Village in Zlatibor District, Serbia
POPULARITY
Categories
Hâkk Teâlâ hazretleri “Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur.” (Ahzab s. 59) buyurmaktadır. Buna karşın bugün öyle başörtüler üretiliyor ki; renkli, güzel tasarımlı özelliklerle donatıyorlar ve birkaç bin dolara satılanları oluyor. Bu başörtüsünü takan kadın dikkat çekmese başörtüsü dikkatleri üzerine çekiyor. Bu, kadının zinetini saklamaya yönelik bir giyim tarzı olmadığı için böyle tesettür olmaz. Tesettür kadının vücut hatlarını da göstermeyecek şekilde olmalıdır. Nebî (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde “Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi bir şeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allâh'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dâhi almazlar. Hâlbuki onun kokusu şu kadar uzak mesafeden duyulur.” buyurmuşlardır. Burada “giyinmiş, çıplak kadınlar” ifadesi ile Tesettür-ü Şer'inin sınırlarına aykırı durumlar vurgulanmıştır.Tesettür-ü Şer'iye tam mânâsıyla uyabilmek için bu durumlardan kaçınmak gerekir. Hâkk Teâlâ hazretlerinin emir buyurduğu bu örtünme şeklini bugün bir kısım insanlar kendilerince eleştirmektedirler. İslâmi tesettürü eleştiren bu güruhun moda konusunda örnek aldığı ünlü modacılardan bazıları kendi aralarında yaptıkları toplantılarında “Öyle bir moda yapmaya başladık ki kadının üzerinde giysi kalmadı, kadın çirkinleşti. Biraz da kapalı moda yapmaya çalışalım.” diyecek duruma gelmişlerdir. Yani demek ki çirkin olmasa o üzerlerindeki iç çamaşırını da çıkartıp çırılçıplak bırakacaklar. Maalesef ülkemizdeki hâkim sistem de bunu destekleyip kadınların bu modaya uygun hareket etmesinde bir sakınca görmemektedir.(Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler 5, s.89-90)
“Üç yetime el uzatan kimse, gecesini namaz kılarak, gündüzünü oruç tutarak geçiren ve gece gündüz kılıçla Allah (c.c.) yolunda cihad eden kimse gibidir. Şu iki parmağım nasıl birbirine eş ise, ben ile o kimse de cennette kardeşiz.” (Burada şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yapıştırmıştır.) (İbn Mâce)Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kim yetim bir Müslüman çocuğun elinden tutup bakımını üzerine alırsa, affedilmesi mümkün olmayan bir günah işlemedikçe cennete girmesi kesindir.”Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ayrıca şöyle buyurmuştur: “Kim sırf Allah (c.c.) rızası için bir yetimin başını okşarsa, Allah (c.c.) ona elini üzerinde gezdirdiği saçların sayısı kadar sevap yazar. Yanında barınan yetim bir erkek veya kız çocuğuna iyilik eden ile ben, şu iki parmağım gibi cennette birlikte oluruz.” (Ahmed İbn-i Hanbel)Resûlullâh (s.a.v.) buyuruyor ki: “En hayırlı Müslüman evi, içinde bulunan yetime iyi davranılan evdir. En fena Müslüman evi ise içinde bulunan yetime hor davranılan evdir.” (İbn Mâce)Hz. Ebu Hureyre (r.a.) rivayet eder: Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyuruyor ki: “Dul ve yetimlerin yardımına koşan kimse, Allah (c.c.) yolunda mücahid gibidir.”Cennete girebilmek şüphesiz büyük bir saadettir. Ondan da üstünü, cennette Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'e komşu olabilmektir. Cenneti yaratan ve oradaki üstün mevkiileri bazı iyilikleri yapanlara ayıran Allahü Teâlâ, sevgili Resûlü (s.a.v.)'e komşu olma bahtiyarlığını yetimleri koruyanlara lütfetmiştir.(Kalplerin Keşfi, s. 486-490)
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Bu bölüm kendini sürekli erteleyenler için içten bir davet! Bu bölümde “başlamak” neden bu kadar zor geliyor, gerçekten neyin korkusunu yaşıyoruz, bunu konuşuyoruz. Başarı mı korkutuyor bizi, yoksa yine o tanıdık mükemmeliyetçilik mi araya giriyor? Biraz dertleşiyoruz, biraz da cesaret toplamak isteyenlere yol arkadaşlığı yapıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro 1- Emin: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. 2- Emine: [0:28] Ben Emine. 1- Emin: [0:29] Nasılsın Emine abla? 2- Emine: [0:30] İyiyim. Biraz yorgunum Emin. Sen nasılsın? 1- Emin: [0:33] Ben de iyiyim. Neden yorgunsun? 2- Emine: [0:35] Biraz ağır bir spor yaptım bugün. Ondan yoruldum. Bir de çok sıcaktı bugün hava. 1- Emin: [0:40] Evet. 2- Emine: [0:41] Sen de hissetmişsindir. 1- Emin: [0:42] Bu ara İstanbullular olarak, genel aslında Türkiye olarak, anormal sıcaklarla mücadele ediyoruz. 2- Emine: [0:48] Maalesef. 1- Emin: [0:48] Gün içerisinde 40 dereceler, 45 derecelere kadar çıkıyor hava sıcaklığı. Siz de dikkat edin özellikle bol sıvı tüketmeye. Çünkü gerçekten çok riskli bir durum da var ortada. 2- Emine: [1:00] Öyle maalesef ya. Bir de sadece sıcakla boğuşmuyoruz. Aynı zamanda bir sürü orman yangını vesaire de çıkıyor. Onlar da biraz can sıkıcı haberler oluyor. İnşallah bir an önce şu sıcaklar biter diyelim. 1- Emin: [1:15] Evet, umarız orman yangınları da gerçekten bir an önce son bulur. 2- Emine: [1:19] İnşallah. Başlamak istek değil, cesaret meselesi 1- Emin: [1:20] Evet, o zaman biz konumuza girelim. Günümüzde, ben de dahil birçok insanın yaşadığı bir durumdan bahsedeceğiz bugün. Bir şeyler yapmak istiyoruz ama ya ilk adımı ya son adımı atma konusunda yeterli cesareti gösteremiyoruz. Bununla ilgili biraz konuşmak istiyoruz. Yani bir şeyleri istemeyen bu dünyada hiç kimse yok. Kimileri başarıyor, kimileri başaramıyor, kimileri hiç denemiyor bile. Burada işin kilit noktası cesaret bence. Bir şeyleri yapmaya cesaret gösterebilmek. Bunun üzerine konuşalım istiyorum. Sen kendini nasıl tanımlarsın? Kendini nereye koyarsın böyle bir konuda? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Bildiğiniz üzere yerleşik küresel iktisadi sistemin en önemli önermelerinden birisi de kamu iktisadi kurumlarının eninde sonunda başarısızlığa mahkum olduğu dolayısıyla kamunun elindeki tüm şirketlerin özelleştirilerek yani özel sektöre satılarak elden çıkarılması gerektiğidir. Burada verimlilik ve kârlılık üzerinden bir yaklaşım vardır ve kamunun tüm sektörlerden çekilmesi salık verilir. Bu önermeler kısmen doğru olsa da konu stratejik alanlara geldiğinde işin rengi değişir ve bazı durumlarda en neo-liberal zihinler bile “devlet nerede?” diye sormaya başlar.
Son dönemin en önemli sorunu diye birçok konu söylenir durur ancak herkesin ittifak içinde ifade ettiği tek konu; Türkiye'nin hikayesi olmalı! Ne zamanki gibi; 2000'lerin sonu gibi… Evet işte size hikaye; Türkiye'nin yeni çığır açan hikayesi, tabii anlamak isteyene, anlayana…
"Orda gecə saat 2 ilə günorta saat 2 arasında heç bir fərq yoxdur, çünki bütün yerlər 24 saat işləyir" "Metronun içində azırsan, çünki 7 mərtəbəli stansiyaları var""Bir mənfi cəhətləri odur ki, Seul sakinləri ingilis dilini bilmirlər""Alış-veriş üçün ən mükəmməl yerdir""Burada qiymətlər aşağı, keyfiyyət isə yüksəkdir""Küçədə yerləşən obyektlərin 80%-ni kosmetika mağazaları təşkil edir""İnsanlar üzərində həmişə diş fırçası gəzdirirlər" "Seulda çörək tapmaq qeyri-mümkündür""Kofeni hazırlayarkən diqqət olunmalı 5 məqam var""Kofenin hazırlanması üçün lazım olan suyun maksimum dərəcəsi 93-dür"Qonağımız "Fine Cup Coffee" nin rəhbəri Emil Məmmədov oldu.
