POPULARITY
Mehmet Ali Talat ile Ankara'nın Kıbrıs politikası ve KKTC'nin geleceği by Medyascope
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya tam da istifa iddialarının konuşulduğu dönemde yeniden destek vermesi tartışmalara yol açtı. Öte yandan, AYM'ye sert çıkan Bahçeli'nin açıklamasından saatler sonra Gergerlioğlu kararının uygulanması da bir diğer mesaj olarak değerlendirildi.
Transatlantik: İsrail-Filistin tartışması, Ankara'nın Ortadoğu açılımı, Sedat Peker olayının yankısı by Medyascope
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki heyetin Mısır temaslarını ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun gelecek hafta Suudi Arabistan’a yapacağı ziyareti, Gazete Duvar yazarı İslam Özkan ile konuştuk. Kahire’deki temasların ardından yapılan yazılı açıklamanın görüşmelerin çok da iyi geçmediğine işaret ettiğini söyleyen Özkan, Çavuşoğlu’nun Suudi Arabistan ziyaretinden çıkacak sonucun Mısır’la ilişkilerin seyri bakımından da önemli olduğu söyledi. Özkan, Türkiye’yi en çok zorlayan konunun Libya’daki askeri varlığının çekilmesi için gördüğü baskı olduğunu anlattı.
Sesli Köşe- Orhan Bursalı- “Ankara'nın umutsuz Suriye politikası sona mı geliyor?” by Yön Radyo
Balkanlar'da bugün bile dinin gücünü inkâr etmek mümkün değil. Günümüzde Balkanlar olarak adlandırılan bölgede 13 ülke bulunuyor. Küçük küçük bölünen Balkan ülkeleri kendi içlerinde din ve etnik kimlik bilinçlerini yoğun olarak yaşıyor ve hem komşularıyla hem de kendi içlerindeki farklı din ve etnik kimlikteki azınlıklarla dönem dönem gerginlikler yaşıyor. Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgede uzun süren hakimiyetinin günümüze bıraktığı etkilerden biri de, İslam dinini seçen bir kişiye "Müslüman oldu" yerine "Türk oldu" denmesi. Geleneksel sünni İslamın ve Türk sünni İslam görüşünün haricinde Bektaşiliğin de tarihi derinliğe sahip olduğu Balkan coğrafyası, farklılıkların bir arada yaşadığı, ve gerçekte yer yer bir arada yaşamak zorunda kalındığı bir bölge. Bu zor ve karmaşık ilişkiler nedeniyle her zaman gerginliklere açık olan bölgede hiç şüphesiz Türkiye'nin de Müslümanlar ve akraba topluluklar nedeniyle yoğun ilgisi bulunuyor. Üstelik Türkiye'nin Balkanlara olan ilgisi kadar, Balkanlardaki Müslümanların da ve Türkiye'ye ilgisi bulunuyor. Bu noktada Sırbistan ve Bulgaristan örneklerinde olduğu gibi devletlerin kendi Müslüman vatandaşlarının dini eğitimi için Türkiye'den din hocaları talep etmesi de söz konusu ilişkiyi gösteriyor. Ancak öte yandan bu ilişkiden memnun olmayan veya istemeyen bölge ülkeleri ve siyasetçileri de bulunuyor. Eleştirilerin başında "Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu dönemine dönüş çabasına ve bölgedeki Müslümanları etkin olarak kullanmasına" atıfta bulunuluyor. Doçent Doktor A. Erdi Öztürk yayınladığı son kitabında Balkanlardaki din, kimlik, güç ve Türkiye'nin bölgedeki politikalarını ele alıyor. Öztürk’e göre Balkanlar’da bir değil birden fazla Türkiye bulunmakta. Aynı şekilde Türkiye'nin gördüğü Balkanlar dışında da, o görülenden fazla Bakanlar bulunmakta. Kitabının üç yılı aşkın bir saha çalışmasının ürünü olduğunu söyleyen Öztürk, bölgede üç ülkeye odaklanmış ancak birbirine benzemeleri nedeniyle Balkanların genelini yansıttığını belirtiyor. Türkiye’nin Balkanlar’da din üzerinden yürüttüğü politikaların zaman içerisinde o ülkelerdeki Türkiye algısını nasıl değiştirdiğinden bahseden Öztürk, konu ile ilgili Türk temsilciler de olmak üzere yüzlerce yetkiliyle röportajlar yapmış. Öztürk'ün Balkanlarla ilgilenenlerin ve dinin bölge politikalarındaki etkisini değerlendirmek isteyenlerin yararlanacağı akademik çalışma oldukça ilgi çekici.
