Podcasts about avrupal

  • 87PODCASTS
  • 274EPISODES
  • 17mAVG DURATION
  • 1EPISODE EVERY OTHER WEEK
  • May 26, 2025LATEST

POPULARITY

20172018201920202021202220232024


Best podcasts about avrupal

Latest podcast episodes about avrupal

SBS Turkish - SBS Türkçe
Who are the Stolen Generations? - Avustralya'nın çalınan nesilleri

SBS Turkish - SBS Türkçe

Play Episode Listen Later May 26, 2025 9:43


Australia has a dark chapter of history that many are still learning about. Following European settlement, Aboriginal and Torres Strait Islander children were removed from their families and forced into non-Indigenous society. The trauma and abuse they experienced left deep scars, and the pain still echoes through the generations. But communities are creating positive change. Today these people are recognised as survivors of the Stolen Generations. - Avustralya, birçok kişinin hala öğrenmekte olduğu karanlık bir tarihe sahip. Avrupalıların kıtaya yerleşmesini ardından, Aborijin ve Torres Boğazı Adalı çocuklar ailelerinden alınıp Yerli olmayan topluma entegre edilmeye çalışıldı. Yaşadıkları travma ve istismar derin yaralar bıraktı ve bu acı nesiller boyunca yankılanıyor. Ancak yerli toplumlar olumlu bir değişim yaratmaya çalışıyor. Bu insanları bugün Çalınan Nesiller'inden kurtulanlar olarak kabul ediyoruz.

Mesele Ekonomi
Aynı parayı Avrupalı 1 ayda, biz 1 yılda kazanıyoruz! & Gençliğin krizi | İnan Mutlu

Mesele Ekonomi

Play Episode Listen Later Apr 29, 2025 19:56


Siyasal iktisatçı İnan Mutlu, gençlerin sorunlarını ve neye itiraz ettiklerini anlattı. Gençlerin kalitesiz bir eğitim, umutsuz bir gelecek ve ağırlaşan yaşam koşulları altında kaldıklarını söyleyen Mutlu, ileride olabilecek yeni sorunları da özetledi. İyi seyirler..

Anadolu Ajansı Podcast
NATO'nun 76. yıl dönümü: İttifakın geleceği ne olacak?

Anadolu Ajansı Podcast

Play Episode Listen Later Apr 4, 2025 5:27


Yeni Trump yönetiminin söylem ve politikaları, ABD'nin Avrupa'yı savunma taahhüdüne olan güveni sarsmış görünüyor. Yapılan son bir ankete göre, Avrupalıların çoğunluğu Trump'ı artık Avrupa'nın müttefikinden çok "düşmanı" olarak görüyorYazan: Giuseppe Spatafora  Seslendiren: Halil İbrahim Ciğer

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz - Kapitalizm eleştirisi tek başına yeterli değil

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Apr 3, 2025 5:12


Türkiye'de seksenli yıllardan itibaren oryantalizme yönelik eleştirilerde Batı'nın Doğu algısı öne çıkmıştı. Özellikle telif eserlerde oryantalistlerin Doğu'yu ve bizi tanıma derecesi üzerinde durulmuştu. Doğal olarak Edward Said'in Oryantalizm adlı eseri de bu çerçevede okundu. Bunda Tanzimat sonrası edebiyatımızda oryantalistlere yönelik ilk eleştirilerin payı büyüktür. 1870'lerden itibaren yayımlanan eserler, oryantalistlerin Şark'ı tanıyıp tanımaması üzerinden şekillenmişti. Namık Kemal'in meşhur makalesinin başlığı da “Avrupa Şark'ı Bilmez” şeklindeydi. Sonraki dönemlerde yayımlanan eserler aşağı yukarı aynı çizgidedir. Ömer Seyfettin'in “Gizli Mabet” adlı hikâyesinde de olay Şark'ı tanımak isteyen bir Avrupalı ekseninde gelişir.

Yeni Şafak Podcast
Yusuf Dinç-Yolsuzluk soruşturmasına düşerek tepki veren borsaya daha da yatırım yapmam

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 23, 2025 6:59


Türkiye'de bir yolsuzluk ve terör soruşturması görülüyor. Buna karşın borsa olağanüstü kayıplar ve negatif anlamda trend dönüşü sergiliyor. Oysa endeksin yönü yukarıydı. Kaan uçtuğu gün vermeyi beceremediği pozitif tepkiyi, Kaan'ın önemini anlayan Avrupalıların tavrını görünce takdir etmeye kalkışmıştı. Evet, mesele gerçekten uçan kalorifer peteğimiz Kaan'dı. Çünkü Kaan, savunma sanayiinin gelişiminin toplamını gösteren bir semboldü. Endeks, mühendislerimizin başarıya koştuğu o gün Kaan'ın hakkını vermekten acizdi de Avrupa aciz kalmayınca nihayet jeton düşmüş yönü yukarı çevirmişti.

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz-Daha Adil Bir Dünya ve Avrupa'nın Taşralaştırılması

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 17, 2025 5:28


Hakikatte ABD, sistem dışı bir aktör olmaya mı karar verdi yoksa sistem karşıtlığına mı soyundu? Batı merkezli sistem ABD öncülüğünde kurulmuştu, dolayısıyla Amerikalıların bu sistemin temel kurumlarına muhalefet ettiğini düşünmek abesle iştigaldir. ABD, mevcut sistemi kendisi açısından ayak bağı olarak görmektedir. Amerikalılar özellikle küresel sistemin kurumlarını belirli bir fikirden, örneğin Batı medeniyeti eksenli ideolojik yaklaşımlardan hareketle eleştiriye tabi tutmuyor. ABD üniversitelerinde, basınında veya diğer entelektüel mahfillerinde belirli bir temelden hareketle muhalif bir söylem geliştirilerek küresel sistemin eleştirildiğini söylememiz mümkün değil. Böyle bir eleştiri olmadığı gibi her gün aksi yöndeki gelişmeler neredeyse bütün dünyayı şaşırtacak düzeylere ulaşıyor. Bu durum Avrupa ülkeleri için de geçerlidir. Ukrayna Savaşı başladıktan sonra Dostoyevski ve Tolstoy'un kitaplarına yasak koyan Avrupalıların, Batı merkezli sisteme muhalif bir söylemle karşı çıktıklarını söyleyemeyiz. Onlar da sistemin dışına çıkmayı tercih ediyor. Avrupalıların sistem dışına çıkışı özellikle Filistin ve Gazze meselesi yeniden gündeme geldiğinde çok daha şaşırtıcı bir hâl aldı.

EKSEN
‘Trump ne yaptığını bilmeyen bir lider değil'

EKSEN

Play Episode Listen Later Mar 5, 2025 84:22


Prof. Hasan Ünal'a göre Trump ‘ne yaptığını bilmeyen bir lider değil'. Ukrayna krizinde Avrupalıların irrasyonelliğine işaret eden Ünal, uygulanan politikaların Rus düşmanlığı ve liberal elitlerden kaynaklandığını söyledi. Ünal, ‘Bu liberal elit zeka özürlü mü, jeopolitik özürlü mü, anlamakta güçlük çekiyorum' dedi.

Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu-Ukrayna'yı Joe Biden mahvetti..

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Mar 4, 2025 5:35


Pazar günü “CNN”den Dana Bash'in programına konuşan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz Ukrayna'nın NATO'ya üye olamaya-cağını bir kez daha vurguladı. Waltz'a göre, Ukrayna'nın NATO'ya üye olduğu, ardından ABD'nin 5. Madde açısından yükümlülük altına girdiği ve ABD birliklerinin doğrudan Ukrayna'yı savunduğu bir senaryo söz konusu olamaz. Waltz'ın açıklamasının Volodimir Zelenski'nin Beyaz Saray ziyaretinde kamuya açık şekilde gerçekleşen üçlü ağız dalaşının ardından gelmesi dikkat çekici tabii. Zelenski Beyaz Saray'dan kovulduysa da İngiltere'de kahraman gibi karşılanarak ağırlandı. Waltz'un açıklamaları İngiltere ve NATO'nun diğer Avrupalı üyelerine yönelik bir mesaj olarak yorumlanabilir.

Bir bakışta
Trump ile Zelenskiy arasında Beyaz Saray'da yaşananlar dünya siyasetini nasıl etkileyecek?

Bir bakışta

Play Episode Listen Later Mar 3, 2025 15:17


Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'yle Beyaz Saray'da görüşen ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance'in kameralar önünde sergilediği tutum, Rusya'ya karşı Ukrayna'yı destekleyen Batı bloğunu nasıl etkileyecek? Zelenskiy'nin masaya dönmesi için “özür dilemesi” gerektiğini söyleyen Trump, Avrupalı liderler tarafından ikna edilebilecek mi? Anadolu Ajansı Washington Muhabiri Hakan Çopur ile konuştuk.

Yeni Şafak Podcast
Kadir Üstün-Avrupa Trump'ı ikna edebilir mi?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 26, 2025 6:06


Avrupalı liderlerin Trump'ı ikna turları, potansiyel bir ateşkes veya barış anlaşmasında Ukrayna'ya güvenlik garantileri vermeye odaklanmış görünüyor. İngiltere ve Fransa'nın öncülüğünde 30 bine yakın askerin Ukrayna'da konuşlan-dırılmasıyla, ateşkes sonrasında Rusya'nın tekrar bir işgal girişimine karşı caydırıcı güç bulundurulması tasarlanıyor. Ancak böyle bir gücün varlığının Rusya'yı durdurmaya yetmeyebileceği senaryoda, Amerikan askeri gücünün plana en azından garantör olarak dahil edilmesi düşüncesi öne çıkıyor. Fransa lideri Macron ve İngiltere lideri Starmer'ın Trump'la bu haftaki görüşmelerinin bu tür bir plan üzerinden Amerika-Rusya müzakerelerine etki etme çabasına matuf olduğu söylenebilir. Avrupalı liderler Amerika'dan daha bağımsız bir dış politika oluşturmaları gerektiğini kabul etmeye başladı ancak bunun kısa vadede mümkün olmayacağının farkında oldukları için Trump'ı Ukrayna'ya güvenlik garantisi verme ikna etmeye odaklanıyor.

