Podcasts about mitler

#KöşedekiKitapçı'da bugün

Suriye'de 60 küsûr yıllık Baas rejimi, nihayet çöktü. Rejimin nasıl ruhsuz bir yıkım ve katliam makinası olduğu anlaşıldı. Suriye'de yeni bir dönem başlayacak. Türkiye'siz yeni bir dünya kurulamaz. Bu ilke, bir kez daha gerçek oldu Suriye'de. Yeni Suriye bayrakları Türk bayraklarıyla birlikte dalgalanıyor Suriye semalarında.

Evet ve elbette. Yahudilerin varlıklarına devam edebilmelerinin yegâne yolu bir ideoloji, bir inanç biçimi ve bir hareket tarzı olarak Siyonizm'in bütünüyle tarihin çöplüğüne gitmesidir. An itibariyle bunun başka hiçbir yolu görünmüyor ufukta. Tekrar etme pahasına da olsa biraz geriden alayım meselemi. Başlangıçta, rahmetli Teoman Duralı Hocamızın nefis isimlendirmesiyle “İngiliz Yahudi Medeniyeti” eliyle ortaya çıkarılan ve yine başlangıçta sadece Yahudilerin ve onlara midelerinden bağlı emperyalist/kapitalist çetenin bir ideolojisi olarak ortaya çıkan Siyonizm, bugün geldiği noktada -dünya genelinde nüfuslarının az olması sebebiyle elbette- en kalabalık müntesip halkası Yahudilerden oluşan bir olgu değil. “Tanrıyı kıyamete zorlamak” zırvasının yılmaz takipçisi Hristiyan Evanjelistler, Müslümanlardan nefretleri sebebiyle Siyonist olmayı tercih eden ahmak ırkçı Hindular, menfaatleri öyle gerektiriyor diye İsrail'i İsrail'den bile daha fazla savunan Fethullahçı köpekler, Arap nefretiyle kavruldukları için İsrail'in yanında saf tutan Ümit Özdağ'ın ırkçı yavruları, Siyonist sermayenin bekçiliğini yaptıkları için kemik ödülü alan Avrupalı liderler ve bürokratlar falan derken, liste inanamayacağınız kadar uzun. Tam bu noktada ifade etmek gerekirse, Siyonizm, Yahudilerin İkinci Dünya Savaşı'ndaki mağduriyetleri üzerinden geliştirdiği Antisemitizm kartıyla bizatihi Siyonizm tarafından oluşturulan bu kirli ve büyük ittifakı gözlerden uzak tutmaya çalıştı. Antisemitizm, Gazze Soykırımı başlayana kadar neredeyse büyülü bir kavrama dönüşmüş durumdaydı bilhassa Avrupa ve Amerika'da. Değil doğrudan Siyonizm'e herhangi bir laf etmeniz, bunu ima bile etseniz kariyerinizi bitirirler, sizi süründürürlerdi. İncil'den ayet paylaşan Nevşin Mengü'nün, ayarı yiyince “O ayetteki antisemit tonu fark etmemişim” yazmasına benzemezdi yani mesele. Roger Garaudy'nin “İsrail, Mitler ve Terör” kitabı yüzünden o yaşında maruz kaldığı zulmü

Roger Garaudy'nin Yahudilik, Siyonizm ve İsrail'le ilgili kitaplarında antisemitizm veya Yahudi düşmanlığı namına herhangi bir ifade karşılaşmak mümkün değildir. Aynı şekilde onun eserlerinde Holokost inkârcısı olarak nitelendirilebilecek herhangi bir ifade de bulunmaz. Fakat yine Garaudy antisemit suçlamasından kurtulamamıştır. Bu yazımızda onun “İsrail Mitler ve Terör” (Pınar, 2012) adlı kitabını Yahudilik, Siyonizm ve İsrail bağlamında kısaca tahlil etmeye çalışacağız. Garaudy “İsrail Mitler ve Terör” adlı kitabında Almanya'da Yahudilere yönelik uygulamaları “hiç şüphesiz insanlık dışı ve canice” olarak tanımlar ve “Hitler'in cinayetlerinin hiçbir şekilde hafifletilemeyeceği” üzerinde durur. Fakat Garaudy'e göre “Yahudilere olduğu kadar, diğer bütün düşmanlarına da, yani kendisini mağlup olmaya sürükleyecek olan Alman veya Slav komünistlere karşı da Hitler'in işlemiş olduğu çok büyük suçlarının, ne büyük gaddarlık ve canavarlık olduğunu gözler önüne sermek için hiçbir yalana ihtiyaç” (s. 134) yoktur. Bu ifadeler Garaudy'ye yöneltilen Holokost inkârcısı suçlamasının temelsiz olduğunu gösterir. Fakat Garaudy'ye yönelik suçlamalar tam da bu ifadelerden hareketle yapılmıştı. “İsrail Mitler ve Terör” adlı kitapta Garaudy İsrail'in kolonyalist bir devlet olarak ortaya çıktığını göstermeye çalışır. Bu gerçek hem Garaudy'nin fikirlerinin izah edilmesi hem de onun kitaplarının yasaklanma gerekçeleri açısından önemlidir. Holokost inkârcılığı veya antisemitizm suçlamaları bugün de devam etmektedir. Garaudy'nin şu tespitini yıllar sonra daha iyi anlıyoruz: “Bu hâliyle İsrail devleti dünyanın geçici efendilerinin, yani Batı tipi büyümenin temel taşı olan Ortadoğu petrollerini sahiplenme gayesi güden Amerika Birleşik Devletleri'nin batmayan nükleer uçak gemisi konumundadır.” (s. 10) Aynı sayfada Siyonist yöneticilerin göreviyle ilgili şu cümle de oldukça önemlidir. Bu, “NATO eski genel sekreteri Joseph Luns'un tarif ettiği görevdir: İsrail modern çağımızın en az masraflı paralı askeri olmuştur.”

Kongreden akılda kalanlar başlığınıda bir diğer konuğumuz Uzm. Dr. Taliha Karakök. Derneğimizin genç asistan ve genç uzman komisyonu yürütme kurulunda görev yapmakta olan meslektaşımızla kongrede yaptığı 'Antibiyotik ile İlişkili Mitler' konuşmasını ele aldık. Doğru bildiğimiz yanlışları çok güzel özetlediği ve yayınımıza katıldığı için kendisine çok teşekkür ediyor ve sizlere keyifli dinlemeler diliyoruz.

Bölüm yazarım Ayça Nur Partal'ın yazısından seslendirdiğim 2. bölümde Freud ve Jung'un karmaşık dostluk hikayesini ele alıyoruz. Yani ilk mektuptan, Viyana buluşmasına, Clark Üniversitesi gezisinden, ayrılıklarına kadar. Freud'un direnişi, Jung'un yükselişi ve psikanalizin yeni yolları... Peki Baba ve oğulun yolları, neden ayrıldı?

