POPULARITY
2023 Kahramanmaraş depremleri ya da 2023 Türkiye-Suriye depremleri, 6 Şubat 2023'te 9 saat arayla gerçekleşen, merkez üsleri sırasıyla Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Ekinözü ilçesi olan, 7.8 Mw (± 0,1) ve 7.5 Mw büyüklüklerindeki iki deprem. Depremler sonucunda Türkiye'de resmî rakamlara göre en az 45.968 Suriye'de ise en az 8.476 kişi hayatını kaybetti ve toplam 129 binden fazla insan ise yaralandı. Depremlerin ardından büyüklüğü 6.7 Mw 'e kadar varan 13 bin 72 artçı sarsıntı gerçekleşti. Gaziantep'te meydana gelen 7.8 Mw büyüklüğündeki ilk deprem, büyüklüğü 7.8–8.0 Ms olarak tahmin edilen 1668 Kuzey Anadolu depreminden sonra Anadolu topraklarında kaydedilen en büyük ikinci deprem ve yüzey dalgası büyüklüğü ölçeğine göre Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kaydedilen en büyük deprem olarak kayıtlara geçti. Ayrıca, Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7.5 Mw büyüklüğündeki ikinci deprem, Türkiye'de meydana gelen depremler arasında en büyük üçüncü depremdir.1999 Gölcük depreminin yaklaşık 2 katı büyüklüğe, saldığı enerji bakımından ise yaklaşık 2.8 katı güce sahip olan Kahramanmaraş depremleri, 1939 Erzincan depremini geride bırakarak Türkiye'de en çok can kaybına yol açan deprem oldu. Aynı zamanda, 220 binden fazla insanın öldüğü 2010 Haiti depreminden bu yana dünya çapındaki en ölümcül depremdir.
Gaziantep'te ön hasar tespiti çalışmalarında yer alan Profesör Doktor Alper İlki, bölgedeki yapıların durumuyla ilgili bilgi veriyor.
6 Şubat'ta meydana gelen ve tüm Türkiye'yi sarsan Maraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremde can kayıpları artıyor. Diyarbakır ve Gaziantep'te müteahhitlerle ilgili soruşturmalar başlatıldı... Depremle ilgili gelişmeler bültenimizde...
Kalp ağrısının üstesinden gelmek zordur. Umut ve güç aramak için hepimizin kendimizden daha güçlü birine ihtiyacı var. Senin ve benim en büyük ihtiyaç anlarımızda İsa'ya bakmamızı istiyorum. İşler ve olaylar sorunsuz gidiyor gibi göründüğünde bile ona bakın. Ama sana çok uzaklardan sarılmak zor. Seni seviyorum. Oradaki deprem bölgesinin etrafındaki herkese sarılır, onları severdim. Rab İsa'ya sığınmaya devam edelim.
Çorbalarda hem bakliyat hem de hamur işi olunca çok doyurucu oluyor. Bizim çorbalarımızda nohut da çok kullanılıyor. Hatta böyle çorbalara bazen süzme yoğurt da katılıyor. Protein karbonhidrat hepsi tamam, son derece besleyici başlı başına yemek gibi çorbalar ortaya çıkıyor. Böyle ilginç bir çorbaya Gaziantep'te rastladım. Börek çorbası bir nevi mantılı çorba gibi ama içindeki börek denilen hamur işleri tam mantı gibi değil, hamurun içinde kavrulmuş soğanlı kıyma da var ama bildiğimiz mantı gibi hamur açılıp içine harç konulup katlanarak yapılmıyor. Kıyma hamurun içine adeta gömülüyor. Çorbanın içinde parça kuşbaşı et ve nohut da var, en sonunda da bol süzme yoğurt ile bağlanıyor, başlı başına bir yemek gibi.
To enjoy all 100+ episodes, please subscribe on https://anchor.fm/turkish-learners-network/subscribe We publish new episodes weekly! Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by Turkish Learners Network Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Bugün 6 Şubat 2023 Pazartesi. Türkiye'de Depremler Türkiye'de bugün çok şiddetli depremler oldu. İlk deprem sabaha karşı 4.17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde oldu. Bu deprem 7,7 büyüklüğündeydi ve 10 ili etkiledi. Saat 13.24'te Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde başka bir deprem oldu. Bu depremler Türkiye'de 1939'dan beri yaşanan en şiddetli depremler. 1939 yılında Erzincan'daki deprem 7,9 büyüklüğündeydi. Depremlerin ardından toplam 145 artçı sarsıntı oldu. Bazı artçı sarsıntılar oldukça şiddetliydi. Uzmanlar, bu sarsıntıların bir yıl devam edeceğini söylüyor. Deprem dalgaları, Grönland'daki sismograflar tarafından bile kaydedildi. Son rakamlara göre depremlerde 1541 kişi yaşamını yitirdi. 9733 kişi yaralı olarak kurtuldu. 3471 bina yıkıldı. Gaziantep'te tarihî bir kale, Malatya'da da tarihî bir cami yıkıldı. Çok sayıda ülke taziye mesajları gönderdi ve kurtarma ekipleri göndereceğini açıkladı. 40'tan fazla ülke Türkiye'ye yardım teklif etti. Depremler nedeniyle Türkiye genelinde tüm okullar 13 Şubat'a kadar tatil edildi. Depremin en çok etkilediği Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya'da ise okullar iki hafta sonra açılacak. Türkiye'deki tüm spor karşılaşmaları ertelendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarına bir hafta ara verdi. Depremler Suriye'yi de etkiledi. Suriye'de de yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!
Kırkayak Kültür'den Ayşegül Ateş'le kurucularından olduğu Mutfak/Matbakh kadın atölyesini, Gaziantep'in göçle dönüşen kent dinamiklerini ve bu ortamda nasıl bir müşterek mekân kurduklarını konuşuyoruz.
