POPULARITY
Categories
Resûlullâh (s.a.v.)'e kadının en faziletli namazının nerede olduğu sorulduğunda: “Evinin en kuytu köşesinde kıldığı namazdır.” buyurmuştur. Yani kadının evinde kıldığı namaz, Kâbe'de kıldığı namazdan daha faziletli olmaktadır. Serahsî (r.âleyh)'in burada işaret ettiği Hadis-i Şeriflerden biri şöyledir: “Ümmü Humeyd (r.anhâ) isimli bir kadın Efendimiz (s.a.v.)'e gelerek: “Ya Rasûlallâh! Ben sizinle birlikte mescitte namaz kılmayı çok seviyorum.” demiş. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.): “Ben, benimle birlikte namaz kılmayı sevdiğini biliyorum; lakin evinin en kuytu köşesinde kıldığın namaz, senin için benim mescidimde kıldığın namazdan daha faziletlidir.” buyurmuştur. Bunun üzerine Ümmü Humeyd (r.anhâ) evinin kuytu köşesine mescid yer bina ettirip ölünceye kadar namazlarını burada kıldı.” İmamımız Ebû Hanîfe (r.a.) söz konusu rivayetlere atıfta bulunarak şöyle demiştir: “Kadınların bayram namazına çıkmalarına ruhsat verilmiştir; ancak bugün ben bunu mekruh görüyorum. Aynı şekilde kadınların cuma ve farz namazlarında cemaate katılmalarını da mekruh görüyorum.”Bugün özellikle Ramazan ve Kandil gecelerinde kadınlar camileri doldurmakta, hocalarımızın hususi sohbet programlarında “hanımlar da davetlidir” şeklinde ilanlar yapılmaktadır. Hatta camilerde gelinlikli düğün, nişan fotoğrafları çekilmekte, daha da ötesi mini etek ve şortla tarihi camilere giren kadın turistlere bile mani olan çıkmamaktadır. Hoca hanımlara yavaş yavaş camide seminerler verdirilir, ki zaman zaman verdiriliyor, sonra vaaz kürsüsünün yolu açılır, ardından minber ve mihrap zorlanır. Bu çıkışların altında hiç şüphesiz “cinsiyet eşitliği” denilen projeye direnen yegâne mekânlar olan camileri alet etme arzusu yatmaktadır.(Mesut Özbilir, 2023)
Mourinho gitti, hoca arayışı başladı. İsmail Kartal mı, yabancı hoca mı?Ediposis ve Mehmet Ayan, 5 Eylül 2025 itibarıyla hoca arayışını ve yeni transferleri değerlendirdi.Not: Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü, bölümün yayınından yalnızca 1 gün önce belli oldu. Tedesco'ya başarılar!Intro ve outro müziği için Alex-Productions'a teşekkürler. Bizi Instagram'da takip ederek yorumlarınızı iletebilirsiniz:
Emrah Ablak ile Ahkam'ın bu bölümünde mizah ve Türk kültürünün iç içe geçmiş derin bağlarını konuşuyoruz.Nasreddin Hoca fıkralarından Dede Korkut hikâyelerine, halk ozanlarından Karagöz-Hacivat'a uzanan bu gelenekte gülmek, sadece bir eğlence değil; hayata karşı bir duruş, Tanrı'ya şükrün bir ifadesi. Peki Türkler neden bu kadar gülmeyi seviyor? Küfür, mizahın neresinde duruyor? Çizgiyle gülme geleneğimiz nasıl başladı?Emrah Ablak, tarihi anekdotlardan günümüz mizah anlayışına, halk arasında dolaşan sözlü anlatılardan mizah dergiciliğine uzanan zengin bir yolculuğa çıkarıyor. Karikatürden yapay zekâ destekli çizgi hikâyelere, değişen medya düzeninde Türk mizahının geleceğini tartışıyoruz.
Erbakan Hoca'nın öngörüleri ve duruşu Türk siyasetine yol gösterecek kadar çığır açıcı olmuştur. Bunlardan en başta geleni, küresel sistemin Siyonistler tarafından kontrol edildiğine dikkat çekmesiydi Hoca'nın. Onca kınanmaya, itilip kakılmaya aldırış etmeden dünyayı küçük bir Siyonist kartelin / şebekenin yönettiğini haykırmıştı.
Beşir Atalay'ın tam da yaşadığımız dünyayı daha iyi hale getirmek üzere İslamcı bir temelde siyasal mecrada yol almış bir insan olarak anıları üzerine düşünürken Taha Abdurrahman'ın “Ahlakın Birliği İlkesi ve Siyasetin Ahlakı” isimli konferansının davetiyesi düştü mesaj kutuma. Prof. Dr. Mehmet görmez Hoca'nın başkanlığını yaptığı İslam Düşünce Enstitüsü geçtiğimiz Temmuz ayında seri konferans ve toplantılarla ağırladığı Fas'lı ünlü İslam düşünürü Taha Abdurrahman'ı bir kez daha ağırlıyor. Üstelik bu sefer Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ve konu Siyaset ve ahlak ilişkisi.
