POPULARITY
Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırmayı ve İsrail'in deniz ablukasını kırmayı amaçlayan Küresel Sumud Filo'sunun ilk kafilesi İspanya'dan hareket etti. Bu bölümde Türkiye'den katılan aktivistlerin hazırlıklarını, filonun uluslararası boyutunu, Tunus'taki atmosferi yönetmen ve aktivist Tülay Gökçimen, İtalya'daki son gelişmeleri ise gazeteci Ersin Çelik aktardı.
Filo eğitimlerinin beşinci günündeyiz. Yoğun ve zor kısmı bitti. Neden mi “zor” dedim? Filo yola koyulunca nelerle karşılaşabileceğimize dair uygulamalı eğitimlerden geçtik. Hemen her yayında bana “İsrail müdahale ederse ne yapacaksınız?” sorusu yöneltiliyor.
In dieser spannenden Episode begrüßt Benjamin einen echten LinkedIn-Insider: Ersin, Gründer von Talify. Gemeinsam tauchen sie ein in die Welt von LinkedIn und beleuchten, wie Unternehmen die Plattform optimal nutzen können. Ersin erzählt, wie er seine Leidenschaft für Recruiting mit seiner Erfahrung bei LinkedIn verknüpft hat, um Unternehmen dabei zu helfen, ihr volles Potenzial auszuschöpfen.Die beiden diskutieren über die aktuellen Trends auf LinkedIn – von Videos über Personal Branding bis hin zu Corporate Influencer-Programmen – und geben wertvolle Tipps, wie man als Einzelperson oder Unternehmen sichtbarer wird. Ersin teilt außerdem, wie man Hemmungen abbaut, Content postet und sich Schritt für Schritt in die Plattform einarbeitet.Mehr zu Ersin und Talify:https://www.linkedin.com/in/ersin-erdem/https://www.linkedin.com/company/talify-gmbh/https://www.workshops.talify.de/https://www.talify.de/Paul's Job:https://paulsjob.ai/https://www.instagram.com/paulsjob/https://www.linkedin.com/company/paulsjob/https://www.youtube.com/@paulsjob/featuredHR Visionaries International:https://open.spotify.com/show/2uwo54DBhRdeVdmqKocnXT?si=54383b1a24af4ac2https://podcasts.apple.com/de/podcast/hr-visionaries-international/id1711042208https://www.youtube.com/@paulsjob/featured
Filoyla ilgili merak edilen bir soruyu yanıtlayarak başlayayım. Barselona, Tunus, İtalya ve Yunanistan'dan kalkan gemiler Akdeniz açıklarında ne zaman buluşup, Gazze'ye doğru dümen kıracaklar?
İtalya'da üçüncü günümüz. Dün gece kaldığımız evde Türkiye'den gelen ve filoya Avrupa'dan dahil olan Türk aktivistleri ağırladık. Toplamda 12 kişiydik. Durum değerlendirmesi yaptık, Akdeniz'e açıldıktan sonraki olası senaryoları saatlerce konuştuk. Bu buluşma hepimize çok iyi geldi; kendimizi, zorlu olacağını bildiğimiz deniz yolculuğuna zihnen hazırlamanın büyük bir eşiğini aştık.
Catania Havaalanı'na indiğimizde tedbiren, üzerlerimizdeki Filistin kefiyelerini çantalarımıza koyduk. Ne olur ne olmaz diye düşündük. Birkaç ay önce Mısır'da yaşadıklarımızın etkisindeydik. Global Sumud Filosu'na katılmak için İtalya'dan hareket edecek kafilede yer alacak altı kişiyiz. Aramızda konuşuyorduk. Pasaport sırasındayken önümdeki hanımefendi dönerek, “Yardım götürecek gemiler için geldiniz sanırım” dedi. Türk'tü.
