sistemini mahvedecek, göçmenlerin haklarını çiğniyor falan filan. Şu soruya cevap arayan yok: Neden?Bizim, Türkiye'de Trump'a karşı nasıl bir politika izlenmesi gerektiğini tartışabilmemiz için önce bunu anlamamız lazım. Trump neden bu kadar Amerika'nın da çıkarlarına aykırı olduğu iddia edilen bir politik program uyguluyor?Trump kaprisli ya da deli mi?Biz bu soruya Trump daha ilk dönemine başlarken cevap verdik. O yüzden şimdiki deli dolu politikaların her birini yerine oturtabiliyoruz. Trump'ın sapık politikaları dünya kapitalizminin ta 1970'li yılların ortalarından beri uygulamaya giriştiği neoliberal stratejinin, hem de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra uygulamaya konulan “küreselleşme” olarak anılan politikalarla de güçlendirilmesine rağmen 2008'de yeniden çok derin bir ekonomik krize düşmesine bir yanıttır. Trump diyor ki, kapitalizmin sorunlarına dünya ölçeğinde bir cevap bulunamıyor. Ben Amerika'nın çıkarına bakarım. Amerika için iyi olan dünya için de iyidir.Altın kimdeyse…Trump savaşa sadece silahla gidilmeyeceğini biliyor. Ekonomik gücün savaşan ülkelerin en önemli kozu olduğunu, o olmadan silahların ve orduların gücünün ancak geçici olacağını anlıyor. Bunun son işaretini kendi kurduğu sosyal medya ortamı olan Truth Social'da son günlerdeki bir paylaşımı ile verdi. Yazdığı şu: “Altın kimdeyse kuralları o koyar.” (İngilizcesiyle “He who has the gold makes the rules.”) Bir bakıma “parayı veren düdüğü çalar” anlamına gelen bir söz. Amerikan popüler kültürünün çok içinden söylüyor bunu. Amerika'da savaş sonrası kapitalizmin en pürüzsüz gelişmekte olduğu 1960'lı yıllarda bir gazetede neşredilmeye başlanan, çok popüler olmuş “Wizard of Id” (yani “İd Büyücüsü”) başlıklı mizahi çizgi roman türü karikatür dizisinde “İd” ülkesinin kralının tebaasını toplayıp beyan ettiği bir “Altın Kural”a dayanıyor. Karikatürün orijinalini bu yazının başındaki fotoğrafta görüyorsunuz. Kral “Altın Kural'ı hatırlayın!” buyuruyor. Halktan biri “neymiş o?” diye soruyor. Bir başkası “Altın kimdeyse kuralları o koyar” diyor. Bu, Amerikan kültüründe yarım yüzyıl önce çok yayılmış ve hâlâ yaygın olarak konuşulan bir laf. Hani bizde diyelim Porof Zihni Sinir ya da Avanak Avni ya da Muhlis Bey hâlâ bilinir ya, öyle işte. Trump halkla iletişim kurmayı bilen bir milyarder. Popüler kültürden bir sayfa açmış. Zaten başka bir kültürü de yok.Trump karşıtı burjuva ve sözde sol cepheden sefalet manzaralarıABD'de güya sola yatkın Demokrat Parti nakavt durumda. Daha parmaklarını bile kıpırdatamadılar. Aralarında bir tek Bernie Sanders hayat emaresi gösteriyor: Bu beyefendi 2016 ve 2020'de bu partinin ön seçimlerine katılmış ve yenilse de epeyce başarılı olmuştu. ama sonunda Hillary Clinton ve Joseph R. Biden gibi Wall Street hizmetkârlarına biat etmiş, seçimlerde onları desteklemişti. Sınıf sorunlarını öne çıkaran ve kendine “demokratik sosyalist” sıfatı takan biri. Yanına aynı zamanda Democratic Socialists of America (Amerikan Demokrat Sosyalistleri) olarak anılan, ABD'nin en büyük sözde “sosyalist” örgütünün üyesi olan, Temsilciler Meclisi üyesi, Alexandra Ocasio-Cortez'i alarak Amerika'yı turluyor. On binlerce insanın katıldığı çok büyük toplantılar düzenliyor. Turun adı “Oligarşiyle Mücadele”. Dolar milyarderlerini (Elon Musk'ı, Jeff Bezos'u, Mark Zuckerberg'i ve benzerlerini) püskürtecek Sanders.“Komşuda pişer bize de düşer” mi?Filistin meselesi bizi Türkiye'ye getiriyor. Şimdi Trump, Esad'ı devirip yerine kravatlı tekfircileri geçirdiği için Erdoğan'ı övdü ya, AKP-MHP blokunun aklı evvelleri ellerini ovuşturuyor, “komşuda pişer, bize de düşer” hesapları yapıyorlar.
“Olmadan Önce Beklemek” “Meyve, acele edenin değil, vaktine sabredenin nasibidir.”Hoş geldin sevgili dostum, Ben Hasan Basri Budak.Yaşadığımız çağ, her şeyin hızlandığı bir çağ. İlişkiler, bilgiler, başarılar, hatalar…Herkes bir yerlere varmak istiyor ama kimse orada kalmak için gereken zamanı beklemiyor. Halbuki bazı kapılar sadece sabırla çalındığında açılır. Ve bazı bilgiler, sadece zamanla anlaşılır. Bugün seni, o hakikati beklemeyi bilen birinin hikayesine götüreceğim: Yunus Emre'ye…Keyifli dinlemelerBecome a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/hasan-basri-budak-ile-kendine-gel--5728974/support.
Bu bölümde Topluma Uymama Cesaretini konuşuyoruz. Konuğumuz Seymour Glass. J.D. Salinger'ın topluma uymayan karakterlerinden biri. Bu bölümle giderek tutunmaya bir adım yaklaşıyor muyuz, yoksa tutunacak her şeyi çürütüp, tuttuklarımızın yanılgısıyla yüzleşip özgürleşiyor muyuz, bunu bilemiyoruz ama yoldayız, bakalım yol bizi ve sizleri nereye götürecek. Seymour'dan ve podcastimizden bir alıntı ile sizi bölüm dinlemeye davet ediyoruz. "Topluma uymama cesareti göstermek her zaman yalnızlığı da getirir. En çok zorlanacağım şey, insanların beni yine yanlış anlaması olurdu. Herkes bir cevaba, bir tanıma ihtiyaç duyuyor. Oysa ben tanımlanmaktan hep kaçtım." Bölüm görseli, yapay zeka tarafından oluşturulan bir Seymour Glass portresinden tasarlandı.
