Ergun Babahan, Gidişat programına Türkiye'nin geldiği noktayı alanında uzman konuklarıyla analiz ediyor.
Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kabul edilen 11 Eylül 2001 saldırılarının üzerinden yaklaşık 20 yıl geçti.Yakın tarihin seyrini değiştiren 11 Eylül saldırılarında binlerce kişinin hayatını kaybetti. El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in üstlendiği saldırı, insanlık tarihindeki en ölümcül terör saldırısı olarak kayıtlara geçti.11 Eylül saldırıları sonucu uçakları kaçıran 19 saldırgan hariç, New York, Washington and Pennsylvania'da toplam 2 bin 977 kişi hayatını kaybetti.Sivillerin dışında 343 itfaiyeci ve 72 güvenlik mensubu, enkazda arama yaptıkları sırada yaşamını yitirdi veya kayboldu.Saldırılarda 25 binden fazla insan yaralandı.Amerika Birleşik Devletleri'nin 11 Eylül saldırılarına ilk cevabı, Afganistan'a girmek oldu. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Taliban'ın ABD'nin el Kaide lideri Usame Bin Ladin'in iadesini reddetmesi üzerine 7 Ekim 2001'de Afganistan'ı işgal ederek Taliban yönetimini devirdi ve iktidara Batı destekli Hamid Karzai geçti. ABD'nin Afganistan'ın teröristlerin "üssü" olmasını engellemesi için başlattığı operasyondan yıllar sonra ülke IŞİD militanlarının da barınmaya başladığı “güvenli liman” hâline geldi.ABD'nin Afganistan'ı işgalinden bu yana ise ülkede 50 binin üzerinde sivil ve 2 bin 500 civarında Amerikan askeri hayatını kaybetti.Peki, 20 yıl sonra kim kazandı, kim kaybetti, dünya nasıl değişti?Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Gidişat'ta Akademisyen Gökhan Bacık ile 20. yılında 11 Eylül saldırılarını dünü, bugünü ve yarınını ele aldı.
Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan, Gidişat'ta HDP'yi kapatma iddianamesinin AYM tarafından kabul edilmesi dahil sıcak gündem başlıklarını Yektan Türkyılmaz ile değerlendiriyor.
Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan, Yektan Türkyılmaz ile birlikte sıcak gündem başlıklarını değerlendiriyor.
Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan, Gidişat'ta Yektan Türkyılmaz'la sıcak gündemi değerlendiriyor.
Ahval editörü Ergun Babahan, Gidişat'ta akademisyen Yektan Türkyılmaz ile Peker'in Türkiye gündemine oturan videolarını değerlendirdi.
Ahval Haber Müdürü Ergun Babahan ve Akademisyen Yektan Türkyılmaz Türkiye'nin gidişatını konuşmaya devam ediyor.
Ahval Haber Müdürü Ergun Babahan ve Akademisyen Yektan Türkyılmaz Gidişat'ta Türkiye'nin içerisinden geçtiği süreci ve buradan doğacak olası sonuçları konuşmaya devam ediyor.
Ahval editörü Ergun Babahan, Gidişat’ta siyaset bilimci Yektan Türkyılmaz ile Kobane davasını konuştu.
Gidişat'ta Yektan Türkyılmaz ve Ergun Babahan, Türkiye'deki siyasi tabloyu tartıştı.
Gülen Cemaati içerisindeki tartışmalara ve ilişkilere farklı bir pencereden bakan Prof İhsan Yılmaz, Ahval Türkçe Haber Müdürü Ergun Babahan ile birlikte Türkiye’deki son gelişmeleri ele alıyor.
TSK’deki cübbeli general ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli olmuş 103 amiralin “endişeliyiz” şeklinde yaptığı ortak açıklama Türkiye’nin gündemine oturdu. AKP ve MHP, ortak bildiriyi “darbe” iması olarak değerlendirirken, Mavi Vatan politikasının fikir sahibi olmasıyla bilinen Cem Gürdeniz’in de amiraller hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınması tartışmalara neden oldu.Ahval editörü Ergun Babahan, Gidişat’ta akademisyen Yektan Türkyılmaz ile emekli amirallerin bildirisini konuştu.
