POPULARITY
Bir suç imparatorluğu kurmuş. Örgüt çerçevesinde her alanda görevlendirmeler yapmış. Belediye başkanları, meclis üyeleri, şirket sahipleri, ihale organizatörleri, medya çeteleri, sosyal medya yapılanmaları ve daha birçok örgütlenme kurmuş.
Ekrem İmamoğlu ve “örgüt” üyeleri gözaltına alındı. Terör ve para trafiği ağına mensup herkese ulaşan bir soruşturma başladı. Diplomasının sahte olduğunun tescil edilmesinden sonra, İstanbul Büyükşehir Belediye'sinde (İBB) adeta devlet içinde devlet kuran, bir “Paralel Devlet” yapılanmasına giden yapının çökertilmesi başladı. Bir proje çöktü. Artık FETÖ projesi mi, AB projesi mi, İsrail projesi mi, terör bağlantılı proje mi ortaya çıkacak.
Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan'a 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesinin ardından, belediye binası önünde başlayan nöbet eylemi ikinci gecesinde devam ediyor. Belediye binası önüne gelenler, kurdukları çadırlarda soğuk hava şartlarına rağmen bekleyişlerini sürdürdü. Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Zeydan ve Şedal, yaşanan sıcak gelişmeleri, son durumları ve kayyım atanma ihtimalini belediye binasından Kadir Cesur ve Ruşen Takva'ya aktardı.
Baskıcı ve keyfî yönetim yani istibdad rejimi yargıyı bir sopa gibi kullanarak kendisine muhalif olarak gördüğü herkesi bastırmaya çalışıyor. Belediye başkanlarından teğmenlere, siyasi parti başkanlarından gazetecilere kadar çok geniş bir kesim bu baskıdan nasibini alıyor. Böylesine keyfî yönetim ve baskı rejimi elbette ki haklı bir tepkiye neden oluyor. İstibdad bu tepkinin sokaklarda ve meydanlarda kendini ifade etmesini bir suçmuş gibi göstermeye çalışıyor. Halkın haklı ve meşru mücadelesinin bir örneği olan Gezi ile başlayan halk isyanı, her fırsatta sanki bir darbe girişimiymiş gibi gösterilerek bugün hakkını sokakta arayan insanlara gözdağı veriliyor. Devlet Bahçeli çıtayı yükseltiyor ve “yüreğiniz yetiyorsa sokağa çıkın da görelim” diyerek hak arayan insanları tehdit ediyor. “Kınında beklemekten yorulmuş kılıç gibi buradayız” diyerek yaptığı şiddet iması faşizmin alametifarikası olan paramiliter tedhiş yöntemlerini gündeme taşıyor.Bu baskılar ve tehditler kimseyi yıldırmamalıdır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü, hak arama, örgütlenme, sendika ve grev anayasal haktır. Anayasal hakların kullanılmasının engellenmesi, hele ki hak arayanları kitlesel şiddetle tehdit etmek suçtur. Bununla birlikte temel hak ve hürriyetleri savunmak bu hak ve hürriyetleri kullanmaktan geçiyor. Kullanmadığın hak, hakkın değildir. Korkmadan yılmadan haklarımızı kullanmalıyız. “Nasıl korkmayalım?” diyecekler olabilir. Koskoca belediye başkanları, büyük medya kuruluşlarına bağlı gazeteciler hapse giriyor. Hakkımızı mahkemede savunacak avukatların kendisi parmaklıkların ardına konuyor. Eli silahlı teğmenler tek bir kararla ordudan atılıyor. En kudretli görünen siyasetçiler dahi tutuklanabiliyor, haklarında soruşturmalar açılarak baskı altında tutulabiliyor. Koca profesörler, aydınlar, sanatçılar susuyor, sütre gerisine çekiliyor. Sıradan vatandaşlar haklarını nasıl savunacak?Cevabımız şudur: Belki de o çok güçlü ve kudretli gördüğünüz kişiler, ünlü olduğu için, zengin olduğu için, makam mevki sahibi olduğu için dokunulmaz zannettiğiniz kişiler o kadar da güçlü ve kudretli değildir. Paraları, malları, mülkleri, makam ve mevkileri, şöhretleri onların gücü değil zaafıdır. Düzenin muhalifleri, bir yandan hak mücadelesi verirken bir yandan da bu düzen sayesinde elde ettiklerini kaybetmekten korkuyor. Bu korku onları bu düzene bağlayan hareketsiz ve güçsüz bırakan bir zincir oluyor. İstedikleri kadar heyecanlı nutuklar atsınlar, onların korkusu etrafa bir burjuva kokusu yayıyor. Bu burjuva sınıfının kokusudur ki emekçi halka “onlar yine kendini kurtarır olan bize olur” duygusunu veriyor. Bu yüzden daha dün bu düzenden nemalanan burjuva siyasetçiler, daha dün istibdad rejimiyle normalleşme ve yumuşama dansına kalkanlar, müteahhitlikten siyasete sıçramış belediye başkanları, işçi sınıfının içinde olması gerekirken bunların arkasına katar katar dizilmiş solcular emekçi halkı hürriyet mücadelesinde seferber edemiyor. Edemezler de! Düzen siyaseti hürriyet mücadelesinin zayıf karnıdır… Erdoğan'ı işçi düşmanı İngiliz Mehmet'in ekonomi yönetimine karışma diye uyaranlar, işçiyi emekçiyi cahil görüp ona tepeden bakanlar, Batı'ya hayran olup emperyalizmin himayesinde demokrasi arayanlar, işçinin, köylünün, yoksulun derdiyle dertlenmeyip, kendi derdinin peşine düşenler istibdadın baskılarının arkasında sermayenin ve emperyalizmin çıkarlarının yattığını teşhir edemez. Edemiyorlar da!Hürriyeti kazanacak güç ve kudret işçi sınıfının ve emekçi halkın saflarında mevcuttur. İşte grev yasağını yırtıp atan grevci metal işçileri! İşte sendika hakkını her türlü baskıya rağmen savunan, yürüyüş hakkını polis barikatlarını aşarak kazanan Polonez işçileri! İşte istibdadın açık çek verdiği, OHAL'i sizin önünüzü açmak için ilan ettik dediği, “millî güvenlik” gerekçesiyle fabrikalarındaki grevleri yasakladığı Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman, Japon tekellerine karşı göze göz dişe diş sınıf kavgası veren Türküyle Kürdüyle Sünnisiyle Alevisiyle bu memleketin işçisi!
00:00 Açılış 03:48 Şampiyonlar Ligi maçları ve genel turnuva yorumu 13:46 Türk Hava yolları - Galatasaray 38:32 Aydın Belediye - Vakıfbank 43:55 Dangubic ve tartışmalı 5. set kararı 47:26 Bongaerts ve rakip alana müdahale kararı, kural incelemesi (Part 1) 53:24 Aydın Belediye ve Vakıfbank (Devam) 58:51 Nilüfer - Eczacıbaşı 01:02:31 Sigorta Shop - Beşiktaş 01:14:46 Uykuları Kaçıran Soru -2 Milli takımdaki yeni oyuncular 01:31:28 Bongaerts ve rakip alana müdahale kararı, kural incelemesi (Part 2) 01:38:27 Ligin diğer maçları 01:40:15 Fenerbahçe - Aras Kargo 01:44:26 Euro Volley 2026 Ev Sahipliği 01:48:25 Quiz - 2 02:06:03 9. Hafta tahminleri 02:11:42 Şampiyonlar Ligi 2. Hafta Maçları 02:15:43 Kapanış
Senin tanıdığın öğrencilerinden filanca Belediye'nin filanca Belediye Başkan yardımcısı hayvan barınağına atanmış” dedi arkadaşı. Güldü adam; “İyi olmuş, 10 yıldır başkan yardımcılığı yaptı, yaralı parmağa bile işemedi” dedi.
Stratejistlere göre Batı Sydney'deki Müslüman seçmen, yerel seçimde İşçi Partisi'ni cezalandırdı.
