POPULARITY
Şafak Özsoy'un hazırlayıp sunduğu İklimkarbon ile Net Sıfır Yolculuğu programına Aydın Adnan Menderes Üni. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. E. Didem Evci Kiraz konuk oldu.
Şafak Özsoy'un hazırlayıp sunduğu İklimkarbon ile Net Sıfır Yolculuğu programına Aydın Adnan Menderes Üni. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. E. Didem Evci Kiraz konuk oldu.
Yurttaşlık Derneği Proje Koordinatörü Yaşar Kanbur plastikle birleşen zehirli atıkların yarattığı sorunları ve çözüm için yaptıklarını anlattı. Tarım zehri olarak da adlandırılan pestisitlerin saklandığı plastik ambalajlar ne oluyor? Sadece Çanakkale'de her yıl 1 milyon 600 bin pestisit ambalaja atığı çıktığını biliyor muydunuz? İçinde tarım zehri taşıyan bu ambalajlar ya doğaya bırakılıyor ya da yakılıyor. İçlerindeki tarım zehri insanlar ve diğer canlılar için tehdit oluştururken aynı zamanda toprak, su ve hava kirliliğine de yol açıyor. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Çalışma şartları ve ücretler, patronlarla işçiler arasında her daim başlıca mücadele konuları olmuştur. Patronlar kârlarına kâr katmak için ücretleri baskılamaya çalışırken, işçilerin çalışma şartlarını iyileştirmeyi yalnızca bir gider kalemi olarak görür. İşçiler için ücret yaşam şartlarını belirleyen en önemli unsurken; çalışma şartları çalışırken ölmemenin, sakatlanmamanın ve hastalanmamanın teminatıdır. Ancak ne ücret düzeyi ne de çalışma şartları, yalnızca işçileri ilgilendiren meselelerdir. Bunlar, halk sağlığının da meselesidir. Piyasa koşullarında asgari ücret, asgari ücretten fazla alan çalışanların ücretleri üzerinde çok önemli bir belirleyendir. Tüm ücretler, asgari ücrete yaklaşma eğilimindedir. Bir kişi beslenme, barınma, sosyalleşme gibi ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli bir ücrete ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçların ne ölçüde karşılandığı, doğrudan kişinin sağlıklı olup olmamasını belirler. Yeterli beslenemeyen, kötü konutlarda barınmak zorunda kalan, yalnızca evden işe işten eve giden bir kişi, doktor hastalık tanısı koymadı diye sağlıklı kabul edilemez. Dolayısıyla çalışanların büyük çoğunluğunun asgari ücret ve ona yakın bir ücret aldığı Türkiye'de asgari ücret açlık sınırı düzeyinde hatta bunun altında belirlendiyse, Türkiye toplumunun sağlık düzeyinin kötü etkileneceği baştan bellidir. Bu bakış açısıyla baktığımızda sorun, her bir çalışanın kendi sorunu olmaktan çıkar, toplumsallaşmış olur. Keza aynı mantığı çalışma şartları için de yürütebiliriz. Peki, işçilerin ve emekçilerin ücret düzeyinde ve çalışma şartlarında iyileştirme nasıl sağlanır? Kanunların kendi başına sağlamadığı açık. Devlet, patronların temsilciliğine soyunup haklarını isteyen işçilere barikat kuruyor. Patrona kanunda yazılı hakları dahi uygulatmıyor. O hâlde doğru cevap patronları caydıracak bir şey olmalı. Onun adı da örgütlenmektir. Yakın zaman önce asgari ücret düzeyinde ücret alan ve kötü çalışma koşullarında çalışan Polonez Et fabrikası işçileri, “böyle gelmiş ama böyle gitmez” diyerek haklarını almak için Türk-İş'e bağlı Tekgıda-İş sendikasında örgütlendiler. Patronun cevabı ise anayasada yazan haklarını kullanan 146 işçiyi işten atmak oldu. Attığı işçilerin yerlerine de üretimi devam ettirebilmek ve sendikalaşmayı engellemek için işi bilmeyen, hijyen eğitimi almamış taşeron işçileri aldı. Ürettiği gıdaları ise resmî olarak bildirmediği depolarda sakladığı işçilerce tespit edildi. Hem üretim hattında hijyenik olmayan üretim yapıldığının hem de depolamanın uygun olmadığının denetlenip tespit edilmesi için Tekgıda-İş şikâyette bulundu. Peki denetimden sorumlu kimdi? Esasında kanun her türlü sorumluluğu patrona veriyor. Peki patronu kim denetleyecek? Kanun, Çalışma Bakanlığı diyor. Peki, işçilerin hijyen eğitimini kim vermekle yükümlü? Millî Eğitim Bakanlığı. Peki belediyelerin bir yetkisi var mı? Eh, çevre sağlığı anlamında olabilir deniyor. Ha bir de Tarım Bakanlığı var. Onu da atlamayalım denetlemesi gerekenler arasında. Bunca denetleyici mercii var, var olmasına ama denetim mekanizması çalıştırılmıyor. Polonez işçileri aylardır direniyor, mücadele ediyor. Ama yalnızca kendileri için mücadele etmiyorlar. Kendileriyle benzer kötü şartlarda çalışan işçilerin örgütlenmelerine örnek olacak bir mücadele sergiliyorlar. Ama yaptıkları bununla da sınırlı değil. Kanunlarda yazan ama pratikte uygulanmayan anayasal hakların ve halk sağlığı tedbirlerinin uygulanması için de mücadele ediyorlar. Hem hijyen şartlarını sağlama çabalarıyla halk sağlığına katkıda bulunurken hem de sendikalı olup genel ücret düzeyini yükseltme ve çalışma şartlarını iyileştirme çabalarıyla halk sağlığına dolaylı katkı sunmuş oluyorlar. Basın açıklamasında söylediğimiz gibi: Polonez işçileri kazanırsa Halk Sağlığı da kazanacaktır.
