POPULARITY
Categories
Erdoğan'ın durumu Bakü'de alarm verdi İçi geçti Tarık Toros Manşet 28 Mayıs 2025
İmam Ahmed (r.âleyh), “Peygamber (s.a.v.)'in Ashâbı (r.a.e.)'e sövmeyiniz. Onlardan birinin bir saatlik kıyâmı sizden birinin ömür boyu amel etmesinden daha hayırlıdır.”Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki; “Ensarı ancak mümin sever ve onlara ancak münafık buğz eder. Kim onları severse Allâh da onu sever, kim onlara buğz ederse Allâh da ona buğz eder.”Süfyan es-Sevrî (r.âleyh)'in şöyle dediğini rivayet ediyor: “Selefe dil uzatma ki, selâmetle cennete girebilesin.” Ahmed Bin Hanbel (r.âleyh) şöyle rivayet ediyor: Babama Peygamber (s.a.v.)'in Ashabı (r.a.e.)'e dil uzatan bir kimse hakkında sordum. Dedi ki; “Onu müslüman görmem.” Birisi el-Firyabî (r.âleyh)'e Hz. Ebubekir (r.a.)'e söven kişi hakkında sordu. “Kâfirdir” dedi. “Cenaze namazı kılınır mı?” dedi. “Hayır” dedi.Kadı Iyaz (r.âleyh) der ki; “Peygamber (s.a.v.)'in Ashabı (r.a.e.)'e veya onlardan birine sövmek ve onlara kusur bulmak büyük günâhlardandır. Nitekim böyle yapana Peygamber (s.a.v.) lânet etmiştir. Ebu Bekir Abdulaziz el-Muknî (r.âleyh) de der ki: “Rafızi'ye gelince, eğer sövüyorsa (sahabeye) kâfir olmuştur, nikâhı caiz değildir.” Kadı Ebu Ya'lâ (r.âleyh) sahabeye dinleri ve adaletleri konusunda lekeleyici şekilde dil uzatanların kâfir olacağını belirtmiştir. Müslümana bu konuda vacip olan böyle inanması, bunu savunmasıdir.Bu konuda Peygamber (s.a.v.)'in Ashâbı (r.a.e.)'den, onlara güzellikle uyan tabiinden ve ehl-i sünnet ve'l-cemaatin diğer mensuplarından ilim ve fıkıh ehli arasında bir ayrılık bilmiyoruz. Onların hepsi de Sahabeler hakkında onları övmenin, onlar için bağışlanma dilemenin, onlara hürmet etmenin ve onlardan razı olmanın, onlara muhabbet etmenin, onları dost edinmenin ve onlar hakkında kötü konuşanların cezalandırılmasının vacip olduğunda icma etmişlerdir.”(İbnu Hacer el-Askalânî, el-İsabe (Seçkin Sahabeler), s.39-50)
"Kent Uzlaşısı" operasyonu kapsamında tutuklanan ve sağlık durumu kötüleştiği için 3 kez cezaevinden hastaneye kaldırılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın avukatı Erkam Erdem, SBS Türkçe'ye, müvekkilinin cezaevinde olmasının ciddi risk içerdiğini söyleyerek acil tahliye talebini yineledi.
İlker Karagöz samimi ve dürüst habercilik anlayışıyla Türkiye'nin dört bir yanından derlediği haberleri izleyicilerle buluşturup ülkenin nabzını tutmaya devam ediyor. Türkiye'nin lider sabah haber programı İlker Karagöz ile Çalar Saat NOW'da!Bizi sosyal medyadan takip edin:X: https://twitter.com/nowhaberFacebook: https://www.facebook.com/nowhaber.trInstagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/
Bu hafta hava sıcaklıklarında sert bir düşüş bekleniyor. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere yurt genelinde vatandaşları nasıl bir hava bekliyor? Vatandaşlar nelere dikkat etmeli? Meteoroloji Genel Müdürlüğünden Hava Tahmin Uzmanı Murat Acar'a sorduk.
Serbest Gündem'in yeni bölümünde Anıl Kantemir ve Yavuz Yavuz, kadınlarda Avrupa kulüp voleybolunun güncel durumunu ve karşı karşıya olduğu sorunları konuştu.
Konda Araştırma işbirliğiyle hazırlanan Apaçık Radyo Dinleyici Araştırması: https://konda.com.tr/apacikradyo -- İlk ve ikinci bölümde Pakrat Estukyan ile Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini, ayrıca 21 Şubat Dünya Anadili Günü vesilesiyle Batı Ermenicesinin durumunu konuşuyoruz. Son bölümde ise Norayr Daduryan ile eski Ermeni takvimi üzerine sohbetlerimize devam ediyor ve bu hafta saatlerin isimlerini konuşuyoruz.
