POPULARITY
İnsanlık tarihinin iki harf arasına sıkışmış milyonlarca hayata, gözyaşına, sessiz çığlıklara ev sahipliği yapan en acı ve kadim kelimesi. Sadece silahların konuştuğu değil aynı zamanda vicdanların susarak insanlığın sınandığı sürecin adıdır savaş. Tarihin arka sayfalarında sessizce dizilen mezar taşlarına eşlik eden bir annenin oğluna son bakışı, bir çocuğun sessizce büyüyen korkusudur savaş.
Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz doksan beşinci bölüm sizlerle.Bu bölümde popüler kültür konularına geri döndük. ABD yönetimi tarafından uygulanacak olan ve tüm dünyanın gündemini esir eden gümrük vergilerini konuştuk. Bu yeni vergi oranlarının tüm endüstrilere ve şirketlere olan etkilerini değerlendirdik. Bol bol dizilerden, Adolescence ve White Lotus gibi son günlerin ses getiren işlerinden söz ettik.Tarihin gelmiş geçmiş en büyük dizilerinden Game of Thrones bölümlerinde sıkça gördüğümüz, nesli 10.000 yıl önce tükenmiş olan büyük kurtların geri dönüşünü konuştuk.Bölümümüzün sonunda da bilgisayar ve konsol oyunlarına değindik. Herkesin çok sevdiği Minecraft'ın neden bu kadar popüler olduğundan ve beyaz perdeye uyarlanan Minecraft filminin başarısından söz ettik.
“Tarihin tekerrür ettiğinden” söz edilir, halbuki tarihte olan bir hadise olup bitmiştir, daha sonra tekrar yaşanmaz, olsa olsa zamanı, mekânı, kişileri, sebepleri… farklı “benzeri olaylar” yaşanır. Ben diyorum ki: CHP, geçmişinden tevarüs ettiği anlayış, alışkanlık ve hastalıkların etkisiyle bugünlerde, 1960'ta olan hukuksuzluğun “benzerini sahneye koymaya” çalışıyor.
Herkese merhaba! Klimik podcast yayınlarından bir yenisi ile karşınızdayız.Bu hafta konuğumuz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalından Arş. Gör. Dr. Ulaş Gökalp. Bu yayınımızda konuğumuz ile enfeksiyon hastalıklarının özellikle salgınların tarihin seyri üzerine etkileri ile ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Ulaş'a yayınımıza katıldığı ve vakit ayırdığı için teşekkür ederek sizlere keyifli dinlemeler dileriz.
Bu ülkede sol kesim ve Kemalistlerin olup biten meseleleri anlamadığına dair bir kanaatim vardı. Parti içinde olup bitenleri okuduğumda, bu kanaatim dahada pekişti. Onur Öymen, Deniz Baykal'ın bir kumpasla genel başkanlıktan uzaklaştırıldığını ve Kılıçdaroğlu'nun nasıl CHP Genel Başkanı olduğunu tavuğa anlatır gibi anlattı. Bu korkunç operasyonun ne anlama geldiğine CHP elitleri hiç kafa yormadı.
“Mukallit” başlıklı yazıyı geçen hafta yazmıştım. Yazıda özetle Ekrem İmamoğlu'nun kendince hedefinde ilerlediğini varsayarken tarihi kopyalayan, Erdoğan'ı kopyalayan stratejisini yazmıştım. Simulark, -mış gibi hallerden bahsetmişti. Tarihi kopyalama lafı bana ait değil. Ancak müellifinden kullanma izni aldım ve çok da beğendim. Bunun imkansızlığına dair önemli tespit, tarihçi Cemil Koçak'tan geldi. “Bugünlerde Gezi kalkışmasını gönlünden geçirenlere Karl Marx uzun yıllar önce şöyle demişti: Tarih kendini tekrar eder; ilkinde trajedi ikincisinde komedi olarak.”
1888 yılında Londra'da 5 kadın korkunç şekilde katledildi. Bu cinayetlerin arkasındaki isimsiz kişi kendine gelecekte efsaneleşecek bir lakap takmıştı: Karındeşen Jack. Tarihin en ünlü seri katillerinden Karındeşen Jack hiçbir zaman yakalanamadı. Peki, dönemin dedektifleri kimlerden şüphelendiler? Karındeşen Jack'in kimliği 2025 yılındaki hangi gelişmeyle ortaya çıktı?Sunan: Sezgi Aksu Hazırlayan: Uğur Yıldırım Ses Tasarımı ve Kurgu: Tolgacan Bozca Yapımcı: Podbee MediaCanlandırmalar:Gazeteci: Aykut CeylanKarındeşen Jack: Ada KanburDedektif Swanson: Metin BozkurtSir Melville Macnaghten: Tolgacan Bozca Mary Ann Nichols: Gülşah DimMontague John Druitt: Umut CoşkunDruitt'in Akrabası: Ceyda AslanDoktor Houchin: Uğur YıldırımSpiker: Yaprak GülbaharKaren Miller: Hazal Beril Çam See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bahçeli'nin