POPULARITY
Categories
Dalin'in tanıdık kokusunu yanınızda taşımak için tıklayın. Bazı kokular vardır… seni bir anda yıllar öncesine, çocukluğunun tam kalbine götürür. Bir sobanın üzerindeki mandalina kabuğu kokusu, ıslak toprak, Dalin şampuanı, annenin yemek yaptığı mutfak… Gözlerini kaparsın ve artık bugünde değilsindir. Evin mutfağında, annenin sesiyle, belki okul sabahına hazırlanıyorsun. Koku sadece bir hatırlatma değildir; o anı yeniden yaşatır.Sadece geçmişi hatırlatmıyor; bugün bile, her nefeste bize huzur veriyor. Siz de bu huzuru anlıkta olsa yakalamak isterseniz linke tıklayabilir ve Dalin'in yıllardır nesiller arası aktarılan “tanıdık kokusunu” bir hatırlama, bir tebessüm, bir iç huzuru anına dönüştürmek için inceleyebilirsiniz.Bu bölümde, kokunun beynimizde nasıl duygusal bir arşiv tuttuğunu, neden bazı kokuların yıllar geçse de silinmediğini ve “koku-hafıza” hattının çocuklukla kurduğu o güçlü bağı konuşacağız.---Bölüm Akışı:(01:10) bölümün sorusu(02:00) Meyvelerle çocukluğa yolculuk(03:30) Koku ve hafıza (05:00) Koku ve çocukluk anılarına dair deney(06:10) Neden bazı kokular ev gibi?(08:57) Farklı evlerin kokuları...(10:20) Tom Robbins - Parfümün Dansı(12:10) Feromonlar ve güven ilişkisi(13:50) Güvende hissetmek için etkili bir koku yöntemi
Venezuela'dan bir hikayeyle karşınızdayım. Lakin asıl derdim şunu anlatabilmek: Geçek hayatta iyilerle kötüler değil kötülerle daha kötüler kavga ediyor.Ve bizden bu kavgada taraf olmamız isteniyor. Niye olalım?Malum Nobel Barış Ödülü, Venezuela'dan iktidar muhalifi bir isme gitti.Toplumun bir kısmı bu ismi eleştirdi, diğer kısmı ise tebrik etti.Peki, Venezuela'da gerçek durum ne? Bununla ilgilenen yok.Bölümün sonunda bir de Tibet örneği verdim, kısaca.Bu iki örnek bize şunu anlatıyor: Basmakalıp bilgilerle taraf olmanın faydası da yok, gereği de.Sadece bilgiye sığınmak lazım. Ve belki de sadece teşhis etmek, uzmanı olmadan tedaviye kalkışmak değil.İyi dinlemeler.Biliyorsunuz Yeni Haller sizlerin desteğiyle yayın hayatına devam eden bir podcast kanalı.Beni aşağıdaki link'lerden destekleyebilirsiniz:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerBana ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com
Ekim ayı Avustralya'da DEBH farkındalık ayı. Melbourne'da yaşayan psikolojik danışman Damla Kuduoğlu'na 43 yaşında, otizm-DEBH teşhisi kondu. Kuduoğlu, hayat boyu yaşadığı zorlukların nihayet bir anlam kazandığını söylüyor.
Her gün dünyada ortalama 250 milyon mobil uygulama indiriliyor.Ama araştırmalara göre bu uygulamaların %75'i ilk 3 gün içinde hiç açılmıyor.Yani insanlar indiriyor… ama kullanmıyor.Bu da markalar için hem ciddi bir bütçe kaybı hem de yanlış stratejinin açık göstergesi.Bu bölümde mobil uygulama reklamlarının perde arkasına iniyoruz.Google Ads, Meta ve TikTok gibi platformlarda uygulama indirme kampanyaları nasıl çalışır, neden bazı uygulamalar viral olurken diğerleri sessizce silinir, gerçekten işe yarayan stratejiler neler — hepsini detaylarıyla konuşuyoruz.Uygulama Reklamlarının Görünmeyen GerçekleriBirçok işletme uygulamasını tanıtmak için “App Install” kampanyaları açıyor ama asıl hatayı tam burada yapıyor.Çünkü mobil reklamcılıkta başarı sadece “indirme sayısı” değil, kullanıcının uygulamayı açma, kayıt olma ve işlem yapma oranıyla ölçülür.Eğer kullanıcı sadece indirip uygulamayı hiç açmıyorsa, o kampanya görünürde başarılı ama gerçekte zarar ettiriyor.Ben bu bölümde size kampanyaların nasıl daha akıllı çalışacağını, SDK'nin neden en kritik parça olduğunu, uygulama içi event'leri nasıl kurmanız gerektiğini ve algoritmanın gerçekten “kaliteli kullanıcı”yı nasıl öğrendiğini anlatıyorum.Ayrıca “kayıt olma”, “sepete ekleme” veya “satın alma” gibi davranış bazlı hedeflerin, indirme odaklı kampanyalardan nasıl çok daha yüksek ROI getirdiğini örneklerle açıklıyorum.App Store ve Play Store Optimizasyonu (ASO)Mobil reklamcılıkta çoğu kişi sadece reklam tarafına odaklanıyor, ancak işin %40'ı aslında mağaza sayfasında kazanılıyor.Bir kullanıcı reklamdan etkilenip uygulama sayfasına geldiğinde ilk 3 saniye içinde ikna olmalı.İşte o an, uygulamanın ekran görüntüleri, açıklama metni ve yorumları devreye giriyor.Bu bölümde App Store optimizasyonunun indirme oranlarına etkisini, doğru görsel seçiminin ve açıklama metinlerinin nasıl fark yarattığını konuşuyoruz.Küçük bir ipucu: farklı ikon ve görselleri A/B test etmek bazen maliyeti %20'ye kadar düşürebiliyor.Kampanya Stratejileri ve Hedefleme İpuçlarıEn hızlı indirme kampanyasını kurmak için önce doğru kampanya tipini seçmek gerekiyor.Google Ads tarafında “App Campaigns” üç farklı hedefleme tipi sunar: Install Volume, In-App Actions ve Value Optimization.Hangisini, ne zaman ve nasıl kullanmanız gerektiğini adım adım anlatıyorum.Ayrıca Meta Ads ve TikTok tarafında performansı artıran video formatlarını, CTA (Call to Action) tetikleyicilerini ve kullanıcı davranışına göre farklı mesaj kurgularını paylaşıyorum.Gerçek Kullanıcı Kazanmanın FormülüSadece indirme değil, kullanıcıyı elde tutmak da bir strateji işidir.Retention rate, LTV ve ROI gibi metrikler artık her kampanyanın omurgası.Bir uygulamanın başarısı ilk 7 gün değil, 30. gün aktif kullanıcı oranıyla ölçülür.Bu yüzden bu bölümde sadece indirmeyi değil, sadakat yaratmayı da konuşuyoruz.Uygulama reklamlarında yapılan en büyük 5 hatayı, doğru hedefleme stratejilerini ve veriye dayalı büyüme yaklaşımlarını örneklerle aktarıyorum.Veri, Ölçümleme ve MMP AraçlarıKampanyalarınızı yönetirken veriyi doğru analiz etmek her şeydir.Bu yüzden Firebase, AppsFlyer, Adjust veya Singular gibi ölçümleme araçlarının ne işe yaradığını ve neden zorunlu olduklarını detaylandırıyorum.Bu araçlar sayesinde hangi reklam kanalının gerçekten satış getirdiğini, hangi platformun kullanıcıyı elde tuttuğunu net biçimde görebilirsiniz.Yani “ucuz indirme” değil, değerli kullanıcı odaklı büyüme mümkün hale geliyor.Sonuç: Gerçek Başarı Ne İndirmede Ne Bütçede, DavranıştaBu bölüm, mobil uygulama sahipleri, reklam yöneticileri ve performans pazarlamacılar için tam anlamıyla bir rehber niteliğinde.Reklam bütçenizi boşa harcamadan nasıl daha fazla indirme elde edeceğinizi, kullanıcı davranışlarını analiz ederek nasıl sadakat yaratabileceğinizi öğrenmek istiyorsanız bu bölümü mutlaka dinleyin.