Daha önceki yazılarımızda belediye başkanlarının aldıkları maaşları, ilave ödemeleri ve birden fazla yerden aldıkları maaşları açıklayarak çözüm önerilerimizi sıralamıştık. Özellikle başkanların birden fazla görevden ayrı ayrı maaş almaları bu konuyu farklı bir alana taşımıştı. 631 sayılı Kanunda değişiklik yapılarak önemli bir ilerleme sağlanmıştır. Yapılan değişiklik sonrasında onlar da memurlar gibi mi ücret alıyor ya da onların maaş hesabı farklı mıdır, bunların emekli maaşları çalıştıkları sürece kesiliyor mu, birden fazla görevden aynı anda maaş alabilirler mi? Nüfus rakamlarının maaşa etkisi var mıdır? Bu sorular ışığında Temmuz sonrasında görevde olan belediye başkanlarına ödenecek maaşları ve diğer konuları açıklayacağız. Belediye başkanlarının maaşı nüfusa göre belirlenmektedir Belediye başkanlarının maaşlarının düzenlendiği 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun “Belediye başkanının özlük hakları” başlıklı 39'uncu maddesinde aynen; “Belediye başkanına nüfusu; a) 10.000'e kadar olan beldelerde 70.000, b) 10.001'den 50.000'e kadar olan beldelerde 80.000, c) 50.001'den 100.000'e kadar olan beldelerde 100.000, d) 100.001'den 250.000'e kadar olan beldelerde 115.000, e) 250.001'den 500.000'e kadar olan beldelerde 135.000, f) 500.001'den 1.000.000'a kadar olan beldelerde 155.000, g) 1.000.001'den 2.000.000'a kadar olan beldelerde 190.000, h) 2.000.001'den fazla olan beldelerde 230.000, gösterge rakamının devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık brüt ödenek ödenir. Nüfusu 50.001'den az olan il merkezi beldelerde bu ödeneğin hesaplanmasında (c) bendinde belirtilen gösterge rakamı esas alınır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca devlet memurları ile bakmakla yükümlü bulundukları için uygulanan sosyal hak ve yardımlar, aynı esas ve usûllere göre belediye başkanları ile bakmakla yükümlü bulundukları için de uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir. 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun Ek Ders, Konferans ve Fazla Çalışma Ücretleri İle Diğer Ücret Ödemelerinin Tutarları'nın düzenlendiği K – Cetveli'nde; “5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 39'uncu maddesinde yer alan göstergeler, 1/1/2024-31/12/2024 tarihleri arasındaki dönemde “2.280” rakamının eklenmesi suretiyle uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Banka faizleri ne zaman düşecek, 14 yaşındaki altın kız, NSW'de belediye seşimleri 14 Eylül'de
İsrail, Golan saldırısından Hizbullah'ı sorumlu tuttu ve bölgesel savaş endişeleri arttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı sonrası belediye borçlarının tahsilatı süreci hızlandırıldı. Bu bölüm Daikin hakkında reklam içermektedir. Herhangi bir klima değil, Daikin. Bu çok özel klimalar 25.990 TL'den başlayan fiyatlarla Daikin bayilerinde ve Daikin.com.tr'de. Aposto Gündem'e buradan ulaşabilirsiniz.
Türkiye'den ve dünyadan gelişmeler Çalar Saat'te! Hafta içi meydana gelen tüm olayları özetleyen ve canlı bağlantılarla süslenen "Çalar Saat" Her hafta içi her gün 08.30'da NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber.tr X: https://twitter.com/nowhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr
Türkiye'den ve dünyadan gelişmeler Çalar Saat Hafta Sonu'nda! Hafta içi meydana gelen tüm olayları özetleyen ve canlı bağlantılarla süslenen "Çalar Saat Hafta Sonu" Her Cumartesi ve Pazar 08.30'da NOW'da! Bizi sosyal medyadan takip edin: Facebook: https://www.facebook.com/nowhaber.tr X: https://twitter.com/nowhaber Instagram: https://www.instagram.com/nowhaber.tr
Mahalli idarelerde görev yapan memurlara ve diğer personele yapılan bazı ödemeler diğer kamu kurumlarında görev yapan memurlara yapılmamaktadır. Bu bağlamda mahalli idarelerde görev yapan memurlara ikramiye ödemesi yapılması hem Belediye Kanunu'nda, hem Büyükşehir Belediye Kanunu'nda hem de İl Özel İdaresi Kanunu'nda düzenlenmiştir. Her üç kanunda da farklı tutarlarda da olsa benzer düzenlemelere yer verildiğini görüyoruz. Ayrıca, mahalli idare personeline sosyal denge tazminatı ödemesi de yapılmaktadır. Yine büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde il özel idaresi kaldırılmasına rağmen kanunda hala bu ifadeleri görüyoruz. Aşağıda bu konuları detaylarıyla 2024 yılı temmuz ayı maaş verilerine göre açıklamaya çalışacak ve bazı önerilerde bulunacağız. Belediye personeline yılda iki defa 22.694,9 TL ödenmektedir Belediye Kanunu'nun 49'uncu maddesine göre, belediyelerdeki toplam memur sayısının yüzde onbeşini geçmemek kaydıyla belediyede çalışan memurlara yılda iki defa ikramiye ödenebilmektedir. Bu ödemelerden gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun norm kadro ve personel istihdamı başlıklı 49'uncu maddesinde; “….Sözleşmeli ve işçi statüsünde çalışanlar hariç belediye memurlarına, başarı durumlarına göre toplam memur sayısının yüzde onbeşini ve devlet memurlarına uygulanan aylık katsayının (25.000) gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere, hastalık ve yıllık izinleri dâhil olmak üzere, çalıştıkları sürelerle orantılı olarak encümen kararıyla yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde belediye memurlarından başarılı olanlara encümen kararıyla yılda en fazla iki defayı geçmemek üzere her defasında 25.000 x 0,907796= 22.694,9 TL tutarında ikramiye ödenmektedir. Maaş katsayısındaki artışlara göre ikramiye tutarı da artmaktadır. Büyükşehir belediyesi personeline yılda iki defa 32.680,65 TL ödenmektedir
Bu köşeyi takip edenler personel mevzuatındaki sıkıntıları sürekli gündemde tuttuğumuzu ve sorunları çözüm önerileriyle izah ettiğimizi hatırlayacaklardır. Bazen yazılarımızın rahatsızlık verdiğinin farkındayız ama birilerinin de acıda olsa gerçekleri yazması gerekiyor. Ülkedeki hangi sorunu analiz ederseniz edin altından istisnasız olarak insan kaynağındaki sorun çıkar. Bugünkü yazımızda da Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in teröre nasıl eleman ve finans sağlamaya zemin oluşturacağını ayrıntılarıyla izah etmeye çalışacağız. Kamuya işçi alımında KPSS istisna haline geldi İstisnalar dışında kamu kurum ve kuruluşlarına işçi alınması “Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre yapılmaktadır ve alınacak personelde de istisnalar dışında KPSS şartı aranmamaktadır. Ancak, istisnalar o kadar azaldı ki neredeyse işçi alımında KPSS istisna haline geldi. Özellikle de Belediye İktisadi Teşebbüslerine işçi alımında KPSS kullanılmamaktadır. Bu konudaki sıkıntıları sıklıkla gündeme getirdiğimiz hatırlanacaktır. DEM Parti'nin seçimleri kazandığı belediyelerde KPSS şartı olmadan alınacak işçilerin nasıl belirleneceğini izah etmemize herhalde gerek yoktur. Kamuya sınavsız işçi alımı nasıl yapılmaktadır? Yönetmeliğin 2'nci maddesinde Yönetmelik kapsamında olan kurumlardan bazılarının yönetmelikteki usullere tabi olmadan işçi alımı yapabileceği hüküm altına alınmıştır. Yani birçok kamu kurumuna işçi alımı yönetmelik kapsamı dışına çıkarılmıştır. Ancak, yönetmelik kapsamı dışına çıkma sınavsız ve ilansız elaman alımı yapılacağı şeklinde uygulanmaya başlanmıştır. Öyle ki uygulamada BİT'ler (Belediye İktisadi Teşebbüsleri) sınavsız ve ilansız eleman personel alımının merkezi haline getirilmiştir. Şuan BİT'lerde 641.692 işçi çalışıyor. Diğer yandan, Yönetmeliğin 10'uncu maddesine göre; Kamu kurum ve kuruluşlarının önlisans ve lisans düzeyindeki işçi talepleri KPSS puanıyla, aynı eğitim düzeyindeki münhasıran engelli işçi talepleri EKPSS puanıyla; ortaöğretim ve daha alt eğitim düzeyindeki işçi talepleri ile temizlik hizmetlerinde, güvenlik ve koruma hizmetlerinde, bakım ve onarım hizmetlerinde, eğitim şartı aranmaksızın kömür ve maden işletmelerinin yeraltı işlerinde çalıştırılacaklara ilişkin taleplere gönderilecek adaylar ise noter huzurunda çekilecek kura ile belirlenmektedir. Bu maddede yapılan değişiklik sonrasında beş altı personel alımı için binlerce kişi noter kurasına katılmakta ve sonrasında piyango usulü alınacak personel sayısının dört katı aday sözlü sınava katılmaktadır. Sonuçta binlerce kişi hayal kırıklığına uğramaktadır. Böyle bir uygulama sonucunun adil ve tutarlı olduğunu iddia etmek mümkün müdür? Bazı belediyeler terör iltisaklılarını işçi yapmışlar