GazeteDuvar yazarı İslam Özkan, Türkiye’nin Hamas ile olan ilişkilerinde son dönemde bir değişim olup olmadığı konusunda, Alphan Telek‘in sorularını yanıtladı. PATREON'dan Medyascope'a destek olabilirsiniz → https://www.patreon.com/medyascopetv Teşekkürler!
Avni Özgürel, Süleyman Seyfi Öğün, Taşansu Türker ve Fahri Erenel'in konuk olduğu #AkılOdası'nda bu hafta; ◼ İngiltere- Türkiye arasında ticaret anlaşması ◼ İngiltere-#Çin anlaşması ◼ Yeni dünya düzeni ◼ #SOÇİ Zirvesi ◼ #Libya, #Kafkasya, #Suriye Nedret Ersanel ile #AkılOdası her Salı ve Perşembe 21.00'da #TVNET'te.
ANAMED Library Podcast: Burada Konuşmak Serbest adlı podcast yayınımızın Eylül ayı konuğu Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulamaları ve Araştırma Merkezi (VEKAM) Birim Kütüphanecisi Duygu Kevser Karadağ'dı. Kendisiyle “Ankara'nın Belleği: VEKAM” temalı sohbetimizde VEKAM Arşivi'nin tarihçesini, arşivde gelişen projeleri, sergileri, bağış süreçlerini ve uzaktan çalışma deneyimini tartıştık. VEKAM Arşivi ile ilgili merak ettikleriniz bu podcast'te bulabilirsiniz! Duygu Kevser Karadağ'ın sizlere önerdiği kaynakçaları aşağıda inceleyebilirsiniz: • VEKAM https://vekam.ku.edu.tr/ • VEKAM Kütüphane ve Arşivi https://vekam.ku.edu.tr/vekam/kutuphane-arsiv/hakkinda/ • Koç Üniversitesi Dijital koleksiyonlar https://librarydigitalcollections.ku.edu.tr/ • Ankara Araştırmaları Dergisi http://ankaradergisi.org/jvi.aspx
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamada, Yunanistan ile diyalog konusunda “Şu anda geldiğimiz noktada iklim bu görüşmelerin başlamasına çok daha müsait hale gelmiş durumda. Bununla ilgili görüşmelerimiz devam edecek, istikşafi görüşmeler tekrar başlayabilir” dedi. İbrahim Kalın’ın 1999-2002 yılları arasında yapılan istikşafi görüşmelere atıfta bulunmasının anlamını Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enis Tulça ile konuştuk.
Güvenlik stratejileri uzmanı, Deva Partisi üyelerinden Metin Gürcan ile Doğu Akdeniz krizini konuştuk. Gürcan bugün Ankara’nın yaşadığı sıkışmışlığın nedeni olarak, kendi deyişi ile “Doğu Akdeniz’deki diplomasiyle takviye edilmemiş askeri aktivizmi”ni ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra dış politika yapımında kurumsallıktan uzaklaşılmasını gösteriyor.
19.08.2020- Ankara'da neler konuşuluyor? Bugün bizleri neler bekliyor?
Ankara'nın gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan, "İktidar Türkiye’nin soluğunu keserken, soluk almak için Katar’da" diyor.
Ankara'nın gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan, "İktidar Türkiye’nin soluğunu keserken, soluk almak için Katar’da" diyor.
Türkiye ve Rusya'nın Libya'daki iç savaşta karşıt tarafta yer alması ve Mısır'ın da denkleme dahil olarak, Libya'da yürütülen vekalet savaşlarının muhataplarından Ankara'ya yönelik sert açıklamalarda bulunması bölgedeki tansiyonu yükseltmeye devam ediyor. Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış, Türkiye ile Rusya'nın hem Libya hem de Suriye'de karşı karşıya geleceğini belirtti ve Ankara'nın Libya'daki duruma ABD'yi de dahil etmeye çalıştığını söyledi. Yakış, Ankara ve Moskova'nın Libya konusunda aynı sayfada bulunmadığını kaydetti.