Türkiye kritik bir dönemeçte. Ersin Kalaycıoğlu ile Siyasetname'nin 69. bölümünde, “Terörsüz Türkiye” süreci kapsamında kurulan komisyonun hukuk devleti açısından ne ifade ettiğini konuştuk. Komisyonun gerçekten bir çözüm üretip üretemeyeceğini, yargı bağımsızlığı, partizanlık, demokrasi algısı ve özgürlükler bağlamında değerlendirdik. Ayrıca süreçte kullanılan kavramların belirsizliğinin nasıl yeni çıkmazlara yol açabileceğini ele aldık. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Harvard mezunu yazılımcı İbtihal Ebu Saad, geçtiğimiz nisan ayında Microsoft'un 50. yıldönümü partisinde ayağa kalkmış ve tüm dünyanın dikkatini çeken bir eylemde bulunmuştu.
İrili ufaklı onlarca tekneden oluşan tarihin en büyük sivil deniz filosu Gazze'ye doğru yola koyulacak. Akdeniz'deki farklı ülkelerin limanlarında demirli onlarca gemide hummalı bir çalışma var. Hazırlıklar çok büyük oranda tamamlandı. Dünyanın her noktasından, farklı milletlerden ve inançlara mensup; aktivistler, insan hakları savunucuları, doktorlar, sanatçılar, din adamları, gazeteciler, avukatlar ve denizciler soykırım altındaki Gazze'ye nefes olmak, ablukayı kırmak ve insanî koridor açmak için “Global Sumud Flotilla” çatısı altında bir araya geldiler.
Galler'in kuzeyinde bir tepenin uzaktan çekilmiş bir videosu, ülkemizde de haber oldu. Başlarında kipa olan bir grup Yahudi erkek, kaya parçalarıyla yapılmış devasa bir haç sembolünü bozuyor, yerine ise bir Davut Yıldızı inşa ediyorlar. Görüntüler bir Facebook sayfasında yayınlandı ve hızla yayıldı. Bu video Batı'da Yahudilere duyulan öfkenin patlama işaretlerinden olabilir.
Kahire'den yola çıkıp, arama noktalarını türlü maceralara aşarak Mısır'ın İsmailiye şehrine vardığımda navigasyonu açmış ve Refah Sınır Kapısına ne kadar uzaklıkta olduğumuza bakmıştım. Gazze'ye 210 kilometre uzaklıktaydık. Bunu bilmek, görmek ve o an orada, Gazze'ye her zamankinden çok daha yakınlarda olmak çok farklı bir duygu. Izdıraptı aslında. Üzerinden iki ay geçti. Arada kendimi yokluyorum. O anda kalmışlık hissi var üzerimde.
Odağı Gazze olan üç önemli çalışmayı yakından takip ediyorum. İlkini son yazıda duyurmuştum. Onlarca gemi Akdeniz'den Gazze'ye doğru dümen kıracak. Sefer günleri yaklaşırken hazırlıklar da bitme aşamasında. Yanıtı merak edilen sorular ve yeni bilgiler var, onları sonraki yazıda aktaracağım.
Tam bir yıl önceydi. Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayan ve 7 Ekim'de İsrail'in saldırıları başlayınca yerlerinden edilen diğer insanlar gibi evlerini terk eden Muhammed el-Kumsan ile Cumann Arfa çifti daha iç kesimlerdeki Deyr el-Belah'a yerleşmişlerdi. Henüz bir yıllık evliydiler. İkisi de eczacılık yapıyor ve anne-baba olmak için gün sayıyorlardı. Artık bir apartmanın en üst katındaki köşe dairede oturuyorlardı. Şimdilik daha güvenli bir evdi. İşte o gün gelmiş ve 10 Ağustos'ta biri kız diğeri erkek ikiz bebeklerini kucaklarına almışlardı.
Tam bir yıl önceydi. Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayan ve 7 Ekim'den sonra İsrail'in saldırıları başlayınca yerlerinden edilen diğer insanlar gibi evlerini terk eden Muhammed el-Kumsan ile Cumann Arfa çifti daha iç kesimlerdeki Deyr el-Belah'a yerleşmişlerdi. Henüz bir yıllık evliydiler.