Tüm Bel-Sen ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü ve İZSU Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ilginç bir toplu sözleşme yapılmıştır. Sözleşme süresinden tutun da içerisinde yer alan hükümlere kadar ilginçliklerle dolu. Bu yazımızda konuyu ve sonuçlarını açıklamaya çalışacağız. Belediye başkanı sendika ile üç aylık toplu sözleşme imzalamış Tüm Bel-Sen ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü ve İZSU Genel Müdürlüğü arasında imzalanan sözleşmenin süresi sadece üç ayla sınırlı olarak düzenlenmiştir. Yerel seçimler nedeniyle belediye başkanının aday olup olmayacağı belli olmadığı için sözleşme süresi 01.01.2024-31.03.2024 olarak belirlenmiştir. Başkan haklı olarak kendi dönemi sonrasıyla ilgili bir taahhütte bulunmamıştır. Ancak devlette devamlılık esas olup bu şekilde bir sözleşme yapılması uygulamanın şahsileştirilmesi anlamına gelir ki bunun kabulü mümkün değildir. Şahsım devleti anlayışının kamuda kabul görmesi mümkün olamaz. Özellikle sözleşme içeriğinde yer alan personel kazanımlarından yeni seçilen başkanın geri adım atması oldukça zordur. Toplu sözleşmede mali ve sosyal hiçbir sınır kalmamıştır Sayıştay Başkanlığı tarafından yapılan denetimlerde mevzuata aykırı şekilde imzalanan toplu sözleşmeler sonucunda belediyelerin veya kurumların nasıl bir yaptırımla karşılaşacağı bellidir. Hal böyle iken imzalanan sözleşme ile hiçbir sınır tanınmadığı gibi Sayıştay'ın önceki raporları da dikkate alınmamış ve adeta siz kim oluyorsunuz noktasına varılmıştır. Bu çerçevede üç aylık imzalanan toplu sözleşmede dikkat çeken maddelere aşağıda yer verilmiştir: 1- Personele sağlanan mali haklar Toplu sözleşme ile sağlanan mali haklardan bazıları şunlardır: a) İşveren, hizmet aracı kullanan Şef, Şube Müdürü ve üstü kadrolarda görev yapanlar hariç olmak üzere. 25.08.2017 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklara Dair Toplu Sözleşmenin Toplu Taşıma Kartı başlıklı 12. Maddesine istinaden çalışanlara toplu taşıma kartı verir. Bu karta günlük 8 biniş üzerinden aylık (net) 176 kontür yüklemesi yapılır.
Türkiye Süper Ligi'nde pazar günü oynanan maçlarla 2023-24 sezonu tamamlandı. Galatasaray'ın şampiyonluğuyla neticelenen sezonda futboldan çok başka tartışmalar öne çıktı. Futbol siyasete ve ideolojik tartışmalara alet edildi. Bu konularda Fenerbahçe Başkanı Ali Koç başrolde yer aldı. Ali Koç, Gezi olaylarından beri işadamı kimliğiyle değil, hep, kaos ve gerilim çıkaran bir isim olarak gündemde yer aldı. Fenerbahçe'ye başkan olduğu günden beri futboldaki gerilimin de merkezi oldu. Sezon boyunca sebep olduğu gerilimleri tüm kamuoyu biliyor. Bütün gerilim çabalarına rağmen sezon selametle tamamlandı. Fenerbahçe'deki başkanlık seçimleri dolayısıyla gerilim bir süre daha devam edeceğe benziyor. Ülkemizin en büyük şirketlerinin sahibi bir işadamına yönelik eleştirilerde bulunurken, elbette insaflı olmak gerekir. Lakin toplumda rahatsızlığa yol açacak konulara da dikkat çekmek gerekir. ALİ KOÇ NE DEMEK İSTİYOR?.. Fetullahçı Terör Örgütü, futbol üzerinden Türkiye'ye büyük bir kumpas kurdu. 2011 yılında şike iddiaları üzerinden planlanan kaosun açtığı yaralar hâlâ iyileşmiş değil. Dolayısıyla futbol sahası herkesin çok dikkatli olması, çok duyarlı davranması gereken bir mecradır. Böylesine hassas bir dönemde ne yazık ki Ali Koç, gerekli hassasiyetleri göstermiyor. “Bugünler geçmek üzere. Belediye seçimlerinde de gördünüz, bazı şeyler değişiyor. Futbolun siyasete karıştığı zaman fayda değil, zarar verdiğini insanlar görüyor. Defalarca gündeme getirdiğimiz konular sadece Fenerbahçe'nin değil kitlesel olarak Türkiye'de kabul görmeye başladı. Bu sisteme karşı verdiğimiz mücadelede bir noktaya geldik. Bunu devam ettirebilmek, bu böcekleri öyle veya böyle ezmek zorundayız.” Bu ifadeleri kullanan Ali Koç, ne demek istiyor?.. Hangi günler geçmek üzere? Belediye seçimlerinde ne değişti? Futbolu siyasete kim karıştırıyor? Ali Koç kimi ima ediyor? Fenerbahçe'nin Başkanı, belediye seçimleri ve sonuçları üzerine neyi inşa etmeye çalışıyor. Şubat ayında FB Başkanlığı'na aday olmayacağını ilan eden Ali Koç, CHP'nin mart seçimlerinden yüksek oyla çıkması sonrası kararını değiştiriyor. Fenerbahçe Başkanlığı için seçim sonuçlarına göre karar vermek ya da karar değiştirmek futbolu siyasete alet etmenin dik âlâsı değil mi?
31 Mart 2024 Yerel seçimlerinde ikinci kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu CNN ile yaptığı röportajında Hamas'ın Aksa Tufanı operasyonunu terör eylemi olarak tanımlarken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas'ı ‘ Ulusal kurtuluş hareketi' olarak tanımlaması ve Kuva-yi Milliye'ye benzeten açıklamasına bir gönderme yaparak Batı ağzıyla CNN'e yaptığı açıklamalarda; ABD ve İsrail başta olmak üzere CHP'nin yeni, Genel Başkanı Özgür Özel'i de destekleyen HAMAS terör örgütüdür diyerek yaftalaması İmamoğlu'nun Batı muhibbiliğinin açık bir işaretiydi sanki! “HAMAS, TOPRAKLARIMIZI İSRAİL İŞGALİNDEN KURTARMAK İÇİN SAVAŞAN BİR DİRENİŞ HAREKETİDİR!” Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin parlamento bloku toplantısında yaptığı ve Hamas'ı 'Ulusal kurtuluş hareketi' olarak tanımlayan ve Kuva-yi Milliye'ye benzeten açıklaması şüphesiz ki, bizim ve Filistin halkı için övünç kaynağıdır" ifadelerini kullanan Haniye, "HAMAS topraklarımızı, kutsal değerlerimizi ve halkımızı tarihi işgalden kurtarmak için direnen bir harekettir" dedi. CNN INTERNATİONAL İMAMOĞLU'NU ÖVE ÖVE BİTİREMEDİ "İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinden bir kez daha zaferle çıktığı" Amerikalı izleyicilere anlatıldı. "Belediye başkanlarının genelde uluslararası ilgiye mazhar olmadığı fakat İmamoğlu'nun seçimlerden sonra yaptığı basın toplantısının yabancı gazetecilerle dolduğu" vurgulandı. Röportaj için Haliç çevresinde çıkılan şehir turunda "halkın İmamoğlu'na büyük ilgi gösterdiği" aktarıldı. İç siyasete yönelik de mesajlar verdi Röportajda İmamoğlu, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarını bitirmek için muhalefetin en iyi umudu" olarak tanıtıldı. CNN International muhabirinin Erdoğan'ın bir daha aday olup olmayacağı konusunda ne düşündüğünü sorduğu İmamoğlu, bu konuda bir şey söyleyemeyeceğini fakat Cumhurbaşkanı'nın önünde yasal engeller olduğunu belirtti. Yayınlanan haberde ekonomideki bozulma, yüksek enflasyon ve yüzde 50'lik faizin İmamoğlu'nun zaferine yardımcı olduğu belirtildi. Fakat İmamoğlu'na göre Erdoğan'ı gerileten en önemli faktörler “kibir” ve "otoriter yönetim" şekli; Ekonomiden daha fazla bunlar yurttaşların oy tercihini etkiledi. İMAMOĞLU İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA SUÇUNDAN YARGILANIYOR
