Podcasts about kuzey suriye

  • 12PODCASTS
  • 26EPISODES
  • 31mAVG DURATION
  • 1MONTHLY NEW EPISODE
  • Dec 3, 2024LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about kuzey suriye

Latest podcast episodes about kuzey suriye

Yeni Şafak Podcast
İBRAHİM KARAGÜL - Bu “Kuzey Fırtınası” da nedir? Savaşı Türkiye'ye taşıyanlar savaşı sınırlarında mı bulacak? Suriye ordusu çöktü, İran tükenmiş, Rusya isteksiz. Lübnan'a, İsrail'e komşu olmak. Ve müthiş bir “zamanlama

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 3, 2024 10:36


27 Kasım 2024… Gazze'de soykırım yapanlar, Lübnan'ı işgal etmeye girişenler, savaşı sistematik biçimde kuzeye, Türkiye sınırına taşımaya hazırlananlar, hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılaştı. Kuzey Suriye'den kimsenin ölçemediği bir fırtına büyüdü. Biz Golan'a bakarken dünyanın gözleri Halep'e döndü. İsrail uçakları her gün Suriye'nin her yerini bombalarken. Suriye ve İran yönetimi bu saldırılara cevap vermek yerine Suriye'nin kuzeyine yığınak yapıp saldırıya geçerken.

Yeni Şafak Podcast
MEHMET AKİF SOYSAL - Emperyal teröre karşı son adımlar!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 25, 2024 3:20


Bu haftaya MHP Genel Başkanı Sn. Bahçeli'nin konuşması damga vurdu dersek abartmış olmayız. Bölgesel çatışmanın başladığı ve genişlemeye yüz tuttuğu bir dönemden geçerken, Kuzey Suriye'deki istikrar ve güven ortamı bölge için çok önem arz ediyor. Burada yakılacak bir fitilin Türkiye'ye önemli sorunlar açabilecek bombayı tetiklemesi çok mümkün.

Medyascope.tv Podcast
Esad ile barış mülteci krizini çözer mi? | Kuzey Suriye'de neler oldu?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jul 2, 2024 97:13


Türkiye'nin, Suriye'nin Fırat Kalkanı Operasyonu ile kontrol altına aldığı bölgelerde halk sokağa indi. Suriye Milli Ordusu (eski adıyla Özgür Suriye Ordusu) militanlarının Türk askerlerinin bulunduğu valilik binasına girmeye çalıştı, çatışma çıktı. Suriye'nin kuzeyinde yaşanan olayların arka planında neler var? Suriye ile normalleşme ivme kazanır mı? Ankara ve Şam arasında ilişkiler rayına girerse, ÖSO militanları ne olacak? Bölgeyi en iyi bilenlerden biriyle, gazeteci Hediye Levent ile konuşacağız. Bundan 11 yıl önce, 3 Eylül 2013'te, 33 aydın “Suriye'de üçüncü yol mümkün” başlıklı bir bildiriye imza attı. İktidarın Suriye politikasını eleştiren, barış görüşmelerine başlanması çağrısında bulunan aydınlar o dönem iktidar medyasında linç edildi, hedef gösterildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünlerdeki Suriye'yle normalleşme çabası, Kayseri olaylarıyla yeni bir boyuta geçen sığınmacılara yönelik şiddet ve Suriye'nin Türkiye'nin kontrolündeki bölgelerinde yaşananlar, bu bildiriye imza atanları haklı çıkarmaya devam ediyor. Bildirinin imzacılarından İslam Özkan ile konuşacağız. Bugün ayrıca Sivas'tayız. Özgecan Özgenç ve Enes Berk Demirkol Madımak olaylarının 31. yıl anma törenlerini takip ediyor. Sinan Ateş davasında da ikinci gün, Mahir Bağış bugünkü duruşmayı Sincan'dan takip ediyor. Son olarak bugün Türkiye-Avusturya maçı var EURO 2024'te. Medyascope Spor Müdürü Doğa Üründül maç öncesi son gelişmeleri ve beklentileri aktaracak. Editör: Aliye Altınışık

Kısa Dalga Podcast
Zor Soru | Yunus Emre anlatıyor: Bay Kemal Kürt sorununu nasıl çözecek?

Kısa Dalga Podcast

Play Episode Listen Later Mar 21, 2023 69:50


CHP İstanbul milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Yunus Emre, partisinin Kürt sorununa çözüm politikalarını Kemal Göktaş'a anlattı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde hangi adımlar atılacak? Çözümün muhatabı kim olacak? Kürt sorunu sadece Meclis'te çözülür mü? Ana dilde eğitim, Kuzey Suriye'deki oluşum, siyasi tutuklular ve HDP'nin Eylül 2021'de açıkladığı 11 maddelik tutum belgesi konusuna CHP nasıl bakıyor? Türkiye'nin en can yakıcı sorununu neler bekliyor? Yanıtları bu podcastte... Eski MİT Müsteşarına göre iktidar neden çözüm sürecini Meclis'e getirmedi? "Ankara - Diyarbakır ikiliği doğru değil" "En büyük sorun siyasi katılım eksikliği" "Bölgeler arası eşitsizlik büyük sorun" "Eşitsizlik ve ayrımcılıkla yasalar yaparak mücadele edebiliriz" "Kürt sorununun özünde ayrımcılık ve sosyal dışlanma var" "Kürt sorunu temel itibariyle bir demokrasi sorunu" "1991'de SHP'nin çıkardığı vekillerin yarısı bölgeden gelmişti" "DEP ile mesafe koyalım derken bölge ile mesafe koyduk" "CHP'nin yeni bir sentez yapması lazım" "Geçmişte Kuzey Irak ile yaşanan şeyin benzeri Suriye'de de yaşanabilir" "Ortadoğu'da yepyeni bir dönem başlayacak" "Merkez siyaset Türkiye'nin en önemli sorununa gözünü kapatmayacaktır" "Demirtaş ve diğer siyasi mahkumların hapiste tutulması Türkiye için bir ayıptır"

Medyascope.tv Podcast
Güne Bakış (24 Kasım 2022): Merkez Bankası politika faizini tek haneye indirdi | Harekâtlar seçmeni nasıl etkiliyor?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Nov 24, 2022 30:12


Editör: Egemen Gök Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizini yüzde 10,5'ten yüzde 9'a indirdi. Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki hava harekâtlarına yönelik en sert mesaj geldi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine düzenlediği Pençe Kılıç Hava Harekâtı'nın ABD'li askeri personelin güvenliğini ve IŞİD ile mücadelede yıllardır sağlanan ilerlemeyi tehlikeye attığını belirtti. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları devam ediyor. Ukrayna Devlet Başkan Volodimir Zelenskiy, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni Rusya'ya karşı harekete geçmeye çağırdı. Gökçe Çiçek Kösedağı'nın sunduğu “Güne Bakış”ta, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ile harekâtların seçmen üzerindeki etkisini, Prof. Dr. Yalçın Karatepe ile Merkez Bankası'nın faiz kararını konuştuk.

