Islamic holiday, also called the "Festival of the Sacrifice"
POPULARITY
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Yeni nesil çok saygısız! Peki eski nesil yeterince saygılı mı? Yoksa saygı anlayışı mı değişti? Belki de sorun saygıyı nasıl öğrettiğimizle ilgilidir. Emin ve Onur'un saygı meselesi hakkındaki değerlendirmelerini bu bölümümüzde dinliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:34] İyiyim Emin, teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim. Nasıl gidiyor, ne yapıyorsun? Kurban Bayramı nasıl geçti? Onur: [0:39] İyidir. Bu podcasti kaydettiğimiz dönemde bayramdayız, biliyorsun. Güzel geçiyor bayram. Hareketli geçiyor yani. Ziyaretler miyaretler olsun falan... Güzel. Senin bayramın nasıl geçiyor? Emin: [0:51] Benim de aynı şekilde. Buradan tüm Easy Turkish dinleyicilerinin, İslam âleminin bayramını kutlayalım. Tabii siz bu bölümü dinlediğinizde bayramın üzerinden bir hafta geçmiş olacak ama gecikmeli de olsa bayramınızı kutlayalım. Onur: [1:06] Herkese hayırlı bayramlar diyelim. Emin: [1:08] Evet. Ne yaptın? Bir yere gittin mi Onur? Onur: [1:11] Yani Mudanya'ya gittim öyle... Çok şehir dışına falan çıkmadım. Sadece bir dedemleri ziyarete gittim. Onun dışında buradaydım genelde ama gelen giden çok oldu. Onun dışında yani ben genel olarak sabittim bu bayramda. Emin: [1:25] Seviyor musun kalabalık bayramları? Onur: [1:27] Seviyorum da hani kalabalığın da bir şeyi var sonuçta... Bir yerden sonra usandırma durumu var ya... Emin: [1:34] Bir yoruculuğu var. Onur: [1:36] Tabii. Emin: [1:36] Aynen doğru. Evet. Tabii bu bayram ziyaretleri aslında içinde büyüklere saygıyı da barındırıyor. (Evet.) Bugünkü konumuz da biraz da saygı kavramıyla alakalı. (Evet.) Türkiye'de saygının bence günümüzde hâlâ çok önemli bir yeri var. Giderek Türkiye'de de, özellikle dünyada da önemini sanki yitiren bir kavram gibi geliyor bana saygı. Bununla ilgili yorumun nedir, ne düşünüyorsun? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Kurban Bayramının ilk gününde evinde elektrik akımına kapılan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, 48 yaşında tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Öncelikle tüm milletimizin Kurban Bayramı'nı tebrik ediyor, Hakk'a takdim edilen kurbanların ilahi mertebeye yakınlığa vesile olmasını diliyorum. Bugün eğitim sistemimizin yol açtığı ve gittikçe sonuçları ağırlaşmaya başlayan bir soruna değineceğim.
Arife Günü sabah namazından sonraki tekbir ibadeti dördüncü günün ikindi namazı sonrasına kadar devam ediyor. Cenazeyi taşırken tekbir yok, ama bunu yapıyorlar, söylediğim günlerde tekbir var; bunu ya unutuyor veya yapmıyorlar. Bu tekbirler, Hanefî mezhebine göre vâcib, Şâfiî ve Ahmed'e göre sünnettir. Bakara Sûresi'nin “Sayılı günlerde Allâh'ı zikrediniz…” meâlindeki 203. âyet-i kerîmesi, teşrîk tekbîrine işaret olarak kabul dilmiştir…
Bizleri yeni bir hac vaktinde Kurban Bayramı'na eriştiren Rabbimize şükürler olsun. Hac ile kaim olan bu kurban vakte tabi emirlerdendir; bu nedenle hacdakilerin ibadetlerinden, zikirlerinden ve dualarından orada bulunamayan müminlere de -inşallah- ondan bir pay vardır.
Avustralya İslam toplumu Kurban Bayramı'nı kutluyor... Türkiyeli toplum için kurban bayramının sofradaki temsilcisi ise kavurma. Kurban etiyle veya kasaptan alacağınız etle kavurma pişirmenin sırlarını Melbourne'da yaşayan genç şef, Çağrı Ergin'den aldık.
Hafta içi Salı hariç her gün Avustralya doğu kıyıları saati ile 14:00 ile 15:00 arasında yayınlanan SBS Türkçe radyo programını artık reklamsız, müziksiz ve kesintisiz bir şekilde dinleyebilirsiniz.
Bir gün mutlaka, bir Kurban Bayramı sabahında, Kâbe avlusundaki minberde, hatip bayram namazı hutbesini irad edecek. O hutbe Kâbe'nin yanı sıra Müzdelife'de, Mina'da, Akabe'de milyonlarca hacı tarafından dinlenecek, dünyanın her köşesindeki Müslümana ulaşacak. Sabırla, umutla, imanla o hutbeyi bekleyeceğiz. O hutbe bir gün mutlaka okunacak. Beklenen o hutbe, şundan daha derin, daha dokunaklı, daha sarsıcı olacak:
Batılı liderler bile ilginç Kurban Bayramı mesajları yayınlıyorlar. Kurban'ın “dünyaya barış, kardeşlik ve huzur getirdiğini” ifade ediyorlar. “Böylesine güzel bir bayramları olduğu için” Müslümanları tebrik ediyorlar.
Yaşadığı çağın ve mekânın, insanın algı biçimleri ve yaşam tarzı üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçeklik. Bu etki, dinî ritüelleri ve uygulamaları algılama, anlamlandırma ve yaşama konusunda da kendisini çok bariz bir şekilde hissettiriyor. Kurban ibadetini düşünelim mesela. Çok eskilere gitmeye gerek yok. Çocukluk çağımı yaşadığım seksenli yıllara gidelim. Doğduğum ve büyüdüğüm semt olan Fatih Camii civarında, seksenli (hatta doksanlı) yıllardaki Kurban Bayramı günlerini size kısaca resmedeyim.