Emergency Podcastimizin son bölümünde gereği düşünüldü ekibi üyeleri Furkan Marangozoğlu ve Büşra Marangozoğlu, Baro Başkanları ve Avukatların yaptığı yürüyüşe Ankara'nın girişinde uygulanan şiddetli müdahaleler hakkında değerlendirme yaptı. #SavunmaDurdurulamaz
Libya'da ateşkes arayışı devam ederken, Türk hükümetinin Sarraj'a destek verip Sirte'ye operasyon planı nedeniyle tansiyon yükselmiş durumda. Ankara'nın bu tavrı, önce Rus bakanların Türkiye ziyaretinin iptal edilmesiyle sonuçlandı, ardından da Mısır'dan meydan okuma geldi. Mısır Devlet Başkanı Abdel-Fattah El-Sisi, Libya’ya müdahaleye hazır olduklarını ve bu müdahalenin uluslararası meşruiyetinin olduğunu söyledi. Sisi, Arap Birliği'ni hafta başında 'acil' toplantıya çağırırken, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Mustafa El Sarrac toplantıya davet edilmedi. Mısır’ın Libya’ya askeri müdahalesinin Birleşmiş Milletler anlaşması çerçevesinde savunma hakkı olarak meşru olacağını ve Tobruk’ta kurulu Temsilciler Meclisi’nin çağrısıyla gerçekleşeceğini belirten Sisi, isim vermeden doğrudan Türkiye’yi hedef aldı ve Ankara’yı Arap devletlerinin egemenlik haklarını ihlal etmek, bölge istikrarını bozmak ve teröristlere destek olmakla suçladı. Sisi, “Sirte ve Al-Jufra’nın” ülkesi için kırmızı çizgi olduğunu da vurguladı. Erdoğan hükümeti ise Mısır'ı "haddi aşmakla" suçluyor. Bölgeyi yakında takip eden araştırmacı yazar Hamide Yiğit ile Libya'daki sıcak gelişmelerin yanı sıra ABD'nin "Sezar Yasası" kapsamında Suriye için getirdiği yeni yaptırımları ve ENKS ile PYD’nin Kamışlo Anlaşması’nın detaylarını konuştuk.
Haftaya Bakış: HDP yürüyüşü, siyasi partiler ve medya, Ankara'nın Libya, Irak ve Suriye hamleleri by Medyascope
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, kader motifinin doğduğumuz evden başlayarak yavaş yavaş oluştuğunu, bu yüzden eninde sonunda çocukken aldığımız yaraların bizi götürdüğü yere gittiğimizi anlatıyor. "En çok yaralayanlar, en çok yara alanlardır" diyor ve bu motifi hep birlikte tanıyarak hem kendi kaderimizi hem de çocuklarımızın kaderini değiştirebileceğimizi gözler önüne seriyor. *** Gülseren Budayıcıoğlu, 1947 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini TED Ankara Koleji'nde tamamladı. 1966 yılında Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi'ne girdi. Önce TRT Ankara Radyosu’nda, daha sonra da TRT televizyonunda, kadrolu spiker ve sunucu olarak görev yaptı. 1972’de Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Bölümünde uzmanlık eğitimine başladı. 07.03.2005 tarihinde Ankara'nın ilk özel psikiyatri merkezi olan Madalyon Psikiyatri Merkezi’ni kurdu. Sonrasında "Günahın Üç Rengi", “Hayata Dön”, “Kral Kaybederse” adlı kitaplarını yayımladı.
Korona salgının zirve yaptığı bugünlerde neredeyse bütün dünyada koruyucu elbise ve maske sıkıntısı çekiliyor. Maskeler üretilse de ihraç ya da ithal edilemiyor. Malum sınırlar da kapalı. Hatta gazetelerde ülkeler arasında tabiri caizse bir çeşit maske savaşı başlamış durumda. Bir ülkenin maske siparişi başka bir ülkenin havaalanından çıkarılamıyor. Bir ülkenin siparişini de bir başka ülke kapıveriyor. Ankara'nın Ayrancı semti sakinleri, bu mücadele içindeki siyasetçilere örnek olurcasına bir dayanışma sergiliyorlar. Kendi kurdukları küçük bir atölyede koruyucu maske, siper üreterek, ihtiyaç sahiplerine dağıtıyorlar.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Coronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından bu virüsden ötürü enfeksiyona yakalananların Türkiye'de illere göre dağılımını ilk kez açıkladı. 63 kişinin daha Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği, en fazla vakanın İstanbul'da görüldüğü, bu ili İzmir ve Ankara'nın takip ettiği bildirildi. Öte yandan sağlık personelinin zor durumda olduğu belirtiliyor. Hapishanelerdeki koşullar konusundaki tartışmalar sürüyor. Ankara muhabirimiz Rahmi Yıldırım ile söyleşi:
Suriye’de son günlerde ana gündem İdlib. Türk askerlerinin peş peşe hayatını kaybetmesi sonrası Ankara’dan Şam’a yönelik savaş ilanı ve Moskova’yla ters düşmesi krizi adım adım derinleşiyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şubat ayı sonuna kadar rejim güçlerinin Türk gözlem noktalarından çıkmaması durumunda operasyon başlatacağı mesajını yineliyor. Bu süre zarfında rotasını da Moskova’dan Washington’a çevirmiş durumda. Ankara NATO’dan destek isterken ABD, Rusya ve Türkiye’nin çatışmaya yakın olduğu uyarısını yapıyor.AhvalPod Moskova’dan programında Rusya uzmanı Dr. Kerim Has’la İdlib’de son durumu, Rusya-Türkiye arasındaki olası çatışma senaryolarını ve bunun doğuracağı sonuçları konuştuk.Erdoğan’ın “Esad için İdlib’de şubat sonu son gün” tehditlerinin asla geçerli olmayacağını söyleyen Has, “İdlib dosyası 2020 sonunda kapanacaktır” görüşünü dile getiriyor.Türkiye’nin adım adım Suriye’yle savaşa doğru gittiğini söyleyen Has, “Suriye’yle savaş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarı için kısa vadede bazı avantajlar sağlayabilir. Bu savaş düşük yoğunluklu olarak başlayıp daha derin bir sürece evrilebilir” diyor.Türkiye’nin Rusya’yla doğrudan çatışmaya girme riskinin düşük de olsa var olduğunun altını çizen Has, “Ankara Türkiye’yi Suriye’de bir savaşa sokarsa Rusya Esad’a arka çıkacak. Dolayısıyla böyle bir savaşın kazanılmasının mümkünatı yok” yorumunu yapıyor ve ekliyor:“Erdoğan’ın bu savaşı hüsranla sonuçlanacaktır.”Moskova'nın, en kötü senaryoda uzunca süredir beklettiği "Erdoğan'a şantaj" dosyalarını raftan indireceğini kaydeden Has, bunun içinde 15 Temmuz'dan IŞİD'e desteğe varıncaya kadar çok farklı bilgiler yer aldığını ifade ediyor.Has'a göre, NATO'nun İdlib'e gelme ihtimali çok düşük. Böyle bir durumun gerçekleşmesinde ise olası savaştaki tablonun daha da ağırlaşacağı, dolayısıyla Türkiye'ye faturanın daha da fazlalaşacağını ifade ediyor.
Suriye’de son günlerde ana gündem İdlib. Türk askerlerinin peş peşe hayatını kaybetmesi sonrası Ankara’dan Şam’a yönelik savaş ilanı ve Moskova’yla ters düşmesi krizi adım adım derinleşiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, şubat ayı sonuna kadar rejim güçlerinin Türk gözlem noktalarından çıkmaması durumunda operasyon başlatacağı mesajını yineliyor. Bu süre zarfında rotasını da Moskova’dan Washington’a çevirmiş durumda. Ankara NATO’dan destek isterken ABD, Rusya ve Türkiye’nin çatışmaya yakın olduğu uyarısını yapıyor. AhvalPod Moskova’dan programında Rusya uzmanı Dr. Kerim Has’la İdlib’de son durumu, Rusya-Türkiye arasındaki olası çatışma senaryolarını ve bunun doğuracağı sonuçları konuştuk. Erdoğan’ın “Esad için İdlib’de şubat sonu son gün” tehditlerinin asla geçerli olmayacağını söyleyen Has, “İdlib dosyası 2020 sonunda kapanacaktır” görüşünü dile getiriyor. Türkiye’nin adım adım Suriye’yle savaşa doğru gittiğini söyleyen Has, “Suriye’yle savaş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarı için kısa vadede bazı avantajlar sağlayabilir. Bu savaş düşük yoğunluklu olarak başlayıp daha derin bir sürece evrilebilir” diyor. Türkiye’nin Rusya’yla doğrudan çatışmaya girme riskinin düşük de olsa var olduğunun altını çizen Has, “Ankara Türkiye’yi Suriye’de bir savaşa sokarsa Rusya Esad’a arka çıkacak. Dolayısıyla böyle bir savaşın kazanılmasının mümkünatı yok” yorumunu yapıyor ve ekliyor: “Erdoğan’ın bu savaşı hüsranla sonuçlanacaktır.” Moskova'nın, en kötü senaryoda uzunca süredir beklettiği "Erdoğan'a şantaj" dosyalarını raftan indireceğini kaydeden Has, bunun içinde 15 Temmuz'dan IŞİD'e desteğe varıncaya kadar çok farklı bilgiler yer aldığını ifade ediyor. Has'a göre, NATO'nun İdlib'e gelme ihtimali çok düşük. Böyle bir durumun gerçekleşmesinde ise olası savaştaki tablonun daha da ağırlaşacağı, dolayısıyla Türkiye'ye faturanın daha da fazlalaşacağını ifade ediyor.