Yeni Şafak Podcast
Tamer Korkmaz - Kimyası Bozuklar Kulübü'nden portreler

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 26, 2022 3:40


TSK'ya “Kimyasal Silah” iftirası atan ŞKF, PKK'nın “Psikolojik Harp” memuru gibi çalışıyor! ««« Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, malum iftirasının hemen ardından Almanya'ya koştu... Türkiye'deki terör hükümlülerine destek konferansında konuştu. -PKK'lılara ve FETÖ'cülere koltuk çıktı. ««« Almanya merkezli “Dayanışmanın Sesi Derneği”nin Köln'deki toplantısında... Türk Ordusu'na yönelik “Kimyasal Silah” iftirasını tekrarladı. PARALEL YALANLAR Toplantıya “Harbiyeli Asker Annesi” sıfatıyla katılan Melek Çetinkaya FETÖ'yü savundu. “Ben, Gülen cemaatinde hiç terörist görmedim” dedi! ««« Hafızalarımızda henüz tazedir: Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine teşekkür ziyareti yapan Melek Çetinkaya ile oğlu Taha'yı ağırlamıştı! (29 Haziran 2022) ««« CHP'deki HDPKK'lı Sezgin Tanrıkulu, Köln'deki bölücü toplantıya -gönderdiği video mesajıyla- destek verdi. “Gölge CIA” Stratfor'un TR-705 plakalı elemanı Sezgin'den bahsediyoruz. HADİSE NEDİR? PKK terör örgütünün lokomotifliğindeki Kimyasal İftira Kampanyası... TSK'nın Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'deki etkili operasyonlarını durdurabilmek gayesi ile yürütülüyor. ««« İki bölgede de, PKK'nın patronu ABD zor durumda! ««« Ukrayna'daki savaşı müteakip Türkiye ile Rusya'nın iyice yakınlaşması ve Ankara-Şam arasında giderek artan müspet temaslar... ABD'nin Suriye'den de “sepetlenmesine” yol açabilecek gelişmeleri tetikledi! ««« Böylesine bir konjonktürde, Psikolojik Harp eksenli kimyasal yalan kampanyasını arka plandan Sam Amca'nın “fişteklediğini” öngörebiliriz. Vaktiyle, Irak'ı “Saddam'ın Kimyasal Silahları Var” kuyruklu yalanları eşliğinde işgal eden devletin “Haydut ABD” olduğunu unutmuyoruz. DUBLAJCI BİRADERLER Kimyasal İftira Kampanyasında... Şebnem Fincancı Korur'la birlikte Sezgin Tanrıkulu, Canan Kaftancıoğlu ve “Kravatlı Terörist” Selo Demirtaş sahne aldılar. ««« CHP, “kardeş partisi” HDPKK ile birlikte Kimyasal Yalan Harekâtı'nın ortağıdır. Mister Kemal'in “politik çekincelerle” söyleyemediklerini, ekseriyetle Stratforcu Sezgin'e söylettiriyorlar! ««« Evveliyatı da var... 11 Eylül 2019'da İsviçre'de “Kürt Dostluk Gurubu” adına bir konferans düzenlenmişti. İsviçre Sosyal Demokrat Partisi mensubu Carlo Sommaruga tarafından tertiplenen bu konferans “Herkes İçin Demokratik Türkiye” başlıklıydı. ««« Çok sayıda PKK'lının yer aldığı konferansa HDPKK “Onursal Başkanı” Ertuğrul Kürkçü ile CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Mr.Yıldırım Kaya da katılmıştı!

Yeni Şafak Podcast
Bülent Orakoğlu - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan Yunanistan'a F-16 kokpitinden...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 4, 2022 5:13


Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan'ın Türk savaş uçaklarına yönelik tacizlerine ilişkin sert mesajlarını Ege semalarında uçarak F-16 kokpitinden gövde gösterisi yaparak verdi. “Tarihten ders alarak aklınızı başına alın. Hüsranla sonuçlanacak tahriklerden, saldırgan eylem ve söylemlerden kural ve hukuk dışı hareketlerden vazgeçin. Sözde silahlanma sözde ittifak gibi çalışmalarla bir yere varamazsınız. Uzattığımız barış elini tutun'' sözleri ile Yunanistan'ı uyarırken uluslararası literatürde kritik zamanlarda ülkeler arasındaki gerilimlerde üst düzey savunmadan sorumlu görevlilerin karşı ülkelere hava, deniz ve kara harp araç giyim, kuşam ve silahlarla verdiği gözdağı niteliğindeki mesajlar da psikolojik harbin bir parçasıdır. Örnek verecek olursak savunmadan sorumlu üst düzey görevli, hasım bir ülkeye bir gözdağı mesajı verecekse, ülkesinde kara kuvvetlerinden bir birliğe giderek, silah kuşanır, tabanca takar, hücum yeleği giyer. Ya da bir donanmaya denizci kıyafeti ile gider. Dümenin başına gider oradan telsizle diğer hücumbotlara, destroyerlere, denizaltılara emir verir veya atış yaptırır. Ya da MSB Akar gibi savaş uçağına tam teçhizatlı bir şekilde binerek Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan'ın da eşlik ettiği üçlü kol uçuşunda Çanakkale Şehitler Abidesi'ni selamlar. Burada psikolojik harp mesajlarının medya kanalıyla ülke veya kamuoyu ile paylaşılması da önemlidir. Burada göz- dağı ile birlikte karşı ülkeye verilmek istenen mesajlarda ‘Ülkemi korumak için devletimin bana verdiği yetkiyle savaşa hazırım.” denir. Askeri ve siyasi literatürde sorumlu kişinin silah kuşanması “Blöf yapmıyoruz savaşa hazırız” mesajıdır. Türkiye açısından bir caydırıcılık unsurudur. Donanmaya denizci kıyafetiyle gidip dümenin başına geçilmesi “Size 9 Eylül'de Dumlupınar'da gereken dersi nasıl verdiysek kaşınmayın gene veririz” demektir. Akar'ın savaş uçağına binip Kuzey Ege'de üçlü kol uçuşunda Çanakkale Şehitler Abidesi'ni selamlaması Türkiye'de Çanakkale ruhunun diri olduğuna yönelik bir mesajdır ve ‘Gerekirse ülkemiz için biz de şehit olmaya hazırız' ve ‘Kaşınmayın ABD veya başka ülkelerin maşası olmaya devam ederseniz gerekirse geçmiş tarihlerde olduğu gibi sizi tekrar vururuz'. demektir. Muhalefet partisi lideri Çipras'ın da işaret ettiği gibi Türkiye'yi Yunanistan'a müdahale için zorlarsanız olası bir Türkiye müdahalesinde Türkiye ile baş başa kalırsınız ama iş işten geçmiş olur. ABD'DEN YUNANİSTAN VE HİNDİSTAN'DAKİ S-300 VE S-400 LER HAKKINDA ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR Bilindiği gibi Ege'de uluslararası hava sahasında NATO görevi icra eden F-16 uçaklarımıza, Yunanistan'ın Girit Adası'na konuşlandırdığı Rus menşeli S-300 Hava Füze Sistemleri tarafından radar kilidi atılmıştır. Bir ülke uçağına radar kilidi atılması düşmanca bir davranıştır. Hele bu uçak NATO görevi icra ediyorsa bu düşmanlık doğrudan tüm üyeleriyle NATO'ya yapılmış demektir. Yunanistan hava sahamızı ihlal ve uçaklarımızı tacizle başlayan hasmane tavırlarını S-300 radar kilidi atma seviyesine çıkartarak, aslında Türkiye'ye değil, NATO'ya ve müttefiklere meydan okumuştur. Ancak ABD ve Yunanistan neredeyse birlikte yaptıkları açıklamalarda Yunanistan'ın S-300'leri CAATSA yaptırımlarının kabul edildiği 2017 tarihinden çok önce aldığı için CAATSA yaptırımları dışında olduğunu iddia etmişlerse de Hindistan'ın S-400 bataryalarını 2019 tarihinde almış olmasına rağmen herhangi bir yaptırım uygulamaması Amerika açısından açıkça çifte standarttır. Aslında Yunanistan'ın kışkırtma ve Türkiye'ye yönelik faaliyetlerinin arka planında Amerika olduğunu Türkiye'de herkes biliyor. Amerika Türkiye'nin Kuzey Suriye'den başlayarak askeri harekatlarını Suriye'nin doğusuna kaydırarak YPG/ terör örgütünü Suriye'den tamamen temizleyeceği korkusu ile Ortadoğu'da kumpas sahte bayrak operasyonlarıyla Türkiye'yi zayıflatmaya çalışıyor. ABD YUNANİSTAN'A NE VADEDİYOR?

Yeni Şafak Podcast
Bülent Orakoğlu - TÜRK bayrağına uzanan kirli eller deşifre oldu. Provokasyonda Pentagon YPG/PKK...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 17, 2022 5:29


Suriye'nin Azez Cerablus ve Tel Abyad gibi şehirlerinde Suriyelileri Türkiye ye karşı tahrik edenler, bayrağımıza uzanan kirli eller deşifre edildi. Provokatörlerden çoğunun satılmış terör muhibbi rejim, PKK ve İdlib bölgelerinden gelenlerle birlikte Türkiye'de işlediği suçlar nedeniyle sınır dışı edilen kişilerden oluştuğu belirlendi. Provokasyonların Pentagon-CIA ile işbirliği içinde olan YPG/PKK terör örgütü mensuplarınca ve Suriye Milli Ordusu içinde para veya çeşitli vaatlerle kandırılmış cahil, hadsiz küçük birkaç grubun katıldığı iddiaları karşısında Suriye Geçici Hükümeti'nin Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada “Türk bayrağı, toprağımız üzerinde kanı dökülen Türk halkı ve ordusu için bir kutsal semboldür. Bu sebeple devrimin değerlerini temsil etmeyen bazı önyargılı, ve cahil insanların saldırdığı bu kutsal sembole ve mahremiyete saygı göstermeliyiz. Bazı kesimler, Suriye ve Türk halkları arasındaki kardeşlik ile kan bağını düşmanların çıkarları uğruna istikrarsızlaştırmayı hedeflemektedir” değerlendirmesinde bulundu. Suriye Muhalif Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile yerel Suriye Milli Ordusu (SMO) Üst düzey komutanları da provokasyona karşı yayınladıkları mesajlarda 4 milyon Suriyeliyi koruyan kardeş ülkenin bayrağının yakılmasını kesinlikle tasvip etmediklerini bu hain saldırıların arkasında “PKK/PYD” terör örgütünün uzantıları olduğunu, bu süreci takip etmeye devam edeceklerini kaydettiler. TÜRKİYE -SURİYE DIŞİŞLERİ BAKANLARININ GÖRÜŞTÜĞÜ AÇIKLAMASI SONRASINDA ABD BİR ANDA HAREKETE GEÇTİ. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun “Suriye Dışişleri Bakanı ile görüştük” açıklaması sonrasında ABD'nin istihbarat ve 5'inci Kol faaliyetlerini yürüten birimlerinin bölgede PKK/YPG örgütü ile iş birliği içinde ABD'nin kontrolü altına girebilecek bazı rejim karşıtı gruplar ile toplantı yaptıkları, görüşmeye katılan bir komutanın Türkiye gazetesine yaptığı açıklamadan öğrenilmişti. Zira ABD'nin, Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzelmesini istemediği, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yapılması neredeyse kesinleşen askeri harekatın Ortadoğu'da Amerikan menfaatlerine vereceği zararın dinamo etkisiyle Ortadoğu dışında başka bölgelere de sıçramasını ihtimal dahilinde gördüklerinden engellenmesinin elzem olduğu kanaatinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle ABD'li savaş uzmanları tarafından çok önceden hazırlanan kaos stratejisi gereği Türk bayrağı yakma görüntülerinin servis edilmesinin ardından kaosu körüklemek amacıyla rejim karşıtı bazı küçük grupların liderleri ile yaptıkları toplantıda ucu çok açık vaatlerle Türkiye ile Suriye Milli Ordusu'nun arasını açarak Kuzey Suriye'ye yönelik askeri harekatı dezenformatik hamlelerle önlemeye çalıştıkları gözlenmektedir. Ancak yukarıdaki satırlarımızda açıkça belirttiğimiz gibi rejim karşıtı bir iki küçük grubun lideri ile yapılan görüşmelerin SMDK ve SMO üst düzey liderleri ve komutanları tarafından provokasyon niteliğinde görülerek sorumlularının cezalandırılacağı açıklaması bu küçük grupların Suriye Milli Ordusu'nu temsil edemeyeceklerini açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle Millet İttifakı medyasının neredeyse tamamının Suriye Milli Ordusu'nun Türk bayraklarını yaktığına yönelik dezenformatik iddia ve haberleri durdurulmalı ve savcılıklara bu konuda suç duyuruları yapılması şarttır. ABD TARAFINDAN REJİM KARŞITI KÜÇÜK GRUP LİDERLERİNE 'İDLİB VE HALEP'TE KURULACAK BİR ÖZERK DEVLET VAAT EDİLİYOR ABD Fırat'ın doğusunu işgal ederek Suriye'ye ait olan petrolü YPG ile birlikte çalarak Suriye'nin doğusunda kurmak istediği terör devleti olgusunu uluslararası arenada meşrulaştırmak için Suriye'de yeni devletçikler mi kurmak istiyor. Kesinlikle samimi oldukları düşünülemez. Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, görüşmede bulunan bir grubun komutanı ABD'nin vaatlerini şöyle sıraladı:

Yeni Şafak Podcast
Bülent Orakoğlu - Türkiye, Kuzey Suriye'ye yapılacak askeri harekatla ABD'nin terör devletine...

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 14, 2022 5:53


Kuzey Suriye operasyonunun üç ana hedefi var. İlk amacı sınır hattında ve ülkenin güvenliğini tehdit eden terör örgütüyle mücadele etmek, ikinci hedefi, orta vadede ortaya çıkabilecek olan PYD/YPG kontrolünde sözde bir terör devletinin önünü kesmek. Son hedefi ise sığınmacıların geri dönüşünü kolaylaştıracak tedbirleri almak olarak tespit edilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'nin güney sınırında güvenli bölge oluşturma amacıyla gerçekleştirdiği sınır ötesi askeri harekatlara bir yenisinin daha ekleneceğini duyurmasının ardından gözler terörün kaynağından bitirilmesini planlayan askeri harekatın detaylarına çevrilmişti. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı benzeri büyük ölçekli harekât, Türkiye'nin terörden arındırılan bölgeleri ile Suruç üzerinden Türkiye'ye gelen tehditlerin önünü keserek, ABD'nin çekildiği bölgelerdeki YPG noktalarını hedef alacak. Saha istihbaratının tamamlandığı, nokta hedeflerin belirlendiği harekat özellikle örgütün yuvalandığı Münbiç ve Tel Rıfat bölgelerinde yoğunlaşacak. Harekatla birlikte Barış Pınarı ve Fırat Kalkanı harekatlarının arasındaki terör yuvaları temizlenecek. Harekatın başlamasında en büyük etkenlerden biri de istihbarat raporlarına yansıyan DEAŞ'lı teröristler. PKK/YPG'nin cezaevlerindeki DEAŞ'lıları ailelerini esir alarak Türkiye'de eylem yapma şartıyla bırakması da harekata etken maddelerin başında yer alırken, harekatla Türkiye sınırına yaklaşan yüzlerce teröristin temizlenmesi hedefleniyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, harekatla Afrin, Azez ve El Bab'ın ortasında kalan Tel Rıfat ile El Bab ve Cerablus arasında kalan Münbiç'ten gelen terör tehdidini yok edecek. Özellikle ABD askerlerinin çekilmesiyle YPG'nin büyük ölçüde kontrol sağladığı Münbiç terörün yuvalandığı noktaların başında yer alıyor. Bu noktanın temizlenmesiyle hem güvenli bölgelere gelen tehdit hem de Suruç üzerinden Türkiye'ye gelebilecek terör tehdidi yok edilecek. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın bölgedeki saha istihbarat faaliyetleri ve güvenli bölgeye yerleşen Emniyet ve Jandarma unsurlarının da raporlarıyla harekat kapsamına giren hedefler tek tek tespit edildi, örgütün karargah ve depo olarak kullandığı bütün noktalar belirlendi. MGK'daki karar sonrasında planlı harekatın kısa süre içerisinde start alması bekleniyor. DEAŞ'LILAR CEZAEVLERİNDEN EYLEM ŞARTI İLE BIRAKILIYOR MGK'ya sunulan raporun önemli kısımlarından birini ise Emniyet'in bu yıl içerisinde 12, son bir ay içerisinde ise Şanlıurfa, Bursa ve İstanbul'da bombalı eylem yapmayı planlayan DEAŞ'lı teröristler oluşturdu. İstihbarat raporlarına yansıyan bilgilere göre, PKK/YPG unsurları örgütün sözde cezaevinde bulunan DEAŞ'lı teröristleri, ailelerini esir alarak, Türkiye'de eylem yapma şartıyla serbest bırakmaya başladı. Türkiye'de eylem yaptıktan sonra ailelerinin de serbest bırakılacağı sözü verilen DEAŞ'lıların Suruç üzerinden Türkiye'ye gönderildiği raporlandı. Bombalı eylem hazırlığında yakalanan teröristlerin verdiği ifadelere de bu bilgiler yansıdı. Bir ay içerisinde Emniyet'in 3 farklı operasyonuyla engellenen DEAŞ'lı teröristlerin PKK menşeili eylemleri de Türkiye için tehdit oluşturan ve harekatın zorunluluğunu oluşturan maddeler arasında yer aldı. İHA VE SİHALAR BÜYÜK DESTEK VERECEK Türk Silahlı Kuvvetleri MGK zirvesinin ardından çıkan kararın ardından harekat planını tamamlayarak Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri ve Özel Kuvvetler Komutanlığı unsurlarıyla birlikte geniş kapsamlı harekata başlayacak. Topçu birlikleri, tank birlikleri ve özel kuvvetler unsurlarının bölgeye yerleşmesinin ardından F-16'lar ile yapılacak hava harekatının ardından belirlenen hedefler yerli ve milli mühimmatlarla vurulacak. İHA ve SİHA'lar ise harekata büyük katkı sağlayacak. İHA'lar sahadaki birliklerin havadaki gözü olacak. Büyük kapsamlı harekat, Türkiye'nin yeni güvenlik konsepti kapsamında MİT, TSK, Emniyet ve Jandarma birimlerinin yapacağı güvenlik zirvelerinin ardından şekillenecek.