“Bu işler anca 100 yılda bir yapılıyor çünkü bir daha yapılabilmesi için geçen sefer ne olduğunu hatırlayan herkesin ölmesi gerekiyor”Geçen bölümün ölçeği biraz küçüktü: Bir yasal göçmenlik tartışması üstünden, yerel-küresel çekişmesini görmüştük. Bugün işi büyüteceğiz, aynı çekişmeyi dünya ticareti üstünden işleteceğiz. Bir yandan, serinin temasına uygun olarak, her şeyin ne kaddddar aptalca yönetildiğini konuşacağız. Bir yandan da, süreçten bağımsız olarak, varılmak istenen hedefi konuşacağız. Yani ortada bir büyük resim olduğunu varsayarak onu yorumlayacağız.Yeni Kitap: Fularsız Felsefe: Dört Önemli Mesele (bu seferki normal insan boyutunda, 200 sayfa).Konular:(00:05) 3 gün içinde Büyük Buhran(03:08) Gümrük vs Tarife(04:39) Gümrüğü kim öder(07:37) Ticaret Hileleri(09:46) Parayı baskılamak(12:37) Kurtulus Günü(17:08) Bakkalla aramdaki ticaret açığı(19:40) Belirsizlik ve pazarlık(24:15) Gelecek bölüm(25:22) Fularsız Felsefe.Kaynaklar:President-elect Trump is inheriting a historically strong economyÇin Büyükelçiliğinin tivitiBlog: Why the U.S. steel industry is dyingBlog: Think China is paying for tariffs?Blog: Yes, China Does Cheat In Trade------- Podbee Sunar -------Bu podcast, getirfinans hakkında reklam içerir.getirfinans iyi faizi vade beklemeden günlük kazandırır. Kredi faiz oranı düşüktür. Aidatsız kredi kartı sunar. Para transferinden ücret almaz. Sen de getirfinanslı ol.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
(Bir Baba ve Oğullarının Hakikat Arayışı-1) Bir baba, kamuoyunca bilinen bir hocanın “İslam ve Cihat” isimli konferansının ilanını görür ve delikanlı iki oğlunu yanına alarak bu konferansı dinlemeye gider. Konuşmacı, oldukça şöhretli bir hatip. Hitabetin şehvetine de kendisini kaptırmış, o coştukça dinleyiciler de coşar. Herkes pür heyecan hatibi dinlemektedir.
ABD Başkanı Trump ABD'nin ticaret yaptığı tüm ülkelere getirdiği ek gümrük vergilerini 90 gün süreyle askıya aldı. Trump “yüzde 10” gümrük vergisiyle ülkeleri eşitledi. ABD'nin ticaret savaşlarının öznesi olan “Çin” ise bu askı işleminin dışında bırakıldı. Çin ve ABD arasında sert gümrük misillemeleri başladı. Dünyanın gözü Trump ve Şi Cinping'e çevrilmiş bulunuyor. Herkes bu düelloyu izliyor: Önce kim gözünü kırpacak, Trump mı, yoksa Şi Cinping mi?
Yalan söyleyemem. Pek sevmediğim bir ifade ile Z kuşağı denen gençlik kuşağının apolitik oluşu, bireyciliği, toplumsal ve siyasi konulardaki duyarsızlığı konusundan dostlarla, hocalarla aramızda çok çekiştirdik sizi. Yanılmışız. Ne güzel bir yanılgı oldu bu. Ne umut dolu, ne mutlu bir yanılgı bu.Geleceğinizin nasıl karartıldığını görüp yaşarken, kendi geleceğinizle birlikte memleketin geleceğine de sahip çıkmak için el ele verdiniz. Başınızı yukarı kaldırdığınızda herkes tertemiz yüzlerinizi, pırıl pırıl gözlerinizi gördü.Mesele ne CHP ne İmamoğlu ne de Saraçhane… Gençler hürriyet istiyor! Biz işçi sınıfı devrimcisiyiz. CHP'de yokuz. İmamoğlu'nda yokuz. Saraçhane'de yokuz! Olmayız da. MÜSİAD markalarına boykot yapıp sövmekte, TÜSİAD markalarını övmekte de yokuz. İngilizden, Amerikalıdan, Almandan herhangi bir konuda medet umanlardan olmadık, olmayız, olmayacağız. Ama gençlerin mücadele azmini, enerjisini, coşkusunu kendi pazarlıklarında koz olarak kullananlar, istediklerini yarım yamalak alır almaz, gençleri istibdadın polis gaddarlığıyla baş başa bıraktığında, orada biz varız. Hocaysak, eğitim ve bilim emekçisi isek, memleketin pırıl pırıl gençleri hürriyet için mücadele ediyor, bedel ödüyorsa, elbette ki sahip çıkacağız, yalnız bırakmayacağız. Yoksulluğun, hayat pahalılığının, işsizliğin pençesinde kıvranan işçiler, emekçiler, yoksul köylüler yani emekçi halkımız da aynı şekilde memleketin evlatlarına sahip çıkmalı. Bunun yolu CHP'ye yazılmak değil. İmamoğlu'nu siyasi olarak savunmak değil. Bunun yolu gençler nasıl kendi gelecekleriyle memleketin geleceğine birlikte sahip çıkıyorsa, işçi ve emekçinin de işine aşına sahip çıkarken, memlekette hüküm süren sermayenin istibdadına karşı da hürriyet mücadelesi vermesidir. Kim diyebilir ki grevleri yasaklanan metal işçileri fiili grevlerle yasakları yırtıp attığında sadece ekmek mücadelesi vermiştir? Bu basbayağı bir hürriyet mücadelesidir. Kim diyebilir ki sendikalaştıkları için işten atılıp aylarca direnen, barikatlar aşarak Anayasal Hak Yürüyüşü yapan Polonez işçileri sadece işleri ve aşları için direnmiştir? Bu basbayağı bir hürriyet mücadelesidir. Antep'te tekstil işçilerinin önderi Mehmet Türkmen neden hapis yattı? Hürriyet için! Gençler niye yatıyor? Hürriyet için! Biz niye yatıyoruz? Hürriyet için!İnanıyorum ki içeride yatanların temsil ettiği mücadeleler dışarıda hürriyet için buluştuğunda zafere giden yolu arşınlamaya başlayacağız. Nasıl buluşacağız? Herkes kendi payına AKP'den, CHP'den ve benzerlerinden yani düzen siyasetinden koptuğunda, kendi gücümüze ve emekçi halka güvenip alçak ve katil emperyalistlerden, ikiyüzlü ve korkak burjuvalardan medet ummaktan vazgeçildiğinde, buluşacağız! Kimsenin karşısında duramayacağı bir güç açığa çıkaracağız. Kazanacağız!Not: Ramazan bayramında işçi, emekçi dostların, yoldaşların, arkadaşların destek ve dayanışma mesajları en güzel hediye oldu. Herkese çok teşekkür ediyorum. Bir sonraki bayramda yani 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda iş, aş, hürriyet bayrağının altında mücadeleci gençleri, namuslu hocaları ve öncü işçileri bir arada görmek en büyük dileğimdir. Sevgilerimle. Silivri 3 No'lu Cezaevi