Gazze gündemine ara vermiş gibi olmak istemem ama yazmazsam çatlayacağım. O yüzden sizden de, Filistinli kardeşlerimizden de özür dileyerek yazayım. Dünya şampiyonu olduğunda gurur duyduğumuz, gazetemizde manşete taşıdığımız, televizyonumuzda haber yaptığımız Mete Gazoz'un, TVNET'in cumhuriyetin 100. yılı ile ilgili olarak hazırladığı anma görseline “güya” verdiği ayarı gördünüz mü bilmem. Mustafa Kemal kullanmamışız görselde. Gazoz da “doğru kullanım” diyerek bir Atatürk fotoğrafı paylaşmış. Gazoz ayarında bir sporcunun “Kamalist zorbalık” türbülânsına bu kadar erken girmesinin “psikososyal tahlili”ne girmek istemem. O yüzden dümdüz söyleyeyim. Cumhuriyeti kimin nasıl kutlayacağı, hangi sivil kurumun hangi görseli kullanacağı, dahası cumhuriyeti kutlayıp kutlamayacağı kimseyi hiçbir şekilde alakadar etmez. “Bakınız bu, bizatihi idare-i cumhuriyetin vatandaşlarına tanıdığı teorik bir haktır” desem, Kamalist zorbaların zihnini çok zorlayacağım için, dememiş olayım. Gelelim diğer meseleye. Antalya TED Koleji'nde kusmuk gibi politik bir konuşma yapan ve halkın en az yarısını doğrudan hedef gösteren o öğretmene soruşturma açacak mı Milli Eğitim Bakanlığı? Yoksa Ümit Özdağ ve Nazi yavruları tarafından alkışlanarak taltif edilen bu Nazi çakması öğretmenin yanına kâr mı kalacak yaptığı şey? Bir eğitim kurumunda, karşısında Cumhuriyeti kutlamak için toplanmış kalabalığa fikirlerini “kusmuk” olarak serdeden bu kadının bu küstahlığını da yutmak zorunda mı kalacağız? Haydi dahasını da söyleyeyim. Kamalist zorbalık, kendisini Cumhuriyet'in banisi Mustafa Kemal'in arkasına saklayıp oradan “cumhur”a ateş açıyor sürekli. “Yapma” deyip arkamızı döndüğümüzde de sürekli arkasına saklandıkları Mustafa Kemal'i gösterip “sen asıl ona düşmansın” diyorlar. Kendimizi bu zorbalığa izah etmekten bıktık usandık. Sürekli “amalı, fakatlı, lakinli” konuşmaktan bıktık usandık. Bu Kamalistlerin kendi duyarlılıklarını dünyadaki tek hakikat olarak bize transfer etmelerinden bıktık usandık. Kendimi Mustafa Kemal ile bir “sevmek-sevmemek ilişkisi” kurmakla yükümlü hissetmiyorum. Bu, Mustafa Kemal'e saygısızlık edeceğim anlamına da gelmiyor, ona tazim secdesi edeceğim anlamına da. Defalarca yazdım Mustafa Kemal'le ilgili görüşlerimi. Dilerseniz yine yazarım ama bundan da bıktım usandım artık. Kamalizm'e gelince. Dünyanın en “aklı tutulmuş ideolojisi” olarak Kamalizm'in en büyük zararı cumhura ve Mustafa Kemal'in bizatihi kendisine verdiğini düşünüyorum. Mitler, yalanlar, yanlışlar, zorbalıklar etrafında gelişen Kamalizm tarihi bize sürekli “mutlu ol lan, mutlu ol bakayım” deyip duruyor. Yahu iyi de 90 yıl boyunca bulduğunuz her fırsatta Mustafa Kemal'in arkasına saklanarak bize dayak atmaya çabaladınız. Bizde mutlu olacak, neşe dolacak hal mi bıraktınız? Ayrıca, Boğaz'ın üzerinde Mustafa Kemal silueti oluşturan İHA'ları yapanlara ağız ucuyla da olsa teşekkür etmeyip “bize böyle bir ülke bıraktığı için atalarımıza teşekkür ederiz” yazan vasatla nerede, nasıl buluşalım, bunu hiç düşündünüz mü acaba?

Ses üstadı: Mert Dağdeviren Mitolojinin derinliklerine doğru büyüleyici bir yolculuğa hazır mısınız? Yılanlar, bilgelik, dönüşüm ve ölümsüzlüğün sembolü olarak nasıl görülür? Athena'nın lanetiyle Medusa'nın yaşamı nasıl bir dönüşüme uğradı? Bu bölümde konumuz Yılan sembolizmi ve Medusa'nın hikayesi etrafında dönüyor. Yılanlar, insanlık tarihinde bilgelik, dönüşüm ve ölümsüzlüğün sembolü olarak önemli bir rol oynamıştır. ✔️ Mitler ve sembolizm arasındaki güçlü bağ ✔️ Yılan sembolizminin diğer kültürlerdeki rolü ✔️ Sembolizmin gücünü ve bilinçaltımız üzerindeki etkileri (00:00) intro (00:31) Adam and Eve, devil. (00:56) Budism (01:22) Tarot, yaşlı bilge ermiş ile bağlantısı (01:36) Yılanın fizyolojik yapısı ve sembolizmi (01:52) Ouroboros başlangıç ve bitiş (02:22) Şahmeran güç ve iyilik (02:28) Hermes'in Âsası ve hekimlik (03:05) Medusa ve Athena ➤Etiketler: Medusa, Mitoloji, Yılan Sembolizmi, Bilgelik, Dönüşüm, Ölümsüzlük, Athena, Yunan Mitolojisi, Efsane, Kadim Hikayeler, Semboller, Kadın Sembolizmi, Athena'nın Laneti, Zeus, Şahmeran, Tarot, Hermes, Şifa, Antik Mitoloji, Kehanet, Kadın Figürleri, Mitoloji Podcast, Hermes mitoloji, Doktor semboliği, hekim semboliği, adem ile havva, cennetten kovulmak, mitolojik hikayeler, mitoloji, mitolojik evren, yunan mitolojisi SOSYAL MEDYA & DİĞER BAĞLANTILARIMIZ ▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀ Spotify: Mitolojik Hikayeler Instagram: @ Mitolojik.Hikayeler Tiktok: tiktok.com/@mitolojik.hikyeler Resmi İnternet sitesi: www.mitolojikhikayelerim.com Mail (contact): Mitolojik_Hikayeler@outlook.com --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/mitolojik-hikayeler00/message

Eski bir mitolojik hikaye ile giriş yaptığımız bu sembolizm bölümünde: Athena'nın ölümlü bir kız olan Arakne'nin olağanüstü dokuma yeteneğinden kıskançlık duyduğunu ve onunla bir dokuma yarışına girdiğini anlatarak sanatın, sabrın ve korumanın önemini işleyeceğiz. Örümceklerin sembolizmi, bilgelik, yaratıcılık ve koruma ile ilgiliyken konu dışında bu harika canlıların temel özelliklerinden de biraz bahsetmezsek olmaz.Araknofobi, kötü bir korku kabul ediyorum ve hepimizin korkuları var. Ama korkularımızı bir kenarı bırakıp bu bölümde cesur bir şekilde benimle bir yolculuğa çıkmaya hazır olun ✔️ Mitler ve sembolizm arasındaki güçlü bağ ✔️ Örümcek sembolizminin kültürler üzerindeki rolü ✔️ Sembolizmin gücünü ve bilinçaltımız üzerindeki etkileri (00:00) İntro (0:38) Athena ve Arakne arasındaki mücadele (03:17) Örümcek sembolizmi ve hayatımızdaki etkisi üzerine ➤Etiketler: Athena Mitoloji, Yunan Mitolojisi, Örümcek, Semiyotik, Örümcek Mitolojisi,Dokuma Sanatı, Bilgelik, Yaratıcılık, Sabır, Koruma, Mitolojik Hikayeler, Antik Yunan, Tanrıça Athena, Sanat ve Semiyotik, belgesel, doğa, Örümcek Sembolizmi, Örümcek ve İnsan İlişkisi, Mitolojik Rekabet Hikayeleri, Athena ve Lidyalı Kadın Efsanesi, Athena'nın Öfkesi, Tanrıçanın Laneti: Örümcek Olmak, Örümceklerin Koruyucu Enerjisi, Örümceklerin Sanatsal İşleyişi, Bilgelik ve Yaratıcılık Sembolleri, Athena'nın Örümcek İle İlgili Hikayesi, SOSYAL MEDYA & DİĞER BAĞLANTILARIMIZ ▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀ Spotify: Mitolojik Hikayeler Instagram: @ Mitolojik.Hikayeler Tiktok: tiktok.com/@mitolojik.hikyeler Resmi İnternet sitesi: www.mitolojikhikayelerim.com Mail (contact): Mitolojik_Hikayeler@outlook.com --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/mitolojik-hikayeler00/message