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından her üç ayda bir kamu personel sayıları açıklanıyor. Dünkü yazımızda bu verilerle ilgili bilgileri açıklamıştım. Verilerdeki sorunlu alanlardan bahsederek neler yapılması gerektiğini de izaha çalışmıştım. Bugünkü yazımızda ise Belediye İktisadi Teşebbüslerinde istihdam edilen işçilerle ilgili bilgi vermeye çalışacağız. Kamu işçilerinin yarısından fazlası BİT'lerde çalışıyor Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından açıklanan verilere göre 2023 yılı sonu itibarıyla kamu kurumlarının tamamında istihdam edilen kadrolu işçi sayısı ise 1.224.967'dir. 2023 yılının haziran ayında ise bu rakam 1.201.858'dir. Buna göre altı aylık dönemde kadrolu işçi sayısında 23 bin 109 artış olmuş. Paylaşılan verilerdeki en dikkat çekici rakam ise 624.783 işçinin istihdam edildiği Belediye İktisadi Teşebbüsleridir. Haziran ayında ise BİT'lerde çalışan işçi sayısı 599.243 idi. Paylaşılan verilere göre altı aylık sürede BİT'lere 25.540 işçi alımı yapılmış. Bu rakam dikkate alındığında BİT'lerdeki işçi istihdamı çıkarıldığında kamuda istihdam edilen işçi sayısı azalmış. İşçi artışının tamamının BİT'lere yapıldığı anlaşılıyor. Bu verilere göre kamudaki işçi sayısının yarıdan fazlası (% 51'i) BİT'lerde istihdam ediliyor. Sonuç olarak BİT'lere yapılan işçi alımı çıkarıldığında kamuda işçi sayısında azalma olduğunu ifade etmemiz yanlış olmayacaktır. 31 Mart mahalli idareler seçimleri de dikkate alındığında seçimler öncesi personel alımları ile bu sayının artacağını söylememiz kehanet olmayacaktır. Henüz üç aylık kamu istihdam verileri açıklanmadığı için rakamları veremiyoruz. BİT'lere işçi alım yöntemi ya da "hamili kart yakınımdır" yöntemi Bu köşeyi takip edenler Sayıştay kararlarına yansıyan sınavsız personel alımlarından bahsettiğimi bileceklerdir. Maalesef BİT'lerde istihdam edilen kamu işçilerinin alım yöntemi "hamili kart yakınımdır" usulüdür. Çünkü ilansız ve sınavsız personel alımı buna zemin hazırlamaktadır. Elbette istisnaları olabilir ama genel durum budur. Bu nedenle uzunca bir süredir İŞKUR'un sınavsız alımlarla ilgili olarak üzerine düşeni yapması gerektiğini hatırlatıyoruz. Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 2'nci maddesinde yer alan; Kamu kurum ve kuruluşlarının, il özel idarelerinin, belediyelerin ve bunların kurdukları veya üye oldukları mahallî idare birlikleri ile bağlı kuruluşlarının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurdukları şirketler ile kooperatiflerin yönetmelik kapsamında olmamasına ilişkin hükmün sonunda yer alan ifadeler görmezden gelinerek sanki sınavsız ve ilansız personel alınmasına cevaz verildiği gibi bir anlam çıkarılmaktadır. Nitekim Yönetmeliğin 2'nci maddesinde yönetmelik kapsamında olmayan kurumlar sayıldıktan sonra “Ancak, bu kapsamdaki işçi alım ilanlarının Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu ilanlar Kurum internet sitesinde ve ilgili kamu kurum ve kuruluşunca uygun görülen iletişim araçları ile kamuoyuna duyurulur. Kamu kurum ve kuruluşları işçi alımının adil ve şeffaf bir şekilde yapılmasını sağlayacak diğer tedbirleri de alır.” ifadesine yer verilerek kamu kurumlarının nasıl hareket etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Daha açık ifade etmemiz gerekirse Yönetmelik kapsamında olmayan Belediye İştirakleri hiçbir şekilde ilansız ve sınavsız personel alımı yapamazlar. İyi de BİT'lere yapılan ilansız ve sınavsız binlerce personele ne diyeceksiniz diye soranlar olacaktır. Tek kelimeyle ifade etmemiz gerekirse ilansız ve sınavsız personel alanlar hakkında İŞKUR tarafından işlem yapılması gerekmektedir.
Sarı saçlarını yastığa yaymış küçük kız bir masumiyet timsali olarak uyuyor. Kuşkonmazın minik yapraklarından süzülen gün ışığı kızın yüzünde, alnında, saçlarında bir anne şefkati ile dolaşıyor. Çil horoz ötüyor, anaç tavuk civcivlerini gezdiriyor. Ortancaların, at kestanesinin, zambakların tomurcukları şişmiş, nerdeyse patlayacak. Kırlangıç yuva yapıyor ve evvelbahar rüzgârı dağlardan aldığı çiğdem kokusunu ovalara yayıyor. Küçük kız az sonra kirpiklerini kırpıştırarak iri mavi gözlerini açacak. Havada bir rayiha. Aa! Saksıdaki karanfil açmış. Mor karanfil o gece yana yana açılmış, odayı kokusu ile doldurmuş. Küçük kız biraz doğrulup karanfil saksısına bakıyor. Bakıyor ve gülümsüyor. Gülünce yüzünde gamzeler. Annesi sabah kahvaltısı için patates kızartıyor. Yağa düşen patateslerin cızırtısı. Dışarıda arı, sinek, kuş sesi. Kız yavaşça iniyor yatağından ve pencereye gidiyor. Aşağıda çardak altında ablası. Saçlarını yıkamış hem güneşte kurutuyor hem tarıyor. Uzun, gür, kestane saçlar. Gün vurdukça par par yanıyor. Bir ergen kızın saçını taraması. Tararken dalgınlaşması. O dalgın yüzün derin mânası. Avlunun ardındaki meyve bahçesi tepeye doğru tırmanıyor. Ağaçların hepsi domur domur. Bademler sabredememiş galiba; pembe pembe açmışlar. Bahçenin zemini silme papatya, gelincik. Az sonra bu bahçeye iki kara gözlü kuzu atlar. Oynaya sıçraya koşuşurlar. O beş altı yaşlarındaki kopul oğlan durur mu? Haydi kuzuların peşine. Düşerek, kalkarak, yuvarlanarak, yanakları kızararak çiçek tozuna ve çimen kokusuna bulanarak. Şimdi karı kalkmamış bir dağ köyünün mescidinin dibindeyiz. Cemaatın ihtiyarları güneş alan duvarın dibine dizilmiş kemiklerini ısıtıyor. Ovada, pulluğun devirdiği toprak buğulanmakta. Güneşe karşı gerinip kabarmakta. Leylek, saksağan, tarla kuşu vesaire pulluğu takip ediyor; ansızın kendini dışarıda bulan böcekleri, solucanları topluyor. Deniz kenarında bir delikanlı. Önünde çay, elinde simit. O çiriş kokulu kundura atelyelerinden firar edip uzak diyarlara gitmeyi hayal ediyor. Dersten çıkıp bahçeye inen bayan öğretmen gözlüklerini siliyor. Her yanda ilk mektep öğrencilerinin cıvıltıları. Mavi gökte bir beyaz buluta dalıyor. Bulut sanki bahriye subayı olmuş; öyle yürüyor, öyle salınıyor. Gözlüklü bayan öğretmen bir elini kalbine bastırıyor. Belediye işçileri akasyaları buduyor. Bir yükselip bir inen motorlu testere sesi. Pastacının kızı Nilgün, saçlarını at kuyruğu bağlamış, dükkânın önündeki masalara kar gibi örtüler seriyor. Daha sonra örtüler üzerine birer porselen vazo, vazolara sarı papatyalar. Evvelbahar işte! Kayalar çatlar, sular coşar, üstündeki beyaz kefeni yırtan kardelen açar. Kalpler kanatlanır. Söğütlere su yürür. Âlemin pes perdede seyreden âhengi ağır ağır hızlanır; sonra iyice hızlanarak devrana başlar. Hûûû!
İyi akşamlar. Medyascope'un podcast'i Bugün Ne Oldu?'dan herkese merhaba. Günün öne çıkan haberlerine birlikte bakalım. Prodüktör: Özge Elvan
Gündemin öne çıkan gelişmeleri Demet Bilge Erkasap'ın hazırlayıp sunduğu ‘Bülten'de...