Olağanüstü direnişlerden olağanüstü kongreye: Tekgıda-İş nereye gidiyor?Tekgıda-İş sendikası 27 Eylül'de olağanüstü kongre yaptı. Bir sendika ya da herhangi bir kurum neden olağanüstü kongreye gider? Adı üstünde olağanüstü bir şeyler olmuş olmalı değil mi? Gerçekten de oldu! 2024 yılında Tekgıda-İş işçi sınıfı tarihine geçen eylemlere imza attı. Bunlardan en önemlisi 6 ay süren Polonez direnişiydi. Ama aynı zamanda tütün işçilerinin grevi, Eker işçilerinin ve Perfetti işçilerinin direnişi de bu dönemde oldu. Bu sürecin arkasında ise Banvit ve Cargill gibi direnişler, Belkarper ve Adkotürk grevleri gibi oldukça sert geçen mücadeleler vardı. Tekgıda-İş bu mücadelelerle Türkiye'nin gündemine geliyor ve işçi sınıfı için umut oluyordu. Tekgıda-İş tüm sendikalardan çok önemli bir özelliği ile ayrılıyordu. Sadece yasal prosedür sonucu çıkılan grevlerdeki işçilere değil sendikal örgütlenme dolayısıyla işten atılan ve direnen işçilere de güçlü bir maddi destek sunuluyordu. İşçinin aidatı işçiye harcanıyordu. Biz de bunu tüm sendikalara örnek olarak gösteriyorduk. Tüm bu başarılarda sahada iki mücadeleci işçi önderi Suat Karlıkaya ve Yunus Durdu'nun, sendikanın yönetiminde de Genel Başkan Mustafa Türkel'in önemli bir rolü vardı.Bu hakkı her zaman teslim ettik. “Polonez işçisi nasıl kazandı?” yazımızda şöyle demiştik: “Polonez işçisi, Tekel'in direniş geleneğini bugüne taşıyan, işçiden aldığı aidatı direnişteki işçiye harcayan Tekgıda-İş'le ve bu sendikal anlayışı yıllardır hayata geçiren Mustafa Türkel'le buluştu. Tekel'in önderlerinden Yunus Durdu Polonez işçisinin komutanı oldu. Polonez işçisi barikatları aşarken yine Tekel'in önderlerinden Suat Karlıkaya'yla birlikte savaştı. Polonez işçisi, önderliği ile bütünleşti, zorluklar karşısında yılmadı, birliğini bozmadı. A planı tıkandığında B planına geçti. Bazen gelişine vurdu. Yeri geldi keçi gibi direndi yeri geldi tırtıl gibi ilerledi. Kelebek gibi uçmaya arı gibi sokmaya da hazırdı. Polonez işçisi böyle kazandı!”Sonrasında Polonez işçisinin meydanda kazandığını masada kaybettiğini de gördük. Perfetti sözleşmesi büyük hayal kırıklığı yarattı. Sendika kötü sözleşmelere imza atmaya başladı. İşler en son Eti Gıda'da patronla kol kola işçi kıyımı yapmaya kadar vardı. 2024'ün olağanüstü mücadeleleri birilerini olağanüstü rahatsız etmişti. Biz bu rahatsızlığı Polonez direnişi sırasında sezmeye başlamıştık. Gün gün, saat saat tarihi yazılacak. Polonez işçilerinin günlüklerinde hepsi var. Perfetti işçilerinin hafızasında saniye saniye her şey kayıtlı. Kimse merak etmesin, bu tarih bu mücadelenin önderlerinin hatalarını da yazacak. Ama Tekgıda-İş'i Türk Metal gibi bir sarı sendikaya dönüştürmek isteyenlerin ihanetini de yazacak. Hatalar düzeltilmelidir, muhasebesi yapılmalıdır, işçilere hesap verilmelidir ve gelecek mücadeleler için dersler çıkarılmalıdır. Ama ihanetin izahı da affı da yoktur!
Bu bölümde, markaların ses ile kurduğu bağın gücünü ve Türkiye'de neden “duyulmanın” artık görselliğe eş değer hatta bazen daha da etkili olduğunu Sonic Minds'ın Türkiye Direktörü Konuğumuz Senar Toksöz ile tartışıyoruz. Audio branding nedir, audio logo ve müzikal kimlik nasıl oluşturulur, ses tasarımı ve kullanıcı deneyimi seslerinin (UI/UX sound) marka algısına katkıları neler gibi kritik sorulara derinlemesine bakıyoruz.Sonic Minds'ın:2004'ten bu yana audio logo, müzik stratejisi, UX/UI ses tasarımı ve oto-ses tasarımı gibi alanlarda markalara hizmet veriyor olması,Her sesin “duyulmakla kalmayıp hissedilmesi” için kullanıcı geri bildirimleriyle test edilmesi ve rafine edilmesi yaklaşımını benimsemesi,İskandinav tasarım mirasıyla hareket ederek; sesin fonksiyonel, duyarlı ve kullanıcı odaklı olmasına önem vermesi, Sadece yaratıcı olmaması, aynı zamanda stratejik düşünmesi — audio marka kimliğini marka hikâyesiyle bütünleştirmesi — Türkiye'deki ses pazarlaması yaklaşımlarına ışık tutuyor.Bu konuşmada ayrıca hem global hem yerel bakış açılarıyla; markalar için sesin sadece bir “ek” değil, temel kimlik öğesi haline gelme sürecini örneklerle ele alıyoruz. Ses, sessizliğin ötesine geçmeli; çünkü sessizliği bozmak yetmez, anlam yaratmalı.Hazırlayan ve Sunan: Mesut Uğurlu
Gazze'nin direnişi insanlığın uyanışına vesile oluyor. Bu uyanışın işaret fişeğini Gazze'de elinde silah vatanını savunan Filistinliler yaktı. Ablukayı yarmak için gemilerle Akdeniz'e açılanlar yardımlarla birlikte insanlık onurunu da beraberlerinde taşıdılar. Ve bir de kanlı ticaretin gemilerinin Akdeniz'e açılmasına mâni olanlar vardı: İtalyan liman işçileri! Onların gösterdiği yol çok önemli.Geçtiğimiz ay “Sadece kalbimizle değil, eylemimizle, örgütlü gücümüzle de Filistin halkının yanında olalım!” demiştik. Şu çağrıyı yapmıştık: “Onlar ticareti kesmiyorsa biz üretimden gelen gücümüzle, örgütlü gücümüzle keselim. Limanların İsrail'e yük taşıyan gemilere kapatılması için, o gemilerin yüklenmesine engel olmak için örgütlenelim ve seferber olalım.” Ne yazık ki Siyonist korsanlar Sumûd filosuna uluslararası sularda saldırırken Türkiye limanlarından çıkan kanlı ticaretin gemileri İsrail'in Aşdod limanındaydı. Türkiye'nin liman işçileri bu zillete mâni olamadı.Türkiye'nin işçileri İtalya'nın işçilerinden daha mı az duyarlı? Asla değil! Tek fark şu: İtalya'da liman işçisi örgütlü! Türkiye'de liman işçisi ise örgütsüz! O halde yol belli… Örgütlenmek sadece ekmek için değil hürriyet ve insanlık onuru için de gerekli.İstanbul'da binlerce Filistin dostu Taksim'den Dolmabahçe'ye yürürken, en ön safta en kalabalık kortejle yürüyen metal işçilerinin verdiği mesaj çok önemli! Onlar, ucuz emeği sömürmek için ülkeye gelen emperyalist şirketlere buranın dikensiz gül bahçesi olmadığını gösterenler! Onlar 1 Mayıs meydanlarında Filistin bayraklarını taşıdıkları gibi Filistin eylemine de ekmek ve hürriyet mücadelesinin örgütlü gücünü getirdiler.Bu örgütlü güç büyümeli! Fabrikalardan madenlere, tersanelerden limanlara, tren yollarından hava meydanlarına yayılmalı. İnsanlık onuru işçi sınıfının örgütlü gücüyle yükselmeli. Sermayenin iktidarı limanları kanlı ticarete kapatmıyorsa işçiler kapatmalı. Devletin tepesi ABD'yle soykırım suçlusu Boeing şirketinden yüzlerce uçak alıp İsrail'e boykotu deliyorsa işçiler o uçakları uçurmayacaklarını açıklamalı! Bunları ancak örgütlü olursak başarabiliriz. O halde emperyalizme ve Siyonizme karşı savaşır gibi örgütlenmeliyiz.Örgütlü işçiler sınıf siyasetine katılmalı ve emekçi halkın önüne düşmeli, ekmeğini ve haklarını patronlardan söke söke aldığı gibi memlekete zilleti yaşatan, emperyalizmin hizmetinde mazlum halklara kan kusturan İncirlik ve İsrail'e kalkan olan Kürecik gibi üsleri söküp atmalı. Tüm bunlar için önüne hedef olarak sermayenin iktidarını yıkmayı, işçi sınıfının iktidarını kurmayı koymalı! Safları sıklaştırma ve örgütlenme zamanı!
Sumud ve Özgürlük filolarına canları pahasına katılanlar, ABD-İsraili'nin Gazze'de işlediği soykırımı, açlık zulmünü -kendi sorumluluklarını da ifa etme tahtında- ifşa ettiler. Dolayısıyla onların eylemlerini -tereddütsüz bir şekilde- meşkur olarak nitelemek ve onları tebrik etmek gerekir.