başlattığı ve Erdoğan'la birlikte yürüttüğü süreç Öcalan'ın PKK'yi kongre toplayarak silah bırakmaya ve kendisini feshetmeye çağırdığı açıklama ile ilerliyor. Her şeyden önce tüm süreç gizli kapaklı şekilde ilerletilmekte, varılan sonuçlar, halka tüm tarafların her yana çekilebilecek şekilde kullandığı bir Ezop diliyle aktarılmaktadır. Türk ve Kürt emekçilerini birinci derecede ilgilendiren, milyonlarca işçi, emekçi, köylü geçim sıkıntısı çekerken kaynakları yutan, sayısız gencin canını alan bir mesele ile ilgili olarak, sürdürülen gizli diplomasiye son verilmelidir. Tarafların değişik vesilelerle söylediğinin aksine “gizli diplomasi” hiçbir şekilde önemli sorunların çözümü için gerekli de zorunlu da değildir. Tarihin gördüğü en büyük savaşlardan biri olan Cihan Harbi'nde (Birinci Dünya Savaşı) işçi devletinin başında müzakerelere katılan Bolşeviklerin gizli diplomasiyi reddetmesi, Çarlık Rusyası'nın gizli anlaşmalarını açıklaması, bu gizli anlaşmalarla (başta Türkiye olmak üzere) Rusya'ya vadedilmiş olan topraklardan vazgeçmesi tarihe düşülmüş devrimci bir nottur. Dünya savaşında gizli diplomasi reddedilmişse her savaşta reddedilebilir. Bu, işçi sınıfının ve ezilenlerin tavrıdır, ilkesidir, siyasetidir. Gizli diplomasi; burjuvazinin, sömürgecilerin, emperyalistlerin yöntemidir, reddediyoruz!Ne Kürt sorunu çözülmüştür ne de Kürt işçilerinin ve yoksul köylülerinin mücadelesi anlamsızlaşmıştır! İktidar cephesi bu süreci “terörsüz Türkiye” çabaları kapsamında tanımlarken Öcalan'ın açıklaması “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlığını taşıyor. Ancak bu tanımlamalar işletilen sürecin gerçek içeriğini yansıtmıyor. İktidar cephesinden gelen Türkiye'de Kürt sorunu yoktur ya da çözülmüştür iddiası, İmralı'dan yapılan açıklamada da “kimlik inkarının çözülüşü ve ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler” gibi değerlendirmelere referansla tekrarlanmaktadır. Öcalan, açıklamasına, bu gelişmelerin PKK'nin anlam yoksunluğuna yol açtığını söyleyerek, kendisini feshini gerekli kıldığını söyleyerek başlamıştır. Sömürgeci burjuvazinin gerici İkinci Cumhuriyet projesinin yeni versiyonu Kürt sorununun çözüldüğüne dair açıkça ya da ima yoluyla yapılan tespitler gerçeği yansıtmadığı gibi “terörsüz Türkiye” hedefi de bu sürecin gerçek amacını yansıtmamaktadır. Sürecin arka planını oluşturan gerçek amaç, sömürgeci burjuvazinin, Batı emperyalizminin himayesinde Irak'ta ve Suriye'de enerji havzalarının kontrolünü de içerecek şekilde yayılmacı çıkarları doğrultusunda, tarihe “İkinci Cumhuriyet” olarak geçmiş olan projenin yeni sürümünü hayata geçirmektir.Başka halklara karşı Türk-Kürt ittifakı değil emperyalizme ve Siyonizme karşı tüm Ortadoğu halklarının ittifakı! Turgut Özal'ın ABD'nin Irak'ı işgalini fırsat bilerek “bir koyup üç alacağız” sözleriyle akıllara kazınmış gerici İkinci Cumhuriyet projesi, ABD başta olmak üzere Batı emperyalizminin ve İsrail Siyonizminin Batı Asya (Ortadoğu) coğrafyasını yangın yerine çevirdiği günümüz koşullarında yeniden piyasaya sürülmektedir. Değişik açıklamalarda farklı terimlerle de olsa sürekli vurgulanan “Türk-Kürt ittifakı” kavramı bu gerici proje doğrultusunda bir işbirliğini ifade ettiği sürece halkların kardeşliği ve eşitliği mücadelesinin uzağında ve karşısındadır. İttifak kavramı, “kime karşı?” sorusundan bağımsız anlam kazanamaz! Türk ve Kürt emekçi ve yoksul gençlerinin de sömürgeci burjuvazinin çıkarları doğrultusunda ve emperyalizmin himayesinde, başka halklara, Batı Asya söz konusu olduğunda özellikle Arap ve İran halklarına karşı girişilecek maceralara asker yapılmasının ilerici ve haklı bir yanı olamaz.Her ne ad altında olursa olsun sosyalizme çamur atmak sadece emperyalist kapitalizmi ve sömürgeciliği aklamaya yararAsırlar aşan çağrı: Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar birleşin!