4-5 Mayıs tarihlerinde İstanbul Tabip Odası (İTO) seçimli genel kurulu yapılacak. Bu yıl seçimlere toplam dört grup girecek. Bu seçimlerin ana tartışma konusu, Tabip Odası'nın işlevinin ne olması gerektiği olacak. Bir tarafta Tabip Odası'nı meslekçi bir hekim örgütü yapmak isteyenler yerini almış durumda. Diğer tarafta ise yıllardır olduğu gibi hekimlerin haklarını savunma ve iyileştirme mücadelesini, halkın sağlık hakkı için, sağlık emekçileri başta olmak üzere işçi ve emekçilerin hakları için, genel olarak demokratik haklar için verilen mücadeleyle harmanlayan Demokratik Katılım Grubu (DKG) var. İTO seçimleri her daim çekişmeli geçmiştir. Kuruluşu otuz yıldan fazla olan DKG grubunun karşısına milliyetçi ve hükümete yakın pek çok grup çıkmıştır. Bu seçimde de milliyetçi hekimler Türk Hekimleri Birliği adıyla seçimlere giriyor. Türkçü-milliyetçi söylemlerine ek olarak bu grup, odanın siyasetten uzak durmasını ve yalnızca hekimlikle ilgili sorunlara eğilmesini savunuyor. Seçimlere giren bir başka grup, Değişim Grubu. Son dönemin moda söylemi olan “değişim”i, İTO yönetimini DKG grubundan almak hedefini vurgulamak için kullanıyorlar. Söylemlerinin merkezinde siyasetten uzak ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenen bir oda vaadi bulunuyor. Diğer grup olan Çağdaş Hekimler Birliği'nin ise diğer gruplara benzer şekilde siyasetten uzak ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenen bir oda vaadinin yanında Kürt siyasetine mesafeli bir söylemi benimsediği anlaşılıyor. Milliyetçilik ve şoven söylem bizden uzak olsun. Ama “değişim” üzerinde durulabilir. Değişim kendi başına olumsuz bir şey değil. Ancak neyi değiştireceğiniz ve nereye doğru değişeceğiniz önemli. DKG grubu, hükümetlere muhalif, hekim haklarını halkın sağlık hakkını gözeterek şovenizme karşı halkların kardeşliğini, istibdada karşı hürriyet mücadelesini savunan bir çizgiye sahip. Değişimden kastın, bu değerleri değiştirmek olduğu anlaşılıyor. Böyle bir değişim geriye gitmek olur. Tam tersine odanın mücadeleci çizgisini korumak ve bu çizgiyi daha da ileri taşımak gerekir. Siyasetten uzak olmak da tam bir demagojidir. Bugün siyasete bulaşmamak basbayağı gerici ve şoven bir siyasetin savunulması, odanın iktidarın temsil ettiği siyasetin gölgesine sokulması anlamına gelir. Sağlık Bakanı'nın Tabip Odaları'nı işaret etmesi sonrası, Hekim-Sen başta olmak üzere hekim sendikalarının Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İTO'ya yönelik hamleleri hükümetle bir düzeyde ilişkilendiklerini düşündürüyor. Nitekim bugün için başhekimlerin ve hükümete yakın oldukları bilinen hocaların DKG aleyhine üye faaliyeti yürütmesi kuşkuya yer bırakmıyor. Siyasetten uzak durma ve yalnızca hekim hakları ile ilgilenme söylemi de benzer şekilde, hükümetle uzlaşı siyasetine işaret ediyor. Hekimler, yalnızca halkın sağlığı ve hürriyet için değil bizzat kendi haklarını korumak ve ileriye taşımak için de tabip odalarında örgütlenmek ve mücadele etmek durumunda. İşte DKG, hekimlere çarenin göç etmek değil bu topraklarda mücadele etmek olduğunu göstermek, mesleğimizin itibarını yeniden tesis etmek, hekim haklarını savunmak ve iyileştirmek, halkın sağlık hakkını korumak, herkese eşit, ücretsiz, ulaşılabilir, nitelikli, anadilinde kamu eliyle sunulacak sağlık ortamını yaratmak için, memlekete halkların kardeşliğinin ve hürriyetin gelmesini sağlayacak mücadeleyi büyütmek için, önümüzdeki dönem de İTO'yu yönetmeye talip. Biz de bu doğrultuda yine görev almaya ve elimizi taşın altına sokmaya hazırız. İstanbul'daki hekimleri DKG grubunu desteklemeye davet ediyorum.
