POPULARITY
Doğa Konuşmaları'nda bu hafta, doğanın acil ve yakıcı gündemine kültür - sanat çerçevesinde odaklanıyoruz. Araştırma ve Programlar Direktörü Fatma Çolakoğlu, "Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri"ni, Programlar Sorumlusu Eylül Şenses ise "Havaya Dair" sergisini anlatıyor. - Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri Adını elektronik müziğin öncülerinden Mort Garson'ın bitkilere ithaf ettiği Mother Earth's Plantasia (1976) albümünden alan Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri, Salt Beyoğlu'ndaki Kış Bahçesi'nde art arda yer alacak bir dizi ses enstalasyonundan oluşuyor. Garson'ın, bitkilerin gelişiminde müzik ve ses dalgalarının etkisini irdeleyen The Secret Life of Plants [Bitkilerin Gizli Yaşamı] (1973) kitabından etkilenerek hazırladığı albüm, Los Angeles'taki Mother Earth isimli çiçek dükkânında “bitkilerin dinlemesi için” kaydedilir ve dükkândan çiçek alanlara hediye edilir. Sentezleyici ile elektronik sesleri yenilikçi biçimlerde kullanan bu çalışmadan esinlenen seri, Kış Bahçesi'ndeki bitkiler ile ses ve müzik üzerinden ilişki kuran üretimleri bir araya getiriyor. Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri, L'Internationale‘nin Museum of the Commons [Müşterekler Müzesi] projesi kapsamında ve EK BİÇ YE İÇ desteğiyle gerçekleştirilmektedir. Mekâna özgü olarak kurgulanan enstalasyonlar, 5 Haziran 2024–6 Nisan 2025 tarihlerinde beş ayrı programda sunulacak. - Havaya Dair Milano merkezli disiplinlerarası tasarım stüdyosu 2050+ tarafından Salt Beyoğlu'ndaki Forum alanı için tasarlanan Havaya Dair, maddi, işitsel ve görsel deneyler aracılığıyla hava kirliliğinin toplumsal ve ekolojik boyutlarını odağına alıyor. Sergide, ziyaretçileri havanın maddeselliğiyle ilişki kurmaya teşvik eden bir dizi müdahale yer alıyor: Azot dioksit, ozon, karbon dioksit, partikül madde, kükürt dioksit dâhil olmak üzere havanın kimyasal bileşimini ortaya çıkaran ve her biri farklı zehirlilik derecelerine karşılık gelen bir renkle tasvir edilmiş; zehirliliğin farklı ölçeklerdeki yaygınlığını gösteren veri ve görüntülerin işlendiği perdeler, havadaki bu maddelerin etkileşiminin tetiklediği kimyasal reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan koşulları duyumsanabilir kılan bir ses enstalasyonu ile İstanbul'un gökyüzünün, genellikle hareketsiz ve üç boyutlu nesneleri kaydetmek için kullanılan fotogrametri tekniğiyle hazırlanmış bir animasyonu. Böylece, yeryüzünü çevreleyen gaz hâlindeki görünmez maddelerin belgelenip cisimleştirilmesi amaçlanıyor. Havaya Dair, soluduğumuz havaya içkin karmaşıklıklara ilişkin anlayışımızı genişletmeye yönelik bir davet. Yalnızca havaya nüfuz eden ve hava yoluyla yayılan zehirliliği değil, bu zehirliliğin işaret ettiği karmaşık toplumsal ve politik sonuçları, yerel ve küresel izlekleri, gezegen ölçeğindeki inkâr edilemez bağıntıları da irdeliyor. Bir bölgedeki faaliyetlerin geniş çaplı etkiler yarattığı ortak bir alan olarak havayı odağına alan sergi, temiz ve solunabilir havanın müşterek ve evrensel bir hak olduğu bir dünya için kolektif eylemin gerekliliğini de gündeme getiriyor. 8 Mayıs-18 Ağustos tarihlerinde Salt Beyoğlu'ndaki Forum alanında ziyarete açık olacak sergi paralelindeki kamu programları saltonline.org ve Salt'ın sosyal medya kanallarında duyurulacak. - Meraklısı için: Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri: https://saltonline.org/tr/2739/bitkiler-ve-bitkileri-sevenler-icin-sicak-toprak-sesleri?home Havaya Dair:https://saltonline.org/tr/2725/sergi-havaya-dair?home - Neden Doğa Konuşmaları? #DoğaKonuşmaları cumartesi saat 19.30'da, pazar saat 10.30'da NTVRadyo'da. Merak ettiklerimizi, bilmemiz gerekenleri uzmanlara soruyor, yanıtları bulmayı, yeni ufuklar açmayı istiyoruz. Çünkü biz sürdürülebilir gelecek için, doğayla uyumlu, sağlıklı bir yaşam istiyoruz.
