POPULARITY
Categories
19. yüzyılda İstanbul'da eğlence yerlerinin gelişimi, yabancıların düşünceleri, Beyoğlu'nda eğlence olanaklarının kısıtlılığı ve başka şeyler...
Maçka Silahhanesi'nin yapılışı, Kurtuluş Savaşı'nda kullanımı, işgal zamanı İngiliz subaylarla yaşananlar, Maçka Silahhanesi'nden Anadolu'ya silahların kaçırılması ve başka şeyler...
Mahluklar içinde, ilk olarak Peygamber (s.a.v.)'in nuru ve ruhu yaratılmıştır. Allâhü Teâlâ, O (s.a.v.)'in ismini arşa, cennetlere ve yedi kat göklere yazmıştır. Peygamber (s.a.v.)'in ismini söylemekten başka vazifesi olmayan melekler vardır. Meleklerin Hz. Âdem (a.s.)'a karşı secde etmeleri için emir olunması, alnında Peygamber (s.a.v.)'in nuru bulunduğu için idi. Allâhü Teâlâ, bütün peygambere, Peygamber (s.a.v.)'in geleceğini; ayrıca ümmetinlerine, zamanına yetiştikleri takdirde, O (s.a.v.)'e inanmalarını emretmeyi bildirdi. Dünyaya geleceği zaman, çok büyük alametler görülmüştür. Tarih ve mevlid kitaplarında yazılıdır. Dünyaya geldiği zaman, göbeği kesilmiş ve sünnet olmuş görüldü. Dünyaya gelince, şeytanlar göğe çıkamaz, meleklerden haber çalamaz oldular. Dünyaya geldiği zaman, yeryüzündeki bütün putlar, tapınılan heykeller yüzüstü devrildiler. Beşiğini melekler sallardı. Beşikte iken gökdeki ay ile konuşurdu.Mübarek parmağı ile işaret ettiği tarafa meylederdi. Beşikte iken konuşmaya başladı. Çocuk iken, açıklarda gezerken, başı hizasında bir bulut da birlikte hareket ederek gölge yapardı. Bu hal, peygamberliği bildirilinceye kadar devam etti. Her peygamberin sağ eli üstünde nübüvvet mührü vardı. Peygamber (s.a.v.)'in ise, mübarek sırtı ortasında sol küreğe yakın, kalbi üzerinde idi. Önünde olanları gördüğü gibi, arkasında olanları dahi görürdü. Aydınlıkta gördüğü gibi, karanlıkta da görürdü. Tükürüğü, acı suları tatlı yaptı. Hastalara şifa verdi. Gözleri uyurken, kalbi uyanık olurdu. Ömründe hiç esnemedi. Mübarek teri, gül gibi güzel kokardı.(Mehmet Oruç, Kainatın Efendisi, s.194)
Kudüs'ün fethinde ilk hutbeyi okuyan, hâkimler başkanı (Kadı'l-kudat) Muhammed bin Ali Zekiyyüddin bin Muhammed hem hâkimler kurulu başkanlığı yapar, hem medresede ders verir, hem de Allah için cihada çıkardı. Çok âlim, fazıl,âbid bir insan olduğu gibi mücahitliği ile günümüz İslam âlimlerine örnek olacaklardan biri idi. Onun için Selahaddin Eyyubi ilk hutbeyi okuma şerefini ona verdi.Hutbede geçen bazı ayetler:O, göklerde ve yerde tek Allah'tır. Sizin gizli nizi de açığınızı da bilir. Kazandıklarınızın hepsini bilir.” (En'am 1-3) “İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua etmekte. İnsan pek aceleci oldu.” (İsra s. 11) “Allah'ın insanlar için açtığı rahmeti tutacak yoktur, O'nun tuttuğunu,O'ndan sonra salıverecek yoktur. O her şeye gücü yeten, hükmünde hikmet sahibi olandır.”(Fatır s. 1-2) “Gizliyi de açığı da bilendir. Onların ortak koştuklarından yücedir.” (Mü'minun 91-92)“Ey ehli kitap, Peygamberlerin gönderilmediği bir zamanda “Bize cenneti müjdeleyen ve cehennemden sakındıran bir peygamber gelmedi” deme yesiniz diye, size açıklaması için elçimizi gönderdik. İşte size cenneti müjdeleyen, cehennemden sakındıran gelmiştir. Allah her şeye gücü yetendir.” (Maide 17-19) “Kulunu bir gece Mescid-i Haramdan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya ayetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksiklik lerden) münezzehtir.Şüphesiz O,işitendir, görendir.” (İsra s. 1) “İlk sürgünde ehli kitap kâfirlerini (Beni Nadr) yurtlarından çıkaran O'dur. Siz çıkacakların zannetmiyordunuz. Onlar da kalelerinin kendilerini koruyacağını sanıyorlardı. Allah (‘ın azabı) onlara hiç hesap etmedikleri yerden geldi. Kalplerine korku saldı. Evlerini kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriyle yıkıyorlardı.Ey akıl sahipleri, ibret alınız.” (Haşr s.1-2)(İmam Zehebi, Tarih'ül-İslam c.42 s.37)
Osmanlı mutfağının 19. yüzyılda yaşadığı değişimler...