Fenerbahçe 4-0 Al İttihadGollerimiz: En Nesyry, Syzmanski, Duran Duran
“Dünyâ düzeni” diye bir kavramın hayâta geçmesinin bâzı şartları var. Bir defâ târihî verilerin işâret ettiği üzere, tek bir gücün kesin hâkimiyetine dayalı olarak dünyâ düzeninin kurulduğu vâkî değildir. Bunun için birbirini dengeye getirebilecek, kendi aralarında yenişememiş en az iki ana gücün varolmasına ihtiyaç vardır. Bu iki güç kendi peyk sistemlerini oluşturabilirler. Burada da blokların dengeli bir dağılımının olması gerekir. Bunlar asgârî şartlardır. Blokların kendi iç yapılarında da bir tutarlılık ve bütünlük olması gerekir. Bu yapılar, ekonomik,siyâsî, hukukî ve ideolojik yapılardır. Denge,ilk bakışta sistemik görülmemektedir.
"Babanın-Adı ne demek? Men etmek ne demek? Babanın-Adı derken kastedilen şey bir işlevdir aslında. Lacan babasal işlevden bahseder. Burada söz konusu olan gerçek baba değildir. Bir çocuğun babası ölmüş olabilir, evi terk etmiş olabilir, hatta babanın kim olduğu hiç bilinmiyor bile olabilir. Ama önemli olan babanın kanlı canlı bir şekilde orada olması değildir. Önemli olan anne-çocuk çiftine bir üçüncünün dahil olmasıdır."Bu bölümde sözü geçen eserler şunlardır:Lacan, J. Seminar XIII: Transference: https://www.valas.fr/IMG/pdf/THE-SEMINAR-OF-JACQUES-LACAN-VIII_le_transfert.pdfLacan, J. (2014).The seminar of Jacques Lacan, Book X: Anxiety (A. R. Price, Trans.; J.-A. Miller, Ed.). Polity Press.Instagram: https://www.instagram.com/psikanalizsohbetleri/ Twitter: https://twitter.com/PsikanalizS https://www.oguzhannacak.com/
264. bölümde Türkiye'nin ilk ve tek kariyer markalama ajansı olan Smart Career Türkiye'nin kurucusu Banu Çakar ile kariyer markanızı nasıl oluşturabileceğinizi, dijital dünyada nasıl konumlanmanız gerektiğini konuşuyoruz. (00:00) – Açılış (00:48) – Banu Çakar'ı tanıyoruz. www.smartcareerturkey.com https://www.youtube.com/@BanuCakar (06:00) – (09:24) – Yöneticiler kişisel marka itibarı için nasıl bir strateji ile ilerlemeli? (12:04) – Sosyal medyayı kullanırken olumsuz yorumlara karşı nasıl bir tavır takınmalıyız? (14:07) - LinkedIn, işe alım uzmanlarının ve işe alım yöneticilerinin sizin hakkınızda daha fazla bilgi edinmek için ilk baktığı yer. Burada nasıl konumlanmalı? - reverse recruiting (17:50) - Kendimizi en son ne zaman google'da arattık? (21:00) – Yapay Zeka içerik üreticilerinin yerini alacak mı, yoksa sadece destek olacak? (23:00) – Hangi yapay zeka araçlarını kullanıyorsunuz. (25:20) – Yapay zeka ile içerik üretirken özgünlük konusuna nasıl dikkat ediyorsunuz? (27:00) – Solo girişimcilik. https://open.spotify.com/show/4a2aDpfSH83J9g1UwenNLb (29:00) – Kendi kitlemizi oluşturmak daha mı değerli? (32:00) – Son sözler ve kitap önerisi Milyoner Aklın Sırrı - https://www.goodreads.com/book/show/27239402-milyoner-akl-n-s-rlar?from_search=true&from_srp=true&qid=mbicexjX5B&rank=1 Herkesin Aradığı Kişi - https://www.goodreads.com/book/show/151331860-herkesin-arad-ki-i-kendi-sekt-r-n-zde-en-bilinen-de-erli-ve-tan-nan?ref=nav_sb_ss_1_15 Duyguların Dili Olsa - https://www.goodreads.com/book/show/87590426-duygular-n-dili-olsa?ref=nav_sb_ss_3_15 (34:04) - Kapanış Sosyal Medya takibi yaptın mı? Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize bağış yapıp destek olmak için Patreon hesabımız – https://www.patreon.com/dunyatrendleri Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Bindik Bir Alamete - Bölüm 3 (23 Haziran 2025)
İstiâzeden maksat, şeytanın vesvesesinin şerrinden sakınmaktır. Vesvesenin ise, insanın kalbinde saklı bir takım harfler (manalar) olduğu ve hiç bir kimsenin onları bilemeyeceği malumdur. Sanki kul, istiâze ile şöyle demektedir: “Ey duyulabilen her şeyi duyma ve her gizli-kapalı şeyi bilme vasfına sahib Zat (Allâhü Teâlâ)! Sen, şeytanın vesvesesini duyuyor ve onun bu vesvesedeki gayesini biliyorsun ve sen o vesveseyi benden gidermeye kadirsin. Bundan dolayı lütfunla onu benden defet.” Bu sebeble Cenâb-ı Allâh'ın diğer isimleri içinde, burada Semî' (işiten) ve Alim (bilen) isimleri zikredilmiştir. Burada, bu isimlerin zikredilmesi, Kur'ân lafzına uyarak gerekmiştir. Kur'ân'daki lâfız da şu ayettir: “Eğer şeytandan bir fit (gelip) seni dürterse hemen Allâh'a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitici, tam bilicidir.” (A'râf s. 200) Cenâb-ı Hâkk, Secde suresinde de şöyle buyurmuştur:“O, hakkıyla işitici, tam bilicidir.” İstiâze, ancak ilim, hâl ve amel ile tamamlanır. İlim, kulun, dinî ve dünyevî menfaatleri elde etmekten ve dinî dünyevî zararların tamamını gidermekten aciz olduğunu; Cenâb-ı Hâkk'ın ise, dinî ve dünyevî faydaları yaratmaya ve zararları, ondan başka hiçbir kimsenin def edemeyeceği biçimde, uzaklaştırmaya kadir olduğunu bilmesidir. Bu bilgi kişinin kalbinde meydana gelince, kalbte, bu bilgiden dolayı bir hâl doğar ki bu hâl, insanın benliğini kırması ve mütevazi olmasıdır. Bu, “Allâh'a tazarrû ve huzû” (Allâh'a yakarmak ve emirleriyle yasaklarına boyun eğmek) şeklinde ifâde edilir. Sonra bu durumun kişinin kalbinde meydana gelmesi, kalbte ikinci bir sıfatın, lisanda yeni bir vasfın meydana gelmesine sebeb olur. Lisanda meydana gelen bu sıfat, kulun bizzat diliyle Allâhü Teâlâ'dan istemesidir. Bu istiâzenin ta kendisidir. İstiâze de kulun “Euzü billâh” sözüdür.(Fahruddîn Er-Râzî, Tefsîr-i Kebîr Mefâtîhu'l-Ğayb, c.1, s.89-90)
This is a free preview of a paid episode. To hear more, visit tersaci.substack.com[Sohbetin tamamına tersaci.substack.com üzerinden ulaşabilirsiniz.]“Burada geldin şeytanın avukatlığını yapıyorsun diye düşünenler olabilir de, bu solcu arkadaşları da anlama adına şunu da söylemek lazım: Türkiye'nin zenginleri gerçekten çok, hepsi değil ama, büyük bir kısmı çirkin insanlar. Yani davranış şekilleri bozuk.”“Şöyle bir düzeltme yapacağım sen devam et. Yani zengin insanlar çirkin değil de çirkinlerin zengin olmasına daha fazla olanak veren bir durum var Türkiye'de desek?”“Kapitalizmin oluşmasında gereken yedi önemli erdem vardır—ki bu erdemleri oluşturduğun zaman burjuva kültürü oluşuyor. Ama işte bu durumu mülkiyet üzerinden değil de yağma üzerinden yaptığınız zaman bu erdemleri de siliyorsunuz.”“Ekonomi konusunda guruluğa soyunan, sosyal medyada “borsada şuna yatırım buna yatırım” falan diyen bir hesaba denk gelmiştim adam başka bir toplumsal bir konuda öyle bir şey ortaya atmış, ekonomi bilmediği ortaya çıkıyor.”