AK Parti Kurucularından, eski İçişleri Bakanı, Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcılığıyla son dönme Türk siyasetinde önemli bir yer almış olan Beşir Atalay “Dünden Bugüne Anılar”ını “Sadece Yaşayıp Yazdıklarım” başlığı altında geçtiğimiz günlerde yayınladı. Beşir hocanın anılarını yazıyor olduğunu duyuyor ve bir an önce bu anılarını okumayı sabırsızlıkla bekliyordum aslında. 1947 doğumlu Hoca'nın hayat hikayesi siyaset öncesinde de aslında başladığı günden itibaren Türkiye'nin en önemli siyasi, kültürel ve entelektüel damarının aktığı mecralarda geçmiş, önemli olaylara, gelişmelere tanıklık etmiş bizatihi o olay ve gelişmelerin aktörü olmuş bir şahsiyet.
Bahçemize gidelim yâr, senle zikir edelim Allah Allah diyelim yâr, nefsimizi güdellim. Kendimizden geçelim yâr, âlemler seyredelim Hakk'a varıp yalvaralım, Allah Allah deyû deyû. Allah diyen çürümez yâr, toprak olup erimez Karanlıkta hiç kalmaz yâr, leyli nehârı görmez Günahları sorulmaz yâr, hesapları dürülmez Hakk'a varıp yalvaralım, Allah Allah deyû deyû. Yalvarana Hak deyû yâr, defter soldan verilmez Geçer iken sırat'tan yâr, kanatları alınmaz Hem cennete konunca yâr, mülkleri hiç bilinmez Hakk'a varıp yalvaralım, Allah Allah deyû deyû. Yüce Hakk'ı anmanın yâr, fazileti böyledir Dost'a dost olmanın yâr, avdeti de şöyledir Daim seni Hak anar yâr, muhakkak ki böyledir. Hakk'a varıp yalvaralım, Allah Allah deyû deyû. Ah bu gönlüm sen de yalvar, sabah akşam daima (Kul Ahmed'im sen de yalvar, sabah akşam daima) Komaz seni bemırat yâr, bekle gelir yarına Her murada erersin yâr, vakıf eder sırrına Hakk'a varıp yalvaralım, Allah Allah deyû deyû. Avdet etmek=Ayrılmış bulunulan yere geri gelme, eski yere dönüş. Leyli nehâr= Gündüzün gecesi Bemırat= Erzurum şivesinde MURATSIZ.
Dervişe “dünya nimeti nedir?” diye sormuşlar, “elemin senden gitmesidir” diye cevap vermiş. “Bu da ne ola ki?” diye merak edip tekrar sormuşlar. O da “dünya nimeti mutlak değildir, hastayken iyileşmek, açken doymak, cahilken öğrenmektir. Elemin senden alınmasına dünya nimeti derler. Ahiretin nimeti öyle değildir. Orada aç olduğun için yemezsin. Hasta olduğun için iyileşmezsin. Orada nimet mutlak ve kesintisizdir” demiş.
Hoca, Gazze konulu cuma hutbesini bitirdikten sonra hutbenin dışına çıktı ve şöyle dedi: “Gazze için bana gelip ‘dua edelim' diyorsunuz ya aziz müminler. Cihat zamanı dua emziklilere, hastalara, engellilere, savaşamayacak kadar yaşlılara, kurda-kuşa düşer. Cihat zamanı zafer için dua etmek, savaşabilecek durumdaki Müslümanlara düşmez.”
Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi (KUISCID) yakın zamanda Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Raporu'nu yayımladı. Rapora göre çok fazla antibiyotik tüketiyoruz. Merkezin direktörü Prof. Dr. Önder Ergönül'le antibiyotik tüketiminin sorunlarını konuştuk.Önder Hoca ayrıca sağlıkla ilgili merak edilen pek çok soruyu cevapladı:Dünyada yayılmasından korkulan kuş gribi yeni bir pandemiye neden olabilir mi?Kızamık hastalığında Türkiye'de artmakta olan vaka sayıları neden kaynaklanıyor?Son dönemde pıhtı atması ve kalp krizinden kaynaklı ölümler artıyor mu ve bu artışın aşılarla bir ilgisi var mı?Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Raporu'na dair bilgilere https://teh.kuiscid.org adresinden ulaşabilirsiniz.Video
Keloğlan yolda hızlı hızlı yürürken Nasrettin Hoca'ya rastlamış. Hoca onun telaşlı hâlini görünce merak etmiş, nereye gittiğini sormuş. “Siyasete girmeye gidiyorum” diye cevaplamış Keloğlan. Göbeğini tutarak gülmüş Hoca. “Bir sen kaldıydın” demiş “bir de ben”. Doğruya doğru.
Fatih Camii avlusunda açılan kitap fuarına ben de gittim. Ketebe Yayınları arasında yeni çıkan “Dersaadet'te Ramazan Akşamları” isimli kitabımı imzaladıktan sonra bir de konuşma yaptım. Bu sohbetim esnasında bir Ramazan klasiği olan “Huzur Dersleri”nden de kısaca bahsettim. Gece geç vakit eve gelince TRT'nin kültür kanalını açtım. Baktım, değerli tarihçilerimizden Prof. Mehmet İpşirli Hoca da bu konuyu anlatıyordu. Programı sonuna kadar takip ettim. Unutmadan söyleyeyim; İpşirli Hoca'nın “Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi”ne yazdığı “Huzur Dersleri” maddesi efradını câmi, ağyârını mâni bir üslupla kaleme alınmıştır ve bu özelliğinden dolayı takdire şâyândır. Kitap olarak da merhum Ord. Prof. Dr. Ebu'l-Ulâ Mardin'in üç ciltlik “Huzur Dersleri” tam bir şaheserdir. Böyle bir âbideyi yayına hazırladığı için Prof. İsmet Sungurbey'i de hayırla yâd etmek gerekiyor.