19. yüzyıl sonunda otomobilin şehir hayatına girişi, gazete haberleri ve bazı kimselerin görüşleri...
Erken İslam ve kapitalizmin doğuşu arasındaki şaşırtıcı bağlantıyı hiç düşündünüz mü? Bu bölümde, Peygamber Muhammed'in "Fiyatlar Allah'ın elindedir" şeklindeki radikal kararıyla modern piyasa ekonomisinin temellerini nasıl attığını keşfedeceğiz.Tarih boyunca hükümetlerin ve din adamlarının fiyatları sıkı bir şekilde belirlediği bir dönemde, Hz. Muhammed'in bu ilkesi, fiyatları devlet kontrolünden çıkararak 'görünmez el'e bırakarak sonsuz yankılar uyandırdı. Ekonomist Friedrich Hayek'in de belirttiği gibi, eğer piyasa mekanizması "insan zihninin bilinçli bir tasarımı olsaydı, insan aklının en büyük zaferlerinden biri olarak alkışlanırdı".Bu devrimci yaklaşım, erken İslam toplumlarını çağının en yenilikçi ekonomilerinden biri haline getirdi. Ticaret ve girişime dayalı bir kültürün yeşerdiği Mekke'de doğan İslam, küresel ticareti ve modern kapitalizmin temelini atan bir ekonomik sistemin öncüsü oldu. Peygamber Muhammed'in kendisi de hayatının zirvesinde döneminin en zengin Arabı olmuş, eşi Hz. Hatice ise Mekke'nin önde gelen bir girişim sermayedarıydı.Kaynak
Almanya'daki Birtat döner fabrikasının işçileri, 18 ay süren mücadelenin ardından sendika kurmayı başardı ve döner sektöründeki ilk toplu sözleşmeyi kazandı. Almanya'daki döner sektörünün üretim hacmini, Birtat döner fabrikasındaki sendikalaşma sürecini ve toplu sözleşmeyle ilgili gelişmeleri ekibimizden Erkan Aslan derledi. Birtat döner fabrikası işyeri işçi temsilcisi Müzayfe Doğaner ise podcast COSMO Türkçe'ye, fabrikada nasıl sendika kurduklarını ve toplu sözleşme için nasıl mücadele ettiklerini anlattı. Mikrofonda Aydın Işık var. Von Aydın Işık und Erkan Aslan.
19. yüzyılda İstanbul'da şehrin ulaşım yapısında değişiklikler, topluma taşıma girişimleri, yollar ve başka şeyler...
Çok yoruldum. Süreçle ilgili yazılar ayrıca yordu. Söylenmesi gerekenleri söyledim. Tarih hepimizin sözlerini kayda geçiriyor.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" adını önerdiği komisyonda şeffaflık vurgusu yaptı. YAŞ toplandı, yeni Genelkurmay Başkanı atandı.Bu bölüm Türkiye İş Bankası hakkında reklam içermektedir. Türkiye İş Bankası, KOBİ'leri dijital ve yeşil dönüşüm süreçlerinde destekleyerek sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlıyor. Banka, pazar dinamiklerinin yanı sıra uluslararası düzenlemeleri de gözeterek KOBİ'leri ikiz dönüşüm olarak adlandırılan dijital ve yeşil dönüşüme teşvik ediyor. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Sultan II. Abdülhamid'in 33 yıllık saltanatı süresince herhangi bir fasılaya uğramadan yaklaşık bin 600 kere icra edilen Cuma selamlığı ve başka şeyler...
