POPULARITY
Bundan birkaç yıl önce bir sempozyum vesilesiyle Van'a gittim. Sağ olsun oradaki arkadaşlarımız tam bir misafirperverlik örneği sergilediler. Bizi ağırladılar, gezdirdiler ve pek çok kıymetli insanla tanıştırdılar. Gittiğimiz günün ertesinde sabah kahvaltısı için Van'da “Kahvaltıcılar Sokağı” olarak maruf bir mekâna gittik. Yanlış hatırlamıyorsam sokakta üç dükkân vardı ve hepsi de gayet rahat, güzel ve temiz görünüyordu. Fakat sokağın girişinde üç delikanlı otobüs terminallerindeki çığırtkanlar gibi “abi buraya gel, abi buraya gel” diye rahatsız edici bir ısrarla müşterileri davet ediyorlardı. Hakikaten mekânın nezâhetine de halel getiren bir görüntü oluşuyordu. Neyse bizi ağırlayan arkadaşların uygun gördüğü bir yere oturduk. Sonra girişte ısrarlarıyla müşterileri darlayan çalışanlardan birini çağırdım ve “Kardeşim zaten topu topu üç dükkan var burada, gelen müşteri bakıp mutlaka birine girecek. Kim söylüyor size böyle gelenleri darlayıp rahatsız edecek şekilde çağırmanızı?”. Arkadaş gayet ciddiyetle yılın sözünü söyledi: “He abi keşke Tayyip Erdoğan bu işe bir el atsa”.
Barış sürecine çomak sokmak isteyenler türlü türlü. Suretleri farklı sadece. Süreci bozmak isteyenler sadece dış güçler değil.
Easy Turkish: Learn Turkish with everyday conversations | Günlük sohbetlerle Türkçe öğrenin
Yeni nesil çok saygısız! Peki eski nesil yeterince saygılı mı? Yoksa saygı anlayışı mı değişti? Belki de sorun saygıyı nasıl öğrettiğimizle ilgilidir. Emin ve Onur'un saygı meselesi hakkındaki değerlendirmelerini bu bölümümüzde dinliyoruz. Interactive Transcript and Vocab Helper Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership Transcript Intro Emin: [0:24] Herkese merhaba. Easy Turkish Podcast'in yeni bölümüne hepiniz hoş geldiniz. Ben Emin, bugünkü bölümümüzde Onur'la beraberiz. Nasılsın Onur? Onur: [0:34] İyiyim Emin, teşekkür ederim. Sen nasılsın? Emin: [0:36] Ben de iyiyim. Nasıl gidiyor, ne yapıyorsun? Kurban Bayramı nasıl geçti? Onur: [0:39] İyidir. Bu podcasti kaydettiğimiz dönemde bayramdayız, biliyorsun. Güzel geçiyor bayram. Hareketli geçiyor yani. Ziyaretler miyaretler olsun falan... Güzel. Senin bayramın nasıl geçiyor? Emin: [0:51] Benim de aynı şekilde. Buradan tüm Easy Turkish dinleyicilerinin, İslam âleminin bayramını kutlayalım. Tabii siz bu bölümü dinlediğinizde bayramın üzerinden bir hafta geçmiş olacak ama gecikmeli de olsa bayramınızı kutlayalım. Onur: [1:06] Herkese hayırlı bayramlar diyelim. Emin: [1:08] Evet. Ne yaptın? Bir yere gittin mi Onur? Onur: [1:11] Yani Mudanya'ya gittim öyle... Çok şehir dışına falan çıkmadım. Sadece bir dedemleri ziyarete gittim. Onun dışında buradaydım genelde ama gelen giden çok oldu. Onun dışında yani ben genel olarak sabittim bu bayramda. Emin: [1:25] Seviyor musun kalabalık bayramları? Onur: [1:27] Seviyorum da hani kalabalığın da bir şeyi var sonuçta... Bir yerden sonra usandırma durumu var ya... Emin: [1:34] Bir yoruculuğu var. Onur: [1:36] Tabii. Emin: [1:36] Aynen doğru. Evet. Tabii bu bayram ziyaretleri aslında içinde büyüklere saygıyı da barındırıyor. (Evet.) Bugünkü konumuz da biraz da saygı kavramıyla alakalı. (Evet.) Türkiye'de saygının bence günümüzde hâlâ çok önemli bir yeri var. Giderek Türkiye'de de, özellikle dünyada da önemini sanki yitiren bir kavram gibi geliyor bana saygı. Bununla ilgili yorumun nedir, ne düşünüyorsun? Support Easy Turkish and get interactive transcripts and live vocabulary for all our episodes: easyturkish.fm/membership
Die Jazz Gitti im persönlichen Talk mit Alice Herzog über ihren Weg von der Gastronomie auf die Bühne, warum sie gut über sich selbst lachen kann und die LIebe ihres Lebens.
