POPULARITY
KRISTEN PROGRESIF SESAT? GALVA (Senin, 6 Mei 2024) Apakah AJARAN KRISTEN PROGRESIF SESAT? Mengapa AJARAN KRISTEN PROGRESIF dianggap orang SESAT? Apakah ciri-ciri BIDAT? Adakah yang lebih berbahaya dari KRISTEN PROGRESIF? Mari temukan jawabannya dalam khotbah kali ini.
Arsalan Khan is Associate Professor in the Department of Anthropology at the University of Tennessee, Knoxville. Arsalan Khan comes on The Pakistan Experience to discuss his book on the Tablighi Jamaat of PAkistan, "The Promise of Piety". On this week's episode we discuss Colonialism, Religion, The Tablighi Jamaat, Maulana Tariq Jameel, TLP, Taliban, Revivalist Movements and the importance of rituals. In The Promise of Piety, Arsalan Khan examines the zealous commitment to a distinct form of face-to-face preaching (dawat) among Pakistani Tablighis, practitioners of the transnational Islamic piety movement the Tablighi Jamaat. This group says that Muslims have abandoned their religious duties for worldly pursuits, creating a state of moral chaos apparent in the breakdown of relationships in the family, nation, and global Islamic community. Tablighis insist that this dire situation can only be remedied by drawing Muslims back to Islam through dawat, which they regard as the sacred means for spreading Islamic virtue. In a country founded in the name of Muslim identity and where Islam is ubiquitous in public life, the Tablighi claim that Pakistani Muslims have abandoned Islam is particularly striking. The Promise of Piety shows how Tablighis constitute a distinct form of pious relationality in the ritual processes and everyday practices of dawat and how pious relationality serves as a basis for transforming domestic and public life. Khan explores both the promise and limits of the Tablighi project of creating an Islamic moral order that can transcend the political fragmentation and violence of life in postcolonial Pakistan. The Pakistan Experience is an independently produced podcast looking to tell stories about Pakistan through conversations. Please consider supporting us on Patreon: https://www.patreon.com/thepakistanexperience To support the channel: Jazzcash/Easypaisa - 0325 -2982912 Patreon.com/thepakistanexperience And Please stay in touch: https://twitter.com/ThePakistanExp1 https://www.facebook.com/thepakistanexperience https://instagram.com/thepakistanexpeperience The podcast is hosted by comedian and writer, Shehzad Ghias Shaikh. Shehzad is a Fulbright scholar with a Masters in Theatre from Brooklyn College. He is also one of the foremost Stand-up comedians in Pakistan and frequently writes for numerous publications. Instagram.com/shehzadghiasshaikh Facebook.com/Shehzadghias/ Twitter.com/shehzad89 Chapters: 0:00 Introduction 1:20 Use of Blasphemy Law in Pakistan 4:51 Colonialism, Religion and 'Evolution of Thought' 13:00 Tablighi Jamaat; Sense of Order, Ethics and Masculinity 21:30 Maulana Tariq Jameel and Hierarchies 26:00 Bidat, Islamic Reform Movement and Revivalist Movements 42:00 Is Hindutva a Revuvakust movement 43:55 Otherization and Inviting people 48:00 Ritual. Dawat and Personal Relationships 54:00 Raiwand, Building Connections and Ego 1:02:00 Deobandi School of Thought, TTP and TLP 1:14:30 Religious Populism, PTI and Imran Khan 1:25:45 Audience Questions