Sahneye adımlarını henüz 17'sindeyken atan genç bir müzisyen düşünün: piyanosunun başında, annesine yazdığı ilk beste “Saalouni el Nass” ile onları da, bizi de şaşırtan bir ifade dönemi başlatıyor. O çocuk; sahiden de sadece bir çocuğun değil, politik hissiyatla yoğrulmuş sosyal eleştiri damarını erken yaşta fark etmiş bir entelektüeldi. İşte Ziad Rahbani böyle bir figür.
Caddebostan'da Ragıp Paşa Köşkü yapılırken çevrede çıkan dedikodular, Abdülhamit paşaları neden Kadıköy tarafına rağbet ediyordu ve başka şeyler...
Abdülhak Şinasi Hisar'ın anlatımıyla Boğaziçi'nin yalılarına uzanıyor; İstanbul'un kıyı mimarisine, sosyal yaşantısına ve hatıralarla örülü zaman katmanlarına kulak veriyoruz.
Geri Dönüyoruz'un final bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, sizlerden gelen soruları yanıtlıyor.
Osmanlı'yı güçlü kılan padişahlar değil vakıflardı. Tarihçiler tarafından Osmanlı'nın Vakıf Medeniyeti olarak isimlendirilmesi bu yüzden. ABD'yi de güçlü kılan doları veya Beyaz Saray'dan ülkeyi yöneten seçilmiş Başkanları değil, bilime değer veren güçlü kurumlarıdır. Çölde hiç elektrik olmadan havadan su çeken bir pencere tasarlayan MIT mühendislerinin çıktığı Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Amerika Birleşik Devletleri'ni güçlü yapan kurumlardan biri.
Osmanbey semtine ismini veren Osman Bey'in hayatı, Osmanbey'e yerleşmesi ve daha birçok şey...
15 Temmuz 2016'da ne oldu? Tarih nasıl değişti? Türkiye imha edilecekken küresel güce nasıl dönüştü? Ve bizler bu “büyük tarih sıçraması”nı ne kadar algılayabildik? O gece Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana ilk kez dışarıdan ve içeriden aynı anda saldırıya uğradı. Osmanlı tarihi dahil, bilinen Anadolu isyanlarının çok daha ötesinde bir şey gerçekleşiyor, 21. yüzyılın eşiğinde Anadolu'yu parçalayıp Türkiye'yi küçültme senaryosu uygulanıyordu.
Türkiye, terör örgütü PKK'ya silah yaktırdı. Tarihî bir sürece şahitlik ediyoruz. Benzersiz bir kardeşlik örneği inşa edilebilir. Tıpkı dün olduğu gibi. Bu süreç şu temel gerçek üzerinden inşa edilmeli: Selçuk çocukları ile Salahaddin çocukları ne zaman birbirilerine omuz vermişlerse, o zaman tarihin akışını değiştirmişler. Ama öte yandan Selçuk çocukları ile Salahaddin çocukları ne zaman birebirlerine omuz vurmuşlarsa, ikisi de hüsrana uğramaktan kurtulamamışlar ve tarihten çekilmişler. Bazı çevreler ve kişiler, bu benzersiz süreci, gölgelemek ve hatta baltalamak için yoğun gayret gösterecekler gibi görünüyor.
Tarihî bir ana tanıklık ettik cuma günü: Terör örgütü PKK silah yaktı. Yakarak bıraktı silahı. Türkiye yaklaşık yarım asırdır kangrene dönüşen yüzyılın en büyük sorununu halletme yolunda tarihî bir mesafe katetmiş oldu. Türkiye, prangalarla boğuşuyor iki asırdır. Tek bir prangası yok Türkiye'nin: Hem kanlı hem de kansız prangaları var. Aynı anda ikisiyle de boğuşuyoruz. Yarım asır önce bir hortlak gibi icat edilen terör, kanlı bir prangaydı boynumuza geçirilen.