İnsan kaçakçılığı, şantaj, tecavüz, saldırı ve cinsel gasp gibi suçlamalarla yargılanan, tutuklanmasına yol açan partileriyle ünlenen ABD'li rapçi P Diddy'nin mahkemesi başladı. Diddy'nin duruşmalarını Elif Key ve Zeynep Ocak yorumluyor.
Sarsıcı düşüş Liderlik gitti.. Darbe kendi tabanından.. Tarık Toros Manşet 4 Haziran 2025
Semih Sakallı sordu, her hafta olduğu gibi Atilla Yeşilada anlattı. Bu sefer yüzde 100 ekonomi yorumlarıyla nam-ı değer FÖŞ karşınızda. İyi seyirler...
Türkiye ve İran, diplomatik temsilcilerini karşılıklı olarak Dışişleri Bakanlıklarına davet etti. Bu pek alışılageldik bir durum değil. Bundan önce Ankara'dan Tahran'a bir dosya gittiğini öğrendim. Bunlar olurken Lazkiye'de, Esad yanlıları Şam yönetimine isyan bayrağı açtı. Şam, ilk sınavında sahayı kontrol etmekte zorlandı. Ülkede kaos arayan aktörleri sevindirecek görüntüler ortaya çıktı. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Neler oluyor? Araştırdım.
Construir uma marca forte vai muito além de ter um bom produto ou serviço. A experiência que o cliente tem com a marca, em cada ponto de contato, define se ele vai lembrar, recomendar e, principalmente, voltar a comprar. No episódio #234 a gente conversou com o Ale Gitti,do Mooca Buns ,sobre experiência do cliente e de como marcas bem construídas criam conexões reais, aumentam vendas e podem se tornar referências no mercado.Conta pra gente o que você faz pra deixar sua marca no coração dos clientes?
Şirin Payzın ve Murat Sabuncu gündemi değerlendirdi.19 Şubat 2025 yayını
In “Perfekt Geweckt” haben wir heute bekanntgegeben, dass Grein diese Woche den Gemeindesong bekommt. Wir haben wieder 500 Euro Urlaubsgeld ausgespielt. Und wir haben wieder bei Gitti's Schirmbar vorbeigeschaut.
In “Perfekt Geweckt” haben wir heute bekanntgegeben, dass Grein diese Woche den Gemeindesong bekommt. Wir haben wieder 500 Euro Urlaubsgeld ausgespielt. Und wir haben wieder bei Gitti's Schirmbar vorbeigeschaut.
In “Perfekt Geweckt” haben wir heute wieder 500 Euro Urlaubsgeld ausgespielt. Wir haben bei Gitti's Schirmbar vorbeigeschaut. Und wir haben eine neue Frage der Moral besprochen.
In “Perfekt Geweckt” haben wir heute wieder 500 Euro Urlaubsgeld ausgespielt. Wir haben bei Gitti's Schirmbar vorbeigeschaut. Und wir haben eine neue Frage der Moral besprochen.
In “Perfekt Geweckt” haben wir heute gehört, wie Andy die Krankheitsvertretung als Fahrlehrer gemacht hat. Und wir haben wieder bei Gitti's Schirmbar vorbeigeschaut.
In “Perfekt Geweckt” haben wir heute gehört, wie Andy die Krankheitsvertretung als Fahrlehrer gemacht hat. Und wir haben wieder bei Gitti's Schirmbar vorbeigeschaut.
2020 betritt Gründerin Jennifer Baum-Minkus die TV-Studios von "Die Höhle der Löwen". Am Ende passiert etwas, das es bei der VOX-Show so zuvor noch nie gab: Alle Investoren wollen einen Deal mit Jennifer. Geschafft hat sie das mit Nagellack aus natürlichen Inhaltsstoffen und ohne fiesen Geruch. Der Deal mit den Löwen kommt am Ende wegen unterschiedlicher Vorstellungen zwar nicht zustande, aber die Gründerin startet trotzdem durch. Die Produkte ihres Startups gitti Conscious Beauty sind mittlerweile einer großen Masse bekannt. Mehr als 2,5 Millionen Produkte wurden seit der Gründung verkauft. Neben Nagelfarben gibt es auch Mascara, Lidschatten, Lippenstifte und vieles mehr. Zuletzt hat das Startup rund 1,5 Millionen Euro durch Crowdinvesting eingesammelt, um zu wachsen und zu expandieren.Wie kann ein kleines Startup in einem so hart umkämpften Markt wie der Beauty-Branche bestehen? Warum setzen die großen Beauty-Player nicht auf natürliche Inhaltsstoffe? Woher kommt der Hype um Naturkosmetik? Antworten gibt Jennifer im Gespräch mit Janna. Zudem verrät sie, mit welchem neuen Produkt sie den Markt aufmischen will und wie wichtig der Partner bei einer Gründung ist.Bei dieser Folge handelt es sich um einen Re-Upload. Das Gespräch mit Jennifer Baum-Minkus haben wir erstmals am 23.07.2024 ausgestrahlt."Startup - jetzt ganz ehrlich" - der Podcast mit Janna Linke. Auf RTL+ und überall, wo es Podcasts gibt: Amazon Music, Apple Podcasts, Spotify, RSS-FeedUnsere allgemeinen Datenschutzrichtlinien finden Sie unter https://datenschutz.ad-alliance.de/podcast.htmlUnsere allgemeinen Datenschutzrichtlinien finden Sie unter https://art19.com/privacy. Die Datenschutzrichtlinien für Kalifornien sind unter https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info abrufbar.