Gizli Rekabetler: Imrenmenin Karanlık TarafıBazen sevdiğimiz insanların başarısına ve/veya mutluluğuna sevinirken içimizde küçük bir sızı belirebiliyor. O duyguyu tanımlamakta zorlanabiliyoruz..ne tamamen kıskançlık, ne de sadece imrenme.İçinde özlem, hayranlık, belki biraz da “ben de isterdim” ya da “neden bende yok” hali barındıran bu duyguyu, hisseden ya da size karşı hissedildiğini hisseden, ya da bunu hissettiğinizi bile fark etmeyen tarafta olabilirsiniz. İnsana dair sade, sessiz bir duygu bu. Bu bölümde, bu duyguyu yargılamadan anlamaya çalışıyoruz. Araştırmalar bu duygunun tanıdığımız insanlara karşı, yakın çevremize karşı, tanımadıklarımıza göre iki kat daha fazla hissettiğimizi vurguluyor. Dostluklar sadece benzerlikte değil, farklarımızla da olgunlaşıyor bana sorarsanız ve birbirimize ilham olduğumuz alanlarda da. Ve başkasının ışığı bazen bize kendi yönümüzü gösteriyor ama bizim gölgemizi büyütmüyor. Sadece o gölgeyi açığa çıkartabiliyor. Yani her şey, her zaman olduğu gibi, her konuda olduğu gibi bizimle ilişkili.Hadi gelin üzerine birlikte düşünelim.Benay Durmaz Günerwww.iyikipodcast.cominstagram.com/iyikipodcasthttps://www.linkedin.com/company/iyikipodcastDigiHead Mediaİyi Ki Podcast'in diğer bölümlerini de dinlemek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:https://open.spotify.com/playlist/5bHVefMy6JpOCm2sBbGZPP?si=203565b7bccd4d4d&nd=1&dlsi=583a0678adb146c1İyi Ki Podcast WhatsApp grubuna katılmak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:https://chat.whatsapp.com/BwOcT0MYeQM1m83fzaqEs1
Sadece içeni değil, çevresindeki insanları da ölüme götüren sigaranın zararları konusunda önemli çalışmalar yapılıyor, kampanyalar düzenleniyor. Tiryakilere yönelik yeni yöntemler geliştirilirken Mersin'deki bir ilköğretim okulunda öğrenciler ilginç bir adım attı. Babalarına mektup yazan öğrenciler onlardan sigarayı bırakmalarını istedi. Bu girişim başarılı sonuçlandı. On beş veli, çocuğunun çağrısına uyup sigarayı bıraktı. “Sevgili babacığım, eğer bırakmayacaksan bana para ver, ben de sigaraya başlayacağım.” cümlesiyle neye uğradıklarını şaşıran veliler, yazılanlara cevap vermekte zorlanınca bu kötü alışkanlıktan kurtuldular. Bu yöntemin işe yaradığını gören öğretmenler ise mektubun çoğaltılarak bütün velilere ulaşmasını sağladılar. Bu olay, Mersin'in Çankaya İlköğretim Okulu'nda yaşandı. Kırk altı öğrenci Yeşilay Haftası'nda öğretmenleri Metin Günaydı'nın yönlendirmesiyle sigara kullanan anne ve babalarına birer mektup gönderdi. Bir çocuğun, babasına olan hayranlığını dile getirdiği mektupta şu cümleler dikkat çekti: Sevgili babacığım, bu konuda bana kızmaya hakkın yok. Senin yaptığını ben de yapmak istiyorum. İçtiğin sigaradan ben de içmek istiyorum. Çünkü sen her şeyin en iyisini yaparsın. Sigara içmek kötü bir şey olsaydı sen kesinlikle içmezdin. Seninle karşılıklı sigara içmek istiyorum. Çocuk, mektupta, bir kişinin ömür boyu sigara için 36 bin lira verdiğini belirtti. Bir evde birden fazla kişinin sigara içmesiyle boşa giden paraları hatırlattı. Mektupta, babasına şu teklifi götürdü: Sevgili babacığım. Gel sigaraya vereceğimiz para ile neler alacağımızın hayalini kuralım: Bu parayla ev alabiliriz, araba alabiliriz, daha birçok şey alabiliriz. Bu kadar para ile neleri alacağımızın hayalini kurmak bile bir başka oluyor. Konuştuklarımızı ağabeyimle annem duymasın. Onlar da benim istediğim kadar para isterlerse hesap iyice karışır. Mektubun sonunda babasını ne kadar çok sevdiğini tekrarlayan çocuk, can alıcı şu çağrıyı yaptı: Arkadaşımın babası da sigarayı bıraktı. Haydi babacığım, söndür sigaranı. At paketini çöp kutusuna, şunu da içiyorum demeden bitirelim bu işi. Canım babacığım, seni çok seviyorum. Bir daha dünyaya gelsem, babamın kim olmasını sorsalar ben yine seni seçerim. Seni çok seven yavrun. Elifnaz'ın babası Kemal Yılmazcan, mektubu gördükten sonra elinin sigaraya gitmediğini ve 6 aydır sigara içmediğini söyledi. Yılmazcan, önceden günde iki paket içtiğini hatırlatarak, mektubun kendisini çok etkilediğini ve bir daha elini sigaraya sürmediğini belirtiyor. 10 yıldır sigara tiryakisi olan İlayda Metin'in babası Hakan Metin ise kızından gelen mektubu görünce çok etkilendiğini dile getirdi. Kızım İlayda, sürekli telefonla arayarak baskı kurdu. Bu kadar küçük bir çocuğun bana mektup yazması beni çok etkiledi. Mektupta çok etkili cümleler vardı. Sonuçta ben de sigarayı bıraktım.” diye konuştu. Sigaranın zararlarının herkes tarafından bilindiğini belirten öğretmen Metin Günaydın, Yeşilay Haftası'nda sınıfta uyguladıkları sigarayı bıraktıran mektup kampanyasının başarıya ulaştığını ifade etti. Okuldaki diğer öğrencilerin de babalarına böyle bir mektup göndermek istediklerini kaydeden Günaydın, Okulumuzda sigara içen tüm velilere mektup gönderilecek. İnşallah onlar da bırakır.” diyor
Siyonist domuz sürüsünün Gazze'de uyguladığı varlıkkırımın nasıl sonuçlanacağını aslında hepimiz biliyoruz. Bugün bu domuz sürüsünün işlediği suçları ülkeleriyle, uluslararası kurumlarıyla, bilmem neleriyle herkes seyrediyor olabilir. Allah göstermesin, Gazze'de taş üstünde taş, omuz üzerinde baş kalmayabilir. Bu, sonuç bakımından değil süreç bakımından yaralayıcı, üzücü, kahredici bir gerçekliktir sadece.
İsrail'in saldırıları Gazze'yi cehenneme çevirmişken, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları için geri sayım başladı. İsrail'in Gazze'yi enkaza, Gazzelileri de açlığa mahkum etmesine tepki gösteren bazı Batılı ülkeler, Filistin Devleti'ni resmen tanımak için harekete geçiyor. Halihazırda BM'ye üye 193 ülkeden 146'sı Filistin'i bağımsız bir devlet olarak resmen tanıyor. Bunlara dünyanın en zengin yedi ülkesi; Amerika, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya dahil değil. Ancak gelecek hafta Fransa bu gruptan çıkarak Filistin'i tanıyan ülkeler arasına katılacak. Fransa Cumhurbaşkanı Macron artık aleni şekilde Tel Aviv'i eleştiriyor. İngiltere de Filistin'i "tanıma" kararı almak üzere. Avrupa Birliği ise ticaret anlaşmasını askıya almaya hazırlanıyor. Sadece siyasi ve ekonomik değil, İsrail sanat ve spor arenasında da yalnızlaşıyor. İspanya bu alanda girişimleriyle dikkat çekiyor. İspanya önce İsrail'in men edilmemesi nedeniyle Eurovizyon şarkı yarışmasına katılmayacağını açıkladı. Ardından “2026 Dünya Kupası'na İsrail gelirse biz yokuz” dedi. Artık birçok ülke İsrail'e karşı ses yükseltiyor. Ekonomi, diplomasi, sanat ve spor alanlarında Tel Aviv'in yalnızlaştırılması, Gazze'deki katliamları durdurabilecek mi? Filistin'in tanınması neden önemli? Kayıttayız'da bu sorulara yanıt arandı.
Astroloji Saçmalık mı?Hayır böyle demek pek doğru olmaz. Bu yüzden:Bu bölümde astroloj & Astronnominin geçmişten, yani bundan 7000 yıl öncesinden (hatta daha önceki zamanlara uzanan) taaa günümüze dek olan sürecini, kısa tarihini konu alacağız. Aslında "Sadece burcun ne?" diyip geçmemek gerek. Çünkü Astolojinin her çağda Astronomi gibi oldukça komplike ve matematiksel bir bilim alanıyla birlikte geçtiği süreçlerden anladığımız kadarıyla bunu söylemek pek doğru sayılmaz.Kehanetten bilime kadar olan yolcuğuna bu bölümde yakından bakıyoruz. #astroloji #burçlar #bilim01:30 "Mezapotamya, Babil, Sümer Astroloji Tarihi"05:34 "Çin Astroloji tarihi"07:14 "Hint Astrolojisi tarihi"08:54 "Eski yunan ve helenestik dönemde Astronomi & Astrolojinin tarihi"12:23 "Roma imparatorluğu döneminde Astronomi & Astrolojinin tarihi"14:17 "islam halklarında astronomi ve astroloji tarihi"20:17 "rönesans döneminde astroloji ve astronomi tarihi, bilimsel çağın gelişi.27:23 "18. yüzyıl sonunu kapsayan astroloji ve astronomi tarihi"28:38 "20. yüzyıl ortaları, newage akımı ve sonraki dönem astroloji ve diğer akımlar"31:18 "Modern dönem, psikoloji ekolü Carl Gustav Jung'un astroloji arkitepleri hakkında farklı bir akım"31:53 "21. yüzyıl döneminde astrolojinin geldiği son nokta"32:41 "son"Aradıkların:Tiberius Claudius Nero kimdir, Astrolojinin tarihi, astronominin tarihi, bilim kanalı, Enûma Anu Enlil, efemerisler, büyü, sihir, mezapotamya, hint astrolojisi, çin astrolojisi, Berossos, iskenderiye, büyük iskender, burçlar kuşağı, zodyak,astroloji gerçek mi, horoskop, güneş burcu, burçlar, Claudius Ptolemaios, Cicero, Sextus Empiricus, İmparator Augustus, Abbasi Halifeliği,islamda astroloji, okült, sembolizm, rönesans, kopernik, isaac newton, Copernicus devrimi, tarot
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Ömer uzun bir aradan sonra Easy Turkish Podcast ile geri dönüyor ve hem eski günleri hem de yeni maceralarını konuşuyoruz. İsviçre'nin masalsı manzaralarından Bern'in ayı geleneğine, parlamentonun önünde kurulan plaj voleybolu sahasından Lauterbrunnen'in Tolkien'e ilham veren doğasına kadar keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz. Sohbet ilerledikçe konu vahşi yaşama uzanıyor; ayılar, timsahlar ve hayatta kalma hikâyeleriyle eğlenceli bir bölüm sizi bekliyor! Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:12] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde diğer bölümlerden farklı bir şekilde Ömer'le beraberiz. Ömer aslında Easy Turkish'in çok eski bir üyesi ama aynı zamanda da şu anda yeni üyesi tekrardan. Çok küçüklükten beri, eskiden beri aslında hayalimiz olan bir şey yapıyoruz Ömer'le. Çok eski de bir arkadaşız Ömer'le aynı zamanda. Emin: [0:39] Beraber podcast kaydedeceğiz bundan sonra. Evet Ömer, hoş geldin. Ömer geri döndü! Ömer: [0:44] Hoş bulduk. Buraya olan kalbî bağlılığımızda tekrar buradayız. Heyecanlıyım valla. Konuk olduk falan ama... Easy Turkish'lebu şekilde bir içerik üretmeyeli bayağı oldu. Mutlu ve heyecanlıyım. Emin: [0:56] Evet. Nasıl bir his tekrardan mikrofon karşısında konuşmak? Ömer: [0:59] Valla güzel. Özlemişiz bu heyecanı. Yani tabii şeyden farklı... Bundan önce hep kamera önündeydik. Şimdi bir kamera yok. Sadece mikrofonla baş başayız. O açıdan farklı. Ama o hissiyat, o heyecanı tekrar hissetmek güzel yani. Şey gibi... Dedim ya, böyle bir kalbî bağlılık var. İsmail Kartal - Fenerbahçe ilişkisi gibi yani. Emin: [1:22] Evet yani ne olursa olsun görev olduğunda asla hayır diyemeyen bir Ömer. Ömer: [1:27] Aynen aynen. Sen bana podcast dediğin anda ben zaten çoktan hazırdım. Hemen geldim yani. Çünkü o şeyi de özlemiştim gerçekten... Yani bu özlenecek bir şey gerçekten. Emin: [1:39] Easy Turkish bünyesinde olmasa bile seninle bir podcast çekelim fikrimiz vardı aslında. Ömer: [1:44] Kesinlikle. Emin: [1:45] Dedik Easy Turkish'ten neden olmasın? Bundan sonra Ömer'le beraber bölümlerimizdeyiz. Yine konuklar da alırız tabii ki. Üç kişi çektiğimiz, yeri gelir dört kişi çektiğimiz bölümler de olur. Ömer: [1:56] Evet. Emin: [1:57] Ama ana hostlar olarak, sunucular olarak diyeyim, ben ve Ömer devam edeceğiz bir süre. Evet Easy Turkish bünyesinde beş sene önceki Ömer'le şu anki Ömer arasında nasıl farklar var? Bize bahsetmek istediğin değişiklikler var mı hayatında? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Tarık Çelenk'in konuğu sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli. Livaneli, 200 yıllık Türk müzik tarihini toplumsal değişim, kültürel etkileşim ve siyasal dönüşümler bağlamında değerlendiriyor. Livaneli, tek seslilik ve çok seslilik tartışmalarından Cumhuriyet'in müzik politikalarına, arabeskin kentleşmeyle ilişkisini yorumluyor Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
İsrail, Eylül ayı itibarıyla Gazze'de 60 bin Filistinliyi katletmiş durumda. Bu, resmî rakam. Gerçek ölü sayısı muhtemelen 100 binin üzerinde. Çünkü Gazze kentlerinin büyük bölümü enkaz halinde ve yıkıntıların altında yatan, cesedine ulaşılamayan genç yaşlı çoluk çocuk binlerce insan var. Ve henüz bombalarla enkaz altında kalmayan çocuklar toprak yiyor, açlıktan ölüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre bile Gazze'de şu an yarım milyondan fazla insan açlıkla boğuşuyor. Bu sayı her geçen gün artıyor. 2025'in başından bu yana 8 ayda 300'den fazla Filistinli açlıktan yaşamını yitirdi. Bunların en az 100'ü çocuk! Kamplardaki çocukların kağıtlara çizdikleri çiçekler, kuşlar, parlayan güneş, bulutlar değil, yiyecek özlemi hatta ölüm isteğini gösteren resimler!