Yeni Şafak Podcast
Bülent Orakoğlu - Türkiye'nin Suriye'ye yeni bir harekatı durumunda ABD ve Rusya anlaşacak mı?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later May 31, 2022 6:43


Türkiye, Kuzey Suriye'ye yapacağı yeni askeri harekat ile 2019 yılında Amerika ve Rusya'nın ayrı ayrı yaptıkları mutabakata uymayarak PKK/PYD terör örgütünü Suriye sınırında kendi kontrolleri altındaki bölgelerden 30 kilometre derinliğe çekmemeleri nedeni ile meşru müdafaa hakkını kullanacak. Zira bu süreçte PKK/YPG terör örgütü ABD'nin açık, Rusya'nın örtülü destekleriyle Suriye topraklarının yaklaşık üçte birini işgal etmişti. YPG/PKK terör örgütü Suriye'nin kuzeyindeki Azez, Mare, Bab, Cerablus, Afrin, Tel Abyad ve Rasulayn ilçelerini sık sık ağır silahlarla özellikle sivilleri hedef alıyor. Teröristler eylemlerinde ABD ve Rus yapımı roketatar ve havan toplarının yanında TOW füzesi, Çok Namlulu Roket Atar (ÇNRA), Katyuşa ve Grad Füzesi gibi gelişmiş ağır silahlar kullanıyor. Örgütün sivilleri hedef alan terör saldırılarında Türkiye sınırına 18 kilometre uzaklıktaki Halep'in Tel Rıfat ilçesi, sınıra 30 kilometre uzaklıktaki Halep'in Münbiç bölgesi ile sınırdaki Aynularab (Kobani) ilçesi öne çıkıyor. Nitekim örgüt, bu bölgeleri terör saldırılarında üs olarak kullanıyor. YPG/PKK'lı teröristler, mutabakatlara göre çekilmesi gerek bölgelerden, Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı bölgelerinde emniyeti sağlayan Türk güvenlik güçlerini hedef alıyor ve muhalif savaşçıların mevzilerine sızma girişimlerinde bulunuyor. YPG/PKK TERÖR ÖRGÜTÜ BU SALDIRILARI ABD BAŞTA OLMAK ÜZERE NATO ÜLKELERİNİN SÖZDE MÜTTEFİKLERİMİZİN(!) SİLAHLARIYLA GERÇEKLEŞTİRİYOR Türkiye, başta ABD olmak üzere NATO üyelerinin çoğunun ikiyüzlülüğüne rağmen terörle mücadelede, meşru, hukuki ve ahlaki duruşunu bozmuyor. Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği gündeme geldiğinde aynı tutarlı tavrını korudu. Diğer NATO ülkelerinin de terör örgütü PKK ve FETÖ'ye destek vermemesi konusunda uyarılarda bulundu. Ancak müttefik gibi görünen ABD, Almanya başta, NATO ülkelerinin büyük bir kısmı gerçekte terör örgütleri ile ittifak halindeler. ABD'nin terör örgütü YPG/PKK'yı açıktan desteklemesi, terör örgütüne yeni nesil ağır silahlar ve lojistik ve eğitim desteği vermesi Türkiye'ye S-400 alımı nedeniyle yaptırım uygulaması nasıl 'müttefik' sorusunu sormamıza neden oluyor? ABD TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK BÖLGE OLUŞTURMA STRATEJİSİNE NEDEN KARŞI? Türkiye 2016 yılından bu yana 911 kilometreyi aşan Suriye sınırı boyunca uzanan 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturmaya çalışıyor. Bu amaçla 24 Ağustos 2016'da Fırat Kalkanı, 20 Ocak 2018'de Zeytin Dalı, 9 Ekim 2019'da Barış Pınarı, 27 Şubat 2020'de Bahar Kalkanı Harekâtı yapıldı. Bu askeri harekatlarla Türkiye ulusal güvenliğini tehdit eden terör koridorlarını parçalamıştı. Türkiye'yi terör örgütleriyle kuşatma planı yapan NATO müttefikimiz ABD'den başkası değildi. Türkiye, 9 Ekim 2019'da Suriye'nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekatı esnasında ABD ve Rusya ile ayrı ayrı mutabakatlar yaptı. BPH'nin 8'inci gününde dönemin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in Türkiye ziyaretinde, Amerikan tarafı, örgütün sınırdan 20 mil (yaklaşık 32 kilometre) güneye çekileceği sözünü verdi ancak Washington yönetimi bu taahhüdünü yerine getirmedi. Rusya da Ekim 2019'da Türkiye ile BPH sırasında vardığı mutabakatla terör örgütünü Tel Rıfat ve Münbiç'ten tüm unsurlarıyla çıkarmayı taahhüt etti. Moskova yönetimi ayrıca, M4 yolu üzerinde ve BPH sahası dışında kalan alanda teröristlerin sınırdan itibaren 30 kilometre dışarı çıkartılacağı teminatını verse de bu sözlerini yerine getirmedi. Halihazırda terör örgütü YPG/PKK, söz konusu mutabakatlara rağmen belirlenen sınırlardan ve bölgelerden çekilmeyerek işgalini sürdürüyor. Üstelik terör örgütü .

Ahval
Amed Dicle: 'Rusya Türkiye'nin Kürt fobisini Kuzey Suriye'de çok iyi kullanıyor'

Ahval

Play Episode Listen Later Mar 22, 2021 34:18


Amed Dicle: 'Rusya Türkiye'nin Kürt fobisini Kuzey Suriye'de çok iyi kullanıyor'

kullan amed kuzey dicle suriye'de kuzey suriye
Konuşa Konuşa
Amed Dicle: 'Rusya Türkiye'nin Kürt fobisini Kuzey Suriye'de çok iyi kullanıyor'

Konuşa Konuşa

Play Episode Listen Later Mar 22, 2021 34:20


Amed Dicle: 'Rusya Türkiye'nin Kürt fobisini Kuzey Suriye'de çok iyi kullanıyor'

kullan amed kuzey dicle suriye'de kuzey suriye
Yankılar
‘Ankara, Kuzey Suriye heyetiyle protokolün imzalanmaması için Moskova’ya baskı yaptı’

Yankılar

Play Episode Listen Later Sep 3, 2020 43:47


Yankıları'ın konuğu Moskova'da yaşayan Kürt siyasetçi Ferman Garzan'dı. Rojavalı heyetin Moskova'daki temasları, imzalanan protokol masaya yatırıldı.