Rüya gibi olmaz mı? İnsan öldürmekten, ülke karıştırmaktan, ajanlık faaliyeti yapmaktan bıkıp usanmayan Safevi Şia'sının ve Pers üstünlüğüne dayalı İran emperyalizminin cora giden, cora giderken de ardında neredeyse 30 yıldır süren bir yıkımdan başkasını bırakmayan Şii hilali hayalinin ardından bölgede doğacak bir Sünni dolunayı öyle böyle değil, bütün hikâyeyi değiştirebilecek kudrette bir “tarih kırılması” olur.
Günün en sıcak ve çarpıcı gelişmelerini bulabileceğiniz; güvenilir, tarafsız ve kaliteli haberin adresi NOW Ana Haber; deneyimli gazeteci Selçuk Tepeli'nin sunumuyla izleyicileriyle buluşuyor. Sıradanlaşmış bültenlerden çok daha farklı, interaktif bir sunum ile izleyiciye aktarılan NOW Ana Haber, her gün 19.00'da NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: X: https://twitter.com/nowhaber Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber.tr Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr/ Podcast: https://anchor.fm/now-haber
Tarık Toros | Esad gitti, Ankara şaşkın! Şimdi ne olacak? | 09.12.2024 by Tr724
Günaydın! Ben Mert Gümüş. Medyascope'un podcast'i Güne Başlarken'de, günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım.
Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüz yetmiş birinci bölüm sizlerle. Yaz aramızdan geri döndük ve yeni bölümümüzle altıncı sezonumuzu en sonunda başlatıyoruz. İlk bölüm olduğu için, biraz ağır takılmak istedik ve hemen popüler gündem konularına dalmadık. Biraz kendimizden bahsettik. Geçen yaz ne yaptık? Nasıl geçti? Enteresan bir şey oldu mu? Bunları düşünürken, bu yaz gittiğimiz konserlerden söz ettik. Ardından da gitmeyi istediğimiz ama maalesef bilet alma konusunda henüz bir başarı sağlayamadığımız konser serisinden konuştuk. Tabii ki Oasis'ten... Önümüzdeki yıl sınırlı sayıda konser için tekrar bir araya gelmeye karar verdiğini açıklayan Oasis grubu tüm dünyada müthiş bir heyecan yarattı. Çeşitli şehirlerde olacak bu konserlerden herhangi biri için yer bulmaya çalışırken ne kadar uğraştığımıza ve üstüne üstlük bu kadar çabaya rağmen başarı sağlayamadığımıza değindik. Son olarak 2024 yazı boyunca en çok hangi kitapların okunduğunu, raflarda, masalarda, şezlonglarda en çok hangi kitapları gördüğümüzü konuştuk
Descubra a fascinante história de Alexandre Gitti, do Mooca Buns e seus deliciosos Cinnamon Rolls!
13 Temmuz gecesi yalnızca Türkiye'de değil, tüm Dünya'da Donald Trump Trend Topic'ti. Trump'ın gümbür gümbür gelişi Avrupa-ABD 68'inin de gidişini temsil ediyor olmasın! Bu bölümde Trump'ın gelişi neyin gidişi diye sorduk.------- Podbee Sunar -------Bu Podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'in klinik psikologlarıyla ücretsiz tanışma görüşmeleri yapmak ve terapi seanslarınızda pod10 koduyla %10 indirimden faydalanmak için. tıklayın. Bu Podcast, Agesa hakkında reklam içerir. AgeSA BES ile Yatırımda Rahat Edin. Yüksek kazançlı geniş fon seçenekleri, %30 Devlet Katkısı ve Finansal Danışmanlık AgeSA'da. Yatırımlarla ilgili daha iyi hissetmek için. tıklayınız.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Türkiye'den ve dünyadan gelişmeler Çalar Saat Hafta Sonu'nda! Hafta içi meydana gelen tüm olayları özetleyen ve canlı bağlantılarla süslenen "Çalar Saat Hafta Sonu" Her Cumartesi ve Pazar 08.30'da NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber.tr X: https://twitter.com/nowhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr
Zeynep Ocak canlı yayında canı ne isterse onu konuşuyor.
Kısa Dalga'dan herkese merhaba… Demet Bilge Erkasap'ın gündemin öne çıkan gelişmelerinden derleyerek hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'e başlıyoruz... Kısa Dalga Daily'yi her akşam e-postadan okumak için tıklayın
Birleşmiş Milletler verilerine göre Gazze Şeridi'ndeki konutların yüzde 72'si yok oldu. Hamas en son ateşkes teklifini görüşmeye hazırlanırken ABD üniversitesindeki protesto kampları polis zoruyla dağıtılmaya başlandı.