Bitcoin'in enerji tüketimi sıkça eleştiriliyor, hatta "israf" olarak nitelendiriliyor. Ancak bu podcast'te, bu yaygın iddialara farklı bir açıdan bakıyoruz. "Enerji israfı" kavramının öznel ve değer yüklü olduğunu vurguluyor, bunun yerine "enerji sarfiyatı" teriminin daha doğru bir anlayış sunduğunu öne sürüyoruz. Bir şeyin ne kadar değerli veya israf olduğunun kişisel değer yargılarına, kültürel farklılıklara ve zamana göre nasıl değiştiğini sorguluyoruz.Peki, Bitcoin'in bu enerji sarfiyatı neden gerekli? Çünkü elektronik paranın doğal ve politik olmayan bir kıtlık kazanmasının temel şartıdır. Tıpkı fiziksel varlıklarımızı korumak için enerji harcamamız (duvarlar, kasalar) gibi, para da kendi değerini korumak için bir çaba gerektirir. Tarih bize, paranın enerji veya emek harcanmadan kolayca yaratıldığında (örneğin enflasyon yoluyla) değerini hızla yitirdiğini ve bunun ekonomik çöküşlere, hatta savaşlara yol açtığını defalarca göstermiştir. Kimse para basma gücüne direnememiştir, en erdemli yöneticiler bile.Bitcoin'in enerji sarfiyatı, her 10 dakikada bir yeni blok üretme gibi "doğa yasasının" işlemesini sağlar. Bu süreç, sistemin istikrarını güvence altına alır ve en önemlisi, paranın el koyma veya enflasyon yoluyla çalınmaması sözünün yerine getirilmesini sağlar. Bitcoin, sıfır ve birlerden ibaret gibi görünse de, ardındaki enerji çabası sayesinde fiziksel bir gerçekliğe dayanır, bu yönüyle tamamen dijital/fiat paralardan ayrışır. Bu enerji kullanımı, madencilik yoluyla üretimden çok, ağın ilgisini, sağlığını ve paranın adil dağılımını gösterir.Podcast, "Parayı düzelt, dünyayı düzelt" felsefesi üzerinden, sağlıklı paranın enerji sarfiyatı gerektirdiğini ve bunun daha sağlıklı bir dünyaya katkıda bulunduğunu savunuyor. Sonuç olarak, her bireyin kendine sorması gereken temel soruya odaklanıyoruz: Sağlıklı bir dünya, bizim için kaç kilovatsaat değerindedir? İşte enerjiye dair soru budur.Kaynak
Bu haftalarda Tarih anlatımından giderek uzaklaşarak gündeme yaklaşıyoruz. Korkunç bir bilgi şöleni; Kemalizmin faşist yüzü ya da Kenan Evren'e Türkiyeli başkan diyerek mezarında ters döndürme aktiviteli bir program oldu.
100 yıl önceki şehirden manzara ve hikayeler, köprü geçmeyen atlı tramvay, çiçek kokulu çayırlar, diş kirası padişaha verilir mi, Kağıthane mesiresine gidiş ve başka şeyler....
Geri Dönüyoruz'un 89. bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu'nun konuğu Memet Ali Alabora. Müzik Larousse serisinin yeni bölümü için bir araya gelen üçlü, Johann Sebastian Bach'ın oğullarından başlayan sohbette, Boccherini, Brahms, Bizet ve Brucker'e uğrayıp Borodin'e kadar ilerliyor.
Osmanlı devrinde tatlının izini sürüyor; şekerlemeciler loncasından kaymak ve süt bala, kaşık tatlısından baklavaya uzanıyor; Le Bon Pastanesi gibi dönemin meşhur tatlı duraklarına uğruyoruz.