Doğa Konuşmaları'nda bu hafta, doğanın acil ve yakıcı gündemine kültür - sanat çerçevesinde odaklanıyoruz. Araştırma ve Programlar Direktörü Fatma Çolakoğlu, "Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri"ni, Programlar Sorumlusu Eylül Şenses ise "Havaya Dair" sergisini anlatıyor. - Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri Adını elektronik müziğin öncülerinden Mort Garson'ın bitkilere ithaf ettiği Mother Earth's Plantasia (1976) albümünden alan Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri, Salt Beyoğlu'ndaki Kış Bahçesi'nde art arda yer alacak bir dizi ses enstalasyonundan oluşuyor. Garson'ın, bitkilerin gelişiminde müzik ve ses dalgalarının etkisini irdeleyen The Secret Life of Plants [Bitkilerin Gizli Yaşamı] (1973) kitabından etkilenerek hazırladığı albüm, Los Angeles'taki Mother Earth isimli çiçek dükkânında “bitkilerin dinlemesi için” kaydedilir ve dükkândan çiçek alanlara hediye edilir. Sentezleyici ile elektronik sesleri yenilikçi biçimlerde kullanan bu çalışmadan esinlenen seri, Kış Bahçesi'ndeki bitkiler ile ses ve müzik üzerinden ilişki kuran üretimleri bir araya getiriyor. Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri, L'Internationale‘nin Museum of the Commons [Müşterekler Müzesi] projesi kapsamında ve EK BİÇ YE İÇ desteğiyle gerçekleştirilmektedir. Mekâna özgü olarak kurgulanan enstalasyonlar, 5 Haziran 2024–6 Nisan 2025 tarihlerinde beş ayrı programda sunulacak. - Havaya Dair Milano merkezli disiplinlerarası tasarım stüdyosu 2050+ tarafından Salt Beyoğlu'ndaki Forum alanı için tasarlanan Havaya Dair, maddi, işitsel ve görsel deneyler aracılığıyla hava kirliliğinin toplumsal ve ekolojik boyutlarını odağına alıyor. Sergide, ziyaretçileri havanın maddeselliğiyle ilişki kurmaya teşvik eden bir dizi müdahale yer alıyor: Azot dioksit, ozon, karbon dioksit, partikül madde, kükürt dioksit dâhil olmak üzere havanın kimyasal bileşimini ortaya çıkaran ve her biri farklı zehirlilik derecelerine karşılık gelen bir renkle tasvir edilmiş; zehirliliğin farklı ölçeklerdeki yaygınlığını gösteren veri ve görüntülerin işlendiği perdeler, havadaki bu maddelerin etkileşiminin tetiklediği kimyasal reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan koşulları duyumsanabilir kılan bir ses enstalasyonu ile İstanbul'un gökyüzünün, genellikle hareketsiz ve üç boyutlu nesneleri kaydetmek için kullanılan fotogrametri tekniğiyle hazırlanmış bir animasyonu. Böylece, yeryüzünü çevreleyen gaz hâlindeki görünmez maddelerin belgelenip cisimleştirilmesi amaçlanıyor. Havaya Dair, soluduğumuz havaya içkin karmaşıklıklara ilişkin anlayışımızı genişletmeye yönelik bir davet. Yalnızca havaya nüfuz eden ve hava yoluyla yayılan zehirliliği değil, bu zehirliliğin işaret ettiği karmaşık toplumsal ve politik sonuçları, yerel ve küresel izlekleri, gezegen ölçeğindeki inkâr edilemez bağıntıları da irdeliyor. Bir bölgedeki faaliyetlerin geniş çaplı etkiler yarattığı ortak bir alan olarak havayı odağına alan sergi, temiz ve solunabilir havanın müşterek ve evrensel bir hak olduğu bir dünya için kolektif eylemin gerekliliğini de gündeme getiriyor. 