POPULARITY
Memurların haklarını savunmak için kurulan sendikalar memurların birçok hakkının alınmasında önemli başarılar sağlamıştır. Toplu sözleşmelerde masada olanların daha fazla hak sağlamaları konusunda birçok tartışma yaşanmıştır. Bu yazımızda memur sendikacılığında yaşanan sorunları açıklamaya çalışacağım.
Toplu sözleşmelerde ve her türlü ücret zammı pazarlığında patron tarafı işçilerden ekonominin, sektörün, şirketin durumunu gözetmelerini ister, patron temsilcileri neredeyse gözleri buğulu kara tablolar çizer ve iş her zaman işçiden fedakârlık talep edilmesiyle sonuçlanır. Açık ve net! Üretimin toplumun ihtiyaçları için değil de bir avuç patronun kârı için yapıldığı bu düzende işçinin ekonominin de, sektörün de, şirketin de durumunu gözetmek diye bir görevi ve sorumluluğu yoktur. Böyle bir ahlaki yükümlülüğü de söz konusu değildir. İşçinin çalışmaktaki gayesi evine ekmek götürmektir. Varsa bir sorumluluğu o da evdekileredir. Bu durumda işçilerin gözeteceği durum çarşıda pazarda artan fiyatlar, arşa çıkan kiralar, eğitim ve sağlık masraflarıdır.Ekonominin genel durumunun hiç önemi yok değildir elbette. Ama bu sadece işçinin mücadeledeki pazarlık gücüyle alakalıdır. İşçi üretimin canlı olduğu dönemde üretimden gelen gücünü kullanarak daha çok kazanım elde edebilir. Tersi durumda ise işçilerin rekabet gücü göreli alarak azalır. Ama bu bizim mücadele stratejimizle ilgilidir, hangi yolu izleyeceğimiz, hangi eylemi hangi sertlikte uygulayacağımız bizi ilgilendirir. Hiçbir koşul ve şart altında işçilerin, patronların buğulu gözlerinden etkilenip de haklarından vazgeçmesi beklenemez. Zaten patronlar da fedakârlık falan istememektedir aslında. Düpedüz tehdit ederler. Ya sefalete mahkûm olur, açlığa talim edersiniz ya da kapıyı gösteririz demektedirler.
2026 ve 2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden uzlaşı çıkmayınca 4688 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik gereğince kamu işveren tarafı konuyu Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna taşıdı. Kamu görevlileri ümitsiz bir şekilde sonucu bekliyor. Bu arada yetkili sendika ile uzlaşılan maddeler de tatmin edici bulunmadı. Bu yazımızda bu çerçevede bir analiz yapmaya çalışacağım.
Kamu işçilerinin toplu sözleşmelerinin ardından dört milyon kamu emekçisini (İşçi sınıfının parçası olduğumuzu vurgulamak için kamu emekçisi kavramını kullanıyoruz ve emir alan anlamını içerdiği için memur kavramını tercih etmiyoruz) ve iki buçuk milyon emekliyi ilgilendiren Türkiye'nin en büyük ve kapsamlı toplu sözleşme süreci başladı. Kamu işçisinin sözleşmesi devletin grev yasağı ve sendika ağalarının ihaneti ile sefalet koşullarında sonuçlandı. Kamu emekçilerini de farklı bir akıbet beklemiyor. Ama kamu işçisini memura, memuru kamu işçisine kırdırma politikaları bitmiyor. Bir taraf #MemuraKepçeyleİşçiyeKaşıkla diye etiket yapmış sosyal medyada memura sallıyor, öteki taraf #İşçiyeVarMemuraYok diye işçiye çemkiriyor. İşçiyi emekçiyi dibe doğru yarıştırmaya çalışıyorlar. Bunun sonunun sefalette eşitlenmek olacağı açık. Bizim etiketimiz olsa olsa #İşçiMemurEleleGenelGreve olur.
Almanya'daki Birtat döner fabrikasının işçileri, 18 ay süren mücadelenin ardından sendika kurmayı başardı ve döner sektöründeki ilk toplu sözleşmeyi kazandı. Almanya'daki döner sektörünün üretim hacmini, Birtat döner fabrikasındaki sendikalaşma sürecini ve toplu sözleşmeyle ilgili gelişmeleri ekibimizden Erkan Aslan derledi. Birtat döner fabrikası işyeri işçi temsilcisi Müzayfe Doğaner ise podcast COSMO Türkçe'ye, fabrikada nasıl sendika kurduklarını ve toplu sözleşme için nasıl mücadele ettiklerini anlattı. Mikrofonda Aydın Işık var. Von Aydın Işık und Erkan Aslan.
2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde oldukça sert tartışmalar yaşanıyor. Bize gelen bilgiler işveren tarafının oldukça katı olduğu ve mali konularda esnek olmadığı yönünde. Bu köşeyi takip edenler birçok tartışmalı konuyu eğip bükmeden yazdığımı bilirler. Bu yazımda görüşmelerin niçin bu hale geldiğini ve neler yapılması gerektiğini açıklamaya çalışacağım.
600 binden fazla kamu işçisi için toplu sözleşme sürecinde sinirler gerilse de grev aşamasına gelinse de sonunda sözleşme masada imzalandı. Buruk bir imza olsa da sonuca masada ulaşıldı. Ağustosta başlayan memurların toplu sözleşme sürecinde de imzalar Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na gidilmeden masada atılır.