“İçindeki Kurbanı Keşfet” Kurban, senden seni alanı feda etmektir.Hoş geldin sevgili dostum. Ben Hasan Basri Budak.Kurban, bir koyun kesmekten çok ötedir.Kurban, içimizde bizi bizden alan her türlü dünyevi bağı, yaradana yaklaşmak uğruna feda edebilme cesaretidir. Bazen bir korkudur kurban edilen, bazen bir alışkanlık, bazen de “ben” dediğin şeyin ta kendisi.Kurban Bayramı; Hazreti İbrahim'in, yaradana olan teslimiyetini haykırdığı bir mihenk değil yalnızca, aynı zamanda bizlerin de her yıl içsel bir muhasebeyle neye yöneldiğimizi ve neyden vazgeçmeye hazır olup olmadığımızı sorguladığımız bir vakittir.Hazırsan, kurbanın ruhuna bir yolculuk yapacağız bu haftaki podcast'imizde.Keyifli dinlemelerBecome a supporter of this podcast: https://www.spreaker.com/podcast/hasan-basri-budak-ile-kendine-gel--5728974/support.
Hac mevsimi ve Kurban Bayramı İbrahimi dinlerin ümmetlerinin kendi aralarındaki yüzleşmenin veya karşılaşmanın bir şekilde gerçekleştiği bir büyük olaydır. Günümüz dünyasında aralarında cereyan eden kavgalar, savaşlar ve tartışmalar bir bakıma 3500 yıl öncesine kadar giden olayların günümüze kadar gelen yansımaları. O olaylar esnasındaki konumlanmalar, sonrasındaki ayrışmalar günümüzde her birine adeta iyice yerleşmiş, oturmuş kişiliklerine, karakterlerine uygun roller yazıyor.
Konfeksiyon, ayakkabı ve saraciye sektörlerinin yüzlerce ürüne dönüştürdüğü hayvan derisi onlarca sektörün ana ham maddesi. Her yıl Kurban Bayramı'nda çöpe attıktan sonra yılda 120 milyon dolarlık ham deri ithal eden ülke kalkınabilir mi?
Müsliminal Mesaj'ın 18. bölümünde Kurban Bayramı'nda yaşananları ve dikkat edilmesi gerekenleri konuştuk. Siz de yorumlarınızı, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşabilirsiniz ⬇️ İyi seyirler...00:00 Giriş02:25 Kurbanda Dikkat Edilmesi Gerekenler09:12 Kurbanın Mahiyeti15:03 Çocuklar Kurban Kesimini Görmeli Mi?#bayram #kurban #kurbanbayramı *Takip Etmeyi Unutma:Instagram: @maksat114bursaYouTube: @maksat114Spotify: Maksat 114X: @maksat114bursa
Piyanist çift Gergana ve Tuncay Yıldız 7 Haziran 2025'te, Kurban Bayramı'nın ikinci gününde Melbournelulara bir müzik şöleni sunuyor.
*Eski dönemler kadar canlı coşkulu ve hareketli olmasa da Kurban Bayramı hem ekonomik hem dini hem sosyal ve kültürel değeri olan önemli bir bayram. Aynı zamanda en çok israfın olduğu bir bayram Kurban Bayramı. Küçük baş hayvan derileri, sakatatlar, kelle, paça işkembe ve bağırsaklar bu yıl da büyük ihtimalle ekonomik değerlendirme imkânı olmadığı gerekçesiyle kurban kesim yerlerinde çöpe gidecek veya toprağa gömülecek.
Rabbimize nâmütenâhi şükürler olsun ki, 2025 yılının Ramazan Bayramı'na da kavuştuk. Bir iki ay sonra da -inşallah- Kurban Bayramı'nı idrak etmiş olacağız. Her ne kadar edebiyat tarihlerinde “Ramazan Edebiyatı”, “Bayram Edebiyatı” diye böyle iki ayrı bölüm bulunmuyorsa da, ediplerimiz ve şairlerimiz kaleme aldıkları yazılarıyla, terennüm ettikleri şiirleriyle, hatta fıkraları ve hikâyeleriyle böyle bir edebiyatın varlığından bizi haberdar ediyorlar. Evet, Ramazan medeniyetinin yanı sıra bir de Ramazan edebiyatının mevcudiyeti âşikârdır. Bayram sevincini, bayram neşesini dile getiren bunca yazılı metinleri, başta “Bayramiye”ler olmak üzere sayısı belirsiz şiirleri nasıl görmemezlikten gelebiliriz?