İdlib’de Türk askerlerinin peş peşe hayatını kaybetmesi ve çatışmaların hızlanması ile birlikte kriz adım adım derinleşiyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP grubunda yaptığı açıklamada şubat ayı sonuna kadar rejim güçlerinin Türk gözlem noktalarından çıkmaması durumunda Soçi mutabakatına da bakmaksızın havada ve karada rejim güçlerini vuracaklarını ilan etti.Erdoğan, Suriye ordusuna destek veren Rus güçlerini de “katliamcı” olarak nitelerken Kremlin’den Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirildiği bilgisi geldi.Buna göre, iki liderin Suriye'de anlaşmanın uygulanmasının önemi konusunda hemfikir oldukları ifade edildi.AhvalPod Moskova’dan programında Rusya uzmanı Dr. Kerim Has’la İdlib’de yükselen tansiyonu ve sürecin ne yöne evrildiğini konuştuk.Kerim Has, Putin’in saldırıdan iki gün sonra Erdoğan’ın telefonuna çıkmasının bir mesaj olduğunu vurguluyor.Türkiye’nin değil ama Ankara’nın Suriye’de rejime karşı savaş ilan ettiğini söyleyen Kerim Has, “Putin’e Türk askerlerine saldırının arkasında siz de varsınız, denememiş” ifadesini kullanıyor.Türk ordusunun sahdaki cihatçılara kalkan olma görevine soyunduğunu kaydeden Has, “Bunu yaparken de ne rejimi durdurabiliyor ne de sivil göçünü engelleyebiliyor” diyor ve şöyle devam ediyor:"Türkiye, bir anlamda artık düşen Türk gözlem noktalarından çekilmeli. Eğer Türkiye rejim güçlerini her tarafta vurmaya başlarsa Türk askerleri rehin duruma düşer."Has’ın Rus kaynaklarına dayandırdığına göre gözlem noktalarında minimum 5 bin Türk askeri bulunuyor.Has, Eğer Türkiye Suriye’ye karşı bir savaş açarsa bu savaş Erdoğan’ın savaşı olur diyor ve ekliyor: “Moskova böyle bir durumda dokuz senedir olduğu gibi Esad’ın arkasında durur ve Erdoğan kendi düşüşünü hazırlar. Kısa vadede Erdoğan iç siyasette kendine avantaj sağlasa da uzun vadede siyasi sonunu hızlandırmış olacak.”Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "FETÖ'nün siyasi ayağı" çıkışı sonrası Erdoğan ile Avrasyacı olarak bilinen grup arasındaki ittifakın çatırdadığına dikkat çeken Has, "Erdoğan'ın Suriye'ye savaş ilanı, bunun parçası da olabilir" görüşünü dile getiriyor:"Rusya'da da konuşuluyor şimdilerde... Rand Corporation'ın yeni bir darbe ihtimaline ilişkin raporunu da düşününce pek muhtemel ki, 15 Temmuz'dan sonra Ankara'nın orduyu da zayıflattığı kanaatindeyim. Erdoğan, Hulusi Akar ve Hakan Fidan arasındaki güvenin de azaldığı kanaatindeyim. Erdoğan'ın ordu içindeki bazı gruplardan kendisine yönelebilecek olası bir darbe girişimini de önceden önlemek ya da erken doğum yaptırma adına farklı bölgelere asker gönderip orduyu meşgul etme amacı gözetiyor olabilir."“Erdoğan zaten Kremlin tarafından güvenilir olmayan ve öngörülemez bir lider olarak görülüyor” diyen Has, “Rusya olumsuz tabloda Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar, turizm yaptırımları gibi araçlar devreye girer. Moskova elindeki ‘şantaj’ dosyalarını da devreye sokar. Bunun içinde 15 Temmuz, Reza Zarrab, cihatçılar ve kara para trafiği ve Libya’ya askeri sevkıyattan Erdoğan ve ailesinin 1 milyar doları geçen dosyalar var” ifadesini kullanıyor.Has, Kremlin’deki havanın, Rus uçağının düşürüldüğü dönemle benzer bir hava olduğunun altını çiziyor. İdlib'de Suriye ordusunun ilerleyişinin süreceğinin altını çizen Kerim Has, birkaç hafta içinde kilit öneme sahip olan M4-M5 karayolunu kontrol altına alacağını öngörüyor. Has'a göre bundan bir kaçış yok ve İdlib 2020'nin sonuna kadar rejimin kontrolüne geçecek...