Yeni Şafak Podcast
YUSUF DİNÇ-Trump'ın Ukrayna'dan istediği turpun büyüğü: Montrö

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 25, 2025 4:31


Trump ile ilgili ilginç bir durum var. İsrail ve bölgedeki yandaşları dışında Biden ile iş tutmuş kim varsa yok sayıyor. Özellikle de Ukrayna-Rusya savaşı etrafındakileri… Savunma harcaması taahhüdü veren tek Avrupalı lider olan Polonya başkanını görüşmeye almadan önce epeyce bir bekletmiş. Sonra da 10 dk görüşüp göndermiş. Avrupa siyasetindeki profillerin değişmesine dönük Elon Musk eliyle yapılan baskıyı da buna yoruyorum.

Mevlana Takvimi
DÜŞMANIMIZ KİM? -20 ŞUBAT 2025-MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Feb 20, 2025 2:29


Eğitim sistemi zihnimizden düşman tanımını silmiştir. İnsanların içinde mutlaka insan olmak hasebi ile iyi-kötü ayrımı yapacağı zaman bir düşman tanımı olacaktır. Bizim ise düşman tanımımız komşumuza sirayet etmiştir. Hem de çok ilginç bir durum mevcuttur. Suriye'de bir devlet... Tarihte Suriye'de bir devlet mi vardır? Irak devleti... Tarihte Irak diye bir devlet mi vardır? Ürdün, Cezayir, Tunus... Tarihte böyle devletler mevcut mudur? Bunlar bizim insanımızdır. Bizim topraklarımızdır burası. Sonra bölmek parçalamak için Irak demişler. Ne demek Irak? Suriye demişler, Suriye diye bir halk mı vardır tarihte? Araplar Müslüman millettir ve burası senin topraklarındır. Eğitim sistemimiz de maşallâh (!), baştan sona kadar düşmanları denize döküyoruz ama düşmanın kim olduğu meçhul bırakılmış. Fransızlarla savaşıyoruz ama Arap'a düşmanız. İngilizlerle çarpışıyoruz ama Arap'a düşmanız. Amerikalılarla Avrupalılarla çarpışıyoruz ama Arap'a düşmanız. Bizim topraklarımızı kaybettiren Arap mı? Hataları var mı? Var tabii. Bizim hatamız yok mu? Var. Müslüman millet hata yapabilir fakat bir düşman belleyeceğiniz zaman tarihinize, dininize, kültürünüze, vatanınıza düşman olana düşman olursunuz. İngilizler esir aldığı onbeş bin askerimizi krizol havuzuna sokup kör etmediler mi? Bizim tarihimizde bu böyle başkalarına karşı düşmanlık hissi taşıyan genç arkadaşlar neden İngiliz'in bu hadisesini söylemezler? Anadolu'daki bir insan hangi ırka mensup olursa olsun eğer kafasında düşman deyince derhal İngiliz uyanmıyorsa bu insanın bizimle bir alakası yoktur. Bu insan yönlendirilmiş, bu insan şartlandırılmış insandır. Tarihe bakılır ona göre düşman tanımlanır. Çanakkale'de savaştığımız nasıl da düşman kategorisinde bulunmaz? Onlar değil de orada bizimle omuz omuza birlikte çarpışan düşman (!). Bu nasıl bir anlayıştır?(Doç.Dr.Ahmet Kavlak)

Aposto! Altı Otuz
İmamoğlu ve Özdağ'a iddianame | 18 Şubat 2025

Aposto! Altı Otuz

Play Episode Listen Later Feb 18, 2025 12:26


İmamoğlu hakkında 4 yıla, Ümit Özdağ hakkında ise 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Avrupalı liderler, olağanüstü Ukrayna zirvesi için Paris'te buluştu. Bu bölüm Aktif Portföy hakkında reklam içermektedir. Aktif Portföy, döviz piyasalarında düşük riskli ve sabit getirili yatırım fırsatlarını değerlendirmek isteyen yatırımcılar için özel olarak tasarlanmış DOL-Aktif Portföy Üçüncü Serbest (Döviz) Fon ile Dolar cinsinden yatırım imkânı sunuyor. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices

Anadolu Ajansı Podcast
Ukrayna'sız ateşkes görüşmeleri istikrar getirir mi?

Anadolu Ajansı Podcast

Play Episode Listen Later Feb 18, 2025 4:48


Avrupalı yetkililer, Kiev'in dışlandığı bir barış sürecinin, gelecekteki olası Rus saldırılarını önleyecek sağlam güvencelerden yoksun bir anlaşmaya yol açabileceğini savunuyor.Yazan: Maksym SkrypchenkoSeslendiren: Halil İbrahim Ciger

Yeni Şafak Podcast
Abdullah Muradoğlu-Huzursuz evlilik bitiyor mu?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 18, 2025 5:26


ABD ve Avrupa arasındaki evliliğin huzursuz olduğu daha Trump'ın ilk başkanlık döneminde belirtilerini ziyadesiyle göstermişti. Joe Biden'ın 2020'de Başkanlık seçimlerini kazanmasıysa tarafların evi terketmelerini engellemişti. Avrupa ve Amerika'da bu evliliğin Katolik nikahıyla gerçekleştiği, huzursuzluk ayyuka çıksa bile ayrılmanın vuku bulmayacağına inananlar vardı. Trump'ın ikinci gelişiyse bu evliliğin uzun sürmeyeceğine dair bir kanaat oluşturdu. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance “Münih Güvenlik Konferansı”nda yaptığı konuşmalarda evli çifti bir arada tutan dünya görüşünün ve yaşam tarzlarının taban tabana zıt olduğunu alenen ilân etti. Vance, farklı istikametlere bakan ve artık aynı değerleri bile paylaşmayan çiftin aynı evde, zoraki bir ortak yaşam süremeyeceğini Avrupalıların anlayacakları dille ifade etti.

EKSEN
‘Bu savaşı ABD çıkardı, Avrupa'ya zarar verdi. Avrupalıların Trump'ın bitirmesini istemesi lazım'

EKSEN

Play Episode Listen Later Feb 17, 2025 84:40


Mehmet Ali Güller'e göre Trump yönetimi yetkilileri Münih Güvenlik Konferansı ve Brüksel'deki tutumlarıyla Avrupalıların ‘canını yaktı'. Ukrayna savaşını Biden yönetiminin çıkardığını anımsatan Güller, Avrupalıların Trump'a kızacaklarına kendilerini de olumsuz etkileyen bu krizi çözmesini istemeleri gerektiğini vurguladı.

Yeni Şafak Podcast
ABDULLAH MURADOĞLU -Kim toprak gaspı yapıyor?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Feb 4, 2025 5:20


ABD Başkanı Trump Güney Afrika'ya yapılan yardımları askıya aldı. Trump'ın gerekçesiyse Güney Afrika yönetiminin Beyaz yerleşimcilere ait bazı topraklara el koymasıymış. Aslında mesele, 1994'te resmen son bulan “Beyaz Irkçı rejim”in(Apartheid) toprak mülkiyetinden kaynaklanıyor. Sömürgeci Avrupalı yerleşimciler Güney Afrika topraklarına cebren el koymuştular. “Apartheid” son bulmuşsa da “toprak rejimi” büyük ölçüde aynı kalmıştı.

Yeni Şafak Podcast
NEDRET ERSANEL - Altın Çağ: Tanrı tarafından seçilip, İncil'e el basmamak…

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 22, 2025 7:04


47'nci Başkan'ın yarattığı korku, komşuları ve özellikle de Avrupalı ortakları üzerinden dünyaya bulaşıyor. Ama gerçek kâbus Washington'da. Yerkürenin geri kalanında ise merak Trump ile ilişkilerinin nasıl olacağına, var ise özel bir sorun, nasıl aşılacağına ilişkin… Kaygı hali genellikle ‘dengesizlik' üzerinden tarif ediliyor. Trump'ın alacağı kararların istikrarsızlığı/gelgitleri üzerinde tepiniliyor. Oysa açıklamaları ve ilk 24 saat içindeki imzalar gösteriyor ki, Trump ve yönetimi hem gayet “kararlı” hem de planlı…

T24 Podcast
Anadolu insanının Osmanlı İmparatorluğu zamanında tanıştığı bale nedir?