Ramazan Bayramımız mı, Kandilimiz mi, Kurban Bayramımız mı? Biz Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllar da biliriz ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı. Memleketimize, herhalde, Beyoğlu'ndan giren, Haliç'i atlayarak Fatih'lere, Aksaray'lara, sonra Rumeli'ye ve Boğaz'ı aşarak önce Kadıköy'lere, Moda'lara ve sonra Üsküdar'lara ve oradan Anadolu'ya geçen bu bunak neyimiz olur: Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı, yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi? İstanbul'un Tepebaşı'ndan Adana'nın Tepebağı'na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir? Bir resmine bakarsanız Havarilere, öteki resmine bakarsanız düzenbaz kâhinlere benzeyen bu iskambil papazı, aramızda neyin nesidir... Bunu hiç merak ettiniz mi? Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O, Haçlı Seferlerinden kalma bir kılıç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor. O evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit* 'tir... Kardeşlerini mukaddes savaşa hazırlamaktan geliyor. O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra, kılığını değiştirmiş... Ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; çocuklarımızdan başlamıştır. Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi? Bırakın onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz... Sakalı elimde kaldı ve altından Lüsifer** çıktı.Bilirsiniz ki casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler. Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin yahut bırakın! Haç'ında çarmıha gereyim onu. Tehlikeyi sezer de, kendiliğinden gitmeye kalkarsa, çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak bir şeyimizi çalmıştır. *Piyer Lermit: İlk Haçlı seferinin düzenlenmesinde önayak olan papaz. **Lüsifer: Hıristiyan akidesinde şeytânı tasvir etmek için kullanılan bir isim. (Ârif Nihat Asya, Noel Baba, 1960)
Nebi (s.a.v.)'i dünyayı teşriflerinin kutlanması yüzyıllardır Müslümânlar tarafından icra edilen sünnetlerdendir. Bizzat Nebi (s.a.v.) Efendimiz, “Bu günde doğdum” buyurarak pazartesi günleri oruç tutmuştur. Hz. Ömer (r.a.) dönemine gelindiğinde ise okula giden öğrenci çocuklar için her yıl, Kurban Bayramında dört gün ve “mevlid gecesi” dolayısıyla da bir hafta tatil günü belirlenmiş ve Hz. Ömer (r.a.) bunu devam ettirenlere hayır duâda, kaldıranlara da bedduâda bulunmuştur. Bu gelenek son asırlara kadar devam etmiştir. Kurban ve Ramazan bayramları dışında İslam'da başka bir bayram olmadığı malumdur. Ancak mevlid günü bayramdan daha büyük ve önemlidir. Biz mevlidi bayram olarak isimlendirmiyoruz. Çünkü bütün bayramlar, saadetler ve İslam'la gelen bütün büyük günlerin güzellikleri mevlidle var oldu. Eğer Efendimiz (s.a.v.)'in mevlidi olmasaydı peygamberliği olmazdı, Kur'ân inmezdi, İsra ve Mi'rac olmazdı, Bedir zaferi olmazdı, büyük fetih (Mekke'nin fethi) gerçekleşmezdi. Bunların hepsi bütün hayırların kaynağı olan Sallallâhu Aleyhi ve Sellem'e ve O'nun doğumuna bağlıdır. Mevlid okunmasını bid'at olarak görenlere şunu söylüyoruz: “Biz O (s.a.v.) ile ferahladığımız ve sevindiğimiz için mevlidini kutluyoruz. Mü'min olduğumuz için de O'nu (s.a.v.)'i çok seviyoruz” Bu mübarek günde, oruç tutmak bol bol salavât getirmek, sevinç göstermek, ziyafetler tertib etmek, bu ziyafetlere katılmak, fakirlere bu günün şerefine sadakalar vermek ve Nebi (s.a.v.)'i öven şiirler okumak ve dinlemek Sâlih kimselerin âdetlerindendir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.), daha doğduğu andan itibaren övülmeye başlanmıştır: “Bana bu güzel ve zarif çocuğu veren Allâh'a hamd olsun!” diyen dedesi Abdulmuttalib'in, ve “Sen doğunca dünya ışığa büründü ve Sen'in nûrunla ufuklar aydınlandı.” diyen amcası Hz. Abbas'ın deyişleri bunlardan sadece birkaçıdır. Medîne'ye gelişinden sonra ise pek çok Sahâbî şâir O (s.a.v.)'i övmek için yarışmışlardır. (Seyyid Muhammed Alevî, Mevlid-i Şerîf'i Kutlamak, s.10-12)
Uzun süredir tedavi görmekte olan değerli Selçuklu tarihçisi Prof. Dr. Mikail Bayram Hoca'nın dâr-ı bekâya irtihalini bildiren haberini, Şehit İsmail Heniyye'nin cenazesi için Doha'ya indiğimiz dakikalarda öğrendik. Bu da öyle bir tevafuk. Doha'dan aynı gün dönüp ayağımızdaki şehit kabristanının tozuyla Mikail Bayram hocayı son yolculuğuna uğurlamak üzere Konya'ya yöneldik. Kendisine ve cenazesinde hazır bulunanlara İsmail Heniyye'nin cenazesi esnasında kulaklarımızda, haleti ruhiyemizde kalmış bütün duyguları, duaları, selamları ulaştırdık. Gördük ki Mikail hocanın duasına koşanların duygularında da Şehit İsmail Heniyye ile cenazesine koştukları sevgili hocalarına karşı duaları birbirine katışmış. Selçuk Üniversitesinde çalıştığım uzun yıllarda tanışmayı ve sohbetlerinde bulunmayı en büyük nimet bulmuş olduğum isimlerden biri de Mikail Hocaydı. Her zaman aynı şekilde yad ettiğim bir diğerini de yani, Sait Şimşek Hocayı da geçtiğimiz Kurban Bayramının 2. Gününde dâr-ı bekâya yolcu etmiştik. Konya'nın ilim ve irfan sahasında arka arkaya iki büyük yıldız kaymış oldu, benimse Konya ile hala devam eden en güçlü bağlarımdan ikisi. Mikail Bayram Hoca yıllarca çalıştığım aynı fakültenin Tarih bölümünde öğretim üyesiydi. Selçuklu araştırmaları konusunda Türkiye'de üstüne yok denilecek türden biri. Mükemmel Farsçası, Arapçası, Azerice, Kürtçe hatta Sâsânî dönemi Pehlevîce ve Osmanlıcasıyla Orta Çağ tarihçiliğinin gerektirdiği donanıma fazlasıyla sahipti. Daha önce de bir vesileyle yazmıştım, 13. yüzyıl Konya'sında ikamet etmekte olan 2500 hanenin bütün yerleşim planlarını, içinde yaşayan insanların künyeleriyle birlikte biliyordu. O yılların Konya'sı adeta zihninde kazınmış, sokak sokak, ev ev içinde geziniyor ve refakat edenlere rehberlik ediyordu Yıllarca Konya'daki Yusuf Ağa Kütüphanesinin belki de tek müdavimiydi. Kaç defa onu ararken orada bulmuşum, hatta aramazken, kütüphanenin yanından geçerken içeriye bir göz atmış orada bulmuşumdur. Oradaki binlerce tarihi yazma eseri didik didik etmiş, birçoğunu defalarca okumuş, üzerinde çalışmalar yapmıştı.