Mekke'de gördükleri zulüm karşısında Habeşistan'a hicret eden Müslümanlar, adil hükümdar Necaşi'nin himayesine sığındılar. Ancak Kureyş, onları geri almak için elçiler gönderdi. Necaşi, tarafları dinlemek istediğinde, Müslümanları temsilen Ca'fer bin Ebi Talib (r.a.) söz aldı ve Kur'an'dan Meryem Suresi'ni okuyarak İslam'ı anlattı. Bu sözler karşısında Necaşi ve saraydaki din adamları gözyaşlarını tutamadılar. Kral, Müslümanları teslim etmeyi reddetti ve onları koruması altına aldı. Tarihin en etkileyici anlarından birini sizler için seslendirdik. Daha fazlası için Genç Podcast'i takip etmeyi unutmayınız ✨ #HabeşistanHicreti #CaferBinEbiTalib #İslamTarihi #Kur'an #Adalet #GençPodcast
Ülker'in katkılarıyla hazırlanan Socrates FC'de bu hafta İnan Özdemir, İlhan Özgen ve Atahan Altınordu sizlerle birlikte. Bu haftaki bölümü İnan'ın telefon kabı ve ceketinden yola çıkarak Atahan'ın pandemi döneminde maskesiyle uydurduğu kıyafet kombinleriyle açıyoruz. Unutamadığımız Levent Kırca repliklerini ve kısa bir süre önce aramızdan ayrılan Edip Akbayram'ı andıktan sonra futbol gündemimize geçiyoruz. Şampiyonlar Ligi gündemi, Real Madrid “balonu”, Atletico Madrid'in sessiz ve derinden gelişi, Serie A'da bir türlü değişmeyen durumlar bu kısımdaki başlıca maddelerimiz arasında. Atahan'ın Sarıyer Life'ın haberine konuk olmasını da konuştuktan sonra Atahan'dan 119 yıllık Galatasaray tarihinin en kötü oyuncu değişikliğini dinliyoruz. Atahan'ın kötü bir kaybeden olmasını ve hayli ilginç PES macerasını da dinledikten sonra haftanın olayına geçiyoruz. Halley'le Haftanın Olayı'nda IFAB'in futbola dair getirdiği ve getireceği konuşulan kuralları yorumluyoruz. Kalecilerin topu elinde sekiz saniyeden fazla tutması halinde rakip takımın korner kazanacak olması, uzun süredir “Wenger Kuralı” olarak adlandırılan ofsayt kuralı, beş oyuncu değişikliği, geriye yaslanan takımın stoper değişikliği yapması, Inter'in bir türlü maçı kitleyememesi, Türkiye Ligi'ndeki tempo problemi… Programımızın son bölümünü ise hayli zor bir soruya ayırıyor ve üçlümüzü düşünmeye itiyoruz.
Ülker'in katkılarıyla hazırlanan Socrates FC'de bu hafta İnan Özdemir, İlhan Özgen ve Atahan Altınordu sizlerle birlikte.Bu haftaki bölümü İnan'ın telefon kabı ve ceketinden yola çıkarak Atahan'ın pandemi döneminde maskesiyle uydurduğu kıyafet kombinleriyle açıyoruz. Unutamadığımız Levent Kırca repliklerini ve kısa bir süre önce aramızdan ayrılan Edip Akbayram'ı andıktan sonra futbol gündemimize geçiyoruz.Şampiyonlar Ligi gündemi, Real Madrid “balonu”, Atletico Madrid'in sessiz ve derinden gelişi, Serie A'da bir türlü değişmeyen durumlar bu kısımdaki başlıca maddelerimiz arasında. Atahan'ın Sarıyer Life'ın haberine konuk olmasını da konuştuktan sonra Atahan'dan 119 yıllık Galatasaray tarihinin en kötü oyuncu değişikliğini dinliyoruz. Atahan'ın kötü bir kaybeden olmasını ve hayli ilginç PES macerasını da dinledikten sonra haftanın olayına geçiyoruz.Halley'le Haftanın Olayı'nda IFAB'in futbola dair getirdiği ve getireceği konuşulan kuralları yorumluyoruz. Kalecilerin topu elinde sekiz saniyeden fazla tutması halinde rakip takımın korner kazanacak olması, uzun süredir “Wenger Kuralı” olarak adlandırılan ofsayt kuralı, beş oyuncu değişikliği, geriye yaslanan takımın stoper değişikliği yapması, Inter'in bir türlü maçı kitleyememesi, Türkiye Ligi'ndeki tempo problemi… Programımızın son bölümünü ise hayli zor bir soruya ayırıyor ve üçlümüzü düşünmeye itiyoruz.
Şüphesiz değil. Zira Emperyalist stratejilerde tesadüflere yer olmadığı planlanmış tasarlanmış rastlantılar ile pusuda bekleyen 28 Şubat Vesayetçisi veya zihniyeti temsilcilerini de harekete ve teyakkuza geçirmiştir. Zira, Öcalan'ın Terör Örgütü PKK'nın tüm bileşenlerini hedef alan silah bırakın çağrısı yaptığı bu tarihi günde 28 Şubat'ın temsil ettiği zihniyetten her alanda hesap sormuş olabilseydik ki diyemiyoruz! Çünkü bir taraftan bu ülkede yaşayan tüm insanlarımızın “Terörsüz Türkiye için tarihi adımlar atılırken devletine duyduğu güven itimadı sarsacak 28 Şubat'ın vesayetçi zihniyetinin hâlâ bize aba altından sopa göstermeye devam etmesini asla hafife almamalıyız. Örnek mi MSÜ'deki Genç teğmenlerin korsan yemin hadisesi yeterli bir kanıt!
Ülker'in katkılarıyla hazırlanan Socrates FC'de bu hafta İnan Özdemir, İlhan Özgen ve Buğra Balaban sizlerle birlikte. Bu haftaki bölümü Super Bowl'u konuşarak ve eski Super Bowl'ları yad ederek açıyoruz. İlhan'ın yaptığı Marsilya ve Bernard Tapie yolculuğunun ardından İnan ve Buğra da hafta sonundan kendilerine kalan notları paylaşıyor. Yarıda kalan Galatasaray-Adana Demirspor maçına ve Buğra'nın voleybol tribünü deneyimine değindikten sonra Biskrem Cookie Extra ile haftanın olayına uzanıyoruz. Haftanın olayında Avrupa'nın büyük liglerindeki şampiyonluk yarışına hızlı bir bakış atıyoruz. Bundesliga'da Leverkusen “balonunun” patlaması ve Bayern Münih'in liderliği, Premier Lig'deki “Bu iş bitti mi?” sorusu, Serie A ve LaLiga'da hayli alevli geçen zirve yarışı bu kısımdaki gündem maddelerimizden. Nuno Espirito Santo'nun Nottingham Forest'ının unutulmaz günlerini de andıktan sonra Real Madrid-Atletico Madrid derbisini konuşmayı ihmal etmiyoruz. Ballon d'Or'daki muhtemel Raphinha-Salah yarışı, Milan'ın hücum hattına yaptığı Santiago Gimenez eklemesi, Marcelo'nun emekliliğini açıklaması, “Tarihin en iyi sol beki kim?” tartışmaları, Sergio Ramos'un Monterrey'in yolunu tutması ve bir süredir arayı açtığımız “Hangisi Yanlış?” oyunumuz… Hepsi bu bölümde sizlerle!
