POPULARITY
Irak'ın başkenti Bağdat'ta, 19 Ağustos 2003'te, aralarında Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisinin de bulunduğu 22 yardım çalışanının bombalı saldırıda hayatını kaybetmesi üzerine, BM Genel Kurulu 2008'de aldığı kararla 19 Ağustos'u, "Dünya İnsani Yardım Günü" ilan etti. Peki Türkiye'de insani yardım faaliyetleri nasıl organize ediliyor? Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Recep Şükrü Balkan ile konuştuk.
Bozkurt Türklüğün mü yoksa MHP'nin mi sembolü üzerinden başlayan tartışma sosyal medyanın ana gündem maddesiydi. Bozkurt işaretine MHP nedeniyle sempati beslemeyen çevreler önce cahillikle suçlandı. Ardından Türk düşmanlığıyla, vatan hainliği veya yetmez ama evetçilikle itham edildi. Peki Türklükten aforoz edebilme gücü nasıl edinilmişti? Bu güç geçmişte nasıl kullanılmıştı? Bozkurt MHP'nin mi, Türklüğün mü yoksa Türklükten aforoz edebilme gücünün mü simgesiydi?------- Podbee Sunar -------Bu Podcast, Hiwell hakkında reklam içerir. Hiwell'in klinik psikologlarıyla ücretsiz tanışma görüşmeleri yapmak ve terapi seanslarınızda pod10 koduyla %10 indirimden faydalanmak için. tıklayın. Bu Podcast, Agesa hakkında reklam içerir. AgeSA BES ile Yatırımda Rahat Edin. Yüksek kazançlı geniş fon seçenekleri, %30 Devlet Katkısı ve Finansal Danışmanlık AgeSA'da. Yatırımlarla ilgili daha iyi hissetmek için. tıklayınız.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Şili ve Japonya örneklerinin ortaya koyduğu gibi depremle yaşamak mümkün. Peki Türkiye'de yanlış giden ne? Önemli bilimsel gelişmelere rağmen, Türkiye hâlâ depremlere karşı savunmasız ve bunun en son örneğini Şubat 2023'te trajik bir şekilde gördük. Kahramanmaraş (Mw 7.8) ve Elbistan (Mw 7.6) depremlerinin… Seslendiren: Mustafa Yılmaz
Diplomasi ve güvenlik bürokrasisinin en üst düzey yetkililerinin Irak ziyareti, Türkiye-Irak ilişkilerinin yeni bir döneme girildiğine işaret ederken, Türkiye'yi Basra Körfezi'ne bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi'nin, bölgedeki bir çok dengeyi değiştirmesi bekleniyor. Peki Türkiye-Irak ilişkilerini neler bekliyor? Bölge güvenliği için PKK'ya karşı nasıl bir mücadele yöntemi olacak? ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Dr. Bilgay Duman ile konuştuk.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar, ülke ekonomileri için önemli göstergelerden birisi haline geldi. Dünyada kredi derecelendirme kuruluşlarının sayıları yüzün üzerinde olsa da, bu piyasada Moody's, Standard & Poor's (S&P) ve Fitch hakim kuruluşlar olarak öne çıkmaktadır. Deyim yerindeyse derecelendirme notları piyasasını bu kuruluşlar belirlemektedir. Peki Türkiye'nin kredi derecelendirme kuruluşları ile hikayesi nasıl başladı? TÜRKİYE'NIN KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARINDAN ALDIĞI NOTLARIN HİKÂYESİ Türkiye'nin kredi derecelendirme kuruluşlarından not alma süreci 1991 yılında başlamaktadır. Türkiye ekonomisinde 1989 yılından sonra başlayan sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi süreci ile Türkiye'ye ciddi miktarda uluslararası sermaye girişi gerçekleşti. Diğer yandan, dünya para piyasalarından borçlanmaya başlanması ile bu borçlanma için gerekli olan derecelendirme kuruluşları notu ile Türkiye'nin kredi derecelendirme süreci başlamıştır. Bu süreçte, Türkiye'nin derecelendirme kuruluşlarından 1992 ve 1993 yıllarında aldığı ilk yatırım yapılabilir notu ile iyi bir başlangıç yapmış ancak 1994 yılında yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle S&P ve Moody's Türkiye'nin yatırım yapılabilir seviye olan (BBB) notunu düşürerek spekülatif seviyeye (B+) indirmişlerdir.
