POPULARITY
Doksanların çocuğu. Ankaralı. Tıp eğitimi aldı ve Erzincan'da doktorluk yapıyor. Okuyor, yazıyor ve 1400 yıllık itikadi tartışmalar üzerine çok yoğun videolar çekiyor. Altay Cem Meriç'ten bahsediyorum. Kamuoyu, özellikle de sosyal medya onu ateizm üzerine tartışmaları ve savlarını çürütmeleriyle tanıyor. Çünkü kendisi de eski bir ateist ve beş yıldır benzeri dini akımlara kapılan gençlerin cevabını aradığı soruların cevaplarını buluyor. Videoları milyonlar çapında izleniyor, kitapları elden ele dolaşıyor. Altay Cem Meriç ile uzun uzun söyleştik. Tam metin olarak yine internet sitemizde okuyacaksınız ve video olarak da Yeni Şafak'ın YouTube kanalından izleyebilirsiniz. Şimdiden ilan edeyim, haftaya konuğum Türk edebiyatının son zamanlardaki en üretken yazarlarından Tarık Tufan olacak. Yine derinlikli bir sohbet oldu.
Organize suç lideri Sedat Peker, 2021'de Türkiye'deki siyasi iktidarın mafya ile nasıl içli dışlı hale geldiğini aktaran bir video dizisi yayınladı. Youtube'da 100 milyondan fazla izlenen videoların ardında ne var? Berlin'de yaşayan gazeteci Can Dündar, Alman meslektaşı Stella Könemann ile Türkiye'deki derin devleti anlatan bir belgesel hazırladı. “Der Mafiaboss, Präsident Erdoğan und ich” (Mafya babası, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben) adlı yapım ARD'de yayınlanacak. Belgeselin nasıl ortaya çıktığını Can Dündar ile konuştuk. Mikrofonda Ceyhun Kara ve Elmas Topcu var. Von Ceyhun Kara.
Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir. ~ • Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ Şimdi, nerede buhran varsa orada gerçek aşk yok, aşk olmaya tırmanan ve zirveye varamadığı için, eteklerde kendini hırpalayan ve yarı yolda parçalanan takatsiz ve yetersiz bir güdük ihtiras vardır. Aşk (daima gerçeğinden, halisinden, sahicisinden bahsediyorum) kendi kendimizle de, sevgilimizle de mücadeleye imkan vermez. Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir. Kısacası aşk bir mücadele değil, ähenktir. El ve eldiven gibi birbirine geçmiş iki kalbin tam uygunluğudur. El ve eldiven gibi de değil, el ve derisi gibi. Beraber kımıldar ve yanar. Can yakıcı değil, lâz baygınlıkları verici bir ateş. Aşk iki saz arasında bir düodur. Bazan, icra sırasında, sazlar- dan birinin akordu düşebilir. O zaman, çalınan parçanın hareketi sona erinceye kadar, parmakların bu akortsuzluğu telafi edecek bir virtüözlük hüneri göstermesi lazımdır. Aşk siteme bile tahammül etmez. Son derece nazik hatırlatmalar yeter de artar bile. Aşk bunun için ilâhîdir. Üst tarafı, argonun "âşıklık" dediği aşk stajlarıdır ki, birçoklarımızın ömrü bu acemice denemelerle geçer. Buhranlarımızın tek çaresi yeter derecede sevmektir, sayın bay okuyucu. Metin: Peyami Safa ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm #PeyamiSafa #Aşk
Karagözlüm, kavuşmayı beklerken, Ayrılığın vakti geldi, duydun mu? ~ •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ Karagözlüm, kavuşmayı beklerken, Ayrılığın vakti geldi, duydun mu? Beraberce diktiğimiz çiçekler Açılmadan önce soldu, duydun mu? İçimde acıdan ırmaklar çağlar; Gözlerim yaş dolu, gönlüm kan ağlar. Tatlı hatıralar, sıcak sevdalar Hakikatsiz rüya oldu, duydun mu? Kara talih ile olunmaz yarış; Eğer küskün isen gitmeden barış Belki son ayrılık, belki son görüş Kavlimiz yarıda kaldı, duydun mu? Çok olur dağların karı-kıcısı, Böyle imiş alnımızın yazısı Bu mevsimsiz ayrılığın acısı... Ok vurdu sinemi deldi, duydun mu? KARAKOÇ'um, kalbim yara, dilim lâl... Ömrümün ufkunu sardı bir melâl Beslediğim umut, kurduğum hayal İçime ateşler saldı, duydun mu? Şiir: Abdurrahim Karakoç Müzik: Toprak- Bağlama Görsel yapay zeka tarafından oluşturuldu. ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm #AbdurrahimKarakoç #DuydunMu #Şiir
Beğenmeyi, paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın
beğenmeyi, paylaşmayı ve takip etmeyi unutmayın.