Geçtiğimiz cumartesi günü (5 Nisan), sabah namazından hemen sonra, hepsi de İslâm coğrafyasıyla sıkı münasebet içinde bulunan kıymetli insanlarla bir istişare halkasındaydık. Temel müzakere konumuz, Gazze'nin bugün geldiği durumdu. Herkes kendi durduğu yerden baktığı için, meseleye farklı açılımlar getirdi. Zihinlerde konuyu çok yönlü olarak netleştirmek adına, işaret edilen temel noktaları -bir diyalog akışı içinde- aktarmak istiyorum:
Herkes bizim unutacağımızı düşünüyor. Boykotun birlikte gerektirdiğini ve bizim bu birliğe sahip olmadığımızı düşünüyorlar. Sesini çıkarmayan Infuencer'dan sanatçılara, gazetecilerden markalara ve şirket sahiplerine herkes 3 güne unutulacağına inanıyor. Oysa öyle olacak mı?Patreon'dan destek olmak için: https://www.patreon.com/c/meraklistesi(0:20) Bir inceleme bile şirket batırabiliyor(1:30) Unutacağımızı sanıyorlar, buna güveniyorlar(3:50) Patiswiss i hatırlar mısın?(4:30) Influencer ve ünlülerin sessizliği(6:10) Boykot'a uğradığımızın farkında mısın?(7:20) Vicdanı sızlamayanlar(8:30) Markalar ses çıkardı diye çalışmayacak mı, paylaşsın o markayı!(10:40) Niyans'a kulak verelim(12:30) Daha kötü olabiliriz, yalnız bırakırsak!(14:30) Kendisinden olmayandan alışveriş yapmıyorlar(15:40) Her markanın, kişinin alternatifi var(17:20) Sevgili seçerken de vicdan önemli
K.M. Herkes writes across multiple genres, from Science Fiction and Fantasy to straight up good contemporary literature. She started as a novelist first, oddly enough, then moved to short stories. We read and squeed over her new book "Relics from a Traveling Show", and dug gleefully through the wide variety of stories in this, her first collection. … Continue...Episode 213 – Interview with K.M. Herkes
Bitti mi her şey? Misyon tamamlandı mı?.. Tabii ki hayır… Yeni başlıyoruz… Herkes bir tarafından tutup konu ile ilgili tespitlerini dile getiriyor. Biz de mesleki deformasyon gereği olaya biraz da iletişim boyutuyla bakıyoruz… İşte o boyutun bazı parçaları…
Daha etkili ilişkiler kurabilmek için ne yapabiliriz? Yeni insanlar ile nasıl tanışabiliriz? Nelere dikkat etmek, hangi alanlarda gelişmek bizim istediğimiz, arzu ettiğimiz ilişkiyi kurmamızı kolaylaştırır? İlişkilere dair merak ettiklerimi bir uzmana sormak istedim. 12 yıldır insanları fiziksel olarak tanıştıran Tenkap'ın kurucusu matchmaker yani çöpçatan ve yazar Yunus Sezener konuğum oldu ve ilişkilere dair merak ettiklerimi sordum.Yunus sohbetimiz oldukça ilham verici. Bölümü daha rahat dinleyebilmeniz için 2 parçaya ayırdım. Sonraki bölümü de dinlemek isteyeceksiniz. ---Patreon'dan destek olarak daha etkili içerikler üretmeme destek olabilirsin.Bölüm akışı:(1:10) Avukatlıktan çöpçatanlığa(4:00) Hayat amacını fark etmek(6:43) Vesile olduğu düğüne katılmak(9:09) Düzgün ilişki için kendimizi nasıl iyileştirebiliriz?(12:03) Paravan arkasında 3 kadın seçeceğiz, seninle benim sana seçtiklerimiz ortak kişi olur mu?(16:00) İlişki sahibi olmayı başarı ile ilişkilendirmek(17:15) En yakın 3 arkadaşına gidip beni tanıştırın demek(21:00) “Herkes benden bir parça istiyor”(23:00) Eksik parçamı bir ilişkide doldurabilirim ama doldurmamak mesele(24:40) Eylemsiz farkındalık pişmanlıktır. (26:15) “2 kişi konuşurken odada 6 kişi vardır”(27:50) Kelimelerin sihri: Lazım kelimesinin ilişkilerde kazananı yok#ilişki #sevgili #merak #tenkap
Zihin Koleksiyoncusu Aslı Kotaman'ın Kara Karga Yayınları'ndan çıkan Sanatın Erkeksiz Tarihi, kadın sanatçıların tarih boyunca karşılaştığı engelleri, erkek egemen yapının onları nasıl gölgede bıraktığını ve bu görünmezliği aşma mücadelelerini anlatıyor. Kotaman'la sohbet ederken en çok aklımda kalan cümlesi şu oldu: “Sanat tarihine bakarken sadece ‘Kadın sanatçılar nerede?' diye sormak yetmez, ‘Neden yok sayıldılar?' sorusunu da sormalıyız.”Linda Nochlin'in o meşhur sorusu, “Sanatta büyük kadın sanatçı yok mu?” da temel tartışmalarından biri. Kitapta Mihri Müşfik, Hale Asaf, Artemisia Gentileschi, Frida Kahlo, Georgia O'Keeffe, Lee Krasner, Louise Bourgeois, Barbara Kruger ve Tracey Emin gibi pek çok güçlü kadın sanatçının hikâyesini okuyorsunuz. Ama itiraf etmeliyim ki tüm bu etkileyici anlatıya rağmen, daha derin bir içerik beklentim tam olarak karşılanmadı. Kotaman da bu eleştirime hak veriyor ve kitabın daha kapsamlı olabileceğini kabul ediyor. Yine de onun bilgisi, donanımı ve samimi anlatımı, sanatın eksik yazılmış tarihini sorgulamak için çok önemli bir kapı aralıyor. Aslı Kotaman ile sanatın erkeksiz tarihini tüm detaylarıyla ve en gerçekçi haliyle konuştuk...Söyleşi: Ebru D. DedeoğluVideo
Herkes İçin Mimarlık'ın yürüttüğü bu ayki Açık Mimarlık programında Emre Gündoğdu ve Merve Gül Özokcu'nun konuğu Şafak Beşiroğlu. Kartalkaya yangınından sonra Türkiye'nin gündemine oturan yangın güvenliği konusunu, mimari uygulamaları, Şafak'ın düzenleme kurulunda yer aldığı, mayıs ayında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde gerçekleşecek olan Mimarlık ve Yangın Sempozyumu'nu konuşuyoruz.