Ülker'in katkılarıyla hazırlanan Socrates FC'de bu hafta İnan Özdemir, İlhan Özgen ve Buğra Balaban sizlerle birlikte.Bu haftaki bölümü Super Bowl'u konuşarak ve eski Super Bowl'ları yad ederek açıyoruz. İlhan'ın yaptığı Marsilya ve Bernard Tapie yolculuğunun ardından İnan ve Buğra da hafta sonundan kendilerine kalan notları paylaşıyor. Yarıda kalan Galatasaray-Adana Demirspor maçına ve Buğra'nın voleybol tribünü deneyimine değindikten sonra Biskrem Cookie Extra ile haftanın olayına uzanıyoruz.Haftanın olayında Avrupa'nın büyük liglerindeki şampiyonluk yarışına hızlı bir bakış atıyoruz. Bundesliga'da Leverkusen “balonunun” patlaması ve Bayern Münih'in liderliği, Premier Lig'deki “Bu iş bitti mi?” sorusu, Serie A ve LaLiga'da hayli alevli geçen zirve yarışı bu kısımdaki gündem maddelerimizden. Nuno Espirito Santo'nun Nottingham Forest'ının unutulmaz günlerini de andıktan sonra Real Madrid-Atletico Madrid derbisini konuşmayı ihmal etmiyoruz.Ballon d'Or'daki muhtemel Raphinha-Salah yarışı, Milan'ın hücum hattına yaptığı Santiago Gimenez eklemesi, Marcelo'nun emekliliğini açıklaması, “Tarihin en iyi sol beki kim?” tartışmaları, Sergio Ramos'un Monterrey'in yolunu tutması ve bir süredir arayı açtığımız “Hangisi Yanlış?” oyunumuz… Hepsi bu bölümde sizlerle!
Shirin 'Tambaya Da Amsa na wannan mako zai kawo muku tarihin kafuwar ƙungiyar kare haƙƙin bil'adama ta Human Rights Watch, da kuma tarihin Gadar Jebba da ke tsakiyar Najeriya..
Ülker Çokonat'ın sunduğu Potacast'in yeni bölümünde Kaan Kural ve Orkun Çolakoğlu, NBA'deki takas gündemini konuşuyor. Tarihin en sansasyonel takaslarından biri olarak öne çıkan Los Angeles Lakers ve Dallas Mavericks arasında gerçekleşen Anthony Davis-Luka Doncic takasının bütün detaylarının incelendiği bölümde Los Angeles Lakers, Ülker Çokonat ile Haftanın En Efsane Takımı, Doncic takası da Haftanın En Efsane Takası olarak konuşuluyor. Rob Pelinka'nın Haftanın En Efsane Kişisi olup olmadığı tartışması, Dallas Mavericks'in "soyulması" ve Los Angeles Lakers'ın Austin Reaves'ı kadroda tutarak uzun rotasyonuna Mark Williams'ı eklemiş olmasındaki stratejik başarıların konuşulmasının ardından, takas döneminin diğer bir önemli hamlesi olan De'Aaron Fox-San Antonio Spurs konusu inceleniyor. Neredeyse sezonun başından beri akıbeti sorgulanan Jimmy Butler-Miami Heat ilişkisinin, Golden State Warriors'ın araya girmesiyle sona ermesi çerçevesinde Butler'ın yeni macerası da sohbetin devamında kendine yer buluyor. Sacramento Kings'in Zach LaVine ve DeMar DeRozan ile Damontas Sabonis ve Jonas Valanciunas gibi birbiriyle bağlantılı oyuncuları tekrar bir araya getirmesi, Toronto Raptors'un anlam vermekte güçlük yaşanan kadro planlaması ve Milwaukee Bucks'ın soru işaretleri barındıran Kyle Kuzma hamlesi... Hepsi ve daha fazlası bu özel bölümde sizlerle!
Ülker Çokonat'ın sunduğu Potacast'in yeni bölümünde Kaan Kural ve Orkun Çolakoğlu, NBA'deki takas gündemini konuşuyor. Tarihin en sansasyonel takaslarından biri olarak öne çıkan Los Angeles Lakers ve Dallas Mavericks arasında gerçekleşen Anthony Davis-Luka Doncic takasının bütün detaylarının incelendiği bölümde Los Angeles Lakers, Ülker Çokonat ile Haftanın En Efsane Takımı, Doncic takası da Haftanın En Efsane Takası olarak konuşuluyor. Rob Pelinka'nın Haftanın En Efsane Kişisi olup olmadığı tartışması, Dallas Mavericks'in "soyulması" ve Los Angeles Lakers'ın Austin Reaves'ı kadroda tutarak uzun rotasyonuna Mark Williams'ı eklemiş olmasındaki stratejik başarıların konuşulmasının ardından, takas döneminin diğer bir önemli hamlesi olan De'Aaron Fox-San Antonio Spurs konusu inceleniyor. Neredeyse sezonun başından beri akıbeti sorgulanan Jimmy Butler-Miami Heat ilişkisinin, Golden State Warriors'ın araya girmesiyle sona ermesi çerçevesinde Butler'ın yeni macerası da sohbetin devamında kendine yer buluyor. Sacramento Kings'in Zach LaVine ve DeMar DeRozan ile Damontas Sabonis ve Jonas Valanciunas gibi birbiriyle bağlantılı oyuncuları tekrar bir araya getirmesi, Toronto Raptors'un anlam vermekte güçlük yaşanan kadro planlaması ve Milwaukee Bucks'ın soru işaretleri barındıran Kyle Kuzma hamlesi... Hepsi ve daha fazlası bu özel bölümde sizlerle!