İdlib’de Türk askerlerinin peş peşe hayatını kaybetmesi ve çatışmaların hızlanması ile birlikte kriz adım adım derinleşiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP grubunda yaptığı açıklamada şubat ayı sonuna kadar rejim güçlerinin Türk gözlem noktalarından çıkmaması durumunda Soçi mutabakatına da bakmaksızın havada ve karada rejim güçlerini vuracaklarını ilan etti. Erdoğan, Suriye ordusuna destek veren Rus güçlerini de “katliamcı” olarak nitelerken Kremlin’den Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirildiği bilgisi geldi. Buna göre, iki liderin Suriye'de anlaşmanın uygulanmasının önemi konusunda hemfikir oldukları ifade edildi. AhvalPod Moskova’dan programında Rusya uzmanı Dr. Kerim Has’la İdlib’de yükselen tansiyonu ve sürecin ne yöne evrildiğini konuştuk. Kerim Has, Putin’in saldırıdan iki gün sonra Erdoğan’ın telefonuna çıkmasının bir mesaj olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin değil ama Ankara’nın Suriye’de rejime karşı savaş ilan ettiğini söyleyen Kerim Has, “Putin’e Türk askerlerine saldırının arkasında siz de varsınız, denememiş” ifadesini kullanıyor. Türk ordusunun sahdaki cihatçılara kalkan olma görevine soyunduğunu kaydeden Has, “Bunu yaparken de ne rejimi durdurabiliyor ne de sivil göçünü engelleyebiliyor” diyor ve şöyle devam ediyor: "Türkiye, bir anlamda artık düşen Türk gözlem noktalarından çekilmeli. Eğer Türkiye rejim güçlerini her tarafta vurmaya başlarsa Türk askerleri rehin duruma düşer." Has’ın Rus kaynaklarına dayandırdığına göre gözlem noktalarında minimum 5 bin Türk askeri bulunuyor. Has, Eğer Türkiye Suriye’ye karşı bir savaş açarsa bu savaş Erdoğan’ın savaşı olur diyor ve ekliyor: “Moskova böyle bir durumda dokuz senedir olduğu gibi Esad’ın arkasında durur ve Erdoğan kendi düşüşünü hazırlar. Kısa vadede Erdoğan iç siyasette kendine avantaj sağlasa da uzun vadede siyasi sonunu hızlandırmış olacak.” Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "FETÖ'nün siyasi ayağı" çıkışı sonrası Erdoğan ile Avrasyacı olarak bilinen grup arasındaki ittifakın çatırdadığına dikkat çeken Has, "Erdoğan'ın Suriye'ye savaş ilanı, bunun parçası da olabilir" görüşünü dile getiriyor: "Rusya'da da konuşuluyor şimdilerde... Rand Corporation'ın yeni bir darbe ihtimaline ilişkin raporunu da düşününce pek muhtemel ki, 15 Temmuz'dan sonra Ankara'nın orduyu da zayıflattığı kanaatindeyim. Erdoğan, Hulusi Akar ve Hakan Fidan arasındaki güvenin de azaldığı kanaatindeyim. Erdoğan'ın ordu içindeki bazı gruplardan kendisine yönelebilecek olası bir darbe girişimini de önceden önlemek ya da erken doğum yaptırma adına farklı bölgelere asker gönderip orduyu meşgul etme amacı gözetiyor olabilir." “Erdoğan zaten Kremlin tarafından güvenilir olmayan ve öngörülemez bir lider olarak görülüyor” diyen Has, “Rusya olumsuz tabloda Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar, turizm yaptırımları gibi araçlar devreye girer. Moskova elindeki ‘şantaj’ dosyalarını da devreye sokar. Bunun içinde 15 Temmuz, Reza Zarrab, cihatçılar ve kara para trafiği ve Libya’ya askeri sevkıyattan Erdoğan ve ailesinin 1 milyar doları geçen dosyalar var” ifadesini kullanıyor. Has, Kremlin’deki havanın, Rus uçağının düşürüldüğü dönemle benzer bir hava olduğunun altını çiziyor. İdlib'de Suriye ordusunun ilerleyişinin süreceğinin altını çizen Kerim Has, birkaç hafta içinde kilit öneme sahip olan M4-M5 karayolunu kontrol altına alacağını öngörüyor. Has'a göre bundan bir kaçış yok ve İdlib 2020'nin sonuna kadar rejimin kontrolüne geçecek...