Herkes İçin Mimarlık'ın yürüttüğü bu ayki Açık Mimarlık programında Emre Gündoğdu ve Merve Gül Özokcu'nun konuğu Şafak Beşiroğlu. Kartalkaya yangınından sonra Türkiye'nin gündemine oturan yangın güvenliği konusunu, mimari uygulamaları, Şafak'ın düzenleme kurulunda yer aldığı, mayıs ayında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde gerçekleşecek olan Mimarlık ve Yangın Sempozyumu'nu konuşuyoruz.
Merhaba arkadaşlar bugünkü dersimizin konusu keşkelerimiz, pişmanlıklarımız ve kusurlarımız.Bazen “Keşke” kelimesi dilimizden düşmez. Geçmişte yaptığımız hatalar, kusurlar ya da kaçırdığımız fırsatlar içimizi kemirir. Ama gerçekten de keşke demek çözüm mü? Yoksa insanın kendi hatalarını kabul edip ders alması mı esas olandır?Bu videoda pişmanlık, kusur ve keşkelerle yüzleşmenin yollarını konuşuyoruz. Geçmişi değiştiremeyiz, ama geçmişteki hatalarımız bize gelecekte daha doğru kararlar almamızı sağlar. İyi seyirler.#Pişmanlık #Keşke #Kusur *Video Linki: https://youtu.be/zWtfhu-QxiQ*Bölümler:0:00 Giriş1:19 Dünyevi pişmanlıklar 2:28 Uhrevi pişmanlıklar6:23 Ölü kalpler pişman olmaz7:39 İnsan günahsız olamaz9:26 Tevbenin şartı10:42 Peygamber efendimiz (S.A.V) keşkesi11:14 Herkes pişman olacak 11:42 Pişmanlığın faydaları 13:21 İnsan kusurlu bir varlıktır 14:09 Şeytan ile Hz. Adem (a.s) arasındaki fark14:54 Şeytanın en büyük hilesi 21:28 Şeytanı dinleyen ayıbını görmediği için itiraf etmez 21:53 Nefsini ittiham eden kusurunu görür 28:25 Kusurunu itiraf eden affa müstahak olur30:29 Başarı ve zaferlerde istiğfar etmek 36:17 Musibetlerde istiğfar etmek 39:05 Dine hizmet ettim diye gururlanma46:19 Günahları terk etmeyen Allah'ı terk eder50:49 Biz niye ibadet ediyoruz?*Harun Serkan Aktaş*Takip Etmeyi Unutma:Instagram: @maksat114bursaYouTube: @maksat114Spotify: Maksat 114X: @maksat114bursa
Şirin Payzın ve Murat Sabuncu gündemi değerlendirdi.14 Şubat 2025 yayını
Edison ve Annesi İnsanlık tarihinde önemli bir yer edinmiş ünlü kişilerin çoğu üzerinde, kadınların etkisi büyük olmuştur. Büyük mucit Edison da çoğu zaman annesinin etkisi altında kalmıştır. Başarılarının birçoğunu annesine borçludur. Anlama güçlüğü çektiği düşünülerek okuldan uzaklaştırıldığında bile annesi oğluna çok güveniyordu. Küçük Edison'un kimseye benzemediğini, ileride onu çok parlak bir geleceğin beklediğini tahmin ediyordu. Günün birinde Edison'un annesi çok ağır bir hastalığa tutuldu. Vakit gece yarısıydı ve hastanın bekletilmeden, hemen ameliyat edilmesi gerekiyordu. Doktor, ışık yetersizliğinden dolayı bu ameliyatı yapamayacağını söylemişti. Küçük dâhi, annesini mutlaka kurtarmak istiyordu. Annesi onun için kutsal bir varlıktı. Ölmemeliydi. Edison, düşündü, taşındı. En sonunda, odanın her yanını aynalarla kaplarsa ışığın çoğalacağını, o zaman doktorun da ameliyat yapmaya razı olacağını düşündü. Komşu dükkânlardan toplandığı aynaları birkaç aya getirdi. Oda inanılmayacak derecede aydınlandı, ameliyat yapıldı. Böylece Edison da sevgili annesinin hayatını kurtarmış oldu. Ailesinin geçimini sağlamak ve çalışmalarını sürdürebilmek için trende gazete bile satan Edison'u hiçbir engel durdurmuyordu. Edison, çalışmalarının ilk neticesini 1868'de yaptığı buluşuyla aldı. Bu buluşu, seçimler sırasında oyların kolayca sayılabilmesi için elektrikle çalışan bir aletti. Edison daha küçük yaşta fotoğrafçılığa merak sarmıştı. Gençlik yıllarını da telgrafhanelerde çalışarak geçirdi. Bu arada, telgrafla haberleşme sistemini daha mükemmelleştirmek için çok uğraştı, telgrafla ilgili birçok buluş yaptı. Edison, yeni icat edilmiş olan telefonu da geliştirmek için çalıştı. Telefonu herkesin kullanabileceği hâle getiren de odur. Edison'un buluşları arasında en önemlilerden biri de fotoğraftır. Telgrafhanede çalışırken gelen telgrafları daha kolay yazabilmek için gerekli sesli “teyp” icat etmişti. Bir süre bu buluşları gizledi. Herkes onun telgrafları hatasız ve çabucak alışına şaşırıyordu. Edison, 1879'da, sonuçsuz kalan kırk bin deneyden sonra ilk ampulü yapmayı başardı. Bundan sonra elektrikle ilgili buluşlar üzerinde çalıştı. 1891'de, hareket eden fotoğrafları görüntü oluşturan ilk sinema makinesini yaptı. Edison, elli yıllık araştırmaları sonucunda, büyük ölçüde yüklü 1033 buluşun patentini almış ve dünyanın en verimli mucidi unvanını kazanmıştır. Hayat Ansiklopedisi
Herkes bilsin ki, Bizim için yegâne ölçü, Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim'dir. Bir de “yürüyen Kur'an” olarak tavsif edilen sevgililer sevgilisi yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed'dir (sav). Bizim için asıl mihenk budur. Gayrı ölçüler ve başkaca sözler bu asıl mihenge uyduğu sürece bizim için makbuldür. Değilse bizim için yok hükmündedir.