Kırkayak Kültür'den Ayşegül Ateş'le kurucularından olduğu Mutfak/Matbakh kadın atölyesini, Gaziantep'in göçle dönüşen kent dinamiklerini ve bu ortamda nasıl bir müşterek mekân kurduklarını konuşuyoruz.
İstiklal Caddesi saldırısı Türkiye'ye karşı harekete geçirilen terör mekaniğinin bir parçasıydı. Gaziantep'te 5 yaşındaki Hasan'ı ve öğretmen Ayşenur Alkan'ı şehit eden roket saldırıları bu mekaniğe ait tahrik amaçlı zincir terör eylemidir. Terör örgütü PKK'nın tahrik eylemlerinin bir hedefi var. O konuya geleceğim ancak önce fotoğrafın eksik parçalarını yerli yerine koymam gerekiyor. Ukrayna'da patlak veren savaş, Suriye sahasındaki aktörleri etkileyen parametreleri kökten değiştirdi. Ankara'nın nüfuz alanı ve diplomatik itibarı arttı örneğin. Ukrayna-Rusya arasında arabuluculuk faaliyeti yürüten tek ülke Türkiye'ydi. Arabuluculuk marjı ABD-Rus istihbarat örgütlerini Ankara'da buluşturmak suretiyle Batı-Rusya katmanına taşındı. Bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu ve sonuçlarını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bu süreç ABD'nin Türkiye'ye bakışını istemsiz de olsa dönüştürüyor. Washington Ukrayna meselesinde Ankara'yı yanında tutmak istiyor. F-16 müzakerelerinden gelecek iyi haberler bunun bir yansıması olacak. Ulaştığım analizlere göre ABD son dönemde Türkiye
Günaydın, perşembe sabahından herkese merhaba! Ben Gamze Elvan, Medyascope'un podcast'i “Güne Başlarken” ile karşınızdayım. Türkiye ve dünyanın gündemini, hava durumunu, ekonomide son verileri, yani güne başlarken bilmeniz gereken her şeyi size aktaracağım. O zaman, başlayalım!
İstanbul Beyoğlu'ndaki İstiklal Caddesi'nde altı kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıyla ilgili yeni detaylar belli oluyor. Saldırıyı düzenlediği belirtilen Suriye uyruklu Ahlam Albashir'in olay yeri ve civarındaki yeni görüntüleri ortaya çıktı. Bu arada AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'nde saldırıya dair konuştu. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde İYİ Parti'nin grup toplantısı vardı. Partinin genel başkanı Meral Akşener, İstiklal Caddesi'ndeki bombalı saldırıya tepki gösterdi, iktidarın terörle mücadele politikasını eleştirdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16-17 Kasım'da Gaziantep ve Kilis'te olacak. Kılıçdaroğlu bugün Gaziantep'e gitti ve burada çeşitli toplantılara katıldı. Yarın ise partisinin üye katılım törenine katılacak, daha sonra Kilis'te esnafı ziyaret edecek. Altılı Masa'nın 8. toplantısı Pazartesi (14 Kasım) günü yapıldı. 28 Kasım'da Anayasa Komisyonu'nun çalışmalarının açıklanacağı duyuruldu. Güne Bakış'ta Gökçe Çiçek Kösedağı, Medyascope muhabiri Ufuk Çeri ile Taksim'deki son durumu, Gelecek Partisi İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı ile anayasa çalışmalarının kapsam ve içeriğini, Medyascope Ankara muhabiri Cansu Timur ile Kılıçdaroğlu'nun Gaziantep programını konuştu.
Editör: Gamze Elvan Meclis, yeni yasama yılına başlıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 27. Dönem 6. Yasama Yılı'nın başlaması nedeniyle Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında özel gündemle toplandı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis açılışında bir konuşma yaptı. İlk mitingini 21 Mayıs'ta Gaziantep'te düzenleyen Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), beşinci mitingi bugün Trabzon'da yaptı. Haber Hafta Sonu'nun bu akşamki konukları Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş ve Medyascope Ankara muhabiri Özgecan Özgenç idi.
Gaziantep'te, alacak tartışmasında bıçaklanan Müslüm Kurt ağır yaralandı. Kurt, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, cinayetle ilgili 4 kişi gözaltına alındı
Fıstık bizde sadece tatlılarda değil tuzlularda da çok kullanılıyor. Geçtiğimiz bayram ülkemizi ziyaret eden ünlü pasta şefi Kanadalı Anna Olson Türkiye'de en çok fıstıklı Girit ezmesi ve fıstıklı kebaba şaşırdı. İtalyanlar ise püresini hatta yeşil bir iksir gibi içeceğini de yapıyorlar. Fıstık ezmeleri de başka bir alem, Gaziantep'te yeni tattığım beyaz çikolatalı fıstık ezmesi ise yeni bir çığır açacak gibi. En yeni haber ise Amerika'da Georgeanne Brennan tarafından yazılan “Pistachio” adlı kitapta Antep fıstığı ile ilgili bilgi notlarının yer alacak olması. Cafe Fernando yazarı Cenk Sönmezsoy sayesinde benden istenen işin en zor kısmı kısa yazmak olsa da erken hasadın öneminden yabani fıstıklara kadar pek çok bilgi kitaba girebildi.