Özgürlük ve mahremiyet, aynı madalyonun iki yüzü gibi birbiriyle yakından ilişkilidir. Çoğu soyut kavram gibi, bunlar da kendiliğinden ortaya çıkmaz; hayal edilmesi, inşa edilmesi ve kararlılıkla korunması gereken değerlerdir. İnternet gibi dönüştürücü teknolojiler, hem bizim onları şekillendirmemizi sağlar hem de kendileri bizi şekillendirir. İnternetin tarihi, diğer ağ teknolojilerinin, örneğin paranın interneti olan Bitcoin'in nasıl evrilebileceği konusunda önemli dersler sunar.Web'in ilk günlerinde kullanılan Hypertext Transfer Protocol (HTTP), bilgiyi şeffaf bir şekilde aktarıyordu. Her şey herkese açıktı ve meraklı kişiler kimin kiminle konuştuğunu ve ne gönderildiğini kolayca görebilirdi. Ancak Eric Hughes gibi düşünürler, elektronik çağda açık bir toplum için mahremiyetin gerekliliğini vurguladı. Mahremiyet sır tutmak değildir; kişi mahremiyet sayesinde kendini dünyaya seçici olarak ifşa etme gücüne sahip olur.Ne yazık ki, internet ilk ortaya çıktığında güçlü şifreleme varsayılan değildi. Güçlü şifrelemenin eksikliği, PRISM ve ECHELON gibi büyük çaplı gözetim sistemlerinin kurulmasını kolaylaştırdı. Snowden'ın ifşaatları, bu gözetimin benzeri görülmemiş boyutunu ortaya koydu. Bu durum, internette iletişimi daha özel hale getirme çabalarını tetikledi. Netscape'in başlattığı HTTP over SSL ve ardından formalize edilen HTTPS, iletişimin güvenliğini artırdı. Bu tür korumalar, otoriter rejimlere karşı durmak, araştırmacı gazetecilik yapmak ve muhalefet etmek için neredeyse imkansız hale geldiği yerlerde hayati önem taşır.Tarih tekerrür eder ve iletişim mahremiyeti konusunda öğrenilen bu dersler finansal iletişim için de geçerlidir. Bitcoin Protokolünün mevcut durumu, şeffaflığıyla web'in HTTP aşamasını anımsatıyor. Finansal bilgiyi herkesin erişebileceği ve analiz edebileceği şekilde depolamak, özgür bir toplum için faydalı değildir; aksine bunu engeller. Tam şeffaflığın toplumsal sonuçlarından kaçınmak için, Bitcoin dünyasında da HTTPS benzeri güvenlik ve mahremiyet güvencelerine geçilmesi gerekecektir.Mahremiyet bir lüks değil, bir zorunluluktur. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi belgelerde temel bir insan hakkı olarak tanınmıştır. Tıpkı fiziksel dünyada evlerimizin mahremiyeti gibi, dijital dünyada da şifreleme mahremiyeti mümkün kılar. Tam gözetim hali, güvenlik değil, zorlama ve tiranlık halidir ve yeniliği baltalar. Yeni fikirlerin tartışılması ve gelişmesi için mahremiyet esastır. Mahremiyet olmadan özgürlük boştur. Vizyon ve mühendislik çabalarıyla, değer transferinde de güvenlik ve mahremiyetin yakında varsayılan hale gelmesi umulmaktadır.Kaynak
Üsküdar Şemsi Paşa Bostanı'nda kadınların sosyalleşmesi, 100 yıl önce bakkaldan alış veriş, bostanlar ve başka şeyler...
Geri Dönüyoruz'un 88. bölümünde seyyahlar serisine bir ek daha yapıyoruz. Serinin dördüncü bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, Fransız gezgin Jean Chardin'i ele alıyor. Chardin'in, Lyonlu tüccar Raisin'le birlikte Doğu Hint adalarına gitme hayallerini, ilk teşebbüslerini, bu hayallerin bir ürünü olarak gerçekleştirdiği İran yolculuğunu, yolculuğu esnasında yaptığı İstanbul ve Türkiye gözlemlerini konuşuyor ve Chardin Seyahatnamesi'nin bizim için neden önemli olduğunu da anlamlandırmaya çalışıyoruz.
Kurantime çatısı altında, “Üç Kapı” açılıyor.Bu podcast serisinde bilginin, sanatın ve inancın farklı düzlemlerinde bir yolculuğa çıkıyoruz.Titizlikle seçtiğimiz üç alandaki kitaplar aracılığıyla düşünceyi, duyguyu ve maneviyatı birlikte keşfe çıkacağız:1. Non-FictionBilimden sosyal bilimlere, gerçekliğin karmaşık katmanlarını inceliyoruz. Kuramsal metinler eşliğinde çağımızı ve kendimizi anlamaya çalışıyoruz.2. FictionEdebiyatın büyülü dünyasında insan ruhunun derinliklerine iniyor, toplumsal meseleleri kurgu aracılığıyla sorguluyoruz.3. İslami İçerikİnanç ve maneviyat penceresinden İslami düşüncenin farklı veçhelerini, klasik ve çağdaş metinler eşliğinde ele alıyoruz.“Üç Kapı”da sadece okumuyoruz; metinleri sorguluyor, aralarındaki bağları kuruyor, çağımıza dair yeni anlamlar üretiyoruz.Evet, burası Üç Kapı.Kapıların ardında ne var, birlikte bakalım.