Ankara'nın o zamanlar önemli bir ilçesi olan Keskin'in Armutlu köyünde doğmuştur. İlkokul dördüncü sınıfa geçtiği sene, köylerine öğretmen gelmez. 1957/ 58 senesinde bütün arkadaşları yıl kaybederken, abisinin asker arkadaşının yaşadığı komşu köydeki okula gider. Nafis Amca'nın evinde kalır. Her cumartesi atla kendi köyüne gidip pazar akşamları döner. Ertesi yıl ise, bir zamanlar Osmanlı'nın önemli yerleşim yerlerinden olan Keskin'de okuyacaktır. Bugünkü Kırıkkale şehri ise Kırık Köyü'dür. Beşinci sınıfı ilçede, yine bir akrabasının evinde kalarak okur. Artık ilkokul mezunudur. İlk mezuniyetini şöyle anlatır: “Sistem oldukça farklıydı. İlkokul mezunu olmak için yıl içinde başarınız ve notlarınız yetmiyor, ayrıca bir mezuniyet sınavına giriyordunuz. Mezuniyet sınavı da zordu, birkaç öğretmen birlikte her dersten sözlü sınav yapıyordu. Adeta bir jüri huzurunda ter döküyorduk. O yıllarda ilkokul mezunu olmak bir anlamda formasyon sahibi olmak demekti.”
Farkında olmak gerekiyor ki, dünyanın dengeleri hızla değişiyor. İsrail dışındaki egemen devletler, mevcut düzenin aleyhlerine işlediğini anlamaya başladılar. Yeni küresel düzenin doğum sancıları duyulurken, eski belirsizlikleri sonlandıracak adımlar göreceğimiz de netleşmeye başladı.
Microsoft, yapay zekanın gelişmesiyle yok olacak ve ne az etkilenecek meslekleri risk puanına göre sıralamış. Her iki kategoride de 40 farklı iş kolu var. Liste önüme düşer düşmez internet sitemizde haberleştirdik. Tam da üniversite tercih dönemindeyiz. Gençler geleceklerini tayin edecek bölümleri seçiyorlar. Açıkçası zor. Sadece düşük puan alanlar için değil. Hedeflediği puanı alanlar da bir kestirme sorunu yaşıyorlar. Belki kararlarında netler, diledikleri bölümleri okuyacaklar. Ya sonrası? İşte burada YKS tercih kılavuzunun yanına Microsoft'un yapay zeka tarafından devralınma olasılığı en yüksek ve en düşük meslekler listesini koymaları gerekiyor. Kimseyi ürkütmek istemiyorum ama yaklaşan dalgayı da göstermek, işaret etmek gerekiyor.
Microsoft, yapay zekanın gelişmesiyle; yok olacak ve en az etkilenecek meslekleri risk puanına göre sıralamış. Her iki kategoride de 40 farklı iş kolu var.
Elon Musk, Twitter'ı satın alma sürecinde düşeşçi tüccar refleksiyle “kötü mal” stratejisi uygulamıştı. 2022 yılının mayıs ayında, 44 milyar dolarlık satın alma anlaşmasını feshetmiş ve Twitter ile davalık olmuştu. Ancak vazgeçmiyordu. Amerikan siyasetine yön veren ve Donald Trump'ı başkanken sansürleyen platformu alarak hem intikam alacak hem de yeni dönemin ilk politik tavrını ortaya koyacaktı.
Önce bir anımı anlatacağım. İPhone'un ilk modeli yeni çıkmıştı. Dört GB kapasitesi olan, Apple'ın o güne kadar en fazla tutan cihazı, müzik dinlenen İPod ile telefonu birleştiren başlangıç modelinden söz ediyorum. Yıl haliyle 2007'nin sonlarıydı. Bilişim işleriyle ilgilenen bir arkadaşım Amerika'dan getirtmişti. Çünkü henüz Türkiye'de resmi satışı yoktu.