8 Mayıs-18 Ağustos tarihlerinde Salt Beyoğlu'ndaki Forum alanında ziyarete açık olacak sergi paralelindeki kamu programları saltonline.org ve Salt'ın sosyal medya kanallarında duyurulacak. - Meraklısı için: Bitkiler ve Bitkileri Sevenler için Sıcak Toprak Sesleri: saltonline.org/tr/2739/bitkiler-…prak-sesleri?home Havaya Dair: saltonline.org/tr/2725/sergi-havaya-dair?home - Neden Doğa Konuşmaları? #DoğaKonuşmaları cumartesi saat 19.30'da, pazar saat 10.30'da NTVRadyo'da. Merak ettiklerimizi, bilmemiz gerekenleri uzmanlara soruyor, yanıtları bulmayı, yeni ufuklar açmayı istiyoruz. Çünkü biz sürdürülebilir gelecek için, doğayla uyumlu, sağlıklı bir yaşam istiyoruz. bitkilervebitkilerisevenleriçinsıcaktoprakseslerihavayadairsaltbeyoğluçevredoğadoğayadair
Gazze'de bebekler öldürülüyor, çocuklar öldürülüyor, yaşlılar öldürülüyor, doktorlar öldürülüyor, gazeteciler öldürülüyor, akademisyenler öldürülüyor, Müslümanlar öldürülüyor, Hristiyanlar öldürülüyor. Evler bombalanıyor, okullar bombalanıyor, hastaneler bombalanıyor, tarihi eserler bombalanıyor. Bunların hepsi bilinçli ve sistematik bir şekilde neredeyse 3 aydır devam ediyor. Bütün bu yaşananlar maalesef yeterince gündemde kalamıyor. Dezenformasyon ve kitleleri yönlendirme konusunda mahir olan İsrail bu konuların yeterince gündemde kalmaması için elinden geleni yapıyor. İsrail bu konuda ne kadar çaba sarf ederse etsin bütün dünyadaki vicdanlı insanlar yaşananlara duyarsız kalmıyor. Ülkemizde değil ama özellikle Batı'da birçok “bağımsız” ve “özgür” sanatçı konuya ilişkin sürekli olarak açıklamalar yapıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu durum ise içler acısı. Sanat dünyası kendi cam fanusunda, küçük dünyasında yaşamaya devam ediyor. Gazze'de yaşananlara ilişkin bir şey demediği gibi PKK tarafından şehit edilen askerlerimizle alakalı da iki kelam edemiyorlar. Bunların ne olduğunu her fırsatta görüyoruz. Sözde Atatürkçüler ama Atatürk'le alakalı bir diziyi Ermeni lobisinin baskısı sonucu daha yayımlanmadan sansürleyen kuruma bile bir şey diyemediler. Bütün bu omurgasızlık içinde hâlâ kendi olup inandığı değerleri kariyerinin önüne koyabilen sanatçıların, az da olsa, olduğunu görmek benim için ümit verici. BAŞLANGIÇLAR VE SONLAR Yılın son günleri yılı değerlendirmek için önemli bir fırsat oluyor. Bir yılın muhasebesini yapabilme imkânı sağlıyor insana. Hayatımız normal seyrinde devam ediyor olsa uzun uzun bu yıl gezdiğim, gördüğüm, beğendiğim sergilerden bahsetmek isterdim ama Gazze'de yaşananlar buna el vermiyor. O yüzden kısaca bahsedeceğim: Üç İç Denizin Ülkesi, sanatçı Handan Börüteçene'nin şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı sergisi. Salt Beyoğlu'nda düzenlenen serginin küratörü Amira Akbıyıkoğlu. Fotoğraf sanatçısı İsabel Munoz'un Yeni Bir Hikâye başlıklı sergisi Pera Müzesi'nde düzenlendi ve sanatçının Göbeklitepe ve etrafındaki yerleşim yerlerini bambaşka bir açıyla görmemize olanak sağladı. 