Yerel seçimlere hızla giderken en çok tartışılan adaylardan biri de “Komünist Başkan” Fatih Mehmet Maçoğlu oldu. Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde Sosyalist Meclisler Federasyonu ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından ‘Kadıköy Halk Dayanışma Adayı' olarak aday gösterildi. Maçoğlu'nun adaylık sürecini, yerel seçim çalışmalarını ve planlarını konuştuk. Seçime yaklaşık 10 gün kala gelen tepkilere değinen Maçoğlu, “Gittiğimiz yerlerde ‘başkanım kaybederseniz siyaseti bırakır mısınız, üzülürüz? ‘ diyen de var, ‘doğru bir karar aldınız, bu ülkenin kötü gidişatını durdurmaya yönelik bir program olduğunu hissediyoruz' gibi yorum yapan insanlar var. Bu anlamıyla da tam tersi Kadıköy'de iyi bir sempati ve motivasyon var. Sokaklarda gezdiğimde hiç kaygı duymuyorum. Korkumuz yok, kaygımız yok, utanacak bir yanımız yok. Bizim geçmişimiz temiz, tarihimiz temiz. Biz sokağa indiğimizde ‘helal olsun, çalmıyorsunuz, çırpmıyorsunuz, aferin üretiyorsunuz' diyorlar" dedi.
Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu ‘Bülten'de... Kısa Dalga'nın günlük haber bülteni Daily'e abone olun, olan biteni temiz, net, sade haberlerle öğrenin. Kayıt için buraya tıklayın... Podcastler, günlük haberler ve araştırma dosyaları ile iyi gazetecilik yolculuğunda Kısa Dalga'ya katkıda bulunmak istiyorsanız bizi destekleyin.
Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'de…
Seçim 2024'te Melis Konakçı moderatörlüğünde akademisyenler Emre Erdoğan ve Berk Esen açıklanan adayların yarattığı çalkantıları ve seçimin hikayesinin ne olacağını tartışıyorlar.00:00 Açılış00:33 İzmir'deki CHP adayları ve Hacer Foggo'nun aday gösterilmemesi - CHP'nin halinin değerlendirilmesi (Emre Erdoğan)03:18 Parti içi sürtüşmeler seçime nasıl yansır? (Emre Erdoğan)05:10 CHP'de son durum - Sert bir sezon finali olur mu? (Berk Esen)17:32 İYİ Parti afiş meselesi - İBB afişleri engelledi mi? (Emre Erdoğan)24:55 İYİ Parti'nin tavrı seçmene nasıl yansır? (Berk Esen)40:48 Yeniden Refah Partisi hangi seçmen tabanına hitap ediyor? (Emre Erdoğan)47:27 Yeniden Refah Partisi İstanbul'da aday çıkartır mı? (Berk Esen)56:30 Yeniden Refah Partisi İstanbul'da aday çıkartır mı? (Emre Erdoğan)
Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'de…
Sendungshinweis: FM4 Projekt X, 26.1.2024, 0 Uhr
Lange Zeit wurde angenommen, dass eine Aufmerksamkeitsdefizit-Hyperaktivitätsstörung bei biologischen Mädchen und Frauen kaum verbreitet ist. Die Diagnose ADHS lässt sich bei ihnen schwieriger stellen als bei biologischen Jungen oder Männern, denn nur selten verhalten sich weiblich gelesene Betroffene wie ein „typischer Zappelphilipp“. Heute zu Gast beim Alles Muss Raus Podcast ist Gitti Grüter. Gitti ist Regisseur*in aus der Schweiz und lebt seit sechs Jahren in Berlin. Gitti erhielt im jungen Erwachsenenalter eine ADHS Diagnose. Zuletzt stellte die Regie führende Person den Dokumentarfilm Sick Girls auf der DOK Leipzig vor. In diesem Film möchte Gitti wissen, ob tatsächlich eine Aufmerksamkeitsdefizit-Hyperaktivitätsstörung vorliegt. Dieser und weiteren Fragen geht Gitti im Film mit fünf weiteren ADHS betroffenen Frauen auf den Grund. In dieser Folge fragt sich Thilo, ob ADHS überhaupt als eine Krankheit angesehen werden kann. Weisen in den heutigen Zeiten, die von Unruhen geprägt sind nicht irgendwie alle Menschen die typischen ADHS-Symptome auf? Zudem erzählt Gitti vom Leben mit ADHS und wie es sich mit und ohne die Einnahme von Medikamenten gestaltet. Ein Gespräch, bei dem Thilo und Gitti Gemeinsamkeiten erkennen und sich insbesondere fragen, was Normalität ist?
Türkiye'nin önde gelen bıyıklı ekonomistlerinden Enes Özkan'ın konuk olduğu bu bölümde sahte üstünzekalılar derneğini , tatilde vicdan sorununu ve Thomas Piketty'nin “21. Yüzyılda Kapital”ini konuştuk.