Baykuşlar o kadar da ürpertici hayvanlar değiller dostlar. Tamam sessiz uçuyor olabilirler, kocaman deli gibi bakan gözleri olabilir, hatta "hayalet kanatlı" lakabı da olabilir ama bir o kadar da muhteşem hayvanlar. Bu bölümde, avcı bir kuş türü olan Baykuşların hem sembolizm dilini, hem de mitolojik yönüyle Athena'nın sembolü olan baykuşların gizemli dünyasını keşfedeceğiz. Baykuşların mitolojik ve sembolik birlikteliğini yansıtan bu güzel kuşlar Yunan mitolojisinde Athena'nın yoldaşları olarak kabul ediliyordu. Athena'nın doğuşu hikayesi ve baykuşların mitolojik rolü gibi ilginç konuları ele aldığımız bu bölümde ayrıca baykuşların fiziksel özelliklerini ve sembolizmlerini öğreneceğiz. Sembollerin dilini günlük yaşamımızda nasıl anlam ifade ettiğini de bir bakalım: ✔️ Mitler ve sembolizm arasındaki güçlü bağ ✔️ Baykuşların farklı kültürler üzerindeki rolleri ✔️ Sembolizmin gücünü ve bilinçaltımız üzerindeki etkileri (00:00) İntro (00:15) Athena'nın doğuşu ve baykuşun sembolizmi (03:09) Baykuşların sembolizmi ve muhteşem fiziksel özellikleri ➤Etiketler:Mitoloji ve Sembolizm baykuşlar, Mitoloji Athena ve baykuşun Kültürel Sembolleri, Ezoterik Semboller nedir, Sembolizmin Gücü, Bilinçaltı Semboller, Semiotik Anlam, baykuş Sembolizmi, Yunan mitolojisi, Semantik Semboller, Sembolizm Keşfi, Mitoloji ve Kuşların Hikayesi, Eski Mitoloji Gizemi Bilgelik ve Sessizlik Baykuş Gözleri Mitolojik Hikayeler içsel Görü Bilgi ve Bilgelik Semboller ve Anlamları Doğa ve Kültür, roma, eski mısır, Kızılderili kültürü SOSYAL MEDYA & DİĞER BAĞLANTILARIMIZ ▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀ Spotify: Mitolojik Hikayeler Instagram: @ Mitolojik.Hikayeler Tiktok: tiktok.com/@mitolojik.hikyeler Resmi İnternet sitesi: www.mitolojikhikayelerim.com Mail (contact): Mitolojik_Hikayeler@outlook.com --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/mitolojik-hikayeler00/message

Bu belgesel tadındaki bölüme, kargalar ve kuzgunların sembolizm dünyasındaki derin anlamlarını keşfedeceğiz. Tanrıların Babası Odin'e yarenlik eden bu kutsal hayvanların mitolojideki rolünü ve sembolik önemine birlikte bakalım. ✔️ Mitler ve sembolizm arasındaki güçlü bağ ✔️ Kargaların ve kuzgunların farklı kültürler üzerindeki rolleri ✔️ Sembolizmin gücünü ve bilinçaltımız üzerindeki etkileri (00:00) Giriş - Karga Semboliğinin Tarihsel Kökeni (00:24) Odin ve Kargaları Huginn & Munnin (01:05) Yunan Mitolojisinden Athena & Kargalar (01:24) "Kuz" Kelimesinin Kökeni ve anlamı (01:58) İslamiyet öncesi Türk mitolojisinde Karga semboliğinin yeri ve önemi (02:35) Roma mitolojisinde kargalar (02:50) Sembolizmin ve bilinçaltı ➤Etiketler: Mitoloji ve Sembolizm Kargalar ve Kuzgunlar, Mitoloji Odin ve Kargaların Kültürel Sembolleri, Ezoterik Semboller nedir Sembolizmin Gücü Bilinçaltı Semboller Semiotik Anlam Kuzgun Sembolizmi Kargaların Öyküsü Odin Mitolojisi Semantik Semboller Sembolizm Keşfi Mitoloji ve Kuşlar Odin ve Kuzgunların Hikayesi Eski Mitoloji Kargaların Sembolizmi Kuzgunların Gizemi Sembollerin Yorumu SOSYAL MEDYA & DİĞER BAĞLANTILARIMIZ ▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀▀ Spotify: Mitolojik Hikayeler Instagram: @ Mitolojik.Hikayeler Tiktok: tiktok.com/@mitolojik.hikyeler Resmi İnternet sitesi: www.mitolojikhikayelerim.com Mail (contact): Mitolojik_Hikayeler@outlook.com --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/mitolojik-hikayeler00/message