Bir belediye seçimine gidiyoruz. Pazar günü sandık başına gidip oy vereceğiz. Beş yıl şehrimizin kimin tarafından yönetileceğine karar vereceğiz. Niçin mi? Şehrimiz daha iyi yönetilsin diye. Şehrimizin sorunları çözülsün diye. Şehrimiz için gerekli olan hizmetler yapılsın diye. Bir de kendisine ulaşabileceğimiz ve ulaştığımızda da derdimizi rahatlıkla anlatabileceğimiz biri bizi yönetsin diye. Şehremini seçiyoruz sonuçta. Şehrimizi yönetecek kişi, evvela emin biri olmalı. Yani güvenilir. Ulaşılabilir biri olmalı. Ayrımsız herkesi kendinden bilen biri olmalı. Kendisine oy veren-vermeyen ayrımı yapmadan şehirde yaşayan herkesi kucaklayan biri olmalı. Partizan biri olmamalı. Sevildikten sonra herkesin belediye başkanı olmalı. İdeolojik davranmamalı. Hizmet odaklı olmalı. Hükümetle uyum içinde olmalı. Çünkü şehir için gerekli olan hizmet projeleri için hükümetle uyum önemli. Diyaloğa ve işbirliğine açık biri olmalı. Partizanca davranıp kendisine oy vermeyen vatandaşları hasım bilen, oy vermeyenlere karşı hizmet ayrımcılığı yapan, belediyeyi partisinin merkez üssüne çeviren, dahası ideolojik-partizan bir militanlık anlayışıyla hükümete adeta savaş açan bir belediye başkanı sadece şehrine kaybettirir. Kim hangi parti adına yaparsa yapsın yanlış yapar. Belediye başkanlığı makamı bu tarz ideolojik-partizanca anlayışlardan artık arındırılmalıdır. İki aya yakındır Muğla'nın Milas ilçesinde seçim çalışmaları için sahadayım, Milas'ın dağ başındaki güzelim köylerine kadar gittim. Büyükşehir yasasına göre artık mahalle olarak kabul edilen o köylerde sıfır hizmetle karşılaşmak üzücü elbet.
31 Mart günü sandık başına gidip oyumuzu kullanacak, belediye başkanları ve muhtarımızı hayırlısıyla seçeceğiz. Ertesi gün, bazıları için tam anlamıyla “1 Nisan” olacak. Şakanın kralıyla karşılaşacak olanlara bugünden geçmiş olsun. * Belediye başkanlarının önümüzdeki beş yıl için neler planladığını kampanya boyunca merak edenler az çok öğrenmeye çalıştı. Broşürler, afişler, televizyon ekranları, gazeteler ve meydanlar üzerinden projeler dile getirildi. O vaatlerin ne kadarını gerçekleştirecekler şimdiden bilemiyoruz tabii. Ne kadarını hatırlamayacaklarını ise hiç bilemeyiz. Temennimiz, vaatlerini hatırlamayacak adayların seçilmemesidir. Hatırlayıp hepsini bütünüyle yerine getirecek olanların göreve gelmesini arzu ederiz. * Sadece İstanbul için düşünelim. Beş yıl içinde İstanbul'un nüfusu nasıl bir artış gösterecek? Şehirdeki araç sayısı kaça çıkacak? Hızla artan otopark ve yol ihtiyacı nasıl karşılanacak? Trafiğin kilit olmaması için neler planlanıyor? Su ihtiyacına yönelik ne gibi yatırımlar yapılacak? Binaların özellikle sitelerin atık suları değerlendirilebilecek mi? Çatılara konulacak panellerle elektrik üretilebilecek mi? Başta büyük nimet ekmek olmak üzere her türlü israf gerçekten nasıl önlenecek? Seçilecek başkan, vaktinin ne kadarını tatilde geçirecek ne kadarını şehre hizmet için ayıracak? Olmayasıca deprem riskine dair nasıl hazırlıklar düşünülüyor? Çok büyük çaplı hasar vermesinden korkulan o tehlikeyi göğsümüzde yumuşatabilecek miyiz yoksa altında mı kalacağız? Encümen kararıyla depremi ertelemek mümkün müdür? En azından elli yıl için. Otuz olsun. Biz bunlara işaret ettik ama bugüne kadar hep başka konular tartışıldı. Bu da ayrı bir garabet elbette. İstanbul dedikse de her şehir için aynı başlıklar geçerli. * “İstanbul'u öyle usturuplu yöneteceğiz ki tersine göç hızlanacak, pek çok kişi apar topar memleketine kaçacak, gidenlerin yol parasını da karşılayacağız… Şehir yaşanmaz hâle geldiği için nüfus kendiliğinden yarıya inecek, dolayısıyla hizmet etmek kolaylaşacak ve geride kalanlar rahat edecek… Ne su sorunu yaşanacak ne de trafik dert olacak.” Böyle söyleyen yok ama uygulamalara bakınca bu şekilde düşünenler var gibi.
YRP lideri Fatih Erbakan Parti tabanının dörtte üçünün AK Parti ile ittifak istemediği nedeni ile 31 Mart yerel seçimlerine Türkiye genelinde kendi partisi ile bağımsız olarak gireceklerini açıklamıştı. Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan partisinin oy oranının %20 civarında olduğunu iddia ederek AK Parti'den ayrıldıktan sonra siyaseten güçlü bir rüzgar'ı arkalarına aldıklarını da iddia etmişti. Erbakan'a göre Cumhur İttifak'ından ayrıldıkları 3 Şubat'tan 22 Şubat'a kadar geçen bir zaman içinde partilerine 30 bin kayıt yapıldığı YRP halkın gösterdiği bu teveccüh devam ettiği taktirde 300 bin olan üye sayısının 6 ay içinde 500 bine çıkarak, Türkiye'nin 3'üncü partisi olacağı iddiasını ortaya atmıştı. YRP LİDERİ ERBAKAN VAN MİTİNGİNDE NEDEN ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİ İLE DİREKT İLGİLİ KAYYIMLARI HEDEF ALDI? YRP lideri Fatih Erbakan neden Van Mitinginde Milli Güvenliğimizi aleni tehdit eden terörist unsurlarla cansiperane mücadele için İçişleri Bakanlığınca atanan Kayyımları hedef aldı. Fatih Erbakan Van Mitinginde devlet ve millet düşmanlarını sevindiren ancak ülke genelinde tepki uyandıran ifadeler kullandı. Belediye seçimlerinde iddialı olduklarını söyleyen Erbakan, “Milletimiz Batı illerinde rantçı belediyecilikten bıkmış. Doğu illerinde kayyum belediyeciliğinden bıkmış, örgütçü belediyecilikten bıkmış, istediği hizmeti alamıyor." diyerek, kayyımları eleştirince tepki çekti. Erbakan'ın konuşmasına yapılan yorumlarda, "CHP'li seçmene yaranabilmek için şimdi de kayyımları hedef alıyor" denildi. Bu ifadeler de özellikle kayyım atamalarının Türkiye'nin Güneydoğusu başta olmak üzere Terörizmin önlenmesini göz ardı eden Erbakan bu tavrı ile dünyada yedi düvel ile mücadelede eden Türkiye'yi idare etmesi için kendisinin daha epey pişmesi tecrübe kazanması gerektiğini ortaya koydu. Göründüğü kadarıyla Fatih Erbakan'ın Kayyım konusunda yanlış bilgilendirildiği çok açık! Bugüne kadar Kayyım konusunda eski HDP yeni adı ile PKK'nın siyasi uzantısı DEM Parti ile aynı söylemleri savunan bir Fatih Erbakan'ı asla bir kefeye koymam. Ancak Şanlıurfa'da eski AK PARTİ adayı Zeynel Abidin Beyazgül'ün yeniden aday olması üzerine kazanma şansı olmayan muhalefet çok önceden planlanan Örtülü ittifak senaryosunu devreye soktu. Bu senaryonun içinde CHP,YRP adayı Kasım Gülpınar ve DEM parti vardı. Burada önemli olan YRP lideri Fatih Erbakan'ın bu senaryodan haberi olup olmadığıdır. Bu köşe yazımın yayınlanması sonrasında YRP liderinden bir açıklama gelmemesi durumunda haberi olduğunu varsayacağım. Zira CHP ile DEM parti arasında açıktan ve örtülü iş birliği artık bilinen bir gerçek olduğuna göre YRP lideri Erbakan'ın İstanbul ve Ankara'da İmamoğlu ve Mansur Yavaş kazanacağını ilan etmesi bana göre doğru bir tespit olmamıştır. Gerek CHP gerekse İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın PKK'nın siyasi uzantısı olan DEM Parti ile ittifak yapmadan kazanmaları mümkün değildir. YRP ADAYI KASIM GÜLPINAR'DAN SKANDAL AÇIKLAMA CHP'nin Türkiye genelinde tüm illerde belediye başkan adayı belirlemesine karşın Şanlıurfa'da aday çıkarmaması gözleri bu kente çevirirken DEM Parti! İle kurulan ‘' Gizli ve kirli ittifak''ın şifreleri de ortaya çıkmaya başladı. CHP aday göstermeyerek DEM partinin kazanmasına zemin hazırlamak isterken, AK Parti'den istifa ederek Yeniden Refah Partisi'nden aday olan Kasım Gürpınar'ın da sözde kızgınlıkla yerseniz DEM Partiye çalışmak istediği, sosyal medyaya düşen bir ses kaydıyla ortaya çıktı. Gülpınar bu kayıtta ‘'HDP'lilerle çalışmazsam en adiyim. Bunlarla hesaplaşmam lazım' 'ifadesini kullandığı ortaya çıktı.