İlk ve ikinci bölümde Pakrat Estukyan ile Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini, ayrıca 21 Şubat Dünya Anadili Günü vesilesiyle Batı Ermenicesinin durumunu konuşuyoruz. Son bölümde ise Norayr Daduryan ile eski Ermeni takvimi üzerine sohbetlerimize devam ediyor ve bu hafta saatlerin isimlerini konuşuyoruz.
Haftalık'ta Fatma İnce ve Mert Büyükkarabacak değerlendiriyor✔️ Zelensky ile Trump✔️ Gazze'de Arap Planı✔️ TÜSİAD iktidar polemiği ✔️ Türkiye'de darbe konjonktürü ✔️ Sınıf hareketi✔️ 21 Şubat Dünya Anadil Günü ✔️ Micheal Burawoy ve Feroz Ahmad'ın kaybı✔️ Okuma ve izleme önerileri
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Gazze Şeridi'ne yönelik ABD planlarını sert bir şekilde eleştirirken kalıcı ateşkes için görüşmeler Katar'da devam ediyor.
Yine kimseye yaranamayacağım bir yazı yazmaya karar vermiş bulunmaktayımdır. Olsun. Sadece hakikate yaransam, yazma ödevinin hakkını vermiş sayarım kendimi.
İran, Esat'a verdiği askerî destekten dolayı yeni yönetimden 30 milyar dolar istedi. Yeni Suriye dedi ki: O yaptığınız suç idi. Suriye halkına ve ülkenin alt yapısına zarar verdiniz. Bize büyük kötülük ettiniz. O yüzden biz sizden 300 milyar dolar talep ediyoruz. Gelin hesaplaşalım. İran bu hamle karşısında dumura uğradı. Yönetici akıllı olmak zorunda. Bakalım bu durum nasıl sonuçlanacak…
Baş döndürücü bir hızla değişerek, dönüşerek, yaşlanarak ve tükenerek yaşıyoruz. Her gün şahit olduğumuz olaylar, içinde yer aldığımız hadiselerle ilgili bizzat kendi tanıdıklarımızın ahitleştiğimizi zannettiklerimizin beklemediğimiz davranışları bizde büyük hayal kırıklıkları yaratıyor.
İlişki Durumu'nda Klinik Psikolog Filiz Yurtseven ile "Ayrılık acısı nasıl geçer?" sorusuna yanıt aradık... Terk eden mi acı çeker, terk edilen mi? Hiç bitmeyen sorulara giriş yaptık bugün İlişki Durumu'nda… Psikolog Filiz Yurtseven bizlere ‘Ayrılık neden bizi altüst ediyor, bu yaşadığımız normal mi, ne zaman acı çekmekten kurtulurum' sorularının cevabını veriyor… Çağrı Sarı'nın sunduğu ‘İlişki Durumu' yayında... Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
İlişki Durumu'nda iletişimci ve yazar Ayşen Şahin ile artan muhafazakarlığın kadınlar üzerindeki etkilerini konuştuk... - Her hak kaybı için sistematik bir politika yürütüldü. Hepimiz o kadar çok şey kaybettik ki, hiçbir zevke tahammülümüz kalmadı… - Annelik için hep bir kurban rolü verildi, annelere hep üzülünür, bayram reklamlarında da böyledir, anneyi bayramda ziyaret etmezsen hain bir evlatsın... Ama annenin eski sevgilisi yok, hobisi yok, kurban rolü anneye sirayet ediyor, anneliği farklı yaşamak isteyince bariyer geliyor. - ‘Kadın kadının kurdudur' anlayışının sorumlusu da içinde yaşadığımız ataerkil sistemdir. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
İlişki Durumu'nda araştırmacı yazar Tuğba Sivri ile kadınlara dayatılan "güzellik" kavramını konuştuk... -Endüstri geliştikçe, ‘güzellik seçme' meselesi daha tartışmalı hale geldi. Ne kadar tercih edebiliyoruz? -Ergenlik, bedendeki değişimle ilgili en sıkıntılı dönem. Kadınların öz değeri görüntü üzerinden verildiğinde, genç kadınlar kendini sevmemeye başlıyor. Güzelsen değerlisin anlayışı maalesef her yerde… -Yarışmalar kapitalist kültürün belirlediğinin en net örneği. Güzellik kadının başarısının kriteri olarak görülüyor. -Bu güzellik algısı ilişki anlayışımızı da aşk anlayışımızı da etkiliyor. Güzel ya da yakışıklı olmak mıdır insanı birbirine yaklaştıran. İmajın bu kadar önemli bir olduğu dönem herhalde hiç olmamıştır. - Seçme özgürlüğü meselesi çok neoliberal bir söylem. Bu dönemde neyi seçiyoruz? Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Müzisyen Mahmut Çınar ile İlişki Durumu'nda müzik siyaset ve insan ilişkisini konuştuk. Çınar videocastimizde dünyada ve Türkiye'ye de, geçmişten bugüne nasıl bir dönüşüm olduğunu anlattı. Çağrı Sarı'nın sunduğu Osman Oğuz Çetin'in prodüksiyonunu yaptığı videocastimiz yayında… Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Çağrı Sarı, İlişki Durumu'nda akademisyen ve araştırmacı Deniz Gedizlioğlu ile diziler ve insan ilişkilerini Aşk-ı Memnu üzerinden konuşuyor... Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Bugünkü yayınımız Küratör Ozan Ünlükoç ile… Osman Oğuz Çetin'in prodüksiyonunu yaptığı videocastimiz her Perşembe günü yayında olacak. ‘Senin minnoş kalbinin kırılması ile kimsenin ilgileneceğini düşünmüyorum' Böyle diyor Ozan Ünlüsoy… Peki benim kalbimle kim hangi durumda ilgilenebilir? Sanat tarihi ve sinema eğitimleri alan Ozan Ünlükoç 24 Ekim'de başlayacak bir sergiye hazırlanıyor. Sergi, Herkesçe aynı olduğu düşünülen kavramların, potansiyel karşıtları olma ihtimalini irdeliyor. Eşitlik, ayrımcılık, haz gibi kavramları da masaya yatırıyor. Uzun süredir bu alanda çalışmalar yapan Ozan Ünlükoç “Mağduriyet ve kimlikler başkalarına nasıl yükleniyor? Ezilen bir grup ezme ihtimali olunca kendini rol model olur mu? Eşitlik mi istiyoruz, ezilme durumumun vermiş olduğu ‘ayrıcalıkta' mutlu muyuz?” sorusunu soruyor. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
Pick N Pod Discord kanalına katılın, sohbetimizin parçası olun! https://discord.com/invite/QDQctUw4sn Bölümde yansıttığımız görseller: https://docs.google.com/presentation/d/1nw85YH_I0J0gALu1_KaKnaoSQr90w9ef/edit?usp=drive_link&ouid=101641256436537643516&rtpof=true&sd=true @Pick N Pod Youtube kanalına abone olursanız ve videolarımızı beğenirseniz çok seviniriz. Ayrıca Spotify, Apple Podcasts, Amazon Podcasts, Google Podcasts ve Overcast'ten takip edip Podcast olarak da dinleyebilirsiniz! Discord'umuza üye olmayı unutmayın, Keyifli seyirler. Twitter: @picknpod Instagram: @pick_n_pod --- Support this podcast: https://podcasters.spotify.com/pod/show/picknpod/support
İnsan şöyle etrafına ve dışarıya doğru açılarak nihayet İslâm coğrafyasının tamamına baktığında, bazen bütün umudunu yitirecek hale gelebiliyor. Sanki her şey sürekli kötüye gidiyormuş ve buna karşılık hiçbir şey de yapılamıyormuş gibi bir his, bütün benliği sarabiliyor. Böyle zamanlarda ben, her şeye rağmen heyecanını koruyan, ıslah iradesini muhafaza eden ve ümitsizliğe düşmemek için birbirine sımsıkı tutunan insanların arasına koşuyorum. Onlarla beraber olduğumda tazeleniyorum, yola devam etme iradem çelikleşiyor ve gönül dünyam istikbale dair müjdelerle doluyor. Ağustos ayı içinde, Türkiye'mizin üç farklı şehrinde parçası olduğum üç ayrı buluşma, bende yine aynı duyguları uyandırdı: 18 Ağustos Pazar sabahı, İslâm Toplumu Millî Görüş (IGMG) Gençlik-Üniversiteliler birimi tarafından her yıl düzenlenen yaz atölyelerinin beşincisine katılmak üzere Bursa'daydım. Kalabalık ve meraklı bir dinleyici kitlesiyle, Uludağ Üniversitesi'nde sabah saat 09.00'dan