Türklerin İslâm dairesine girdiği sırada inanç ve yaşantıları İslâmiyet'e çok yakındı. Bu durum onların evvelce sahip oldukları doğru inanç ve itikattan ve beğenilen huylardan kopmadıklarını gösteriyordu. Bu sebeple de Hıristiyan, Yahudi ve Zerdüşt mis-yonerlerinin yoğun faaliyetlerine maruz kaldıkları bir dönemde kolaylıkla İslâmiyet'i seçtiler. Türk Milleti bu geçişle birlikte mutlâk olarak kendilerini Cenâb-ı Hâkk'ın seçtiği ve İslâm'ı dünyaya duyurmak üzere büyük bir vazifeyi üzerlerine almış olduğu şuurundaydılar. Nitekim ilk İslâmî destanları bunu açıkça gösteriyordu. Satuk Buğra Han destanında bu büyük Türk hakanının ruhunun, Miraç'ta Peygamber (s.a.v.) Efendimizle görüştürülmesi hadisesi çok anlamlıdır. Miraç'ta şanlı Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in duâsına mazhar olan Satuk Buğra Han, Türk Milleti'ne büyük ülkü ve ideali de aşılamıştır. Bu ülkü: Î'lâ-yı Kelimetullâh davasının müdafii ve savunucusu olmaktı. Sultan Alparslan, “Biz halis Müslümanlarız. Bidat nedir bilmeyiz. Onun için Cenâb-ı Hâkk biz Türkleri aziz kıldı” derken bu ülkünün sevdalısıydı. Sultan Melikşah bir seferinde Akdeniz'e ulaştığında: “Ya Rabbi şu uçsuz bucaksız deniz önüme çıkmasa idi, adını gidebileceğim yere kadar götürürdüm” diyerek acziyetini beyân ederken bu ülkünün cihangiri idi. Yahya Kemal, Yavuz Sultan Selim Hân'ın vefatı için: “Sultan Selim-i Evveli ram etmeyip ecel / Fethetmeliydi âlemi şan-ı Muhammedi” diye hayıflanırken, bu cihangir padişahın hedef ve idealine mükemmel bir surette ışık tutmaktaydı. Dolayısıyla Türk Milleti Satuk Buğra Hân'dan itibaren Orta Asya, Hindistan, Afganistan, Mısır, Suriye, Anadolu, Afrika ve Avrupa'da kurmuş olduğu devletlerle Cenâb-ı Hâkk'ın yüce ismini her tarafa duyurmuştu. Gazneli Mahmud, Tuğrul Bey, Muhammed Alparslan, Melikşah, Baybars, Babur, Evrengzib, Emir Timur ve Osman Gazi'den II. Abdülhamid Hân'a kadar Osmanlı sultanları hep bu ideal ve aşkla çalışmışlardır. (Prof. Ahmet Şimşirgil, Mızraklı Hakîkât)
Mevlid Kandili Özel Yayını programının girişinde, kandil kutlama konusunda Alperen Bey'in yaptığı iki dakikalık kısa konuşmayı bu mesele her kandilde gündeme geldiği için müstakil bir video hâline getirmek istedik. - Efendimiz (sas) kandil kutlamış mıdır? - Kandil kutlamak bidat, dolayısıyla bir günah mıdır? - Günümüzde kandil kutlamamız gerekir mi?
Topic: Shirk Bidat | Speaker: Abu Zaid Zameer
On this weeks LTC, Jeannette catches us up on potential show curses, we discuss which sports broadcaster we want calling our lives, EdBob gives of a Top 5 list of people in sports who need to go down, and we create our very own box stores! #LourRangerLineup @JohnAGauldin @los_jiv @str8cashhomie88 @Heat_EdBob @PowChrisol @jayher17 Learn more about your ad choices. Visit podcastchoices.com/adchoices
Alimlerin alemi dışarıdan herkesin ilgisini çeker elbet. Bazısına parlak gelir, bazısına ürkütücü ve zorlu gelir. Bu aleme girmek isteyenler, girmeyi bir şekilde başarabilenler kendi kaplarına göre nasipleniyor, kaplarının alabileceğini alıyorlar. O aleme destursuz dalıp dağıtmak isteyenler de olabiliyor, uzaktan kaplarının alabildiğini bile murdar edip dökmek için alanlar olabiliyor. Dostane değildir yaklaşımları, o yüzden nasipleri de ona göredir. Azıcık akıllarıyla, zahmetsiz duyduklarından oluşturdukları malumat yığınıyla, daracık zindan gibi hücrelerinden koskoca bir alemi değerlendirmeye, yargılamaya da kalkarlar. Yusuf