Fıstık bizde sadece tatlılarda değil tuzlularda da çok kullanılıyor. Geçtiğimiz bayram ülkemizi ziyaret eden ünlü pasta şefi Kanadalı Anna Olson Türkiye'de en çok fıstıklı Girit ezmesi ve fıstıklı kebaba şaşırdı. İtalyanlar ise püresini hatta yeşil bir iksir gibi içeceğini de yapıyorlar. Fıstık ezmeleri de başka bir alem, Gaziantep'te yeni tattığım beyaz çikolatalı fıstık ezmesi ise yeni bir çığır açacak gibi. En yeni haber ise Amerika'da Georgeanne Brennan tarafından yazılan “Pistachio” adlı kitapta Antep fıstığı ile ilgili bilgi notlarının yer alacak olması. Cafe Fernando yazarı Cenk Sönmezsoy sayesinde benden istenen işin en zor kısmı kısa yazmak olsa da erken hasadın öneminden yabani fıstıklara kadar pek çok bilgi kitaba girebildi.
Gaziantep'te, motosikletiyle çiftlik evine giden Sadettin Köse, silahlı saldırıya uğradı. Bölgeden geçenler tarafından kanlar içinde bulunan Köse, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti
Gaziantep'te 15 Kişinin Öldüğü Kazaya Sebep Olan Otobüsün Şoförü Tutuklandı, Pençe-Kilit Bölgesinde PKK/YPG Yangın Çıkardı, Manisa'da Orman Yangını: Havadan Ve Karadan Müdahale Ediliyor, Sosyal Konut Hamlesinin Detayları 13 Eylül'de Açıklanacak, Dugin'in Kızının Planlı Şekilde Öldürüldüğü Açıklandı, Yeni Haftada İç Anadolu Bölgesi Kavrulacak, Türkiye Avrupa Şampiyonası'nı 4 Madalyayla Tamamladı
Gaziantep'te 15 Kişinin Öldüğü Kazaya Sebep Olan Otobüsün Şoförü Tutuklandı, Pençe-Kilit Bölgesinde PKK/YPG Yangın Çıkardı, Manisa'da Orman Yangını: Havadan Ve Karadan Müdahale Ediliyor, Sosyal Konut Hamlesinin Detayları 13 Eylül'de Açıklanacak, Dugin'in Kızının Planlı Şekilde Öldürüldüğü Açıklandı, Yeni Haftada İç Anadolu Bölgesi Kavrulacak, Türkiye Avrupa Şampiyonası'nı 4 Madalyayla Tamamladı --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Türkiye dün peş peşe iki felaketi yaşadı. İlk olay Gaziantep'te meydana geldi. TAG Otoyolu'nun Nizip bölümünde yaşanan kazada 15 kişi hayatını kaybetti, 29 kişi yaralandı. Bu kazanın ardından ikinci facia haberi Mardin'in Derik ilçesinden geldi. İ...
Mardin'in Derik ilçesinde 20 kişinin, Gaziantep'te ise 15 kişinin hayatını kaybettiği kazaların ardından Ürdün, Türkiye'ye başsağlığı mesajı yayımladı.
Gaziantep'te kaza yapan araca müdahale edenlere yolcu otobüsünün çarpması sonucu hayatlarını kaybeden 3 itfaiyeci için tören düzenlendi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise törende yaptığı konuşma sırasında gözyaşlarını tutamadı
Son dakika haberine göre, Gaziantep'te meydana gelen trafik kazasında 15 kişi can verdi. 31 kişinin de yaralandığı feci kazanın, bir aracın şarampole devrildiği kazaya müdahaleye gelen park halindeki ambulans ve itfaiye aracına yolcu otobüsünün ça...
Gaziantep'te meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü feci şekilde hayatını kaybetti. İşçi servisinin çarpmasıyla yola savrulan motosikletli, daha sonra seyir halindeki hafif ticari aracın altında kalarak metrelerce sürüklendi
Karadut ve kırmızı dut aslında birbirinden farklı türler. Karadut “Morus negra”, daha tatlı oluyor. Kırmızı olan “Morus rubra” ise biraz mayhoş tadıyla ekşi sevenlerin gözdesi. Karadut türlerinde, bölgesel olarak farklı isimler kullanılabiliyor. Örneğin “urum dut” veya Antep'te “urmu dut”, Malatya'da “horum dutu” olarak adlandırılabiliyor. Gaziantep'te şerbet geleneği hala bütün canlılığıyla sürüyor. Hatta yaygın adetlerden biri şerbetçiye sebil yaptırmaktır. Özellikle cami önlerinde hayır yapmak isteyenler, bedava şerbet dağıttırır. Tarifimiz ise Antep usulü “urmu dut” şerbeti. Aylin Öney Tan'la bir tutam tarih biraz da tarif.
Karadut ve kırmızı dut aslında birbirinden farklı türler. Karadut “Morus negra”, daha tatlı oluyor. Kırmızı olan “Morus rubra” ise biraz mayhoş tadıyla ekşi sevenlerin gözdesi. Karadut türlerinde, bölgesel olarak farklı isimler kullanılabiliyor. Örneğin “urum dut” veya Antep'te “urmu dut”, Malatya'da “horum dutu” olarak adlandırılabiliyor. Gaziantep'te şerbet geleneği hala bütün canlılığıyla sürüyor. Hatta yaygın adetlerden biri şerbetçiye sebil yaptırmaktır. Özellikle cami önlerinde hayır yapmak isteyenler, bedava şerbet dağıttırır. Tarifimiz ise Antep usulü “urmu dut” şerbeti. Aylin Öney Tan'la bir tutam tarih biraz da tarif.