Nihâyet korkulan oldu. İsrâil İran'a ağır bir saldırı gerçekleştirdi. Ağır kayıplar yaşasa da İran, buna kendi kapasitesinde cevap vermekte gecikmedi. Artık adını koyabiliriz. Ne kadar devâm edeceği ve nereye evrileceği şimdilik belirsiz de olsa bir İsrâil-İran savaşı başlamış durumda. Burada mühim olan, hâdiseyi mümkün olduğu kadar geriye çekerek anlamak ve ihtimâlleri ortaya koymak.
Savaş sanatı üzerine dünyanın en ünlü bilgelerinden Sun Tzu der ki: “Savaşlar müttefikliklerle kazanılır ve kaybedilir.” Ben buna bir ekleme yapmak istiyorum: Müttefiklikler, güçlü olduğunuz zaman kurulur. Bütün dünyanın da bildiği gibi İsrail haydut bir devlettir. Ancak bu devlet aynı zamanda açık bir terör devletidir. Gözünü kırpmadan 60.000 sivili, on binlerce çocuğu, kadını ve hastayı öldürmektedir. Burada insanlıktan, insanların oluşturduğu bir hukuktan, ahlaktan, erdemden ve insanı insan yapan değerlerden bahsediyoruz. Ancak İsrail'deki haydut rejim bu değerlerin hiçbirine sahip değildir.
Yeryüzünde hiçbir sıkıntısı olmadan yaşayan tek bir insan yok! Hayat böyle bir şey değil çünkü, nimetlerle külfetler kol kola geziyor hayatın içinde. İnsan olmayı öğrenebilmemiz için böyle olması gerekiyor. Ham kalmayıp pişmemiz için… Burada mesele işin sıkıntılı, dertli taraflarıyla başa çıkabilecek bir halet-i ruhiyeye sahip olmakta…
“Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Yunus 62)“Onlar iman etmiş ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.” 63“Korku ancak gelecekle ilgili olur, yani ileride korkutan bir şeyin meydana gelmesinden dolayı korkulur. Hüzün ise ancak geçmişte olan birşeyle ilgili olur. Bu, ya geçmişte insanın hoşuna gitmeyen birşeyin meydana gelmiş olmasından ötürü, yahut da arzu edip sevdiği bir şeyi elde edememiş olmasından dolayı olur.Bazı muhakkikler şöyle demişlerdir: "Veliler için, korku ve hüznün olmamasının söylenmesi, ya onlar bu dünyada iken olur, yahut ahirette iken olur. Birincisi, şu sebeplerden ötürü olamaz;Bu, dünyada olmaz. Çünkü burası, korku ve keder yurdudur. Hele mü'min, Hz. Peygamber (s.a.s)'in şuhadislerinde de buyurduğu gibi, bundan hiç kurtulamaz: "Dünya, mü'minin (adetâ) hapishanesi, kâfirin de cennetidir"“İman etmek" kelimesi nazarî kuvvetin {tefekkür kuvvetinin) mükemmelliğine, "takvaya ermek" tabiri de amelî kuvvetin mükemmelliğine işarettir. Burada bir başka husus da, imanın, itikad ve amelin toplamına hamledilmesidir. Sonra biz "velî"yi, bütün bu hususlarda ittikâ sahibi olarak tavsif ederiz. Takva, ilim hududunda olur ve o hududu aşar. Çünkü Allah'ın celâli, beşer aklının ihata edip kavrayamayacağı derecede yücedir. Binâenaleyh sıddîk, Allah Teâlâ'yı, celâl sıfatlarından bir sıfatla tavsif ettiğinde, Allah'ın kemâl ve celâlinin, kendisinin bildiğine münhasır olmasından tenzih eder. Yine o, Allah'a ibadet ettiğinde Allah'ı,böylesi bir hizmet ve ibadete layık olmaktan tenzih eder. (Yani O'nun pek çok mükemmel tarzda yapılacak ibadetlere müstehak olduğunu düşünür.) Böylece o kimsenin devamlı olarak havf ve takva makamındaolmuş olduğu sâbıt olur.Hz. Ömer (r.a), Hz. Peygamber (s.a.s)'in: "Onlar, aralarında bir akrabalık ve alıp-verecekleri bir malolmadığı halde, birbirlerini Allah için seven kimselerdir. Allah'a yemin olsun ki onlann yüzleri nurdur ve insanlar korkup hüzünlendikleri zaman, onlar korkup hüzünlenmezler" dediğini ve bu ayeti okuduğunu rivayet etmiştir.Yine, Hz. Peygamber (s.a.s)'in: "Onlar öyle insanlardır ki, onları görenler Allah'ı hatırlarlar" buyurduğu rivayet edilmiştir. Bunun sebebi şudur: Onlarda görülen, huşu ve huzû alâmetlerinden ötürü, bir de Hak Teâlâ onlar hakkında, "Secde izinden nişanları yüzlerindedir" (Fetih, 29) buyurduğu için, onların bütün bakıp müşahede edişleri, ahireti hatırlamaya yöneliktir.Herşeyin "velî"si, ona yakın olan demektir. Allah'a mekân ve cihet bakımından yakın olmak imkânsızdır. O halde ona yaklaşmak, ancak insanın kalbi, Hak Teâlâ'yı bilmenin nuruna garkolduğunda olur. Bu kimse, baktığında, Allah'ın kudretinin delillerini görür; dinlediğinde Allah'ın ayetlerini dinler; konuştuğunda, Allah'ı sena eder; hareket ettiğinde, Allah'a kulluk ve hizmet için hareket eder, çalışıp çabaladığında, Allah'a taat için çalışıp çabalar. İşte bu şekilde de, Allah'a son derece yaklaşmış olur. İşte bu şahıs, Allah'ın velîsidir.İnsan böyle olduğunda, Allah da onun dostu ve velîsi olur. Nitekim Hak Teâlâ, "Allah imân edenlerin velîsi (yardımcısı)dır. Onları karanlıklardan nura çıkarır" (Bakara 257)Bu müjdeden maksad, sâlih rüyadır. Hz. Peygamber (s.a.s)'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Büşrâ (müjde), müslümanın kendisinin gördüğü veya senin, onun için gördüğün salih (güzel) rüyadır," Yine Hz. Peygamber (s.a.s) “Peygamberlik gitti (bitti), geriye mübeşşirât (müjdeci rüyalar) kaldı.”Bil ki ayetteki, "büşrâ" tabirini "sâdık rüya" manasına aldığımızda, ayetin zahiri bu halin ancak veliler için söz konusu olmasını gerektirir. Akı! da buna delalet eder. Çünkü Allah'ın velisi, kalbi ve ruhu zikrullaha gömülmüş kimsedir. Binâenaleyh kim böyle olur ise, uyurken de ruhunda sadece marifetullah bulunur.Marifetullah'ın ve Allah'ın celâlinin nurunun da, ancak hakkı ve doğruluğu göstereceği malumdur. Ama fikri, bu bulanık ve karanlık âlemin hallerine dağılmış kimse, uyuduğu zaman da böyle dağınık kalır.