Geri Dönüyoruz'un 87. bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu uzun zamandır erteledikleri İspanya bahsini açıyor. İspanya nedir? İberya yarımadası neden İspanya ve Portekiz olarak ayrılıyor? Latinler gelmeden önce burada kim yaşıyordu? İspanyolları nasıl karakterize ediyoruz? Endülüs medeniyeti nedir, nasıl kurulmuştur? Müslümanlardan önce İspanya'da kim vardı? İspanya'ya gelen Emeviler kimler? Müslümanlar ilk olarak ne zaman İberya'ya attı? Hepsi ve çok daha fazlası bu bölümde.
Bu bölümde, Osmanlı döneminde inşa edilen Mostar Köprüsü'nün mimari harikasından, Bosna Savaşı sırasında yıkılışına ve yıllar sonra yeniden inşa edilerek tekrar barışın simgesine dönüşmesine uzanan etkileyici hikayesini konuşuyoruz. Bir köprüden fazlası olan Mostar, geçmişin yaralarıyla bugünün umutlarını birleştiriyor.
Bitcoin'in sadece karmaşık bir teknik sistem olmadığını biliyor muydunuz? Aslında Bitcoin, sizi paranın tarihi, bankacılık ve çeşitli ekonomik düşünce ekolleri hakkında beklenmedik bir öğrenme yolculuğuna çıkarabilir. Bu yolculukta ilk şaşırtıcı duraklardan biri, finans, ekonomi ve hatta psikoloji hakkında ne kadar az şey bildiğimizi fark etmek oluyor.Bu keşif süreci, enflasyonun ne anlama geldiği ve yeni para basımının neden basitçe daha fazla talep yaratmak yerine halihazırda mevcut paranın değerini düşürdüğü gibi temel sorularla başlıyor. Enflasyonun gizli bir vergi oluşu ve hiperenflasyonun yıkıcı etkileri gibi konular, parayla olan ilişkimizi yeniden düşünmemize neden oluyor. Tarih boyunca hükümetlerin para arzını artırma cazibesine direnemediği ve bu durumun para birimlerinin değer kaybetmesine veya çökmesine yol açtığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz.Para birimlerinin altın ve gümüş gibi somut değerlere dayalı olduğu dönemlerden, sadece hükümet kararıyla değeri olan itibari para sistemine nasıl geçildiğini anlamak, büyük bir illüzyonun parçası olduğumuzu fark etmemizi sağlıyor. Ayrıca, bankaların aslında sahip olmadıkları parayı ödünç verebildikleri kesirli rezerv bankacılığının çılgınlığını ve bunun para arzını nasıl katladığını öğreniyoruz. Para yaratma gücünün ne kadar büyük bir kontrol sağladığını görüyoruz.Peki ya değer? Neden bazı şeylere diğerlerinden daha fazla değer veriyoruz? Değerin sadece öznel olmadığını, kıtlık ve üretim zorluğu gibi nesnel kriterlere de bağlı olduğunu ve Bitcoin'in bu özelliklere sahip olduğunu anlıyoruz.Bitcoin, 21 milyonluk sınırlı arzı ve matematiksel olarak kontrol edilen para basımıyla, bu eski ekonomik paradigmaları sorgulamamızı sağlıyor. Para arzını matematiksel kuralların belirlediği bir sistem olarak, hükümetlerin parayı şişirme eğilimine karşı bir alternatif sunuyor. Bu bağlamda, sağlam para kavramı - yani değerini zaman içinde koruyabilen para - öne çıkıyor. Bitcoin'in benzersiz stok-akış oranı, onu altın gibi geleneksel sağlam para biçimleriyle karşılaştırmamızı sağlıyor ve gelecekte "sonsuz sağlamlığa" yaklaşacağını gösteriyor.Bitcoin'in ekonomik öğretileri, finansal cahilliğimizle yüzleşmek ve paranın gerçek doğasını anlamak için güçlü bir katalizör görevi görüyor. Bu podcast serisi, Bitcoin'in bize para, değer ve ekonominin işleyişi hakkında öğrettiklerini keşfedecek. Gelin, bu eğitici ve aydınlatıcı sohbetimize katılın!Kaynak
Akademisyen Doç. Dr. Özge Öner ile ekonominin gidişatını, önümüzdeki süreçte Türkiye'yi nelerin beklediğini ve kaybedilen zamanı konuştuk. İyi seyirler...