el-Karadavi'nin vefatı üzerine hakkında yazılanlara, söylenenlere bakıldığında bu tür yargılayıcı değerlendirmelere de şahit olduk. Başka herkes bir yana da onun Ehl-i Sünnet'e bağlılığını eleştirenler en tuhaflarıydı. Ehl-i Sünnet'in belki yaşayan en büyük referansı olan bir alimi Ehl-i Sünnet adına yargılamaya kalkışmaya atfedilecek sözü bulamıyorum. Cahillik, Ehl-i Sünnet bezirganlığı, tereciye tere satmak, haricilik, ukalalık, zavallılık veya hepsi. Hani Ehl-i Sünnet Karadavi değilse kim olabilir? Veya bunların kafasında hiçbir kitapta yeri olmayan bu Ehl-i Sünnet vehmi ne? Bunların Ehl-i Sünnet kavramından anladıkları şeye bakıyorum, ne İslam tarihinde ne de bugünün İslam dünyasının başka hiçbir yerinde bir karşılığı yok. Bidat ve hurafeler yığını dinlerinin üzerine uyanıkça “Ehl-i Sünnet” markası koymuş, böylece patent hakkını satın almış gibi davranıyorlar. Başka hiç kimseye bu markayı asla kullandırtmıyorlar. Bu uğurda karalamadıkları, neredeyse dinden çıkarmadıkları kimse kalmamış. Geçtiğimiz günlerde arkadaşımız İsmail Kılıçarslan bu anlayışı “Sizin cemaatinizde kimseye yer yok” başlığı altında çok isabetli bir biçimde teşhir etti. O kadar yargılayıcı, o kadar dışlayıcı, o kadar mükemmeliyetçiler ki, altını kazıdığınızda sadece kendi evhamları, bidatleri, hurafeleri ve tabii ki hiçbir hakkedişi olmayan kibirleri ve kendilerini-şeyhlerini beğenmişlikleri. Bu kafanın bütün Müslümanları kardeş bilmesi, ümmeti dert etmesi ve ona çareler bulmaya çalışması mümkün mü? Her zaman olduğu gibi böyle bir şahsiyeti aslında tam da Ehl-i Sünnet'e fazla metin-merkezci yaklaşımıyla bağlı olmaktan dolayı eleştirenler de var. Oysa çağ değişmiş, modern dünyanın sorunlarına ve diline yeni bir İslami anlayışla, geleneksel İslami ilimlerin çerçevesine yeni bir paradigmayla, modernist, tarihselci yeni bir yaklaşımla karşılık vermek gerekiyor diyenler için Yusuf el-Karadavi gereğinden fazla gelenekselci, haddinden fazla Ehl-i Sünnet kalıyor. Oysa Karadavi'nin bu tür insanlarla uğraşacak ne zamanı oldu ne de umuru. Allah nispeten uzun ömrüne bereket de verdi, o ise bu ömrün her dakikasını ilimle, tefekkürle, Müslümanların dertlerini dert ederek, sorunlarını çözmeye çalışarak geçirdi. 200'ün üzerinde kitap yazdı. Binlerce konferans, ders, televizyon programı ile sürekli konuştu, aydınlatmaya çalıştı, fetvalar verdi. Zaman zaman verdiği fetvalardan geri döndüğü de oldu. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Şartların ve zamanın değişmesiyle ahkamın değişmesi ilkesi fıkhının temel prensiplerindendi. Onun fıkıh anlayışı modernistlere bile hiçbir eleştiri hakkı bırakmayacak kadar yoruma açıktı. Ancak bu yorumlarında “sabit” ile “değişebilen” ayırımını çok iyi yapıyordu ve değişebilecekler hususunda her zaman kolaylaştırıcı, uyumcu, sorun çözücü tarafta yer alırken Şeriat'ın sabitlerinden bir milim taviz vermiyordu.
Islamic Lectures (Manhaj-e-Salaf): Understanding Islam The Way Salaf Did
Topic: Bidat Ki Haqeeqat | Speaker: Adv Faiz Syed
Islamic Lectures (Manhaj-e-Salaf): Understanding Islam The Way Salaf Did
Topic: Sunnat aur Bidat | Speaker: Adv Faiz Syed
Mektubatı Rabbani üzerine konuştuğumuz video serimizde bu videoda İmam Rabbani'nin bidat anlayışını anlatmaya çalıştık. || Bidati Hasene var mıdır ? Sünnet ve Bidat.. Ayrıca kendi görüşlerimizi de bu konuda belirtmeye çalıştık. Umarım faydalı olur.