Önce bir anımı anlatacağım. İPhone'un ilk modeli yeni çıkmıştı. Dört GB kapasitesi olan, Apple'ın o güne kadar en fazla tutan cihazı, müzik dinlenen İPod ile telefonu birleştiren ilk modelden söz ediyorum. Yıl haliyle 2007'nin sonlarıydı. Bilişim işleriyle ilgilenen bir arkadaşım Amerika'dan getirtmişti. Çünkü henüz Türkiye'de resmi bir satış ağı yoktu. Yaşı denk gelenler hatırlayacaktır; tuşlu telefonlarla fotoğraf çekme deneyiminin yaşandığı, klavyeli modellerin rağbette olduğu zamanlardan söz ediyorum. Bu arkadaşım İPhone ile “iletişim” kurmakta çok zorlanıyordu. Çünkü bir türlü istediği verimi alamıyordu. Cihaz ya ısınıyor ya da dokunmatiği kilitleniyordu. Arada dalgaya vurup “tuşlarınızın kıymetini bilin” diye de bize takılıyordu. Ama inat etmişti. Sektörü ise yakından takip ediyor ve dokunmatik telefon teknolojisinin hızla yayılacağını bize anlatıyordu.
Ersin Çelik - Bir parça huzur ve Selçuk Bayraktar'ın karşılamaları… by Yeni Şafak
Birkaç gündür, yeni sosyal medya platformu Next'te hesap açanların ilk mesajlarını okuyorum. O kadar hızlı büyüyor ki ben bile 10 günde eskisi oldum. Siz bu satıları okurken Next Sosyal'in kullanıcı sayısı 200 bini geçmiş olacak. Gözünüze düşük bir rakam olarak gelebilir fakat ülke olarak bir kırılmanın eşiğindeyiz. Dijital ekosistemde platformlar zamanla değil çarpan etkisi ile büyür. Her yeni kullanıcı sosyal çevresini de taşır. Başta da anne-baba, kardeş ve arkadaşlar gelir. Etkileşimde olmak, yeni bir mecrayı tecrübe etmek bir sosyal ihtiyaca dönüştü diyebiliriz.
Tam da Elon Musk'un en güncel oyuncağı Grok'un memleketin gündemini küfür-kıyamet sabote ettiği şu günlerde aldığım bir telefon ile heyecanlandım. Yeni bir sosyal medya platformunun emekleme anlarına şahitlik etmem istenmişti. Açıkçası kısa süreli bir tereddüt yaşadım. X hesabımı kapatalı 16 ay oldu. Anlık paylaşım günlerine dönmeye niyetim yoktu. Nedenlerimi, haklı gerekçelerimi daha önce yazmıştım; taşındığım konfor alanından memnunum.
Bu dördüncü yazı. Geçtiğimiz günlerde gösterilen İNSAN 3.0 isimli belgeselde anlatılanları alıntılayarak kâğıda dökmeye devam ediyorum. Kahramanımız genç bir kız. Çocukluğunda cinsiyet kimlik karmaşası yaşamış, ameliyatla erkek olabileceğini düşünmüş. Önceki yazıda ağzından aktarmıştım.
Önceki yazıdan devamla, cinsel yönelim karmaşası yaşayan ve fiziken “erkek” olma hayaliyle bir yola giren genç bir kıza kulak vermeye devam edelim: *** “Aslında asıl profesörle değil, onun asistanıyla görüşüyor-sunuz. Görüştüm. Asistanıyla 3 kere görüştüm, 3 kere gittim yanına. Orada zaten çok tuhaf şeyler sordu. İşte, ‘Çocukken nasıl giyiniyordun?' Çocukken nasıldı?'
Aşağıda anlatılanlar birinci ağızdan aktarımlardır. Lütfen can kulağı ile dinler gibi okuyun ve de okutun…
“Kimlikler yeniden tanımlanıyor. Sınırlar siliniyor. Peki bu sınırsız arayış bizi nereye sürüklüyor? Gökkuşağının göz alıcı renkleri bazen bir yanılsamanın perdesi olabilir mi?” Belgesel yukarıdaki spot cümlelerle başlıyor, hangi sınırların nasıl silindiğini en gerçek haliyle anlatıyordu. Uzun zamandır beklediğim, arada “hadi ne oldu, bitmedi mi” diye sorduğum yapım, nihayet özel gösterimle izleyiciyle buluştu. İptal edemediğim bir programdan dolayı gidemedim ama belgesel gösterim akşamı YouTube'a konulunca hemen izledim.