öğlen 12.00'ye kadar Suriye ve Lübnan'ı konuştuk. Bilâdüşşâm'ın bu iki mühim ülkesine dair yaptığım sunumların ardından, genç arkadaşların sorularını cevapladım. Suriye ve Lübnan deyince, Filistin başta olmak üzere etrafındaki coğrafyayı da konuşmadan geçemezdik elbette. Böylece Bilâdüşşâm'ın tamamına uzandık. IGMG'nin yaz kampları, Avrupa'nın farklı bölgelerinde yaşayan genç Müslümanların bir araya geldiği ve çeşitli alanlarda eğitim aldığı sıkı bir program. Sorulan soruların kalitesi de katılımcıların ufkundaki derinliği açıkça gösteriyordu zaten. 21 Ağustos Çarşamba günü, Ramazan Kayan Hocam'ın nazik davetiyle, İnsan ve Değer Hareketi'nin “İslâmî Hareketlerin Paradigma Arayışı Sempozyumu” için Malatya'ya geçtim. “İslâm Dünyası ve Müslümanların Durumu” başlığıyla, dört gün sürecek olan sempozyumun ilk konuşmasını ben yaptım. Kadınlı-erkekli farklı yaşlardan yüzlerce katılımcının heyecanı, yaz sıcağına rağmen salonu doldurmakta gösterdikleri samimiyet ve seçilen konuların çeşitliliği yanında, İnsan ve Değer Hareketi yönetiminin “ümmet” çizgisinde gösterdiği sebat, insanın içinde bahar uyandıracak cinstendi. Malatya, Türkiye'de İslâmî hareketlerin tarihi açısından müstesna bir yere sahip. Havaalanı yolunda, Malatya'nın geçmişine doğru yolculuğa çıkarken, rahmetli İsmail Hatip Erzen'i (1882-1968) anmadan edemedik. Siirtli bir ulema ailesine mensup olan Erzen, İslâmî ilimler eğitimini Ezher'de tamamlamış, Türkiye'nin farklı il ve ilçelerinde müftülük yaptıktan sonra, nihayet 1951'de Malatya'ya tayin edilmiş. 1960'a kadar süren Malatya Müftülüğü sırasında, kendisini tanıyan herkesin ilmine, takvasına, ihlasına ve tevazuuna şehadet ettiği Erzen Hoca şehirde ciddi bir İslâmî uyanışa vesile olmuş. Erzen'i rahmetle anarken, “İyi yetişmiş bir kişi bile, bir beldenin çehresini değiştirebilir” düsturunu tekrar hatırladık.
Bu sefer soruları sorma hakkı sizde! Esmiyor Podcast'te yeni bir konsept deniyoruz. Ayda bir kez Instagram hesabımızdan (@esmiyor) sizlerden sorular alıp, bunları cevaplayacağız. İlk bölüm ile karşınızdayız. Bu bölümde dört sorumuz var, bunlar da ultra-zenginler, İstanbul'daki nem problemi, genel olarak dünyadaki iklim değişikliğinin yansımaları ve kendi gözlemlerimiz ve bir de yeşil badananın alametleri hakkında konuştuk. Ve evet, Esmiyor Podcast'in dördüncü sezonunun tam otuzuncu bölümündeyiz! Artık dördüncü sezonunun bile son dönemecine girmiş vaziyetteyiz. Keyifli dinlemeler! See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Bir varmış, bir yokmuş... Zamanın birinde bir Padişah ile üç oğlu varmış. Bir gün Padişah hastalanmış. Durumu gittikçe kötüleşen Padişah, ölümün yakın olduğunu anlamış ve büyük oğlunu tahta geçmesi için hazırlamaya başlamış. Ölümünden çok kısa bir süre önce büyük oğluyla ava çıkmış. Av sırasında O'na bir öğütte bulunmuş. Bir gün oğlunun bir yol ayrımına geleceğini, ya sağ ya da orta yolu seçmesinin hayır olacağını, fakat asla soldaki yolu seçmemesini öğütlemiş. Aradan birkaç gün geçmeden Padişah hayata gözlerini yummuş. Babasının ölümünün üzerine büyük oğlan tahta geçmiş. Bir gün veziriyle birlikte ava çıkmış. Ne şans ki, bir yol ayrımına gelmişler...
Aile içi şiddetten kaçan göçmen ve kültürel çeşitliliğe sahip topluluklar gelen kadınlar dil bariyeri, yasal destek ve toplum servisi hizmetlerine erişim sorunlarıyla karşılaşmaya devam ediyor.