Bu bölümde, kitap kulübümüzün yazarla buluşma etkinliğinde ağırladığımız Dünya ve Avrupa Bilim ve Sanat akademileri üyesi, beyin ve hipofiz cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç ile söyleşimizden bir derlemeyi sunuyorum.Son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmalara rağmen beyin vücudumuzun hakkında en az şey bildiğimiz parçası olmaya devam ediyor. En büyük gelişme ise bu çalışamlarda sadece beyni değil tüm yaşamı anlamamıza kapı açan yeni bir matematiğin keşfedilmiş olması.Türker Hoca, yaşamın aslında bir enformasyon sistemi olduğu fikrini ele alarak, beyin nasıl düşünce üretiyorsa yaşamın da aynı şekilde gerçeklik ürettiğini vurguluyor. Bu bakış açısı, modern bilimin temel taşlarını yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor. Peki, yapay zeka gerçekten “yapay” mı? Kılıç'a göre, her enformasyon işleyen sistem er ya da geç zeka üretiyor. Bu durumda, insan zekası ile yapay zekanın gelecekte nasıl bir etkileşim içinde olacağını anlamak büyük önem taşıyor.Eğitim sistemimiz ise başka bir önemli konu. Mevcut sistemin sahip olmaya dayalı bir yapı üzerine kurulu olduğunu, ancak çocukları geleceğe hazırlamak için sahip olmaya değil anlamlandırmaya dayalı bir modelin gerekliliğini vurguluyor. İhtiyacımız olan eğitim modelini şöyle tanımlıyor: Merakla başlayıp çalışkanlıkla zeki olmanın üzerine eklemlendiği, yaratıcılık ve iyilik haliyle devam eden, anlamlandırmayla sonuçlanan bir eğitim.Hocanın canlı hayat, bilinç, yaşamın anlamı üzerine dile getirdiği düşünceler çok etkileyici. Üzerine düşünmek şart ve eminim podcastimin en uzun bölümünün bazı kısımlarını tekrar tekrar dinlemek isteyeceksiniz.Bilim ve felsefenin kesiştiği, zihninizi açacak bu bölümü kaçırmayın!Türker Hoca'nın geçtiğimiz Eylül ayında çıkan “Nasıl Daha İyi ve Güzel Bir Yaşam Kurarız? Beyinbilimin Yanıtı” adlı kitabını okumanızı hararetle tavsiye ediyorum.(04:40) Beyin hakkında bilmemiz gerekenlerin ne kadarını biliyoruzdur? (09:53) Kadim bilgi ile bilim kavuştu mu? (Ufuk Çarşıbaşı'nın sorusu) (17:05) Çocuklarımızın eğitimine nasıl yön vermeliyiz? (Fatma Saniye Canbek'in sorusu) (29:17) Fizik-Kimya-Biyoloji, canlılığın kaynağı hangisi? (36:08) Yapay zeka beynimizle nasıl bir ilişki içinde olacak (Aycan Acar Şahin'in sorusu) (44:56) Bilinç nedir? (49:55) Yeni bir yaşam nasıl kurulacak? (Feyza Demir'in sorusu) (01:02:08) En yetkin öğretmen yaşamın kendisi (01:04:17) Türker Hoca'nın kardeşi Yasemin Şahin'in kitaptan alıntısıSupport the show
Pazarda bir dükkanın önünde geçen Nasreddin Hoca'yı hem konuşturmak hem de takılmak için laf atan esnaf; “Hocam az önce sizin mahalleye elinde koca bir baklava tepsisi ile giren bir adam gördüm” der. Hoca hiç istifini bozmadan cevap verir; “Bana ne”. Esnaf sözüne devam eder; “Ama hocam baklava tepsisini taşıyan adam sizin eve doğru yöneldi” diyerek sözüne devam edince hoca da yine aynı ses tonuyla cevap verir; “Sana ne” Hocanın cevaplarıyla verdiği ölçüyü hayatında uygulayan insan sayısı oldukça azdır.