"Down with secularism and long live Sharia law". That's the cry that went up a week ago outside the satirical magazine LeMan in Istanbul after it published an image interpreted by some as a caricature of the Prophet Mohammed. A violent protest took place outside the office of the magazine, which is known as the "Turkish Charlie Hebdo". Four of its staff members were arrested and the courts subsequently blocked its website in the name of public order.
“İşbirlikçilerle dolup taşan Filistin, dış işgal ve sömürge yöntemlerinin tarihindeki en derinlemesine sızılmış toplumlarından biri olmalıydı” diyordu kitapta. Altını çizdiğim ilk satırlar da bu olmuştu. Normalde romanları elime kalem kâğıt almadan okurum. Lakin Abid'in yaşadıkları fazlasıyla gerçekti. Aktarılan gözlemler ise kurgu değil bilgiye dayanıyordu.
Aslında cesaret değil sınırları zorlama kalkışması diyebiliriz Leman'da yayımlanan karikatür için.
PRL 6-25-25 Mack McCarthy, Rich Shea, Jeff Nadu, Ersin Damir by Pirate Radio
İsrail-İran savaşı 12. gününde, Amerikan tiyatrosuna dönüşerek durdu. Öyle ya da böyle Tahran'dan Tel Aviv'e düşen füzelerin bir korku imparatorluğunu yıktığını gördük. Soluğu sığınaklarda alan İsraillilerin nasıl yalnızlaştığını ve onlar için üzülecek, ateşkes isteyecek sivil inisiyatiflerin dahi olmadığını tecrübe ettik. Bu arada, iki yıldır bölgesindeki kol ve kanatları kırılan İran, bir nebze de olsa itibar kazandı. Coğrafyamızdaki denklemin nasıl değişeceğini hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Lakin bu “savaşın” burada bitmediği aşikâr. Suriye'den sonra İran'ı da vuran İsrail'in füzeleri sınırlarımıza doğru geliyor. Hedefin Türkiye olduğu ise bariz. Çünkü İsrail'in arzımevut topraklarından vazgeçmeyeceğini biliyoruz. On iki günlük karşılıklı füze atışlarında Tahran ve Tel Aviv'de evler, kamu binaları, stratejik tesisler, askerî birlikler vurulurken; geride kalan savaşın çok farklı, dünyanın geri kalanını ilgilendiren izleri de oluştu.
Üç yıl önce, doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kocaeli'de yaşayan engelli gençlere özel düzenlenen bir eğitim programında yer almıştım. Hem Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı ‘Sanat İçin Ben de Varım' projesi yaklaşık bir yıl sürmüş ve bana da eğitmenlik hem de danışmanlık yapmak nasip olmuştu.
Mısır polisini atlatarak ve pasaportlarımızı kaptırmamak için türlü numaralar yaparak geldiğimiz, Büyük Gazze Yürüyüşü'nün başlayacağı İsmailiye'den dönmemiz gerekiyordu. Tam o anda navigasyonu açıp baktım ve Gazze'ye 210 kilometre uzaklıktaydık. Yolumuz açık olsa araçla en fazla iki saat sonra Gazze'de olabilirdik. O kadar yaklaşmıştık. O kadar dibindeydik. Koşsak, yürüsek, 2 bilemedin 3 gün sürerdi varmamız.
Otel odasında, kulağımız kirişte telefonda durum değerlendirmesi yaparken, “Biz, bu insanlar buraya ölümü göze alarak geldik. Ancak ölmeye gelmedik” demişim. Arkadaşım, yoldaşım Enes Yalman da not etmiş. Dönüşte telefonuna yazdığı sözlerimi açtı ve “Yürüyüşümüzü gerçekleştiremedik ama amacımızı ortaya koyduk. Cesur insanlar Gazze'ye giden bir yol olduğunu gösterdi” dedi.