Bu çok basit gerçeği tekrarlayın, hafifleyin, yönlendirme alın ve sorunları çok daha kolay yoldan çözdüğünüzü bulun, hatta gençleşin! Melekler yine bize kısa yoldan rahatlamanın yolunu gösteriyor. Dinleyin ve içiniz açılsın. Sezon 3 Bölüm 124Dinlemek yerine okumak ya da enerjisi mesaja uygun, özenle seçilmiş görselleri görmek, bahsedilen bağlantılara ulaşmak için https://moralev.com/Meditasyonlar, yöntemler ve zamansız makaleler için https://moralev.com/Mor Alev'i Instagram'dan takip etmek için: @moralev1111
Geleneksel olarak ABD'nin Los Angeles eyaletinde düzenlenen “Anadolu Kültürleri ve Yemek Festival”i Mayıs ayının birinci haftasında gerçekleştirildi. İki gün boyunca açık kalan festivalde, Türk yemeklerinin yanı sıra Türkiye'nin tarihi mekanlarının maketleri ve sunumları da vardı. Festivalde Türk mutfağının birbirinden lezzetli yemekleri sunuldu. Yemeklerin tadına bakan Amerikalılar, Türk yemeklerine hayran kaldılar. Tadı damaklarında kalan yemekleri tekrar yiyebilmek için yemek reyonlarının önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Türk aşçılarının yemek yapığını da izleyen Amerikalılar, her yemeği tek tek tatmaya çalıştı. Festivale gelip de Türk yemeklerinin tadına bakan insanların izlenimleri şöyleydi: Avustralya kökenli bir Amerikalı, patlıcan yemeğini tadınca aldığı lezzetten şaşkınlığını gizleyemedi. Sharon adlı Amerikalı ise favori yemeğinin köfte olduğunu söyledi. Yine Amerikalı Jane de “Türk mutfağı dünyada bir numara, farklı kültürleri içinde barındırıyor.” dedi. Festivali çok başarılı bulan Jeff ve Eloise ise gözlemeye hayran kaldıklarını söylediler. Festivale gelenler sadece Amerikalılar değildi. Farklı milletlerden de Türk mutfağı sevdalısı ziyaretçiler vardı. Örneğin Arap asıllı Nazri burasının kendisine Arap kültürünü ve akrabalarının tarihini hatırlattığını belirtti. Türk ve Arap kültürlerini birbirlerine çok yakın gördüğünü ifade eden Nazri, festivalden çok keyif aldığını vurguladı. Festivale oğluyla birlikte gelen Zae de Türkiye'yi ziyaretinin ardından, dünyada en sevdiği ülkenin Türkiye olduğuna karar verdiğini belirtti ve bu nedenle festivale ailesini de getirip onlara Türk kültürünü ve yemeklerini göstermek istediğini söyledi. Zea, “Türk yemekleri bence dünyanın en güzel yemekleri” derken oğlu da festivalde en çok Truva atından ve şehir standartlarındaki üç boyutlu maketlerden etkilendiğini, bir gün Türkiye'ye gitmeyi çok istediğini ifade etti. Amerikalılara Yemek Dersi Festivale gelenlere ders veren aşçı Süreyya Gökeri, 21 yıldır ABD'de yaşıyor. Türk yemekleri konusunda 4 yıldır profesyonel dersler veriyor. Türk aşçı Gökeri, “Burada işin de ricada bulunuldular, kabul edip, zevkle geldim. Her şey çok güzel gidiyor. Yemek dersini, içine kültür, tarih ve eğlence katarak vermeye çalışıyorum. Çok güzel ilgi var.” dedi. Amerikalılar için yapılan kolay yemek tarifleri belirten aşçı Gökeri, bunlar arasında kısır, sigara böreği, patlıcan salatası ve irmik tatlısı gibi örnekleri sıraladı. Türk aşçı Gökeri, Amerikalıların Türk yemeklerine genel anlamda ilgisini ise şöyle değerlendirdi: “Dört yıl önce yemek derslerine başladığımda kendi kendime kızdım, keşke daha önce başlasaydım, çünkü Amerikalılar Türk mutfağına çok ilgi duyuyor. Genelde orta yaş ve orta yaş üstü insanların Türk mutfağını daha fazla merak ettiğini görüyoruz. Aslında Türk yemeklerini çok tanımıyorlar ama inşallah bundan sonra onlara Türk yemeğini daha iyi tanıtıp bilmedikleri kapıları açmak istiyoruz.”
Hindistan ve Pakistan arasında Keşmir üzerinden yaşanan çekişmede yeni bir dönüm noktasına girildi. Burada yaşananlar, tüm dünya tarafından endişeyle izleniyor. Peki, Keşmir meselesi nedir ve bölgede neler oluyor?
Hiç otostop yapmış ve bu şekilde bir yolculuğa çıkmış mıydınız? Yapmadıysanız bir gün otostop çekmeyi düşünür müsünüz? Otostop yapmak sizce ne kadar güvenli? Dünya çapındaki istatistiklere bakılırsa otostop deneyimlerinin %99'u hiçbir sorun yaşanmadan sonuçlanıyor. Yani sayılara göre bu işlem sanılanın aksine hiç de korkulacak bir şey değil. Kötü sonuçlanan vaka oranı ise % 1'in bile altında. Ancak bugünkü bölümde işte bu %1'in altında kalan dilime giren bir vakamız var. Üç Avrupa ülkesini kapsayan, kilometrelerce uzunluğundaki dehşet dolu bir yolculuğa çıkıyoruz. Yaptığı sosyal sorumluluk çalışmalarıyla tanınan Alman Sophia Lösche'nin hikayesine konuk oluyoruz. Yerinizi aldıysanız tüm detayları benden dinlemeye başlıyoruz. İyi dinlemeler...Burada dinlediğiniz vakalar üzerine hazırladığım belgeselleri izlemek için YouTube'a gelin.Cem'den Dinle YouTube: https://www.youtube.com/c/CemdenDinleInstagram: cemdendinleİletişim & İşbirliği: cemdendinle@gmail.comFon Müziği / Music:Myuuhttps://www.youtube.com/user/myuujiCO.AG Music https://www.youtube.com/channel/UCcavSftXHgxLBWwLDm_bNvAMusic from https://filmmusic.io "Undaunted & Movement Proposition" by Kevin MacLeod (https://incompetech.com) License: CC BY (http://creativecommons.org/licenses/by/4.0/)
Allâhü Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.” (A'lâ s. 17-18) Dünya sevgisi gitgide artan büyüleyici bir bağımlılıktır. Onun için her geçen gün insan daha çok kazanmayı arzu eder. Dünya isteklerini hiç kimse bitiremez. Bir ihtiyacını giderirken, diğeri karşısına çıkar. Hayat biter ama yine nefsin arzuları bitmez. Mal varlığı elde etmek bizâtihî kötü bir şey değildir. kötü olan, mal sevgisi beslemektir. Para kazanmanın ve dünya sebeplerine sarılmanın haram olduğu anlaşılmasın! Biz dünyada kazanmayı kınamıyoruz, bu ihtiyaç olduğu zaman caizdir. Ancak dünya sevgisi bundan farklı bir şeydir ve haramdır. Bir hadisinde Allâh Resûlü (s.a.v.): “Dünyada bir yolcu gibi yaşa!” buyurmaktadır. Nasıl ki yolcu konakladığı yerlerde bulduklarıyla ve sırtında taşıdığı azıcık servetiyle yetiniyorsa senin dünya hayatının da bu şekilde olması gerekir. Yolculuk esnasında gecelemek amacıyla gittiğin konaklama yerinde ayakları bozulmuş bir yatak bulursan bir destekle onu düzeltmeye çalışırsın. Ancak özel bir marangozu çağırıp onu ince nakışlarla ve kusursuz işlemelerle tamir etmenin peşine düşmezsin. En fazla yapacağın şey, rahat olması için biraz uğraşman olur. Burada işin estetik boyutuna bakmazsın. Yolcu, ulaşmak istediği hedefe odaklandığı gibi senin de hayatın gayesi olan ahirete odaklanman gerekiyor. Allâh Resûlü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Dünyanın Allâh katında bir sivrisinek kanadı kadar değeri olsaydı, ondan kâfire bir yudum su dahi içirmezdi.” (Tirmizî) Bir başka hadis-i şeriflerinde ise: “Dünya sevgisi her türlü hatanın başıdır.” (Beyhakî) buyurmuşlardır. (Eşref Ali et-Tehanevî, Tehzibu'l Ahlâk,S.104)