Mitten aus unserem Tour-Leben melden wir uns mit einer süßen Stunde für euren perfekten Wochenstart. Nach Frankfurt, Stuttgart und München stehen uns noch Düsseldorf, Hamburg und Berlin bevor und wir können es kaum abwarten!! Es scheint so, als hätten wir endlich was gefunden, was zu 100% zu uns passt. Vielen Dank für eure Unterstützung und viel Spaß bei der Folge! (mit dem Code 2DREISSIGER15 spart ihr 15% bei https://www.armedangels.com/de-de & bei Gitti spart ihr 20% mit dem Code -zweidreissigergitti- https://link.initool.com/GDW1MhaI - auch dabei viel Spaß!) Folge direkt herunterladen
Was mit einer Idee nach einem “illustren Abend” - wie sie selbst sagt - anfing, ist nach knapp 2 Jahren zu einem wachsenden Unternehmen geworden. Jennifer Baum-Minkus, die Gründerin von gitti, begeistert mit ihrem Team in Berlin eine immer größer werdende Community für vegane Nagelfarbe. Spätestens nach ihrem fulminanten Auftritt bei “Die Höhle der Löwen” und dem Prinzip der Drop-Verkäufe ist Jenni nicht nur bei KundInnen mit einem nachhaltigen Lebensstil, sondern auch bei namhaften Beauty-Konzernen bekannt. Im Interview mit Sven Rittau berichtet Jenni von den holprigen Anfängen von gitti, einem Herzensprojekt und gibt Tipps für andere junge Gründer. In dieser Folge mit Jennifer Baum-Minkus und Sven Rittau lernst Du außerdem:
Hilft es im Leben ein berufliches Ziel zu haben? Was sollten wir anstreben? Sind wir ohne konkretes Ziel vielleicht glücklicher im Alltag? Wir schmeißen wie jede Woche mit wilden Thesen, aus dem heißen Italien, um uns und sprechen darüberhinaus noch noch über den Urlaub mit Freunden. Im Thema diskutieren wir die stille Frage des Herzens. Viel Spaß! (auf Gitti https://link.initool.com/GDW1MhaI spart ihr 20% mit dem Code -zweidreissigergitti- & mit dem Code ZWEIDREISSIGER10 erhaltet ihr 10% Rabatt auf die Tickets für „Harry Potter und das verwunschene Kind” live in Hamburg! Gültig auf den Kartengrundpreis für ausgewählte Vorstellungen, Preiskategorien und Plätze: https://bit.ly/3KlPWhO - auch dabei viel Spaß!) Folge direkt herunterladen
Vor der Sommerpause gibt es noch mal einiges an Futter. Es geht erneut um die sturmfrei Thematik im Hause Dobric-Gerl, den Unterschied bei Massagen und im Thema besprechen wir einen Seitensprung unter Kollegen. Viel Spaß! (auf Gitti https://link.initool.com/GDW1MhaI spart ihr 20% mit dem Code -zweidreissigergitti- & alles zum Refurbished Programm von Philips findet ihr unter Philips.de/refurbished - auch dabei viel Spaß) Folge direkt herunterladen
Gitti would never cry over spilled milk because there are proprietary Shlichus techniques she generously shared on the podcast. Born a Rebbetzin, Gitti talks about her extraordinary upbringing that never struck her as being something noteworthy, it was just her life. And now she shares candidly about her experience and lessons she's learned and continues to learn on her many journeys across the world with Shluchim she considers family wherever whenever she goes. From wherever you are listening, you will connect with Gitti's story and deeply feel her compassion for connecting with other humans and their experience here and now. Support the showhttps://www.daretodifferentiate.cominstagram.com/daretodifferentiate
Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu Kısa Dalga Bülten'de…
İkinci Halife devrinde bir ara Mekke ve Medine kuraklıkla kavruluyor ve günler geçmesine rağmen bir türlü yağmur yağmıyordu. Hazreti Ömer çok zaman, başını yere koyar, gizli-açık, sesli-sessiz münacaat ve tazarruda bulunurdu. Yanından ayırmadığı Eslem onun halini anlatırken diyor ki, “Hazreti Ömer'i çok defa secdede hıçkırıklarla kıvranırken ve tir-tir titrerken görüyordum; şöyle niyaz ediyordu: Öyle zannediyorum yağmursuzluk benim günahlarım sebebiyle! Allahım! Ümmet-i Muhammedi benim günahlarımdan dolayı mahvetme!..” *Evet, kuraklık ve kıtlık uzayınca, halk Hazreti Ömer'e müracaat etti. Yağmur duasına çıkmasını istediler. Hazreti Ömer birden, bir şey hatırlamış gibi koştu. Gitti, Hazreti