Konuşa Konuşa
Mutlu Çiviroğlu: 2019'da Kürtler ve K. Suriye, ABD-Türkiye ilişkilerinin merkezine oturdu

Konuşa Konuşa

Play Episode Listen Later Dec 23, 2019 49:19


Konuşa Konuşa'da Gülten Sarı'nın konuğu gazeteci Mutlu Çiviroğlu. Çiviroğlu, 2019 yılında Türkiye-ABD ilişkilerinin tam merkezine oturan Kuzey Suriye bağlantılı gelişmeleri yorumladı.

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün
Türkiye ara seçime gider mi?

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün

Play Episode Listen Later Nov 20, 2019 50:11


20.11.2019 -Türkiye ara seçime gider mi? -Kuzey Suriye’ye yeni bir harekat ihtimali var mı?

haber ankara rkiye kulis gider kuzey suriye altan sancar
Konuşa Konuşa
Ahmet Faruk Ünsal: Kuzey Suriye yönetim deneyimi tüm Suriye ve Ortadoğu'da bir model olarak kullanılabilir

Konuşa Konuşa

Play Episode Listen Later Nov 6, 2019 37:18


Konuşa Konuşa'da Gülten Sarı'nın konuğu insan hakları savunucusu ve eski milletvekili Ahmet Faruk Ünsal. AKP'nin iç ve dış siyasetteki açmazlarına değinen Ünsal, muhalefetin yaklaşımına da eleştiriler getirdi.

Konuşa Konuşa
Yektan Türkyılmaz: İttihatçılar'da bir çıldırma hali vardı ancak şu anki maceracılık emsalsiz

Konuşa Konuşa

Play Episode Listen Later Oct 27, 2019 48:06


Konuşa Konuşa'da Forum Transregionale Studien'da öğretim görevlisi Yektan Türkyılmaz, Türkiye'nin Kuzey Suriye'ye askeri harekatını ve bölgede oluşan yeni denklemi değerlendirdi.

Yakamoz
Cengiz Aktar: Kuzey Suriye'den kaçan Kürtler Kuzey Irak'a oradan Türkiye'ye ve nihayet Yunanistan'a intikal ediyorlar

Yakamoz

Play Episode Listen Later Oct 25, 2019 24:41


Yakamoz'da Cengiz Aktar, Kuzey Suriye'de yerlerinden edilen 180 bin kişinin durumunu, karşı karşıya kalınan insani felaketi ve bölgede yeni çatışma ihtimallerini değerlendirdi.

Editör Masası
'Erdoğan satranç muhalefet dama oynuyor'

Editör Masası

Play Episode Listen Later Oct 21, 2019 35:03


Editör Masası'nda Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Ahval Türkçe editörü Ergun Babahan ve Ahval İngilizce editörü İlhan Tanır, iktidar ve muhalefetin Kuzey Suriye yaklaşımlarını değerlendirdi

tan dama masas muhalefet ahval yavuz baydar kuzey suriye ergun babahan ahval genel yay ahval t
Mercek
Saldırılar aralıksız bir şekilde devam ediyor

Mercek

Play Episode Listen Later Oct 14, 2019 10:00


Kuzey Suriye’de dün vurulan konvoyda yaralanan gazeteci Ersin Çaksu son gelişmeleri bildiriyor: ''Dün konvoy kent merkezine ulaştıktan 4 dakika sonra 15:40'ta saldırıya maruz kalındı. Obüs saldırısıydı ve çifte saldırıydı. Hedef alınarak nokta atışı yapıldı. Saldırıda 11 sivil yurttaş yaşamını yitirdi ve 74 kişi de yaralandı. Hayatını yitirenler arasında gazeteciler de var. Çok sayıda basın mensubu yaralandı. 24 saattir aralıksız bir şekilde keşif uçakları geziyor ve direkt hedef alınıyor. Keşif uçakları İHA ve SİHA'lar obüsler ile koordineli bir şekilde nokta atışı yapıyor. Dün geceden bu yana kente yönelik obüs ve hava saldırıları var. Şu anda dahi saldırı oldu. Aralıksız bir şekilde devam ediyor saldırılar.''

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün
Toplum seçim atmosferine hazırlanıyor

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün

Play Episode Listen Later Oct 7, 2019 50:00


07.10.2019 -Ankara'daki ortak kanı: Toplum seçim atmosferine hazırlanıyor -Kuzey Suriye ve operasyon ihtimalinde son durum

Ankara Rüzgarı
Zülfikar Doğan: Erdoğan muradına eriyor, Suriye’ye giriyor, sıra muhalefeti susturmakta