Allâhü Teâlâ, getirdiği yükümlülüklerle kişilerin meşakkât ve sıkıntıya sokulmasını istememiştir. Buna şu nasslar delâlet eder: “O peygamber, ... onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir.” (A'râf s. 157), “Râbbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Râbbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma.” (Bakara s. 286) Hadiste ise: “Kulun bu duâsı üzerine” Yüce Allâh: “Tamam öyle yaptım” buyurdu” (İbn Kesir) denilmiştir. Yine Yüce Allâh: “Allâh kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler.” (Bakara s. 285) “Allâh size kolaylık ister, zorluk istemez.” (Bakara s. 185) “Dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır.” (Hac s. 78) “İnsan zayıf yaratılmış olduğundan Allâh sizden yükü hafifletmek ister.” (Nisa s. 28) “Allâh sizi zorlamak istemez, Allâh sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.” (Mâide s. 6) buyurur. Hadis-i şerifte de: “Hanîflik ve hoşgörüye dayalı bir şeriatla gönderildim.” (Ahmed) “Hz. Peygamber, iki şey arasında muhayyer kılınmışsa, günâh olmadıkça mutlaka daha kolay olanını tercih etmiştir.” (Buhari) buyrulur. Burada “günâh olmadıkça” diye kayıtlanmıştır. Çünkü günâhın terkinde onun sırf bir terk olması açısından bir güçlük bulunmamaktadır. Bu mânâda daha pek çok nass bulunmaktadır. Eğer Şâri' Teâlâ meşakkâti kastetmiş olsaydı, o zaman kolaylık ve hafifletmeyi murad etmiş olmaz, güçlük ve zorluğu dilemiş olurdu. Bu ise sakattır. Ruhsatların meşruluğu sabittir ve bu konu gayet kesindir. Bunlar, dinden olduğu zorunlu olarak bilinen konulardandır. Yolculuk sebebiyle namazı kısaltma, oruç tutmama, iki namazı birleştirerek kılma, zaruret halinde haram kılınmış şeyleri yeme ya da içme... gibi. Bunların mevcut ve meşru oluşu, güçlük ve meşakkâtin mutlak surette kaldırılmış olduğuna kesin bir delildir. (Şatıbi, el-Muvâfakat, İslâmi İlimler Metodolojisi,c.2,s.121-122)
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Ulaşmış olduğunuz bu kanal kapsamındaki gerek sözel gerekse de grafik bilgiler ulaşılabilen ilk kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil ve surette olursa olsun herhangi bir karar dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla toplanmıştır. Mesele Ekonomi, her an hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Genel anlamda bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olan işbu site kapsamı bilgiler hiçbir şekil ve surette Mesele Ekonomi YouTube kanalı herhangi bir taahhüdünü tazammun etmediğinden, bu bilgilere istinaden her türlü özel ve/veya tüzel kişiler tarafından alınacak kararlar, varılacak sonuçlar ve oluşabilecek her türlü riskler bizatihi bu kişilere ait olacaktır. Hiçbir şekil ve surette ve her ne nam altında olursa olsun, her türlü gerçek ve/veya tüzel kişinin gerek doğrudan gerek dolayısı ile uğrayacağı maddi ve/veya manevi zararı, kâr mahrumiyeti, velhasıl her ne nam altında olursa olsun uğrayabileceği zararlardan hiçbir şekil ve surette Mesele Ekonomi YouTube kanalı sorumlu tutulamayacaktır.
Nuru'l-Izah isimli eserinde Hasan b. Ammar eş Şürünbülali (r.âleyh) şöyle demiştir: Hasta ve özürlü olmayan sağlam erkeklere imam olacak kişide bulunması gereken şartlar altıdır. Bunlar: 1. İslâm (Müslüman) olmak 2. Bulûğ: Bu şart buluğa ermiş fertlerden oluşan bir cemaate imam olmak için gerekli olan bir şarttır. Yoksa buluğa ermemiş çocuklardan oluşan bir gruba imam olmak için baliğ olmak ayrıca şart görülmemiştir. Yani çocukların kendi aralarında yapacakları cemaat sahihtir. 3. Akıl 4. Erkek olmak: Bu şart, erkeklere imam olmak için gereklidir. İleride geleceği üzere; kadınlara imam olmak için erkek olmak şart değildir. Kadının diğer kadınlara imam olması sahihtir. Fakat mekruh olduğundan dolayı kadınların diğer kadınlara imamlık yapmaları doğru ve caiz görülemez. Ancak buna rağmen yapacak olurlarsa kadınlardan biri öne çıkmadan safın ortasında durup diğerlerine imamlık yapar. Bu şekilde kılacak oldukları namaz fasit ve batıldır denmez. 5. Kıraat: Kifayet edecek miktar Kur'an-ı Kerim okuyabilmesi. 6. Burun kanaması, dil tutukluğu-pelteklik gibi özürlerin bulunmamasıyla birlikte namaza mani olacak abdestsizlik, necaset ve avretin açılması gibi bir durumun bulunmaması. Aynı özür sahiplerinin biri diğerine imam olabilir. Burada aranan esas kural; imam olanın hâli cemaat olanın hâlinden daha kuvvetli veya ona müsavi (eşit) olmasıdır. (Sualli Cevaplı İslam Fıkhı,c.3 ,s.9)
Burada açıklama linkleri çalışıyor mu hiçbir fikrim yok. Baychowski'nin oyunu Run For Your Knight'a buradan ulaşabilirsiniz: https://baychowski.itch.io/run-for-your-knight
Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiğim programın bu haftaki konuğu Serpil Çakar. 1981 yılında Iğdır'da Azeri kökenli şifacı bir aileye doğan Serpil, daha küçük yaşlarda şifa yolculuğuna başladı. Iğdır'dan İzmir'e taşınmasıyla hayatında büyük bir kırılım yaşayan Serpil, 24 yaşına geldiğinde iletişim ajansında çalışmaya başladı. Ajans patronun kendisini reiki toplantılarına götürmesiyle reiki ile tanışan Serpil, farklı şifa teknikleri ile de çalışmaya başladı. Regresyon terapisiyle tanışan Serpil, Tülin Etmeyez ile çalışmaya başladı. Ardından yoga eğitimi için Hindistan'a giden Serpil, işten çıkarıldı ve Nepal'e gitmeye karar verdi. Burada yaptığı bir çalışmada kendiyle yüzleşen Serpil, seyahatini uzatarak bir yıl yolculuğunu uzatarak şifa yolculuğuna devam etti. Regresyondan, Geleneksel Çin Tıbbına, su terapisinden iç organ masajına kadar farklı eğitimler alan Serpil'in çalışmalarını ve paylaşımlarını https://www.instagram.com/butunsel_sifa_terapileri/ Instagram adresinden takip edebilirsiniz. Keyifli dinlemeler :)*****Nisan Ayı AŞK Buluşmasına Katılmak İster Misin?18 Nisan Cuma saat 20:30'de çevirimiçi (Zoom) gerçekleşecek buluşmamızda Sevgili Fulya Nanba ile AŞK Oyununda Sinir Sistemi Aktivasyonları, ardından Sevgili Aysu Erdoğdu ile farkındalıklı temas için elleri uyandırma yapacağız. Detaylar ve kayıt formuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsin. https://forms.gle/TueUKWM1oCZTKT9q8*****Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı Desteklemek İster Misin? :)Hiçbir maddi destek almadan 5 yıldır gönüllü sürdürdüğüm bu programın içeriğini beğeniyor ve hayatına bir katkı sunduğuna inanıyorsan, beni ve programı maddi olarak da desteklemek istersen, https://kreosus.com/ask üzerinden ister aylık, ister tek seferlik katkı sunabilirsin :)*****Artık Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nın Whatsapp Grubu var :)https://chat.whatsapp.com/D29r8vCHBN6ARYI6UTJtYpDuyuruları, geri bildirimleri paylaştığımız bu alanda olmak istersen, yukarıdaki linkten gruba dahil olabilirsin.