2022'nin son günlerinde açılan Paulo Rego'nun Hikâyelerin Hikâyesi başlıklı serginin küratörlüğünü Alistair Hicks üstlendi. Sanatçının olağanüstü anlatım biçimi serginin başlığına da yansıdı. Efsanevi İstanbul Ansiklopedisi'nin hikâyesi Başka Kayda Rastlanmadı başlığıyla Salt Galata'da Kadir Has Üniversitesi işbirliğiyle bizlerle buluştu. Ansiklopedinin merkezinde yer alan Reşad Ekrem Koçu ele alındı. İşgal dönemi İstanbul'unu fazla bilmeyiz. Adeta unutulmuş günlerdir. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Meşgul Şehir- İşgal İstanbul'unda Siyaset ve Gündelik Hayat başlıklı sergiyle İstanbul'un o unutulmuş ve pek de konuşulmayan günlerini ele aldı.
Fazıl Say'ın 23-26 Ekim tarihlerinde İsviçre'de vereceği konserler “İsrail-Filistin gerilimi konusunda sosyal medyada yansıttığı fikirleri” nedeniyle iptal edilmişti. Dünyaca ünlü sanatçımız Batı'nın ikiyüzlülüğüne, ne yaparsa yapsın “Doğulu” ve “Müslüman bir ülkenin” sanatçısı olduğu gerçeğine toslamıştı. Sanatçı gene benzer bir durumla karşı karşıya kalınca sosyal medya hesabından “Ben yazarken, siz okurken, her saniye çocuklar ölüyor Filistin'de. Oslo'da bir müzisyen, benim konserimi boykot etme çağrısında bulunmuş. Konser 19 Kasım'da Oslo Operası'nda. Sebep? Barıştan yana olmam herhalde... Programda Bach'ın “Goldberg Çeşitlemeleri” eseri var. Yani bu arkadaş, bir yandan Bach'ı da boykot ediyor. Tebrik ederim kendisini!!!” sözleriyle başlayan bir açıklama yaptı. Arzu eden açıklamanın tamamını sanatçının hesabından okuyabilir. Batı, ahlâkî ve söylem üstünlüğünü uzun zamandır kaybetmişti. İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam bunu bir kez daha gözler önüne serdi. Batılı ülkelerin büyük şehirlerinde yüzbinlerce insanın bir araya gelerek yaşananları protesto etmesi, Birleşmiş Milletler'de görev yapanların -neredeyse- tamamının yaşananlar karşısında “tepki”lerini koymaları bir şeyi değiştirmiyor. Artık Doğu-Batı ayrımı belki de tarihte hiç olmadığı kadar net bir şekilde çizilmeye başladı. Bunu belki şu anda tam manasıyla hissedemiyoruz ama korkarım ki yakın bir gelecekte bu, çok daha belirgin hale gelecek. Ve bunun ilk adımları, tıpkı, Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Puşkin gibi isimleri yasaklamaya vardığı gibi çılgın bir hal alacak. Üç İç Denizin Ülkesi Bu hafta Salt Beyoğlu'nda Handan Börüteçene'nin şimdiye kadar düzenlenmiş en kapsamlı sergisi Üç İç Denizin Ülkesi, Amira Akbıyıkoğlu'nun küratörlüğünde açıldı. Sanatçının bazı eserlerini sadece fotoğraflardan görmüştüm. Bazılarından ise, itiraf etmek gerekirse, haberdar bile değildim.