Merkez Bankası, yılın ilk Finansal İstikrar Raporu'nu geçen hafta içinde yayımladı. Son dönemde sıkça gündeme gelen kredi faizlerinin borçluluk yapısı ve oranları üzerindeki etkisini gözlemlemek açısından oldukça önemli verilerin raporun içerisinde yer aldığını görüyoruz. Raporun içeriği oldukça zengin ve detaylı. Detaylara bakmadan önce hemen özet olarak belirteyim: Türkiye'de hanehalkı borçluluğu, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerdeki ortalamasının belirgin bir şekilde altında seyrediyor. Hatta son dönemde hanehalkı borcunun GSYİH'ya oranında ciddi bir düşüş var. Örneğin 2020 yılında %17'lerde olan bu oran 2024 yılının ilk çeyreğinde %11,4'e düşmüş. Diğer yandan konut kredilerinin GSYİH'ya oranı ise sadece %1,5. Elbette bundaki ana etken bir yandan yüksek faizler olurken diğer yandan Türkiye'de gerçek manada mortgage kredi uygulamasının olmaması. Konut hariç bireysel kredilerin GSYİH'ya oranı ise %9,7. Hanehalkı finansal borçlarının detayına baktığımızda ihtiyaç ve konut kredilerinin GSYİH'ya oranı 2012-2019 yılları ortalamasının oldukça altına gerilemişken bireysel kredi kartı borçlarının (BKK) tarihsel ortalamasının oldukça üstüne çıktığını görüyoruz. Bu durum yazımdaki grafikte de paylaştığım üzere hanehalkı finansal borçların dağılımını belirgin şekilde değiştirmiş durumda. Son verilere göre BKK'nın hanehalkı borçları içindeki payı ciddi bir şekilde artmaya devam ediyor. Hanehalkı borç yapısındaki bu değişim doğal olarak kişi başı kredi borç bakiyesine de yansıyor. İhtiyaç ve konut kredilerinin kişi başı kullanılabilir gelirdeki payı belirgin bir şekilde gerilerken BKK'nın payı 2020'den itibaren ciddi şekilde artmış durumda. BKK'larda yakından takip edilmesi gereken bir diğer önemli veri de bireysel kartlarda faize bırakılan borç miktarları. Zira gecikmeye bırakılan borcun toplam BKK bakiyesine oranı %22,9 ile tarihsel ortalamasının üzerine çıkmış. BKK'larda faize bırakılan borç içerisinde asgari oran üzeri borç 2012-2019 tarihsel ortalamasının neredeyse 5 kat üzerine yükselmiş. Sonuç olarak; bir süreden bu yana kredi kartlarına ilişkin düzenleme yapılması gerekliliğine ilişkin oluşan algının nedeninin bu verilerden kaynaklandığını öngörebiliriz.
Uluslararası Af Örgütü'nün 2023 yılına dair hazırladığı "Dünyada İnsan Haklarının Durumu" raporunda Almanya'nın çifte standart uygulayarak İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarını görmezden gelmesi ifade edilirken, Almanya'nın İsrail'e yönelik silah ihracatını da durdurması isteniyor. Raporda Türkiye'de de ötekileştirici politikalarla artan hak ihlallerine dikkat çekilirken hukuk devleti ve adil yargılama ile ilgili sorunlar sıralanıyor. Af Örgütü'nün raporunu örgütün Türkiye şubesi direktörü Ruhat Sena Akşener ile konuştuk. Mikrofonda Çelik Akpınar ve Erkan Aslan var. Von Celik Akpinar.
Bombalardan kurtulsalar açlıkla vuruluyorlar. 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in artan saldırılarıyla karşı karşıya olan Gazze'de gıda kıtlığı giderek büyüyen bir krize dönüşüyor. Geçmiş yıllarda bir bayram havasında geçen Ramazan ayında ateşkes ilan edilmesi ümitlerinin de suya düşmesiyle, bu konudaki endişeler de artıyor. Mercek'in bu haftaki bölümünde, tüm uluslararası çağrılara ve çabalara rağmen insani yardımların etkin bir şekilde ulaştırılamadığı Gazze'yi konuşacağız.
İlk bölümde Pakrat Estukyan ile Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini konuşuyoruz. İkinci bölümde Lora Baytar konuğumuz oluyor ve 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde Antakya'daki son durumu, bu haftaki köşe yazısında dile getirdiği sorunları ele alıyoruz. Son bölümde 'Parrhesia Kolektif ile Ermenice Edebiyat' köşemiz var. Tamar Gürciyan, 'Tılgadıntsi' ismiyle yazan 1860 doğumlu Harputlu yazar Hovhannes Harutyunyan ve eserleri üzerinde duruyor.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dün (24 Ocak) Ankara'da idi. Ben de merakla bekledim, net ne açıklama olacak diye. Ekonomik Konsey gereği yapılan anlaşmaları kastetmiyorum. Benim görmek istediğim stratejik ve jeopolitik duruma getirilebilecek açıklık idi. Ne gördüm? Bugünden sonra Türkiye hem çok dikkatli olmalı, hem İran'dan alabileceklerini azami şekilde kısa dönemde almalı. Ama risk yok! Zira riskin çok yüksek olduğu bir döneme girdik, bunu göremeyenlere özellikle işaret etmek isterim. Sonuçta amaç Türkiye'nin gelişmesi, güçlenmesidir.