Hacıvat-Karagöz eğitimlerle nesilden nesile aktarılıyor. Unesco'nun somut olmayan kültürel mirası temsili listesine 2009 yılında giren Karagöz, Uludağ Üniversite'sinde öğretmenlere ders olarak anlatılıyor. Peki Türk kültürünün bu simgelsel karakterleri ne anlatıyor? Hacıvat-Karagöz oyunlarının en belirgin özelliği ne? Senaryosu nasıl ortaya çıkıyor? Karagöz ve Kukla Oyunları Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. İbrahim Öztahtalı Pencere'de anlatıyor.
Merhaba arkadaşlar, bugün konuğumuz TESFED Başkanı Sn. Alper Afşin Özdemir Bey oldu. Kendisi Türkiye'de E-Spor'un dününü, bugününü ve geleceğini konuştuk. E-Spor nasıl hayatımıza girdi'den E-Sporu gelecekte nelerin beklediğine dair geniş bir yelpazede oldukça doyurucu bir içerik hazırladık sizler için. Peki Türkiye E-Spor Federasyonu Başkanı Alper Afşin Özdemir Bey ile ne mi konuştuk? ►Alper Afşin Özdemir'in hayatına E-Spor nasıl girdi? ►E-Spor'a "Hareketsizlik" üzerinden yapılan eleştiriler ►Suudi Arabistan'ın E-Spor yatırımları ve Türkiye'nin E-Spor'da dünyadaki yeri ► Türkiye'nin E-Spor konusunda uzun vadeli planları nelerdir? ► Türkiye'de ve dünyada E-Spor oyuncusu olmak ► Alper Afşin Özdemir'in Global Esports Federation'daki görevi ve misyonu nedir?
Teknoloji sirketlerine strateji, OKR, liderlik gelisimi, ucretlendirme ve lider ekip kurma konularinda danismanlik veren Melon Mercek'in bu bölümünü sunar. Melon'un Endeavor Türkiye işbirliğiyle hazırladığı, 2023 yılında Türkiye teknoloji sektörünün ücret ve yan haklarını ele aldığı kapsamlı rapora buradan ulaşabilirsiniz. 27 Aralık Çarşamba akşamı 2024 yılı için asgari ücret %49 zamla 17.002 TL olarak belirlendi.Peki Türkiye için asgari ücret güncellemesi neden bu kadar önemli? Son 5 yılın ekonomi politikasınının sonuçları neler oldu? Ve bu sonuçlar ücretleri nasıl etkiledi? Mercek'in bu bölümünde Aposto ekibinden Çağnur Coşan son yılların asgari ücret tartışmalarını ele alacak ve bu sorulara cevap arayacak
Bildiğiniz üzere bir süreden bu yana döviz kurundan enflasyona geçişkenliğin yüksek olması nedeniyle kurun belli bir hızda artmasına müsaade ediliyor. Her ne kadar Merkez Bankası'nın bir döviz kuru hedefi olmasa da hem fiyat istikrarının sağlanması hem de finansal istikrarın tesisi için kurun baskılandığını biliyoruz. Dönem dönem bazı ihracatçı sektörlerin temsilcilerinin bu konuya itiraz ettiğini, kurun olması gereken yere gitmesi gerektiğini söylediğini hatta kurun enflasyondaki artış kadar artmasına müsaade edilmesinin bir zorunluluk olduğunu beyan ettiğini görüyoruz. Böylelikle ihracatçının daha rekabetçi olacağı ve ülkeye daha fazla döviz girişi olacağı ifade ediliyor. Yukarıdaki alışılagelmiş söylemin her zaman her koşulda işlemediğini biliyoruz. Örneğin ana ihracat pazarlarımızın daraldığı dönemlerde kurun seviyesi ne olursa olsun ve ihracatçı ne kadar teşvik alırsa alsın ihracatın artması çok mümkün olmuyor. Zira alıcı sizin ihraç etmek istediğiniz ürünü kendi iç dinamikleri yüzünden almıyor veya alamıyorsa sizin içeride izlediğiniz politikaların bir etkisi kalmıyor. Bu durum genellikle küresel ekonominin daraldığı konjonktürlerde sıklıkla karşımıza çıkıyor. Peki Türkiye'de ihracatın temel belirleyicisi ne? İşte bu noktada önemli bir referans çalışmadaki bulgular bazı ezberleri bozacak cinsten. Merkez Bankası araştırmacıları Demirhan Demir, Selçuk Gül ve Abdullah Kazdal tarafından hazırlanan “Üretimin İthal Girdi İçeriği ve İhracatın Reel Kur Esnekliği: Türkiye Örneği” başlıklı çalışma tebliğindeki bulgular “kuru serbest bırakın” çağrısı yapan pek çok sektördeki ihracatçıların iddialarını çürütecek bazı bulgular içeriyor. Çalışmanın temel bulgularına göre Türkiye'nin ihracatının temel belirleyicisi dış talepteki değişimler. Reel döviz kuru hareketlerinin ihracat hacmi üzerindeki etkisi görece olarak oldukça sınırlı. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da hem kısa hem de uzun vadede, Türkiye'nin ihracatında ihracat yapılan ülkelerin gelirlerindeki değişimlerin imalat sanayi sektörleri için ana belirleyici olduğu. Yani reel kur hareketlerinin ekonominin genelinde ihracatı artırıcı yönde belirgin bir etkisi yok. Peki ihracatın artması için ne yapmak gerekiyor? Yine aynı çalışma tebliğinde bu konuda önerilen değerlendirme şu şekilde: “ihracatta kalıcı ve sürdürülebilir kazanımlar temelde fiyat rekabetçiliğinden ziyade katma değeri yüksek ve teknolojik ürün çeşitlendirmesiyle sağlanabilir.” Yukarıda bahsettiğim çalışmanın bulgularından yola çıkarak ihracat teşvik mekanizmalarının gözden geçirilmesi gerektiği sonucunu çıkarıyorum. Zira teşviklerin cari konulara destek olmak yerine katma değeri yüksek ve teknolojik ürün çeşitlendirmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Yani her yurtdışına mal satana yönelik yeknesak bir teşvik mekanizması yerine sektörlerin yüksek katma değerli ürünlere geçişini sağlayacak daha teknik bir teşvik mekanizmasının inşa edilmesi gerekiyor.
İletişim kurmanın en anlaşılır yolu, güzel konuşmak. Peki Türkçeyi nasıl düzgün konuşuruz, diksiyonda nelere dikkat etmeliyiz? Sunucu, hitabet sanatçısı ve diksiyon eğitmeni Nur Haktan ile konuştuk.
21. yüzyılın ilk dev ekonomik projesinin adımları G20 Liderler Zirvesi'nde atıldı. Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Almanya, Fransa, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği'nin (AB) hedefi, Hindistan'ı Ortadoğu üzerinden Avrupa'ya bağlamak. Projenin ismi de belli: Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomi Koridoru (IMEC). Şüphesiz projedeki dikkat çeken ayrıntılardan biri Türkiye'nin olmaması. Peki Türkiye neden yok? Bilerek mi saf dışı bırakıldı? Türkiye dış ve iç politikasında hangi adımları atarsa bu projeye eklemlenebilir? ABD'nin projeye verdiği desteğin anlamı ne? Bu proje Çin'in Kuşak ve Yol Projesi'ne karşı mı olacak? Projenin ABC'sini ekonomist Güldem Atabay ile konuştuk. *********** 14.09.2023
Üniversite tercihlerinde son gün 8 Ağustos. Yüzbinlerce genç, ilk kez üniversiteye başlayacak. Milyonlarcası ise zaten üniversiteli. Peki Türkiye'nin üniversite sistemi bizlere ne vadediyor? Verilerin ışığında üniversite gerçeğini bu bölümde dinleyeceksiniz.See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
Erdoğan'ın İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasıyla Türkiye'nin dış politikadaki yönü yeniden tartışılmaya başlandı. Rusya ile ilişkilerini bozmadan Batı ile yeniden yakınlaşmak isteyen hükümet yetkilileri Avrupa Birliği (AB) üyeliğini yeniden telaffuz etmeye başladı. Peki Türkiye'nin hâlâ AB üyeliği mümkün mü? Bu söylemler Türkiye'nin dış ve iç politikadaki tercihleriyle ne kadar uyumlu? Sadece söylem bazında kalan bu hedefin gerçekleşmesi mümkün mü? Senem Görür Yücel sordu, Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp ve TEPAV Direktörü Nilgün Arısan Eralp cevapladı.