T24 Podcast

Play Episode Listen Later Jan 21, 2025 8:30


Zarafet, sanatsal ifade ve teknik beceri gerektiren bir dans türü olan bale, Türkiye'de (bazı münferit girişimler olsa da) Devlet Opera ve Balesi'nin sahibi olduğu ve sadece altı şehirde bulunan sahnelerde yapılıyor. Anadolu insanı baleyle Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılılaşma dönemiyle birlikte tanıştı. Tanzimat Dönemi'nde Batılı müzik formları ve tiyatronun bilinir hale gelmesiyle birlikte özellikle sarayda ve Pera'daki tiyatrolarda Avrupalı bale topluluklarının gösterileri sergilendi. Osmanlı'da bale, halk arasında yaygın bir sanat dalı olmasa da elit kesimin dikkatini çekti. Cumhuriyet'in ilanı, sanatta ve kültürde modernleşme hamlelerini beraberinde getirdi. Mustafa Kemal Atatürk'ün sanat ve kültüre verdiği önemle tiyatro, opera ve diğer sanat dalları gibi bale de, modernleşme ve batılılaşma hamlelerinin bir parçası oldu. Avrupa'ya eğitime gönderilen sanatçılar, Türkiye'ye döndüklerinde bale ve diğer sahne sanatlarının gelişmesine katkıda bulundu. İngiliz Kraliyet Balesi'nin de kurucusu olan İngiliz bale sanatçısı Dame Ninette de Valois, Türkiye'de modern balenin temellerini atan isimlerden biri oldu. Onun katkılarıyla 1940'larda hem bale eğitimi hem de sahne performansları organize edildi. Türkiye'deki profesyonel anlamda bale eğitiminin verildiği ilk kurum olan Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü bu atılımların neticesinde 1948 yılında kuruldu. Müziği Nevit Kodallı'ya, koreografisi Oytun Turfanda'ya ait olan ilk büyük Türk balesi Hürrem Sultan ise 1976'da sahnelendi. Bugün hem ulusal hem de uluslararası düzeyde gelişimini sürdüren opera ve balenin, Türkiye'de de 2023 yılında bir önceki sezona göre izleyici sayısı yüzde 30,2 arttı. Opera, bale ve klasik müzik dünyasını keşfetmek için başladığımız söyleşi serimizin ikinci bölümünde ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi baş dansçıları Batur Büklü, Büşra Ay ve M. Çağatay Özmen; bale sanatını, eğitimini, iş imkanlarını ve Türkiye'de bale sanatçısı olmayı T24'ten Faruk Ekici'ye anlattı. Video

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ: Avrupalı bazı küçük ülkeler

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 13, 2025 5:34


“Avrupalı bazı küçük ülkeler” ifadesinin Fransa'yı işaret ettiği biliniyor. Zaten Sayın Bakan Hakan Fidan konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Fransa'nın adını açıkça zikretti. Gerçi haklı olarak bu ifade kamu vicdanında Fransa'yı tahfif edici boyutu ile yankı uyandırdı fakat Sayın Bakan'ın ifadelerinin göstergebilimin sınırlarını zorlamadan “dizgesel bir biçimde” tahlil edilmesinden yanayım. Göstergebilim yerine Fransızcada olduğu gibi semiyoloji kavramını kullanırsak herhalde yanlışa düşmeyiz. Zira semiyoloji, akademik yayınlarda sıklıkla kullanılmaktadır.

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ
der ya Kitap Kulübü ile Ortadan Kaybolan Fil

DEĞER YARATMANIN FORMÜLÜ

Play Episode Listen Later Jan 6, 2025 35:31


Kitap Kulübü'müzün 48inci buluşmasında Haruki Murakami'nin “Ortadan Kaybolan Fil” adlı kitabını konuştuk.Murakami 1949 Kyoto doğumlu. Çocukluğundan itibaren Batı kültürünün etkisi altında bir yaşam sürüyor. Avrupalı yazar ve müzisyenleri takip ediyor, Rus edebiyatı ve müziği de dahil. Gençliğinde bir plak dükkanında çalışıyor, sonra eşiyle birlikte açtıkları “Peter Cat” adında bir kafe ve caz kulübü işletmeciliği yapıyor. 1986-1995 yılları arasında ise Amerika'da yaşıyor. Aynı zamanda bir koşu meraklısı, 1996'da Japonya'da 100kmlik ilk ultramaratonunu koşuyor.Yani oldukça sıra dışı bir kişilik. Ülkesinde, Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalıyor, fakat yine de Japonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük yazarlarından biri olarak kabul ediliyor. İsmi son on yıldır Nobel'le de anılıyor ama kendisinin ifadelerinden de ödüllere mesafeli olduğunu öğreniyoruz.Kitap yazarın erken dönem hikayelerinden bir seçki sunuyor. Hayal ile gerçeklik arasındaki sınırları bulanık üslubu ile Japon modern hayatından insan manzaralarını işliyor. Kendine has bir mizah anlayışı ve derinlikli bir anlatımı var. Ama açık söylemek gerekirse konuları işleyiş tarzı bazılarımız tarafından cinsiyetçi ve rahatsız edici bulunmuş. Cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığı kendisine yöneltilen eleştirilerden. Murakami bunu reddediyor ve karakterlerini öykünün ihtiyaçlarına göre oluşturduğunu sosyal bir eleştiri amacı gütmediğini ifade ediyor röportajlarında.Benim de okuduğum ilk Murakami eseri, özellikle romanlarını okumuş olanların, yazar ve eserleri hakkında daha olumlu bir izlenime sahip olduklarını anlıyorum konuşmalarımızdan. Murakami okumaya başlamak için çok uygun bir eser olmayabilir doğrusu.Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım(02:24) Feyza Demir, (05:48) Elif Burcu Yılmaz, (07:18) Elif Ceylan, (09:22) Uğur İyidoğan, (11:11) Aydan İrem Sungur, (13:30) Olcay Çat, (16:07) Ömer Tural, (19:46) Halime Özben Hacı, (22:00) Olcay Çat, (23:20) Hatice Engin, (24:44) Mürsel Çavuş, (28:33) Suat Soy, (29:54) Mustafa Pancarcı, (31:30) Feyza Demir, (32:23) Mürsel Çavuş, (33:10) Mete YurtseverSupport the show

Yeni Şafak Podcast
MEHMET AKİF SOYSAL Avrupalı şirketler Türkiye'den teklif bekliyor!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jan 3, 2025 4:46


Bakmayın siz satın alma işlemleri istatistiklerine, hatta ortada dolaşan fiyatlara. Avrupalı şirket sahipleri yaşlandı, çoğunun işini devredecek kimsesi yok. Yorgun ve ne için çaba koyduğunu bilmeyen bir sona varmış, hayatlarında görmedikleri jeopolitik riskler var akıllarında çözemedikleri, zihinlerde yeniliğe ayıracak enerjileri yok.

Mevlana Takvimi
YILBAŞI NEYİMİZ OLUR? - 31 ARALIK 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Dec 31, 2024 2:54


Ramazan Bayramımız mı, Kandilimiz mi, Kurban Bayramımız mı? Biz Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllar da biliriz ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı. Memleketimize, herhalde, Beyoğlu'ndan giren, Haliç'i atlayarak Fatih'lere, Aksaray'lara, sonra Rumeli'ye ve Boğaz'ı aşarak önce Kadıköy'lere, Moda'lara ve sonra Üsküdar'lara ve oradan Anadolu'ya geçen bu bunak neyimiz olur: Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı, yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi? İstanbul'un Tepebaşı'ndan Adana'nın Tepebağı'na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir? Bir resmine bakarsanız Havarilere, öteki resmine bakarsanız düzenbaz kâhinlere benzeyen bu iskambil papazı, aramızda neyin nesidir... Bunu hiç merak ettiniz mi? Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O, Haçlı Seferlerinden kalma bir kılıç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor. O evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit* 'tir... Kardeşlerini mukaddes savaşa hazırlamaktan geliyor. O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra, kılığını değiştirmiş... Ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; çocuklarımızdan başlamıştır. Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi? Bırakın onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz... Sakalı elimde kaldı ve altından Lüsifer** çıktı.Bilirsiniz ki casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler. Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin yahut bırakın! Haç'ında çarmıha gereyim onu. Tehlikeyi sezer de, kendiliğinden gitmeye kalkarsa, çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak bir şeyimizi çalmıştır. *Piyer Lermit: İlk Haçlı seferinin düzenlenmesinde önayak olan papaz. **Lüsifer: Hıristiyan akidesinde şeytânı tasvir etmek için kullanılan bir isim. (Ârif Nihat Asya, Noel Baba, 1960)

Yeni Şafak Podcast
MEHMET AKİF SOYSAL - Avrupalı şirketleri satın alma vakti!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Dec 13, 2024 4:13


Alman Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (DIHK) tarafından kısa süre önce yapılan bir anket, birçok işletmenin önümüzdeki aylarda ekonomiye kötümser baktığını ve üçte birinin yurtiçi yatırımları azaltmayı planladığını ortaya koydu.

TeknoSafari's Podcast
Elon Musk'ı Sırtından Vuran Kim? Yapay Zekada Bu Hafta Bölüm 8

TeknoSafari's Podcast

Play Episode Listen Later Nov 22, 2024 19:09


1. 0:49 - Grok 2, Elon'ı sırtından hançerlemiş: "X platformunda en büyük dezenformasyoncu Elon Musk'tır" 2. 2:03 - Gemini halüsinasyona devam 3. 2:47 - Trump'ın Verimlilik Bakanı Elon Musk, bakanlık için memur alım ilanı açtı: -Süper yüksek IQ'lu -Haftada 80 saatten fazla çalışabilecek -Hükümeti küçültme devrimcisi olabilecek 4. 3:20 - Bu kez ChatGPT kazandı: Şiirleri Shakespeare'i geride bıraktı 5. 4:53 - Her bir Avrupalı, GDPR nedeniyle karşısına çıkan saçmasapan onay kutularına tıklamak için yılda ortalama 1 saat 15 dk harcıyormuş. Toplam maliyet yılda 16 milyar dolar. Hollanda savunma bütçesi kadar. Lüzumsuz regülasyonun sonucu (GDPR Avrupa kişisel verileri koruma kanunu). 6. 5:49 - Grok 3'ün dün eğitimi sırasında bir tür felaketle karşılaştığına dair söylentiler var. xAI araştırmacısı Hieu Pham, Grok-3'ün 1 milyon dolar ödüllü Riemann Hipotezi'ni kanıtladığını iddia etti! 7. 6:53 - Microsoft AI CEO'su Mustafa Süleyman: "Neredeyse sonsuz hafızaya sahip prototiplerimiz var. Ve bu yüzden asla unutmuyor, bu da gerçekten dönüştürücü. (...) 2025 gerçekten dönüştürücü” Eric Schmidt (Eski Google CEO'su), sonsuz bağlam penceresinin bu yıl çözüleceğini söylerken yalan söylemiyordu. 8. 7:55 - OpenAI'ın yeni modeli hayal kırıklığı yaratabilir: Yapay zekada 'sınıra' ulaştık mı? 9. 9:10 - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi önemli bir gelişmeye imza attı. TOBB ETÜ, 5 Kubit Kuantum Bilgisayarı (QuanT) hayata geçirerek Türkiye'de kuantum bilgisayar çağını başlattı. 10. 11:45 - ChatGPT seviyesinde iş çıkardığını iddia ediyor: https://chat.deepseek.com/ 11. 11:55 - Mistral gerilerden geldi. Yanında da Pixtral 12. 12:10 - Videoda yeni oyuncu: vivago ai. Magic brush ve video enhance dikkat çekici 13. 13:09 - Bytedance durmuyor: komutla fotoğraf editleyen Seededit 14. 13:44 - Ücretsiz rakibi de var: Magic Quill: Sihir Gibi Hissettiren Ücretsiz Bir Yapay Zeka Görüntü Düzenleyicisi 15. 14:18 - DimensionX: Create Any 3D and 4D Scenes from a Single Image 16. 14:34 - blendbox.ai: blender ve aivideo karışımı 17. 14:45 - tiktok symphony creative studio: video da üretiyor konuşan avatar da 18. 15:25 - SUNO V4 müziğe noktayı koyuyor.