Yüzde 100 Yerel podcastinde Mehveş Evin, Diyarbakır TMMOB Mimarlar Odası eski Başkanı Selma Aslan'la şehrin sorunlarını konuştu. Aslan'a göre Diyarbakır'ın üç yıldır “Türkiye'nin en mutsuz ili” olması tesadüf değil, zira halkın seçim hakkı elinden alındı. “Belediyeye ait pek çok kurum, ya TUGVA gibi bir vakfa, askeriyeye ya da bakanlıkların İl Müdürlüklerine devredildi. Belediye ihaleleri davet usulüyle yapılıyor ve adrese teslim oluyor”, diyor Aslan. Sadece karpuz ve bilezik heykeli gibi figürlere 4 milyondan fazla harcandı. İklime uygun olmayan palmiye ağaçları dikildi ve kurudu. UNESCO'nun Dünya Mirası listesindeki Sur ve Hevsel Bahçeleri'ndeki tahribat raporlandı. Bu podcasti dinlerken başvurabileceğiniz kaynaklar: 2019'da Diyarbakır belediye eşbaşkanı seçilen Dr. Selçuk Mızraklı, halen hapiste. (https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-67585920) - Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) “Yaşam Memnuniyet Araştırması: (https://www.bismilhaber.com.tr/diyarbaki) - Diyarbakır'da sekiz yıllık kayyım yönetimi bilançosu: https://artigercek.com/guncel/diyarbakirda-8-yillik-kayyim-bilancosu-isci-kiyimi-usulsuz-satislar-milyonluk-286945h - Kentsel dönüşümde Diyarbakır'da neler oluyor? (https://bianet.org/haber/ben-u-sen-de-ortaya-cikan-ikinci-surlar-korunmali-270288) - Sivil toplumun “Diyarbakır 5 no'lu cezaevi insan hakları müzesi olsun” çağrısı: https://bianet.org/haber/diyarbakir-5-no-lu-cezaevi-insan-haklari-muzesi-ne-donusturulsun-283423
Çavuşesku'nun Termometresi'nde bu hafta Aybike Boyacıoğlu moderatörlüğünde Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç; Ramazan ayının ilk gününde, Türkiye'de insanların siyasete girme nedenlerini, kimlerin siyasete girdiğini, siyasetin ilk başta siyasetçileri nasıl etkilediğini tartışıyor.00:00 Açılış00:23 "İyi insanlar siyasete meyletmez" söylemi üzerine | İlkan Dalkuç 10:19 Siyasetin finansmanı | Burak Bilgehan Özpek27:41 Siyasi partiler, dernek gibi mi kullanılıyor? | İlkan Dalkuç32:57 Parti içi demokrasi | Burak Bilgehan Özpek42:22 Bir partide tek başına yükselmek mümkün mü? | İlkan Dalkuç52:44 Kadın siyasetçiler, WeAct | İlkan Dalkuç57:34 Kadın adaylarda finansman | Burak Bilgehan Özpek
Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü'nün mahalli idarelerin personele yönelik sorularına ilişkin cevaplardan okuyucularımıza yol ve yön gösterecek nitelikte olanları paylaşmaya devam ediyoruz. Hukuk müşaviri kadrosunda görev yapanlar sınavsız avukat kadrosuna atanabilir mi? Hukuk müşaviri olarak sözleşmeli pozisyonda çalışmakta iken 7433 sayılı Kanun kapsamında kadroya geçen personelin avukat kadrosuna sınavsız olarak atanması mümkün müdür? Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin "Kapsam" başlıklı 2 nci maddesinde, "Bu Yönetmelik, özel kanunlardaki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla; a) 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kadrolarda, b) İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelere ait memur kadrolarında, c) Düzenleyici ve denetleyici kurumlara ait memur kadrolarında, d) Özelleştirme kapsam ve programında bulunan kuruluşlar da dahil olmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarına ait memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilen personelin, müdür ve daha alt görevlere yapılacak görevde yükselme mahiyetindeki asaleten atamaları ile en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin unvan değişikliği mahiyetindeki asaleten atamaları hakkında uygulanır. Ancak; ... ı) Avukat kadro veya pozisyonlarından hukuk müşaviri kadro veya pozisyonlarına, yapılacak atamalarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz." hükmü yer almaktadır. Ayrıca, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin; "Görevde yükselme ve unvan değişikliğine tabi kadrolar" başlıklı 5 inci maddesinde, "(1) Görevde yükselmeye tabi kadrolar aşağıda belirtilmiştir: ... b) Hukuk hizmetleri grubu; 1) Hukuk müşaviri. ... (2) Unvan değişikliğine tabi kadrolar aşağıda belirtilmiştir: a) ... avukat, ..." hükmü, "Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 6 ncı maddesinde, "(1) Görevde yükselme suretiyle atanacaklarda; a) Görevde yükselme sınavında başarılı olmak, b) 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde belirtilen atanabilme şartlarını taşımak, 2 c) Bu Yönetmelik kapsamındaki kadrolara atanabilmek için son müracaat tarihi itibarıyla en az bir yıl süreyle atamanın yapılacağı yerel yönetimde çalışmış olmak, genel şartları aranır. Ancak, ilan edilen kadro için yerel yönetimde bir yıl çalışma şartını taşıyan personel bulunmaması durumunda, söz konusu kadro için yapılacak başvuruda bu şart aranmaz." hükmü, "Görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar" başlıklı 7 nci maddesinde, "(1) 5 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan unvanlara görevde yükselme suretiyle yapılacak atamalarda aşağıdaki özel şartlar aranır: ... b) Hukuk müşaviri kadrosuna atanabilmek için; 1) Hukuk fakültesi mezunu olmak, 2) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan görevler ile unvan değişikliğine tabi kadrolarda ayrı ayrı veya toplam en az iki yıl çalışmış olmak, ..." hükmü, "Hizmet grupları arasında geçişler" başlıklı 19 uncu maddesinde, "(1) 5 inci maddede belirtilen hizmet grupları arasındaki geçişler aşağıdaki esaslar çerçevesinde yapılır: ... ç) Avukat kadrolarından hukuk müşaviri kadrolarına sınavsız, genel hükümlere göre atama yapılabilir. ..." hükmü bulunmaktadır.
Belediyelerde bir başkan olmasa dahi oturmuş bürokrasi sayesinde rutin işler tıkır tıkır yürür. Personeli yönetecek, örneğin bir genel müdür atandığında, çöpler yine toplanır, sokaklar temizlenir, sular akar, imar işleri devam eder. Seçilmiş belediye başkanının atanmış genel müdürden farkı şudur: Gücünü ve yetkisini doğrudan milletten alır, 5 yıllık görevi sonrasında da hesabını millete verir. Dolayısıyla başkandan beklenen, risk alması, fırsatları değerlendirmesi, projeler yapması, rutinin ötesine geçerek şehrin sorunlarını çözerken şehre yenilikler eklemesidir. Ayrıca seçilmiş başkan 5 yıl sonra milletin huzurunda hesap vereceği için bir rekabetin de içindedir ve rakiplerinden daha iyi bir performans sergilemesi, ortaya bir vizyon koyması gerekir. Mansur Yavaş'ın Ankara'da 5 yılı doluyor. Geride kalan 5 yıla baktığımızda, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin başında bir başkanın varlığından söz etmek zor. Yani Mansur Yavaş olmasa da Ankara zaten böyle yönetilirdi. 5 yılda ortaya bir fark konulmadı, rutinin dışına çıkılmadı, Ankara bir yenilikle, yeni bir projeyle, ek bir belediye hizmetiyle tanışmadı. Mansur Başkan seçim sahasına “Az Laf Çok İş” sloganıyla çıktı. Önce “Laf” kısmına bakalım: Mansur Başkan'ın az konuştuğu doğru. Ancak kendisi belediye genel müdürü değil, seçilmiş belediye başkanı. Yani siyasi bir figür ve siyaset büyük oranda “söz” üzerinden yapılır. Seçmen, sadece şehrin sorunları ve çözüm önerileri ya da projelerle ilgili değil, güncel siyasi meseleler hakkında da Başkan'ın sözünü duymak, fikirlerini öğrenmek ister. “Belediye başkanının görev alanı belediye sınırlarıdır” demeyelim boşuna. Mansur Yavaş'ın adı belediye sınırlarını aşarak Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçmişti. 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde Mansur Yavaş Kılıçdaroğlu'nun yanında görüntü vermiş, seçmene de cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı sözü verilmişti. Öyleyse Yavaş'ın konuşması gerekiyor. 6'lı Masa sürecinde neler yaşandı mesela? Ya da 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde CHP'nin PKK'nın siyasi uzantısı partiyle yaptığı ittifakı nasıl değerlendiriyor? Diyelim ki bunlar geçmişte kaldı; bugün CHP ile DEM arasındaki “kent uzlaşısı” adı altındaki ittifak hakkında ne düşünüyor? Mensubu olduğu CHP'nin DEM ile, hem de Kandil'in talimatıyla kol kola yürümesini nasıl izah ediyor? Seçime giderken, Ankaralıların, başkan adayının bu konudaki fikirlerini öğrenme hakkı var. Afyonkarahisar'daki CHP'li başkan adayı çıktı, DEM hakkındaki fikirlerini açık açık söyledi, sözlerinin de arkasında duruyor. Peki, Türkiye'nin başkenti ve ikinci büyük şehri Ankara'nın başkan adayı bu konuda ne söylüyor? Bilmek hakkımız değil mi?