2009 yılında, İHH ile birlikte Sudan'ın ikinci büyük kenti olan Niyala bölgesine yardım için gitmiştik. Heyette Hürriyet gazetesinden Ersin Kalkan ve birçok sivil toplum örgütünde aktif görevli olan Anadolu Ajansı çalışanı Abdullah Zerrar da vardı. Kurban Bayramı namazı bir stadyumda kılındı. Sünnet olduğu üzere Afrika'da hala bayram namazlarını toplu kılan yerler var. Türkiye'den gelenler hariç, Niyala halkı beyaz giysiler içerisinde namaza durmuştu. Olağanüstü güzel bir atmosfer oluşmuştu. Türkiye'den 10 yardım kuruluşu Niyala'ya gelmişti. Namaz sonrası bütün yardım gönüllülerini bir araya getirerek toplu resim çekimi organize etmiştim. Deniz Feneri, İHH Yardımeli Derneği, Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı adına gelenler, Avrupa Milli Görüş'ten Hasene Vakfı ve birçok kuruluşun yanı sıra Kimse Yok Mu Derneği de neler olup bittiğini takip etmek için sahnede yerlerini almışlardı. Bir bayram sabahı, dünyanın öbür ucunda yüzlerce yardım gönüllüsünü Niyala'da görünce "Türkiye yardım kuruluşları eliyle küreselleşiyor" diye bir yazı yayınlamıştım. O yıllarda, Türkiye'nin misyon adımları hakkında sadece TİKA'nın faaliyetleri yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Afrika'nın bir ülkesinde Osmanlı'dan kalma tarihi bir cami onarımı, bir başka ülkede bir külliye; örneğin Balkanlar'da Kosova'nın ikinci büyük kenti olan Prizren'de Sinan Paşa Camii'nin onarılarak hizmete açılması gibi. Bugünlerde TİKA, Avrupa Birliği projelerine benzer birçok faaliyet göstermektedir. Bugün Türkiye'nin TİKA, MAARİF, Yunus Emre Enstitüsü ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTP) gibi oldukça etkili misyon kurumları var. Her biri ayrı ayrı konuşmaya ve yazmaya değer. Bu yazıda MAARİF Vakfı hakkında birkaç kelam edelim. 15 Temmuz darbe girişimi döneminde, FETÖ'nün bir casus şebekesi ve CIA adına Türkiye'de ve dünyada varlık gösterdiği iyice anlaşıldıktan sonra, Türkiye'de bu terör örgütü yasaklı örgüt ilan edilip terör örgütü muamelesi gördüğü dönemde, yurt dışındaki varlığı daha çok Türk okulları üzerinde devam ediyordu. Devlet adına dünyada bir etkinlik başlatılacağı zaman görev alacaklar için korku çok yüksekti. Nasıl olmasın ki; adamlar bir paralel terör devleti kuracak kadar güçlenmiş, devletin bütün imkânlarını kullanarak tutuklamadan cinayete ve tehditlere kadar neler yaptıklarını bilmeyen yoktu. 17-25 Aralık sürecinde, bugünkü Milli Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Tekin müsteşar olarak atandığında ne tür tehditlerle karşı karşıya olduğunun bizzat şahidiyim. O dönemde durumun ne olacağı belli olmadığından dolayı kimse FETÖ'ye dokunmak istemiyordu. Ancak bu hain yapının kökünü bilen, milli duruşa sahip ve şartlar ne olursa olsun bu yapının tehlikeli ve hain olduğuna inanan kişiler bu dönemde tavır koyabildiler. Hatta Gezi ve 17-25 Aralık dönemlerinde misyon sahibi insanlar daha çok Erdoğan'ın yanında dururken, siyaseti merkeze alanlar çaktırmadan bir mesafe koymuşlardı. Kaderin cilvesine bakın ki, darbe gecesi Erdoğan'ın ölümün üzerine yürümesinden dolayı. Darbe sonrası yaptığımız bir araştırmada, "Erdoğan'ın darbe gecesi tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık %95 olumlu buluyorum cevabı verilmişti.