Yeni Şafak Podcast
TAMER KORKMAZ - Soykırımcılar, ancak Güç'ten anlar!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Oct 1, 2024 4:49


“ABD ile Avrupalı liderler, Heniyye suikastına karşılık vermememiz halinde; bize Gazze'de ateşkes ilan edileceği sözünü vermişlerdi.” Bu sözler, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a ait...

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz - Yeni “genç Türkler”in fikirleri nereden?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Sep 9, 2024 5:18


Batı'nın bizimle ilişkisi üzerine kafa yoranlar, genel olarak Avrupa fikir âleminde Doğulularla ilgili yargıların doğruluğu ve yanlışlığı üzerine de kafa yormuşlardır. Aslında bu düşünme biçimi kuşakları birbirine bağlamış ve nesillerden nesillere aktarılmıştır. Avrupalıların farklı alanlardaki yanlış kanaatlerini düzeltmenin ve doğrusunu ortaya koymanın önemli olduğu düşünülmüştür. Oryantalistlerin doğu hakkındaki düşüncelerinin doğruluğu ve yanlışlığı, en azından, Namık Kemal'den itibaren geçerli olan bir düşünme biçimidir. Buna karşın oryantalistler ise Doğu-İslam dünyası hakkında ürettikleri fikirlerin doğruluğu ve yanlışlığından ziyade üretimin kendisine odaklanmışlardır. Hatta zaman içinde üniversitelerine kabul ettikleri hoca ve öğrenciler de bu sürece dâhil oldu. Onlar da Doğu-İslam dünyası hakkında fikir üretim sürecine katkılarıyla şöhret buldular.

Yeni Şafak Podcast
DURSUN GÜRLEK - Mağdur padişah Sultan İkinci Bayezid

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 25, 2024 8:21


Üsküdar'da, Sahaf Bahtiyar İstekli'nin dükkânında eski kitapları, eski mecmuaları ve bir takım evrakı fersudeyi gözden geçirirken yıllar önce yayınlanmış “Yelken” isimli bir dergiyle karşılaştım. Bu, “Aylık Sanat ve Edebiyat Dergisi”nin sayfalarını şöyle bir çevirip de Fatih Sultan Mehmed'le, Sultan Abdülhamid Han'ın sanat sevgisiyle ve Ayşe Osmanoğlu'nun babasını anlatan yazısıyla karşılaşınca hemen aldım. Bir göz hatırı için birçok göz sevilirmiş. Üç beş yazının hatırı için koca bir dergiye -hem de yüksek bir para ödemenin- makul bir hareket olduğunu ancak erbabı takdir edebilir. Oysa, bigâneler için bu delilikten başka bir şey değildir. Delilerin de makbulleri vardır, onlara da bilindiği üzere, “mecanin-i kütüp” yani kitap delileri deniliyor. Yelken'de Ziya Erkins imzasıyla yer alan ve Fatih Sultan Mehmed'le ilgili olan yazıyı okurken, özellikle oğlu Sultan İkinci Bayezid'den bahseden bölüm dikkatimi çekti. Belki sizin de dikkatinizi celbeder düşüncesiyle bu kısmı ufak tefek tasarruflarla nakletmek istiyorum. Ziya Erkins, Sultan İkinci Bayezid Han'ı bize şöyle anlatıyor: Şehzade Bayezid hakkında Avrupalılar, Fatih Sultan Mehmed ile Yavuz Sultan Selim arasında olduğu için, iki büyük arasında bir küçük diyorlar. Fakat bu hükümdarın devrine ait belgelerin incelenmesinden sonra anlaşılmıştır ki, Batılıların ve bunlara dayanmış olan bizim bazı tarihçilerimizin tahmin ettikleri gibi o böyle bir padişah değildir. Takip ettiği siyasette bir istikrar, medeni düşüncesinde bir istikamet vardır.

Acı, tatlı, mayhoş
Üzüm turşusunun sırrı

Acı, tatlı, mayhoş

Play Episode Listen Later Aug 21, 2024 4:10


#acıtatlımayhoş Üzüm turşusu tuzlu kurulmaz. Ama içine bir bitki konur. O bitkiye Kırklareli'de “hren” deniyor, Doğu Avrupalıların “kren”, Almanların “meredith” dediği bir bitki. Anadolu'daki yaygın adı “bayır turpu”. Aylin Öney Tan bu bitkiyle yeşil üzüm turşusu tarifi veriyor.

NTVRadyo
Acı Tatlı Mayhoş - Üzüm turşusunun sırrı

NTVRadyo

Play Episode Listen Later Aug 21, 2024 4:09


#acıtatlımayhoş Üzüm turşusu tuzlu kurulmaz. Ama içine bir bitki konur. O bitkiye Kırklareli'de “hren” deniyor, Doğu Avrupalıların “kren”, Almanların “meredith” dediği bir bitki. Anadolu'daki yaygın adı “bayır turpu”. Aylin Öney Tan bu bitkiyle yeşil üzüm turşusu tarifi veriyor.

Yeni Şafak Podcast
MAHMUT AY - Gün Birlik Günüdür!

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Aug 16, 2024 6:13


“Bizi bu hale düşüren hep tefrika, hep nifak ve şikaktır. Artık bu kadar zillet, bu kadar meskenet elverir. Bundan sonra millet uyanmalı, okumalı, bu felâketlerin hep tefrika yüzünden geldiğini anlamalı da, ona göre çaresine bakmalı. Zaman artık tefrika zamanı değildir. İttifak zamanıdır, birleşmek zamanıdır.” (Mehmet Akif Ersoy, Tefsir Yazıları ve Vaazları, DİB Yayınları, s. 184). Bu ifadeler, istiklâl şairimize ait. Kasım 1910'da, Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Şehzadebaşı kulübünde verdiği bir konferansında söylenmiş. Akif, bu konferansında, Müslümanların tarihte nasıl muazzam devletler kurabildiklerinin sırrını da şöyle açıklamış: “Müslümanlar, bu mertebeye nasıl eriştiler? Hep ittihad sayesinde. Ellerinde Allah kanunu, dillerinde tevhid lafz-ı mübareki, yüreklerinde din aşkı, millet muhabbeti olduğu halde dağları, denizleri, çölleri aştılar.” (age., s. 182). Aradan bir asırdan fazla bir zaman geçmiş olmasına ve İslâm coğrafyasında, tefrikadan mütevellit bunca çileli tecrübeler ve kanlı olaylar yaşanmış olmasına rağmen, Müslümanlar hâlâ ders almış ve akıllanmış görünmüyorlar. İslâm dünyasındaki sorunların nedenlerini konuşurken genelde Batı'nın zalimliğinden dem vuruyoruz; ama kendi hatalarımızı yeterince konuşmuyoruz. Düşman, düşmanlığını yapacaktır. Ona “Niye düşmanlık ediyorsun?” demek abestir ve zafiyet göstergesidir. Düşmanın düşmanlığını engelleyemeyiz. Bizim öncelikli görevimiz, dost olmamız gereken kimselerle dostluğumuzu pekiştirmek ve kendi aramızda mümkün mertebe birliği sağlamaya çalışmaktır. İçimizde birliği ne denli güçlendirebilirsek, düşmanı o denli zayıflatmış oluruz. Zira düşmanın en büyük silahı, bizi tefrikaya düşürmektir. Akif, 6 Şubat 1913'te Bayezid Camii'nin kürsüsünde, yabancı güçlerin İslâm coğrafyasını ele geçirmek için “tefrika”yı bir öncü kuvvet olarak kullandıklarını şöyle anlatmış: “Ecnebîlerin, kendi hesaplarına gayet elverişli kestirme bir siyasetleri var: Hani bir zamanlar bizim akıncılarımız vardı. Fethetmek istediğimiz memleketlere ordumuzdan evvel onları gönderdik. Bu akıncılar o memlekete girer, ahaliyi telâşa sokar, birbirine düşürür, sonra da ordu girer, istila eder, işini bitirirdi. İşte tıpkı bunun gibi, ecnebilerin de bugün akıncıları var ki, o akıncıları tefrikadır. Avrupalılar, zapt etmeyi kararlaştırdıkları memleketin ahalisinin arasına evvelâ tefrika sokarlar, senelerce milleti birbiriyle boğuştururlar. Sersem ahali bu suretle yorgun düştükten sonra gelip çullanırlar. Bugün de işte bize aynı siyaset kullanıldı. Zaten her yerdeki siyasetleri budur. Hindistan'da, daha evvel Endülüs'te, sonraları Cezayir'de, İran'da hep böyle yaptılar. Takip ettikleri siyaset hep aynı siyasettir, hiç değişmez.” (age., s. 190). Yüz binlerce mazlum Gazzeli kardeşimiz, her gün yüzlerce şehit veriyor; en ağır şartlar altında hayatta kalabilme mücadelesi veriyor. Lâkin İslâm ülkelerinden kınama dışında bir icraat çık(a)mıyor. Düşmanın zalimliğinden önce kendi zelilliğimizi konuşmak gerekmiyor mu? Neden bu hallere düştük? Bu hallere düşmemizde sünnî-şiî, sufî-selefî, ihvancı-ılımlı vs. gibi kutuplaşmalarla uğraşmamızın etkisi çok büyük. Ulema kendi arasında birlik sağlayabilmiş değil, fikir adamları kendi fildişi kulelerinde, tekke erbabı bölük pörçük, siyasiler birbirleriyle kanlı bıçaklı. Toplumu yönlendirenler, liderlerdir. Yığınlar, liderlerin sözleri ve eylemleriyle hareket ederler. İslâm dünyasının en büyük sorunu; siyasetten medreseye, üniversiteden tekkeye ümmetin birliğini en büyük mesele ve dava edinen liderlerin yeterli sayıda olmayışıdır. Bu sahalarda öncü konumundakilerin çoğunun, ümmetin meselelerini şahsi meselelerinin üstünde görememeleridir.