Sağlık Olsun'da Kübra Kırımlı'nın konuğu Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) MYK Üyesi Eylem Kaya Eroğlu. Eylem Kaya Eroğlu, 2024 yılı için hazırlanan bütçede sağlığa ayrılan payın ne olduğuna ve halkın sağlıklı olma hakkının korunabilmesi için nasıl bir bütçe hazırlanması gerektiğine dair Kübra Kırımlı'nını sorularını yanıtladı.
“Bu noktada duramazsak yıkım çağının kapılarını açacağız.” Türk Tabibleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Sekreteri ve Emekli akademisyen Ahmet Soysal ile Antroposen çağ ve iklim krizini konuştuk. Antroposen çağ, ne zaman ve nasıl başladı, özellikle doğa ve ekosistem üzerindeki etkileri neler oldu, Antroposen cağ aynı şekilde devam ederse sonuçları neler olur ve bu sonuçları engellemek için neler yapılabilir, biz sorduk, o yanıtladı.
MADpodcast'in Serbest Dalış programının bu bölümünde Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan ile risk yönetimi, sağlık sistemini dayanıklı hale getirmek ve iklim krizi ile sağlık sistemi arasındaki etkileşim, iyi örnekler ve iyilik hali üzerine konuştuk. Çiğdem Hoca'nın da paydaşı olduğu @cisiptr projesinden bahsettik.
MADpodcast'in Serbest Dalış programının bu bölümünde Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan ile sağlığın bütüncül tanımını merkeze alıp kimyasal kirlilik, salgın hastalık, hava kirliliği, savunmasız gruplar, asbest ve iklim krizine bağlı tehlikeler gibi birçok başlığı inceledik. Bio'daki linkten dinleyebilirsiniz.6 Şubat depremlerinden sonra yaşananları unutturmamak ve ihtiyaç duyulan değişimlere dair pozitif bir anlatıya katkıda bulunmak amacıyla hazırladığımız bu serisinin her bölümünde spesifik bir konuyu hasar, riskler ve çıkarılacak dersler boyutuyla ele alıyoruz. Bu bağlamda bütüncül bir çerçeve için ilgili konunun hem depreme hem de iklim krizine konuşan taraflarını öne çıkarmaya çalışıyoruz.
Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nuriye Ortaylı'yla pandemide son durumu, artış olan ülkeleri, grip salgınını konuşacak ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin 2022 Yılı İş Cinayetleri Raporu'nu özetleyeceğiz.
Halk Sağlığı uzmanı Prof. Dr. Recep Akdur, su değerleri ve içilebilirlik konusunda “Ev arıtma aleti kullanmayı önermiyoruz. Halk sağlıkçıların önerdiği musluğunuzdan belediyeler temiz su akıtmalı. Yapılan birçok araştırma damacana suyunun temizlik ve sertlik anlamında musluk suyundan daha iyi olmadığını tespit etti” ifadelerini kullandı.