Türk Dil Kurumu genel Türkçe sözlüğe göre ‘Mit' mecazi anlamda ‘Efsaneleşen kavram veya kişi' anlamına geliyor. Tıbbi pratikte sık kullanılan fakat kanıta dayalı tıbbi bilgi ile desteklenmeyen çok sayıda mit var. Daha önce fizik muayene mitlerine dair bir yazım sitemizde yayımlanmıştı. Kişisel olarak merak ettiğim konular üzerinden bir yazı dizisi yazmak istedim. Bunlardan ilkinde şok pozisyonu olarak bilinen Trendelenburg ve Pasif Bacak Kaldırma'dan bahsedeceğim. 1. Soru:  Şok Hastasında Trendelenburg Pozisyonu Kullanalım mı? Temel ilk yardım öğretisinde olduğu kadar acil hasta bakımında da hipotansif ya da hipoperfüze hastaların Trendelenburg ya da modifiye Trendelenburg pozisyonlarına alınması, günümüzde sık olmasa da halen kullanılan bir uygulamadır. Trendelenburg pozisyonunun 100 yıldan uzun süredir tıp pratiğinde kendine yer bulması çok çarpıcı. Pozisyonu hastanın baş aşağı ve ayaklar yukarıda olacak şekilde yerleştirilmesi şeklinde tanımlayan Friedrich Trendelenburg 1844-1924 yılları arasında yaşamış bir cerrah. Tanımladığı Trendelenburg pozisyonu meşhur fizyolog Walter Cannon tarafından popüler hale getirilmiş.   Birinci dünya savaşı yıllarında kullanılmaya başlanan bu pozisyon, kalbe venöz dönüşü artırmanın, kalp debisini artırmanın ve hayati organ perfüzyonunu iyileştirmenin bir yolu olarak tanıtılmış. On yıl sonra Cannon, Trendelenburg pozisyonunun kullanımıyla ilgili görüşünü tersine çevirse de halen kritik hasta bakımında kullanımı sürmekte.​1​  Bu pozisyonu destekleyen yüzlerce çalışma olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Konu ile ilgili derlemeler dahi yeterince çalışmaya ulaşamamış .​2,3​ Şimdi pozisyonu değerlendiren çalışmalara göz atalım.  Öncelikle bu pozisyonun tarihte Trendelenburg'un tanımlamasından çok daha önce hekimler tarafından kullanıldığını vurgulamalıyız. Hipokrat, “Kadınların Doğası Üzerine” adlı çalışmasında uterus prolapsusu tedavisinde yükseltilmiş pelvik pozisyona (Trendelenburg) atıfta bulunur. Uterin prolapsus tedavisinde hasta yatağının ayak ucu yukarıda müdahale edilmesini hatta başarısız olduğunda 'hastayı başı aşağı bakacak şekilde bir merdivene bağlamayı ve onu sallamayı' önerir!!! Friedrich Trendelenburg geleneksel vajinal yolla ulaşılamayan vezikovajinal fistüllerden muzdarip hastalarda pelvik erişimi kolaylaştırmak için 1880'lerde Yükseltilmiş Pelvik Pozisyonu denemeye başladı.​4​  Geçtiğimiz yıllarda yapılan çalışmalarda tutarsız sonuçlara ulaşılmış. En eski çalışmalardan biri hayvan deneyi olarak dizayn edilmiş ve 60 sıçanın kullanıldığı hemorajik şok modelinde 30° baş aşağı, 30° baş yukarı ve horizontal pozisyonlar karşılaştırılmış. Baş aşağı pozisyondaki sıçanların %83'ü, baş yukarı pozisyonda %50'si ve horizontal pozisyondakilerde ise ölen olmamış.​5​ Bir başka çalışmada 10 gönüllü Trendelenburg pozisyonuna alındı. Vücut yüzey alanından kan hacimleri belirlendi ve kan hacmi dağılımını belirlemek için radyonüklid tarama kullanıldı. Normovolemik gönüllülerin Trendelenburg pozisyonuna alınması toplam hacmin %1.8'inin (medyan) santrale yer değiştirmesine neden oldu. Trendelenburg pozisyonunun etkisinin küçük olduğu ve önemli bir klinik etkiye neden olmadığı bildirildi. ​6​ Trendelenburg ve modifiye Trendelenburg pozisyonlarının kritik hastalarda kardiyak output, kardiyak indeks, ortalama arter basıncı, sistemik vasküler direnç ve oksijenasyona etkisini değerlendiren bir diğer çalışma 23 kardiyak cerrahi hastasında yapıldı. Çapraz geçişli dizayn edilen çalışmada, hastalar 10° trandelenburg ya da 30° modifiye trandelenburg pozisyonuna alındıktan 10 dakika sonra ölçümler yapıldı. Bu çalışmada Trendelenburg pozisyonu grubunda 5 hasta ağrı ya da bulantı nedeniyle çalışmayı tamamlayamamış, ancak yukarıdaki beş değişkenden sadece sistemik vasküler dirençte değişiklik saptandığı bildirildi. ​7​ Akut kalp hastalığı veya sepsis tanılı 61 normotansif ve 15 hipotansif hastada 15-20° baş aşağı eğimin hemodinamik etkisi üzerine bir çalışma da Trendelenburg...

Sesli Köşe-Hediye Levent-'Ümitler ve gerçekler'

“Nedir bu albümin meselesi?” üzerine biraz kafa yormaya karar verdim. Faydalanacağınız bir yazı olmasını umuyorum.

Mitler Ve Gerçekler 75 Yılında II Dünya Savaşı | Ayşe Hür Ve Erdoğan Aydın Ile Tarihin Peşinde 2 by Artı TV

Mitler Ve Gerçekler 75 Yılında II Dünya Savaşı | Ayşe Hür Ve Erdoğan Aydın Ile Tarihin Peşinde 1 by Artı TV

“Esmiyor” podcast serisinin kurucu ve yapımcıları Derin Altan ve Utku Güven ile iklim ve biyoçeşitlilik krizlerine farklı perspektiflerden bakarak kaygılar ve ümitler üzerine konuştuk.