Ergun Babahan’ın konuğu mimar Ahmet Turan Köksal’dı.
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrası piyasalarda yaşanan sarsıntıyla beraber doların ateşi durdurulamıyor. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı’nın da görevden alınmasıyla 8’in üzerindeki dolar 8,40’lara kadar yükseldi.Merkez Bankası’nın yeni başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun da 15 Nisan’da yapacağı Para Politikası Kurulu toplantısından faiz indirimi kararı alacağına dair beklenti nedeniyle piyasaların gidişatı merak ediliyor.Gidişat’ta Ahval editörü Ergun Babahan, Ahval yazarı Güldem Atabay ile piyasaların gidişatını konuştu.
İhsan Yılmaz: Liberal bir muhafazakarın Cemaatle de kesişen yaşamı
Ergun Babahan’ın sunduğu Gidişat programının konuğu Yektan Türkyılmaz’dı.
Türkiye, HDP'ye açılan kapatma davasını ve Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesini konuşuyor.Siyaset bilimci Gökhan Bacık Gidişat'ta bu kararı ve Türkiye'de siyasetin getirildiği noktanın ülkeyi sürüklediği uçurumu yorumladı.Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesini, "İyi bir insanı Meclis'ten ahlaki olarak zaafı olan insanların yaka paça attığı bir tablo var karşımızda. Teşekkür etmemiz gereken bir insanı cezalandırıyoruz" sözleriyle yorumlayan Bacık, "Türkiye'de adalet bitmiş, adalet yok" ifadelerini kullandı.
Ahval editörü Ergun Babahan’ın sunduğu Gidişat programının konuğu akademisyen Yektan Türkyılmaz’dı.
Gidişat'ta Gökhan Bacık, gazetecilerin sokak ortasında uğradığı saldırıları, yozlaşan siyaseti, MHP-AKP ilişkisini anlattı.
Türkiye yeniden tehlikeli bir sürecin içerisinde… Çok sayıda seçilmiş belediye başkanı görevden alınan ve hapse atılan, binlerce üyesi cezaevine konulan HDP, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “kapatılsın” çağrılarıyla yine iktidarın hedefinde. HDP’li 25 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyası Meclis Başkanlığı’na gönderildi. Fezlekeler, Karma Komisyon’dan geçmesi durumunda Meclis Genel Kurulu’nda oylanacak.Ahval Türkçe editörü Ergun Babahan, Gidişat’ta siyaset bilimci Gökhan Bacık’la HDP’nin yeniden hedefe konulmasını konuştu.
Ahval Haber Müdürü Ergun Babahan ve mimar Ahmet Turan Köksal bu hafta Türkiye'deki restorasyon konusunu masaya yatırdı.
Gidişat'ta Ergun Babahan'ın konuğu gazeteci Erdal Er.
Ahval Türkçe Editörü Ergun Babahan, Ahmet Turan Köksal'la Türkiye'nin en güzel ve modern beş camisini konuştu.
Gidişat'ta Ergun Babahan'ın konuğu araştırmacı ve siyaset bilimci Yektan Türkyılmaz.
Yaklaşık 5 milyon kişiyle Avrupa'daki en büyük Müslüman cemaate ev sahipliği yapan Fransa'da hükümet, Müslüman cemaatleri yabancı ülkelerin etkilerinden ve radikal unsurlardan arındırmayı ve "Fransa İslam"ı yaratmayı hedefliyor.Fransa'daki Müslüman dernek federasyonları uzun süren tartışmaların ardından Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un talep ettiği “ilkeler beyannamesi”nde uzlaştı. Belgede camilerin yabancı rejimlerin söylemlerini yaymak için kurulmadığı ibaresi de yer alıyor.Beyannamede İslam dininin siyasi amaçlar doğrultusunda kullanılmasının reddedildiği belirtilerek, kadın-erkek eşitliğine inanıldığı ifadeleri kullanılıyor.Beyannamede kadın sünneti, evlilik öncesi bekaret belgesi ya da zorla evlilik gibi uygulamaların yanı sıra ırkçılık ve antisemitizmin de reddedildiği ilan ediliyor.Ahval Türkçe editörü Ergun Babahan, Gidişat’ta siyaset bilimci Gökhan Bacık’la Fransa’dan hareketle Avrupa’daki Müslümanları mercek altına alıyor.