Aslında bugünün sosyal çürüme yazısı bir başka başlık taşıyacaktı. Ancak son iki günde gördüğüm iki video, “gösterişli sefalet cumhuriyeti”ni öne almaya mecbur bıraktı beni. Videoların ikisinde de birer gelin var. İlkinde düğün esnasında gelin hanım kocasına “twerk dansı” yapıyor, ikincisinde de yine bir başka gelin, düğününde dansöz kıyafetiyle kocasına raks ediyor. Gösteri Toplumu yazarı Guy Debord'un anlamı üzerine uzun uzun düşünmemizi gerektiren kısacık bir cümlesi vardır: “Amaç hiçbir şey, gelişme her şeydir.” Gelişme “her şey” olmak için epeyce yol yürüdü malumunuz. Her şeyden önce “bilmenin amacının sadece bilmek” olabileceğini kabul etmesi gerekti insanlığın. Ardından “bilinen her yeni şeyin bir gelişme olduğu” ön kabulü yerleşti. Ardından “bilimsel bilginin mutlak bir gelişim öngördüğü için kutsal kabul edilmesi” noktasına ilerlendi. Bu nokta öyle büyük bir “inanç alanı” yarattı ki insanlığın bilimsel bilgi ile kitle imha silahları yaratması, iklim felaketlerine yol açması, sömürgeciliği zirveye taşıması gibi sekmelerin hiçbiri “gelişme”nin kutsallığına bir zarar veremedi. Merkantilizm ile başlayıp postmodernizme kadar ilerleyen “gelişme”nin toplumlara sosyal olarak yansıması acıklı sonuçlar doğurdu. Medya yaygınlaşmasının “gelişme” kabul edilmesi ise bugünkü toplumsal ahlakın vasatını oluşturdu ve gelinen noktada bir “toplumsal ahlak vasatı”ndan söz açmaya çabalayan herkes dinozorlarla bir tutulur hale geldi. Davetlilerin önünde, o gece evleneceği adama dansöz kıyafetiyle raks eden kadının elbette bir “ahlaksızlık üretme” amacı yok. Zaten bu, modern dünyanın “gelişme ekseni”ne göre bir ahlaksızlık biçimi de değil. Burada bir ahlaksızlık arayan insanlara “ahlaksız” diyor hatta günümüz dünyası. Debord'a dönecek olursak, gelin kızın zaten bir amacı da yok. Gösterişçi bir sefalet üreterek var olmaya çabaladığının da zerrece farkında değil. Dolayısıyla gelin kızı bir şeyle suçluyor değilim. Fıtratıyla, genetiğiyle, inançlarıyla bu denli oynanmış bir dünyanın içinde “serbest salınarak” yaşayıp gitmek istiyor o sadece. Zira “amaçlı yaşam” artık kimseye göre değil. Örnek olsun. Artık Bahama Adaları'na gitmek “bir amaç olarak” kimseye yetmiyor. “Bahama Adaları'na gittiğini göstermek” dışında bir var oluş alanı bırakılmadı çünkü insana. Seneler önce yazdığım “var oluş ekseninden deneyimleme eksenine ilerledi insan” cümlesi çoktan hükmünü kaybetti. “Deneyimlemek” de yetmez oldu; “deneyimlediği şeyi göstererek var olmak” aşamasına kadar itildi insan. Ve evet, bu bir “gelişme” değil, insanlık tarihinin gördüğü neredeyse en net gerileme.
Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz altmış üçüncü bölüm sizlerle. Ana konularımıza geçmeden önce, önceki bölümlerimizde konuştuğumuz bazı konularla ilgili bizi dinleyenlerden gelen ve atlamak istemediğimiz geri dönüşlerden bahsettik. Ardından, bir duygu paylaşımı gerçekleştirdik. Futbol hakkında... Heyecanlı futbol sezonunun devam eden Fenerbahçe – Galatasaray rekabetiyle ilgili olan bitenler hakkında içimizi döktük. Sonrasında, bu podcast'in çok sevdiği bir zaman dilimi olan 90'lara gittik. Amerikalı eski sporcu, aktör OJ Simpson'ın geçen hafta hayatını kaybetmesinin ardından, 1995'te dünyada en çok konuşulan, en acayip kriminal olaylardan bir tanesini hatırladık. Kaydımızın sonunda ise peşpeşe enfes “Bi de Buna Bak” önerileri sıraladık. Çok beğeneceğinizi düşünüyoruz. Bi de Buna Bak https://www.youtube.com/watch?v=DjGuS1NQnTk&t=3898s 3 Cisim Problemi / Prof. Dr. Erkcan Özcan & Fatih Altaylı - Teke Tek Bilim https://www.youtube.com/watch?v=BLU4lhGVrTU&t=168s Türkiye'nin Üç Cisim Problemi! - Yılmaz Özdil https://www.bbc.co.uk/sounds/brand/m001y3rr Courtney Love's Women https://film.iksv.org/ 43. İstanbul Film Festivali https://www.youtube.com/@Coachella Coachella
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş'in CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda yüklü miktarda para saydığı görüntüler, halen gündemin en sıcak konularından. CHP İl Başkanlığı, görüntülerin ardından videoların 9 Aralık 2019'da kaydedildiği ve partinin il başkanlığı binasının alımıyla ilgili olduğu, görüntülerin aynı zamanda mal sahibinin avukatının bürosundan olduğu belirtildi. Kısa sürede viral olan bu videolar akıllara şu soruyu getirdi: Seçimlere sayılı günler kalmışken yine montajlı videolar ve dezenformasyon içeren haberler mi izleyeceğiz? NewsLabTurkey Araştırma Koordinatörü Sarphan Uzunoğlu ile siyasal iletişimin sınırının nerede başlayıp, nerede biteceğini konuşacağız. Editör: Aliye Altınışık
Sahte Özgüven (AC066) | Dr.TOA Videolar
Merhamet Duygusu Oneitis Tetikler mi? (AC065) | Dr.TOA Videolar
Rütbeler ! (AC064) | Dr.TOA Videolar
Romantizm (AC062) | Dr.TOA Videolar
Bu podcastte eşcinsellik konusunu eşcinsellik bir hastalık mıdır ? Eşcinsellik hakkında doğru bilinen yanlışlar, eşcinsellere uygulanan tedaviler konuları üzerinden konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte finansal stres konusunu finansal stres nedir ? Neden finansal stres yaşarız ? Finansal stresle nasıl başa çıkabiliriz ? Finansal çatışma nedir ? Finansal çatışmada duygusal meseleler ? Finansal çatışmada beklentiler ? soruları üzerinden konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte ilişkileri aşk mı sevgi mi ? Eş seçimi ve zor kişilerle birlikte olmak konuları üzerinden konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte öfke kontrol konusunu konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte narsisizm konusunu tüm detaylarıyla konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte kişilik bozukluklarını nasıl geliştikleriyle beraber tek tek inceleyerek konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte kilo kontrol konusunu; kilo vermeye başlamak ama sürdürememek, kilo vermek hakkındaki işlevsiz düşüncelerimiz, kilo vermeye çalışan yakınlarımıza yönelik doğru yaklaşımlar, kilo kontrol konusunun neden önemli olduğu, fazla kilolarımıza dair akademik çalışmaları konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte depresyon tanısını Psikoloğa mı gitmeliyim psikiyatriste mi ? Depresyonda mıyım ?Yakınımız depresyondayken nasıl yaklaşmalıyız ? Depresyona vitamin ve hormon değerleri, Depresyon ne değildir? Depresyona yakalanmamak için bir günüm nasıl olmalı ? Depresyon tedavisinde hangi yöntem kullanılır ? soruları üzerinden konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
Bu podcastte hayır diyebilme meselesini neden hayır dememiz gerektiği ve neden hayır demekte zorlandığımız konuları üzerinden konuşuyoruz. Videolar için instagram hesabını takip edebilirsiniz.