It's been four years since I paid a visit to the principal's office. Mrs. Allen, my second-grade teacher, found cause every week to send me to see Mr. Mitler, but it usually ended with a smile and encouragement to do better. I'm pretty sure I'm not in trouble this time, but I don't enjoy coming here regardless. It feels like a cold dentist's office, and I'm the only patient in line for a ride in the chair of destruction. The final year at Cumberland Heights has been a tough one for sure, and I never expected to end up here again. Mrs. Taylor is sending me home early today because I lost my mind on the way back from recess about the time we marched past the library. She's a good teacher, so she is only doing what she thinks is best. It's my first day back since the accident, and all in the world I want is to feel normal. A week is a long time to be gone, and I never asked for extra attention when I returned. My classmates have done nothing but stare all day and whisper every time I enter a room. The adults continuously tell me they're sorry, but they had nothing to do with the mishap. A little attention is nice for the right reasons, but this is too much, and I only want it to stop. The thought of coming back was exciting, and I couldn't wait to get on the bus this morning, but I totally messed everything up earlier. It's too bad I can't take it all back and start over. Mrs. Taylor lined us up to head back to class like she had a hundred other times. Hair pulling, nose picking, and tripping are everyday observations on the stroll, and none of it phases me because I've seen it all since kindergarten. But when Doug stepped on that grasshopper, I snapped. It wasn't a small scene either; when I say I snapped, I mean, you'd think Bizarro swooped down and started picking us all off one by one. It wasn't even an accident because he saw the bug and paused long enough to ensure he had an audience before stepping on its head and squishing it right there on the sidewalk. After the popping noise, the kid belted out some sinister giggle and looked back at all of us as if to say it wasn't over. He then covered the insect entirely with his sneaker and rotated it like he'd thrown a cigarette butt onto the ground. Then he scraped his sole across the hot concrete, leaving a trail of discarded fragments, mangled and twisted before chuckling again to show pride in his achievement. My friends ignored the incident and carried on, but I froze. It was involuntary, and if there had been a way to at least pretend none of it happened, I would have gladly walked to class like the others. The last thing I needed was to give another justification to gossip and gaze, but I couldn't help myself. It's like my body stopped working, and an uncontrollable gush of tears and snot flowed down my face. The next thing I knew, I was on the ground in front of that mutilated grasshopper doing my best to will it back into existence. Of course, my screams went unanswered because the universe is unfair and doesn't work that way. It's not like I'd never stepped on a bug before or shot a squirrel with my BB gun. I've seen plenty of dead animals, but today I decided to have a complete meltdown in front of everyone. All of the boys and girls in line paused to watch me with wide eyes, mourn over a stupid cricket before my teacher pulled me away and brought me here. Facing my piers again isn't going to be easy, and the way I feel now, I'd rather never see them again because I'm embarrassed."Chris, your mother is here. You can go home, sweetie," said Mrs. Gaither, the school secretary. Mom escorted me to the car and never uttered a word. It was a long silent ride home, and I knew big trouble would be in my future. She had to be disappointed, and I'm sure having to pick me up like this must be a significant inconvenience. She's been through enough the past couple of weeks, and the last thing Mom needs is for me to lose it at school like some raving lunatic. We were only about five minutes from the house when we passed the spot on Bend Road where it happened. Mom slowed down a little as we drove by, almost like she was saying hello to my sister. On February 17th, a car pulled up in our driveway late in the evening. I should have been sleeping, but the headlights made me curious, so I had to investigate. After I heard a knock at the door, I slid from my bed and crept as quietly as I could into the living room. I heard mom greet someone; it was a man, maybe my uncle, I don't know. They both went into the kitchen to talk, so I moved in closer to hear what was happening. The floors are creaky, so a few steps into the dining room had to suffice. The man mentioned Susan, my sister, and told Mom that she was in an accident. My mother asked if she was alright, and after that, all I could hear was momma cry. I'd heard enough and went back to my room. It was a sleepless night for me, and I can imagine it was even worse for my mother. Not a single tear fell from my cheek as I sat in bed, wondering how the day would play out. Sunlight made its way through my window before the sound of footsteps broke the solitude of my space. I acted like I was asleep when Mom walked in, had a seat beside me, and placed her hand on my shoulder. She began sobbing. "What's wrong, momma?" I asked, pretending to be unaware."Susan was in an accident last night," she forced out before breaking down again. I didn't have to ask if she'd be alright because I already knew the answer. All I could do was sit up in bed and comfort her the best I could. She wept, and I sat there as cold as a frosty January morning, going through the motions of being upset. There was nothing in my heart at all, no sorrow, no anger, no confusion, nothing. It's like my emotions abandoned me on an island a thousand miles away from our farm in Salem. All I wanted to do was cry with my mother, but I didn't. Susan was on her way back from the gas station that night and realized she had forgotten her purse. An ominous dense fog coated the hills and concealed the curves on Salem Road. My sister anxiously turned the car around and raced back toward town before losing control and crashing into a tree. Just like that, she made her last stop under an oak, took her final breath, and left us all behind without a goodbye. Twenty-two years isn't adequate to capture enough fireflies or to enjoy the sweet scent of honeysuckles cascading along with a warm Tennesse breeze. Two decades of seasons barely establish a rough outline on an oversized canvas. Even a century of paintbrush strokes leaving traces of vibrant color couldn't fill the void before it's too late. There isn't much difference between two seconds and two hundred years when it comes down to it. We can only shuffle about splashing as many shades as possible before the paint runs out. I never wept when I heard the news or when they buried my sister in the ground. My eyes never watered up when friends and family paid their respects. It took my feelings more than ten days to resurface and remind me that this life is as fragile as a tiny grasshopper under the sole of a sneaker. My mother and I finally cried that afternoon together for Susan. When she said, "It's okay that it took you a few days," I knew I wasn't broken.

Mit, sözlük anlamı olarak “kuşaktan kuşağa yayılan, toplumun düş gücü etkisiyle zamanla biçim değiştiren, imgesel, alegorik bir anlatımı olan halk öyküsü” demek. Daha genel bir tabirle “söylence”. Her ne kadar günümüz tıp eğitimi kanıta dayalı yapılsa da hali hazırda rutin klinik uygulamamızda, özellikle hayati tehdit eden durumlarda ileriye yönelik değerlendirmenin zorlu doğası nedeniyle, bazı iyi-niyetli fikirlerin, onları destekleyecek çok az kanıt olmasına rağmen nesiller boyu öğretile geldiğini görebiliyoruz. Bu yazıda da acil servislerde sık karşılaştığımız, mortal seyredebilen akut hiperkalemi tedavisinde süregelen bazı mitler ve yanlış kanıları gözden geçireceğiz. 1 Akut hiperkalemi ile karşılaştığımızda yapılacaklar kabaca belli olsa da maalesef klinikler arası yaklaşım farklılıkları mevcuttur ve yönetimi henüz net bir kılavuza bağlanabilmiş değildir. Geleneksel hiperkalemi yönetimi temelde üç bileşen üzerine kurulur; kardiyak depolarizasyonun stabilizasyonu, serum potasyumunun intraselüler alana yönlendirilmesi ve total vücut potasyumunun uzaklaştırılması. Şimdi birlikte geleneksel tedavi yaklaşımının bazı bileşenlerinin doğruluğunu inceleyelim. MİT 1: Kayeksalat güvenlidir ve işe yarar Sodyum polistiren sulfonat (piyasa ismiyle Kayetsalat) hiperkalemi tedavisinde kullanılan katyon değiştirici reçinedir. Oral veya rektal uygulanır ve potasyuma bağlanarak atılımını sağlar. 1958'de beş anürik hastada 5 gün uygulanması sonucu potasyum seviyelerinde minimal düşüş görünmüş ve bu yayınla FDA onayı almıştır. Sonraki 60 yıllık dönemde kayeksalatın etkinliği ile ilgili sadece 4 tane RKÇ yapılmış ve bunlarından yalnızca birinde potasyumda yedinci günde istatistiksel anlamlı bir düşüş gösterilmiştir. Aynı dönemde yapılan yirmiye yakın gözlemsel çalışmanın bazısında ise (süreler farklılık göstermekle birlikte 3 ila 7 günlük kullanım sonrası) potasyum seviyelerinde minimal ( 1 – 1,5 mEq/L) düşüş gözlenmiştir. Cochranedeki derlemelere bakıldığında ise 2005'de yapılmış ilk derleme kayeksalatın ilk 4 saat içerisinde potasyumu düşürmede faydalı olmadığını ve akut hiperkalemi tedavisinde yeri olmadığını vurgulamaktadır. 2020'deki son derlemede ise kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda kayeksalatın ayaktan tedavide kullanımıyla ilgili kanıt düzeyinin düşük olduğu belirtilmiş; ancak yazarlar patiromer gibi yeni potasyum bağlayıcıların etkili olabileceğini vurgulamışlardır. Peki işe yaradığı ispatlanamamış kayetsalatın zararı var mı? FDA 2011 yılında paketlerin üzerine kolon nekrozu yapabileceği ile ilgili bir uyarı koydu. Bu risk özellikle sorbitol ile birlikte kullanımlarda artış göstermektedir. Yapılan çalışmalarda kayeksalatın nekroz dışında ülserasyon ve perforasyon gibi çok ciddi birçok gastrointestinal komplikasyon ile ilişkili olduğu ve komplikasyonlara bağlı mortalitenin %20'lere kadar çıkabileceği gösterilmiştir. Ayrıca 15 gr kayeksalat 1500 mg sodyum yükü içerir ki bu durum fazladan volüm yükü ve olası kalp yetmezliği tablosunun kötüleşmesi anlamına gelir. Sonuç olarak Kidney Disease: Improving Global Outcomes (KDIGO) kongresinde kayeksalatın hiperkaleminin acil tedavisinde kullanılması önerilmemiştir. Öneri: Potansiyel zararları ve etkinliğinin olmaması nedeniyle Kayeksalat, akut hiperkalemi yönetiminde rutin olarak kullanılmamalıdır. MİT 2: Hiperkalemide ringer laktat kontraendikedir Dengeli bir kristaloid solüsyon olan ringer laktat içerisinde 4-5 mEq/L potasyum bulundurduğu için, hiperkalemik hastalarda kullanımından çekinilmektedir. Aslında şimdiye kadar yapılan çalışmalarda ringer laktat ve serum fizyolojik karşılaştırıldığında, yoğun bakım hastalarında, günler sonra bile potasyum düzeyleri arasında bir fark gözlenmemiştir. Zaten hiperkalemik bir hastada hastanın ekstrasellüler boşluğundaki potasyum miktarı, dengeli solüsyondaki potasyum miktarından fazla olduğundan, normale-yakın potasyum içeren ringer laktatın, bu hastalarda serum potasyumunu değiştirmesi beklenmez.