Bu sadece bir Yeni Ay değil, Bir Siyah Ay döngüsünün ilk aşaması. Sadece güneşle ayın buluşması değil, bir Tanrı Parmağının parçası. Ve sadece bir değil, iki Başak başlangıcının birincisi! Karmik, ham, şifalı ve fırsat dolu! Ama bu fırsatı kullanmayı bilmek gerekiyor. Bu paylaşım size yol göstermeyi umuyor. Tutulma koridoruna hoş geldiniz Bilge Baykuşlar!Sezon 3 Bölüm 140Dinlemek yerine okumak ya da enerjisi mesaja uygun, özenle seçilmiş görselleri görmek, bahsedilen bağlantılara ulaşmak için https://moralev.com/Meditasyonlar, yöntemler ve zamansız makaleler için https://moralev.com/Mor Alev'i Instagram'dan takip etmek için: @moralev1111
Gazze soykırımı başladıktan hemen sonra, 28 Ekim 2023'de Netanyahu kameraların önüne geçerek İsrail halkına seslendi. Konuşması dini sembollerle doluydu. Tevrat'ın Tesniye Kitabı'nın 25/17 bölümünü alıntıladı: “Amâlek'in sana yaptıklarını hatırla!” Hemen sonra, “Hatırlıyoruz ve savaşıyoruz” dedi. Gazze'de, Gazze civarında ve İsrail'in diğer bölgelerindeki askerlerinin 3 bin yıldır devam eden bir halkanın zincirleri olduğunu, örneğin Joshua (Yuşa) gibi kahraman olduklarını söyledi.
Her hafta Canlı Yayında sinema ve televizyon gündemini konuşuyoruz, haftanın öne çıkan dizi ve filmlerini yorumluyoruz, ilgimizi çeken konuları tartışıyoruz, listeler yapıyoruz, goygoydan geri kalmıyoruz...00:00 | Giriş08:25 | Eddington37:10 | Night Always Comes39:50 | Late Night with the Devil46:10 | Alien: Earth 3. Bölüm53:10 | En Sevdiğimiz 10 Dizi Karakteri1:37:10 | Haber Turu: Sinema Gündemi1:59:20 | Criterion Closet: Adam Asmaca 2:03:10 | Gal Gadot'nun Açıklaması 2:06:28 | Chris Columbus'un Home Alone Açıklaması2:08:45 | Oscar İçin Sürpriz Yayıncı2:13:00 | The Beatles Filmlerinin Görüntü Yönetmeni 2:14:05 | Andrew Haigh'in Yeni Projesi 2:16:10 | Tarantino ile Saçmala Saati 2:19:20 | M:I - The Final Reckoning Kısa Bir Süre YouTube'da Kaldı 2:20:42 | Pelin Diştaş Geri Döndü! 2:24:35 | Sally Rooney'e Filistin'i Desteklediği İçin Soruşturma
Çalışmalarında aile, dil ve hafıza aktarımını trans/queer bakış açılarıyla inceleyen sosyo-kültürel antropolog ve akademisyen Dilara Çalışkan, O Gezegen'in "Onur Ayımız" temalı programında Okan'ın konuğu. *O Gezegen, bir Okan Urun ve Ekin Sanaç ortak yapımıdır. Bu bölüm, 14 Haziran 2025 tarihinde seyirci eşliğinde bant mag. havuz / bina'da kaydedilmiştir. - İllüstrasyon: Sadi Güran.
Pazarlama Psikolojisinin Derinlerine Hoş GeldinPazarlama dünyasında başarı artık yalnızca ürünü anlatmakla değil, tüketicinin zihnine dokunmakla mümkün. Bu bölümde seninle birlikte, pazarlama metinlerinde kullanılan kelimelerin insan psikolojisi üzerindeki etkisini konuşacağız. Neden bazı kelimeler satışları patlatırken, diğerleri sıradan kalıyor? İşte bu bölümde bunun şifrelerini çözüyoruz.Kelimenin Gücü: Beynimiz Nasıl Tepki Veriyor?İnsan beyni bir kelimeyi gördüğünde sadece anlamını değil, o kelimenin oluşturduğu duyguyu da işler. Pazarlama metinlerinde kullanılan bazı kelimeler, doğrudan beynin karar alma merkezlerine sinyal gönderir. Bu sinyaller ya “satın al” dedirtir ya da “boşver” dedirtir.Kelimeler, özellikle duygulara hitap eden tetikleyicilerle birleştiğinde zihinsel kısa yollar oluşturur. Bu kısa yollar müşteriyi ikna etmenin temelidir. Örneğin “şimdi”, “garantili”, “ücretsiz”, “senin için” gibi ifadeler zihinde “hemen harekete geç” komutunu uyandırır.En Güçlü Psikolojik Tetikleyiciler ve Örnek KullanımlarŞimdi – Aciliyet oluşturur.Örnek: “Şimdi sipariş ver, yarın kapında!”Ücretsiz – Risk algısını düşürür.Örnek: “Ücretsiz kargo ile fırsatı kaçırma.”Senin için – Kişiselleştirme gücü taşır.Örnek: “Bu kampanya sadece senin için hazırlandı.”Tükeniyor – Kıtlık psikolojisini tetikler.Örnek: “Son 3 ürün kaldı.”Garanti – Güven inşa eder.Örnek: “30 gün içinde koşulsuz iade garantisi.”Bilimsel olarak kanıtlanmış – İkna gücü yüksek.Örnek: “Etkinliği bilimsel olarak kanıtlandı.”Kelimeler Nerelerde Kullanılmalı?Başlıklar: Dikkat çekmek için ilk temas noktası.Butonlar: Dönüşüm oranını doğrudan etkiler.Ürün açıklamaları: Güven oluşturmak için ideal alan.E-posta konu satırları: Açılma oranını artırır.Kampanya içerikleri: Harekete geçirme noktasında etkili.Duygusal Tetikleyicilerle Satışları ArtırmakPazarlama metinlerinde duygusal tetikleyiciler ile mantıksal açıklamaları birleştirmek en etkili formüldür. Örneğin bir ürünün ekonomik olduğunu söylemek yerine “sana özel indirim” demek çok daha duygusal bir bağ kurar.Unutma, insanlar duygusal olarak karar verir, mantıkla bunu haklı çıkarır. Metinlerini buna göre tasarla.FOMO Etkisi ve Kıtlık PsikolojisiFear of Missing Out yani FOMO etkisi, özellikle genç kitlelerde çok güçlüdür. “Kaçırma”, “Sadece bugün” gibi ifadeler, bu psikolojik açığı hedef alır.Aynı zamanda kıtlık psikolojisiyle birleştiğinde bu ifadeler insanların kararlarını hızlandırır. Çünkü beyin, sınırlı olanın daha değerli olduğunu düşünür.A/B Testlerle En Etkili Kelimeleri BulmakAynı ürünü farklı kelimelerle sunarak test etmek, hangi kelimenin daha fazla satış getirdiğini bulmanın en pratik yoludur.Örnek:A versiyonu: “Ücretsiz kargo ile şimdi al”B versiyonu: “Senin için kargo bizden”Hangisi daha çok dönüşüm getiriyor? Test et, veriye göre ilerle.Yapay Zeka ile Tetikleyici Kelimeleri BulmakGünümüzde GPT gibi yapay zeka modelleri, hangi kelimelerin hangi demografide daha etkili olduğunu tespit etmekte kullanılıyor. Özellikle reklam kampanyalarında kullanılan tetikleyici kelimeleri optimize etmek için güçlü bir yöntem.Bu Kelimeler Her Sektörde Geçerli mi?Cevap: Hayır.Bazı sektörlerde farklı tetikleyiciler çalışır. Örneğin sağlık sektöründe “güven” ve “bilim” kelimeleri daha etkiliyken, moda sektöründe “şimdi”, “trend” ve “senin tarzın” gibi ifadeler ön plana çıkar.Bu nedenle hedef kitleni iyi analiz et ve o kitlenin karar mekanizmasına uygun kelimeler kullan.Psikolojik Tetikleyicileri Kullanırken Dikkat Etmen GerekenlerAşırıya kaçma, metni yapaylaştırma.Gerçek dışı vaatlerde bulunma.Kelimelerin anlamıyla uyumlu içerik sun.Tekrar eden ifadelerden kaçın.Organik hissettiren, insana dokunan cümleler kur.Pazarlama, sadece strateji değil aynı zamanda dil sanatıdır.Bu bölümde öğrendiğin tetikleyicileri hemen kendi işinde denemeye başla.Ve unutma:Doğru kelime, doğru duygu, doğru anda satışa dönüşür.