Mevlana Takvimi
İSLÂM, İNSANLIĞIN GELECEĞİDİR! - 30 TEMMUZ 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

Mevlana Takvimi

Play Episode Listen Later Jul 30, 2024 2:29


Kitap yakma geleneği, Avrupalıların tarihlerinde karanlık bir perdedir. Kitap yakarak, hakikati perdeleyemezsiniz, yok edemezsiniz ki! Kitap yakmakla, sadece ne kadar bön ve berbat hakikât düşmanları zavallılar olduğunuzu ispat etmiş olursunuz! İsveç, Hollanda ve Danimarka'da Kur'ân'ı yakan kişi, meczup olabilir ama Tevrat'ın yakılmasına izin vermeyen İsveç'in, Kur'ân'ın yakılmasına neden izin verdiği sorusu, Kur'ân yakma eyleminin kişisel bir eylem olmadığını gösterir. Avrupa'nın derin İslâm düşmanlığını ve karanlık ruhunu deşifre eder. Müslümanlar, Avrupalıların kitaplarını yakmadılar. Avrupalılar kendi kitaplarını yakmaya kalkıştıklarında onlara karşı duran insanlar da müslümanlar oldular! Müslümanlar kurdu, korudu; Avrupalılar yaktı, yıktı! Avrupa'ya apaydınlık bir dünya sunan, hakikât ışığının parlayan yıldızı Endülüs'ü müslümanlar kurdu, Avrupalılar yıktı. Önce Haçlı saldırılarıyla zirveye ulaşan bir yıkıcılık bu. Haçlı saldırıları bitmiş olabilir ama Haçlı zihniyeti bitmedi. Bugün Avrupa'da müslümanlara karşı yapılan saldırılara ve ırkçı muameleye bakınca da bitecek gibi görünmüyor. Avrupa'ya Balkanlar'a yüzyıllarca adaleti, hukuku, sulhü ve barışı Osmanlılar armağan ettiler. Avrupalılar da yüzyıllarca Osmanlı'yı tarihten silmek için savaştılar ve içimizdeki İrlandalıların da marifetleriyle Osmanlı'yı tarihten silmeyi başardılar. Haçlı zihniyeti hâlâ canlı ve zaman zaman çok fenâ hortluyor! Haçlı zihniyeti, seküler boyutlar kazanarak da olsa sürüyor ve İslâm ile Avrupa ilişkilerini belirlemeye devam ediyor… Yine Avrupalılar yakmaya, yıkmaya; müslümanlar ise kurmaya, yaşatmaya, Avrupalıları yaşadıkları anlam krizinden ve manevî çöküşten kurtarmaya devam ediyorlar… O yüzden İslâm, insanlığın geleceğidir. (Yusuf Kaplan, www.yenisafak.com)

Tarih 101
"Oyunu Değiştirenler: Kızıl Devrim" IV | Devrimin Tohumları

Tarih 101

Play Episode Listen Later Jul 15, 2024 22:11


Kanalımızı desteklemek ve ek içeriklere ulaşmak için; https://buymeacoffee.com/tarih101 https://www.youtube.com/channel/UCPlTdUoi8jAjEdk1wf5cQug/join 1. Dünya Savaşı sırasında yaşanan en önemli olaylardan Rusya'da yaşanan Kızıl Devrim'i (Bolşevik Devrimi) anlattığımız serinin 4. bölümünde, Rusya tarihinin derinlerine dalıyoruz. 1855 yılında, Kırım Savaşı sırasında tahta çıkan Rus Çarı II. Alexander, büyük bir reform programı uyguladı. Serflik sistemini kaldıracak, adli, mali, askeri ve diğer birçok alanda devasa reformlar yapacaktı. Gerçekleştirilen reformlar, Avrupalı devletlere karşı geri kalmış Rusya'yı ihya etmek içindi. Fakat ortaya çıkan sonuçlar beklenenden çok daha farklı oldu. Liberal reformlarla birlikte ortaya çıkan ortam, Ekim Devriminin tohumlarının atıldığı bir ortam oldu. Mihail Bakunin, Mihail Mihaylov, Alexander Herzen gibi 19. yüzyıla damga vuracak ideolojilerin Rusya'daki bayrak isimleri, sosyalist devrimin temellerini atacaklardı. Her ne kadar çar iyi niyetle reformlar gerçekleştirse de özellikle gençler arasında bir devrim arzulanmaya başlamıştı. Fakirliğin, yoksulluğun ve geri kalmışlığın sebebi olarak otokrasiyi ve çarı gören devrimciler, çarı ortadan kaldırma planları yapmaya başladı. Özellikle Narodnaya Volya (Halkın İradesi) örgütü, defalarca kez çara suikast düzenleyecek, devrimin fitilini yakmaya çalışacaktı. 1880'li yıllardan itibaren Rusya'da devrime giden yolun taşları, hızla döşenmeye başlanacaktı.

Gerçek gazetesi
Levent Dölek: Bitmeyen eksen tartışması: Yurtta ve cihanda orta yol yok!

Gerçek gazetesi

Play Episode Listen Later Jul 14, 2024 6:16


Temmuz ayında iki önemli toplantı olacak. Önce BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın İngilizce baş harfleri ile ifade edilen ekonomik işbirliği örgütüdür. Daha sonra Mısır, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri ve İran da katılmıştır) toplantısı yapılıyor ardından da NATO zirvesi toplanacak. Türkiye her iki toplantıda da Erdoğan'ın katılımıyla en üst düzeyde yer alacak. Türkiye'nin dış politika ekseni kayıyor mu tartışması bir kez daha ısınacak gibi görünüyor. Bu tartışmalarda stratejik yönelişlerle taktik manevraları, yapısal ilişkilerle konjonktürel yakınlaşmaları birbirinden ayırt edebilmek son derece önemli. Erdoğan'ın BRICS toplantısında Putin'le görüşmesi Batı emperyalizminin yayın organlarında hoş karşılanmayacak elbette. Bu görüşmenin ana konularından biri olan Suriye'de Esad'la normalleşme girişimleri de öyle. Ama bir yandan Batı basını Erdoğan'ın manevralarına dair kuşkularını yazarken diğer yandan Türkiye'de eksen kayması tartışmaları yapılırken arka planda gerçek siyaseti belirleyecek olan yine Türkiye kapitalizmini ABD'nin tepesinde olduğu emperyalist sisteme bağlayan yapısal ilişkiler olacak. S-400 füzeleri krizi nereye bağlandı? Türkiye eksen mi değiştirdi? Laflara değil eylemlere bakın. Meşhur Türk SİHA'ları İdlib'te, Libya'da, Kafkasya'da ve nihayet Ukrayna'da sahada hep Rusya'yı ve müttefiklerini vurdu. Suriye'de Türkiye, Rusya ve İran arasında yürütülen Astana sürecini hatırlayalım. Batı'yı tedirgin etmişti. Ancak zaman içinde Türkiye'nin üçlü masada NATO'nun ve bilhassa da İngiliz emperyalizminin çıkarlarının da bir temsilcisi olarak oturduğunu gördük. Ukrayna savaşı çıktığında Türkiye'nin NATO üyesi olup da yaptırımlara boylu boyunca katılmaması, Batı emperyalist kamuoyunda kuşku ve eleştiriyle karşılandı. Ama zaman içinde Türkiye'nin bu pozisyonunun da NATO tarafından kullanıldığını, Rusya ile diyalogun Türkiye üzerinden gerçekleştirildiğini, öte yandan Türkiye'nin bu savaşta hiçbir aşamada diplomatik, siyasi, askeri manada tarafsız olmayıp sadece pozisyon olarak değil, fiilen de Ukrayna'nın yanında yer almasının sağlandığını gördük. Nihayet Türkiye devleti İsrail'in Gazze'deki soykırım saldırısına 7 ay boyunca bilfiil destek oldu. İktidar İsrail'le ticareti tamamen kestiğini açıkladıktan sonra bile halen arka kapıdan, farklı ülkelerden faturalandırılarak ticareti sürdürüyor, Azerbaycan üzerinden İsrail'e giden stratejik petrol akışını ise durdurmuyor. Yani Erdoğan ve istibdad rejiminin dış siyaseti bol bol taktik manevralar gerçekleştiriyor ama Batı emperyalizminin eksenine oturan stratejik yönelişinden vazgeçmiyor. Bu sadece bir oportünizm meselesi değil. Emperyalizmle kurulmuş olan ve bağımlılık yaratan yapısal ilişkilerin sonucu. Türk sermayesi Soğuk Savaş dönemindeki kadar anti-Rus ve anti-Çin değil. Çünkü artık Rusya Sovyet, Çin de sosyalist değil. Eskiden Koçlar, Sabancılar mülkiyetlerini tehdit ettiği için ölümüne düşmandı Rusya ve Çin'e… Şimdi Rusya'da yatırımları var. Çin'i dünya kapitalizmine bağlayan kuşak yol projesinin de Türkiye'deki resmi muhatabı oldular. Ama Türk sermayesi de günün sonunda Rusya ve Çin'le iş yapar ama Amerikan ve Avrupalı emperyalist tekellerle ortaktır. Emperyalizm batıyor! Onunla dibe batmak mı ondan kopup hayatta kalmak mı? Sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın karşısında olduğu büyük yol ayrımı bu! Batı emperyalizmden kopmak şart ama BRICS'lerin ŞİO'ların (Şanghay İşbirliği Örgütü) hâlâ bir alternatiften çok orta yol arayışından ibaret olduğunu da görmek lazım. Batı çöküyor ama sistem olarak ondan kopmayan Doğu'nun yükselişi de onunla birlikte yavaşlıyor ve geriliyor. Bu başlı başına ve çok önemli bir tartışma. Ama eninde sonunda apaçık bir gerçek karşımızda duruyor: Yurtta ve cihanda orta yol yok! Ya sosyalizm ya barbarlık!