Sağlık Olsun'da Kübra Kırımlı'nın konuğu Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar Prof. Dr. Tuğrul Erbaydar, "Kırım kongo kanamalı ateşi" hastalığı hakkında Kübra Kırımlı'nın sorularını yanıtladı. Sağlık Olsun her cuma Evrensel'de. https://evrn.sl/WZxqcQ
Bu hafta siyasete Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu damga vurdu. İzmir'in Aliağa ilçesinde bulunan Horozgediği Köyü'nde olağandışı sayıda kanser vakaları görülüyor. Medyascope İzmir muhabiri Aytuğ Özçolak köylülerle görüştü, Halk Sağlığı Uzmanı Onur Hamzaoğlu, Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari ve Ege İşçi Birliği Sözcüsü Sonay Tezcan ile neler yaşandığını konuştu. Usta şarkıcı ve söz yazarı İlhan İrem, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. İlhan İrem'in naaşı yarın saat 09.00'da Maslak Acıbadem Hastanesi'nden alınarak 12.00 de AKM'de düzenlenecek törene getirilecek. Bebek Camii'nde düzenlenecek törenin ardından Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, siyasetbilimci Doç. Dr. Seda Demiralp ile Kılıçdaroğlu'nun adaylık tartışmalarını konuştuk. Editör: Egemen Gök Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3oCR8SI
Editör: Egemen Gök Koronavirüs salgınında vaka sayıları yeniden tırmanışa geçti. Günlük vaka sayılarının binin, vefat sayılarının ise beşin altına inmesinin ardından bitme noktasına geldiği belirtilen koronavirüs salgını yaz mevsimiyle birlikte yeniden hızlandı. Son bir aydır ikiye katlanarak ilerleyen haftalık vaka sayısı en az 120 bine dayanırken günlük ortalama vaka sayısı 16 bini aştı. Günlük vaka sayısı en son mart ayında bu kadar yüksekti. Güne Bakış'ta bu akşam Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, salgında son durumu değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3ANgHI9
Obezite günümüzde tüm dünyada en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olarak kabul ediliyor ve her geçen gün artıyor. Obezitenin nedenlerini ve mücadele yöntemlerini Doç. Dr. Alihan Oral ile konuştuk.
Sağlık Olsun'da Kübra Kırımlı'nın konuğu Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu. Prof. Dr. Hamzaoğlu, pandemide Türkiye ve dünyada gelinen durum, yoksulluk, sağlığa erişim hakkı ve savaşın halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dair Kübra Kırımlı'nın sorularını yanıtladı. Sağlık Olsun her cuma Evrensel'de.
Meraklısına Bilim (121): Halkın sağlığını kim koruyacak? Halk sağlığı nedir? Halk sağlığı uzmanı olmak için nasıl yollardan geçilebilir? 20. ve 21. yüzyılda elde edilmiş en önemli halk sağlığı başarıları nelerdir? Salgın halk sağlığı hususunda neleri değiştirdi? Meraklısına Bilim'de bu hafta Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sibel Sakarya, halk sağlığı hususunda Gülçin Karabağ'ın sorularını yanıtlıyor.
Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ile ilk kez Afrika kıtasının güneyindeki bazı ülkelerde tespit edilen Omicron varyantının Türkiye'de tespit edilmesini ve varyantla birlikte aşıların etkinliğini, araştırmacı ve 23. Dönem Milletvekili Suat Kınıklıoğlu ile Türk lirasında yaşanan değer kaybının dışardan nasıl gözüktüğünü ve Medyascope muhabiri Doğu Eroğlu ile Ayvalık'taki atık dağının çökmesini konuştuk
1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle HIV hakkında farkındalık yaratmak ve bilgilerimizi tazelemek adına bu yazıyı kaleme almak istedim. HIV + bireylerin acil servise başvuru nedenleri üzerine ikinci bir yazıyı ilerleyen tarihlerde sizinle paylaşacağım. Keyifli okumalar dilerim! Tanımlar ve Genel Bilgiler HIV yani Human immunodeficiency virus, lentivirüs ailesinde yer alan bir retrovirüstür. CD4+ T lenfositlerini hedef alarak immün sisteme zarar verir. Korunmasız cinsel ilişkiyle, kan yoluyla, anneden bebeğe (gebelik, doğum ve emzirme