Gidişat'ta Ergun Babahan ve Gökhan Bacık, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne tartışmalı rektör atamasını konuştu. "Türkiye’de üniversite devlet açısından hep bir soru işareti oldu" yorumunu yapan Bacık, muhalefetin sessizliğini de eleştirdi ve, "Muhalefetin dış politikadaki tavrı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki tavrından daha endişe verici" dedi.
Ahval Türkçe editörü Ergun Babahan, araştırmacı ve siyaset bilimci Yektan Türkyılmaz ile Gidişat’ta 2020 yılını değerlendirmesi yaptı. Türkiye’nin çöküş sürecinde olduğuna dikkat çeken Yektan Türkyılmaz, Millet İttifakı’nın AKP sonrası güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için iki yıl öngördüğü restorasyon süreci söylemlerini “tarihi bir fırsatın kaçırılması” olarak değerlendiriyor.Türkyılmaz “Bu sorunlu ve çok aldatıcı. Türkiye’nin restorasyona zorlanmasının büyük bir bir yanılgı olduğunu, tarihi bir fırsatın kaçırılması olarak düşünüyorum” diyor.
Gökhan Bacık ile bu hafta Erdoğan’ın köpürtmesiyle yandaş medyanın üzerine gittiği, gündem yapmaya çalıştığı “Türkçe Kuran” konusunu ele aldık. Bacık, konunun uzmanı olarak tarihsel gelişimi içinde arapçaya yapılan özel atfı değerlendirdi:
Kahramanmaraş Katliamı’nın yıl dönümünde rejimin başta Kürtler olmak üzere düşman gördüğü kesimlere yönelik tehditleri artarken, Ergun Babahan Gidişat’ta Yektan Türkyılmaz'ı konuk etti.
Türkiye, Gezi Parkı eylemlerinden bu yana giderek otoriterleşen ve 15 Temmuz ile birlikte Batı’dan kopuşa yol açan AKP iktidarının, attığı adımların faturasını ödemeye devam ediyor.Özellikle son yıllarda dış politikada kavgacı bir tutum izleyen Ankara, ABD ve Avrupa Birliği’nden gelen yaptırım adımları ile iyiden iyiye köşeye sıkışmış bir görüntü çiziyor.Gökhan Bacık’la Ergun Babahan, Gidişat’ta bu hafta Amerika’nın kesinleşen S-400 yaptırımları üzerinden Türkiye-Batı ilişkisinin geleceğini konuştu.Avrupa Birliği’nin de net tutum için Biden yönetimini beklediğine işaret eden Bacık, “Erdoğan ve Avrasyacıların Ankara’nın Moskova ve Pekin’den aradığını bulamadığını çünkü Batı dışında başarılı bir ittifak modeli olmadığını” vurguluyor.“İslamcıların Post-Kemalist olduğu” yorumunu yapan Bacık, Türk dış politikasında Doğu'dan bir alternatif çıkarma beklentisinin hep var olduğuna dikkat çekerek, “Ancak Türkiye Doğu'da aradığını bir türlü bulamıyor. Çünkü Batı dışında sistemli, sofistike biçimde ekonomi ve güvenlik konularında fırsatlar sunan örgütler ve yapılar bulmak zor” görüşünü dile getiriyor.Bacık, Senato’dan geçerek Trump’ın imzasına kalan yaptırım adımı üzerinden ABD’nin yeni dönemde Türkiye’yle nasıl bir ilişki içine gireceğine ilişkin olarak, "Konjonktürel koşullar olumsuz görünmekle birlikte, ABD'nin yeni Türkiye siyasetini öğrenmek için Biden ve ekibinin ne yapmak istediğini görmek gerekiyor" ifadesini kullanıyor.Trump’ın ekibindeki isimlerin de Erdoğan’la limoni bir ilişki içinde olduğunu hatırlatan Bacık, “Biden olmasa da yaptırımların geleceği aşikârdı” diyor ve ekliyor:“Erdoğan değişmediği sürece yaptırımlar daha da ağırlaşacaktır. Bir süre sonra Türkiye'deki bu Post-Kemalist İslamcı, milliyetçi, Avrasyacı iktidar bileşenlerinin Batı sistemiyle uzlaşması imkânsız olacaktır. Belli ki, burada Bahçeli ile sorun var. Erdoğan iktidarda kaldığı sürece Bahçeli'ye açık çek vermiş durumda. HDP kapatıldığı zaman ABD ve Avrupa ile pragmatik bir ilişki kuramazsınız."