Yeni Şafak Podcast
MEHMET ŞEKER - Almanya'nın Bild'i o cezayı nasıl bildi?

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 8, 2024 2:52


Karar henüz açıklanmamışken Merih Demiral'a verilecek cezayı yazan Bild, Avrupa'nın en yüksek tirajlı gazetesi. Dünyanın da üçüncüsü. Öncesinde öyle yazıldığı için mi o ceza verildi yoksa bilgi mi sızdırıldı? O cezaya karar verenler, yaptıklarının büyük bir adaletsizlik olduğunu biliyor. O haberi erken açıklayan Bild gazetesi de durumun gayet iyi farkında. Türkiye'ye zarar vermek söz konusu olduktan sonra, adaletsizlik varmış yokmuş hiç bakmıyor şu Avrupalılar. BERLİN'DE YER GÖK İNLEDİ Maç günü Berlin'de yer gök kırmızı beyazdı. Avrupa'nın her ülkesinden, Almanya'nın her şehrinden ve Türkiye'den gelenler takıma destek için yüzlerce kilometre yol yapmıştı. Stadı dolduran Türklerin İstiklâl Marşımız söylenirken hepsinin yaptığı kurt işaretini Alman yönetmenler göstermedi. Caddeler mehter marşlarıyla ve Türkiye nidalarıyla inledi. Maç boyunca durum aynıydı. Millî takımımıza destek son saniyeye kadar devam etti. Ve Avrupalılar bu manzaralara bakarak şöyle söylediler: “İşte biz bunun için sizi içimize almak istemiyoruz. İşte bunun için serbest dolaşım hakkınızı tanımıyoruz, vizeleri kısıtlıyoruz.” Açıkça dile getirmediler tabii. İçlerinden geçirdiler. Ama biz o içlerinden geçeni duyduk, gördük, bildik. İLAHİ BAYDIN, SEN İNSANI GÜLDÜRÜRSÜN Çekil diyenlere meydan okuyan Baydın, her kürsüye çıktığında dinleyenleri hayretlere gark ediyor. Son hafta içinde bildiklerimiz ters yüz oldu. Biz Baydın'ı beyaz biliyorduk, siyahmış. Erkek biliyorduk, kadınmış. Başkan biliyorduk, başkan yardımcısıymış. Uydurma değil. Kendi ağzından duyduk. “İlk siyah kadın başkan yardımcısı olmaktan gurur duyuyorum” dedi. * Bu kadarla kalmadı tabii. Daha neler neler söyledi. Tramp'ı 2020'de yenecekmiş. Zamanda yolculuk yapıp dört yıl öncesine gidecek ve bir koşu yenip gelecek herhalde. * “Ben dünyayı yönetiyorum” demesi de hoş bir açıklama tabii. Ülkesini yönetemeyen, kendini bile yönetemeyen birinin dünyayı yönettiğini sanması ve bunu kameralar karşısında söylemesi, ABD'li komedyenlere ilham kaynağı olacaktır. * Bir iddiası daha var. “Ben Putin'i indiren adamım.” Putin'i ne zaman nereden indirmiş orasını anlayamadık. Öyle bir rüya görmüş olabilir. Putin'in yerinde olsam, şöyle bir cevap verirdim ona: “İlahi Baydın, sen insanı güldürürsün!” * Ya biz gözlerimizi kontrol ettirelim ve bildiklerimizi gözden geçirelim… Yahut Baydın tepeden tırnağa muayene edilsin. Belki heyet raporuyla çekilir. Gerçi bizim için mesele değil. İsterse kalsın, tekrar seçilsin veya seçilemesin. Bize ne! Orası Amerikalıların derdi.

Yeni Şafak Podcast
ÖMER LEKESİZ - Türkler Avrupalı Değildir Ama Avrupa'ya Mecburdur

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jul 6, 2024 4:53


İyi ki semboller var! Aksi halde düşünmenin kendisini geriye çektiği ve görselliğin onun tahtına yerleştiği şu zamanda inanç farkını, milli karakteri, tarihi hakikatleri… beyan eden imalar, işaretler, semboller de olmasa, gemi azıya alan kafirlerle benzeşme, benzeştirilme furyasında -Allahuâlem- tuz gibi eriyip giderdik. 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Avusturya'ya iki gol atan Türk futbolcunun yaptığı kurt figürüne getirmek istiyorum sözü. Futboldan hiç anlamam, kurtla işim olmaz, Türkçülüğe bir Yahudi tezgâhı olması bakımından aşırı derecede mesafeliyim ama söz konusu olay perdesinin gerisinde ne olduğunu bilmek konusunda hassasım. Kurt işareti UEFA'nın eteklerini tutuşturdu; Alman İçişleri Bakanı (ki kendisi aynı zamanda cinsel sapkınlığın da savunucusudur) konuyu “aşırı sağcılık” vurgusuyla siyaset sahnesine taşıdı. Böylece konu Modernizmin en yaygın ayinlerinden biri olan futbolu ve bir futbolcunun gol sevincini aşıp, bir çatışmaya evrildi. Bu evriliş Avrupa'nın Türklere olan kadim düşmanlığını; insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü vb. terimlerinin birer Batı fantazmasından ibaret olduğunu; Avrupalıların kafir, Türklerin ise Müslüman olmaları bakımından -ki Avrupa'da Türk demek Müslüman demektir- ikisinin arasında daima var olan tarihi çatışmanın bugün de sıcaklığından ve gerçekliğinden hiçbir şey kaybetmediğini yeniden gösterdi. Bunlardan bazılarını uçuk ya da fazla abartılı olarak değerlendirmek mümkün olmakla birlikte, hepsinin özünü oluşturan inanç ve tarih çatışmasının tevili; “Türkler Avrupalı değildir ama Avrupa'ya mecburdur” sözüyle özetlenen hakikatin başka yere, söze veya şekle taşınması mümkün değildir. Bunu tarihten iki örnekle açıklayacak olursak: Birincisi Osman Gazi'nin Bizans'ı yıkmadaki kararlılığıdır. Büyük Oğuz Kurultayı'nın (1281-82), İlhanlılar'la iktidar çatışmasına girmek yerine Bizans'a ve devamında Avrupa'ya akınlar düzenlemesi yönündeki kararına yaslanan Osman Gazi, i‘lâ-yi kelimetullah uğrunda, halkının geniş ve verimli topraklara, ek insan emeğine olan ihtiyacını da gözeterek “Batı'ya yürümeyi” seçmiştir. (Bkz.: Âşıkpaşazâde) Yürümek Türk'ün kaderidir. Bu nedenle Türklerin durmak fiiliyle başı hiç hoş olmamış, ne zaman dursalar bir fetret devri yaşamışlardır. Öte yandan Âl-i Selçûk'tan beri Rûmî nisbesini kazanmış olan Anadolu Müslümanları, önceki Batı medeniyetlerinin mülküne de hakim olma anlamında bu nisbenin hakkını vermekten de hiç geri kalmamışlardır. Vereceğimiz ikinci örnek ise Yıldırım Bayezid'le (1389-1403) ilgilidir. Yıldırım ile Timur Şah arasında baş gösteren -gereksiz- iktidar dalaşına konu mektupların birinde Timur Şah, Yıldırım'ı Bizans Tekfuru olarak niteleyip ona - mealen- şöyle demiştir: “Madem Bizans'tan bir tekfurluk elde etmişsin, Geriye dönüp bizimle uğraşarak güç kaybedeceğine, önünde açık duran Avrupa'ya doğru yürü.” Timur Şah'ın, Ankara Savaşı'ndan önce (1402) Yıldırım'ı küçümsemek kastıyla söylediği bu sözler, Osman Gazi ile somutlaşan tarihi misyonun teyit edilmesi bakımından son derece önemlidir; neticede Timur da mezkur üslubuyla Avrupa'yı asıl hedef olarak işaretlemiştir.