Shirin Duniyar Wasanni a wannan lokacin ya ziyarci gasar Firimiyar Ingila ne don duba sabon tarihin da ɗan wasan Liverpool Mohammed Salah ya kafa a gasar. Mohammad Salah dai a yanzu ya shafe tarihin Thierry Henry na zura kwallaye 175 a gasar Firimiyar Ingila, bayan da ya jefa kwallo a karawar da suka yi da Ipswich. A yanzu dai Mohammed Salah ne na 7 a jerin ƴan wasan da a tarihi suka fi yawan jefa kwallo a raga a babbar gasar ta Ingila.Ƴan wasan da a tarihi suka fi yawan jefa kwallo a gasar dai su ne Alan Sheare mai kwallaye 260 da Harry Kane 213 da Wayne Rooney 208 da Andrew Cole 187 da Sergio Agüero 184 da Frank Lampard 177 sai shi Mohamed Salah 176 ya yinda a yanzu Thierry Henry mai kwallaye 175 ya koma mataki na 8 a wannan jeri.Ƙu latsa alamar sauti don sauraron cikakken shirin tare da Khamis Saleh.........
A yau shirin tamabaya da amsa zai fara ne da kawo muku takaitaccen tarihi ne akan zaɓaɓɓen shugaban ƙasar Ghana wato John Dramani Mahama da tasirin sa ga lamuran ƙasar.
Gazze, tüm insanlığı ve özelde de Müslümanları savunmaya devam ediyor. Gazze bizleri yola getiriyor, istikamete sokuyor. Çok sık vurguladık ama bu sözü zihinlere kazımak gerekiyor; Dünya bir daha 7 Ekim öncesine dönmeyecek! Tarihin akışı 7 Ekim'de değişti. Halep'in, Şam'ın tüm Suriye'nin fethi ve zalim Esed'in kaçışı da bu akışa dahil oldu. Müslümanları Gazze direnişi sarsmıştı, Suriye devrimi ise kendine getirdi diyebiliriz. Demeliyiz.
Birinci Dünya Savaşı bittiğinde, Batı medeniyeti zirveye ulaşmıştı. Yüzyıllardır kendilerine kan kusturan; sınırlarını, bugünkü Almanya, İtalya, İspanya sınırlarına kadar genişletmiş bir imparatorluğun başkentini işgal etmişlerdi.
Shiri ne da ke zuwa muku da wasu amsoshin tambayoyin da masu sauraronmu suka aiko mana, kuma a kowane mako yake zuwa muku a daidai wannan lokaci. A yau shirin tamabaya da amsa zai kawo muku taƙaitaccen tarihi ne na fitattun jaruman film ɗin India domin sanin inda suka fito da kuma alaƙar dake tsakaninsu, wato Sharuh khan da Salman Khan.
Çocukluğumuz, sömürge karşıtı hareketlerin umutsuzluk ve çaresizlik içinde bir dönemde geçti. İkinci Dünya Savaşı sonrası bağımsızlık hareketleri dışında, efsaneleşmiş bir kurtuluş ideolojisi neredeyse yok gibiydi. Tarihin hiçbir döneminde sömürgeciler, modern çağdaki kadar milletleri yıkıma uğratıp köleleştirmemişti.
Azerbaycan seyahatimiz son derece verimli ve kardeşlik ruhunun zirve yaptığı bir havada geçti. MTO Azerbaycan temsilcimiz Vuqar Azizov ile değerli eşi Firuze Hanım kardeşimin samimiyetleri ve ailelerinin gönüllerimizin fetheden kardeşlikleri, Bakü'de Semira Yusifova kardeşimin ve ailesinin güzel ev sahiplikleri, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki sınırların çoktan aşıldığının bir metaforu oldu.
İsrail'in dünya çapındaki imajının ciddi ve onulmaz biçimde hasar gördüğünü vurgulamak, Siyonist işgale “büyük” devletler tarafından verilen resmî destek düşünüldüğünde, pek inandırıcı gelmeyebilir. Geçtiğimiz cumartesi bu köşede yayınlanan yazımın, bu açıdan bazı soru işaretleri doğurduğunu gözlemledim. Ortadaki manzaraya bazı kıymetli okurların baktığı yerden bakınca, onlar da kendi açılarından haklı görünebilir.
Tarihin uzun dönemlerinden beri karışıklıklar yaşayan Balkanların en önemli ülkelerinden birisi Yugoslavya'ydı. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrası uyguladığı politika ile dikkatleri üzerine çeken Yugoslavya'nın tarihini İhsan Dindar bizlere anlattı. Üç bölüm olarak sizlere sunduğumuz Yugoslavya tarihinin ilk bölümü, Yugoslavya Krallığı sizlerle.