28.01.2020 -Ateşkes ilan edildiği söylenen İdlib çevresinde çatışmalar yaşandıkça diplomasi hızlanıyor -Çiftçi ve işçilerin sorunları AKP'nin canını sıkıyor: Oy kaybına uğrayacağız -İdlib'de çatışmalar yeniden başladı -Ekonomik sorunlar Ankara'nın koridorlarında -İnşaat sektöründe hak edişler ödenmiyor
Altın kelepçenin izi kalsa da ayak bileğinde,Halhal takarım üstüne efemine gözükse de.Taşeronluk dediğin göçümün kenarı,Bu saatten sonra oynarım çalmasa da Ankara'nın bağları.► Spotify: https://open.spotify.com/show/2QhNzmdBY2AJ5dHcOcpGAV► Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCVdz3CiBm5EMSwAkpNy5R_g► Twitter: https://twitter.com/gocveren► Spreaker: https://www.spreaker.com/user/gocveren► Google Podcast: https://podcasts.google.com/?feed=aHR0cHM6Ly93d3cuc3ByZWFrZXIuY29tL3Nob3cvMzY1MzU5NS9lcGlzb2Rlcy9mZWVk► Apple Podcast: https://podcasts.apple.com/us/podcast/g%C3%B6%C3%A7veren/id1478176201?uo=4► Soundcloud: https://soundcloud.com/user-244710430► Castbox: https://castbox.fm/channel/id2281548?country=en► Podcast Addict: http://podplayer.net/?podId=2463398► Deezer: https://www.deezer.com/show/477102
Ahmet Orhan, Küçük Bilgelikler dizisinin üçüncü bölümünde “Pavyon” belgeselinin de yapımcısı olan Enver Arcak ile Ankara Yahudilerinin anlatılmayan hikayelerine ışık tuttuğu “Hermana” belgeselini konuşuyor. Babil Sürgünü’nden Galatlar’a Mektuplar’a, Ankara keçilerinden faytonla gidilen pikniklere kadar çok az söylenmiş, çok az dinlenmiş bir dizi hikaye...* Podcast metnini okumak için: https://www.kisadalga.net/enver-arcak-ile-ankaranin-ve-yahudilerin-hermanasi-2/
Yoldaki Işıklar #12 (Hizmet Tabiatımız Olmuştur) Sohbet Tarihi : 26 Eylül 1992 Ben beni bildiğim günden beri arkadaşlarımız oturur, işte öyle karanlık mülahazaların bastırdığı anda bile kara kara düşünürüz değil ak ak düşünürlerdi. Ortaya çareler koyarlardı. Çünkü müminler kara kara düşünmezler. Allah'a iman gibi aydınlık bir iklimde bulunanlardan kara kara düşünmek fersah fersah uzaktır. Hiçbir şey olmadığı zaman İzmir’in, İstanbul’un, Ankara'nın kahramanlarının yaptığı ve belki başka yerlerde aynı şeyleri yapıyorlardır yapacaklardır. Sohbetin yazılı haline aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: https://drive.google.com/open?id=1CMbofHOiEstJJE43ZSEHbJ4ge9wVIpk3 Yayınlarımıza destek olmak için: https://www.patreon.com/cinarmedya Kanalımıza abone olmak için: https://www.youtube.com/c/cinarmedya Sosyal medya hesaplarımız: Twitter: https://twitter.com/cinar_medya Instagram: https://www.instagram.com/cinar_medya Ses Platformlarında Çınar Medya: Soundcloud Podcast Ses https://soundcloud.com/cinar-medya Spotify Podcast Ses https://open.spotify.com/show/0Y7IrnvAReGx0hl1GVBjTu Deezer Podcast Ses https://www.deezer.com/show/402142 Google Podcast Ses https://tinyurl.com/y3mf29ms İtunes Podcast Ses https://podcasts.apple.com/de/podcast/m-fethullah-g%C3%BClen/id1464454591?l=en Video Platformlarında Çınar Medya: İnstagram Video-IGTV https://www.instagram.com/cinar_medya/channel/
Adı lazım değil bir belediye başkanının, önce yapıp sonra kaldırdığı ve külliyen inkar ettiği Dedikodu Kulübesi, mutlaka Ankara'da da olmalı, büyük ihtiyaç çünkü.
Türkiye-Rusya ilişkileri, Suriye'de İdlib üzerinden bir "şantaj diplomasisi" üzerinden ilerlerken Ankara'nın son Libya adımı işleri farklı bir boyuta taşıdı.Rusya'nın Libya'da desteklediği Hafter güçlerinin karşısında yer alan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne askeri destek anlaşması imzalayan AKP iktidarı, yeni bir krizin kapısını aralamış durumda.Sadece Rusya değil, bölgedeki tüm aktörlerle de yeni bir çıkmaza sürüklenen Ankara'nın ilerleyen süreçte atacağı adımlar, krizin derinleşip derinleşmeyeceği konusunda belirleyici olacak. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rus lider Vladimir Putin arasındaki görüşme trafiği de Libya ile bir kez daha sıklaşırken son durumu, Rusya uzmanı Dr. Kerim Has ile AhvalPod Moskova’dan programında konuştuk.Kerim Has, "Libya’da meşruiyeti tartışmalı ve askeri kapasitesi oldukça sınırlı bir tarafa bu ölçüde angaje olmak, Ankara’nın yalnızlığını artırıp Türkiye için faturayı kabartabilir" görüşünde."İdlib bir kördüğüm ve suç mahalli idi, Libya’yla birlikte bu kördüğüm ve suç mahalli birçokları için daha geniş bir alana yayılıyor" diyen Has, "Ankara’nın Moskova’yla Libya’da yeni bir ‘Astana süreci’ başlatmaya değil, akl-ı selim hareket etmeye ihtiyacı var" ifadesini kullanıyor.Has'a göre, Ankara’nın Libya politikasına balans ayarı yapmak için İdlib, Rusya’ya ciddi avantaj sağlıyor...Libya’da aktör sayısının çok fazla olduğuna dikkat çeken Has, "Ankara ile Moskova’nın Libya’da ortak bir inisiyatif başlatıp başarıya ulaştırma imkânları mevcut tabloda oldukça zayıf" diyor.