Çavuşesku'nun Termometresi'nde Aybike Boyacıoğlu moderatörlüğünde Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç medya-siyaset ilişkisini, siyasi mücadelede, kampanyalarda maddi gücün rolünü tartışıyor.00:00 Açılış00:28 Seçim afişlerinde artış / yerel seçimde ataklar İzmir ve İstanbul (İD)05:34 Siyaset - medya ilişkisi: Medyanın ve siyasetin finansmanı (BBÖ)12:57 Sosyal medya / Çağrışım ve izlenim / Yankı odaları paradigması (BBÖ)21:00 Geleneksel medya - sivil toplum, medya ve ekonomi (İD)33:57 Aday belirleme sürecinde adayların mali durumu (BBÖ - İD)41:02 Türkiye'de seçimlerde neyi sayıyoruz? / Seçim güvenliği (İD)49:05 Milletvekilliği, üniversite sınavını kazanmak gibi mi görülüyor? (AB - İD)54:38 Kadın siyasetçilerle yerel seçim yayınları tanıtımı (İD)
Özgür Özel: “Seçimden sonra bu milleti sokağa dökeceğiz.” Meclis nedir, ne işe yarar? Siyasetin işlevi nedir? Millet sizi Ankara'ya sokakta yürüyün, milleti sokağa dökün diye mi seçip gönderdi? Bütün ülkelerdeki ana muhalefet partileri böyle davransa ne olur? Hak aramanın tek yolu sokak mıdır? * Allah'tan seçimden sonra dedi. Ya önce deseydi? Gaf desek gaf değil, lâf desek lâf değil. * Seçimde yine yenilgi mi görünüyor? Yoksa seçimden galip çıksa bile karar değişmeyecek mi? O zaman da sokak çağrısı geçerli olacak mı? * Şükür ki “cam çerçeve kırmadan” dedi. Aksini söyleyecek hâli yok elbette. Ama sokağa çıkan kitle o sözü dinler mi? Cam da kırılır, çerçeve de indirilir. Arabalar da devrilir, kamyonlar da yakılır. Gezi kalkışmasında gördük. Ne bankamatik kaldı, ne cankurtaranlar, ne polis arabaları. Belediye otobüsleri bile devrildi. Çimenler ezildi, çiçeklerin üstünde tepinildi, ağaçlar yıkıldı. Güya, iki ağaç için başlamıştı gösteriler. SOFRA DA SOFRAYMIŞ HA! Halil İbrahim sofrası demişlerdi. Öyle değilmiş meğer. Gördük ki o sofra kurtlar sofrasıymış. Kurt kanunu ne demekti? Düşeni yemek! Ek yapalım. Düşmeyeni de düşürmek. KİM KİMİN ÜSTÜNDE? Ekrem Bey İstanbul durak ve caddelerindeki reklâm panolarında Özgür Bey'i istemedi. Böyle bir iddia var. Yalanlayana rastlamadık. Diyelim biri yok öyle bir şey dedi. Koşup panolara bakmaya engel teşkil etmez. (Yürüyerek gidilse de olur.) Biri Genel Başkan, biri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Onları tanımayan bir yabancıya bu durumu sorsalar, panoya izin vermeyen kişinin parti genel başkanı olduğunu düşünür. Genel başkan, adı üstünde partinin en tepesindeki isim… Acaba öyle mi? İki pilot Avrupa'da uçarken biri “Ben Sen'in üstündeyim demiş. Öbürü “Ben de Sen'in üstündeyim” demiş. İkisi de doğru söylemiş. Sen nehri üzerindeymişler. Fakat bizimkiler pilot değil. Kullandıkları da uçağa benzemiyor. ÇIKIN OYNAYIN “Atatürk sizden CHP'yi iktidar yapmanızı istiyor” diye haykırdı Özgür Bey. Belki de Atatürk değil, İsmet İnönü'dür o seslenen. Sestir, benzer. Takımın maçı kazanması için gaza getirmeye çalışan teknik direktör tarzında konuşuyor. İkide bir yapıyor bunu. “Çıkın kazanın!”, “Gidin alın!”, “İktidar yapın!” Ak tolgalı beylerbeyi sanki. DEM'E VERİLECEK OY VAR DEME Harika sahnelerden biridir. Züğürt Ağa'da sandıktan kendisine tek oy çıkınca Ağa (Şener Şen) nasıl sinirleniyordu. 31 Mart'ta buna benzer bir durum yaşanacak. Aynı değil, benzer. Tersinden üstelik. DEM'e basılmış mühürleri görünce, partinin yöneticileri ve bilhassa adaylar çok öfkelenecek. “Kim verdi ulan bana bu oyları?” “Kent dedik, uzlaşı dedik, özellikle ittifak demedik. İçinde itlik geçsin istemedik. Kim önderliğimizin kararına aykırı hareket ediyor da oyları bölüyor?” “Kent uzlaşısına aykırı hareket edenler haindir.” “Uzlaşa uzlaşa hedefe varılır. Bizim uzlaşımıza uymayan uyuz olsun.”
Meltem Suat yerel siyasette gençliğin rolünü Zülfü Hayat Çınar ile pişiriyor
Fidiro Kahvesi bu bölümünde satış rekorları kırarak gündeme oturan roman Dördüncü Kanat'ı (Fourth Wing) konuşuyor. Romantik fantastik türe ait olup, genç yetişkinlere hitap eden bu kitap müdavimlerimizi fantastik edebiyat türünün dönüşümü üzerine eğlenceli bir sohbete itiyor. Politik doğruculuğun arttığı romantik evrenler neye benziyor? Dördüncü Kanat, Twilight serisi, Harry Potter gibi seriler ile nasıl benzerlikler taşıyor? Ejderhalarla bağ kurmak müdavimlerimiz için ne ifade ediyor? Kitaptaki cinsel ögeler nasıl bir sosyolojik gerçekliği açığa çıkarıyor? Belediye seçimleri ile Xaden karakteri arasındaki şaşırtıcı ilişki nedir? Z kuşağı bu kitabı neden sevdi?Bunlar gibi pek çok sorunun peşine düştüğümüz bölümümüze sizler de buyrun ve dinledikten sonra yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın!Bu bölümü sevdiyseniz Fidiro Kahvesi'nin ilginizi çekebilecek diğer bölümleri:Midnight Sun: Vampirler ve Flört Şiddeti'ne dair bir Nostalji [Roman]https://www.fidirokahvesi.com/1214024/5252692Ninth House: Üniversitelerdeki Gizli Topluluklar, Kara Büyü ve Elitizm [Roman]https://www.fidirokahvesi.com/1214024/6213031 Ateşin Peşinde: Fantastik Edebiyatta Ortadoğu Esintileri [Roman]https://www.fidirokahvesi.com/1214024/7767700 Harry Potter ve Felsefe Taşı ( ve maratonun devam bölümleri)https://www.fidirokahvesi.com/1214024/9890611 Support the show
Meltem Suat konuğu Chp Kartal Belediye Meclis Üyesi Gülay Boyraz ile yerel seçim sürecini pişiriyor
Daktilo1984 özel yayınında Aybike Boyacıoğlu konuğu CHP Kadıköy Belediyesi Aday Adayı Barış Antik ile Kadıköy'ün güncel sorunlarını konuşuyor.--00:00 Açılış00:10 Kampanya süreci02:52 Fikirtepe 07:13 Kentsel dönüşüm süreci10:34 Belediyelerin yükü artıyor mu?12:07 Konut sahibi olmak / ekonomik sorunlar13:07 Kalamış Parkı meselesi14:55 Minibüs caddesi / Belediye araçları yetersizliği sorunu17:40 "Müşteri değil kentli" olmak
Seçim 2024'ün ilk bölümünde Melis Konakçı moderatörlüğünde Burak Bilgehan Özpek ve Ulaş Tol; 2024 yerel seçimlerinde kurulan ve dağılan ittifakların, açıklanan adayların seçim sonuçlarına olası etkilerini tartışıyor. 00:00 Açılış (Melis Konakçı)00:34 Seçimler ve İttifaksızlık (Ulaş Tol)11:08 Seçimler ve İttifaksızlık (Burak Bilgehan Özpek)26:14 Murat Kurum iktidar desteğini aldığı için seçmende güven oluşturur mu? (Ulaş Tol)31:24 İstanbul seçimleri (Burak Bilgehan Özpek - Ulaş Tol)41:21 Ankara Seçimleri'nde Yavaş'ın işi kolay mı? (Ulaş Tol)44:40 Mansur Yavaş (Burak Bilgehan Özpek)46:53 Ankara'daki seçim kampanyasında hangi konu en kritik? (Ulaş Tol)53:50 Kapanış
Meltem Suat konuğu Deva Partisi Mut Belediye Başkan adayı Fatma Çelik Kovan ile adaylık sürecini pişiriyor
Meltem Suat ve Cem Özen yerel seçimler öncesinde belediyelerin nasıl yolsuzluğa bulaştığını konuşuyor.