Nihayet belli oldu... 'Altılı masa' belirsizliklerin merkeziymiş gibi hareket ederken sonunda ekonomi ile ilgili muhteşem yorumlarını ortaya koydu. Öyle bir açılım getirdiler ki; okul yıllarımıza döndük... Yurttaşlık Bilgisi kitabını hasretle andık... O derece yani... Özetle; “Eğitim şart... Evrensel İnsan Hakları önemli... Küresel iklim değişikliğiyle mücadele etmek lazım” türünden genelgeçer, çişini tutmasını öğrenmiş çocukların bir-iki okul kitabı okuduktan sonra terennüm edebilecekleri saptamaları görünce hiç şaşırmadım... Açıklamayı yapan komisyonun adı da bu tanımımıza dâhil: “Kurumsal Reformlar Komisyonu”... Tabii şaşırmaz insan... Çünkü şaşırmak, ancak beklentinin altında ya da üstünde bir tavırla karşılaştığımız zaman tezahür eder... Oysa hem ekonomi hem de dış politika konusunda söyledikleri kendilerinden beklenenlerinin neredeyse 'tıpkısının aynısı'... Özetle şöyle diyorlar: Kamu özel iş birliği, yani Yap-İşlet-Devret modeli kaldırılacak. Merkez Bankası rezervlerinin satılması engellenecek. TÜİK'e çekidüzen verilecek. İktidara gelince ilk iş Cumhurbaşkanı'na bağlı yetkin kişilerden bir Hasar Tespit Komisyonu oluşturulacak. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı sağlanacak. Yasalara uyulacak, uymayanlar hakkında işlem yapılacak. Ekonomik krizin nedeni olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi kaldırılacak... O arada da pek tabii “erken seçim” o da olmazsa “baskın seçim” bıkmadan usanmadan tekrarlanacak... Bu kadar mı? Eh, aşağı yukarı bu kadar... Bir de Kemal Kılıçdaroğlu'nun Maltepe Mitingi'nde ekonomi konusunda ettiği şu bilgece(!) laf bunların üzerine tüy dikiyor tabii: “Piyasa kendi dengesini bulur söylemine karşıyım... Bu yüzden insanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.” Kemal Bey 'karma ekonomi'nin hâkim olduğu, devletin tüm üretim süreçlerine burnunu soktuğu 'tek parti' döneminin özlemini çekiyor... Dış politikaya gelince... Bu konudaki tavrını da yaklaşık bir yıl önce Gaziantep'te düzenlenen Belediye Başkanları Çalıştayı'nda ettiği laftan gayet iyi biliyoruz zaten: “180 derece değişecek dış politika.” Yani, sınır ötesi operasyonlardan derhal vazgeçip, silahlı kuvvetleri geri çağırıp o bölgede terör devleti kurulmasına izin verecek; Azerbaycan'la görüşmeleri askıya alıp Ermenistan'la ilişkileri kuvvetlendirecek; Kıbrıs'ta, Rum Kesimi ile Yunanistan'ın tezlerini savunacak; Libya'yla anlaşmayı durdurup Doğu Akdeniz'de 'evrensel ve küresel'(!) barışı sağlayacak; ABD ve AB ne derse onu yapacak; İsveç ve Finlandiya'nın PKK'yı ve FETÖ'yü desteklemelerine göz yumup NATO'ya girmelerine onay verecek; Rusya'ya yaptırım uygulayıp Ukrayna'ya silah ve mühimmat yardımı yapacak. Bu mudur? Budur... Kendi seçmenlerine bile yedirmeleri zor ya... Haydi hayırlısı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavir Ve Ataşelerini Kabul Etti, Gaziantep'te İnşaatın Duvarı Çöktü: 2 Çocuk Hayatını Kaybetti, Güneydoğu'da Toz Taşınımı Hayatı Olumsuz Etkiliyor, Avukatlık Kanunu Değişiyor: Sigortalı Olmak Avukatlık Stajına Engel Olmayacak, Türkiye ABD'ye Suriye'de Tedbirleri Almakta Kararlı Olduğunu İletti, NATO Genel Sekreteri:Türkiye'nin Endişelerini Oturup Konuşmalıyız, AB Ülkeleri Rusya'dan Petrol Alımını Yasaklama Kararı Aldı, Rusya Ve BM Yetkilileri Gıd
Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavir Ve Ataşelerini Kabul Etti, Gaziantep'te İnşaatın Duvarı Çöktü: 2 Çocuk Hayatını Kaybetti, Güneydoğu'da Toz Taşınımı Hayatı Olumsuz Etkiliyor, Avukatlık Kanunu Değişiyor: Sigortalı Olmak Avukatlık Stajına Engel Olmayacak, Türkiye ABD'ye Suriye'de Tedbirleri Almakta Kararlı Olduğunu İletti, NATO Genel Sekreteri:Türkiye'nin Endişelerini Oturup Konuşmalıyız, AB Ülkeleri Rusya'dan Petrol Alımını Yasaklama Kararı Aldı, Rusya Ve BM Yetkilileri Gıda Krizini Görüştü, --- Send in a voice message: https://anchor.fm/haluk-kurtuncuoglu/message
Editör: Buket Topaktaş Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun üç davadan aldığı cezaların Yargıtay tarafından onanmasının ardından parti yönetimi, Bursa mitingini İstanbul'a taşıma kararı aldı. Bugün saat 18.00'de başlayan mitingi izlemek üzere 350'den fazla gazeteci kayıt yaptırdı. Mitinge CHP milletvekilleri, CHP'li belediye başkanları, Gezi eylemlerinde hayatını kaybedenlerin ve Gezi davası hükümlülerinin aileleri ile çok sayıda yurttaş katıldı. Gezi aileleri adına konuşan Meriç Kahraman, “Bu adalet talebi kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarının yok edilmediği, yargının bağımsız olduğu bir gelecek içindir” dedi. Halka seslenen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Haramilerin saltanatı yıkılıyor” diye konuştu. Demokrasi ve Atılım Partisi'nin de Gaziantep'te mitingi vardı. Bu miting hem partinin hem de Genel Başkan Ali Babacan'ın ilk mitingiydi. Mitingden önce Medyascope'a konuşan DEVA Gaziantep İl Başkanı Ertuğrul Kaya kendilerine miting alanı verilmek istenmediğini, afiş ve pankart asmalarının engellendiğini belirtmişti. EuroLeague 2021-2022 sezonu sona eriyor. Temsilcimiz Anadolu Efes ile Real Madrid bugün saat 20:00'de Belgrad Stark Arena'da şampiyonluk için parkeye çıkacak. Haber Hafta Sonu'nda bu akşam Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş, Medyascope muhabiri Ali Deniz Çakır ve Medyascope Spor Servisi Editörü Doğa Üründül değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3870FwN