Once a week, Mom drags me along for a trip into town. The usual stops are Montgomery Ward, Hilltop Market, and either Bonanza or Captain D's. She clips coupons for both places, and we pick the best deal. I end up eating for free almost every time. I don't mind going unless she has a doctor's appointment because those waiting rooms are dull, especially for a kid who wants to run around outside. The best part of our weekly supply run is when she lets me choose a couple of comics. Spider-Man, Captain America, and Batman are my all-time favorites and in that order. She doesn't mind purchasing them for me as long as I'm reading something. I noticed some Sea Monkeys in the toy section on one of our excursions and pleaded with my mother. It wasn't easy, but I convinced her to buy them after explaining how rare these animals are. They'd first come to my attention in the back of a Tarzan comic, and I was captivated by the picture of the underwater family hanging out by the castle. Now that I've dumped the packet into the aquarium, it's a matter of time before I introduce myself to the cute creatures. Each day after returning from Cumberland Heights Elementary school, I check on my miniature friends. I'd learned about a week in that they weren't going to look anything like the picture. Regardless their lives rested in my hands, and I was not about to let them down. The food ran out, so I had to get creative. The freshwater springs in the river bottom provided an all-you-can-eat algae buffet, so we are good to go. They're getting pretty large after several weeks, but I'm still waiting for them to hop in their aquatic automobiles and drive around the tiny town they'll eventually build. Most days, a Spidey comic stows away in my Trapper Keeper during school. Mrs. Allen doesn't like to see me reading them during class, and she's kept a close eye on me ever since I licked all of those erasers and stuck them to my face. It looked like I had some weird intergalactic chickenpox outbreak right out of Star Trek when I removed them. We paid a visit to Mr. Mitler, the principal, and he told her the circles on my forehead were punishment enough this time around. It probably wouldn't have been a big deal if most of the class hadn't copied me. At least no one made fun because they were all dealing with the same predicament. Most Friday's Mrs. Andrews, the PE teacher, lets us play battle ball the first half, and then we hit the playground afterward. It's the greatest game ever invented, without a doubt, and any wounds give the survivors bragging rights for a solid day or two. One time, I wound up, ready to release my wrath on Kent. He was like a sitting duck in my scope, and just before shots were fired, I was blindsided right in the face by James. PHOONTKK! The round rubber sphere smashes my mug in and shoots upward toward the gym ceiling. You could have heard a pin drop while the onlookers waited to see if I was still breathing. By the time the dodgeball fell back to earth, I had shown signs of life, and the game continued. I'd scheduled some light reading on the swingset for the second half of PE class. My copy of Amazing Spider-Man was rolled up in my back pocket, ready to be explored. The cover had a picture of one of my favorite supervillains, the Lizard. Some of the other kids gathered around to check out my literature of the day, and a conversation broke out. The slippery green creature reminded Kent of a story he'd heard about an alligator in the sewers of New York. With a sincere look, Kent said, "Yeah, somebody flushed the reptile down the toilet when it was a baby. Now it comes up through people's floors and eats them." Barney followed with, "It ate something radioactive and grew into a giant monster." And finally, James gave a little insight, "You won't catch me using the bathroom if I ever go to New York." A heated discussion evolved when Patricia and Kim walked by and told us we shouldn't believe everything we hear. James argued that girls were not experts on radioactive sewer creatures, so there was no need to take them seriously. While this made sense, I was skeptical because I figured the guys were getting me back for that last Cub Scout meeting at Kent's house. All of the guys were in the bathroom trying to summon the Bell Witch. Being the sneaky practical jokester that I am, I banged on the door and ran off. They screamed and made a speedy exit, almost breaking the doorway. They would have probably beaten me if my dad hadn't already arrived to pick me up. So I'm guessing Kent's accusations are his attempt at trying to frighten me. James and Barney are probably both in on it, so there is no way I'm falling for his tall tale of giant underground sewage-dwelling demons. The conversation switched gears as we moved to the monkey bars. Kiss was always the hot topic, and the true fans wore t-shirts emblazoned with the epic rock band at least once a week. You'd often find us standing around to see who had a tongue most like Gene Simmons. It got crazier than ever after Kiss Meets The Phantom Of The Park came out on television. Some guys dressed like their favorite band members for Halloween, but I usually stick with Spidey. After a long day of ball dodging and trying to stay on Mrs. Allens' good side, I was eager to get home to check on my Sea Monkeys. All of the time and effort were beginning to pay off. If you look close enough, you can see their miniature arms and legs swaying in the water. It's fun to spy on them as they swim to the top for a bite of food. I often wonder what they're thinking and if I'm disturbing the daily routine with my giant eavesdropping eyeballs. Busting through the front door, I plop my books down on the kitchen table and check the window seal for my aquarium. It's not there! Maybe I moved it to my bedroom and forgot? The cold truth punched me in the face as hard as that stupid ball James threw at me. "Mom, have you seen my Sea Monkeys?" I asked as she gave me 'the look.' "Yep, you left them in the kitchen, and they were stinking up the whole house," she confessed. "Where are they now?" I demanded. "I flushed them." "You WHAT!" "They had to go, Chris; I flushed them down the toilet." Pulling the comic from my back pocket, I throw it on the floor in front of her and say, "Look! Momma, you have no idea what you've done. We are all doomed." She sent me to my room.

Psikiyatriden Gündeme’de bu hafta Dr. Samet Kurnaz, konuğu Doç. Dr. Deniz Ceylan ile antidepresanlar hakkındaki mitler üzerine konuştu.

Otizmin Popüler Çocukları yayınlandıktan hemen sonra dünyanın en popüler ve zenginlerinden birisi olan Elon Musk da yüksek işlevli bir otizm […]

Konuğumuz uzman diyetisyen Müberra Çil ile, bitkisel beslenme alanındaki mitleri ve en çok sorulan soruları konuşuyoruz.

Dr. Müjdegül Karaca ile "Kadının Mahrem Öyküsü" YouTube serimizin bu haftaki konusu "Kadın orgazmı (G noktası, Vajinal Orgazm ve Diğer Mitler)".

Sorry about the title of this podcast, I love alliteration. We talked with State Sen. Bruce Bostelman about accusations of a toxic emission from a Mead ethanol plant. Then, Don McLean discussed 50 years of American Pie on the 62nd anniversary of the song's subject. Finally, I ranted about yesterday's mask-mandate debate at the Council meeting and an odd source for an inspirational quote at Westside Middle School.