Yeni Şafak Podcast
SELÇUK TÜRKYILMAZ - İsrail bumerang gibi bir şeydir

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 24, 2024 4:48


Hollanda'da milliyetçi düşüncenin temsilcilerinden Geert Wilders'i İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile el sıkışırken gösteren fotoğraf çoğunluğun malumudur. 7 Ekim öncesi bu fotoğraf çoğu kimseye şaşırtıcı gelebilirdi. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında biçimlenen algıya göre Avrupa'da milliyetçi hareketlerin Yahudilerle bir sorunu vardı ve bu sorun İsrail'in kurulmasını zorunlu hâle getirmişti. Almanlar ve diğer Avrupalı milliyetçilerin Yahudilere yönelik faaliyetleri mağduriyete yol açmış ve bu çerçevede küresel bir tasarım ortaya çıkmıştı. Bu küresel tasarım Siyonizm ve İsrail'di. Bu bakımdan Geert Wilders ile Herzog'un samimi pozları şaşırtıcıydı. AB Parlamentosu seçimlerinden sonra milliyetçi partiler yükselişe geçtiğinde İsrail Başbakanı Netanyahu'nun da Herzog gibi sevincini gizleyemediği anlaşıldı. Garip ve anlaşılmaz bir durumdu. Ortaya çıkan tuhaflığın izaha muhtaç olduğu çok açıktı. Çünkü İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Anglosaksonların en önemli propaganda merkezi olan Hollywood, başta Alman milliyetçileri olmak üzere Avrupa merkezli Yahudi karşıtlarının yol açtığı mağduriyetleri bütün dünyaya anlatan onlarca filmi gösterime sokmuştu. Ama şimdi İsrail'i yöneten Siyonistler yükselişe geçen milliyetçilerle teşrik-i mesai içinde olmak için can atıyordu. İsrailli Siyonistlerin Avrupa'da milliyetçilere oldukça yakın durmasını yine Avrupa'da yükselişe geçen yabancı ve Müslüman düşmanlığı ortak paydası ile izah edenler olabilir. Buradan hareketle Siyonistlerin ve Avrupa'da farklı milliyetçiliklerin ortak paydada buluşmalarında şaşkınlığa sebep olacak bir durum olmadığı söylenebilir. Hatta çoğu yerde yabancı düşmanlığının Siyonist propaganda mekanizması tarafından yönlendirildiği de iddia edilebilir. Kuşkusuz bu yanlış bir düşünce de değil. Zira farklı milliyetçiliklerin ABD politikalarına uygunluğu dahi konuşulmaktadır. Ukrayna gibi Doğu-Batı hattının iki önemli savaş alanında Rusya düşmanlığının Avrupa milliyetçilikleri ile uyum içinde olması Anglosaksonlara çok değerli bir manevra kabiliyeti kazandırmaktadır. Fakat burada göz ardı edilen bir hakikati ortaya koymak gerekiyor. Zira diğer hususlar Siyonistlerin Avrupa'da yükselişe geçen milliyetçi hareketlere sempati duymalarını tam olarak açıklamıyor.

Medyascope.tv Podcast
Nuray Mert ile Soru ve Cevap: Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları sürpriz mi oldu?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jun 13, 2024 36:57


Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri beklenildiği gibi aşırı sağın oylarını artırmasıyla sonuçlandı ve bu sonuçlar kıta politikasında sarsıntıya neden oldu. Avrupalı muhafazakârlar sonuçlardan çok mutlu. Seçim sonuçlarının ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ulusal Meclis'i feshetmesi ve erken seçim kararı almasıyla başlayan tartışma giderek büyüyor. Liderlerden peşi sıra açıklama gelirken, sol partiler ise “Yeni Halk Cephesi” adında birleşme kararı aldı. Nuray Mert, Gamze Elvan'ın sorularını yanıtladı!

Yeni Şafak Podcast
Selçuk Türkyılmaz - “Avrupa Mucizesi”nden “Avrupa'nın Taşralaştırılması”na

Yeni Şafak Podcast

Play Episode Listen Later Jun 13, 2024 4:51


Avrupa'nın İcadı, Avrupa'yı Düşünmek, Avrupa Mucizesi, Batı'nın Oluşumu ve benzerleri birer kitap başlığıdır. Bunlar Avrupa'nın istisnaîliği fikri üzerine inşa edilmişti. Son derece başarılı kitaplar olduklarını kabul etmek zorundayız. Benzerleriyle birlikte bu kitaplar Türkiye'de de uzun bir dönem ciddiyetle okundu. Bunları okuyanların zihninde Avrupa ve genel olarak Batı'ya dair sarsılmaz düşünceler oluşmuştur. Yazarları, Avrupa hakkında ortak kabullerden hareket ediyor ve ortaya çıkan fikirler bütün dünyaya kolaylıkla yayılıyordu. Hâlbuki bugün yeni yeni dillendirildiği gibi “yerel tarihler küresel tasarımlar” hâline getirilerek Avrupa merkezli bir dünya inşa ediliyordu. Evet, önce Avrupa icat edilmişti. Sonra bu icadın kuşattığı alan genişlemiş ve küreselleşmişti. Fikirlerin kolaylıkla bütün dünyaya yayıldığını söylüyoruz fakat bunun çok karmaşık bir sürece dayandığını da kabul etmek zorundayız. Başarı da bu karmaşıklığın üstesinden gelinmesinde yatıyordu. Sonuç çok çarpıcıydı, hadiselere emperyal merkezlerden bakmak bir alışkanlık hâlini almıştı. Çoğunluk, kendi gerçekliğine dahi aynı gözle bakıyor ve böylelikle konuşan kişinin kim olduğunu anlamak mümkün olmuyordu. Bir kısmını zikrettiğimiz kitaplarda tartışılan fikirlerin yayılma sahası hayranlık uyandıracak genişliktedir. Bu da ortaya çıkan küresel tasarıma yönelik eleştirilerin kolay inşa edilemeyeceği anlamına gelir. Fakat bu küresel tasarımın da “kendi üslubuyla Batı'nın siyasal ve entelektüel kültürünün tam ortasında bulunduğunu ve ahlaksızlığın ya da adaletsizliğin değil, Üçüncü Dünya'nın Avrupalı olmayan ve renkli diye adlandırılan halkları üstünde egemenlik kurmaya yönelik bilimsel ve siyasal bir iradenin ürünleri olduğu” görüldüğünde yapılması gerekenler bir tercih meselesi olmaktan çıkar. Çünkü Avrupa'nın istisnaîliği üzerine inşa edilen kitaplar da emperyal doğanın bir parçasıdır. Bunun için Avrupa'dan ve Batı'dan gelen fikirler karşısında öğrenci psikolojisinden kurtulmak ve bu fikirleri inceleme nesnesine dönüştürmek gerekir. Böyle bir işin üstesinden gelmenin kolay olmadığı açıktır fakat işaret edilen fikirlerin emperyal doğasının keşfiyle asıl zorluk ortadan kalkacaktır. Sorunun sadece “Avrupa” dışında olmadığını gelişmeler göstermektedir. Avrupa içindeki milliyetçiliklerden bahsedilirken hangi ülkelerin boyun eğdiği ve bağımlılık ilişkisi içerisinde varlığını sürdürdüğü gibi soruların gündeme gelmesi kaçınılmazdır. Bu çerçevede Avrupa Birliği Parlamentosu seçimleriyle içerideki milliyetçiliklerin hareketliliğine mi tanık oluyoruz yoksa Avrupa'nın içindeki periferileri mi fark ediyoruz? Kuşkusuz İngiltere ve Amerika Gazze ve Ukrayna'da beklemedikleri bir dirençle karşılaştı ve böylelikle Avrupa içindeki hareketlenmeler dikkat çekmeye başladı.

Medyascope.tv Podcast
Avrupa'da aşırı sağ yükselişte: Şimdi ne olacak?

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jun 10, 2024 59:51


Avrupa Birliği'nin (AB) 27 üye ülkesinde seçmenler 6-9 Haziran'da sandık başına gitti. Gelecek dönemin Avrupa Parlamentosu'na (AP) girecek milletvekillerini seçen Avrupalılar, bu dönem de parlamentoda merkezi güçlendirirken aşırı sağın da güçlenmesi yönünde oy kullandılar. Çiğdem Nas, Sinan Ülgen ve Senem Görür Yücel son gelişmeleri değerlendiriyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti genel merkezinde, Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantılarına katıldı. Özgür Özel ayrıca Medyascope'a konuştu. Özel, “31 Mart'ın sonucuna bakarak erken seçim talep etmeyeceğim” dedi. Özel Cuma günü Adana'da cumartesi günü İzmir'deydi. Yarın Erdoğan 18 yıl sonra ilk kez CHP'ye gidecek. Medyascope Haber Müdür Yardımcısı Özgecan Özgenç CHP'deki son gelişmeleri aktardı. Kayda Değer'de Gamze Elvan soruyor konukları son gelişmeleri değerlendiriyor!

Havadan Sudan
Helsinki Otobüs Terminali Teorisi

Havadan Sudan

Play Episode Listen Later Apr 16, 2024 35:19


Bu bölümde konuştuğumuz konulara ait bağlantılar: Satışları düşen Tesla personel sayısında yüzde 10'luk azalmaya gidiyorVolkswagen'in elektrikli otomobil satışları hızla düşüyor: Avrupalılar neden benzine geri dönüyor? Dünya Mutluluk Endeksi: Finlandiya yedinci kez dünyanın en mutlu ülkesi; Türkiye kaçıncı sırada? Yunan adalarına giden Türk turistlerin sayısı üçe katladı; diğer adalar da aynı uygulamayı istiyorYapay zeka ile hayatımıza giren 5 yeni meslekKaplamasız yapışmaz tavaKakao kıtlığının sebebiNew York metrosu 90 gün için AI'e emanetHelsinki Otobüs Terminali Teorisi

Bi' Gidene Soralım | Türkçe Podcast
6.12 Virjin Adaları'nda Yaşamak | Nargiza MacMillan

Bi' Gidene Soralım | Türkçe Podcast

Play Episode Listen Later Mar 18, 2024 46:50


Bu bölümde Karayipler'deki Virjin Adaları'na gidiyoruz ve 2 senedir orada yaşayan Nargiza konuğum. Aslında bu bölümün başlığı Virjin Adaları olsa da içinde göç içinde göç gibi bir sürpriz barındırıyor. Nargiza, Özbek asıllı ve Kırgızistan doğumlu. Türkiye'ye olan sevgisi ve ilgisiyle orada Türk dili ve edebiyatı okuyor ve değişim öğrencisi olarak da TOBB Üniversitesi'ne Ankara'ya gidiyor. O sırada TRT'nin Orta Asya, Balkanlar ve Kafkaslar'a yayın yapan kanalı TRT AVAZ'dan teklif almasıyla Türkiye'de çalışmaya başlıyor.  Yaklaşık 7 sene Ankara'da çalıştıktan sonra İstanbul'a taşınıyor ve hepimizin bildiği bir kozmetik şirketinde pazarlama alanında çalışmaya başlıyor. Amerikalı eşiyle İstanbul'da tanışması ve evlenmeleri akabininde eşinin iş teklifi almasıyla ABD Virjin Adaları'na taşınıyorlar. Kristof Kolomb'un 15. yüzyılda keşfettiği ve İspanyollar, İngilizler, Felemenkler, Danimarkalılar gibi farklı Avrupalı devletlerin egemenliğinde kalan adaları 1917'de ABD, Danimarka'dan 25 milyon dolar karşılığı satın alıyor. Nargiza ile ilk 15 dakika Türkiye'ye taşınmasını ve Türkiye'deki yaşamını, sonra da Virjin Adaları'ndaki hayatını konuştuk.  2.7 Karayipler'de 20 Bin Nüfuslu Adada Bir Türk Restoranı 3.8 Küba'da Yaşamak Uygun kur ve düşük gönderim ücretiyle yurt dışı para transferlerinizi kolayca yapabileceğiniz TransferGo uygulamasını ⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠http://bit.ly/bigidenesoralim⁠⁠⁠⁠⁠⁠⁠'dan indirip inceleyebilirsiniz.