Shirin Tambaya da Amsa tare da Nasiru Sani a wannan mako kamar yadda ya saba ya amsa wasu jerin tambayoyi da masu sauraro suka aiko, ciki kuwa har da amsar tambaya kan tarihin Marigayi shugaba Ibrahim Ra'isi na Iran da Allah ya yi rasuwa sakamakon haɗarin jirgin sama cikin shekarar nan.
Son yirmi bir yılda TBMM'de yapılan gizli oturumların ağırlıklı olarak Güneydoğu sınırlarımızdaki terörü önlemek ve yurt dışına asker göndermekle ilgili olduğu malumdur. Son oturum da yine bu maksatla yapılmış olup, İsrail'in saldırıları ve Orta Doğu'daki gelişmeler hakkında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un, “Milli güvenlik sorunu olarak gördüğümüz İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikalarına karşı TBMM olarak birlik beraberlik içinde emin adımlarla ilerlemeliyiz
Aksa Tufanı üzerinden bir yıl geçti. Tarihin en yoğun ve en uzun hissedildiği, dakikaların aydan farksız olduğu, yaşanan her an içinde insanlığın diplere vurduğu, belki direniş cephesinden yansıyan sahnelerde de insanlığa dair bütün umutların aynı şekilde canlandığı koca bir yıl. Elbette Gazze'de vahşi soykırım zulmüne maruz kalan Gazzeliler için çok daha uzun hissedilmiş bir yıl. Şimdi insanlık adına bundan kimin ne öğrendiği ne kazanıp ne kaybettiğine dair bir bilanço çıkarılması gereken bir yıl.
Shirin Al'adun mu na Gado a wannan makon ci gaba ne game da jerin shirye-shiryen da muka faro kan zuwan Turawan mulkin mallaka zuwa ƙasar Hausa. Turawan sha mamakin abinda suka tarar, kasancewar sun samu al'ummar Hausawa da cikakkiyar wayewar addini, sarauta, sutura, karatu da rubutu da kuma wayewar kasuwanci da sauran harkoki na rayuwa. Ku latsa alamar sauti don sauraron cikakken shirin tare ta Abdoulaye Issa.......
Shirin a wannan makon ya maida hankali ne yadda tsarin shugabanci ya ke a kasar Hausa kafin zuwan Turawan mulkin mallaka. Ku latsa alamar sauti don sauraron cikakken shirin tare da Abdoulaye Issa.........
Müslümanlar olarak tarihimizin dönüm noktalarından biri, Tanzimat. Kaderimizin döndüğü ân. Tarihten uzaklaştığımız bir sürecin başlangıç noktası. Tarihi yapan bir aktör olarak İslâm medeniyetinin tarihten çekilmeye başladığı yok oluş sürecinin adı. Tarihin gündönümü vakti. Tarihi yaşamadan tarihi yapamazsınız. Tarihten uzaklaşanlar, elbette ki, tarihi yapamazlar. Tarihi yapamayanlar, bu dünyada yaşadıklarını söylemesinler boşuna! Kendi kaderlerini kendileri belirleyemez onlar. Belirleyen değil belirlenen olurlar. Sürükleyen değil sürüklenen. Tarihi önüne katıp sürükleyen bir özne'den başkalarının yaptığı tarihin önünde sürüklenen nesnelere dönüşürler.
Koloniler kurarak özellikle Afrika'daki sömürgelerinde büyük insan hakları ihlâlleri yapan Fransa'nın tarihindeki katliamlar, uluslararası kamuoyunun vicdanını rahatsız etmeye devam ediyor. Fransa, 1524'te başlattığı sömürgecilik faaliyetleriyle Afrika'nın batısında ve kuzeyinde 20'den fazla ülkenin bütün kaynaklarını sömürdü. Afrika'nın yüzde 35'i, 300 yıl boyunca Fransa'nın kontrolünde kaldı. Senegal, Fildişi Sahili ve Benin gibi ülkeler o yıllarda Fransa'nın köle ticaret merkezleri olarak kullanıldı ve bölgedeki tüm kaynaklar sömürüldü. Bölgede 5 asır süren kolonyal dönemde ve özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın ardından bağımsızlık mücadelesine girişen ülkelerde bu ayaklanmalar şiddetle bastırıldı ve 2 milyondan fazla Afrikalı öldürüldü İkinci Dünya Savaşı bitmeden kısa zaman önce bağımsızlık vaadiyle Fransa saflarında savaşan Cezayirlilerin başlattığı gösterilerde binlerce Cezayirli, Fransız askerleri tarafından öldürüldü. Tarihe “8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma” katliamı olarak geçen olaylardan Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 1962'ye kadar şiddet olayları sistematik şekilde devam etti. Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 1 milyon kişi Fransızlar yüzünden hayatını kaybetti. Fransa'nın, 1830'dan beri Cezayir toplumunu kültürel anlamda da bir soykırımla baş başa bıraktığı biliniyor. Tarihin en büyük soykırımını yaptılar. Fransa siyasi nüfuz sahibi olduğu ülkelerde de büyük insan hakları ihlâlleri gerçekleştirdi. İnsanlık tarihinin en büyük soykırımlarından kabul edilen, 800 bin kişinin öldüğü 1994 Ruanda soykırımında da Fransa'nın rolü olduğu ortaya çıktı. Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Le Figaro gazetesine 1998'de verdiği mülakâtta, “O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil.” ifadesini kullandı. Fransa, bu soykırım belgelerine de erişimi engelliyor. (Gerçek Hayat, Nisan 2019)
Antroposen Sohbetler'de hem iklim krizini hem de bu krizin gizli kahramanlarını konuşuyoruz.