2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme teklifleri sendikalar tarafından açıklanmaya başlandı. Dünkü yazımızda Memur-Sen'in taleplerinden öne çıkan konuları açıklamıştım. Sendikaların talepleri belirli konularda odaklanmaktadır. Bugünkü yazımızda ise Türkiye Kamu-Sen'in tekliflerinde yer alan önemli başlıkları açıklamaya çalışacağız.
2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme teklifleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verilmeye başlandı. Bugünkü yazımızda Memur-Sen'in tekliflerinde yer alan önemli başlıkları açıklamaya çalışacağız.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın 21.07.2025 tarihinde toplu sözleşmede masaya gelecek tekliflerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sunulacağını açıkladı. Toplu sözleşme masasında olması gereken dokuz kritik konuyu açıklayacağız.
Sosyal medya hesabımdan yaptığım paylaşımlara işçilerden çok fazla olumsuz yorum gelmektedir. TÜHİS (Türk Ağır Sanayii Ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası) tarafından yapılan teklifin sanki müsebbibi benmişim gibi bir algı oluşmuş durumda. Bu yazımda TÜHİS tarafından yapılan teklifin nasıl sonuçlanacağı ile memurların ağustos ayında başlayacak toplu sözleşme sürecine yansımalarını açıklamaya çalışacağım.
Dünkü yazımda Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan bey ve beraberindeki heyetle görüşmemizdeki genel konulara yer vermiştim. Bugünkü yazımda ise söz verdiğim üzere Sendikanın toplu sözleşme görüşmelerinde gündem oluşturmaya çalıştığı sağlık çalışanlarının taleplerine yer vereceğim.
Yazılarıma gelen yorumlara bakınca sanki kamu işçilerinin düşmanıymışımcasına bir yaklaşım sergilendiğini görüyorum. Kitabın ortasından yazmanın zorluğunu bilerek yazılarımı kaleme almaya çalışıyorum. Bu nedenle bir dönem EYT'liler yazılarıma tepki göstermişti. Ancak gelinen noktada hep bir ağızdan EYT düzenlemesinin ne kadar kötü olduğu belirtiliyor.
600 binden fazla kamu işçisini doğrudan etkileyen toplu sözleşme süreci ister istemez işçiler dışındaki kamu personelini de doğrudan ilgilendirmektedir. Kamu işçilerinin alacakları zam oranları ister istemez diğer kamu personeli için başlayacak toplu sözleşme sürecinde belirleyici olacaktır.
77 yıl boyunca öldürdüler. Suikastlar, kitlesel katliamlar denediler. Bir milletin vatanına metre metre, adım adım el koydular. Milyonları sürgün ettiler. Olmadı. Son bir yıl boyunca “soykırım” yaptılar, insanlık tarihinin en barbarca örneklerini sergilediler. Özellikle bebekleri, çocukları, kadınları öldürdüler. Olmadı. Şimdi “Etnik Temizlik” dönemi başlatıyorlar. Toplu sürgün dönemi başlatıyorlar.
İlker Karagöz samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla Türkiye'nin dört bir yanından derlediği haberleri izleyicilerle buluşturup ülkenin nabzını tutmaya devam ediyor. Türkiye'nin lider sabah haber programı İlker Karagöz ile Çalar Saat NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: X: https://twitter.com/nowhaber Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber.tr Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Bugün Gürer ve Liora ile birlikte kentsel dönüşümler ve toplu taşımanın etkisinden girdik, metro ve otobüs kullanmanın sınıfsallığından çıktık. Toplu taşımanın farklı ülke ve kültürlerde nasıl algılandığı ve gelişimi ile ilgili keyifli bir sohbet oldu. İyi dinlemeler
Kenya'ya bağlı Malindi şehrindeyiz ve müritlerini “İsa'yla buluşmak için” açlıktan ölmeye ikna eden bir tarikat liderinin, Paul Mackenzie'nin peşine düşeceğiz. Kendi kendini papaz ilan eden bu adamın tarikatını yerleştirdiği ormanda bulunan toplu mezarlardan üç yüzün üstünde ceset çıkarıldı. Yakın tarihin en vahşi toplu ölümlerinden birini inceliyoruz.
Kenya'ya bağlı Malindi şehrindeyiz ve müritlerini “İsa'yla buluşmak için” açlıktan ölmeye ikna eden bir tarikat liderinin, Paul Mackenzie'nin peşine düşeceğiz. Kendi kendini papaz ilan eden bu adamın tarikatını yerleştirdiği ormanda bulunan toplu mezarlardan üç yüzün üstünde ceset çıkarıldı. Yakın tarihin en vahşi toplu ölümlerinden birini inceliyoruz.