*****Yazılarımı ve yolculuklarımı takip etmek istersen; https://www.instagram.com/didemmollaoglu/*****Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı aynı zamanda Spotify ve Apple Music'den podcast olarak dinleyebilirsin. https://open.spotify.com/show/312t5k7BqvGSv7c9l88Y6Z https://podcasts.apple.com/tr/podcast/anadolunun-şifacı-kadınları/id1519077215*****Ben Kimim? 2016'da tüm eşyalarını satarak çıktığı yolculukta henüz kendine doğru bir yolculukta olduğunu bilmiyordu. Ta ki yuvasından binlerce kilometre uzaklıkta Anadolu onu çağırana kadar. Yuvasına dönüşüyle birlikte kendi şifa yolculuğu başladı. Çünkü bir ağacın yeşermesi için önce köklerinin iyileşmesi gerektiğini biliyordu ve kökleri bu kadim topraklardaydı. Çıktığı bu yolculukta Maya Şamanizmden yogaya, yogadan tasavvufa uzanan farklı ilimlerin peşinden gitti, birçok eğitim aldı. Anadolu'nun Şifacı Kadınları'nı konuk ettiği bir podcast yapan Didem kendi deyimiyle Aşk'ı arayan bir aciz kul, yolcu. ***** Light Of Daytime by Vlad Gluschenko | https://soundcloud.com/vgl9 Music promoted by https://www.free-stock-music.com Creative Commons / Attribution 3.0 Unported License (CC BY 3.0) https://creativecommons.org/licenses/by/3.0/deed.en_US
1. Cebinden para çıkarmadan önce şu soruyu netleştir: “Harcama yapmayı düşündüğüm yerde harcamasam ne zararım olacak?” Zararın olmazsa harcamaktan uzak dur. Eğer zararın olduğunu düşüyorsan, yine de konuyla ilgili bir bilene danış ve onun dediklerine göre hareket et. Burada “zarar” ile kastettiğimiz şey, Şer-i Şerif ‘in ölçüsüyle kesin zarardır. Muhtemel zarar ise göreceli olduğu için bir ölçü olamaz. Resûlullâh (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdular. “Kurtarıcı 3 şeyden biri, varlıkta, yoklukta, zenginlikte ve fakirlikte iktisada riayet etmektir.” 2. Salih insanların hayat tarzını kendine kılavuz kıl. Bozulmuş toplumun dediklerine dikkat etme. 3. Helâl yerde de az harca ki, sende daha fazla kazanma arzusu oluşmasın. 4. Süfyan es-Sevrî (r.âleyh) şöyle derdi: “Bugünkü dünyada mal, imânı korumak için kalkan gibidir. Senin malın varsa, doğru bir şekilde kullanmaya ve artırmaya özen göster. En azından malını koruma altına al. Çünkü öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, iflas edersen, ilk önce dinden uzaklaşmış olursun.” Süfyan (r.âleyh) devamında “Helâl mal israfı kâbul etmez.” dedi. Yani helâl yoldan kazanılan para az olduğu için israf edildiğinde biteceği için israfı kâbul etmez. Allâhü Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Asmalı ve asmasız üzüm bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan O'dur. Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkını (zekât ve sadakasını) verin; ama israf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez.” (En'am s. 141) “Çünkü (malını) saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Râbbine karşı çok nankördür.” (İsrâ s. 27) (Eşref Ali et-Tehanevî, Tehzibu'l Ahlâk,s.118)
Dua, itiraf etmektir. “İlahî!.. Suçluyum, günahkârım ama pişmanım, beni affet” demektir. Burada muhtemel hatta mutlak cezanın korkusundan çok Cenab-ı Hakk'ın rızasını kaybetmenin ezikliği vardır. Günahtan duaya açılan yolun kapısı samimiyettir. Ve pişmanlık, o gönül yangını, o muhteşem duruş duanın ilk kıvılcımı.
Yıl 2020. Pandeminin dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Sokağa çıkma ve seyahat kısıtlarının olduğu tarihlerde 911'e bir ihbar geldi. İhbarda gecenin karanlığında yasakları delen bir arabadan bahsediliyordu. Polis bunun sıradan bir yasak ihlali olduğunu düşündü ve aracın peşine düştü. Ancak olay hiç de öyle basit değildi. Aracı bulan ekipler korkunç bir şeyle yüzleşeceklerdi. Arkasında tüyler ürpertici bir hikaye yatan karanlık bir vakayı aydınlatacaklarını bilmiyorlardı. Bu bölümde sizleri ada ülkesi İngiltere'ye götürüyorum. Yaşananları benden dinlemeye hazırsanız başlıyoruz. İyi dinlemeler...Burada dinlediğiniz vakalar üzerine hazırladığım belgeselleri izlemek için YouTube'a gelin.Cem'den Dinle YouTube: https://www.youtube.com/c/CemdenDinleInstagram: cemdendinleİletişim & İşbirliği: cemdendinle@gmail.comFon Müziği / Music:CO.AG Music https://www.youtube.com/channel/UCcavSftXHgxLBWwLDm_bNvAMusic from https://filmmusic.io "Undaunted & Echoes of Time" by Kevin MacLeod (https://incompetech.com) License: CC BY (http://creativecommons.org/licenses/by/4.0/)
Cihâd-ı mukaddes îlânını, tâ Avustralya'da duyan iki Osmânlı Türkü'nün iftihâr edilecek destanı: Bunlar Avustralya'nın “Silver City” şehrine yerleşmiş iki Osmânlı'dır. Orada çalışarak hayâtlarını kazanmaktadırlar. Günün birinde Halîfelerinin İngilizlere karşı Sancak-ı Şerîfi çıkardığını ve bütün müslümânları cihâda çağırdığını öğrenirler. Bu sırada Çanakkale Cephesi'ne gönderilmek üzere Avustralya'dan asker toplanmaktadır. Bu iki genç, şehrin vâlisinin huzûruna çıkarak şöyle derler: “Halîfemiz size karşı harp ilân etmiş. Bizim de buna icâbet etmek vâzifemizdir. Fakat biz sizin bu kadar zamândır ekmeğinizi yedik. Bırakın gidelim. Sizinle cephede savaşalım. Burada size karşı bir harekette bulunmayı nankörlük sayıyoruz.” Vâli gülmüş ve onları reddetmiş: “Bizi tehdid mi ediyorsunuz? Haddinizi bilin, edebinizle oturun yerinizde!” Bizimkiler de: “Eh ne yapalım, bizden günâh gitti” diye söylenerek uzaklaşmışlar. Hemen neleri varsa hepsini satmışlar. İki makinalı tüfekle bol cephane edinmişler. Sonra? Sonra da Çanakkale'ye gönderilmek üzere lîmânâ sevk edilecek olan Anzak askerlerini taşıyan trenin geçeceği dar bir boğaza gidip mevzilenmişler. Namâzlarını kılıp helâllaştıktan sonra, kazdıkları siperlere yerleşmişler. Üzerinde elde dikilmiş bir Osmânlı bayrağının dalgalandığı bu siperlerin hizâsına gelince, raylar üzerine yığılan taşlar treni durdurmuş ve o tren, yedi yüz Anzak askerini ölü ve yaralı olarak bırakmak zorunda kalmış. Etraftaki tepelerde kalabalık Osmânlı kuvveti arayan düşmân, bütün bu savaşı verenin sâdece iki şehîd kahraman olabileceğine çok zor inanmış. Neredeyse bizim bugünkü aydınlarımız kadar gâfil olan ve İslâm'ın gönüllerdeki hâkimiyetini bilemeyen İngiliz vâliye de o iki kahramanın mübârek naaşlarını selâmlamaktan başka yapacak bir şey kalmamış.(Basından Derleme)
Gazeteci ve yazar Musa Özuğurlu'ya göre Suriye'nin sahil kesiminde örgütlü bir Alevi hareketi yok. “Esad artıkları” argümanının kanunsuzluklar için bir kılıf olduğunu vurgulayan Özuğurlu, Suriye'deki yabancı savaşçıların da devlet düzeyinde bir aktör tarafından yönlendirildiğini kaydetti.