Abbas'ın evine vardı. Kapısını vurdu. “Gel benimle” dedi. O'nu bir tepeye çıkardı. Orada, Hazreti Abbas'ın ellerini tutup, yukarıya kaldırdı. Sonra dudaklarından şu sözler döküldü: “Allahım! Bu Senin Habibinin amcasının elidir. Bu el hürmetine bize yağmur ver.” Sahabi diyor ki, “O el, daha aşağıya inmeden yağmur yağmaya başladı. Biz yağmurla, selle birlikte evlerimize döndük.” İşte Hazreti Ömer'in bu tavrı, öncelikle mahviyet ve tevazuundan kaynaklanmaktaydı; sonra da Hazreti Abbas'a karşı hüsn-ü zannının, onu Hakk'ın muradı görmesinin neticesiydi. Mütekebbir, herkesi tasmalı köle gördüğünden en küçük muhalefeti ihanet sayar!.. *Her türlü şerrin anahtarı kibir, her türlü hayrın anahtarı da tevazudur. Hazreti Pir-i Muğan'ın ifadesiyle, büyüklerde büyüklüğün emaresi tevazu ve mahviyettir; küçüklüğün emaresi de tekebbürdür, burnunu dikmektir, kendini kast sistemine göre en üst basamakta saymak ve başkalarını da halayık gibi, kapıkulu gibi, tasmalı köleler gibi görmektir. Dolayısıyla da mütekebbir, kendisine muhalif bir şey söylenince veya yanlış bir davranışı yüzüne vurulunca, onu ihanet saymak suretiyle intikamkârâne bir duygu ve bir düşünceye kapılır; ifrit gibi o insanların üzerine saldırır. Allah parçalayıcı bir diş verse onu bile kullanmak suretiyle, bir salya verse onu da yüzlere atmak suretiyle intikam almak ister; bu hisle çok ciddi bir gerilime geçip yürür. Bu da kibrin, büyüklenmenin, egoizmin, egosantrizmin, narsisizmin dışa vurmasıdır. Bu video 22/11/2015 tarihinde yayınlanan “Hakkın Hatırı Âlîdir!..” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...
Türkçemiz Türkçe, çok geniş bir alanda konuşulan bir dildir. Gittiğim birçok ülkede Türkçe sayesinde kurduğum ilişkilerin sıcaklığını hâlâ içimde duyarım. Örneğin, 1988 yılında New York'tan Minneapolis'e uçuyordum. Yanımdaki koltuğa müzik dinleyen bir genç oturdu. Bir ara bana dönerek “Hi! How are you?” (Merhaba. Nasılsın?) diyerek konuşmaya başladı. Türk olduğumu öğrenince “Yeah, ben de Türküm yahu.” diyerek omzuma bir tokat atmaz mı? Türkçeyi az biliyordu. “Türkiye ile ilgili ne biliyorsun?” deyince “Tahin pekmez, tahin pekmez” diye haykırdı. İkimiz de kendimizi tutamayarak kahkahayı basmıştık. 1993 yılında bir davet üzerine gittiğim Sidney'de bir alışveriş merkezini geziyordum. Oradan geçen Türklerle tanışmış, saatlerce tatlı tatlı sohbet etmiştik. Sadece Sidney'de mi? Hiç unutmam, 1995 yılında trenle Berlin'e gidiyordum. Karşımda yaşlı bir şahıs oturuyordu. “Yakın zamana kadar Gürcistan'da oturuyordum.” diye söze başlamıştı. Gürcistan'da asırlardır yaşayan Alman azınlıklardanmış. Almancanın yanında hangi dilleri konuştuğunu sorunca Gürcüce, Azerice, Kazakça ve Rusça diye sıralamıştı. Şaşırdığımı görünce bana açıklamak zorunda kaldı: “İkinci Dünya Savaşı'na kadar Gürcistan'da kendi köyümüzde yaşıyorduk. Çevremizde hep Azeri köyleri olduğu için Gürcücenin yanında Azerice de öğrenmiştim. Ancak savaştan sonra tüm köy Kazakistan'a göç etti. Orada da Kazakçayı öğrendim. Yıllar sonra tekrar köyü müze dönmemize izin verdiler.” Almancayı bırakıp, konuşmamıza Türkçe olarak devam ettik. Yaşlı şahıs, “Aslında Kazakça da Türkçedir. ‘Yumurta' yerine ‘cumurta' dersen olur biter.” dedi. Ben “Oralardan bir şey özlüyor musunuz?” diye sorunca yaşlı adamın gözleri doldu. “Özlemem mi heç, kadim dostluk özlemişem men.” demişti. Berlin'e gelince birbirimize baba oğul gibi sarılıp ayrılmıştık. Son zamanlarda üniversitemize Kazakistan'dan, Özbekistan'dan öğrenciler gelmeye başladı. Türkçe ile çok güzel ilişkiler kuruyoruz. Özbek öğrencimiz Hamburg'a staja gitmişti. Stajını tamamladıktan sonra beni ziyaret ettiğinde: “Hocam, ne güzel. Hamburg hep kardeşlerimizle dolu, kendimi hiç yabancı gibi hissetmedim.” demişti. Hollandacayı ve Türkçeyi ana dili gibi konuşan binlerce gencimiz var. Son yapılan araştırmalar, göçmen çocuklarının üniversite ve yüksek okullara gitme oranının arttığını gösteriyor. Birçok dil uzmanı da ana dilin kişinin gelişmesi için çok önemli olduğu görüşündedir. Türkçe bilmek, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile gelişen ticari ilişkilerinde önemli bir rol oynayabilir. Avrupa'da yetişen gençler, Avrupa ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerde bir köprü vazifesi görebilirler. Üstelik Türkçe bilmek, şirketlerin Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerinde de yararlı olabilir. Geçenlerde bir öğretmen dostum anlatmıştı: Türkiye ile büyük ticari ilişkileri olan bir şirkete yönetici alınacakmış. Birçok başvurunun içinden Türkiye ile olan ilişkileri sebebiyle Türk adayı seçmişler. Mehmet Akşit