Her ne kadar modern hikayelerde karanlık bir çekiciliğe sahip olsalar da vampirler, tarih boyunca hep böyle değerlendirilmemişti. Tarihin farklı dönemlerinde korkulara, toplumsal değişimlere ya da varoluşsal sorulara ışık tutan bu doğaüstü ve kurgusal yaratık, insanın ölümsüzlük arzusunun da bir simgesi haline geldi. 111 Hz'in bu bölümünde, bu gizemli yaratıkları daha yakından tanıyor, onların karanlık dünyasına yolculuk yapıyoruz.Sunan: Barış ÖzcanHazırlayan: Gülşah DimSes Tasarım ve Kurgu: Metin BozkurtYapımcı: Podbee Media------- Podbee Sunar -------Bu Podcast, Amazon Prime Video hakkında reklam içerir. "Amazon'dan Nefes Kesici Eğlence. The Boys 4. Sezon, Fallout ve Güven Bana, Hepsi Prime'la ücretsiz. Prime Video üyeliği gereklidir. Hüküm ve koşullar için amazon.com.tr'yi ziyaret edin."Bu Podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'in klinik psikologlarıyla ücretsiz tanışma görüşmeleri yapmak ve terapi seanslarınızda pod10 koduyla %10 indirimden faydalanmak için. tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Gazeteciliğin tarihin ilk taslağı olduğu söylenir. Muhabirler de dünya çapında en dehşet verici veya en etkileyici gelişmeleri takip ederek tarihi şekillendirir. Peki, tarihin ön saflarında olmanın psikolojik yükü nedir? SBS'in Tarihin İlk Taslağı podcast serisi muhabirlerin haberleri takip ederken yaşadıkları tecrübeleri bize getiriyor. SBS muhabiri Claudia Farhart SBS için 2023 Türkiye-Suriye depremini takip etti.
En önemli olayların ön saflarındaki gazeteciler, kamuoyunu bilgilendiriyor ve iktidardakilerden hesap soruyorlar. Peki bu sorumluluğun duygusal bedeli nedir? Tarihin İlk Taslağı, gazetecilerin bize haber ulaştırmak için çalışırken çıktıkları psikolojik yolculuğu gözler önüne seriyor.
Cambly'de yıllık abonelik aylık aboneliğe göre tam %60 daha avantajlı! 12 aylık aboneliklerde ders başı 67 TL'ye başlayan fiyatlarla geleceğinize yatırım yapın. https://cambly.biz/60tarih İndirim kodu: 60tarih * Instagram: @ortamlardasatilacakbilgi Twitter: @OrtamlardaB * Reklam ve İş birlikleri için: ortamlardasatilacakbilgi@gmail.com Farkındalık Defteri: https://www.podcastbpt.com/ortamlarda-satilacak-bilgi * *Bu bölüm "Cambly" hakkında reklam içerir*
Hasan Cömert ve Kaan Karsan, her Perşembe saat 22.00'de haftanın sinema, televizyon gündemini ve ilgilerini çeken her şeyi konuşuyor.
Bilgisel'in yeni bölümünde koskoca bir devletin, bir hayvan türüne karşı açtığı savaşa tanık olacaksınız. Avustralya Ordusu'nun Emu Kuşları'na karşı verdiği mücadelenin hikayesi ile huzurlarınızdayız. Hazırsanız başlayalım.------- Podbee Sunar -------Bu podcast, GetirAraç hakkında reklam içerir.GetirAraç'ı indirmek ve ilk kullanımda 500 TL indirimden faydalanmak için, tıklayın.Bu podcast, Hiwell hakkında reklam içerir.Hiwell'i indirmek ve "pod10" koduyla %10 indirimden faydalanmak için tıklayın.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Siberin Günlüğü'nde bu hafta Tuğba Öztürk ve Kerem Kocaer, ses klonlama teknolojilerinin yarattığı siber tehditleri, tarihin en büyük veri sızıntılarından biri olduğu düşünülen sızıntıyı ve Breachforums'un sahibi Pompompurin'in aldığı cezayı yorumluyor. Görüntülü yayına Youtube.com/siberingunlugu adresinden ulaşabilirsiniz. Keyifli dinlemeler.
Önce bir dağın tepesindeki kalede yıllarca eğitilip, sonra hedefini sabırla izleyip, sonunda herkesin önünde suikastlarını gerçekleştiren haşhaşiler dönemlerinde etraflarına büyük korku saldılar. Tarihin akışını değiştirecek kadar etkili yöntemlere sahip ve önemli kişileri etkisiz hale getiren haşhaşilerin bölümü sizlerle! Support the showBize ulaşmak için: Twitter @hkbu_podcast İnstagram @hkbu.podcast Facebook hkbupodcast.com hkbu.podcast@gmail.com Bizimle yolculuğa devam ettiğin için teşekkürler!
2023'ün sonuna yaklaşmışken Türkiye gündemi dolandırıcılık ve sahtecilik haberleri ile çalkalanıyor. Peki bu kavram ilk ne zaman konuşulmaya başladı? Tarihin içinden ilginç dolandırıcılık hikayeleri ile bezelenmiş, Pelin Batu ile Her Şeyin Kökeni'de Dolandırıcılığın Kökeni'ni konuşuyoruz. İyi dinlemeler.