Sporcu diyetisyeni Esra Bostancı ile sağlıklı yaşamı çevreleyen en yaygın mitleri ve doğru bilinen yanlışları konuştuk. Protein tozlarından detoks sularına, “akşam 7'den sonra yemek kilo aldırır” inanışından kardiyoya kadar, kafaları karıştıran tüm konuları sporcı diyetisyeni Esra ile konuştuk.Diyetisyen Esra Bostancı: https://www.instagram.com/esraabostanci/
LaVita, 70'ten fazla doğal bileşenle hazırlanmış mikro besin konsantresidir. Enerji oluşum metabolizmasının normal işleyişine ve bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna katkıda bulunur. Sadece günde bir porsiyonla günlük rutine kolayca eklenir.BPT10 kodunu kullanarak shop.lavita.com.tr'de %10 indirimle hemen deneyin.**Bu bölüm "LaVita" hakkında reklam içerir* *Bu hafta Sinematris'te, haftanın sinema gündemini inceledik ve yorumladık. Keyifli dinlemeler.
Arielle ve Gerhardt Konig alanlarında başarılı iki doktordu. Sadece mesleklerinde değil, ilişkilerinde de kusursuz bir çift izlenimi veriyorlardı. 2023'te yerleştikleri Hawaii'de adeta cenneti yaşıyor gibiydiler. Fakat bu rüya, kısa süre içerisinde bir kâbusa dönüşecekti. Sunan: Sezgi Aksu Hazırlayan: Özgür Yılgür Ses Tasarımı ve Kurgu: Tolgacan Bozca Yapımcı: Podbee Media Arielle Konig: Gülşah Dim Gerhardt Konig: Metin Bozkurt Polis: Özgür Yılgür Savcı: Zafer Poker Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et! ------ Podbee Sunar ------- Bu podcast, Garanti BBVA reklamı içermektedir. Bonus Platinum'un avantajlarını keşfet!
İBB merkezli asrın soygunu, büyük bir temizlik fırsatına dönüştürülebilir. Her geçen gün ortaya çıkan bilgiler, itiraflar, tanıklar, raporlar İBB merkezli büyük bir yolsuzluğa işaret etse de olayın görüldüğünden daha derin ve belediye ötesi olduğunu gözler önüne seriyor. Sadece haksız kazanç elde ederek bir zenginleşme şeklinde ifade edebileceğimiz bir soygunla karşı karşıya değiliz. Daha planlı zengin olmanın dışında başka amaçlara hizmet eden bir yolsuzluk söz konusu. Elde edilen parasal imkanlarla farklı dizayn ve irtibat hesapları var.
Gazeteci Enes Şerîf, Gazze'deki soykırımın canlı tanıklarındandı. Yaşananları içeriden duyuruyor, vahşeti gün gün insanlığa aktarıyordu. Kendisiyle birlikte Eş-Şark gazetesi muhabiri Muhammed Kurayka ve iki gazeteci daha dün akşam İsrailli soykırımcılar tarafından infaz edildi.
‘Doğru Sorular Soruyorum' Podcast Şovunu dinliyorsunuz.Yeni bir seriye başlıyorum: ‘Sadece Yürürken Olan Şeyler'.Biz yürümek için evrildik, bu yıllardır böyle. Yıllardır derken milyonlarca yıldır.Omurgamız, kadiyovasküler sistemimiz, zihnimiz, ruhumuz... hepsi hareket halinde olmak istiyor Ama ben daha çok zihnim için buradayım. Ve yürüyorum. Zihin ve ayaklar arasında kesinlikle bir bağ var.Ne, nasıl, neden bilimiyorum. Ama en sağlıklı kararları hep yürürken alıyorum.Yürürüken amacım yolun sonuna varmak değil, zaten konu hiçbir zaman yolun sonu da değil.Peki nasıl yürümeliyiz?İlk bölümde görüşürüz ✌️
LaVita, 70'ten fazla doğal bileşenle hazırlanmış mikro besin konsantresidir. Enerji oluşum metabolizmasının normal işleyişine ve bağışıklık sisteminin normal fonksiyonuna katkıda bulunur. Sadece günde bir porsiyonla günlük rutine kolayca eklenir.BPT10 kodunu kullanarak shop.lavita.com.tr'de %10 indirimle hemen deneyin.**Bu bölüm "LaVita" hakkında reklam içerir* *Bu bölümde yaratıcılığın sandığınızdan çok daha ulaşılabilir olduğunu, yetenekten çok merakla beslendiğini konuşuyoruz.David Gauntlett'in Yaratıcılık: Kendini Ortaya Çıkarmanın 7 Anahtarı kitabından ilhamla; bilimsel araştırmalar, Coco Chanel ve Steve Jobs gibi ilham verici örnekler, reddedilmiş ama dünyayı değiştiren fikirler ve günlük hayatta yaratıcılığınızı beslemenin yollarını paylaşıyorum.Bu bölümde öğrenecekleriniz:Yaratıcı insanların ortak özellikleriYaratıcılığı açmanın 7 anahtarıReddedilmiş fikirlerin başarıya dönüşme hikâyeleriYaratıcı kasınızı güçlendirecek pratik öneriler
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun ikinci toplantısında oy birliği ile "tam kapalılık" kararı alındı. Almanya, Gazze Şeridi'nde kullanılabilecek silahların İsrail'e ihracatının askıya alındığını duyurdu.Bu bölüm BYD hakkında reklam içermektedir. Sadece yol almakla kalmayan, geleceği şekillendiren bir araç mı arıyorsunuz? Dünyanın lider yeni enerji araç üreticisi BYD, mobiliteyi teknoloji, konfor, güvenlik ve özgürlükle yeniden tanımlıyor. BYD ile buradan tanışabilirsiniz.
Microsoft, yapay zekanın gelişmesiyle yok olacak ve ne az etkilenecek meslekleri risk puanına göre sıralamış. Her iki kategoride de 40 farklı iş kolu var. Liste önüme düşer düşmez internet sitemizde haberleştirdik. Tam da üniversite tercih dönemindeyiz. Gençler geleceklerini tayin edecek bölümleri seçiyorlar. Açıkçası zor. Sadece düşük puan alanlar için değil. Hedeflediği puanı alanlar da bir kestirme sorunu yaşıyorlar. Belki kararlarında netler, diledikleri bölümleri okuyacaklar. Ya sonrası? İşte burada YKS tercih kılavuzunun yanına Microsoft'un yapay zeka tarafından devralınma olasılığı en yüksek ve en düşük meslekler listesini koymaları gerekiyor. Kimseyi ürkütmek istemiyorum ama yaklaşan dalgayı da göstermek, işaret etmek gerekiyor.
Bu bölümde Doğu felsefesinin sade ama derin kavramlarından biri olan Wuwei'yi zihinsel dinginlik bağlamında ele alıyoruz.Zorlamadan yaşamak, düşüncelerle savaşmadan farkındalık kazanmak ve içsel huzuru bulmak mümkün mü?Modern yaşamın sürekli tetikleyen temposuna karşı, Wuwei bize şunu fısıldıyor:“Her şeyi çözmek zorunda değilsin. Sadece izle.”Kişisel gelişim yolculuğunda zihinsel sessizlik yaratmanın gücünü, düşünceleri bastırmadan gözlemlemeyi ve çabasız dönüşümün ne anlama geldiğini birlikte keşfediyoruz.Bu bölüm sana şunları sunacak:Wuwei felsefesiyle zihinsel farkındalık kurmakDüşünceleri izleme ve kabullenme pratiğiZorlamadan ilerlemenin gücüKişisel gelişimde içsel sessizliğin rolüKendini zihinsel olarak sürekli meşgul, yorgun veya dağılmış hissediyorsan, bu bölüm senin için bir durak olabilir.