Masanın ayakta kalması için çaba göstermeyenler bugün tekrar kurulabilmesi için feveran ediyor. Oysa masa ayakta hala, değerini koruyor. "Hele bir ikinci tura kalsın, o zaman ben de seninle birlikteyim." diyenlere sorma zamanı: Birinci turda kime vereceksin oyu? #akşener #masa Jenerik müziği: Rahman Altın Vinyet: Yılmaz Aslantürk (Otisabi)
Bu video 08/05/2016 tarihinde yayınlanan “Islah Yolu ve Güzergâhtaki Gulyabânîle” isimli bamtelinden alınmıştır. Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel... Herkes kendi dairesinden sorumludur; alanındaki her musibete “Benim yüzümden oldu!” diye bakmalıdır!.. *Hazreti Sâdık u Masdûk (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ. اَلْإِمَامُ رَاعٍ وَمَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَالرَّجُلُ رَاعٍ فِي أَهْلِهِ وَهُوَ مَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ. وَالْمَرْأَةُ رَاعِيَةٌ فِي بَيْتِ زَوْجِهَا وَمَسْؤُولَةٌ عَنْ رَعِيَّتِهَا. وَالْخَادِمُ رَاعٍ فِي مَالِ سَيِّدِهِ وَمَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَكُلُّكُمْ رَاعٍ وَمَسْؤُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mesulsünüz. İmam (idareci) çobandır ve güttüğünden mesuldür. Erkek ailesinin çobanıdır, elinin altındakilerden mesuldür. Kadın, evinin çobanıdır, yeddiklerinden mesuldür. Hizmetçi de, efendisinin malından mülkünden sorumludur.” *Bu açıdan bakılınca, şayet bir köyde imam veya muhtar yönlendirici insan konumundaysa, oraya bir sel geldiği, bir çığ düştüğü zaman, o imam ya da muhtar “Benim yüzümden oldu!” demelidir. Muhtar köyünden mesul olduğu gibi devletin başındaki insan da bütün halkın mesuliyetini uhdesine almıştır; herhangi bir kurumun ya da birimin idarecisi ise, bilhassa kendi dairesinden sorumludur. Herkes şahsî kusurlarının, özellikle kendi vazife ve sorumluluk dairesinde bir kısım menfi hadiselere sebebiyet verebileceğine inanmalı, bundan korkmalı ve temkinli yaşamalıdır. *İkinci Halife devrinde bir ara Mekke ve Medine kuraklıkla kavruluyor ve günler geçmesine rağmen bir türlü yağmur yağmıyordu. Hazreti Ömer çok zaman, başını yere koyar, gizli-açık, sesli-sessiz münacat ve tazarruda bulunurdu. Yanından ayırmadığı Eslem onun halini anlatırken diyor ki, “Hazreti Ömer'i çok defa secdede hıçkırıklarla kıvranırken ve tir-tir titrerken görüyordum; şöyle niyaz ediyordu: Öyle zannediyorum yağmursuzluk benim günahlarım sebebiyle! Allahım! Ümmet-i Muhammedi benim günahlarımdan dolayı mahvetme.” (Hangimiz memleketin başına gelen bela ve musibetleri kendi günahlarımızdan biliriz. Kaçımız “Bu kuraklık benim günahlarım sebebiyledir. Bu bela ve musibetler benim yüzümden milletin başına yağıyor. Allahım beni affet. Günahlarım yüzünden masum insanları mahvetme” deriz?) Evet, kuraklık ve kıtlık uzayınca, halk Hazreti Ömer'e müracaat etti. Yağmur duasına çıkmasını istediler. Hazreti Ömer birden, bir şey hatırlamış gibi koştu. Gitti, Hazreti Abbas'ın evine vardı. Kapısını vurdu. “Gel benimle” dedi. O'nu bir tepeye çıkardı. Orada, Hazreti Abbas'ın ellerini tutup, yukarıya kaldırdı. Sonra dudaklarından şu sözler döküldü: “Allahım! Bu Senin Habibinin amcasının elidir. Bu el hürmetine bize yağmur ver.” Sahabi diyor ki, “O el, daha aşağıya inmeden yağmur yağmaya başladı. Biz yağmurla, selle birlikte evlerimize döndük.” İşte Hazreti Ömer'in bu tavrı, öncelikle mahviyet, tevazu ve sorumluluk duygusundan kaynaklanmaktaydı; sonra da Hazreti Abbas'a karşı hüsn-ü zannının, onu Hakk'ın muradı görmesinin neticesiydi.