Bekir Develi yoldaşımın Gaziantep'te yaptığı şahane iftar programına katıldıktan sonra o sabah İstanbul Sabiha Gökçen'e gelecek, evimde biraz dinlendikten sonra Yetim Vakfı'nın yardımlarını ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere Azerbaycan'a uçacaktım. Gaziantep'ten Sabiha Gökçen'e inince uçağın kapısında bir polis karşıladı beni. “Aranıyorsunuz beyefendi, benimle gelmeniz gerekiyor” dedi. Allah biliyor ya, bir hakaret davası olduğunu anladım hemen. Ya Sinan Oğan isimli mezhepçi ya Ümit Özdağ isimli ırkçı ya İlay Aksoy isimli kompleksli mülteci düşmanı... “Biri yine açmıştır davayı, ben yine ifade vermeyi atlamışımdır” dedim. Burada bir dakika duralım. Bana, sayıları epeyce artan hakaret davaları için asla bir bildirim ya da tebligat geldiğini hatırlamıyorum. E-devlet sisteminde de herhangi bir bilgiye ulaşamıyorum. Yani şu: Bana karşı açılmış davaların bilgisine ulaşma şansım olmadığı için olmadık şeyler geliyor başıma. Orada devasa bir boşluk var sanırım. Dolayısıyla şöyle doya doya faşiste faşist, mülteci düşmanına mülteci düşmanı, mezhepçiye mezhepçi diyemiyorum. İş açılıyor başıma.
Gaziantep'te küçük Asiye'ye köpeklerin saldırması sonrası yayımladığım “Biz de Isırılmak İçin Sıramızı mı Bekleyeceğiz” başlıklı yazıma çok fazla geri dönüş oldu. Hayvansever dernekleri de aradı konuştuk. Eleştirilerime katılmayanlar da vardı, eksik bulup tamamlayanlar da. Yetkili kişilerle de görüştüm. Şunu en başından belirteyim; yıllardır ellerimle sokak köpeklerine yiyecek taşıyorum. Bizim evde çöpe yemek atılmaz. Köpeğe, kediye, kuşa diye de ayrılır. Örnek olsun diye sosyal medyada paylaştığım da oldu. Ellerimle yemek taşıyorum evet ama sokak köpekleri artık kontrolden çıkma noktasına geldi. Popülasyon her mevsimde biraz daha artıyor. Türkiye'de 10 milyondan fazla başı boş ya da sokak köpeği olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam iki yıl önce 8 milyon olarak açıklanmıştı fakat görüştüğüm uzmanlar şimdilerde 10 milyonun üzerine çıktığını söylüyorlar. Kayıtlı sokak köpeği sayısı ise 1 milyon bile değil. Sokaktaki köpekler hızla çoğalıyor. Çünkü köpekler ırklarına göre bir batında 2 ilâ 12 arasında yavru doğurabiliyor. Çevre, barınma ve sağlıklı beslenme koşulları dikkate alındığında başıboş dişi köpeklerin dünyaya getirdiği yavrulardan en az 4'ü hayatta kalmayı başarıyor. Üremenin yanısıra nüfusa bir de sokaklara terk edilen hayvanlar ekleniyor. Bu yüzden de sokakta her türlü ırktan, cinsten köpek var. Türkiye'de her 8 kişiye bir sokak köpeği düşüyor. Hepsi saldırgan, vahşi değil elbette. Fakat saldırı haberleri son birkaç yılda çok fazla arttı. Önceki yazıda ölümle sonuçlanan ya da ölüme sebep olan saldırı örnekleri vermiştim. Bisikletle işine giderken sokak köpeği saldırınca panikle kamyonun altına girip ezilen insanlar var. Peki bu kontrolsüzlüğü önlemek mümkün mü? Maalesef çok fazla geç kalınmış durumda ve bundan sonrası çok önemli. Belediyelere çok büyük sorumluluk düşüyor. Sokak köpekleri sorunundan ne zaman bahsedilse kötü durumdaki barınakların görüntüleri düşüyor sosyal medyada. Gerçekten utanç verici ve kahredici görüntüler bunlar. Barınakların hızla iyileştirilmesi, standartlarının belirlenmesi ve kapasitelerinin arttırılması gerekiyor. Ama bu çözüm için yeterli değil. Sokak köpeklerinin hızla kısırlaştırılması da gerekiyor. Tüm belediyeleri seferber olur ve ilçe sınırları içerisindeki sokak köpeklerini önümüzdeki üç yıl içeresinde kısırlaştırırlarsa üremenin önüne büyük oranda geçileceği öngörülüyor. Bir köpeğin doğal ömrü 8 yıl ortalamasında. Eğer kısırlaştırma doğru bir şekilde yapılırsa 5 yıl içerisinde sokaklar normale dönebilir. Yoksa önümüzdeki on yılın sonunda yani 2032'de 50 milyondan fazla sokak köpeği ile yaşıyor olacağız. Bir de terk edilen köpekler meselesi var. Yıllardır söylendi, kampanyalar yapıldı ve nihayet Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklikle petshop'larda hayvan satışı yasaklandı. Eğer bir “lobi” çalışmasıyla süre uzatılmazsa, 2022'nin 14 Temmuz'u son. Bu zamana kadar her dükkana girenin eline tasma tutuşturdular ama. Sonuçları ise vahim. İşte bu petshop'lardan alınan ya da yasal olmayan üreme merkezlerinden edinilen çeşitli ırklardaki köpeklerin çoğu bakılamayınca sokağa terk ediliyor. Özellikle de İstanbul'un ormana sınırı olan Şile, Sarıyer, Beykoz, Arnavutköy ve Çatalca gibi ilçelerinde terk edilmiş binlerce köpek var. Hafta sonu aracınızla gidin de görün. Nasıl bir sefalet içindeler. Allah'tan bu hayvanları beslemeye ömrünü adamış gerçek hayvanseverler var. Ne mama lobisine teşneler ne de başka bir rantları var.