İlk kostümünü drenaj borusundan yapan Akış Ka seçilmiş isminin anlamını; taşrada lubunya çocuk olmayı; İstanbul'a gelmenin onun için ne anlam ifade ettiğini; Yıldız Teknik Üniversitesi'nin kapanan Tiyatro Kulubü'nde yaşadığı heteroseksizmi; LGBTİ+ hareketiyle yolunun nasıl kesiştiğini; multidisipliner sanatçı olmayı; mekan işletmeciliği yaptığı dönemi; SALT Beyoğlu'nda gerçekleştirdiği “Hoş Geldin” performansını; sanat kurumlarının natrans normlarıyla mücadelesini; performans sanatçısı olmanın ekonomisini; tekelleşen queer mekanları; şişman bedeniyle ilişkisini; LGBTİ+ların kriminalize edildiği Türkiye'de hayatta kalma stratejisini; seçimlerin onun için önemini; Haziran ayında Londra'daki Barbican Centre'da gerçekleştireceği performansını ve queer gelecek tahayyülünü anlattı. 30 Nisan 2023 yayını
Erkek şiddetinden toplumsal cinsiyete, yerinden edilme ve göçten tüketim alışkanlıklarına uzanan İpek Duben'in kırk yılı aşan pratiğini yansıtan en kapsamlı sergisi SALT Beyoğlu'nda geçen hafta açıldı. İşlerinde sıkça kullandığı kendi beden imgelerinden esinle adlandırılan Ten, Beden, Ben sergisini Açık Radyo programcılarından Evrim Altuğ, Duben'le değerlendiriyor.
SALT Araştırma ve Programlar ekibinden Meriç Öner ve Onur Yıldız'ı konuk ettiğimiz bu programda, SALT Beyoğlu'nda devam eden İklimcil: Mevsimler Sürüklenirken sergisini, kamu programlarını ve araştırma sürecini konuşuyoruz. Londra merkezli araştırma topluluğu Cooking Sections'ın (Daniel Fernández Pascual ve Alon Schwab) İklimcil projesi, insan faaliyetlerinin değiştirdiği iklim koşullarında gıda altyapısı ve yeme içme alışkanlıklarını inceliyor. İklim değişiminin sebep olduğu yeni mevsim ve yağış koşulları, kıyı dönüşümleri, tarım, sanayi ve kentleşme politikalarının gıda üretimi ve tüketiminde yarattığı dönüşümleri, Türkiye'den çeşitli vaka incelemelerinde takip ediyor. Her vaka incelemesinde farklı yer ve olgulara odaklanan ve farklı disiplinlerden kurum ve aktörleri bir araya getiren İklimcil projesinin bu işbirliğine dayalı yöntemini de SALT ekibinden dinliyoruz.
SALT Araştırma ve Programlar ekibinden Meriç Öner ve Onur Yıldız'ı konuk ettiğimiz bu programda, SALT Beyoğlu'nda devam eden İklimcil: Mevsimler Sürüklenirken sergisini, kamu programlarını ve araştırma sürecini konuşuyoruz. Londra merkezli araştırma topluluğu Cooking Sections'ın (Daniel Fernández Pascual ve Alon Schwab) İklimcil projesi, insan faaliyetlerinin değiştirdiği iklim koşullarında gıda altyapısı ve yeme içme alışkanlıklarını inceliyor. İklim değişiminin sebep olduğu yeni mevsim ve yağış koşulları, kıyı dönüşümleri, tarım, sanayi ve kentleşme politikalarının gıda üretimi ve tüketiminde yarattığı dönüşümleri, Türkiye'den çeşitli vaka incelemelerinde takip ediyor. Her vaka incelemesinde farklı yer ve olgulara odaklanan ve farklı disiplinlerden kurum ve aktörleri bir araya getiren İklimcil projesinin bu işbirliğine dayalı yöntemini de SALT ekibinden dinliyoruz.
Sanatçı ve İstanbul Bienali Kamusal Program Koordinatörü Zeyno Pekünlü, SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Meriç Öner ve 17. İstanbul Bienali katılımcılarından Alon Schwabe ile SALT Beyoğlu'nda sergilenen "İklimcil/Mevsimler Sürüklenirken" üzerine söyleşiyor. Ardından Gonca Özmen'in “Auto-Destruction” isimli şiirini şairin kendi sesinden dinliyoruz. Sanatçı kolektifi Oda Projesi'nden evde geçirilen "boş zaman"ın seslerini dinliyor; Sevgi Soysal'ın "Venüslü Kadınların Serüvenleri" eserinin radyo okumasına da kaldığı yerden devam ediyoruz.