260 Milyon Euroluk Mal Gitti Kavga Patladı
“İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda savmaya bak!..” * Belki birileri, kafaları çok katı, mülâaneyi anlamıyorlar, mübaheleyi anlamıyorlar, mukabeleyi anlamıyorlar. Bu anlamayanlar, anlamamada ısrar edecekler. Aldırmayın. Bir gün, bugün olmazsa yarın, arkadan gelen nesiller dediğiniz şeyleri anlayacaktır. Siz, kendiniz gibi davranın. Sahabeyi karşınıza bir ayna gibi koyun. Sık sık tavır ve davranışlarınızı o ayna karşısında bir kere daha gözden geçirin. * Kötülükleri dahi iyilikle savmaya çalışmak bir mü'min ahlakıdır. Kur'an-ı Kerim'de bu husus farklı şekillerde nazara verilmektedir. Bu cümleden olarak şöyle buyurulmaktadır: وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ اِدْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ “İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussilet, 41/34) * Evet, iyilik ile kötülük birbirinden farklı şeylerdir; bunlar müsavî değildir. Siz, kötülük gördüğünüz zaman onu iyilikle savın, iyilikle mukabelede bulunun. Başkaları bin tane yalan söylemiş olsalar da siz “Yahu ben de bir taneyle onlara mukabele edeyim!” demeyin. * Bazen böyle, bağışlayın, yalan furya gittiğinde, iftiralar çok ucuz pazarlarda yer bulduğunda, insanlar zannedebilirler ki, bu böyle de oluyor. Hayır, o iş hiç öyle olmuyor. Hele bir mü'minin işi asla yalan, iftira, karalama, entrika olamaz. * Hedefiniz doğru olduğu gibi, vesileleriniz de meşru olmalıdır. Doğru hedefe ancak doğru argümanlarla varılır. Bağışlar mısınız? Merkeple sultanın huzuruna gidilmez. “Yemin olsun asr'a (zamana); insanlar hüsranda.. ancak şunlar müstesna!..” * Merhum Mehmet Akif der ki: “Hâlık'ın nâmütenâhî adı var, en başı Hak, Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak; Hani Ashab-ı Kiram, ayrılalım derlerken, Mutlaka Sure-i ve'l-Asr'ı okurmuş, bu neden? Çünkü meknûn o büyük surede esrâr-ı felâh, Başta iman-ı hakikî geliyor, sonra salâh, Sonra hak, sonra sebat, işte kuzum insanlık, Dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık.” * “Hâlık'ın nâmütenâhî adı var, en başı Hak / Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak.” Hak şimdi yerde mi değil mi?!. Bâtıl gemi azıya almış mı, almamış mı?!. Fitne-fesat zirvede mi değil mi?!. Ahir zamanı resmederken Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu fotoğrafı ortaya koyuyor. O dönemin insanına, “Herkesin bozgunculuk yaptığı dönemde, imar ve ıslah hamlelerini sürdüren gariplere müjdeler olsun!” buyurarak işaret ediyor. Onlar, bir kısım bozguncuların her tarafta yangınlar çıkarmasına karşılık ıslah için çalışan insanlardır. Onlar, arının ölümü karşısında bile ağlayan, karıncaya basmayan, hâlâ bir damlacık hayatı vardır
Yanlış anlaşılmasın, yapılan işi küçümsemiyorum. Derdim, bunun nasıl sürdürülebileceği... #altılımasa #siyaset Jenerik müziği: Rahman Altın
Editör: Sahra Atila Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, sekiz ay sonra politika faizini 100 baz puan indirdi. Böylece politika faizi yüzde 14'ten yüzde 13'e çekildi. Merkez Bankasının faiz kararının ardından dolar ve euro yükselmeye başladı. İYİ Parti, İstanbul'da düzenlediği etkinlikle “Ekonomik İstikrar ve Kapsayıcı Büyüme İçin Eylem Planı” programını açıkladı. Dün İstanbul-Esenyurt'ta İYİ Parti karavanına 20-25 kişilik bir grup tarafından saldırı düzenlenmesinin ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de bugün Esenyurt'a gitti. Saldırganlara seslenen Akşener, “Ben buradayım, buyurun” dedi. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Rusya-Ukrayna savaşının 176. gününde Ukrayna'nın Lviv kentine gitti. Erdoğan'ın bu ziyareti, savaşın başladığı 24 Şubat'tan bu yana Ukrayna'ya düzenlediği ilk ziyaret olma niteliği taşıyor. Güne Bakış'ta bu akşam eski Merkez Bankası Başkanı Prof. Dr. Bülent Gültekin, Medya Günlüğü yazarı ve Rusya uzmanı Aydın Sezer ve Medyascope muhabiri Ali Macit gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3pshpDw