Herkes zaferi kutluyor… Kaybedeni yok… İsrail, bütün rehineleri kurtaracağından, Hamas ise ‘şanlı direniş'in sonucunda tutsak Filistinlileri özgürlüklerine kavuşturacağından emin… İsrail'in üç tane rehineyi nasıl karşıladığı, helikopterle nasıl taşıdığı hastaneye nasıl yerleştirdiği ve genç rehineleri ebeveynlerine nasıl kavuşturduğu canlı yayında ballandıra ballandıra anlatıldı…
1998 yılından bu yana düzenlenen ve Türkiye opera dünyasında önemli bir kariyer basamağı olarak kabul gören Siemens Türkiye Opera Yarışması'nın geçen yıl 26'ncısı düzenlendi. Başvuran 50 yetenekli genç şancından son üçe kalan yarışmacılar geçen kasım ayında Kadıköy Süreyya Operası'nda gerçekleşen final konseriyle ödüllerini aldılar. Gecede yarışmanın birincisi Güneş Uluçay, ikinciliği paylaşan Berke Tükenmez ve Nazlıcan Karakaş, üçüncüsü Emre Parlar; yarışmanın 2023 yılı birincisi Eda Umay Akan ve 2007 yılı üçüncüsü, İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) Müdürü Caner Akgün ile birlikte İDOB başkorrepetitörü piyanist Fügen Yiğitgil eşliğinde performanslarını sergilediler. 26. Siemens Opera Yarışması birincisi Güneş Uluçay, nasıl opera sanatçısı olunduğunu, eğitim sürecini, zorluklarını ve avantajlarını, operadaki ses farklılıklarını; Siemens Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Özlem Özkaya ise yarışmanın tarihini, sürecini, başvuru kriterlerini, teknolojiyi sanata nasıl entegre ettiklerini T24'ten Faruk Ekici'ye anlattı. Video
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bu bölümde Emin ve Feyza, hepimizi çocukluk yıllarına götürüyor! Mahallede oynanan unutulmaz sokak oyunları, kahkaha dolu anılar ve eski günlerin sıcak sohbeti sizi bekliyor. Yakantop, saklambaç, körebe… Siz en çok hangisini severdiniz? Geçmişin o güzel günlerini birlikte hatırlamak için bu bölümü kaçırmayın! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Feyza ile beraberiz. Nasılsın Feyza? Feyza: [0:34] Merhaba Emin. Biraz hastayım. Belki sesimden de anlaşılıyordur. Ama iyiyim. Sen nasılsın? Emin: [0:40] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Geçmiş olsun. Neyin var? Feyza: [0:43] Galiba soğuk aldım bilmiyorum. Ben yurt dışındaydım yakın zamanda. Dönünce, hemen, döner dönmez hasta oldum. Herhâlde mevsim değişikliği mi artık... Hava değişikliği mi? Herkes öyle diyor. Hava değişikliği diyor. Ben de ona inandım herhâlde öyledir. Emin: [0:56] Orada mı hava soğuktu burada mı hava soğuktu? Feyza: [0:59] Orada hava çok soğuktu. Biraz zaten orada boğazımda bir şeyler hissetmeye başlamıştım. Allah'tan burada evimde oldum yani hasta. Daha güvenli bir alanda. Emin: [1:08] Evet yurt dışında hasta olmak biraz tatsız oluyor gerçekten. Feyza: [1:12] Evet ya. Evet. Emin: [1:14] Her ne kadar... Yani aslında bir şey olmasa da insan evinin konforunda bir hastalık geçirmeyi tercih eder herhâlde. Tabii hiç hasta olmak istemez insan ama olacaksa eğer evinin konforunda olmayı tercih eder yani. Feyza: [1:25] Aynen öyle. Bir de yazık yani kaç günlüğüne gidiyorum zaten... Can sıkıcı olur gerçekten. Emin: [1:31] Evet, geçmiş olsun diyelim o zaman. Feyza: [1:33] Sağ ol, sağ ol. Emin: [1:34] Bugünkü bölümümüzün konusu senden geldi. Biraz bahsetmek ister misin bugünkü bölümümüzde neler hakkında konuşacağız? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Herkes İçin Mimarlık'ın her Açık Mimarlık içinde her ayın üçüncü haftası yürüttüğü köşede bu ayın konusu çocuklar için tasarlamak. Betül Ergün, Cansu Dinç ve Emre Gündoğdu, Cansu'nun yazdığı çocuk kitapları, Kahramanmaraş Türkoğlu'nda dernek olarak yaptıkları süper kerpiç çocuk kitaplığı ve burada gerçekleştirdikleri çocuk atölyeleri üzerine konuşuyor.
Herkes İçin Mimarlık'ın her Açık Mimarlık içinde her ayın üçüncü haftası yürüttüğü köşede bu ayın konusu çocuklar için tasarlamak. Betül Ergün, Cansu Dinç ve Emre Gündoğdu, Cansu'nun yazdığı çocuk kitapları, Kahramanmaraş Türkoğlu'nda dernek olarak yaptıkları süper kerpiç çocuk kitaplığı ve burada gerçekleştirdikleri çocuk atölyeleri üzerine konuşuyor.
Biden ve Demokratlar 2020 seçimini kazandıklarında herkes bir oh çekti. Onlar, kaba saba Trump'ın bıraktığı izlenimin aksine, orta sınıf hassasiyetlerin temsilcisi olarak görülüyordu. Öyle ya; çevreye, kurda kuşa, çiçeğe böceğe bu kadar titizlenen; eşcinsellerin, LGBT'nin, göçmen işçilerin hakları için kararlılık gösteren Demokratların insanlık için barış umudu olması kadar mâkûl ne olabilirdi? Gelin görün ki, tam aksi oldu ve Demokratlar, NATO'yu Rusya karşısında savaş pozisyonuna geçirdi. Herkes kendisine yeni bir Soğuk Savaş mı yaşıyoruz diye sordu. Biden yaptığı konuşmalarda Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore'yi insanlığın (Batı'nın) değerlerine karşı bir tehdit olarak târif etti ve onlarla savaşacaklarını ilân buyurdu. Demokratlar bu iklimde dünyâya Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze'de soykırımına dönüşen Filistin-İsrâil savaşını hediye etti.
Kimin ne yiyeceğini bilemediğimiz, kimin ne yediğini bilmediğimiz ve hangi konular üzerinde şaka yapılmaması gerektiğini öğrendiğimiz yine de birkaç yan konuyla süslenmiş mübalağsız bölüm.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bugün “Ben Nasıl Büyük Adam Olacağım?” serisinde yöneticilik sanatını masaya yatırıyoruz!