Osmanlı'da modernleşme ve ulus devlete geçiş süreçlerine tanıklık eden Köpe ailesinin arşivi SALT Beyoğlu'nda bir sergiyle işleniyor. "İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde" sergisi 27 Aralık tarihine kadar devam ediyor. Konuğumuz SALT Araştırma ve Programlar'dan Lorans Tanatar Baruh ile "kentli ve hareketli bir aile" olan Köpe ailesini, arşiv üzerinden İstanbul'da modernleşme ile dönüşen kent yaşamını, Meşrutiyet, Dünya Savaşı ve mütareke yıllarını konuşuyoruz.
Osmanlı'da modernleşme ve ulus devlete geçiş süreçlerine tanıklık eden Köpe ailesinin arşivi SALT Beyoğlu'nda bir sergiyle işleniyor. "İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde" sergisi 27 Aralık tarihine kadar devam ediyor. Konuğumuz SALT Araştırma ve Programlar'dan Lorans Tanatar Baruh ile "kentli ve hareketli bir aile" olan Köpe ailesini, arşiv üzerinden İstanbul'da modernleşme ile dönüşen kent yaşamını, Meşrutiyet, Dünya Savaşı ve mütareke yıllarını konuşuyoruz.
SALT Araştırma ve Programlar direktörü Meriç Öner, SALT Beyoğlu'nda açılan "Bauhaus Imaginista: Uzaklarda. İstanbul" sergisini ve "Türkiye Tasarım Eğitiminden Örnekler" programını anlatıyor. 100 yılı geride bırakan Bauhaus'un farklı coğrafyalardaki yorumlarını konu eden sergi kapsamında, temel tasarım ve temel sanat eğitimlerine Türkiye'den yenilikçi yaklaşımlar bir dizi programla inceleniyor.
SALT Araştırma ve Programlar direktörü Meriç Öner, SALT Beyoğlu'nda açılan "Bauhaus Imaginista: Uzaklarda. İstanbul" sergisini ve "Türkiye Tasarım Eğitiminden Örnekler" programını anlatıyor. 100 yılı geride bırakan Bauhaus'un farklı coğrafyalardaki yorumlarını konu eden sergi kapsamında, temel tasarım ve temel sanat eğitimlerine Türkiye'den yenilikçi yaklaşımlar bir dizi programla inceleniyor.
Salt Beyoğlu'nda yer alan Makbul Tarihin Tutsakları sergisi vesilesi ile Naeem Moheiman'la Evrim Altuğ'un Açık Dergi için yaptığı söyleşi.
Salt Beyoğlu'nda 2018 sonuna kadar görülebilecek Evrenin Titreşen Işıkları sergisi için Merve Ünsal'ın ürettiği "Duymamış Olayım" başlıklı metnin, radyo-drama versiyonu.
Açık Mimarlık: 10 Mayıs 2018
Açık Mimarlık: 10 Mayıs 2018
SALT Beyoğlu'ndaki yerleştirmeden, fotoğraf: Mustafa HazneciBoğaz/Strait, kendi deyişi ile "1990'lardan bu yana yoğun bir petrol boru hattına dönüşen İstanbul Boğazı'nı, fiziki ve hayali halleriyle yeniden oluşturmayı deniyor". Kentte bir başka "boğaz" olarak İstiklal Caddesi'nin ortasında yer alan mekândaki yerleştirme, ziyaretçiye ölçeklendirilmiş ve kütleleştirilmiş bir İstanbul Boğazı'ndan -petrol tankerleri ile aynı hareketleri yaparak- geçiş deneyimi sunuyor."Yeni Bir Yer Olarak Boğaz", SALT Beyoğlu'ndaki sessiz filmden bir kare, Neyran Turan'ın izniyle. Boğaz/Strait yerleştirmesini de bir çıktı olarak içeren uzun soluklu bir çalışma ile Neyran Turan, coğrafya ve mimarlık disiplinlerini çarpıştırıyor. Bu çarpışmayı ve bir mimar profili olarak kendisinin pratiğe yaklaşımını da programda konuştuk.Neyran Turan'ın işlerinin bir kısmını, kurucularından olduğu NEMESTUDIO'nun web sitesinden görebilirsiniz.