Gökhan Bacık ile bu hafta Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Öztürk’e yönelik linç harekâtını, bunun nedenlerini ve Öztürk’ün durduğu yeri konuştuk.Prof. Öztürk, Kuran-ı Kerim’e ilişkin olduğu iddia sözlerine yönelik tepkiler üzerine emekliye ayrılmıştı. Emeklilik başvurusunu 2 Aralık Çarşamba günü sosyal medya hesabından duyuran Öztürk, "Bugün itibariyle akademiye, akademisyenliğe ve ilahiyat alemine veda ediyorum. Artık yeter. Benden bu kadar" ifadesini kullandı. Başta Cübbeli Ahmet olmak üzere çok sayıda cemaat lideri Öztürk’e ait olduğu ileri sürülen sözler üzerine bir linç kampanyası başlattı ve üniversiteden atılmasını talep etmişti. Önce olayı hatırlayalım:Öztürk, uzun süre önce doktora öğrencileriyle yaptığı dersin gizli kayda alınarak sosyal medya üzerinden yayımlanması sonrasında, "Allah kelamını inkar ediyor" denilerek linçe uğramıştı. Öztürk'ün, sosyal medyada üzerinden yayımlanan gizli çekim dersinde, "Kur'an'ın lafız mı, mana mı yoksa hem mana hem lafız mı olarak indirildiği" konusundaki kadim bir tartışmaya ilişkin görüşleri yer alıyordu.
Türkiye, AKP yönetiminin yolsuzluk ve bilgisizlik politikaları sonucu büyük bir yıkım sürecine girmiş bulunuyor. Korona kriziyle sarsılan ülkenin hazinesi tam takır, sağlık sistemi çöküntü halinde… Ağır baskı rejimine rağmen açlık tehdidiyle karşı karşıya olan işçiler, madenciler sokaklarda… Salgının bedelini en ağır ödeyen kesim olarak içinde bulundukları koşulların giderek ağırlaşması kaçınılmaz.AKP-MHP Rejimi bu tabloda elindeki son silaha başvuruyor: Baskı ve yalan… Her gün yüzlerce Kürt veya Cemaat mensubu olduğu iddia edilen insan gözaltına alınıyor. Koronanın başını alıp gittiği bu dönemde cezaevi nüfusuna yeni insanlar ekleniyor. Baskıya eklenmiş bir yalan rüzgarı var ülkede. Ekonomi rakamları gibi sağlık rakamları da koca bir yalan. Korona ile ilgili açıklamalara doktorların verdiği yeni bir isim var: Fahrettin çarpanı… Korona ile mücadele ekonominin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle gerekli önlemleri alamayan iktidar, ülke kasasını boşalttığı için zordaki halka gerekli desteği de veremiyor. Geniş yığınların yaşam koşulları her geçen gün daha da zorlaşıyor ve milyonlarca insan yakın tarihte eşi görülmemiş bir açlık tehlikesiyle karşı karşı kalmış bulunuyor.Dış politikasını askerileştiren ve savaşçı bir tutum alan rejim, bu tavrı nedeniyle uluslararası arenada yalnızlaşmış ve güvenilmez hale gelmiş durumda. Avrupa Birliği yaptırım tehdidi karşısında MHP vetosu nedeniyle “hukuk reformu” yapamayan Erdoğan’ın tek şirin görünme hamlesi AB zirvesi ve öncesi Oruç Reis gemisini geri çekmek oldu ama kimse buna güvenmiyor. Yarın tekrar ne yapacağını herkes biliyor çünkü… Amerika’da Biden’ın iş başına gelme günü yaklaştıkça Erdoğan’ın uykuları kaçıyor çünkü Biden’ın Ankara’ya yönelik yeni bir karar alması gerekmiyor. Hukuku ve kurumları devreye sokması, Erdoğan için sonun başlangıcı anlamını taşıyor. Bu gelişmeleri Yektan Türkyılmaz ile konuşup değerlendirdik.