gülümseyerek öleceğiz ayrı ayrı yerlerde birlikte ikimiz ~ • Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim. Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz. ~ ağrıyoruz kaslarımızdan ve damarlarımızdan göz kapaklarımıza kadar seğirmelere ve acıya kesilsek de komple korkma! õlene dek yaşayacağız sevgilim yaşayacağız ölene dek sonunu bile bile mahcup küfürler savuracağız bizi ayıran kadere kurduğumuz her hayal elimizde patlayacak Spinoza'cı bir tevekkülle kabulleneceğiz çaresiz isyan gençlere mahsus itiraz yaşılara biz ikimiz kader çarkının tam ortasında birbirine doyamamış iki kadersiz gülümseyeceğiz istemsiz başka ne yapabiliriz gülümseyerek öleceğiz ayrı ayrı yerlerde birlikte ikimiz Şiir: Ali Lidar Müzik: Tövbeler Olsun Dizi Müziği ~ Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a ~ Sosyal Medya Hesaplarım: https://facebook.com/muhammetkalemm https://instagram.com/MuhammetKalemm https://twitter.com/MuhammetKalemm #AliLidar #Şiir
Eski & Yeni Sevgili Kıyaslama (AC060) | Dr.TOA Videolar
Yemek Yapabilen Erkek Beta Mıdır? (AC058) | Dr.TOA Videolar
İçindeki Betayı Yok Et 2️⃣ - The Rational Male Kesitler (AC055) | Dr.TOA Videolar @RolloTomassi
Yüksek Değer Erkeğin Bağımlılıkları Olur mu ? (AC054) | Dr.TOA Videolar
Duygusal Boşluk (AC050) | Dr.TOA Videolar
O Değil De'nin 17. bölümünde Boğaç Soydemir'in konuğu Arhan Ata Pilavoğlu. İkili; Youtube algoritmasının eğilimlerini ve Youtube'daki yemek furyasını değerlendirerek başladıkları programa insanları telefon rehberine nasıl kaydettiklerine dair alışkanlıklarını paylaşarak devam ediyor. Arhan'ın hayranlık beslediği Şenol Güneş, Aaron Ramsey, Lionel Messi, Pep Guardiola gibi isimler gündemde yerini alırken komik internet videolarına da geniş bir bölüm ayrılıyor.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu hemen her gün yayınladığı videolarda değişik konulara değiniyor. Kılıçdaroğlu'nun bu videolar vasıtasıyla yaptığı Kürt ve Alevi açılımları, yolsuzlukla ilgili açıklamaları, gençlere seslenişi seçmende karşılık buluyor mu? Açık Oturum'da Alphan Telek, konukları Melda Onur, Sezin Öney ve Gürkan Çakıroğlu ile yorumluyor.
Millet İttifakı ortak cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ramazan Bayramı'nın ilk günü ziyaret ettiği Adıyaman'da bir vatandaş tarafından protesto edildi. Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından videolar yayınlamaya devam ediyor. En son yayınladığı Kürtler ve Aleviler başlıklı videolarının yankıları sürüyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sultanahmet Camii avlusunda açıklama yaptı. Bir mitinge dönüşen açıklamada Erdoğan muhalefete yüklendi. Siyasetbilimciler Gülçin Karabağ, Alphan Telek, Edgar Şar ve Sezin Öney, haftanın ön plana çıkan başlıklarını değerlendiriyor.
Merkez Bankası nisan ayı “Piyasa Katılımcıları Anketi” sonuçlarını açıkladı… Agalar bizimle egleniy…
A VOZ DO TRADUTOR - ano V - nº222 - Edição de 04 de fevereiro de 2023 Revista Decifrar está recebendo artigos para publicação Vamos conferir o lançamento da Editora Bordô-Grená Dinaura Jules convida para seu curso de tradução de documentos pessoais Vamos ter dicas de passeios culturais para você aproveitar o verão: Ocupação Paulo Freire; Biblioteca Sinhá Junqueira e Gibiteca de Curitiba Dica de leitura da semana com a Tacet Books: 7 Mejores Cuentos - Horacio Quiroga Vale a pena ouvir de novo a história de Danilo Nogueira e mais um capítulo polêmico e eletrizante da novelinha sobre preços Vamos relembrar também A nossa Pausa para o Café com uma deliciosa e nostálgica viagem pela história da tradução audiovisual no Brasil com a colega Juliana Briotto. Neste delicioso bate-papo, Juliana contou sua fantástica trajetória e relata em detalhes sua história na Videolar, fazendo um paralelo com o mundo da tradução audiovisual atual. APOIO: TraduSound ; Editora Lexikos e Tacet Books --- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/vozdotradutor/message
Sedat Peker ile ilgili paylaşımlarda bulunan Cenk Çelik, Ümraniye'de silahlı saldırıya uğradı. Çelik, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sedat Peker ise avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada cinayet ile ilişkilendirilmesinin safdillik ola...