ile) bulaşır. HIV ter, tükürük, idrar, göz yaşı gibi vücut sıvılarıyla, hapşurma ya da öksürmeyle, aynı tabak, çatal, bıçak, havlu kullanımıyla, aynı tuvalet ve duşun kullanımıyla, sivrisinek, böcek ve diğer hayvan ısırıklarıyla, tokalaşma, sarılma, öpüşme, aynı ortamda bulunma gibi sosyal davranışlarla bulaşmaz. AIDS yani Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu ise HIV enfeksiyonunun etkin tedavi almamış kişilerde görülen ileri evresi olarak adlandırılır. Günümüzde HIV ile yaşayan bireyler tedavi ile enfeksiyonun kontrol altına alınması halinde standart yaşam sürelerini HIV kaynaklı bir sağlık sorunu olmaksızın yaşayabilmektedir. Bu nedenle HIV + bireylerin çeşitli nedenlerle sağlık bakımından uzak kalmamaları oldukça önemlidir. Ülkemizde HIV bildirimi zorunlu hastalıklar listesinde yer almakta olup 1985 yılındaki ilk vaka bildiriminden bu yana sürveyansı yürütülmektedir.1 HIV konusunda toplumda farkındalığın düşük olması nedeniyle ve bireylerin ayırımcılık ve damgalanmaya uğramalarına engel olmak amacıyla HIV enfeksiyonunun bildiriminde hastaların güvenliği ve kişilik haklarına zarar verilmemesi esastır. Bu nedenle HIV nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvuran, tedavi ve testlerini yaptıran hastaların veya yeni tespit edilen HIV + bireylerin kimliği ile ilgili bilgiler kodlanarak bildirilir. Ülkemizde HIV ile ilgili yıllık sayısal verilere Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nün ilgili sayfasından ulaşılabilir. HIV Enfeksiyon Evreleri 2 3 1. Primer HIV enfeksiyonu: Virüs bulaşı sonucu ilk belirtilerin ortaya çıktığı akut HIV enfeksiyonu (1-6 hafta) ve serokonversiyonla (6-12 hafta) birlikte immün restorasyonun sağlanmaya başlandığı erken dönem HIV enfeksiyonudur. Akut dönemde klinik bulgular, HIV infeksiyonuna özgü değildir ve değişkendir. Sıklıkla görülen bulgular ateş, lenfadenopati, cilt döküntüleri, miyalji ve eklem ağrıları, ishal, baş ağrısı, bulantı, hepatosplenomegali ve oral aftlardır. 2. Kronik HIV enfeksiyonu: Persistan, asemptomatik, latent ya da inaktif dönem olarak da bilinir. Bu dönemde virüsün replikasyon hızı ve CD4+ T lenfosit kaybı azalır. Bu dönemde kişilerde belirti yoktur ama bulaştırıcıdırlar. Asemptomatik dönem ortalama 8-10 yıl sürer. Ancak vakaların %20 ila 30'unda ortalama 1.5-5 yıl içerisinde bir sonraki döneme geçiş olabilir. Asemptomatik süre hastaya ait faktörler ve HIV virülansı ile değişir. 3. İleri evre hastalık/AIDS: Tedavi edilmeyen HIV olgularının çoğunluğunda virüsün edinilmesinden ortalama 8-10 yıl sonra AIDS açığa çıkar. AIDS, CD4+ T lenfositi sayısının
Sağlık Olsun'da bu hafta Kübra Kırımlı'nın konuğu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi ve Halk Sağlığı Birimi Başkanı Uzman Doktor Nasır Nesanır. Uzm. Dr. Nasır Nesanır ile Kovid-19 pandemisini, yeni ortaya çıkan Omikron varyantını, pandemiye karşı en büyük silahımız olan aşıyı ve çocuk aşılamasını konuşuyoruz. Kübra Kırımlı'nın sunumuyla Sağlık Olsun, her cuma Evrensel'de.
Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi adına daha iyi politikalar ortaya koyabilmek için farklı bilim dallarının ve meslek gruplarının ortak çatı altında çalışmalarının gerekliliğini vurgulayan “Tek Sağlık” yaklaşımına duyulan ihtiyaca ve insan, hayvan, çevre ilişkileri bağlamında gelişen sağlık tehditlerine dikkat çekmek için Tek Sağlık Komisyonu, Tek Sağlık Platformu ve Tek Sağlık Girişim Ekibi tarafından 2016 yılında 3 Kasım, “Dünya Tek Sağlık Günü” olarak belirlendi. Geçtiğimiz günlerde Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Dünya Tek Sağlık Günü dolayısıyla bir paylaşımda bulundu. Paylaşımda, dünya üzerinde insanlarda ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların yüzde 75'inden fazlasının zoonotik kökenli olduğu belirtildi.