Erdoğan'ın İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasıyla Türkiye'nin dış politikadaki yönü yeniden tartışılmaya başlandı. Rusya ile ilişkilerini bozmadan Batı ile yeniden yakınlaşmak isteyen hükümet yetkilileri Avrupa Birliği (AB) üyeliğini yeniden telaffuz etmeye başladı. Peki Türkiye'nin hâlâ AB üyeliği mümkün mü? Bu söylemler Türkiye'nin dış ve iç politikadaki tercihleriyle ne kadar uyumlu? Sadece söylem bazında kalan bu hedefin gerçekleşmesi mümkün mü? Senem Görür Yücel sordu, Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp ve TEPAV Direktörü Nilgün Arısan Eralp cevapladı.
Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İsveç'in NATO üyeliğini onayladı. Erdoğan'ın bir süredir Rusya ve Putin ile kurduğu ilişki dış politikada “eksen kayması” olarak yorumlanıyordu. Şimdi ise İsveç kararı ile birlikte Türkiye'nin yeniden “Batı bloğuna” döndüğü yorumları yapılıyor. Peki Türkiye Batı'dan kopmuş muydu, bunun demokrasi getireceğini düşünmek ne kadar gerçekçi? Muhalefetin seçim yenilgisi ve derinleşen ekonomik krize karşı sessizliği tepki çekiyor. Bir süredir parlamenter muhalefetin etkisinde olan toplumsal muhalefet bunu bir fırsata çevirebilir mi? Gökçe Çiçek Kösedağı sordu, Nuray Mert cevapladı.
Türkiye 14 Mayıs'ta seçime gidiyor. Seçim yarışının ana oyuncularıysa iktidardaki Cumhur İttifakı ve muhalefetteki en büyük blok olan Millet İttifakı. 2023 genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili podcastlerimizin ilkinde tarafların ekonomi vizyonlarını karşılaştırdık. Bir yanda iktidar heterodoks politikalardan oluşan Türkiye Ekonomi Modeli'nde ısrarcı gözükürken karşı tarafta muhalefet ortodoks para politikalarına dönüş öneriyor. Peki Türkiye Ekonomi Modeli tam olarak ne? Nasıl politikalardan oluşuyor ve nasıl sonuç verdi? Millet İttifakı seçilirse faizi yükseltecek mi? Konut ve taşıtlarda vergi düzenlemeleri yapılacak mı? Cari açık sorununu kim çözebilir? Tüm bunları yeni “Türkiye'nin Seçimi” serimizde konuştuk.
Bir gündem var... Bir ‘suni' gündem... Bir de ‘gerçek' gündem... Hani Yunus Emre'nin “Bir ben vardır bende, benden içeru” dediği gibi... Şu sıra gerçek gündem, yani kalıcı, yani belirleyici olan, yani uzun süre etkileyici olacak gündem nedir?.. Ekrem İmamoğlu Bey ile Meral Akşener Hanım'ın Mahkeme'nin kararını duyduklarında çılgınlar gibi sevinmeleri ve birbirlerine koşup coşkuyla kucaklaşmaları mı? Orada bir zurna ve davul da olsa anında halaya duracak olmaları mı? Devlet Bahçeli'nin son derece doğru tespitiyle; Kılıçdaroğlu'na karşı düzenlenen ‘Saraçhane darbesi'nde başarıya ulaşılmış olması mı? İmamoğlu'nun taraftarlarını Saraçhane'ye saat 13.47'de, yani Mahkeme'nin, Kararını açıklamasından 2 saat 15 dakika önce davet etmesi mi? Ya da Meral Akşener'in yine Karar'ın açıklanmasından çok önce davete icabet edeceğini bildirmesi mi?.. Akşener'in 6'lı Masa'ya kabul ettiremediği Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın, ilk akşam kendisiyle birlikte ana aktörlerden biri olarak ön sıralarda poz vermesi mi? Duruşma gününün çoktan belli olmasına ve Karar'ın beklenmesine rağmen Kılıçdaroğlu'nun “Kararın açıklanacağından haberim yoktu” demesi mi? Veyahut Kılıçdaroğlu “16 milyon arkanda” derken, Akşener'in “85 milyon arkanda” diye düzeltmesi mi?.. Tabii ki bunların hiçbiri gerçek gündem değil... Suni gündem... Peki Türkiye'nin şu sıra gerçek gündemi nedir?