Son iki yıldır Filistin halkının yüz yılı aşan trajedisine ayna tutan romanları, hikaye ve biyografileri okumaya gayret ediyorum. İşgal edilmeyi, yerinden yurdundan edilmeyi, sürgün hayatını, direnişi ve ölümü öldürme inancını zihnimde pekiştirmeme ve İsrail'in terör, gasp ve soykırımlarını sosyal mühendislikle nasıl beslediğini idrak etmeme yardımcı oldular.
Yakın zamanda sizi en fazla hangi teknolojik gelişme heyecanlandırdı? Ya da artık heyecanlanıyor muyuz? Bu sorunun çok değil 20 yıl önceki yanıtı şüphesiz “evet” olurdu ve cep telefonu ile internetin icatlarına atıf yapılırdı. Peki ya bugün? Bu sorunun bir yanıtı yok, çünkü soru kendisini çok imha etti.
İki gündür yüreğimde Hac günlerini, Mekke sokaklarını, Arafat'ı ve Medine'nin kokusunu dolandırıyorum. Bu yıl gidenlerin yazılarına, paylaşımlarına bakıyorum. Bir hissiyatı arıyorum. Neydi tam bilmiyorum?
Dünya, Gazze'nin karşısında ve bir yol ayrımının eşiğinde artık. Çünkü Dünya, İsrail'i kusuyor. Dünya, Siyonizm belasından yaka silkiyor. Siyonist Yahudilerin, kendileri dışındaki tüm insanlardan, uluslardan, milletlerden nefret ettiği ve hayvandan daha aşağı gördüğü o vahşi “inançla” yüzleşiyor.
27 Mayıs ihtilalinden birkaç gün evvel Adnan Menderes'in Ankara'daki köşkünün terasında bir aşağı bir yukarı yürürken aşağıda nöbet tutan askeri işaret ederek şöyle dediği aktarılır:
En juin 2024 Ersin Leibowitch publiait "Prince Xperience, dans la tête du génie". Cette biographie arrivait 8 ans après le décès de l'artiste. Pratiquement un an après la sortie de son livre, Ersin a accepté l'invitation de Schkopi pour un un Live Twitch avec les fans. Il évoque les motivations de cet ouvrage, sa vision de l'œuvre Princière, ses souvenirs...L'audio ayant été enregistré, nous nous sommes dits qu'il ferait un excellent bonus de VIOLETPoursuivre l'expérience de VIOLET sur le web et les réseaux sociaux :Web et contact : www.schkopi.comInstagram : @schkopiFacebook : Schkopi et Violet - Le Podcast Twitch : www.twitch.tv/schkopiAidez nous, en soutenant gratuitement ce podcast !Comment ? C'est très simple :1)
Bizler atari salonlarında jetonla ve haliyle kısıtlı imkanlarla oyun oynarken internet çağı başlamıştı. Şimdinin kırklı yaşları iyi hatırlar o günleri. İnternet kafe ve internet ile tanışmamızın sebebi de FIFA oyunuydu. Sanırım 1997 yılıydı. Sonra Need For Speed'i keşfettik. Sokaklarda, hız yaparken altın arayıp polisten kaçıyorduk.
Alors que la jeunesse continue de se mobiliser en Turquie, une bande dessinée permet d'éclairer l'évolution de plus en plus autoritaire de la présidence Erdogan. Dans le tome 2 de son autobiographie, publiée aux éditions Dargaud, l'auteur Ersin Karabulut raconte dans son Journal inquiet d'Istanbul ses années de dessinateur de presse et ce qui l'a finalement conduit à l'exil.