Sokak hayvanları, barınaklar ve Hayvanları Koruma Kanunu, Gaziantep'te dört yaşındaki Asiye Ateş‘in geçen hafta iki köpeğin saldırısı sonrası ağır yaralanmasıyla gündeme geldi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın olaya ilişkin “Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil barınaklardır” demesi de hayvan hakları aktivistlerinin tepkisini topladı. Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Fatma Biltekin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 81 il valiliğine sokak hayvanları ile ilgili gönderdiği genelgenin pek çok hak ihlaline yol açacağını söylüyor. Biltekin, “Erdoğan'ın açıklamalarından sonra Hayvanları Koruma Kanunu'na aykırı bir şekilde bakımevi bile olmayan belediyeler hayvanları toplamaya başladılar. Ordu'nun Aybastı Belediyesi'nde, Afyon'un Sandıklı Belediyesi'nde, Kütahya'da, Şanlıurfa'da, Bursa'dan toplama haberleri geldi. Bu durumda aslında suç duyurusunda bulunmak gerekiyor. Bu sorunu derinleştiren belediyelerdir” diyor.
Gaziantep'te, pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısında ağır yaralanan 4 yaşındaki Asiye Ateş'in babası Hüseyin Ateş, tek çocuklarının bu durumda olmasının acısını yaşadıklarını söyledi
Gaziantep'te, pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısında ağır yaralanan çocuğun tedavisi devam ediyor. Korkunç olayda, Asiye Ateş'in sağlığının her geçen gün daha iyiye gittiği ancak hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi
Gaziantep'te 17 yaşındaki Duygu Delen'in ölümüyle ilgili "çocuğun kasten öldürülmesi", "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hakaret" ve "konutta yağma" suçlamasıyla Mehmet K'nin yargılandığı davada, Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulu'nun raporu mahkeme ...
Bu bölümde bir dönene sordum ve San Diego'dan Gaziantep'e ailesinin yanına taşınan Rebecca Nurlu konuğum. Yarı Türk yarı İngiliz olan Rebecca, ilkokulu Türkiye'de Gaziantep'te okuduktan sonra ortaokulu Fransa'da, lise ve üniversiteyi de San Diego'da okuyor. San Diego'da devam eden hayatına ve orada başladığı kariyerine 2015 yılında Gaziantep'e geri taşınıp orada devam etme kararı alıyor. Türkiye'ye geldikten sonra, Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda göçmenlik ve yardım alanında çalışmaya başlıyor. Rebecca ile podcaste ilk başladığımdan beri konuşmak istiyordum ve bu süreçte aslında tekrar bir taşınma kararı aldı ve Ekim 2021'de Edinburgh'a taşındı. Rebecca ile 2015'te Amerika'dan Türkiye'ye geri taşınma kararını, 5.5 senelik Türkiye deneyimini ve yeniden taşınma kararı almasını konuştuk. Antep'in 20 STK ve 8 Birleşmiş Milletler branşı ile binlerce expat'ın çalıştığı bir şehir olmasından Rebecca'nın adaptasyon ve göç ile ilgili yorumlarına kadar birçok konuya değindik. Uygun kur ve düşük gönderim ücretiyle yurt dışı para transferlerinizi kolayca yapabileceğiniz TransferGo uygulamasını http://bit.ly/bigidenesoralim 'dan indirip inceleyebilirsiniz.
İsmail Saymaz 17 Eylül'de yayımlanan köşe yazısında, iki askerin yakılması fermanını verdiği ileri sürülen IŞİD kadısı Jamal Abdurrahman Alwi'nin tutuksuz yargılandığını ve Gaziantep'te kuşçuluk yaparak geçindiğini yazmıştı. Saymaz, dünkü yazısında ise Alwi'ne 15 Ekim'de açılan davanın detaylarını paylaştı. Keyifli dinlemeler!
Ekibimiz 4 büyüklerin maçını enine boyuna değerlendirdi. Galatasaray'ın orta saha rotasyonu ile alakalı problemler neler? Trabzonspor'un oyunundaki belirgin artı ve eksiler neler? Fenerbahçe, mevcut kadroyla şampiyon olabilir mi? Nsakala-Rıdvan arasında kim, neden önde? Beşiktaş, Gaziantep'te neden kilit açamadı? Keyifli dinlemeler! (2:20) GS-HATAY (15:20) TS-SVS (36:10) FB-ANT (58:00) ANTEP-BJK
İstanbul Edebiyat Evi'nde Sonbahar 2020 sezonu boyunca yayınladığımız "Ne Mutlu Eşitim Diyene" milliyetçilik konferanslarının konuşmacılarından biri olan ve halen Kudüs İbrani Üniversitesi'nde dersler veren tarihçi Ümit Kurt, bu kez yeni kitabını anlatmak üzere evimizin konuğu. Gaziantep'te doğmuş ve büyümüş bir akademisyen olan Kurt'un, daha önce İletişim Yayınları'ndan çıkan Antep 1915: Soykırım ve Failler kitabından sonra bu yıl da The Armenians of Aintab: The Economics of Genocide in an Ottoman Province adlı kitabı Harvard Üniversitesi Yayınları arasında yayımlandı. Her iki kitap üzerinden Antep'in yakın tarihine bakan bir konuşma.