Namazların içinde en üstün, en değerli, en fazîletli namaz, Cuma namazıdır. Haftanın günleri içinde en üstün, en değerli, en fazîletli gün Cuma günüdür. Cuma günü, Allâh (c.c.) indinde Ramazan ve Kurban Bayramı günlerinden daha değerlidir. Arefe günü (kurban bayramından önceki gün) ise Cuma gününden efdaldir. Fakat Ahmed b. Hanbel (r.âleyh) Hazretleri'ne göre Cuma günü arefe gününden de efdaldir. Ebû Hüreyre (r.a.)'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Muhakkak ki Allahü Teâlâ her Cuma günü altıyüz bin kişiyi affedip cehennemden âzâd eder.” Bir hadis-i şeriflerinde Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar: “Cuma günü veya gecesi vefat eden müslümana şehid sevabı verilir ve o kimse sıkıntılarından korunur.” (Tirmizî) Cuma gününde, hangi vakit olduğu belli olmayan bir zaman dilimi vardır. Bir kimse o vakitte Allâh (c.c.)'a dînî veya dünyevî bir ihtiyacı için duâ etse de bu duâsı o bilinmeyen vakte denk gelse, Allâh (c.c.) o kimsenin duâsını muhakkâk kabul eder ve istediğini hemen verir. Allâhü Teâlâ Âdem (a.s.)'ı Cuma günü ikindiden sonra yarattığı için, bazı âlimler Cuma günündeki o kıymetli vaktin Cuma günü ikindiden sonraki vakit olduğunu söylemişlerdir. Kadı lyaz (r.âleyh) bu vaktin, imamın minbere çıkıp oturmasıyla Cuma namazının farzını kıldırıp selâm vermesi arasındaki vakit olduğunu söylemiştir. Cuma gününe temiz elbiselerini hazır ederek Perşembe günü akşamdan hazırlan. O vakit, fazîlet bakımından Cuma günündeki zamanı bilinmeyen o değerli vakte denktir. (Huccetül İslâm İmâm Gazâlî (r.âleyh), Nasıl İyi Bir Kul Olunur?, s.244-247)
Dörtlü Masa bu haftaki bölümüne Yalçın'ın Kuşadası tatili, Euro 2024 heyecanı ve devam eden tatil planlarını konuşarak başlangıcını yaptı. Türkçe slow pop, geçmişte hoşlanılan hobiler, House of Dragon 2S1B (spoilersız), yılan eti, Kurban Bayramı ve daha fazlası...
Avustralya İslam toplumu Kurban Bayramı'nı kutluyor... Türkiyeli toplum için kurban bayramının sofradaki temsilcisi ise kavurma. Kurban etiyle veya kasaptan alacağınız etle kavurma pişirmenin sırlarını Melbourne'da yaşayan genç şef, Çağrı Ergin'den aldık.
Hafta içi Salı hariç her gün Avustralya doğu kıyıları saati ile 14:00 ile 15:00 arasında yayınlanan SBS Türkçe radyo programını artık reklamsız, müziksiz ve kesintisiz bir şekilde dinleyebilirsiniz.
Dörtlü Masa, 60. bölümünde masayı beşlemeye karar verdi. Bölüm tatil planları ve sohbet ile girizgah yaptı. En iyi dizi introları, Kurban Bayramı, olası dövme fikirleri, spor yorumcuları, duşta şarkı söyleme, kadınların ve erkeklerin plan sıklığı, fil vs. hipopotam ve daha fazlası...
Kapalı Çarşı, Mısır Çarşısı, Semt Pazarları Dünyaca ünlü Kapalıçarşı, İstanbul'un en kalabalık alışveriş merkezlerinden biridir. Mimarisi, yerleşimi, ürün çeşitleri ve tarihi ile İstanbul'un en önemli turistik mekânlarındandır. Sekiz girişi olan çarşının her bir kapısı, önemli tarihî eserlere açılır. Nuruosmaniye Camisi, Çemberlitaş, Bayezid Külliyesi, İstanbul Üniversitesi, Sahaflar Çarşısı bunlardan birkaçıdır. Şehrin antik dönemlerinden bu yana önemini korumuş bir bölgesine kurulan Kapalıçarşı, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461'de yaptırıldı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise genişletildi. 16. ve 17. yüzyılda yangın ve depremlerden zarar gören çarşı 1894 depreminde tamamen yıkıldı ve 1898'de yeniden yapıldı. 1943 ve 1954'te tekrar yanan Kapalıçarşı, bugünkü görünümünü bu yangınlardan sonra yapılan tamiratla kazandı. 30 hektardan fazla bir alana kurulu olan Kapalıçarşı, 61 sokak ve 3 ana bölümden oluşur. Çarşıda başta kuyumcular ve sarraflar olmak üzere antikacılar, silahçılar, halıcılar, dericiler gibi birçok esnaf faaliyet göstermektedir. Kapalıçarşı, bugün bir finans merkezi işlevini de görmektedir. Dünyanın her yerindeki para merkezleriyle 24 saat iletişim içindedir. Çarşıdaki birçok esnaf, aynı zamanda döviz işlemleri de yapmaktadır. Kapalıçarşı, pazar hariç her gün 07.00 - 19.00 saatleri arasında açıktır. Mısır Çarşısı Eminönü'nde, Yeni Cami'nin arkasında ve Çiçek Pazarı'nın yanındadır. İstanbul'un en eski kapalı çarşılarından olan Mısır Çarşısı, 1660 yılında Turhan Sultan tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Kâzım Ağa'dır. Çarşı, son olarak 1940-1943 yılları arasında İstanbul Belediyesi tarafından restore ettirilmiştir. Aktarlarıyla meşhur bu çarşıda, hâlen tabii ilaçlar, baharat, çiçek tohumları gibi ürünlerin yanı sıra, kuruyemiş, şarküteri ürünleri ve gıda maddeleri satılmaktadır. Mısır Çarşısı, pazar günleri kapalıdır. Semt Pazarları İstanbul'un hemen her semtinde, kurulduğu semtin ya da kurulduğu günün adıyla anılan semt pazarları vardır. Bu pazarlarda çok sayıda tezgâh yan yana kurulur ve gıdadan tekstile, ev eşyasından canlı hayvana kadar bütün ihtiyaç maddeleri satılır. Bu pazarlar, şehir kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Satıcılarıyla, görüntüsüyle, deyimleriyle, satış yöntemleriyle, ilginç bir İstanbul zenginliğini yansıtırlar. İstanbul'un en ünlü ve en eski pazarlarından biri, Çarşamba Pazarı'dır. Fatih'te, aynı isimli semtte, çarşamba günleri kurulan pazar, 36 sokak ve 4 caddeye yayılır. Salı Pazarı, Anadolu Yakası'nda, Kadıköy'de Eski Kuşdili Çayırı üzerinde salı günleri kurulan önemli bir semt pazarıdır. Beşiktaş ilçesinde cumartesi günleri kurulan Beşiktaş Pazarı da büyük pazarlardandır. Ulus'ta, perşembe günleri kurulan Ulus Pazarı ise İstanbul'un en yeni semt pazarlarındandır. Çiçek Pazarı, Eminönü'nde, Mısır Çarşısı'nın arkasına kurulur. Hafta sonları da açık olan pazarda bitki, çiçek ve süs hayvanları satılır. Koç Pazarı, Kurban Bayramı öncesinde Topkapı'da açılır. Kurbanlık hayvan satışı yapılır. Gül Pazarı ise gül mevsiminde Eyüp'te kurulur.