İzlanda, Grindavik civarındaki volkanik faaliyet nedeniyle alarm durumuna geçti. Yatağan'daki antik kentte 2-3 yaşlarındaki çocuklara ait 1.900 yıllık ayak izleri keşfedildi. Gault&Millau, 2024 rehberi ile Türkiye'ye geleceğini duyurdu. Bu bölüm Migros Uygulaması hakkında reklam içermektedir.Migros Sanal Market, Migros Hemen, Migros Yemek, Tazedirekt, Macroonline, Migros Ekstra ve Migros'un en yeni markası Mion, tüm ihtiyaçlarınıza yanıt vermek üzere Migros Uygulamasında.
Terappin Hakkında detaylı bilgi almak için: www.terappin.com OSB20 koduyla ilk terapi seansın %20 indirimli * Instagram: @ortamlardasatilacakbilgi Twitter: @OrtamlardaB * Reklam ve İş birlikleri için: ortamlardasatilacakbilgi@gmail.com *Bu bölüm "Terappin" hakkında reklam içerir*
Son dönemde şahit olduğumuz çekmeler, ızdıraplar, tehcirler, tehditler, tenkiller, ibadeler, mahkûmiyetler, mağduriyetler, mazlumiyetler, mevkufiyetler, mustantakiyetler… Bütün bunlar bizi üzebilir. Bunları da şefkat tokadı veya kulak çekilmesi şeklinde mülahazaya almak lazımdır. İhtimal ki biz yürüdüğümüz bu yolda yolun âdâbına tam uyamadık; Hazreti Mevlâ da kulağımızdan hafif tuttu ve çekti. Onca eltaf-ı İlahiye karşısında hukuka riayet etmek, istikameti korumak, dimdik durmak ve sarsılmadan meseleyi götürmek gerekirken bazen bunlar gereğince gözetilmemişse, bu, hafif bir kulak çekilmesine sebebiyet vermiş olabilir. Hadiselere böyle bakarsak, Allah'ın izni ve inayetiyle, o da bizi tevbe, inâbe ve evbeye sevkeder. Rabbimizin razı olmadığı ve sevmediği ne varsa, hepsinden dolayı “Estağfirullah” deriz. İstiğfar da O'na teveccühün, tevbenin, inâbenin ve evbenin mebdeidir. Tarihin sayfalarına kapkara lekeler halinde yazılacak kimselere sadece acınır!.. *Böyle bir bakış aynı zamanda bizi kin ve nefretten de uzak tutar. Hizmet'e zulmü reva gören, uğradığı her yerde efkârı aleyhimize çevirmeye çalışan ve “Kapatın bu okulları; kapatamıyorsanız yıkın!..” diyen kimselere karşı bakışımızı tadil eder. Meseleye bir yönüyle bizim istihkakımız nazarıyla bakacak olursak; onları da musallat olmuş birer kılıç gibi görür ve Allah'ın onlarla gözlerimizi açtığına, bizi tedip ettiğine ve istiğfara, tevbeye, inâbeye, evbeye yönlendirdiğine inanırsak, onlar hakkındaki mülahazamız da birdenbire kinden, nefretten, misliyle mukabele düşüncesinden sıyrılarak şefkate ve acımaya döner. Acırız onlara; çünkü tarihin sayfalarına birer leke halinde kaydedilecekler. Evet, hizmetinizle alakalı menfi propaganda yapan kimselere sadece acıma duygusuyla bakmak lazım. Bu video 23/08/2015 tarihinde yayınlanan “Hal ve Ümit” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...
#ganimet #define #erdoğan Tarihin en büyük ganimetini buldular. Tam 14 milyar dolar değerinde. Yağma başladı. Yağmada Erdoğan'a son dönemde en yakın işadamı olan Fuat Tosyalı görevlendirildi.
Tarihin en iyi teknik direktörü kim? Futbolun son 15 yılına imzasını atan Pep Guardiola mı? Sayısız kupa kazanan Sir Alex Ferguson mı? Şampiyonlar Ligi'ne damga vuran Carlo Ancelotti mi? Soruyu bir de şöyle soralım: Tarihin en iyi teknik direktörü diye bir şey gerçekten var mı?
Semafor Telgrafı, elektrik kullanmamasına rağmen dünyanın ilk modern haberleşme metoduydu. En büyük ağ da, Napolyon Fransasında bulunuyor, 4800 km kat ediyordu. Ve iki kardeş bunu hackleyerek zengin olmayı başardı.Bu bölümde sadece tarih değil, internet gibi bir haberleşme protokolünün temelden nasıl tasarlandığını da öğreneceğiz. Tüm kaynaklar ve referanslar aşağıda. Hepinize ve Patreonculara teşekkürler..Bu podcast, Cambly hakkında reklam içerir.Cambly'nin %60 indirimden 6fular koduyla yararlanmak için aşağıdaki linke tıklayın.https://cambly.biz/6fularCambly Kids'in %60 indiriminden 6fularkids koduyla yararlanmak için ise aşağıdaki linke tıklayın.https://cambly.biz/6fularkidsBölümler:(00:40) Duman, ateş ve hidrolik semafor.(02:50) Le télégraphe Chappe.(06:15) Bir protokol tasarlayalım.(09:20) "internet" protokolü.(12:18) Orijinal telgraf.(13:45) Uçtan uca şifreleme.(15:25) Ortadaki adam (man in the middle).(16:25) Haberleşme asitmetrisi.(18:15) İlk siber saldırı.(21:15) Özet ve Patreon teşekkürleri..Kaynaklar:Yazı: First cyberattack | The 1st Man-in-the-Middle AttackVideo: How the first ever telecoms scam workedYazı: What the Count of Monte Cristo Can Teach Us About CybersecurityKitap: Monte Cristo Kontuİsimler: Claude Chappe, Robert Hooke,See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.