Ankara Rüzgarı

Play Episode Listen Later Oct 7, 2019 16:20


Ankara Rüzgârı’nda son gelişmeleri değerlendiren Zülfikar Doğan, ABD Başkanı Trump’ın Erdoğan’a Suriye’ye giriş için verdiği onaydan sonra Türkiye’nin başlatacağı Kuzey Suriye harekâtının artık an meselesi olduğunu ancak sonrasının belirsizliklerle dolu bir sürece başlangıç dönemi olacağını söyledi.Rusya ve İran’ın Suriye’nin toprak ve siyasi bütünlüğüne dikkat edilmesi yönündeki vurgularla harekâta karşı durmayacaklarının açığa çıktığını kaydeden Doğan şu değerlendirmeyi yaptı;“ABD bölgedeki askerlerini çekmeye başladı. Beyaz Saray, harekâta ne destek ne köstek olacaklarını duyurdu ve bölgedeki hapishanelerde tutuklu IŞİD’lilerden, eşlerinden, çocuklarından bundan böyle Türkiye’nin sorumlu olduğunu ilan etti. Rusya bir süre sessiz kaldıktan sonra Türkiye’nin güvenlik kaygılarına hak verdiklerini ancak Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyulacağını umduğunu açıkladı. İran daha önce de harekâta karşı çıkmış ancak Şam yönetimi ile diyalog önerisinde bulunmuştu. AB ise Türkiye’nin terörle mücadelesini anlayışla karşıladıklarını fakat askeri araçlarla çözüme ulaşmanın söz konusu olamayacağını açıkladı. Birleşmiş Milletler de teyakkuza geçip her olasılığa karşı önlem hazırlığına başladığını bildirdi. Özetle artık harekâtın önünde engel kalmadı. Şimdi ne zaman girilecek, nereye kadar gidilecek, Suriye’de ne kadar kalınacak vb. sorularının yanıtı bekleniyor. SDG-YPG, ABD tarafından terk edilmenin yalnızlığında ve topraklarını sonuna kadar savunacaklarını ilan etti. Vatan Partisi genel başkanı Doğu Perinçek, harekâta en heveslilerin başında geliyor. Ucu açık bir süreç. Harekât ne kadar sürer, sonrasında ne olur şu anda kestirmek güç. Ancak bir Fırat Kalkanı ya da Afrin’deki Zeytin Dalı gibi olmayacağı kesin. Şayet vurgulandığı gibi 30 kilometre derinlik yaklaşık 500 kilometre genişlikte bir alanın kontrole alınması söz konusu olursa, oldukça uzun sürecek, pek çok riski ve ağır askeri, ekonomik maliyetleri içerecek bir savaştan söz etmek yanlış olmaz. Erdoğan içerde hızla tabanını konsolide etmek için bu operasyonu elzem görüyordu. Kabaca maliyeti 28 milyar dolar olarak hesaplanan 1 milyon Suriyelinin dönüşü ve iskânı projesi, mevcut uluslararası konjonktürde ve ekonomik şartlarda güç hatta olanaksız denilebilir. Çünkü uluslararası destek yok.”Doğan, Rusya’nın suskunluğunun ve fazla tepkili olmamasının ardında, Türkiye’nin harekâtıyla ABD’nin Suriye’den çekilmesi yanında, ABD tarafından terk edilen Kürtlerin kendisine ve Şam yönetimine yanaşmak zorunda kalması beklentisinin yattığını, böyle bir sürecin Putin’in hesaplarıyla uyumlu olduğunu söylüyor.Harekâtın uzun süreceğinin şimdiden belli olduğunu ifade eden Zülfikar Doğan bugünden dolar kurunun 5,75 TL’ye tırmanarak yukarı yönlü harekete geçtiğini belirtirken, süre uzadıkça siyasi-askeri-ekonomik maliyetin büyüyeceğini, muhalefetin tepkisinin bastırılması için de senaryoların devreye sokulduğunu dile getirerek şu değerlendirmeleri yaptı;“Çok geniş bir alanda, on binlerce askerin yer alacağı bir harekât söz konusu olacak. CHP geçen hafta topladığı Suriye konferansında iktidara Şam yönetimiyle diyalog çağrısı yaptı. HDP savaşın çözüm olmayacağını söylüyor. Ancak şu anda bir savaş, fetih, Misak-ı Milli sınırlarına genişleme gibi milliyetçi rüzgârlar hakim. Savaşın sonuçlarına, risklerine yönelik uyarılar duyulmuyor. Muhalefetin sesi cılız kalıyor. Hatta ola ki savaş uzarsa olumsuzluklar artarsa, halkta hoşnutsuzluk, muhalefette tepkiler büyürse şimdiden iktidar ittifakı bastırma, susturma önlemleri alıyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP lideri Kılıçdaroğlu için dokunulmazlığın kaldırılması, yargılama, ihanet, HDP ile işbirliğini soruşturmak üzere komisyon kurma gibi açıklamaları buna yönelik. AKP içinden çıkacak partileri de savaş rüzgârlarıyla bertaraf ederek, AKP’den kopacakları fitne-hain diye nitelendirme söz konusu. Davutoğlu 18 Ekim’de Manisa’da yol haritasını, partisini açıklayacak. Ardından Erdoğan da 19 Ekim’de Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’de miting yapacak. Bir yandan Maliye bakanlığı 4 milyon kişiye vergi borçları için e-haciz başlatıp banka hesaplarını bloke etti. Savaş için para, kaynak gerek. Otoyollara, köprülere, trenlere, elektriğe, doğalgaza her şeye yüklü zamlar yapılıyor. Kaynak ihtiyacı arttıkça bu adımlar da artacak ve beraberinde toplumsal sıkışmışlık, hoşnutsuzluk, ekonomik darboğaz büyüyecek. Türkiye önümüzdeki günlerden itibaren ucu açık ve belirsiz bir döneme giriyor.”

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün
ABD çözüm için garantör olabilir mi?

Ankara Kulisi & Gazetelerde Bugün

Play Episode Listen Later Aug 18, 2019 48:00


19.08.2019 -Kuzey Suriye üzerinden 'Kazan kazan' mümkün mü? -Türkiye'nin sıcak sonbaharı

haber ankara garant kulis kuzey suriye altan sancar
Gidişat
Fehim Taştekin Ahval’e yorumladı: Suriye, Türkiye’nin Vietnam’ı olur mu?

Gidişat

Play Episode Listen Later Aug 5, 2019 38:43


Ergun Babahan ve Fehim Taştekin, Gidişat'ta Kuzey Suriye sorununu ve Türkiye'yi bekleyenleri yorumladı.

Mercek
Suriye’de silahlı bir çatışma görme ihtimalimiz yüksek

Mercek

Play Episode Listen Later Jul 26, 2019 12:27


22. Dönem milletvekili Emin Şirin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünkü açıklamalarını #Mercek’te değerlendirdi. Şirin: “Erdoğan Amerika’ya, İsrail’e, Avrupa’ya karşı inanılmaz bir sertlik içinde. Kuzey Suriye açısından harp ilanının bir adım gerisindeyiz. Yakın zamanda Suriye’de silahlı bir çatışmayı görme ihtimalimiz yüksek görünüyor. Kendileri Refah Partisi’nden ayrıldıklarında aynı konuşmalara muhatap olmuşlardı; bir kıymet-i harbiyesi olmadı, Ak Parti 2002’de tek başına iktidara geldi. Kılıçdaroğlu’na ettiği hakaretleri de dikkate alırsak Tayyip Erdoğan’ın Türkiye İttifakı’ndan vazgeçtiğini ve sertleşme politikasını uygulayacağını gösteriyor. 15 Temmuz’dan kalan soruları temizlemezseniz, siyasetteki FETÖ ilişkilerinin üzerine gitmezseniz, tüm siyaseti arındırmazsanız; böyle bir durumda Ak Parti’nin yenileneceğini düşünmek abesle iştigal olur.''