TÜRKÇENİN SIRLARI Her dil, kullandığı ölçüde gelişir ve yenilenir. Bir dili yetersiz görmek; o dili tanımamak, o dilin söz varlığından haberdar olmamak demektir. Bunun için bizler ana dilimiz Türkçeye ne kadar çok değer verirsek, onu ne kadar çok kullanırsak dilimizi geliştirmiş ve kendimizi yenilemiş oluruz. Bir milletin varlığı ana diline bağlıdır. Peyami Safa'nın ifadesiyle, “Dilini kaybeden bir millet, her şeyini kaybetmiş demektir.” Ufkumuzu genişletmek ve dilimizi güzel konuşmak istiyorsak kelime hazinemizi geliştirmeliyiz. Dünyaca ünlü devlet adamlarının ve dünyaca ünlü klasik eserlerin ne kadar geniş kelime hazinesine sahip oldukları bilinen bir gerçektir. Zengin kelime bilgisiyle dile hâkim olan insanlar, büyük bir güce sahip olurlar. Bu insanlar konuşma sanatını çok iyi kullanırlar. Yunus Emre bu gerçeği şöyle ifade eder: “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.” Kelime bilgisini geliştirmek için dilin iyi konuşulduğu ortamlarda bulunmak ve kitap okumak çok önemlidir. Bir dilde bir kavramı ifade etmek için kullanılan kelime sayısı ne kadar çoksa o dilin konuşan milletin kültürü de o kadar zengin olur. Mesela, Türkçede yiğitliği ifade eden şu kelimelere bakın: “Er, eren, yiğit, alp, mert, bahadır, cesur, kahraman, yavuz, arslan, efe ve gözü pek...” Türkçe veya Türkçeleşmiş daha nice kelime, bizde değişik kahramanlıklar için kullanılan isim ve sıfatlardır. Böyle daha birçok kelime ve deyimler vardır. Mesela: “Gözünü daldan budaktan sakınmamak” deyimi de bunlardan biridir. Dilimizi güzel sesli, hoş nağmeli kelimelerini severek öğrenmeli ve öğretmeliyiz. Türkçe belki de tabiatdaki sesleri kelimeleştiren ve yerli yerinde kullanabilen yegâne dillerden biridir. "Şırıl şırıl, çıtır çıtır, şakır şakır, havul havul" gibi ikilemeler başka dillerde yoktur. "Gül" kelimesi güldürür, "çiçek" kelimesi gül gibi gönlümüzde açar, "gönül" kelimesi bizi güneş gibi rahatlatır, "güneş" kelimesi pırıl pırıl ve göz kamaştırıcıdır. "Göz" kelimesi ise açık, net ve incedir.Nasrettin Hoca'nın şu fıkrasını hangi dille ifade edebilirsiniz? Bu fıkrayı, hangi dile tercüme edebilirsiniz? Nasrettin Hoca'nın şu fıkrasını hangi dille ifade edebilirsiniz? Bu fıkrayı, hangi dile tercüme edebilirsiniz? Nasrettin Hoca bir gün evini taşıyacakmış. Bir araba çağırıp arabacıyla pazarlığa başlamış. Arabacı bütün eşyamı taşımak için on lira isterim, demiş. Hoca bu fıkrayı şöyle anlatır: Çok istekli değildim, bu kadar eşya için on lira para istenir mi, deyince arabacı: Bu kadarcık demeyin Hoca. Eşya az değil, bazıları ağır ve taşınması zor. Ayrıca şu maşa var, samanlıkta var ama şu eşya var, şu eşya var, diyerek parayı haklı göstermeye başlamış. Hoca: Peki, demiş ve bunu kabul etmiş. Eşya taşınıp iş bitince Hoca, arabacıya beş lira vermiş. Arabacı sormuş: Hocam, paranın yarısını niye kestiniz? Hoca cevabı vermiş: Evladım, sen eşyanın ancak yarısını getirdin! Samanlık nerde? Şu maşa nerde? Şu eşya, şu eşya nerde? Gördüğünüz Türkçemizi sürekli konuşarak ve yazarak zenginleştirebiliriz. Bunun için Hz. Mevlana'nın şu sözü ne güzel: “Bir söz, bir milleti oluşturur, bir milleti de yıkar.” Bu sözden de hareketle dil, bir milletin kimliği, kültürü ve hürriyetinin göstergesidir. Çünkü dil bir milletin varoluşudur. Dilin gelişimi ise o dilin üzerinde titizlikle çalışmayı gerektirir. Türkçemizi koruyup geliştirmek için hem birey hem de toplum olarak görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Çünkü millet dilde yaşar, dille var olur. Bir milletin büyüklüğü onun dilinin terimlerine ve zenginliğine de bağlıdır. Son olarak şu hatırlatmayı yapmalıyız: Yaşadığımız dili öğrenemeyen kendini de, milletini de öğrenemez. Bernard Shaw, bu gerçeği şöyle ifade eder: “Kendi dilini tam olarak bilmeyen, başka dili de bilemez.” Süleyman DOĞAN
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Behçet Yalın ÖZKARA sosyal medya hesabından adeta fırtına gibi esiyor. Hocanın kabına sığmayan bir yapısı olduğu kesin. Üslup sorunu var mı derseniz yok demek oldukça zor. Son olarak dikkat çekmek için girdiği üniversite yerleştirme sınavında eksi net fizik sorusu ile fizik bölümüne yerleştirilmesi gündem oldu. Daha çok da verilen disiplin cezaları gündeme oturdu. Bu yazıda konuyu açıklamaya çalışacağız.
Geçen hafta MTO Talebesi ve yönetim ekibi kardeşlerimizle birlikte Azerbaycan'a güzel bir ziyaret gerçekleştirdik. Muharrem Kartancı, Nuri Gür, Yusuf Karakuş, Büşra Uçur ve eşim Gökçen Hoca ile gerçekleştirdiğimiz ve son derece verimli ve kardeşlik dolu, ruh dolu bir atmosferde geçen ziyaretimizi MTO Bursa temsilcimiz Nuri Gür Bey kardeşimin derinleşen, akıcı ve leziz bir nitelik kazanan kalemiyle paylaşıyorum sizlerle. Nuri Gür Bey iş adamı. Önceden kitap okumak nedir bilmeyen Nuri Bey kardeşim, MTO talebesi olduktan sonra zehir gibi bir zihni ve kaleme kavuştu.
Er zeigt, wie Islam und Humor zusammenpassen: Der türkische Schelm Nasreddin Hoca begeistert mit seinen humorvollen Geschichten seit Jahrhunderten.
Nasreddin Hoca (Todesjahr 1284) begeistert mit seinen humorvollen Geschichten seit Jahrhunderten. Er zeigt, wie Islam und Humor zusammenpassen. Von Marfa Heimbach.