Türkiye'de otoriter rejimlerin meşruiyetini sağlamak için hangi stratejiler kullanılıyor? Deprem sonrası merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasındaki koordinasyon eksikliği ne anlama geliyor? Seçimler neden artık yalnızca seçim değil? Barışçıl protestolar rejim değişimi yaratabilir mi? Papa Francis'in vefatından sonra Katolik Kilisesi'nin geleceği ne yönde şekillenecek? Yeni papa seçiminde kadın hakları, ırk temsiliyeti ve göç krizleri gibi başlıklar nasıl belirleyici olabilir? Tüm bu soruları Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ile Siyasetname'de tartıştık. Otoriter rejimlerin yapısını, Türkiye'deki güncel siyasal gidişatı ve dünya gündeminin kritik başlıklarını ele aldık. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın öncülüğünde şekillenen siyasal çizgi, iki devletli çözüm paradigması etrafında konumlanmakta; Türkiye ile stratejik entegrasyonu korurken, Kıbrıs Türk halkının siyasal özerkliğini muhafaza etme çabası gütmektedir. Yazan: İhsan Aktaş Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer
ADEO Cyber Security şirketinde siber güvenlik uzmanı Ersin Çahmutoğlu, "Siber Güvenlik Başkanlığı, Türkiye'nin siber alandaki bütün unsurlarına karşı mevcut ve muhtemel tehditlerin tespit ve bertaraf edilmesi noktasında çalışacak." dediYazan: Ersin Çahmutoğlu Seslendiren: Halil İbrahim Ciger
Patreon | Become a Black Eagle VIP: https://patreon.com/BesiktasPodcast WhatsApp | Becoming a FREE member on our Patreon page will give you access to our WhatsApp community! PRESIDENTIAL POLL | https://x.com/besiktaspodcast/status/1867672099290296796?s=46&t=ioqV8fc_4eT29mRHi3OAdQ Please COMMENT, LIKE & SUBSCRIBE! Beşiktaş gave away what looked like an extremely promising start in the match against Bodø/Glimt after Gedson Fernandes had put the Black Eagles 1-0 up, thanks to an excellent assist from Bahtiyar Zaynutdinov. The Eagles looked solid for 35 minutes, but following an error from Ersin and Musrati leading to the equalizer, the second goal came too quick for the team to rebound. Chances were had in the second half, but Beşiktaş never restored the balance from the first 35 minutes. You can follow us across social media @BesiktasPodcast (Twitter, Instagram, TikTok, Facebook) You can also follow our hosts on Twitter/X! @Razzerian @Sir_Writes_aLot @KartalLOgur Want to support us on Patreon? Go to patreon.com/BesiktasPodcast and become a Black Eagle VIP member today for just $1,99/month and gain access to our VIP Audio feed! Try it for free on a 7-day free trial! Check out kartalyuvasi.eu for official Beşiktaş merchandise!
Check out our match highlights analysis on PATREON! Patreon | Become a Black Eagle VIP: https://patreon.com/BesiktasPodcast WhatsApp | Join our community on WhatsApp! Reach out to us on Twitter for an invite link. Please COMMENT, LIKE & SUBSCRIBE! Beşiktaş have come away with a heroic away win at the Parc Olympique Lyonnais after a 72nd minute stunner from Gedson Fernandes following an excellent Rafa Silva through ball! Lyon will definitely feel hard done as the French side created a plethora of chances, mainly in the first half but also early in the second half. But a heroic performance from both Ersin and Felix Uduokhai kept the French at bay. The Black Eagles could've even snatched a bigger victory but couldn't convert their late chances on the break, which resulted in a nail biting end to the match! Is this the "reference match" the Black Eagles need ahead of Monday's derby? You can follow us across social media @BesiktasPodcast (Twitter, Instagram, TikTok, Facebook) You can also follow our hosts on Twitter/X! @Razzerian @Sir_Writes_aLot @KartalLOgur Want to support us on Patreon? Go to patreon.com/BesiktasPodcast and become a Black Eagle VIP member today for just $1,99/month and gain access to our VIP Audio feed! Try it for free on a 7-day free trial! Check out kartalyuvasi.eu for official Beşiktaş merchandise!