Politik Merkez - Robot Okuyucu Yayını

Ortadoğu'da Hizbullah konusu gayet önemlidir. Burada Hizbullah'ın ne olup olmadığını tartışmayacağım. Belirtmek istediğim konu, İsrail, ABD ve Avrupalı bazı ülkeler Hizbullah'ı Lübnan'dan söküp atmak istiyorlar, fakat bunu meşru bir zeminde ve bir askeri operasyon sonucunda başarabilmeleri için ellerine bir imkân geçmesi gerekiyor. Gelin bu konuyu enine boyuna ve daha çok stratejik bakış açısıyla inceleyim.

SiberinGunlugu
2023'ün En Önemli Siber Olayları - Avrupalılar Verisini Koruyor - 05.01.2024 #245

SiberinGunlugu

Play Episode Listen Later Jan 5, 2024 6:42


Siberin Günlüğü'nde bu hafta Tuğba Öztürk, 2023 yılında yaşanan en önemli siber olayları ve İrlanda Veri Koruma Komisyonu'nun (DPC) web sitelerinde ve uygulamalarda kullanılan real-time bidding reklam teknolojisinin riskleri ile ilgili yayımladığı raporu ele alıyor. Keyifli dinlemeler.

Dünya Nereye Gidiyor?
Bölüm 251: Arayı Kapatalım

Dünya Nereye Gidiyor?

Play Episode Listen Later Jul 15, 2023 58:53


Cehennem sıcağı, tatil enflasyonu, cruise ve eşitsizlik, Twitter skandalı, yeni platform arayışı, Threads ve internette yaşlı olmak, Türkiye'nin yeni başöğretmenleri, beslenme çantasıyla işe giden Avrupalı ve çok daha fazlası bu bölümümüzde.

Tarihin Öteki Yüzü
“Kudüs Fatihi”, “Kürt Komutan” Selahaddin Eyyübi

Tarihin Öteki Yüzü

Play Episode Listen Later Jun 2, 2023 68:00


Batı'da Bizanslılar ve Ermenilerle, doğuda Perslerle, güneyde Araplarla yaşam alanı için mücadele eden Kürtlerin, bu dört gücün üstüne bir de Avrupalılarla tanışması Malazgirt'ten yaklaşık bir asır sonra başlayan Haçlı Seferleri ile olmuştu. Haçlı Seferleri, Papa II. Urbanus'un 27 Kasım 1095'te toplanan Clermont Konsili'nde Kutsal Toprakları kurtarmak için yaptığı çağrı ile başlamış, Birinci Haçlı Seferi sırasında, 15 Temmuz 1099 günü Haçlı ordularının eline geçen Kudüs'ü geri alma şerefi ancak 88 yıl sonra, Musul Atabeyi Nureddin Zengi'nin Kürt komutanlarından Şirkuh'un yeğeni Selahaddin Eyyübi'ye nasip olacaktı.

Olumlu Dünya
73: Hindistan: Kendinizi Avrupalı Gibi Hissettirecek Yerler No:1

Olumlu Dünya

Play Episode Listen Later May 30, 2023 32:48


Hindistan'a nasıl gitmeli, neden gitmeli? Ucuz uçağından hiç olmadığım cırcırına, Goa'dan Rajastan'a, tam tekmil macera…See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.

Medyascope.tv Podcast
Alper Kaliber ile Avrupa Günlüğü: Ukraynalı mülteciler, İtalya'da erken seçim, AB'den Ukrayna'ya İstanbul Sözleşmesi şartı

Medyascope.tv Podcast

Play Episode Listen Later Jul 25, 2022 28:03


İtalya'da erken seçimde aşırı sağ hükümetin gelme olasılığı nedir? Ukraynalı mülteciler meselesi Avrupalı ülkeler için ne anlama geliyor? Avrupa Birliği'nin (AB) Ukrayna'ya İstanbul Sözleşmesi'ni uygulama şartı nasıl işler hale gelir? Britanya İstihbaratı'nın Tayvan uyarısı ne anlama geliyor? Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Kaliber Avrupa Günlüğü'nde değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3OxFLWA

Turkish Stories
Tarihi Şahsiyetler, Her İnsan Özeldir / Turkish Stories

Turkish Stories

Play Episode Listen Later May 16, 2022 4:08


Turkish Stories for Learner Turkish Tarihi Şahsiyetler HARİZMÎ (780-850) Harizmî kentinde doğdu. Cebir ve trigonometrinin kurucusu sayılır. Avrupalıların en çok yararlandığı matematikçidir. Çalışmalarını bir süre Bağdat'ta sürdürdü. Önce Afganistan'a, oradan da Hindistan'a geçti. Hintli bilginlerle tanıştı ve Hindistan'da cebir ile ilgilendi. Cebir ve astronomi bilimlerinde önemli eserler yazdı. Bunların birçoğu Latinceye çevrildi. Batılı kaynaklar onun dünya çapında bir matematikçi olduğunu söyler. MEVLÂNA (1207-1273) 30 Eylül 1207 yılında, Belh şehrinde doğdu. Babası, Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup “Bilginlerin Sultanı” olarak bilinir. 1213 yılında aile fertleri ile birlikte Belh'ten ayrıldı. Birçok şehir gezdi. Dönemin Selçuklu Sultanı, babasını Konya'ya davet etti. Davet üzerine 3 Mayıs 1228 tarihinde ailesiyle birlikte Konya'ya yerleşti. İlim alanında kendisini çok iyi yetiştirdi. Kısa sürede herkesin tanıdığı önemli bir düşünür oldu. Birçok eseri vardır; fakat en bilinen eseri Mesnevi'dir. Yazdığı şiirler bu eserde toplanmıştır. Hayatını “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Mevlâna, 17 Aralık 1273'te vefat etti. ITRÎ 1640 yılında, İstanbul'un Yaylak semtinde doğduğu tahmin edilen, zengin, görmüş geçirmiş bir ailenin oğlu idi. Zamanının en iyi hocalarından ders aldı. Musikiyi çok seviyordu. Bu yüzden döneminin bütün musiki eserlerini biliyordu. Bu sevgi, birbirinden üstün ve ölümsüz eserler bestelemesine imkân vermiştir. Türk müziğinin gelişimini yönlendiren en önemli üç besteciden biri olarak tarihe geçmiştir.   MEHMET AKİF ERSOY (1877-1936) 1873 yılının aralık ayında, İstanbul'un Fatih ilçesinin Sarıgüzel semtinde doğmuştur. Veterinerlik Fakültesi mezunu olan Akif iyi bir veteriner hekimdir. İstiklal Marşı şairi olarak da bilinir. İstiklal Marşı yazma yarışmasında kendisine verilen 500 liralık para ödülünü almamış, bu paranın Türk ordusuna verilmesini istemiştir. Şiirleri Safahat adlı kitapta toplanmıştır. Ömrünün son üç yılında Kahire Üniversitesi'nde Türkçe öğretmenliği yapmıştır. Mısır'da “siroz” hastalığına yakalanınca durumu ağırlaşmış ve İstanbul'a dönmek zorunda kalmıştır. İstanbul'da tedavi gören “İstiklal Marşı” şairi iyileşememiş ve 27 Aralık 1936 tarihinde vefat etmiştir. ATATÜRK (1881-1938) 1881 yılında Selanik'te doğdu. İlk eğitimini mahalle okulunda aldı. Daha sonra Şemsi Efendi adındaki okula devam etti. Babası ölünce annesi okuması için onu Selanik'e teyzesinin yanına gönderdi. Burada askerî okul sınavlarına girdi ve bu okulda okumaya hak kazandı. Askerî liseyi bitirdikten sonra harp akademisine devam etti. 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Türk tarihinin en önemli asker ve devlet adamlarındadır. Türk Kurtuluş Savaşı'nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Birinci Dünya Savaşı sonrası Anadolu'da başlayan Ulusal Bağımsızlık Mücadelesinin önderliğini yaptı. 1938 yılında İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu.

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller
Rus Oligarklar: Zenginlik, güç ve yozlaşmanın kısa tarihi

Özgür Mumcu ve Eray Özer'le Yeni Haller

Play Episode Listen Later Mar 18, 2022 47:53


Kimdir bu Rus Oligarklar? Nasıl zengin oldular? Sistemin açığını nasıl milyarlarca dolara tahvil ettiler? Bugün Rus lider Putin'le nasıl bir ilişki içerisindeler? St. Petersburg belediyesinden Londra'da şüpheli ölümlere, süper yatlardan cezaevi hücrelerine, Batılı finans odaklarından Avrupalı siyasetçilere Rus halkının üzerine basarak yükselen bir sınıfı, bugün hedefte olan oligarkları konuştuk.