Send us a textJoin us as Heidi Herkes shares her inspiring journey of resilience, style, and self-discovery. Paralyzed from the chest down after an accident in 2014, Heidi transformed her life from bridal hair and makeup artist to personal stylist, specializing in seated body types. Her story is a testament to embracing beauty amidst adversity and how style can redefine confidence.Heidi's outlook is a beacon of hope for anyone navigating life-changing challenges or disabilities. In this episode, she shares how humor and positivity became her allies, breaks stereotypes about disability, and inspires thousands through her vibrant social media presence and as a speaker. From pre-loved fashion tips to celebrating small victories, Heidi shows us how to turn obstacles into opportunities for joy and empowerment. Don't miss this uplifting and colorful conversation!Support the show
Herkes gibi masum bir bebek olarak dünyaya gelen bir insanın, büyüdüğünde zevk için cinayet işleyen gerçek bir canavara dönüşeceğini kim tahmin edebilirdi ki?Sunan: Sezgi AksuHazırlayan: Kevser Yağcı BiçiciSes Tasarımı ve Kurgu: Tolgacan BozcaYapımcı: Podbee MediaCanlandıranlar:Joanna Dennehy: Şevval BalkanJohn Treanor: Metin BozkurtGary Stretch: Umut Güloğlu------- Podbee Sunar -------Bu podcast,Hiwell hakkında reklam içerir .Pod15 kodumuzla Hiwell'de tüm seanslarda geçerli %15 indirimi kullanmak için Hiwell'i şimdi indirin. .1600'den fazla uzman klinik psikolog arasından ücretsiz ön görüşmelerle size en uygun terapisti seçebilir, terapi yolculuğunuza kolay ve güvenilir bir şekilde başlayabilirsiniz.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bugün 10 Aralık 2024 #doğatakvimi
Sigortanın risklerden korunmak için sunduğu güvencelerden, hayat sigortasının önemine, SGK'nın yeterliliğinden, sigorta primlerinin belirlenişine kadar her detayı konuştuk. Sigorta poliçeleri, zorunlu trafik sigortası ve kaskonun farkları gibi pek çok önemli başlığa değindik. Herkes için faydalı olacağına inandığımız bu bölüm, bilinçli bir tüketici ve sigorta kullanıcısı olmanın püf noktalarını sizlere sunuyor!
Bu mektûb, yine, hep iyi düşünen, sâdık olan Muhammed Sıddîka yazılmışdır. Evliyâlık mertebelerini bildirmekdedir: Vilâyet, ya'nî evliyâlık, Fenâya ve Bekâya kavuşmak demekdir. [Fenâ, kalbde, mahlûkların düşünülmesi, sevgisi kalmamasıdır. Bekâ, kalbde yalnız Allah sevgisi bulunmasıdır.] Bu da, herkes için olur veyâ belli kimseler için olur. Herkes için olan (Mutlak vilâyet)dir. Belli kimselere mahsûs olan ise, (Vilâyet-i Muhammediyye)dir “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye”. Buradaki Fenâ tâmdır. Bekâsı da ekmeldir. Bu büyük ni'mete kavuşmakla şereflenen kimsenin derisi ibâdet için yumuşar. Göğsü islâmiyyet için genişler. Nefsi, itmînân hâsıl ederek Mevlâsından râzı olur. Mevlâsı da, ondan râzı olur. Kalbini sâhibine teslîm eder. Rûhu kurtularak, hakîkî sıfatları [Allahü teâlânın sıfât-ı hakîkıyyesini] keşf eder. Sırrı, o makâmda, şü'ûn ve i'tibârları müşâhede eder ve bu makâmda, şimşek gibi çakıp hemen gayb olan (Tecelliyât-i zâtiyye)lere kavuşmakla şereflenir. Hafî denilen latîfesi, tenezzüh, tekaddüs ve kibriyânın kemâli karşısında şaşkına döner. Ahfâsı, anlaşılamıyan ve anlatılamıyan bir vuslata kavuşur. Arabî mısra' tercemesi: Ni'mete kavuşanlara âfiyet olsun! Bundan anlaşılıyor ki, (Vilâyet-i hâssa-i Muhammediyye) “alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye”, başka vilâyetlerin mertebelerine benzemez. Yükselirken de ve inerken de onlardan başkadır. Yükselirken başkadır dedik. Çünki, ahfâ denilen latîfenin Fenâsı ve Bekâsı yalnız bu Vilâyet-i hâssada olur. Başka vilâyetlerdeki urûc, yalnız hafîye kadardır. Fekat çokları, rûh makâmına kadar veyâ sır makâmına kadar, birkaçı da hafîye kadar yükselir. Herkes için olabilen (Vilâyet-i âmme) derecelerinin en sonu, hafî makâmıdır. İnişdeki başkalığa gelince, (Vilâyet-i hâssa-i Muhammediyye) ile şereflenen Evliyânın, maddeden olan cesedleri de, bu vilâyetin derecelerinin kemâllerinden pay alır. Çünki, bunların Peygamberi “sallallahü teâlâ aleyhi ve alâ âlihi ve sellem” mi'râc gecesi Allahü teâlânın dilediği makâma kadar, mubârek cesedi ile götürüldü. Cennet ve Cehennem kendisine gösterildi. Kendisine gizli şeyler söylendi. O makâmda Allahü teâlâyı baş gözü ile görmekle şereflendi. Mi'râcların böylesi, bu yüce Peygambere “aleyhissalâtü vesselâm” mahsûsdur. Ona tâm uyan, izinde giden Velîler de, bu husûsî mertebeden serpilen kırıntılara kavuşurlar. Arabî mısra' tercemesi: Kerîmlerin sofrasından toprağa da pay düşer. Böyle olmakla berâber, Allahü teâlâyı dünyâda görmek, yalnız Muhammed aleyhisselâma mahsûsdur. Onun ayakları altında bulunan Evliyâya “kaddesallahü teâlâ esrârehümül'azîz” hâsıl olan hâl, görmek değildir. İkisi arasındaki başkalık, birşeyin kendi ile resmi veyâ kendisi ile gölgesi gibidir. Bunların birbirinden başka olduğu meydândadır. Bu mektûb, Efganistânlı hâcı Hıdıra yazılmışdır. Nemâz kılmak şerefinin yüksekliğini bildirmekdedir ki, bunu nihâyete yetişen büyükler anlayabilir: Kıymetli mektûbunuz geldi. İçindekiler anlaşıldı. İbâdetlerden zevk duymak ve bunların yapılması güç gelmemek, Allahü teâlânın en büyük ni'metlerindendir. Hele nemâzın tadını duymak, nihâyete yetişmiyenlere nasîb olmaz. Hele farz nemâzların tadını almak, ancak onlara mahsûsdur. Çünki, nihâyete yaklaşanlara, nâfile nemâzların tadını tatdırırlar. Nihâyetde ise, yalnız farz nemâzların tadı duyulur. Nâfile nemâzlar, zevksiz olup, farzların kılınması büyük kâr, kazanc bilinir. Fârisî mısra' tercemesi: Bu iş, büyük ni'metdir. Acabâ kime verirler? Nemâzların hepsinde hâsıl olan lezzetden, nefse bir pay yokdur. İnsan bu tadı duyarken, nefsi inlemekde, feryâd etmekdedir. Yâ Rabbî! Bu, ne büyük bir rütbedir! Arabî mısra' tercemesi: Ni'mete kavuşanlara âfiyet olsun! Bizim gibi, rûhları hasta olanların, bu sözleri duyması da, büyük bir ni'metdir ve hakîkî se'âdetdir. Fârisî mısra' tercemesi: Bâri kalbimize bir tesellî olsun. İyi biliniz ki, dünyâda nemâzın rütbesi, derecesi, âhıretde, Allahü teâlâyı görmenin yüksekliği gibidir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) pandemi sonrası tüm dünyada patlama yapmış vaziyette.ABD ve İngiltere gibi ülkelerde tedavi olmak için yıllar süren bir sıra beklemek gerekiyor.İlaçlar ülkemizde olduğu gibi dünyanın geri kalanında da karaborsa.Peki neden?Sosyal medyanın bu patlamada nasıl bir rolü var?Bir araştırmaya göre ABD'de her dört yetişkinden biri ADHD'den muzdarip olduğunu düşünüyor.Bu patlamaya neden olan süreçleri ve bozukluğun kendisi hakkında konuştuk.Buyurun bölüme...Yeni Haller sizlerin desteğiyle yayın hayatına devam eden bir podcast kanalı.Bizi aşağıdaki link'lerden destekleyebilirsiniz:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerEray Özer'e ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com
Herkes kendinin maestrosu olsa şehrimiz çiçek gibi olur.