Daha önce de sözünü etmiştik… Şu ünlü formülü sadece iletişimciler değil, aslında herkesin sindirmesinde ve de yaşam pratiğine geçirmesinde çok büyük yarar var… Büyük düş kırıklıklarını önlemede hayli işe yarayabilir… Hatırlayalım: Tatmin düzeyi (eksi ya da artı) = Algılama – Beklenti… Çok basit değil mi? Yine de biraz açalım… Eğer iletişim kurduğunuz hedef kitlede, paydaşlarınızda ya da karşınızdaki kişide, bilerek – isteyerek ya da sehven aşırı derecede yüksek bir beklenti yaratmışsanız ve gerçekleşen algı o beklentinin altında kalmışsa, işte o zaman oluşturacağınız düş kırıklığı ve dolayısıyla tatminsizlik, algılama ile beklenti arasındaki fark oranında büyük olur… Örneğin; seçim öncesinde “Toplu taşıma araçları öğrencilere bedava olacak” derseniz ve seçimleri kazandıktan sonra tam tersine öğrencilere zam yaparsanız, istediğiniz kadar topu hükûmete, enflasyona, maliyetlere falan atmaya çalışın, kabak bir şekilde sizin başınızda patlar. İçimizdeki bazı İrlandalıların oluşturduğu WhatsApp gruplarında, sosyal medyada ve Saraçhane güdümlü yazılı ve görsel medyada, “40 yıl sonra altın almadan döndüğümüz” 2024 Olimpiyatları'ndaki başarısızlığın tek sorumlusu olarak Sayın Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı iktidarı gösteriliyor… Peki Gençlik ve Spor Bakanı kimi suçluyor? Federasyonları… “Devlet, imkân sağlar. Biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak; spor federasyonlarımıza en üst düzey imkânları sunduk. Sağladığımız bu imkânlar, dünyanın pek çok ülkesinde yok. Buna rağmen; bu imkânları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir”… Bu arada medyadan söz eden yok… Federasyonlar beklentiyi yukarı taşırken, medyamız da gaz verenlerin başını çekmeyi ihmal etmedi… Ne altınlar cepteydi, değil mi? Filenin Sultanları, okçularımız, karatecilerimiz başta tüm dövüş sporları yıldızlarımız olmak üzere boksörlerimiz, hatta yüzücülerimiz, atletlerimiz… Say say bitmez… Uçup gittik hep birlikte… Öte yandan Sultanlar, Avrupa Şampiyonu olurken ve Dünya Kupası'nı alırken, bu başarıları özel sektörün takımlarına yaptıkları yatırıma yoran içimizdeki İrlandalılar, Paris'te 4'üncü olan Sultanların başarısızlığının sorumluluğunu hemen iktidara yazdılar… Biz ise olayın eğitim sistemimizle doğrudan bağlantısı olduğunu düşünenlerdeniz… Gençlerimizin, akademik başarının yanında uluslararası düzeyde sportif başarı kazanabileceği ortamı, sporu hiçbir şekilde desteklemeyen, tersine köstekleyen bu eğitim ve özellikle sınav sistemi değil, çocukluklarından itibaren disiplin, çalışma ve motivasyon yüklemesiyle bireysel gelişime imkân sağlayan bir stratejinin hakim olduğu eğitim sistemi sağlayacaktır.
Bu köşeyi takip edenler kamu personelinin haklarını sonuna kadar savunduğumu bilirler. Kamu personeline 375 sayılı KHK'de toplu sözleşme hükümleri gereğince ödenen toplu sözleşme ikramiyesi Anayasa Mahkemesi tarafından eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve rekabet ihlaline kapı araladığı gerekçesiyle iptal edilmişti. Nihayet konu tatlıya bağlanarak Meclis Genel Kurulunda çözüme kavuştu. Önerilerimiz kabul gördü ve sorun Meclis Genel Kurulunda çözüldü 22.07.2024 tarihli ve “Toplu sözleşme ikramiyesinde ısrar edilen düzenleme AYM'den tekrar döner” başlıklı bu köşedeki yazımda Meclise getirilen toplu sözleşme ikramiyesi ile ilgili kanun teklifinde yer alan sıkıntılı düzenlemeden detaylı bir şekilde bahsetmiş, bu haliyle Meclisten geçmesi halinde Anayasa Mahkemesince tekrar iptal edileceğini belirtmiştim. Elbette müneccimliğe soyunmadık. Nihayetinde perşembenin gelişi çarşambadan belli olur kavli mucibince iptal gerekçesi dikkate alınmadan yapılacak düzenlemenin iptal edileceğini tahmin etmekten daha doğal bir şey olamaz. Yazımızda şu ifadelere yer vermiştim; “…Daha önceki düzenlemede yer aldığı için iptal edilen yüzde iki üye kaydetme kısıtı şimdi de yüzde bire düşürülüyor. Ancak iptal için aynı gerekçeler bu durumda da yer alıyor. Çünkü teklif edilen düzenleme ile büyük sendikalara yönlendirme olacağı, küçük sendikaların zarar göreceği ve dışlanacağı için rekabet ihlali ve eşitliğe aykırılık nedeniyle iptalle karşı karşıya kalacaktır. Nitekim iptal edilen önceki düzenlemede aynen; “Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme desteği yapılmaz.” Görüleceği üzere getirilmeye çalışılan düzenlemenin iptal edilen düzenlemeden farkı yüzde ikinin