Turkish Stories for Learner Turkish Toplum Hayatının On Şartı İnsan, yalnız ve toplum hayatı dışında yaşayamaz. Toplum hayatının da kendine göre birçok şartı vardır: Bir toplulukta tanıdıklarınıza, onların hoşuna gidecek hikâyeler ve fıkralar anlatın. Ara sıra onların iyi yönlerini övün. Samimi ve içten bir övgü, toplum hayatının başlıca şartıdır. Tanıştığınız kimselerin yüzlerini ve adlarını aklınızda tutmaya çalışın. “Ben kimsenin yüzünü ve adını hatırlayamam...” demeyin. Yoksa sizin adınız da silinir gider. Birisi size bir sırrını verirse, bunu kendi sırrınız gibi gizli tutun. Dedikoduları, çevreye yaymaktan kaçının. Tanıdıklarınızdan birisi başka biri hakkında kötü sözler söylediği zaman, bunu hemen karşı tarafa taşımayın. Hemen unutun. Hatta “Falan kimse, sizin hakkınızda çok iyi konuştu.” deyin. Çevrenizdekilerle alay edip onları küçümsemeyin. O anda siz küçülürsünüz. İnsanların sevgisini kazanmak istiyorsanız, onları küçük düşürmeyin. Başkalarına zor zamanlarında bir tekme de siz vurmayın. Anlayışlı davranın, onlara yardımcı olmaya çalışın. Konuşurken başkalarının kişiliğine saygı gösterin. Onları küçük düşürmeyin. Kendinizden övünerek söz etmeyin. Haksız olduğunuzu anladığınız zaman, hatanızı kabul edin. Yanlış bir hareketi düzeltmenin en güzel yolu, yapılan hatayı kabul etmektir. Bu sizi küçültmez, sizin değerinizi artırır. Konuşmaktan çok, dinleyin ve güler yüzlü olun. Başkalarının mutluluğunu ve acısını paylaşın. Başkalarının kalbini kırmayın. İnsanlara sevgiyle davranın. “Bunu bilmiyordum.” diyerek kendinizi kurtarmaya çalışmayın. Eğer çevrenizde iyi tanınmak ve sevilmek istiyorsanız yukarıdaki şartlar rehberiniz olacaktır. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - : https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-16/
Turkish Stories for Learner Turkish Karagöz ile Hacivat Karagöz oyunu, ışıkla beyaz perde üzerinde hareket ettirilerek oynanan bir gölge oyunudur. Oyun, adını başkahraman olan Karagöz'den almaktadır. Gölge oyununun kaynağı Güney Doğu Asya ülkeleri olarak kabul edilir. Türkiye'ye gelişi hakkında ise değişik görüşler vardır. Bu görüşlerden birine göre gölge oyunları göçlerle Anadolu'ya gelmiştir. Diğer bir görüşe göre 1500'lü yıllarda Mısır'dan Anadolu'ya gelen sanatçılar yoluyla Anadolu'ya girmiştir. 18. yüzyıldan itibaren Karagöz, Anadolu'da halkın en sevilen eğlence türlerinden biri olmuştur. Karagöz, bir kişi tarafından oynatılır. Perdedeki resimlerin hareketleri ve konuşmaları bir sanatçı tarafından yapılır. Karagöz'de işlenen konular komiktir. Mecaz anlamlar, söz oyunları, taklitler en önemli güldürü öğeleridir. Oyunun başkahramanları Karagöz ve Hacivat'tır. Karagöz, halkın ahlak anlayışını temsil eder. Söyledikleri ile yaptıkları uyum içindedir. Karagöz, halktan birini temsil eder. Oyundaki arkadaşı Hacivat'ın zıt karakteridir. Karagöz, düşündüğünü olduğu gibi söylediği için genellikle başı belaya girer. O, cesur ve cömerttir. Karısıyla devamlı tartışır. Çevresindeki herkesi tanır ve gün boyunca konuştuğu insanlara kendini anlatmaya çalışır. Türkçeyi yanlış kullanır. Çevresindeki insanların söylediklerini anlamamış gibi yapar. Hacivat ise konuşmalarında dili güzel kullanır. O her konuda bilgilidir. Hacivat, herkesin sırlarını ortaya çıkaran bir ajan gibidir. Her oyunda Karagöz tarafından dövülse de Karagözsüz yaşayamaz. Osmanlı döneminin en önemli eğlence türlerinden olan Karagöz, Ramazanlarda, şenliklerde, kahvehanelerde ve bahçelerde oynatılıyordu. Dönemin sosyal olaylarını eleştirel bir dille anlatıyordu. Karagöz, daha çok İstanbul'da yaygındı. Zaman zaman bu sanatçılar diğer şehirlere de giderlerdi. Günümüzde, Türkiye'yi tanıtıcı sanatların başında gelen Karagöz, turistik otellerde ve meşhur lokantalarda oynatılmaktadır. Karagöz, artık daha çok televizyon ile seyirciye ulaşmaktadır. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Karagöz ile Hacivat: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-15/
Turkish Stories for Learner Turkish Spor Yapıyoruz Spor, günümüzde insanların en önemli ilgi alanlarından biridir. Boş zamanlarımızı spor yaparak, televizyonda spor karşılaşmalarını izleyerek ya da gazetelerdeki spor haberlerini okuyarak geçiririz. Spor yapmak da spor yapanları izlemek de kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Spor yapmaya çok küçük yaşlarda başlayıp bu alışkanlığımızı ileri yaşlara kadar sürdürebiliriz. Sağlığımız açısından spor yapmanın faydaları çoktur. Özellikle çocukluk ve gençlik dönemlerinde sporu, daha çok eğlenmek ve arkadaşlarımızla güzel vakit geçirmek için yaparız. Oyun, spora başlangıç olarak kabul edilir. Hatta çoğu zaman, oyun oynayarak spor yaparız. Ama sporun, oyundan farklı olarak bazı kuralları vardır. Size şu ana kadar sporun ne olduğu ve sporun yararları hakkında bilgi verdik. Peki, “Spor yapmaya ne zaman başladık?” Spor, insanlık tarihinin ilk dönemlerine kadar uzanır. Fransa'da bulunan MÖ. 3.000'den kalma duvar resimleri ve Libya'da bulunan Taş Devri'nden kalma ok atan ya da yüzen insan resimleri bize sporun tarihi konusunda bilgiler vermektedir. Tüm medeniyetlerde sporun yeri büyüktür. Ancak modern anlamda sporun başlangıcı olarak Eski Yunan'da yapılan olimpiyatlar kabul edilir. Yiyecek