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Tüberküloz (verem) teşhisinde kullanılan solüsyonun temininde aksamalar olduğu ve miadı geçmiş solüsyonların kullanıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını duyurdu
Pençe Yıldırım Bölgesinde 1 Asker Şehit Oldu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 29 Ekim Mesajı, Cumhurbaşkanı Erdoğan İtalya Ve Birleşik Krallık'a Gidecek, Türkiye'nin Koronavirüsle Mücadelesi, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nden Kreş Açıklaması, Sahil Güvenlik'ten Yunanistan'ın İddialarına Yanıt, Meteoroloji'den 4 İl İçin Kuvvetli Kar Uyarısı
Türkiye'de Merkez Bankası politika faizini %18'den %16'ya indirirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan büyükelçiliklerden gelen çağrıyı yanıtladı. ABD'de ise Rachel Levine, Halk Sağlığı Hizmeti Birliği'nde oramiral olarak atanan ilk açık trans birey oldu. Keyifli dinlemeler!
Sağlık Bakanlığı'nın dün (17 Ekim) açıkladığı son verilere göre, 24 bin 114 yeni vaka tespit edildi, 186 kişi ise hayatını kaybetti. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ile koronavirüs salgınında son durumu konuştuk. Pala, “Her gün 200'ün üzerinde insanın hayatını kaybetmesinin kanıksanmasına izin vermemeliyiz” dedi.
Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Tacettin İnandı ile koronavirüs salgınında son durumu, aşılamada üçüncü doz tartışmalarını ve çocuklarda koronavirüs salgınını konuştuk.
Güne Bakış‘ta bu akşam, anayasa hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker ile Diyanet'in siyasallaşmasını ve laikliği, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ile koronavirüs salgınında ortaya çıkan Mu varyantını konuştuk. Editör: Engin Deniz İpek
Güne Bakış'ta bu akşam, Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Ergör ile koronavirüs salgını karşısında aşı olmayan vatandaşlardan sosyal alanlara girişte ve şehirlerarası seyahatlerde negatif PCR testi istenmesine yönelik uygulamayı ve 1,5 yıl aradan sonra bugün başlayan yüz yüze eğitimi, uluslararası ilişkiler uzmanı Yörük Işık ile Gine'de bir grup askerin yönetime el koymasını konuştuk.
1 Eylül 2021 verilerine göre, koronavirüs salgınında 23 bin 949 yeni vaka tespit edilirken, 290 kişi de hayatını kaybetti. Ölüm sayısındaki bu artış, kısıtlamaların kalktığı ve normalleşmenin başladığı günden yani 1 Temmuz'dan bu yana en yüksek ölüm sayısı. 1 Temmuz - 1 Eylül arasında ise yedi bin 268 kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Ölüm sayılarındaki artışı, aşılamada gidişatı, PCR testi zorunluluğunu ve sonbahardaki olası tabloyu Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Tacettin İnandı ile konuştuk. Vaka sayılarındaki durağanlığın kafalarda soru işareti yarattığını söyleyen İnandı, “Önümüzdeki dönemde ölüm sayılarında artış olacak. Bu endişe verici bir durum” dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı güncel verilere göre son 24 saatte 283 bin 250 kişiye koronavirüs testi uygulandı, 19 bin 557 kişi pozitif çıktı. Koronavirüs nedeniyle 245 kişi hayatını kaybetti, iyileşenlerin sayısı ise 13 bin 401 oldu. Sayılar yüksek seyrederken, aşılama da sürüyor. İki doz aşı yaptıranların sayısı 37 milyona yaklaşırken üç doz aşı olan kişilerin sayısı sekiz milyon 394 bin 223. Vaka sayıları ve aşılama oranı bu durumda iken bizleri nasıl bir sonbahar bekliyor? Okulların açılmasıyla çocuklarda vaka artışı yaşanır mı? Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz yanıtladı.
İzmir ve Rize'de vakaların ortalama yüzde 40'ında görülen ve tanımlanmayan koronavirüs alt grubunun yeni bir varyant olup olmadığı merak ediliyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı'ya göre alt gruba varyant tanımı yapılabilmesi için henüz erken: "Yeni bir varyant olup olmadığını anlamak için Ankara'daki Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında genomik analiz yapılması gerekiyor. Duyumlarımıza göre Ankara Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü de örneklerin kendilerine gönderilmesini istemişti. Ancak yapılan çalışmaların sonuçları kamuoyu ile paylaşılmadı. İzmir Tabip Odası olarak talebimiz bu yapılan çalışmaların açıklanmasıdır."
Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüs salgınına dair paylaştığı verilere göre son 24 saatte 19 bin 616 yeni vaka tespit edilirken 257 kişi ise virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Son haftalarda ölüm sayıları düzenli olarak artarken vaka sayıları ise 18-19 bin civarında seyrediyor. Medyascope'a konuk olan Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Üyesi Prof. Dr. Tacettin İnandı, Sağlık Bakanlığı'nın verilerini ve salgının gidişatını değerlendirdi. Dünya genelinde vaka-ölüm oranlarının yüzde 2 civarında seyrettiğini aktaran İnandı, Türkiye'de ise bu oranın yüzde 1 olduğunu ve bunun da Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı koronavirüs verilerindeki soru işaretlerinin devam etmesine yol açtığını söyledi.
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı güncel verilere göre son 24 saatte 294 bin 561 kişiye koronavirüs testi uygulandı, 21 bin 692 kişi pozitif çıktı. Koronavirüs nedeniyle 183 kişi hayatını kaybetti, iyileşenlerin sayısı ise 14 bin 636 oldu. Vaka sayıları düşerken ölüm oranları artıyor. Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı verilerden derlenen bilgilere göre, 21 Temmuz-3 Ağustos dönemine oranla, 4-17 Ağustos arasında toplam test sayısı yüzde 12, vaka sayısı yüzde 29, ölüm sayısı yüzde 87 arttı ve 100 bin kişi başına düşen toplam vaka sayısı 298'den 386'ya çıktı. Son bir haftada ise vaka sayısı yüzde 14 azalırken, ölümler yüzde 35 arttı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz salgının seyrini Medyascope‘a değerlendirdi.
Sağlık Bakanlığı, aşılama programıyla ilgili yeni kararlar aldı. 15 yaş ile 12 yaş üstü kronik rahatsızlığı olan çocuklara aşı hakkı tanımlandı. Başka ülkelerden gelenler için iki doz BioNTech aşı şartı bulunan ülkeler olması nedeniyle dördüncü doz aşı randevuları açıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni kararlara ilişkin açıklamasında “Bazı ülkelere girişte sadece belirli aşı türleri kabul edilmektedir. İlgili ülke düzenlemelerine uymak üzere iki doz mRNA aşısı olmayı talep eden kişiler için özel bir düzenleme yapılmıştır. Özel seyahat için talep edilmesi dışında ek bir aşı gerekliliği yoktur” dedi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ile Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı yeni kararları ve Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya şeffaflık çağrısını konuştuk.
Güncel Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 24 saatte 256 bin 163 test yapıldı ve 24 bin 832 kişiye koronavirüs teşhisi kondu. 6 bin 243 kişi iyileşirken 126 kişi hayatını kaybetti. Vaka sayıları artarken bir yandan ölüm sayısı da hızla artmaya başladı. Koronavirüs sebebiyle vefat edenlerin sayısında en son üç haneli rakam 3 Haziran'da görülmüş ve sayı 114 olmuştu. O tarihten bu yana ilk kez dün (3 Ağustos) vefat sayısı 100'ü geçerek 126 oldu. Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala bu tedirgin edici artışı ve son durumu Medyascope yayınında değerlendirdi.
Doç. Dr. Çağhan Kızıl, Corona Günlüğü'nde Covid-19 salgınında gelinen son durumu, aşılamadaki gelişmeleri yorumluyor.
Güncel Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 24 saatte 214 bin 196 kişiye test yapıldı ve 9 bin 586 kişinin koronavirüs testi pozitif çıktı. 5 bin 93 kişi iyileşirken, son 24 saatte 52 kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Vaka sayısı gün be gün biner biner artıyor. Dün 8 bin 780 kişi pozitif iken bugünki pozitif kişi sayısı 9 bin 586. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca dün (22 Temmuz) yaptığı sosyal medya paylaşımında yeni vaka sayılarının iki haftada iki katına çıktığını vurguladı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, bu endişe verici vaka artışının ve Delta varyantının salgının gidişatını nasıl etkileyeceğini Medyascope yayınında anlattı.
Politik Akademi'nin 79. bölümünde Gülçin Karabağ konuğu Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala ile İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (IstanPol) için kaleme aldığı “Türkiye'de Sağlık Alanında Eşitsizlikler” başlıklı politika raporu üzerine konuştu.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kovid-19 İzleme Kurulu'ndan halk sağlığı uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, koronavirüs salgının son durumunu, üçüncü doz aşı tartışmalarını artan vaka sayılarını ve Delta varyantını Medyascope'a değerlendirdi.