Avrupa Strep A alarmında! Peki Türkiye'de bu durumla karşılaşıldı mı? Bu bakteri hangi hastalıkları tetikliyor? Pandemi haline gelir mi? Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara anlatıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Avrupa Siyasi Topluluğu'nun Prag'ta düzenlenen Zirvesi'ndeydi... Bir bile değil, yarım adım geriye gidip tüm Zirve'ye hâkim olacak bir açıyla gözlemlendiğinde ortaya çıkan tablo açık: Türkiye, Avrupa için kilit konumda... Cumhurbaşkanı Erdoğan ise uluslararası diplomaside çözümün baş aktörlerinden... Peki Türkiye'nin Rusya-Ukrayna sorununun çözümünde ‘vazgeçilmez' oluşunu, Haziran ayında Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'nden ‘damga vuran' üçlü muhtıra ile ayrılabilmesini, Azerbaycan-Ermenistan meselesinde deyim yerindeyse ‘gözünün içine bakılmasını', Balkan ülkeleri, Afrika ülkeleri, Türk devletleri ile kurduğu olumlu ve lehimize ilişkileri nasıl, neyle açıklayabiliriz?... İlmek ilmek örülen, “Bölgesinde lider, dünyada söz sahibi Türkiye” konumu nasıl kazanıldı? Kısa açıklaması şu: Batı'nın ya da diğer güç odaklarının çıkarlarının merkeze alındığı anlayıştan hızla uzaklaşıldı. Türkiye'nin çıkarları öncelendi. Uluslararası hukuktan doğan haklardan geri adım atılan tavır reddedildi, onlara sıkı sıkıya bağlı hareket edildi. Diğer ülkelerin de bu yoldan sapmaması için gerekli mekanizmalar defaatle devreye sokuldu. Tabii bunlar yalnızca lafla olacak işler değil... Söz konusu dirayetin gösterilebilmesi için altyapı hazırlanmalıydı... Millî Enerji ve Maden Politikası bu zeminin çimentosu oldu...
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları devam ederken, Ukrayna'dan tahıl sevkiyatı bugün başlıyor. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), mısır yüklü ilk geminin TSİ 08.30'da Odessa Limanı'ndan yola çıktığını duyurdu. 26 bin ton mısır taşıyan geminin yarın İstanbul'a varması bekleniyor. İtalya'da siyasi kriz sürüyor. Başbakan Mario Draghi'nin istifa etmesinin ardından ülke yeni bir kaosa sürüklendi. 25 Eylül'de düzenlenecek erken seçimlerde anketlere göre favori yüzde 23 oyla İtalya'nın Kardeşleri Partisi. Partinin genel başkanı Giorgia Meloni ise İtalya'nın ilk kadın başbakanı seçilebilir. Peki Türkiye Meloni'yi neden bu kadar seviyor? Senem Görür, Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp ve hukukçu Yunus Emre Erdölen tartıştı. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3JprsT5
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine düzenlemek istediği olası operasyon hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “İdlib bölgesinde dört milyona yakın nüfusun güvenliğini sağlıyoruz” diyen Kalın, olası operasyona dair şunları söyledi: “Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz, böyle bir operasyon her an yapılabilir.” Peki Türkiye, Suriye'ye bir operasyon düzenleyebilir mi? ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın (CENTCOM) Twitter hesabından terör örgütü YPG/PKK'nın kilit isimlerinden Ciyan Tolheldan Afrin kod adlı Salwa Yusuk için yayınlanan taziye mesajı ne anlama geliyor? Kuzey Irak'ın Duhok vilayetinin Zaho kentine düzenlenen saldırıda ikisi çocuk en az dokuz kişi hayatını kaybetmiş, 23 kişi ise yaralanmıştı. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi saldırıdan Türkiye'yi sorumlu tutarken, Türkiye ise saldırının sorumlusu olarak PKK'yı işaret etmişti. Saldırının sorumlusu kim? Eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump görevden ayrıldıktan sonra ilk kez başkent Washington'a gelerek kendisine yakın düşünce kuruluşunda konuştu. Trump'ın bu konuşması 2024 için bir sinyal mi? Ruşen Çakır ve Ömer Taşpınar, Transatlantik'te değerlendiriyor. Yayını izleyebilirsiniz: bit.ly/3ovvsrL
Tohumculuk sektörü ülkemizde her geçen gün güçleniyor. Peki Türkiye'de tohum konusunda neler yapılıyor? Anadolu Ajansı muhabiri Mustafa Çalkaya anlattı.