Açık Oturum'un 306. bölümünde Gülçin Karabağ konukları Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Danış, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Neva Övünç Öztürk, Gaziantep'te faaliyet gösteren Kırkayak Kültür Genel Koordinatörü, akademisyen Kemal Vural Tarlan ile hukuki, siyasi, sosyolojik ve ekonomik boyutlarıyla “göç ve mülteciler meselesi” üzerine konuştu.
Aylin Öney Tan bugün Gaziantep'te bayram sofrasının olmazsa olmaz yemeği yuvalama tarifini püf noktalarıyla anlatıyor.
Benim Hocam Bielsa'nın 5. bölümüne Marius Sumudica'nın Gaziantep'te başardıklarını konuşarak başladık. Süper Lig tarihinde Jean Tigana ve Cristoph Daum gibi favori yabancı teknik direktörlerimize değindikten sonra Süper Lig'de haftanın öne çıkan maçlarına göz attık. Premier Lig'de ilginç sonuçların alındığı haftadan bahsederken Manchester United'da Solskjaer'in hakkının verilip verilmediğini ve Arsenal'daki kötü gidişattan bahsettik. Bundesliga'da tepetaklak giden Schalke'ye de değindikten sonra son durağımız FIFA ödülleri oldu. Keyifli dinlemeler! 03:13 Sumudica-Gaziantep 12:25 Türkiye'deki Yabancı Teknik Direktörler 18:37 Fatih Karagümrük-Galatasaray 22:58 Beşiktaş-Erzurumspor 25:40 Manchester United'ın Yükselişi 31:08 Arsenal'de Kötü Gidiş 36:15 Schalke 04 ve 2020 40:24 FIFA Ödülleri
Aylin Öney Tan bugün Gaziantep'te öğrendiği kurutulmuş pirpirim otu ile yapılan yöresel Pirpirim Aşı tarifini veriyor. Pişirirken pirpirim, et, salça ve çok sayıda bakliyat ile sarımsak ve diğer malzemeyi tencereye koyma sırasının çok önemli olduğunu vurguluyor. Düğünlerde söylenen bir de pirpirim manisi ekliyor. İyi dinlemeler
Gaziantep'te faaliyet gösteren ve Roman-Dom-Abdal adlarıyla tanınan Çingene topluluklar üzerinde araştırmalar yapan Kırkayak Derneği, geçtiğimiz hafta yayınladığı raporda bu toplumun çocuklarının eğitimde yaşadığı ayrımcılığa dikkat çekti. Derneğin raporuna göre, özellikle Suriye iç savaşından sonra sınır kentlerinde yaşayan ve mültecilerin bile ayrımcılığına uğrayan çingene toplulukları yoksulluğun en katmerlisini yaşıyor.
UMÖB, 1993 yılından beri, yılda iki kez Türkiye'nin farklı şehirlerinde herhangi bir kurum veya kuruluşa bağlı olmaksızın düzenlenen bir öğrenci buluşması. Tamamen öğrenci inisiyatifinde, bağımsız ve belki de etkinliğin en özgün yanı olarak bütünü ile gönüllülük esasına dayanıyor. Her UMÖB'ün sonunda bir sonraki UMÖB'ü düzenlemek için çeşitli şehirler aday oluyor ve sunumlar yapılıyor. Sunumların ardından seçim yapılarak bir sonraki buluşmanın şehri belirleniyor. Tasarım Köyü'nün hikâyesi de, geçtiğimiz yıl Trabzon'da düzenlenen buluşmada İzmir'in aday olması ve kazanması ile başlıyor. Okullar yerine şehirlerden söz ediliyor; çünkü etkinliklerin her biri, ortak noktaları aynı şehirde mimarlık okumak olan öğrenciler tarafından üstleniliyor. UMÖB 15 - Tasarım Köyü İzmir ekibi de Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi'nde mimarlık okuyan 13 öğrenciden oluşuyor.UMÖB 15 ekibi, “Tasarım Köyü” fikrini şöyle anlatıyor: “Mimarlık fakültelerinin 4 yıllık programları dahilinde, tasarım disiplininin, sadece kentle ve kentliyle olan ilişkilere odaklanması üzerinden ortaya çıkan bir fikir; ‘köyde olma' fikri. Eğitim ve çalışma hayatında mimarlığa sadece kent ölçeğinden bakıldığını, farklı bir alternatifin de deneyimlenebileceğini vurgulayan, kentli olanaklarını ve teknolojilerini bir kenara koyarak kırsaldaki üretim ve toplumsal ilişkileri atölyelere taşıyan bir buluşma hedefledik en başından beri. Kamp alanımız olan Düzce Köyü İlkokulu bahçesi günün her saati köy çocuklarının, teyzelerin, söyleşiye yoldan katılan amcaların uğrak noktası oldu.Tasarım Köyü'nü geçmiş yıllardan ayıran önemli bir nokta da sadece mimarlık öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen etkinliği, ‘tasarım' konusunda ilgili olan ve bu alanda çalışan herkese açık hale getirmek oldu. 37 farklı üniversiteden mimarlık, iç mimarlık, peyzaj mimarlığı, planlama, endüstriyel tasarım, grafik tasarım gibi bölümlerin yanı sıra sosyoloji ve siyaset bilimi okuyup tasarımla ilgilenen katılımcılar da köye geldiler. Bu çeşitlilik ciddi anlamda hem atölyeleri hem de genel olarak buluşma haftasını ilham verici ve zihin açıcı olasılıklara açık hale getirdi”.Hafta boyunca eş zamanlı ilerleyen ve 8-10 kişilik ekipler halinde çalışan 14 atölyenin yanında katılımcıların dönüşümlü ve esnek olarak katılabileceği 4 tane de ortak atölye yer aldı.Atölye süreçleri Tasarım Köyü İzmir Facebook sayfasından ve internet sitesinden takip edilebilir. Tüm atölye sonuç ürünlerinin derlendiği bir katalogun da çalışmaları devam ediyor.Programın ardından, son sözü UMÖB 15 ekibine bırakalım:“Fanuslarda yaşayan tasarımcılar olmanın ötesine geçerek yere dokunan, yerle ilişki kuran, bilgi alışverişinin köy halkı ile karşılıklı olarak ilerlediği bir buluşma haftasını geride bıraktık. Akıllarda kalan sorulardan birisi okullardaki kalıplaşmış tasarım eğitimi sürecine alternatif bir öğrenme ortamı nasıl olabilir? Buluşmalar bunu ne kadar karşılıyor? Bir sonraki buluşmanın Şubat ayında Gaziantep'te olacağını hatırlatıp üretimin ve paylaşımın üst düzeyde olduğu öğrenci buluşmalarının devam edecek enerji ve motivasyonu her zaman bulabilmesini diliyoruz.”