bulabilmek ve hayatta kalabilmek için yapılan bazı etkinlikler zaman içinde eğlence ve yarış hâline dönüşmüştür. Günümüzde sporla ilgili birçok sınıflandırma yapılmaktadır. Bu sınıflandırmanın en önemlisi yaz ve kış sporlarıdır. Bunlar da açık hava sporları, salon sporları, su sporları, doğa sporları gibi birçok farklı alt sınıfa ayrılmaktadır. Yarışma sporlarına koşu, kayak, araba yarışı; karşılaşma sporlarına futbol, voleybol, karate, tenis örnek verilebilir. Ayrıca okçuluk, golf gibi bireysel başarıya dayanan sporlarla jimnastik ve halter gibi güce dayalı sporlar da bulunmaktadır. Spor yapmanın sağlıklı bir yaşam için önemi büyüktür. Spor, kalp hastalıklarına ya da aşırı şişmanlık gibi rahatsızlıklara yakalanmamızı önleyebilir. Ayrıca spor yapmak stresimizin azalmasını sağlar. Spor, olumlu alışkanlıklar kazanmamıza, düzenli ve başarılı bir yaşam sürmemize yardımcı olur. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Spor Yapıyoruz: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-14/
Turkish Stories for Learner Turkish Anneler Günü Anne ve anneliğin, eskiden beri, bütün dünyada saygın bir yeri vardır. Hemen her çağda, bütün milletler, anneye duyulan saygıyı, bayramlarla göstermek istemişlerdir. Bugün kutlanan “Anneler Günü” Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan bir olaydan sonra ortaya çıkmıştır. Filadelfiya'da, annesiyle birlikte Jarvis adında bir kız yaşıyordu. Jarvis'in annesi, 9 Mayıs 1886'da aniden öldü. Başka kimsesi olmayan kız, bu olaya çok üzüldü. İçinde yaşama isteği kalmadı. Ne yapacağını bilemiyordu. Karamsarlık içindeyken, komşularından biri, Jarvis'e yardımcı olmaya çalıştı. Ona dostça öğütler verdi. Jarvis, bu dostluktan ve öğütlerden etkilendi. Komşusunun özellikle şu sözleri onu çok etkiledi. “İnsanlar doğar, yaşar ve ölür. Bu Allah'ın kanunudur.” Jarvis, karamsarlıktan kurtuldu. Dünyayı daha aydınlık görmeye başladı. Annesini kaybeden yalnız kendisi değildi. Ölmüş olsa bile, annesinin sıcaklığı, ona duyulan derin sevgi, sürekli bir yaşama sevincine dönüşebilirdi. Aynı şey başkaları için de geçerliydi. Aklına şu düşünce geldi: Yılda bir kez, ölen anneleri hatırlamak ve yaşayanları kutlamak. Jarvis, bundan sonra annesini sevgiyle hatırlamaya başladı. Hemen her gün mezarına çiçek götürdü. Arkadaşları ve yakınları, Jarvis'in bu davranışını yıl boyu ilgiyle izlediler. Aradan bir yıl geçti. Arkadaşları, ellerinde beyaz karanfillerle Jarvis'e geldiler. Jarvis, bu ziyaretten çok mutlu oldu. Arkadaşlarına şöyle dedi: “Bir yıl içinde yaşadıklarım bana şunu öğretti: Dünyada anne sevgisinin yerini tutacak hiçbir sevgi yoktur. Yılın bir gününü annelerimize ayıralım. O günü, annelerimizin sıcak anılarıyla dolduralım, onlarla yaşayalım. Böylece annelerimize karşı olan sevgimizi göstermiş oluruz.” Jarvis'in bu düşüncesi, çok beğenildi. Birlikte belediye başkanına gidip bu fikri ona da anlattılar. Başkan da fikri kabul etti. Bu fikir, gazetelere ve yazarlara iletildi. Jarvis ve arkadaşlarının çalışmaları, kısa süre içinde bütün Filadelfiya halkı tarafından duyulup kabul edildi. İlk kutlama orada yapıldı. Ardından öteki eyaletlerde de Anneler Günü kutlanmaya başlandı. 1908 yılı mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanan Anneler Günü'yle, bu gelenek bütün Amerika'ya yayılmış oldu. 9 Mayıs 1914'te, ABD Kongresi bu günün “Anneler Günü” olarak kutlanmasını kararlaştırdı. Bu kararı 43 ülke daha izledi. Sonraki yıllarda, buna öteki devletler de katıldı. Böylece “Anneler Günü” dünyaya yayıldı. Jarvis, bu gelişmeleri mutlulukla izledi. 1948 yılında öldüğünde 84 yaşındaydı. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Anneler Günü: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-13/
Turkish Stories for Learner Turkish Nasrettin Hoca Bütün tarihî kişiler ölümlerinden sonra da yaptıkları işlerle hatırlanır. Mesela; Mimar Sinan eserleriyle, Marco Polo seyahatleriyle, Tolstoy yazdığı romanlarla, Albert Einstein bilime olan katkılarıyla bilinirken Nasrettin Hoca ise fıkralarıyla tanınmıştır. Nasrettin Hoca, bundan yedi yüz yıl kadar önce Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde doğmuş, Akşehir'de yaşamış ve yine orada ölmüştür. Nasrettin Hoca'nın fıkraları insanlara ders verir ve bir anlam taşır. Bu yüzden halkın gözünde değer kazanmıştır. Nasrettin Hoca, fıkralarında bilgili, açıkgöz, kurnaz, utangaç ve vurdumduymaz kişiliklerde görülür. Günümüzdeki Nasrettin Hoca fıkralarında, onun doğumundan önceki ve ölümünden sonraki olaylarda da adının geçtiği görülmektedir. Bu durum, fıkralarda anlatılan bazı olayların Nasrettin Hoca tarafından yaşanmadığını göstermektedir. Mesela; onun kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşamış olan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birlikte görüldüğü anlatılmaktadır. Türkçenin konuşulduğu her yerde Nasrettin Hoca'nın fıkraları anlatılmaktadır. Nasrettin Hoca fıkraları birçok dile çevrilmiştir. Fıkraların hepsinin bir anlamı vardır. Bu anlam o zamanki insanların yaşantısını göstermektedir. Bu fıkralarda Nasrettin Hoca, zeki, hazırcevap ve sempatik bir insandır. Her fıkrada Hoca'ya ait bir nükte vardır. Fıkralar arasında Hoca'ya ait olmayanlar da vardır. Bunun nedeni insanların Hoca'yı çok sevmeleri ve onu efsaneleştirmeleridir. İşte Nasrettin Hoca'nın zekiliğini ve hazırcevaplılığın gösteren fıkralardan ikisi: BU DA DÜŞÜNÜR Nasrettin Hoca bir gün, pazarda bir papağan görür. Satıcı: – Haydi, on altına satıyorum, bu papağanı alacak yok mu, diye bağırır. Hoca, satıcıya: – Bu küçük kuş on altın eder mi, der. Satıcı, kızar ve Hoca'ya şöyle seslenir: – Hocam, o çok farklı bir kuştur. Adı papağandır. O insan gibi konuşabilir. Hoca kümese gider ve bir hindi alır. Tekrar pazara gelir. – Hindi var. 20 altın. Hindi var... diye bağırır. Müşterilerden birisi: – Aman Hocam! Olur mu? Bir hindi hiç yirmi altın eder mi, der. Nasrettin Hoca papağanı gösterir: – Şu küçük kuşa on altın istiyorlar. Niçin benim bu hindim yirmi altın etmesin? Adam şöyle der: – Hocam o küçük kuş, insan gibi konuşur. Normal bir kuş değil. Nasrettin Hoca da: – O papağan konuşuyorsa, bizim hindimiz de düşünür, der. GÜRÜLTÜ Komşusu Hoca'ya: – Hocam sizin evden dün gece bir ses geldi, ne oldu, diye sorar. – Hiç! Ne olsun, benim kürk merdivenden düştü. – Ama Hocam kürkten bu kadar çok ses çıkar mı? – Çıkar elbette, çünkü içinde ben de vardım, der. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Nasrettin Hoca: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-12/
Turkish Stories for Learner Turkish Fındık Türkiye'nin yün, pamuk ve ipek halılarının dünyaca ünlü olduğunu herkes bilir. Peki fındık halılarını biliyor musunuz? Bu soruyu ancak Karadeniz'e gidenler bilir. Bu yaz ağustos ayında Karadeniz'e gittim. Orada Türkiye'nin fındık halılarını gördüm. Ünye'ye yaklaştıkça yol boyu sağlı sollu dizilmiş kahverengi kümeler dikkatimi çekti. Bunların ne olduklarını önce anlayamadım. Daha sonra bu kümelerin, güneşte kurumaları için kaldırımlara serilmiş fındıklar olduğunu anladım. Yolun her iki yanında kilometrelerce uzayıp giden bu fındıklar, kaldırıma serilmiş halı görüntüsü oluşturuyordu. Rize'nin doğusuna kadar sadece kaldırımlara değil yol kenarındaki her yere serilmişti. 300 kilometre uzunluğundaki “fındık halı” Türkiye'deki fındık üretiminin sadece bir bölümüydü. Karadeniz'in doğusuna doğru ilerledikçe fındık bahçelerinden sırtında çuvallarla çıkan insanlar görülüyordu. Onlar, fındıkları kuruması için, açık alanlara sermeye götürüyorlardı. Şehirlerde, işleri fındık satın almak ya da satmak, fındık kırmak, fındık işlemek olan yüzlerce fabrika ve iş yeri vardı. Araştırmalar, Türkiye'de sekiz milyondan fazla kişinin geçimini, fındıktan sağladığını göstermektedir. Karadeniz fındığı, 85 ülkeye ihraç edilmektedir. Türkiye fındık üretiminde dünyada “1 numara” olarak kabul edilmektedir. Türkiye dünya fındığının yüzde yetmişinden fazlasını üretmektedir. Dünya fındık üretiminin yüzde otuzunu ise İtalya, Fransa, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri yapmaktadır. Fındık, 2400 yıllık bir tarihe sahiptir. Bölgenin ılıman iklimi ve Karadeniz Bölgesinde bulunan dağların yamaçları fındık ağaçları için en uygun ortamı oluşturmaktadır. Fındık ağaçları çiçeklerini kışın açar. Meyvesini ise ancak ağustos ayında verir. Fındık, tüm dünyada çikolata ürünleri, pasta, şekerleme ve kurabiyelerde kullanılmaktadır. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Fındık: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-11/
Turkish Stories for Learner Turkish Origami Origami boş zamanlarınızı değerlendirirken hem dinlenebileceğiniz hem de sanatsal ürünler ortaya çıkarabileceğiniz bir hobidir. Origami ilk defa Japon Kraliyet Sarayı'nda ortaya çıkmış, sonra da bütün dünyaya yayılmış kâğıt katlama sanatıdır. Origami bir kâğıdı katlayarak, figürler oluşturma sanatıdır. Origami ile kuş, hayvan, böcek, çiçek ve insan figürü gibi daha pek çok nesne oluşturulabilir. Origamide kesme ve yapıştırma yoktur. Origamide bütün şekiller daima kâğıt bir kareden çıkar. Gerisi hazır modelleri yapmanıza ve hayal gücünüze bağlıdır. Origami, genellikle kâğıdın bükülüp katlanmasıyla ortaya konur. Origami kelimesinin kökü Japonca'ya dayanır. Oru, katlamak; kami ise kâğıt demektir. Bu sanat, bütün dünyada çok sevilmiş ve dünyanın her yerinde ilgiyle takip edilen bir hobi hâline gelmiştir. Ebru Sanatı Ebru sanatı, geleneksel Türk el sanatlarının en önemlilerinden birisidir. Su üzerine sıvı boya serpiştirilir ve şekiller oluşturulur. Ebru ustası bu şekillerden değişik figürler meydana getirir. Ebru sanatı bu figürlerin kâğıda aktarılmasıdır. Ebru sanatının ilk kez ne zaman ve nerede yapıldığı tam olarak bilinmemektedir. Bugün bilenen en eski ebru, 1595 yılına aittir. Ebru, kâğıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden birisidir. Ebru, renklerin suyla meydana getirdiği bir ahenktir. Zor ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan bir sanattır. Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılmıştır. Ebru, geleneksel el sanatlarından olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Ancak son yıllarda bu sanata olan ilgi artmıştır. Ebru sanatı; kitap kaplama, duvar süsleme gibi işlerde kullanılır. Ayrıca tablo olarak yaşadığımız mekânları da süslemektedir. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Origami - Ebru Sanatı: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-10/