Ahval Türkçe editörü Ergun Babahan ve Gökhan Bacık artık herkesin malumu haline gelen AKP ve Erdoğan üzerindeki MHP vesayetini konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü tabloda MHP ile yola devam etmek dışında bir seçeneği kalmadığını vurgulayan Bacık, “Ancak bunu sürdürmek de her geçen gün güçleşiyor. Bahçeli, AKP’nin ekonomik reform yapmasına bile izin vermiyor” yorumu yaptı.
Türk siyaseti Türk ekonomisi gibi, risk çok yüksek – Yektan Türkyılmaz
Berkun Oya’nın yazıp yönettiği Netflix’te yayımlanan “Bir Başkadır” dizisi, son günlerin en çok konuşulanları arasına girdi.Türkiye’deki diğer dizilerden ayrı bir yere konan dizi, yayımlandığı ilk günde en çok izlenen yapımlar arasında ilk sırada yer aldı.Sosyal medyada hemen herkes dizi hakkında görüş beyan ediyor. Diziye dair olumlu eleştiriler öne çıkarken, olumsuz eleştiriler de yok değil. Öykü Karayel, Fatih Artman, Funda Eryiğit, Alican Yücesoy, Tülin Özen, Defne Kayalar, Bige Önal, Derya Karadaş, Nesrin Cavadzade ve Settar Tanrıöğen gibi isimlerin rol aldığı dizi, çizdiği “gerçekçi” Türkiye portresi ile seyircinin karşısına çıkıyor.Dizinin başörtülü başrol oyuncusunun, güncel Türkiye sorunlarına değinen bir karakteri ortaya koyması, seküler yaşam tarzına sahip insanların içine girdikleri girdaplar ve Kürt sorunu gibi konulara değinmesi, diziyi şüphesiz daha da popüler kılıyor.Gidişat’ta bu hafta Ergun Babahan ve Gökhan Bacık da “Bir Başkadır” dizisini ele aldı.
Fransa’da bir öğretmenin radikal İslamcı bir saldırı sonucunda başı kesilerek öldürülmesinin yankıları devam ediyor. Gidişat’ta Ahval editörü Ergun Babahan, Gökhan Bacık’la Fransa’da yankı uyandıran radikal İslamcıyı saldırıyı değerlendiriyor. Gökhan Bacık, “Türk toplumu kutsallarıyla ilgili evrensel düşünce özgürlüğünü ciddi olarak istisna tabii tutmak istiyor. Müslümanlar modernliği hakaret olarak kabul ediyor. Bu şu anlama geliyor: Mülkiyet, adalet, insan hakları gibi temel konuları modernlik öncesi paradigmaya göre değerlendiriyor. Bu da İslamı şuna sokuyor. İslam dünyasında yenilik yapsak da Ortaçağ’daki paradigmaya göre yapalım diyorlar. Ama bu paradigmanın Fransa’daki, İsveç’teki eleştiri özgürlüğüyle uzlaşmasının imkanı yok” diyor.
Kerim Has: 'Rus medyasında artan Türkiye eleştirileri ne anlama geliyor?'