In this episode of The Witching Hour, host Patti welcomes back Michael Herkes, The Glam Witch, to discuss his new book 'Glamstrology', set to release on October 8th. They dive deep into how glamour magic and astrology can be combined to cultivate a unique personal style. Herkes explains the concept of glamour magic, the history and use of glamour in witchcraft, and how specific elements of one's natal chart can influence their style choices. They also cover various practical tips for young witches and anyone looking to incorporate glamour magic into their daily lives. Catch insights on each zodiac sign and how you can use this knowledge to better navigate social situations, feel more empowered, and attract positive energy. #Astrology #Fashion #Podcast #Glamstrology #witchcraft
Anlaşılmamak veya yanlış anlaşılmakla baş etmekte zorlanıyorsan bu bölüm senin için. Herkes tarafından anlaşılmak, görülmek, sevilmek zorunda değilsin ve bu iyi bir şey olabilir. Bölümün sponsoru Hiwell'den ilk terapi seasında 10% indirim kullanmak için buraya tıkla ve yoldayiz10 indirim kodunu kullan! 2024 sonuna kadar ücretsiz Gelecekteki Sen Meditasyonu için tıkla. Desté kartlarını incelemek, satış kanallarını görmek için web sitesine uğra thisisdeste.com. Intagram'dan takip etmek için tıkla @thisisdeste Desté'nin uygulamasını indirmek için tıkla. Flov Studio Online'da düzenli olarak yenileri eklenen yüzlerce yoga ve meditasyon dersini sınırsız izlemek ve ay ritüellerine katılmak için flovstudio.com
Nurullah Albayrak | Bir gün herkes hedef olabilir; çocuklar bile! | 23.09.2024 by Tr724
Bugünkü yayınımız Küratör Ozan Ünlükoç ile… Osman Oğuz Çetin'in prodüksiyonunu yaptığı videocastimiz her Perşembe günü yayında olacak. ‘Senin minnoş kalbinin kırılması ile kimsenin ilgileneceğini düşünmüyorum' Böyle diyor Ozan Ünlüsoy… Peki benim kalbimle kim hangi durumda ilgilenebilir? Sanat tarihi ve sinema eğitimleri alan Ozan Ünlükoç 24 Ekim'de başlayacak bir sergiye hazırlanıyor. Sergi, Herkesçe aynı olduğu düşünülen kavramların, potansiyel karşıtları olma ihtimalini irdeliyor. Eşitlik, ayrımcılık, haz gibi kavramları da masaya yatırıyor. Uzun süredir bu alanda çalışmalar yapan Ozan Ünlükoç “Mağduriyet ve kimlikler başkalarına nasıl yükleniyor? Ezilen bir grup ezme ihtimali olunca kendini rol model olur mu? Eşitlik mi istiyoruz, ezilme durumumun vermiş olduğu ‘ayrıcalıkta' mutlu muyuz?” sorusunu soruyor. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Bugün 7 eylül 2024 #doğatakvimi ☁️ Mavi Gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü. Bu yılın sloganı: Temiz hava şimdi! Herkes yatırım yapmalı, çünkü aynı havayı soluyoruz, öyleyse hepimizin sorumluluğu var!
Kısa Dalga'dan herkese merhaba… Demet Bilge Erkasap'ın gündemin öne çıkan gelişmelerinden derleyerek hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'e başlıyoruz... Kısa Dalga Daily'yi her akşam e-postadan okumak için tıklayın Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Heltia hakkında detaylı bilgi almak ve uygulamayı indirmek için: https://heltia.go.link/?adj_t=1ddyqpdt_1d9gj1q3Kod: FİDİRO10Fidiro Kahvesi bu bölümünde R.F.Kuang'in bestseller listelerinden düşmeyen Yellowface kitabını inceliyor. Büyüleyici kapak tasarımıyla hafızalara kazınan bu ilginç eser hem sistemik beyazlığa ve çeşitliliğe karşı söylemlere, hem sosyal medya ve yayıncılığı karşı satirik bir anlatı içeriyor. Yazarlık kariyerinde istediği başarıyı elde edemeyen June Hayward'ın kıskandığı arkadaşı Athena'nın ölümü ile aldığı kararlar sonucu düştüğü intihal çukurunu ele alan roman, müdavimlerimizi yayıncılık endüstrisindeki ırksal çeşitlilik tartışmalarına dair derin bir muhabbete sürüklüyor. Heltia uygulaması, mental ve fiziksel sağlığı için sürdürülebilir adımlar atmak isteyen dinleyecilerimize özel bir ay boyunca %10 indirimli yararlanabilmeleri için ‘'FİDİRO10'' kodunu tanımladı. Herkes her hikayeyi anlatmalı mı? Her hikaye anlatılmalı mı? ‘White-washing' ve yellowface nedir nasıl yapılır? Hırsızlığın elli tonu nedir? Kitabı okuyan okumayan herkesin keyif alacağı bu dopdolu sohbetimize sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!Bahsi geçen YouTube kanalı: @withcindy Reklam ve işbirlikleri için: fidirokahvesi@gmail.comInstagram: @fidirokahvesiTwitter: @fidirokahvesiSupport the Show.