yüzde bire düşürülmesidir. Yani mantık aynı. Büyük memur sendikalarının ısrarla iptal edilecek bir düzenlemeyi tekrar kanun teklifi olarak Meclise getirtip kanunlaştırmaya gayret etmeleri anlaşılır gibi değildir. Zira getirilecek düzenleme yeni bir iptale kapı aralayacaktır. Israrla teklife Kamu görevlileri Sendikası'nın kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde birini sendika üyesi kaydetme ifadesinin koydurulmasını anlamak mümkün değildir. Meclise getirilen Kanun Teklifi aynen geçerse üye sayısı yüzde birin altında kalan sendikalar bu durumun iptali için harekete geçecek ve muhalefet partileri de iptal için AYM'ye müracaat edeceklerdir. Daha şimdiden küçük sendikalar bağırmaya ve feryada başladılar bile. Büyük sendikaların ısrarla küçük sendikaları bitirmeye yönelik tutumları doğru değildir. Bırakın memurlar istediği sendikaya üye olsunlar ve rekabet sonucunda da sunulan hizmet kalitesi artsın. Hep benim olsun mantığını bırakın da küçük sendikalar da yaşasın ve büyük sendikaların yararlandığı aynı haklardan faydalansın…”
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hüküm gereğince sendika üyesi memurlara yapılan toplu sözleşme ikramiyesine ilişkin yeni bir teklif torba kanuna ilave edilecek. Elbette ortaya çıkan soruna kısa sürede çözüm üretilmesi sevindiricidir. Ancak teklif metni incelendiğinde çok da sevinilecek bir düzenleme olmadığı anlaşılıyor. Bu yazımızda konuyu farklı açılardan incelemeye çalışacağız. Rekabet ihlaline ve eşitliğe aykırı düzenlemeler iptal edilir Sendikaların daha fazla üye kazanmak için çaba göstermesi elbette takdir edilecek bir durumdur. Ancak bunu kanuni düzenlemelerin sağladığı avantajla rekabet ihlali ile yapmaya çalışmak doğru bir yaklaşım değildir. Nitekim AYM, mevzuatla büyük sendikalara üye olmaya dolaylı yönlendirmeleri rekabet ihlali saymakta ve iptal etmektedir. Getirilen Kanun Teklifinde de iptal edilen önceki düzenlemede yer alan rekabet ihlaline ve eşitliğe aykırı düzenlemeler yer almaktadır. Nitekim Kanun teklifinde aynen; "Kamu görevlileri Sendikası'nın kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde birini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödendisi kesilen kamu görevlerine aylık veya ücretleri ile birlikte aylık 707 gösterge rakamının memur aylık sayısı ile çarpımı sonucu tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlerine ayrıca toplu sözleşme desteği yapılmaz bu fıkraya göre üye sayılarının tespitinde ödeme tarihi itibari ile 4688 sayılı Kanunun 30. maddesi gereğince resmi gazetede yayımlanan en son tebliğ esas alınır." ifadesine yer verilmiştir. Daha önceki düzenlemede yer aldığı için iptal edilen yüzde iki üye kaydetme kısıtı şimdi de yüzde bire düşürülüyor. Ancak iptal için aynı gerekçeler bu durumda da yer alıyor. Çünkü teklif edilen düzenleme ile büyük sendikalara yönlendirme olacağı, küçük sendikaların zarar göreceği ve dışlanacağı için rekabet ihlali ve eşitliğe aykırılık nedeniyle iptalle karşı karşıya kalacaktır. Nitekim iptal edilen önceki düzenlemede aynen; “Kamu görevlileri sendikasının kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde ikisini sendika üyesi kaydeden kamu görevlileri sendikalarına üye olup aylık veya ücretinden üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında aylık veya ücretleri ile birlikte toplu sözleşmeyle belirlenen tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenir. Toplu sözleşme ikramiyesi ödenen kamu görevlilerine ayrıca toplu sözleşme desteği yapılmaz.” Görüleceği üzere getirilmeye çalışılan düzenlemenin iptal edilen düzenlemeden farkı yüzde ikinin yüzde bire düşürülmesidir. Yani mantık aynı. Büyük memur sendikalarının ısrarla iptal edilecek bir düzenlemeyi tekrar kanun teklifi olarak Meclise getirtip kanunlaştırmaya gayret etmeleri anlaşılır gibi değildir. Zira getirilecek düzenleme yeni bir iptale kapı aralayacaktır. Israrla teklife Kamu görevlileri Sendikası'nın kurulu olduğu hizmet kolunda sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının en az yüzde birini sendika üyesi kaydetme ifadesinin koydurulmasını anlamak mümkün değildir. Meclise getirilen Kanun Teklifi aynen geçerse üye sayısı yüzde birin altında kalan sendikalar bu durumun iptali için harekete geçecek ve muhalefet partileri de iptal için AYM'ye müracaat edeceklerdir. Daha şimdiden küçük sendikalar bağırmaya ve feryada başladılar bile.