Zaman geçtikçe lojistiğin önemi de arttı. Bu sektör, değeri 29 trilyon doları aşan küresel ticaretin omurgalarından biri. Peki Türkiye'nin küresel lojistikteki yeri nedir? AA muhabiri Bahattin Gönültaş anlattı.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları devam ederken, birçok ülke de dış politikasında yeni arayışlarda. Türkiye, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkeler bu savaşta arabuluculuk rolü üstlenme arayışında. Peki Türkiye, bu savaşta arabulucu rolü üstlenebilir mi? Türkiye-İsrail ilişkileri nereye gidiyor? Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun BAE ziyaretinin anlamı ne? Selim Kuneralp ve Senem Görür ile Kordiplomatik'in bu haftaki konuğu Gökhan Çınkara. #RusyaUkrayna #BirleşikArapEmirlikleri #Erdoğan #İsrail #enerji #katar #doğalgaz #komşularlasıfırsorun #receptayyiperdoğan #gökhançınkara #selimkuneralp
Beyin, beyin geliştiriciler, zihin, yaşam, yeni yaşam matematiği, felsefe, matematik, eğitim, gençler, yurtdışına gitmek ya da kalmak ve daha pek çok konu...Bu bölümde konuğum beyin cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç. O, Hacettepe, Marmara ve Harvard Üniversiteleri'nde eğitim almış, yurtdışında pek çok önemli üniversitede ders vermiş, bir ilacın bulunuşunda önemli bir rol oynamış, önce Avrupa, ardından Dünya Bilim ve Sanat Akademisi'ne seçilmiş bol ödüllü biri... Eğitim ve araştırma çalışmalarını sürdürdüğü Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin kurucu dekanı. Yılda 300'ün üzerinde de beyin ameliyatı yapıyor.Peki Türker Kılıç ile neler konuştuk?* Beyin nasıl zihin üretir?* En önemli beyin değiştiriciler kimler?* Dünya vatandaşı bir bilim insanı nasıl olunur?* Dünya vatandaşı bir bilim insanı olarak Türkiye'de kalmanın artıları ve eksileriÜniversiteli gençlerin zihin profilinin son yıllardaki değişimi.* Fikir coğrafyası ve akademik alandaki sığlığın tehlikeleri* İnsan, yaşamı boyunca kaç kez yaratıcılık için tam yoğunlaşma sağlar? Bu nasıl iyi kullanılır?Beyni geliştirmenin üç ana anahtarı nelerdir?* Beyin gelişmesi için en önemli aktiviteler nelerdir?* Beyin yedekleme mümkün mü?* Tüm dünyadan 110 bilim insanıyla birlikte yer aldığı bir çalışmanın sonuçları ışığında beyin-bağlantısallık ve yeni yaşam felsefesi.
Bugün dünyada “Braille Günü”.. Yani görme engellilerin okuyup yazmasını sağlayan özel sisteme adanmış. Peki Türkiye görme engellilerin eğitiminde, günlük hayata iştirakinde hangi noktada? Eski milletvekili ve Türkiye Beyazay Derneği Başkanı Lokman Ayva'ya göre Türkiye dünyada çok özel bir yere sahip.
İki hafta süren COP26 İklim Zirvesi, çetin müzakerelerin sonunda 197 ülkenin imzaladığı anlaşmayla 12 Kasım'da bitti. Peki Türkiye'nin de imzasını koyduğu Glasgow İklim Paktı'nda neler var? Türkiye, enerjide dönüşümü nasıl yapacak? İklim fonu mekanizmalarını nasıl yönetecek? Sermayede gerçekleşen büyük dönüşümler yakın gelecekte hayatımıza nasıl etki edecek?