Son devirde ülkemizde yaşamış en büyük velilerden Hz. Sâmî (k.s.)'un “tabiri câiz ise” kucağında doğmuş, onun terbiyesinde büyümüş, hayatını Hz. Sâmî (k.s.)'a hizmete ve ondan istifadeye adamış ve yine o zâtın vasiyyetleri gereği teçhiz ve tekfin işlerini yapmış, onun yolunu hâlâ insanlara anlatan ve Hz. Sâmî (k.s.)'un manevî evlâdı ve vazifelisi olan Muhterem Ömer Muhammed Öztürk, Hz. Sâmi (k.s.) ile yaşadıkları bir Berât kandili gecesini şöyle anlatmışlardır: “Şaban-ı Şerîf'in başlarında Mahmûd Gezer Ağabeyle (Allâh (c.c.) rahmet eylesin Mekke'de vefât etti, Cennetü'l Muallâ'ya defnedildi.) devlethanenin bahçesinde oturuyorduk. Efendi Hazretleri'nin hâdimesi gelerek beni bir kenara çağırdı ve “Ömer Ağabey babam mahrem bir husus söyledi. Bunu Ömer Öztürk'e anlat. Kendisinde kalsın. Îcâbını yerine getirsin. Fakat kimseye de bir şey söylemesin.” dedi ve Efendi Hazretleri'nin “Ben Berât gecesini Ömer Öztürk ile değerlendirmek istiyorum. Kendisi bir imâm bulsun. Ayrıca iki kişiyi de çağırsın. İsterse birisi kendi babası Mehmet Öztürk olabilir. Bir de başka ihvân, benimle birlikte hepimiz beş kişi olacağız. Akşam namazını burada devlethanede kılacağız. İftarı beraber eder, akşam ve yatsı namazını beraber kılar, geceyi de beraber ihyâ ederiz inşâallah.” buyurduğunu söyledi. Fakir, babama ve (Sami Efendimiz'in son yıllarında namazlarını kıldıran) Mahmûd Hoca'ya haber verdim. Sonra Ömer Kirazoğlu ağabey, İsmail ve Cevat Öztürk ağabeylerimi çağırttı. İftar, namaz ve yemekten sonra Efendimiz Hazretleri her zaman oturdukları demiryolu cihetine karşı olan koltuğa oturdular. Az sonra ayağa kalkarak kendi karşısındaki koltuğa geçtiler. Kendi koltuklarına, Fakiri çağırıp “Sen gel, buraya otur, burası senin yerindir. Fakir de karşısında oturacağım” diyerek kendi koltuklarına Fakiri oturttular. Muhteşem bir sohbetten sonra yatsı namazı kılındı, tekrar aynı yerlerde oturarak sohbet, duâ ve murâkabe edildi. İzin alınarak evlere hareket edildi. (www.r am a z a n o g lu m a h m u ds am ik s.c o m )
Nasıl bir insanının türbesini ziyaret ettim? Âtıf Hoca ile görüşen Japonya büyükelçisi Baron Uşida'nın tespiti şöyle: “Sizin gibi birkaç hoca daha olsaydı, İslâmiyet bütün Doğu'yu bu arada Japonya'yı da fethederdi.” Dünyaca meşhur bir İtalyan müsteşriki de Şeyhülislâmlık kapısına başvurarak bazı suallerine cevap istiyor. Onu Âtıf Hoca'ya gönderiyorlar. Âtıf Hoca ile saatlerce görüşüp ilmine hayran kalan müsteşrikin intibâı şöyledir:
Bir gün Nasreddin Hoca, elinde bir kepçe yoğurt mayasıyla köyün yakınlarındaki göle doğru gider. Hoca'nın elinde yoğurt mayasıyla göle doğru yürüdüğünü gören köylüler merakla Hoca'nın ne yapacağını izler ve sonunda dayanamayıp sorarlar: “Hocam, elinde yoğurt mayasıyla göle ne yapmaya gidiyorsun?” Nasreddin Hoca, gayet ciddi bir şekilde cevap verir: “Gölü mayalayacağım.” Köylüler bu cevap karşısında şaşkına dönerler ve Hoca'yı alaya almaya başlarlar: “Hocam, olur mu hiç öyle şey? Koca göl yoğurt tutar mı?” Hoca ise sakin bir şekilde, gülümseyerek: “Ya tutarsa!” diye cevap verir.
Popüler olmakla popülistlik yapmak arasında ciddi bir fark vardır… Hele de ‘ilginç' olacağım diye tarihi gerçekleri saptırmaya kalkarsanız, birileri bunun hesabını soruverir bir gün… Örneğin, “Devletin temeli millî kültürdür”, “Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız” (10. Yıl Nutku) diyen ve Cumhuriyet'in inşasında ulus devletin üzerine oturacağı kültürel zeminin oya gibi işlenmesini ve inşasını adım adım yöneten Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi bir büyük liderin ‘millî kültür devrimi'ni yakından izlemiş,
Yeni podcastimiz FIXMENU sizlerle! Fritz Fassbender ve Koray Gök, haftanın en iyi maçlarını seçti, fikstürü bölüştü, bazı maçlar da Kıyıcı Hoca'ya emanet edildi... :) Hoş bulduk, iyi dinlemeler!