Tüm Bel-Sen ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü ve İZSU Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ilginç bir toplu sözleşme yapılmıştır. Sözleşme süresinden tutun da içerisinde yer alan hükümlere kadar ilginçliklerle dolu. Bu yazımızda konuyu ve sonuçlarını açıklamaya çalışacağız. Belediye başkanı sendika ile üç aylık toplu sözleşme imzalamış Tüm Bel-Sen ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü ve İZSU Genel Müdürlüğü arasında imzalanan sözleşmenin süresi sadece üç ayla sınırlı olarak düzenlenmiştir. Yerel seçimler nedeniyle belediye başkanının aday olup olmayacağı belli olmadığı için sözleşme süresi 01.01.2024-31.03.2024 olarak belirlenmiştir. Başkan haklı olarak kendi dönemi sonrasıyla ilgili bir taahhütte bulunmamıştır. Ancak devlette devamlılık esas olup bu şekilde bir sözleşme yapılması uygulamanın şahsileştirilmesi anlamına gelir ki bunun kabulü mümkün değildir. Şahsım devleti anlayışının kamuda kabul görmesi mümkün olamaz. Özellikle sözleşme içeriğinde yer alan personel kazanımlarından yeni seçilen başkanın geri adım atması oldukça zordur. Toplu sözleşmede mali ve sosyal hiçbir sınır kalmamıştır Sayıştay Başkanlığı tarafından yapılan denetimlerde mevzuata aykırı şekilde imzalanan toplu sözleşmeler sonucunda belediyelerin veya kurumların nasıl bir yaptırımla karşılaşacağı bellidir. Hal böyle iken imzalanan sözleşme ile hiçbir sınır tanınmadığı gibi Sayıştay'ın önceki raporları da dikkate alınmamış ve adeta siz kim oluyorsunuz noktasına varılmıştır. Bu çerçevede üç aylık imzalanan toplu sözleşmede dikkat çeken maddelere aşağıda yer verilmiştir: 1- Personele sağlanan mali haklar Toplu sözleşme ile sağlanan mali haklardan bazıları şunlardır: a) İşveren, hizmet aracı kullanan Şef, Şube Müdürü ve üstü kadrolarda görev yapanlar hariç olmak üzere. 25.08.2017 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklara Dair Toplu Sözleşmenin Toplu Taşıma Kartı başlıklı 12. Maddesine istinaden çalışanlara toplu taşıma kartı verir. Bu karta günlük 8 biniş üzerinden aylık (net) 176 kontür yüklemesi yapılır.
Ekonomi yönetimi bir süreden bu yana dozu her geçen gün artan bir sıkılaştırma programı uyguluyor. Dezenflasyonun tesis edilmesi maksadı ile uygulanan bu programın bazı ekonomik göstergeler üzerindeki etkisi de zaman içerisinde belirginleşmeye başladı. Bugün bu verilerdeki son gelişmelere hızlıca bir göz atacağız. Ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden bir tanesi olarak kabul edilen İSO İmalat PMI Endeksi, Nisan ayında 49,3 puan olarak gerçekleşti. Bir önceki ay 50,0 seviyesinde olan endeksin yeniden eşik değerin altına düştüğünü gözlemliyoruz. Faaliyet koşullarının yeniden bozulmasında yeni siparişlerdeki devam eden ivme kaybı ve üretimin yeniden daralma bölgesine girmesi etkin olmuş görünüyor. Üretimdeki daralmayı TÜİK'in Mart ayı için açıkladığı Sanayi Üretim Endeksi verisinde de gözlemleyebiliyoruz. Son veriye göre sanayi üretimi aylık bazda %0,3 daraldı. (Sanayi üretimi tarafında yıllık yerine aylık gelişmeleri takip etmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum.) Merkez Bankası'nın düzenlediği İktisadi Yönelim Anketi'nin alt değişkenlerinden olan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı verisi de üretimdeki yavaşlama ile uyumlu şekilde düşmüş durumda. Açıklanan Mayıs ayı verisine göre; İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak %76,6 seviyesinde gerçekleşmiş. Diğer yandan TÜİK'in derlediği Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Mayıs ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe aynı düzeyde kalarak 117,1 değerini, perakende ticaret sektöründe %3,3 oranında azalarak 111,7 değerini ve inşaat sektöründe %0,3 oranında azalarak 88,3 değerini aldı. Bu veri de Merkez Bankası'nın hizmetler sektörü enflasyonundaki katılık değerlendirmesi ile uyumlu görünüyor. Yakından takip ettiğimiz bir diğer önemli veri de Reel Kesim Güven Endeksi. 2024 yılı Mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), bir önceki aya göre 1,1 puan azalarak 102,4 seviyesine düşmüş. Toplu sonuçlara göre reel kesimde önümüzdeki üç ayda üretim hacminde ve toplam sipariş miktarında düşüş bekleniyor. Ayrıca iç piyasa ve ihracat siparişleri hem içinde bulunduğumuz ayda azalmış hem de gelecek üç aydaki beklentilerde de düşüş var. Reel kesim, gelecek üç ayda toplam istihdamın düşmesini beklerken, ortalama birim maliyetlerde ve satış fiyatında artış öngörüyor.
Toplu yemekler sonrası gelen gıda zehirlenmeleri haberleriyle zaman zaman karşılaşırız. Bu yemeklerde et, balık ya da mantar olmasa bile zehirlenmeye sebep olan bir kaç gıda maddesi daha var. Makarna ve pilav… Peki günlük hayatımızda evde de sıksık ısıtıp tekrar masaya koyduğumuz makarna ve pilav neden zehirliyor? Zehirlememesi için ne yapmak gerekiyor? Gıda Mühendisi Ebru Akdağ anlatıyor.
Beğenmeyi, paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın.
Beğenmeyi, paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın.
Gazze'deki hastanelerin etrafında toplu mezar bulunduğu iddiaları yetkilileri alarma geçirdi. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, resmî temaslarda bulunduğu üç günlük Türkiye ziyaretinde neler yaptı? Bu bölüm Volkswagen hakkında reklam içermektedir. Şimdiye kadarki en iyi Tiguan'ı incelemek için Volkswagen Yetkili Satıcılarını veya vw.com.tr'yi ziyaret edebilirsiniz. Aposto Gündem'e buradan ulaşabilirsiniz.