"Şu günlerde Türkiye'den Almanya'ya iş gücü göçünün 60. yıldönümü kutlanıyor. Aslında son yıllarda Türkiye'den Almanya'ya göç eden çok sayıda akademisyen de oldu. Bu akademisyenlerin bir kısmı barış akademisyenleri olarak tanınıyor. Türkiye'de Kürt sorununun barışçıl yollardan çözülmesini isteyen bildiriye imza attıkları için kanun hükmünde kararnamelerle işten atıldılar. Onlar da yurtdışına gittiler. İşte onlardan biri de Deniz Yonucu. Andropolog olarak doktorasını ABD'de yaptııktan ve bir yıl Türkiye'de Beykent Üniveristesi'nde çalıştıktan sonra Almanya'ya gelmiş Yonucu. Deniz Yonucu bugün Berlin'de yaşıyor ama yakın zamanda Londra'ya taşınmayı düşünüyor. Peki Türkiye'den akademisyenler neden yurtdışına göç etti? Deniz Yonucu'nun göçe bakış açısı ve izlenimleri."
Türkiye, artan kömür ve elektrik fiyatlarının altında ezildikçe ezilirken Dünya, kömürden tamamen çıkmayı konuşuyor. Çünkü iklim değişikliğini hızlandıran küresel sera gazı emisyonlarının yarısı, kömür kaynaklı! Ayrıca kömür, artan hava kirliliğine bağlı hastalık ve ölümlerin de sorumlusu... Peki Türkiye, hem pahalı hem kirli bir enerji kaynağı olan kömürden nasıl çıkabilir? Mehveş Evin'in podcasti
Koronavirüs salgını nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıldır yüz yüze eğitime ara verildi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer 19 Ağustos'ta, 6 Eylül'den itibaren tüm kademelerde yüz yüze eğitime başlanacağını açıkladı. Peki Türkiye'de yüz yüze eğitim için hangi önlemlerin alınması gerekiyor, devamlılık için hangi adımların atılması gerekiyor? Alınması gereken önlemleri Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıklar Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ile konuştuk. Azap, okulların yüz yüze eğitime devam edebilmesi için 12 yaş ve üstü çocukların bir an önce aşılanması gerektiğini söyledi.
Dayanışma ve gönüllülük! Afet ve kriz dönemlerinde yaşanan özel bir durum. Araştırmalar gösteriyor ki, gönüllülük insanı dönüştürüyor, fiziksel ve ruhsal sağlığını iyileştiriyor, çevresini genişletiyor, seviyor, seviliyor, yeteneklerini ortaya çıkarıyor, kariyerini olumlu etkiliyor ve mutluluğunu artırıyor. Peki Türkiye'de ve dünyada gönüllülük tablosu nasıl? Araştırmaların sonuçları nasıl yorumlanıyor? Prof.Dr. Nezih Orhon anlatıyor.
Aylin Öney Tan bugün muzla ilgili tarihten hikayeler anlatıyor. Muz insanoğlunun yetiştirdiği ilk bitkilerden. Kökeni Güneydoğu Asya. Batı'ya ilk getiren ise muzu Hindistan seferinde keşfeden Büyük İskender'in askerleri olmuş. Hindistan bugün de Asya'daki en büyük muz üreticisi ülke, ama ürettiği muzun tamamını kendisi yiyor. Peki Türkiye'de en çok yetişen muz türü Cavendish muzunun 1830 yılında İngiltere'de üretiminin de ilginç bir hikayesi var. Ve bu üretimi, Çin'den ithal edilen muz desenli duvar kağıdının etkilediği biliniyor. İyi dinlemeler
Aylin Öney Tan bugün muzla ilgili tarihten hikayeler anlatıyor. Muz insanoğlunun yetiştirdiği ilk bitkilerden. Kökeni Güneydoğu Asya. Batı'ya ilk getiren ise muzu Hindistan seferinde keşfeden Büyük İskender'in askerleri olmuş. Hindistan bugün de Asya'daki en büyük muz üreticisi ülke, ama ürettiği muzun tamamını kendisi yiyor. Peki Türkiye'de en çok yetişen muz türü Cavendish muzunun 1830 yılında İngiltere'de üretiminin de ilginç bir hikayesi var. Ve bu üretimi, Çin'den ithal edilen muz desenli duvar kağıdının etkilediği biliniyor. İyi dinlemeler
Almanya'daki yeni tip koronavirüs vakalarındaki rekor artış Başbakan Merkel ile hükümet üyelerini tedirgin ederken, halka yaptıkları "mümkünse evden çıkmayın" çağrıları vatandaştaki endişeyi artırdı. "İkinci kez hayat tamamen durabilir" korkusu market alışverişlerine yansıdı. Piyasa araştırma kuruluşu YouGov'un bir anketine göre, hemen hemen her on kişiden biri tuvalet kağıdı, makarna gibi temel ihtiyaç maddesi depolamayı düşünüyor. Peki Türkiye kökenliler ilk dalgadan ne ders çıkardı, onlar neler satın alıyor veya almayı düşünüyor? Audio: Murat Koyuncu'nun kayıtları
Akdeniz’e kıyısı olan Suriye ve Lübnan dışındaki neredeyse tümülkeler, yani Mısır, İsrail, Ürdün, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İtalya Türkiye’ninkarşısında. Peki Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki amacı ne? Bu gerginlikteTürkiye’ye en sert çıkışları yapan Fransa’nın bölgede ne gibi bir çıkarı var?Türkiye, doğalgaz yatakları bulursa, enerji ihtiyacını buradan karşılayabilecek miyoksa arama ve sondaj çalışmaları astarı yüzünden pahalıya mı gelece?Kısa Dalga’dan Beril Eski uluslararası ilişkiler uzmanı ve gemigözlemcisi Yörük Işık, uzman gazeteci Işın Eliçin ve ODTÜ Petrol ve Doğal GazMühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Serhat Akın’la bütün yönleriyle Doğu Akdeniz meselesini konuşuyor.