Sunucu: Cansu Çamlıbel | Konuk: Erol Önderoğlu IPI Özgür Sohbetler: Türkiye podcast serisinin 43. bölümü yayında! IPI Özgür Sohbetler'in yeni bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, meslektaşı ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ile seçim yılında Türkiye'de basın özgürlüğünün durumunu konuştu. Önderoğlu, 2023 yılının hukuk ve medya özgürlüğü değerlerinin siyasi bir amaç için araçsallaştırıldığı bir dönem olduğunu belirtti ve şu sözlerle devam etti: “Bu yıl Türkiye'de en az bir gününü hapishanede geçiren gazetecilerin sayısı 43. Ülkemizde tutuklama döngüsü o kadar hızlı işliyor ki, gazeteciler tutuklandıktan üç ay, altı ay veya bir yıl sonra tahliye oluyorlar. Yargı, belirli bir politik ortamı tatmin etmek için gazetecileri istediği zaman tekir olarak ya da grup halinde tutuklama keyfiyetine sahip.” Basın özgürlüğü için dayanışmanın önemini vurgulayan Önderoğlu, tüm baskılara rağmen mesleğini sürdüren gazetecilerin ilham kaynağı oluşturduğunu söyledi ve şu sözleri ekledi: “Yaklaşık 30 yıldır bu gazetecilerin meslek yaşamlarını takip eden bir gazeteci olarak bugüne nasıl bu kadar sağlam geldiklerini ve onca tehdide rağmen nasıl bu kadar dinamik kalabildiklerini çok iyi anlayabiliyorum çünkü Türkiye demokrasisinin on yıllardır verdiği mücadele içerisinde, geçmiş kuşaklarımıza da baktığımızda, bu gazetecilerin çok dinamik ve kamuoyunu önceleyen bir yaşam tarzları ve perspektifleri olduğunu görüyoruz. Kamuoyunu aydınlatmak, şeffaf topluma hizmet etmek, olumsuzluğa ışık tutmak kadar insanı tatmin edebilecek başka bir şey olamaz. Biz de halen onca otoriter hamleye rağmen böyle kazanımlar üzerinden yaşıyoruz.” Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle: Sınır Tanımayan Gazeteciler kuruluşunun çalışma prensipleri ve etik kodları Önderoğlu'nun Özgür Gündem gazetesiyle dayanıştığı için neredeyse sekiz yıl süren yargılanma süreci Son dönemde basına yönelik baskılar Türkiye'de basın özgürlüğü savunuculuğunun durumu Bu kayıt, Avrupa Birliğinin (AB) maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
İlk bölümde ERVAB Deprem Komisyonu Başkanı Mimar Kevork Özkaragöz ile Ermeni okullarının deprem güçlendirmesine dair durumunu ve ihtiyaçlarını, komisyonun çalışmalarını konuşuyoruz. İkinci bölümde yazar Sevecen Tunç konuğumuz oluyor ve 'İstanbul'un Baylan'ı: 100 Yıllık Serüven' başlıklı çalışmasından yola çıkarak İstanbul'un geçmişine bir yolculuk yapıyoruz. Son bölümde ise Pakrat Estukyan ile Türkiye'nin ve Ermeni toplumunun gündemini konuşuyoruz.
Kadim akıldan günümüzün fiili şartlarına doğru yaklaşarak, gerçekçi bir Filistin-İsrail analizi yapalım istiyorum. Sert ve yumuşak güç kullanılması, stratejiler, politikalar, kazananlar ve kaybedenler, ama en belirgin sonuç, belirsizlik! O halde en başta ifade edeyim, henüz bir şey söylemek için oldukça erken.
Meteoroloji Bürosu yaz mevsimine, OECD ise Avustralya ekonomisine ilişkin tahminlerini yayınladı.
Çerçeve'de Aybike Boyacıoğlu, İlkan Dalkuç ile İYİ Parti'nin İzmir adayını, Habertürk'ün sunucusu Afşin Yurdakul'un "gazetecilik büyük bir kıskaçta" diyerek kanaldan ayrılmasını ve Ali Mahir Başarır'ın açıklamalarını konuşuyorlar.
Adıyaman'da bulunan bağımsız gazeteci Rabia Çetin'le kentteki durumu konuştuk.