Lesley is an expert Career Coach with a novice niche. Co-Founder of Early Stage Careers she guides college students and recent graduates to internships and post-graduate jobs. I interview her for advice for graduates today and tomorrow as they navigate a challenging job market. Host Justin Dux 

Mitler ve Efsaneler Yeni bölümü Yayında! Bu bölümde Şimal tek başına kalbimize dokunacak bir aşk hikayesini anlatıyor. Yunan Mitolojisinde aşk, arzu tanrısı olan Eros’un biricik sevgilisi Psyche ile olan aşk hikayesini bizlere anlatıyor. Hikayede “ Beni görmeden sevmelisin” diyen Eros esasen aşkın gözünün kör olduğunu bize anlatmak istiyor. Aşk’a bakış açınızı değiştirecek bu hikayeyi hep beraber dinliyoruz. Öneri ve yorumlarınız için ; denetimsizmikrofon@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. instagram : denetimsizmikrofon Twitter : @dntmsizmikrofon

Mitler ve Efsaneler serisinin yeni bölümü yayında !! Bu bölüm bir efsane hakkında konuşan Şimal ve Umut, Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın bir tableti hakkında konuştukları bölüm yayında. Öneri ve yorumlarınız için ; denetimsizmikrofon@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. instagram : denetimsizmikrofon Twitter : @dntmsizmikrofon

3. Sezonun ilk bölümü yayında ! Yeni seslerimizden biri olan Şimal’ in Mit ve Efsanelerden bahsedeceği serinin ilk bölümü yayında. Bu bölümde konuğu Turist Rehberi Umut Baran Özdiker ile birlikte mitolojiden, mitlerden ve mitlerin nasıl ortaya çıktığından bahsediyorlar. Bölümün sonunda anlatılan Persephone ’nin mitini kaçırmadan dinleyin deriz. Öneri ve yorumlarınız için ; denetimsizmikrofon@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. instagram : denetimsizmikrofon Twitter : @dntmsizmikrofon

Doğa bizim dostumuz mu?Entropi ve zayıf insanHayvanlardan farkımız nedir? Düşünen, alet kullanan, konuşan, empati, kültür ve ahlak sahibi hayvanlarBizi bir araya getiren yalanlar: Mitler ve hikayelerZaaflarımız

Hemen her şehrin ismine yönelik bir söylence vardır. Bugünkü kaydımızda şehirlere adını veren mitleri anlattık. Keyifle dinleyeceğinizi umuyoruz. #Mitoloji #Mit #efsane #roma #atina #barcelona #sinop #foça #antwerpen #lesbos #mykonos

SosyoPolitik’in bu haftaki konuğu, Sabancı Üniversitesi’nden tarihçi ve Temel Geliştirme Direktörü ve Dr. Öğretim Üyesi Emre Erol, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Malazgirt Meydan Muharebesi yıldönümü tartışmaları üzerinden Türkiye’de resmi tarih anlayışını ve tarihsel mitleri yorumladı. Erol, “Niye bu kadar sık yeni gelenek icat ediliyor?” sorusuna yanıt aradı.

Bölüm 470 Edhem Eldem Sunucu: Işın Taylan Son elli yılda Türkiye’de tarih yazımında neler değişti? Osmanlı tarihi çalışmalarında hangi kaynaklar, hangi yöntemlerle kullanılıyor? Bu bölümde Edhem Eldem ile son kitabı Mitler, Gerçekler ve Yöntem: Osmanlı Tarihinde Aklıma Takılanlar üzerinden tarihçiliği ve Türkiye’de tarih yazımı üzerine konuşuyoruz. « Click for More »

Bölüm 470 Edhem Eldem Sunucu: Işın Taylan Son elli yılda Türkiye’de tarih yazımında neler değişti? Osmanlı tarihi çalışmalarında hangi kaynaklar, hangi yöntemlerle kullanılıyor? Bu bölümde Edhem Eldem ile son kitabı Mitler, Gerçekler ve Yöntem: Osmanlı Tarihinde Aklıma Takılanlar üzerinden tarihçiliği ve Türkiye’de tarih yazımı üzerine konuşuyoruz. « Click for More »

Yeşeren Ümitler Tül pembe artık o ümit dolu bekleyişler, Perde araladı fecir ufukta sabah var, Bir ses ırmağı şimdi o içli seslenişler Tülleniyor sinelerde rengârenk bir bahar. Sanki bir başka çerçeve gördüğümüz her yan, Efsanelere denk köpürüyor güzellikler; O bilinmezden tebessümler yağıyor ayan, Zarif tepelerin belinde çiçekten kemer... Hızır-İlyas yan yana yer göklere ufuk, Çemenler rengini tavus tüyünden almış... Şimdi sadece yarasaların boynu buruk... Ve gece mahlûkları hayrette kalakalmış... Gezdiğimiz yerlerde gizli hâtif sesleri, Her taraf lâle dudağı gibi tebessümde... Sarmış cennet tutkusu hisleri, hevesleri, Artık geceler geçmişe denk ayrı bir demde... Kumru ve bülbül aynı koronun hânendesi, Mesih’in diliyle Musa’nın eli yan yana; Zirvelerde duyulan Sonsuz Nur’un nefesi, Irmaklar kavuşma çağında bir bir ummana... Üstümüzde bulutlar, önümüzde selvilik, Ve göklerin sırları kutsilerle beraber... Sonsuza uzayan yollarda hep bir mavilik, Çekilen çileler bu şehrâyin içinmiş meğer..! M. Fethullah Gülen

Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüs hakkında çok sayıda önemli bilgi vermektedir. Bunları dilimize kazandırmanın faydalı olacağını düşünüyoruz. Seslendiren: Özgür Abacı

Beyin, insan bedenindeki en hayranlık uyandırıcı organdır. Merkezi sinir sistemimizi kontrol etmesinin yanı sıra, yürümemizi, konuşmamızı, nefes almamızı ve düşünmemizi sağlar. Beyin, aynı zamanda inanılmaz derecede komplekstir; yaklaşık 100 milyar nörondan (sinir hücresi) oluşur. Beyinle ilgili o kadar… Seslendiren: Ekin Baran Sunar

Today we're going to reveal some of the practical job search tips and strategies you need to land a great first job. Joining us is Lesley Mitler, our Co-Host and also Co-Founder of Early Stage Careers, an agency experienced in the art of launching students and young professionals into flourishing careers. In today's episode we discuss networking and finding internal advocates. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

Today we're going to reveal some of the practical job search tips and strategies you need to land a great first job. Joining us is Lesley Mitler, our Co-Host and also Co-Founder of Early Stage Careers, an agency experienced in the art of launching students and young professionals into flourishing careers. In today's episode we are going to talk about how you can use that new LinkedIn profile you just created to help your job search. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

Today we're going to reveal some of the practical job search tips and strategies you need to land a great first job. Joining us is Lesley Mitler, our Co-Host and also Co-Founder of Early Stage Careers, an agency experienced in the art of launching students and young professionals into flourishing careers. In today's episode we are going to talk about why you need to update your LinkedIn profile and how you can make it sparkle. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

Today we're going to reveal some of the practical job search tips and strategies you need to land a great first job. Joining us is Lesley Mitler, our Co-Host and also Co-Founder of Early Stage Careers, an agency experienced in the art of launching students and young professionals into flourishing careers. In today's episode, we are going to discuss how and why you should write cover letters. ListenConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

Erhan Erkut sadece parlak bir fikrin yeterli olmadığını anlatıyor. Prof. Erkut, 2005-07 arasında Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı, 2008-13 arasında Özyeğin Üniversitesi Rektörlüğü, 2014′den bu yana ise MEF Üniversitesi’nde Rektör Yardımcısı görevlerinde bulundu. İstanbul Erkek Lisesi Eğitim Vakfı, Kariyer Planlama Derneği, ve Bilim Kahramanları derneklerinde yönetim kurulu üyeliği yapan Prof. Erkut, son yıllarda Türkiye’de girişimcilik ve yetkinlik gelişimi konularında aktif olarak çalışmaktadır.