Türkçe konuşan toplumun yoğun olarak yaşadığı Merri-bek belediyesi encümeni Öztürk Yıldız, Çarşamba günü ret oyu kullandığı Filistin yanlısı önerge yüzünden Türk toplumundan yoğun tehdit ve hakaret mesajları aldığını belirtti.
İstanbul Valiliği genelgesine sadece "açık alanda içki yasağı" diye bakmayın lütfen. Bu düpedüz hayat tarzına müdahaledir. Jenerik müziği: Rahman Altın
Son Düzlük'ün yeni bölümünde Mehmet Yaşar Altundağ ile 2019 belediye seçiminde muhalefeti zafere taşıyan seçim stratejisini, bu zaferin muhalif seçmen üzerindeki etkisini konuştuk. 2019'da Cumhur ve Millet İttifakı'nın kampanya stratejilerini bugünkü kampanyalarla karşılaştırıp 14 Mayıs seçimlerinin önemine değindik.
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, beklenen İstanbul depremi için zamanın çok daraldığını ancak kentte hummalı bir çalışma görülmediğini belirterek, "Belediye ve hükümetin iş birliğiyle İstanbul´u depreme hazırlaması lazım. Ama hep ayrı telden çalı...
İçişleri Bakanı Clare O'Neil, Suriye'den geri gönderilen ve IŞİD militanlarıyla bağlantılı Avustralyalılarla ilgili endişeler üzerine Batı Sidney belediye başkanlarıyla bir araya geldi. Belediye başkanlarından biri, bölgenin "çöplük alanına" dönüştüğünden şikayet etmişti.
Freiburg'da önümüzdeki ders yılından itibaren ilkokul ve yuvalarda çocuklara sadece etsiz yemek sunulacak. Sebzeli yemeklere ağırlık verilecek. Belediye meclisinin aldığı karar sadece bu kentte değil, Almanya genelinde tartışmaya neden oluyor. Türk yemek kültüründe etin ağırlıklı olması aileleri zorlayacak mı? Von Tuba Tuncak.
Belediye başkan aday adayları ve telefonu meşgule atanların dinlediği program Anlatamadım.
Basit Türkçe ile Haberler / News in Simple Turkish by skypeturkish.com Basit Türkçe ile Haberler'in yeni bölümüne hoş geldiniz. Bugün 23 Ağustos 2022 Salı. Çin'de Aşırı Sıcaklar Çin'in güneybatısında aşırı sıcaklar nedeniyle orman yangını çıktı. Bölgede 1500 kişi güvenli alanlara tahliye edildi. Dumanlar bölgedeki Chongqing şehrinin merkezine kadar ulaştı. Şehirde yaklaşık 32 milyon kişi yaşıyor. Belediye yetkilileri yangının kontrol altına alındığını açıkladı. Yangında can kaybı yaşanmadı. Bugünden itibaren Chongqing'deki ormanlarda ateş yakmak yasaklandı. Çin'in bazı bölgelerinde 12 Ağustos'ta aşırı sıcaklıklar gerekçesiyle kırmızı alarm verildi. Bu sabah meteoroloji merkezi aşırı sıcaklar nedeniyle 165 şehir ve ilçede yeniden kırmızı alarm verdi. Açıklamaya göre, şehirlerdeki sıcaklıklar 24 saat içinde 40 dereceyi aşacak. Dinlediğiniz için teşekkürler! Lütfen bu bölümü Türkçe öğrenen diğer kişilerle de paylaşın! Yeni bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!
Orban ve Macaristan hakkındaki mini-serimizin sorununa geldik. İlk bölümümüz bir değişim ve yükseliş hikayesiydi, bir yandan da Macaristan hakkında bir arkaplan oluşturuyorduk. İkinci bölüm, bir güç konsolidasyonu hikayesiydi, bir yandan da hukuk hakkında konuşuyorduk. Bu bölüm için bir düşüş hikayesi demeyi isterdim, üçlemelerin simetrisine uygun olurdu, fakat Orban daha düşmedi, düşmeyebilir de. Ama yaşadığı birtakım tökezlemelerin hikayesini, AB ile aralarındaki düelloyu ve en sonda da Türkiye'ye uygulanabilecek dersleri konuşacağız.Duyuru: Safsatalar Ansiklopedisi Kısaltılmış Edisyon çıktı!Bölümler:(00:05) Bir hobi olarak protesto ve Internet vergisi(03:15) Bugünün özeti(04:00) İlliberal demokrasi konuşması(04:55) Fareed Zakaria: Foreign Affairs(05:50) Rekabetçi otoriteryenizm(06:25) Demokrasi Endeksi(07:05) Freedom House Özgürlük Raporu(08:25) Liberal demokrasinin üç şartı(11:35) Ulus devlet esası(11:55) Çokkültürlülüğün reddi(12:15) Geleneksel Aile(13:55) Gürman ile Demokrasilerin Geleceği Üstüne(14:40) Halk demokrasiden ne anlıyor, ne bekliyor(17:25) İç siyasette puan için kolay hedef Brüksel(19:55) 2015 Mülteci Krizi(25:05) Soros: Public Enemy No 1(26:55) AB'nin Mülteci Kampı Türkiye(27:45) CEU out, Fudan in(29:15) Stop Soros Kanunu(30:05) Çoğunluk halen AB yanlısı(30:55) Türk Konseyine üyelik(32:00) Rusların Dışişleri'ni yıllarca hacklemesi(34:10) 2019 Belediye seçimlerinde muhalefet zaferi(36:50) İlk altılı ittifak(40:05) Visegrad Dörtlüsü(42:05) Siyasi kariyerleri bir türlü ölmeyen zombiler(44:15) Öngörülemeyen değişken: Savaş(46:30) Referandum(48:00) İttifaklarda aritmetik hesabı tutmaz(50:05) Seçim zaferi sadece ilk raunddur(50:50) Macaristanın farkları(52:35) Serinin Özeti(53:30) Patreon teşekkürleri.KaynaklarMakale: Illiberal Democracy in HungaryMakale: What is going on in HungaryKPGM Macaristan büyüme raporuHaber: AB Hukukun üstünlüğü ve fon kısmaHaber: Soros komplosuRapor: Rusların Macarları hacklemesiRapor: Yeni anayasanın hukukun üstünlüğüne etkileriMakale: 2019 belediye seçimleriMakale: 2022 önseçimleri ve seçimlerSponsorlar:..Bu podcast, Decathlon hakkında reklam içerir.Decathlon Mayfest kapsamında 5 büyük şehirde gerçekleşecek olan (İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya'da) ücretsiz ve sürpriz ödüllerle dolu spor etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Mayıs ayı boyunca atölye hizmeti veren Decathlon mağazalarında ücretsiz bisiklet check up hizmetinden yararlanabilir ve aya özel fırsat ürünlerini keşfedebilirsiniz.Decathlon Mayfest fırsatlarını detaylı incelemek için tıklayın...See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması neden hukuka aykırı?