Merhaba Akadaşlar, Bugünkü podcastimizde Çapraz Sorgu Videomuzun bu Bölümünde Kerem ÖNDER Hocaya "Selefilik Hakkında En Zor Soruları Sorduk!" Keyifli Dinlemeler...
İLBER HOCA PLANI AÇIK ETTİ; SİYAHİ GÖÇMEN DALGASI HAYIRLI OLSUN..! DETAYLAR..
Şuan da cumhurbaşkanlığı aday olarak nitelendirilen kişiler de kendinize yakın gördüğünüz biri varmı Gülşen'in imam Hatiplerle alakalı sözünü nasıl yorumlarsınız? zasını doğru buluyor musunuz? Fatih Terim kesin olarak cennete girecek değil mi hocam? Konuşanlar programının sunucusu Hasan Can ile bir araya gelseydiniz ilk ne derdiniz? Neden Allah camilere zarar vermesin diye paratoner kullanıyoruz? Tarikatlar olmalı mı? Her tarikata güvenmelimiyiz? Kerem Hocam sizin hiç sorguladığınız ve anlam veremediğiniz bir nokta olmuşmuydu? Varsa neydi? Madem İslâm barış dini dinden çıkan Mürted'in bulunduğu yerde öldürülmesini Hz. Muhammed neden emret Hocam sosyal hayatınızda neler yapıyorsunuz? oyun oynar mısınız? dizi izler misiniz? izliyorsanız me Benim anlamadığım Allah kalplerini mühürlediği insanları neden cehennemle cezalandırıyor? Şeriat sizce olmalı mıdır? Ve şeriat kurallarının hepsini uygun buluyor musunuz? Kadın ve erkeğin eşit olmaması dinin yayılmasında kadın cinsini daha aşağı göstermez mi? İslam'ın doğru din olduğunu nasıl kanıtlayabilirsiniz? Hocam selamünaleyküm takım tutar mısınız? Şu yaşıma kadar gördüğüm ilim sahibi tüm müslümanların konuşmalarına baktım hepsinde de ya münafık t Kehf Sûresi 86. Ayete göre “Zülkarneyn (ilahiyatçılara göre büyük iskender olabileceği konuşulur bu Hoca olmaya tam anlamıyla Müslüman olmaya nasıl karar verdin? eden Hristiyanlığı seçmedin ne fark vardı? Allah istese herkesi bir anda müslüman yapamaz mıydı? Yaşadığımız dünya bir oyun mu? Eğer öyleyse Allah neden oyun oynuyor? Ülkemiz Afganistan, Pakistan, Arabistan gibi kadınlara yasak koyan bir yer olabilir mi? Olması sizce Allah neden günah işlememize izin veriyor? İslamiyet'e inanmayanlar bu görüşlerini belirtince neden "İslam'a saldırıyorlar!" veya "Efendimize h Ya Hristiyan veya Ateistler haklıysa? Kur'an-ı Kerim herkese göre yorumlanabilen bir kitap mı? Neden sert duruyorsunuz?
Aylin Öney Tan bugün “Mercimekçi Hoca” lakabı ile anılan Prof.Dr. Ayşe Baysal'ı, ev ekonomisi notlarını, kök sebzelerle neler yapılabileceğini, çimlendirme örneklerini paylaştı.
Aylin Öney Tan bugün “Mercimekçi Hoca” lakabı ile anılan Prof.Dr. Ayşe Baysal'ı, ev ekonomisi notlarını, kök sebzelerle neler yapılabileceğini, çimlendirme örneklerini paylaştı.
Tottiler Messiler tam kadro yayında! Fritz Fassbender, Hüseyin Kıyıcı ve Koray Gök, TSL'nin son haftasını değerlendirdi, menümüz için buyrunuz: (3.00) Samsun-BJK, Rıza Hoca'nın oyunu bu kadroya uyar mı? Seçim gündemi, (22.00) FB-Karagümrük, Alparslan Erdem övgüsü, FB'de sorun sadece Fred'sizlik mi? (41.00) GS-Alanya, GS'nin görkemli galibiyeti, Mertens United maçında 11 başlamalı mı? (1.08.00) Anadolu'dan notlar, Rize maçındaki hakem, Sivas'ın performansı, BŞK, Konya, Alper Uludağ, hakemlerin arka adaleleri (1.21.00) Fikstüre bakış, (1.28.00) Soru-cevap-kapanış. İlginize teşekkürler, iyi dinlemeler!
Tottiler Messiler yeni bölümüyle tam kadro yayında! Fritz Fassbender, Hüseyin Kıyıcı ve Koray Gök milli ara öncesi TSL'nin son haftasını değerlendirdi, menümüz için buyrunuz: (1.00) KRAL TV Müzik Ödülleri 1997 En İyi Beste Ödülü (7.00) ADS-FB, Kluivert'ın planı, FB'nin bol pozisyonlu oyunu, Kartal'ın değişiklikleri (24.00) BJK-BŞK, hoş geldin Rıza Hoca, Burak Yılmaz'ın açıklamaları, Ante Rebic, Çağdaş Atan'ın takımı (51.00) Hatay-GS, oyunda mı sorun var, takım mı yorgun? Okan Hoca'nın kadro seçimi, Kerem Aktürkoğlu'nun rolü (1.11.00) TS-Konya, TS'nin topla sınavı, Onuachu abim saygılar (1.26.00) Anadolu'dan notlar, Shelvey, Güven Yalçın, Emre B. vs Nuri Şahin, Paşa-Kayseri, Erencan Yardımcı (1.32.00) Soru-cevap-kapanış. İlginize teşekkürler, iyi dinlemeler!