This week we are going to talk about the daunting task of creating your first resume. Joining us is Lesley Mitler, a Co-Host of Finding a Job Podcast and a Co-Founder of Early Stage Careers. In part 5 of our conversation, we are going to wrap up our conversation about what you need to know to write a great first resume. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

This week we are going to talk about the daunting task of creating your first resume. Joining us is Lesley Mitler, a Co-Host of Finding a Job Podcast and a Co-Founder of Early Stage Careers. In part 4 of our conversation, we are going to talk about some of the things that you should not do when you're crafting your first resume. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

This week we are going to talk about the daunting task of creating your first resume. Joining us is Lesley Mitler, a Co-Host of Finding a Job Podcast and a Co-Founder of Early Stage Careers. In part 3 of our conversation, we are going to talk about the ways that you can write great resume bullets. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

This week we are going to talk about the daunting task of creating your first resume. Joining us is Lesley Mitler, a Co-Host of Finding a Job Podcast and a Co-Founder of Early Stage Careers. In part 2 of our conversation, we are going to talk about how to organize your thoughts and figure out what you're communicating with your resume. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

This week we're talking about the daunting task of creating your first resume. Joining us is Lesley Mitler, our Co-Host and also Co-Founder of Early Stage Careers, an agency experienced in the art of launching students and young professionals into flourishing careers. In part 1 of our conversation, we discuss where to start when you're drafting your first resume. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

Today we're going to reveal the practical job search tips and strategies that you need to land a great first job. Joining us is Lesley Mitler, Co-host of the Finding a Job Podcast and Co-founder of Early Stage Careers, which is a firm that understands the unique challenges and needs of students, recent grads, and millennials in transition and helps their clients get hired. In today's episode we talk about how you can start thinking about what is the right job for you through information sessions. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

Today we're going to reveal the practical job search tips and strategies that you need to land a great first job. Joining us is Lesley Mitler, Co-host of the Finding a Job Podcast and Co-founder of Early Stage Careers, which is a firm that understands the unique challenges and needs of students, recent grads, and millennials in transition and helps their clients get hired. In today's episode we talk how to do an honest self-evaluation so you can prepare for your upcoming job search. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

Today we're going to reveal the practical job search tips and strategies that you need to land a great first job. Joining us is Lesley Mitler, Co-host of the Finding a Job Podcast and Co-founder of Early Stage Careers, which is a firm that understands the unique challenges and needs of students, recent grads, and millennials in transition and helps their clients get hired. In today's episode we are going to share the roadmap that you need to follow to make this year a success for your career development. Show NotesConnect With: Lesley Mitler: Website // LinkedIn // TwitterFinding a Job Podcast: Email // NewsletterBenjamin Shapiro: Website // LinkedIn // Twitter

It is said that the inherent challenges of being an actor will rather naturally weed out those without the true bug in their system. If this is true, Matt Mitler must be completely consumed by it. His ambition though is not for fame nor fortune, as his interest in those conventional notions of success has waned as he and his work have matured. Instead, it is the tantalizing quest for truth, expansion and - perhaps most of all - the urgent need to serve others using his art. Imagine this: a group of actors wholly dedicated to the audience - be it in a theater, church or hospital - rather then the aggrandizement of themselves or the whole. In your picture, be certain that the troupe is imminently skilled, expressive, nimble and daring - all at once. This is Matt Mitler's utopia of sorts, his beloved group Dzieci Theatre, laden with some of the finest performers in New York City (including Matt himself). Dzieci's aim is to utilize theater and performance as a means for the personal evolution of the actor and the blooming of the heart in the audience. In this interview, we discuss the evolution of Matt's art and how seemingly every aspect of his career and the evolution of Dzieci has existed outside of the traditional box. We explore how Matt's amazing path has been in service to a hidden taste for truth, and that by trusting the calling of sorts, Matt's journey has brought him all sorts of surprises and connections. We also probe Matt's remarkable history having studied with directors Jerzy Grotowski & Eugenio Barba, the actor Ryszard Cieslak, humanistic psychologist Carl Rogers and more. Ultimately, this is a story of following one's unique taste for truth, and when mixed with a little faith, how this simple approach creates something remarkable, rich and imminently meaningful. Enjoy! The post OS43: Matt Mitler – Theater, Transformation & The Pursuit Of Truth appeared first on Ownstream.

31. Bölüm: Ekolojik İktisat, Çevre ve Kalkınma Saprofit bakterilerce de dinlenen, geri dönüştürülebilir program Açık Bilim Radyo Programı'nın "Ekolojik İktisat, Çevre ve Kalkınma" konulu 31. bölümünden sizlere merhaba. İstanbul'da 91.6 frekansından yayın yapan Radyo 24'te Salı akşamları 19:30 ila 21:00 arasında yayınlanan programımızda bu hafta Tevfik Uyar, Ömer Cansızoğlu ve Utku Zırığ vardı. Bu programda konuştuğumuz konular şunlar oldu: - Venüs geçişinin önemi nedir? "Bazı Bilim Adamları" ne düşünüyor? - Ömerberg Belirsizlik İlkesi: Anlamlı cümle kuralsız, kurallı cümle anlamlı. - Ekolojik iktisat nedir? İktisat nedir? Kıt kaynaklar ve sonsuz ihtiyaçlar. - Açlık nasıl giderilir? Kıtlık neden var? - Yeni bir öneri: Para birimi kilokalori olabilir mi? - Yapay zekanın tanımı, zekanın tanımı... Satranç oynarken fark nedir? - İktisat mitleri neler? Mitler neden çökmez? - "Sürdürülemez Turizm" DOKTOROsu :) - Kaynakların yetmemesi nüfus fazlasından mı? Toplumsal dengesizlik mi? Bu bölümde: Rafet El Roman - Tanrı Biliyor Cat Stevens - Wild World Dinlemek için: iTunes ile (iPod, iPhone ve iPad’lerde kolaylıkla dinleyebilmek, güncellemeleri otomatik indirebilmek için): Açık Bilim Radyo Programı iTunes bağlantısı

Pelaajacast 85 on varsinainen Jumalcast. Paikalla Lumikki ja kuusi kääpiötä, eli Raakel "Xenophics" Hämäläinen, Paavo "Paavi" Niskala, Mikko "Mikki" Rautalahti, Janne "Mitler" Pyykkönen, Miika "Hei hulinaa" Huttunen, Valtteri "Sepot Kasinolla" Hyttinen sekä Ville Arvekari.ME3, Commodore 64, Trials Evolution, Sepon ylösnousemus ja herkullinen Dragon's Dogma.