SALT Beyoğlu'ndaki yerleştirmeden, fotoğraf: Mustafa HazneciBoğaz/Strait, kendi deyişi ile "1990'lardan bu yana yoğun bir petrol boru hattına dönüşen İstanbul Boğazı'nı, fiziki ve hayali halleriyle yeniden oluşturmayı deniyor". Kentte bir başka "boğaz" olarak İstiklal Caddesi'nin ortasında yer alan mekândaki yerleştirme, ziyaretçiye ölçeklendirilmiş ve kütleleştirilmiş bir İstanbul Boğazı'ndan -petrol tankerleri ile aynı hareketleri yaparak- geçiş deneyimi sunuyor."Yeni Bir Yer Olarak Boğaz", SALT Beyoğlu'ndaki sessiz filmden bir kare, Neyran Turan'ın izniyle. Boğaz/Strait yerleştirmesini de bir çıktı olarak içeren uzun soluklu bir çalışma ile Neyran Turan, coğrafya ve mimarlık disiplinlerini çarpıştırıyor. Bu çarpışmayı ve bir mimar profili olarak kendisinin pratiğe yaklaşımını da programda konuştuk.Neyran Turan'ın işlerinin bir kısmını, kurucularından olduğu NEMESTUDIO'nun web sitesinden görebilirsiniz.
Metropolitika: 3 Haziran 2015 Konuğumuz Rice Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Neyran Turan'la SALT Beyoğlu'nda açılan Boğaz isimli sergiyi konuştuk.
3 Aralık 2014: Akram Zaatari Lübnanlı sanatçı Akram Zaatari'nin önemli işlerinİ biraraya getiren sergisi SALT Beyoğlu'nda açıldı. Açık Dergi'de Akram Zaatari'nin SALT'ta yaptığı konuşmadan ve geçtiğimiz Nisan ayında Açık Dergi için kendisiyle yaptığımız söyleşiden bölümler dinledik.
Sanat Hayat: 16 Eylül 2014 21.hafta programında SALT Araştırma ve Programlar Yöneticisi Meriç Öner'le 5 Eylül'de SALT Beyoğlu'nda açılan "YAZLIK: Şehirlinin Kolonisi" sergisini konuştuk.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
SALT ve Van Abbemuseum işbirliğinde gerçekleştirilen İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe projesinin ilk sergisi İstanbul Eindhoven-SALTVanAbbe: 89’dan Sonra 27 Ocak’ta açılıyor. SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da yer alan sergi, Van Abbemuseum koleksiyonundan 1989 sonrası üretilmiş işleri içeriyor. SALT, Van Abbemuseum ekibiyle birlikte, uluslararası platformda iyi bilinen ancak İstanbul’da yeterince tanınmayan ya da işleri hiç gösterilmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işini seçti. Bu işlerin ilham verici önemi ile ilk elden deneyimlenmesi gerektiğine duyulan inancın yanı sıra bu seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelediği birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor. Bunlar, Marlene Dumas’nın Models [Modeller] adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını da içeren “portreleme”; Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı işin başrolü üstlendiği “edebiyat ve metin”; Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri üzerinden “film” ve Stanley Brouwn’un kavramsal olarak derinlemesine ele aldığı “zaman ve mekân” gibi temaları kapsıyor. Türkiye’den sanatçılardan seçilen işler, benzer fikir ve yaklaşımlarla görsel ve kavramsal diyaloğa girmeleri için bu tematik bölümlere yerleştirildi. Bunlar arasında Leyla Gediz’in portrelemeye farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un coğrafi pozisyon ve çeviri ile oynayan oyunları ile İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.