Ankara'da başlayan imar tartışması aslında 18 yıllık AKP iktidarının kısa bir özeti gibi; rant, inşaat, kavga...
Geri çekilmede iki gün bitti. Ankara'nın güvenli bölge planı! Günün öne çıkan haberlerini tarafsız bir bakış açısıyla ve FOX Haber farkıyla dinleyin! Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Hayatın içinden haberler, Gülbin Tosun'un sunumuyla FOX Ana Haber podcast yayınlarında sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber/
04.10.2019 -AKP enerji ve inşaat sektörlerinin kurtarmanın yollarını arıyor -Ankara'nın sıcak sonbaharı başladı
Rusya uzmanı Dr. Kerim Has, AhvalPod'da Moskova'dan programıyla Rusya-Türkiye ilişkileri, Avrasya'daki gelişmeler ve çalışma alanlarına ilişkin bölgesel sorunları ele alıyor. Enerji ve güvenlik politikaları gibi konularda da son durum analizi yapıyor.Kerim Has, ilk programında en sıcak gündem olan ve bu yaz sıcaklığını daha artıracağa benzeyen S-400 meselesini ele alıyor."Her şeyden önce bu cendereden çıkılabilmesi için meselenin vatan hainliği ile vatanseverlik eksenine oturtulmasından vazgeçilerek, sıradan insanların ötesinde uzman kişilerin dahi birbirlerini Amerikancılık ve Rusçuluk gibi ucuz suçlamalarını terk etmesi gerekiyor" diyen Has, bu tarz toplumsal kutuplaşmayı ve nefreti körükleyici zararlı söylemlerden kaçınılarak değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.Kerim Has'a göre S-400 meselesi "Ankara'nın kendi eliyle kurduğu bir tuzak ve Brunson krizinden daha büyük bir krize gebe"..."Ankara, S-400 cenderesinden çıkabilecek mi?"sorusuna cevap arayan Has, "Türkiye'nin bölgede artan güvenlik riskleri nedeniyle Türkiye'nin bir savunma sistemine ihtiyacı var" görüşünü dile getiriyor ancak şu şerhi düşüyor:"Türkiye'nin, Rus yapımı S-400'leri almak istemesinin askeri ihtiyaçlarından ziyade tamamen siyasi gerekçelerle ilgili olduğu kanısındayım."İktidarın bekası ile ülke çıkarları arasında bir S-400 çıkmazı manzarasının oluştuğunun altını çizen Rusya uzmanı, "S-400'ler geldiği takdirde Türkiye'nin hâlihazırdaki NATO'ya uyumlu mevcut savunma ve silah sistemlerine entegre edilemeyeceği ve düşük randumanla çalışacağı Türk yetkililerce de kabul ediliyor" diyor. Has, ABD-Rusya ikileminden Washington-Moskova kıskacına bir S-400 sorunun Türkiye'yi beklediğini kaydediyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, ABD'li danışmanlık şirketi McKinsey ile anlaştı. Anlaşma sonrası Ankara'nın, yurtdışından kredi almak için ekonomiyi ABD'li şirkete emanet ettiği yönünde yorumlar yapıldı. 'Niye?', McKinsey'yi, anlaşmanın ne anlama geldiğini, bu yöntemin darboğazdaki ekonomiyi kurtarıp kurtarmayacağını iktisatçı ve yazar Murat Muratoğlu'na sordu.
a word game'i oynadınız mı? petek bir yapıda dizilmiş harfler arasından kelime bulmaya çalıştığınız bu oyunu oynamadıysan şiddetle tavsiye ediyoruz, kesin deneyin. bu bölümde a word game'in yapımcısı olan apps ekibinin kurucuları erdem ve burak ile girişimcilik maceralarını konuştuk. apps ekibinin bir moda aplikasyonu ile başlayan girişimcilik macerası, nasıl oldu da askeriye ve savunma sanayisine odaklı mobil yazılımlar geliştiren bir yazılım ajansına evrildi ve ardından nasıl oldu da türkiye'de kelime oyunu segmentini ele geçirmiş olan a word game'ı geliştirme noktasına geldi, kendilerinden dinliyoruz ve tartışıyoruz. apps ekibi hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz:- http://www.apps.com.tr/- A Word Game - Apps on Google Play- A Word Game on the App Store - iTunes
Ahşaptan Betona Mecidiyeden Jetona: 17 Ocak 2017
Bu bölümde Berkay ve Bora yeniden Ankara’ya dönüyor.
#Nilufer