Dünyanın en kalabalık Müslüman örgütü olduğu düşünülen Tebliğ Cemaati, Müslümanları, Hintli misyonerlerin etkisinden uzaklaştırmak için kuruldu. Bidat ve hurafelere savaş açan cemaat, yüz yüze tebliğ yöntemini kullanır. Ehl-i sünnet olduğu sürece mezhep ayrımı yapmayan cemaatin, siyasi ve ideolojik bir tutumu yoktur.
Bid'at which are all do unknowingly. A Short Remainder to stay away from the trap of Shaytaan.
S01-29-Kandil-Bidat-mi-Namaz-Efendimizi-sevmenin-yolu by Seyeran
إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلَائِكَةُ أَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ ﴿٣٠﴾ “Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!” (Fussilet 30) نَحْنُ أَوْلِيَاؤُكُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ وَلَكُمْ فِيهَا مَا تَشْتَهِي أَنفُسُكُمْ وَلَكُمْ فِيهَا مَا تَدَّعُونَ ﴿٣١﴾ نُزُلًا مِّنْ غَفُورٍ رَّحِيمٍ ﴿٣٢﴾ “Biz dünya hayatında da âhirette de sizin dostlarınızız. Çok bağışlayan ve çok merhametli olan Allah’tan bir ağırlama olarak, orada canlarınızın çektiği her şey var, istediğiniz her şey orada sizin için var.” (Fussilet 31-32) 2) İbn Abbas (r.a), bir rivayetinde, bu ayetin Hz. Ebû Bekir (r.a) hakkında nazil olduğunu; çünkü onun, belâ ve sıkıntıların en şiddetlisine düştüğü halde, dininden asla ve kafa zerrece dönmediğini, tavrını hiç değiştirmediğini söylemiştir. O halde, Hz. Ebû Bekir, "Rabbimiz Allah’dır" deyip, hiçbir sebepten ötürü değişmeden, bu yolda, bu sözde dosdoğru kalan zat olmuş olur. Ben diyorum ki: Bu hususta şu izahlar da yapılabilir: Bu âlemin bir ilahı olduğunu inkâr eden kimse için, geriye şöyle birtakım işler kalır: 1) Allah Teâlâ'mn sıfatlarını nefy (red) hususunda, "ta'tîl"e, yani Cenâb-ı Hakk'ın hiç sıfatı olmadığını söyleyecek kadar ileri gitmemesi ve yine Allah'a sıfatlar vermede de "teşbîh"e (mahlûkata benzetmeye) varıp dayanacak kadar ileri gitmemesi, aksine "teşbîh" ile "ta'tîl" arasında dosdoğru bir itidal çizgisi üzerinde kalmasıdır. Yine bu kişinin, "cebr" ile "kader" arasında, mu'tedil (doğru-orta) bir çizgi üzerinde kalması gerekir. Ümit ve ümitsizlik arasında dosdoğru bir çizgi üzerinde, orta bir yolda olması gerekir ki, "Gerçekten "Rabbimiz Allah'dır" deyip de sonra dosdoğru olanlar.," ayetinden kastedilen de budur. Selefiler de, Mealistler de, Şii'ler de kendileri dışındaki bütün ümmeti tekfir ederler! Temelde üçünün de kanseri aynıdır: Enâniyet = Benlik... Yamuk bir sopayı düzeltebilmek için sadece düz tutmak yetmez; tersine bükmelisin ki sopa düzleşsin. Bid'at fırkaların var olduğunu söyleyip her şeyi oluruna bırakamayız bunun gibi de... Delillerle, reddiyelerle üstlerine gitmeli ve bu yamukları da tersine bükmeliyiz aynı zamanda... Son Mezhepsiz Bükücü 2) İkinci görüşe gelince ki bu, ayetteki "istikâmet", amel-i salihte bulunma manasına almamızdır, bu sahabe ve tabiinden pek çok kimsenin görüşüdür. Onlar bu görüşün daha evlâ olduğunu söylemişlerdir. Çünkü böylece ayetteki, "Gerçekten, "Rabbimiz Allah'dır" deyip de" ifadesi, söz ve inanç bakımından istikâmeti, "sonra dosdoğru olanlar" ifadesi de, sâlih amelleri içine alır. Bu ayet, son nefeste meleklerin yardımına bir delildir. Daha sonra Cenâb-ı Hak, "Onların üzerine... melekler inerler" buyurmuştur. Bunun, ölürken olacağı ileri sürülmüştür. Yine bunun şu üç yerde, ölürken, kabirde ve diriliş esnasında Kıyamete kadarki zamanda olacağı da söylenmiştir. Bil ki bu söz mü'minin, ölürken, kabirde ve diriliş esnasında, birtakım korkunç ve dehşetli hallerden dolayı korku duymayacağına, aksine kalbi emîn ve gönlü yatışmış olacağına delâlet eder. Çünkü ayetteki, "Korkmayın, tasalanmayın" ifadesi, kesinlikle hiçbir korku ve tasanın olmayacağını ifade eder.
Bu sohbette, dinde değişiklik yapmanın, yani bidat çıkarmanın fenalığı ve bunun sapıklık olduğu misallerle anlatılmaktadır.
Bu sohbette, dinde değişiklik yapmanın, yani bidat çıkarmanın fenalığı ve bunun sapıklık olduğu misallerle anlatılmaktadır.
Bu sohbette, bidatin ne olduğu, çeşitleri, dinde yapılan değişikliklerin, dini değiştirmek olacağı bunun da insanı felakete götüreceği nakillerle anlatılmaktadır.
Bu sohbette, bidatin ne olduğu, çeşitleri, dinde yapılan değişikliklerin, dini değiştirmek olacağı bunun da insanı felakete götüreceği nakillerle anlatılmaktadır.
Bu sohbette, bu sohbette bid atin dini yok etmek ve değiştirmek olduğu belirtilmekte, dünya ve ahirette, bid at sahiplerinin felaketlerden ve pek elim azaplardan kurtulamayacağı nakillerle anlatılmaktadır.
Bu sohbette, bu sohbette bid atin dini yok etmek ve değiştirmek olduğu belirtilmekte, dünya ve ahirette, bid at sahiplerinin felaketlerden ve pek elim azaplardan kurtulamayacağı nakillerle anlatılmaktadır.
hakikatbookstore@gmail.com (Hakikat Kitabevi)
Bidatin kötülüğü. Allah için bidat ehline sert bakanın kalbini Allahü teâlâ imanla doldurur. Korkudan korur.
İcma-i ümmet ne demektir? Bidat ehli kimlerdir?
Ahir zamanda, bir sünneti ortaya çıkarana ne kadar sevab verilir? Ahir zamanda, unutulmuş bir sünneti ortaya çıkartırken dikkat edilmesi gereken mühim incelik nedir? Fitne uykudadır.
Bidatin kötülüğü. Allah için bidat ehline sert bakanın kalbini Allahü teâlâ imanla doldurur. Korkudan korur.
Bidat ehlinin farz ve nafileleri niçin kabul olmaz? Peygamberimiz sallahü aleyhi vesellem, bu konuda ne buyurdular? Allahü teâlâ bidat çıkarana lanet ediyor.
Ahir zamanda, bir sünneti ortaya çıkarana ne kadar sevab verilir? Ahir zamanda, unutulmuş bir sünneti ortaya çıkartırken dikkat edilmesi gereken mühim incelik nedir? Fitne uykudadır.
İcma-i ümmet ne demektir? Bidat ehli kimlerdir?
Bidat ehlinin farz ve nafileleri niçin kabul olmaz? Peygamberimiz sallahü aleyhi vesellem, bu konuda ne buyurdular? Allahü teâlâ bidat çıkarana lanet ediyor.
Mali predznaci Sudnjeg dana, bidat kao veliki grijeh