Salgında gidişat ve üçüncü doz aşı tartışmaları - Konuk: Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala by Medyascope
11 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamasıyla Türkiye'de ilk koronavirüs vakası tespit edildi. Aradan geçen bir yılda Türkiye'de toplam ölüm sayısı 49 bin 524'e yükselirken, 1 Temmuz itibarıyla alınan birçok önlem kaldırılıyor. Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Tacettin İnandı ile salgında bugüne kadar alınan önlemleri, 1 Temmuz sonrası açılmanın bilimsel dayanağa dayanıp dayanmadığını ve Delta varyantını konuştuk.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün akşam (15 Haziran) Türkiye'de koronavirüs aşısı olanların verilerine ilişkin son durumu açıkladı. Bakan Koca Twitter paylaşımı ile yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “1 milyon doz aşı hedefine az önce ulaştık. Bir milyonuncu aşının yeri Ankara, aşı olan arkadaşımız 48 yaşında. Hatice kardeşim, günün kahramanı olduğunun farkında mısın?” Koca, bu paylaşımının ardından bir tweet daha paylaştı ve “1 MİLYON 240 BİN 311. SİZCE NEDİR? 24 saat içinde bu kadar doz aşı, randevu alıp aşı olan bu kadar insan. Önümüzdeki günler için güven. Sağlık çalışanlarımız için tatlı bir yorgunluk” ifadeleriyle son 24 saatte yapılan aşı doz sayısının 1 milyon 240 bini aştığını açıkladı. Öte yandan, ülke genelinde her iki doz aşısını da olanların sayısı yaklaşık 14 milyon. Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala aşılamada gelinen son durumu Medyascope yayınında yorumladı.
Salgınla mücadelede ne durumdayız? Aşılama çalışmalarının beklenen hızda yapılmaması neye mal oluyor? Toplumdaki aşı tereddüdü nasıl giderilebilir? Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Tacettin İnandı değerlendirdi.
Türkiye 1 Haziran’dan itibaren normalleşme sürecinde yeni bir aşamaya geçti. Hem vatandaşların hem de yetkililerin salgın yönetiminde dikkat etmesi gereken konuları Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Üyesi Prof. Dr. Gül Ergör ile konuştuk.
t cetveli'nin bu bölümünde aşı bildirgesini konuştuk. Aşı bildirgesi, çok temel olarak medyadaki aşı karşıtlığı ve kararsızlığının önüne geçmeyi, medya çalışanlarını ve okuyucuları aşılar hakkında doğru bilgiler ile donatmayı hedefleyen bir rehber. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş ve Facebook'un Türkiye Sağlık Dezenfermasyonu Bursiyeri ve Teyit yazarı Öyküm Hüma Keskin'in konuk olduğu bölümde sağlık gazeteciliği de gündemimizdeydi.Aşı bildirgesi: https://asibildirgesi.org/Teknik masa: Selahattin Çolak
Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, son 24 saatte koronavirüse yakalananların sayısı 11 bin 553 oldu. Bunlardan 902’si “hasta” olarak tanımlanırken, 233 kişi de koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Salgında Türkiye’de toplam vaka sayısı 5 milyonu, toplam can kaybı 45 bini geçerken dünyada ise vaka sayısı 165 milyonu, hayatını kaybedenlerin sayısı da 3 milyon 400 bini aştı. Türkiye’de birinci doz aşı uygulanan kişi sayısı 15 milyon 532 bin 590, ikinci doz aşı uygulanan kişi sayısı ise 11 milyon 593 bin 692. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, bugün saat 17.00’de toplanacak. Toplantının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklama yapması bekleniyor. Salgınla mücadelede bundan sonra yapılması gerekenleri Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Üyesi Prof. Dr. Tacettin İnandı ile konuştuk. Salgının ancak aşılar ile atlatılabileceğini vurgulayan İnandı, “Umarım Türkiye’ye verilen aşı sözleri yerine getirilir” dedi.
Güne Bakış‘ta bu akşam, İsrail – Filistin çatışmasını, Türkiye ekonomisini, Ali Bayramoğlu ile Sedat Peker’in videolarını, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sarp Üner ile vaka sayılarındaki hızlı düşüşü konuştuk. Editör: Egemen Gök
Koronavirüs salgınında son durumu Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sarp Üner ile konuştuk. Üner, “Salgının kontrol altına alınması için test sayısını artırmak, önlemlere devam etmek, aşılamayı hızlandırmak ve günlük vaka sayısının 2 binin altına düştüğünü görmek gerekiyor” dedi.
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Yeşim Yasin ile koronavirüs salgını yönetiminde Türkiye’de gelinen noktayı, “tam kapanma” olarak adlandırılan önlemlerin niteliğini, Türkiye ve dünyadaki aşı sorununu ve eşitsizlikleri, bundan sonra yapılabilecekleri konuştuk.