İŞTE HERKESİN PEŞİNDE OLDUĞU İDDİANAME Polislerin çeteleştiği, on milyonlarca liralık zenginliğe ulaştıkları olayın iddianamesi nihayet çıktı. Hangi emniyet amirleri ve polisler suçlanıyor, Bahçeli o polisleri korumak için neden ortalığı ateşe verdi? Karısına milyonlarca dolarlık rüşvet mülkü, sevgilisine Rolex saatler aldırtan emniyet müdürü kim? Ayhan Bora Kaplan'ın rüşvet itirafları ve dokunulmayanlar. Bu iddianameye neden rezalet diyorum? Savcıyı yerden yere vurduğum dakikalar...
211.Bölümde Çevre ve Sürdürülebilirlik Uzmanı Umay Yılmaz konuğum oldu. Anadolu Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümü mezunu olan Yılmaz, kariyer hayatına 2004 yılında arıtma sistemleri üzerine faaliyet gösteren bir firmada başladı. Daha sonra Türkiye'de sağlıklı ve sürdürülebilir bir geri kazanım sistemi oluşturulması, sürecin iyileştirilmesi, yaygınlaştırılması, yönetmelik ve uygulamaların geliştirilmesi için T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, resmi kuruluşlar, çeşitli birlik ve derneklerle birlikte projeler yürüttü. (5 Haziran Dünya Çevre Günü Özel Yayını) (00:00) - Açılış (01:06) - Umay Yılmaz'ı tanıyoruz. (04:01) - Döngüsel ekonomi nedir? (10:54) - Döngüsel ekonomi herhangi bir ülke veya sektör için mümkün müdür? Herkes döngüsel bir ekonomiye sahip olabilir mi ? (15:20) - Döngüsel ekonomide devletler büyük bir rol oynuyor. Tüketicilerin de önemli bir rol oynadığını söyleyebilir misiniz? (24:55) - Yeşil ve sürdürülebilir yatırımları teşvik etmek için önemli bir çaba var. Bu konuda gelişmeler neler? (30:56) - Kitap önerisi - Tüketim Toplumu - https://www.goodreads.com/book/show/13495289-t-ketim-toplumu?from_search=true&from_srp=true&qid=CDSrLxru4y&rank=1 (31:55) - Kapanış Sosyal Medya takibi yaptın mı? Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize bağış yapıp destek olmak için Patreon hesabımız – https://www.patreon.com/dunyatrendleri
Türkiye'deki siyasi gelişmeler için temasa geçtiğimiz gazeteci Yavuz Oğhan, köpeklerin uyutulması eski CHP Başkanı Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini ve tasarruf tartışmalarını SBS Türkçe için yorumladı.
Vardı, hani bir vecizede vardı: “Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur!” Bence dünyaya ait hiçbir meseleyi dert edinmemek lazım; nasıl olsa gelip-geçicidir bunlar. Onlara ehemmiyet verir, onları gözünüzde büyütürseniz, onların altında kalır ezilirsiniz. Elden geldiğince o mevzuda temkinli olmalı ve görmezden gelmeli onları. Karakterlerinin gereğini yapıyor… كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَى شَاكِلَتِهِ “Her insan kendi seciye ve karakterine göre davranır.” (İsrâ, 17/84) يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ “Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltmeye bakın! Siz doğru yolda olduktan sonra sapanlar size zarar veremez.” (Mâide, 5/105) “Kendinize bakın!” diyor Kur'an-ı kerim. Kendi kusurlarınızı görmeye çalışın. Falan size zulmettiği zaman bile, “Acaba biz, Rabbimize karşı vazife ve sorumluluklarımızın hangisinde kusur yaptık ki, Cenâb-ı Hak, birilerini bize musallat etti!” Şu virüsü musallat eder Allah, zelzeleyi musallat eder, fay kırılmasını musallat eder, çekirgeyi musallat eder, güvercini musallat eder, eder eder, Allah celle celâluhu. Ancak Allah'ın (celle celâluhu) “imhal”leri vardır; “ihmal”leri değil, “imhal”leri vardır. Mehil verir, Erhamü'r-Râhimîn'dir O (celle celâluhu), Rabbü'l-âlemîn'dir. Herkes böyle bir kusur işlediğinde onu hemen cezalandırırsa, yeryüzünde yine Kur'an-ı Kerim'in değişik yerlerde farklı ifadelerle beyan buyurduğu gibi yürüyen bir tane canlı kalmaz. Evet, çünkü herkes şöyle-böyle bir günah işler, bir zulümde bulunur. Dolayısıyla Allah onu cezalandırınca, o gider; şunu cezalandırınca, o gider; bunu cezalandırınca, o gider; hiç kimse kalmaz. Oysaki öyle değil. Allah'ın (celle celâluhu) imhalleri vardır ki insan kendine gelsin, aklını başına alsın, o kusurdan vazgeçsin, sevaba yönelsin, arınmaya koşsun, Allah (celle celâluhu) da onu bağışlasın, affetsin. اَللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنَّا، يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ * اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا، يَا غَفَّارُ، يَا سَتَّارُ، اِغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا كُلَّهَا، وَاسْتُرْ عُيُوبَنَا كُلَّهَا “Allahım, şüphesiz Sen affetmek şanından olan Afüvv, ikram u ihsan denince akla gelen yegâne Kerim'sin; affetmeyi çok seversin. Bizi affeyle, ey Erhamerrahimîn. Bizi yarlığa, merhamet buyur bize. Ey Gaffâr, ey Settâr, günahlarımızın tamamını mağfiret buyur; bütün ayıplarımızı setreyle.” Böyle mübarek aylarda, insanlık için, kendiniz için bu türlü tazarru ve niyazlarda bulunma mevzuu çok önemli bir şey. Allah, ona denk getirdi; hem Ramazan'ın sevabı, hem orucun sevabı, hem geceleri kalkıp ihya etmenin sevabı.. unutulmuş teheccüdleri kılmanın sevabı.. secdeyi derinlemesine duymanın, hadiste buyurulduğu üzere O'na (celle celâluhu) en yakın olma hâlini duymanın sevabı… Hakikaten başınızı yere koyduğunuzda, O'na en yakın olduğunuzu hissederek, “Allah'ım! Ne olur şunu lütfeyle, bunu lütfeyle!” deme mevzuu, Cenâb-ı Hakk'ın ayrı bir lütfu, ayrı bir ihsanı oluyor size. Bela ve musibetleri asla başkalarına fatura etmemeliyiz; bilakis kendimizden bilip hemen istiğfar ve tevbeye yönelmeliyiz!.. Bu arada, “Falanlar filanlara zulmetmişlerdi de, filanlar haksızlıkta bulunmuşlardı da, dolayısıyla onların bu zulümlerinden dolayı geldi!” gibi düşünce ve sözler ile bunları başkalarına fatura etmek suretiyle işin içinden sıyrılmaya çalışmamak lazım. Bu türlü bela ve musibetlerde antrparantez arz ediyorum elden geldiğince, insan, her şeyi kendinden bilmeli.