TEK KELİMEYLE KORKUNÇ- TÜRKLERİ ALMANYA'DAN SÜRME PLANI.. TARIK TOROS'LA MANŞET • Türkleri Almanya'dan sürme planı: • 2 milyon Alman vatandaşı göçmen için proje! • Toplu sınır dışı etme "master planı.." • Gönüllü ayrılmazlarsa "uyum yasaları" ile zorlanacaklar! • Çifte vatandaşları bekleyen risk..? • Aynı bölgede üç haftada 21 şehit • Tıpkı basım edebiyat: "İnleri yerle bir, tepelerine bindik.." • 45 dakika ve Akşener detayı.. • İsrailli bakan: Türkiye'den ithalatı keselim!
'İrlanda'nın vicdanında bir leke': Çocuk yurdunda gömülü 796 bebek cesedi. Guardians'ın 25 Haziran 2023 tarihli makalesinin başlığı bu bölümde anlatacağımız dramı özetler nitelikte. İrlanda'nın batısında karanlık bir keşfin yapılmasından on yıl sonra, 20. yüzyılın sonuna kadar hala faaliyette olan doğumevlerinin korkunç mirası ile karşınızdayız
'İrlanda'nın vicdanında bir leke': Çocuk yurdunda gömülü 796 bebek cesedi. Guardians'ın 25 Haziran 2023 tarihli makalesinin başlığı bu bölümde anlatacağımız dramı özetler nitelikte. İrlanda'nın batısında karanlık bir keşfin yapılmasından on yıl sonra, 20. yüzyılın sonuna kadar hala faaliyette olan doğumevlerinin korkunç mirası ile karşınızdayız
“Ne helva ne de selvâ, illâ rü'yet-i Mevlâ!..” *Mukteza-yı beşeriyet, hatalarımız ve nisyanlarımız olmuş olabilir. Fakat dünya adına bir talebimizin olmadığı bellidir. *İnsan gibi ahsen-i takvime mazhar bir varlık, Allah'tan ve O'nun rızasından başka hiçbir şeyi gaye-i hayal yapmamalı, hiçbir şeyi ideal haline getirmemeli. İlle de bir mefkûre arkasında koşacaksa, Cenâb-ı Hakk'ın rızası, teveccühü ve cemâl-i bâkemâlini görme için koşmalı. *Ne helva ne de selvâ, illâ rü'yet-i Mevlâ!.. Ne kudret helvası isterim ne de bıldırcın eti; benim muradım yalnızca Cenâb-ı Hakk'ın rü'yeti!.. Râbia Adeviyye validemiz, kendisine dünyevî nimetler teklif edenlere “Allah Allah, beni niye böyle hakaret zeminine çağırıyorsunuz. Ben ‘İlle rü'yet-i Mevlâ.. ille rıza-yı ilahî!..' diyorum.” şeklinde cevap verirmiş. “Münacât-ı Seheriyye” adıyla meşhur duasında da görüldüğü üzere şöyle nida edermiş: إِلهِي، لَسْتُ فِي الْبَلْوَى، وَلَا أَشْكُو مِنَ الْبَلْوَى، مُرَادِي مِنْكَ يَا سُؤْلِى بِلَا مَنٍّ وَلَا سَلْوَى، وَإِنْ أَعْطَيْتَنِي الدُّنْيَا وَإِنْ اَعْطَيْتَنِي الْعُقْبَى، فَلَا أَرْضَى مِنَ الدَّارَيْنِ إِلَّا رُؤْيَةَ الْمَوْلَى “Allahım! Hamd ü sena olsun ki, belâlar içinde değilim ve Sana belâlardan şikâyet etmeyeceğim. Ey muradımı gerçekleştirmeye kâdir yüce Rabbim; Senden istediğim ne “kudret helvası”dır ve ne de bıldırcın eti. Bana dünyâyı da versen âhireti de, her iki âlemi bağışlasan bile, yine razı olmam; ben Seni dilerim Rabbim, ancak rüyetinle hoşnutluğa ererim.” * Allah Teâlâ şimdiye kadar “Ne helva ne de selvâ, illâ rü'yet-i Mevlâ!..” diyen hiç kimseyi hiçbir zaman yolda bırakmamıştır; onlardan yolda takılıp kalanlar olmamıştır. Yürüyüp gidenler de otağlarını götürüp cennetin göbeğine kurmuşlardır. Beş on dâhi dimağına sahip olmaktansa her meseleyi üç beş insanla istişare etmek daha kıymetlidir!.. *Heyet içinde olunca insan yanılmaz ya da yanılgıya çok az düşer. Ben yanılabilirim, bir başka fert de yanılabilir, yanılma hepimiz için söz konusudur; fakat kafa kafaya vermiş, her meselesini ortak aklın süzgecinden geçiren insanların yanılma nispetleri çok azdır. Çünkü orada birinin fikri, diğerinin fikrini rötuşlar, onu bir yönüyle istikamete çağırır. *Onun içindir ki Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Cennet'in göbeğine otağını kurmak isteyenler cemaatten ayrılmasınlar.” Toplu halde hareket etsin, düşüncelerini o toplum içinde nazar-ı itibara alsın ve değerlendirsinler; analizlerini, sentezlerini toplumla yapsınlar; herkesin aklına, düşüncesine saygılı olsunlar; meselelerini kendi darlıkları içinde ele almasınlar. *İnsan, dâhi bile olsa, hatta on dâhi dimağını bile taşısa, bu beş tane düz insanla istişare etme kıymetinde değildir ve başarıları da o nispette olur. Arkadaşların bu çizgiyi takip ettikleri istikametinde kanaatimiz tamdır. Öyle olmasaydı zaten, Allah bütün bütün tokatlar ve dağıtırdı. Bu video 24/05/2015 tarihinde yayınlanan “Tazyiklerden sonra sürpriz inkişaflar” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...
Güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi FOX Haber; podcast yayınlarıyla sizlerle. Çalar Saat, podcast yayınlarıyla sizlerle! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber/
Philips'in katkılarıyla hazırlanan Teras Noir'ın 50. bölümüne Meriç Aral ve Efe Tunçer, Meriç'in gördüğü rüyanın değerlendirilmesiyle başlıyor. Enerji kesintilerinin getirdiği elem ve kedere ilişkin dertleşmelerin ardından, “small talk” mefhumu masaya yatırılıyor. Toplu taşıma araçlarında çekilen çileler, bozulan totemler ve ABD'deki yazarlar grevi de konuşulan konular arasında. Spor sorusunda ters köşe olan ekip, ceza sorusuyla programı kapatıyor.
Geçen yıl milyonlarca kullanıcısının kişisel bilgileri çalınan Optus, hacklenmeye karşı açılacak toplu davaya karşı kendini savunacağını açıkladı.
MediaMarkt'ın destekleriyle hazırlanan Potacast'in 542. bölümünde Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural mikrofonlarına geri dönüyor. İkili; NBA'de imzalanmak üzere olan toplu iş sözleşmesi anlaşmasının beraberinde getirdiklerini ve etrafında dönen tartışmaları, normal sezon sürerken düzenlenmesi planlanan sezon içi turnuvasını ve azaltılmaya çalışılan maç sayısı meselesini masaya yatırdıktan sonra direksiyonu saha içine kırıyor ve her iki konferanstaki Play-Off mücadelesine odaklanıyor.
MediaMarkt'ın destekleriyle hazırlanan Potacast'in 542. bölümünde Orkun Çolakoğlu ve Kaan Kural mikrofonlarına geri dönüyor. İkili; NBA'de imzalanmak üzere olan toplu iş sözleşmesi anlaşmasının beraberinde getirdiklerini ve etrafında dönen tartışmaları, normal sezon sürerken düzenlenmesi planlanan sezon içi turnuvasını ve azaltılmaya çalışılan maç sayısı meselesini masaya yatırdıktan sonra direksiyonu saha içine kırıyor ve her iki konferanstaki Play-Off mücadelesine odaklanıyor.
Toplu Mezarlarda Yitmek [Mehmet Efe Çaman] by Tr724
Depremden önce çekilen bu bölümde, her-bi-şeyin önde gideni teknoloji şirketlerinin işten hızla ve toplu olarak çalışan çıkartma konusunda yaptıklarına değiniyoruz. Roy, Mali, Yunus ve Kıvılcım
Almanya'da Covid-19 tedbirleri kapsamında şehirler arası tren ve otobüs seferlerinde uygulanan maske takma zorunluluğu şubat ayının başında kaldırılacak
Derin bir nefes al ve bölüm bitene kadar tut. "Havayı Koklayan Adam" lakabıyla tanınan meteoroloji mühendisi Bünyamin Sürmeli ve alerji uzmanı Doç. Dr. Şule Çağlayan Sözmen ile hava hakkında her şeyi konuştuk..Bu podcast, Dyson hakkında reklam içerir.Bulunduğunuz ortamdaki hava kalitesini iyileştiren Dyson hava temizleyiciler ve "Dyson Backpack" projesi hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayın..Bölümler:(00:04) Yeni Delhi ve konuklarımız(02:30) Hava kalitesi ne demek?(03:40) İklim rekorları(04:06) Tüm bunlar Türkiye'de ne kadar biliniyor?(06:18) Hava kalitesinin sağlığımıza etkileri(12:35) Sis ve kirlilik(14:40) Hastaların hava kirliliği tarihçeleri olsaydı(15:23) Alerji ve hava kirliliği(18:05) TR'nin "jeopolitik" konumu(24:10) Karbon ve bitkiler(26:50) Yemek pişirme(29:17) Hava temizleyiciler(31:32) Anksiyete(35:17) Spesifik tavsiyeler(38:12) Kıyafet(39:25) Nem(41:48) Toplu taşımada maske(42:12) Dyson Backpack(47:02) Trafik ışıkları(48:58) Halka açık ölçümler(51:36) Bilgilendirmede standardizasyonSee Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Sydney'de demirleyen ve 800 dolayında Covid -19 hastasının bulunduğu turistik geminin yolcularına, gemiden ayrılırken toplu taşıma araçlarını kullanmamaları talimatı verildi. Yeni Zelanda'dan yola çıkan Majestic Princess adlı yolcu gemisinin 12 günlük yolculuğunun ortalarında çok sayıda yolcuya Covid bulaştığı tespit edildi.