Bayramlarımız Hayatımızda bizim için özel olan günler vardır. Dinî ve millî bayramlar, doğum günü, Anneler Günü, Babalar Günü, mezuniyet töreni, okuma bayramı, öğretmenler günü, evlilik yıl dönümü ve düğünler bunlardan bazılarıdır. Ülkemizde kutladığımız millî bayramlarımız da vardır. Cumhuriyetin ilan edildiği gün olan 29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'nı; Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı 19 Mayıs'ta Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı; 30 Ağustos'ta Zafer Bayramı'nı ve 23 Nisan'da Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlarız. Millî bayramlarda “Bayramınız kutlu olsun.” deriz. Millî bayramları, coşku içinde kutlarız. Her yeri bayraklarla süsleriz. Okullarda kutlama programları hazırlarız. Tören alanlarında yapılan gösterilere katılırız. Ülkemizde kutlanan iki tane dinî bayramımız vardır. Bunlar Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı'dır. İki bayramın kutlanma şekilleri birbirine benzemektedir. Ramazan Bayramı'na günler kala bayram hazırlıkları başlar: Evlerde bayram temizliği yapılır, tatlılar ve yemekler hazırlanır. Bayramlık elbiseler ve bayram şekeri alınır. Bayramın bir gün öncesi olan arife günü topluca kabir ziyaretlerine gidilir. Bayram sabahı erkekler bayram namazı kılmaya giderler. Bayram namazından sonra cami önünde bayramlaşılır. Daha sonra herkes evine döner ve bütün aile fertleri bayramlaşır. Herkes birbirine “Bayramınız mübarek olsun.” der. Küçükler büyüklerin ellerinden, büyükler de küçüklerin gözlerinden öper. Büyükler, küçüklere bayram harçlığı verir. Çocuklar, kahvaltıdan sonra evleri gezerler. Ev sahipleri, çocuklara şeker veya çikolata ikram eder. Ailecek akrabalar ve komşular ziyaret edilir. Kurban Bayramı hazırlıkları Ramazan Bayramı'na göre daha yoğundur. Kurban Bayramı'nda kurbanlık hayvan alınır. Bazı aileler tek başlarına, bazı aileler ise birleşerek kurban keserler. Bayramın ilk üç günü kurban kesimi yapılır. Kurban kesildikten ve etler paylaşıldıktan sonra kurban kesemeyenlere etlerin bir kısmı dağıtılır. Ramazan Bayramı'nda olduğu gibi ziyaretler yapılır. Dostluklar pekiştirilir. Küskünler barıştırılır. Böylece bayramlar, toplumda huzura ve mutluluğa vesile olur. Murat Cuma
Kurban Bayramı tatilinde Türkiye'de siyasete sessizliğin hâkim olduğunu belirten gazeteci Yavuz Oğhan, Merhan Yanardağ'ın tutuklanması, Wagner isyanı ve CHP'deki değişim çağrılarının yaygınlaşmasını SBS Türkçe için değerlendirdi.
M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 2 Aralık 1976'da Bornova'da Kurban Bayramı münasebetiyle yaptığı dua...
Kurban Bayramı, 13 Aralık 1975 – MANİSA Işığa Doğru - 8 FEDÂKÂR GÖNÜLLER - Kurban Bayramı'nın mânâ ve ehemmiyeti... - Kurban Bayramı'nda getirilen tekbirlerin önemi... - Kurban Bayramı'nda bizden istenen fedakârlıklar... - Kurban Bayramı'nın iki önemli yönü vardır: a- Fedakârlık - Kurban Bayramına “Udhiyye” denir. Bu, fedakârlık mânâsına gelir. İnsanlar mukaddes bildikleri dava uğrunda seve seve mallarını, mülklerini feda ederler. - Uhud savaşı öncesi Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi vesellem gördüğü rüya ve Uhud meydanında ashabın (r.anhüm) yaptığı fedakârlıklar.... b- Nefsini Hesaba Çekme - Nimetlerin farkına varmamızın en güzel yolu, devamlı muhasebe içinde olmaktır. - Konuyla alâkalı olarak “Sigaya çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekin.” hadisi izah ediliyor. - Amr İbn As'ın (r.a.) Hudeybiye anlaşmasından sonra Müslüman oluşu.. Afrika'yı fethi.. ve vefat ederken yaptığı o müthiş nefis muhasebesi... - Dua