Ahval editörü Ergun Babahan, bu hafta Gidişat’ta Gökhan Bacık’la gündemi değerlendiriyor. Gökhan Bacık, Erdoğan iktidarının artık memurlara dayandığına dikkat çekiyor. Bacık “Erdoğan’ın üzerine dayandığı memurlardır. Erdoğan’ı savunan entelektüel, Erdoğan’ı savunan şair, Erdoğan’ı savunan yok artık. Erdoğan artık memurların savunduğu bir adamdır. Memurlar da para için savunur” diyor.
Helikopterden atılan Kürt köylüler, koronavirüs salgınında yeniden ağırlaşan tablo ve ekonomik krizinin giderek derinleşmesi, Ege ve Doğu Akdeniz’deki geri adımlar, Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde öne çıkan gündem başlıklarından. Gidişat’ta Ergun Babahan ve Gökhan Bacık, Türkiye’nin sıcak gündeminin dışında Ahmet Kuru’nun İslam, Otoriterlik ve Geri Kalmışlık adlı kitabı üzerinden İslam toplumlarının gidişatını ele alıyorlar. Kitapta, İslam’ın geriye başlaması, ulemanın tüccarlar sınıfı desteğinden devlet desteğine bağımlı hâle gelmesine bağlanıyor.Ergun Babahan, “Ulemanın öne çıkışında ekonomik nedenler mi yoksa devletin Asya tipi askeriyeleştirilmiş üretim tarzına dönüşü mü etkili? İkincisi, Kuzey Amerika’da dahil İslam’ın daha özgür, liberal bir liberal yorumuna rastlamıyoruz. Senin görüşün neler? ” sorularını yöneltiyor. Kitaba yönelik bazı eleştiriler getiren Bacık, Kuru’nun daha liberal, piyasa merkezli bakmasının sol bakıştan sorgulanabileceğini belirtiyor.“İslam toplumlarının düzelme şansı yok” görüşünü dile getiren Bacık, şunları kaydediyor:“Müslüman toplumlarda bu konular, evrimsel ortaya çıkmış. Yani olaylara göre gelişmiş. Dolayısıyla bir toplantı yapılıp, ‘İslam’ın toprak rejimi budur’ denmemiş. Halife Ömer döneminde, özellikle Irak toprakları alınınca çok büyük bir arazi alınmış oluyor. O döneme kadar araziler, ganimet olarak dağıtılıyor. Fakat bu arazilerin büyüklüğü Ömer’i korkutuyor. Hatta İbn-i Haldun o dönemi anlatırken, Ömer’in, ‘Gelen vergileri nasıl yapacağız’ tartışması olunca bazılarının Bizans bazılarının da Pers divanı kurulması gerektiğini aktarıyor. O bağlamda Halife Ömer bir değişiklik yaparak, bu Irak arazilerinin devlete ait olduğunu iddia ediyor. Bu tartışmayı bir kısım uzman, ‘Ömer ne kadar ufku açık bir adam çünkü arazilerin dağıtılması hem peygamber uygulaması hem de Kur’an’da var’ diyor. Bir kısmı da özel mülkiyet ile devlet arasında ilişkiyi devlet lehine bozuyor eleştirisi getiriyor. Üç aşağı beş yukarı ben bu sistemin girintili ve çıkıntılı bir şekilde devam ettiğini düşünüyorum. 7. Yüzyılın sonu ve 8. Yüzyılın başında Horasan civarında Emevilerin yönetiminden mutsuz olan gruplar ortaya çıkıyor. Bunlar bir süre sonra Abbasi devrimini meydana getiriyorlar. İşte orada tartışmalardan bir tanesi toprak. Burada bir Pers modeli var. Bu İran’dan gelen sistem bir paradigma olarak ortaya çıkıyor. Mesela bunlardan biri tüccarların küçümsenmesi.Bugün Türkiye’yi örnek alacak olursak; devlet ekonomiyi ‘Sen arkadaşımsın, sen benim partilimsin’ diyerek dağıtıyor.”