Program Adı: Bundesliga 101 Bölüm: Dünya Kupası 2 Program İçeriği: 22/23 Sezonu Dünya Kupası İkinci Programı Ana Başlık: Bundesliga 101 22/23 Sezonu Dünya Kupası 2.Bölüm | Bundesliga'nın Japonları | Jude Bellingham ve İngiltere | Gvardiol'un Yükselişi | Reyna'nın Durumu | Lindstrom ve Danimarka Program Detayı: -Dünya Kupası'nda oynayan Bundesliga oyuncularını konuştuk. -Form durumu iyi olsa bile forma giymeyen oyunculara yer verdik. -Almanya'nın Kosta Rika karşısındaki şansını masaya yatırdık. Konuşmacılar: Öner Tavtay - Gencer Konur #Bundesliga101 #DünyaKupası #Almanya #JudeBellingham #İngiltere #JoskoGvardiol #Hırvatistan #GiovanniReyna #JesperLindstrom #Danimarka
Program Adı: Bundesliga 101 Bölüm: Dünya Kupası 1 Program İçeriği: 22/23 Sezonu Dünya Kupası Ön Programı Ana Başlık: Bundesliga 101 22/23 Sezonu Dünya Kupası 1.Bölüm | En Büyük Favoriler Kim | Jude Bellingham ve Jamal Musiala | Güney Kore ve Japonya | Almanya'nın Durumu | Fransa'daki Sakatlık Sorunsalı Program Detayı: -Dünya Kupası grupları için tahminlerimizi yaptık. -Arjantin ve Brezilya'nın şampiyonluk ihtimalini masaya yatırdık. -Almanya'nın neler yapabileceğini konuştuk. -Turnuvanın muhtemel genç yıldızlarından bahsettik. Konuşmacılar: Öner Tavtay - Gencer Konur #Bundesliga101 #DünyaKupası #Almanya #JamalMusiala #İngiltere #JudeBellingham #Arjantin #LionelMessi #Brezilya #Neymar
Çavuşesku'nun Termometresi'nde bu hafta, Berk Esen ve Burak Bilgehan Özpek, Aybike Boyacıoğlu'nun moderatörlüğünde Altılı Masa'nın son durumu ve adaylık tartışmaları üzerine konuşuyor.
Günaydın. Hazine, ağustos ayında 28,7 milyar lira fazla verdi. Avro bölgesinde büyüme oranları revize edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimlik kartlarıyla seyahat edilebilmesi konusunda Sırbistan ile anlaşmaya varıldığını açıkladı. Fotoğraf: NASA
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in 5 Ağustos'ta Soçi'de yaptığı görüşmeden çıkan sonuçlar neler? FBI, eski ABD Başkanı Donal Trump'ın Florida'daki malikanesini neden bastı? ABD'de ara seçimler öncesi Demokratların durumu ne? Gönül Tol ve Ruşen Çakır, Transatlantik'te değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3Qiqcnk
Medyascope'un LGBTİ+'ların gündemini ekrana taşıdığı “Gökkuşağı Bülteni”nde bu hafta, İnsan Hakları Derneği (İHD) LGBTİ+ Komisyonu'ndan Destina Tokmak ile LGBTİ+ mahpusların yaşadıklarını konuştuk. Editör: Edanur Tanış / Katkı sağlayanlar: Elif Su Sara Balıkçı Prodüktör: Özgün Can Özgül Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3BMPp4Z
Adını Koyalım‘ın bu bölümünde Ruşen Çakır, Ayşe Çavdar, Kemal Can ve Burak Bilgehan Özpek, seküler milliyetçiliğin yükselişini, Sünni cemaatlerin krizini ve Aleviliğin durumunu değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3PQQj4J
Son dönemde Türkiye'de mültecilerin gündeme gelmesini ve siyasi liderlerin art arda açıklamalarını nasıl değerlendirmek gerekir? Türkiye'de siyasi liderler ve kadrolar mülteci meselesinin öneminin ve çok boyutluluğunun farkında mı? Türkiye'de mülteci meselesini anlamlandırabilmek, sorunları tarif edebilmek ve çözüme yönelik politikalar için doğru sorular neler? Hukuki, sosyolojik ve siyaseten mülteciler meselesi nasıl değerlendirilebilir? Mültecilerin Suriye'ye geri gönderilmesi söylemi ne kadar gerçekçi? İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır, Prof. Dr. Kemal Kirişci ve Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sibel Karadağ, Gülçin Karabağ'ın sorularını yanıtladı. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3EQMat3