UMÖB, 1993 yılından beri, yılda iki kez Türkiye'nin farklı şehirlerinde herhangi bir kurum veya kuruluşa bağlı olmaksızın düzenlenen bir öğrenci buluşması. Tamamen öğrenci inisiyatifinde, bağımsız ve belki de etkinliğin en özgün yanı olarak bütünü ile gönüllülük esasına dayanıyor. Her UMÖB'ün sonunda bir sonraki UMÖB'ü düzenlemek için çeşitli şehirler aday oluyor ve sunumlar yapılıyor. Sunumların ardından seçim yapılarak bir sonraki buluşmanın şehri belirleniyor. Tasarım Köyü'nün hikâyesi de, geçtiğimiz yıl Trabzon'da düzenlenen buluşmada İzmir'in aday olması ve kazanması ile başlıyor. Okullar yerine şehirlerden söz ediliyor; çünkü etkinliklerin her biri, ortak noktaları aynı şehirde mimarlık okumak olan öğrenciler tarafından üstleniliyor. UMÖB 15 - Tasarım Köyü İzmir ekibi de Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi'nde mimarlık okuyan 13 öğrenciden oluşuyor.UMÖB 15 ekibi, “Tasarım Köyü” fikrini şöyle anlatıyor: “Mimarlık fakültelerinin 4 yıllık programları dahilinde, tasarım disiplininin, sadece kentle ve kentliyle olan ilişkilere odaklanması üzerinden ortaya çıkan bir fikir; ‘köyde olma' fikri. Eğitim ve çalışma hayatında mimarlığa sadece kent ölçeğinden bakıldığını, farklı bir alternatifin de deneyimlenebileceğini vurgulayan, kentli olanaklarını ve teknolojilerini bir kenara koyarak kırsaldaki üretim ve toplumsal ilişkileri atölyelere taşıyan bir buluşma hedefledik en başından beri. Kamp alanımız olan Düzce Köyü İlkokulu bahçesi günün her saati köy çocuklarının, teyzelerin, söyleşiye yoldan katılan amcaların uğrak noktası oldu.Tasarım Köyü'nü geçmiş yıllardan ayıran önemli bir nokta da sadece mimarlık öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşen etkinliği, ‘tasarım' konusunda ilgili olan ve bu alanda çalışan herkese açık hale getirmek oldu. 37 farklı üniversiteden mimarlık, iç mimarlık, peyzaj mimarlığı, planlama, endüstriyel tasarım, grafik tasarım gibi bölümlerin yanı sıra sosyoloji ve siyaset bilimi okuyup tasarımla ilgilenen katılımcılar da köye geldiler. Bu çeşitlilik ciddi anlamda hem atölyeleri hem de genel olarak buluşma haftasını ilham verici ve zihin açıcı olasılıklara açık hale getirdi”.Hafta boyunca eş zamanlı ilerleyen ve 8-10 kişilik ekipler halinde çalışan 14 atölyenin yanında katılımcıların dönüşümlü ve esnek olarak katılabileceği 4 tane de ortak atölye yer aldı.Atölye süreçleri Tasarım Köyü İzmir Facebook sayfasından ve internet sitesinden takip edilebilir. Tüm atölye sonuç ürünlerinin derlendiği bir katalogun da çalışmaları devam ediyor.Programın ardından, son sözü UMÖB 15 ekibine bırakalım:“Fanuslarda yaşayan tasarımcılar olmanın ötesine geçerek yere dokunan, yerle ilişki kuran, bilgi alışverişinin köy halkı ile karşılıklı olarak ilerlediği bir buluşma haftasını geride bıraktık. Akıllarda kalan sorulardan birisi okullardaki kalıplaşmış tasarım eğitimi sürecine alternatif bir öğrenme ortamı nasıl olabilir? Buluşmalar bunu ne kadar karşılıyor? Bir sonraki buluşmanın Şubat ayında Gaziantep'te olacağını hatırlatıp üretimin ve paylaşımın üst düzeyde olduğu öğrenci buluşmalarının devam edecek enerji ve motivasyonu her zaman bulabilmesini diliyoruz.”