Gidişat
Fehim Taştekin: Kürtlerin esnek ve dinamik yaklaşımları işe yaradı

Gidişat

Play Episode Listen Later Jul 21, 2019 43:19


Fehim Taştekin ile iki hafta boyunca Irak ve Suriye Kürdistan’ında dolaştık, yetkililer ve halkla görüştük. Taştekin yıllardır bölgeye gidip gelen bir isim. Türkiye’nin önemli bölge uzmanlarından biri. Kendisiyle son siyasi gelişmeleri ve Rojava izlnenimlerini konuştuk...“Rojava’nın ya da Kuzey Suriye’nin üç farklı dönemine tanıklık ettim. Başlangıçta ne yapmak istedikleri ya da kimin adına hareket ettiklerine dair şüphelerle vardı. ABD ve Türkiye dahil Suriye’ye vekalet düzeniyle müdahale edenler Kürtlerin Esad yönetimiyle işbirliği içinde hareket ettiğini savurup ‘rejimle bağlarını kopar, ÖSO ile birlikte savaşa katıl’ diye şart koşuyorlardı. Ancak Kürtler ÖSO, Nusra ve son olarak IŞİD’in saldırılarına karşı koyarken bu sayede bölgenin halklarıyla ortaklık zeminini yakaladı ve bunun üzerine demokratik özerkliğin sütunlarını dikti. Artık kendilerini ispat etmişlerdi. IŞİD’e karşı ABD ile ortaklık ve Arap bölgelerine doğru genişleme orijinal planları değiştirdi. Kanton sistemi Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’na dönüştü. Bu sahanın yeni realitesi ve sosyolojiye göre bir güncellemeydi. Kürdistan’ın batı kıskına atfen kullanılan Rojava ismi de Araplar ve diğer halkları sistemin içine almak için terk edildi. Bu yerele yönelik bir esneklikti. Sonra Rakka ve Deyr el Zor da çemberin içine girince Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi kullanımı tercih edildi. Bu da hem yereldeki realiteye hitap eden hem de olası müzakerelerde Suriye devletinin toptan reddiyesini önlemeye dönük bir esneklikti. Şimdi özerklik modelinin önünde bu genişlemenin getirdiği çok sayıda meydan okuma var. Araplarla Kürtlerin ortaklığı ne kadar kalıcı olacak? Elbette siyasal ve toplumsal alanlarda bir dönüşüm dinamiği uç veriyor ama bunlar iyimser olmak için yeterli değil. Çünkü bozucu faktörler çok. Bunun yanı sıra ortaklığın sürmesine temin eden dış faktörler de Kürtlerin gelecek tasavvurları için mutlak garanti sunmuyor. Barış ve yeniden inşa döneminin önünde ciddi engeller varIŞİD’le savaş biterken yeniden inşa ve barış sürecinde Kürtlerin ya da daha genel ifadeyle özerk yönetimin önünde gerçek sorunlar birikiyor. Yerelde kadroların ısrarlı bir şekilde siyasal ve toplumsal örgütlenmeye ağır verdikleri görülüyor. Bu konuda bir yılgınlığa rastlamıyoruz. Fırat’ın doğusundaki en etkileyici boyut bence bu. Yani kültürel kodlar, aşiret ilişkileri ve devletle olan derin bağların varlığını sürdürdüğü çelişkili alanlarda ‘demokratik özerklik’ espirisi üzerinden katılımı ve çeşitliliği artırmaya dönük çalışmalar hala canlı. Yine de ‘fakat’ diyerek bazı şerhler düşme gereği duyuyoruz. Büyük ve zorlu bir coğrafya. Güvenlik birimlerinin kapasitesiyle ilgili belki sorun yok, insanlar günlük yaşamlarında güven hissini kaybetmiş değil. Buna karşın kurumsallaşmada ciddi açmazlar var. Mesela mülklerin gaspı ve yolsuzluk vakıalarının yaşandığına dair konuşmalara denk geldik. Sorunlara karşı duyarlılık var olan sorunların çözümüne yetmiyor. Kararları uygulayacak kolluk gücü ve aksi durumlarda yaptırım gücü gerekiyor. Bazı sorunlar eskiden miras ve yönetim bunlara dokunmak ya da dokunmamak arasında bocalıyor. Bundan sonra ikinci büyük meydan okuma rantın ve gelirlerin dağılımıyla ilgili olarak kendini gösterecektir. Görüştüğümüz temsilciler bu konularda hassasiyetlerini dile getirdiler. Ama zor meseleler. Mülkler, varlığın bölüşümü ve adalet dağıtımı gibi alanlarda sorun çözücü ve adil bir mekanizma tesis edilemezse demokratik özerkliğin yaslandığı halkların kardeşliği espirisi açığa düşer. İşte o zaman bozucu faktörler devreye girer. Kürtleri aşan ve çözümü tıkayan faktörler devreye giriyorMülkler, petrolün paylaşımı ve yolsuzluklar gibi konular yönetimin kendi kapasite alanında olan zorluklar. Bunun dışında özerk yönetim birimlerini aşan realiteler var. Mesela Türkiye-ABD ve ABD-Rusya arasındaki pazarlıkların doğrudan yansımaları olacaktır ki bu yereldeki iradeyi aşıyor. Bunun yanı sıra Şam’la müzakere en önemli çıkış yolu ama onun önünde ABD ve Türkiye engeli beliriyor. Kilitlenmeyi aşacak şey Şam’ın Fırat’ın doğusundaki realiteye denk düşen cesur bir yaklaşım sergilemesidir. Şam ise elindeki kartları tüketmeden bunu yapmak istemiyor. İdlib badiresini atlatırsa Suriye devleti önümüzdeki süreçte Kürtlerin pozisyonunu zayıflatacak müdahale kanallarını denemesi muhtemeldir. Bu yüzden de Eldar Halil’in sözünü ettiği 2025’e kadar çözümün beklenmemesi yönündeki öngörüsü bana da gerçekçi geliyor. Elbette akşamdan sabaha dengeler değişiyor ve yarın kendimizi bambaşka şeylerden bahsederken bulabiliriz.”