To enjoy all 120+ episodes, please subscribe on https://anchor.fm/turkish-learners-network/subscribe We publish new episodes weekly! Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Karargâh: Headquarters Yetkili: Authorized (person, etc.) Üye: Member Başvuru: Application Eylem: Action/Protest Gerilim: Tension/Suspense Bugün 30 Haziran 2023 Cuma. Please support us by subscribing to our podcast. Our first-ever and the three most recent episodes will be open to everyone. By subscribing, you can access our entire archive on your preferred podcast app. Doing so costs only 3 dollars a month; and motivates us to continue making this podcast. If you don't want to subscribe just yet, you can still help us by rating or reviewing us on your app. İsveç'in NATO Üyeliği Türkiye ve İsveç arasında NATO üyeliği konusunda üst düzey bir toplantı olacak. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, bu toplantıyı geçen pazartesi açıkladı. Ancak toplantının yeri ve saati bilinmiyordu. Bu toplantının 6 Temmuz'da Brüksel'deki NATO Karargâhı'nda olmasına karar verildi. Brüksel'deki toplantıya Türkiye, İsveç ve Finlandiya'dan üst düzey yetkililer katılacak. 11-12 Temmuz'da Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta NATO Zirvesi var. NATO Zirvesi'ne Finlandiya ilk kez NATO üyesi olarak katılacak. NATO bu zirvede İsveç'i üye yapmak istiyor. Çoğu NATO ülkesi İsveç'in NATO üyelik başvurusunu onayladı. Sadece Macaristan ve Türkiye henüz onaylamadı. Macaristan medyası İsveç'in üyeliğinin bu yaz onaylanmayacağını iddia etti. Ancak Macaristan bu konuda henüz resmî bir açıklama yapmadı. Türkiye İsveç'in teröre karşı gerekli adımları atmadığını düşünüyor. NATO İsveç'in yeterince adım attığını savunuyor. İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström'e göre, İsveç sözlerini tuttu. ABD Dışişleri Bakanlığı, Macaristan ve Türkiye'ye İsveç'in başvurusunu onaylama çağrısı yaptı. Çarşamba günü, Kurban Bayramı'nın ilk gününde, İsveç'in başkenti Stokholm'de bir kişi Kuran yaktı. Stokholm'deki Kuran yakma eylemi için Stokholm polisi izin verdi. Birçok ülke bu olayı eleştirdi. Bu eylem, Brüksel'deki toplantı öncesi Türkiye ve İsveç arasında gerilim başlattı. Türkiye, Kuran yakma eylemine sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, eylemi kabul edilemez olarak değerlendirdi. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
İstanbul halkının bayramda şehri terketmesi üzerine konuşuyoruz. Trafikteki azalma, restoran ve kafelerin boşluğu üzerine ne kadar rahatladığımızı tartışıyoruz. 9 günlük tatilin bize hissettirdiklerini inceliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Emin: [0:20] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ufak bir aradan sonra tekrar geri geldim. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:29] İyiyim Emin. Teşekkür ederim. Sen nasılsın? Sesin kötüydü geçen haftalarda, şimdi daha iyi gibi geliyor. Emin: [0:35] Evet daha iyiyim. Yani iyileştim tam anlamıyla. Bensiz nasıldı? Cihat: [0:41] Güzeldi. O hafta tam üniversite sınavı olduğu için onları konuşmak bayağı keyifliydi Feyza'yla. Tekrar teşekkür ediyoruz katıldığı için programa. Onu da tekrar konuk alırız. Onur ve Feyza böyle şey konuklarımız olur gibi hissediyorum... Düzenli konuklar. Emin: [0:55] Evet. Almak istediğimiz başka konuklarımız da var bu arada. Sadece bazı teknik sebeplerden ötürü alamıyoruz. Editörümüz Emine ablam, YouTube videolarımızın diğer ekran yüzlerinden Berkin... Cihat: [1:06] Evet, Emine ablayı yine aldık da... Berkin'i hiç almadık. Emin: [1:08] Evet. Emine ablamı daha iyi bir mikrofon ekipmanıyla bir daha almak istiyoruz. Berkin de yine aynı şekilde mikrofon bekliyor. Biraz ses kalitesine önem verdiğimiz için onların o şekilde katılmasının bekliyoruz şu anda. Cihat: [1:21] Hadi bakalım. Önümüzdeki bölümlerde onları da görmek istiyoruz aramızda. Emin: [1:24] Aynen öyle. Bu bölümümüzün konusu İstanbul'un aslında ne kadar yaşanabilir bir şehir olduğu. İki gün sonra Kurban Bayramı var. Ama siz bunu dinlediğinizde Kurban Bayramı'nın üçüncü günü olmuş olacak. Neredeyse İstanbul'un yüzde ellisi gitmiştir diyebilir miyiz Cihat? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 31 Ekim 1979 tarihli Kurban Bayramı Vaazı
Günün en sıcak ve çarpıcı gelişmelerini bulabileceğiniz FOX Ana Haber, deneyimli gazeteci Gülbin Tosun'un sunumuyla podcast yayınlarında sizlerle buluşuyor! FOX Türkiye Resmi Web Sitesi: www.fox.com.tr Facebook: https://www.facebook.com/foxhaber Twitter: http://www.twitter.com/FOXhaber Instagram: https://www.instagram.com/FOXhaber
ÜMİTLE RABB'E YÖNELİŞ l 31 Ekim 1979 Kurban Bayram Vaazı by Çınar Medya
Bu dua, M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 13 Temmuz 1989'da Üsküdar Valide-i Cedid Camii'nde Kurban Bayramı münasebetiyle yapmış olduğu duadır.