On-Air (Karanlık) filminin katkılarıyla hazırlanan Geri Dönüyoruz'un yeni bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, bilim kurgu ve çizgi film dünyasını birbirine katıyor. İkili, On-Air (Karanlık) filminden yola çıkarak, bir yandan çizgi filmlerden, animasyonlardan ve fiktif gelecek tasavvurlarından bahsediyor, bir yandan da var olmayan evrenlere dair kurgular içeren çocukluk yapımlarını hatılamaya çalışıyor.
Geri Dönüyoruz'un 85. bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, tarihte ciddi tartışmalara yol açan bir konuyu ele alıyor. Çizgi roman merakları malum olan ikili bu kez DC ve Marvel evrenlerini karşılaştırıyor. İki evren arasındaki temel farklılıklar, mekanlar, doğuştan veya atanmış kahramanlar, halka en yakın figürler, kadın gücü vurgusunun yapıldığı ilk karakter, gücünü zenginliklerinden alanlar, taytı kahraman modasına sokanlar... Hepsi ve daha fazlası bu bölümde.
Geri Dönüyoruz'un 84. bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, Eyüp Demirezen'i konuk ediyor ve birlikte Romanları konuşuyorlar. Roman ne demek? Çingene kavramının kullanımı ne kadar doğru? Yolculukları nereden başladı, nerelere ulaştı? Gaco ve gacı kime denir? Müzikle ilişkileri, Türk sinemasının Roman algısına etkisi, Roman toplumuna dair ön yargılar, Rom dilinin etkilendiği diller ve çok daha fazlası bu bölümde.
1878 ‘de Plevne'de Osmanlı ile beraber ve 1915'te Çanakkale'de Osmanlı'ya karşı savaşan Avustralyalı Doktor Charles Ryan hem Türkiye hem de Avustralya için önemli tarihi bir karakter. Ryan'ın hikayesini belgesel olarak beyaz perdeye aktaran Yapımcı Murat Dereli ve Tarihçi Vecihi Başarın stüdyo konuğumuz oldu.
Geri Dönüyoruz'un 83. bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, tiranlar ve totaliter figürleri ele alıyor. Tiran kelimesinin kökeni nedir? Antik Yunan döneminde tiran kime deniyordu? Anlamı nasıl bir dönüşüme uğradı? Tiranlık ile krallığı ne ayırır? Roma döneminde tiranlıktan bahsetmek mümkün mü? Orta Çağ Avrupası ve İslam dünyasında durum nasıldı? Hepsi ve daha fazlası bu bölümde...
Geri Dönüyoruz'un 82. bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, yamyamlık bahsini açıyor. "İnsan insanı neden yiyor?" sorusunun çevresinde, kanibalizm kavramının menşeini, ritualistik anlamını, kimlerin hangi sebeple yendiğini konuşuyor ve "yamyam" kelimesinin kökenine göz atıyoruz.
Her yıl aynı olaylar üzerine birçok tarih kitabı yayımlanıyor ve tarihçiler pek çok konuda anlaşmazlık yaşıyor. Peki, tarihi kimler yazıyor? Tarih nasıl yazılıyor? Tarihte nesnellik mümkün mü? 111 Hz'in bu bölümünde tarih disiplininin ne olduğunu inceliyor ve bu sorulara yanıt arıyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Uğur YıldırımSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.50podbee koduyla Hiwell'de ilk seansınızda geçerli %50 indirimi kullanmak için Hiwell'i şimdi indirin..1750'den fazla uzman arasından ücretsiz ön görüşmelerle size en uygun uzmanı seçebilir, yolculuğunuza kolaylıkla başlayabilirsiniz. Buradan indirin.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Geri Dönüyoruz, üçüncü sezonunu açıyor! Yeni sezonun ilk bölümünde Mahir Ünsal Eriş ve Töre Sivrioğlu, konu başlığı belirlemedikleri sohbetlerinde, geride kalan 80 bölüme genel bir bakış ile bugüne kadarki dinlenme istatistiklerine göz gezdiriyorlar ve yakında çıkması planlanan Geri Dönüyoruz kitabının kısa bir tanıtımını yapıyorlar. Serbest konulu bölümümüzde Şemseddin Sâmi'den yola çıkarak eski zaman alimlerinin nasıl bu kadar bilgi sahibi olabildikleri üzerine kafa yoruyor, günümüzde bilginin arzulanma şekli ve büyük bilgi kaynaklarının itibar görmeme nedenlerini masaya yatırıyor, son olarak Töre'nin yakın zamanda kitaba dönüşen el yazısı defterlerinin hakkını teslim ederek yeni sezonun ilk bölümünü noktalıyoruz.