Sınırlar kapatıldı, vizeler durdu. Peki Türkiye'de olup Amerika'da girişimde bulunmak mümkün değil mi? Zorlukları nelerdir? Ne yapmalı... --- Support this podcast: https://anchor.fm/turkce-podcast/support
1. Bölümde Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve daha sonra adına Covid-19 denilen koronavirüs (corona virüsü), Antarktika hariç tüm kıtalara ve 60'dan fazla ülkeye yayıldı. Peki Türkiye'de son durum nasıl neler yapmamız gerekiyor? Dünya üzerinde virüs ile ilgili son gelişmeler... Bizi desteklemek için; https://www.patreon.com/dunyatrendleri Sosyal Medya Hesaplarımız; Twitter - https://twitter.com/dunyatrendleri Instagram - https://www.instagram.com/dunya.trendleri/ Linkedin - https://www.linkedin.com/company/dunyatrendleri/ Youtube - https://www.youtube.com/c/aykutbalcitv Goodreads - https://www.goodreads.com/user/show/28342227-aykut-balc aykut@dunyatrendleri.com Bize Bağış Yapmak İsterseniz Patreon hesabımız - https://www.patreon.com/dunyatrendleri
"Sen nasıl birisin? Neden böyle şeylerle ilgileniyorsun?" dedim, sakince gülümsedi ve nereden başladığını anlattı."Peki Türkiye'de nasıl devam ettin, bu ülke bunlara uygun değil" dedim, bu sefer sesli güldü ve anlattı. "Ben hiç inanamıyorum bu 'Sivil Toplum Kuruluşu' meselesine, işleyişine" dedim, "Ah evet mutlaka açıklanmalı, haklısın" dedi ve anlattı. "Sabah nasıl uyanacağız, aç mıyız tok muyuz diyen insanlar, kime nasıl yardım için hareket geçsin" dedim, "Çok güzel soru, bak anlatayım' dedi ve anlattı. "Siz orta sınıf ya da hep üst sınıfsınız" dedim, "Bu varlıklı insanın meselesi değil gezegenin meselesi" dedi ve anlattı. İnançsızlığıma gülümsedi, ufkumu açmaya devam etti.Bu insanlar özeller... Bu dünyada yol gösterici olanlar, bize bir şeyleri öğretmeye gelmişler. Teşekkürler Itır Erhart... See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.
“Türkiye 1978’den 2003’e çeyrek asır boyunca ortalama %60 enflasyonla yaşadı. Nobel ekonomi ödülü sahibi Milton Friedman, “enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur” der. Nedensellik açısından baktığımızda Milton Friedman haklıdır: Para arzının artış hızının yüksek olduğu ülkelerde ortalama fiyat artış hızı, yani enflasyon da yüksektir. Peki Türkiye’de Merkez Bankası para arzını neden bu […]
Osmanlı'da bu teoriye nasıl bir yaklaşım vardı? Hoca Tahsin Efendi hangi yorumları getirdi? Canlı isimlerinin etimolojileri ne gibi farklar doğurabilir? Peki Türk Tanrısı Erlik'in dinozorlarla ilgisi ne!