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Üniversite sınavına hazırlanma dönemine dönüyoruz. ÖSS, YGS, LYS, TYT, AYT… Üniversite tercih edebilme hakkımızı ve dolayısıyla geleceğimizi belirleyen bu sınavların, genç yaşımızda bizi nasıl etkilediğini konuşuyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Show Notes Sınav filmi: https://www.imdb.com/title/tt0826631/?ref=extshr_lnk Okul filmi: https://www.imdb.com/title/tt0387462/?ref=extshr_lnk "Tamam, bayan yetiştin" videosu
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Hayırlı iftarlar! Ramazan ayının Türk kültüründe ve hayatımızda nasıl bir yere sahip olduğunu inceliyoruz. Oruç, sahur, iftar gibi Ramazan ayında yapılması gerekenleri konuşuyoruz. Ramazan bayramının yapı taşlarını tartışıyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Müzik Emin: [0:26] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin. Bugün her zaman olduğu gibi Cihat'la beraberiz. Nasılsın Cihat? Cihat: [0:36] İyiyim Emin teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:39] Ben de iyiyim. Teşekkür ederim. Bugün, bildiğin üzere, ramazan ayının kaçıncı günü oluyor? Bildiğin üzere dedim ama ben de bilmiyormuşum. (Dördüncü günü galiba.) Evet, dördüncü günü galiba. Ramazan ayı aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin kullanmış olduğu miladi takvimde bulunmayan bir ay. Hicri takvimde bulunan bir ay. Ramazan ayının bize öneminden bahseder misin? Türkiye için neden ramazan ayının önemi var? Ramazan ayında neler yapılıyor bize anlatır mısın? Cihat: [1:14] Tabii. Yani aslında şöyle başlamak lazım diye düşünüyorum: Bizim iki tane önemli dini bayramımız var. Biri Ramazan Bayramı, biri de Kurban Bayramı. Şu an ramazan ayı içerisindeyiz. Otuz gün sürecek bu. Tam olarak otuz gün oluyor mu emin değilim ama bir ay sürüyor diyelim. (Yirmi dokuz gün.) Aynen. Sonrasında da bayramını kutlayacağız. Şeker Bayramı diye de geçiyor yanlış bilmiyorsam. Bu ayın bizim için önemi şu, bizim en önemli kültürel etkinliğimiz, tüm toplumun ortak olarak paylaştığı şey bu ayda bizim oruç tutuyor olmamız. Ne demek istiyorum? Sabah ezanıyla yani Güneş doğmadan hemen önce ile Güneş batana kadar arasında yemek yemediğin ama bunun dışında akşam boyunca yemek yiyebildiğin bir dönem. Bu böyle çok inançlı olmayan insanların bile yaptığı bir şeydir oruç tutmak. Çünkü dediğim gibi, kültürel bayağı önemli bir yanı var bence. Hem onu paylaşıyoruz toplum olarak genellikle bu ay içerisinde hem de camilerin üzerine asılan yazılar olur ya... Neydi adı? Anımsamıyorum. Bir ismi var onların. Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
İzmir, Bornova Merkez Camii - 2 Aralık 1976 İnsan; Mevlâ'nın kendisine ihsan ettiği şeyleri O'na yükselebilmek için, O'nun yolunda kullandığı nispette terakki eder. Cenab-ı Hakka vasıl olan her yol, temelinde ona karşı bir hasbilik, bir fedakârlık bir feragat gerektirmektedir... Mevlâ nimetini tastamam vermiş, hiçbir şeyi eksik bırakmamış... Gözü vermiş, görebilmemiz için de Güneş'i var etmiş... Ağzı lütfetmiş, tadabilmesi için uygun yiyecekler yaratmış... Hasılı verdiği şeylere uygun, istifade edilecek şeyler yaratmış. Bize düşen, bu marifet sofrasından bizden istenildiği ölçüde istifade etmesini bilmek... Kurban Bayramı, Hz. İbrahim'in fedakârlığıyla açılmış, başlamış bir kapının adıdır. Bu bayramda inananlar, kurban kesmek, para sarf edip hacca gitmek suretiyle fedakârlar topluluğuna katılmak isterler...
Kurban Bayramı, 13 Aralık 1975 – MANİSA FEDÂKÂR GÖNÜLLER - Kurban Bayramı'nın mânâ ve ehemmiyeti... - Kurban Bayramı'nda getirilen tekbirlerin önemi... - Kurban Bayramı'nda bizden istenen fedakârlıklar... - Kurban Bayramı'nın iki önemli yönü vardır: a- Fedakârlık - Kurban Bayramına “Udhiyye” denir. Bu, fedakârlık mânâsına gelir. İnsanlar mukaddes bildikleri dava uğrunda seve seve mallarını, mülklerini feda ederler. - Uhud savaşı öncesi Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi vesellem gördüğü rüya ve Uhud meydanında ashabın (r.anhüm) yaptığı fedakârlıklar.... b- Nefsini Hesaba Çekme - Nimetlerin farkına varmamızın en güzel yolu, devamlı muhasebe içinde olmaktır. - Konuyla alâkalı olarak “Sigaya çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekin.” hadisi izah ediliyor. - Amr İbn As'ın (r.a.) Hudeybiye anlaşmasından sonra Müslüman oluşu.. Afrika'yı fethi.. ve vefat ederken yaptığı o müthiş nefis muhasebesi... - Dua
Medyascope Podcast'ten herkese merhaba. Hafta Sonu Yazıları köşemizde yayınlanan yazılarımızın seslendirmesiyle karşınızdayız. Kemal Can'ın "Doktor cinayeti ve Kurban Bayramı" başlıklı yazısını Gökçe Çiçek Kösedağı sizler için seslendirdi. Beğenerek dinlemenizi umuyoruz.
İlahi Rahmet Tecellileri l Kurban Bayramı Vaazı 1976 by Çınar Medya
Kurban Bayramı Duası 1976 l Bir Yakarış by Çınar Medya
Medyascope Podcast'ten herkese merhaba. Hafta Sonu Yazıları köşemizde yayınlanan yazılarımızın seslendirmesiyle karşınızdayız. Burak Bilgehan Özpek'in "Bizler için Ramazan, Pegasus için Kurban Bayramı" başlıklı yazısını Gökçe Çiçek Kösedağı sizler için seslendirdi. Beğenerek dinlemenizi umuyoruz.