Kuşlar gibi uçabilsek, kanat çırpıp gökyüzüne yükselsek, semalarda süzülüp yeryüzünü yukarıdan izleyebilsek... Ne güzel olurdu, değil mi? Uçmak, insanlığın en eski hayallerinden biri olduğu kadar, en büyük korkularından da biri aynı zamanda. Ancak tüm tehlikelerine rağmen, binlerce yıldır uçma arzumuz hiç sönmedi. Diadolus ve İkarus'un güneşe doğru uçma cesaretinden Hezarfen'in Galata'dan süzülüşüne, uçma rüyalarından farklı hikayelerdeki çeşitli metaforlara... 111 Hz'in bu bölümünde uçma tutkumuzun kökenlerini araştırıyor, tarih boyunca insanın gökyüzüne uzanma çabasını ve bu çabanın aslında neyi simgeliyor olabileceğini sorguluyoruz.111 Hz quiz sayfasına erişmek için: https://podbeemedia.com/quiz/baris-ozcan-ile-111-hz 111 Hz ana sayfasına erişmek için: https://podbeemedia.com/podcast/baris-ozcan-ile-111-hzSunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Kevser Yağcı BiçiciSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, TOGG hakkında reklam içerir .500.000 TL %0 Faizli 12 Ay Vadeli veya 900.000 TL %2,69 Faizli 30 Ay Vadeli Togg T10X Finansman Desteği, daha fazla bilgi için togg.com.tr'yi ziyaret et.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bir şeyi yasaklamak onu gerçekten ortadan kaldırır mı, yoksa tam tersine daha cazip hale mi getirir? Tarih boyunca yasaklar hep hayatımızda oldu, ama çoğu zaman beklenenin tam aksi sonuçlar doğurdu. Bu bölümde, yasakların insan psikolojisi üzerindeki etkisini konuşacağız. Yasaklar neden daha büyük bir arzu yaratır? İnsan zihni, sınırları kabul etmek yerine neden onları aşmaya programlıdır?Ve asıl büyük soru: Yasaklar gerçekten bizi korumak için mi var, yoksa kontrol etmek için mi? Belki de cesaret, yasaklamakta değil, insanlara seçim yapma özgürlüğü tanımaktadır. Gelin, birlikte keşfedelim!Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Hazal Beril ÇamSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu bölüm Garanti BBVA BonusFlaş hakkında reklam içerir.Ramazan alışverişlerine 1.200 TL bonus!Ramazan'da Bonus üye işyerinde yapacağınız 2000 TL ve üzeri market alışverişlerinize toplam 1.200 TL bonus!Ramazan avantajlarını kaçırmamak için BonusFlaş'ı şimdi indirin.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
“Yeterince gelişmiş bir teknoloji, büyüden ayırt edilemez." Efsanevi bilim kurgu yazarı Arthur C. Clarke'ın bir sözü bu. Fakat teknoloji ve büyü, bilim ve sihir... Bunlar birbiriyle çatışan şeyler değil mi? Fakat geniş bir perspektiften baktığımızda, daha derin bir mesaj veriyor bize bu söz. Bilim ve büyünün, sihir ve teknolojinin birbiriyle bağlantılı olduğunu vurguluyor. 111 Hz'in bu bölümünde Arthur C. Clarke'ın söylemini daha iyi anlamaya çalışıyoruz. İnsanlık tarihinde bir yolculuğa çıkıp büyücülerin, bilim ve teknolojiye nasıl ilham verdiğini inceliyoruz. Büyünün tarihsel, toplumsal ve psikolojik yönlerini analiz ediyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Özgür YılgürSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell'de 1600'den fazla uzman arasından ücretsiz ön görüşmelerle size en uygun uzmanı seçebilir, kendinizi tanıma yolculuğunuza kolay ve güvenilir bir şekilde başlayabilirsiniz. Hiwell'i şimdi indirinSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Boğaziçi Üniversitesi'nin rektör protestoları 5. yılına girerken, son durum ne? Okulun Boğaz manzaralı güney kampüsünde yapılaşma ihtimali ne? Tarihçi Dr. Ahmet Ersoy ile konuşuyoruz.