Evet sevgili Yeni Haller dinleyicileri.Yaz tatiline girmiyor ama yaza özel minik bir format değişikliğine gidiyoruz. Sadece yaz boyunca.Peki, nasıl bir değişiklik bu?Şöyle efendim: Gündemi Yeni Haller gibi yorumluyoruz. Herkesin baktığı yerden bakmamaya çalışarak ve herkesin tercih ettiklerinin yanı sıra Yeni Haller'e yakışacak gündem başlıklarını bularak.Dolayısıyla geride kalan haftada olanlardan sadece haberdar olmayacak, olan biteni dinlerken her daim işinize yarayacak yeni bilgiler öğrenerek ayrılacaksınız bölümden.Yani, umarım... :)(He bu arada, beğenirseniz bana yazın. Sosyal medya olur, e-mail olur... Hepsi aşağıda var. Yazın zira eğer beğenirseniz Eylül'de bunu videolu çekip hem podcast hem de videocast olarak Youtube ve diğer mecralara yüklemeyi düşünüyorum.)Klasik Yeni Haller ise Eylül'den itibaren devam edecek tabii... (Haftada iki bölüm olacak yani!)Bu hafta neler anlattım peki?Türkiye'nin gündemi: Belediyeler ve yangınlarTrump-Musk kavgasında 2. perdeABD'nin enerji kriziMeta'nın OpenAI'dan eleman araklaması ve gelişenlerOpenAI'ın yeni YZ "gadget"ıAzerbaycan, Ermenistan ve bu ikilinin Rusya'yla ilişkileriFIFA Kulüpler Dünya Kupası'na aşırı uyuz olmam(Epey de doluymuş ya!)İyi dinlemeler.Biliyorsunuz Yeni Haller sizlerin desteğiyle yayın hayatına devam eden bir podcast kanalı.Beni aşağıdaki link'lerden destekleyebilirsiniz:www.patreon.com/yenihallerYeni Haller'in bir de Buy Me A Coffee hesabı var artık. Buradan destek olmak çoook daha kolay. Patreon'da sorun yaşayanlar için açtım efendim. Buyurun:https://www.buymeacoffee.com/yenihallerBölümde bahsi geçen Yeni Haller'in T24 Youtube kanalındaki özel içeriklerine şuradan ulaşabilirsiniz:T24 Youtube Yeni Haller ListesiBana ulaşmak için:https://www.instagram.com/eray_ozerhttps://twitter.com/ErayOzeryenihallerpodcast@gmail.com
Yaz Geldi, Dönüşümler Durdu mu? Tatil Sezonunda İşler Durmaz, Strateji Değişir!Yaz ayları birçok marka için kabus gibi geçebilir. Reklamlara harcanan bütçeler aynı kalır ama tıklamalar düşer, dönüşümler yavaşlar. Tatil sezonu insanların modunu değiştirirken, iş dünyasının ritmini de etkiler. Bu bölümde seninle birlikte bu süreci fırsata dönüştürmenin yollarını keşfedeceğiz.Tatil Modu ve Tüketici PsikolojisiTüketicilerin yaz aylarında davranışları değişir. Alışveriş kararları ertelenir, ilgi dağılır, dikkat süresi kısalır. Ancak bu, alışveriş yapılmadığı anlamına gelmez. Sadece karar süreci uzar ve temas sayısı artar. Bu yüzden yaz döneminde pazarlama stratejilerinde “sabır” ve “esneklik” çok önemlidir.Yaz Aylarının En Büyük Tehlikesi: Görünmez OlmakMarkalar bu dönemde ya bütçesini kısmaya ya da tamamen sessizliğe gömülmeye meyilli olur. Oysa bu dönemde reklam vermeyi bırakmak, görünürlüğünüzü kaybetmek anlamına gelir. Kullanıcılar yaz sonrasında markanızı hatırlamayabilir. Bu yüzden az ama sürekli bir görünürlük şart.Veri ile Sezonu Okumak: Dönüşümün KodlarıYaz dönemini doğru okumak için geçmiş yıl verilerine bakın:En çok hangi ürünler ilgi görmüş?Mobil mi desktop mı daha baskın?Hangi yaş grubu daha aktif?Bu verilerle yeni kampanyalarınızı daha verimli bir şekilde planlayabilirsiniz.Yazın En Etkili Kampanyaları Nasıl Olmalı?Tatildeki kullanıcıları yakalamak istiyorsan, içeriklerin ve kampanyaların da “tatil modunda” olmalı:Görsel ağırlıklı içeriklerEsprili, hafif mesajlarYaz temalı kreatiflerMobil uyumlu kampanyalarMini hediye çekilişleri ya da sezonluk indirimlerKanal Bazlı Stratejiler: Meta, Google Ads ve E-PostaMeta Reklamları:Story ve Reels içeriklerle kullanıcıları eğlendirirken markanı da göster. Yüksek kaliteli kısa videolar, anketler, hızlı aksiyon çağrısı içeren reklamlar yazın en çok iş gören formatlar arasında.Google Ads:Search hacimleri düşebilir ama Display Network ve YouTube reklamları bu dönemde çok daha etkili. Marka bilinirliğini artırmak için mükemmel bir zaman.E-posta & SMS:Tatil temalı e-postalar, mobilde kolay okunabilir sade içerikler kullan. “Yaz indirimi seni bekliyor” gibi çağrılarla dönüşüm oranlarını artırabilirsin.Retargeting & CRM Odaklı OtomasyonlarZiyaret eden ama satın almayanlara yönelik özel kampanyalar oluştur. Tatil sonrası alışverişe yönlendirecek otomasyonlar kur. CRM verilerinizi segmentleyerek yaz tatilinde farklı kitlelere farklı mesajlar gönderebilirsiniz.Yazı Geçiş Değil, Hazırlık Süreci Olarak GörmekYazın sessizliğini fırsat bilip Eylül ve dördüncü çeyrek için hazırlıklarını yap. Kitle topla, veri biriktir, test kampanyalarıyla A/B denemeleri yap. Tatil dönüşünde güçlü başlangıç yapmanın yolu yazın temelleri atmaktan geçer.Sonuç: Yazın Sessizliğini Avantaja ÇevirBu dönemi sadece “dönüşüm düştü” diye değerlendirmek yerine, stratejik bir hazırlık ve marka bilinirliği dönemi olarak konumlandır. Yazın kampanya yapan markalar, Eylül'de çok daha güçlü performans sergiliyor.Beni Instagram'dan takip etmek için tıklayın @frktprk
Bitcoin'in kafa karıştırıcı olduğu çok söylenir. Karmaşık olmaktan ziyade, tamamen yeni olduğu için yabancıdır ve bu yüzden yanlış anlaşılır. Hakkında konuşmak için kelimelere ve metaforlara ihtiyaç duyarız: cüzdanlar, anahtarlar, adresler, coinler gibi. Ancak, bu metaforlar genellikle eksiktir veya yanlıştır. Örneğin, "cüzdanınız aslında bitcoinlerinizi tutmaz", "anahtar" bir kapıyı açmaktan çok dijital bir imza atmak için kullanılır, "adres" aslında teknik olarak bir "fatura" gibidir, ve "coinler" fiziksel bir varlık değil, sadece defter kayıtlarıdır.Bu yanlış anlaşılmaların yarattığı kafa karışıklığı yasa koyucular, politikacılar ve yorumcular tarafından bir silah olarak kullanılmaktadır. Bitcoin düşmanları, işleyişini ve tanımlamak için kullandığımız dili tahrif eden fikirler yaymaya çalışıyor. Bu, bir anlatı savaşıdır.Bu dilsel saldırıların örnekleri arasında, sıradan bitcoin cüzdanlarını sanki "barındırılması" gerekiyormuş gibi gösteren "barındırılmayan cüzdan" terimi yer alır. Bu terim, insanları merkezi, gözetimli hizmetlere ("barındırılan cüzdanlar" veya "köle cüzdanlar") yönlendirmeyi amaçlar. Oysa Bitcoin'in amacı, bireye tam egemenlik sağlamak ve üçüncü taraflara bağımlılığı ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle "anahtar senin değilse, bitcoin de senin değildir" prensibi esastır.Başka bir saldırı, Bitcoin'in kodunun değiştirilemez olduğunu ima eden "#ChangeTheCode" kampanyasıdır. Oysa Bitcoin açık kaynaklı yazılımdır ve herkes kodunu değiştirebilir. Bu kampanya, aslında liyakatle rekabet edemeyen diğer projeler tarafından finanse edilmektedir."Proof of Stake" terimi de yanıltıcıdır. "Proof-of-work" ile karşılaştırılabilir olduğunu düşündürmeyi hedefler, ancak tamamen farklıdır ve güvene dayanır. "Sadece bana güven" olarak adlandırılması daha doğru olur.Kelimeler, algıyı ve dolayısıyla kamusal politikayı şekillendirir. Bitcoin özgürlük, kendi kendine egemenlik, bağımsızlık ve doğrulanabilir gerçeklik ile ilgilidir. Kötü fikirler ve kötü terminolojiyle mücadele etmenin en iyi yolu, iyi fikirler ve doğru terminolojidir. Kullandığımız kelimelerin bilinçli seçilmesi, bu yeni ve yabancı sistemi anlamak ve saldırılara karşı durmak için hayati önem taşır. Bitcoin, yalanların ve yanıltıcı dillerin dünyasında bir akıl sağlığına dönüş potansiyeli sunar.Kaynak
Bugün 22 Haziran 2025 #doğatakvimi
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Yeni nesil çok saygısız! Peki eski nesil yeterince saygılı mı? Yoksa saygı anlayışı mı değişti? Belki de sorun saygıyı nasıl öğrettiğimizle ilgilidir. Emin ve Onur'un saygı meselesi hakkındaki değerlendirmelerini bu bölümümüzde dinliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:34] İyiyim Emin, teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim. Nasıl gidiyor, ne yapıyorsun? Kurban Bayramı nasıl geçti? Onur: [0:39] İyidir. Bu podcasti kaydettiğimiz dönemde bayramdayız, biliyorsun. Güzel geçiyor bayram. Hareketli geçiyor yani. Ziyaretler miyaretler olsun falan... Güzel. Senin bayramın nasıl geçiyor? Emin: [0:51] Benim de aynı şekilde. Buradan tüm Easy Turkish dinleyicilerinin, İslam âleminin bayramını kutlayalım. Tabii siz bu bölümü dinlediğinizde bayramın üzerinden bir hafta geçmiş olacak ama gecikmeli de olsa bayramınızı kutlayalım. Onur: [1:06] Herkese hayırlı bayramlar diyelim. Emin: [1:08] Evet. Ne yaptın? Bir yere gittin mi Onur? Onur: [1:11] Yani Mudanya'ya gittim öyle... Çok şehir dışına falan çıkmadım. Sadece bir dedemleri ziyarete gittim. Onun dışında buradaydım genelde ama gelen giden çok oldu. Onun dışında yani ben genel olarak sabittim bu bayramda. Emin: [1:25] Seviyor musun kalabalık bayramları? Onur: [1:27] Seviyorum da hani kalabalığın da bir şeyi var sonuçta... Bir yerden sonra usandırma durumu var ya... Emin: [1:34] Bir yoruculuğu var. Onur: [1:36] Tabii. Emin: [1:36] Aynen doğru. Evet. Tabii bu bayram ziyaretleri aslında içinde büyüklere saygıyı da barındırıyor. (Evet.) Bugünkü konumuz da biraz da saygı kavramıyla alakalı. (Evet.) Türkiye'de saygının bence günümüzde hâlâ çok önemli bir yeri var. Giderek Türkiye'de de, özellikle dünyada da önemini sanki yitiren bir kavram gibi geliyor bana saygı. Bununla ilgili yorumun nedir, ne düşünüyorsun? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Bitcoin'i hiç yaşayan bir organizma gibi düşündünüz mü? Eğer öyleyse, bu dijital varlık aslında nerede yaşıyor? Sadece kod ve fikirlerin olduğu sanal alemde mi, yoksa dünya çapındaki insanlar ve bilgisayar düğümlerinin oluşturduğu fiziksel dünyada mı? Belki de değerin hareket ettiği finansal piyasalarda?Bu podcast bölümünde, Bitcoin'in sıra dışı yaşamına dalıyoruz. Bitcoin'in, siberuzay, etuzay ve finsuzay olarak adlandırılan üç farklı ama birbiriyle etkileşimli habitatta nasıl var olduğunu ve geliştiğini keşfedeceğiz. Her bir ortamın kendine özgü iklimi, kuralları ve zorlukları var.Sanal alemde gözetim ve sansür tehditleri, fiziksel dünyada hükümetlerin gücü ve varlıkları ele geçirme potansiyeli, finansal dünyada ise istikrarsız, borç tabanlı bir sistemin çalkantıları Bitcoin'in karşılaştığı iklim değişikliklerinden sadece birkaçı.Peki, bu kadar farklı ve zorlu ortamda bir organizma nasıl hayatta kalır? Bitcoin'in merkeziyetsiz yapısı, ona inanılmaz bir esneklik ve dayanıklılık kazandırıyor. Favorable bölgelere göç edebilme, farklı iletişim yollarını kullanabilme ve finansal sistemin istikrarsızlığından beslenebilme yetenekleri, onu gelecek fırtınalara karşı son derece dirençli kılıyor.Bitcoin neden mevcut parasal sistemin acılarına bir çare olarak görülüyor? Değerin korunması, sansürlenemezliği ve değiştirilemezliği gibi özellikleriyle, bu dijital organizmanın üç habitat arasındaki karmaşık dansını anlamak, geleceği şekillendiren bu fenomene dair bakış açınızı değiştirebilir. Bitcoin'in neden dur-durak bilmeyen bir varlık olduğunu ve nasıl her fırtınaya hazırlandığını bu bölümde bizimle birlikte keşfedin.Kaynak
*Bu bölüm Hiwell hakkında reklam içerir. Sadece israf olmasın diye sevmediğim yemekleri zorla yediğimin farkına vardığım aydınlanma, artık iltifat kabul etmeye karar vermeme sebep olan olay, Bali'de gittiğim şifacının söylediklerinden cebime koyduklarım ve hayatımdaki tüm yeni gelişmeler bu bölümde. Hiwell'den faydalanmak için tıklayın: https://hiwell.app/-merdivenalti-terapi-hHiwell'de ilk seansınız aşağıdaki kodla sadece 299 TL! Kod: merdiven299 Daha önce seans satın almış ve yeniden almak isteyenler için indirim kodu: 15merdiven
Atlanta'da 1979 yazıydı. Sadece iki yıl içinde 28 siyahi çocuk, kaybolmuş ya da öldürülmüştü. Aylarca süren suskunluktan sonra ise bir isim ortaya atıldı: Wayne Williams.Wayne, sadece iki cinayetten yargılanmıştı. Geride kalan 26 çocuğun hesabıysa hiç sorulmadı.Peki, bu dosya gerçekten kapanmış mıydı?Sunan: Sezgi Aksu Hazırlayan: Hazal Beril ÇamSes Tasarımı ve Kurgu: Tolgacan Bozca Yapımcı: Podbee MediaCanlandırmalar:Wayne Williams: Umut GüloğluDedektif: Tolgacan BozcaGazeteci: Hazal Beril ÇamHakim: Tansu BiçerSpikerler: Kevser Biçici, Gülşah Dim, Hazal TokatlıoğluJames Baldwin: Özgür Yılgür------- Podbee Sunar -------Bu podcast, On Dijital Bankacılık hakkında reklam içerir.Bankacılık On'la Rahat. Dünya Döndükçe EFT-Havale- Fast Ücreti Yok.ON Mobil'i İndir! Bu podcast, Pegasus hakkında reklam içerir.Yeni seyahat rotanı planlamak için hemen https://www.flypgs.com/'u veya Pegasus Mobil uygulamasını ziyaret et!Bu podcast, Garanti BBVA hakkında reklam içerir.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
261.Bölümde Stealing the Corner Office kitabı çıkış noktamız oldu. Kariyerinizde hiç şöyle hissettiniz mi? Çok çalışıyor, elinizden gelenin en iyisini yapıyor ama bir türlü o beklediğiniz terfiyi alamıyorsunuz. Üstelik bazen daha az yetenekli olduğunu düşündüğünüz kişiler hızla yükseliyor... Bu tanıdık ve bir o kadar da can sıkıcı durumu masaya yatırıyoruz. Bu bölümde, kurumsal hayatta neden sıkı çalışmanın tek başına yeterli olmadığını konuşuyoruz. Bir makaleden ve ona ilham veren kitaptan yola çıkarak, yazarın deneyimlerinden süzülen 3 çarpıcı kariyer taktiğini ele alıyoruz:
Büyük Sorular'ın bu bölümünde Sinan Canan ile şu soruyu masaya yatırıyoruz: Bilgi gerçekten güç mü, yoksa sadece bir baş belası mı?Veri, malumat, bilgi ve bilgelik arasındaki farkları konuştuğumuz bu derin sohbette; zihinsel yorgunluk, sosyal medya çağında manipülasyon, bilgiyle gelen yalnızlık ve sorumluluk gibi konuları da ele alıyoruz. Sinan Canan'ın sade ama etkili anlatımıyla, bilginin neden her zaman dışarıdan alınamayacağını ve gerçek bilginin nasıl içsel bir üretim süreciyle oluştuğunu keşfediyoruz.
1. NotebookLM Türkçe podcast geldi2. Higgsfield meşhur film sahneleri seti geldi. OpenAI görüntü oluşturucu artık Higgsfield'da, çekimlerinizi 30'dan fazla Viral Stil Ön Ayarı, Ghibli, Pixar ve daha fazlasıyla yeniden şekillendirebilirsiniz3. Başkan Trump, yapay zeka eğitimini anaokulundan itibaren ABD okul sistemine iten bir icra kararı imzaladı. Emir, federal kurumları yapay zeka odaklı müfredatları desteklemeye, öğretmenleri eğitmeye ve K-12'den işgücüne kadar yeni öğrenme yolları kurmaya yönlendiriyor.4. Musk, bir milyon GPU'lu Colossus 2 süper bilgisayarı için 25 milyar dolar toplamayı hedefliyor5. Xiaomi, Pekin, Changping'de tam otomatik bir fabrika kurdu. Üretim çalışanları olmadan 7/24 çalışıyor, her saniye bir akıllı telefon monte etmek için Yapay Zeka ve robotik kullanıyor. Fabrika karanlıkta çalışıyor - sadece bakım personeli mevcut ve yılda 10 milyona kadar telefon üretebiliyor. 6. QWEN 3 geldi. Üstünlükleri:a) Hibrit Düşünme Modub) Geniş Model Yelpazesi ve Verimlilikc) Gelişmiş Mantık Yürütme ve Performansd) Uzun Bağlam Penceresie) Çok Dilli ve Çok Modlu Yetkinlikf) Açık Kaynak ve Erişilebilirlikg) Ekosistem Desteği ve Koordinasyonh) Gelişmiş Eğitim Süreci7. Grok 3.5 geliyor8. Deepseek R2 geliyor. O arada DeepSeek-Prover-V2-671B duyuruldu. 9. GTP 4o'nun yalaka modu kapatıldı10. Google DeepMind, Music AI Sandbox'ta yeni yükseltmeler yayınladı, profesyonel müzisyenler için yeni yaratım ve düzenleme özelliklerinin yanında yeni Lyria 2 müzik nesil modelini tanıttı11. Londra'daki David Game College, Eylül 2024'te İngiltere'nin ilk “öğretmensiz” sınıfını başlattı. 12. İranlı bir matematik dehası olan hamid naderiyeganeh, sadece matematik formülleri ve denklemleri kullanarak çarpıcı sanat eserleri yaratıyor. Boya yok. Photoshop yok. Sadece saf sayılar. 13. Chat GPT ve Copilot'tan sonra PErplexity de whatsapp eklentisi yayınladı. MEH!14. Yapay zekanın babası Geofrey Hinton, iyi ki 77 yaşındayım, AI dünyayı yok etmeden ölürüm dedi. Ayrıca Open AI kar değil fayda gütmeli de dedi. Musk hemen alıntıladı.#yapayzeka #bilgiteknolojileri #gelecek 15. Xiaomi yeni bir oyuncu olarak açık kaynak kodlu pazara girdi Ve sıfırdan akıl yürütme için eğitilmiş bir 7B modeli olan MiMo'yu bıraktı.16. Bill Gates: "Yapay zekadaki gelişmeler sayesinde artık insanlara ihtiyaç kalmayacak." "Hala insanlara ihtiyacımız olacak mı? "Çoğu şey için değil. Biz karar vereceğiz."17. Çin yapay zeka yarışında arayı kapatıyor: Huawei'nin son Ascend 910D'si şaşırtıyor! Huawei'nin Ascend 910D'siyle Çin beklenenden daha hızlı yetişiyor. H100'ün performansının yaklaşık %75'ine sahip olduğu söyleniyor. 18. AI sandığımızdan da önemli: Cumhuriyetçi Yahudi oalisyonu Başkanı Norm Coleman: Biz Yahudiler evrenin efendisiyiz. Bizde Altman ve OpenAI var. Zuckerberg, Sergey Brin var. Ancak Z kuşağının çoğunun İsrail hakkındaki düşünceleri olumsuz. Dijital savaşı kaybediyoruz.19. Birleşik Arap Emirlikleri, yasalarını yazmasına ve güncellemesine yardımcı olmak için Yapay Zeka'yı kullanacağını duyurdu ve bunu yapan ilk ülke haline getirdi. BAE, Düzenleyici İstihbarat Dairesi adında yeni bir hükümet kurumu kurdu. 20. Neden ısrarla higgsfiled diyoruz: Ürününüzde Higgsfield'ı kullanarak, 360° yörünge kullanan basit ürün dönüşlerinden tam reklam tarzı çekimlere kadar her türlü sinematik hareketi üretebilirsiniz.21. Rumway Gen-4 Referanslarını tüm ücretli planlara sundu. Artık herkes tutarlı karakterler, konumlar ve daha fazlasını üretebilir. 22. Google durmuyor, Tiny Lessons dil platformunu açtı.https://labs.google/lll/en23. Youtube videolarımıza AI sorgulama imkanı geliyor.#notebooklm #yapayzeka #bilgiteknolojileri
Emre Vural 33 yaşında. Doğuştan yüzde 98 bedensel engelli. Sadece sol elinin iki parmağını hareket ettirebiliyor. Çocukken hayali köşe yazarı olmaktı, hayali gerçek oldu. Ayrıca dünyada en ağır engelliler için tek spor olan #Boccia'da Türkiye üçüncüsü oldu. Bu sporla dünyayı dolaşıyor. Sadece iki parmağını kullanarak nasıl yapabiliyor? Emre Vural'ı dinleyin. Anlattıklarını bilmek istersiniz. NEDEN ENGELSİZ? NTVRadyo'da farklı bedenlerdeki sporculara, kendilerini ifade edebilecekleri alan açıyoruz. Birbirimizi tanımak, anlamak için. Çünkü biz farklılıklarımızla biziz. Ayhan Aktaş hazırladığı programda hem bu spor dallarındaki gelişmeleri duyuruyor, hem de sporculara mikrofon tutuyor, anlattıklarını, hikayelerini aktarıyor. Engelsiz her cumartesi 15.15'te, pazar 11.15'te NTVRadyo'da. Programın tüm kayıtları kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için ntvradyo.com.tr adresinde ve podcast platformlarında.