Bu arada kim yeni sezonda takımını yalnız bırakmaz? Sen tabii ki! Trendyol Süper Lig coşkusu yine TOD'da! Çok heyecanlı bir Süper Lig sezonuna tanık olacağımız kesin. Bu sezon, bu nefes kesen rekabeti ve takımınızın maçlarını kaçırmayın diye TOD'da Sezonluk Taraftar Paketi ayda 99 TL'den başlayan fiyatlarla. Hem de akıllı TV'den, Web'den, cepten, tabletten hangisinden istiyorsan izle. Detaylara açıklama kısmındaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.todtv.com.tr/sinirsiz-spor/super-lig?utm_source=VoiceMedia&utm_medium=TottilerMessilerPodcast&utm_campaign=TOD_Spor_SezonAcilisKampanyasi_Eylul_0923&utm_term=Display Menü: (3.00) ANK-FB, 6 numara şart mı? İsmail Kartal'ın oyunu (23.00) BJK-Sivas, Şenol Güneş övgüsü, transferlerin kaçı Şenol Hoca'nın oyununa uygun? (32.00) ANT-GS, Kerem & Kerem AŞ. Ndombele ve Davinson Sanchez transferleri, Galatasaray'ın dizilişi (1.07.00) Anadolu'dan notlar, Bardhi, Enis Destan, Çağdaş Atan, Emre Belözoğlu (1.20.00) Soru-cevap-kapanış. İlginize teşekkürler, iyi dinlemeler!
KAÇIN BAHÇELİ DEVLET GELİYOR! ÖLME EŞEĞİM ÖLME EKONOMİSİ. HOCA'NIN EŞEĞİ BİZDEN ŞANSLI OLABİLİR Mİ?
Melbourne'da doğup büyüyen ve tam 45 yıldır tekvando yapan Murat Matt Eryürek, Viktorya'da 2023 yılının Tekvando Baş Hocası seçildi.
Mehmet Tahsin | Fetva Hayrettin Hoca'dan: Rejime muhalefet etmek terör faaliyetidir | 08.05.2023 by Tr724
CEVHERİ GÜVEN #yerlimotor #savunmasanayi #seçim #tei Erdoğan'ın en büyük seçim kozlarından yerli motor balonu bugün sönüyor. 2 Milyar Dolar harcandı peki ortada yerli motor diye gerçekten tek bir motor var mı? Bayraktar TB2, Bayraktar Kızılelma, Akıncı, Yerli Muharip Uçak, Atak Helikopterleri, Hürkuş, gibi yerli denilen hava araçlarında yerli motor kullanılıyor mu? Tek tek bu araçların hangi ülke motoru kullandığına ilişkin detaylı bilgiler.. Erdoğan'ın çok değer verdiği Cevat Akşit Hoca'nın iki oğlu nasıl savunma sanayinin en önemli kurumlarından TEİ'ye çöktüler? Yerli motor için verilen 2 milyar dolar nasıl lüks harcamalarda kullanıldı? TEİ nasıl arpalığa dönüştü? Kurumda 800 kişi aynı soyadını taşıyor. Songüler soyisimli karı koca görümce kendilerine 15 günlük iş gezisi yazıp TEİ'nin parasıyla ABD'de tatil yaptılar mı? Yurt dışına giden yöneticiler yanlarında aşçı, garson götürecek kadar nasıl çığrından çıktılar?
Greek Festival of Sydney kapsamında 5 Mart Pazar günü 16:00'da düzenlenecek Kültürler arası Köprü: Nasreddin Hoca Hikâyeleri adlı etkinlikte yer alacak Burcu Çevik Compiegne SBS Türkçe'ye detayları anlattı.