Bu bölümde yeme bozukluklarında uzman koçlar ve psikologlar arasındaki farkı konuşuyoruz. Burada da belirtmek isterim ki ikisinin yaptığı iş tanımı farklı olup, biri diğerinin yerine geçmez. Koçluk ve terapistlik birbirini bütünler, biri diğerinin yerini tutmaz. Bana ulaşmak isteyenler iremwlazlo@gmail.com dan yada Instagram hesabım @antidietfoody den ulaşabilirler. Sağlıkla kalın, sevgiler. İrem
Bu bölümde konuğum yönetim ve kariyer danışmanı Deniz Günaydın.Deniz, 2008 yılında kurduğu Collective Minds'da koçluk ve deneyim yoluyla organizasyonel kolektif güç ve değer zinciri oluşturma üzerinde çalışıyor. Yine kariyer ve iş modeline etkili bir şekilde yön vermek isteyen bireylere, kendilerini keşfetmeleri, gelişme, dönüşüm yolculuklarında rehberlik etmeye çalışıyor.Deniz kurumsal iş hayatını önce içeriden sonra dışarıdan yaptığı gözlemler sayesinde çok güzel analiz ediyor bence.Sohbetimizde önce beyaz yakalıları masaya yatırdık. Deniz, beyaz yakalıların temelde gelir elde etmek, tatmin edici bir kariyere sahip olmak ve güç/itibar kazanmak gibi üç temel amaç güttüğünü, ancak bu amaçlara ulaşmada yaşadıkları zorlukların onları tükenmişliğe ve mutsuzluğa sürüklediğini anlattı. Burada şirketlerin de, iç iletişim kopukluğu, sürekli değişen gündemleri ve eksik kadroyla çalışma gibi uygulamalarıyla çalışanların iş yükünü artırıp bu duruma katkıda bulunduğuna inanıyor.Deniz bu tabloda beyaz yakalının kurtuluşunun yolunun ise özgür yakalı olmaktan geçtiğini söylüyor. Deniz'e göre özgür yakalı olmak, sistemin dayattığı kalıplardan sıyrılıp kendi özgün değerlerini, yeteneklerini ve karakterini kullanarak iş hayatında değer yaratmak anlamına geliyor. Bu konuda da masterclass veya danışmanlık yollarıyla tavsiyelerini paylaşıyor.Deniz, Barış Müstecaplıoğlu'nun yeni kurduğu Türkiye Yaratıcılık Hareketi'nin de yöneticilerinden. Türkiye'de yaratıcı düşüncenin gelişmesini ve yaygınlaşmasını amaçladıklarını ve bu konuda atacakları ilk adımları aktardı.Beyaz yakalıların kaçırmaması gereken bir sohbet olduğuna inanıyorum.Deniz Günaydın'ın LinkedIn profili:https://www.linkedin.com/in/deniz-ince-günaydınDeniz Günaydın'ın Masterclass'larına erişebileceğiniz Web sitesi:https://hellodeniz.com/Deniz Günaydın'ın Instagram hesabı:https://www.instagram.com/hellodenizgunaydin/Support the show
"İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz. Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükafatlandıracağız." (Ankebut 7) “Ayet, amellerin imandan maksûd olan, gaye edinilen şeye dâhil olduğunu gösterir. Çünkü günahların bağışlanması ve amellerin en güzeli ile mükâfaatlandırılması işi, Sâlih amellerin işlenmesi şartına bağlanmıştır. Çünkü ameller, imanın meyvesidir. Bunu şöyle bir misalle açıklayabiliriz: Bu, tıpkt meyve veren bir ağaca benzer. O ağacın damarlarının ve dallarının ağaçtan olduğunda şüphe yoktur. Fakat yerden çektiği su ve etrafını çevreleyen o toprak ağaca dahil değildir. Fakat meyvesi, ancak kendisine dahil olmayan bu su ve toprak sayesinde elde edilmiştir. İşte iman ile amel-i salih münasebeti de böyledir. Hem sonra o ağacın etrafını, işe yaramaz otlar, zararlı dikenler sararsa, meyve mutlaka az olur. Eğer bunlar büsbütün o ağaca hükümran olur, onu mağlub ederlerse, ağacın hiç meyvesi olmaz ve ağaç kurur. İşte günahlar da imana bu tesiri yapar. Amel-i sâlih, kendi kendine bakî kalamaz. Çünkü o bir arazdır, cevher değildir. O, âmili (yapanı) ile de kalamaz. Çünkü Cenâb-ı Hakk, onu yapanın (kulların) helak olacaklarını bildirmiştir ve "Allah´ın zâtı dışında herşey helak olacaktır" (k&mb, se) buyurmuştur. Binâenaleyh amel-i Salih´in bakî oluşunun, mutlaka bakî olan birseyden dolayı olması gerekir. Fakat bakî olan, sadece Allah´ın zâtıdır. Çünkü Cenâbn Hak, "Allah´ın zâtı dışında herşey helak olacakhr" buyurmuştur. Binâenaleyh o amelin bakî kalabilmesi ve sâlih olabilmesi için, Allah rızası uğrunda yapılmış olması gerekir. Allah rızası için olmayan şeyin ise, ne kendisi, ne yapanı ve ne de uğruna yapıldığı şey ile bakî kalamaz, dolayısıyla da sâlih amet olamaz, O halde amel-i sâlih, mükellefin, sırf Allah rızası için yaptığı şeylerdir. Sâlih ameller "yükseltilir". Çünkü Cenâb-ı Hak, "Amel-i sâlihi (hoş kelimeler) yükseltir" (Fâtır, 10) buyurmuştur. Fakat amel-i sâlih, kelime-i tayyibe (kelime-l tevhid, yani iman) ile yükselir. Mükelleflerin amelleri üç kısma ayrılır: Tefekkürü, inancı ve tasdiki demek olan, kalbinin amelleri; zikri ve şahadeti demek olan, dilinin amelleri; taatı ve ibadeti demek olan, uzuv ve bedenlerinin amelleri. Binâenaleyh bedenî ibadetler, kendi başlarına değil, ancak diğerleri sayesinde yükselebilirler. Doğru söz ise, ayette de beyan edildiği gibi, kendi kendine yükselebilir. Kalbin ameli demek olan tefekkür ise, ona İner. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, en yakın semaya iner ve "Yok mu bir tevbe eden, tevbesini kabul edeyim" diye nida ecfer. "Tevbe eden", kalbi ile pişmanlık duyandır. Yine, Hz. Peygamber (s.a.s) "Allah Azze ve Celle, buyuruyor ki: "Ben, kalbi kırık ve mahzun olanların yanındayım” yani "Kendi aczini ve Benim kudretimi, kendi önemsizliğini ve Benim azametimi düşünenlerin yanındayım" demiştir. Bu, aklen de böyledir. Çünkü kim, Allah´ın nimetleri hususunda tefekkür ederse, Allah´ı bulur ve O´nu zihninde tutar. Burada bahsedilen "daha güzel mükâfaat", cennet dışında bir mükâfaattır Çünkü mü´min cennete imanı sayesinde girecektir. Çünkü cennet onun kötülüklerini örter. Kötülükleri örtülmüş olan kimse ise cennete girer. O halde "en güzel (daha güzel) mükâfaat" cennetten başka birşey olup, bu da hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın aklına gelmeyen birşeydir. Bunun rü´yetullah (Allah´ı görme) olması, uzak bir ihtimal değildir.
#dolar #faiz #ekonomi Ekonomist Haluk Bürümcekçi ile dolarizasyondaki değişimi, reel kurdaki değerlenmeyi, bütçe açığını ve enflasyon-faiz dengesindeki son durumu konuştuk.İyi dinlemeler... Mesele Ekonomi'ye destek olmak için: https://www.youtube.com/MeseleEkonomi/join Daha fazla Mesele Ekonomi içerikleri için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz! Twitter'da takip etmek için: https://twitter.com/MeseleEkonomi Spotify'dan dinlemek için: https://sptfy.com/mesele-ekonomi Instagram'da takip etmek için: https://instagram.com/meseleekonomi/ Linkedin'de takip etmek için: https://linkedin.com/company/meseleek...Yasal Uyarı: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Ulaşmış olduğunuz bu kanal kapsamındaki gerek sözel gerekse de grafik bilgiler ulaşılabilen ilk kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil ve surette olursa olsun herhangi bir karar dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla toplanmıştır. Mesele Ekonomi, her an hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Genel anlamda bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olan işbu site kapsamı bilgiler hiçbir şekil ve surette Mesele Ekonomi YouTube kanalı herhangi bir taahhüdünü tazammun etmediğinden, bu bilgilere istinaden her türlü özel ve/veya tüzel kişiler tarafından alınacak kararlar, varılacak sonuçlar ve oluşabilecek her türlü riskler bizatihi bu kişilere ait olacaktır. Hiçbir şekil ve surette ve her ne nam altında olursa olsun, her türlü gerçek ve/veya tüzel kişinin gerek doğrudan gerek dolayısı ile uğrayacağı maddi ve/veya manevi zararı, kâr mahrumiyeti, velhasıl her ne nam altında olursa olsun uğrayabileceği zararlardan hiçbir şekil ve surette Mesele Ekonomi YouTube kanalı sorumlu tutulamayacaktır.