136.Bölümde konuğum teknoloji ve it danışmanlığı veren Bridging IT şirketinde daha çok otomotiv ve enerji alanında sürdürülebilirlik ve inovasyon gibi konularda danışmanlık veren Reha Tözün oldu.. Bu bölümde Mikromobilite otonom araçlar ve toplu taşıma entegrasyonu diye bir başlık seçtik... Mikromobilite ve toplu taşıma entegrasyonu, mevcut altyapı ve hizmetlere bağlı olarak birçok farklı şekilde gerçekleştirilebilen bir mobilite uygulamasıdır. (00:00) - Açılış (01:00) - Reha Tözün'ü tanıyoruz. (02:31) - Ameise projesi nedir? (06:00) - Sizin projesiniz otonom servisleri toplu taşımayla entegre etme şeklinde gelişiyor. Biraz projeden bahseder misiniz? Dünyanın bir çok ülkesinde pilot uygulamalar başladı ve bu konuda ne gibi gelişmeler ilerlemeler kaydettiniz? (11:50) - Şehirleri yeniden tasarlamak (16:14) - Otonom araçlarla ilgili haberlerin çoğu binek araçlara odaklanırken, şehirler ortak toplu taşıma modellerine bakıyor! Toplu taşıma kullanıcılarının otonom toplu taşımaya bakış açısı nasıl? Sanırım güven en büyük sorun! Kullanıcı deneyimleri nasıl ? (18:40) - Toplu taşıma ve ulaşım alışkanlıkları değişecek mi? (22:05) - Otomotiv sektörü için toplu taşıma riski mi? (23:42) - Otomatik ulaşımın potansiyel kullanıcıları kimler ? Bu konuda istatistik ve ön görüler neler? (26:40) - Otonom araç teknolojisini geliştirme açısından şu anda karşı karşıya olunan bazı temel zorluklar nelerdir? (35:00) - Potansiyel kullanım alanları neler? (37:22) - Son sözler (38:52) - Kitap - No One at the Wheel - https://www.goodreads.com/book/show/39089123-no-one-at-the-wheel?from_search=true&from_srp=true&qid=ST3klLuseF&rank=1 (40:10) - Kapanış Reha Tözün - https://www.linkedin.com/in/reha-t%C3%B6z%C3%BCn/ Sosyal Medya Hesaplarımız; Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize Bağış Yapmak Patreon hesabımız - https://www.patreon.com/dunyatrendler
İstanbul toplu taşıma ücretlerine gelen zammın akabinde "İstanbul kart ücreti ne kadar oldu? Öğrenci, tam aylık akbil ücreti ne kadar? İETT, metro, metrobüs, Marmaray kaç TL basıyor? İstanbul toplu taşıma ücretleri ne kadar oldu?" soruları gündemd...
Deneyimli gazeteciler yorum, analiz ve en sıcak kulis bilgilerini ekranlardan paylaşıyor… FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk, gazeteciler Murat Yetkin, Çiğdem Toker, Nevşin Mengü ve Deniz Zeyrek ile birlikte orta sayfayı yeniden yazmaya başlıyor. Orta Sayfa her Cuma 23.30'da FOX'ta! Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber İnstagram: https://www.instagram.com/FOXhaber/
Gayrisafi Fikirler'in 127. bölümü yayında. Bu bölümde neler konuştuk? - Elektrikli otomobillere olan tutkumuzun kaynağında geleceğe dair heveslerimiz mi var? - Elektirkli otomobiller doğaya sanıldığı kadar saygılı mı? - Toplu taşıma kullanımı ve Paul Feyerabend felsefesi arasında bağlantı nedir? Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Victoria Polisi Toplu Taşım Güvenliği Birimi'nden Sgt Hatice Güler, yeni başlatılan “STOPIT” programını SBS Türkçe'ye anlattı.
Toplu histeri, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, pembe götlü hümanist solcu, meşru kaygı ve tepkiler, kim daha hayalperest, joker Ümit, itiraz mercii neresi olmalı, küreselleşmenin zaafları, gerçek sessiz istila ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.
Gate.io Podcast | Bitcoin & Crypto News | Altcoin News Podcast
Gate.io Altcoin Gem Serisi Türkçe "Para Asla Uyumaz." PsyOptions'ın ilk ürünü, Solana blok zinciri üzerine inşa edilmiş bir Amerikan tarzı seçenekler protokolüdür.Çekirdek protokolün mimarisine ve geliştirilmesine rehberlik eden ilkeler, esneklik ve birleştirilebilirliktir. PsyOptions, merkezi olmayan, izinsiz ve topluluğa ait bir finansal hizmetler platformu oluşturarak DeFi'ye bir TradFi hissi getirmeyi amaçlıyor. $PSY tamamen bir yönetişim tokenidir. Toplu olarak, $PSY sahipleri protokolü uygun gördükleri şekilde yükseltme gücüne sahiptir, yalnızca DAO'nun kontroller ve dengeler tarafından kısıtlanır. Bu, $PSY sahiplerinin katılımını ödüllendirmek ve protokolün kullanımını yönlendirmek için teşvikler oluşturmasına olanak tanır. PSY tokeninin Maksimum Arzı 1 milyar adet, Dolaşımdaki Arzı ise 62 Milyonu aşıyor.Spesifik olarak, $PSY Token dağılımı şu şekildedir: Takım/Katkıda Bulunanlar/Danışmanlar için %15, Özel Turlar için %12, IEO %3, DAO Hazinesi %60, Harici Katılımcı Fonu %8 ve $PSY Likidite Karşılıkları %2'dir. Gate.io Startup, 18 Ocak 2022'de Türkiye saati ile 07:00'de PsyOptions'ı ($PSY) başlatacak.StartupLink: https://www.gate.io/startup/375/ *Feragatname: Bu podcast'te sunulan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Kripto para ticareti yüksek risklerle birlikte gelir, bu nedenle sermayenizi herhangi bir yatırıma yatırmadan önce kendi araştırmanızı yaptığınızdan emin olun.Müzik: Wake UpGate.io Twitter: https://twitter.com/gate_ioGate.io Telegram: https://t.me/gateio