Medyascope Spor'un yeni podcasti “Basit Goller Yedik” ikinci bölümü ile karşınızda! Spor Toto Süper Lig'de 20. hafta heyecanı sona erdi. Medyascope Spor Servisi'nin yeni podcasti ''Basit Goller Yedik'de'' Kubilayhan Kavrazlı ve Yahya Kemal Doğan, 20. hafta maçlarında ön plana çıkan maçların yanı sıra Avrupa futbolundaki son gelişmeleri konuştu. -Süper Lig'de 20. hafta -Juventus'a verilen puan silme cezası -Erik ten Hag'ın performansı
Bahane Kimi zaman beceremiyorum demenin bir başka ifadesidir bahane. Canımız bir şey yapmak istemediğinde mantıklı mantıksız sıralar dururuz. Daha çok da başarısız olduğumuzda ya da başarısız olacağımız anlaşıldığında başlarız bahane uydurmaya. “Öğretmenim ödevimi yapacaktım; ama akşam elektrikler kesildi.” İlköğretimde uydurulan en baba bahanedir. Bir de “Ödevimi yapacaktım; ama akşam misafir geldi.” Diye de uydurulan versiyonu vardır. Lise de ise “Annem hastaydı dün o nedenle gelemedim hocam.” olur. Sınavdan istenen notu alamayınca, “Hoca zor sordu.”, “Anlatmadığı yerden soru geldi.” diye sıralanır sonra. ÖSS'de ise en baba bahane, “Hocam optik formda kaydırmışım.” ya da “Zamanım yetmedi hocam.” şeklindedir. Bahane, yaş ilerledikçe “Başım ağrıyor bugün akşam misafir kabul edemeyeceğim.” şeklini alır. Telefona cevap verilmek istenmediğinde ise “Şarjım bitti.” en çok tutandır. Karşıdaki, aslında olayı anlamıştır; ama çoğu zaman olumsuz tepki vermez. Bir de masum bahaneler vardır. “Geçiyordum uğradım.” diye gösterir kendini ya da “Sen burada mıydın? Ne hoş bir sürpriz bu!” diyerek farkında olmadan karşılaşılmış gibi yapılır. Bazen de, bir arada olmak için bahaneler vardır: “Nereye gidiyorsun, çarşıya mı? Seni bırakayım. Ben de o tarafa gidiyorum.” şeklinde ortaya çıkabilir. Peki, neden bahane uydurmak zorunda kalır insanlar? Gerçeği söylemek bu kadar da zor mudur? Bahane, aslında yalanın kılık değiştirmiş şeklidir. Çoğu zaman cezalandırılmamak ya da karşıdakini kırmamak için söylenir. Etrafımız doğruları hazmedememe sorunu yaşayan insanlarla doludur. Çocuk annesine: “Devamsızlık yaptığım için dersi kaçırdım, sınavda da sorular o konulardan çıktı, bu nedenle düşük not aldım.” dediğinde acaba annenin tepkisi ne olur? Kaç anne ya da baba, olumlu yaklaşıp: “Olsun mutlaka geçerli bir nedenin vardır, o nedenle devamsızlık yapmışsındır, ikinci sınavda işi sıkı tutar notunu yükseltirsin.” diyebilmektedir. Mutlaka bu tür yaklaşan anne ve babalar vardır; ancak genel olan hemen hesap sorma şeklindedir. Çocuk, okul dönüşünde daha kapıdan içeri girer girmez: “Sınavın nasıl geçti?”, “Komşunun oğlu kaç aldı?”, “Haylazlık yapacağına oturup ders çalışsaydın!” tarzında hesap sormak neredeyse ailelerde gelenek hâline geldi. Bilmeden, istemeden, tamamen iyi niyetle çocuklarımızı kendi elimizle bahane üreten, hatta daha kötüsü yalan söyleyen bireyler hâline getiriyoruz. Her anne-baba, çocuklarına karşı, hatta eşler birbirlerine karşı tutum ve davranışlarını kontrol etmelidir. Anne babalar, çocuklarını doğru söylemeye teşvik etmelidir. Eğer bir yerde bahane varsa bilinmelidir ki orada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. O yerde bulunan herkes, anne-babalar, karı-kocalar, yöneticiler, bölüm şefleri, kendi davranışlarını dürüstçe gözden geçirmelidir. Bahanenin temelinde yatan unsurlar tespit edilerek çözüm yoluna gidilmelidir. Ahmet GÜNAY
Tottiler Messiler yeni bölümüyle yayında! Fritz Fassbender, Hüseyin Kıyıcı ve Koray Gök, STSL'nin fırtınalı 11. haftasını değerlendirdi, menümüz ise şöyle: (1.00) Hüseyin Göcek ile ADS maçında dalağı şişiri-YORUM (4.00) Beşiktaş'ta Şenol Güneş dönemi, Valerien Ismael'in ayrılığı, Şenol Güneş'in ideal 11'i ne olur? (37.00) GS-Alanya, harika ilk 30, Ali Palabıyık, Okan Buruk'un değişiklikleri, (1.20.00) FB-BŞK, Jesus vs Belözoğlu (1.29.00) Anadolu'dan notlar, ADS-Konya, Gökhan Akkan, Çağdaş Hoca (1.35.00) Fikstüre bakış, kapanış.
Önceki haftadan mizah sohbetine doyamayan Töre Sivrioğlu ve Mahir Ünsal Eriş bu hafta konuyu daha da açarak Türk mizah geleneğinden girip, Karagözler, Nasreddin Hocalardan geçerek Aziz Nesin'e, Rıfat Ilgaz'a, Muzaffer İzgü'ye saygı duruşunda bulunuyor. Mizah politik olmak zorunda mıdır, Çavuşesku mizaha nasıl bakıyordu, İslamcı karikatür dergileri neden komik olamıyor, karikatür dergilerini Gezi mizahı mı bitirdi, sorularına cevaplar aranıyor. Töre Hoca, ayıplı Nasreddin Hoca fıkralarını anlatmaktan kaçınıyor, İtalyan filmleri övülüyor, Levent Kırca'nın Özal anıları hatırlanıyor. Mizah, Geri Dönüyoruz'un masasına boylu boyunca yatıyor.
İsmailağa Cemaati'nin önde gelen isimlerinden “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Sakarya'da bir camide Kuveytli Vahhabi Şeyhi Osman El Hamis'in namaz kıldırıp vaaz vermesine tepki gösterdi. Ünlü, “Diyanet'i uyarıyoruz; hangi ırktan ve milletten olursa olsun eğer camilerde bu adamlara konuşma izni verirseniz, selefiliğe vehhabiliğe hizmet edip, iç savaşı körüklemiş olacaksınız” dedi. Ruşen Çakır, Cübbeli Ahmet Hoca'nın açıklalarının perde arkasını, cemaatlerin Vahhabilik nefreti ve korkusunu değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3RKXY66
Mehmet Efe Çaman | Hakan Hoca'nın ardından | 28.06.2022 by Tr724