Turkish Stories for Learner Turkish Çikolata Çikolatayı sevmeyen çocuk var mıdır? Herhâlde yoktur. Yalnızca çocuklar değil, yetişkinler de çikolatadan çok hoşlanırlar. Çikolata, yediden yetmişe herkesin sevdiği bir yiyecektir. Peki ya çikolata olmasaydı? Dünyadaki bütün çikolatalar birdenbire kaybolsaydı. Sütlü, fındıklı, fıstıklı çikolatalar ve çikolatalı dondurmalar yeryüzünden silinseydi... Hayat ne kadar tatsız olurdu bir düşünsenize. Aslında çikolatanın geçmişi çok da eski değildir. Hayatımıza yalnızca birkaç yüzyıl önce girmiştir. Kristof Kolomb, Amerika kıtasını keşfettiği zaman birçok şeyi ülkesine götürmüştü. Bunlar arasında kakao çekirdekleri de vardı. Çikolatanın ana maddesi olan kakao, Avrupa'da yetişmiyordu ve bilinmiyordu. Kakaoyla ilk tanışan Avrupa ülkesi İspanya oldu. İspanya'da sıvı çikolata, sıcak olarak içiliyordu. İspanyollar bu içeceğin lezzetindeki sırrı yaklaşık yüzyıl sakladılar. Bu sır daha sonra Fransızlar tarafından öğrenildi. İngilizler çikolataya süt ekleyerek onu daha da zenginleştirdiler. Günümüzde çikolata üretimi epeyce gelişmiştir. Yeni çikolata türleri ortaya çıkmıştır. Çikolata aynı zamanda bir enerji deposudur. Bundan dolayı sporcular yarışmalardan önce çikolata yerler. Çikolatanın kalori değeri de oldukça yüksektir. Bir kilo çikolatada 5280 kalori varken, peynirde 4000 kalori, ette ise 1470 kalori vardır. Siz de yapacağınız maç öncesi çikolata yiyebilirsiniz. Çikolata yerken aşırıya kaçmayın. Başka yiyeceklerden de enerji elde edebileceğinizi unutmayın. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Çikolata: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-5/
Turkish Stories for Learner Turkish VAN KEDİSİ Evcil hayvanların her birinin ayrı özellikleri vardır. En ilgi çekenlerden biri de ipek gibi kürkü, renkli gözleri, mükemmel avcılığı ve suda oynamayı sevmesiyle Van kedisidir. Van kedisi, sevimli, cana yakın, zeki, çevik, sadık, güzel ve ilgi çekici bir hayvandır. Hassas duyu organları vardır. Yemeğin uygun sıcaklıkta olup olmadığını ön ayaklarıyla kontrol eder, uygun sıcaklıkta değilse yemez. Sivri pençeleri, keskin dişleri ve kıvrak vücudu onu, mükemmel bir avcı yapmıştır. Ev içinde ve dışında fare, kuş, sinek ve küçük böceklerin kokusunu alır almaz harekete geçer ve avlar. Ev dışında beraber yaşadıkları kümes hayvanlarına dokunmaz. Van kedisinin kalın kürkü olmasına rağmen soğuktan etkilenir ve titrer. İlkbahar ve sonbaharda kıllarını döker. Yüksek bir yerden düşerken dengesini sağlamak için kuyruğunu ve vücudunu birlikte kullanır. Bu kedinin diğer bir özelliği de suyu sevmesidir. Her kedi yüzmeyi bilir; ama sudan hoşlanmaz. Van kedisi ise bunu seve seve yapar ve suda oyun oynar. Kendi isteğiyle suda oynamayı ve yüzmeyi seven tek kedi türü olarak bilinir. Çok temiz bir hayvan olup yaşadığı eve ve sahibine bağlıdır. İnsanlarla birlikte aile ortamı içinde yaşamayı sever. Eğer insanlarla ilişkisi yoksa ya da çok az ise doğal ortamına döner, vahşileşmeye başlar. Van kedisini diğer kedi türlerinden ayıran en önemli özelliklerden bir tanesi de onun göz rengidir. Diğer kedilerin aksine iki gözü farklı renkte olabilmektedir. Cinsine göre her iki gözü mavi, bir gözü mavi, diğeri kehribar veya her iki gözü de kehribar olabilir. Yeni doğan kedinin gözleri grimsidir. Doğumdan 25 gün sonra gözler farklılaşmaya başlar, 40 gün içinde de netleşir. Eskiden Van yöresinde hemen her evde bir Van kedisi bulunurdu. Ancak son zamanlarda yeterli ilgi gösterilmediği için nesli tükenmektedir. Bunun için de Van kedilerinin soyu korunmaya alınmıştır. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Van Kedisi: https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-4/
Turkish Stories for Learner Turkish TURİZM CENNETİ TÜRKİYE Uzungöl, doğal güzelliği ile turistlerin ilgisini çekmektedir. Bu göl dağlardan düşen kayaların, Haldizen Deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuştur. Denizden 1090 metre yükseklikte bulunan Uzungöl, muhteşem bir orman örtüsüne sahiptir. Bölgeye yayılmış ahşap evler, doğanın güzelliğini tamamlamaktadır. Çevrede dağ yürüyüşü ve botanik amaçlı turlar düzenlenmektedir. Daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya diğer yaylalara geziler düzenleme imkânı da vardır. Çevresindeki dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki gibi çeşitli hayvan türleri, Uzungöl'de ise alabalık yaşamaktadır. Türkiye'nin güneyinde bulunan Antalya, sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikler sayesinde bir turizm merkezi olmuştur. Deniz, güneş, tarih ve doğanın bir uyum içinde bütünleştiği Antalya, Akdeniz'in en temiz kıyılarından birine sahiptir. Kent, tarih boyunca içinde hep değişik kültürleri, değişik sanatları ve değişik mitolojileri yaşatmıştır. Toros Dağlarının güneyinden beslenen çok sayıda irili ufaklı akarsu, geçtikleri yerlerde şelaleler oluşturur. Uludağ, Olimpos Dağı olarak da bilinir. 2.543 metre yüksekliği ile Türkiye'nin en büyük kış ve doğa sporları merkezidir. Uludağ, Marmara Bölgesi'nin en yüksek dağıdır. Uludağ'ın yüksek yerlerinde buzul gölleri bulunmaktadır. Bu göllerin mavi temiz suları, hemen aşağısında başlayan yemyeşil ormanları, yükseklerdeki beyaz kar yığınları buraların güzelliğine güzellik katmaktadır. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı artar. Dağın en yüksek noktasındaki karlar yaz kış erimez. Her mevsim kar bulunması ve dağdaki doğal güzellikler buraya turist çekmektedir. Kapadokya, “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir. Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Peri bacaları coğrafi olaylar sonucunda meydana gelmiştir. Zamanla insanlar peri bacalarının içine ev, mabet, sığınak yaparak, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir. Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Turizm Cenneti Türkiye : https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-3/