Cemalettin Taşçı ile birlikte hazırladığımız “Ve Fakat” programının ikinci bölümüyle karşınızdayız. Bu hafta, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş ve Türkiye'deki muhalefetin bu konuyla ilgili durumunu, duruşunu konuştuk. Rusya-Ukrayna savaşının 30. günü. Türkiye iki ülke arasında dengeli bir politika yürütmeye çalışıyor. Programımızın ikinci bölümünde 2023 seçimlerinin tartışıldığı ve ekonomik kriz bir dönemine denk gelen savaşın Türkiye'de iç siyaseti nasıl etkileyeceği, Türkiye'nin denge politikasını ne kadar sürdürülebilir olduğunu konuştuk. Taşçı, meseleyi seçim sonuçlarına getirmenin yanlış olduğunu, muhalefetin siyaset üretemediğini söyledi. Taşçı, “Siyaset her şeyden önce topumu değiştirme iddiasıdır” diyen Taşçı, Ukrayna meselesinde muhalefetin iddasızlığını bir kez daha görmemize vesile olduğunu anlattı. “Muhalefetin görüyoruz ki iddiaları yok. İktidarın iyi kötü iddialarından haberdarız. Bu yüzden kamuoyu yoklamalarında AKP'nin hala yüzde 30 aldığını görüyoruz” diye konuştu. Rusya-Ukrayna savaşı hakkında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye tarafsızlığını korumalı, taraf olmamalı” derken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise daha keskin bu tutum sergileyerek, “Putin haddini aşmıştır. Vakit boş laf değil, yaptırım vaktidir. Vakit çekimser kalma değil, zalimin karşısında dik durma vaktidir" demişti. Altı muhalefet partisinin aylardır üstünde çalıştığı güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi ile ilgili de konuşan Taşçı, “Güçlendirilmiş Parlamenter sistem önerisinin üç cümleyle özetlenecek bir açıklaması var mı? Niye biz güçlendirilmiş parlamenter sisteme döneceğiz? Derdimiz ne? Bunun şimdiki sisteme üstünlüğü ne? Benim hayatımda neyi değiştirecek? Kimin hayatında neyi değiştirecek? Güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğu zaman kürt belediyelerine kayyum atanamayacak mı mesela? Bunu biliyor muyuz? Veya yargıya işimiz düştüğü zaman yargıç ve savcının ideolejisine göre başımızın derde girme ihtimali artacak ve azalacak durumlar ortadan kalkacak mı? Sonuçta, temelde bir tane problemimiz var. Keyfi bir yönetimimiz var ve bu keyfiliğin ortadan kalkacağını bile söylemiyorlar. Parlamenter sistem, teknik bir tabir. Kimseye bir şey söylemiyor. Muhalefetin başarısızlığı, Türkiye'nin başını fena halde derde sokuyor. Ve muhalefetin başarısızlığının sebebi kamuoyu değil.” dedi. Muhalefet partilerinin Rusya-Ukrayna savaşında tutum almaktan kaçınmasını değerlendiren Taşçı, “Gündelik politikalardan bağımsız olarak gündelik siyaset diye bir şey var. Siyaset her şeyden önce toplumu değiştirme iddiasıdır. Toplumu değiştirmek derken, mühendislik anlamında söylemiyorum. Toplumun rızasını alabilmeyi üretmek. Kendi rızasıyla insanların bu mesele hakkında bir kanaat üretmesini sağlamak siyasetin işidir.” dedi.
Medyascope Spor Servisi'nden Doğa Üründül ve Sedat Efekan Özener, İkili Oyun'da Turkish Airlines EuroLeague'in 30. haftasının ardından Anadolu Efes'in Zalgiris Kaunas galibiyetini, çift maç haftası öncesi Fenerbahçe Beko ve playoff mücadelesinde son durumu yorumladı. 22 Mart 2022
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları 12. gününde. Başkent Kiev'de son durum nedir? Marketlerde hangi ürünler azaldı? 24 Şubat'tan sonra Ukrayna'da neler değişti? Savaş neden çıktı ve Putin'in hedefi ne? Müzakerelerden bir sonuç çıkacak mı? 15 yıldır Kiev'de yaşayan gazeteci Deniz Berktay, savaşın gidişatına dair olasılıkları değerlendirdi.
Açık Oturum (332): Kamuoyu araştırmalarında iktidar, muhalefet ve ittifakların durumu – Can Selçuki, Ertan Aksoy ve Ulaş Tol ile söyleşi 332'nci Medyascope Açık Oturumu'nda Edgar Şar, konukları İstanbul Ekonomi Araştırma'dan Can Selçuki, Aksoy Araştırma'dan Ertan Aksoy ve TEAM Araştırma'dan Ulaş Tol ile güncel kamuoyu araştırmaları üzerinden iktidar ve muhalefetin durumunu tartıştı. #Medyascope #Anket #Cumhurİttifakı #Milletİttifakı