#HerkeseSanat Sanat Tarihi Uzmanı, Sakıp Sabancı Müzesi Eğitim, Öğrenme Programları ve Etkinlikler Sorumlusu Fatma Coşkuner çocuk ve sanat ilişkisini anlatıyor. ... "Çocuk, sanatla daha dürüst, daha içten ve daha özgür bir ilişki kuruyor. Çünkü kalıplarla sınırlamıyor bakışını. Açıklık ve sezgisellikle hareket ediyor. Çünkü içinde hesap yok, yargı yok, ölçü yok. Sadece saf bir ifade arzusu var. Çocuklar sadece hissediyorlar ve bu his, sanatın özüne en yakın noktayı bulmalarını sağlıyor. Dolayısıyla sanat, çocuğu daha bilinçli, özgür, yaratıcı ve farkında olacağı bir yolculuğa çıkarıyor." ... Peki çocuk ve sanat nasıl tanıştırmalı, ne yapmalı, nasıl yapmalı? Fatma Coşkuner bu soruları yanıtlarken, birlikte yapılabilecek etkinlikleri de anlattı. Son olarak doktora konusu olan ve çocuklarla da çalıştığı Aivazovsky'nin "Dokuzuncu Dalga" ve "Fırtına" adlı tablolarını anlattı. Çocuklar bu tablolara bakınca ne görüyor, yorumları ne oluyor, bu tablolardan hangi hikayeleri çıkardılar?Programda Coşkuner'in 23 Nisan nedeniyle etkinlik önerileri de var. NEDEN FATMA COŞKUNER? Fatma Coşkuner, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde lisans ve yüksek lisans eğitimi gördü. European University at St. Petersburg'da ikinci yüksek lisans derecesini, 2021 yılında Koç Üniversitesi'nde “On the Threshold of the Black Sea: Intersecting Identity and Discourses of Empire in the Paintings of Ivan Konstantinovich Aivazovsky” adlı tezi ile doktora derecesini aldı. Yüksek lisans çalışmalarında Kırım Savaşı üzerinden Osmanlı-Rus ilişkilerine odaklanan Coşkuner, doktora sürecinde Ermeni-Rus ressam Ivan K. Aivazovsky üzerinden imparatorluk, kimlik ve coğrafya/mekân algısının sanatla olan ilişkisi üzerine çalışmalarını sürdürdü. Doktora eğitimi süresince Moskova, St. Petersburg, Paris, Londra, Feodosia, Erivan şehirlerinde konu üzerine birincil kaynak ve arşiv çalışmalarına devam etti. Stajını Varşova Milli Müzesi'nde Doğu Sanatları Bölümü'nde tamamladı. Koç Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi de dahil olmak üzere Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde sanat tarihi ve mimarlık tarihi üzerine dersler verdi. Ulusal ve uluslararası çok sayıda kongre ve konferansa katıldı. Yine ulusal ve uluslararası alanda olmak üzere yayınlanmış makaleleri ve kazandığı ödülleri bulunmaktadır. Halen Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde Eğitim, Öğrenme Programları ve Etkinlikler Sorumlusu olarak görev yapıyor. Akademik ve profesyonel deneyimini kullanarak sanat, tarih ve müzecilik alanlarını birbirine bağlayan etkili projeler geliştirmeye devam ediyor. NEDEN HERKESE SANAT? Uzak durduğumuz sanat dallarının seyircisi olmayı öğreniyoruz. Nacide Berber uzmanlara soruyor, Cengiz Saral yayına hazırlıyor. Herkese Sanat cumartesi saat 12.30'da. tekrarı pazar 18.30'da NTVRadyo'da. Programın ses kayıtlarını, radyoda yayınlandıktan sonra, kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için ntvradyo.com.tr adresindeki arşivinde ve podcast platformlarında bulabilirsiniz. İstediğiniz zaman istediğiniz yerde dinlemeniz için. #ntvradyo #herkesesanat #Aivazovky #çocukvesanat #resim #dokuzuncudalga #fatmacoşkuner
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Çok paranız olsa yaşadığınız şehirden bir daha asla çıkmamayı kabul eder miydiniz? Ömrünüzden bir yıl eksiltmek karşılığında bir dilek hakkını kabul eder miydiniz? Bu bölümümüzde Emin ve Onur birbirine bu tarz bityeniği içeren cazip sorular soruyor. Bakalım neleri kabul ettiler, karşılığında neler feda ettiler? Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:25] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:34] İyiyim Emin. Teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Bugünkü bölümümüzde bize farklı bir şeyler hazırladın diye duydum. Onur: [0:41] Evet. Emin: [0:42] Neler hazırladığını anlatmak ister misin? Onur: [0:43] Doğru duymuşsun. Güzel bir oyun hazırladım. Oyun da değil aslında. Sadece birbirimizi tanıma gibi bir sistemi var soruların. Her seferinde bir soru soracağım sana. Güzel bir şey teklif edeceğim. Ama bu teklif ettiğim her şeyin içinde bir bit yeniği olacak. Sen de bana yapacaksın tabii ki. "Bu bit yeniğine rağmen kabul eder misin bu teklifi?" gibi bir şeyimiz olacak, oyunumuz olacak. Emin: [1:07] Bit yeniği kavramını açıklayabilir misin peki Türkçe öğrenen dinleyicilerimiz için? Onur: [1:12] Tabii ki. Bit yeniği kavramı güzel bir şeyin içinde aslında bir sıkıntı, bir sorun olması. Yani cazip görünen bir şey, istediğimiz bir şeyin aslında bize bir sorunla, sıkıntıyla, olumsuz bir şeyle birlikte gelmesi durumuna bit yeniği diyoruz Türkçede. Emin: [1:31] Genelde şöyle kullanırız hatta: "Bu işin içinde bir bit yeniği var." deriz mesela. Her şey çok güzel gözükür. İçimize sinmez bir şeyler ve biz deriz ki "Bu işin içinde bir bit yeniği var kesinlikle". Onur: [1:42] Aynen aynen. Kesinlikle bu şekilde ifade ediyoruz. Bu sorularımızda da bit yeniği olacak. Emin: [1:48] Evet. O zaman sen mi başlarsın ben mi başlayayım? Onur: [1:52] Ben başlayayım istersen. Emin: [1:53] Olur. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Bu bölümde, Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısından çıkarak sürecin daha geniş bağlamına odaklanıyoruz. Neden şimdi böyle bir çağrı yapıldı? Arkasındaki dinamikler neler? Ve en kritik soru: Bundan sonra ne olacak?Sadece iç politik gelişmelerle değil, bölgesel ve küresel dengelerle şekillenen bir süreç içindeyiz. Türkiye'nin siyasi atmosferi, uluslararası aktörlerin hamleleri ve değişen güç dengeleri, bu çağrının anlamını ve olası sonuçlarını belirleyecek.Bu bölümde önce ‘neden' sorusuna odaklanacak, ardından ‘ne olacak' sorusunu tartışacağız. Hazırsanız başlayalım.------- Podbee Sunar -------Bu podcast Garanti BBVA BonusFlaş hakkında reklam içerir.Ramazan alışverişlerine 1.200 TL bonus!Ramazan'da Bonus üye işyerinde yapacağınız 2000 TL ve üzeri market alışverişlerinize toplam 1.200 TL bonus!Ramazan avantajlarını kaçırmamak için BonusFlaş'ı şimdi indirin.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.