Turkish Stories for Learner Turkish BİR ŞEY OLMAK... Size de aynı soruyu defalarca sormuşlardır: – Büyüyünce ne olacaksın? İlkokul yıllarında bana bu soruyu sorduklarında sıkılırdım. Henüz ne olacağıma karar vermediğim için nasıl cevap vereceğimi de bilemezdim. Sınıfın çoğunluğu “doktor” ya da “mühendis” dediği için, bunlardan birini söylemezdim. Ben daha çok “pilot” cevabıyla bu sorudan kurtulmaya çalışırdım. Sonraları baba mesleği olduğu için “öğretmen” olmak istedim. Ancak, dördüncü sınıfta bazı kitap ve ansiklopediler beni o kadar etkiledi ki, o dönemde kararımı verdim. Ben “bilim adamı” olacaktım. Ancak, bilim adamı nasıl olunur, onu da bilmiyordum. İleriki yıllarda, elektrik mühendisi, bilgisayar mühendisi, astronot, fizikçi, mucit, matematikçi, ressam gibi birçok mesleğe ilgi duydum. Bunlardan bazılarına ait diplomam var. Mesleğim sorulduğunda, birçok meslek saymak bana gizli bir zevk veriyor. Sanırım benim en sevdiğim meslek “yeni bir şeyler öğrenmek.” Anlıyorum ki, öteki mesleklerde edindiğim tecrübeler, yaptığım iş olan öğretmenlikte çok işe yarıyor. Oğlumun her ay farklı bir şey olma isteğiyle bana gelmesi çok hoşuma gidiyor. Önce bilgisayar mühendisi, daha sonra ekonomist olmak istedi. Bir ara film yönetmenliğine karar verdi. Şu anda ne olmak istediğini ben de bilmiyorum. Bence önemli olan, seçeceği mesleği severek ve isteyerek yapması. Başarının en önemli şartı da budur. Bir şey olmanız gerekmez, isterseniz birden çok şey olabilirsiniz! Selçuk Canberk (Bilim Çocuk) Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - sorulara cevap ver - Bir Şey Olmak : https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-2/
Turkish Stories for Learner Turkish Affet Babacığım Genç adam evlendiğinden beri, beraber yaşadıkları ihtiyar babası yüzünden hanımıyla sürekli tartışıyordu. Kadın, kayınbabasını evinde istemiyordu. Yine bir gün, şiddetli bir tartışmadan sonra kocasına, “Ya ben giderim, ya baban gider.” dedi. Adam, hanımından ayrılmak istemiyordu. Babası yüzünden çıkan tartışmaların dışında hanımıyla iyi geçiniyordu. Hanımı kendisini seviyordu. Üstelik bir de çocukları vardı. Evlendikleri günden beri birçok problemle karşılaşmışlardı. Bu problemlere rağmen onu hâlâ çok seviyordu. Günlerce düşündü ve kendine göre bir çözüm yolu buldu. Babasını yıllar önce ormanda yaptırdıkları dağ evine götürecekti. Haftada bir defa onu ziyaret edecek ve ihtiyaçlarını karşılayacaktı. Böylece problem çözülmüş olacaktı. Babasına gerekli olan bütün eşyaları hazırladı. Ertesi gün babasını kucakladı ve arabaya götürdü. Oğlu Can, “Babacığım ben de gelmek istiyorum.” diye ısrar edince birlikte yola çıktılar. Kış mevsiminin ortasıydı. Hava çok soğuktu. Yoğun kar yağışı yüzünden yolu zor görüyorlardı. Küçük Can babasına: “Baba nereye gidiyoruz?” diye soruyor; ama cevap alamıyordu. İstenmediğini anlayan yaşlı adam gizli gizli ağlıyordu. Saatler süren yolculuktan sonra eski dağ evine geldiler. Genç adam, evin bir odasını temizledi. Sonra arabadaki eşyaları ve babasını bu odaya getirdi. Dağ evinin içinde rüzgâr esiyordu. Yaşlı adam soğuktan titriyordu. Genç adam, üzüntü içinde babasını izledi. Kendi kendine, yarın evden birkaç battaniye daha getiririm, diye düşündü. Babası çok üzgündü. Yıllarca büyüttüğü oğlu kendisini bir dağ evinde yalnız bırakıyordu. Minik Can gördüklerinden hiçbir şey anlamıyordu. Genç adam, babasının yatağına eğilerek onun elini öptü ve çocuğunu da yanına alarak evden uzaklaştı. Can, yolda ağlamaya başladı. Babasına: “Neden dedemi o soğuk evde bıraktın?” dedi. Adam çocuğuna, annen dedeni istemiyor, diyemedi. Can: “Baba sen yaşlandığında ben de seni buraya mı getireceğim?” diye sordu. Genç adam, çocuğun bu sorusuna cevap veremedi. Hemen arabayı geri çevirdi. Dağ evine girdi. “Beni affet baba!” diyerek babasının boynuna sarıldı. Genç adam, hatasını anlamıştı. Babası, oğluna şöyle dedi: “Geri geleceğini biliyordum oğlum. Ben babamı dağ başında bırakmadım ki, sen de beni bırakasın... Beni bu dağda yalnız bırakmayacağını biliyordum.” Kendini Test Et. İnteraktif Videoları İzle - Takip et - Düşün - Bilmediğin kelimeleri araştır - Sorulara cevap ver - Affet Babacığım https://nilecenter.org/turkce-ogreniyorum-b1-ders-1/
Sözün Özü (1): Kılıçdaroğlu videoları, sokak röportajları
Medyascope Podcast'ten herkese merhaba. Hafta Sonu Yazıları köşemizde yayınlanan yazılarımızın seslendirmesiyle karşınızdayız. Ülkü Doğanay'ın “İlk sahibinden az kullanılmış kamu hizmeti – AKP'nin Kılıçdaroğlu videoları” başlıklı yazısını ben Gökçe Çiçek Kösedağı sizler için seslendirdim. Beğenerek dinlemenizi umuyorum.