Varsayılan Ekonomi'de Bahadır Çelebi soruyor, Enes Özkan yanıtlıyor:Merkez Bankası faizi neden sabit tuttu?Bu yıl faiz indirimi olur mu?Yeni vergiler ne anlama geliyor?00:00 Giriş00:20 Fuat Keyman'ın vefatı02:48 Merkez Bankası'nın şu an "dişe dokunur" etkisi var mı?09:17 "Ekonomideki hatalar düzelir" ya sonuçları?14:38 "Merkezin faiz inadı üretimi düşürüyor" mu?21:58 "Kredi limitine vergi" ve diğer yeni vergiler25:20 Merkez Bankası faizi ne zaman indirmeli?27:30 Savunma Sanayi Fonu ve savunmada (özellikle hava) Türkiye ne durumda?35:25 Bu ortamda ev/araba almak mantıklı mı?36:50 Enflasyon %30'da katılaşır mı?40:00 Yurt dışı bireysel alışveriş sınırının 30 euro olmasıyla ne hedefleniyor?45:10 2025 BTC tahmini?47:06 Reklam kuşağı :)NOT: Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayınlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Teknolojinin çok hızlı ilerlediği günümüz dünyasında birçok icat bizler için vazgeçilmez hale geldi. Hayatımızda en önemli yere sahip icatları konuştuğumuz bu bölümümüzde Berkin, Feyza ve Onur bu icatların hangilerinden asla vazgeçemeyeceklerini ve hangilerinden vazgeçebileceklerini tartıştılar. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Onur: [0:22] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Onur. Bugünkü bölümümüzde Feyza ve Berkin'le birlikteyiz. Nasılsınız öncelikle? Feyza ile başlayalım. Feyza: [0:35] İyiyim. Onur sen nasılsın? Emin diyecektim. Onur: [0:38] Ben de iyiyim. Alışkanlık olmuş. Genelde Emin açılış yapıyor. Burada olmadığı için ben yapıyorum. Ben iyiyim. Teşekkür ederim. Sen nasılsın Berkin? Berkin: [0:48] Ben de iyiyim Onur. Senin de iyi olduğunu duyduğuma sevindim Feyza. Dünyayı değiştiren önemli icatlar Onur: [0:53] Evet. Bugünkü bölümümüzde icatlar hakkında konuşacağız. Sizce en önemli icat hangisi? Vazgeçemeyeceğiniz, onsuz yapamayacağınız icatlar hangileri? Bu konu üzerinde konuşacağız. Öncelikle fikirlerinizi alalım. Sizce en önemli icat nedir günümüzde? Berkin: [1:10] Yani günümüzde mi yoksatarih boyu mu düşünelim bunu? Onur: [1:15] Önce tarih boyu diyelim sonra günümüzde diye düşünelim. Berkin: [1:20] Ya şimdisonuçta tüm teknolojik gelişimler bir noktadan başlamıştır ya... Hani sonuçtasıfırdan başlıyor ve dalga dalga dallanarak budaklanarak ilerliyor. Dolayısıyla burada tekerleğin icadı falan gibi... Feyza: [1:39] Yok... Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
İnsanların alışkanlıkları ve davranışları onun kişiliği hakkında önemli ipuçları veriyor. Burada 12 davranışın hangi ipuçlarını verdiğini anlattım.
Çavuşesku'nun Termometresi'nde bu hafta Melis Konakçı moderatörlüğünde Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç Eskişehir'deki ABD benzeri saldırıyı, Amerika seçimlerinin Türkiye'ye etkisini konuşuyor; Dr. Adem Yılmaz ise ise Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle kaleme aldığı "Tereddütten Savunmaya: Liberalizm ve Muhafazakârlık İlişkisi" makalesinin* özünü ve iddiasını anlatıyor.Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayınlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Çavuşesku'nun Termometresi'nde bu hafta Melis Konakçı moderatörlüğünde Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç TBMM'de yaşanan kavgayı ve AK Parti'nin transferlerini konuşuyorlar; Doç. Dr. Armağan Öztürk ise Friedrich Naumann Vakfı'nın desteği ile kaleme aldığı “Liberalizm ve Sosyal İlerlemecilik” makalesinin* özünü ve iddiasını anlatıyor.Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayınlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Çavuşesku'nun Termometresi'nde bu hafta Melis Konakçı moderatörlüğünde Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç, Bakan Şimşek hakkındaki istifa iddialarının kökenlerini ve muhalefetteki son tartışmaları konuşuyorlar. Hünkâr Özgü Alıcı ise Friedrich Naumann Vakfı'nın desteği ile kaleme aldığı “Özgürlüğün Tonları: Liberalizm ve Liberteryenizm Karşılaştırması” makalesinin* özünü ve iddiasını anlatıyor.Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayınlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Çavuşesku'nun Termometresi'nde bu hafta Melis Konakçı moderatörlüğünde Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç, teğmenlerin yemin törenini, kurultay öncesinde CHP'nin gündemini ve Yeniden Refah Partisi'nin son durumunu konuşuyorlar.Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayımlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Çerçeve'nin yeni bölümünde Mert Söyler ve İlkan Dalkuç; Tuncay Özkan'ın X paylaşımı sonrası yaşanan tartışmaları, Demokrat Parti ile DEVA arasında kurulacağı açıklanan yeni meclis grubunu ve Tuğrul Türkeş'in Gezi Tutukluları hakkındaki açıklamalarını konuşuyorlar.Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayınlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Herhalde kişileri konuşmayan hiç kimse yoktur. Elbette konuşacağız hepimiz insanız. Burada önemli olan kişilerden ziyade konulara odaklanarak konuşmak. Keyifli dinlemeler... organikbeyinlerpodcast@gmail.com https://www.instagram.com/organikbeyinlerpodcast/
Çerçeve'nin yeni bölümünde Mert Söyler ve İlkan Dalkuç; Altaylı-Kılıçdaroğlu polemiği üstünden CHP içi tartışmaları, yeşil pasaport için verilen kanun tekliflerini ve yeni gümrük düzenlemesini konuşuyorlar. Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayınlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Çerçeve'nin yeni bölümünde Aybike Boyacıoğlu ve İlkan Dalkuç Mehmet Şimşek'in vergi politikalarını, Instagram'ın yasaklanmasının kimi mağdur ettiğini konuşuyorlar.Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle yayınlanmıştır. Burada ifade edilen görüşler yalnızca konuşmacılara aittir. Bu görüşler Friedrich Naumann Vakfı'nın görüşlerini yansıtmayabilir.Become a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/daktilo1984--5970640/support.
Olası-Kast'ta bu hafta Sinan Tartanoğlu, AKP'nin çift maaşlı gözde bürokratlarını anlatıyor. Dikkat! Burada çok fazla isim, çok fazla makam-mevki okuyacaksınız. “Aynı zamanda” sözcüklerini yan yana ve sık sık göreceksiniz. Tıpkı Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı, Başdanışman, Bakan Yardımcısı gibi… Şirketler, yönetim kurulu üyelikleri havada uçuşacak. Yeteneği hissedecek, başarı merdivenlerini üçer beşer atlayanları öğreneceksiniz… Ama… Gözleriniz biraz olsun liyakat arayacak… Hak edenin haklı hikayesini duymak isteyeceksiniz. Bakalım istediğinize ulaşabilecek misiniz?
Sahteliklerle dolu hayatımızda hepimiz bir yanımızla face painter değil miyiz? Bence değiliz, alakası yok... Burada kastedilen başka bir şey. Lütfen olan biteni doğru anlamadan yorum yapmayalım. Gerek yok!